2. Atmosferde su buharı (H₂O),karbondioksit (CO₂)metan (CH₄),azot oksit (N₂O),
Nitröz Oksit(Diazot Monoksit) (N₂O) ve florlu gazların dahil olmak üzere sera gazları
adı verilen bazı gazları bulunmaktadır. İnsani faaliyetlerin sonucunda sera gazlarının
atmosferdeki miktarı artmakta normalde doğa da bulunan bu gazlara ek olarak
fazla salınan karbondioksit ve diğer gazlar sera etkisini hızlandırmakta, ısınmaya yol
açarak bugün yaşadığımız küresel iklim değişikliğine neden olmaktadır. İnsan
etkilerinin en önemlisi fosil yakıt kullanımının artmasıdır. Gelişen teknoloji ve artan
nüfusla birlikte ihtiyaçların kesintisiz karşılanabilmesi için sanayinin gelişmesi,
doğrudan ve dolaylı olarak fosil yakıt ihtiyacını günden güne arttırmaktadır.
Sera Etkisi
3. Jeolojik devirlerdeki iklim değişiklikleri, özellikle buzul
hareketleri ve deniz seviyesindeki değişimler yoluyla yalnızca
dünya coğrafyasını değiştirmekle kalmamış, ekolojik sistemlerde
de kalıcı değişiklikler meydana getirmiştir.
Günümüzde sözü edilen küresel iklim değişikliği ise, fosil
yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri,
ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle
atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki hızlı artışın doğal
sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama
yüzey sıcaklıklarındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade
etmektedir.
Sera Etkisi
4. Eski Zamanlar ve Milat
İnsanlar enerjiyi yüz binlerce yıldır kullanmaktadır. Ateşin insanlar tarafından ilk kez
kontrollü olarak kullanılmasının M.Ö 200,000 yılında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Orta Doğudaki insanlar yük taşımak için M.Ö yaklaşık olarak 3000’de ilk kez hayvan
gücünü kullanmışlardır. Keşfedilen ilk fosil yakıt kömürdür. Bulgular Çin'deki insanların
M.Ö 2000 yılına gelindiğinde yemek pişirmek ve ısınmak için kömürü kullandıklarını
göstermektedir. Yunanlılar ise M.Ö 500 yılında evlerinde pasif güneş ısıtmasını
kullanıyordu.
M.S. 500-900 yılları arasında İran'da tahıl öğütmek ve su pompalamak için yel değirmeni
icat edilene kadar kayıtlara geçen başka bir önemli gelişme bulunmamakta olup, yaklaşık
200 yıl sonra, yel değirmenleri Avrupa'da geniş çapta kullanılmıştır.
5. 18. Yüzyıl
Sera gazları 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış,
karbondioksit oranı %49’lık bir artış göstererek 280 ppm’den 417 ppm’e ulaşmıştır.
1700’lü yıllarda yakıt olarak odun yerine kömür kullanımı yaygınlaşmıştır.
Benjamin Franklin 1752 yılında ünlü uçurtma deneyi ile yıldırımın elektrik olduğunu
ortaya çıkardığında, elektrik ile ilgili önemli bir keşif yapılmıştır. Deneyi sayesinde,
binalara yıldırım düşmesini önlemek için paratoner icat edilmiştir.
1785’te aydınlatma için kömürden elde edilen doğal gazın kullanımını ilk kez Britanya
ticari hale getirmiştir.
6. 19. Yüzyıl
Yüz yıl sonra, 1859’da dünyanın ilk petrol ve doğal gaz kuyusu ABD, Pensilvanya’da
kullanılabilir hale getirilmiştir.
20 yıl sonra, 1879 yılında, Thomas A. Edison ampulü (akkor) icat etmiştir. 1880 yılında
ise Birleşik Krallık ’ta akü ile çalışan elektrikli arabalar ticari olarak üretilmeye
başlamıştır.
ABD’de ticari ölçekteki ilk hidroelektrik santral 12 kWh gücünde 1882’de kurulmuştur.
1880 yılından günümüze kadar tutulan veriler, ortalama küresel sıcaklığın 1,18 °C kadar
artığını göstermektedir.
7. 20. Yüzyıl
1900-1940 yılları arasında ortalama küresel sıcaklık 0,5oC kadar artmıştır. 1920 ile 1940
yılları arasında ortalama küresel sıcaklıkta daha hızlı bir artış gözlenmiştir.
