1. TEDAM
İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ-TİM-EXIMBANK
DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA MERKEZİ
ARAŞTIRMA PROJESİ-II
TÜRKİYE’DE SEKTÖRLERİN MİLLİ EKONOMİYE KATKISI
Hazırlayan
Tolga CEBECİ, Araştırmacı
Ömür URAS, Araştırma Görevlisi
Proje Koordinatörü
Yrd. Doç. Dr. Fatma Ceren Yalçın, Öğretim Üyesi/TEDAM Direktör
İstanbul, 07.05.2015
2. 2
İÇİNDEKİLER
YÖNETİCİ ÖZETİ 3
1. GİRİŞ 5
2. METODOLOJİ VE VERİ 7
3. SEKTÖRLERİN GELİR VE GİDER YAPILARI 10
4. SEKTÖRLERİN MİLLİLİK DERECELERİ 16
5. MİLLİ KATMA DEĞER VE ÇALIŞAN BAŞINA MİLLİ KATMA DEĞERE GÖRE
SEKTÖRLERİN EKONOMİDEKİ YERİ 20
6. POLİTİKA ÇIKARIMLARI 25
KAYNAKÇA 27
EK: SEKTÖR TANIMLARI 28
TABLO VE ŞEKİLLER
Tablo-1 : Sektörlerin Gelir Yapıları 11
Şekil-1 : Sektörlerin Doğrudan ve Dolaylı İthalatları 12
Tablo-2 : Sektörlerin Gider Yapıları 15
Tablo-3 : Sektörlerin Milli Katma Değerleri ve Bileşenleri 17
Şekil-2 : Sektörlerin Katma Değer ve Milli Katma Değerlerinin Sektörlerin
Toplam Gelirlerine Oranı (%) 18
Şekil-3 : Sektörlerin Toplam Sanayi Katma Değeri ve Milli Katma
Değerindeki Yüzde Payları 21
Şekil-4 : Sektörlerin Çalışan Başına Katma Değer ve Çalışan Başına Milli
Katma Değer Endeksleri (Sanayi Sektörü Ortalama Endeksi = 100) 23
Tablo-4 : Millilik ve Verimlilik Kriterlerine Göre Sektör Kategorileri 25
3. 3
YÖNETİCİ ÖZETİ
Gerek 2002 - 2008 dönemindeki güçlü büyümeye bağlı olarak Türk Lirası’nın aşırı
değerlenmesi sonucu ithal girdilerin yerli rakiplerine göre ucuz kalması, gerekse küresel
ticaretin önündeki engellerin azalması ve iletişim imkanlarının gelişmesi sonucu bir
ürünün parçalarının farklı ülkelerde üretilmesi esasına dayanan küresel üretim zincirlerinin
gelişmesi, son 15 yılda Türkiye imalat sanayinde ithal girdi kullanımının önemli ölçüde
artmasına neden olmuştur.
Bu durum, yoğun ithal girdi kullanan sektörlerin ekonomiye katkılarına yönelik tartışmaları
artırmıştır. Yerli üretimin bulunmaması veya aynı kalitede olmaması gibi durumlarda ithal
girdi kullanımı zorunlu olmakla birlikte, ithal girdi kullanımının sebebinin genellikle fiyat
farkı olması, yerli girdi üreten firmaların serzenişlerine haklılık katmaktadır. Ucuz olması
nedeniyle yerli girdi yerine ithal girdi tercih etmek şüphesiz girdiyi kullanan firmanın
karına fiyat marjı ölçüsünde katkıda bulunmaktadır. Buna karşın, ürettiği yerli girdiye olan
talep azalan firmalar küçülme ve kapanma sürecine girmektedir. Bu firmalarda çalışan
kişilerin işsiz kalması veya maaşlarının düşmesi de hesaba katıldığında, sırf ucuz olduğu
için yerli yerine ithal girdi kullanımının ekonomi üzerindeki net etkisi negatif olmaktadır.
Bu çalışmada, klasik katma değer hesabındaki uygulamanın aksine, sektörlerin kullandığı
girdiler yerli ve ithal ayrımına tabi tutularak sektör bazında bir milli katma değer değişkeni
hesaplanmakta ve bu şekilde sektörlerin millilik derecesi ölçülmektedir. Sektörün
kullandığı girdilerin yerlilik oranı arttıkça sektörün ekonomiye katkısı klasik yöntemle
hesaplanan katma değerinin işaret ettiği seviyenin üstüne çıkmaktadır.
Çalışmada sektörlerin ekonomideki yerlerini saptamak amacıyla hesaplanan ikinci
değişken ise sektörde çalışan başına üretilen katma değer, yani işgücü verimliliğidir. Bir
ekonomide kaynakların verimliliği daha yüksek olan sektörlere kaydırılması sürdürülebilir
büyümeyi sağlamanın başlıca gerekliliklerindendir. Yerli girdi kullanım düzeyi çok yüksek
bile olsa, verimliliği düşük bir sektörün ekonomiyi taşıyacağı nokta sınırlıdır.
4. 4
TÜİK bünyesindeki firma bazında veritabanları kullanılarak bahsekonu iki değişken üzerine
yapılan hesaplamalar sonucunda:
Hem verimlilik hem de millilik düzeyleri orta/yüksek seviyede olan içecek imalatı,
diğer ulaşım araçları (motorlu kara taşıtları haricindekiler), metalik olmayan diğer
mineral ürünler (cam, seramik, çimento gibi) ve gıda ürünleri imalatı ile başta
metal cevherleri olmak üzere madencilik sektörünün iş hacminin geliştirilmesi ve
böylece bu sektörlerde çalışan sayısının artmasının sağlanmasının,
Verimliliği yüksek ancak millilik oranı düşük olan bilgisayar, elektronik ve optik
ürünler, motorlu kara taşıtları, ana metaller, kimyasallar ve kimyasal ürünler, temel
eczacılık ürünleri ve tütün ürünleri imalatı sektörlerinin millilik oranlarının
yükseltilmesine yönelik politikalar geliştirilmesinin ve
Millilik oranı yüksek ancak verimliliği düşük olan mobilya, giyim eşyası, basım ve
kayıt ürünleri, diğer mamul eşyalar, fabrikasyon metaller (makina ve ekipman
hariç), deri ve deriden ürünler ve ağaç ürünleri imalatı sektörlerinde çalışan başına
katma değerin yükseltilmesine yönelik politikalar geliştirilmesinin
ülkemizde yüksek ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanmasına hizmet edebileceği
değerlendirilmektedir.
5. 5
1. GİRİŞ
Türkiye’de imalat sanayi üretimi ve ihracatı son 10 yılda artan bir şekilde ithalata bağımlı
hale gelmiştir. Bu artan bağımlılığın sebebi olarak iki ana unsurdan bahsedilebilir. Birinci
unsur Türkiye’ye özgüdür. Buna göre, 2002 sonrası dönemde ulaşılan yüksek büyümeye
bağlı olarak Türk Lirası 2003-2008 döneminde Dolar ve Euro karşısında ciddi şekilde
değerlenmiştir. Bu durum ise ithal girdileri yerli ikamelerine göre önemli ölçüde ucuz hale
getirmiştir. 2009 krizinde Türk Lirasındaki göreceli değer kaybına bağlı olarak dış ticaret
dengesi bir miktar düzelme göstermiş ancak Türk Lirasının tekrar değer kazanması ve
ekonominin toparlanmasıyla birlikte 2010 ve 2011 yıllarında ticaret dengesi tekrar
bozulmuştur.
İkinci sebep ise küresel boyutta geçerli olan bir gelişmenin sonucudur. Ticaretin önündeki
engellerin azalması, iletişim ve ulaştırma imkanlarının gelişmesi sonucunda küresel üretim
zincirleri gelişmiş, bir ürünün farklı parçaları farklı ülkelerde üretilir olmuştur. Bu durumun
gelişmesinde çokuluslu şirketlerin üretim ve yatırım tercihlerinin yanısıra, Çin Halk
Cumhuriyeti’nin 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye olarak dünya ile daha çok
entegre olması özellikle etkili olmuştur (Yükseler ve Türkan, 2006). Sonuç olarak, sadece
Türkiye’nin değil, dünyadaki pek çok ülkenin üretiminde ithal girdi payı ciddi oranda
artmıştır (OECD, 2012).
Her ne sebeple olursa olsun, imalat sanayinde artan ithal girdi kullanımı, bu girdileri
kullanan sektörlerin ekonomiye katkılarına yönelik tartışmaları artırmıştır. Buna göre, son
ürünü üreten sektör ithal girdi kullanmakla aynı girdiyi üreten yerli firmalara ciddi bir
darbe vurmaktadır. Bazı durumlarda ithal girdi kullanımının zorunlu olduğu gerçek olmakla
birlikte, çoğu zaman yerli girdi üreten firmaların bu serzenişinin haklılık payı olduğu
değerlendirilmektedir. Sırf ucuz olması nedeniyle yerli girdi yerine ithal girdi tercih etmek
girdiyi kullanan firmanın karına bir miktar katkıda bulunmaktadır. Buna karşın, ürettiği
yerli girdiye olan talep azalan firmalar ise küçülme, hatta kapanma sürecine girmektedir.
Yerli girdiyi üreten firmaların kar kaybının ötesinde, bu firmalarda çalışan kişilerin işsiz
6. 6
kalması veya maaşlarının düşmesi, yerli yerine ithal girdi kullanımının ekonomi üzerindeki
net etkisini negatife çevirmektedir.
Bu çalışma ile, ithal girdi kullanımının etkisi hesaba katılmak suretiyle sektörlerin
ekonomiye gerçek katkıları hakkında daha doğru bir fikir verilmesi amaçlanmıştır.
Çalışmanın asli amacı sektörlerin halihazırda milli ekonomiye katkılarına yönelik bir durum
tespiti yapmaktır. Bu çalışmadaki bulgular, ekonomide milli katkının ve verimliliğin
artırılmasına yönelik olarak, sektör bazında uzmanlık bilgisini içeren ve sektörlerin ihracat
potansiyellerini de dikkate alarak hazırlanacak daha geniş kapsamlı çalışmalara yol
gösterici olabilir. Ancak, sadece bu çalışmaya dayanarak ekonomide yapısal dönüşümü
hedefleyen politika tercihlerinde bulunulması düşünülemez. Zira, yüksek oranda ithal girdi
kullanan işletme ve sektörlerin bu tercihlerinin sebebi yerli girdilerle aynı nitelikteki ithal
girdilerin daha ucuz olması olabileceği gibi, ithal girdinin yerli üretiminin hiç olmaması,
yetersiz olması (örneğin petrol rafinerilerinin ithal ham petrol kullanması), ya da yeterli
üretim kapasitesi ve imkanı olmakla birlikte ithal girdi ile aynı kalitede olmaması da
olabilir1
.
Çalışmanın ikinci bölümünde izlenen metodoloji ve kullanılan veri kaynakları
açıklanmaktadır. Üçüncü bölümde sektörlerin gelir ve gider yapıları, dördüncü bölümde
milli katma değerleri, beşinci bölümde ise milli katma değer ve çalışan başına katma değer
hesaplamaları verilmekte. Nihayet altıncı bölümde, önceki bölümlerde elde edilen
bulgular ışığında sektörler sınıflandırılarak, büyümenin desteklenmesine yönelik olarak
izlenebilecek sektör temelli politikalara ışık tutulması amaçlanmaktadır.
1
Türkiye’de firmaları ithalata yönelten sebepler hakkında daha ayrıntılı bilgi için bakınız: Saygılı ve
diğerleri, 2010.
7. 7
2. METODOLOJİ VE VERİ
Bir ülkede sektörlerin ekonomiye katkılarının belirlenmesinde kullanılan belli başlı
değişkenler sektörlerin ürettiği toplam katma değer ve çalışan başına katma değerdir.
Birinci değişken milli gelir hesabının temelini oluşturmaktadır. Bir ülkenin bir sene içindeki
milli geliri kabaca her bir sektörün oluşturduğu katma değerin toplamıdır. İkinci değişken
ise, işgücü verimliliği olarakta nitelendirilmekte olup, kaynakların ne kadar verimli ve
nitelikli işlerde kullanıldığını göstermektedir. Dolayısıyla, çalışan başına katma değer
doğrudan ülkenin kişi başına milli geliriyle ilişkili olan bir değişkendir.
Bu çalışmada, bahsekonu iki değişken milli katkı prensibiyle tekrar hesaplanmaktadır.
Ulusal muhasebe hesaplamalarında ana hatlarıyla:
(Temel fiyatlarla) Katma Değer = Ciro ve Diğer İşletme Gelirleri - Mal ve Hizmet Satın
Alışları + Stok Değişimleri - Satın Alım Vergileri (1)
formülüyle hesaplanır. Gelirler yönüyle hesaplama yöntemine göre ise,
Katma Değer = Ücret + Kar + Rant + Kira (2)
İlk formülde görüldüğü üzere, katma değer hesaplanırken üretimde kullanılan girdiler,
yerli ya da ithal olmalarına bakılmaksızın işletme gelirlerinden düşülmektedir. Biz ise,
amacımız gereği, yerli ve ithal girdiler arasında bir ayrıma giderek aşağıdaki şekilde bir
milli katma değer serisi hesaplamaktayız:
Milli Katma Değer = Katma Değer + Yerli Mal ve Hizmet Alımları (3)
Yine, 2 numaralı eşitlikten hareketle:
Milli Katma Değer = Ücret + Kar + Rant + Kira + Yerli Mal ve Hizmet Alımları (4)
8. 8
Yukarıda açıklanan hesaplamaların yapılması amacıyla Türkiye İstatistik Kurumu’nun firma
düzeyinde iki veriseti kullanılmıştır. Birincisi, 2012 yılına ait “Yıllık Sanayi ve Hizmet
Anketleri (YSHA)”dir. Bu veriseti, tüm Türkiye’de sanayi veya hizmet sektörlerinde faaliyet
gösteren ve 20 ve üzerinde çalışanı olan işletmelerin tamamı ile 20’nin altında çalışanı
olan işletmelerden geniş bir örneklemi kapsamaktadır. İşletmelerin rastgele atanmış
kodları, faaliyet gösterdikleri sektör, coğrafi bölge, yabancı sermaye yapıları, çalışan
sayıları, çalışanlara ödemeler, çeşitlerine göre gelir, gider ve yatırımlar ile örneklem
katsayıları verisetindeki başlıca değişkenlerdendir.
Çalışmada kullanılan ikinci veriseti ise ihracat ve ithalat işlemleri sırasında doldurulan
Gümrük Beyannamelerindeki bilgilerin derlenmesiyle oluşturulan 2012 yılına ait Gümrük
Veritabanıdır. Bu veritabanında, her bir ihracat ve ithalat işlemine ait rastgele atanmış
işletme kodu, ticarete konu ürünün Harmonize Sistem kodu, işlemin değeri ve miktarı ile
ticaretin gerçekleştirildiği karşı ülke bilgisi yer almaktadır. Çalışmanın amacı gereği,
rastgele atanmış ancak aynı işletme için her iki verisetinde de aynı olan işletme kodları
kullanılarak verisetleri birleştirilmiştir. Böylece, YSHA’daki her bir işletmenin 2012 yılında
yaptığı ihracat ve ithalat değerleri hesaplanabilir hale gelmiştir.
YSHA’da işletmelerin kullandıkları girdiler türlerine göre (hammadde, ticari mal, elektrik,
kira giderleri vs.) sınıflandırılmalarına karşın bu girdilerin yerli mi yoksa ithal mi oldukları
bilgisi bulunmamaktadır. Milli katma değer hesabı yapabilmek için gerekli olan bu veriyi
elde etmek amacıyla, öncelikle, Gümrük Veritabanı kullanılarak her bir işletmenin
gerçekleştirdiği ithalat rakamı hesaplanmıştır. Daha sonra bu veri toplulaştırılarak
sektörlerin ithal girdi kullanımı hesaplanmıştır. Ancak, işletmelerin ithal girdi kullanımları
sadece kendi yaptıkları ithalatla sınırlı değildir. Yurtiçinden temin ettikleri girdilerin içinde
de, o girdinin üretimi sırasında kullanılmış olan ithal girdiler bulunmaktadır. Bu girdiler,
son kullanıcı işletme ve sektör açısından dolaylı ithalat niteliğindedir.
