2. AĞRI TARİHİ
Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya giriĢleri sırasında Ağrı, bir geçiĢ
oluĢturmuĢ, dolayısıyla bir çok medeniyete sahne olmuĢtur. Ancak bu
medeniyetler Ağrı’yı bir giriĢ kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir
uygarlık oluĢturamamıĢlardır. Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in
güçlerini yitirmeleri üzerine, M.Ö.1340-M.Ö.1200 tarihleri arasında Hurriler
bölgeye yerleĢmiĢlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan
Ağrı’yı ellerinde tutamamıĢlardır.
En köklü uygarlığı Urartular oluĢturmuĢtur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve
kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral Ġspuini (M.Ö.825-M.Ö.810)
döneminde seferler baĢlamıĢ, Kral Menua(M.Ö.810-M.Ö.786) döneminde bu
akınlar daha da ağırlık kazanmıĢtır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar
üzerinde inĢa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını
göstermektedir.
3. Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve TaĢburun köylerinin
arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki
egemenliğinin kesin kanıtıdır. M.Ö.712 yıllarında Kızılırmak boylarına
kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hakimiyet
kurmuĢlardır. Medler ( M.Ö.708-M.Ö.555 ) Asur Devleti’nin yıkılması
ile birlikte bir yayılma ürecine girmiĢ, bunun sonucu olarakta Ağrı ve
çevresini topraklarına katmıĢlardır. Medler’in yıkılması ile birlikte
Persler; Büyük Ġskender’in Pers Kralı III.Darius’u ( M.Ö.331 ) yenerek
Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaĢık iki yüzyıl kadar
bölgede yaĢamıĢlardır. Büyük Ġskender’in ölümü üzerine oluĢan
boĢluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmiĢlerdir.
Doğu Anadolu’ya gelip yerleĢen ilk Türk topluluğu M.Ö.680 yılında
bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubeyazıt çevrelerine
kısa sürede yerleĢmiĢlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyaslı
Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuĢtur. Bölge, Hz.Osman
zamanında islam orduları tarafından fethedilmiĢtir. 872 yılına değin
Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın
kontrolüne geçmiĢtir.
4. 1071 Malazgirt SavaĢı sonrası bölgeye Türk boyları
gelmeye baĢlamıĢtır. Ağrı, yüzyıla yakın bir süre
Sökmenli Devleti’nin sınırları içine girmiĢtir. 1027-1225
yılları arasında Ani Atabekleri, 1239’da Cengizliler, 1256-
1358 yılları arasında Ġlhanlılar ve Celayirliler Ağrı’da
hüküm sürmüĢlerdir. Ġlhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı
Dağı’nda yapmıĢ, Anadolu ve Ġran’ı buradan
yönetmiĢlerdir. 1393’de Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı
bölgesini ele geçirmiĢtir.
1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu
toprakları içinde yer almıĢ, Karakoyunlular yıkılınca Ağrı
Akkoyunlular’ın egemenliğine geçmiĢtir. Ağrı, Yavuz
Sultan Selim tarafından Çaldıran SavaĢı sonrası
Osmanlı topraklarına katılmıĢtır.
5. Osmanlı döneminde ġorbulak olarak anılan ilin adı,
Ermeniler zamanında Karakilise olarak
değiĢtirilmiĢtir. Kazım Karabekir PaĢa zamanında
Karakilise ismi değiĢtirilerek Karaköse diye
adlandırılmıĢtır. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı
Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve
çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya
batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 1834
yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927
yılında il merkezi olmuĢtur. 5165m. yüksekliğiyle
Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan
dolayı da AĞRI adını almıĢtır.
6. COĞRAFİ KONUM
39.05 ve 40.07 kuzey enlemleri ile, 42.20 ve 44.30 doğu
boylamları arasında yer alan il, deniz seviyesinden 1640
m yükseklikte kurulmuĢtur.
Anadolu’nun Ġran’la bağlantısını sağlayan yolun
üzerinde bulunması ile önemi artan ilin doğusunda Ġran,
batısında MuĢ ve Erzurum, kuzeyinde Kars, güneyinde
Van ve Bitlis ile kuzeydoğusunda Iğdır ili bulunmaktadır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van bölümü
içinde kalan yüksek Anadolu yaylasının devamı üzerinde
yer almaktadır. Yüzölçümü 11376 kilometre karedir.
Topraklarının %46’sını dağlık alanlar, %29’unu ovalar,
%18’ini platolar ve %7’sini yaylalar oluĢturmaktadır.
7. EKONOMİK FAALİYETLER
Tarım: Halkın baĢlıca geçim kaynağı tarım ve
hayvancılıktır. Tarım ürünleri buğday, arpa ve Ģeker
pancarıdır. Murad Suyu bataklığında pamuk, kendir, pirinç,
mısır ve çavdar yetiĢir. Bataklıklarda kamıĢ fazladır. Su
bakımından zengin olduğu halde ancak 23.522 hektar arazi
sulanmaktadır. Doğu Bayezid, Patnos ve Tutak ovalarının
sulanması için proje çalıĢmaları yapılmaktadır.
Hayvancılık: Ağrı ilinin en önemli gelir kaynağı hayvan ve
hayvan ürünleridir. Koyun yetiĢtiriciliği baĢta gelir. Kırsal
bölgelerde göçebeler çoğunluktadır. GeniĢ mer’a ve
otlaklarda, yaylalarda koyun, keçi, sığır, manda
beslenmektedir.
.
8. Ġlde, ata rağbet azalmıĢtır. Ağrı dağlarında yabani keçi,
boz ve beyaz ayı, sansar, tilki, kurt ve tavĢan; Köse
Dağında büyük ve bol sayıda yılan vardır. Ağrı Dağında
ise engerek yılanı çoktur. Yazın Tendürk Dağında göç
eden av hayvanları kıĢın Ağrı dağının Kozlu bölgesine
gelirler. Kozlu bölgesi devamlı güneĢ gördüğünden
burada kar azdır.
Madenler: Ağrı ilinde asbest, kükürt, ponzataĢı, tuz,
maden suyu, sıcak su kaplıcaları, çimento taĢı, kireç,
tuğla ve kiremit hammaddesi ve EleĢkirt’te Linyit
yatakları vardır. Ayrıca az mikdarda mermer yataklarına
da rastlanmaktadır
9. Sanayi: Yeni yeni geliĢmektedir. BaĢlıca sanayii, 1984 yılında
faaliyete geçen Ģeker fabrikası, Doğu Bayezid Yem Fabrikası,
Ağrı Tuğla Fabrikası, Et-Balık Kurumu Kombinası, Peynir-
Tereyağ Fabrikası, Un Fabrikası, halı-kilim ve hızar
atölyeleridir.
Tiftik iĢi baĢlık, eldiven ve atkıları ile meĢhurdur. Geometrik
desenlerle süslü kilim, halı ve heybeler en çok Doğu Bayezid,
Karaköse ve Tahiki köyünde yapılır ve çok meĢhurdur. Diyadin
hidroelektrik santralı ile Patnos ve ġekerovası barajları için ön
çalıĢmalar yapılmaktadır.
Ulaşım: En önemli ulaĢım yolu, Trabzon-Erzurum-Tebriz
yoludur. Ağrı, Ġran transit yolu üzerindedir. Asya’ya açılan bir
kapıdır. Gürbulak sınır kapısı ile Ġran’a girilir.
Ġkinci derece yolları, Doğu Bayezid-Iğdır-Kars yolu ile Ağrı-
Patnos-Van ve MuĢ yollarıdır. KıĢın bazı yerlerde ulaĢım
kızaklarla yapılır.
12. Doğubeyazıt'ın 5km doğusunda,
Eski Beyazıt'ın kuzeydoğusundaki
Belleburç denilen yerde
bulunmaktadır. Bugün için harap bir
vaziyet arz etmektedir. Yapanı ve
yaptıranı bilinmeyen kalede, Urartu
mezarları ve antik çağlara ait
kalıntılar bulunmaktadır. Kale plan
olarak üç bölümden meydana
gelmiĢtir. Orta bölümde tapınak ve
mağaralar mevcuttur. Kalenin
etrafını çeviren surlar tamamen
kaybolmuĢtur. Kalenin Urartular
tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
13. BEYAZIT ESKİ CAMİ:
Doğubeyazıt'ın doğusunda, Kalenin güney eteğinde
bulunmaktadır. Cami, muhtemelen Yavuz Sultan
Selim tarafından yaptırılmıĢtır. Caminin taç kapısı
üzerindeki onarım kitabesinden H.1096 (M.1687)
'da onarım gördüğü anlaĢılmaktadır. Kare planlı, tek
kubbeli cami plan tipindedir. Harim mekanı 11.50m
çapında bir kubbe ile örtülüdür. BeĢ gözlü son
cemaat yeri yıkılmıĢtır. Üzerinde herhangi bir
süslemesi bulunmayan cami, değiĢik renklerdeki
taĢların karıĢık bir biçimde kullanılmasıyla
yapılmıĢtır.
