SlideShare a Scribd company logo
1 of 31
Download to read offline
C R Y P T T E C H
KRİPTOLOJİ LABORATUVARI
KRİPTO PARA TEORİSİ
Tamamen dijitalleşmiş bir para sistemi,
belki uzak belki yakın bir gelecekte hayatımıza girecek.
Hatta kredi kartları, banka kartları, POS sistemleri... bunun ilk adımları.
Dünyanın birçok yerinde, alışverişlerde kredi kartı kullanımı nakit kullanımının önünde.
Evet, dijitalleşmiş paranın ilk denemelerinden biri olan kripto para sistemi, teknik anlamda henüz tüm beklentileri
karşılamaktan uzakta. Fakat büyük Çin bilgesi Lao Tsu tarafından söylendiği gibi, en uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlar.
Artık yolculuk başladı ve üstelik, atılan adım çok da küçük bir adım değil. Yolun sonu bizi nereye götürecek? Bunu hiçbirimiz bilmiyoruz.
Sadece şahsi ve oldukça kurgusal tahminlerimiz var. Belki de işin en keyifli yanı bu...
MART — 2018
https://www.crypttech.com/
Kripto Para Teorisi | 1
KRİPTO PARA TEORİSİELEŞTİREL BİR ANLATI
Bir şeyi mümkün olan en basit şekilde anlatın; ama asla daha basit değil...
İlk bakışta görülen manzara garipti. Kendine Satoshi Nakamoto diyen bir kişi ortaya çıkmış, yeni bir para birimi oluşturduğunu söylemiş ve oluşturduğu
bu paraya, gerçek dünyada kullanılan paralar cinsinden fiyatlar biçmişti. Garip olmayı aşıp pek çok kişiyi hayrete düşüren ise bu söylenenlerin bazıları
tarafından ciddiye alınması, birçok insanın bu parayı, elindeki gerçek para ile değiştirmesi oldu. Zamanla iş bunun da ötesine geçti ve bazı mağazalar bu
para karşılığında, gözle görülür elle tutulur gerçek mallar satmaya başladılar. Tüm bu olanlar karşısında, birçok kişinin aklına "o halde, ben de bir para
uydurayım ve alışverişlerimi uydurduğum bu parayla yapayım" fikri geldi. Ancak insanlar bilirler ki, bu olacak bir şey değildir. Peki, ama öyleyse kripto para
nasıl olmakta?
Aslında bir yazılım uygulaması olan kripto para; her gün arttığı iddia
edilen değeri, spekülatif bir şekilde ortaya atılan başarı hikayeleri, ma-
gazinelbirbiçimdeetrafasaçılanüçbeşhaftadazenginolmareçeteleri...
nedeniyle, normal şartlarda konuyla ilgilenmeyecek, yazılımla ilgisi ol-
mayan insanları dahi işin içine çekmekte, bir sosyal olgu olarak da ken-
dini göstermekte. Kripto para için; bir yanda, geleceğin parası, yatırım
aracı olduğunu söyleyenler bulunmakta, diğer yanda ise tarihin en bü-
yük boş hayali diyenler yer almakta. Birinci cephedekiler, kripto paraya
yatırım yapanların, en fazla birkaç yıl içinde ciddi bir servete ulaşacak-
larını iddia etmekteler. İkinci cephede yer alanlar ise kripto paranın
bir saadet zinciri olduğunu ve önünde sonunda birçok kişinin canını
yakarak söneceğini, hatta patlayacağını ileri sürüyorlar. Birinci cephe-
nin iddiaları, özellikle kısa sürede zengin olma fikri, insanlara, çalışma
prensibini tam olarak anlayamadıkları bir sisteme dahil olma cesareti
vermekte, az ya da çok para yatırarak bir hayalin peşine düşmelerine
neden olmakta.
Antropolojik araştırmalara göre, hayatta kalmamızın iki nedeni var-
dır: korku ve merak. Normal koşullarda, insanlar bilmedikleri bir şeye
yatırım yapmaktan korkarlar. Eğer bir yatırım aracının çok büyük ge-
tiri sağlayacağı söylenirse merak ederler. Bu aracın nasıl çalıştığına kafa
yorar ve ancak anladıktan sonra yatırım yaparlar. Yaptıkları yatırımda
yanılsalar bile, bildikleri bir şeye yatırım yapmış olurlar. Aslında bu
kural kripto para konusunda da geçerli ve yatırımcılar, sistemin nasıl
çalıştığını tam anlamıyla bildiklerini sanmaktalar. Fakat kripto para
konusunun detaylarına hakim olmak için özel bir teknik bilgi gerek-
mekte. Üstüne üstlük, konunun tam olarak anlaşılabilmesi için yazılım
bilgisinin yanı sıra para teorisinin temel kavramları hakkında da biraz
bilgi sahibi olmak gerekiyor. Çünkü kripto para, en nihayetinde bir
paradır.
Aşağıdaki incelemede kripto para sistemi, mümkün olan en az düzeyde
teknik detaya girilerek anlatılacaktır. Kripto para sisteminin altında
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Otorite Sorunu | 2
yatan felsefeye dair yapılacak uyarıların anlam kazanması için para te-
orisinin temel kavramlarından da bahsedilecektir. Fakat ilk önce şunu
tespit edelim:
Kripto paranın, özellikle karşı olanlara bir hayal gibi görünmesine ne-
den olan, işi içinden çıkılmaz hale getiren, yanlış tanımlanması. Kripto
paranın temelinde yatan fikir, bir emek karşılığında kazanılacak ö-
dülün gerçek paraya havale edilmesidir. Herkesi hayrete düşüren, bir
kişinin kendi kendine para basıp etrafa dağıttığı ve gerçek dünyada bu-
nun bir karşılık bulduğu düşüncesi tamamen yanlıştır.
Bu yazının yazıldığı tarih itibariyle, kullandıkları yöntemler ve temel
felsefeleri açısından birbirlerinden çeşitli ölçeklerde ayrılan, yaklaşık,
1500 farklı kripto para cinsi bulunmakta. Bu kripto paraların her biri-
nin çalışma prensibini burada inceleme imkânımız bulunmuyor. An-
cak bu kripto paraların neredeyse tamamı, teknolojik altyapı olarak
benzer yöntemleri kullandıkları için, biz burada en yetkin ve en eski
olanını, bitcoin adı verilen kripto parayı inceleyeceğiz. Çünkü bitcoin
sadece bir kripto para birimi olarak ortaya çıkmamıştır. Aynı zamanda,
sistemin var olmak ihtiyaç duyduğu teknolojik ilerlemeyi de sağlamış
olan bir yöntemler bütünü, bir model gibi düşünülmelidir.
Bir sistem olarak bitcoin, büyük ihtimalle bir kişiden ziyade birkaç kişi-
den oluşan bir grubun kendine aldığı bir mahlas olan, Satoshi Naka-
moto tarafından 2008 yılı sonlarında ortaya atılmış bir fikirdir. Fikrin
ilk uygulaması şeklinde görülebilecek olan ilk kripto para transferi ise
2009 yılı Ocak ayı başında yapılmıştır.
Bitcoingibi, çokgenişyankılaruyandırmışolansistemleringelişiminde,
kuruluş sırasında hedeflenmiş amaçlarla sistemin vardığı noktalar, do-
ğurduğu sonuçlar genellikle birbirini tutmaz. Örneğin: Bazı devlet sırrı
niteliğindeki bilgilerin kamuya aktarımı amacını taşıyan WikiLeaks
oluşumu sadece bağışlarla ayakta duran, bağımsız olduğunu iddia eden
bir organizasyondur. Küresel sistem bankalarının desteklediği bir para
transfer aracı olan Paypal, büyük ihtimalle devletlerin baskısıyla, 2010
yılı Aralık ayının başında WikiLeaks yararına yapılan para transfer-
lerinigerçekleştirmeyidurdurdu. Bugelişmeninardındangözlerhenüz
yeni yeni ortaya çıkmakta olan bitcoin mecrasına çevrilerek PC World
isimli bir bilgisayar teknolojileri dergisinde, bağışların bitcoin üzerin-
dengerçekleştirilipgerçekleştirilemeyeceğisorusuortayaatıldı. Satoshi
Nakamoto'nun yazdığı bazı mesajlardan bu gelişmeye sıcak bakmadığı,
bitcoin sisteminin, devlet otoritesi tarafından onaylanmayan bir işte
kullanılmasını çok da desteklemediği görülebilir. Fakat bitcoin gibi,
geniş karşılıklar bulan sistemler, hiçbir zaman tam olarak öngörüldük-
leri şekilde gelişmezler. Bu tür sistemler, bir anlamda, yaşayan birer
organizmaya dönüşürler ve kendi yollarını kendileri çizerler. Bugün
bitcoin, devlet denetiminden kaçma amaçlı ödeme sistemlerinin en ba-
şındagelmektedirvebunedenle, birçokülkedeçeşitliyaptırımlarlakar-
şı karşıya kalmıştır.
Kripto para sisteminde hedeflenen üç amaçtan söz edilebilir: Fiziki
paradan kurtulmak, para transferi tekelini dağıtmak, merkezi otoriteyi
yok etmek. Fiziki para, merkezi otoritenin en belirgin göstergelerinden
biridir. Para transferi tekelinin var olma nedenlerinden biri merkezi
otoritedir. Buna göre, işe ilk önce merkezi otoritenin kendisini incele-
yerek başlamak gerekmektedir.
Otorite kavramına ve para teorisine aşina olan veya doğrudan doğruya işin teknik yönünü
incelemek isteyen okuyucular "Otorite Sorunu" ve "Para Teorisi" başlıklı bölümleri atlayarak
"Kripto Para" başlıklı bölüme geçebilirler.
1. OTORİTE SORUNU
Otorite kavramı gerçekten ilginçtir; hem varlığıyla hem de yokluğuyla
bir sorun oluşturma kapasitesine sahip ender kavramlardan biridir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Otorite Sorunu | 3
Fazlasıyla basit bir misalle örneklersek: sistemlerin sorunsuzca işleye-
bilmeleri için ihtiyaç duydukları yönetici, görevini kötüye kullandı-
ğında sistemin tıkanması için başlı başına bir neden olabilir. Diğer
taraftan, sistem yöneticiye çok sıkı bağlarla bağlı ise yöneticinin anlık
duraksamaları bile sistemde ciddi sıkıntılara yol açar. Yöneticisiz bir
sistemin sorunsuzca işleyebilmesi, zaman zaman mümkün olsa da, o
kadar ciddi bir planlamaya ihtiyaç duyar ki, yöneticinin varlığı daha
tercih edilebilir bir şey olabilir. Aşağıda tüm bu sorunlara bir göz ata-
cağız.
1.1 Topluluk, topluluk kuralları, protokol kuralları, otorite
Topluluk Sözlük tanımına göre; nitelikleri açısından bir bütün oluşturan bireyler
toplamınatoplulukadıverilir. Birdenfazlasayıdabireyinnitelikaçısın-
dan bir bütün oluşturması için belli bir amaç doğrultusunda veya belli
bir neden sonucunda bir araya gelmiş olması gerekir. Topluluğu bir
araya getiren şey, topluluğun iç mekanizmasını da şekillendirecektir.
Örneğin, topluluğun amacı bir üretim yapmaksa topluluk üyelerinin
arasında bir iş bölümü bulunacaktır.
Topluluk
Kuralları
Topluluk üyelerinin amaca giden yolda ilerlerken dağılmamaları, bir
arada kalabilmeleri için sergilemeleri gereken bir davranış biçimi, uy-
maları gereken bazı kurallar vardır. Aksi halde topluluk içinde bireyler
arası çatışmaların çıkması kaçınılmazdır. Her birey, topluluğun adan-
mış bir üyesi olsa bile, kendisine, tanımlanmış bir konum talep eder. Bu
konumun tanımı ve sınırları, aynı zamanda, diğer bireylerin konum-
larını da belirleyici olacaktır. Bireylerin konumlarının belirlenebilmesi
için topluluk içi davranış kurallarının olması şarttır. Topluluk kural-
ları adı verilen bu davranış kuralları, topluluk üyelerine açık bir şekilde
bildirilebileceği gibi, uzun süreli alışkanlıklara dayalı, dile getirilmemiş
bir uzlaşma şeklinde de olabilir.
Protokol
Kuralları
Topluluğun hedeflediği amaç doğrultusunda ilerlerken uyması gereken
bir iş sırası da olacaktır; önceden tanımı yapılmış olan hiçbir iş rastgele
adımların sonucunda ortaya çıkmaz. Bu iş sırasının takibi esnasında
bireyler arasında bir etkileşim olması da muhtemeldir. Dolayısıyla, bu
iş sırası doğrultusunda bir etki-tepki sarmalı ortaya çıkmaktadır. Bu
etki-tepki sarmalının ne şekilde gerçekleşeceği, sarmal içindeki üyelerin
hangi ardışık adımlar doğrultusunda hareket edeceği de ortaya bir ku-
rallar zinciri koyar. Bu kurallara da protokol kuralları adı verilir.
Hem topluluk hem de protokol kuralları bir topluluğun varlığında ha-
yati öneme sahiptir. Kuralları olmayan bir topluluk düşünülemez; ku-
rallar açıkça deklare edilmemişse konsensüs halinde vardır.
OtoriteTopluluk hangi amaçla bir araya gelmiş olursa olsun bir otoriteye ih-
tiyaç duyar. Otorite; topluluğun oluşum kuralları ile belirlenen sınır-
lar içinde; diğer bir deyişle, yetki sınırları içinde, kaldığı sürece, yaptık-
larısorgulanmayan, sorgusuzsualsizgüvenduyulan, yönergelerineuyu-
lan, komutları uygulanan makamdır. Bu makam doğrudan doğruya bir
kişiden oluşabileceği gibi, bir heyetten de oluşabilir vehattatüzel birku-
ruluş da olabilir.
Örgütlenme
Biçimleri
Otoritenin varlığının amacı, topluluk içindeki işlerin bir karmaşa çık-
madan yönetiminin sağlanmasıdır. Otoritenin sorgudan ari oluşu, hem
kendisi hem de topluluk üyeleri tarafından, üstlendiği görevlerin karşı-
lığında elde ettiği bir imtiyaz gibi değil, işlerin aksamadan yürümesine,
yürütülmesine yönelik kolaylaştırıcı bir önlem gibi görülmelidir. Oto-
ritenin tek bir merkezde toplanması, değişik birimler arasında bir tür
denge anlayışı temelinde dağıtılması veya kolektif olarak kullanılması
mümkündür. Bu yapılanmalar, otoritenin örgütlenme biçimleri olarak
birbirinden ayrılır.
Merkezi
Otorite
Otorite, tüm topluluğu tek bir merkezden yönetebilir. Bu tam anla-
mıyla merkezi otoritedir. Fakat topluluk genişledikçe tüm topluluğu
tek merkezden yönetmek zorlaşacaktır. Bu durumda, otorite, bir ağaç
| KRİPTO PARA TEORİSİ
1: Anarşi, Eski Yunanca otoritesizlik anlamına gelir. Anarşizm, düzensizliğin savunusu, saf şiddet yanlılığı gibi anlamlar yüklen-
mekteyse de bu, yanlıştır. Anarşizm, otoritesiz, sınırsız birey özgürlüğüne dayalı bir toplum hayal eder.
Otorite Sorunu | 4
topolojisiiçindeyukarıdanaşağıyadoğrualtbirimlereayrılır. Ancakbu
topoloji, alt otorite birimlerine sahip olmasına karşın, hâlâ merkezi bir
otoritedir. Alt birimler, üst birimlerin birer uygulayıcısı konumunda
olup üst birimlerden ayrı bir yaptırım güçleri yoktur.
Otoriterlik
Diktatörlük
Totaliterlik
Otorite, topluluğun tamamının, ya da en azından büyük çoğunluğu-
nun, üzerinde hemfikir olduğu sınırlar çerçevesinde kaldığı sürece top-
luluk tarafından desteklenen bir makam olmaya devam eder. Ne yazık
ki, otorite her zaman kendisine çizilen sınırlar içinde kalmaz. Otorite,
kendine verilen yetkiye dayanarak topluluğun çoğunluğu tarafından
desteklenmeyen kararlar alırsa otoriterlikten; yetkisiz olduğu alanlarda
karar alıp uygulamaya başlarsa diktatörlükten; kararlarını ve uygula-
malarını desteklemeyenleri bir şekilde cezalandırılmaya kadar giderse
totaliterlikten bahsedilir.
Dağıtılmış
Otorite
Otoritenin, diktatörlüğe veya totaliterliğe kaymasını önlemek ama-
cıyla yetkinin dağıtılması yöntemi kullanılır. Bu yönteme göre, top-
luluk içindeki hükümranlık yetkisi birbirinden bağımsız birkaç otori-
teye bölüştürülür. Bu model dağıtılmış otorite modeli olarak adlandı-
rılır. Bu modelde, otoriteler arasında bir hiyerarşi yoktur; güçler bir-
birinin altında veya üstünde yer almaz, birbirlerine eş seviyededirler.
Dağıtılmış otorite modelinde, otoritelerin yetki alanları birbirinden
tam olarak ayrılmıştır; bu nedenle, bir yetki çatışması ortaya çıkmaz.
Otoritenin kavramsal varlığı güven vericidir. Topluluk üyeleri, toplu-
luk ve protokol kurallarını ihlal etmedikleri sürece güven içinde olduk-
larını düşünürler. Otoritenin, öncelikle koruyucu, devamında ceza-
landırıcı bir yaptırım gücü vardır. Bunun da ötesinde, otoritenin göze-
tim ve korumasında olan kurallar öngörülebilirlik sağlar: Hangi ne-
denin hangi sonucu doğuracağı bellidir; bilinmezliklere, sürprizlere yer
yoktur. Buna karşın, otoritenin fiziki varlığı, kötü kullanıldığı taktirde,
kavramsal varlığı kadar iç açıcı olmayabilir. Ayrıca, otoritenin fiziki
varlığı hem var oluşu hem de kontrolü açısından maddi ve/veya manevi
bir maliyet yaratır. Bu maliyetten kaçınmak için otoritenin sadece kav-
ramsal olarak var olduğu sistemler düşünülmüştür.
Anarşist
Sistemler
Otoritenin sadece kavramsal olarak var olduğu sistemlere genel ola-
rak anarşist sistemler denir 1
. Anarşist sistemler, bireylerin kurallara
kendiliklerinden uydukları, kuralların, kendilerinin ve topluluklarının
iyilikleri için olduğunu bildikleri, kurallara uymak için bir yaptırıma ih-
tiyaç duymadıkları bir topluluk fikridir. Kurallara uymayan üyelere ne
gibi yaptırımların uygulanacağı ve nasıl uygulanacağı hakkında çeşitli
görüşler vardır. Fakat bu görüşlerin hiçbiri sorunsuz değildir. Anarşist
bir sistemin küçük bir toplulukta uygulanabilmesi daha olasıdır.
Kaotik
Toplum
Anarşist sistemlerde otorite ve kurallar bütünü kavramsal olarak mev-
cuttur; diğer modellerden farkı, otoritenin fiziksel varlığına gerek duy-
mayan ideal bir topluluk fikrindedir. Kaotik olarak adlandırılabilecek
olan topluluk modelinde ise ne bir kural ne de bir otorite fikri vardır.
Davranış biçimlerini ve otoriteyi karşılıklı güç dengeleri belirler. En
güçlü mutlak hakimdir ve tüm kuralları koyar. Zayıf olanlar ya toplu-
luk dışına çıkmalıdır ya da birleşerek bir güç oluşturmalıdır; aksi halde
yaşam şansı bulamazlar. Modelin sürdürülebilirliği, hiçbir zaman bir
en güçlünün çıkamayacağı varsayımındadır.
Topluluk, kurallar ve otorite fikrini biraz irdelediğimize göre, şimdi bu
fikirlerin bilgisayar ağları üzeindeki uygulamalarına bakabiliriz
1.2 Bilgisayar ağları
Birbirleri ile bilgi alışverişi amacıyla iletişim içinde olan bilgisayarların
oluşturduğu yapıya bilgisayar ağı adı verilir. Dünyadaki en büyük, en
geniş bilgisayar ağı, aşağı yukarı herkesin dahil olduğu, kapısı herkese
açık olan İnternet'tir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Otorite Sorunu | 5
Bilgisayar ağları da bir topluluk olarak düşünülebilir. Doğal olarak, bu
topluluklarda da topluluk ve protokol kuralları, otorite yapısı ve otori-
tenin örgütlenme biçimi vardır. Bilgisayar ağlarında hem otorite hem
de kurallar birtakım yazılımlardan ve algoritmalardan ibarettir. Fakat
algoritmaları ve yazılımları insanlar yazdığı için bunlarda da otoriteye
dair kötüye kullanım sorunlarının ortaya çıkması mümkündür. Diğer
taraftan, bilgisayar ağlarısadece kendiotoritelerinevekurallarınadeğil,
aynı zamanda onları kullanan insanların otoritelerine ve kurallarına da
tabidirler. Örneğin; bir İnternet sitesi, İnternet protokolünün güven-
lik kriterlerini karşılamadığı için protokol otoritesi tarafından erişime
kapatılabileceği gibi, içeriğine ulaşım, bir mahkeme kararıyla da durdu-
rulabilir. Dolayısıyla, bilgisayar ağları söz konusu olduğunda, otorite
sorunlarının hem ağ otoritesinin kendinde hem de insan toplumunun
otoritesinde ortaya çıkabilecek bir sorun olduğunu düşünmemiz gere-
kir.
İstemci
Sunucu
Modeli
En basit ağ yapısında; diğer bilgisayarlar tarafından ulaşılmak, pay-
laşılmak istenen bilgileri barındıran ve sunucu olarak bir bilgisayar
ile sunucudaki bilgilere ulaşmak isteyen ve istemci olarak adlandırılan
bilgisayarlar olmak üzere iki farklı bilgisayar grubu vardır. İstemci
sayısının çokluğuna veya paylaşıma açılmak istenen bilginin boyutuna
göre, sunucu sayısı artabilir. İstemcilerin; bir bilgisayar ağına katılmak,
ağ içinde kalmak, sunucu ile iletişime geçmek, sunucudaki bilgilere u-
laşmak... için uymaları gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallara pro-
tokol kuralları adı verilir.
Ağ
Topolojisi
Bir bilgisayar ağında istemciler ile sunucunun veya istemcilerin birbir-
lerine bağlanma şekillerine ağ topolojisi adı verilir. Ağ oluşumlarında
kullanılan ve bizim incelememiz açısından önemli olan üç topoloji
yıldız, ağaç ve örgü şeklinde adlandırılır.
Yandaki şekilde, yıldız adı verilen topolojiye bir örnek görülmekte-
dir. Sunucu dörtgen şeklinde, istemciler ise daire şeklinde gösteril-
miştir. Şekilden de görüldüğü üzere, yıldız topolo-
jisiyle oluşturulmuş bir ağda tüm istemciler doğru-
dan doğruya sunucuya bağlıdır. Sunucu her bir is-
temci ile doğrudan bağlantı içindedir; ancak istem-
ciler birbirleri ile yapacakları iletişimi sunucu üze-
rinden gerçekleştirirler.
Yandaki şekil ağaç topolojisine ait bir örnek göster-
mektedir. Topolojilerle otorite örgütlenmeleri ara-
sında doğrudan bir ilişki kurmak yanlıştır. Bir topo-
lojide birkaç farklı otorite örgütlenmesi oluşturula-