Nükleer fisyon 1939 yılında, Otto Hahn tarafından Almanya’da keşfedilmiştir. Fisyon,
atom çekirdeğinin ortaya enerji çıkararak iki veya daha fazla parçaya ayrılmasıdır.
Bununla birlikte nükleer enerji ile ilgili gelişmeler başlamıştır. 50 yıldan az bir süre sonra,
1986 yılında Ukrayna, Çernobil’de dünyanın en kötü nükleer felaketi yaşanmıştır.
8. 20. Yüzyıl
1970, 1980, 1990’larda ise ortalama küresel sıcaklıklarda artış eğilimi gözlenmiş, 1990’lı
yıllarda 1978 yılından sonra en sıcak 8 yıl yaşanmıştır.
1970-1980 yılları arasında iklim değişikliği değerlendirildiğinde, oluşan değişimin 5 yıldan
50 yıla kadar etkisini kaybetmeyen ve troposferi ısıtıp stratosferi soğutan sera gazlarının
ortaya çıktığı fark edilmiştir. Bu sera gazlarının İklim değişikliğine etkisinin hızlı bir şekilde
artabileceği ve ciddi coğrafi değişiklikler yaratabileceği öngörülmüştür
9. 20. Yüzyıl
1973'te Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü petrol ambargosu koyduklarında petrol
krizi ortaya çıkmıştır. Bu, petrol fiyatlarının küresel olarak %400'e kadar artmasına sebep
olan ilk petrol krizi olmuştur. İkinci petrol krizi 1979 yılında gerçekleşmiştir. Tüm bunlara
rağmen olumlu gelişmeler de olmuştur: silikon fotovoltaik hücre 1974 yılında icat
edilmiştir. O zamandan beri güneş enerjisi fotovoltaik teknolojisi yenilenebilir enerji
üretiminde yaygın hale gelmiştir. 1998 yılında Türkiye'deki ilk rüzgar çiftliği kurulduğunda
İzmir'de yenilenebilir enerji açısından önemli bir adım atılmıştır.
Diğer yandan sera gazlarının atmosfere salınımı 2000 yılına kadar sürekli olarak artış
göstermiş, bu artışa bağlı olarak 1980’li yıllarda başlayan ardışık sıcak yılların ardından
1990 ve 2000 yılları arasında yüksek sıcaklıklar rekor seviyelere ulaşmıştır.
10. 21. Yüzyıl
Özellikle son 20-30 yıl içinde çok yönlü insan faaliyetleri sonucu karbondioksitin
atmosferdeki konsantrasyonlarında sürekli bir artış meydana geldiği ortaya konulmuş,
karbondioksitin yanı sıra diğer sera gazlarında da sürekli bir artış olduğu ifade edilmiştir.
Aynı zamanda temiz enerjiyi geliştirme çabaları da 21. yüzyılda gittikçe artmıştır. Tesla
2000'li yılların başında Amerika'da elektrikli araba üretimine başlamıştır. 2016 yılında 850
MWp kapasiteye sahip olan, dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali Çin’de
kurulmuştur. Fakat yine son 10 yılda en çok CO2 emisyonu üretimini Çin gerçekleştirmiştir.
11. 22. Yüzyıla Doğru Geleceğimiz
Atmosferdeki karbondioksit oranı Sanayi Devrimi'nin başladığı 1750 yılı ile
karşılaştırıldığında yüzde 40 artmıştır. İklim bilimciler mevcut iklim politikalarında herhangi
bir değişiklik olmadığı takdirde emisyon artışının 2100 yılına kadar 4,5°C küresel ısınmaya
neden olacağını tahmin etmektedirler.
Birçok araştırmacı fosil yakıt kullanımını azaltmak amacıyla sürdürülebilir enerji çözümleri
bulmak için çalışmalarına devam etmekte olup, hidrojen yakıt hücresinin icadı temiz enerji
teknolojisi konusunda umut vadetmektedir.
12.
13. KAYNAKLAR
Sanayi Devrimi'nin en kötü sonucu: Sera gazı salınımı | Euronews
RENAC energy & climate gGmbH
Dünyada İklim Değişikliği Üzerine Yapılan Çalışmalar ve Türkiye'de Mevcut Durum | Zeynep
KANAT- Atilla KESKİN
14. Continued Dialogue, Closer to Europe
Bu yayın Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Hayat
Boyu Öğrenme, Mesleki Eğitim ve Geliştirme Derneği ‘nin sorumluluğu altındadır ve
Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir”