2. FİLM NOİR / KARA FİLM için;
Kırklı yıllarda ortaya çıkan ve günümüze dek
evrilerek gelen «bir sinema akımı» dır diyebiliriz.
Bu tarz filmler, müzikaller, western filmleri
vb.lerinin aksine her daim var olmuştur.
Alman dışa vurumculuğu, klasik ve yeni gerçekçilik,
deneysel sinema gibi akımları kısım kısım içinde
barındırır.
Türleri etkilemesi dışında, kara film çağdaş
sinemanın ilgilendiği kimlik sorunu ve kadın temsili
gibi konular için de önemli bir yol göstericidir.
3. Günümüzde kara film, bilimkurgu, aksiyon,
gerilim ve komedi gibi türler için önemli bir
referanstır.
KARA FİLMİ TANIMLAMAK:
James Naremore’a göre, kara filmi tanımak
kolay, ancak tanımlamak zordur.
Anti kahraman olmaya itilmiş bir kişinin
yozlaşmış bir dünyada yaşadıklarını belirgin
çekim teknikleri (ışık-gölge kontrastı) ve
anlatımsal özellikler (flashback / geriye dönüş)
ile anlatan film türüdür, diyebiliriz.
4. ,
Kara film hayatımızda güvendiğimiz çoğu
olguyu alaşağı ederek gölgemizi anlatır bize.
Kendimizde fark etmediğimiz karanlık, kötü
yönlerimizi söyleyerek o kadar da masum
olmadığımızı, her geçen dakika daha çok
kirlendiğimizi yüzümüze vurur.
Dünya öyle bir karmaşa içindedir ki paran
olmadan hiçbir şeysindir.
Yağmurla ıslanmış sokaklara, karanlık ve sis
çökmüştür. Tehlikenin nereden geleceğini
bilemezsin. Tertemiz bir insanı bile
kirletebilen bir dünya…
5. Evindeki eşini, hep yanında olan sıkı dostunu
ve polisi bir anda senin kuyunu kazarken
görebilirsin.
Gölgeler arasında gezinirken sen de gölge
olursun. Hayatta kalabilmek için para
gereklidir. Para da seni kirletir.
Aşk ile kaybettiğin duyguları geri kazanmaya
çalışırsın ama daha çok kirlenirsin.
Kara filmin aslında özü bu kadardır.
6. Kara filmin ortaya çıkışını 1929 küresel ekonomik
bunalımı, 2. Dünya Savaşı, Faşizm ve mafya olgusu
tetiklemiştir. Dönemin polisiye romanlarından
sinemaya uyarlamalar şeklinde başlamıştır.
Suçun egemen olduğu, gangsterler, mafya ve polis
devleti üçgeninde Hollywood’un bir yaratısıdır.
Ancak; bir Amerikan tarzı olarak görülen kara
filmlerin tanımlanması Fransızlara düşmüştür.
Kara film (film noir) terimi ilk kez 1946 yılında
Fransız eleştirmen Nino Frank’in
“Yeni Bir Polisiye Drama Tipi: Suç Macerası» adlı
makalesinde kullanmıştır.
7. KARA FİLMLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ:
1. Zıtlıkların etkin kullanımı;
Kara filmlerde tıpkı siyahla beyazın birbirine zıt
olması gibi hikayede zıtlıklar üzerinden anlatılır.
2. Belirsiz olay örgüsü;
Kara filmlerde hikaye alışıldık klasik sıralamaya göre
ilerlemez. Sık sık geriye dönüş ve ileriye gidiş
teknikleri kullanılır. Çoğunlukla dış ses kullanılır.
Hikayedeki sıralamanın belirsiz olması;
dışavurumculuk, şiirsel gerçekçilik, Sürrealizm gibi
akımların etkisinde anlatılması güç olan konuların
anlatılmasını sağlar.
8. 3. İnsanlığın üzerine çöken sis
Kara film; yaşamı, suçu, tutkuyu, karmaşayı ve
şiddeti konu alırken bilindik kuralların aksine farklı
imgeler kullanır.
Üzerine sis çökmüş yağmurlu ve karanlık yollar
gölgelerin arasında gezinen karakterlerin de bir
anda gölge haline gelmesini anlatır.
Kirlenmiş bir dünyada iyi insan kavramı yoktur.
9. 4.Toplumun dışladığı insanlar;
Kara filmlerde bulunan karakterler genellikle; sık,
sık ters köşe olan dedektifler, rüşvet yiyen polisler,
kıskanç kocalar, başarısız hırsızlar, bezgin yazarlar
gibi karakterlerdir.
Bu karakterler kendilerini bir anda karmaşanın
içinde bulurlar.
Tehlikenin nereden onları bulabileceği belli değildir.
10. 5. Kara kadınlar;
Kara filmlerde karakterler sıklıkla kadınların
arasındadır. Karakterler sürekli kadınlara
karşı arzulu olurlar ancak hikayenin
devamında onu terk eder veya yüzüstü
bırakır veya kadın ortadan kaybolur ya da
ölür. Bu durum “Noir” tarzının karanlık ve
eleştirel yapısının, kadın erkek ilişkilerine
bakış açısını yansıtır.
11. 6. Femme Fatale;
Femme Fatale karafilmlerde mutlaka bulunan kısa
anlamıyla kötü kadın karakterlerdir. Bu karakterler;
güzel, çekici, cazibeli ama yakınlaşıldığında
karakteri felakete sürükleyen kadınlardır.
Femme Fatale karakteri kontrol eder ama hiçbir şey
onu kontrol edemez, kimseye aşık olmaz, kendisi
dışında kimseyi sevmez ve kimseye ait bir kadın
değildir.
Bu kadınlar genellikle karakteri suça teşvik eden ve
bundan kendisi için bir çıkar sağlayan kadındır.
12. 7. Yabancılaşma ve varoluş sıkıntısı;
Kara film karakterleri genellikle hiçbir şeyi
umursamayan ve kendi varoluşundan
rahatsızlık duyan kişilerdir.
Bu insanlar filmdeki kirlenmiş dünyanın
insanları tarafından bir çeşit enayi olarak
görülmektedir.
Karakterin olumsuzlukları, yabancılaşması,
umursamazlığı öznel kamera açılarından
izleyicinin bakış açısına sunulur.
13. Kara filmler ait olduğu coğrafyadaki toplumsal
uyumun bozulduğu dönemin, ekonomik, politik ve
kültürel açmazların, toplumsal dönüşümün perdeye
yansımasıdır.
( Malta Şahini ( 1941) ile başlayan ve Bitmeyen
Balayı’yla 1958) son bulan dönemde, Amerika
güçlenirken ülke dışındaki zalimliğini artırmış,
toplum kaosa sürüklenmiştir.
1. evre, 1941-46 arasındaki savaş dönemi,
2.evre 1945-1949 Arası Savaş Sonrası gerçekci
dönem ve 1949-53 arası 3.evre…
14. Şüphesiz bu üçüncü dönem kara filmin en iyi
dönemidir.
Bazı eleştirmenler gri melodramları bazılarıysa savaş
sonrası sokak filmlerini beğenmelerine karşın kara
filmin bu son dönemi estetik ve sosyolojik açıdan en
etkili dönemdir.
15. Filmde kullanılan düşük değerli ışıklandırma, kural dışı
kamera açıları, gölgeler, ayna gibi semboller kara filmlerde
rastlanan öğelerdir.
Kara filmlerde yüksek kontratlı ışıklandırma stili önemli yer
tutar.
Işıklandırma genellikle üç nokta ışıklandırmasına dayanır.
KARA FİLMLERİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ:
IŞIKLANDIRMA:
Kara filmdeki ana ışık doldurucu ışığa karşı
daha güçlüdür. Söz konusu düşük seviyeli ışıklandırma
oyuncuların yakın çekimlerinde bile kullanılır.
Okura Not: Bu tip ışıklandırma tekniği tiyatroda da
kullanılır. TAKSAV’ın getirdiği «Unutulan» adlı oyunu
anımsayın! Orada da bu teknik belirgindi…
16. Önemli sayıda kara filmin zirveleri sık sık
rafineriler, fabrikalar, trenlerin geçtiği alanlar,
elektrik santralleri gibi endüstriyel mekânlarda
geçer. Mekanların tanıtıcı uzun çekimleri yer almaz
ve izleyicinin mekanla özdeşleşmesi engellenir.
ALAN DERİNLİĞİ:
Alan derinliği bir diğer kara film özelliğidir. Alan
derinliği sayesinde kara filmler kapalı bir evren
oluştururlar. Karakterler alan derinliği içerisinde yer
alan bütün yüzeyler arasında hapsolurlar.
Mekan Kullanımı :
18. Double Indemnity / Çifte Tazminat
1944…Billy Wilder…
The Big Sleep / Derin Uyku
1946…Howard Hawks…
Senaryo: W.Faulkner
19. Gilda 1946 … Charles Vidor…
The Lady From Shanghai:
1947…Orsdon Welles
20. Out Of The Past /
Darağacımı Yükseğe Kur! 1947…
Jacques Tourneur
Sunset Boulevard / Sunset
Bulvarı
1950…Billy Wilder
21. In a Lonely Place / Issız Bir Yerde
1950…Nicholas Ray
The Big Heat / Ölüm Korkusu
1953…Fritz Lang
22. Touch of Evil/Bitmeyen Balayı/1958
Döneminin son örneği olarak kabul edilen
Touch of Evil – Bitmeyen Balayı; film noir
türünde kültleşmiş bir yapım olmakla
beraber kullanılan teknikler açısından da
sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Özellikle filmin açılış sahnesinin plan
sekans şeklinde çekilmiş olması, dönemin
teknik olanaklarıyla birlikte düşünecek
olursak, sinema tarihinde büyük bir yankı
uyandırmıştır.
Alfred Hitchcock’un Psycho filmine de
ilham veren Touch of Evil’in yönetmen
koltuğunda ise Orson Welles
oturmaktadır
23. YENİ KARA FİLM:
Yeni kara film, 1974 yılında başlamış olsa da
Amerikalı Bağımsız yönetmenler sayesinde 90’larda
büyük bir çıkış yakalamıştır.
Yeni kara film, özellikle 90’lı yıllarda genç
yönetmenlerin tercih ettiği bir türe dönüştü. Hem
türe katkıda bulunup hem de örnek alınan veya taklit
edilen, kendi anlatım tarzlarını oluşturmuş birçok
yönetmen ortaya çıktı.
Başlıca örnekler arasında Quentin Tarantino, Coen
Kardeşler (Joel Coen, Ethan Coen), David Fincher,
David Lynch gibi isimleri sayabiliriz.
24. Yeni kara filmlerin birçoğunda eskiye özlem vardır.
Bunu, kara filmlerin yeniden çevrimleriyle veya
kara filmlere yapılan atıflarla görmek mümkündür.
Hays yasalarından etkilenen kara filmler, sansürün
ortadan kalkmasıyla daha cesur, şiddet ve cinsellik
içeren sahnelerin yer aldığı ve mutsuz sonla
bitebilen filmlerin doğmasına yol açmıştır.
Yeni kara filmin öncü örneği
Boorman’ın ilk filmi olan Point
Blank ’tir.(1967)
25. 1974 yılının En İyi Film Oscarı adaylarına
baktığımızda Baba II (Godfather II,
Francis Ford Coppola), Konuşma, Çin Mahallesi
( TAKSAV’da izleyip senaryo incelemesi yaptığımız
film), Lenny (Bob Fosse) ve TheTowering Inferno'yu
(John Guillermin, Irwin Allen) görürüz.
Bu filmlerden Baba II,Konuşma ve Çin Mahallesi söz
konusu dönemde yaşanan sosyal, ekonomik ve siyasi
sıkıntıların bir çeşit yansımasıdır.
Bu filmler toplumda ve devlet yönetiminde var olan
yozlaşmanın neticesinde yaşanılan yabancılaşmayı
anlatmaktadır.
26. Postmodern kara filme geçiş:
Bu dönemi başlatan film 1981
yılı yapımı «Body Heat» ( Ateşli
Vücutlar )filmidir.
Postmodern dönemde bazı
yönetmenler kara film türüyle
anılır.
Ancak her yönetmen kendine has
üslubu ve diğer film türlerine
yönelik öykünmesiyle farklılaşır ve
kara filme yeni bir boyut
kazandırır.
27. Bryan Singer’ın Olağan Şüpheliler’i 1994, David
Fincher’ın Oyun veYedi filmi; David Lynch’in Blue
Velvet; Kayıp Otoban, Coen Kardeşlerin Fargo ve
Orada Olmayan Adam filmleri postmodern kara
filmin iyi örneklerindendir.
28. Günümüz sinemasında postmodern kara filmlere sıkça
rastlanmaktadır.
Tarantino sineması, postmodern kara filmin özellikle
popüler kültüre yaptığı göndermeler bakımından akla
gelen ilk örneklerden biridir.
Rezervuar Köpekleri 1992,
Madonna,
Beretta,
Gümüş Sörfçü ve
Fantastik Dörtlü gibi çizgi romanlar ve
Joel Schumacher’in filmi The Lost Boys’a (1987)
göndermelere sahiptir.
29. Yeni Kara Filmde Kadın
Mavi Kadife’de görüldüğü üzere, yeni kara filmde
femme fatale farklı şekillerde ele alınmaktadır. Kimi
zaman bir kurban haline gelen femme fatale, kimi
zaman klasik dönemdekinden farklı olarak çok daha
ölümcül hale gelir. Kadının toplumda özgürleşmesi,
beraberinde daha güçlü bir femme fatale’i getirmiştir.
Yeni kara filmde klasik femme fatale’e göre daha
güçlü ve daha ölümcül bir femme fatale yer
almaktadır.
Ateşli Vücutlar ve Son Tahrik, söz konusu femme
fatale’in temsil edildiği yeni kara film örnekleridir.
30. Yeni kara filmde kadın konusu klasik dönem ile iki noktada daha
ayrılmaktadır. Bu noktaların ilki kadın dedektif/polistir. Klasik
kara filmde hiç kadın dedektif yer almamaktadır
Yeni kara film ile klasik dönemi ayıran ikinci nokta ise kadın
yönetmenlerdir. Klasik dönemde, 1953 yılında Otostopçu’yu
(Hitchiker) çeken Ida Lupino dışında kara filme imza atmış bir
kadın yönetmen bulunmamaktadır.
1980 sonrası dönemde ise Kathryn Bigelow (Mavi Çelik), Lizzie
Borden (Aşk Suçları, 1992), Tamra Davis(Guncrazy,1992),
Mary Lambert (Siesta, 1987), Sondra Locke (Impulse,
1990),Dorothy Ann Puzo (Soğuk Çelik, 1987), Katt Shea Ruben
(Stripped to Kill, 1987) ve Lili Fini Zanuck (Rush, 1991) gibi
kadın yönetmenler de kara film tarzında filmler yapmıştır.
31. Bu dönemde yeni kara filmlerin yoğun olarak
etkileşime girdiği bir tür söylemek gerekirse bu
kesinlikle bilimkurgu olur.
Öyle ki bu tarz filmlerin çoğunluğundan ötürü yeni bir
adlandırmaya gidilerek future-noir terimi
kullanılmıştır.
BladeRunner 1982,
Robocop(1987),Terminatör(1984) ve
Gizemli Şehir(Dark City, 1998) gibi filmler bu eğilimin
en iyi örnekleridir.
32. ÜLKEMİZ SİNEMASINDA KARA FİLM…
Sinemamız tarihinde Kara Film örnekleri pek azdır.
Son dönem bu türe daha çok yer vermiş olup
geçmişte çok daha az örnek bulunmaktadır.
Son dönem sinemasında, tuzağa düşen
bireyi odağına alan, ayartıcı kurgular,
hesaplaşmalar içeren organize suçlar ve
plânlanmış cinayetler hakkında kara film
izleklerinin hâkim olduğu postmodern kara
anlatılar mevcuttur.
33. Sinema tarihimize şöyle bir göz attığımızda
görebileceğimiz, kara film etkileri taşıyan filmler şu
şekilde açıklanabilir:
Amerikan tarzı bir hafiye ve sevgilisi gazeteci kızın
esrarengiz olayları açığa çıkarmaya çalıştıkları bir
film olan 1940 yapımı «Yılmaz Ali «,
34. Çeteleri, gece kulüpleri, yakışıklı kiralık katilleri ve
tehlikeli femme fatale‟leriyle
1953 yapımı «Affet Beni Allahım»
35. 1953 yapımı,»İstanbul Canavarı» ve yine 1953
yapımı « Kanlı Para»ile
şiddeti, sadizmi içinde barındıran «Kanun Namına»
filmleridir.
36. Prof.Dr. Zeynep Tül Akbal Sualp’e göre; melodramla
da melezleşen bir postmodern kara film örneği
günümüzde ortaya çıkmaktadır.
Yeni dönemin sinemasını yaratan koşulların da
karafilmi yaratan koşullara paralellik gösterdiğinden
hareketle; Savaş ya da günümüzde olduğu gibi pek
çok savaşçığın nekahat dönemleri ve bu koşulların
uluslararası emeğin yeniden örgütlendiği dönemlerle
çakışması, işsizlik, milliyetçilik ve erkek egosunun
yeniden inşası kentsel mekân ve sanayi toplumunun
sıradan insan üzerindeki etkilerinin yeni formlar,
temsil ilişkileri baş etme biçimleri talep ediyor
olması, bize bu özgül estetiğin görsel deneyimlerini
hazırlamaktadır.
37. Zeynep Tül Akbal “Unutmak İstemenin Boşluğunu
Dolduranlar: Arabesk - Noir ya da Hiçlik
Kutsamaları” adlı çalışmasında yeni sinemanın
taşraya dönük anlatılarındaki arabesk ve kara film
üsluplarından yola çıkarak postmodern döneme
denk gelen Türk kara film örneklerini hiçlik
kutsaması ya da arabesk noir olarak tanımlar.