bilir. Fakat her topolojinin yapısına daha uygun olan
bir örgütlenme biçimi olduğu da bir gerçektir. Yu-
karıda görülen yıldız topolojisinin doğal otorite örgütlenmesi merkezi
otoritedir. Ağaç topolojisi de merkezi otorite örgütlenmesine uygun-
dur. Ancak bu topolojide otorite alt birimlere ayrılabilir. Örneğin; şe-
kilde üstte yer alan sunucu asıl otorite, diğer iki sunucu ise asıl otoriteye
bağlı alt otorite birimleri olarak düşünülebilir.
Dağıtılmış
Otorite
Modeli
Örneğin, İnternet üzerinde bankacılık işlemleri yapmak için kullanılan
ağın yapısına bir bakalım. Bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilmek
için, bu amaçla kullanılan bilgisayar ağına katılmak gerekir. Bu ağda
sunucu bankadır. Çünkü müşterinin yapacağı işlemlerin gerçekleşeceği
bilgisayar bankanın bilgisayarıdır. Müşteri ise istemcidir. Çünkü müş-
teri bankanın bilgisayarında yer alan bilgiler üzerinde işlem yapmak
istemektedir. Sunucu, istemciden birtakım şifreler ister ve ancak bu
şifrelerin doğruluğunu teyit ettikten sonra istemcinin ağa katılmasına
izin verir. Sunucu, aynı zamanda, otoritedir; şifreleri kontrol etmek,
ağa katılıma izin vermek, bankacılık işlemlerinin gerçekleşmesini onay-
lamak... ancak sunucunun tasdik etmesi sonucu olabilir. Fakat is-
temci de bağlandığı sunucunun gerçekten bankanın bilgisayarı olup ol-
madığını bilmek ister; çünkü bankacılık şifrelerini gönderecektir. Su-
nucu gerçekten bankayı temsil ettiğini ispatlamak için, bağımsız bir ku-
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Otorite Sorunu | 6
ruluştan sertifika alır. İstemci, sertifikayı veren kuruluşa güvendiği için
sunucunun banka olduğuna ikna olur. Bu seviyede de sertifika kuru-
luşu otoriteyi temsil etmektedir. Buna göre; bu ağ, otoritenin eş güçler
arasında dağıtıldığı bir yapıya sahiptir. Sunucunun, bankaya ait oldu-
ğunu bağımsız bir otoriteye onaylatması gerekmektedir; bunu, hiçbir
otoritesi olmayan istemciye ceberrut bir tavırla kabul ettiremez. Şe-
kilde görülen iki sunucudan biri bankayı, diğeri ba-
ğımsız sertifika kuruluşunu temsil etmektedir. İs-
temci her ikisiyle de iletişim içindedir.
Örgü topolojisineaitbirörnekyandakişekildegörül-
mektedir. Örgü topolojisinde bir sunucu bulunmaz.
Tüm istemciler, aynı zamanda bir sunucu görevini
de üstlenirler. İki istemci birbirine doğrudan doğ-
ruya bağlanabilmektedir. Otoritesiz ağlar için en uygun olan topoloji
örgü topolojisidir. Örgü ağların en büyük avantajı, aşırı yüklenme,
teknik arızalar ve benzeri nedenler dolayısıyla yaşanabilecek sunucu
çökmelerinden muaf olmalarıdır. Ağ içinde yer alan her bilgisayar
aynı zamanda bir sunucu olduğu için sistemin tamamen çökmesi hayli
zordur. Bu özelliklerinden ötürü, birçok haberleşme ağı örgü yapı-
dadır. Ancak aynı özellikleri, bir başka otorite tarafından kontrol
edilebilmelerine de engel olur. Tek veya birkaç sunucunun çökertilmesi
ile önüne geçilemeyecek olan trafik akışı, suç örgütlerinin İnternet üze-
rinden iletişimlerinin engellenememesine de yol açar. İnternet üzerin-
denyayınyapanvemeshnet, darknetgibiisimlerleanılanbuağlaruyuş-
turucu ticareti, fuhuş, silah kaçakçılığı gibi suçlarla ilgili birçok örgütün
ortaya çıkarılmasında kayda değer zorluklar yaratır.
Kolektif
Otorite
Modeli
Birzamanlarözelliklemüzikdosyalarınınpaylaşımındakullanılandos-
ya paylaşım ağlarında herhangi bir otorite bulunmaz; tamamen anarşik
bir yapıya sahiptirler. Böyle bir ağda yer alan tüm bilgisayarlar, aynı
anda hem sunucu hem de istemci rolünü üstlenirler. Örneğin, A bil-
gisayarı, B bilgisayarından x şarkısını kendine aktarırken B bilgisayarı,
C bilgisayarından y şarkısını indiriyor olabilir. Bu durumda B bilgisa-
yarı hem sunucudur (A bilgisayarına göre) hem de istemcidir (C bil-
gisayarına göre). Bir bilgisayarın böyle bir ağa dahil olabilmesi için bir
yazılımı çalıştırması gerekir. Tüm kullanıcılar paylaşıma açmak iste-
dikleri ve aradıkları dosyaları yazılıma eklerler. Bu yazılım, belli bir
algoritma aracılığıyla, bilgisayarları, istedikleri dosyaya sahip olan diğer
bilgisayarlara otomatik olarak bağlar. İstekler karşılandığında bağlantı
da otomatik olarak sonlanır. Dolayısıyla ağda çok sayıda bilgisayar
olsa bile, her bilgisayar, aynı anda, az sayıda bilgisayar ile bağlantı
halindedir. Yazılım, belli aralıklarla tüm bilgisayarlara bağlanarak dos-
ya listelerini günceller.
Kötü niyetli bilgisayarların sistemi suistimal etmelerini engellemek için
her yazılım kendine göre bazı önlemler alır. Örneğin; bir bilgisayar hiç-
birdosyavermedendosyaalmakistersealgoritma, bubilgisayarındosya
alabilme hızını düşürerek bezdirme yöntemi uygular. Böyece ağ her-
hangi bir otoriteye ihtiyaç duymadan kendi düzenini sağlamaktadır.
Kriptografik
Bariyerler
Anarşist bir örgütlenme içindeki bu ağlarda kötü niyetli, kurallara uy-
mayan üyelerin ağa zarar vermesinin önüne, yazılımın kurduğu ve ko-
laylıkla aşılamayan bariyerler sayesinde geçilmektedir. Yazılım katma-
nında aşılması oldukça zor bariyerler kurmanın, sosyal hayatta böyle
bariyerler oluşturmaktan çok daha kolay olması, bilgisayar topluluk-
larında otoritesiz toplum yapısını daha mümkün kılmaktadır. İnsan
toplulukları için belki de bir ütopya olan otoritesizlik, bilgisayar ağları
için olası görünmektedir. Fakat kötü niyetlilerin bir şekilde bariyer-
leri aşmayı başarmaları; yani, barbar saldırılarının başarıya ulaşması,
topluluğu aniden kaotik bir yapıya sürükleyebilir. Bu nedenle, hayati
öneme sahip ağlarda bariyerler çözülmesi imkânsız matematik prob-
lemler üzerine kurulmalıdır.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Otorite Sorunu | 7
1.3 Otoriteden kaynaklanabilecek sorunlar
Yukarıda söylediğimiz gibi, bilgisayar ağları hem kendi ağ otoritele-
rine hem de insan topluluğunun otoritesine tabi olup her iki otoritede
de çıkabilecek olan sorunlara karşı duyarlıdırlar. Örneğin, yukarıdaki
tartışmalarda sıklıkla söz ettiğimiz kötüye kullanım, genellikle insan
toplumlarında ortaya çıkan bir sorundur; fakat bilgisayar ağlarına da
yansır. Bu nedenle otoriteden kaynaklanabilecek sorunları sıralarken
her iki topluluğu da göz önüne almaktayız.
Otoriteden kaynaklanabilecek olan sorunlar dört ana başlık altında
incelenebilir: Kötüye kullanım, merkeziyetçilikten kaynaklı yavaşlık,
kontrol ve koruma nedenli maliyet, otorite kaybında sistemin çökmesi.
Kötüye
Kullanım
Otoritenin kötüye kullanımı, çok kısaca, otoritenin kendine çizilen
sınırlar içinde, veya daha da kötüsü bu sınırların dışına çıkarak top-
luluk üyelerinin hak ve özgürlüklerine saldırıda bulunmasıdır. Kötüye
kullanımın örnekleri saymakla bitmez ve dünya tarihi birbirinden kor-
kunç misallerle doludur.
Sistem
Yavaşlaması
Sistem içindeki tüm iş veya işlemlerin merkezi bir otoritenin onayı
ile gerçekleşmesi, doğal olarak sistemin yavaşlamasına neden olacaktır.
Örneğin, binlerce istemcisi fakat tek bir sunucusu olan bir bilgisayar
ağının hızlı çalışabilmesi çok mümkün değildir. Bilgisayar ağlarında bu
sorun, sunucunun kopyalarını oluşturarak aşılabilir; ancak bu, saldırı-
lardan korunması gereken birimlerin de sayısını artıracaktır.
Maliyet Otoritenin hem kötüye kullanılmasını engellemek için alınacak tedbir-
ler hem de bir saldırıya karşı korunması için kullanılacak yöntemler bir
maliyettir. Dolayısıyla otoritenin varlığı her zaman bir maliyet yarat-
maktadır. İster merkezi örgütlenme ister dağıtılmış örgütlenme şek-
linde olsun, otoriteyi temsil eden birim sayısı arttıkça maliyet de arta-
caktır.
Sistem
Çökmesi
Otoriteden kaynaklanabilecek en büyük sorun otoritenin ele geçiril-
mesi veya çökertilmesidir. Örneğin, bankacılık işlemlerinde otorite
olan banka sunucusu kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirilirse kişi-
lerin banka hesaplarında oynamalar yapması mümkündür. Sunucu
tek otorite olduğu için bunu engelleyebilecek bir güç de bulunmamak-
tadır. Farklı bir örnek olarak; bir kentin elektrik şebekesini yöneten sis-
temin otoritesi çökertilirse kente elektrik verilmesi mümkün olmaya-
bilir. Benzer bir şey bir nükleer santralin yönetim sisteminde gerçek-
leşebilir. Bu saydıklarımız hep bilgisayar ağları üzerinden verilen ör-
neklerdir; ancak sorun insan topluluklarında da çıkabilir. Bir savaş ha-
linde ordunun genel merkezi ele geçirilir veya bir saldırıyla iş göremez
hale gelirse ordu birbirinden bağımsız birlikler haline dönüşecektir—
tabii ki, her ordu bu ihtimale karşı birtakım tedbirler almıştır.
Kötüye
Kullanıma
Karşı
Önlemler
Kötüye kullanıma karşı en zayıf olan otorite örgütlenmesi merkezi
otoritedir. Kendisini kontrol edecek hiçbir güç bulunmadığı veya bu-
lunan güçler çok zayıf olduğu için otorite rahatlıkla elindeki yetkileri
kötüye kullanabilir. Bir bilgisayar ağı söz konusu olduğunda, otorite
genellikle bir yazılım olduğundan dolayı, kötüye kullanım çok müm-
kün değildir. Yazılımın başkaları tarafından ele geçirilip çıkar amaçlı
kullanımı, sistemin çökmesi başlığı altında incelenir. Geniş toplu-
luklarda merkezi otoritenin, ağaç topolojisiyle, alt birimlere ayrılması
kötüye kullanımın gerçekleşebileceği birim sayısını da artırır. Dola-
yısıyla kötüye kullanımı engellemek daha zordur. Kötüye kullanımı
önlemek için önerilen ilk yöntem yetkilerin dağıtımı yoluyla oluştu-
rulan dağıtılmış otorite modelidir. Bu model, merkezi otoriteye göre
daha güvenli olsa da kötüye kullanımı gerçekleştirebilecek makamların
sayısında bir artışa da neden olur. Diğer yandan, otorite makamlarının
tam bağımsızlığı, birbirlerini denetlemelerini zorlaştırırken bağımlılık,
otoritenin dağıtılmışlığını kısıtlar. Bu örgütlenme biçimi, ne yazık
ki, kötüye kullanımı tam olarak ihtimaller dışına çıkaramaz; sadece
güçleştirir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
2: Bizans Generalleri Problemi ile ilgili detaylı bilgiye https://people.eecs.berkeley.edu/~luca/cs174/byzantine.pdf linkinden ulaşılabilir. Para Teorisi | 8
Merkezi veya dağıtılmış bir otoriteye sahip olmayan, sadece topluluk
ve protokol kurallarından oluşan kolektif otorite modeli, kötüye kul-
lanıma karşı tam bir bağışıklık içindedir; otorite olmadığı için kötüye
kullanılacak bir yetki yoktur. Bu örgütlenme biçiminin sorunu, kötü
niyetli kişilere karşı korunma mekanizmasının oluşturulmasındadır.
Topluluk içindeki güç –her nasıl tanımlanacaksa– iyi niyetli bireylerde
olduğu müddetçe sorun yoktur. İşi, biraz karikatürize ederek kaba
kuvvet boyutuna indirirsek, eşit kuvvetteki insanlardan oluşan bir top-
lulukta kurallara saygılı bireyler en az %51 çoğunluğu sağladıkları sü-
rece toplum güven altındadır. Kötü niyetliler kuralları suistimal et-
meye kalksalar bile çıkacak kavgada iyi niyetliler, kötü niyetlileri döver!
Otoritesiz bir toplumda doğru olanın galip gelmesinin şartları (ve as-
lında olayın karmaşıklığı) Bizans Generalleri Problemi 2
ile temsil edi-
lir. Açıklaması oldukça uzun olan bu problemin temel paradigması, bir
bilgisayar ağında içeri sızmış olan kötü niyetli bireylere karşı ağı ko-
rumaya almanın yöntemlerinin araştırılmasıdır. Çeşitli senaryoların
incelenmesi sonucunda varılan nokta bunun her zaman mümkün ola-
mayacağı ve her olayın kendi özel koşulları göz önüne alınarak incelen-
mesi gerektiğidir; sorunun genel bir çözümü yoktur. Bitcoin sisteminde
bu soruna blok zinciri (blockchain) ile bir çözüm önerilmiştir.
Sistem
Çökmesine
Karşı
Önlemler
Burada sistemin çökmesini, otoritenin işini yapamaz hale gelmesi an-
lamında kullanmaktayız. Bir sisteme karşı düzenlenecek olan saldırı-
ların genel olarak iki amacı olabilir. Birincisi sistemi çalışmaz hale ge-
tirmek, ikincisi ise sistemin yönetimini ele geçirmek.
Sistemi çalışamaz hale getirmenin pek çok yolu olsa da bizim konumuz
otoritenin sorunlarının incelenmesi olduğu için burada sadece bunu
otorite aracılığıyla yapma yöntemleri üzerinde duracağız. Merkezi
bir örgütlenme içindeki otoritenin ortadan kaldırılması sistemi çökert-
mek için en kolay yoldur. Bir bilgisayar ağında genel sunucu ortadan
kalkarsa ağ da ortadan kalkmış sayılır. Dağıtılmış otorite örgütlen-
mesinde de benzer bir durum söz konusudur. Otoritelerden biri or-
tadan kalktığında sistem tam çökmese bile işlerliğini büyük ölçüde
kaybedecektir. Eğer otorite merkezleri kopyalanırsa (örneğin, her su-
nucunun kopyalanması gibi) sistem yok olan sunucunun yerine ötekini
koyarak yoluna devam edebilir. Fakat bu yöntem, hem kopyalama hem
de koruma maliyetleri açısından bir yere kadar uygulanabilir bir yön-
temdir. Yedek sunucular da yok edilirse en başa dönülmüş olur.
Otoritenin ortadan kaldırılmasına karşı en korunaklı örgütlenme bi-
çimi de kolektif otorite modelidir. Hedef olabilecek bir noktada yer
alan bir otorite olmadığı için yok edilmesi mümkün değildir; yok etme
saldırısı tüm bireyleri hedef almalıdır. Ağ, saldırı sonucu çöken birey-
lerin eksilmesiyle küçülecektir. Fakat ağ yeterince genişse bu tür bir
saldırının başarılı olma şansı yok denecek kadar azdır. Bu tür bir ağda
sorun bireylerin çökertilmesinden çok ele geçirilmesidir. Ağdaki birey-
lerin çoğunluğu ele geçirilirse ağ, kötüye kullanıma müsait hale gelir.
Yukarıda, kaba hatlarıyla, otorite kavramını ve sebep olduğu sorunları
inceledik. Bu noktada, otorite bilgisi açısından kripto para konusunu
incelemeye hazır olduğumuzu söyleyebiliriz. Şimdi ikinci adıma geçip
para teorisinin temel kavramlarından biraz bahsedeceğiz.
2. PARA TEORİSİ
Para Teorisi'nde, paranın, değiş tokuş yapma ve servet biriktirme aracı
olmak gibi iki temel fonksiyonu olduğu söylenir. Para, taraflar arasında
değiştirilecek olan ürün veya hizmet değerlerinin bir ortak paydasıdır.
Bir sistemde, ticaretin konusu olabilecek olan her şey, kabul edilmiş
olan para birimi cinsinden bir sayıya karşılık gelir. Para kavramının var
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 9
olduğu bir medeniyet düzeyinde, bir alışveriş takas yöntemi ile yapılsa;
yani, taraflar birbirlerine para yerine ürün veya hizmetle ödeme yap-
salar bile, alışverişlerini, ortak payda olan para cinsinden hesaplar ve
takaslarını, bu hesap üzerinden gerçekleştirirler. Dolayısıyla, fiziksel
olarak kendisi kullanılmasa da, J. M. Keynes'in tanımıyla sadece hesap
parası rolünü üstlense dahi para, mübadelenin temel aracıdır.
Paranın mübadele aracı olması fonksiyonundan yola çıkarak önemli
bir özelliğini belirleyebiliriz. Para, en azından uzunca süreler için de-
ğeri sabit bir şey olmalıdır. Hiç kimse değeri her gün değişen bir şeye
güvenerek hesap yapmaz. Paranın değeri her gün düşerse tüccar sat-
tığını yerine koyamaz, dolayısıyla da hiçbir şeyi satmak istemez. Para-
nın değeri her gün artarsa alıcı alışveriş yapmayı sürekli erteler, dola-
yısıyla tüketim durma noktasına gelir. Paranın değerinin her gün dal-
galanması da yukarıdaki nedenlerle pazarı işlemez hale getirir.
Öte yandan para, satın alma gücünün de temel ölçüsüdür. Kişinin
elinde bulundurduğu para, satın almasa da satın alabileceklerinin, sa-
hip olmasa da sahip olabileceklerinin bir göstergesidir ve kişi, elinde
para bulundurarak yapabilme gücünü muhafaza etmektedir. Dolayı-
sıyla, paranın kendisi de birikmiş bir servettir.
Tarih kaynaklarında paranın M.Ö. 550 civarında Lidyalılar tarafından
bulunduğu yazılır. Fakat bu ifadenin, sikke ilk kez M.Ö. 550 civarında
Lidyalılar tarafından kesilmiştir şeklinde düzeltilmesi gerekir. Çünkü
para asla bir buluş, bir icat değildir. Soyut olarak para fikri, ticaretin,
karşılıklı armağan vermeden İinternet üzerindeki uçsuz bucaksız sanal
pazarlara doğru gelişen tarihinde yavaş yavaş gerçekleşen düşünsel bir
olgunlaşmadır. Fiziksel paranın ortaya çıkışı da yine bir icat değil, ticari
ilişkilerin bir dayatmasıdır. Serbest ticaretin olmadığı bir yerde fizik-
sel paranın hiçbir anlamı yoktur. Bunun doğruluğu, son derece kap-
samlı bir para sistemi olan Batı Roma İmparatorluğu'nun Cermen isti-
lalarıyla yıkılması ve ardından gelen barbar akınları ile Avrupa ticare-
tinin durması sonucunda paranın yüzyıllar boyu ortadan çekilmiş ol-
masında görülebilir.
Tarihin uzunca süren bir döneminde mal varlığı kolektiftir; tüm mal
tümkabileyeaittir. Eldeedilenürünkabileotoritesitarafındantoplanır
ve kabile üyelerine bir ölçüye göre dağıtılır. Böyle bir sistemde herkes
aynı şeylere, ihtiyacı oranında sahip olduğu için kabile içinde, en ilkel
şekliyle bile ticaretin ortaya çıkması mümkün değildir. Ticaret, farklı
mallara sahip diğer kabilelerle ilişki içinde ortaya çıkmıştır. Öyleyse pa-
ranın ortaya çıkması için farklı mallara sahip bireylerden, gruplardan
oluşan geniş bir toplumun ve serbest ticaretin varlığı şarttır.
Sosyal olgular içinde, kuşkusuz, en karmaşık olanıdır para. Tarihte ku-
rulmuş olan para sistemleri, zaman içinde yetersiz kalmış ve değişime
uğramışlardır. Ancak her değişimde, paranın yukarıda bahsedilen iki
fonksiyon açısından bir devamlılığa sahip olması doğal şartı vardır ve
karmaşanın temelinde de bu devamlılık arayışı yatar.
Para biriminin veya değerinin ani ve devamsız değişimi halinde, müba-
delenin hangi hesaba göre yapılacağı belirlenemeyeceğinden ya ticaret
duracak ya da toplumun bir kesimine, diğer kesiminin aleyhine olmak
üzere bir servet akışı gerçekleşecektir. Öte yandan ve belki de daha
önemli olarak; bu değişim, para cinsinden birikmiş olan tüm servetin
yok olması anlamına da gelecektir. Her iki olgu da toplumsal anlamda
bir çöküntüye yol açar. Bu nedenle, çok büyük devrimsel dönüşümler
dışında, para sistemleri her zaman bir önceki sistemin tadili şeklinde
gerçekleşmiştir. Bu da para sistemi analizinin ancak tarihsel bir pers-
pektiften bakarak yapılabilmesine neden olur.
Para teorisinin tarihsel bir bakış açısıyla analizi bu yazının amaç, kap-
sam ve sınırlarını misliyle aşar. Bu nedenle, para teorisinden, tarih-
sel gelişiminden tamamen kopuk bir biçimde ve çok kaba hatlarıyla
bahsedecek; gerekli noktalara notlar düşeceğiz.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 10
2.1 Paranın fazlasıyla kısa bir tarihi
İnsan garip bir canlıdır; neye, niçin değer verdiğini anlayabilmek zor-
dur. En şaşırtıcı olan, üzerine cilt cilt kitapların yazılıp çok ciddi tavır-
larla büyük büyük konuşmaların yapıldığı para sisteminin son derece
müphem bazı temeller üzerine inşa edilmiş olduğunu görmektir.
Takas
Ekonomisi
Takas ekonomisinde, takas, bir ucunda eşit emek kriteri diğer ucunda
sınırsız bir belirsizlik bulunan bir skalanın herhangi bir noktasına göre
gerçekleşebilir. Eşit emek kriterine göre, iki malın birbiri ile takas edi-
lebilmesi için üretimlerine eşit miktarda emek harcanmış olması gere-
kir. Dolayısıyla, bu kritere dayalı takaslarda takas edilen, bir anlamda,
emeğin kendisidir. Az bulunan şeylerin daha değerli olmaları da bu
