3. İçindekiler
Geç Gelen Mektup ...............................................7
Günahı Benim.....................................................11
Baştan Başa Birbirimize Âşığız.........................13
Seçim Meselesi....................................................19
Gel Bana Sarılsana..............................................21
Coşkulu Sevecen Bir Âşığın Mektubu.............31
Yüzüme Tebessümler Kondurdu....................37
Labirent ...............................................................41
Akmalı .................................................................43
Ellim Beşime Tutundu.......................................45
Santurama ...........................................................47
Canım Hep Senle Olmak İstiyor ......................55
Sen........................................................................59
Olmaz Olmaz mı? ..............................................63
Umudum Dâr .....................................................67
Tomarlar Gibi .....................................................73
Öpüşün Var ya ...................................................77
Benden Başkası...................................................81
Sırf Sade Sen .......................................................89
7. En İçime 7
Geç Gelen Mektup
Canımın İçi Sevgilim!
Nasılsın?
Gönderdiğin şarkıların yankısı, üzgün
gecelerimde beni daha çok sessizleştiriyor. Birde
görseydin yanaklarımdaki gözyaşlarımı, sende
beraber akayım derdin.
Hala bendeki iyileşmeyen yaramdan kan
sızmakta…
Aynanın karşısında duruyor…gözlerime
bakıyorum. Sevdiğim gözlerim seni bir kez
görmüştü. Çünkü elim değmedi ki tenine
sıcaklığını hissedeyim. Öpüşemedim ki
dudaklarının lezzetini alayım veya sarılmadım ki
boynundaki enfes içi eriten kokuna değmiş
olayım. Bunları bilemediğimden onlar hakkında
çok söz söyleyemiyorum. Ama gözlerime teşekkür
ederim benim sana olan tek bağım.
Resim göndermişsin kırmızı elbisen içindeki
bedenin ruhlar alemini bile kıskandıracak
beyazlıkta idi… Sen aslında buğday tenli
olmalıydın ancak bembeyazdın.
Sana bakan ben..kendime ah ediyorum, bir
duysaydın.
Gözlerime teşekkür etmem mi, tek görebildiğim
ve tatlı sevgine beni kavuşturdu. Yıllarımı
8. 8 En İçime
mahkum eden… yadellerde acılar içinde daaynma
gücü veren.
Hülyalım inan ki… usandım beklemekten.
Gözümün önünde yıllar yaprak döküyor.. senin
tatlı hayalinle gün sayıyorum.
Neyin günleri…sensizlik ve çaresizliğini.
Unutamam bir kere kahverengi gözlerinden yaşlar
akmış, tazelik ve parıltılar içinde gonca gül
yanaklarında çiçekler açmış gördüm…çok
üzüldüm.
Sevgilim ben sana toz konduramam.
Bu tür şeyler beni çılgın eden bu durumlar ve çare
bulamadım diye…öteki dünyaya gidecek hale
geliyorum istemeden.
Olmaz desende denemek istedim çok ölmeyi.
Tamam dedim…bitsin dedim. Fakat birden sen
geldin… hayal mi gerçek mi anlamadım.
Vazgeçirdin.
Biliyor musun veya bilmiyor musun… ama beni
kucakladın sonsuz bir sevgi ile, bedenimde fer
kalmadı…Sızıp kaldım.
Seninleyim her halimde. Elimi açtım mı semaya,
dualarla dilimdesin.
Kalbimi parçalayıncaya kadar Rahman katını
yokluyorum. Neden neden… ikimiz beraber
olamadık diye
Çok üzgünüm.
9. En İçime 9
Sen belki beni tatlı vakit geçiriyor sanmasan iyi
olur.
Dün söylemedim ama, sana hastalandım, zamana
kahrettim.
Önceden bir öpücük gönderdiğin mektubuna
dudağımı değdirdim ve rujunun kırmızına
değdim. Bu ara radyoda çalan türküde
“yar ile öpüştün”
“Ürperesin titreyesin” diyordu.
Dudaklarına güzel sözler…diyemesem de en
güzel şiirlerimi gözlerine yazmışım. Güzel
gözlerin…sadece gözlerin… bana değdi
deondan…ah o seviştiğim gözlerin.
Sana diyorum ki…eninde sonunda bu canımız
bedenden ayrılacak. Gel istersen bu fırsatı Azrail’e
bırakma. Ruhumu al, şimdiden seninim diyeyim.
Belki iki kat daha mutlu olacağım kesin.
Güzel kollarında can vermek, düşünüyorum da
kelimeler yetmiyor.
Söyle canımın içi!
Neden?
Beni yalnız bırakıyorsun…böyle. Bak günden
güne soluyorum gözlerim üzgün ve bakışlarım
nemli.
Hasta kalbim gecenin bir tarafına hep sessiz
çöküyor. Aslında günüm de yorgun.
10. 10 En İçime
Bilmem ki gerekli mi hayat… dünyamda şifa
verecek biri mi olmalı?
Düşünüyorum da, dudaklarının beni öpse,
kalbimin yaraları iyileşir. Değil mi?
Ancak yoksun. Bir olsaydın…ne güzel olurdu.
Üzüleceğini bilmesem inan kendime kıyardım.
Yaşamak bana zor geliyor… bağrım sızlıyor.
Senden ayrı kalacağım günlerin varlığını
hissettikçe, ötekiler mi dedin …o an ölmek
istiyorum.
Kalbimi hayalinle tatlı hoş sar. Bende kucağına
doğru bitkince yıkılıp, dizlerinde uyumak
istiyorum. Bıktım hep sürekli yeminler ve
sensizliğe isyan etmekten.
Tatlım sevgilim.
Şu an biraz mutluyum çünkü sana ulaşacak bir
mektup yazabildim. Onun büyü gücüyle
dermansızlığım gitti…ayağa kalkıp sana gelmek
istiyorum.
Penceremden uçan kuşun arkasına gözlerim
donuk bakık kaldı. O kuş bende mi gitti Bir
hoşum. Neredeyim şimdi… merak
ediyorum…Sevgilim
…….
11. En İçime 11
Günahı Benim
Kalbim, kanım, ruhum, sevgilim…
Söz vermiştik günahta ve sevapta beraberiz, diye.
Ve karar vermiştik hayatımızda ilk defa…
buluşacaktık… beraber tadacaktık sevgimizi.
Hayallerimiz… otağımızda birlikte oyunlar
oynayacaktık.
Sonra ne oldu?
Kurallar, akla nerden geldilerse…kara bulutlar
gibi günümüze gecemize karıştılar.
Sen ağladın, bense şaşkın…bitkin kaldım.
Kederliyim, nedeni, senin içinin acısı…
Büyük bir korkuyla doldurdu kalbimi. Üzüldüm.
…
Biliyor musun, isteyipte yapamadığım ne çok şey
var?
Olmuyor olmasına… çözümü de yok. Belki
unutmak… bir de uyku.
Sığındığım karam.
Ağlamaktan başka ne yapabildim bizi
kurtarabilmek adına.
Ve sen üzgün.
Unutur muyum seni ben.. hani düşmüştüm
ihtiyacım vardı.
12. 12 En İçime
Ve sen gelmiş…beni bir sen anlamıştın halimi.
Böyleyken…nerede benim umudum?
Sende elimden tutmasan.
Biliyorum bu hayat bize izin vermiyor … hiçbir
şey de yapmıyoruz..
Bende seninde beklediğin gibi sonun gelmesini
bekliyorum … Nefsimin soluk aldığı tek mabed
senin koynun.
Bağrına beni basacaksın biliyorumda,
korkuyorum, gönlünümüzü karartan kaderden.
Göz bebeklerime kurban olayım. Ağlamaktan
kanlar içinde, gözlerim yandı yakıldı.
Şimdi bir denizin kıyısında duruyorum…
şaşkınım.
Burası çöl yurdu nerden çıktı ki bu… yoksa
ağladığımız göz yaşlarımdan mı doğdu?
Anlayabilsem.
Beni çok sevdin düştün yerlere …Allah beni
affetsin, bunun bir günahı varsa, o benim.
Güzel Meleğim…
13. En İçime 13
Baştan Başa Birbirimize Âşığız
“Bir İnsanı sevmekle başlar herşey”
Said Faik
Sevgilim Benim…
Bugün sessizlik ve sensizlik her şey tatsız. Yine de
düşünüyorum, hep seninle beraberim…
Duramıyorum…mektup yazayım…
Her mektup yollayışımda, yüreğim burkuluyor.
Ne yazayım?
Neler yazayım?
Geçmiş günlerim…seninle olanları ve farkını
düşündükçe biraz sızlanıyorum.
Senin dışında, acılarımı paylaştığım herkesten bir
türlü anlayışsızlık gördüm. Sen ise bana, bazen
dostum, bazen eşim, bazen tanrım gibi oldun.
Sürekli ruhuma kuvvet ve heyecan verdin.
Kendimi senden önce hep haklı görmekten
alamıyordum. Bana beni öğrettin…doğruyu
gösterdin.
Seninle bir an daha fazla olabilmeyi dünyanın
saadetlerine tercih ederim.
Seninle olabilmek ne güzel bir hayat benim için.
Mektuplarımla bile sevgimi ifade edebilmek, her
şeyimi iyi ediyor aşk, dünyamı güzelleştiriyor.
14. 14 En İçime
Bundan önce her şey ancak benim canımı sıkardı.
Sor bana, senden başka sevilmeye layık bir şey var
mı benim için?
Şimdi diyorum senin varlığın olmasa ben ne
olarak kalırdım bu dünyada?
Bir söz gelince senden bana kalakalıyorum
öylece…saklıyorum durumumu, nedir, kimdir
sorularına…o kimdi deseler…susuyorum, sonra
kendime bir aşkım ki, bir sevdim bir sevdim
sormayın diyorum. Kimseler duymasın…
Ben aşkın, ızdırabın ne olduğunu da seni
tanıdıktan sonra anladım…kimseyle seni paylaşır
mıyım.
Seni andıkça… sonsuz sevdam… seni seviyorum
cümlesi ne kadar hafif kalıyor. Her yerini öpüp
koklayıp sonra oturup ağlamak istiyorum.
Sevgim, günden güne artıyor ve biraz
suskunluğunda dayanılmaz boyutlara ulaşıyor, bu
nedenle, kalbim üzülüyor.
Senelerdir…nerelerde, ne yapıyor, benim
sevdiğimi biliyor mu deyip durdum.
Sonra kendime kızıyorum…bu kadar çok sevip
çok arzulamakla beraber, neden gittim? Habersiz
bıraktım. Doğrusu bana düşen sana her şeyi açıkça
anlatmaktı…yapamadım.
Şu güne kadar ayrı ayrı yaşadığımız hayatımız
yediğimiz darbeler bizi birbirimize hazırladı,
teselli olmaya çalışıyorum.
15. En İçime 15
Benim hayatım senin yanında olmalıydı. Senden
uzakta, hayatın sensiz hiçbir anlamı yoktu aslında.
Belki de evde yorgun yatağına uzanıp…gizlice
gözlerinden yaşlar akıtırken içten içe “ Sen benim
olmalıydın” “Kahramanım gel yanıma, ruhum
senindir, hayatı paylaşırdık beraber”deyişini
hissediyorum.
Yetmiyor gibi bu sevgim yumağından ötürü neyi
ne zaman düşüneceğimi pek bilemez bir haldeyim
Çok huzursuzum ve üzüntülüyüm. Ne çok
istesem de seni rüyalarımda göremiyorum.
Ben sadece seninle benim mutlu olacağımı artık
anladım. Önceden bütün insanlar ile mutlu
olurum derken bir türlü olmadı. Bunun nedeni,
ben sevmeyi biliyorum ancak senden başka beni
sevmeyi başaran olmadı.
Sen ruhumun tek eşi…beraber o gezdiğimiz günü
hep hatırlıyorum, o heyecanımı sözle ifade
edemiyorum. O gün bugün kalbime dünyama
başkalık verdin.
Kendi kendime, “sensiz bir dünya istemiyorum”
sana olan sevgim benim yaşama sevincim. O farklı
diyorum, gerçekten nasıl bu kadar farklısın
Yaşadığım her şey adına geçmişi çok sorguladım.
Yani nasıl diyeyim. Her ne yaşadıysak büyük
küçük hepsine bir sebep düşündüm olmaz
mı…hepimizin bir gayesi var. Herhalde sevgi
miras kalıyormuş.
16. 16 En İçime
Ah aşkım, narin ve zarif sözlerin hep beni
sevdiğini göstermekle kalmıyor ve beni zevkle
ürpertiyor. Sensizlik üzüntülerimi rüyaların
kanatlarına dayayıp bol bol ağlamak istiyorum.
Sonra yine önceki ayrılık günleri gelir mi diye diye
ödüm kopuyor.
Senin için dua ediyorum. Hatırlıyorum da bir gece
ilahi kata çıkmış ne çok ağlamıştım. Ağlamaktan
gözlerim, boğazlarım, burnum şişmişti.
Gözyaşlarım buz gibi dizlerime düşüp yara
açmıştı. Sancısı hala içimde.
“Allahım, neden kaderimizi yan yana çizmedin”,
diye intizar ettim. Rabbim darılmamış olaydı
diyorum…çünkü çok ağlamıştım.
Kâbem!
Delice çırpınıyor kalbim, iç çekiyorum.
Şu an kollarının arasında atılıp “hayatım
dayanılmaz, çekilmez bir halde, o kadar
yapayalnızım ve sana o denli ihtiyacım var ki”
inilitilerle ağlamak istiyorum.
“Seninle olan bu gerçek aşkı ben kimseye karşı
duymadım bugüne kadar, sensiz daha yapamam
Beni çok sev,”
Çünkü ötekilerden biliyorum bir yede kırılma
oldu.
Sonra benim insan tecrübem daha yoğundu ama
seninle benim aramdaki olan bağı anlatmak
yaşamak mümkün olmadı. Kimsede ikinci bir
17. En İçime 17
örneğimiz yok. Birde senin sevgin diğer insanlara
da fayda dağıtıyor… kimse parçalanmıyor. Bu çok
değişik bir durum… inan ki, beni rahatlattığın gibi
etrafımdaki her şey daha rahat.
Sevgilim, sana sürekli yazmak istiyorum. Senin
sözlerine susadım. Senin mutlu huzurlu olman
için herzeyi yaparım
Sürekli sana boyuna sevgiden söz edip ne yormak
ne üzmek istemiyorum, ancak başka bir şey yok
içimde anlatılacak. Öyle ki Allah bile sensiz
yaşayamayacağımı bana hissettirdi.
Söz veriyorum… Aşkımızı ikimiz için de ben
koruyacağım. Seni sınırsız ve karasevda ile
seveceğim.
Güzeller güzeli benim!
Ben seni seviyorum bu hiç değişmez. Gayem de
sadece senin olabilmek Hayatımı sana adadım.
Seni hiçbir şekilde hayatımdan çıkartamam.
Allahın seni bana bağışlaması için bütün gece ve
gündüzlerim de sana dua ediyorum.
Her veda öpüşümü ilk sefer gibi öpüyorum. Ne
kadar çok seversem seviyim, ben hep senin
Kulunum
Sevgilim…
...
18.
19. En İçime 19
Seçim Meselesi
hayat bir seçim meselesi
hiçbiri şey yeni değildi
yani kurban olmayı ya da olmamayı seçmekti
sonra sadakat
hem iyi hem de kötü zamanlarda aile önce gelmeli
üzülme
seni sevmiyorlar, senden hoşlaşmıyorlar diye
sen farklısın
senden korkuyorlar
eninde sonunda farklı olan, insanları korkutur
seçimini yap
kurban mısın değil misin?
normali tanımlama
bitirmen gerek
bitirmen gerek
neye başladıysan
20.
21. En İçime 21
Gel Bana Sarılsana
["... Aşk benim için her şey midir?
Her şey, ama başka biçimde. Aşk, bir yaşamdır.
Bu işte en önemlisi.
Şiir, iş, kısacık her şey buna bağlı.
Aşk her şeyin kalbi.
Bu kalp ölünce, her şey ölüp gider, anlamsızlaşır.
Ama yürek çalışırsa, her şey üzerine konuşulabilir.
Yüreğimin çalışmasından yoksun kalırsam, ölürüm."
[Mayakoski]
Sevgilim
İyilik ve sağlık üzere olduğun haberini aldım. Çok
sevindim.
Havalar güzünden çıkmadan biraz sıcakların
tadını alayım desem de yine kış geliyor. Olması
imkânsız ama gelmesin der gibiyim.
Mektubuna cevap için geç kaldığımdan dolayı
özürlerimi kabul etmeni isterim.
Biraz stresliydim. Soranlar, “neyin var” deseler
de…”bir şey yok” demek dahi içimi
rahatlatmıyordu. Bahsettiğin konuda, bende
zorlanıyorum. Mecburen kabullendiğim bu
durumlar hakkında sana bir şey diyemem
ki…öyle bir hakkım zaten olamaz.
22. 22 En İçime
Mektubundaki içten cümlelerin karşısında asıl ben
mahcup oldum…içten içe teşekkür ederim.
Beni sonsuz mutlu ettin…inan ki bunu ifade
etmek için sayfalarca dil dökebilirim, duygularımı
ifadeye yeterli gelmez.
Şu an dahi sana yazarken duygu yoğunluğumdan
ellerim bile tutkun ve zar zor yazıyor… Süslü
cümleler dahi benim iç halimi dışa aksettiremez.
Üzülme n’olur.
Etrafımdaki insanların beni bilmeleri
mevzusundaki düşüncem…her şeyimi sadece sen
bil…bunun dışında beklentim kalmadı. Önceden
ötekiler biraz anlasalardı derdim. Fakat şimdi ise
sen biliyorsun ya…sıkıntılarımı, derdimi, bu
benim için yetiyor.
Sen, benim söylediklerimi kendin açısından rahat
söyleyemediğini dile getiriyorsun, bu senin için
bir noksanlık değil, belki yufka yürekli
oluşundandır. Ben senin hep doğru olanı yaptığını
bildiğimden seninle hayatımın birleştiği şu
günlerime şükrediyorum…
İçim zorlansa da doğru olanı seninle hep buldum.
Ne yapalım ki…kader hayat çizgimize çok evvel
dikenli çentiklerini atmış.
Ben yine de, sen varsın… gözlerim seninle ya, bir
de bundan mahrum kalsaydım…diye ah
ediyorum.
23. En İçime 23
Sürekli Allah’a seni çok görmek istiyorum diye
dua derdim… onu seninle, senin yüzünde
gördüm.
Onunla seni, birmiş gibi seviyorum…
…
Kendime hep, onu tarifsiz sevgimle kucaklarken,
seni de buldum, isteyecek bir şey bırakmadın
bana.
Bu gece bir rüya gördüm…hayal desen de olabilir.
Güzelliğindeki çekicilik hiç bozulmamış, adın gibi
gençlik hala üzerinde ve gözlerin ışıl ışıl
parlıyordu. Tüm vücudunu saran siyah tülden
çıkan güzel saçların bana doğru uçuşuyordu.
“Neden üzülüyorsun?” diye sordun. Sonra…
“Gel bana sarılsana.”
“Rahat ol” dedin.
Bu sözlerini duyunca ayaklarına kapandım,
“sevdiğim! …” “Ben seni çok seviyorum”, diyerek
ayaklarına kapandım ve hıçkırıklarla
ağladım…saatlerce, gözyaşlarımla yastığım
ıslatmıştı.
Ey gönlümün huzur köşesi…
Ne güzel bir duygu.
Sonra beraberce oturuyorduk, korka korka
geldiğimiz o parkın bir köşesinde…cebimizde
24. 24 En İçime
parada yokmuş, duvar üstünde bulduğumuz
manzarası en güzel olan yerde.
Koca çınarın gölgesinde gün ışığı melek yüzüne
vuruyorken, bana bir sarıldın, yüreğime öylesine
ulaştın ki… ilahi varlıktan sana verilmiş izin
sıcaklığını ve kokusunu alıyordum.
Korkağım ama biraz cesaret ettim ellerine
dokundum. Çok tedirgin olmadığını fark edince,
dudağımı dokundurdum. İçime ruhun bir boşaldı.
O an kendimden geçtim. Zamanı kaybettim
diyebilirim.
Uyanık halimde bile o busenin olanca hazzını
hissediyorum.
“Senin beni seveceğinden bir fazla seviyorum”
dedim…çünkü sana başka kimseyi kıyaslayamam.
Seni seninle anlatabilirim dedim. Çünkü bunu
sorun etmezsin. Değil mi… meleğim?
İlk ve son aşkımsın, seni üzeceğini düşündüğüm
şeyleri paylaşmak istemiyorum..ama bugün
ruhumun olanca gücüyle yüce “Ya Rabbi!
onsuzluk benim için olmasın, hasretini
yenemiyorum, ona olan muhabbetim duygularımı
körüklüyor. Kalbimin duyduğu aşk her şeyi
yapma kadir aslında. Günahı bile gözüm
görmüyor. Ondan başka kimsem yok…” diye
niyaz ettim.