9. 9
Sektör bazında dolaylı ithalat rakamlarının elde edilmesi için ise TÜİK’in mevcut olan en
son (2002 yılı) Girdi - Çıktı tablolarından faydalanılmıştır. Tabloların tersten okunması
suretiyle, her bir sektörün kullandığı dolaylı ithal girdilerin, yine o sektörün kullandığı
doğrudan ithal girdilere oranı hesaplanmıştır. Bu oranla 2012 yılı için sektör bazında
hesaplanan doğrudan ithalat rakamları çarpılarak 2012 yılı için sektörlerin dolaylı ithalat
rakamları tahmin edilmiştir2
. Daha sonra, doğrudan ve dolaylı ithalat rakamları toplanarak
her bir sektörün girdileri içindeki toplam ithalat değerine ulaşılmıştır. En son olarak ise,
her bir sektör için hesaplanan toplam harcamalardan toplam ithalat değeri ve personel
harcamaları düşülerek sektörlerin kullandıkları yerli girdi değerleri tahmin edilmiştir.
Özetlemek gerekirse:
Yerli Girdiler = Toplam Harcamalar - (Doğrudan İthalat + Dolaylı İthalat)
- Personel Harcamaları (5)
işlemi gerçekleştirilmiştir. Burada önem arz eden bir husus, ithal girdilerin
hesaplanmasında hammadde, yarı mamul ya da son ürün gibi herhangi bir ayrıma
gidilmeden tüm ithalatın ithal girdi olarak kabul edilmesidir. İki sebeple böyle bir tercihte
bulunulmuştur: Birincisi, imalat sanayindeki bir çok işletmenin üretim yapmak yanında son
ürün ithal edip onları satmak suretiyle de gelir elde etmeleri ve bu işlemden elde ettikleri
gelirlerin TÜİK’in katma değer hesaplarına dahil olmasıdır. İkincisi ise, ürünlerin sermaye
malı, yarı mamul, son ürün niteliğinin belirlenmesinde başvurulan Broad Economic
Classification (BEC) sınıflandırmasının aslında böyle bir kullanım açısından sorunlu olduğu
yönündeki görüşlerin son dönemde artmasıdır. BEC’e getirilen en önemli eleştiri bir sektör
açısından girdi olan bir ürünün diğer bir sektör açısından çıktı olabilmesidir. Mesela, araç
lastiği lastik imalatı sektörü için bir çıktı, otomotiv imalatı sektörü için ise bir girdidir. BEC
kullanılarak yapılan bir sınıflandırmada iki sektörden biri için yanlış girdi hesaplaması
yapılması kaçınılmazdır3
.
2
Bu yöntemin ayrıntılı metodolojisi için Yükseler ve Türkan 2006; Saygılı ve diğ., 2010; İnançlı ve
Konak, 2011 incelenebilir.
3
Bu konuda daha ayrıntılı tartışma için bakınız: Miroudot ve diğ., 2009.
10. 10
3. SEKTÖRLERİN GELİR VE GİDER YAPILARI
Bu bölümde, sektörlerin gelir ve gider kalemleri ayrıntılandırılarak daha sonraki
aşamalarda verilecek olan milli katma değer ve çalışan başına milli katma değer
kavranmalarının daha iyi anlaşılması amaçlanmıştır.
İlk olarak, Tablo-1’de, Madencilik ve İmalat Sanayi ana sektörlerindeki her bir sektörün
2012 yılındaki gelir yapısı verilmektedir. Tabloda her sektörün toplam geliri 100’e
endekslenmiştir. Öncelikle sektörlerin toplam gelirleri ciro ve diğer gelirler olarak ikiye
ayrılmıştır. Daha sonra ise ciro gelirleri yurtiçi satış ve ihracat olarak ikiye ayrılmıştır. Gelir
kalemlerinin tanımlanmasında TÜİK’in sınıflandırmasına sadık kalınmıştır. Buna göre, bir
işletmenin tüm faaliyet gelirleri ciroyu oluşturmaktadır. Diğer gelirler ise, faiz, iştirak ve
bağlı ortaklıklardan temettü gelirleri, kambiyo karları, konusu kalmayan karşılıklar ve
menkul kıymet satış karları gibi diğer olağan gelir ve karlar ile hasar fazlası tazminat,
depozito ve teminatlar ile alınan diğer ceza ve tazminatlar gibi olağan dışı gelir ve karları
kapsamaktadır.
Tabloda ilk dikkati çeken husus ham petrol ve doğalgaz madenciliğinde diğer gelirler
kaleminin toplam gelirlerin %27,4’ünü oluşturmasıdır. Diğer ulaşım araçları sektöründe bu
oran %11,2, diğer tüm sektörlerde ise %10’un altındadır. En son satırda görüleceği üzere,
2012 yılında Türkiye’de sanayinin toplam gelirlerinin %95,4’ü ciro gelirlerinden geri kalan
%4,6’sı ise ciro dışı gelirlerden oluşmaktadır.
Sektörlerin toplam gelirlerinde ihracat gelirlerinin payına baktığımızda ise, %37,4 ile
motorlu kara taşıtları imalatı sektörünün en önde geldiği görülmektedir. Bu sektörü tütün
ürünleri, diğer ulaşım araçları, diğer mamul eşyalar ve eletrikli teçhizat imalatı ile diğer
madencilik sektörleri takip etmektedir. Buna karşılık, ham petrol ve doğalgaz madenciliği,
kömür ve linyit madenciliği, içecek imalatı, basım ve kayıt ürünleri imalatı, bilgisayar,
elektronik ve optik ürünler imalatı ile ağaç ürünleri (mobilya hariç) imalatı sektörlerinin
11. 11
toplam gelirlerinde ihracatın payı %6’nın altındadır. İmalat sanayi genelinde toplam
gelirler içinde ihracatın payı %16,5, sanayi genelinde ise %16,4’tür.
Tablo-1: Sektörlerin Gelir Yapıları
Sektör
NACE
Kodu
Toplam
Gelir
Ciro
Yurtiçi
Satışlar
İhracat
Diğer
Gelirler
Madencilik
Kömür ve linyit 05 100,0 95,3 94,2 1,1 4,7
Ham petrol ve doğalgaz 06 100,0 72,6 72,0 0,5 27,4
Metal cevherleri 07 100,0 92,0 78,4 13,7 8,0
Diğer madencilik 08 100,0 95,6 70,2 25,5 4,4
İmalatSanayi
Gıda ürünleri 10 100,0 97,2 86,5 10,7 2,8
İçecekler 11 100,0 92,7 89,7 3,0 7,3
Tütün ürünleri 12 100,0 92,6 62,2 30,4 7,4
Tekstil ürünleri 13 100,0 95,0 83,6 11,4 5,0
Giyim eşyası 14 100,0 96,6 79,2 17,3 3,4
Deri ve ilgili ürünler 15 100,0 97,4 89,5 7,9 2,6
Ağaç ürünleri (mobilya hariç) 16 100,0 96,6 91,0 5,6 3,4
Kağıt ve kağıt ürünleri 17 100,0 95,5 83,6 11,9 4,5
Basım ve kayıt ürünleri 18 100,0 97,4 94,1 3,3 2,6
Rafine petrol ürünleri 19 100,0 97,8 78,2 19,6 2,2
Kimyasallar ve kimyasal ürünler 20 100,0 95,2 81,0 14,2 4,8
Temel eczacılık ürünleri 21 100,0 94,3 84,6 9,8 5,7
Kauçuk ve plastik ürünler 22 100,0 95,6 77,9 17,7 4,4
Metalik olmayan diğer mineral ürünler 23 100,0 93,8 86,9 6,9 6,2
Ana metaller 24 100,0 94,2 77,3 16,8 5,8
Fabrikasyon metaller (makina hariç) 25 100,0 96,3 82,2 14,2 3,7
Bilgisayar, elektronik ve optik ürünler 26 100,0 91,6 86,6 5,0 8,4
Elektrikli teçhizat 27 100,0 94,7 70,2 24,4 5,3
Makina ve ekipmanlar 28 100,0 95,8 73,6 22,1 4,2
Motorlu kara taşıtları 29 100,0 95,5 58,1 37,4 4,5
Diğer ulaşım araçları 30 100,0 88,8 59,4 29,3 11,2
Mobilya 31 100,0 97,8 91,7 6,1 2,2
Diğer mamul eşyalar 32 100,0 97,3 68,9 28,4 2,7
İmalat Sanayi Ortalaması 100,0 95,6 79,1 16,5 4,4
Sanayi Ortalaması 100,0 95,4 79,1 16,4 4,6
Kaynak: YSHA veritabanı kullanarak kendi hesaplamalarımız.
12. 12
Sektörlerin harcama yapılarının incelenmesi için ise, öncelikle, metodoloji kısmında
açıklanan prosedür izlenerek sektör bazında dolaylı ithalat serileri oluşturulmuştur. Şekil-
1’de sektörlerin doğrudan ve dolaylı ithalat harcamaları sektörlerin toplam gelirlerinin
yüzdesi olarak verilmekte ve küçükten büyüğe doğru sıralanmaktadır. Şekilde ilk dikkati
çeken husus, istisnalar bulunmakla birlikte, sektörlerin dolaylı ithalatlarının genel itibariyle
o sektörün doğrudan ithalatının 1/3’ü ile 2/3’ü oranında olduğudur. Bu duruma en önemli
istisna, doğrudan ithalatı toplam gelirlerinin %80’ine denk gelen rafine petrol ürünleri
imalatı sektörüdür. Toplam ithalatı gelirlerinin %91’i düzeyinde olan bu sektörün ardından
bilgisayar, elektronik ve optik ürünler, motorlu kara taşıtları, ana metaller, kimyasal
ürünler ve eczacılık ürünleri imalatı sektörlerinde toplam ithalatın toplam gelirlere oranı
%50’nin üzerinde olan diğer sektörlerdir.
Şekil-1: Sektörlerin Doğrudan ve Dolaylı İthalatları
(toplam gelirlerinin yüzdesi olarak)
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
13. 13
Buna karşılık, mobilya imalatı, 4 madencilik sektörünün her biri, basım ve kayıt ürünleri
imalatı, gıda imalatı, içecek imalatı, giyim eşyası imalatı, metalik olmayan diğer mineral
ürünler imalatı ile fabrikasyon metal ürünler (makina hariç) imalatı sektörlerinde toplam
ithalatın toplam gelirlere oranı %20’nin altındadır. İmalat sanayinin genelinde ise toplam
ithalatın toplam gelirlere oranı, %25’i doğrudan ithalat, %13’ü dolaylı ithalat olmak üzere,
%38’dir.
Dolaylı ve doğrudan ithalatın hesaplanmasını takiben, bu ikisinin toplamı olan ithal girdi
değişkenini de içeren harcama kalemlerini analiz eden sektörlerin harcama yapıları
Tablo-2’de verilmektedir. Yine burada da tüm değişkenler ilgili sektörün toplam
gelirlerinin yüzdesi olarak hesaplanmıştır. Toplam giderlerden dolaylı ve doğrudan
ithalatın düşülmesiyle oluşturulan yerli girdi kalemi yurtiçinden temin edilen şu
harcamaları kapsamaktadır:
Mal ve hizmet üretiminde kullanılmak üzere dönem içinde yurtiçinden satın alınan
hammadde, yardımcı madde, ambalaj vb. malzemeler,
Üzerinde değişiklik yapılmadan yurtiçinden alındığı gibi satılan mallar (ticari mal),
Yürüttüğü faaliyetler ile ilgili iş yaptırılan taşeron veya alt işverenlere yapılan
ödemeler,
Temizlik, güvenlik, ulaştırma, yemek vb. işler ile ilgili dışarıdan işçisiyle birlikte
alınan yardımcı faaliyetler için yapılan ödemeler,
Fason olarak başkalarına yaptırılan üretim için yapılan ödemeler,
Kira giderleri (bina, makina ve teçhizat vb.)
Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar, olağan dışı gider ve zararlar,
Haberleşme, seyahat, ilan, pazarlama, kırtasiye, sigorta, muhasebe giderleri.
14. 14
Tablo-2’nin sonunda yer alan satırda görüleceği üzere, 2012 yılında, Türkiye’de sanayi ana
sektöründe personel giderlerinin4
toplam gelirlere oranı %8,6 olarak gerçekleşmiştir. Yine
sanayi genelinde yerli girdilere ve ithal girdilere yapılan harcamalrın toplam sanayi gelirine
oranı sırasıyla %48,1 ve %37,7’dir. Ayrıca, madencilik ana sektöründeki ithal girdi
kullanımının imalat sanayindeki kullanıma göre oldukça düşük olduğu dikkati çekmektedir.
Sektörler bazında harcama yapılarına bakıldığında ise çok farklı sonuçlar ortaya
çıkmaktadır. Kömür ve linyit madenciliğinde personel giderlerinin sektörün toplam
gelirlerine oranı %27,4 ile tüm sektörler arasında açık ara en öndedir. Bu sektörü %18,4 ile
temel eczalık ürünleri imalatı, %17,2 ile diğer ulaşım araçları imalatı takip etmektedir.
Diğer taraftan, rafine petrol ürünleri imalatı %1,2, ana metal imalatı ise %4,1 ile personel
giderlerinin toplam gelire oranla en düşük olduğu sektörlerdir.
Yerli girdi harcamalarının toplam sektör gelirlerine oranının en yüksek olduğu sektörler ise
mobilya (%82,4), gıda ürünleri (%73,5) ve giyim eşyası (%72,5) imalatı sektörleridir. Buna
karşılık, rafine petrol ürünleri (%3,7), bilgisayar, elektronik ve optik ürünler (%11,6),
motorlu kara taşıtları (%21,3), temel eczacılık ürünleri (%21,9), tütün ürünleri (%25,6), ana
metaller (%27,6) ile kimyasallar ve kimyasal ürünler (%29,3) imalatı yerli girdi
harcamalarının toplam gelirlere oranının en düşük olduğu sektörlerdir.
4
Personel giderleri verisi, personele yapılan brüt ödemeleri, işverenin sosyal güvenlik ödemelerini,
hibar tazminatı ve kıdem tazminatı ödemelerini kapsamaktadır.
15. 15
Tablo-2: Sektörlerin Gider Yapıları
(toplam gelirlerinin yüzdesi olarak)
Sektör
NACE
Kodu
Yerli Girdi İthal Girdi
Personel
Giderleri
Madencilik
Kömür ve linyit 05 55,9 10,2 27,4
Ham petrol ve doğalgaz 06 41,8 10,4 9,5
Metal cevherleri 07 42,8 7,5 8,5
Diğer madencilik 08 68,4 4,8 10,4
İmalatSanayi
Gıda ürünleri 10 73,5 17,3 7,2
İçecekler 11 58,6 19,3 7,4
Tütün ürünleri 12 25,6 42,0 6,7
Tekstil ürünleri 13 54,2 31,1 9,2
Giyim eşyası 14 72,5 13,0 14,2
Deri ve ilgili ürünler 15 63,9 20,6 11,3
Ağaç ürünleri (mobilya hariç) 16 57,8 30,6 7,3
Kağıt ve kağıt ürünleri 17 45,8 38,6 8,1
Basım ve kayıt ürünleri 18 69,0 12,0 13,8
Rafine petrol ürünleri 19 3,7 91,3 1,2
Kimyasallar ve kimyasal ürünler 20 29,3 56,9 5,9
Temel eczacılık ürünleri 21 21,9 52,5 18,4
Kauçuk ve plastik ürünler 22 47,7 37,0 9,0
Metalik olmayan diğer mineral ürünler 23 67,5 13,1 10,6
Ana metaller 24 27,6 63,6 4,1
Fabrikasyon metaller (makina hariç) 25 64,7 18,9 11,7
Bilgisayar, elektronik ve optik ürünler 26 11,6 72,6 9,8
Elektrikli teçhizat 27 39,3 46,3 8,9
Makina ve ekipmanlar 28 53,4 27,2 11,3
Motorlu kara taşıtları 29 21,3 63,9 8,1
Diğer ulaşım araçları 30 32,1 48,6 17,2
Mobilya 31 82,4 6,3 14,3
Diğer mamul eşyalar 32 67,2 23,4 8,8
İmalat Sanayi Ortalaması 47,8 38,8 8,4
Sanayi Ortalaması 48,1 37,7 8,6
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
16. 16
4. SEKTÖRLERİN MİLLİLİK DERECELERİ
Bu bölümde, 2. Bölümde açıklanan metodoloji izlenerek ve 3. Bölümde hesaplanan yerli
girdi serileri kullanılarak sektörlerin millilik dereceleri, yani toplam gelirleri içinde milli
katma değerlerinin payı hesaplanmaktadır. 2. Bölümdeki 3 nolu denklemden hatırlanacağı
üzere, Tablo-3’te yer alan milli katma değer değişkeni, TÜİK metodolojisine göre
hesaplanmış katma değer ile yerli girdilere yapılan harcamaların toplamına eşittir. Ayrıca,
2. Bölümdeki 4 nolu denklemde belirtildiği üzere, milli katma değer, personel giderleri,
şirket karları, yerli girdi harcamaları ile rant ve faiz gelirlerini içeren ve Tablo-3’te diğer
bileşenler adı altında verilen unsurların toplamına eşittir.
Sektörlerin millilik derecelerine geçmeden önce katma değer yapılarının incelenmesi
faydalı olacaktır. Zira, sektörlerin sadece katma değerlerinde değil, personel giderleri,
işletme karı ve diğer bileşenlerin katma değere katkılarında da sektör bazında ciddi
farklılıklar bulunmaktadır. Madencilik sektörlerinin tamamında katma değerin toplam
gelire oranı %30’un üzerinde olup tüm sanayi sektörleri içinde ilk dört sırayı almaktadır.
Buna karşılık, rafine petrol ürünleri imalatı (%3,9) ve ana metal imalatı (%8,8) sektörleri
katma değerin toplam gelire oranının açık ara en düşük olduğu sektörlerdir. İmalat sanayi
genelinde bu oran %15,7, sanayi genelinde ise %16,4 olarak gerçekleşmiştir.
Katma değerin bileşenlerine bakıldığında ise, farklı sektörlerde farklı bileşenlerin öne
çıktığı dikkati çekmektedir. Ham petrol ve doğalgaz ile metal cevherleri madenciliği
sektörlerinde toplam gelirlere oranı %30’un üzerinde olan işletme karı en önemli katma
değer bileşenidir. İşletme karının toplam gelirlere oranı diğer madencilik ve içecek imalatı
sektörlerinde %10’un üzerinde, geri kalan tüm sektörlerde ise %10’un altındadır.
Bahsedilen bu dört sektör ile rafine petrol ürünleri ve tütün ürünleri imalatı sektörlerinde
işletme karları personel giderlerinden büyüktür. İmalat sanayi genelinde personel giderleri
işletme karının 4 katı kadar, sanayi genelinde ise 2 katından fazladır. Bu haliyle personel
giderleri sektörlerin çoğu için katma değerin en önemli bileşeni durumundadır.
17. 17
Tablo-3: Sektörlerin Milli Katma Değerleri ve Bileşenleri
(toplam gelirlerinin yüzdesi olarak)
Sektör
NACE
Kodu
Personel
Giderleri
Kar
Diğer
Bileşenler
Katma
Değer
Yerli
Girdi
Milli
Katma
Değer
Madencilik
Kömür ve linyit 05 27,4 5,9 6,2 39,5 55,9 95,3
Ham petrol ve doğalgaz 06 9,5 37,4 -13,4 33,5 41,8 75,3
Metal cevherleri 07 8,5 36,9 7,4 52,7 42,8 95,5
Diğer madencilik 08 10,4 14,6 6,1 31,0 68,4 99,4
İmalatSanayi
Gıda ürünleri 10 7,2 2,5 3,3 12,9 73,5 86,4
İçecekler 11 7,4 9,8 4,7 21,9 58,6 80,5
Tütün ürünleri 12 6,7 11,6 9,4 27,7 25,6 53,3
Tekstil ürünleri 13 9,2 4,2 3,9 17,3 54,2 71,5
Giyim eşyası 14 14,2 2,9 2,0 19,1 72,5 91,7
Deri ve ilgili ürünler 15 11,3 3,6 2,4 17,3 63,9 81,2
Ağaç ürünleri (mobilya hariç) 16 7,3 6,7 6,5 20,5 57,8 78,3
Kağıt ve kağıt ürünleri 17 8,1 5,2 4,6 17,9 45,8 63,7
Basım ve kayıt ürünleri 18 13,8 3,4 4,0 21,1 69,0 90,2
Rafine petrol ürünleri 19 1,2 2,3 0,4 3,9 3,7 7,6
Kimyasallar ve kimyasal ürünler 20 5,9 6,2 2,5 14,5 29,3 43,8
Temel eczacılık ürünleri 21 18,4 3,8 4,6 26,8 21,9 48,6
Kauçuk ve plastik ürünler 22 9,0 4,6 4,1 17,7 47,7 65,4
Metalik olmayan diğer mineral ürünler 23 10,6 6,2 4,9 21,7 67,5 89,2
Ana metaller 24 4,1 2,0 2,7 8,8 27,6 36,4
Fabrikasyon metaller (makina hariç) 25 11,7 6,0 2,7 20,4 64,7 85,1
Bilgisayar, elektronik ve optik ürünler 26 9,8 5,4 1,2 16,4 11,6 28,0
Elektrikli teçhizat 27 8,9 4,4 2,3 15,5 39,3 54,9
Makina ve ekipmanlar 28 11,3 7,0 3,3 21,7 53,4 75,1
Motorlu kara taşıtları 29 8,1 4,4 3,1 15,6 21,3 36,9
Diğer ulaşım araçları 30 17,2 1,9 7,3 26,4 32,1 58,5
Mobilya 31 14,3 3,6 -0,6 17,3 82,4 99,7
Diğer mamul eşyalar 32 8,8 4,1 2,7 15,6 67,2 82,7
İmalat Sanayi Ortalaması 14,3 3,6 2,4 15,7 47,8 63,5
Sanayi Ortalaması 8,8 4,1 2,7 16,4 48,1 64,5
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
18. 18
Katma değer ve bileşenlerini inceledikten sonra Şekil-2’de sektörlerin katma değerleri ve
milli katma değerleri görsel olarak karşılaştırılmaktadır. Yine burada da, her iki değişken
sektörlerin toplam gelirinin yüzdesi olarak verilmektedir. Şekilde sektörler katma değeri
toplam gelirine en yüksek olandan en düşük olana doğru sıralanmaktadır. Milli katma
değer yerli girdi harcamalarını içerdiğinden tüm sektörler için katma değerden daha
yüksektir. İmalat sanayi genelinde bu fark %47,8, sanayi genelinde ise %48,1’dir. İmalat
sanayinde sektör bazındaki katma değer serileri nispeten birbirine yakın iken, sektör
bazında milli katma değer serileri ciddi farklılıklar göstermektedir.
Şekil-2: Sektörlerin Katma Değer ve Milli Katma Değerlerinin Sektörlerin
Toplam Gelirlerine Oranı (%)
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
19. 19
Şekilde, ayrıca, mobilya, gıda ürünleri, giyim eşyası imalatı, fabrikasyon metaller (makina
hariç), deri ve deriden ürünler, basım ve kayıt ürünleri ve metalik olmayan diğer
mineraller imalatı ile diğer madencilik sektörünün en büyük sıçaramayı yaptığı
görülmektedir. Buna karşılık, rafine petrol ürünleri, temel eczacılık ürünleri, bilgisayar,
elektronik ve optik ürünler, tütün ürünleri ve motorlu kara taşıtları imalatı sektörlerindeki
artışın, imalat sanayindeki genel artışın çok gerisinde kaldığı görülmektedir.
Sektörler arasında görülen bu ayrışma neticesinde, mobilya, giyim eşyası, basım ve kayıt
ürünleri, gıda ürünleri, metalik olmayan diğer mineral ürünler, deri ve deriden ürünler,
diğer mamul eşyalar imalatı ile metal cevherleri, kömür ve linyit cevherleri ve diğer
madencilik sektörleri %80’in üzerindeki millilik oranıyla en önde gelen sektörler olarak
ortaya çıkmaktadırlar. Buna karşın, rafine petrol ürünleri imalatı sektörünün millilik oranı
ancak %8’e ulaşmakta, ana metaller, bilgisayar, elektronik ve optik ürünler, motorlu kara
taşıtları, temel eczacılık ürünleri ve kimayasallar ve kimyasal ürünleri imalatı sektörlerinin
millilik oranı ise daha yüksek olmakla birlikte %50’nin altında kalmaktadır.
20. 20
5. MİLLİ KATMA DEĞER VE ÇALIŞAN BAŞINA MİLLİ KATMA DEĞERE GÖRE
SEKTÖRLERİN EKONOMİDEKİ YERİ
Sektörlerin milli katma değerlerinin yine kendi gelirlerine oranlanmasıyla elde edilen
millilik düzeylerinin analiz edilmesinden sonra, bu bölümde, sektörler milli katma değer ve
çalışan başına milli katma değerleri değişkenleri üzerinden birbirleriyle
kıyaslanmaktadırlar.
Bu amaçla, Şekil-3’te, sektörlerin tüm sanayi sektörü katma değeri ve milli katma değeri
içindeki payları, katma değer payı en yüksek olandan en düşük olan sektöre doğru
verilmektedir. Bölüm 4 ve Bölüm 5 arasındaki bağlantının daha kolay anlaşılmasını
teminen, Şekil-2’de milli katma değer oranları katma değer oranlarına göre oransal olarak
en fazla artış gösteren sektörlerin, sanayinin toplam milli katma değeri içindeki yüzde
paylarının, sanayinin toplam katma değeri içindeki paylarına göre yüksek olmasının
beklendiği belirtilebilir.
Şekil-3’teki verilen hesaplamalara göre, sanayi sektörü toplam katma değeri içinde en
yüksek paya %11,1 ile gıda imalatı sektörü sahiptir. Bu sektörü %8,7 ile tekstil ürünleri
imalatı, %7,4 ile motorlu kara taşıtları imalatı, %7,3 ile metalik olmayan diğer mineral
ürünler imalatı, %7 ile giyim eşyası imalatı sektörleri takip etmektedir. Bu sektörlerin
sanayinin toplam milli katma değeri içindeki paylarına bakıldığında ise gıda sektörünün
payını %18,9’a yükselterek liderliğini pekiştirdiği görülmektedir. Giyim eşyası imalatı
%7’den %8,5’e önemli ölçüde, tekstil ürünleri imalatı ve metalik olmayan diğer mineral
ürünler imalatı sektörlerinin payları ise daha küçük ölçüde artış göstermektedir. Diğer
taraftan, motorlu kara taşıtları imalatının payı %7,4’ten %4,5’e çok ciddi bir düşüş
kaydetmiştir.
Katma değerdeki paylarına göre en önde gelen bu sektörlerin dışında yer alan
sektörlerden, metal cevherleri madenciliğinin payı %2,9’dan %1,3’e, kömür ve linyit
madenciliğinin payı %1,7’den %1’e, tütün ürünleri imalatının payı %1’den %0,5’e,
21. 21
kimyasallar ve kimyasal ürünler imalatının payı %4,2’den %3,2’ye, temel eczacılık
ürünlerinin payı %1,9’dan %0,9’a, diğer ulaşım araçları imalatının payı %1,3’ten %0,7’ye,
rafine petrol ürünleri imalatının payı %1,3’ten %0,7’ye, ve bilgisayar, elektronik ve optik
ürünler imalatının payı %1,3’ten %0,6’ya düşmüştür. Buna karşın, mobilya imalatı sektörü
payını %2,1’den %3,1’e çıkararak, milli katma değerdeki payı katma değerdeki payından
önemli ölçüde yüksek olan az sayıdaki sektörden biri olmuştur.
Şekil-3: Sektörlerin Toplam Sanayi Katma Değeri ve Milli Katma Değerindeki
Yüzde Payları
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
Tüm bu değişimler neticesinde, gıda ürünleri, tekstil ürünleri ve giyim eşyası ürünleri
imalatı sektörleri, toplam sanayi milli katma değeri içinde en yüksek payı olan sektörler;
tütün ürünleri, bilgisayar, elektronik ve optik ürünler, rafine petrol ürünleri ve diğer ulaşım
22. 22
araçları imalatı sektörü ile ham petrol ve doğalgaz madenciliği sektörleri ise toplam sanayi
milli katma değeri içinde payı en düşük olan sektörler olarak öne çıkmaktadırlar.
Sektörlerin toplam milli katma değerleri bu sektörlerin ülke ekonomisindeki yerini diğer
sektörlerle kıyaslama imkanı vermektedir. Buna karşın, bu değişken, sektörlerin ürettikleri
katma değeri ne kadar kaynak kullanarak elde ettiklerini dikkate almamaktadır. Bu durum
ise, sektörlerin ülkedeki kişi başına milli gelire katkılarını anlamamıza engel olmaktadır.
Oysa ki, ülkelerin en önemli refah göstergesi ülkenin toplam geliri değil, kişi başına milli
gelirleridir. Kişi başına milli gelirin belirleyicisi ise kullanılan birim kaynak başına ne
kadarlık katma değer üretildiğidir.
Bu sebeple, bu bölümde her bir sektörün çalışan başına ne kadar katma değer ve ne kadar
milli katma değer ürettiği incelenmektedir. Çalışan başına katma değer, aynı zamanda,
çalışan başına verimlilik ölçütüdür. Teknolojik gelişme ve sermaye yatırımları aracılığıyla
aynı sektörde çalışanların verimliliğinin artırılması ve kaynakların verimliliği daha yüksek
olan sektörlere kaydırılması uzun dönemde büyümenin başlıca belirleyenleridir. Örneğin,
Amerika Birleşik Devletlerinde 1929-1982 döneminde çalışan başına sağlanan yıllık
ortalama %1,58’lik büyümenin %0,56’sı sermaye yatımlarındaki artıştan, %1,02’si ise
kullanılan birim kaynak başına elde edilen çıktı artışından elde edilmiştir. %1,02’lik artışın
ise %0,66’sı teknolojik gelişmeden, %0,23’ü kaynakların verimli sektörlere yeniden
tahsisinden, %0,26’sı ise ölçek ekonomisinden kaynaklanmıştır5
(Denison, 1985).
Bu argümanlar temelinde hazırlanan Şekil-4’te, sektörlerin çalışan başına katma değerleri
ve milli katma değerleri, sanayi sektöründeki çalışan başına katma değer ve milli katma
değer ortalamalarına kıyasla verilmiştir. Bu sebeple sanayi sektörü ortalamaları her iki
değişken için de 100 kabul edilerek sektör bazında endeks değerleri oluşturulmuştur.
Endeksler oluşturulurken kullanılan çalışan sayıları yine TÜİK’in Yıllk Sanayi ve Hizmet
Anketlerinden elde edilmiştir.
5
Geri kalan faktörlerin %0,03’lük bir negatif etkisi vardır.
23. 23
Sektörler çalışan başına milli katma değeri yüksek olandan düşük olana doğru sıralandığı
Şekil-4’te, ilk olarak, bazı sektörlerin sanayi sektörü ortalamasına göre çalışan başına
katma değerlerinin yüksekliği dikkati çekmektedir. Ham petrol ve doğalgaz madenciliği
sektöründeki bir çalışanın ürettiği katma değer (783 endeksiyle), sanayi sektöründeki
ortalama çalışanın ürettiği katma değerin tam 7,83’ü kadardır. Yine, tütün ürünleri imalatı,
rafine petrol ürünleri imalatı, metal cevherleri madenciliği, içecek imalatı, kimyasal
ürünler imalatı ve temel eczacılık ürünleri imalatı sektöründe çalışanların ürettiği ortalama
katma değer, sanayi sektöründeki çalışan başına ortalama katma değerin iki katından
fazladır. Buna karşılık, mobilya, giyim eşyası, deri ve deriden ürünler, basım ve kayıt
ürünleri, diğer mamul eşyalar, fabrikasyon metaller (makina hariç), tekstil ürünleri, ağaç
ürünleri (mobilya hariç) ve gıda ürünleri imalatı sektörlerinde çalışan başına düşen
ortalama katma değer sanayi sektörü ortalamasının altındadır.
Şekil-4: Sektörlerin Çalışan Başına Katma Değer ve Çalışan Başına Milli Katma Değer
Endeksleri (Sanayi Sektörü Ortalama Endeksi = 100)
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
24. 24
Şekilde, ikinci olarak, bazı sektörlerin çalışan başına milli katma değer endekslerinin
çalışan başına katma değer endekslerinden oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu
durum şüphesiz sektörlerin yerli girdi kullanım oranlarındaki farklılıklarla ilgilidir. Buna
göre, çalışan başına katma değeri en yüksek dört sektör olan ham petrol ve doğalgaz
madenciliği, tütün ürünleri imalatı, rafine petrol ürünleri imalatı ve metal cevherleri
madenciliği sektörlerinin çalışan başına milli katma değer endeksleri çalışan başına katma
değer endekslerinin yarısı düzeyindedir. Bu ciddi düşüşe karşın, içecek imalatı sektörüyle
birlikte bu sektörler çalışan başına katma değeri en yüksek olan beş sektördür. Bu
sektörlerin yanısıra, kimyasal ürünler, temel eczacılık ürünleri, diğer ulaşım araçları,
motorlu kara taşıtları, bilgisayar, elektronik ve optik ürünler imalatı ile kömür ve linyit
madenciliği sektörleri çalışan başına milli katma değer endeksleri çalışan başına katma
değer endekslerinden ciddi şekilde düşük olan sektörlerdir.
Diğer taraftan, gıda ürünleri, diğer mamul eşyalar, giyim eşyası, deri ve deriden ürünler ile
mobilya imalatı sektörlerinin çalışan başına milli katma değer endeksleri çalışan başına
katma değer endekslerinden önemli ölçüde yüksektir. Bu artışa karşılık, sayılan bu
sektörlerden gıda imalatı haricindekilerin çalışan başına milli katma değer endeks
değerleri sanayi ortalaması olan 100’ün hala altında kalmaktadır.
25. 25
6. POLİTİKA ÇIKARIMLARI
Bu bölümde, beşinci bölümdeki analizlere dayanarak sektörler millilik (milli katma değerin
gelirlere oranı) ve verimlilik (çalışan başına katma değer) kriterlerine göre kategorize
edilmiş, böylece çalışmadaki bulgular politika açısından daha somut bir hale
dönüştürülmüştür. Bu haliyle Tablo-4, aslında, millilik ve verimlilik kavramlarını içinde
barındıran Şekil-4’teki çalışan başına milli katma değer değişkenin farklı bir sunumudur.
Tablo-4’te sektörler millilik ve verimlilik düzeylerine göre sınıflandırılmıştır. Millilik oranı
%55’in altında olan sektörlerin millilik seviyesi düşük, %75’in üzerinde olanlarınki yüksek,
arada olanlarınki ise orta olarak belirlenmiştir. Verimlilik düzeyleri ise, çalışan başına
katma değer endeksi 80 ve altında olanlar için düşük (sanayi ortalaması = 100), 150 ve
üzerinde olanlar için yüksek, aradakiler için orta olarak belirlenmiştir.
Tablo-4: Millilik ve Verimlilik Kriterlerine Göre Sektör Kategorileri
MİLLİLİK
Düşük Orta Yüksek
VERİMLİLİK
Düşük
Mobilya İma.
Giyim eşyası İma.
Basım ve kayıt ürünleri İma.
Tekstil ürünleri İma. Diğer mamul eşya İma.
Fabrikasyon metal (makina hariç) İma.
Deri ve ilgili ürün İma.
Ağaç ürünleri (mobilya hariç) İma.
Orta
Kağıt ve kağıt ürünleri İma. Diğer madencilik
Elektrikli teçhizat İma. Kömür ve linyit Mad.
Makina ve ekipman İma. Metalik olmayan diğer mineral ü. İma.
Kauçuk ve plastik ürün İma. Gıda ürünleri İma.
Yüksek
Rafine petrol ürünleri İma.
Bilgisayar, elekt. ve optik ürün İma.
Ana metal İma. Ham petrol ve doğalgaz Mad. Metal cevherleri Mad.
Motorlu kara taşıtları İma. Diğer ulaşım araçları İma. İçecek İma.
Kimyasallar ve kimyasal ürün İma.
Temel eczacılık ürünleri İma.
Tütün ürünleri İma.
Kaynak: YSHA, Gümrük Veritabanı ve Girdi - Çıktı tabloları kullanarak kendi hesaplamalarımız.
26. 26
Bu kriterlere göre, millilik düzeyi düşük olan 7, orta olan 7 ve yüksek olan 13 sektör
bulunmaktadır. Diğer taraftan, verimlilik düzeyi düşük olan 8, orta olan 8 ve yüksek olan
11 sektör bulunmaktadır. Kriterlerin kesişimleri incelendiğinde ise, düşük verimlilik –
yüksek millilik, yüksek verimlilik – düşük millilik kategorilerinin her birinde 7 sektörün yer
aldığı görülmektedir. Verimililiği yüksek 11 sektörden 2 tanesinin millilik seviyesi orta, 2
tanesininki yüksek, geri kalan 7 tanesininki ise düşüktür. Millilik seviyesi yüksek olan 13
sektörden ise 4 tanesinin verimlilik düzeyi orta, 2 tanesininki yüksektir.
Çalışmanın önceki bölümlerinde incelendiği üzere, millilik seviyesi yüksek olan sektörler,
ekonomideki diğer sektörlere olumlu etkileri dolayısıyla milliliği düşük olan sektörlere,
verimliliği yüksek olan sektörler ise kaynakların etkin kullanarak yüksek kişi başına gelire
ulaşma hedefleriyle uyumlu olmaları sebebiyle verimliliği düşük olan sektörlere tercih
edilir durumdadırlar. Bu iki kriter çerçevesinde oluşturulan Tablo-4’te sektörlerin yer
aldıkları kategorilerin değerlendirilmesi sonucunda, aşağıdaki üç çeşit sektör bazlı
politikanın yüksek ve sürdürülebilir büyümenin sağlanarak üst düzey bir kişi başına milli
gelire ulaşılmasında faydalı olacağı düşünülmektedir:
Hem verimlilik hem de millilik düzeyi orta – yüksek olan içecek imalatı, diğer ulaşım
araçları, metalik olmayan diğer mineral ürünler ve gıda ürünleri imalatı ile 4 adet
madencilik sektörünün tümünün yurtiçi ve yurtdışı iş hacminin geliştirilmesi ve
böylece bu sektörlerde çalışan sayısının ve sektörlerin ekonomideki ağırlıklarının
artırılması,
Verimlilik düzeyi yüksek ancak millilik düzeyi düşük olan bilgisayar, elektronik ve
optik ürünler, motorlu kara taşıtları, ana metaller, kimyasallar ve kimyasal ürünler,
temel eczacılık ürünleri ve tütün ürünleri imalatı sektörlerinin millilik oranlarının
yükseltilmesine yönelik politikalar geliştirilmesi,
27. 27
Millilik düzeyi yüksek ancak verimlilik düzeyi düşük olan mobilya, giyim eşyası,
basım ve kayıt ürünleri, diğer mamul eşyalar, fabrikasyon metaller (makina ve
ekipman hariç), deri ve deriden ürünler ve ağaç ürünleri imalatı sektörlerinin başta
inovasyon ve markalaşma olmak üzere proaktif yöntemlerle ürün değerlerinin ve
ihraç birim fiyatlarının yükseltilmesi.
Kaynakça
Denison, Edward, 1985. Trends in American Economic Growth, 1929-1982. The Brookings
Enstitüsü, Vaşington DC.
İnançlı, Selim ve Ali Konak, 2011. “Türkiye’de İhracatın İthalata Bağımlılığı: Otomotiv
Sektörü Örneği,” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 6(2), 343‐362.
Miroudot, Sebastien, Rainer Lanz ve Alexandros Ragoussis, 2009. Trade in Intermediate
Goods and Services, OECD Trade Policy Working Paper No. 93.
OECD, 2012. Mapping Global Value Chains. Working Party of the Trade Committee
Report.
Saygılı, Şeref, Cengiz Cihan, Cihan Yalçın ve Türknur Hamsici, 2010. Türkiye İmalat Sanayiin
İthalat Yapısı, TCMB Çalışma Tebliği No: 10/02.
TÜİK, 2012. Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri. Ankara.
TÜİK, 2012. Gümrük Veritabanı. Ankara.