kritere uygundur. Çünkü bir şeyin az bulunması, üretimi veya elde edil-
işi için çok emek harcandığının da bir göstergesidir—ancak az bulunan
bir şey hiçbir işe yaramadığı halde, sadece az bulunduğu için de değerli
olmaz.
Her ne kadar eşit emek kriteri son derece adil olsa da uzak bölgeler arası
ticarette taraflar hangi malın ne kadar emekle ve hattâ nasıl üretildiğini
bilemezler. Örneğin, Avrupa'da Ortaçağ sonlarına kadar ipek üretimi
bilinmediği için, ipeğin Çin'de gerçekleşen endüstriyel bir üretim ol-
duğu sanılmış, ipek böceği bilgisi şaşkınlıkla karşılanmıştır. Böyle bir
durumda da takas eşitliği, yavaş yavaş, skalanın belirsizlik ucuna doğru
kaymaya başlar. Belirsizlik, bir tarafın takastan çok kârlı çıkmasına
neden olabilir. Örneğin, Amerika kıtasının keşfi sonrasında yapılan
ticarete baktığımızda terazinin Eski Dünya lehine yan yattığını açıkça
görmekteyiz; Kızılderililerin Manhattan yarımadasını bir miktar bon-
cuk karşılığı sattıkları söylenir.
Yukarıdaki örneklerden görüldüğü üzere, takas ekonomisinde (ve as-
lında tüm alışverişlerde) fiyatı belirleyen tarafların almak istediklerine
karşı vermek istediklerinin dengesidir. Bir taraf, aslında değersiz ama
kendisi için çok değerli olan bir şeyi, aslında değerli ama yine kendisi
için hiçbir değeri olmayan bir şey karşılığında takas edebilir.
Mal–para
Dönemi
Tarihte takas dönemini izleyen döneme mal–para dönemi adı verilir.
Mal–para, kendisi de kullanılabilir bir mal olan bir nesnenin aynı za-
manda para olarak kullanılmasıdır. Bu nesnenin para olarak kullanıl-
masını sağlayan özelliği, herkesin ihtiyacı olan bir nesne olması, herkes
tarafından kabul edilmesidir. Bir satıcının o an (ve belki de hiçbir za-
man) bu mal–paraya ihtiyacı olmasa bile ticaretini bu mal–para karşı-
lığında gerçekleştirir; çünkü ihtiyacı olan şeyi bu mal–para karşılığında
alabileceğini bilir.
Yukarıdaki tanıma göre, tahıl ve genel olarak tarım ürünlerinin, canlı
hayvanların... mal–para olarak kullanılmış olması kimseyi şaşırtmaz.
İnsan topluluklarının, en azından tarihin uzun bir dönemi boyunca,
birer inanç toplumu oldukları gerçeği düşünülürse bazı ilginç nesnele-
rindemal–paraolarakkullanılmışolmasışaşırtıcıolmaktançıkar: Dini
açıdan anlamı olan nesneler, pratik bir değerleri olmasa bile kıymetli
nesnelerdir.
Tarihte mal–para olarak kullanılmış en ilginç nesnelerden biri deniz
kabuklarıdır. Asya'dan Amerika'ya, tüm kıtalarda pek çok ada halkı
deniz canlılarına ait kabukları para olarak kullanmıştır. Ancak bu
deniz kabuklarının ender bulunur olmaları bir yana, para olarak kul-
lanılabilmeleri için belli bir boyda ve kırıksız olmaları gerekmekte-
dir. Dolayısıyla, para olarak kullanılabilecek bir deniz kabuğunun bu-
lunabilmesi için belli bir mesai harcanmalıdır. Buna göre, para olan
kabuğunemekcinsindenbirkarşılığıvardır. Ayrıca, denizkabuklarının
takı eşyası olarak kullanıldıkları da göz önüne alınırsa dini birer an-
lamları olduğu da düşünülebilir. Bir başka ilginç mal–para ise tuzdur.
Bugünkü Etiyopya bölgesi olan Habeşistan'da kabileler tuzu para yerine
kullanmıştır. Büyük ihtimalle bunun nedeni, yılın büyük bir bölümünü
kuraklıklageçirenbölgede, tuzun, kurutulmuşyiyecekeldeetmedehalk
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 11
için çok gerekli bir mal olmasıdır.
Değerli
Maden
Dönemi
Mal–paranın bir ileri aşaması, değerli madenlerin para olarak kullanıl-
masıdır. Bu döneme değerli maden dönemi adı verilir. Aslında, değerli
madenler de bir mal olduklarından ötürü, değerli maden paralar da bir
çeşit mal–paradır.
Değer
Kavramı
Burada durup değer kavramı üzerine biraz konuşmak gerekli. Değerli
madenlerin para yerine kullanılması, örneğin deniz kabuklarının kul-
lanılmasından daha anlamlı görünebilir ilk bakışta. Fakat detaylıca ir-
delersek hiç de öyle olmadığını anlarız. Altın, deniz kabuğundan çok
daha dayanıklı bir nesne olduğu için deniz kabuğu yerine altın kullan-
mak pratik açıdan belki daha doğru olabilir; ama o kadar!
Altın
Neden
Kıymetlidir?
Altın neden kıymetlidir? Bu sorunun aklı ve mantığı tatmin edebilecek
hiçbir yanıtı yok! Neden, az bulunur olması ise az bulunan her şeyin
kıymetli olması gerekir; ama değildir. Sebep, birtakım kimyasal özel-
liklere sahip olması ise; birincisi, altına değer atfedilen ilk dönemlerde
insanlar bu kimyasal özelliklerin farkında bile değillerdi; ikincisi, ben-
zer kimyasal özelliklere sahip birçok maden vardır, ama onlara böyle
bir değer verilmemiştir. Çok işe yarar bir maden olduğu ileri sürülürse
bu tamamen yanlış bir iddia olur. Çünkü hem saf altın çok da fazla
bir işe yaramaz hem de kıymetinden dolayı çok fazla bir yerde kul-
lanılmaz. Altının tapınaklarda kullanıldığı için dini bir anlam taşıdığı
ve bu nedenle kıymetli olduğu da söylenemez; altın kıymetli olduğu
için tapınaklarda kullanılır. Benzer gerekçelerin hiçbiri akıl ve man-
tığı tam anlamıyla tatmin edemez. Altının değerli olmasının tek ne-
deni, alabildiğine öznel ve bilimsel açıdan hiçbir anlam taşımayan "göze
hoş görünür" olma özelliğidir. Bu da gösterir ki; insanların bir şeyin
kıymetli olduğu noktasında hemfikir olmaları, o şeyin kıymetli olması
için hem yeter hem gerek şarttır. Bu tespit, insanın ne kadar ilginç
bir canlı olduğunu gösterir; ama, aynı zamanda, para teorisini anlamak
açısından da çok önemli bir tespittir.
Sikke
Dönemi
Değerli maden döneminde paralar, şekilsiz ve çeşitli büyüklüklerde
külçeler halindedir. Bu durumda, her alışverişte madenin saflığının ve
ağırlığının ölçülmesi gerekir. Bu, sarraflık adında bir mesleğin ortaya
çıkmasına neden olmuştur. Pazar yerlerinde bulunan sarraflar, maden
paraların ağırlıklarını, bileşimlerini ve ayarlarını ölçerek alım güçlerini
tespit ederlerdi. Dolayısıyla sarrafın olmadığı bir yerde alışveriş yap-
mak her zaman biraz riskli bir işti. Bu soruna, Lidyalılar sikke basmak
şeklinde bir çözüm bulmuşlardır.
Sikke ile değerli maden paralar (ki, külçe olarak da adlandırılırlar)
arasındaki fark, sikkelerin ağırlık, maden bileşimi ve ayarı anlamında
birbirinin aynı olmalarına karşılık, külçelerin her birinin farklı ebat,
ağırlık ve ayarda olmalarıdır. Sikkelerin üzerinde sikkeyi bastıran dev-
letin veya hükümdarın simgesi yer alır. Sikke bastırmak devletin veya
hükümdarın tekelindedir ve sikkeler, bunlar tarafından yetkilendirlen
darphaneler tarafından darp edilir. Kişiler ellerindeki madeni (altın,
gümüş ve benzeri) darphaneye götürürler ve küçük bir ücret karşı-
lığında sikke olarak darp ettirirler ya da kestirirler. Buna göre, bir
madenin sikke haline gelmiş olması, aslında, içerdiği madenin ayar ve
ağırlığının otorite tarafından garanti edilmesi anlamına gelir. Tam da
bu anlamıyla sikke basmak devletin egemenlik gösterisidir.
Sikkenin alım gücü, içerdiği madenin ederi kadardır. Örneğin, 10
gramlık 18 ayar altın bir sikkenin alım gücü ile 10 gram 18 ayar altının
satış fiyatına eştir. Bu eşitliğin kayda değer miktarda bozulması ihti-
mali yoktur. Çünkü, örneğin, sikkenin alım gücü artarsa insanlar elle-
rindeki madeni darphaneye götürüp sikke haline getirirler. Aksi halde
de sikkeyi eriterek madene dönüştürürler.
Altın
Şehadetnameleri
Sikkeler ve değerli madenler hacimli alışverişler için uygun değildir.
Yüklü miktarda taşınmaları hem zordur hem de çalınma riski vardır.
Bu sorunun çözümü, altın şehadetnamesi adı verilen senetlerle bulun-
muştur. Bu sistemde tüccarlar altınlarını veya sikkelerini kasası olan
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 12
bir sarrafa teslim eder ve karşılığında altın miktarının yazılı olduğu bir
senet alırlar. Bu senet, hamiline de olabilen; yani, getiren kişiye al-
tının teslim edilebileceği bir senettir. Tüccar, senedi, aldığı mal kar-
şılığında satıcıya verir ve satıcı da gidip sarraftan senette yazan mik-
tarda altını alır. Tüccarlar, birer satıcı oldukları kadar birer alıcı da
oldukları için, bazen de bu senetleri sarraftan tahsil etmeden bir başka
tüccara mal karşılığında verirler. Böylece altın hiç yer değiştirme-
den el değiştirmektedir. Altın şehadetnamelerinin her zaman tahsil
edilmeyip elden ele dolaşması, altının uzun bir süre sarrafın elinde kal-
masını da sağlamaktadır. Bu sistemin temelinde sarrafa duyulan güven
bulunmaktadır. Bu güvenin pek çok zaman boşa çıktığını tarihten
bilmekteyiz. Fakat bazı sarraflar zamanla güvenilirliklerini daha artır-
mış ve birçok şehirde şubeleri olan kurumlar haline gelmişlerdir. Bu,
bankacılık sektörünün ortaya çıkışını işaret etmektedir.
Banknot
Dönemi
Sarrafların bir ileri aşaması bankalar, altın şehadetnamelerinin bir ileri
aşaması ise banknotlardır. Banknot, aslında, banka tarafından verilen
bir tür altın şehadetnamesidir. Yirminci yüzyıl öncesinde, bankalar
kendi banknotlarını basmaktaydı. Yirminci yüzyıl başlarından itiba-
ren, birçok ülkede, banknot basımı devlet tekeline alınarak bu iş için bir
veya birkaç banka yetkilendirildi. Ülke içi dolaşımda kullanılacak olan
bu paranın fiziki şekli ve sahip olması gereken özellikler standart hale
getirildi. Para basma yetkisi olan bankaya genel olarak Merkez Bankası
adı verilir ve tedavüldeki paranın kaydını tutmak gibi bazı özel görev-
leri de vardır. Ancak bu bankalar her zaman devletin kendi bankası
değildir. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası, FED, beş özel
bankanın birleşerek kurduğu özel bir bankadır. Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Bankası da bazı özel kişi ortaklara sahiptir. Bir bankanın para
basma yetkisine sahip olması demek, istediği gibi, hadsiz hudutsuz para
basabileceği anlamına gelmez. Bahsedilen para basma yetkisi, sadece
paranın fiziki basımına dair bir yetkidir. Para basımına karar verme
yetkisi devlet tekelinde bulunur.
Kaydi
Para
Banka, mudilerinin tasarruflarını toplayan ve elinde biriktirdiği bu
parayı müşterilerine kredi adı altında satan kuruluştur. Kredi geri
ödemesinden elde ettiği kârın bir kısmını mudilerine tasarruf faizi ola-
rak dağıtır. Bankalar, topladıkları tasarrufların sadece küçük bir bö-
lümünü kasalarında bulundurmak zorunda olduklarından dolayı, bir
mudinin bankadaki parasının büyük bir kısmı sadece kaydi olarak var-
dır (kaydi para). Bu sistemin faydası paranın sürekli dolaşımda kalma-
sını sağlamasıdır. Örneğin; banka, A ve B şahıslarından topladığı yüzer
liralık mevduatların sadece yirmişer lirasını kasasında tutarak geriye
kalan 160 lirayı kredi olarak verir. Bu durumda atıl olarak bir kasada
saklanacak olan 160 lira dolaşımda kalmış olur. Sistemin tehlikesi ise
tüm mudilerin aynı anda paralarını çekmek istemeleri halinde banka-
nın ödeme yapamamasıdır. Böyle bir durum toplumda paniğe yol aça-
cağı için ekonomik çöküntüye neden olacaktır. Bu nedenle, kaydi ve
gerçek para oranının çok dikkatli ayarlanması gerekir.
Kağıt
Para
Dönemi
Banknotlardan sonra gelen dönem kağıt para dönemidir ve aslında, ka-
ğıt para bu anlamıyla alınırsa, çok yenidir. Banknot sisteminde basılan
banknotların altın olarak karşılıkları, karmaşık bir sistem dahilinde
bir kasada, en azından belli bir oranda saklanmaktadır. Kağıt para-
nın banknottan farkı hiçbir karşılığının olmamasıdır. Aradaki fark çok
ince ama çok önemlidir: Banknot sisteminde bir kişi merkez bankasına
gidip elindeki banknotu vererek karşılığında altın alabilir. Bu özelliğe
çevrilgenlik—konvertibilite adı verilir. Bu özellik kağıt parada mevcut
değildir; kağıt para ile, sadece, ederi kadar altın satın almak mümkün-
dür. Bunun bir sonucu olarak, bir devletin banknot basmak için altın
varlığını artırması gerekir. Kağıt para basmak için buna ihtiyacı yok-
tur; fakat kağıt parayı istediği gibi basmasının da bazı olumsuz sonuç-
ları vardır. Aşağıda, bu sonuçlar üzerinde duracağız.
2.2 Kağıt paranın aniden ortaya çıkamazlığı üzerine
Hayali bir ülke düşünelim. Bu ülkede, A, B ve C ile temsil edeceğimiz
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 13
üç farklı ürün üretiliyor olsun sadece. Her ne kadar ülkemizde henüz
takas ekonomisi geçerli olsa da bu ürünlerin birbirlerine takas edilme
oranları, Adam Smith'in önerdiği gibi, üretimleri için harcanan emekle
orantılı olarak belirlensin. Bu değerleme sistemi, birçok ilkel ekono-
mide de rastlanan bir değerleme yöntemi olduğu için bu kabulümüz
uygun bir kabuldür. A ürününden bir birim üretilebilmesi için bir saat,
B ürününden bir birim üretilebilmesi için iki saat, C biriminden bir bi-
rim üretilebilmesi için de dört saat harcanması gereksin. Bu durumda,
C ürününden bir birim alabilmek için A ürününden 4 birim, B ürünün-
den ise 2 birim verilmesi gerekecektir. Benzer bir akıl yürütmeyle ku-
rulacak olan takas oranları aşağıda verilmiştir.
1 birim A = 1
2
birim B veya 1
4
birim C
1 birim B = 2 birim A veya 1
2
birim C
1 birim C = 4 birim A veya 2 birim B
Günün birinde ülkede ticaretin takas yerine para ile yapılmasına karar
verilsin ve ülkenin otoritesi olan bilirkişiler heyeti, geç kalmış olan para
ekonomisini, tüm tarihi katmanları atlayarak doğrudan doğruya ka-
ğıt para ekonomisinden başlatsın. Para birimini lira olarak tayin eden
heyetin çözmesi gereken bazı sorunlar, cevaplaması gereken bazı soru-
lar vardır.
Öncelikle, ürünlerin fiyatı ne olacaktır? Ürünlerin fiyatlarını belir-
lemek için, yukarıda verilen takas tablosundaki oranları ters çevirmek
yeterli olur. Küsuratsız değerler elde etmek amacıyla ilk sırayı kullanır-
sak, A,BveCürünlerininbeherbirimininfiyatını, sırasıyla, 1, 2ve4lira
olarak belirleyebiliriz.
İkinci soru, ne kadar para basılacağı sorusudur. Basılacak olan paranın,
piyasadaki tüm alışverişi karşılayabilmesi için piyasadaki tüm mal ve
hizmetlerin fiyatları toplamına eşit olması gerektiği düşünülebilir veya
piyasanın işleyişine göre farklı bir yöntem izlenebilir. Bu, çok büyük,
cevaplanması zor bir soru değildir.
Üçüncü sorun ilk ikisinden katbekat büyüktür ve bizim asıl ilgi alanı-
mızı oluşturan da bu sorudur. Basılmış olan para toplumun üyelerine
ne şekilde dağıtılacaktır? Bu sorunun ne kadar büyük olduğunu anlaya-
bilmek için paranın kavramsal anlamı üzerinde biraz düşünmek gere-
kir: Mal–para olmayan para, sadece alım gücüdür ve satın alınacak bir
şey yoksa hiçbir anlamı ve değeri yoktur.
Parayı topluma dağıtmak için otoritenin önündeki yollardan biri, her
bireye elindeki ürün kadar para vermektir; bunun karşılığında birey-
lerin ellerindeki ürünü alabilir veya almayabilir. Eğer bireylerin elle-
rindeki ürünü alırsa kişilerin ellerinde sadece para olur ve bu parayla
alabilecekleri hiçbir şey olmadığı için bir anlam ifade etmez. Eğer elle-
rindeki parayla otoriteden mal alacaklarsa en sonunda para yine otori-
tenin elinde toplanacaktır. Öyleyse kişilerin elindeki malı almayıp on-
larda bırakmalıdır. Ancak bu durumda da kişilerin ellerindeki birikim
iki katına çıkacaktır. Örneğin, x kişisi elindeki ürünü kullanarak yıl-
lık alışverişini takas yöntemiyle yapıp parasını saklayabilir ve gelecek
yıl hiçbir şey üretmeden parasını kullanarak yaşayabilir. Fakat herkes
böyle yaparsa gelecek yıl satın alınabilecek bir ürün olmayacağı için pa-
ra anlamını kaybedecektir. Öyleyse paranın doğrudan doğruya halka
aktarılması mümkün bir yöntem değildir.
Yukarıdaki fikre; x kişisi bir dahaki yıl yine üretim yapar ve parasını
biriktirirşeklindebiritirazgelebilir. Ancakparanınbiryerdebirikmesi,
piyasadan çekilmesi anlamına gelir ve en nihayetinde ekonominin yeni-
den takas ekonomisine dönmesine neden olur. Tasarrufların bankalar
aracılığıyla sürekli dolaşımda tutulması mümkün olsa da bu, kaydi para
kavramının icadını gerektirip şu anda altını çizmeye çalıştığımız sorun
açısından yok saymamız gereken bir seçenektir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Para Teorisi | 14
Otoritenin kullanabileceği ikinci bir yöntem de otorite adına çalışan-
ların ödemelerini para ile yapmaktır. Halk otoriteye olan güvenin-
den ötürü, otorite adına çalışanlara ürünlerini para karşılığı satacak,
elindeki parayı da kendi arasında yaptığı alışverişlerde kullanacaktır.
Böylece otoriteden halka doğru bir para akışı gerçekleşecektir. Fakat
otorite için çalışan birileri varsa bir vergi sistemi de vardır. Eğer vergiler
ayni olarak ödenir ve otorite çalışanlarına para ödemeye devam ederse
otoritenin elinde biriken ürünler ekonominin dışına çıkmaya başlar ve
bu, otoritenin pratik anlamda vergi toplamaması anlamına gelir. Eğer
vergiler sadece para ile ödenecekse piyasaya çıkan para otoriteye geri
dönecektir. Görüldüğü gibi bu yöntem de işlememektedir.
Yukarıdaki örnek her ne kadar oldukça kaba saba olsa da, bu örnek üze-
rinden paranın çok önemli üç özelliğini tespit etmiş bulunuyoruz.
— Birincisi; kağıt para gibi, kendisi bir mal olmayan bir para şekli,
işleyen bir ekonominin içine tepeden inme bir şekilde sokulamamak-
tadır. Ekonominin içinde yer alacak olan paranın, mutlak surette, bir
emek karşılığı elde edilen bir ürün olması gerekir.
— İkincisi; kapalı bir ekonomide paraya ihtiyaç yoktur. Paranın var-
lığı veya yokluğu, böyle bir ekonominin temelinde yer alan takas dü-
şüncesini değiştirmez. Hatta tarihteki pek çok örnekte görülmüştür ki,
ekonomi kapandıkça para piyasadan çekilmeye başlar.
— Üçüncü ve en çarpıcı olan ise, kendisi bir mal olmayan paranın, tica-
retin bir gereksinimi olmadığının görülmesidir. Aslında bu para, kredi
sarmalında konumlanan bir spekülasyon aracı olarak, ticaretin değil,
kapitalizmin temel ihtiyacıdır. Ticaret, paranın olmadığı bir ortamda
da var olur; ancak kapitalist üretim ilişkileri paranın olmadığı hiçbir
yerde var olamaz.
2.3 Para teorisine ait bazı önemli tanımlar
Yukarıdaki iki başlıkta, para hakkında, konumuz açısından önemli olan
bazı noktaların altını çizdik. Şimdi de para teorisine ait bazı önemli
tanımları vereceğiz.
Enflasyon: Enflasyon, paranın alım gücünün azalmasıdır. Ekonomi
içindeki görüntüsü, aynı malın fiyatının giderek artması olarak gerçek-
leşir. Rastgele bir an için ekonomik bir kesit alınırsa; piyasadaki her
şeyin sabit bir fiyatı vardır ve tedavüldeki para ile piyasadaki malların
bir kısmını veya tamamını almak mümkün olacaktır. İlerleyen zaman
içinde malların değeri artıyorsa piyasadaki para miktarı artmaktadır.
Paranın miktarının artmasının tek yolu para basılması olduğuna göre,
piyasadaki mal miktarı aynı iken para basmak enflasyona neden olur.
Buna göre, enflasyona neden olmadan para basmak için üretimin art-
ması gerekir. Eğer para basılmadığı halde malların fiyatı artıyorsa üre-
tim azalıyor demektir. Örneğin, mevsim dönümlerinde bazı meyve ve
sebzelerin fiyatının artması bu bağlamda gerçekleşmektedir. Enflasyon
bazı ekonomik sistemlerde istenmeyen bir şey olmasına karşın, makul
sınırlar içinde kalmak şartıyla bazı ekonomik sistemler tarafından üre-
timin kamçısı olarak görülür.
Deflasyon: Enflasyonun tam tersi olarak tanımlanabilecek olan deflas-
yon, paranın değer kazanması, mal fiyatlarının düşmesi şeklinde ger-
çekleşir. Deflasyon, aynı kazanç için daha fazla üretim yapma zorun-
luluğu doğurduğu için istenen bir şey değildir. Diğer taraftan, sürekli-
lik kazandığı takdirde, kimsenin paradan uzaklaşmak istememesine yol
açacağı için ticari faaliyetleri de durduracak bir olgudur.
Develüasyon: Bugün uluslararası ticarette Birleşik Amerika Devlet-
leri'ninparabirimiolandolarkullanılmaktadır. Dolayısıylaherülkenin
para biriminin dolar cinsinden bir değeri vardır. Bir ülkenin parasının
değerinin düşmesi develüasyon olarak adlandırılır. Ülkeler dışa yap-
tıkları satışlarda sattıkları malların fiyatını dolara çevirerek belirler-
ler. Parası dolar karşısında değersiz olan bir ülkenin sattığı mallar
dolar cinsinden ucuz olacak ve rağbet görecektir. Bu durum satış mik-
tarının yeterli seviyede artmasına neden oluyorsa bu ülke kendi is-
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Kripto para | 15
teğiyle parasının fiyatını düşürebilir, develüasyona tabi tutabilir. Eğer
ülkenin dış alımı çok fazla ise bu içeride de bir enflasyona neden olur.
Ancak ithalat ihracat dengesine bakılarak bir orta nokta bulunabilir.
Bir ülke kendi isteğiyle develüasyon yapmak isterse bunu diğer ülkelere
kabul ettirmesi gerekir.
Son olarak şunu söyleyelim ve kripto paranın incelemesine geçelim. Bir
sistemde, sistemin egemeni tarafından seçilen, tek bir para birimi kul-
lanılır. Yabancı ülkelerin paraları veya altın ve benzeri şeyler bu sis-
tem için bir maldır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nin para bi-
rimi dolar olup ABD sınırları içinde avro sadece fiyatı olan bir maldır.
Benzer şekilde Avrupa Birliği içinde de Amerikan doları fiyatı olan
bir maldır. Dış ödemelerin ortak para birimi Amerikan doları olduğu
için, ülkeler, yaptıkları ithalatın bedelini bu para birimi ile öderler. Bir
ülkedeenflasyonyüksekse(yani, birmalolanAmerikandolarınınfiyatı
sürekli değişiyorsa) ve üretim ithalata bağımlıysa maliyetlerin hesabını
yerli paraya göre yapmak biraz uzun vadede dahi yanlış sonuçlar ve-
rir. Bu nedenle böyle ülkelerde Amerikan doları ikinci bir para birimi
gibi kullanılır. Bu tür ülkelere, ekonomi jargonunda "çift para birimli
ülkeler" denir; ancak yine de her sistemin sadece bir para birimi vardır.
Buna göre, kripto para sisteminde, tüm diğer paralar bir mal muamelesi
görmelidir. Benzer şekilde, tüm para sistemleri açısından da, örneğin,
bitcoin bir maldır.
Kripto para teorisini derinlemesine inceleyebilmek için gerekli bilgileri,
yerimizin elverdiği ölçüde toparlamış bulunuyoruz. Şimdi, kripto pa-
ranın teknik alt yapısını konuşmaya geçebiliriz.
3. KRİPTO PARA
Eğer bu incelememizin konusu İnternet bankacılığı olsaydı işimiz bi-
raz daha kolay olurdu. İnternet bankacılığı, bilindik bankacılık işlem-
lerinin İnternet adını verdiğimiz global bilgisayar ağı üzerinden gerçek-
leştirilmesi; yani, İnternet teknolojisinin, bilindik bir işlem türüne uy-
gulanması anlamına gelir. İnternet bankacılığı, bu açıdan bakıldığında,
bilinen bir şeyin bir adım öteye taşınmasıdır. Ancak incelememizin
konusu olan kripto para hiçbir şekilde bir şeyin bir adım öteye taşın-
ması olarak görülemez, düşünülemez, anlatılamaz. Tamamen yeni bir
teknoloji olmanın da ötesinde, birçok açıdan yepyeni bir davranış biçi-
mini, yepyeni bir felsefeyi temsil eder. Bu yenilikler, doğal olarak,
geçmişte rastladığımız, bildiğimiz bazı düşüncelere gönderme yapacak-
tır; fakat bir bütün olarak bakıldığında yepyeni bir şeydir.
Günlük hayatın neredeyse tüm olgularının dijital ortama aktarıldığı
çağımızda İnternet üzerinden para transferi yapmak çok uzun zaman-
dır mümkündü. Ancak bu transferler, bildiğimiz, günlük hayatta kul-
landığımız paranın kaydı üzerinden; yani, bankalardaki kaydi para
üzerinden gerçekleşmekte. Dolayısıyla, İnternet üzerinden para ak-
tarmakla, bu işlemi bir banka şubesinden yapmak arasındaki tek fark
işlemsel kolaylık; düşünsel boyutta hiçbir fark yok. Kripto para ise bu-
nun çok daha ötesinde bir sistem önerisi. Kripto para, paranın ken-
disinin de dijitalleşmesi, kullandığımız fiziki para ile ilişkisinin tama-
men kesilmesi anlamına geliyor.
Kripto para, teknik olarak, paranın iki temel fonksiyonuna sahip, bir-
birlerine örgü ağ topolojisi üzerinden bağlanmış bilgisayarlar aracılı-
ğıyla çalışan, her türlü sahteciliğe karşı güvenlik önlemlerini şifreleme
algoritmaları vasıtasıyla sağlayan bir yazılımdır.
Para sisteminde bir kişinin parası (varlığı değil, parası) iki farklı biçimde
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Kripto para | 16
olabilir; birincisi üzerindeki ya da kasasındaki fiziki para, ikincisi ise
banka hesabındaki kaydi para. Fiziki paranın, sorun olarak görülebile-
cek birtakım özellikleri vardır. Örneğin, basımı açısından bir maliyet
doğurur, çalınma riskine sahiptir... Ancak konumuz açısından asıl so-
run, dijital dünyaya dahil edilememesidir.
Fiziki paranın sahibi, İnternet ortamında bir aktarım yapmak iste-
diğinde, önce parayı bankaya yatırarak kaydi para şekline sokmak zo-
rundadır. Yani, banka, İnternet üzerindeki para transferlerinin tekeli
konumundadır. Bu tekel, para transferlerini, doğal olarak, bir ücret
karşılığında gerçekleştirir. Yani, sistem bankanın sürekli kazanması
üzerine kurulu gibidir.
Fiziki paranın ortadan kalktığını düşünürsek geriye sadece bankadaki
kaydi para kalacaktır. Her banka defterinde "defter ile banka kayıtları
arasında bir farklılık olursa banka kayıtları geçerli sayılacaktır" yazar.
Buna göre, kaydi paranın otoritesi bankadır. Bir felaket senaryosu ola-
rak, banka kayıtları bir şekilde silinirse sistem çöker. Farklı bir felaket
senaryosu olarak, bir kişinin bankadaki para kayıtlarını yok etmeye
yönelik başarılı bir saldırı gerçekleştirilebilirse kişi tüm parasını kaybe-
debilir. Daha da korkunç bir senaryo; diktatoryal bir rejimde bir kişinin
veya kuruluşun tüm parasına tek hamlede el konabilir, hesaplarına para
gönderilmesi engellenebilir, hesabından para çekmesi yasaklanabilir...
Kripto para, fiziki paranın yerine geçerek var olan tüm paranın diji-
tal dünyaya aktarılmasını sağlayacaktır—ya da en azından bazılarının
böyle bir hedefi vardır. Paranın kendisi dijital bir yapıya kavuştuğunda,
banka dışında bir yöntemle de aktarımı yapılabilir ve böylece banka-
nın para aktarımı konusundaki tekeli ortadan kalkar. Bu, bankacılık
açısından ciddi bir gelir kaybıdır.
Bankaların, banka defterlerine "defter ile banka kayıtları arasında bir
farklılık olursa banka kayıtları geçerli sayılacaktır" yazmasının bir ne-
deni vardır. Para, fiziki varlığını kaybedip sadece kaydi bir değer halini
alırsa kayıtlardaki küçücük bir değişiklik (örneğin, sağdan iki sıfır ek-
lenmesi) kişilerin bir anda çok ciddi bir servete konmalarını sağlaya-
bilir. Böyle bir şey mümkün olduğunda herkes bunu yapar. Dolayı-
sıyla, kaydi paranın kaydını, bir otoritenin tutması gerekir. Kripto para
sisteminde, bu kaydın, yukarıda açıklanan sakıncalar nedeniyle tek bir
el yerine bütün bir sistem tarafından tutulması düşünülmüştür. Bu
kayıt tutma sistemine blok zinciri (blockchain) adı verilir. Bu zincirin
oluşma mekanizması hakkında aşağıda detaylıca konuşacağız.
3.1 Paranın oluşumu
Yukarıda tespit ettiğimiz üzere: Bir sisteme tepeden inme bir şekilde
mal olmayan bir para sokmanın imkânı yoktur. Mal olmayan yeni bir
paranın eski paranın yerine gelmesi; yani, bir tür şekil değişikliği olarak
ortaya çıkması gerekir. Veyahut yeni para, yepyeni bir mal olarak teza-
hür edecektir. Eğer yeni bir mal olarak tezahür edecekse hem oluşumu
için belli bir emek harcanması, hem kendi başına kullanılabilir bir mal
olması, hem de sistemdeki herkes tarafından istenecek bir şey olması
gerekir. Oluşumu için belli bir emek harcanması gerekmeyen bir şeyi
herkes üretebilir ve değiş tokuş aracı olarak kabul görmez. Sistemdeki
herkes tarafından istenecek bir şey olmak ise kademeli bir durumdur:
Yeni malı arzu edenlerin sayısı yeteri kadar çoksa bu kişiler kendi ara-
larında bir sistem oluşturabilirler.
Kripto para, "Kripto para madenciliği" adlı maddede açıklayacak oldu-
ğumuz, madencilik adı verilen yöntemle dolaşıma girer. Bir kişi veya
topluluk tarafından üretilmiş bir para stoğunun piyasaya sürülmesi söz
konusu değildir. Bir oyun gibi anlatırsak: Sistemde, blok zincirine yeni
bloklar eklemek şeklinde bir görev vardır. Bu görev sürekli tekrar eden
bir görevdir; yaklaşık 10 dakikada bir yeni bir blok eklenmelidir. Bu
görevi en hızlı şekilde yerine getirene kendi kullanımı amacıyla belli
bir miktarda para basma hakkı verilir. Görevi tamamlayıp para basma
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Kripto para | 17
hakkını elde etme işi, para madenciliği olarak adlandırılır. Turun gali-
bine basma hakkı verilen para miktarı, bitcoin sisteminde 2009 yılında
50 bitcoin idi. Dört yılda bir yarıya inen bu miktarın değeri 2013
yılında 25 bitcoin, 2017 yılında ise 12,5 bitcoin olarak güncellendi.
Yani, blokların oluşum aralığı yaklaşık on dakika olduğu için, sisteme
on dakikada bir, yeni basım yoluyla para eklenmekte, dolaşımdaki para
miktarı artmaktadır. Sistemde paranın ortaya çıkmasının tek yolu,
madencilik olarak adlandırılan bu blok eklemelerdir. Buna göre, blok
ekleme görevini yapanlar, bir anda para sahibi olmakta, sonra bu parayı
harcayarak dolaşımda para olmasını sağlamaktadırlar. Bitcoin sistemi
dolaşımda sadece 21.000.000 bitcoin olmasını öngördüğü için, şimdiki
kabule göre, para madenciliği 2140 yılında sona erecektir.
Gördüğümüz gibi, madencilik fikrine dayalı kripto para, üretimi için
belli bir emek harcanması ve gün geçtikçe genişleyen bir kesim tarafın-
dan kabul görmesi nedeniyle mal–para olma kriterlerini sağlamaktadır.
Ancakkendisibirmalolmadığıiçindetamolarakmal–parasayılmaz—
bir gün kripto paraya olan ilgi biterse bir mal olarak kullanım imkânı
yoktur. Bu noktada şunu da hemen belirtelim ki, tüm kripto para bi-
rimleri bir madencilik fikri üzerine kurulu değildir. Özellikle iş dünyası
ve devletler tarafından desteklenen birimler, belli bir stoğun, teknolojik
avantajların kullanılması amacıyla kullanıma açılması mantığını güder-
ler. Bu tür kripto paralar, yeni bir mal değil, mevcut paranın şekil
değiştirmesi olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, bu noktadan sonra
kripto para dediğimizde madencilik yoluyla elde edilen kripto parayı
kastediyor olacağız.
Tekrar edersek: Kripto para sisteminde yer alan kişiler belli bir uğraş
sonucunda kripto parayı elde ederler. Bu parayı kendi sistemlerinde;
yani, bunu bir mübadele aracı olarak gören kişilerin oluşturduğu toplu-
lukta, alışveriş yapmak için kullanabilirler. Kendi sistemlerinde kripto
para gerçek anlamda paradır; malların fiyatı bu para cinsinden belir-
lenir. Diğer taraftan, bir geleneksel para, örneğin Amerikan doları, sis-
temine göre, kripto para bir maldır ve dolayısıyla da bir fiyatı vardır.
Kripto para sistemindeki kişiler, kripto paralarını dolar sistemindeki
kişilere satarak dolar elde ederler. Elde ettikleri dolarlarını, dolar kar-
şılığında satılan malları almak için kullanırlar.
Buna göre, kripto paraya iki farklı bakış açısıyla bakmak mümkündür.
Bir bakış açısıyla, kripto para, çok geniş bir kitlenin oynadığı bir oyunda
elde edilen ve geleneksel para sisteminde satılabilir ödül jetonlarıdır.
Yeteri kadar geniş bir kitle oyuna devam ettiği sürece bu jetonlar alıcı
bulacak ve hatta değerlenecektir. Diğer bakış açısıyla, yepyeni bir para
sistemi olup belki biraz değişime uğramak suretiyle geleneksel paranın
yerini alacaktır.
3.2 Para transferleri
Bu noktadan sonra bitcoin sisteminin teknik ayrıntılarından bahsedeceğiz. Ancak yazılım
esaslarına girmek istemediğimiz için sadece genel mantık üzerine konuşacağız; bu yaklaşım
da bazı basitleştirmeleri yanında getirecektir. Konunun yazılım detaylarını merak eden
okuyucular Mastering Bitcoin (Andreas M.Antonopoulos) adlı kaynağa bakabilirler.
Kişiler birbirlerine iki nedenden dolayı para transferi yaparlar: Birin-
cisi, kripto para ile mal alırlar ve satıcıya para transferi yaparlar. İkin-
cisi, geleneksel para karşılığında kripto para satıp gerekli miktarı alı-
cıya transfer ederler. Her iki şekilde de para transferinin mekanizması
aynıdır.
Para transferlerinin gerçekleştirilmesi, sahip olunan paranın hesabının
tutulması ve benzeri amaçlar için kullanılan yazılıma/uygulamaya ge-
nel olarak cüzdan adı verilir. Farklı yazılımcılar, farklı tasarımlarda
cüzdanlar yazabilirler; ancak ağ ile bağlantıyı kuran ve işlemleri gerçek-
leştiren modül her cüzdanda aynıdır ve bitcoin yazılımını bir parça-
sıdır. Uygulama, ilk kurulum esnasında, pek çok farklı algoritmadan
birini kullanarak rastgele bir sayı oluşturur. Bitcoin sistemindeki para
transferleri bu sayılar arasında yapılır. Her ne kadar yanlış bir adlan-
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Kripto para | 18
dırma olsa da bu sayıya, şimdilik, hesap numarası adını verelim. Ör-
neğin; A kişisi, B kişisine bir para transferi yapacağında, transfer, A
kişisinin hesap numarasından B kişisinin hesap numarasına yapılır—
tıpkı bankalar arası para transferleri gibi. Dolayısıyla, A kişisi, B kişisi
arasında para transferinden önce bir hesap numarası alışverişi gerçek-
leşmelidir; en azından A kişisi, B kişisinin hesap numarasını öğren-
melidir.
Fakat dışarıdan bakıldığında, hesap numaralarının kime ait olduğu bi-
linemez. Pek çok kişi cüzdanı tarafından oluşturulan numarayı da
bilmez; numara değişimleri akıllı cihazlar arasında QR kodları aracılı-
ğıyla gerçekleşir genellikle. Dolayısıyla, transferlerin hangi gerçek kişi-
ler arasında gerçekleştiğini bilmek de neredeyse imkânsızdır. Örneğin;
yukarıdaki örnekteki B kişisi hesap numarasını bir şekilde A kişisine
ulaştırmış olsun ve bir şantajla bu kişiden para istesin. Bu durumda, B
kişisinin kimliğine ulaşma imkânı yoktur. Ancak numarayı ulaştırma
yolu üzerinden bir fiziki takiple kişiye ulaşmak mümkündür. Sistemin,
bankacılık sisteminden ayrıştığı önemli noktalardan biri budur.
Bir cüzdan birçok farklı sayı üretebilir ve hatta kendine gönderilecek
her para transferi için ayrı bir hesap numarası bile oluşturabilir. Buna
göre, cüzdan sahibi, cüzdan tarafından oluşturulan tüm hesap numa-
ralarına ait toplam paranın sahibidir. Diğer yandan, cüzdan, sistemde
işlem gören birçok hesap numarasını kontrolü altında tutmaktadır.
Bir önceki bölümde ifade ettiğimiz üzere, bir kişinin para sahibi olması
için bu parayı ya ödül olarak kazanmış olması ya da birinden trans-
fer yoluyla elde etmiş olması gerekir—hiç kimse durup dururken para
sahibi olamaz, para bir yerden gelmiş olmalıdır. Kazanılan tüm ödüller
ve yapılan tüm transferler, aşağıda detaylarını açıklayacak olduğumuz
blok zincirinde kayıtlıdır. Her bir ödül alma işleminin ve her bir trans-
ferin kendine ait bir sıra numarası vardır. Cüzdan, kontrolü altındaki
hesap numarasına ait paraların elde edildikleri işlemin numaralarını
kaydeder veya her ihtiyaç duyduğunda, blok zincirinde, kendi kontro-
lündeki numaraya ait işlemleri arayarak sonuca ulaşırlar. Buna göre,
cüzdanda paranın kendi bulunmaz; sistemde temsil ettiği, kontrol et-
tiği hesap numarası ve belki de bu numaraya ait işlemlerin bir dökümü
bulunur sadece.
Bir işlem sonucu elde edilmiş olan para bölünmez bir bütün olarak
görülür. Biraz karmaşık olan bu durumu bir örnek üzerinden an-
latalım. A kişisi, B kişisine 1 bitcoin ödeme yapmak istesin. Ancak A
kişisinin sahip olduğu tek para bir x işleminden elde etmiş olduğu 4 bit-
coin olsun. A kişisi, sadece 4 bitcoin parasının 1 bitcoin'ini B kişisine
gönderecek şekilde bir işlem tasarlayamaz. Tüm parayı işleme sokmak
zorundadır: A kişisi, y numaralı ve 4 bitcoin meblağlı bir gönderim iş-
lemi gerçekleştirir. Bu gönderim işleminin iki alıcısı vardır. Birinci alıcı
1bitcoinalanBkişisi, ikincialıcıise3bitcoin'denbirazdahaazparaalan
A kişisinin kendisidir. Sonuç olarak, B kişisi 1 bitcoin'e, A kişisi ise aşağı
yukarı 3 bitcoin'e sahiptir. Aslında 3 bitcoin'e sahip olması gereken A
kişisinin kaybetmiş olduğu küçük miktar madencilere ücret olarak ve-
rilecektir.
Yukarıdaki basit örnek üzerinden iz sürürsek sistemin mekanizmasını
önemli ölçüde deşifre etmiş oluruz. Önce bir transferin yer aldığı bir
kayıt dosyasını, temsilen, yazalım ve bunun üzerinden konuşalım.
İşlem Numarası: y
Gönderenin hesap numarası: A'nın hesap numarası
Gönderilen paranın elde edildiği işlemin numarası: x1
Birinci alıcının hesap numarası: B'nin hesap numarası
Birinci alıcının alacağı miktar: 1 bitcoin
İkinci alıcının hesap numarası: A'nın hesap numarası
İkinci alıcının alacağı miktar: 2,98 bitcoin
| KRİPTO PARA TEORİSİ
3: Örneğin: https://bitcoinfees.earn.com/ Kripto para | 19
Bu tranferde, A kişisi, x numaralı işlem sonucunda elde ettiği parayı
harcamaktadır—indisin 1 olmasından anlıyoruz ki, A kişisi, x numaralı
işlemde birinci alıcı konumundadır. Şu anda, kayıt dosyalarımızı in-
celediğimizi ve x numaralı işlemdeki birinci alıcının 4 bitcoin almış ol-
duğunu gördüğümüzü farz ediyoruz. Buna göre, harcanabilir olan para
4 bitcoin'dir (dikkat edilirse bu bilginin yukarıdaki kayıtta yer almadığı
görülür). Şimdi A kişisi bu paranın 1 bitcoin'ini B kişisine transfer et-
mekte; 2,98 bitcoin'ini de, bir anlamda para üstü olarak, kendine geri
göndermektedir—eksik olan 0,02 bitcoin madenci ücretidir. Bu gön-
derim sonucunda, gönderilen paranın elde edildiği işlemin numarası x1
artık kullanılamaz hale gelir; yani, bir daha asla bu numara kullanılarak
bir gönderim yapılamaz. Çünkü bu para artık harcanmıştır ve sonuç
olarak iki yeni numara ortaya çıkmıştır: y1 ve y2. x1 numarasının bir
daha kullanılması demek, harcanmış olan paranın bir kez daha harcan-
ması demektir. Buna göre, bir işlem numarası (indisiyle birlikte), kayıt
dosyalarında sadece iki kez yer alabilir; ilkinde işlem numarası olarak,
ikincisinde ise gönderilen paranın elde edildiği işlem olarak. İkinci yer
alışında kullanılamaz hale gelmiş demektir. Bu mekanizma, bir kişinin
parasını iki kez harcamasına engel olan mekanizmadır.
Yapılan transferin kaydı için madenci tarafından alınan ücret, trans-
ferin meblağı ile değil, kayıt dosyasında tuttuğu yer ile; yani, bayt başına
ifade edilir. Bir transferde alıcı sayısı arttıkça kaydın boyutu büyüye-
cek ve ödenmesi gereken ücret de artacaktır. Güncel ücretler, daha
önceki transfer ücretlerinden yola çıkılarak hesaplanır. Bu ücretlerin
anlık değerlerini gösteren bazı siteler de vardır 3
.
Eğer A kişisinin göndermek istediği para, herhangi bir işlem sonucunda
elde ettiği bir paradan daha büyük olsaydı ya birkaç farklı işlemden elde
ettiği paraları teker teker göndererek istenen meblağı tamamlayacaktı
ya da birkaç farklı işlemden elde ettiği paraları tek bir transferde tek bir
alıcıya gönderecekti. Bu işlemler cüzdan yazılımının içinde gerçekleş-
tirilir ve bazı yazılımlar ikinci seçeneği desteklememektedir.
Eğer bir kişi, kendine ait olmayan bir hesap numarası ile işlem yaparak
sistemi dolandırmaya kalkarsa ne olur? Bunun önüne geçmek için bazı
kriptolojik bariyerler kullanılmaktadır. Burada detaylarına girmeye-
ceğimiz bu uygulamanın temeli asimetrik şifreleme ve dijital imza al-
goritmaları üzerine kuruludur.
Bitcoin ağı, örgü yapıda bir ağ olduğu için ağa bağlanmak demek, ağda
aktif olan diğer cüzdanlarla iletişime geçmek demektir. Buna göre, cüz-
dan ağa bağlanmak istediğinde ilk önce aktif cüzdanların listesini yer
aldığı bir sunucuya bağlanır ve aktif cüzdanların listesini alır. Bu su-
nucunun sadece bir veri tabanı görevi üstlendiği, herhangi bir otori-
teye sahip olmadığı açıktır. Cüzdan, bir algoritma doğrultusunda, aktif
olan cüzdanlardan bir kısmı ile bağlantı kurar. Bu noktada cüzdan ağa
bağlıdır.
Cüzdan, yaptığı para transferini bilinen formattaki kayıt dosyası şek-
linde bağlantıda olduğu cüzdanlara iletir. Bu cüzdanlar, henüz ilk elde,
bu transferin geçerli olup olmadığını kontrol ederler. Eğer transfer,
format bozukluğundan sistem dolandırıcılığına kadar herhangi bir an-
lamda geçersizse transferi onaylamazlar. Onaylamamak, gelen kayıt
dosyasını yok etmek anlamına gelir. Eğer transfer geçerli ise diğer
cüzdanlara ileterek bu bilginin aktif olan tüm cüzdanlara, dolayısıyla
tüm ağa ulaşmasını sağlarlar. Bir cüzdan, kendine gelen tüm kayıt
dosyalarının geçerliliğini, kaçıncı elden gelmiş olursa olsun, mutlaka
kontrol eder. Bu, sistemin konsensüs şeklindeki güvenlik kuralların-
dan birincisidir. Sistemin, yeri geldikçe belirteceğimiz üç farklı gü-
venlik kuralı daha vardır. Tekil cüzdanlar tarafından onaylanmış olan
transfer işlemi, artık madenciler tarafından blok zincirine kaydedil-
meyi beklemektedir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
4: Konuyla ilgili en önemli çalışma Logical Foundations of Probability (Rudolf Carnap) adlı eserdir. The University of Chicago Press — 1971
5: Bit dizisi sadece 0 ve 1 rakamlarından oluşan bir rakam dizisidir. Örneğin, 1001 dört rakamlı bir bit dizisidir.
Kripto para | 20
3.3 İz fonksiyonları—Hash fonksiyonları
Şimdiye kadar, var oldukları yerlerde, kriptolojik uygulamaların varlığından bahsettik ve
uygulamanın detaylarına burada girmeyeceğimizi söyledik. Bundan sonra da böyle ya-
pacağız. Ancak blok zincirinin ve özellikle de para madenciliğinin ne olduğunu açıklaya-
bilmemiz için özel bir kriptolojik fonksiyon olan iz fonksiyonlarının (hash fonksiyonlarının)
yapısından bahsetmemiz gerekiyor.
Matematikte bazı fonksiyonlara tek yönlü fonksiyonlar adı verilir. Ör-
neğin, y = x17
fonksiyonu, x'ten y'ye giden yönde hesaplaması kolay
bir fonksiyondur; yani, verilen bir x değerine karşılık gelen y değerini
bulmak zor değildir. Fakat, verilen bir y değerine karşılık gelen x değe-
rini hesaplamak çok zordur. Bu nedenle, bu fonksiyonun neredeyse tek
yönlü bir fonksiyon olduğu söylenebilir. Fonksiyonun ikinci bir özelliği
de bire bir olmasıdır. Yani, ne verilen bir x değeri için iki farklı y de-
ğeri ne de verilen bir y değeri için iki farklı x değeri bulunabilir. Bu tür
fonksiyonlar kriptolojide, başka birçok uygulamalarının yanında, kont-
rol fonksiyonları olarak kullanılırlar. Örneğin, y = x17
fonksiyonunda
y = 232.630.513.987.207 değeri verildiğinde x = 7 olduğunu bulmak
çok zordur, ama gizli tutulan x değeri bilinirse
y = 717
= 232.630.513.987.207
eşitliğini kontrol etmek basittir. Bu nedenle, kriptolojide bu tür fonk-
siyonlara tuzaklı fonksiyonlar denir; tuzak, eşitliği sağlayan değerin bi-
linmesidir.
Devam etmeden önce, bir olayın gerçekleşme ihtimalinden de bahsede-
lim. Bu konuları açıklamak için bir örnek üzerinden gideceğiz. Stan-
dart bir zar atıldığında {1, 2, 3, 4, 5, 6} olmak üzere 6 farklı değerden biri
gelebilir. Zar hilesiz ise bir atışta bu değerlerden birinin gelmesi ihti-
mali 1/6 olarak ifade edilir. Aslına bakılırsa bu değer sadece bir atış için
verilmektedir ve art arda altı atışın her birinde aynı sayının gelmemesi
için hiçbir neden yoktur. Fakat deneme sayısı yeterince büyükse 6 de-
ğerin birbirine aşağı yukarı eşit çıkacağı kabul edilir. Örneğin, zar 600
kere atılırsa her sonuç aşağı yukarı 100'er kez gelecektir. Bunun man-
tıksal tartışması; olasılık, istatistik ve oyunlar teorisi çalışmalarında
bulunabilir 4
.
Bir olayın gerçekleşmesine dair ihtimal değeri, her çalışmada farklı bir
bakış açısıyla değerlendirilir. Örneğin; gerçekleşmesi ihtimali 1/6 olan
bir olay, indüktif bakışa göre, her altı denemede bir kez gerçekleşecek-
tir. Ortalamacı bir bakış, olayın en geç 3. veya 4. denemede gerçek-
leşeceğini düşünebilir. Kriptolojide ise her zaman en uç değer göz
önüne alınır. Örneğin, bir şifrenin kırılması ihtimali milyonda bir ise
bu şifrenin ancak bir milyonuncu denemede kırılabileceği kabul edi-
lir. Halbuki, şifre ilk denemede de kırılabilir. Fakat kriptolojide hiçbir
güvenlik önlemi tek bir şifreye bırakılmadığından ötürü, hiç kimsenin
her şifreyi ilk denemede kırabilecek kadar kadar şanslı olamayacağını
düşünülür.
Dijital ortamda metinler, karakterler, görüntü dosyaları, ses dosyaları...
birer bit 5
dizisi olarak ifade edilirler. Bir iz fonksiyonu, uzunluğu
kaç bit olursa olsun her bit dizisini, sabit uzunluktaki bir bit dizisine
eşler. Örneğin, 256 bitlik bir iz fonksiyonu (SHA256 gibi) L.N. Tols-
toy'un Anna Karenina adlı dört ciltlik romanını da tek bir harfi de 256
bit uzunluğunda bir bit dizisine eşler. Örneğin, bitcoin kelimesinin
SHA256 iz fonksiyonuna göre iz değeri,
61d5 20cc b742 88c9 6bc1 a2b2 0ea1 c0d5
a704 776d d016 4a39 6efe c3ea 7040 349d
şeklindedir—bir iz değeri, okuma kolaylığından ötürü 16 tabanında
ifade edilir.
İz fonksiyonlarının en önemli özellikleri; iz değeri, son derece karma-
şık bir algoritma ile hesaplamalarından ötürü, elde edecekleri sonucun
| KRİPTO PARA TEORİSİ
6: Rasin Tınaz çevirisi, Altın Kalem Klasik Romanlar, Hayat Neşriyat A.Ş. 1970 Kripto para | 21
hiçbir şekilde öngörülemez olmasıdır. Elde edilen sonuç, yukarıdaki
örnekten de görüldüğü üzere rastgele bir sayı gibi görünür. Fakat asla
rastgele bir sayı olmayıp korkunç derecede karışık bir hesabın sonu-
cudur. Bu nedenle, bir içeriğin iz değeri her zaman aynı olup istendiği
an tekrar hesaplanabilir. Bu özellikleri iz fonksiyonlarının pek çok kul-
lanım alanına sahip olmasını sağlar.
Farklı uzunluklardaki dizilerin veya aynı uzunlukta olan farklı dizilerin
her birini, farklı bir 256 bitlik diziye çevirmelerinden dolayı; hiçbir par-
mak izinin birbirine benzememesine gönderme yaparak bu fonksiyon-
lara iz fonksiyonları adı verilir. Buna göre, 256 bitlik bir iz fonksiyonu
matematiksel bir dönüşüm olarak
Herhangi bir bit dizisi ↣ 256 bitlik dizi
şeklinde temsil edebiliriz. Bu dönüşümün sağ tarafında yer alan 256 bit
uzunluğundaki dizi; yani, sol taraftaki bit dizisinin iz değeri, en fazla
2256
tane farklı şekil alabilir. Buna karşın dönüşümün sol tarafında yer
alan dizi pratik olarak sonsuz farklı şekilde olabilir (çünkü, uzunluğu
sınırlanmamıştır). Buna göre, pek çok bit dizisi aynı iz değerini vere-
cektir. Tersi olarak da aynı iz değerinden hareketle, bu iz değerini veren
çok sayıda bit dizisi bulunabilir. Yani, yukarıdaki matematik fonksiyon
örneğinde olduğu gibi bir bire birlik burada yoktur. Tekrar edersek; bir
A dizisi ile bir B dizisinin aynı 256 bitlik iz değerini vermesi veya bir
iz değerini veren A ve B gibi iki dizi bulunması teorik olarak kesindir.
Fakat söz konusu olan güvenli bir iz fonksiyonu ise bahsedilen değer-
lerin bulunabileceği bir algoritma yazılamaz; bu değerleri bulmanın tek
yolu deneme–yanılma yöntemidir. Ancak, biz burada göstermeyecek
olsak da gösterilebilir ki, böyle iki değerin deneme–yanılma yoluyla bu-
lunabilmesi için sadece var olan değil, yapılabilecek tüm bilgisayarların
evrenin son gününe kadar çalışması bile yeterli olmaz.
Farklı bit dizilerinin izlerinin farklı olması, iz fonksiyonlarının birer
kontrol fonksiyonu olarak kullanılabilmesini sağlar. Bir metnin izi
alınır ve saklanırsa, metnin içeriğini değiştirmek imkânsız hale gelir;
çünkü içerikte yapılacak en küçük bir değişiklik bile metnin iz değerini
değiştirecektir. Örneğin; Anna Karenina 6
, "Bütün mutlu aileler..." ye-
rine, "bütün mutlu aileler..." şeklinde başlarsa metnin izi çok ciddi bir şe-
kilde değişecektir—teorik olarak 256 bitten 128'i değişir. İz fonksiyon-
larının kontrol fonksiyonu olarak kulanımına dair bir örnek verelim:
Bir bilim adamı, yaptığı bir buluşu bir nedenden dolayı hemen açıkla-
mak istememektedir. Ancak konu bilim dünyasının çok ilgisini çeken
bir konu olduğu için aynı buluşun bir başkası tarafından yapılması ih-
timali de mevcuttur. Bu durumda bilim adamı buluşunu içeren detaylı
bir makale yazar ve bu makalenin iz değerini alır. Bu iz değeri, örneğin
sosyal medya hesabından yayınlar. İz değerin elde edildiği makalenin
içeriği bilinmese de, iz değeri veren makalenin, değerin açıklandığı ta-
rihte yazılmış olduğu kesindir. Bir gün buluşunu açıklamak istediğinde
makalesini yayınlar. İsteyen herkes, daha önce bilim adamı tarafından
kullanılan iz fonksiyonu aracılığıyla makalenin iz değerini elde edebilir;
bu oldukça kolay bir iştir. Makalenin iz değeri ile daha önce açıklanan
iz değer birbirini tutmaktadır. Aynı iz değeri verecek olan iki farklı bit
dizisinin bulunması mümkün olmadığından bu makalenin, en geç, iz
değerin açıklandığı zamanda yazılmış olduğu kesinlik kazanır. Dola-
yısıyla, herhangi bir kişinin bitcoin kelimesinin iz değerinin gerçekten
yukarıda verilen değer olup olmadığını kontrol etmesi son derece ko-
laydır. Fakat verilen iz değerinin hangi bit dizisinin iz değeri olduğunu
veya aynı iz değerini verecek olan başka bir bit dizisi bulması, yukarıda
açıklanan anlamda, imkânsızdır.
3.4 Blok zinciri—blockchain
Bitcoin sisteminde, yapılan her para transferi, transferi yapan cüzdan
| KRİPTO PARA TEORİSİ
7: İlk bloğun içeriğine https://blockchain.info/block-height/0 veya
https://blockchain.info/block/000000000019d6689c085ae165831e934ff763ae46a2a6c172b3f1b60a8ce26f adresinden ulaşılabilir.
Kripto para | 22
tarafından tüm ağa bildirilir. Ağdaki bazı kullanıcılar, her on daki-
kada bir, yapılmış olan transferleri bir kayıt dosyasına kaydederler. Bu
dosyaya kayıt dosyası veya blok adı verilir. Ağdaki tüm kullanıcıların
blok oluşturma izni ve yetkisi vardır. Kullanıcıları bu blokları oluştur-
maya teşvik eden şey her bir blok oluşturulduğunda, bu bloğu oluştu-
rana ödenen ücret ve verilen ödüldür. Bu ücret ve ödülü almak iste-
yen ve kendilerine madenciler adı verilen kullanıcılar birbirleri ile yarış
içindedirler; ancak tüm kullanıcılar madencilik amacı gütmez.
Oluşturulan blokların birbirlerinin üzerine, üst üste dizilmiş tabaklar
misali geldikleri düşünülür. Bu düşüncenin temelinde, alttaki blokta
bir değişiklik yapabilmek için üstteki bloklarda da değişiklik yapılması
gerekliliği yer alır; nasıl ki, alttaki tabağı almak için üstteki tabakları
kaldırmak gerekirse! Buna göre ilk blok en alttadır. Bu bloğa yaratıcı
blok, genesis, adı verilir. Bunun nedeni, tüm blokların bu bloktan
türemiş olmasıdır—ikinci blok doğrudan, diğerleri dolaylı olarak. Üst
üste dizilen bu blokların iki farklı adresi vardır. Birinci adres en alt-
tan üste doğru sıra numarasıdır. Örneğin, yaratıcı blok, bilgisayar sis-
temlerinde alışıldık olduğu üzere, 0 numaralı bloktur. İkinci adres ise
bloğun iz değeridir. Hiçbir blok birbirinin aynısı olamayacağı için (en
azından oluşturulduğu zaman farklıdır ve bu bilgi içerikte yer alır) her
bir bloğun iz değeri de farklıdır 7
.
Bir bloğun içeriği, bizim altını çizdiğimiz konular açısından, üç bölüm-
den oluşur. Birinci bölüm, bir anlamda bloğun ait olduğu zaman di-
limindeki transferlerin bilgisi ve birtakım farklı veriden oluşur. İkinci
bölüm, bir önceki bloğun iz değeridir. Üçüncü bölüm ise, varlık ne-
denini "Kripto para madenciliği" bölümünde açıklayacak olduğumuz
değişken değerdir. Buna göre, bir bloğun iz değeri
Blok içeriğinin iz değeri + Önceki bloğun iz değeri + Değişken değer
şeklindeki bir veriden elde edilir. Bu içerikte yer alan bir tek bileşen
değişirse bloğun iz değeri değişir. Buna göre, bir kere oluşturulmuş olan
birbloğuniçeriğinideğiştirmekmümkündeğildir. Örneğin: 0numaralı
bloğun içeriği değiştirilirse kendi iz değeri değişecektir. Ancak bunu
fark etmenin tek yolu, daha önceki iz değeri ile karşılaştırmaktır. Eğer
bu değer kaydedilmediyse değişim mümkündür. Fakat bu durumda,
içeriğinde hiçbir değişiklik yapılmamasına karşın, 1 numaralı bloğun iz
değerinin de değişmesi gerekir. Çünkü 1 numaralı bloğun iz değeri de 0
numaralı bloğun iz değerine göre hesaplanır. Benzer şekilde diğer blok-
larınizdeğerleridedeğişmelidir. Çünküherbirbloğunizdeğeri, dolaylı
olarak, kendinden önceki tüm blokların iz değerine bağlıdır. Bu özel-
lik nedeniyle blokların oluşturduğu diziye blok zinciri adı verilir: Her
bir blok kendinden önce gelenlere bağımlıdır ve zincirin sağlamlığı her
bir halkanın sağlamlığı ile belirlenir. Buna göre, herhangi bir blokta bir
değişiklik yapılırsa bu noktadan yukarı doğru tüm zincir değişmeli, bir
anlamda tarih yeniden yazılmalıdır. Bunu yapmak çok ciddi bir işlem
gücü ister ve üstteki blok sayısı arttıkça ihtiyaç duyulan işlem gücü de
hızlanarak artar. Bu nedenle, bu iş tekil kullanıcıların yapabilecekleri
bir iş değildir; ancak örgütlü bir saldırı gerekir.
Blok zincirinde herhangi bir değişiklik yapılamamasının bir diğer ne-
deni de ağdaki tüm cüzdanlarda blok zincirinin bir kopyasının bulun-
masıdır. Dolayısıyla blok zincirinde yapılacak bir değişikliği topluluğun
gözünden saklama imkânı yoktur. Her kullanıcı blok zincirinin hata-
sızlığını kendi kendine kontrol edebilir.
3.5 Kripto para madenciliği
Kripto para madenciliği konusu, şimdiye kadar parça parça vermiş ol-
duğumuz bilgilerin bir araya toplanacağı konudur ve bu nedenle de bi-
raz karışıktır. Madenciliğin varlık nedeni dolaşıma para sokmak ve
blok zincirinin oluşmasını teşvik etmektir. Madenciler, bu eylemleri
karşılığında küçük bir miktarda ücret ve ciddi bir miktarda ödül alırlar.
Daha önce söylediğmiz gibi, ödül dağıtımı 2140 yılında sona erecektir.
| KRİPTO PARA TEORİSİ
Kripto para | 23
Blok zincirine her on dakikada bir kez yeni bir blok eklenmesi öngö-
rülmüştür. Bu değerin neden 10 dakika olduğu hakkında bir açıklama
yoktur.
Transfer gerçekleştiren cüzdanlar tarafından ağa dağıtılan ve diğer cüz-
danlar tarafından da onaylanan tekil transfer kayıtları, bir kayıt havu-
zunda toplanırlar. Bu kayıt havuzları, tıpkı blok zincirleri gibi her kul-
lanıcıda mevcuttur. Bir tekil transfer kaydı herhangi bir bloğa işlendik-
ten sonra yok edilir; artık blok zincirine geçmiş ve sonsuza kadar onay-
lanmıştır.
Madencilik yapmak isteyen kişi, havuzda yer alan tekil transfer kayıt-
larını toplar. Transferlerde gönderilen paraların toplam değeri, alınan
paraların toplam değerinden daha büyüktür. Aradaki fark, bloğu oluş-
turan madencinin alacağı ücrettir. Madenci, bu ücreti ve alacağı ödülü,
transferler dizisinin en başına kaydeder. Bu kayıt tek yönlü, sadece
alıcısı olan bir kayıttır ve bu özelliğe sahip tek kayıttır. Diğer tüm kayıt-
larda hem alıcı hem de gönderici vardır. Bu kayıtların, Merkle ağacı adı
verilen bir düzende, SHA256 fonksiyonu ile iz değerleri elde edilir. Bu
iz değer, bir önceki bloğun iz değeri, bloğun oluşum zamanı gibi blokta
yer alan diğer bazı veriler ve bir değişken değer birleştirilerek tümünün
iz değeri hesaplanır. Bloğun, blok zincirine eklenmesi için elde edilen
bu iz değerin belli bir özelliğe sahip olması gerekir.
"İz fonksiyonları" başlığı altında anlatılanlardan kolaylıkla anlaşılacağı
üzere, bir içeriğin iz değeri öngörülebilir bir değer değildir. Örneğin;
"abcde" karakter dizisinin iz değerini bilmek, "abcd" veya "abcdef" karak-
ter dizilerinden herhangi birinin iz değerini tahmin etmek açısından
hiçbir avantaj sağlamaz. Diğer yandan, kendisi de bir bit dizisi olan iz
değeri, sayısal bir değer olarak yorumlanabilir ve buna göre, iki içeri-
ğin iz değerleri arasında bir büyük–küçük ilişkisi kurulabilir. Ancak
"abcde" ve "abcd" karakter dizilerinden hangisinin iz değerinin daha bü-
yük olacağı tahmin edilemez. Benzer şekilde, 123 sayısı, 1234 sayısın-
dan daha küçük olduğu halde 123 sayısının iz değeri, 1234 sayısının iz
değerinden daha büyük olabilir.
Her bloğun iz değerinin, belli bir algoritma ile her blok için ayrıca he-
saplananbirdeğerdendahaküçükolmasızorunluluğuvardır; budeğere
hedef değer adı verilir. Blok oluşumunda kullanılan değişken değerin
var olma nedeni de bunu sağlamaktır. Blok içeriğinde yer alan bilgilerin
değiştirilmesi ihtimali çok fazla değildir: Bir önceki bloğun iz değeri
değiştirilemez veya içerikten atılamaz. Bloğa kaydedilen transferlerin
bir kısmı atılabilir ama bu sefer de alınacak olan ücret azalır. Dolayı-
sıyla, izdeğerindeğişmesiiçin, izihesaplanacakolaniçeriğebirdeğişken
eklenmesi düşünülmüştür. İzin sayısal değeri, değişkenin aldığı değer-
lerin artma veya azalma yönünde değişmez, bu anlamda tamamen rast-
gele değişir. Bu nedenle, değişkene belli bir değer verip elde edilecek iz
değerine göre değişkene değer atamak bir sonuç vermez. Bunun yerine,
değişken sıfırdan başlayarak istenen sonuç elde edilene kadar arttırılır.
Tahmin edileceği üzere, istenen değerin bulunabilmesi için çok fazla iz
hesaplaması gerekmektedir. Bu hesapların yapılabilmesi için de elek-
trik harcanmaktadır. Verilen ücret bu harcamanın karşılığıdır. Ödü-
lün amacı ise dolaşıma para sokulmasıdır. Uzunca bir süre, alınan ücret
verilen ödülün küçük bir oranı olarak kalacağından ötürü, şu anda asıl
motivasyon verilen ödüldür. Ödülün büyüklüğü, blok kaydını gerçek-
leştirmek isteyenler arasında büyük bir rekabet doğrumaktadır.
Görüldüğü gibi, blok oluşturma süreci, oldukça yorucu ve emek iste-
yen bir süreçtir. Bitcoin sisteminde bu sürece iş ispatı adı verilir—
proof of work (PoW). Buradaki amaç, blokların zorlukla oluşturulması
ve böylece dolandırıcılığın önüne geçilmesidir. Bu, sistemin konsensüs
şeklindeki güvenlik kurallarından ikincisidir. İş ispatı mekanizmasının
dolandırıcılığın önüne nasıl geçebildiği hakkında aşağıda, çatallanma
konusunda konuşacağız.
Şimdi hedef değerin nedenini bir zar atma örneği ile açıklayalım. İki
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ
KRİPTO PARA TEOİRİSİ

More Related Content

What's hot

What's hot (17)

Blockchain nedir
Blockchain nedir Blockchain nedir
Blockchain nedir
 
Kripto-Para, Bitcoin
Kripto-Para, BitcoinKripto-Para, Bitcoin
Kripto-Para, Bitcoin
 
Sanaldünya
SanaldünyaSanaldünya
Sanaldünya
 
Coinspace Türkçe İş Planı
Coinspace Türkçe İş PlanıCoinspace Türkçe İş Planı
Coinspace Türkçe İş Planı
 
Intexcoin Coin - Kazanc Plani
Intexcoin Coin - Kazanc PlaniIntexcoin Coin - Kazanc Plani
Intexcoin Coin - Kazanc Plani
 
Blockchain Devrimi
Blockchain DevrimiBlockchain Devrimi
Blockchain Devrimi
 
Bir Blok Zincirinin Anatomisi
Bir Blok Zincirinin AnatomisiBir Blok Zincirinin Anatomisi
Bir Blok Zincirinin Anatomisi
 
Blockchain - Bitcoin
Blockchain - BitcoinBlockchain - Bitcoin
Blockchain - Bitcoin
 
bilişim etiği ödev 2
bilişim etiği ödev 2 bilişim etiği ödev 2
bilişim etiği ödev 2
 
Bi̇tcoi̇n1
Bi̇tcoi̇n1Bi̇tcoi̇n1
Bi̇tcoi̇n1
 
Blockchain ve Kripto-Paralar
Blockchain ve Kripto-ParalarBlockchain ve Kripto-Paralar
Blockchain ve Kripto-Paralar
 
Bitcoins
BitcoinsBitcoins
Bitcoins
 
Bi̇tcoi̇n
Bi̇tcoi̇nBi̇tcoi̇n
Bi̇tcoi̇n
 
BTC INFINITE SUNUM
BTC INFINITE SUNUMBTC INFINITE SUNUM
BTC INFINITE SUNUM
 
Kripto Para Haberleri Kasim 2019 Kriptoarena.com
Kripto Para Haberleri Kasim 2019 Kriptoarena.comKripto Para Haberleri Kasim 2019 Kriptoarena.com
Kripto Para Haberleri Kasim 2019 Kriptoarena.com
 
Octabase & QNB Finansbank - Introduction to Enterprise Blockchain
Octabase & QNB Finansbank - Introduction to Enterprise BlockchainOctabase & QNB Finansbank - Introduction to Enterprise Blockchain
Octabase & QNB Finansbank - Introduction to Enterprise Blockchain
 
Blockchain
BlockchainBlockchain
Blockchain
 

Similar to KRİPTO PARA TEOİRİSİ

Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiDaha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiSlaytSunum
 
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdf
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdfÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdf
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdfTurkish-German University
 
Sorularla blockchain turan sert
Sorularla blockchain   turan sertSorularla blockchain   turan sert
Sorularla blockchain turan sertHARUN PEHLIVAN
 
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap Sunumu
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap SunumuSTPS 505 - Hacker Etiği Kitap Sunumu
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap SunumuBurak Oğuz
 
Dunya internet Agın’da Kisisel Markalasma
Dunya internet Agın’da  Kisisel MarkalasmaDunya internet Agın’da  Kisisel Markalasma
Dunya internet Agın’da Kisisel MarkalasmaZafer Teber
 
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docx
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docxBitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docx
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docxArda52
 
Pandemiden sonra
Pandemiden sonraPandemiden sonra
Pandemiden sonragarbak
 
Blockchain 101
Blockchain 101Blockchain 101
Blockchain 101kayaozgur
 
Temel anali̇z
Temel anali̇zTemel anali̇z
Temel anali̇zWikikoin
 
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning Circle
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning CircleGeleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning Circle
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning CircleNovida Global
 
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)COSKUN CAN AKTAN
 
Chains Titute Türkiye
Chains Titute TürkiyeChains Titute Türkiye
Chains Titute Türkiyeemredalcomtr
 
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel Servisler
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel ServislerDijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel Servisler
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel ServislerBilal Kabaklı
 
Öncesi - 2010 - Sonrası
Öncesi - 2010 - SonrasıÖncesi - 2010 - Sonrası
Öncesi - 2010 - Sonrasıgoguzo
 

Similar to KRİPTO PARA TEOİRİSİ (16)

Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiDaha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
 
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdf
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdfÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdf
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDE METAVERSİN YERİ.pdf
 
Sorularla blockchain turan sert
Sorularla blockchain   turan sertSorularla blockchain   turan sert
Sorularla blockchain turan sert
 
Finans haberleri
Finans haberleriFinans haberleri
Finans haberleri
 
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap Sunumu
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap SunumuSTPS 505 - Hacker Etiği Kitap Sunumu
STPS 505 - Hacker Etiği Kitap Sunumu
 
Dunya internet Agın’da Kisisel Markalasma
Dunya internet Agın’da  Kisisel MarkalasmaDunya internet Agın’da  Kisisel Markalasma
Dunya internet Agın’da Kisisel Markalasma
 
Haddinibilmek
HaddinibilmekHaddinibilmek
Haddinibilmek
 
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docx
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docxBitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docx
Bitcoin Siyaseti ve Tekno-Ekonomik Hayalleri.docx
 
Pandemiden sonra
Pandemiden sonraPandemiden sonra
Pandemiden sonra
 
Blockchain 101
Blockchain 101Blockchain 101
Blockchain 101
 
Temel anali̇z
Temel anali̇zTemel anali̇z
Temel anali̇z
 
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning Circle
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning CircleGeleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning Circle
Geleceğin İş Dünyası - TurkishWIN Learning Circle
 
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)
PARANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ: SERBEST BANKACILIK SİSTEMİ (ÖZEL PARA SİSTEMİ)
 
Chains Titute Türkiye
Chains Titute TürkiyeChains Titute Türkiye
Chains Titute Türkiye
 
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel Servisler
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel ServislerDijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel Servisler
Dijital Geleceğin Ticari Modelleri ve Potansiyel Servisler
 
Öncesi - 2010 - Sonrası
Öncesi - 2010 - SonrasıÖncesi - 2010 - Sonrası
Öncesi - 2010 - Sonrası
 

