2. DİJİTAL AYAK İZİ
Kolaylıkla erişebildiğimiz dijital dünyamız aslında gezegenimizde bir atık ve emisyon izi
bırakmaktadır. Dijital gölge veya elektronik ayak izi olarak da olarak da adlandırılan dijital
ayak izi, internet kullanımını sırasında oluşturulan veri izini ifade eder. Ziyaret edilen web
siteleri, gönderilen e-postalar ve çevrimiçi hizmetlere gönderilen bilgiler gibi tüm faaliyetler
geride dijital ayak izi bırakmaktadır.
3. Aktif Dijital Ayak İzi
E-postalar, sosyal medya paylaşımları ve
çevrimiçi hizmetlere gönderilen tüm bilgileri
içermektedir. E-posta göndermek, verilerin
başka bir kişi tarafından görülmesini ve/veya
kaydedilmesini içerdiği için aktif dijital ayak
izinin büyümesine sebep olur. Bir çok kişi e-
postasını çevrim içi olarak kaydettiğinden,
gönderilen iletiler uzun süre boyunca kolayca
çevrim içi kalabilir.
Pasif Dijital Ayak İzi
Bazı arama motorları tarafından kaydedilen
arama geçmişi gibi istemeden çevrimiçi olarak
bırakılan bir veri izidir. Örneğin, bir web sitesi
ziyaret edildiğinde, web sunucusu IP adresini (
internet servis sağlayıcısı ve yaklaşık
konumunu) tanımlayan günlüğe kaydedebilir.
IP adresi değişebilir ve herhangi bir kişisel bilgi
içermese de, dijital ayak izinin bir parçası
olarak kabul edilir.
Dijital ayak izi ‘aktif’ ve ‘pasif’ olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
DİJİTAL AYAK İZİ
4. İnternet verileri görünmez ve elle tutulamaz olsa da tüm
dijital cihazların birbirleriyle veri alışverişi yapabilmesi
için bu bilgilerin aralıksız olarak veri merkezlerinde
işlenmesi ve depolanması gerekmektedir. Bu işlem için
de veri merkezlerinde bulunan milyonlarca fiziki
sunucuya bağlanılmaktadır. Bu sunucular çok fazla enerji
harcayan denizaltı kabloları, anahtarlar ve
yönlendiricilerle bağlıdır. Dolayısı ile tüm bu işlemler için
kullanılan enerjinin çoğu, fosil yakıtlardan elde edilerek,
havaya başta karbondioksit olmak üzere çeşitli sera
gazları yaymaktadır.
DİJİTAL AYAK İZİ
5. Dünya nüfusunun %53,6’sı tarafından
kullanılan internet için enerji tüketimi
gerçekleşmekte, enerjinin elde
edilmesi sırasında kullanılan fosil
yakıtlar ise karbon ayak izi
oluşturmaktadır. Güncel veriler
yaklaşık 7,85 milyar olan dünya
nüfusunun 4,33 milyarının aktif sosyal
medya kullanıcısı olduğunu
göstermekte olup, bu kullanıcıların
cihazlarında tüketilen elektrik sera
gazları salımına sebep olmaktadır.
Basit bir mantıkla ne kadar çok e-
posta gönderiyor, sosyal ağ sitelerinde
ne kadar çok vakit harcıyorsak buna
paralel şekilde dijital ayak izimiz
dolayısıyla karbon ayak izimiz de o
oranda artmaktadır.
DİJİTAL AYAK İZİ
6. Büyük teknoloji şirketleri enerji tüketimi ve çevre tahribatını
azaltmak için veri merkezlerini kuzey ülkelerine taşımışlardır.
Bunun sebebi veri merkezlerinin çalışması sırasında harcanan
elektriğin yanı sıra, aşırı ısınması sebebiyle kurulan soğutma
sistemlerinin harcadığı enerji miktarını düşürmektir.
Bireysel olarak, internet ortamında ihtiyaç olmayan e-mail ve
dokümanlar silinebilir, tarayıcı çerez ve geçmiş bilgileri belirli
periyotlarda temizlenebilir, e-maillerde CC ve BCC kişileri
gereksizse azaltılabilir.
İnternet kullanımı sonucunda oluşan dijital ayak izimizin doğaya
zararını azaltmak için en önemli karbon tutucu olan ormanların
oluşturulmasına destek verebiliriz.
DİJİTAL AYAK İZİ AZALTMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER
7. Bir spam e-postası ortalama 0,3 gram CO2 emisyonuna eşdeğer bir taban alanına
sahipken, normal bir e-posta 4 g CO2 taban alanına sahip olabilir. Daha büyük eke sahip
olan bir e-posta ise 50 g CO2’e eşdeğer karbon ayak izine sahip olabilir.
Veri merkezleri üzerine çalışan ITE Projects’e göre, her 10 dakikalık izleme 1g CO2
salınımına yol açıyor.
Kullanıcıların küresel dijital ayak izlerini hashtag ve tweet cinsinden hesaplamasına
yardımcı olan Tweetfarts’a göre, “Bir tweet göndermek için harcanan enerji 0,2 gram CO2
üretmektedir. Günlük gönderilen 500 milyon tweet ile toplam 10 metrik ton CO2 salınıyor.”
Guardian 2012 yılında, kendi içeriğini üretmekle ilişkili karbon ayak izine dair yaptığı
çalışma çalışmayla, makale okumak için bir dizüstü bilgisayar kullanmanın, beş adet 11W
ampulle aynı miktarda CO2 salınımına sebep olduğu sonucuna ulaşmıştır.
BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?
8. Dünyanın en popüler arama motorlarında bir tanesi olan Google’da bir günde
gerçekleşen 3,5 milyar arama işlemi, tüm internetteki karbon ayak izinin yaklaşık
%40’ını oluşturmaktadır.
Akıllı telefonlarını, dizüstü bilgisayarlarını ve tabletleri daha sık kullanarak,
veri merkezlerinin oluşturduğu dijital ayak izi küresel sera gazı emisyonlarının
yaklaşık %2’sine denk gelmektedir. Bu oran hava yolculuklarıyla oluşan sera gazı
emisyonlarıyla neredeyse aynıdır.
Çevrimiçi video izlemek dünyanın internet trafiğinin %60'lık kadar en büyük kısmını
oluşturuyor ve yılda 300 milyon ton karbondioksit salımına sebep olduğu ifade
ediliyor.
BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?
9. KAYNAKLAR
Dijital Ayak İzi Nedir? – Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği (bugday.org)
"Dijital Karbon Ayak İzimizi Düşürelim" - İklim Değişikliği & Çevre - Solarist - Güneş Enerjisi Portalı
Google aramalarınızın ve internet kullanımınızın çevresel etkilerini öğrenin - Quartz (qz.com)
10. Continued Dialogue, Closer to Europe
Bu yayın Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Hayat
Boyu Öğrenme, Mesleki Eğitim ve Geliştirme Derneği ‘nin sorumluluğu altındadır ve
Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir”