1. Finale
2. Bölüm
Yarım saat kadar sonra arabayı park etmiştim. Annemle birlikte beyaz bitkilerin ve kalın sisin
eksik olmadığı çiflik evinde yaşamaktaydım. Yılın bu zamanı ağaçtaki yapraklar kırmızı ve altın
renginin tonuna bulanmış , havayı yanık tahta kokusu , ıslak yapraklar sarmıştı. İçeriye girerken
bir kaç balkabağı beni seyrediyordu.
‘’Eve geldim.’’ diye anneme seslendim. Oturma odasındaki yanan ışık onun orada olduğunu
gösteriyordu. Anahtarlarımı köşeye bırakıtım ve annemin yanına gittim. Koltuktan kalkıp , beni
kucakladı. ‘’Akşamın nasıl gitti?’’
‘’ Resmen içimdeki bütün enerjiyi tükettim.’’ Merdivenleri işaret ettim. ‘2Eğer yatağa
geçebilirsem bil ki bu tamamen zihin güçüyle olacak.’’
‘’ Sen dışarıdayken bir adam gelip seni sordu.’’
‘’Hangi adam?’’
‘’ Adını söylemedi ama bana senin onu tanıdığını söyledi.’’ Ve ekledi. ‘’ Endişelenmeli miyim?’’
‘’ Nasıl görünüyordu?’’
‘’ Yuvarlak suratlı , sarı saçlı birisiydi.’’
O adam. Patch’e bulaşacak cesareti olan adam. Sahte bir şekilde gülümsedim.’’ Ah , tamam. Şu
satıcı. Bana okul fotoğrafımı stüdyosunda çektirmem için ısrar ede herif. Bir daha ki sefere de
mezuniyet bildirisi satmaya çalışır herhalde. Eğer suratımı yıkamadan yatsam çok mu iğrenç
olurum ha? Zorlasam ancak iki dakika uyanık kalabileceğim gibi. ‘’
Odama çıkıp kapıyı kapattım. Devil’s Handbag’deki müzik hala kafamın içinde çalıyordu ama
umursamayacak kadar yorgundum. Tam gözlerim yarı yarıya kapanmıştı ki bir den pencereyi
açmadığımı hatırladım. Patch’in tekrar içeriye girebilmesi için pencereyi açtım. O içeriye
girebilirdi belki ama beni uyanık tutabileceğinden şüpheliydim. Bataniyeyi boğazıma kadar
çektim. Yumuşak bir rüyanın beni içine çektiğini hissetim. Ve o rüyaya izin verdim –
Kimbilir ne zaman sonra yatakta başka birinin varlığını hissetim. ‘’ Bu yatağa neden bu kadar
aşıksın anlamıyorum.’’ Dedi Patch. ‘’ İki santim daha kısa , çok fazla keskin ve mor örtüler beni
pek tahrik etmiyor. Diğer yandan , benim yatağım...’’
Tek gözümü açtığımda onu yanı başımda gördüm. Bir eli ile boynumu okşuyordu. Karanlık
gözlerle beni izliyordu. Temiz ve seksi kokmaktaydı. Hepsinden önemlisi bana doğru
yaslanmışken ılık hissettiriyordu. Tekrar gözlerimi kapatıp uyuya kalmaya çalışmam başarısız
oldu.
‘’ Ha.’’ Dedim. ‘’ Yatağımın ne kadar rahat olduğunu umursamadığını biliyorum. Aksi taktirde
tuğladan bir yatak örtüsünü bile dert etmezdin. ‘’ Patch’in bir düşmüş melek olmasının kötü
yanlarından biride hiç bir duyguyu hissedememesiydi. Ne acı , ne de zevk. Daha açıklayıcı
olmak gerekirse ben onu öptüğüm zaman o sadece belli bir yere kadar bunu hissedebiliyordu.
Başlarda bunu dert etmemeye çalışmıştım ama bende onun dokunuşumla tutku duymasını
istiyordum. Beni hafifçe dudağımdan öptü.
‘’ Ne hakkında konuşmak istiyorsun?’’
Hatırlayamadım. Dante hakkında bir şeydi sanki. Her ne idiyse artık pek önemli gelmiyordu.
Genelde bakında artık hiç bir şey önemli değildi sanki.
Beni daha sıkı sardı. ‘’ Ben ne zaman senin dans figürlerini göreceğim?’’ diye sordu. ‘’ Daha
önce hiç Devil’s Handbag’inde dans etmemiştik. ‘’
‘’ Çok şey kaçırmıyorsun. Bu akşam bana sudan çıkmış balık gibi dans ettiğimi söylediler. ‘’
‘’ Vee sana karşı daha nazik olmalı.’’ dedi kulağımı öperken.
2. ‘’ O diyalogdan Vee sorumlu değil. Bu Dante Matterazzi’nin repliği.’’ Patch’in mutlu yerlere doğru
giden öpücüğü durdu.
‘’ Dante?’’ diye tekrar etti. Ses tonundan memnun olmadığı anlaşılıyordu.
Kahretsin.
‘’ Dante’ninde orada olduğundan bahsetmeyi unuttum mu?’’ diye sordum. Patch’de bu sabah
Dante ile tanışmıştı. Gergin bir buluşmaydı ve yumrukların havada uçuştuğu bir tanışma
olacağından korkmuştum. Kısacası onlarınki ilk görüşte aşk değildi. Patch Dante’nin potansiyel
bir savaş konusunda beni ikna edip yardımcı olmasından nefret ediyordu. Dante ise ... Şey
Dante genelde bütün düşmüş meleklerden nefret ediyordu.
Patch’in gözleri donuklaştı. ‘’ O Dante denilen herif ne istiyor?’’
‘’Ah , şimdi seninle ne konuşmak istediğimi hatırladım. Dante beni Nephillim ırkına kabul
ettirmeye uğraşıyor. Sorunsa hiç birinin bana güvenmemesi. Ve Dante bunu değiştirmeyi
kendine görev edindi.’’
‘’ Bana bilmediğim bir şey söyle.’’
‘’ Dante ,şey , ahh belki onunla çıkarsam iyi bir sonuç alabileceğimiz gibi bir fikri var.
Endişelenme!’’ dedim hemen.’’Hepsi şov olacak.Nephilimler’i liderlerinin onlarla ilgilendiğini
düşündürmeye uğraşacağız. Benim düşmüş bir melekle çıktığım dedikodularını yok etmek için.
Hiç bir şey kendi türünden olan birisiyle takılmak kadar çabuk bu dedikoduları yok edemez ,
bilirsin? İyi bir izlenim olacaktır. Hatta bize Norante bile diyebilirler. Ya da Danta. Kulağa hoş
geliyor mu? ‘’ Durumu neşeliymiş gibi göstrmeye çalışıyordum.
Patch’in ağzı inceldi. ‘’ Aslında hiç hoş gelmiyor.’’
‘’ Eğer bir durum olursa ben Dante’yi halledebilirim. Kızma’’
‘’ Kız arkadaşım başka bir adamla çıkmak istiyor , niye kızayım ki? ‘’
‘’ Sadece gösteriş olacak. Bir de iyi tarafından bak – ‘’
Patch güldü. ‘’ Bir de iyi tarafı mı var? ‘’
‘’ Sadece Cheshvan’a kadar sürecek. Hank bütün hepsinin o zaman için hazırladı. Onlara
özgürlük sözü verdi ve hepsi bunu elde edeceğini düşünüyor. Zamanı geldiğinde her şey eskisi
gibi sona erdiğinde Hank’ın sözünün aptalça olduğunu fark edecekler. Ve azar azar her şey
normale dönecek.Hepsi bu olanların şokunu tlatınca onları doğru yola yönlendireceğim böylece
düşmüş meleklerden kurtulmuş olacaklar.’’
‘’ Hiç Nephillimlerin belki seni suçlayacakları aklına gelmedi mi? Hank bir sürü söz verdi ve
onlar gerçekleşmeyeceği zaman parmakla gösterecekleri kişi sen olacaksın. Çünkü Hank yok.
Onların liderleri artık sendin. Kampanyanın yüzü sensin , Melek.’’ dedi katı bir şekilde.
Etrafa bakındım. Evet , bunu düşünmüştüm. İstediğimden de çok kez düşünmüştüm. Çok uzun
zaman önce baş melekler bir hayat pahasına söz vermişlerdi. Bana Hank’ı öldürecek güç ,
eğer Nephillim’leri isyana sürüklemeyi kesersem vereceklerdi. İlk başta söz vermeyi
düşünmüyordum ama Hank Patch’in kanatlarını yakıp onu cehenneme göndermeye çalıştığında
onu vurdum.
Hank öldü ve baş melekler benden Nephillimleri savaşa götürmeyi kesmemi bekliyorlar.
Olaylar burada karışmaktaydı. Hank’i vurmuştum ve ona ordusunu savaşa götüreceğim diye
söz de vermiştim. Başarılı olamazsan annem ve beni öldüreceklerdi. Nasıl hem baş meleklere
hem de Hank’a verdiğim sözü anı anda tutabilirdim ki?
Ben tek bir seçenek görüyordum. Hank’in ordusunu , barışa yönlendirecektim.
Büyük olasılıkla Hank bana söz verdirirken bu seçeneği düşünmüyordu ama artık askeri
konuları görüşmek için burada değildi.
.....
Ceviri
Onokumalar.com