1. EDİTÖRDEN
S
iz bu okulu seçtiniz ve özel
insanlar arasına katıldınız.
İmam hatip logosu altında
buluşmaya niyet edenlerden
oldunuz. Tabelalar kişilere bir şey
katmaz. Bu mekanları imam hatip
yapan müfredatı öğrencisi ve öğret-
menidir.
Biliyorum, bu okulla tanıştığınız ilk
günden beri “Sen İmam Hatiplisin”
sözünü duymaya başladınız. Zor iş-
tir, İmam Hatipli Olmak ve aslında
şeydir..
Bu yükü taşımakta her yiğidin harcı
değildir. Ama neden bu kadar önem-
lidir?
Bir dinin yücelebilmesi için o dinin,
din adamlarının kalifiye olmaları ge-
rekmektedir. Kalife din adamları ve
hatipler yetiştirirse işler tamamen
değişir.
Bu okullarda bunlara vesile olabi-
lecek en birinci mekanlardır. Tabiki
yeni oturan bir düzende bazı olası-
lıklar olması muhtemel. Fakat bu
ülke bunun meyvesini yemeye sene-
ler sonra başlayacaktır.
Tabi bizim dinimiz dinini sadece din
adamlarına yaşatan bir din değildir.
İslam dini doktorundan, öğretme-
nine, avukatına, bekçisine, işçisine
herkese hitap eder. Zaten bu okulları
ayrıcalıklı yapan da budur. Bu okul-
lar iman dolu doktorlar, hekimler,
kaymakamlar, başbakanlar, bakan-
lar, öğretmenler vs. yetiştirmektedir.
Evet sizden de kendinizi sadece
imam olacakmış gibi görmenizi değil
hep imamlık yapacak kadar dinini
bilip hem de toplumun kurumların-
da hizmet yapanlar arasında gör-
mek istiyoruz
İçinizdeki cevheri keşfedin…!
-İmam hatipli olmak, Resullullah’ı
tek önder bilmektir.
• Dava adamı olmaktır, imam hatipli
olmak...
• İmam hatipli olmak, dünyadaki
tüm kötülükleri kendine dert edinip
adalet yeryüzüne hakim oluncaya
dek mücadele etmektir.
• İnandığı gibi yaşamak, islamı en
iyi temsil etmektir imam hatip.
• Modaya değil Hakka uymaktır;
marka değil iffet elbisesi giymektir
imam hatipli olmak.
• Hz. Meryem gibi Hz. Yusuf gibi iffet
ve edep temsili olmaktır. Züleyhalar
kapıyı kapatınca “Ben Allah’tan kor-
karım” diyebilmektir imam hatipli
olmak.
SİZLERSİNİZ GERÇEK
İMAM HATİP RUHUNU
DİRİLTECEK OLANLAR
Allah’a Emanet Olun...
Kaplan Kardeşler
İmam Hatip Ortaokulu Dergisi
İMTİYAZ SAHİBİ:
Mehmet Dal
Okul Müdürü
Genel Yayın Yönetmeni
Ramazan Bulut
Yazı İşleri Müdürü
Emine Yurtçiçek
EDİTÖRLER:
Tuğba Mengilli
Emine Yurtçiçek
YAYIN İNCELEME KURULU:
Şükran Güçlüer
Teslime Çerçi
Nazan Polat
YAYIN KURULU:
Muhammet Reşit Çelik
Verda Sultan Türk
Muhammet Emir Kılınç
Şeymanur Özüberk
Fatma Rana Korkmaz
Erdem Abdullah Mengilli
Akif Emre Dal
Ömer Faruk Temizer
İLETİŞİM:
Adres: Şahintepe mah.
103395 nolu sok. 27070
Şahinbey /Gaziantep
www.kaplankardesleriho.meb.k12.tr
0.342 501 14 25
GAZİANTEP
ŞAHİNBEY
MEB
KAPL
AN KARDE
ŞLER
İMAM
HATİP ORTAO
KULU
EDİTÖRDEN
Sevgili Öğrenciler…
Tuğba MENGİLLİ
1
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
2. 7000 metrekare olan
bahçemizde çocuklarımız
rahatlıkla teneffüslerini
geçirebilmektedirler.
Okulun Tarihçesi:
O
kulumuz Şahintepe Mah. 103395 nolu sok. no:6
üzerinde bulunmaktadır. Okulumuzu hayır sever
iş adamları Kaplan Kardeşler Halı firması ‘Ken-
di Okulunu Kendin Yap’ kampanyası çerçevesinde
yaptırmıştır. Okulumuzun temeli 2011 yılı Haziran ayında
atılmış,2013 yılında tamamlanmıştır. Okulumuza hayırsever
ailenin soy isimleri verilerek ‘Kaplan Kardeşler İmam Hatip
Ortaokulu ‘ adıyla 2013- 2014 eğitim ve öğretim yılında açıl-
mıştır.
Okulumuz 4 katlı olup 24 dersliği, fen laboratuvarı, bilgi tek-
noloji sınıfı, müzik sınıfı ,sanat sınıfı ve çok amaçlı salonu
ile ilçemizin önemli bir eğitim kurumudur. Okulumuzda 920
öğrenci eğitim görmekte olup normal eğitim yapılmaktadır.
Saat 15.00 den sonrada 845 tane Suriye’li öğrenciler GEM
kapsamında eğitim öğretim görmektedir.
Okulumuzun önceliği eğitim ve öğretim olmakla birlikte
inançlı, kararlı, sorumluluk sahibi, okumalarını akıl ve man-
tık süzgecinden geçiren, insani ve islami değer yargılarıyla
barışık bir neslin inşa etmektir. Okulumuzda teknoloji ya-
kından takip edilir. Okulumuzun tüm bölümlerinde internet
bağlantısı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Fatih Projesi
kapsamında tüm sınıflarımız için akıllı tahtalar takılmış ve
eğitime başlanmıştır. Sınıfımızda mıknatıslı emaye tahtalar
kullanılmaktadır. Sınıf mevcutlarını belirli sayıda tutmak için
ikişer kişinin oturabileceği sıralar mevcut olup sınıf mevcut-
ları 25-30 kişi aralığındadır.
EĞİTİM KADROMUZ
Müdür.................................................................1
Müdür Yardımcısı...............................................2
Rehber Öğretmen...............................................1
Türkçe Öğretmeni...............................................6
Matematik Öğretmeni........................................7
Fen Bilgisi Öğretmeni.........................................5
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ...........7
İngilizce Öğretmeni............................................4
Sosyal Bilgiler öğretmeni...................................3
Arapça Öğretmeni..............................................3
Beden Eğitimi Öğretmeni...................................1
Bilişim Teknolojileri Öğretmeni .........................1
Görsel Sanatlar Öğretmeni ...............................1
Teknoloji Tasarım Öğretmeni ............................2
Müzik Öğretmeni ...............................................1
KAPLAN KARDEŞLER
İMAM HATİP ORTAOKULU
24 Adet Şube
1 Adet Bilişim Teknolojileri Sınıfı
1 Adet Fen Laboratuvarı
1 Adet Sanat Sınıfı
1 Adet Müzik Sınıfı
1 Adet Çok Amaçlı Salon
GAZİANTEP
ŞAHİNBEY
MEB
KAP
LAN KARDE
ŞLER
İMAM
HATİP ORTAO
KULU
2
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
3. E
ğitim Kurumu toplumun kül-
türel değerlerini yeni kuşak-
lara aktararak, bireylerin
sosyalleşmesini ve toplu-
mun özgün devamlılığını sağlayan
mekânlardır.
Eğitim sistemi çöken bir devletin ta-
rih sahnesinden silineceği ve silindi-
ği bir gerçektir. Kökleri kadim tarihin
ilk çağlarına kadar uzanan milleti-
miz, birçok devletler kurmuş ve kur-
duğu kimi devletler hem zaman, hem
de mekân açısından muazzam bir
medeniyeti insanlığa sunmuştur. Ta-
bidir ki bu medeniyetlerin meydana
gelmesindeki en büyük pay eğitim ve
önderlerinindir.
Göreve başladığım ilk günden bu
güne eğitim kurumlarımızı yakinen
takip etmekteyim. Her eğitim kuru-
mumuzun tüm paydaşlarıyla senkro-
nize duyarlılıkları ve başarıları tara-
fımdan çok kıymetli bulunmaktadır.
Kaplan Kardeşler İmam Hatip Orta-
okulu da idari ve öğretmen kadrosu
takdire şayan özgün çalışmalarıyla
kendinden söz ettirmekte olup aka-
demik, sportif ve sanatsal faaliyetleri
önceleyen okulumuzun cazibe merke-
zine dönüştüğünü dikkatle takip et-
mekteyim. Bu farkındalığı oluşturan
başta okul müdürlüğüne, öğretmen-
lerine ve velilerine bundan sonraki
faaliyetlerinde başarılar dilerim.
Yasin TEPE
Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürü
3
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
4. Vizyonumuz
Kültürel mirası değerlendirebilen,
yaşanan hayatı yorumlayabilen,
problemlere çözüm üretebilen,
kendisiyle barışık,
düşünen, duyarlı,
sosyal sorumluluklarının bilincinde,
yaratılış gayesinin farkında olan
bireyler yetiştiren
bir kurum olmayı başarmaktır.
Misyonumuz
Zamanın ruhunu okuyan,
inançlı, özverili,
sorumluluğunu bilen,
insani ve islami değer yargılarıyla donanmış,
tarihiyle barışık,
karakterli ve nitelikli
bir nesil yetiştirmek.
4
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
5. D
ünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine
ağırdır ki; yarınları bu günden kurtarmak için
emeğiyle, bileğiyle ve yüreğiyle zamanın ruhunu
okuyan, inançlı , özverili, sorumluluğunu bilen,
insani ve islami değer yargılarıyla donanmış, tarihi ile
barışık bir neslin inşası için hiçbir fedakarlıktan kaçınma-
yan değerli çalışma arkadaşlarımı, değerli velilerimizi ve
okulumuzun imarında katkılarından dolayı kıymetli hayır-
severimizi en kalbi muhabbetlerimle selamlayarak ilk sa-
yısını çıkardığımız bu dergimizin hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum.
Her eserin , her organizasyonun arkasında bir sistem ,
her sistemin özünde de onu yücelten insan gerçeği vardır.
Bizim felsefemize “insanı yaşat ki devlet yaşasın “ anlayı-
şı hâkimdir. İçinde , insanın ve değerinin olmadığı devletin
, varlığının anlamı yoktur. İnsanı yaşatmakla kurumlar ve
mekanlar hayat bulur. Kişinin aidiyet duymadığı sahiplen-
mediği yapıların yaşama şansı yoktur. Asıl mesele inan-
mışlıktır. İnanırsak inşa ve ihya edebiliriz. Yüreklerimizi
koymadığımız bir etkinlikte kalplere inemeyiz, birçok süs-
lü ve ağdalı kelamlar ortaya koyabiliriz ; lakin asıl ihtiya-
cımız olan inanmış muhatapların derdini yüreğinde his-
seden , onların acısını ve sevincini paylaşan merhametli,
özverili ve yürekli insanların varlığıdır.
Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu olarak inanmış
ve adanmış paydaşlarımıza sahip olduğumuz için Rab-
bimize ne kadar şükretsek azdır. Bir nesil inşa ediyoruz
ve çok önemli bir görevi ifa ettiğimizin şuurundayız. Bu
görevin sorumluluğunu arkadaşlarımızla yaptığımız isti-
şarelerle çözüme kavuşturuyoruz. Bir kurumun olmazsa
olmazı olarak gördüğümüz, kurumsal önderlik ve katılımcı
meşveret öncelediğimiz bir husustur.
Sesimizi değil sözümüzü yükseltiyoruz, çünkü biz biliyoruz
ki çiçekleri büyüten gök gürültüsü değil yağmurdur. Mek-
tebimizi aşkla besleyip, sistemli düşünceyle yaşatmanın
gayretindeyiz. İdeallerimizin, umutlarımızın ete kemiğe
bürünmüş halinin inşa ve ihya ettiğimiz nesil olduğunun
farkındayız. Bu farkındalığı sadece mekânları güzelleş-
tirerek modern merkezli yaklaşımlarla değil, değer mer-
kezli yaklaşımlarla olması gerektiğinin bilincindeyiz. Bilge
mimar Turgut Cansever “ Şehri ve mekanı imar ederken,
nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil,
inşa ettiğiniz şehri ve mekanları tahrip eder. Yakın tarihi-
mizdeki olaylar maalesef bu acı gerçekle kendini gösterdi.
Her tahribat cehaletle vücut bulur. Eğer bir nesil cehaletin
mutluluk olduğunu sanarak yetişirse , bir sonraki nesil
cehaletini bile fark edemeyecektir, çünkü bilginin ne oldu-
ğunu bilmeyecektir.
Gayretimiz, çabamız sadece akademik değil, elbette bilgi
düzeyi önemlidir. Tek hedef Fen Lisesi, Anadolu Lisesi…
vs değil inançlı, kararlı geleceğimize sahip çıkan, nitelikli,
aklını ve beynini kullanan , eleştiri yeteneği gelişmiş, sağ-
lıklı bireyler yetiştirmektir. Yine yakın tarihimizdeki vahim
hadiseler bize gösterdi ki sadece başarı odaklı çalışmalar-
la sağlıklı bir nesil yetişmezmiş.
Öğrencilerimize tavsiyem şudur; elbette en iyi okullara git-
melisiniz ama giderken yanınıza insani ve islami değerleri
de götürmelisiniz. Çünkü sizler imam hatiplisiniz sadece
Kur’an ‘ın alfabesini öğrenip , Kur’an’ın ahlakını ihmal
edemezsiniz.
Sloganik gençlik değil, okuyan ve düşünen gençler olma-
lısınız. Yeri geldiğinde inandığınız değerler uğruna bedel
ödemekten kaçınmamalısınız. Çünkü değer taşıyan tek
hikaye vardır o da bedelini sizin ödediğinizdir.