KRİPTO PARA TEOİRİSİ

  • 1. C R Y P T T E C H KRİPTOLOJİ LABORATUVARI KRİPTO PARA TEORİSİ Tamamen dijitalleşmiş bir para sistemi, belki uzak belki yakın bir gelecekte hayatımıza girecek. Hatta kredi kartları, banka kartları, POS sistemleri... bunun ilk adımları. Dünyanın birçok yerinde, alışverişlerde kredi kartı kullanımı nakit kullanımının önünde. Evet, dijitalleşmiş paranın ilk denemelerinden biri olan kripto para sistemi, teknik anlamda henüz tüm beklentileri karşılamaktan uzakta. Fakat büyük Çin bilgesi Lao Tsu tarafından söylendiği gibi, en uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlar. Artık yolculuk başladı ve üstelik, atılan adım çok da küçük bir adım değil. Yolun sonu bizi nereye götürecek? Bunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Sadece şahsi ve oldukça kurgusal tahminlerimiz var. Belki de işin en keyifli yanı bu... MART — 2018 https://www.crypttech.com/
  • 2. Kripto Para Teorisi | 1 KRİPTO PARA TEORİSİELEŞTİREL BİR ANLATI Bir şeyi mümkün olan en basit şekilde anlatın; ama asla daha basit değil... İlk bakışta görülen manzara garipti. Kendine Satoshi Nakamoto diyen bir kişi ortaya çıkmış, yeni bir para birimi oluşturduğunu söylemiş ve oluşturduğu bu paraya, gerçek dünyada kullanılan paralar cinsinden fiyatlar biçmişti. Garip olmayı aşıp pek çok kişiyi hayrete düşüren ise bu söylenenlerin bazıları tarafından ciddiye alınması, birçok insanın bu parayı, elindeki gerçek para ile değiştirmesi oldu. Zamanla iş bunun da ötesine geçti ve bazı mağazalar bu para karşılığında, gözle görülür elle tutulur gerçek mallar satmaya başladılar. Tüm bu olanlar karşısında, birçok kişinin aklına "o halde, ben de bir para uydurayım ve alışverişlerimi uydurduğum bu parayla yapayım" fikri geldi. Ancak insanlar bilirler ki, bu olacak bir şey değildir. Peki, ama öyleyse kripto para nasıl olmakta? Aslında bir yazılım uygulaması olan kripto para; her gün arttığı iddia edilen değeri, spekülatif bir şekilde ortaya atılan başarı hikayeleri, ma- gazinelbirbiçimdeetrafasaçılanüçbeşhaftadazenginolmareçeteleri... nedeniyle, normal şartlarda konuyla ilgilenmeyecek, yazılımla ilgisi ol- mayan insanları dahi işin içine çekmekte, bir sosyal olgu olarak da ken- dini göstermekte. Kripto para için; bir yanda, geleceğin parası, yatırım aracı olduğunu söyleyenler bulunmakta, diğer yanda ise tarihin en bü- yük boş hayali diyenler yer almakta. Birinci cephedekiler, kripto paraya yatırım yapanların, en fazla birkaç yıl içinde ciddi bir servete ulaşacak- larını iddia etmekteler. İkinci cephede yer alanlar ise kripto paranın bir saadet zinciri olduğunu ve önünde sonunda birçok kişinin canını yakarak söneceğini, hatta patlayacağını ileri sürüyorlar. Birinci cephe- nin iddiaları, özellikle kısa sürede zengin olma fikri, insanlara, çalışma prensibini tam olarak anlayamadıkları bir sisteme dahil olma cesareti vermekte, az ya da çok para yatırarak bir hayalin peşine düşmelerine neden olmakta. Antropolojik araştırmalara göre, hayatta kalmamızın iki nedeni var- dır: korku ve merak. Normal koşullarda, insanlar bilmedikleri bir şeye yatırım yapmaktan korkarlar. Eğer bir yatırım aracının çok büyük ge- tiri sağlayacağı söylenirse merak ederler. Bu aracın nasıl çalıştığına kafa yorar ve ancak anladıktan sonra yatırım yaparlar. Yaptıkları yatırımda yanılsalar bile, bildikleri bir şeye yatırım yapmış olurlar. Aslında bu kural kripto para konusunda da geçerli ve yatırımcılar, sistemin nasıl çalıştığını tam anlamıyla bildiklerini sanmaktalar. Fakat kripto para konusunun detaylarına hakim olmak için özel bir teknik bilgi gerek- mekte. Üstüne üstlük, konunun tam olarak anlaşılabilmesi için yazılım bilgisinin yanı sıra para teorisinin temel kavramları hakkında da biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor. Çünkü kripto para, en nihayetinde bir paradır. Aşağıdaki incelemede kripto para sistemi, mümkün olan en az düzeyde teknik detaya girilerek anlatılacaktır. Kripto para sisteminin altında
  • 3. | KRİPTO PARA TEORİSİ Otorite Sorunu | 2 yatan felsefeye dair yapılacak uyarıların anlam kazanması için para te- orisinin temel kavramlarından da bahsedilecektir. Fakat ilk önce şunu tespit edelim: Kripto paranın, özellikle karşı olanlara bir hayal gibi görünmesine ne- den olan, işi içinden çıkılmaz hale getiren, yanlış tanımlanması. Kripto paranın temelinde yatan fikir, bir emek karşılığında kazanılacak ö- dülün gerçek paraya havale edilmesidir. Herkesi hayrete düşüren, bir kişinin kendi kendine para basıp etrafa dağıttığı ve gerçek dünyada bu- nun bir karşılık bulduğu düşüncesi tamamen yanlıştır. Bu yazının yazıldığı tarih itibariyle, kullandıkları yöntemler ve temel felsefeleri açısından birbirlerinden çeşitli ölçeklerde ayrılan, yaklaşık, 1500 farklı kripto para cinsi bulunmakta. Bu kripto paraların her biri- nin çalışma prensibini burada inceleme imkânımız bulunmuyor. An- cak bu kripto paraların neredeyse tamamı, teknolojik altyapı olarak benzer yöntemleri kullandıkları için, biz burada en yetkin ve en eski olanını, bitcoin adı verilen kripto parayı inceleyeceğiz. Çünkü bitcoin sadece bir kripto para birimi olarak ortaya çıkmamıştır. Aynı zamanda, sistemin var olmak ihtiyaç duyduğu teknolojik ilerlemeyi de sağlamış olan bir yöntemler bütünü, bir model gibi düşünülmelidir. Bir sistem olarak bitcoin, büyük ihtimalle bir kişiden ziyade birkaç kişi- den oluşan bir grubun kendine aldığı bir mahlas olan, Satoshi Naka- moto tarafından 2008 yılı sonlarında ortaya atılmış bir fikirdir. Fikrin ilk uygulaması şeklinde görülebilecek olan ilk kripto para transferi ise 2009 yılı Ocak ayı başında yapılmıştır. Bitcoingibi, çokgenişyankılaruyandırmışolansistemleringelişiminde, kuruluş sırasında hedeflenmiş amaçlarla sistemin vardığı noktalar, do- ğurduğu sonuçlar genellikle birbirini tutmaz. Örneğin: Bazı devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin kamuya aktarımı amacını taşıyan WikiLeaks oluşumu sadece bağışlarla ayakta duran, bağımsız olduğunu iddia eden bir organizasyondur. Küresel sistem bankalarının desteklediği bir para transfer aracı olan Paypal, büyük ihtimalle devletlerin baskısıyla, 2010 yılı Aralık ayının başında WikiLeaks yararına yapılan para transfer- lerinigerçekleştirmeyidurdurdu. Bugelişmeninardındangözlerhenüz yeni yeni ortaya çıkmakta olan bitcoin mecrasına çevrilerek PC World isimli bir bilgisayar teknolojileri dergisinde, bağışların bitcoin üzerin- dengerçekleştirilipgerçekleştirilemeyeceğisorusuortayaatıldı. Satoshi Nakamoto'nun yazdığı bazı mesajlardan bu gelişmeye sıcak bakmadığı, bitcoin sisteminin, devlet otoritesi tarafından onaylanmayan bir işte kullanılmasını çok da desteklemediği görülebilir. Fakat bitcoin gibi, geniş karşılıklar bulan sistemler, hiçbir zaman tam olarak öngörüldük- leri şekilde gelişmezler. Bu tür sistemler, bir anlamda, yaşayan birer organizmaya dönüşürler ve kendi yollarını kendileri çizerler. Bugün bitcoin, devlet denetiminden kaçma amaçlı ödeme sistemlerinin en ba- şındagelmektedirvebunedenle, birçokülkedeçeşitliyaptırımlarlakar- şı karşıya kalmıştır. Kripto para sisteminde hedeflenen üç amaçtan söz edilebilir: Fiziki paradan kurtulmak, para transferi tekelini dağıtmak, merkezi otoriteyi yok etmek. Fiziki para, merkezi otoritenin en belirgin göstergelerinden biridir. Para transferi tekelinin var olma nedenlerinden biri merkezi otoritedir. Buna göre, işe ilk önce merkezi otoritenin kendisini incele- yerek başlamak gerekmektedir. Otorite kavramına ve para teorisine aşina olan veya doğrudan doğruya işin teknik yönünü incelemek isteyen okuyucular "Otorite Sorunu" ve "Para Teorisi" başlıklı bölümleri atlayarak "Kripto Para" başlıklı bölüme geçebilirler. 1. OTORİTE SORUNU Otorite kavramı gerçekten ilginçtir; hem varlığıyla hem de yokluğuyla bir sorun oluşturma kapasitesine sahip ender kavramlardan biridir.
  • 4. | KRİPTO PARA TEORİSİ Otorite Sorunu | 3 Fazlasıyla basit bir misalle örneklersek: sistemlerin sorunsuzca işleye- bilmeleri için ihtiyaç duydukları yönetici, görevini kötüye kullandı- ğında sistemin tıkanması için başlı başına bir neden olabilir. Diğer taraftan, sistem yöneticiye çok sıkı bağlarla bağlı ise yöneticinin anlık duraksamaları bile sistemde ciddi sıkıntılara yol açar. Yöneticisiz bir sistemin sorunsuzca işleyebilmesi, zaman zaman mümkün olsa da, o kadar ciddi bir planlamaya ihtiyaç duyar ki, yöneticinin varlığı daha tercih edilebilir bir şey olabilir. Aşağıda tüm bu sorunlara bir göz ata- cağız. 1.1 Topluluk, topluluk kuralları, protokol kuralları, otorite Topluluk Sözlük tanımına göre; nitelikleri açısından bir bütün oluşturan bireyler toplamınatoplulukadıverilir. Birdenfazlasayıdabireyinnitelikaçısın- dan bir bütün oluşturması için belli bir amaç doğrultusunda veya belli bir neden sonucunda bir araya gelmiş olması gerekir. Topluluğu bir araya getiren şey, topluluğun iç mekanizmasını da şekillendirecektir. Örneğin, topluluğun amacı bir üretim yapmaksa topluluk üyelerinin arasında bir iş bölümü bulunacaktır. Topluluk Kuralları Topluluk üyelerinin amaca giden yolda ilerlerken dağılmamaları, bir arada kalabilmeleri için sergilemeleri gereken bir davranış biçimi, uy- maları gereken bazı kurallar vardır. Aksi halde topluluk içinde bireyler arası çatışmaların çıkması kaçınılmazdır. Her birey, topluluğun adan- mış bir üyesi olsa bile, kendisine, tanımlanmış bir konum talep eder. Bu konumun tanımı ve sınırları, aynı zamanda, diğer bireylerin konum- larını da belirleyici olacaktır. Bireylerin konumlarının belirlenebilmesi için topluluk içi davranış kurallarının olması şarttır. Topluluk kural- ları adı verilen bu davranış kuralları, topluluk üyelerine açık bir şekilde bildirilebileceği gibi, uzun süreli alışkanlıklara dayalı, dile getirilmemiş bir uzlaşma şeklinde de olabilir. Protokol Kuralları Topluluğun hedeflediği amaç doğrultusunda ilerlerken uyması gereken bir iş sırası da olacaktır; önceden tanımı yapılmış olan hiçbir iş rastgele adımların sonucunda ortaya çıkmaz. Bu iş sırasının takibi esnasında bireyler arasında bir etkileşim olması da muhtemeldir. Dolayısıyla, bu iş sırası doğrultusunda bir etki-tepki sarmalı ortaya çıkmaktadır. Bu etki-tepki sarmalının ne şekilde gerçekleşeceği, sarmal içindeki üyelerin hangi ardışık adımlar doğrultusunda hareket edeceği de ortaya bir ku- rallar zinciri koyar. Bu kurallara da protokol kuralları adı verilir. Hem topluluk hem de protokol kuralları bir topluluğun varlığında ha- yati öneme sahiptir. Kuralları olmayan bir topluluk düşünülemez; ku- rallar açıkça deklare edilmemişse konsensüs halinde vardır. OtoriteTopluluk hangi amaçla bir araya gelmiş olursa olsun bir otoriteye ih- tiyaç duyar. Otorite; topluluğun oluşum kuralları ile belirlenen sınır- lar içinde; diğer bir deyişle, yetki sınırları içinde, kaldığı sürece, yaptık- larısorgulanmayan, sorgusuzsualsizgüvenduyulan, yönergelerineuyu- lan, komutları uygulanan makamdır. Bu makam doğrudan doğruya bir kişiden oluşabileceği gibi, bir heyetten de oluşabilir vehattatüzel birku- ruluş da olabilir. Örgütlenme Biçimleri Otoritenin varlığının amacı, topluluk içindeki işlerin bir karmaşa çık- madan yönetiminin sağlanmasıdır. Otoritenin sorgudan ari oluşu, hem kendisi hem de topluluk üyeleri tarafından, üstlendiği görevlerin karşı- lığında elde ettiği bir imtiyaz gibi değil, işlerin aksamadan yürümesine, yürütülmesine yönelik kolaylaştırıcı bir önlem gibi görülmelidir. Oto- ritenin tek bir merkezde toplanması, değişik birimler arasında bir tür denge anlayışı temelinde dağıtılması veya kolektif olarak kullanılması mümkündür. Bu yapılanmalar, otoritenin örgütlenme biçimleri olarak birbirinden ayrılır. Merkezi Otorite Otorite, tüm topluluğu tek bir merkezden yönetebilir. Bu tam anla- mıyla merkezi otoritedir. Fakat topluluk genişledikçe tüm topluluğu tek merkezden yönetmek zorlaşacaktır. Bu durumda, otorite, bir ağaç
  • 5. | KRİPTO PARA TEORİSİ 1: Anarşi, Eski Yunanca otoritesizlik anlamına gelir. Anarşizm, düzensizliğin savunusu, saf şiddet yanlılığı gibi anlamlar yüklen- mekteyse de bu, yanlıştır. Anarşizm, otoritesiz, sınırsız birey özgürlüğüne dayalı bir toplum hayal eder. Otorite Sorunu | 4 topolojisiiçindeyukarıdanaşağıyadoğrualtbirimlereayrılır. Ancakbu topoloji, alt otorite birimlerine sahip olmasına karşın, hâlâ merkezi bir otoritedir. Alt birimler, üst birimlerin birer uygulayıcısı konumunda olup üst birimlerden ayrı bir yaptırım güçleri yoktur. Otoriterlik Diktatörlük Totaliterlik Otorite, topluluğun tamamının, ya da en azından büyük çoğunluğu- nun, üzerinde hemfikir olduğu sınırlar çerçevesinde kaldığı sürece top- luluk tarafından desteklenen bir makam olmaya devam eder. Ne yazık ki, otorite her zaman kendisine çizilen sınırlar içinde kalmaz. Otorite, kendine verilen yetkiye dayanarak topluluğun çoğunluğu tarafından desteklenmeyen kararlar alırsa otoriterlikten; yetkisiz olduğu alanlarda karar alıp uygulamaya başlarsa diktatörlükten; kararlarını ve uygula- malarını desteklemeyenleri bir şekilde cezalandırılmaya kadar giderse totaliterlikten bahsedilir. Dağıtılmış Otorite Otoritenin, diktatörlüğe veya totaliterliğe kaymasını önlemek ama- cıyla yetkinin dağıtılması yöntemi kullanılır. Bu yönteme göre, top- luluk içindeki hükümranlık yetkisi birbirinden bağımsız birkaç otori- teye bölüştürülür. Bu model dağıtılmış otorite modeli olarak adlandı- rılır. Bu modelde, otoriteler arasında bir hiyerarşi yoktur; güçler bir- birinin altında veya üstünde yer almaz, birbirlerine eş seviyededirler. Dağıtılmış otorite modelinde, otoritelerin yetki alanları birbirinden tam olarak ayrılmıştır; bu nedenle, bir yetki çatışması ortaya çıkmaz. Otoritenin kavramsal varlığı güven vericidir. Topluluk üyeleri, toplu- luk ve protokol kurallarını ihlal etmedikleri sürece güven içinde olduk- larını düşünürler. Otoritenin, öncelikle koruyucu, devamında ceza- landırıcı bir yaptırım gücü vardır. Bunun da ötesinde, otoritenin göze- tim ve korumasında olan kurallar öngörülebilirlik sağlar: Hangi ne- denin hangi sonucu doğuracağı bellidir; bilinmezliklere, sürprizlere yer yoktur. Buna karşın, otoritenin fiziki varlığı, kötü kullanıldığı taktirde, kavramsal varlığı kadar iç açıcı olmayabilir. Ayrıca, otoritenin fiziki varlığı hem var oluşu hem de kontrolü açısından maddi ve/veya manevi bir maliyet yaratır. Bu maliyetten kaçınmak için otoritenin sadece kav- ramsal olarak var olduğu sistemler düşünülmüştür. Anarşist Sistemler Otoritenin sadece kavramsal olarak var olduğu sistemlere genel ola- rak anarşist sistemler denir 1 . Anarşist sistemler, bireylerin kurallara kendiliklerinden uydukları, kuralların, kendilerinin ve topluluklarının iyilikleri için olduğunu bildikleri, kurallara uymak için bir yaptırıma ih- tiyaç duymadıkları bir topluluk fikridir. Kurallara uymayan üyelere ne gibi yaptırımların uygulanacağı ve nasıl uygulanacağı hakkında çeşitli görüşler vardır. Fakat bu görüşlerin hiçbiri sorunsuz değildir. Anarşist bir sistemin küçük bir toplulukta uygulanabilmesi daha olasıdır. Kaotik Toplum Anarşist sistemlerde otorite ve kurallar bütünü kavramsal olarak mev- cuttur; diğer modellerden farkı, otoritenin fiziksel varlığına gerek duy- mayan ideal bir topluluk fikrindedir. Kaotik olarak adlandırılabilecek olan topluluk modelinde ise ne bir kural ne de bir otorite fikri vardır. Davranış biçimlerini ve otoriteyi karşılıklı güç dengeleri belirler. En güçlü mutlak hakimdir ve tüm kuralları koyar. Zayıf olanlar ya toplu- luk dışına çıkmalıdır ya da birleşerek bir güç oluşturmalıdır; aksi halde yaşam şansı bulamazlar. Modelin sürdürülebilirliği, hiçbir zaman bir en güçlünün çıkamayacağı varsayımındadır. Topluluk, kurallar ve otorite fikrini biraz irdelediğimize göre, şimdi bu fikirlerin bilgisayar ağları üzeindeki uygulamalarına bakabiliriz 1.2 Bilgisayar ağları Birbirleri ile bilgi alışverişi amacıyla iletişim içinde olan bilgisayarların oluşturduğu yapıya bilgisayar ağı adı verilir. Dünyadaki en büyük, en geniş bilgisayar ağı, aşağı yukarı herkesin dahil olduğu, kapısı herkese açık olan İnternet'tir.
  • 6. | KRİPTO PARA TEORİSİ Otorite Sorunu | 5 Bilgisayar ağları da bir topluluk olarak düşünülebilir. Doğal olarak, bu topluluklarda da topluluk ve protokol kuralları, otorite yapısı ve otori- tenin örgütlenme biçimi vardır. Bilgisayar ağlarında hem otorite hem de kurallar birtakım yazılımlardan ve algoritmalardan ibarettir. Fakat algoritmaları ve yazılımları insanlar yazdığı için bunlarda da otoriteye dair kötüye kullanım sorunlarının ortaya çıkması mümkündür. Diğer taraftan, bilgisayar ağlarısadece kendiotoritelerinevekurallarınadeğil, aynı zamanda onları kullanan insanların otoritelerine ve kurallarına da tabidirler. Örneğin; bir İnternet sitesi, İnternet protokolünün güven- lik kriterlerini karşılamadığı için protokol otoritesi tarafından erişime kapatılabileceği gibi, içeriğine ulaşım, bir mahkeme kararıyla da durdu- rulabilir. Dolayısıyla, bilgisayar ağları söz konusu olduğunda, otorite sorunlarının hem ağ otoritesinin kendinde hem de insan toplumunun otoritesinde ortaya çıkabilecek bir sorun olduğunu düşünmemiz gere- kir. İstemci Sunucu Modeli En basit ağ yapısında; diğer bilgisayarlar tarafından ulaşılmak, pay- laşılmak istenen bilgileri barındıran ve sunucu olarak bir bilgisayar ile sunucudaki bilgilere ulaşmak isteyen ve istemci olarak adlandırılan bilgisayarlar olmak üzere iki farklı bilgisayar grubu vardır. İstemci sayısının çokluğuna veya paylaşıma açılmak istenen bilginin boyutuna göre, sunucu sayısı artabilir. İstemcilerin; bir bilgisayar ağına katılmak, ağ içinde kalmak, sunucu ile iletişime geçmek, sunucudaki bilgilere u- laşmak... için uymaları gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallara pro- tokol kuralları adı verilir. Ağ Topolojisi Bir bilgisayar ağında istemciler ile sunucunun veya istemcilerin birbir- lerine bağlanma şekillerine ağ topolojisi adı verilir. Ağ oluşumlarında kullanılan ve bizim incelememiz açısından önemli olan üç topoloji yıldız, ağaç ve örgü şeklinde adlandırılır. Yandaki şekilde, yıldız adı verilen topolojiye bir örnek görülmekte- dir. Sunucu dörtgen şeklinde, istemciler ise daire şeklinde gösteril- miştir. Şekilden de görüldüğü üzere, yıldız topolo- jisiyle oluşturulmuş bir ağda tüm istemciler doğru- dan doğruya sunucuya bağlıdır. Sunucu her bir is- temci ile doğrudan bağlantı içindedir; ancak istem- ciler birbirleri ile yapacakları iletişimi sunucu üze- rinden gerçekleştirirler. Yandaki şekil ağaç topolojisine ait bir örnek göster- mektedir. Topolojilerle otorite örgütlenmeleri ara- sında doğrudan bir ilişki kurmak yanlıştır. Bir topo- lojide birkaç farklı otorite örgütlenmesi oluşturula- bilir. Fakat her topolojinin yapısına daha uygun olan bir örgütlenme biçimi olduğu da bir gerçektir. Yu- karıda görülen yıldız topolojisinin doğal otorite örgütlenmesi merkezi otoritedir. Ağaç topolojisi de merkezi otorite örgütlenmesine uygun- dur. Ancak bu topolojide otorite alt birimlere ayrılabilir. Örneğin; şe- kilde üstte yer alan sunucu asıl otorite, diğer iki sunucu ise asıl otoriteye bağlı alt otorite birimleri olarak düşünülebilir. Dağıtılmış Otorite Modeli Örneğin, İnternet üzerinde bankacılık işlemleri yapmak için kullanılan ağın yapısına bir bakalım. Bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilmek için, bu amaçla kullanılan bilgisayar ağına katılmak gerekir. Bu ağda sunucu bankadır. Çünkü müşterinin yapacağı işlemlerin gerçekleşeceği bilgisayar bankanın bilgisayarıdır. Müşteri ise istemcidir. Çünkü müş- teri bankanın bilgisayarında yer alan bilgiler üzerinde işlem yapmak istemektedir. Sunucu, istemciden birtakım şifreler ister ve ancak bu şifrelerin doğruluğunu teyit ettikten sonra istemcinin ağa katılmasına izin verir. Sunucu, aynı zamanda, otoritedir; şifreleri kontrol etmek, ağa katılıma izin vermek, bankacılık işlemlerinin gerçekleşmesini onay- lamak... ancak sunucunun tasdik etmesi sonucu olabilir. Fakat is- temci de bağlandığı sunucunun gerçekten bankanın bilgisayarı olup ol- madığını bilmek ister; çünkü bankacılık şifrelerini gönderecektir. Su- nucu gerçekten bankayı temsil ettiğini ispatlamak için, bağımsız bir ku-
  • 7. | KRİPTO PARA TEORİSİ Otorite Sorunu | 6 ruluştan sertifika alır. İstemci, sertifikayı veren kuruluşa güvendiği için sunucunun banka olduğuna ikna olur. Bu seviyede de sertifika kuru- luşu otoriteyi temsil etmektedir. Buna göre; bu ağ, otoritenin eş güçler arasında dağıtıldığı bir yapıya sahiptir. Sunucunun, bankaya ait oldu- ğunu bağımsız bir otoriteye onaylatması gerekmektedir; bunu, hiçbir otoritesi olmayan istemciye ceberrut bir tavırla kabul ettiremez. Şe- kilde görülen iki sunucudan biri bankayı, diğeri ba- ğımsız sertifika kuruluşunu temsil etmektedir. İs- temci her ikisiyle de iletişim içindedir. Örgü topolojisineaitbirörnekyandakişekildegörül- mektedir. Örgü topolojisinde bir sunucu bulunmaz. Tüm istemciler, aynı zamanda bir sunucu görevini de üstlenirler. İki istemci birbirine doğrudan doğ- ruya bağlanabilmektedir. Otoritesiz ağlar için en uygun olan topoloji örgü topolojisidir. Örgü ağların en büyük avantajı, aşırı yüklenme, teknik arızalar ve benzeri nedenler dolayısıyla yaşanabilecek sunucu çökmelerinden muaf olmalarıdır. Ağ içinde yer alan her bilgisayar aynı zamanda bir sunucu olduğu için sistemin tamamen çökmesi hayli zordur. Bu özelliklerinden ötürü, birçok haberleşme ağı örgü yapı- dadır. Ancak aynı özellikleri, bir başka otorite tarafından kontrol edilebilmelerine de engel olur. Tek veya birkaç sunucunun çökertilmesi ile önüne geçilemeyecek olan trafik akışı, suç örgütlerinin İnternet üze- rinden iletişimlerinin engellenememesine de yol açar. İnternet üzerin- denyayınyapanvemeshnet, darknetgibiisimlerleanılanbuağlaruyuş- turucu ticareti, fuhuş, silah kaçakçılığı gibi suçlarla ilgili birçok örgütün ortaya çıkarılmasında kayda değer zorluklar yaratır. Kolektif Otorite Modeli Birzamanlarözelliklemüzikdosyalarınınpaylaşımındakullanılandos- ya paylaşım ağlarında herhangi bir otorite bulunmaz; tamamen anarşik bir yapıya sahiptirler. Böyle bir ağda yer alan tüm bilgisayarlar, aynı anda hem sunucu hem de istemci rolünü üstlenirler. Örneğin, A bil- gisayarı, B bilgisayarından x şarkısını kendine aktarırken B bilgisayarı, C bilgisayarından y şarkısını indiriyor olabilir. Bu durumda B bilgisa- yarı hem sunucudur (A bilgisayarına göre) hem de istemcidir (C bil- gisayarına göre). Bir bilgisayarın böyle bir ağa dahil olabilmesi için bir yazılımı çalıştırması gerekir. Tüm kullanıcılar paylaşıma açmak iste- dikleri ve aradıkları dosyaları yazılıma eklerler. Bu yazılım, belli bir algoritma aracılığıyla, bilgisayarları, istedikleri dosyaya sahip olan diğer bilgisayarlara otomatik olarak bağlar. İstekler karşılandığında bağlantı da otomatik olarak sonlanır. Dolayısıyla ağda çok sayıda bilgisayar olsa bile, her bilgisayar, aynı anda, az sayıda bilgisayar ile bağlantı halindedir. Yazılım, belli aralıklarla tüm bilgisayarlara bağlanarak dos- ya listelerini günceller. Kötü niyetli bilgisayarların sistemi suistimal etmelerini engellemek için her yazılım kendine göre bazı önlemler alır. Örneğin; bir bilgisayar hiç- birdosyavermedendosyaalmakistersealgoritma, bubilgisayarındosya alabilme hızını düşürerek bezdirme yöntemi uygular. Böyece ağ her- hangi bir otoriteye ihtiyaç duymadan kendi düzenini sağlamaktadır. Kriptografik Bariyerler Anarşist bir örgütlenme içindeki bu ağlarda kötü niyetli, kurallara uy- mayan üyelerin ağa zarar vermesinin önüne, yazılımın kurduğu ve ko- laylıkla aşılamayan bariyerler sayesinde geçilmektedir. Yazılım katma- nında aşılması oldukça zor bariyerler kurmanın, sosyal hayatta böyle bariyerler oluşturmaktan çok daha kolay olması, bilgisayar topluluk- larında otoritesiz toplum yapısını daha mümkün kılmaktadır. İnsan toplulukları için belki de bir ütopya olan otoritesizlik, bilgisayar ağları için olası görünmektedir. Fakat kötü niyetlilerin bir şekilde bariyer- leri aşmayı başarmaları; yani, barbar saldırılarının başarıya ulaşması, topluluğu aniden kaotik bir yapıya sürükleyebilir. Bu nedenle, hayati öneme sahip ağlarda bariyerler çözülmesi imkânsız matematik prob- lemler üzerine kurulmalıdır.