Yine rüyama döneyim.
Sana bakıyorum. Nasılsa ıslanmışsa omuzlarına
dağılan saçlarından damla damla süzülen sular
25. En İçime 25
göğüslerine doğru akıyor ve ayaklarımızın
altından köpüklü ve uğultulu akan ırmaklardan
dışarı çıktıklarını gördüm.
Benim biçare hayatımı birilerinden duymuşsun da
gözlerinden önce saçların ağlıyordu.
Bende “üzülme hayatım senin olsun…gel al
ruhumu” diyordum.
“Sana daha başka ne diyeyim”
Rüyamda bile sevgimin olanca şiddetiyle
kendimden geçmiş bir haldeydim.
Bunları yazarken şimdi elin uzansa bana kalbinin
nasıl attığını fark edersin.
Yanımdakiler hep bana ağzın kokuyor derlerdi.
Bilmezlerdi ki ciğerimdeki yaradan
geliyordu…biliyorsun hastaneye yatmıştım.
Doktor bula bula bana sen veremsin demişti.
Kanser olsan dışarı çıkarsın…sonra onu da
dedi…ayrı mevzu. Günlerce hastane de alıkoydu
izin bile alamadım dışarı çıkmaya…bir gece
eşyalarımı toplayıp çıkmak istedim. Polis
kuvvetiyle seni getiririz gidemezsin dedikleri
günü hiç unutamam. Bazen sanki yanımdasın diye
kendimden geçince açık ağzımdan çıkan nefesimi
içime çekiyorum…sen bile soracak olursun, bir
derde müptela mı oldun, diye.
Sevdiğim, sevilmeyi, bana öğreten sensin.
Kimseden şikâyet etmiyorum, ama sevilmek
duygusunu senden başkası bana öğretmedi. Ben
sevmeyi anlatıyordum ancak sevilmek nedir
26. 26 En İçime
bilmediğim bir şeydi…inan bana. Saadeti bütün
varlığımla arzuluyorum, ancak buna bana sen
verdin.
Şunu bil ki, bu dünyada benim eşim olamasan da
mezarda olsun olursun. Düşüncemi hep
saklıyorum. Benim üzerime çöksün bu çaresiz
çözümsüz aşkımın acısı…sorun değil.
Ömrüm boyunca bedbahtlığıma gözyaşı
dökeyim…o da sorun değil.
Senden uzakta kalışımdan ayrılıktan…
Bu derece müthiş azaplar içinde bile mantığımı
kaybetmiyorum, diyorum ki, o ölümsüz değil,
benim gibi… bu beni teselli ediyor. Öyleyse,
varsın ıstırap çekeyim, son nefesime kadar.
Öleceğim…kurtulacağım, fani hayat
cehenneminden…buluşuruz geleceğin bir yerinde
değil mi…
Bazen üzülüyorum, kabahat mi bu halimle ve
halinle seni sevmek.
N’olur, affet beni…aklım karışık ve senin aklını da
karıştırıyorum, rahatını, huzurunu kaçırıyorum.
Fakat başımı alıp gitmeye cesaretim yok ki.
Kalbim seni sonsuza kadar sevmekten, uğrunda
gözyaşı dökmekten başka bir şey düşünmüyor.
Duygularımı seninle paylaşmak doğru olmuyor
ama, sana mektup yazmamak, gerçekten benim
için son çarem. Bütün acılarımı dindirecek böyle
bir teselliden beni mahrum etme.
27. En İçime 27
Sana o kadar ihtiyacım var ki… dünyadan
bezmişim, acılarımla, gece gündüz senin verdiğin
birkaç resmini öperek, saatlerce bakarak
avunuyorum.
Ölürken dahi, sana son bir defa bakacağım,
nefesimi sana teslim edeceğim, ruhumu senin
önüne sereceğim, sakladığım sevgimi göğsümün
içinde mezarıma götüreceğim…
Eskiyi düşünüyorum da, ne günlermiş onlar.
Ama kim derdi ki halimiz böyle olacaktı?
Bir zamanlar bana, geri dönmemi tavsiye
ediyordun. Yapma, olmaz bu…
Şimdi ise ?
Kendi yalnızlığım içinde emniyet içerisindeydim.
Aşkım her geçen gün daha kuvvetli yanıyorken
kendimden bile saklıyordum. Dertlerimin
tesellisini sende buldum ve anlatmak cesaretini
gösterdim. Şimdi sana mektup yazıyorum da
ferahlıyorum.
Sende sevdin beni. Eksikliklerime rağmen yine de
seviyorsun.
Bende seni tanrıya tapar gibi seviyorum ve saygı
gösteriyorum.
Ah, ayaklarının dibinde ölebilsem ve toprağa
karışıp ayaklarının basacağı yere toz olarak
konabilsem.
28. 28 En İçime
Bana gösterdiği şefkatin, güvenin, öğütlerin,
yaptığı iyiliklerin karşılığını ödeyemem. Bana
kimse alicenaplık göstermiyor demek şöyle
dursun ben kendime de göstermiyordum.
Ne yapalım ikimizde perişan ve kalplerimiz kan
ağlıyor, yaşlar gözlerimizde doludizgin. Ama
sen…ne olur olabildiğince mesut yaşa. Benim
yüzümden bedbaht olup, üzülme.
Temaşa ettiğim İlahi tasvirim kıymetlim.
Hayatımın güzel günleri birbir gözümün önünden
geçiyor. Seninle olanlar bambaşka…
Aşkımı saklayacağım ve benimle beraber, ebedi
yaşayacak.
Şimdi bile göğsüm sıkışmış bir halde inip inip
kalkıyor, bütün uzuvlarımda bir ürperti var,
ellerim buz gibi, dudaklarımı morardı.
Gözyaşlarımla ıslanmış göğsüme ellerimi sürmeye
çekiniyorum…üstümde kurusunlar istedim.
Rüyamı sana yazarken bile tekrar yaşadım. Ne
bileyim yine de olmuyor işte…sadece rüyada olsa
seninle herşey başka olur… sevişmek ise
kelimelere sığmaz biliyorum.
Sevgilim hayatımda, ölümümde seninle. Ve
seninle de haşrolacağım…
İyi varsın… Seni seviyorum.
Daha fazla şeyler yazardım…yine de onları
yazmak için başka zaman kalsın…
29. En İçime 29
Sarılıp öpüyorum. Sen benimsin ben de senin
Başka ne diyeyim…
Gözler içine bakamayan ben, kahverengi
gözlerinde kendimden geçiyorum…
Bundan daha güzel ne olabilir.
Seni çok severek öleceğim…
Bu iman ve sevgiyi benden ırak etmeyen Rabbime
senin vasıtanla teşekkür ederim.
Teşekkürlerimi kabul eder, inşaallah.
Canımın içisin, içten daha içsin…sevdiğim.
30.
31. En İçime 31
Coşkulu Sevecen Bir Âşığın
Mektubu
Âlemler kadar sevdiğim bir tanecik, sevgili
ruhum!
Nasılsın?
Beni arıyor musun?
Ben seni çok arıyorum.
Biliyorum şu an ana yazma imkânın olsaydı
yazardın, yine de ilk fırsatta yaz olur mu…
Seni her zaman ki..gibi göresim geldi. Sen de beni
çok özledin mi?
Hatırlıyor musun…ilk sevdiğini söyleyen
mektubu yazan sen olduğun için pişman
oluyorum. Bu nedenle seni kıskanıyorum. O ilk
ben olmayı ne çok isterdim. Sen benden daha
cesursun.
Aramızdaki perdeleri kaldırıp ve cesaretle
birbirimizi sevdiğimizi söylemek için sürekli
kaleme sarıldık. İçten içe bütün yapmacık
nezaketleri bir tarafa bırakıp bana içimizi döktük.
Oh olsun…hasret günlerine.
Şimdi hep şükrederim ve bunun için sana ne
kadar çok teşekkür etsem, ne kadar minnettar
32. 32 En İçime
olsam az kalır. Ne zaman bir mektubun gelse
tekrar tekrar okuyorum.
Hayalimde tütenim!
Sana neler yazayım da neşelenesin diye
düşünüyorum.
Garip ama, ben neşeyi senden önce bilmezdim ki.
Hayatım tekdüze acı ve felaketler içinde ve o
kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırmıştı.
Senin bana bağışladığın bu saadet dünyası içinde
bile benliğimi şaşkınlıktan kurtaramıyorum. Öyle
ki, sen gelene kadar umudum kalmamıştı…bir de
talihin kahrına uğramışım diye üzüntüm sürekli
artmakta ve hayatta bana da mesut olmak nasip
olabileceğine inanamayacak kadar güvenim
kalmamıştı.
Şimdi hayat ne güzelmiş benim sık sık söylediğim
bir söz oldu.
Gönlüm huzur bulsun diye gönderdiğin
resimlerine saatlerce bakıyorum. Yanımdaymışsın
gibi beni adeta sarhoş ediyorlar.
Sevinçten mi ayrılıktan mı sürekli ağlıyorum.
Sen bu karanlıklara karışmış hayatımın gün
ışığım…
Çölde yalnız kalmış ölümü bekleyen son nefesini
vermeyi bekleyen bir nisan yağmurum…
Saadet yağmurun altında kendini kaybettim.
33. En İçime 33
İçimi kaplayan acılarım dursun diye kendime
sözler veriyorum.
Hayatımın bir tek gayesi var… bir an evvel sana
kavuşmak, seni kollarımın arasına almak, eşsiz
yüzüne saatlerce, günlerce hiç doymadan seyre
dalmak istiyorum.
Bu sözlerimi okuyunca senin göğsünde taşıdığın
kalbin çarptığını duyar gibiyim, bu kalp bundan
böyle benimle beraber çarpacağı için dünyanın en
şanslı insanıyım.
Ne mutlu bana…
Sana da başkasına da kötü biri değilim, ama
hassaten saadetin için hayatımı şimdiden fedaya
hazırım!
Seni istediğin gibi sevmezsem ben ölmeyi
kendime layık görürüm.
Biliyor musun?
Daha önce senin sevgin ile ben dünyada
erişilebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştiğimi
itiraf edeyim. Hayallerin olmasa uyuyamıyorum.
Her geçen gün yazıştıkça sana çılgın gibi âşık
oldum. Beni düşündüğünü söyleyen mektupların
satırları kalbimin sana karşı olan bağlarını sürekli
bir kat daha kuvvetlendirdi.
Sana kavuşmadan sükûnet bulamayacağım
Senden ayrı geçen bu günleri cehennemdeymişim
gibi geliyor.
34. 34 En İçime
Şimdi yazarken gözümün önüne hayalin gelince
sevincimden yerimden sıçradım. Hayalde bile
birleşmemiz mutluluk veriyor. HAberin
olsun…her gece başucumda hayalin duruyor, ona
bakarak uyuyorum. Sonra rüyamda
göremediğime üzülmüyorum. Hep varsın ya…
Ah…
Gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.
Doyamadığım…seni sayıklayarak uyanan bine
rüya sorulur mu?
Kendime söz verdim… ben dünyada senin kadar
güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan
birini sen olarak gördüm. Birine kızsam ve
kırıldığım zaman seni bana hatırlatacağım
kendimi teselli edeceğim.
Sevdiğim!
Uğruna canımı bile verebileceğim bir insanın bana
küçücük bir sitemi dahi beni bugün fevkalade
acıtıyor. Yaramı kanatıyor. Ben hayatımda o kadar
ağır sözler işittim ki, bunlara tahammül ettim.
Onun için bana bir daha tevazu sözlerle kendini
üzen mektuplar yazma. Sen benim için her halinle
güzelsin. Seni her halinle seveceğimden bir an bile
şüphe etmeni istemem.
Benim için dünyada her şey sen ve senindir.
Senden önce candan bir dostum yoktu. Şimdi
düşündükçe, senin ve benim üzülmemize sebep
olanlara kızıyorum aslında. Sen benim yarım
kalan tarafımsın ve beni tamamlayacaksın. Sen
35. En İçime 35
sevgin ile beni dünyada erişilebilecek saadetlerin
en büyüğüne eriştirdin. Yanına gelmek
istiyorum..daha yazacak çok şeylerin yok
deme…var..ama kelimeler yetersiz bence…hep ilk
yazacak bir şey olmadıktan sonra…
Güzelim.
Dünyada çok gülen insanlara biraz şaşarım.
Sevgilisi uzakta olan içinse düşündüğümde
dudaklarımın ve her tarafımın titrediğini
hissediyordum. Hayatımda bu denli üzüldüğüm
zaman yoktur.
Seninle ay ışığı altında, gün ışığında yalnızca
dolaşmayı seni dünyanın en mesut insanı yapmak
için her şeyi yapacağım diye hayaller ile…
Seni binlerce defa sımsıkı kucaklar, yüzünden,
saçlarından, dudaklarından…
kahverengi gözlerinden, kızıl dudaklarından
binlerce defa hasretle öper, öper, öperim…
Bana bağışladığın güzide hayat için teşekkür
ederim.…
36.
37. En İçime 37
Yüzüme Tebessümler Kondurdu
Sonsuz sevdam…
Nasılsın diyemem, nasılız desem daha iyi olur.
Üzüldüğünü bildiğimden benim üzüntümde
katlandı istemeyerek.
Söylediğin hususu üzerine alman benim demeni
hiç bir şekilde kabul edemem. Seni anlıyorum aynı
şeyleri aklımızdan geçirebiliriz. Bu çok normal.
Kabullenemiyorum.
Üzme artık kendini. Biz zamanla bu konuyu
çözeriz…daha iyi oluruz bilirim. Ancak sen sakin
olmalısın.
Kendimi çok yorgun hissediyorum.
Hayatımda seni tanımak benim için bir şans…seni
sevmekse ölmeden cennete girmek gibi.
Unutma…her şey geçer…bizim sevdamız ebedi
kalacak.
Aslında üzüntü insanı yıkmıyor. Belki kaybetmek
korkusu…şu an varsın ve beraberiz…Ancak şu
yaşananlardan sonra, seni beni sevdiğinden çok
daha fazla seviyorum. İyi ki varsın.
Ah…benim gizli sığınağım...gölgesinde
dinlendiğim asırlık çınarım…zirvesinde huzur
bulduğum yüce dağım...ırmaklarında serinlediğim
yemyeşil ormanım… koruyanım...
38. 38 En İçime
sahiplenenim...merhamet ve sevgiyle sıcacık
kucaklayan sevdiğim. Kalbimdeki titreyen
vuruşlar kulağıma hep senin ismini anıyorlar.
Yüzünün değdiği yastığı Kâbeye örtü yapar secde
ederim. Dokunduğun her şey bu kadar kutsaldır
benim için. Bedenime elin değmiş olsaydı onun
kazandığı değeri sana anlatırken yaşadığım duygu
selinin çok büyük bir zevk olduğuna dilimdeki
kelimeler kafi gelmez olurdu.
Sevgilim…sevgimizi melekler bile
kıskandı…düşün daha kimler kıskanmaz ki. Yıllar
yılı Tanrıya misafir olmak isterdim. O da sarılmak
ve yüzünü girmek istediğim de, sana bakmamı
işaret etti.
“Ona bak, o benim”, “Onu düşün…o benim”, “
Onu an, o benim” dedi.
Sevdiğim, canımı al desem, ne olur…biliyorum.
Sen “gel” dersin. Zaman ve mekansızlık içinde
ikimizin olduğu yere…kimselere yer bırakmadan.
Kokunu duymak, teninde eriyip akmak…
Seni sevmek kelimelerle bu kadar güzel…bir de
beraberliğimiz hayal edilmez..değil mi?
Ne olursa olsun bu denli acılarım beni sana kul
ediyor, mutluluğum ayyuka çıkıyor.
Senden bir uykum için ayrılıyorum, onu da yine
seninle beraber olmak ve sevişmek için
Aşkım
39. En İçime 39
Yüzüme tebessümler kondurduğun için teşekkür
ederim Yüreğim ruhum ve bana dair ne varsa
hepsi senin...
Seni seviyorum.
Daima seveceğim.
…
40.
41. En İçime 41
Labirent
Sevgilim!
Bu kul senin kulundur.
Sana Sevgilim diye hitap etmenin benim için ne
büyük saadet olduğunu bilsen.
Çünkü sen benim hem dert, hem de emel
yoldaşım oldun.
Nâil olduğum şu bahş eylediğin zevk ve surur
unutulacak şey mi, değil tabii ki..
Kalbim rûhâniyetinden her zaman feyz
almakta…durmadan eşiğine yüzümü, gözümü
sürüyorum.
Yine kapına geleceğim gözyaşlarımla silip
temizlediğim yüzümü eşiğine sürecek ve
öpeceğim…
Bu hayret verici hayatımda…sevgilim, nedir senin
gerçeğin?
Sevgi, boşluğa asılmış bir köprü gibi…bizim
için…ah birde kavuşamamak korkusu yüzünden
en basit şeyler bile üzüntü sebebimiz oluyor,
zihnimizdeki hayalleri fırtınaya çeviriyor. İçinden
çıkılmayan labirentler içinde ne çok ter
döküyoruz.
Senden önceki hayatımda doldurmayı
beceremediğim derin birçok boşluk vardı.
42. 42 En İçime
Benim kuşkularımı aydınlatmanı isterim. Mekânın
ve zamanın ötesinde özel dünyamıza
derinlemesine nasıl gireriz, merak ediyorum.
Sevgilim yine de beni bırakıp gitme hissi gelip
duruyor…bu hiç olmasın
Ayrılık dayanılmaz bir acı sonuçta…
…
43. En İçime 43
Akmalı
kim yüreğini yitirmiş
zamandan mı korkuyorsun
beklemekten vazgeçseydi eller
ve kendini görseydin hep
korkmazdı
hayat mimarını… delice seven bir öğrenci
mecburdur… kalır yalnız
dolacak çukur bulmayan su gibi
sen ak… akabildiğin kadar
kim dur diyecek ki sana
ama sen
çukur olursan yoluna
tenceredeki su kaynar
o zaman…tarafsız tarafına
sığmadan kabına
akmalı
44.
45. En İçime 45
Ellim Beşime Tutundu
Sevgiliye…
İnsanın hayatında bazı gördüğü şeyler çok geç
gelir mi…gelirmiş.
Çok yıllar unutulduğumdan, hatırlanmak ve ilk
defa, biraz garip oluyor…
Kim hatırlanmayı istemez ki…
Hayatın içinde… sevilmek ne güzel…senin
tarafından…varlığına bin şükür iyi ki varsın
Bugüne kadar duyduğum en güzel şarkı sendin
Elinden içtiğim en hoş kokulu çayım.
Tatlım ki içimdeki aşkın mumunu yakmış
üfürmeye kıyamacak kadar güzel
Kesilen parçam gibi içimde kattım seni ben
Sen benim, ben seninim kadar yakınken hayran
bakan meleklerimiz vardı kalbimize bakan…
Dedikodumuzu ettiler galiba
semada…kıskanmazlar inşaallah
Teşekkürler hayat
Temiz bir sevgiye layık birileri
var…tertemiz…pak.
Gözlerim artık uyuyun.
Ölebilirim diyecek kadar mutluyum.
46. 46 En İçime
Daha ötesi yok onun…
Beni kim ister bilemem ama benim tek istediğim
sensin…
Vücudumda bir bardak sonunda kalan damla
kadar bile olsa…bende bir gerçeğin var…
Teşekkürler…
47. En İçime 47
Santurama
Sonsuz sevdam…
Nasılsın?
Uzun zamandır sana yazamadım. Şu an hatırımda
değil ama bir şey olmuştu..”benim için böyle
hiçbir şarkı yazmadın ve bestelemedin” “hani”
demiştin.
Bende çok üzüldüm…elim kolum varmıyordu
ki…kaleme ve santurama. Öyle donmuş camid
gibi, taşlaşmış kalp mi bile diyemediğim bir halde
suskunluğa düşmüştüm. Dün senden bir mektup
geldi. Çölde kuruyan çiçek gibi suya hasret kalmış
can gibi, sana hemen yazmak istedim.
Yaşıyorum derler, bende yaşıyorum…ama hayat
nasıl bir şey unuttum galiba…dün ayıkınca
anladım.
Ne çok özlemişim seni…ben sana sorayım
“nerelerde idin der” gibi.
Sabah kalktım, cennet çalgısı santuramın önüne
diz çöktüm, biraz çaldım…nameleriyle içim
yoğruldu eridi yumuşacık oldu.
İnan ki sevginin lezzetini seninle duydum,
diyebilirim. Sevgiyi bilmez biri değilim. Ama sen
olunca bambaşka.