14. DİYADİN KALESİ:
Diyadin ilçe merkezinin güneyinde, Murat Irmağı'nın
kıyısındaki kayalıklar üzerinde kurulmuĢtur. Yapanı
ve yaptıranı belli değildir. Evliya Çelebi, Uzun
Hasan oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırıldığını
belirtmektedir. Kale, yapılıĢ tarzı ve kullanılan
malzeme bakımından Urartu kalelerine
benzemektedir. Birçok dönemde tamir ettirilen kale,
bugün harap bir vaziyettedir.
15. AVNİK KALESİ:
KoçbaĢı Kalesi olarakta bilinen yapı Diyadin ilçe
merkezine 29 km mesafede, Yankaya (Ali Hido)
mezrasında, Aladağ'ın yüksek bir yerindedir.
TaĢlarının sökülüp, ev yapımında kullanılmasından
dolayı, bıgün ancak temelleri günümüze
gelebilmiĢtir.
16. KUJE KALESİ
Avnik Kalesi'ne yakın bir yerde bulunan küçük
çapta bir kaledir. Günümüze ancak kalıntıları
ulaĢabilmiĢtir.
17. MEYA (GÜNBULDU) MAĞARALARI:
Diyadin ilçe merkezine 12 km
uzaklıktaki Günbuldu
köyündedir. Antik bir kent
görünümündeki yerleĢim
yerinde mağaralar ve tarihi
kalıntılar köyün 400 m uzağında
bulunmaktadır. Kayalara
oyularak yapılmıĢ, barınma
yerleri, tapınak, ibadethane,
oda ve mağaralar oldukça ilgi
çekicidir. Barınarak ve
ibadethanelerde değiĢik
inançların izleri
görülmektedir.Oldukça tahrip
edilmiĢ kentten, günümüze
mihrap, haçlı taĢlar ve mezarlar
kalmıĢtır.Buradan çıkarılan iki
koç heykeli, Ģu anda il
merkezinde bulunmaktadır.
18. İSHAKPAŞA SARAYI
Dogubeyazıt'ın 8 km
güneydoğusunda, Eski
Doğubeyazıt'ın kayalıkları
üzerindedir. Sarayın harem giriĢi
üzerinde bulunan kitabesinde;
"Bin yüz ile doksan dokuz oldu buna
tarih,
Ġshaka meram üzere kem kıl dü
cihanı"
yazılıdır. Buradan yapının H.1199
(M.1784) tarihinde yaptırıldığı
anlaĢılmaktadır. Kitabede adı
geçen Ġshak ise, II.Ġshak PaĢa'dır.
Yapı yaklaĢık yüz yıllık bir dönem
içerisinde tamamlanmıĢtır.
Dolayısıyla 1634-1680 yılları
arasında Beyazıt Sancakbeyliği'ni
yapan Çolak Abdi PaĢa
döneminde yapının imarına
baĢlanılmıĢ ve 1784 yılında
II.Ġshak PaĢa döneminde yapı
tamamlanmıĢtır.
19. Ġki avlu ve bu avlularda yapılmıĢ
bölümlerden oluĢan sarayda, binalar
"U" Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Birinci
avluya giriĢi sağlayan taç kapı, dıĢa
doğru çıkıntılıdır. Her iki yönden
yuvarlak altıĢar sütunla takviye
edilmiĢtir. Yüzey yuvarlak kemerli,
mukarnas kavsaralı bir niĢ içine
alınmıĢtır. Asıl giriĢ kapısı basık kemerli
olarak düzenlenmiĢtir. Taç kapı;
kabartma bitki motifleri, stilize ağaçlar,
mukarnası andıran bezemeler ve
kemerlerle süslenmiĢtir. Birinci avluda;
nöbetçi odası, çeĢme, muhafız
koğuĢları, zindan ile at koĢum ve araba
yerleri bulunur.
Orta avlu, dört tarafı çeĢitli binalar ile
çevrilmiĢ olup, dikdörtgen planlıdır. Bu
kısımda, hizmetli odaları, selamlık, cami
ve türbe yer alır.
Dikdörgen planlı caminin, harim kısmı kare
planlı olup üzeri yüksek kasnaklı
tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Önünde
üzeri teras Ģeklinde düzenlenmiĢ kapalı
bir son cemaat yeri bulunur. Cami iç
mekanında, ampir üslubu hatırlatan
süslemelere sahiptir.
Caminin güneyinde yer alan Çolak Abdi
PaĢa Türbesi, Selçuklu tarzına uygun
olarak, iki kat halinde yapılmıĢtır.
20. Orta avludan bir kapıyla, dikdörtgen planlı harem dairelerine geçilir. Bu
bölümde ayrıca hamam, kiler, aĢhane ve tuvalet gibi kısımlar
bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Ġshak PaĢa Sarayı farklı üslup ve bezeme Ģekilleriyle inĢa
edilmiĢ olup, ortaçağ Ģatolarını anımsatan gösteriĢli bir eser olarak
karĢımıza çıkmaktadır.
21. ANZAVUR TEPE
Patnos ilçe merkezinin 2km kuzeybatısında yer
almaktadır. Patnos Kalesi olarak da bilinir.
Urartular'dan kalma antik bir kenttir. Saray, tapınak
ve bina kalıntılarının olduğu tespit edilmiĢtir. Kale
Kral Menua ve I.ArgiĢti, tapınak ise Ġspuını
zamanında yapılmıĢtır. Oldukça harap olan kentten
günümüze. Ancak tapınak,kale ve bazı binaların
kalıntıları ulaĢmıĢtır.
22. GİRİK TEPE
Patnos'un 1km güneydoğusundadır. Değirmentepe
olarak da bilinir. Urartular'a ait bu antik kent, Kral
Menua ve oğlu I.ArgiĢti dönemlerinde kurulmuĢtur.
1960-1963 yılları arasında yapılan kazılar
neticesinde, yanmıĢ bir iç avlu, taht odası, salonlar,
kiler ve mutfak ortaya çıkarılmıĢtır. Ayrıca buradan
çok sayıda yüzük, küpe, bilezik, kemer, mühür, altın
ve tunçtan yapılmıĢ süs eĢyaları elde edilmiĢtir.
23. TOKLUCA KALESİ
Diyadin ilçe merkezine 19 km uzaklıktaki Tokluca
köyünde bulunmaktadır. Yapıda yer altına inen
merdivenler mevcuttur. Ancak bu merdivenli yolun
nereye ulaĢtığı bilinmemektedir.
24. ÜÇ KİLİSE:
TaĢlıçay'ın 18 km doğusunda yer alan bugünkü
TaĢteker köyüdür.Birçok kaynakta adına
rastladığımız Üçkilisenin kutsallığı M.Ö.'ye dayanır.
Arsaklı Türkleri burada Bagavan adında bir GüneĢ
Tapınağı yapmıĢlardır. Sonradan Ermeniler
tarafından bir manastır inĢa edilmiĢtir. Ancak
bahsedilen ve diğer tarihi değerler yok edilmiĢtir.
Ermenilerin yaptırdığı manastır, 1950 yılında
sökülmüĢ, taĢları Ağrı Merkez Camii'nin yapımında
kullanılmıĢtır. Nuh Peygamber'in mezarının burada
olduğuna iliĢkin bir inanıĢta vardır.
25. KIZILZİYARET KALESİ:
Balıklı Göl yakınlarındaki aynı adı taĢıyan köyde
bulunmaktadır. Hangi dönemde yaptırıldığı
bilinmeyen yapının yapanı ve yaptıranı
bilinmemektedir. 1918 yılında yöre terk edilip
barınak ve kale surları tahrip edildiğinden dolayı,
kale harap bir görünüm arz etmektedir.