3. Görür ve görünür halde buluyorsun kendini. “Önce” gördüğünü bile bilmeden görüyorsun. “Sonra”lardan haberin yok...
4. ... İlk hareketin oldukça basit ve sessiz: Başparmağını işaret parmağına değdiriyorsun. Dokunma duyusuyla tanışmak üzeresin.
5. İlk kez dokunuyorsun. Parmak uçlarında buluyorsun varlığını. Parmağının parmağına değmesi için kalbinin tıkır tıkır çalıştırıldığını bilmiyorsun henüz.
6. Farkında değilsin ama parmak ucun dokunabilsin diye, kılcal damarlarında adlarını ezberleyemeyeceğin, sayılarını hesap edemeyeceğin, gözünle göremeyeceğin, hızlarına yetişemeyeceğin kan hücreleri dolaşıyor.
7. Parmağının parmağına değmesine izin veriliyor. İzin verildiğinin bile farkında değilsin. Harekete niyetlenir niyetlenmez alıyorsun izni. Parmağın parmağına bitişiveriyor hemen. Zahmetsizce ve hiç bedelsiz…
9. Hiç görmediğin incecik kasların teninin altında kasılıp gevşiyor. Parmağını parmağına bitiştiriyorsun sinirlerinden geçen sayısız ve sessiz, hızlı ve hikmetli mesajlar sayesinde.
10. Şaşırman gerektiği halde şaşırmıyorsun. Olsun. Şaşırmamana da şaşırmalı. Nasılsa her şey bildik ve tanıdık geliyor sana.
22. Maviden yeni bir maviye açılıyor gözlerin. Gökler uzanıyor ufkun ötesinde. Ak bulutlar. Yağmurdan haberin yok daha.
23. Sağanak yağmur şıpırtıları, rüzgârda yaprak hışırtıları, yağmur sonrası toprak kokuları, böğürtlen tadı, yeşillikler içinde yaban çileği bulmalar henüz menüde görünmüyorlar.
24. Güneşi buluyorsun ötelerde. Ardında sürpriz olarak yıldızları sakladığını henüz bilmiyorsun. Hiç beklemiyordun buncasını. Güneş bile yeterdi sana…
25. … Şu anda senin için yazılmış, sen seni hatırlayasın diye döşenmiş şu yazılanlara değdiğini görüyorsun göz bebeklerinin…
27. Görebildiğini. Göz kapaklarını açar açmaz renklerin, biçimlerin, tonların, tanıdık yüzlerin kolayca görünür kılındığını fark ediyorsun.
28. Onların da sana görünür olması için kalplerinin çalıştırıldığını, kan damarlarında sayısız hücrenin, hesaba gelmez hızlarda koşturulduğunu hatırlıyorsun.
29. Onların da sana görünür olması için kalplerinin çalıştırıldığını, kan damarlarında sayısız hücrenin, hesaba gelmez hızlarda koşturulduğunu hatırlıyorsun.
30. İzinle görüyor gözlerin. İzinle görünüyor gözbebeklerinin sevincinde kıymetini bulduğun sevdiklerin. Yüzünün onlar için sevimli ve tanıdık kılındığını yeniden fark ediyorsun.
31. Yüzünün hiç kimseye benzemeyecek kadar biricik olduğunu hemen şimdi hatırlıyorsun.
32. Yüzünün her kıvrımında, parmak uçlarındaki her çizgide “biricik” yaratıldığını şimdi anlıyorsun.
34. Zamanın başköşesinde şerefli bir varlık olarak ağırlandığını anlıyorsun. Daha da heyecanlanıyorsun. Kalbinin atışlarını duyuyorsun. Nefesin derinleşiyor. Yaşatıldığını fark ediyorsun.
35. Seni konuşur eyleyene, seni görür eyleyene, seni işitir eyleyene, seni anlayabilir eyleyene,
36. … seni yokluktan çıkarıp şu anın tadını tattırana, sonsuz minnetini, sınırsız teşekkürünü yine O’nun öğrettiğince ifade ediyorsun: “Elhamdülillah…”
37. “ Elhamdülillah” diyebildiğin için yeniden “Elhamdülillah” diyeceğin yeni ve sonsuz nimetli bir hayata aday kılındığın için yeni “Elhamdülillah”lar borçlanıyorsun.