Ez Cümle bu dergimizin hazırlanmasında emeği geçen öğ-
retmenlerime ve öğrencilerime , bizleri daima destekleyen
hayırseverimiz Selahattin Kaplan ve Kaplan Kardeşler ai-
lesine şükranlarımı sunarım.
Mehmet DAL
Kaplan Kardeşler İmam Hatip
Ortaokulu Müdürü
“ Evlatlarınızı yarınların şartlarına göre yetiştirin!
Çünkü onlar sizin devrinizin değil, ileriki devrin insanlarıdır.”
Hz. Ali (R.A)
5
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
6. Selahattin Kaplan kimdir tanıyabilir miyiz?
- Selahattin Kaplan 1967 Oğuzeli Erikli yayla köyünde
doğdu. 18 yaşına kadar köyünde çiftçilikle uğraştı.18 ya-
şında evlendi. Gaziantep’te halı tezgâhıyla halı üretimine
başladı. Son 32 yıldan bu yana Gaziantep’te kardeşleriyle
birlikte halı üretimi yapmaktadır. Şuanda bulunduğu halı
firması ,Türkiye’nin en büyük 2. halı üretim kapasitesine
sahiptir. Son 10 yıldan bu yana halı ihracatında 4 kez Tür-
kiye 1., 6 kez Türkiye 2.si olmuştur. Bunun yanında birçok
sivil toplum örgütlerinde bulunmuştur. Gaziantep Halıcı-
lar Odası Başkan Yardımcılığı, Gaziantep Sanayi Odası
Meclis Üyeliğinde bulunmuştur.
İş yaşamınıza nasıl başladınız?
- İş yaşamıma 1985 yılında kardeşlerimle birlikte bir ma-
kine alarak halı sektöründe başladım. 25 yıldır bu sektö-
rün her kademesinde çalıştım. İşçilik de yaptık, hamallık-
ta yaptık, iplikte sardık, halı da dokuduk. Çok şükür bu
güne kadar geldik.
Nasıl bir çocukluk yaşadınız?
- Çocukluk yıllarımız köyde geçti. Köyde her alanda ça-
lıştık. Çiftçilik de, hayvancılık da, bahçecilik de yaptık.
Köydeyken bile en çok ilgi duyduğum alan okumaktı. Okul
yıllarında çok başarılıydım. O zamanlar köyde işlerimizin
olmasından dolayı, imkânlarımız elvermedi, okuyamadık.
Şu anda çocuklarımızı okutuyoruz ama biz kendimiz oku-
yamadık.
Çocukken ne olmak istiyordunuz?
- Köyde o dönemde revaçta olan nakliye sektörü, kamyon-
culuk vardı. Ona ilgi duyardım. Yaşım dolduğunda, 18 ya-
şındayken ehliyet imtihanlarına girdim. O zaman şimdiki
gibi test usulü değildi. Soru kitapçığı verirlerdi, cevap-
ları sen yazacaktın. Bir sefer gitmede 3 yazılı imtihanını
100,98 ve 95 ile hepsini vermiştim.
HAYIRSEVER İŞADAMI
SELAHATTİN KAPLAN
Okulumuz Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu’nun yapımını gerçekleştirerek eğitime açılmasını
sağlayan, Gaziantep’in önde gelen hayırsever işadamlarından Selahattin Kaplan ile öğrencilerimiz
röportaj yaptılar. İşte öğrencilerimizin soruları ve Sayın Selahattin Kaplan’ın verdiği cevaplar...
6
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
7. En çok neye sevinirsiniz?
- Şu devirde insanları mutlu etmek çok zor o nedenle müş-
terimizi ya da birilerini memnun etmişsek biz daha mutlu
oluruz. Dünya malının çok önemi yok. O nedenle yatırım-
lara çok sevinmem. Manevi tatmin benim için daha önem-
lidir.
Mutlu olduğunuz bir olay paylaşır mısınız?
- 2004 yılında köyümüze bir camii yaptırdık, 2006 yılın-
da Elbeyli’de Hacı Mehdi Kaplan adıyla büyük bir sağlık
ocağı ve personelin kalacağı lojman kurduk. Ayrıca Kutlu
Doğum Haftası’nda 500’e yakın insanı ağırladık. Şahin-
bey ilçesine Kaplan Kardeşler İmam Hatip Orta Okulu
yaptırdık. Bunlar beni mutlu eden, haz veren olaylardı.
Yeni bir iplik tesisi kurulması ya da yeni bir idari bina
yapılması bana bunlar kadar haz vermiyor. Dünya Malı
dünyada kalır.
Hayatınızdaki en önemli insan kimdir?
- Babam. Babamın varlığı bana en büyük güç .
Neden okul yaptırdınız?
- Bizim vizyonumuz sanayi alanında büyürken sosyal pro-
jeleri de devam ettirmektir. Amacımız bundan sonrada
gücümüz yettiğince eğitim faaliyetlerini de devam ettir-
mektir.
Yaptırdığınız okulları takipte misiniz? zaman za-
man okullara gidiyor musunuz? Okulun ihtiyaçları-
na cevap veriyor musunuz?
- Bu soruyu okul müdürünüze sormalısınız! Okul Müdü-
rümüz de; “ Evet her daim okulun ihtiyaçlarında bizlere
desteğine devam etmektedir. Örneğin çok amaçlı salona
ve çeşitli ihtiyaçlarımızı bildirdiğimizde gerekeni yaptır-
mışlardır. Allah kendilerinden razı olsun “
Okul hayatınızda yaşadığınız bir olayı bizimle pay-
laşır mısınız?
- Üçüncü sınıftaydım, köye müfettiş geldi, 1975 yılında.
O zaman kara tahtaya bir yazı yazdı, on milyar üç milyon
sekiz yüz bin on iki. Bunu hiçbir köyde yazdıramamış. Ben
bunu yazdım götürdüm müfettişe. Herkes getirdi yanlış.
Müfettiş beni yanına çağırdı, teşekkür etti, “ Sen nasıl
yaptın bunu “ dedi. Geçen gün o öğretmenimle görüştüm.
35 yıllık mevzuyu unutmamış. Bana ,”Sen o işlemi nasıl
yapmıştın hala şaşırıyorum” dedi…
Eğitimsiz bir toplumu nasıl değerlendirirsiniz?
- Eğitimsiz bir toplum yok hükmünde sayılır. Değerlendir-
meye alınmaya bile değmez.
Bir eğitim sevdalısı olarak biz gençlere ne gibi tav-
siyeleriniz olacaktır?
- Bir eğitim sevdalısı olarak siz gençlere; hedef koyup he-
deflerini gerçekleştirmelerini bekliyorum. Kaplan Kardeş-
ler İ.H.O ‘un il birincisi olmasını istiyorum.
7
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
8. OKULUMUZUN TEOG-1 GURURU
M.FATİH AKSÜT
TEOG sınavında, büyük
başarı elde ettin. Seni
başarıya götüren en
önemli şey nedir?
- Düzenli çalışmak ve kitap
okumak.
Bu süreçte nelerden
fedakarlık etmek zorunda
kaldın?
- Televizyondan, arkadaşla-
rımla gezmekten, en önemlisi
de rahatlıktan fedakarlık
ettim.
TEOG’a hazırlanan
öğrencilere tavsiyelerin
nelerdir?
- Düzenli bir şekilde çalışın ve sonucu Allah’a bırakın. “Ya
iyi bir lise kazanamazsam” gibi düşüncelere kapılmayın.
Bu başarıyı elde etmek için hangi ders çalışma
yöntemlerini kullandın?
- Ben günde 3 derse çalışırım. Her birinden 50’şer soru
çözerim ve en az 20 sayfa kitap okurum.
Bu yolda sana ailenin ve okulun desteği ne oldu?
- Ailem beni hiç bir zaman sıkmadı. Bana kazanmam
gerektiğini veya fen lisesi gibi hedefler koymadılar. Ben
de bu yüzden sınavda heyecanlanmadım.
Başarından sonra hissettiklerin nelerdir?
- İlk zamanlarda başardığımı hissediyordum. Ama bir
müddet sonra, bir sınav daha olduğunu ve henüz başarı-
ya ulaşmadığımı anladım.
Hangi okula gitmeyi düşünüyorsun?
- Hangi okula gideceğimi TEOG puanlarım açıklanınca
düşüneceğim.
Meslek tercihin ile ilgili bir fikrin var mı?
- Sayısal yetenek gerektiren bir meslek tercihinde bulun-
mayı düşünüyorum.
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavında,
okulumuzun gururu olan Fatih Aksüt ile söyleşi gerçekleştirdik.
Öğrencimiz Fatih Aksüt’ü başarıya nelerin götürdüğünü gelin
kendisinin ağzından dinleyelim.
Hazırlayan: Fatma Rana Korkmaz • 6/A sınıfı
8
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
9. 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı 2’nci dönem TEOG sınavında okulumuz öğrencilerinden
Zehra Ulu, Muhammet Enes Kaya ve Gülnihal Rüfeyde Özkan;
120 sorunun tamamını doğru cevaplayarak,
Türkiye geneli bir rekora imza atıp gurur kaynağımız oldular.
İŞTE TEOG-2
GURUR TABLOMUZ
9
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
10. O
kulumuza il ve ilçe milli eğitim müdürlerimiz zi-
yarete geldiler. Hem öğretmenlerimiz ile hem de
öğrencilerimiz ile yakından ilgilendiler. İl Milli
eğitim müdürümüz Cengiz METE Gaziantep’in
eğitiminin aslında oluşturulan algı kadar kötü olmadığın-
dan ve her sene eğitimdeki artan başarılardan bahsetti.
Teog da soruların hepsine doğru cevap veren öğrencilerin
sayılarının arttığını ve çalışmaların devam etmesi gerekti-
ğini bildirdi. Yine Milli Eğitim Müdürümüz çocukların ha-
yat eğitimi ile ilgili konunun da ne kadar önemli olduğunu
25 Temmuz gecesi vatana ihanet etmek üzere yetişen ile
vatan sevdalısı olarak yetişenlerin apaçık belli olduğun-
dan bahsetti.
İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Yasin TEPE de geçen seneye
göre teog sınavındaki başarımızın arttığını söyledi ve biz-
leri tebrik etti. Sonrasında okulu dolaşan ve öğrencilerle
birebir iletişim kuran müdürlerimiz ziyaretlerini tamam-
ladılar.
Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete
okulumuzda ders verdi...
Milli Eğitim Müdürümüz Cengiz Mete ve ekibi, okulumuzu ziyaretinde sırasında
öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle yakından ilgilendi. Öğretmenlerle mini bir toplantı
yapan Mete, derslere de katılarak öğrencilere hem ders anlattı, hemde sorular sordu.
10
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
11. YARINLARA UZANAN
GEÇMİŞ
S
u an içinde bulunduğumuz İmam Hatip okullarının
ilk temeli Osmanlı Devletinin son zamanlarında
imam ve hatip yetiştirmek üzere 1913’te açılan
Medresetü’l-Eimme ve’l-Huteba’dır (İmam-Hatip
Okuludur).
Bu okul 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Ka-
nunuyla kapatılmıştır.
Burada kapatılmak istenen İmam – Hatip okulları değil,
din ve dinle ilgili her şeydi. Çünkü amaç İslam Dinini or-
tadan kaldırmaktı. Bu kapatılma ilkti ancak elbet son ol-
mayacaktı.
Dini yayınlar yasaklandı, derslerden din adına hiçbir şey
bırakılmadı çıkarıldı. Ezan Türkçe okutulmaya başlandı.
Din, toplumun hayatından çıkartıldı ve öyle bir hale gelin-
di ki cenaze namazı kıldıracak kimse kalmadı.
Uzun yıllar sonra Rahmetli Adnan Menderes halkın des-
teğini alarak iktidara geldi. Halkın ihtiyaç duyduğu din
görevlilerini yetiştirmek üzere Milli Eğitim Bakanı Tevfık
İleri’den bu okulların açılması için gerekli işlemlerin ya-
pılmasını istedi. 1951 yılında İmam Hatip Okulları açıldı.
Ancak bu okullarda Kuran-ı Kerim Türkçe okutuluyordu.
Bu açılan okullardan bir tanesi de İstanbul İmam-Hatip
Okulu idi. Okulu’n Müdürü Celalettin Ökten Hoca’nın yo-
ğun çabasıyla Türkçe Kuran-ı Kerim eğitimi birkaç yıl son-
ra kaldırıldı. Günümüz İlahiyat camiasının temelleri de bu
okullarda atıldı.
Elbette bu açılış bütün sorunların bittiği anlamına gelmi-
yordu. Uzun yıllar bu okullardan mezun olanlar fark ders
vermeden üniversitelerde eğitim alamıyordu. 1739 sayılı
kanunla bu problemler ortadan kaldırılmaya çalışıldı.
Turgut Özallı yıllar her alanda olduğu gibi İmam-Hatip
Liselerinin de altın çağını yaşadığı bir dönemdi. Bu yıllar-
da ilk Anadolu İmam Hatip Lisesi açıldı. Bu lise sonraki
yıllarda adından sıkça bahsedilen Kartal Anadolu İmam
Hatip Lisesi idi elbette. Bu okulun başarısı insanların
dikkatini çekmiş ve yoğun talep üzerine yeni Anadolu
İHL’lerin açılmasına sebep olmuştur. Ancak bu başarılı
okullar 28 Şubat döneminin gazabından kurtulamamış
ve buradan mezun olanların üniversite hayatlarının önü
çeşitli oyunlarla kapatılmıştır. Ve başarılı öğrencilerin bu
okullara gitmesi engellenmiştir. Ayrıca okulların 8 yıllık
kesintisiz zorunlu olmasından sonra imam hatiplerin orta
kısımları kapatılmıştır.
Recep Tayyip Erdoğanlı yıllarda, önce İHL mezunları-
nın üniversite yolundaki engeller kaldırılmış daha son-
ra kapatılan orta kısımları açılmıştır. 2012-2013 eğitim
öğretim yılında açılan bu İmam Hatip Ortaokullarından
birinde görev alma şerefine eriştim. Hayatta yaptığım en
güzel işlerden birinin bu okullara hizmet etmek olduğunu
gururla söyleyebilirim.
Sevgili Gençler!
Bu kısa tarihi bilgilerden sonra siz geleceğin mimarlarının
alması gereken dersler ve görevler olması lazım. Bizlere
düşen, görevlerimizi zamanında ve eksiksiz yapmaktır.
Eğer biz böyle davranmazsak yine birileri çıkıp bu güzide
kurumlarımızı elimizden almaya çalışacaktır. Tek gayre-
timiz bu okulları açık tutmak değil elbet, asıl gayretimiz
okullarımızı aranan ve tercih edilen kurumlar haline ge-
tirmektir.
Bu gayretleri gösterebilmek için öncelikle okullarımızın
toplumdaki yerini ve amacını iyi anlamalıyız. Kuruluş
gayemizden ve amacımızdan sapmamalıyız. Bu okulların
kuruluş amaçlarına anlayamazsak elbette burada var ol-
mamızın gereğini anlayamayız ve buralara katkı sağlaya-
mayız.
Bu gayrette asıl görev siz gençlere düşmektedir. Hepimiz
birer edep, ahlak timsali olmalıyız. Ayrıca bilgili, bilgiyi
kullanan, ilim sahibi ve aklını kiraya vermeyen gençler
olmalıyız. Öyle bir imam hatipli olacağız ki çalışmaları-
mızla, Vatanımızı maddi ve siyasi olarak bağımsızlığına
kavuşturup, içerdeki bütün renklerin kardeşçe yaşayabi-
leceğini göstermeliyiz. Dini, hurafelerden ve bağnazlıktan
kurtararak ilmin ve bilimin ışığında yüceltmeliyiz. Evren-
sel alandaki görevimiz: Bütün dünyaya İslamiyet’i anlata-
rak ( el emri bil mağruf ven nehyi anil münker) dinimizin
hoşgörü, barış ve kardeşlik dini olduğunu göstermeliyiz.
Küreselleşen dünyada ülkemizi ekonomi, siyasi ve dini ha-
yatın merkezi yapmalıyız. Ve bu merkezi gücün efendisi
değil adaletin dağıtıcısı olarak görmeliyiz.
Son olarak;
İlimde Hz. Ali, edepte Hz. Osman, sadakatte Hz. Ebu Be-
kir, adalette Hz. Ömer ve tabi ki ahlakta Hz. Muhammed
(sav) gibi olmalıyız.
Unutmayın ki bulunduğunuz mevkiinin en iyisi ya da en
iyilerinden biri değilseniz orayı daha fazla meşgul etme-
yin.
Ahmet KIVCI
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
11
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
12. Şimdiye kadar nerelerde görev yaptınız?
- Muş-Malazgirt Gaziantep-Nurdağı Gaziantep-Şehitka-
mil ve Gaziantep-Şahinbey. Aslında nerde görev yaptığı-
mızdan çok neler yaptığımız önemli.
İmam hatipli olmak nedir?
- İmam hatipli olmak, islami ve insani duruş sergilemektir.
Yaşadığı dönemin sözünü söyleyebilme cesareti göster-
mektir.
Küçükken en büyük hayaliniz neydi?
- Küçükken en büyük hayalim öğretmen olmakla birlikte
mimar olup köyde aileme güzel bir ev yapmak istemişim-
dir.
Derslerimizle ilgili bize vereceğiniz nasihatlar ne-
lerdir?
- Derslerin ruhunu anlamak lazım bu derste, bu öğretme-
nin amacı nedir diye sormak lazım. Bir hedefiniz olma-
lı. Bu hedefin temel taşları da derslerdeki başarınızdan
oluşmaktadır.
İmam hatiplerdeki eğitim hakkında neler düşünü-
yorsunuz?
- Onun cevabını siz vereceksiniz. Bu sorunun karşılığı bu
okullarda şekillenen nesillerdir. Bu nesilde İbrahimi bir
duruş İsmaili bir adanış Hacerce bir yürüyüş Muhammedi
bir anlayış ve Hüseyni bir direnişi hedeflemiş, yaşanmış
tecrübeleri en kıymetli mirası olarak sahiplenen ve geç-
mişlerini bilmeyenlerin geleceklerini kuramayacaklarını
bilen, bu algı ve anlayışı benimseyen bir nesil olmalı.
Öğretmen olmasaydınız hangi mesleği tercih eder-
diniz?
- Mutlaka eğitimci olmak isterdim. Öğretmen olmasaydım
yine eğitimle ilgili bir alanda kendimi ispat etmek ister-
dim.
Müdür olmaktan memnun musunuz?
- O soruyu benim size ve öğretmenlerime sormam lazım.
Siz benim müdürlüğümden memnun musunuz? Müdürlük-
ten değil ama tarihin nöbet değişiminde özne olmaktan
memnunum diyebilirim.
Sosyal medyayı takip etmeyi öneriyor musunuz?
- Sosyal medyayı kullanmaktaki temel amacımız zamanın
ruhunu daha sağlıklı okuyabilmek içindir. Çünkü bugün
medyanın gücü silahların gücünden daha kuvvetli olduğu-
nu müşade etmekteyiz. Tabi ki bu okumaların bağımlı hale
gelmemesi gerekir.
OKUL MÜDÜRÜMÜZ
MEHMET DAL’A SORDUK
Okulumuzun 7/C sınıfı öğrencilerinden Ethem Bakır ve Hüseyin Biçer, Okul Müdürümüz Mehmet Dal
ile röportaj yaptılar. İşte öğrencilerimizin soruları ve Okul Müdürümüz Dal’ın cevapları...
Hazırlayan: Ethem Bakır 7/C • Hüseyin Biçer 7/C
12
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
13. MATEMATİĞİ
SEVMEK
H
er şeyin temelinde sevgi yatar. İnsanoğlu sevdiği-
ne, ilgi duyduğuna yönelir. Matematiği de yapabil-
mek için yeteneğinin olması kadar sevmek gerekir
.Seversen sana zor gelmez artık.
Öğrenciler, matematiği dört işlemle sevmeye başlar. Ne
zaman ki dört işlemden soyuta geçer öğrenci zorlanır ve
sorular sormaya başlar ‘’Matematiği kim buldu ? , Bu
konu günlük hayatta bizim ne işimize yarayacak?’’… gibi.
Bu sorular onun matematiği hayatındaki yerini arama so-
rularıdır aslında.
Günlük hayatta matematiği nasıl kullanıyoruz beraber dü-
şünelim; çok şükür beynimizi kullanıyoruz. Matematikte
insan beyninin jimnastik salonudur. Jimnastik salonuna
giden birinin kasları nasıl olursa matematik ile uğraşanın
beyni de o kadar gelişir ve güçlü olur. Karşılaştığın sorun-
ları daha akılcı çözüme kavuşturmak için nedenini niçinini
araştırıp bir mantığa bürümeye çalışırsın ve sen farkında
olmadan matematik ile yaşamaya başlarsın . Hatta mate-
matik çalıştığında, tüm derslere çalışmış olursun. Çünkü
matematik,her dersin içerisinde vardır. Fen de Sosyal de
Resim de Türkçe de ve Müzik te. Sen matematiğe çalıştık-
ça tüm derslerde başarın artar.
Kim başarılı olmayı istemez ki? Başarılı olmak, başarını
arttırmak için önce onu sevmeye çalışmak gerekir. Sana
sevmen için tavsiyem ‘’Sevdim Seni Matematik ‘’ adlı ki-
tabı okuman, okuduktan sonra daha farklı bakabilirsin
matematiğe. Bu sevgide buluşmak dileğiyle…
Sevgiyle, Matematikle Kalın...
Aynur BİRCAN
Matematik Öğretmeni
13
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
14. İ
bn Kamia uhud savaşı öncesinde Hz Peygamberi öl-
dürmek için yemin edenlerden biriydi. Halbuki Bedir
savaşının intikamının alınması için yapılan bu savaşta
neden bu kadar kinliydi ki? Bedir savaşına katılmamış
hatta bir yakınını bile kaybetmemişti. Uhud savaşının ya-
pıldığı gün, karşısında gördüğü Mus’ab’ı Hz Peygamber
sanmış ve ona saldırmıştı.
Mus’ab öyle çok benziyordu ki Resul-u Zişan ‘a …Haksız
değildi Kamia, onu öldürmek için Mus’ab’a saldırmaya
Önce bir kolunu budadı, sonra diğerini budadı. Kılıç üstü-
ne kılıç inerken Mus’ab’ın üzerine kanlar içindeki yüzünü
toprağa iyice gömüyor ve onu saklıyordu çünkü Kamia
.“Muhammed’i öldürdüm…”diye haykırıp kulakları par-
çalıyordu. Şehid olurken dahi gönüller sultanını müşrik-
lerden korumaya çalışıyordu.
Mus’ab sadece canından vazgeçmemişti aslında. Ahiretin
olmadığına, ölümün yok oluş olduğuna, ve dünya metaı-
nın değerine ve çokluğuna göre saygınlık ve değer görül-
düğüne inanılan cahiliye döneminde, canından vazgeçebil-
mek zenginlik ve statüden vazgeçebilmekten daha kolay
sayılabilirdi.
Mus’ab şehadete ulaşan bu yolda birçok şeyden vazgeç-
meyi başarabilenlerdendi İslam uğruna.
Hunnas Mekke’nin en iktidarlı ve zengin kadınlarındandı,
ve oğulları arasında Mus’ab’ın yeri ve önemi çok farklıy-
dı. Mus’ab annesinin bu ayrıcalıklı sevgisiyle zenginliğin
zirvesini yaşar haldeydi. Kullandığı kokular dahi Şam’dan
Yemen’den gelir, giydiği elbiseler başkalarının rüyaların-
da bile yoktu.
Paranın gücüne olan inanç ,putlara duyulan sevginin bile
üstünde olduğu cahiliye döneminde Mus’ab’a imrenme-
yen yok sayılabilirdi.
Her şeye sahip olan Mus’ab’ın yüreğindeki ateşi sön-
dürmeye derman olan , korlanmış demirlere şekil veren
Habbab olmuştu. Mus’ab’a İslamı tebliğ ederken heyeca-
nından demir parçasının kızgın tarafını avuçladığını dahi
hissetmemişti Habbab.
Mekke’nin elit genci, burjuvazinin mümessili için her şey
yeniden şekillenmişti Habbab’ı dinleyince…
Sahip olduğu her şeyden vazgeçip
Her şeyin sahibine sığınmıştı…
İşlerinin yoğunluğunu bahane edip İslam’ı sadece nüfus
cüzdanına hapsedenlere örnek olmuştu, hiç ölmeyecekmiş
gibi dünya girdabına dalanları ikaz etmişti sanki,
Sosyal statüsüne puan kaybettireceğini sanıp İslami de-
ğerlerinden vazgeçen light Müslümanlara kaşlarını çat-
mıştı Mus’ab, tv önününde diz çökmüş kumandanın esiri
MUS’AB OLMAYI
DENEMEK
İlyas DOĞAN
Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi Öğretmeni
14
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
15. olmuş, akıllı telefonun uygulamaları içinde kaybolmuş
nesli uyarırcasına, islamı nufus cüzdanına hapsederek,
inancı uğruna mücadeleyi ve mücahedeyi tarihe gömerek
masal zanneden nesli azarlarcasına, islamın TESLİMİYET
olduğunu, prangalarından azade ÖZGÜRLÜK olduğunu,
geçici olan için ebedi olanın heba edilemeyeceğini anla-
tırcasına...
Mus’ab Bin Umeyr asırlar öncesinden yaktığı meşaleyle
günümüzün Mus’ab’larının yolunu aydınlatır.
Kendisine gözbebeği gibi baktığı annesi Hunas bint-i Mâ-
lik artık kin ve nefretinden dolayı, gözlerini çıkarırcasına
işkenceler yaptırıyordu
• Vedalaşma ânı tuhaf bir ısrara sahne oldu. Anne oğlunu
küfre, oğlu da annesini imana davette ısrar ediyordu. Anne
oğlunu evinden çıkarırken: “Defol! Artık senin annen de-
ğilim” diyor, oğlu da annesine yaklaşıp: “Anneciğim! Ben
sana iyilik ediyorum, sana acıyorum. Allah’tan başka
tanrı olmadığına, Muhammed’in onun kulu ve elçisi ol-
duğuna şehadet et” diyordu.
Anne öfke ve heyecanla: “Yıldızlara yemin olsun ki, senin
dinine girmem, yoksa benîm fikrime önem verilmez ve
benim aklıma güvenilmez!...”
İslamı bulup her şeyi kaybeden Mus’ab, bir hayata dört
hicreti sığdırmış, iki defa Habeşistan’a, iki defa Medine’ye
hicretle şereflenmişti. Rasul-u Kiram’ın hicretine zemin
oluşturmak ve Medinelilere İslam’ı öğretmek üzere yüz
elli yıldız arasından O seçilmişti.
Medine’ye ilk muhacir, ilk muallim, ilk mübelliğ…
Şimdi “Ben tek başıma ne yapabilirim ki…” diyenler bu
sese kulak versin…
Mus’ab gidince Yesrib’e, İslam’ın konuşulmadığı ev kal-
mamıştı artık, sadece bir yıllık çalışma neticesinde Medi-
neliler Ensar olma arzusuyla kafileler halinde Hz Peygam-
bere biat için gelmişlerdi.
İslam girince bir sineye
Vahşi’yi dahi yahşi eyler
Kardeşliği kan bağından öteye
Kalp bağıyla düğümler…
Bedir savaşının bittiği saatlerdi, Mus’ab bir Ensarın bir
müşriği esir aldığını gördü ve o Ensara “ Kardeşim o esire
dikkat et, zira onun annesi Mekke’nin en zengin kadını-
dır, sana onun için iyi fidye verir.” der. Halbuki esir alınan
Mus’ab’ın öz kardeşiydi.
Asıl kardeşliğin ve yakınlığın ,kan bağında, suni sosyal
topluluklarda, menfaat birlikteliklerinin yakınlaşmaların-
da, siyasal, derneksel, cemaatsel…kardeşliklerde değil
İslamın ihvanlığında olduğunu yüzümüze çarparcasına
bize hatırlatmaktadır.
Gençliğini ve hayatını İslam’a hizmetlerle taçlandıran
, gençliğin önderi ve örneği şerefine erişen kutlu hayat,
şehid olurken kendisini dünyaya bağlayan her şeyden fe-
ragat edip, kendisine kefen olacak kadar bir kumaşa dahi
sahip olamamıştı, üzerindeki örtü başına kadar çekilmiş
ve açıkta kalan ayakları ızhir otuyla kapatılmıştı.
Mus’ab’ın üstünü örtecek bulunur da heva ve heveslerini
kendisine put edinenlerin, neye hizmet ettiğini bilmeyen-
lerin, aklını ve iradesini kiraya verenlerin, gençliğini ken-
disine miras olduğunu sananların, ve İslamiyeti sadece
nüfus cüzdanına hapsedenlerin ayıpları nasıl örtülebilir
bilinemez.
Vesselam…
15
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
16. OKULUMUZUN ‘ENSAR OLMA’
ÇALIŞMALARINDAN
Okulumuzda başlatılan
Halep’te mazlum ve mağdur
durumda kalan kardeşlerimiz
için yardım toplama
kampanyası başarıyla
sonuçlanmıştır. Öncelikle bu
hayrın işlenmesine öncülük
eden önderlik yapan okulumuz
öğretmenlerinden İlyas
DOĞAN’a ve bu çalışmaya
katkıda bulunan bütün
arkadaşlarımıza sonsuz
teşekkürler.
ENSAR’A
DAHİL OLMAK
İSTER MİSİNİZ?
16
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
17. MOTİVASYON
M
otivasyon hareketlerimizin kaynağıdır. İnsanın
harekete geçmesini sağlayan ve insanı isteklendi-
ren güçtür.
Motivasyon konusunda ilk söyleyeceğim şey; motive ol-
mak insanın kendi elindedir, yani SENİN ELİNDEDİR.
Motive olmak istiyorsan önce kendine bir hedef belirleye-
ceksin ve şartlar ne kadar zor olursa olsun seni bu hede-
finden alıkoyamaz, tabi hedefin güçlü bir hedef ise. Hani
derse çalışmak istemezsin ya işte bunun temel nedenle-
rinden biri ya kendine hala bir hedef belirlemedin ya da
belirlediğin hedefin güçlü değil.
Eğer sen hala kendine bir hedef belirlememişsen BENZİ-
NİN YOK DEMEKTİR.
Hedefini belirledikten sonra o hedefine ulaşmak için planlı
bir çalışma yapman gerekiyor. Hedef tek başına başarıya
ulaştırmaz.
Tabi bazen çevremizde bulunan insanlar bizim motivas-
yonumuzu bozacak davranışlarda bulunabilir veya sözler
söyleyebilirler. Önemli olan, senin bu konuda ne düşün-
düğün.
Lütfen bu gibi engellere takılıp kalma.
Unutma! Seni en iyi tanıyan yine SENSİN.
Nasıl bir performans sergileyeceğini, neler ortaya koyabi-
leceğini en iyi sen biliyorsun.
Kendine güven ve başarabileceğine inan.
İçindeki sese kulak ver ve neler yapabileceğini gör.
Çevrenin etkisine karşı kalkanlarını geliştir.
Küçücük engelleri yüksek duvarlar haline getirip seni en-
gellemesine izin verme.
UNUTMA! Oturarak başarıya ulaşan tek varlık tavuktur.
Kalk ve harekete geç!!!
Pınar DİLEK
Okul Rehber Öğretmeni
ZAMANI PLANLAMANIN
KAZANDIRDIĞI AVANTAJLAR
• Hedeflere daha sağlam ve çabuk
ulaşma
• Gerçekten önemli işlerimiz ve
hedeflerimiz için zaman kazanma
• Daha az telaş ve stres
• Yazılı planlar zihnin yükünü
hafifletir.
• Yazılı bir plan kişinin işe karşı
olan motivasyonunu yükseltir. Onu
işinde daha etkin kılar.
• Yazılı plan sayesinde, belirlenen
hedeflerde daha az sapmalar olur.
NASIL BİR ZAMANLAMA, DERS ÇALIŞIRKEN
SİZE EN YÜKSEK VERİMİ SAĞLAR?
DERS ÇALIŞMAMIZI ENGELLEYEN BAHANELER
40+5+15 = 60
40 DAKİKA: Ders çalışma,
5 DAKİKA: Çalıştıklarını gözden geçirme,
15 DAKİKA: Dinlenme,
şeklinde bir zamanlama yüksek verim sağlar.
• Birazda arkadaşlarımla oynayayım ondan sonra çalışırım.
• Biraz televizyon izleyeyim, ondan sonra çalışırım.
• Eve misafirler geldi ders çalışamam.
• Yemek yedikten sonra ders çalışırım.
• Maçı izledikten sonra ders çalışırım.
• En sevdiğim dizi bu, bunu mutlaka izlemem lazım.
• Kardeşlerim çok gürültü yapıyor, nasıl olsa bir şey anlamayacağım sonra
çalışırım.
• Diğer arkadaşlarımda çalışmadığını söylüyor, ben niye çalışayım.
• Bu dersi okuyorum okuyorum bir şey anlamıyorum, çalışmayacağım.
17
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
18. M
ehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’da
dünyaya geldi. Babası Tahir Efendi, annesi
ise Şerife Hanım’dır. Dini eğitimini baba-
sından alan Akif, öğrenimine Emir Buhari
Mahalle Mektebi’nde başladı. Buradan mezun olduk-
tan sonra sırasıyla Fatih Rüştiyesi, İstanbul İdadisi ve
Halkalı Baytar Mektebi’nde öğrenimini sürdürdü. Akif,
gittiği tüm okullarda başarısıyla diğer öğrencilerden
daha üstün tutulmuştu.
İlk şiirlerini, İstanbul İdadisi’nde okurken yazdı. Bu
okuldaki hocalarından biri de ünlü edebiyatçı Mual-
lim Naci’ydi. Muallim Naci, daha o yaşlarda Akif’teki
yeteneği fark etmiş ve “Bu çocukta gördüğüm cevheri,
kimsede görmedim” demişti. Çünkü o küçükken de çok
zeki bir çocuktu.
Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerinde baytarlık yapan
Akif, kendisini ideallerine vermek adına bu görevini
bıraktı. Darülfünun ‘da ve Halkalı Ziraat Mektebi’nde
edebiyat dersleri vermeye başladı. Bu sırada çeşitli
dergilerde yazıları yayınlandı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Teşkilat-ı Mahsusa’dan
Kuşçubaşı Eşref ile Arabistan’a gitti. Buradaki görevi,
İngilizlerin kışkırttığı Arapların ayaklanmasını önle-
mekti.
Akif, Çanakkale Zaferi’nin haberini Arap topraklarında
aldı. Öylesine bir heyecan duydu ki, hemen kağıt kale-
mini alıp; “Çanakkale Destanı”nı yazdı.
1920’de Burdur vekili olarak meclise girdi. 12 Mart
1921 tarihinde yazdığı İstiklal Marşı, meclis tarafın-
dan milli marş olarak kabul edildi. 11 yıl boyunca Akif
Mısır’da kalmıştı, 1936’da tekrardan Türkiye’ye geldi.
Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etti.
MEHMET AKİF ERSOY
1873-1936
Şeymanur ÖZBERK
6/D
ESERLERİ
Safahat
Süleymaniye Kürsüsü’nde
Hakkın Sesleri
Fatih Kürsüsü’nde
Hatıralar
Asım
Gölgeler
18
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
19. TARİHİMİZ İLE
ÖVÜNMELİYİZ
“Tarihimizle övünmeliyiz” bu cümleyi sosyal bilgiler öğ-
retmeni olarak çok kullandım. Tırnak içine aldım çünkü bu
cümle üzerine yazmak istiyorum.
Evet kesinlikle övünülecek bir tarihimiz var. Tarih sahne-
sine çıkışımızdan itibaren dünya tarihine damga vuracak
işler başardık. Bilinen en eski Türk devleti olan Asa Hun
Devleti, Çine her yıl milyonlarca turist
çeken Çin seddini inşa ettirdik . Yine
aynı Hun Türkleri 375 yılında Kavim-
ler göçü `nü başlatıp Avrupa haritasını
değiştirdiler. Bu olayla ilk çağı kapatıp
orta çağı açtılar. Yine Fatih Sultan Meh-
met İstanbul’u fethederek orta çağı ka-
patıp yeni çağı açmıştır. Yani Atalarımız
tarihte bir çağın kapanıp bir çağın açıl-
masına öncülük etmiştir.
Durun daha bitmedi. 3 kıtaya hakim
olan dönemin en güçlü devleti Osmanlı
Devletinin şanlı tarihimize kattıklarını
saymakla bitiremeyiz. 1.Dünya Sava-
şı’nda Çanakkale Cephesi’nde sınırlı
cephane ama tam inançla düşman güç-
lerini nasıl denizin dibine gönderdiği-
mizi, Kurtuluş Savaşı’nda Türklerin
Savaşı kaybedeceğini hesaplayan (Cephane ve malzeme
bakımından çok da mantıksız bir hesaplama değil) ancak
inanç ve vatan sevgisi katığımızda düşmanlarımızı işin
içine hesaplarını ters döndüğünü gösteren bir tarihimiz
vardır. Evet tüm bu tarihle övünmek halkımızındır. An-
cak öle bir coğrafyada yaşıyoruz ki her başarımız ve iler-
lememiz sınanıyor. En son yaşadığımız 15 Temmuz darbe
girişimi bunun en büyük kanıtıdır. O gece bağımsızlığımızı
ve vatanımızı teslim almak isteyenler büyük bir ders aldı.
Ama buna benzer günlere karşı sürekli uyanık olmamız
gerekiyor.
Bu nedenle biz tarihimizden yararla-
narak öyle nesiller yetiştirmeliyiz ki
akıldan, mantıktan vazgeçmesin. Öyle
nesiller yetiştirmeliyiz ki akıldan , man-
tıktan vazgeçmesin. Öyle nesiller yetiş-
tirmeliyiz ki inancını kimseye kullandır-
masın. Öyle nesiller yetiştirmeliyiz ki
yüreğimizde büyük acılar bırakarak ka-
zanılan zaferleri kınında hissetsin. Öyle
nesiller yetişmeli ki bu vatanı bu milleti
sınamaya kimse cesaret edemesin.
Ve bu da tarihimize sahip çıkmak , tari-
himizden ders çıkarmak , bilim ve inanç
ile ilerleyen bir eğitimle olur. Sonrasın-
da daha nice övünülecek tarihler çıka-
cağını hepimiz göreceğiz.
Dilek YALÇIN
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
19
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
20. RECEB AYI
Dört kıymetli aydan biridir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların
sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmet edi-
len] aylardır.) [Tevbe 36]
Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve
“Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve
bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.
Receb ayının faziletiyle ilgili birkaç hadis-i şerif:
(Recep ayında dokuz gün oruç tutanın günahları seva-
ba çevrilir.) [Gunye]
(Receb ayında Allahü teâlâya çok istigfar edin; çün-
kü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehen-
nemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle
köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar
girer.) [Deylemi]
(Recebin bir gün başında [ilk günlerinde], bir gün or-
tasında ve bir gün de sonunda [son günlerinde] oruç
tutana, ayın hepsinde tutmuş gibi sevap verilir.) [Mif-
tah-ül-Cennet]
(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tu-
tan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar
Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib ge-
cesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bay-
ramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]
(Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutu-
lan günler dile gelip, “Yâ Rabbi, onu mağfiret et” der-
ler.) [Ebu Muhammed]
Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her
Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir ara-
ya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu ge-
cede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar.
Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet
edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur,
namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar
verilir.
ŞABAN AYI
Resulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir
ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl
ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.
Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok
oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını
oruçla geçirirdi.) [Buhari]
Şaban ayının faziletiyle ilgili üç hadis-i şerif:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil
olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir.
Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.)
[Nesaî]
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tu-
tulan oruçtur.) [Tirmizî]
(Şaban ayında üç gün oruç tutana, Allahü teâlâ Cen-
nette bir yer hazırlar.) [Ey Oğul İlmihâli]
Cenâb-ı Hakk (c.c.) biz mü’minler için rahmeti, feyiz ve bereketi bol olan günler ve
aylar halketmiştir. Nasıl ki haftanın günleri arasında Cuma günü faziletli bir gün ise,
“üç aylar” olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan ayları da fazileti büyük, feyiz ve
bereketi bol, mübarek aylardır. Zira Receb ayı girince Peygamberimiz (s.a.v.): “Allahım!
Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!” diye dua ederlerdi.
Hazırlayan:
Zeynep SÖNERCAN 6/D
ÜÇ AYLARIN FAZİLETLERİ
20
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
21. Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14
Şabanın bittiği günün gecesidir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla
geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok
mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dert-
li yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, is-
tesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni
Mace]
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istigfar etmeli, kaza
namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, Bilhassa ilim
öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihal
bilgileridir.
RAMAZAN AYI
Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hak-
kında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size
Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları
açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır.
O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir.
O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan,
her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli,
kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]
(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere
istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki
Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana ka-
dar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp
erittiği içindir.) [İ.Mansur]
(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Ce-
hennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]
(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat
vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.)
[Müslim]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitme-
diği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu
sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan,
nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere
verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu
ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş
farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günah-
ları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun se-
vabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun
sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten,
onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de
affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayın-
da, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi ve-
rirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene
bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin,
günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etme-
lidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu
ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu ayda-
dır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç
yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya
çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insa-
nın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç
olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu
demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehe-
bez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü
teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim oku-
mak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binler-
ce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapı-
ları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincir-
lere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu
mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı
ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı,
hepimize nasip eylesin!
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Na-
maz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan ka-
çınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları
olduğu anlaşılır.
(Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç
tutanın günahları affolur.) [Buhari]
(Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Biri size sataşırsa,
“Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]
21
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
22. 15
Temmuz gecesi, ülkemizi, milletimizi, demokra-
simizi, aydınlık geleceğimizi yok etmek isteyen
vatan hainleri harekete geçmiş, milletin silahla-
rını yine bu aziz ve fedakâr millete doğrultarak kanlı bir
darbe girişiminde bulunmuşlardı. Ancak, milletimiz, dar-
be girişimini, sokakları ve meydanları doldurarak, ölümü
göze alarak başarısızlığa uğrattı.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz, 15 Temmuz gecesi, cesaretle-
riyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdı-
lar. Hiç şüphesiz ki, şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz
yerlerini daima muhafaza edeceklerdir. Artık her yıl, 15
Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde
kendilerini gönülden yâd edecek, hatıralarını gelecek ne-
sillere aktaracağız.
15 Temmuz’da, meydanlarda, tıpkı Çanakkale’de, İstiklal
Savaşımızda olduğu gibi, tüm fertleriyle tek yürek olmuş,
iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türkiye
vardı, büyük Türk milleti vardı. Bu darbe girişiminde, mil-
letimiz, tıpkı bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi, bu coğ-
rafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını
ortaya koymuştur.
Milletimiz, o gece, tıpkı 717 yıl önce Söğüt’te, 563 yıl önce
İstanbul’da olduğu gibi, Anadolu topraklarını istikbali ola-
rak gördüğünü tüm dünyaya haykırmıştır. Milletimiz, bu
ülkeyi bölmek isteyen saldırganlara karşı Çanakkale’de,
Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı
cevabı vermiştir.
Türkiye’yi parçalayacaklarını, devleti teslim alabilecekle-
rini sanarak, 15 Temmuz gecesi harekete geçen hainler,
ertesi gün akşam olmadan milletimiz tarafından hüsrana
uğratılmışlardır. Bu darbe girişimi milletimize, Meclisi-
mize, demokrasimize, Cumhuriyetimize, aydınlık yarınla-
rımıza ve şanlı ordumuza karşı yapılmıştır. Ordumuz ve
Mehmetçiğimiz bizim gözbebeğimizdir.
Bu silahlı darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla,
Türkiye, artık yeni bir döneme girmiştir. Bu güzel ülke, ar-
tık, 15 Temmuz öncesinden daha güçlüdür. Şairin dediği
gibi:
“Tasalanma yiğidim, zaman bizden yanadır.
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır.
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır.
Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır.”
15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Ga-
zilerimize acil şifalar diliyoruz. (Alıntıdır)
15 TEMMUZ GECESİ
Emre ALICI
7/D
22
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
23. OKULUMUZUN 15 TEMMUZ KÖŞESİ
Okulumuzun hemen giriş kapısından girilince karşımıza çıkan bu alan
15 Temmuz’u anmamızı ve unutmamamızı sağlıyor.
Rabbim bu ülkeye bir daha böyle günler yaşatmasın.
Ömer Faruk Temizer • 6/D
23
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
24. B
ir çoğumuz ders çalışıyoruz ama acaba doğru mu
çalışıyoruz? Örneğin –ki bu tüm öğrencilerde az
çok vardır... Ödevimize veya ders çalışmaya otur-
duğumuzda 2 dakika sonra kendimizi baş-
ka bir şeye dalmış buluyoruz. Bunun için,
önemli tüyolar vardır. En önemlisi
çalışma masamızda bilgisayar gibi
dikkatimizi dağıtacak aletler ol-
mamalıdır. Her 30 dakikadan
sonra mola verilmelidir. Çün-
kü beyin 30 dakika sonra
bilgileri kavrayamayabilir.
Beynimiz gece alfa dalga-
ları yayar. Bu dalgalar ça-
buk kavramayı gerçekleş-
tirir. Bu yüzden bazı ders
notlarınızı yastığın altına
koyup uyumadan önce ça-
lışabilirsiniz. Bu size yararlı
olacaktır. Hatta , bazen rüya-
nıza girebilir. Ancak uykuluy-
ken ders çalışmamalıyız. Uykulu
olduğumuzdan kafamızdaki bilgiler
uçup gider. Sabah kalktığımızda bilgi-
lerden eser kalmaz. Yazımızı son bir not ile
bitirelim. Son yapılan araştırmalara göre okuduğu-
muz yazının altını çizmek bize bir şey kazandırmaz Çoğu
kişinin yaptığı bu hata aslında bize zaman kaybından baş-
ka hiçbir şey katmaz.
Nasıl Ders Çalışmalıyız?
Ders çalışma tüyolarını yazmıştık. Bu seferde nasıl ders
çalışmamız gerektiğini anlatacağız. Öncellikle düzenli
ders çalışmak en önemlisidir. Her gün muhakkak öğret-
menlerimizin verdiği dersleri tekrar etmeliyiz. Gözünüz
yükseklerde ise bunu yapmalısınız. Şimdi tekrar derken
neyden bahsettiğimizi açıklayalım.
Tekrar, yani mesela her gün gördüğümüz ko-
nuları okuyup 100 soru çözebiliriz. Şim-
di 100 soru çözmek size büyük bir
zorluk gözüküyor değil mi? Ama
aslında bir de şöyle düşünün.
Her gün 5 dersten 2 test çöz-
seniz bu sonuca varıcaksınız.
Bilmiyorum ama gerçekten
böyle söyleyince basit geli-
yor kulağımıza. Hem zaten
derslerinizi her gün tekrar-
layınca alışkanlık haline ge-
liyor. Ne demişler: ‘Tekrar
180 kere bile olsa iyidir’.
Bir de 100 sorunun yanın-
da 50 sayfa kitap okursanız ,
TEOG sınavına kaleminizi salla-
yarak girersiniz. Şimdi halâ bunun
zor olduğunu düşünüyorsunuz. Ama
bunu yaparsanız gününüzden sadece yak-
laşık en fazla 2.5-3 saatiniz gidecek.
Ders Çalışmak için
Önemli Tüyolar
Muhammet Emir KILINÇ
6/D
Uykuluyken
ders çalışmamalıyız.
Uykulu olduğumuzdan
kafamızdaki bilgiler
uçup gider. Sabah
kalktığımızda bilgilerden
eser kalmaz.
24
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
25. Gönül Uçar: Hakim olmak isterdim. Babam zorla sayısa-
la gönderdiği için öğretmen oldum.
Nazan Polat: Ressam olmak isterdim ve oldum.
Demet Albayram: Küçüklüğümde arkeolog olmak ister-
dim. Sosyal ve zihinsel anlamda kendimi daha çok gelişti-
rebileceğimi düşünerek Türkçe öğretmenliğini seçtim.
Özlem Sizer: Genetik mühendisi olmak isterdim. Ama
öğretmen oldum. Türkiye’de genetik alanda kendimi ge-
liştirebileceğim çalışabileceğim uygun zemin ve kurum
olmadığı için öğretmen oldum.
Emine Yurtçiçek: Küçüklüğümde öğretmen olmak ister-
dim ve oldum.
Ramazan Bulut: Küçüklüğümde kitaplar en iyi dostlarım
olduğu için Türkçe öğretmeni olmak isterdim ve oldum.
Meral Salvan: Küçüklüğümde öğretmen olmak isterdim
ve oldum.
Mustafa Maşa: Küçüklüğümde mühendis olmak ister-
dim. Çocuklara ve insanlara bir şey öğretmek için öğret-
men oldum.
Dilek Yalçın: Küçüklüğümde doktor olmak isterdim.
Yanlış yönlendirmeden ve imkanlar el vermediği için öğ-
retmen oldum.
Mehmet Sever: Küçüklüğümde öğretmen olmak ister-
dim ve çocukları sevdiğim için öğretmen oldum.
Derya Bozgeyik: Küçüklüğümde doktor olmak isterdim.
Zor bir meslek olduğu için öğretmen oldum.
Murat Boz: Beden öğretmeni olmak isterdim. Çünkü sporu
gençlere aşılamak isterdim.
Mehmet Dal: Küçüklüğümde öğretmen olmak isterdim.
İlkokul öğretmenimi çok sevdiğim için öğretmen oldum.
Ayşegül Gemci Açıkgöz: Küçüklüğümde doktor olmak
isterdim. Ancak olamadığım için öğretmen olup farklı şe-
kilde hayat kurtarmak isterdim.
ÖĞRETMENLERİMİZE
SORDUK
Rüveyda Arslantaş
7/C
“Küçüklüğünüzde ne olmak isterdiniz ve neden öğretmen oldunuz?”
25
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
26. B
eden ve ruh sağlığının temel şartı temizliktir.
İnsanın yiyip içtiği gıdaların, giydiği elbisele-
rinin, kullandığı eşyalarının, içinde oturduğu
evinin ve çevresinin pisliklerden temizlenme-
si, sağlıklı bir hayat için şarttır. Temiz insanın tabiatı
zinde, vücudu sağlamdır. Her gün bayağı pis işlerle
uğraşan insan, çok kere kirlenir, pislenir. Bu kirlerden
temizlenmesi gerekir.
Çünkü kirlilik, pislik çeşitli hastalıklara sebep olduğu
gibi, insanların rahatını, huzurunu da kaçırır. Bu yüz-
den annelerimiz bu konuda çok titizdir. Öyle haller var-
dır ki, “İnsanın pislenmemesi, kirlenmemesi mümkün
değildir” diyen kişiler bile eline telefonlarını aldığında
ellerinde bir klozette olan mikroplardan daha fazla
mikrop olur. Yediklerinin, içtiklerinin hazmettikten
sonra tuvalete gitmeye ihtiyaç duyması ve bu sebeple
bedeninin kirlenmesinden insan kurtulamaz. Bu kirli-
likten temizlenmek, bir ihtiyaçtır. İnsanın yaratılışında
var olup, nefsinin arzularından olan şehvet duyguları-
nın tatminden sonra, fikrinde ve beyninde yorgunluk,
bedeninde elektriği birikim ortaya çıkar.
Bunlar ancak gusül abdestiyle, bütün bedeni yıkamak-
la, temizlenerek giderilir. Boy abdestiyle yapılan bu te-
mizlik, insanın üzerine çöken ağırlığı, sıkıntıyı, birikimi
giderir. Hem bedenin dışında meydana gelen pislikten
ve hem de ruhi kirlilikten temizlenmek gerekir. Yıkan-
mak, temiz elbise giymek, mümkünse hafif ve güzel
kokular sürünmek, insanı ruhi sıkıntılardan kurtarır.
Böylece huzursuzluk yerine, ferahlık, genişlik ve gönül
rahatlığı hazır olur. Bunlar, birer alışkanlık, gösteriş de-
ğil, bilakis ruhun ihtiyaçlarıdır.
Bütün bu işler gösteriyor ki, pisliklerden, kirliliklerden
temizlenmek, sağlık için çok faydalıdır. Temizlik, herke-
sin sevdiği ve rahat, huzur duyduğu bir iştir. Bunu an-
cak, aklı noksan olanlar yahut da hayvani duygularına
yenilen, tembelliği ve pisliği huy edinenler sevmeyebilir.
Hatta temiz insanlar, birbirini daha çok sevmektedirler.
Bedenin, vücudun temizlenmesi, yavaş yavaş manevi
kirlerin de temizlenmesine yol açar. Manevi pislikler-
den temizlenince de, insandaki hayvani duygular za-
yıflar ve böylece ruhun arzu ettiği, hoşlandığı değerler,
güzel huylar ortaya çıkar. İnsan, meleklik sıfatlarına
bürünmüş, şeytani duygulardan kurtulup, güzel sıfat-
larla bezenmiş olur.
TEMİZLİK
Temizliğe Mizahi Bakış
Temizlik nedir: Temizlik; pisliklerden arınmak, Kalpte bulunan kötü düşüncelerden
kurtulmaktır. Bedene ve ruha zarar veren, onların rahat ve huzurlarını bozan
pisliklerden kötülüklerden uzaklaşmaktır.
Millet bunalıma
girince kendini
temizliğe verir.
Ben temizlik
lafını duyunca
bunalıma
giriyorum
:))
Bayram yaklaşıyordu...
Temizlik yapıyordu anneler...
Yeter diyordu kızlar, yeter canımız çıktı...
Camsil de ordaydı, vileda ağlıyordu
26
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
27. • Şüphe yok ki Yüce Allah temizdir, temizliği sever. İk-
ramı boldur, ikramı sever. Cömerttir, cömertliği sever.
Artık evlerinizin çevresini temiz tutun. (Et-Tıbbün Ne-
bavi s.216)
• Temizlik, iman ehline lazım olan işlerin yarısıdır. “El-
hamdülillah” demek terazinin hayır kefesini doldurur.
“Sübhanellahi velhamdülillahi” demek yer ve gökleri
doldurur veya göklerle yerin arasını doldurur. Namaz,
nurdur. Sadaka, sahibinin lehine bir bürhandır. Sabır,
hakkı görmeye yarayan bir ışıktır. Kuran lehine veya
aleyhine bir huccettir. Her insan, nefsinin satıcısı ola-
rak sabahlar ya da onu azat eder veya helak eder. (Müs-
lim, c. 1, s.140)
• Yemekten evvel ve yemekten sonra ellerinizi yıkayınız
Benim ümmetim kıyamet gününde yüzleri parlak, elleri
ve ayakları nurlu olarak haşrolunacaktır.
• Herkes gücünün yettiği kadar bu parlaklığı arttırsın.
Şüphe yok ki Yüce Allah temizdir, temizliği sever. İkramı
boldur, ikramı sever. Cömerttir, cömertliği sever. Artık
evlerinizin çevresini temiz tutun.
• Câbir anlatır: “Peygamber salla’llahü ‘aleyhi ve sel-
lem buyurdu ki: “Hilâl eylemek dişleri arıtır, pâk eyler,
diplerini sağlamlaştırır ve ağız kokusunu güzel eyler.”
• Müslümanlık temizlik dinidir. Temiz olun! Cennete an-
cak temiz olan girer. [Deylemi]
• Mümin pis olmaz. [Buhari]
• Her şeyi iyi temizleyin! Temizlik imana, iman da Cen-
nete götürür. [Taberani]
• Temizlik imanın yarısıdır. [Müslim]
• Namazın anahtarı temizliktir. [Tirmizi]
• Ağzınızı temizleyin, ağzınız Kur’an-ı kerim yoludur.