Akbal’ın arabesk noir dediği hislenen, kendisine
acıyan bir toplumun yıllarca melodram kökenli
arabeskle tatmininin, kara film biçimiyle örtüştüğü
ortadadır.
Bu nedenle melodram ile kara film Türk
Sinemasında türsel bir geçişlilik göstermektedir.
38. Sinemamızda son dönem Kara Film örnekleriyle
belki de en çok öne çıkan, Senaryo yazarı, şair ve
yönetmen Onur Ünlüdür.
Onur Ünlü anlatım şekli olarak Kara Film unsurları
içeren bir bütünlüğü esas almıştır ve üzerine kattığı
abartılı üsluplar, onu Kara Film
kültürüne yaklaştırmıştır.
Örnek verilmesi gerekirse ilk uzun
metrajlı filmi Polis’te filmindeki
başkarakteri ölüm meseleleri ile
uğraşmıştır.
39. Onur Ünlü’nün metinler arası gezintinin görüldüğü
bir başka filmi ise ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’dir.
Bu filmde de metinler arası gezinti görülmektedir.
Bunun yanı sıra dini söylemler,
sistem eleştirisi, olağanüstü
güçlere sahip karakterler ve
müzik eşliğinde yapılan sahne
geçişleri ile hiçbir özel efekt
kullanılmadan yanlızca kurgu
metoduyla yapıldığı
görülmektedir.
41. Bir diğer yönetmen Zeki Demirkubuz olup
Demirkubuz filmlerinde şiddet öğesini güçlü
vurgularla kullanmaktan çekinmez.
Karakterlerinde absürt bir melodram bulunur. Kara
Film öğesi olarak dekorlar ve filmlerin çekildiği
ortamlar genel olarak kasvetli, kirli ve fakir yapılara
sahiptir.
Demirkubuz, Yer altı filminde şehir hayatını tasvir
ederken toplumu ve kamuyu, bar, kafe, otel,
restoran, sokak yaşantısındaki gerçekçiliğinden
yararlanır.
43. Taylan Biraderlerin ( Yağmur ve Durul) 2009 yapımı
Vavien adlı filmi ve Nuri Bilge Ceylan’ın 2006 yılı
yapımı Üç Maymun ile 2007 yapımı Bir Zamanlar
Anadolu’da filmleri son dönem Kara Film örnekleri
olarak gösterilebilir.
44. Son dönem filmlerin büyük çoğunluğunda da
melodramatik kodlar suç hikayesiyle harmanlanır.
Bu melezlik bazen stilize bir karafilm örneği olur
bazen de tematik bir örnek olarak ortaya çıkar.
Bunlara örnek olarak şu filmleri gösterebiliriz:
Karışık Pizza (1997), Usta Beni Öldürsene (1997),
Masumiyet (1997), Ağır Roman (1997), Laleli‟de Bir Azize
(1998), Her Şey Çok Güzel Olacak (1998), Gemide (1998),
Kaç Para Kaç (1998), Melekler Evi (2000), Filler ve Çimen
(2000), Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (2000), Fasulye
(2000), İtiraf (2001), Yazgı (2001), Dokuz (2002),
Bekleme Odası (2003), Meleğin Düşüşü (2004), Kader
(2006), Barda (2006), Sis ve Gece (2007), Kabadayı
(2007), Rıza (2007), Münferit (2008), Pus (2009), Kara
Köpekler Havlarken (2009), Bornova Bornova (2009),
Çakal (2010), Zefir (2010), Celal Tan ve Ailesinin Aşırı
Acıklı Hikâyesi (2011), Av Mevsimi (2010), Ejder Kapanı
(2010), Behzat Ç. (2011).
45. Görüldüğü üzere, kara film bir yandan kendisi
evrilen bir yandan da sinemanın evrilmesini
sağlayan döngüsel bir hareket yaratmıştır.
Bu döngüsel hareket kendisini sosyal ve toplumsal
değişikliklere de başarıyla adapte etmiştir.
Kara film klasik dönemin sona ermesiyle bitmemiş,
değişik formlarda ya da farklı akımlarda yaşamaya
devam etmiştir.
Bu noktadan yola çıkarak kara filmin, sinemada
gelecekte yaşanacak değişimlere de ayak
uydurabileceği tahminini yapabiliriz.
46. BEKLERİZ…
Bu sunumun oluşturulmasına kaynak olan
Turgut YASALAR’a teşekkür eder, TAKSAV
Bodrum Temsilciliği’nde sinema dünyasına
yeni seyehatlere;