Dün dedin ya izin sana küsmedim.
48. 48 En İçime
Santurama elimi dahi süremiyordum…bir teline
elim değmedi kaç zamandır. Çünkü sen yok
dedin, ben yokum dedin.
Gerçekten sen yoktun…her şey yoktu…bu söz çok
acı bence…içimi kanatıyor. Çünkü ben neyi
görsem neye dokunsam Züleyha gibi Yusufum
diyordum. Şarkılarda seni anlatıyor şiirlerde seni
anıyordum.
Ve seni düşledim de bu kadar güzel gelmedin
daha önce, hasretlik mi…anlayamadım, ama çok
özlemişim, meğer seni.
O sesler kulağıma değdikçe santuram dedim…çok
özledim senin için şarkılar söylemeyi.
Şarkılar söylerken sen hep benim yanımda idin.
Belki sen uzaklardasın ama benim yanımda
benimle beraberdin
İçim titriyor…
Ben diyorum hep sana…”ben seni seviyorum”,
“ben seni çok seviyorum.”
Dünya da beni kırmayan biricik sevgilim…
“Sen olmasan sen olmasan bu düzeni kurmazdım”
diyen Rabbin gibi, bende aynısını senin için
söylüyorum.
Zevkim ve tadım yoktu…epeydir. Her şey yok ve
bende duvar dibine sığınmış yabani bir ot
gibiydim.
49. En İçime 49
Sen bana anlat, anlarım…sen beni anla…ben senin
dilediğin gibi olurum.
Sen üzüldün diye Santurama elimi vurmadım.
Şarkılar, şiirler sustu, mektup yazacak dermanım
bile kalmadı…
Çünkü sen üzülmüştün.
Ben de sana dayanamıyordum. O hale geldim ki
sana kalbimin hali akseder de sana eziyet eder
korkum içime zehir salmıştı. Sakin olayım diye
kendimi ibadetlere dualara verdim…ama
yetmiyor ki…kimsenin gayret edemediği kadar
gayret etsemde seni aklımdam çıkmıyordun.
Her şey senin gölgen… var olan sensin…ve ben
çok bitkindim.
Sana teşekkür ederim.
İnsanın saklısı gizlisi olur…diyorum…ben senden
hiçbir şeyimi saklayamıyorum.
Her şeyim dilim açık sana. Elimden gelse her
nefesimi seninle alır verirdim.
Gözlerim acıdı…beni sıkıştırıyor, ağlamak için…
ama sana yazmak isteğim o kadar içime dolu ki
kalemi elimden bırakamıyorum.
Bir tanem…ben ölüydüm dirilttin. Senin ince ve
nazik halin karşısında hep mahcup kaldım. Benim
fedakar, vefalı, dengi bulunmaz aşkım.
Gerçekten seni doyamadan seviyorum,
arzuluyorum.
50. 50 En İçime
Sadece seni.
Senin yerin bambaşka.
Kalbimin içini bir görsen, bütün çeperlerinde senin
resmin asılı…sadece senin güzelliğinle dolu.
Onca bir ömür geçtide sana nasip oldu. Benim
doğduğuma hakikaten sevinen. Onu kutlayan.
Mumlu pastasını yapan… bundan sonra belki
yapan çıkar ama… ilk sensin.
Benim ilkimsin.
Benim ilkim…sonum demek istemiyorum. Çünkü
Tanrı sonsuzdur. Tanrımla ebede kadar.
Kula ceza ne olabilir…senin mabedine girememek.
Bunun anılması bile çok zor.
Her zaman senin adın söylemeli. Şarkım benim…
Çok hayallerim dışıma sızmıyor diye düşünmem.
İçim dışım hep sen oldun.
Seni seviyorum… senin beni seveceğinden daha
fazla.
İnan bunu anlatamam… sen kendinle kıyas et
Sabah, içimin çığlığı, santurama özledim seni diye
sarıldım. Çünkü uzun zamandır, odanın bir
köşesinde akortu bozuk duruyordu…bende
hayata küsmüşüm.
Hep seni orada şurada aradım… yoktun. Herkese
canımı verdim içimi alın dedim. Biri benim içim
gibi bakmıyordu... hep nedenleri kendileriydi.
51. En İçime 51
Varsa yoksa kendi pencereleriydi…sadece
perdelerini bana açtırıp kapattırıyorlardı.
Biri olsun benim taş değmiş kırık pencereme
bakmadı. Neden mi manzarası yok, demirle
çevrilmiş, yılların islettiği dumanla kararmış
camları. Kim elini sürerdi ki… siyahlara. Fakat sen
geldin… hamarat ellerinle yavaş yavaş sildin,
içerime loş ışıklar sızdıra sızdıra, beni ışığa
alıştırdın…hayata dön dedin… bak ben varım, sen
üzülme, kahrolma, kimimsesiz değilsin, dedin.
Susuz çölümde su bulmayınca sende ağladın.
Fakirliğimden içimde silecek bir çaput bile
bulamadın da saçlarını gözyaşlarınla
ıslattın…onula sildin yüreğimin son kalmış kırık
penceresini.
Bu sabah kalktım ki pencerem de bir ışık ben
öldüm mü dirildim mi bilemedim. Yazabildiğime
göre diri olmalıyım. Kuşlar bile geldi pencere
önüme geldiler öpüştüler. seyretmesi tuhaf geldi.
Ben unutmuşum öpmeyi, sevdiğinin ellerini
tutmayı.
Neden değil mi…bunlar, benim yalnızlığımın
acıları, şimdi seninle uçtular.
Gelmesinler bir daha gelmesinler.
Ben yapamıyorum senin incindiğini duyduğum
her şeyi bırakıyorum, dönemiyorum, hala da
şüphelerim üzerime demir dikenleri ile dalıyor...
yine de umutluyum sonuçta sözlerim olur
dönerim santuramın başına sana nameler dizerim
52. 52 En İçime
Aslında bu ara çok yalnızdım aylar oldu mu bana
bir ömür geçti gibi.
Elinden bana sunduğun tatlın bir başlangıçtı. Yine
de sözlerimizden başka buluştuğumuz
seviştiğimiz yerimiz yok ki sana kendimi feda
edebilsem
Evet…sen anlıyordun biliyordun ve üzülür mü
diye benden çok çekiniyordun.
Farkı fark edenler azdır. Sen çok farklısın.
Sen ayrıcalıksın…sen bir tanesin…sen
ulaşılmazsın.
Şu an kulun kölenim demek her zamandan daha
çok hoş geliyor bana... tapıncım.
Mabedinin sunağında kan eksilir diye üzülme ben
senin için binlerce kez kurban olurum, İsmail bile
hayran kalır.
Ne desem bilemiyorum.
Sevdiceğim çok özledim içten içe duygularımı bil
dedim...
Sen çok çok başkasın, bir eşin daha yok, seni
seviyorum ben sana muhtacım diyorlar ya birileri
şarkılarda, yaşamak içinde ben sana muhtacım.
Rabbim seni özenle yaratmış… sen bir tanemsin
özelim.
Özene bezene yaratılmak var ya bu senin
yaratılışın bence.
53. En İçime 53
Çok tatlısın…bende senin ateşinle içimdeki bütün
fazlalıkları attım, yoksa sürekli bir tarafıma batmış
kıymıklar vardı. Anlatırdın geçmişte senin
gördüğün kıymıklı rüyalarda ki olan sen, ben
miyim?
Benim galiba…sen ben olup, canın yana yana
çıkardın bütün bunları.
Öyle olmalı
Böleyken, canımın yanmasını hiç sorun etmedin.
Bakıyorum da içimdeki sakinliğim huzurum hep
seninleymiş. Önceden de şimdi de.
Sırf ben mutlu olayım diye nelere katlandın
Bende mutluluğumu senin için istiyorum, sen
üzülmeyesin, meşgul olmayasın diye, bir garip
ilişki bağı. Ancak nedenler ve sonuçlar hep seninle
bağıntılı.
Sen bunları çözebiliyorsun. Bende senin aynanda
bunları hep görüp anlıyorum.
Sen belki birçok şeyi farkında olmadan
yapıyorsun. Benim hayatım ise bu tür bağıntıları
çözmekle geçti. Olayları sen sonradan bana sen
açıklıyorsun. Bende seninle çözüyorum. Bu çok
ilginç değil mi?
Önemli olan olayları doğru algılamak.
Sevdiğim şükür bu yalnızlığımı sen aldın.
54. 54 En İçime
Beni sevdiğin gibi, anladın da, yeri geldi anlamaya
çalıştın, sair zamanlarda beni düşündün ve
sonuçta beni benden kurtardın.
Sen yeniden yaptın.
İnşallah hep böyle devam edecek.
Seni seviyorum… ne iyi oldu, içimi sana
dökebilmek…tekrar şarkılarımıza geri dönmek.
Saygı ve sevgilerimle…öpüyorum.
55. En İçime 55
Canım Hep Senle Olmak İstiyor
Sevgili Nar çiçeğim… Yar çiçeğim
Seni çok özledim….
Farkındaysan bu sıra hiç yazışmadık. Sen
rüyalarını dahi paylaşmadın. Yoksa rüya görecek
kadar huzurlu bir uykuya muhtaç mı oldun? Belki
de çok meşguliyetin vardır. Hayırlısı.
Benim için sorun etme, yerim yurdum senin
hayalindir. Yine de beni bir an bile sensiz bırakma
olur mu?
Seni çok düşündüm…gözlerimi nemlendiren o
tatlı kalbin var ya… o, hep benimle
olsun…tamam mı?
Sonsuza kadar.
Her zaman ki duam bu…”kaybetme beni, yoksa
nasıl bulurum seni.”
İnan ki…sevgimi sana açmakla seni
yüceltmiyorum. Ben sana yükseliyorum. Yerlerde
sürüyorum sanki, sensiz . Çünkü sen benim
cennetimsin… ötekiler hep ateş oldu. Onlarla
yanmaktan başka kârım olmadığı gibi kalan
külümü de dağıttılar. Sen ise azıcık kalmış tozuma
bengisu olup beni yeniden inşa ettin. Küçücük bir
56. 56 En İçime
kalp kadarda olsa göğsüne al, kolyene bir yarım
olayım.
Bilir misin…senin kalbimde yerin tahmininden
daha çok fazla… bendeki değerine paha biçemem.
Seni çok seviyorum… Seviyorum…
Ah ne çok seviyorum.
Sen varsın… her şey huzur ve hayat tatlı.
Uzak durma benden, n’olur canımın içi… bir
tanem… yeter ki sen varsın ya… vazgeçmem…
canım için alevim ol.