[Ebu Nuaym]
• Cuma günü yıkanın, misvak kullanın ve güzel koku
sürünün. [Buhari]
• Yemekten önce ve sonra el yıkamak, zenginliğe yol
açar, fakirliği giderir. [Ebuşşeyh]
• Evinin hayrını isteyen, yemekten önce ve sonra, elini
ve ağzını yıkasın! [İbni Ebi Şeybe]
İnsan elinin karışmadığı tabiatın ortak özelliği, temiz
olmasıdır. Kara deliklerden temizlikçi mikroorganiz-
malara kadar, çeşitli mekanizmalarla en güzel şekilde
yerine getirilen görevlerden biri temizliktir. Bu da gös-
teriyor ki, fıtrî prensiplerin başında temizlik gelir. Ölen
hemcinsini toprağa gömen kargadan, gözü temizleyen
kapaklardan, yeri süpüren rüzgâr ve tozunu yatıştıran
yağmurdan temizlik dersi alınabilir. İnsan da yaratılış
itibariyle temizdir. İnsanlar arasında temizliğe atfedi-
len değer dikkat çekicidir. Semavî dinlerin beden temiz-
liği ve su temizliğine verdiği ehemmiyet büyüktür.
TEMİZLİK
İMANDANDANDIR
İmandandır temizlik
Demiş Peygamberimiz.
Hastalık yapar pislik
Olmalıyız tertemiz.
Yerlere çöp atmayın
Çöp kutusu arayın.
Yıkanmadan tatmayın
Meyveleri yıkayın.
Temiz olduğun gibi
Temiz yere gitmeli
Temiz bulduğun gibi
Tertemiz terk etmeli.
Kasım KAPLAN
Temiz Olmak
Sabah erken kalkalım
Tertemiz el yüz yıkayalım
Temiz olmak çok güzel
Bunun tadına varalım.
Alışalım her zaman buna
Yemekten önce ve sonra yıkamaya
Temizlik huzur verir insana
Temiz olup tadına varalım.
Adnan KIZILTOPRAK
Temizlikle İlgili
Hadisler
Hazırlayanlar:
İrem BİÇER - Nisanur GÖV - Azra Sude YALANGOZ
27
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
28. BİRAZDA GÜLELİM,
EĞLENELİM...
Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin hoca şehre gelip bir
arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece
yarısı Nasreddin Hoca’nın yanına gelip
sorar:
-Hocam uyudunuz mu?
-Buyurun bir şey mi var?
-Ben şeeeey. Biraz borç para istiyordum.
Hoca hemen horlamaya başlar:
-ben uyuyoruuum! demiş.
Bilmeceler
1- Her tarafı delik deşik olduğu halde içine su dolduracağımız şey.
2- Çekilmesi en zor şey nedir?
3- Bir saniyede bir,bir dakikada iki fakat yüzbin senede hiç geçemeyen şey nedir?
4- Önümüzde olduğu halde görmediğimiz yer?
5- Hiç ağılığı olmadığı halde 5 dakikadan fazla tutamadığımız şey?
6- Ancak kırıldığı zaman işe yarayan şey nedir?
7- Çalınabildiği halde görülmeyen şey nedir?
8- Adam saçını ıslatmadan şampuanlamış neden?
9- Tavuklar en çok sevdiği ülke?
10- Tanrı ikinci zenciyi yarattıktan sonra ne demiş?
Çaresi
Nasreddin hoca pazara giderken mahal-
leden şakacı biri yanına gelip: efendim
akşam uyurken fare ağzıma kaçtı.
Bunun çaresi nedir?
- Çaresi kolay demiş Nasreddin hoca.
Bir kediyi ağzına tepip yut.
12 345 679 x 9 = 111 111 111
12 345 679 x 18 = 222 222 222
12 345 679 x 27 = 333 333 333
12 345 679 x 36 = 444 444 444
12 345 679 x 45 = 555 555 555
12 345 679 x 54 = 666 666 666
12 345 679 x 63 = 777 777 777
12 345 679 x 72 = 888 888 888
12 345 679 x 81 = 999 999 999
12 345 679 x 999 999 999=12
345 678 987 654 321
• Sümüklü böceklerin dört tane burnu vardır.
• Timsahlar renk körüdür.
• Tarantulalar iki bucuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
• Kutup ayıları solaktır.
• Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
• Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
• Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kuştur.
• Yetişkin bir ayı, bir at kadar hızlı koşabilir.
Bir Soru
Elimdeki çiçeklerin ikisi hariç hepsi papatya, ikisi hariç hepsi gül ve ikisi hariç hepsi karanfil
olduğuna göre elimde hangi çiçekten kaç tane bulunmaktadır ?
Cevabı : Bir sonraki dergi sayısında
Enes Tatar 6/C
BilmeceCevaplar
1-(sünger),2-(çile),3-(aharfi),4-(gelecek),5-(nefes),6-(yumurta)
7-(ıslık),8-(çünkükurusaçlariçinyazıyormuş),9-(mısır),10-(tühbudayandıdemiş)
Ömer Faruk
Temizer
6/D
Merve
Vildan Serin
6/C
Akif Emre
DAL
6/D
Bunları Biliyor musunuz?
28
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
29. Bardak, ayna, süt şişesi, deney tüpü…
Tüm bu malzemelerin ortak noktası ne olabilir?
Elbette cam olmaları! Cam, günlük yaşamımızda
en çok kullandığımız malzemelerden biri.
Peki cam nedir? nasıl yapılır?
nerelerde kullanılır?
Camın tarihi antik çağlara uzanır. İlk olarak ne
zaman üretildiği net olarak bilinmese de, elde
mevcut en eski cam eşyalar yaklaşık olarak MÖ
2500 yıllarına ait Antik Mısır boncuklarıdır.
[1] Daha geç dönem Mısır bulgularında ise tüye
benzer renkli zikzak paternleri olan cam kapla-
ra rastlanır. Camdan, modern anlamda mozaik
yapımına ise Ptolemaic devirde İskenderiye’de ve
Antik Roma medeniyetlerinde rastlanır.
İLGİNÇ ÖYKÜSÜ
Camın
Yüzyıllar boyunca doğada bulunan volkanik cam bıçak, ok ucu, süs malzemesi ve
mücevher olarak kullanılmış. Camın insanlar tarafından ilk olarak ne zaman üretildiği
bilinmiyor. Ancak bilinen en eski cam malzeme, Mısır`da bulunan ve günümüzden
4500 yıl öncesinden kaldığı belirlenen cam boncuklardır.
Erdem Abdullah
MENGİLLİ
6/D
29
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
30. KINALI HASAN
Çanakkale’de araştırmacı-yazar Salim Dağ ile beraberiz Salim Bey’in hazırlamış
olduğu birçok kitabın konusunu Çanakkale Muharebeleri teşkil ediyor Edirneli bu
muhterem insan, Kayseri’de de öğretmenlik yapmış Bendeniz de Kayserili bir eğitimci
olarak Edirne’de beş yıl öğretmenlik yaptığım için ortak taraflarımız da çoktu Benim
Çanakkale’yi gezmek gibi, onun da anlatmak gibi bir görevi vardı Böylece onun tatlı
dilinden Çanakkale ile ilgili birkaç hatırayı da dinleme fırsatı buldum
Çanakkale’de şehit olan askerlerimizden “Kınalı Hasan”ı
yakından tanıyalım istedim. Aslen Yozgatlı olan ve
Yozgatlı Hasan olarak geldiği Çanakkale’de
“Kınalı Hasan” lakabını almış bir kahramandır.
Verda Sultan Türk
7/D
30
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
31. H
asan, Yozgat ilinin Sorgun
kazasına bağlı Kara Yakup-
lar köyünden… Daha bıyık-
ları terlememiş bu delikanlı,
kendisi gibi gencecik arkadaşları ile
beraber yayan yapıldak yürüyerek
Yozgat’tan çıkıp Çanakkale’ye ulaşmış-
lar Burada 64 Piyade Alayı, 1 Tabur, 2
Bölüğe intisap edip çakı gibi Mehmet-
çik olmuşlar Zaten taburlar, alaylar
Çanakkale’de eriyip bittiği için cephe-
ye gelen gönüllülere şiddetle ihtiyaç
vardır.
İkinci bölüğün komutanı Yüzbaşı
Sırrı Bey, askerlerini savaşa hazırla-
mak için onların talimlerinden boş ka-
lan istirahat anlarında onlarla tanışıp
konuşmaya başlardı Böyle bir vakitte Yüzbaşı Sırrı Bey,
Yozgatlı Hasan’la da tanıştı Hasan’ın başındaki kına Sırrı
Bey’in dikkatini çekti Cepheye gelen askerlerin sağ ellerin-
de, sağ elinin üç parmağında ya da sağ ayağının parmak-
larında kına görmeye alışıktı Sırrı Bey ama baştaki kınayı
ilk defa görüyordu Hasan’a bunun mânâsının ne olduğunu
sorduğunda Hasan utandı, üzüldü ve dedi ki komutanına:
-Komutanım, buraya geleceğim vakit anam yaktı bu
kınayı Ben de niye diye sormadım
Sırrı Bey:
-Öyleyse bir mektup yaz da sor bakalım, biz de öğren-
miş olalım
Hasan:
-Ben yazı yazmasını bilmem ki komutanım
Sırrı Bey:
-Öyleyse sen söyle bölük yazıcısı yazsın köyüne, baka-
lım ne cevap gelecek?
Hasan:
-Baş üstüne komutanım
Bir istirahat anında bölük yazıcısı Hasan’ın yanına
gelir Hasan söyler, o yazar Selam
kelamdan sonra Hasan, bulunduğu
yerin güzelliğinden, çiçeklerin koku-
sundan, arkadaşlarının dostluğun-
dan, komutanının tatlı dilinden bah-
settikten sonra, konuyu kınaya getirir
-Anacığım, kumandanım saçım-
daki kınayı sordu, ben bilemedim
Arkadaşlarımın arasında mahcup
oldum Kardeşlerimi askere gönderir-
ken sakın onların saçlarını kınalama
Onlar benim gibi mahcup olmasınlar
Kınanın bir mânâsı varsa bildir de
kumandanıma söyleyeyim
Mektup Yozgat yollarına çıkar
Cevap gelir mi gelmez mi, anasına
ulaşsa okur mu, okutur mu belli değil
Lakin Çanakkale’de sırtlan gibi saldıran düşmana karşı
koymak lazım geldiği için ihtiyat kuvvetlerinin fazla bek-
leyecek zamanı yoktur 2 Bölük de savaşın en çetin alan-
larında görev yapar Bu öyle bir harptir ki, dünyada eşi
benzeri olmayan bir vahşet yaşanmaktadır Anadolu’nun
kınalı koç yiğitleri, ellerindeki kıt imkanlarla, adeta etten
bir duvar örüp düşmana geçit vermeden namusları için,
vatan için buruşmaya başlamışlardır Bu ateş cehennemin-
de nice kınalı koç yiğitlerimiz, körpecik delikanlılarımız
şehit olmakta, Avrupalının kan içen canavar makineleri,
gemileri, topları Gelibolu’yu bir kan gölüne çevirmektedir
Aradan iki ay geçmiştir Bir gün Yüzbaşı Sırrı Bey’in
bölük karargahına birkaç mektup ulaşmıştır Yozgat’ın
Sorgun İlçesi Kara Yakuplar köyünün köy katibi mektubu
Hasan’ın anasına ulaştırmış ve anasının söylediklerini de
yazıp cepheye yollamış Mektup da anası şunları yazmış:
“Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum,
Mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu Köy katibi
okudu, ben ağladım Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel!
O senin babının yarısıdır Sakın ola yavrum kumandanının
emrinden çıkma, önünden aykırı geçme Ateşe bas dese
basasın yavrum Kars’tan, Siirt’ten, Adana’dan, Uşak’tan
arkadaşların olmuş Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmiş-
siniz Elbette öylesi yakışır yavrum Onlar senin dünya
ahret hakiki kardeşlerindir Sakın onları incitme yavrum
Südümü sana helal etmem Kumandanın saçındaki kınayı
sormuş Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim bu-
rada Allah için kurban seçilen koçların başını kına ile süs-
lerler Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim
için seni Hz İsmail’e kardeş seçtim O da kurban edilmek
istendiğinde kınalanmamış mıydı? Yavrum, kıyamet günü,
mahşer yerinde, o kına senin işaretin olacak, o kalabalıkta
seni kolayca bulacağım Aha işte benim kınalı kuzum da
Araştırmacı Yazar Salim DAĞ
31
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
32. burada deyip seni bağrına basacağım
Anan Hatçe”
Sırrı Bey, iki gözü iki çeşme mektubu okur Sonra posta
erini çağırır
-Şu Yozgatlı Kınalı Hasan’ı bulun bakalım Mektubunu
ona ben okuyacağım, onun okuması yoktu
Çok geçmez posta eri geri döner
-Kumandanım Hasan bir hafta önce Arıburnu’ndaki
şiddetli muharebede Hakk’a yürümüş
Sırrı Bey, orada göz yaşarı içerisinde yana yakıla ba-
ğırmaya başlar:
- Bilmeliydim, bilmeliydim Kurbanların kınalı olması
gerek Bu yiğitlerin hepsi de kınalı… vatana kurban seçi-
lip gönderildiler Bunların hepsi de kınalı kuzu, hepsi de
Hasan gibi… Bilmeliydim, bilmeliydim
ÇANAKKALE’NİN ÇIKIŞ HALİ
Birinci Dünyâ Harbinde bütün kaynaklarını ve im-
kânlarını seferber eden Osmanlı Devleti, daha savaşın
başından îtibâren Rus, Irak ve Sina cephelerinde başarı-
sızlıklara uğradı. Ancak Çanakkale cephesinde dünyânın
gözlerini kamaştıran emsâlsiz zaferler kazandı. 1914’te
Birinci Dünyâ Harbine sokulan Osmanlı Devleti, itilâf dev-
letleri ile dört ayrı cephede ve bölgede ayrı ayrı çarpışmak
zorunda kaldı. Osmanlı Devleti, âdetâ bir mâcerâ uğruna
bu savaşa sürüklenmişti.