Yükseler, Zafer ve Ercan Türkan, 2006. Türkiyenin Üretim ve Dış Ticaret Yapısında
Dönüşüm: TÜSİAD - Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu Çalışma Raporu.
28. 28
EK: Sektör Tanımları
KOD TANIM
A MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞI
05 Kömür ve linyit çıkartılması
05.1 Taş kömürü madenciliği
05.2 Linyit madenciliği
06 Ham petrol ve doğal gaz çıkarımı
06.1 Ham petrol çıkarımı
06.2 Doğal gaz çıkarımı
07 Metal cevherleri madenciliği
07.1 Demir cevherleri madenciliği
07.2 Demir dışı metal cevherleri madenciliği
08 Diğer madencilik ve taş ocakçılığı
08.1 Kum, kil ve taş ocakçılığı
08.9 Başka yerde sınıflandırılmamış madencilik ve taş ocakçılığı
B İMALAT
10 Gıda ürünlerinin imalatı
10.1 Etin işlenmesi ve saklanması ile et ürünlerinin imalatı
10.2 Balık, kabuklu deniz hayvanları ve yumuşakçaların işlenmesi ve saklanması
10.3 Sebze ve meyvelerin işlenmesi ve saklanması
10.4 Bitkisel ve hayvansal sıvı ve katı yağların imalatı
10.5 Süt ürünleri imalatı
10.6 Öğütülmüş tahıl ürünleri, nişasta ve nişastalı ürünlerin imalatı
10.7 Fırın ve unlu mamuller imalatı
10.8 Diğer gıda maddelerinin imalatı
10.9 Hazır hayvan yemleri imalatı
11 İçeceklerin imalatı
11.0 İçeceklerin imalatı
12 Tütün ürünleri imalatı
12.0 Tütün ürünleri imalatı
13 Tekstil ürünlerinin imalatı
13.1 Tekstil elyafının hazırlanması ve bükülmesi
13.2 Dokuma
13.3 Tekstil ürünlerinin bitirilmesi
13.9 Diğer tekstil ürünlerinin imalatı
14 Giyim eşyalarının imalatı
14.1 Kürk hariç, giyim eşyası imalatı
14.2 Kürkten eşya imalatı
14.3 Örme (trikotaj) ve tığ işi (kroşe) ürünlerin imalatı
15 Deri ve ilgili ürünlerin imalatı
15.1 Derinin tabaklanması ve işlenmesi; bavul, el çantası, saraçlık ve koşum takımı imalatı; kürkün...
15.2 Ayakkabı, bot, terlik vb. imalatı
16 Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemeler
16.1 Ağaçların biçilmesi ve planyalanması
16.2 Ağaç, mantar, kamış ve örgü malzeme ürünü imalatı
29. 29
17 Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı
17.1 Kağıt hamuru, kağıt ve mukavva imalatı
17.2 Kağıt ve mukavva ürünleri imalatı
18 Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması
18.1 Basım ve basım ile ilgili hizmet faaliyetleri
18.2 Kayıtlı medyanın çoğaltılması
19 Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı
19.1 Kok fırını ürünlerinin imalatı
19.2 Rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı
20 Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı
20.1 Temel kimyasal maddelerin, kimyasal gübre ve azot bileşikleri, birincil formda plastik ve sentetik..
20.2 Haşere ilaçları ve diğer zirai-kimyasal ürünlerin imalatı
20.3 Boya, vernik ve benzeri kaplayıcı maddeler ile matbaa mürekkebi ve macun
20.4 Sabun ve deterjan, temizlik ve parlatıcı maddeleri; parfüm; kozmetik, tuvalet mal.
20.5 Diğer kimyasal ürünlerin imalatı
20.6 Suni veya sentetik elyaf imalatı
21 Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı
21.1 Temel eczacılık ürünleri imalatı
21.2 Eczacılığa ilişkin ilaçların imalatı
22 Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı
22.1 Kauçuk ürünlerin imalatı
22.2 Plastik ürünlerin imalatı
23 Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı
23.1 Cam ve cam ürünleri imalatı
23.2 Ateşe dayanıklı (refrakter) ürünlerin imalatı
23.3 Kilden inşaat malzemeleri imalatı
23.4 Diğer porselen ve seramik ürünlerin imalatı
23.5 Çimento, kireç ve alçı imalatı
23.6 Beton, çimento ve alçıdan yapılmış eşyaların imalatı
23.7 Taş ve mermerin kesilmesi, şekil verilmesi ve bitirilmesi
23.9 Aşındırıcı ürünlerin ve başka yerde sınıflandırılmamış metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı
24 Ana metal sanayii
24.1 Ana demir ve çelik ürünleri ile ferro alaşımların imalatı
24.2 Çelikten tüpler, borular, içi boş profiller ve benzeri bağlantı parçalarının imalatı
24.3 Çeliğin ilk işlenmesinde elde edilen diğer ürünlerin imalatı
24.4 Değerli ana metaller ve diğer demir dışı metallerin imalatı
24.5 Metal döküm sanayii
25 Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makina ve teçhizat hariç)
25.1 Metal yapı malzemeleri imalatı
25.2 Metal tank, rezervuar ve muhafaza kapları imalatı
25.3 Buhar jeneratörü imalatı, merkezi ısıtma sıcak su kazanları (boylerleri) hariç
25.4 Silah ve mühimmat (cephane) imalatı
25.5 Metallerin dövülmesi, preslenmesi, baskılanması ve yuvarlanması; toz metalürjisi
25.6 Metallerin işlenmesi ve kaplanması; makinada işleme
25.7 Çatal-bıçak takımı ve diğer kesici aletler ile el aletleri ve genel hırdavat malzemeleri imalatı
25.9 Diğer fabrikasyon metal ürünlerin imalatı
30. 30
26 Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı
26.1 Elektronik bileşenlerin ve devre kartlarının imalatı
26.2 Bilgisayar ve bilgisayar çevre birimleri imalatı
26.3 İletişim ekipmanlarının imalatı
26.4 Tüketici elektroniği ürünlerinin imalatı
26.5 Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazlar ile saat imalatı
26.6 Işınlama, elektro medikal ve elektro terapi ile ilgili cihazların imalatı
26.7 Optik aletlerin ve fotografik ekipmanların imalatı
26.8 Manyetik ve optik kaset, bant, CD, vb. ortamların imalatı
27 Elektrikli teçhizat imalatı
27.1 Elektrik motoru, jeneratör, transformatör ile elektrik dağıtım ve kontrol cihazlarının imalatı
27.2 Akümülatör ve pil imalatı
27.3 Kablolamada kullanılan teller ve kablolar ile gereçlerin imalatı
27.4 Elektrikli aydınlatma ekipmanlarının imalatı
27.5 Ev aletleri imalatı
27.9 Diğer elektrikli ekipmanların imalatı
28 Başka yerde sınıflandırılmamış makina ve ekipman imalatı
28.1 Genel amaçlı makinaların imalatı
28.2 Genel amaçlı diğer makinaların imalatı
28.3 Tarım ve ormancılık makinalarının imalatı
28.4 Metal işleme makinaları ve takım tezgahları imalatı
28.9 Diğer özel amaçlı makinaların imalatı
29 Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı
29.1 Motorlu kara taşıtlarının imalatı
29.2 Motorlu kara taşıtları karoseri (kaporta) imalatı; treyler (römork) ve yarı treyler imalatı
29.3 Motorlu kara taşıtları için parça ve aksesuar imalatı
30 Diğer ulaşım araçlarının imalatı
30.1 Gemi ve tekne yapımı
30.2 Demir yolu lokomotifleri ve vagonlarının imalatı
30.3 Hava taşıtları ve uzay araçları ile bunlarla ilgili makinaların imalatı
30.4 Askeri savaş araçlarının imalatı
30.9 Başka yerde sınıflandırılmamış ulaşım araçlarının imalatı
31 Mobilya imalatı
31.0 Mobilya imalatı
32 Diğer imalatlar
32.1 Mücevherat, bijuteri eşyaları ve ilgili ürünlerin imalatı
32.2 Müzik aletleri imalatı
32.3 Spor malzemeleri imalatı
32.4 Oyun ve oyuncak imalatı
32.5 Tıbbi ve dişçilik ile ilgili araç ve gereçlerin imalatı
32.9 Başka yerde sınıflandırılmamış imalatlar