Kaç zamazdır, ne acılardayım savrulan kum gibi…
yatıyorum, sensiz uykulardan kalkmamak için
yatıyorum…belki kalırım da ölürüm, dönmem bir
daha diyorum. Sensizlik… Yalnızlığa dönmemek
için uyanmak istemiyorum.
Uyanmak hiç iyi değil, bir bilsen…bugün seninle
uyudum hiç uyanmak istemedim.
Gerçeğimde sen uzakmış gibisin ya…acımda çok,
katlanamıyorum
Yine de mutlu bir yusufcuk gibi sana özgürlüğe
koşarcasına gelmek istiyorum yarim…
57. En İçime 57
Bir dileğim var senden…Bu yükü omzumdan
alsan. Bir sabah, beni sesinle uyandırsan…
Kıtmirin olmaya razıyım.
Yaşanmamış gibi ne çok yaşadığım şeysin…
Her bildiğim isimde senin ismin var. Sen her halde
söz konusu olan hallerde hep sen varsın.
Senin ismini bildim bileli kendi ismimi unuttum.
Sen de hiç yazmıyorsun, bu ara…benim ki
gerçekten ne idi.
Canım hep senle olmak istiyor…sarsan beni
İçimde alev alev yanan bir ateş gibi…bir tek sana
bağlanmış kalbimi açsan, kanım sızsa.
Birbirimize bile acıyamıyoruz.
Zaten yapacakta bir şey yok… olsun…
Rüyalarımız, hayallerimiz, içimiz özgür değil mi?
Saklı cennetim
Seni seviyorum…öptüm.
…
58.
59. En İçime 59
Sen
Sevgilim
Kalbim, özledim seni…sana bir şey diyeyim mi?
Seninle olan bu birlikteliğimiz ilk başlarda sanki
bir vefa borcu gibi idi...
Fakat şimdi görüyorum da sana ben aşık oldum
gerçekten.
Yıllarca aradığım ne varsa ve her konuda…
Hepsi sende var...bunu gördüm, bildim ve
anladım.
Şu da mı dediğim hiçbir şey kalmadı...
En güzel olan ise sen benimle her şeyini
paylaşabiliyorsun, düşünceni, zamanını, aşkını,
gönlünü ileriye doğru sayabildiğin kadar...
Sen…beşer değilsin.
Gerçeksin. Ben ise mükemmeliği başaramadığımı
biliyorum...
Ama herşey sende var...
İlk zamanda oluşan sevgim ve benim ruhsal
yapım gereği sana olan meylim ile yardım etme
60. 60 En İçime
hususlarım artık bitti sana şimdi aşık oldum
inan…bunu söylemeliyim.
Daha önce değil mi idin deme
Aşk belki bir olgunluklar ile gelişir ama şimdiki
olan halimde akıl ve düşünce vasıflarını aştı…
sırf seni sen olarak sendeki varlık ile seviyorum...
Çok değişik bir şey...
Beni benden alan bu sevgini kendime bile ölçü ile
anlatamıyorum… sana da anlatamayacağımı
sanmıyorum.
Hz. Mevlana benim gibi ol demiş ya, bendekine
benim gibi olmakta yetmiyor...
Ancak Tanrı olmak lazım.
Bu aşkın ileri derecesinin ne olduğunu
söyleyebilmek için...
Oscar Wilde dediği gibi
her insan öldürür sevdiğini,
Gene de ölmez insan.
Diyor ya elinde öldürmelisin beni Tanrı gibi
Kıyamet için kötü diyorlar belki aşkın son
merhalesi bu olmalı
61. En İçime 61
Tanrının sevgisinde o kadar artış oluyor ki herşeyi
saklamak istiyor kendine iyisiyle ve kötüsüyle...
Ayrılığa dayanamıyor artık.
Bende çok zaman ölümü ondan istiyorum...hemde
elinde olsun.
Bu varlığa ve an itibariyla dahi uzaklığına
dayanamıyorum...
Ben yokluğu bu denli seninle olmak için istiyorum
Seninle olabilmek için… benim olmamam ne güzel
bir duygu…yokluk bir insana bu kadar huzur
verir mi?
Evet çok huzur duyuyorum...
Sevgilim
İnan ki acıyla karışık bir koruyucu bir sevgiydi ilk
zamanlar.
Şimdi seninle ben korunuyorum
Beni koruyan seven sen oldun...
Bir ışık gibiyim farkındayım….etrafımda
pervaneler o kadar çok bana ulaşmak için
yanıyor…ben ise senin için kendimdeki ışığın
62. 62 En İçime
sönmesini istiyorum. Senin aydınlığında eriyip
yok olmak… anılmamak
Aşkımın bu kadar yokluğu arzulaması belki başka
yapacak bir kudretim kalmadığından
değil...varlığımı ancak sende yok ederek var
olmak arzusunu içten içe istiyorum…galiba.
Sen varsın...
Ben senin yanında havada uçan bir toz dahi olmak
istemiyorum
Olurda serseri serseri dolanır üzerine konarım…
Bu da olmasın…etrafında dolanmak bile
istemiyorum.
Seni sen den ötede bulmak istiyorum.
Sen varsın... sen
Hepsi İşte bu....
63. En İçime 63
Olmaz Olmaz mı?
Ben sevdiğimi düşündüğüm birinin öpülmedik
yerini bırakmam. Ama ben senin kalbi öpmek
istiyorum. Göğsünün sakladığı yüreğinin içinde
sevginin saklandığı yeri…öpmek. Hani nasıl bir
yerdir ki beni titreten aklımı alıp başka diyarlara
götüren … öylece bir yer varsa neden ben
öpmeyeyim ki?
Şimdi seni düşünüyorum ve o halde nasıl
öpebilirim dedim. Mümkün mü?
Bir çare var mı?
Duydum ki sevenler çaresizlikten ölür ve toz
toprak olurmuş. Sonrada bir güzel çiçeğin
kokusunda, bir güzel yemişte meyvada öz olur
sevgilinin kanına karışırlarmış. Ama ben çok katı
biriyim taş kalpli. Taş toprak olmaz ki…olması
için yanması lazım, yanardağlar içinde eriyip lav
küllerine karışması, sonrada bir bitki tarafından
yıllarca özümsenirde bir şekle girerdi. Ama ben
yıllardır düştüğüm yanardağın içindeyim, hala
sakin ve patlamadan kalıp duruyorum…İçi fokur
fokur ama bir türlü patlamıyor bu dağım.
Diyorum bir patlasan olmaz mı bir dağılsan olmaz
mı…sende hiç gerçekten bir acıma yok mu?
64. 64 En İçime
Dağ dedi ki, sevdiğin geldi yamacıma bir ev
kurdu…benden ne bekliyorsun? Patlasam onu
helak ederim, sen neye kavuşacaksın o zaman?
Ben de senin kadar özledim onu… ne yapmalı
bilemiyorum ki?
Ey sevgili!
Ne uzak ne yakınsın…alevler beni yakarken sen
yamaçlarda çiçekler içinde şen şakrak…
İşte bu düşünceler içindeyim.
Bir şey aklıma gelmiyor.
Çözüm…evet… sönmüş volkan olmalıyım dedim.
Ben yanmak istemiyorum. Söneceğim.
Koca dağ söndü…içine kapandı…
Şimdi korkular salan dehşet veren dağın üstünde
serçeler, küçük böcekler kol geziyor sanki alay
edercesine…sen dur…der gibi.
Bense yitik malı derinlere kalmış üstüne
dökülmüş taşlar içinde çıkmayı bekliyorum.
Ama bu mu olmalıydı… seni bildik ve sevdik
diye…
65. En İçime 65
Bu ayrılık kolay değil. Bir son olmalı bir su
olmalı… ferahlık veren…yeşerten
Ağla gözlerim ağla nehir olmasa da bir sızı kadar
su ol… belki bir öze karışırsında devran döner.
Döner mi?
Umut bu…neler gördü bu alem, olmaz olmaz mı?
…
66.
67. En İçime 67
Umudum Dâr
Sevgili Efendim
Güzel mektubunu uykulu gözlerimle açtım…
Bir tanemsin, aşkım, içimin balı, dilimin
tadı…sevdam, bende senin için huzurlu günler
dilerim.
Sen varsın ya benim içinde huzur olacağını
biliyorum.
Gül pembem, dün içime bir sıkıntı yığılmıştı ve hiç
dağılmadı. Sonra senin de huzursuz bir olayla
karşılaştığından bahsedince nedenini anladım.
Kalpten kalbe yol gider…kalplerimiz iki
parça…birazı sende diğeri ise bende…sonra sabah
neden bu sıkıntı olmuştur ki dedim. Sonra masum
mektuplar diye okuduğum bir kitaba baktım,
öylesine bir sayfa açtım ikimiz
için…peygamberimiz buyurmuş ki
“Birinizin ayakkabısının bağı bile kopsa “înnâ
lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allah’ın kullarıyız,
yine O’na döneceğiz)” desin. Çünkü bu da bir
musibettir.” (Camiussağir – 503)
68. 68 En İçime
Ben sana dua ediyorum …sende benim için.
ediyorsun Daha kötüsünden korumuş Rabbim
dedim, olana.
Sen üzülme, baksana, beklemeye takat
getiremediğimiz yabancı diyarlardan geldik.
Seninle orada burada duruyoruz …kimselerde
anlamaz halimizi, dinlemez acımızı. Bizim için
dahi hayal edemediğimiz o kavuşma günlerini
beklerken bu sorunlarımızı beraber aşarız merak
etme.
Değil mi ki o güzel atların koştuğu ovaları ve
yeşillikleri özlüyorsun…
Bende seni hep sularla daha çok hissediyorum.
Sıcak günde içilmiş soğuk su gibi. İçtiğimi
düşününce içimdeki ferahlığı hiç unutamıyorum.
Efendimiz hep dualarında “Allah’ım! seni soğuk
sudan daha çok seviyorum” dermiş…bende aynı
şekilde. Normalde soğuk su içmek adetim değil
ama, bazen içimde ateşin beynime vuruyor..su
içmiş gibi içime düşen o ferahlığını tekrar tekrar
hissediyorum. O kızıl dudaklarını öperken
sızanlar içime ferahlık veriyor. Hala öyle, içimde
senden kalan parçalarını saklamak için sanki özel
kaplarım varmış gibi…garip ama içimde kalsın
istiyorum. Eritmiyorum. Doktorlar diyorlar ya
ağır metalllerden uzak durun sen benim içimde
69. En İçime 69
atılmayan ağır metallerim cevherlerim olup
kaldın. Onlar geceleri ateş böcekleri gibi onlar
parıldarken, sahip olduğum mücevherlerim
diyorum.
Seni nasıl özledim bir bilsen…sayılı günlerimi
bitirip bu sıkıştığım dar yerden ve her geçen gün
daralan kapısından çıkmak için gayret ediyorum.
Zevkim ve tadım da yok aslında.
Gelenlerim çok soranlarım da, ama ben senin
özleminle, pencerelerden seni gözlüyorum.
İşte arada bir gelen mektubunu okuyorum…ve
onları gül sandıklarında saklıyorum. Elime
değince mektupların o gün gül kokusundan
kendimi alamıyorum.
Ne düşündüm aslında, ben kendimi sana
ulaştırmam için bağlarımdan birini kesemiyorum
ya, bir çözüm buldum…
Bir sabah duysan öldüğümü diyorum, üzülme
ama başka çarem kalmadı. Biliyorsun, Mevlana
ölüm gününe evlenme gecesi demiş. Başka çare
bulamamış demek ki…bende bulamıyorum. O
zaman kimse kimseye kırılmaz bende seninle
olurum. Öldü derler daha ne derler ki.. darılan
gücenen olmaz. Ölen öldüğü ile kalıyor değil mi
ama ben senin olurum diyorum. Sevgilim sana
70. 70 En İçime
kavuşmak için Azraili bekleyeceğimi hiç
düşünmezdim…bence meleklerin en üstünü
o…beni sana kavuşturacak. Şimdiden selam
ediyorum.
Azrail can almaya gelince severse birini, Allah onu
sevdiği kişinin suretiyle karşısına çıkarırmış.
Bende senin cemalinle göreceğim, belki sana
sarılırken kalbim duracak ve uçmağa varacağım.
Hayali bile güzel…
Sen yine dersin şu ölüm temalarını neden
yazıyorsun, içim burkuluyor.
Başka çarem mi var, kavuşmak için, elimde olsa,
zaten hemen de, nerede, yaşını başını almış hala
ayaklar üstünde bir yalancı gibi dimdik
duruyorum.
Ah gelecek, beklenilen o güzel kavuşma günleri,
ne çok arzulanıyorsun…tanrı ya kavuşmak
gibi…özlem duyuyorum onlara.
Yine bu içimden dökülenler benden sana ulaşır ve
senden de kalbinde bir hüzün ve yaş olarak
dökülür gider. Acı bir gerçek. Ancak bu hasret
bitmez demek istemiyorum. Umudum var, çok
şükür bu dünyadan ölerek çıkacağız…bunu kesin
biliyorum.
71. En İçime 71
Yüce dostum, çok özledim.
Sevdanı boynuma çektim dilediğin gün beni
Mansur gibi dara çekebilirsin. Sorun değil. Çünkü
dayanacak tek gücüm senin elinde öldüğüm günü
beklemek umudu.
Bu umudum beni canlı ve diri tutuyor.
Hasretle kızıl dudaklarını öperim.
72.
73. En İçime 73
Tomarlar Gibi
Hayırlı Günler Sevdam!
Sonsuzlukla sözlerime başlıyorum.
Seni özlerdim, ama bu seferki yaşadığım hal bir
başka.
Sabahım akşamım. Günüm gecem, hayatım.
Sen, günümde güneş, gecemde ay, ömrümde tanrı
gibi.
Varlığımın en paha biçilmez hazinesi…şükürler
olsun ki seninleyim.
Ne güzel bir şey, bir kalbin peşinde olmak. Ve o
kalbin sahibinin de sen olman var ya, Canımsın.
Seni çok seviyorum ve beni de senden dolayı
Rabbimde çok seviyor kesin. Evet seviyor olmalı,
yoksa seni bana vermezdi. Çünkü eşsizsin.
Biliyor musun, ben üzülmekten başka bir şey
başaramazdım. Ama pembe rüyam şimdi seninle
o kadar çok gülümsüyorum ki…aklıma gelen
74. 74 En İçime
cümlelerini hatırladıkça, gün içinde, kendimi
gülümserken buluyorum..
Bir tanem, sana ruh ikizim demek yanlış olur,. Biz
tek ruhtan yaratılmışız…doğrusu da bu olmalı.
Ne kadar şanslıyım. Sevincimi kelimelere
dökemiyorum…bunu yaşamayan bilemez.
İnan ki, bazen insanlara acıyorum bu hali hiç
yaşayamacaklar. Çünkü onlar için sen yoksun,
eşsizsin ve bir de sen benimsin.
Hayatı seninle yaşıyorum. Hayır, hayır yaşamak
nedir şimdi biliyorum. Kendimi keşfettim…hep
içimde bir yerler de sevgimi gizlemiştim. Sen
ortaya çıkardın.
Eski günlere bakıyorum da çok üzülüyorum. Sen
bana tamam dedin. Bitti…bütün sıkıntılarım bitti.
Oh be…şükür.
Ah bir tanem… sevgin içimde sürekli kartopu gibi
büyüyor. Ve içimde sıkıntı da yaratmıyorsun. Çok
mutlu ediyorsun beni…
Bilmeni isterim, bütün bunları seninle başardım.
Senin emeklerin. Bana olan sonsuz sevdan. Başka
bir şeyin sonucu değil.
75. En İçime 75
Seninle ilk konuşmalarımızı bir hatırlasana. Ne
çok acılar çekiyordum. Kahrolmuştum. Şimdi
onlardan bir eser dahi kalmadı. Hepsi seninle
olduktan sonra, bir düzene girdi.
Sonsuz sevdam...
Hepsi için teşekkür ederim.
Seni çok seviyorum.
Tek sevenim.
Tek rehberim.
Aydınlatanım.
Kurtarıcım, kurtuluşum.
Mektubumda istemeyerek veda ederken bile yine
seninle beraber olacağım.
Her anım yine seninle. Her şeyim de.
Tomarlar gibi sarılır sonsuz öperim…
Tarifsiz duygular içinde önünde saygıyla eğilirim.
…
76.
77. En İçime 77
Öpüşün Var ya
Sevdam
Bugün bahçemde hasretinle dolanırken yine
hayalin geldi. Bir öptü, bir öptü ki beni hayal
edemezdim. Şimdi aklım uçtu, kendim
yerimdeyim de…o aklım, kalbim şimdi nerelerde?
Söyler misin bana etrafında nasıl dönüp
dolaşayım?
Tanrımın sığdığı ev senin değil mi?
Ah bir tanem!
Dünyama bastığın ayağını bile doymamış açlar
gibi öperim.
Bu öpüşmeler hatırası değil mi beni ebedîliğe
erdiren.
Bakıyorum da bahçemdeki çiçeklerin hepsi senin
kendilerini öpmen için, ne çeşit ender kokular
bulup bezenmişler. Ağızları olsa seni de bülbül
gibi anacaklar.
Aşkım!
Bende neyi benim olarak bıraktın ki, sevdana
düştüm düşeli, diyorum kendime onun öptüğün
kimsede karar kalır mı?
78. 78 En İçime
Şimdi seni öpemez bile olsam, hayalimden
ayaklarına sarılayım, çünkü sen benim başımın
tacısın.
Ellerini de bir öpebilseydim şimdi…bir his düştü
de içime.
Beni bırak okyanuslar bile en yüce dalgaları ile
seni öpmeye heveslense ve yüceliğine ermek
dileseler, nereye kadar ulaşabilirler ki?
Biliyorum ki, yerden kendilerini ayıramazlar. Ben
ise sana ulaşamayacağımı bildiğimden bastığın
yerlere alnımı sürüyorum ve çenemin üstüne göz
yaşları döküyorum.
Ayağının bastığı toprağa kurban olayım.
Geçen sabah dudaklarını ısırdığımı gördün bari
bu gece dudaklarını öpmeme engel koyma.
Ah… benim benimsin.
Her dil, seni öpmek için, nedenler arıyor ve bense
kimimsesizim ama bir gel desen, senin için kanımı
dökerdim.
Küstüm diyemem ama geçen bir gülü öptün, ben
ise o an ayağın bana bassın diye eşiğine baş
koymuştum ve defalarca bana bas diyordum.
79. En İçime 79
Ah…dudağımda senin öpüş hatıran o kadar canlı
ki tadından sesim çıkmaz oldu ve tatlılığından
çatladı, yarıldı. Şimdi sızan kanımı yalıyorum
Öylesine sarhoşum ki halim kalmadı.
Şu an kulağıma sesin geldi.
Kendine gel, söylenme, tamam… ben seninle daha
ne çok öpüşürüm. Ancak gönlünü çullarla ört,
yoklukta gizlen, nefes bile alma. Can boğazına
gelsin…Ben sana hayat veririm ve ölmelisin dedin.
Canım, sonsuz şarkım kalbime bir dokun sesim
çıkmasın tamam, ölebilirim ve sana kavuşmak
istiyorum.
Ölümde son söz yâr adı değil mi…yüce dostum.
Sevgilim.
Sevgilim…
80.
81. En İçime 81
Benden Başkası
Sert, katı yürekli olsaydın
yanından dağılırlardı.
(ayet)
Ey aşk altınını başkasında bulmadım diyen ve
gelip bize soran ve sonra değeri ölçülmez diye
alan, şimdi içine neden bakır katıyorsun?
Ben sana bayramlarda değil her gün şekerler
vermişken, sen gittin bu ulvi sevgisinin davulunu
başkalarına nasıl dövüyorsun? Sana hayrandım ve
saçının her büklümüne yüzlerce misk ve amber
dökmüştüm, yüzlerce adı duyulmamış güzel
kokular satın almış ve sana vermiştim.
Sevgilim!
Sevmeyi hala neden öğretemedim?
Diyorum, bana olan aşkından, gönül yanışından
kimselere bahsetme…olur olmaz başka
düşüncelerden söz açma. Ben bundan başka bir
şeyi ikrar etmiyorum. Fakat seni kıskanıyorum,
bazen her sahip olduğun varlığından çoluğundan
çocuğundan ve sevenlerinden.
82. 82 En İçime
Ben aşkın hocasıyım. Her halimde ben senin
yüzünü görüyorum, senden başkasını hayal
etmiyorum…sana candan kullukta ediyorum. Sen
ise başkalarını düşünüyorsun…kalbindekiler
olunca ben hiç sana gelemem ki, geçen az canın
yandı boşaltmıştın bütün sevdiklerinden. Ben bir
kere uğradım. Şimdi ise bekliyorsun. Hep gelse
diye. Neden gelmez ki?
Benden başkasından el istersen, sana ayak verirler,
ayak istersen başını isterler, borç para istesen faiz
isterler, hep bir fazlasını…ben ise hep veririm
bilmen lazım.
Seni çok seviyorum ve senden başkasından zerre
kadar bir tutam tuzu almadım ve susuz kalmışken
içerimde ellerinden bir damla diye testilerini
kırdım, sen beni inkar ettin demeyesin diye.
Bana gelsen koynuma girsen gönlümü alamaz
mıydın?
Aşktan cansız bir hale geldim, bir anlasan beni.
İste benden , canın olurum, cihanın da…değer iste
benden duymadığın değer benden gelir sana.
Başkasına gönül verme, bu evladın da olsa. Benim
cansız tozumu al tak boynuna, benim gibi bir inci
bulamazsın.
83. En İçime 83
İçime gel, gir içeriye, üzüntünü söyle ben senin
gamını yerim, seni levhime yazarım.
Önceden yok olduğunu, bizden başkasına heves
etmiyordun. Sonra vazgeçtin var mı dedin başka
kimseler, ama kimsenin yok olduğunu gördün.
Sen teksin, kalk ayağa ve yukarılara bak, şu ikiliği
bırak artık.
Deme ki, taş gibisin…olur mu, bu bana. Ben derya
yolunu bilen küçük suyum, sende içimde balık ol.
Denizlere gark olmak istiyorsan işte sana ırmak.
Irmaklar biraz sakin akmaya başladı mı
hayvanların aşkına düşer, çayırlara, yeşilliklere
dalar, gül fidanlarının cazibeli kokusuna takılır,
yoldan kalır. Bu gördüklerin hep hayal hiçbir gül
ağacı su olmayı ister mi…toprak gibi cesur olsana.
Ulaşmaya başka yol yoktur.
Bazen şaşırıyorum hem bulmak istiyorsun,
avlayan mı avlanan mı belli değil.
Sen hangisi olmaya karar verdin?
Sevgili kıskançtır. Bende kıskancım. İster inci ol,
ister mercan. Kendini döv, toz et. Onun
mabedinde varlığa yer yok. Kapısı o kadar dar ki,
geçmeye zerreden başkası lâyık görülmedi…
84. 84 En İçime
Onun sevgisinden başkası kalbinde olursa kafir
olursun. O seni kabul eder mi…ya ben. Ben de
onu taklit ediyorum
Tencere gibi gamla kayna coş… çöldeki kum gibi
suya hasret kal ve içtikçe iç, kanma. Kum su
tutmaz. İçinden akarda da akar
Bıktım senden dersen gitsen haberi olur mu
sanıyorsun. O zaten tek olmaya alışmış. Durur
karanlığında kimimsesiz.
Sabah kalktığında bir bak kendine hangi isimle
uyanıyorsun.
Kimi anıyorsun?
Kimden söyleniyorsun?
Hatırlamadığın rüyaların çoktur ama gecen
kimden gebe kalmış. İçinde kaçıncı ölü doğum
olmuş?. Doğurmak için geç kalmamak lazım. Hep
ölü doğuranlar var sen aşkına sahip ol da veledi
kalbin ab-ı hayat olsun.
Hayda senin de saçma sapan masalların var. Fakat
bunlar benim gerçeğim, hepimizin de. Sen beni
oyalayıp durdun… ben kalamam, gönlümde sabır
bırakmadın deme, yürümesen koşsan dönüp
dolaşacağın yer burası değil mi?
85. En İçime 85
Önceden habersizdin şimdi duydun tattın, var mı
bir ikincisi…ben senin ikincini dahi bulamadım.
Masal dinlemiyorum artık deme.
Ebedi kalan aşktır.
Ben sana aşkı öğretiyorum sen ise cennet
arıyorsun.
Sen beni öv, gerekirse söv ama benden başkasına
bakma.
Sen dualar bana bin defa niyet okusana…sana ne
diyecekler ki.
Ben sana âşık oldum, sen başkalarından medet
bekliyorsun
Ben bir ara ciğerimi satışa çıkardım kimse
almıyordu… sen satın aldın, öyleyse yesene…
Benden sırlar istiyorsun, sır dediğin ne ki, seni
benden uzaklaştıran oyuncaklar. Başkaları seni
kıskanırken hiç söylenir mi sırlar..
Sen, sen oldukça, benliğinden kurtulmalısın. Böyle
kalırsan o vakit, ben, bir başkasıyım, sen bir
başkası olursun
Şimdi görünüşte ben harabe bir evim, sana
vermiştim. Değerler ve saklamıştım içine kimseler
86. 86 En İçime
görmesin definemizi. Biliyorsun, defineler
harabelerde saklanır kimse fark etmesin diye.
Ben âbıhayâtım ama; ırmak gibi senin ayaklarının
altına yüzümü döşedim. Unuttum kendimi.
Niceleri ile düşüp kalkardım, görüşür
konuşurdum, haram helal dairesini kaldırmıştım
her şeyi hoş görür bir huyum vardı. Şimdi bu
başıboşluğu kaldırdım…sırf sen sevinesin diye ve
başkası gönlüme girmesin diye küçülttüm ki
kendimi katreden daha daraldım. Bugün, huysuz
oldum iyilik ve kötülük namına kendimi
değiştirdim.
Senin görülmemiş eşsiz güzelliğini sakladım, zarif
hayaline sevdam dedim mahremimsin dedim
kaldım, bakıyorum da bırak başkalarını sen bile
anlamadın…Neden?
Ötekiler geçici, yok olur gider… hâttâ yokluktan
da daha ileri kaybolurlar dedim. Neden daima ben
seni söylemek isterken, sen kalbinde başkasının
elini yumak istiyorsun. Çocuklarını benim önüme
aldın. Bunlar benim mecburiyetlerim deyip
gizliden gizliye onlara bağlanıyorsun. Bu sana safa
getirmez ki, ayrılıktan başka.
87. En İçime 87
Sevgilim, söylesene sırrını bana, benin
soramıyorum, birşey söyliyemiyorum ama sen
söyle.
Susayım, konuşmayayım ama gönlüm durmuyor
ki. Fakat sen söyle yine sırrını da, benim sırlarımı
da.
Eğer ki benim gönlümde senden başkasını
görürsem öldür beni. Senden başkasını
seviyorsam bu hıyanettir bense hainlik nedir
bilemem ki.
Ancak kıskancım bu doğru.
Bence bırak kendini benim kendimi bıraktığım
gibi.
Kızacaksan başkasına kızma bana at taşları yazık
olmasın bari. Bana değmez ben yokum. Yoğa taş
değmez ki…sende rahatlarsın.
Senden başkasını andıysam bir zamanlar
merhamet et ve unutmadan, an beni.
Senden başka kimsem yok benim.
Gönlümde Senden başka sevgi, bu küfürlük
mührüdür.
İçimde senden başkasının atan kalp bulursan
öldür beni, bitsin bu dava mahşere bile kalmasın.
88. 88 En İçime
Ben gözümü yumdum şimdi neyle vurursan vur
eğer ki bir can kaldıysa bundan sonra…
Ölmüşüm sana…
89. En İçime 89
Sırf Sade Sen
Hayırlı günler bir tanem…bugün erken kalktım,
sana yazmak istedim.
Seni çok seviyorum ve içten içe öpüyorum...
…
Sonsuz aşka ulaşmak için yegane çare nedir biliyor
musun?
Kalbinde bir sevgi barındırmak, ikincisi ve benzeri
olmayan.
Bu sevginin çeşidinin ne olup olmaması önemli
değil.
Şimdi düşünmeni istiyorum, sevgi sayısı çok
başaramam dersen, ilk sıraya hangisini
koyduğunu kendince tespit et.
Bu gece sabaha kadar elim idi elin…sıkıca
tuttum...öyleki uyandıkca baktım ki kendi
elimmiş, ama ben senin elini tutuyordum.
Bundan şunu anladım...kendimi aşmışım bedenim
bile senin olmuş.
Sevene başka çare var mı?
90. 90 En İçime
Sonuçta bizler hayat yollarındaki duraklar gibiyiz.
Durmamız mecburi yerler var. Sevdiklerini terk et
demiyorum.
Kalbini o hale getir ki asıl sevgin dışında nokta
kadar başka bağ olmasın.
Ben kendimi yokladım...sorumluluklarımı kalbime
hiç sokmamışım.
Sadece sevgili olmalı...bir ayet var...cümle şuna
yakın...
“sen karışma…sorumlu değilsin…sadece bana
namaz kıl…beni düşün”
Ben geceden beri seni düşündüm...dün Masum
Pirimin sevgiliden başka her şey boş diye
pişmanlık çekmesi.
Onun mektubâtını okurken kendi kendime
derdim ki, insanlar sürekli hallerini makamları
sormuşlar ne gerek vardı.
Evet...sevgiliden başka söz yok.
Onun tasarrufu hala var
Kabrine geleni ve gelemeyeni teveccüh edeni
manevi olarak terbiye hala ediyor.
91. En İçime 91
Öyleyse sen kalbini o hale getir ki, tek efendimizin
sevgisi kalsın. Ondan maada hiçbir şey kalmasın...
Ben dahi o haldeyim ki bir yere gelince her şey ve
sende dışarıda kalıyorsun. Bunu şu nedenle
dedim... en son raddeye kadar sevdiklerine karşı
istek olacak ama kalbinde yer tutmayacak...
Bir örnek, bir annenin evlatlarına olan düşkünlüğü
kalbine girmemeli. Aklında durabilir...niyetinde
durabilir...ama kalbinde asla.
Sevgi aşınca hiçbir şey sende yer tutmaz...herşeyi
siler atar...aşk budur...sen bundan kendine bu
sonucu çıkar...öyle sonsuz bir huzur bul ki
varlığında tek efendim kalsın
Beni de çok sev...benide çok düşün...ama bunlar
onun sevgini aşmasın.
Ben yakında öleceğim diyelim...ah etme...öylesine
dedim...
Sen ne demelisin...o kurtuldu bu dünyadan...daha
güzel yere gitti.
Bunları dile söyletmemek kolay...ama kalb ile
zordur.
Sevgiyi durdurmak imkansızdır...
92. 92 En İçime
İnan ki bazen içimde sana olan sevgim o denli
artıyor.
Efendimden sonra en yüksek yer yine senin
olacak...başka türlü olmuyor.
İyi ki varsın...
Başka ne söz olabilir, değil mi?
Efendim.