Osmanlı orduları Rus, Irak, Sina (Filistin-Suriye)ve Ça-
nakkale cephelerinde umûmiyetle müttefik Almanya’nın
maksat ve görüşlerine uygun şekilde kullanıldı.
Birinci Dünyâ Harbinde bütün kaynaklarını ve im-
kânlarını seferber eden Osmanlı Devleti, daha savaşın
başından îtibâren Rus, Irak ve Sina cephelerinde başarı-
sızlıklara uğradı. Ancak Çanakkale cephesinde dünyânın
gözlerini kamaştıran emsâlsiz zaferler kazandı.
Osmanlı Devletinin savaşa katılmasıyla itilâf devletle-
ri için Boğazlar Meselesi birinci plânda önem kazanmıştı.
Bunun üzerine Londra’da toplanan savaş meclisi, Çanak-
kale Boğazının denizden donanma kuvvetiyle zorlanıp ge-
çilmesine karar verdi.
Boğaz kuvvetli bir donanmanın taarruzuna dayana-
mayacak durumda idi. Dış savunma tertibâtı, Seddülba-
hir ve Kumkale’ye konmuş 20 toptan ibâretti. Ara savun-
ma bölgesi bu sırada hemen tamâmiyle boştu.
Elde mevcut bütün toplar, boğazın en dar kısmına rast-
layan iç savunma bölgesinde yerleştirilmişti. Cephâne son
derece kıt olduğu gibi, eldeki silâhlar da yeterli değildi.
Seferberlik îlânından sonra ara savunma bölgesine bir
miktar yeni bataryalar yerleştirilmiş ve boğazın aşağı kıs-
mı mayın hatları ile kapatılmıştı.
Çanakkale tahkimâtının zayıf olduğunu sezen düşman,
Boğazı kolaylıkla aşacağını sanıyor ve Türk Milletinin üs-
tün savaş gücünü hesâba katmayı unutuyordu. 3 Kasım
1914’te ilk taarruzu başlatan İngiliz filosu, Seddülbahir
istihkâmlarını topa tuttu.
Diğer taraftan mayın hatlarının mevcudiyetine rağ-
men, düşman deniz altı gemileri Marmara’ya girerek ge-
mileri batırmak sûretiyle İstanbul’dan Çanakkale’ye asker
ve levâzım sevkine mâni oluyorlardı. 19 Şubat 1915’te,
birleşik düşman donanmasının kesin hücumu başladı.
Orhaniye ve Ertuğrul tabyaları şiddetli bir ateş altına
alındı. Düşman gemileri Osmanlı bataryaları menziline gi-
rince ateşle karşılandılar. İngilizlerin meşhûr bir zırhlısı
Orhaniye tabyasından atılan bir gülle ile hatırı sayılır bir
isâbet aldı. Düşman daha fazla ilerlemeyip ateş kesti ve
çekildi.
18 Mart 1915’te İngiliz ve Fransız gemileri tarafından
büyük bir hücûm daha yapıldı. 16 harp gemisi 18 Mart
sabahı boğaza girip tabyalara karşı şiddetli ateş açtı.
Çanakkale ateşler içinde kalmış, tabyalar ile telefon bağ-
32
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
33. lantısı kesilmiş, topların bir kısmı tahrib edilmiş, bâzıları
toprağa gömülmüştü.
Tam bu sırada Fransız gemileri nöbet değiştirmek üze-
re manevra yaparlarken, Bouvet zırhlısı, bir torpile çar-
parak battı. Yerlerini almağa gelen İngiliz gemilerinden
Irresistible de çok geçmeden sulara gömüldü.
Onun yardımına koşan Ocean da aynı âkıbete uğradı.
Inglexible zırhlısı da ağır şekilde yara aldı. Bundan başka,
Suftren ve Gaulois zırhlıları da top mermisi isâbeti ile bü-
yük hasara uğradılar. Bunun üzerine düşman donanma-
sı geri çekilmek zorunda kaldı. Bundan sonra boğaz bir
daha denizden zorlanmadı.
Deniz savaşlarında uğradıkları başarısızlık üzerine
itilâf devletleri, karadan taarruza geçmeğe karar verdiler.
Bu maksatla Akdeniz müttefik kuvvetleri başkomutan-
lığına tâyin edilen J.Hamilton’un emrine verilmiş 75.000
kişilik bir ordu adalara yığılmaya başladı.
Çanakkale savaşının komutanları kimdir
Bu ordu İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve
diğer bâzı sömürge askerlerinden müteşekkil idi. Bunlara
karşı 80.000 kişilik Türk kuvveti, Alman generali Liman
Von Sanders’in emrine verildi.
Bu kuvvetlerin kumandanları şunlar idi: Bolayır geçi-
di civarında 5 ve 7. fırkaların kumandanları miralay Von
Sonderstern ve Remzi Bey, 19. Fırka Kumandanı Kayma-
kam Mustafa Kemâl Bey (Biyak civarında); 11. Fırka Ku-
mandanı Kaymakam Refat Bey.
Düşmanın ana harekât plânı şöyle idi: 29. İngiliz tüme-
ni Fransızlarla birlikte Gelibolu Yarımadasının güney ucu-
na çıkacak, ilk hedef olarak Alçıtepe’yi alıp, Kilidülbahir
üzerine yürüyecek, bir yandan da kuzey tarafta Arıburnu
ve civârına çıkarılacak Anzak kuvvetleri Boğaz’ın en dar
noktası yönünde kesin taarruzda bulunacaktı.
Bu arada Bolayır geçidi, Kumkale ve Beşike’de şaşırt-
ma hareketleri ve oyalama savaşları yapılacaktı. Çıkar-
ma harekâtları 25 Nisan 1915 sabahı erkenden başladı.
Anadolu kıyısında Kumkale’ye çıkarılan üç Fransız taburu
oradaki 6 bölük tarafından karşılandı ve geri püskürtüldü.
Seddülbahir kıyılarındaki Morto limanı kıyısına çıkan
Fransız kuvvetleri ile Teke Burnunun iki tarafına çıkarılan
İngiliz birlikleri, oldukları yerden ileri gidemediler.
Batıda Zığındere civârına çıkarılan ikinci tabur, Türk
kuvvetlerinin tazyiki karşısında burayı terk etmek zorun-
da kaldı. Arıburnu’nun hemen güneyindeki köye çıkan
düşman kolordusu 19. Fırka Kumandanı Kaymakam
Mustafa Kemâl Bey tarafından durduruldu.
Güney (Seddülbahir)cephesinde düşman ilk defâ 26
Nisan’da taarruza geçti. Fakat müdâfaa kuvvetlerimiz ta-
rafından geri püskürtüldü. 6 Mayıs’ta İngiliz ve Fransız
kuvvetleri yeni bir taarruz düzenlediler.
Türk askerleri açık arâzide ve üç taraftan donanma
ateşi altında, eşsiz bir müdâfaa savaşı yaptı ve 3 gün sü-
ren taarruz hedefine varmadan kırıldı. Düşmanın 4 ve 5
Haziran’da giriştiği 8 günlük bir taarruz da netîcesiz kal-
dı.
Cephenin doğu kısmında bulunan Fransız kuvvetleri
başarı sağlayamadıkları gibi, bunların solunda bulunan
İngiliz kuvvetleri de bir adım ileri gidemediler.
Kuzey cephesinde karaya çıkan kolordunun ilk kade-
mesi, 25 Nisan sabahı, Kemal yeri adı ile anılan mevkıe
kadar ilerlemiş ve taarruza geçmişti. Bunu 27 Nisan’da
Türk karşı taarrruzu tâkib etmişti.
İki taraf da bu kanlı taarruzlardan bir netîce alamadı-
lar. Mareşal Von Sanders 42.000 kişilik bir Türk kuvveti-
ne 19 Mayıs’ta taarruz emrini verdi ise de, Anzak kuvvet-
leri şiddetli müdâfaada bulundular. Bu taarruzda Türkler
10.000’den fazla zâyiât vermişti.
Düşman başkomutanlığı, bir netîce alabilmek için,
büyük takviyeler getirtip, bunların bir kısmını Arıburnu
cephesine çıkararak, yarımadanın kilit noktası olan Ko-
ca-Çimen Tepesine taarruz etti.
Diğer kısmını da Türkleri arkadan çevirmek maksadı
ile Suvla limanı sâhillerine çıkardı. İngiliz taarruzu, 6-7
Ağustos gecesi başladı. Aynı gece 9. İngiliz kolordusunun
Anafartalar kıyısına çıkartma yapmağa başladığı haberi
geldi.
Düşmanın 4 gün süren bu taarruzu, miralay (albay)
Mustafa Kemâl Bey tarafından durduruldu. Bundan son-
ra düşman kuvvetlerinin bütün hücumları neticesiz kaldı.
Çanakkale Savaşlarının son safhası, hemen hemen
mevzi harpleri şeklinde oldu. Türkün sarsılmaz müdâfa-
ası karşısında mıhlanıp kalan düşman kuvvetleri, 19-20
Aralık 1915 gecesi Anafartalar ve Arıburnu cephesinden,
8-9 Ocak 1916 gecesinde Seddülbahir’den çekilip gittiler.
Çanakkale Savaşları sırasında İngilizlerin zâyiâtı
205.000 Fransızlarınki ise 47.000’dir. Türklerin zâiyâtı
ise 253.000’e ulaşmıştır.
33
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
34. ABDEST NASIL ALINIR ?
1- Niyet edilir.
2- Eller yıkanır.
3- Ağız çarkalanır.
4- Burun temizlenir.
5- Yüz yıkanır.
6- Kollar yıkanır.
7- Başımız mesh edilir.
8- Kulaklar temizlenir.
9- Boynumuz mesh edilr.
10- Ayaklar yıkanır.
GUSUL (BOY ABDESTİ) NASIL ALINIR?
1- Niyet edilir.
2- Pislik temizlenir.
3- Ağız yıkanır.
4- Burun yıkanır.
5- Abdest alınır.
6- Beden yıkanır.
TEYEMMÜM NASIL ALINIR ?
1- Niyet edilir.
2- Eller toprağa vurulur.
3- Yüz mesh edlir.
4- Eller toprağa vurulur.
5- Sağ kol mesh edilir.
6- Sol kol mesh edilir.
NOT: Teyemmüm ile abdest alınıp namaz kılındığın-
da sular gelirse teyemmüm abdesti bozulur.
ABDESTİ BOZAN ŞEYLER NELERDİR?
1- Küçük ya da büyük abdestini yapmak.
2- İdrar,dışkı gibi, yollanmak gibi çıkan şeler.
3- Kan,irin ve sarı su gibi şeyler.
4- Ağızdan tükürük miktarında fazla kan gelmesi.
5- Uyumak,bayılmak,bayılır gibi olmak.
6- Sara nöbeti geçirmek.
7- Sarhoş olmak.
Namazda gülmek.
8- Tedavi amaçlı fitilin abdestten sonra çıkması.
9- Ağız dolusu ksmak.
10- Yatarak veya bir yere dayanarak uyumak.
NAMAZ KILMAK
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
şöyle buyuruyor:
“Kim önemsemeyerek üç CUMA namazını
terkdecek olursa ALLAH onun kalbini mühürler”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz abdestini bozmadan
namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe.
Melekler kendisine şöyle dua eder;
“ALLAHI’M BUNU BAĞIŞLA.
BUNA MUAMELE ET.”
34
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
35. Toplantı, tiyatro, konferans ve gösteri gibi bir çok etkinliği yapabileceğimiz,
yeni çok amaçlı toplantı salonuna kavuştu. Hayırsever İşadamı Selahattin
Kaplan’ın katkılarıyla yapılan okulumuzun toplantı salonunun açılışını
Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Yasin Tepe ile birlikte yaptık.
Kaplan Kardeşler İmam Hatip
Ortaokulu’na yeni toplantı salonu 35
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
36. Milletvekilimiz Abdulkadir
Yüksel’den okulumuza ziyaret
Öğrencilerimize
Aşure ikramı yaptık
AK Parti Gaziantep Milletvekillerinden
Abdulkadir Yüksel, Şahinbey İlçe Milli Eğitim
Müdürümüz Yasin Tepe ile birlikte okulumuzu
ziyaret ettiler. Okulumuz Müdürü Mehmet
Dal’dan okul hakkında bilgi alan Sayın
Milletvekilimiz Abdulkadir Yüksel, eğitimin genç
nesil için çok önemli olduğuna dikkat çekerek,
Gaziantep’in eğitimdeki sorunlarına vakıf
olduklarını, eğitim kalitesini artırmak için
hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarını ve
bundan sonrada yapacaklarını ifade ettiler.
Muharrem ayının 10’ncu gününü “Aşure Günü”
olarak kutlanıyor. Her yıl geleneksel olarak
kutlanan bu günlerde aşure ikramı yapılmaktadır.
Bu yıl okulumuzda Gaziantep Büyükşehir
Belediyesi’nin ve Şahinbey Belediyesi’nin
katkılarıyla Aşure Günü, öğrencilerimize aşure
ikramı yapılarak kutlandı.
36
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
37. Geçici Eğitim Merkezi ile
uyumlu çalışıyoruz
Okulumuz bünyesinde Suriyeli öğrenciler için
açılan Geçici Eğitim Merkezi’ne atanan Türkçe
öğretmenleriyle, okulumuz hocaları sık sık biraraya
gelerek, Suriyeli öğrenciler ve eğitimleri ile alakalı
fikir alışverişinde bulunuyorlar.
Peygamber efendimizin doğum
günü olarak kabul edilen 20 Nisan,
tüm dünyada kutlu doğum haftası
olarak kutlanıyor. Bizde okulumuzda
düzenlendiğimiz etkinlikler ile
Peygamberimiz Muhammed
Mustafa’yı yad ettik.
KUTLU DOĞUM HAFTASI
1988’den itibaren Hz. Muhammed’in doğum
yıldönümü olan 20 Nisan 571 kutlanıyor.
Kutlu Doğum Haftası, Prof. Dr. Süleyman
Hayri Bolay’ın teklifi ile Türkiye Diyanet Vakfı
tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet
İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek
sadece Türkiye’de resmiyet kazandırılarak
her yıl farklı gündem ile Hz. Muhammed’in
anlatılmasının amaçlandığı ve doğum gününün
miladi takvime göre 20 Nisan kabul edilerek
kutlandığı ifade edilen bir etkinlik haftasıdır.
Etkinlik son yıllarda 14-20 Nisan tarihleri
arasında yapılmaktadir.
Okulumuzun Kutlu Doğum
etkinlikleri büyüledi
37
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
38. Dünya Pİ
günü’nü
kutladık
Dünya genelinde 14 Mart’ta kutlanan “Dünya Pi Günü”nü okulumuz, etkinlikle kutladı.
Okulumuz Matematik Öğretmenlerinden Özlem Sizer, Aynur Bircan, Ramazan Sarıhan ve
Ayşenur Gemci’nin organize ettiği Dünya Pi günü için öğrenciler Pİ sayısı oluşturdular.
DÜNYA Pİ GÜNÜ NEDİR?
Dünya Pi Günü ilk olarak 1988 yılında ortaya çıkmış-
tır. Amerika ve Avrupa’nın birçok ülkesinde kutlanan Pi
Günü, matematikçilerin bayramı olarak bilinmektedir.
Dünya Pi Günü’nde Pi sayısına yönelik çalışmalar sür-
dürülür, çeşitli bilgi yarışmaları ve etkinlikler düzenle-
nir.
Öte yandan okullarda matematik derslerinde Pi sa-
yısıyla ilgili konular işlenir ve öğrencilere Pi sayısı
hakkında detaylı bilgiler verilir. Pi sayısının önemine,
matematikteki yerine ve matematiğin önemine dikkat
çekmek için etkinlikler yapılır.
Pİ SAYISI NEDİR?
Pi sayısı, bir dairenin çevresinin çapına bölümü ile elde
edilen irrasyonel matematik sabitidir. Arşimet sabiti ve
Ludolph sayısı olarak da bilinir.
Tarihte ise Pi sayısı; Arşimet tarafından 3 tam 1/7 ile 3
tam 10/71 arasında bir sayı olarak, Mısırlılar tarafın-
dan 3,1605 olarak, Babilliler tarafından 3.1/8 olarak,
Batlamyus tarafından 3,14166 olarak bulundu ve ma-
tematik çalışmalarında kullanıldı.
2010 yılında ise Fransız Fabrice Bellard, Chudnovsky
algoritması kullanarak sayının ilk 2.699.999.990.000
basamağını yaptığı çalışmalar sonucunda bulmuştur.
38
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
39. İstiklal Marşı’nı ve Necip Fazıl
Kısakürek Şiirlerini Güzel Okuma’da
öğrencimiz göğsümüzü kabarttı
Bakanlığımız Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Nezir Gül ile
bir araya gelerek, okulumuz ile ilgili istişare yapma fırsatı bulduk.
Bakanlığımız Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Bütçeden Sorumlu Şube Müdürü Hüseyin Demirbaş
ve İl Milli Eğitim Şube Müdürü Yahya Kemal Karaoğlan, okulumuzu ziyaret ettiler. Okulumuzla ilgili
Müdürümüz Mehmet Dal’dan kısa bir brifing alarak, beğenilerini sundular.
Şahinbey Belediyesi tarafından düzenlenen
“İstiklal Marşı’nı Güzel Okuma” ve
“Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri Okuma”
yarışmalarına okulumuz öğrencileri de
katıldılar. Okulumuz öğrencilerinden
Feyzanur Aslan, “Necip Fazıl Kısakürek
Şiirleri Okuma” yarışmasında 1’nci olmaya
hak kazanırken, “İstiklal Marşı’nı Güzel
Okuma” yarışmasında da 3’ncülüğü elde etti.
39
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
40. Başarıyı ödüllendirdik
TEOG-1 Şampiyonuna
Bisiklet Hediye Ettik
Okul gezileriyle eğitim
kalitemizi arttırıyoruz
“Yetim Gülerse dünya güler” düşüncesiyle
Okulumuz öğrencileri
19 yetime kardeşlik ediyor
15 Temmuz
Şehitlerini Anma
Yarışmasında resim
kategorisinde
3’ncülük aldık
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG)
sınavında okulumuzun gururu olan
Fatih Aksüt’ün başarısını ödüllendirerek,
okul idaresi olarak bisiklet hediye ettik,
Gaziantep Şahinbey ilçesinde bulunan diğer
İmam Hatip Okulları başta olmak üzere düzenlediğimiz
okul gezileriyle, hem öğrencilerimizin, hemde bizim,
kendimizi kıyaslama, hedef belirleme ve farkındalık
yaratma gibi konularda yararını görüyoruz.
Okulumuz öğrencileri bir yetimi güldürmek adına 19
yetime kardeşlik etmektedir. Yetim Gülerse dünya güler..
Okulumuzun
öğrencilerinden
Azra İrem
Polat Şahinbey
Belediyesi’nin
düzenlediği
15 Temmuz
şehitlerini
anma resim
yarışmasında
dereceye girerek
3. oldu. Kendisini
kutluyoruz.
İbadetlerimizi daha temiz ve nezih bir ortamda
yapabilmek adına ve temizlik imandan gelir
hadisinden yola çıkarak, mescidimizin halısı başta olmak
üzere bir takım değişiklikler ve restorasyonlar yaparak
okulumuzun mescidini yeniledik.
Okulumuzun
Mescidi yenilendi
40
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
41. Kur’an Okuma Yarışmasında
öğrencilerimizle iftihar ettik
V
izyon ve misyonuyla kaliteli eğitimin temsil-
cisi haline gelen İmam Hatip okulları, aslına
rucu ederek manevi eğitimin yanında pozitif
bilim eğitiminde de gözleri doldurmaya de-
vam ediyor. Asımın neslini yetiştirme gayre-
tinde sınır tanımayan ve İmam Hatip Ortaokulları ara-
sında başarı ve kalitesiyle adını sıkça duyuran Kaplan
Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu, yeni bir başarıya
daha imza attı.
YARIŞMAYA YOĞUN İLGİ
Aldığı başarılarla manevi eğitimin parlayan yıldızı
haline gelen Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu
Kur’an okuma yarışmasında aldığı derecelerle dik-
katleri üzerine çekti. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
tarafından Tahmazoğlu Camisi’nde geniş bir katılımla
düzenlenen Kur’an-ı güzel okuma ve hafızlık yarışma-
sında başarının adresi Kaplan Kardeşler İmam Hatip
Ortaokulu oldu. Yarışmalara, İlahiyat Fakültesi, Gazi-
antep Müftülüğü ve İmam Hatip liselerinden yüzlerce
kişi katıldı. Yarışmalarda Kaplan Kardeşler İmam Ha-
tip Ortaokulu 4 derece birden alarak İmam hatip Lise-
leri arasında yükselen değer olarak dikkat çekti.
İKİ BİRİNCİLİK, İKİ İKİNCİLİK
GURURU YAŞADIK
“Yıldız Nidalar” kızlar Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma ka-
tegorisinde Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu’n-
dan Büşra Döndü birincilik elde ederken, “Kur’an-ın
Yıldız Muhafızları” hafızlık yarışmasında Elham Faris
yine birincilik, “Yıldız Sadalar” erkekler Kur’an-ı Kerim
güzel okuma yarışmasında ise Muhammed Furkan Te-
mizer ikincilik elde etti. Ayrıca, “Kur’an-ın Yıldız Muha-
fızları” erkekler hafızlık yarışmasında Erdal Kılınçlar
ikincilik elde ederken, Kaplan Kardeşler İmam Hatip
Ortaokulu başarının yeni adresi haline geldi.
MARKA HALİNE GELDİK
Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Meh-
met Dal, manevi eğitim alanındaki başarılarının yanı
sıra bilimsel eğitimde de önemli işlere imza attıklarını
belirterek, İmam Hatip okulları arasında tercih edilen
bir marka haline geldiklerini söyledi. Yarışmalarda de-
receye giren öğrencilerini tebrik eden Dal, bu başarıla-
rının devamını diledi.
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen
Şahinbey İlçesi İmam Hatip Ortaokulları arasında
yapılan “Yıldız Nida” Kuran okuma yarışmasında
kızlarda Kuran Okuma 1’ncisi Büşra Döndü olurken,
“Yıldız Sedâ” Kuran Okumada Muhammet Furkan
Temizer 2’nci oldu. “Kuran’ın Yıldız Muhafızları”
Kur’an-ı Kerim Hafızlık Yarışmasında kızlarda Elhap
Faris 1’nci, Erkeklerde Erdal Kılınçlar 2’nci olarak
okulumuzu gururlandırdılar.
41
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
42. Kermesimiz büyük ilgi gördü
Okul veli işbirliğiyle düzenlemiş olduğumuz kermesimiz, büyük ilgi gördü.
Gerek kermesimize iştirak eden velilerimiz, gerekse de öğretmenlerimiz özverili
çalışmaları, kermesi gezenler tarafından büyük beğeni topladı.
42
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
43. 4006 Tubitak Bilim Şenliği’nde
Geleceğin mucitleri
4006 Tübitak Bilim Şenliği’nde
öğrencilerimiz, eserlerini
sergilediler. Şenliği gezenler,
mucit öğrencilerimizin yaptığı
eserlere ilgi gösterdi.
43
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
44. Öğretmenimiz Nazan Polat,
Resim Atölyesi’nin çehresini değiştirdi
Okulumuzun Resim Öğretmeni Nazan Polat, resim atölyesinin katını kendi boyayarak okulumuza
yeni bir hava kattı. Emeğinden dolayı öğretmenimiz Nazan Polat’a teşekkür ediyoruz.
44
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
45. Daha yeşil bir dünya sloganıyla, okulumuz
bahçesine 70 adet çam fidanı dikimi
gerçekleştirirken, yine okulumuz bahçesinde Fen
Bilgisi hocalarımız Hatun Ceylan Taşdemir, Meral
Salvan, Özlem Mercan ve Gönül Uçar’ın katkılarıyla
500 m2’lik alanı hobi ve botanik bahçesi olarak
düzenledik. Bu sayede öğrencilerimiz, sofralarına
gelen sebze ve meyvelerin nasıl yetiştiğini
gözlemleme fırsatı bulmaları sağlandı.
Bir fidan
Bin Hayat
45
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
46. Öğrencilerimizin Eserlerinden oluşan
Resim Sergimizden Kareler
Okulumuzun Resim Atölyesinde; öğrencilerimizin birbirinden güzel eserlere imza atıyorlar.
Bizde o güzel eserlere dergimizde de yer verelim istedik. İşte öğrencilerimizin eserleri...
46
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
50. 23 Nisan Futbol
Turnuvasına katıldık
Kick Boks’ta İl 2’ncisi olduk
Okullararası Futbol
Turnuvalarında
başarılı maçlar yaptık
Gaziantep
Büyükşehir belediye
spor tarafından
23 nisan şenlikleri
kapsamında okullar
arası futbol şenliğine
okulumuz futbol
takımıyla katılım
göstererek, başarılı
performans sergiledi.
Okulumuz öğrencilerinden M.Talha
Türkmenoğlu, Gaziantep’te düzenenlenen
Ortaokullar Arası Kick Boks Turnuvası’na
katılarak, başarılı müsabakar sonucunda
Gaziantep İl 2’ncisi ünvanını alarak,
hem bizi hemde okulumuzu gururlandırdı.
Kendisine ve ailesine okulumuz adına
teşekkür ediyoruz.
Kaplan Kardeşler İmam Hatip Ortaokulu olarak,
spor ve spor etkinliklerinde yerimizi almaya
devam ediyoruz. Her yıl okullararası futbol
turnuvalarına katılan okul takımımız,
bu turnuvalarda diğer okul öğrencileriyle
yaptıkları mücadeleler, oldukça çekişmeli geçti
50
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
52. Taekwondo’da iki öğrencimizle
il dereceleri elde ettik
2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılında, ilimizde
düzenlenen okullar arası Taekwondo
müsabakalarında, Ayşe Hidayet ve Yunus
Emre Hidayet okulumuzu temsil ettiler.
Başarılı müsabalar neticesinde Yıldız
Erkekler Kategorisinde Yunus Emre Hidayet
Gaziantep Taekwondo il 2’ncisi olurken,
Yıldız Kızlar Kategorisinde ise Ayşe Hidayet
Gaziantep Taekwondo İl 3’ncüsü olma
başarısı gösterdiler. Her iki öğrencimizi de
gösterdikleri başarılar nedeniyle kutluyor ve
başarılarının devamını diliyoruz.
Türkiye&Suriye kardeşliği
Bu maçın kaybedeni yok!
Okulumuz
bünyesinde bulunan
geçici eğitim
merkezinde öğrenim
gören Suriyeli
öğrencilerle,
dostluk maçı
düzenledik. Bu
maçın kazananı ve
kaybedeni olmadı.
Maç içerisinde iki
takım oyuncuları
forma değiştirip,
kardeşlik örneği
sergilediler.
52
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb
53. 25 Aralık Kurtuluş
Koşusuna katıldık
Erikçe Kampı’nda
doğa deneyimi
25 Aralık Gaziantep’in
Kurtuluşu etkinlikleri
kapsamında
düzenlenen halk
koşusuna, okulumuz
öğrencileriyle katılım
sağladık.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Erikçe Ormanı içerisinde bulunan Macera Kampı’na, 45 kişilik bir grup
öğrencimizle doğada yaşam tecrübesi yaşadılar. Nisan ayında Erikçe Ormanı içerisinde tırmanma, okçuluk ve mangala
gibi birçok etkinliklerle günün tadını çıkardılar.
53
KAPLANKARDEŞLERİMAMHATİPORTAOKULUİlminirfanadönüştüğümekteb