  • 8. | KRİPTO PARA TEORİSİ Otorite Sorunu | 7 1.3 Otoriteden kaynaklanabilecek sorunlar Yukarıda söylediğimiz gibi, bilgisayar ağları hem kendi ağ otoritele- rine hem de insan topluluğunun otoritesine tabi olup her iki otoritede de çıkabilecek olan sorunlara karşı duyarlıdırlar. Örneğin, yukarıdaki tartışmalarda sıklıkla söz ettiğimiz kötüye kullanım, genellikle insan toplumlarında ortaya çıkan bir sorundur; fakat bilgisayar ağlarına da yansır. Bu nedenle otoriteden kaynaklanabilecek sorunları sıralarken her iki topluluğu da göz önüne almaktayız. Otoriteden kaynaklanabilecek olan sorunlar dört ana başlık altında incelenebilir: Kötüye kullanım, merkeziyetçilikten kaynaklı yavaşlık, kontrol ve koruma nedenli maliyet, otorite kaybında sistemin çökmesi. Kötüye Kullanım Otoritenin kötüye kullanımı, çok kısaca, otoritenin kendine çizilen sınırlar içinde, veya daha da kötüsü bu sınırların dışına çıkarak top- luluk üyelerinin hak ve özgürlüklerine saldırıda bulunmasıdır. Kötüye kullanımın örnekleri saymakla bitmez ve dünya tarihi birbirinden kor- kunç misallerle doludur. Sistem Yavaşlaması Sistem içindeki tüm iş veya işlemlerin merkezi bir otoritenin onayı ile gerçekleşmesi, doğal olarak sistemin yavaşlamasına neden olacaktır. Örneğin, binlerce istemcisi fakat tek bir sunucusu olan bir bilgisayar ağının hızlı çalışabilmesi çok mümkün değildir. Bilgisayar ağlarında bu sorun, sunucunun kopyalarını oluşturarak aşılabilir; ancak bu, saldırı- lardan korunması gereken birimlerin de sayısını artıracaktır. Maliyet Otoritenin hem kötüye kullanılmasını engellemek için alınacak tedbir- ler hem de bir saldırıya karşı korunması için kullanılacak yöntemler bir maliyettir. Dolayısıyla otoritenin varlığı her zaman bir maliyet yarat- maktadır. İster merkezi örgütlenme ister dağıtılmış örgütlenme şek- linde olsun, otoriteyi temsil eden birim sayısı arttıkça maliyet de arta- caktır. Sistem Çökmesi Otoriteden kaynaklanabilecek en büyük sorun otoritenin ele geçiril- mesi veya çökertilmesidir. Örneğin, bankacılık işlemlerinde otorite olan banka sunucusu kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirilirse kişi- lerin banka hesaplarında oynamalar yapması mümkündür. Sunucu tek otorite olduğu için bunu engelleyebilecek bir güç de bulunmamak- tadır. Farklı bir örnek olarak; bir kentin elektrik şebekesini yöneten sis- temin otoritesi çökertilirse kente elektrik verilmesi mümkün olmaya- bilir. Benzer bir şey bir nükleer santralin yönetim sisteminde gerçek- leşebilir. Bu saydıklarımız hep bilgisayar ağları üzerinden verilen ör- neklerdir; ancak sorun insan topluluklarında da çıkabilir. Bir savaş ha- linde ordunun genel merkezi ele geçirilir veya bir saldırıyla iş göremez hale gelirse ordu birbirinden bağımsız birlikler haline dönüşecektir— tabii ki, her ordu bu ihtimale karşı birtakım tedbirler almıştır. Kötüye Kullanıma Karşı Önlemler Kötüye kullanıma karşı en zayıf olan otorite örgütlenmesi merkezi otoritedir. Kendisini kontrol edecek hiçbir güç bulunmadığı veya bu- lunan güçler çok zayıf olduğu için otorite rahatlıkla elindeki yetkileri kötüye kullanabilir. Bir bilgisayar ağı söz konusu olduğunda, otorite genellikle bir yazılım olduğundan dolayı, kötüye kullanım çok müm- kün değildir. Yazılımın başkaları tarafından ele geçirilip çıkar amaçlı kullanımı, sistemin çökmesi başlığı altında incelenir. Geniş toplu- luklarda merkezi otoritenin, ağaç topolojisiyle, alt birimlere ayrılması kötüye kullanımın gerçekleşebileceği birim sayısını da artırır. Dola- yısıyla kötüye kullanımı engellemek daha zordur. Kötüye kullanımı önlemek için önerilen ilk yöntem yetkilerin dağıtımı yoluyla oluştu- rulan dağıtılmış otorite modelidir. Bu model, merkezi otoriteye göre daha güvenli olsa da kötüye kullanımı gerçekleştirebilecek makamların sayısında bir artışa da neden olur. Diğer yandan, otorite makamlarının tam bağımsızlığı, birbirlerini denetlemelerini zorlaştırırken bağımlılık, otoritenin dağıtılmışlığını kısıtlar. Bu örgütlenme biçimi, ne yazık ki, kötüye kullanımı tam olarak ihtimaller dışına çıkaramaz; sadece güçleştirir.
  • 9. | KRİPTO PARA TEORİSİ 2: Bizans Generalleri Problemi ile ilgili detaylı bilgiye https://people.eecs.berkeley.edu/~luca/cs174/byzantine.pdf linkinden ulaşılabilir. Para Teorisi | 8 Merkezi veya dağıtılmış bir otoriteye sahip olmayan, sadece topluluk ve protokol kurallarından oluşan kolektif otorite modeli, kötüye kul- lanıma karşı tam bir bağışıklık içindedir; otorite olmadığı için kötüye kullanılacak bir yetki yoktur. Bu örgütlenme biçiminin sorunu, kötü niyetli kişilere karşı korunma mekanizmasının oluşturulmasındadır. Topluluk içindeki güç –her nasıl tanımlanacaksa– iyi niyetli bireylerde olduğu müddetçe sorun yoktur. İşi, biraz karikatürize ederek kaba kuvvet boyutuna indirirsek, eşit kuvvetteki insanlardan oluşan bir top- lulukta kurallara saygılı bireyler en az %51 çoğunluğu sağladıkları sü- rece toplum güven altındadır. Kötü niyetliler kuralları suistimal et- meye kalksalar bile çıkacak kavgada iyi niyetliler, kötü niyetlileri döver! Otoritesiz bir toplumda doğru olanın galip gelmesinin şartları (ve as- lında olayın karmaşıklığı) Bizans Generalleri Problemi 2 ile temsil edi- lir. Açıklaması oldukça uzun olan bu problemin temel paradigması, bir bilgisayar ağında içeri sızmış olan kötü niyetli bireylere karşı ağı ko- rumaya almanın yöntemlerinin araştırılmasıdır. Çeşitli senaryoların incelenmesi sonucunda varılan nokta bunun her zaman mümkün ola- mayacağı ve her olayın kendi özel koşulları göz önüne alınarak incelen- mesi gerektiğidir; sorunun genel bir çözümü yoktur. Bitcoin sisteminde bu soruna blok zinciri (blockchain) ile bir çözüm önerilmiştir. Sistem Çökmesine Karşı Önlemler Burada sistemin çökmesini, otoritenin işini yapamaz hale gelmesi an- lamında kullanmaktayız. Bir sisteme karşı düzenlenecek olan saldırı- ların genel olarak iki amacı olabilir. Birincisi sistemi çalışmaz hale ge- tirmek, ikincisi ise sistemin yönetimini ele geçirmek. Sistemi çalışamaz hale getirmenin pek çok yolu olsa da bizim konumuz otoritenin sorunlarının incelenmesi olduğu için burada sadece bunu otorite aracılığıyla yapma yöntemleri üzerinde duracağız. Merkezi bir örgütlenme içindeki otoritenin ortadan kaldırılması sistemi çökert- mek için en kolay yoldur. Bir bilgisayar ağında genel sunucu ortadan kalkarsa ağ da ortadan kalkmış sayılır. Dağıtılmış otorite örgütlen- mesinde de benzer bir durum söz konusudur. Otoritelerden biri or- tadan kalktığında sistem tam çökmese bile işlerliğini büyük ölçüde kaybedecektir. Eğer otorite merkezleri kopyalanırsa (örneğin, her su- nucunun kopyalanması gibi) sistem yok olan sunucunun yerine ötekini koyarak yoluna devam edebilir. Fakat bu yöntem, hem kopyalama hem de koruma maliyetleri açısından bir yere kadar uygulanabilir bir yön- temdir. Yedek sunucular da yok edilirse en başa dönülmüş olur. Otoritenin ortadan kaldırılmasına karşı en korunaklı örgütlenme bi- çimi de kolektif otorite modelidir. Hedef olabilecek bir noktada yer alan bir otorite olmadığı için yok edilmesi mümkün değildir; yok etme saldırısı tüm bireyleri hedef almalıdır. Ağ, saldırı sonucu çöken birey- lerin eksilmesiyle küçülecektir. Fakat ağ yeterince genişse bu tür bir saldırının başarılı olma şansı yok denecek kadar azdır. Bu tür bir ağda sorun bireylerin çökertilmesinden çok ele geçirilmesidir. Ağdaki birey- lerin çoğunluğu ele geçirilirse ağ, kötüye kullanıma müsait hale gelir. Yukarıda, kaba hatlarıyla, otorite kavramını ve sebep olduğu sorunları inceledik. Bu noktada, otorite bilgisi açısından kripto para konusunu incelemeye hazır olduğumuzu söyleyebiliriz. Şimdi ikinci adıma geçip para teorisinin temel kavramlarından biraz bahsedeceğiz. 2. PARA TEORİSİ Para Teorisi'nde, paranın, değiş tokuş yapma ve servet biriktirme aracı olmak gibi iki temel fonksiyonu olduğu söylenir. Para, taraflar arasında değiştirilecek olan ürün veya hizmet değerlerinin bir ortak paydasıdır. Bir sistemde, ticaretin konusu olabilecek olan her şey, kabul edilmiş olan para birimi cinsinden bir sayıya karşılık gelir. Para kavramının var
  • 10. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 9 olduğu bir medeniyet düzeyinde, bir alışveriş takas yöntemi ile yapılsa; yani, taraflar birbirlerine para yerine ürün veya hizmetle ödeme yap- salar bile, alışverişlerini, ortak payda olan para cinsinden hesaplar ve takaslarını, bu hesap üzerinden gerçekleştirirler. Dolayısıyla, fiziksel olarak kendisi kullanılmasa da, J. M. Keynes'in tanımıyla sadece hesap parası rolünü üstlense dahi para, mübadelenin temel aracıdır. Paranın mübadele aracı olması fonksiyonundan yola çıkarak önemli bir özelliğini belirleyebiliriz. Para, en azından uzunca süreler için de- ğeri sabit bir şey olmalıdır. Hiç kimse değeri her gün değişen bir şeye güvenerek hesap yapmaz. Paranın değeri her gün düşerse tüccar sat- tığını yerine koyamaz, dolayısıyla da hiçbir şeyi satmak istemez. Para- nın değeri her gün artarsa alıcı alışveriş yapmayı sürekli erteler, dola- yısıyla tüketim durma noktasına gelir. Paranın değerinin her gün dal- galanması da yukarıdaki nedenlerle pazarı işlemez hale getirir. Öte yandan para, satın alma gücünün de temel ölçüsüdür. Kişinin elinde bulundurduğu para, satın almasa da satın alabileceklerinin, sa- hip olmasa da sahip olabileceklerinin bir göstergesidir ve kişi, elinde para bulundurarak yapabilme gücünü muhafaza etmektedir. Dolayı- sıyla, paranın kendisi de birikmiş bir servettir. Tarih kaynaklarında paranın M.Ö. 550 civarında Lidyalılar tarafından bulunduğu yazılır. Fakat bu ifadenin, sikke ilk kez M.Ö. 550 civarında Lidyalılar tarafından kesilmiştir şeklinde düzeltilmesi gerekir. Çünkü para asla bir buluş, bir icat değildir. Soyut olarak para fikri, ticaretin, karşılıklı armağan vermeden İinternet üzerindeki uçsuz bucaksız sanal pazarlara doğru gelişen tarihinde yavaş yavaş gerçekleşen düşünsel bir olgunlaşmadır. Fiziksel paranın ortaya çıkışı da yine bir icat değil, ticari ilişkilerin bir dayatmasıdır. Serbest ticaretin olmadığı bir yerde fizik- sel paranın hiçbir anlamı yoktur. Bunun doğruluğu, son derece kap- samlı bir para sistemi olan Batı Roma İmparatorluğu'nun Cermen isti- lalarıyla yıkılması ve ardından gelen barbar akınları ile Avrupa ticare- tinin durması sonucunda paranın yüzyıllar boyu ortadan çekilmiş ol- masında görülebilir. Tarihin uzunca süren bir döneminde mal varlığı kolektiftir; tüm mal tümkabileyeaittir. Eldeedilenürünkabileotoritesitarafındantoplanır ve kabile üyelerine bir ölçüye göre dağıtılır. Böyle bir sistemde herkes aynı şeylere, ihtiyacı oranında sahip olduğu için kabile içinde, en ilkel şekliyle bile ticaretin ortaya çıkması mümkün değildir. Ticaret, farklı mallara sahip diğer kabilelerle ilişki içinde ortaya çıkmıştır. Öyleyse pa- ranın ortaya çıkması için farklı mallara sahip bireylerden, gruplardan oluşan geniş bir toplumun ve serbest ticaretin varlığı şarttır. Sosyal olgular içinde, kuşkusuz, en karmaşık olanıdır para. Tarihte ku- rulmuş olan para sistemleri, zaman içinde yetersiz kalmış ve değişime uğramışlardır. Ancak her değişimde, paranın yukarıda bahsedilen iki fonksiyon açısından bir devamlılığa sahip olması doğal şartı vardır ve karmaşanın temelinde de bu devamlılık arayışı yatar. Para biriminin veya değerinin ani ve devamsız değişimi halinde, müba- delenin hangi hesaba göre yapılacağı belirlenemeyeceğinden ya ticaret duracak ya da toplumun bir kesimine, diğer kesiminin aleyhine olmak üzere bir servet akışı gerçekleşecektir. Öte yandan ve belki de daha önemli olarak; bu değişim, para cinsinden birikmiş olan tüm servetin yok olması anlamına da gelecektir. Her iki olgu da toplumsal anlamda bir çöküntüye yol açar. Bu nedenle, çok büyük devrimsel dönüşümler dışında, para sistemleri her zaman bir önceki sistemin tadili şeklinde gerçekleşmiştir. Bu da para sistemi analizinin ancak tarihsel bir pers- pektiften bakarak yapılabilmesine neden olur. Para teorisinin tarihsel bir bakış açısıyla analizi bu yazının amaç, kap- sam ve sınırlarını misliyle aşar. Bu nedenle, para teorisinden, tarih- sel gelişiminden tamamen kopuk bir biçimde ve çok kaba hatlarıyla bahsedecek; gerekli noktalara notlar düşeceğiz.
  • 11. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 10 2.1 Paranın fazlasıyla kısa bir tarihi İnsan garip bir canlıdır; neye, niçin değer verdiğini anlayabilmek zor- dur. En şaşırtıcı olan, üzerine cilt cilt kitapların yazılıp çok ciddi tavır- larla büyük büyük konuşmaların yapıldığı para sisteminin son derece müphem bazı temeller üzerine inşa edilmiş olduğunu görmektir. Takas Ekonomisi Takas ekonomisinde, takas, bir ucunda eşit emek kriteri diğer ucunda sınırsız bir belirsizlik bulunan bir skalanın herhangi bir noktasına göre gerçekleşebilir. Eşit emek kriterine göre, iki malın birbiri ile takas edi- lebilmesi için üretimlerine eşit miktarda emek harcanmış olması gere- kir. Dolayısıyla, bu kritere dayalı takaslarda takas edilen, bir anlamda, emeğin kendisidir. Az bulunan şeylerin daha değerli olmaları da bu kritere uygundur. Çünkü bir şeyin az bulunması, üretimi veya elde edil- işi için çok emek harcandığının da bir göstergesidir—ancak az bulunan bir şey hiçbir işe yaramadığı halde, sadece az bulunduğu için de değerli olmaz. Her ne kadar eşit emek kriteri son derece adil olsa da uzak bölgeler arası ticarette taraflar hangi malın ne kadar emekle ve hattâ nasıl üretildiğini bilemezler. Örneğin, Avrupa'da Ortaçağ sonlarına kadar ipek üretimi bilinmediği için, ipeğin Çin'de gerçekleşen endüstriyel bir üretim ol- duğu sanılmış, ipek böceği bilgisi şaşkınlıkla karşılanmıştır. Böyle bir durumda da takas eşitliği, yavaş yavaş, skalanın belirsizlik ucuna doğru kaymaya başlar. Belirsizlik, bir tarafın takastan çok kârlı çıkmasına neden olabilir. Örneğin, Amerika kıtasının keşfi sonrasında yapılan ticarete baktığımızda terazinin Eski Dünya lehine yan yattığını açıkça görmekteyiz; Kızılderililerin Manhattan yarımadasını bir miktar bon- cuk karşılığı sattıkları söylenir. Yukarıdaki örneklerden görüldüğü üzere, takas ekonomisinde (ve as- lında tüm alışverişlerde) fiyatı belirleyen tarafların almak istediklerine karşı vermek istediklerinin dengesidir. Bir taraf, aslında değersiz ama kendisi için çok değerli olan bir şeyi, aslında değerli ama yine kendisi için hiçbir değeri olmayan bir şey karşılığında takas edebilir. Mal–para Dönemi Tarihte takas dönemini izleyen döneme mal–para dönemi adı verilir. Mal–para, kendisi de kullanılabilir bir mal olan bir nesnenin aynı za- manda para olarak kullanılmasıdır. Bu nesnenin para olarak kullanıl- masını sağlayan özelliği, herkesin ihtiyacı olan bir nesne olması, herkes tarafından kabul edilmesidir. Bir satıcının o an (ve belki de hiçbir za- man) bu mal–paraya ihtiyacı olmasa bile ticaretini bu mal–para karşı- lığında gerçekleştirir; çünkü ihtiyacı olan şeyi bu mal–para karşılığında alabileceğini bilir. Yukarıdaki tanıma göre, tahıl ve genel olarak tarım ürünlerinin, canlı hayvanların... mal–para olarak kullanılmış olması kimseyi şaşırtmaz. İnsan topluluklarının, en azından tarihin uzun bir dönemi boyunca, birer inanç toplumu oldukları gerçeği düşünülürse bazı ilginç nesnele- rindemal–paraolarakkullanılmışolmasışaşırtıcıolmaktançıkar: Dini açıdan anlamı olan nesneler, pratik bir değerleri olmasa bile kıymetli nesnelerdir. Tarihte mal–para olarak kullanılmış en ilginç nesnelerden biri deniz kabuklarıdır. Asya'dan Amerika'ya, tüm kıtalarda pek çok ada halkı deniz canlılarına ait kabukları para olarak kullanmıştır. Ancak bu deniz kabuklarının ender bulunur olmaları bir yana, para olarak kul- lanılabilmeleri için belli bir boyda ve kırıksız olmaları gerekmekte- dir. Dolayısıyla, para olarak kullanılabilecek bir deniz kabuğunun bu- lunabilmesi için belli bir mesai harcanmalıdır. Buna göre, para olan kabuğunemekcinsindenbirkarşılığıvardır. Ayrıca, denizkabuklarının takı eşyası olarak kullanıldıkları da göz önüne alınırsa dini birer an- lamları olduğu da düşünülebilir. Bir başka ilginç mal–para ise tuzdur. Bugünkü Etiyopya bölgesi olan Habeşistan'da kabileler tuzu para yerine kullanmıştır. Büyük ihtimalle bunun nedeni, yılın büyük bir bölümünü kuraklıklageçirenbölgede, tuzun, kurutulmuşyiyecekeldeetmedehalk
  • 12. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 11 için çok gerekli bir mal olmasıdır. Değerli Maden Dönemi Mal–paranın bir ileri aşaması, değerli madenlerin para olarak kullanıl- masıdır. Bu döneme değerli maden dönemi adı verilir. Aslında, değerli madenler de bir mal olduklarından ötürü, değerli maden paralar da bir çeşit mal–paradır. Değer Kavramı Burada durup değer kavramı üzerine biraz konuşmak gerekli. Değerli madenlerin para yerine kullanılması, örneğin deniz kabuklarının kul- lanılmasından daha anlamlı görünebilir ilk bakışta. Fakat detaylıca ir- delersek hiç de öyle olmadığını anlarız. Altın, deniz kabuğundan çok daha dayanıklı bir nesne olduğu için deniz kabuğu yerine altın kullan- mak pratik açıdan belki daha doğru olabilir; ama o kadar! Altın Neden Kıymetlidir? Altın neden kıymetlidir? Bu sorunun aklı ve mantığı tatmin edebilecek hiçbir yanıtı yok! Neden, az bulunur olması ise az bulunan her şeyin kıymetli olması gerekir; ama değildir. Sebep, birtakım kimyasal özel- liklere sahip olması ise; birincisi, altına değer atfedilen ilk dönemlerde insanlar bu kimyasal özelliklerin farkında bile değillerdi; ikincisi, ben- zer kimyasal özelliklere sahip birçok maden vardır, ama onlara böyle bir değer verilmemiştir. Çok işe yarar bir maden olduğu ileri sürülürse bu tamamen yanlış bir iddia olur. Çünkü hem saf altın çok da fazla bir işe yaramaz hem de kıymetinden dolayı çok fazla bir yerde kul- lanılmaz. Altının tapınaklarda kullanıldığı için dini bir anlam taşıdığı ve bu nedenle kıymetli olduğu da söylenemez; altın kıymetli olduğu için tapınaklarda kullanılır. Benzer gerekçelerin hiçbiri akıl ve man- tığı tam anlamıyla tatmin edemez. Altının değerli olmasının tek ne- deni, alabildiğine öznel ve bilimsel açıdan hiçbir anlam taşımayan "göze hoş görünür" olma özelliğidir. Bu da gösterir ki; insanların bir şeyin kıymetli olduğu noktasında hemfikir olmaları, o şeyin kıymetli olması için hem yeter hem gerek şarttır. Bu tespit, insanın ne kadar ilginç bir canlı olduğunu gösterir; ama, aynı zamanda, para teorisini anlamak açısından da çok önemli bir tespittir. Sikke Dönemi Değerli maden döneminde paralar, şekilsiz ve çeşitli büyüklüklerde külçeler halindedir. Bu durumda, her alışverişte madenin saflığının ve ağırlığının ölçülmesi gerekir. Bu, sarraflık adında bir mesleğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Pazar yerlerinde bulunan sarraflar, maden paraların ağırlıklarını, bileşimlerini ve ayarlarını ölçerek alım güçlerini tespit ederlerdi. Dolayısıyla sarrafın olmadığı bir yerde alışveriş yap- mak her zaman biraz riskli bir işti. Bu soruna, Lidyalılar sikke basmak şeklinde bir çözüm bulmuşlardır. Sikke ile değerli maden paralar (ki, külçe olarak da adlandırılırlar) arasındaki fark, sikkelerin ağırlık, maden bileşimi ve ayarı anlamında birbirinin aynı olmalarına karşılık, külçelerin her birinin farklı ebat, ağırlık ve ayarda olmalarıdır. Sikkelerin üzerinde sikkeyi bastıran dev- letin veya hükümdarın simgesi yer alır. Sikke bastırmak devletin veya hükümdarın tekelindedir ve sikkeler, bunlar tarafından yetkilendirlen darphaneler tarafından darp edilir. Kişiler ellerindeki madeni (altın, gümüş ve benzeri) darphaneye götürürler ve küçük bir ücret karşı- lığında sikke olarak darp ettirirler ya da kestirirler. Buna göre, bir madenin sikke haline gelmiş olması, aslında, içerdiği madenin ayar ve ağırlığının otorite tarafından garanti edilmesi anlamına gelir. Tam da bu anlamıyla sikke basmak devletin egemenlik gösterisidir. Sikkenin alım gücü, içerdiği madenin ederi kadardır. Örneğin, 10 gramlık 18 ayar altın bir sikkenin alım gücü ile 10 gram 18 ayar altının satış fiyatına eştir. Bu eşitliğin kayda değer miktarda bozulması ihti- mali yoktur. Çünkü, örneğin, sikkenin alım gücü artarsa insanlar elle- rindeki madeni darphaneye götürüp sikke haline getirirler. Aksi halde de sikkeyi eriterek madene dönüştürürler. Altın Şehadetnameleri Sikkeler ve değerli madenler hacimli alışverişler için uygun değildir. Yüklü miktarda taşınmaları hem zordur hem de çalınma riski vardır. Bu sorunun çözümü, altın şehadetnamesi adı verilen senetlerle bulun- muştur. Bu sistemde tüccarlar altınlarını veya sikkelerini kasası olan
  • 13. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 12 bir sarrafa teslim eder ve karşılığında altın miktarının yazılı olduğu bir senet alırlar. Bu senet, hamiline de olabilen; yani, getiren kişiye al- tının teslim edilebileceği bir senettir. Tüccar, senedi, aldığı mal kar- şılığında satıcıya verir ve satıcı da gidip sarraftan senette yazan mik- tarda altını alır. Tüccarlar, birer satıcı oldukları kadar birer alıcı da oldukları için, bazen de bu senetleri sarraftan tahsil etmeden bir başka tüccara mal karşılığında verirler. Böylece altın hiç yer değiştirme- den el değiştirmektedir. Altın şehadetnamelerinin her zaman tahsil edilmeyip elden ele dolaşması, altının uzun bir süre sarrafın elinde kal- masını da sağlamaktadır. Bu sistemin temelinde sarrafa duyulan güven bulunmaktadır. Bu güvenin pek çok zaman boşa çıktığını tarihten bilmekteyiz. Fakat bazı sarraflar zamanla güvenilirliklerini daha artır- mış ve birçok şehirde şubeleri olan kurumlar haline gelmişlerdir. Bu, bankacılık sektörünün ortaya çıkışını işaret etmektedir. Banknot Dönemi Sarrafların bir ileri aşaması bankalar, altın şehadetnamelerinin bir ileri aşaması ise banknotlardır. Banknot, aslında, banka tarafından verilen bir tür altın şehadetnamesidir. Yirminci yüzyıl öncesinde, bankalar kendi banknotlarını basmaktaydı. Yirminci yüzyıl başlarından itiba- ren, birçok ülkede, banknot basımı devlet tekeline alınarak bu iş için bir veya birkaç banka yetkilendirildi. Ülke içi dolaşımda kullanılacak olan bu paranın fiziki şekli ve sahip olması gereken özellikler standart hale getirildi. Para basma yetkisi olan bankaya genel olarak Merkez Bankası adı verilir ve tedavüldeki paranın kaydını tutmak gibi bazı özel görev- leri de vardır. Ancak bu bankalar her zaman devletin kendi bankası değildir. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası, FED, beş özel bankanın birleşerek kurduğu özel bir bankadır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da bazı özel kişi ortaklara sahiptir. Bir bankanın para basma yetkisine sahip olması demek, istediği gibi, hadsiz hudutsuz para basabileceği anlamına gelmez. Bahsedilen para basma yetkisi, sadece paranın fiziki basımına dair bir yetkidir. Para basımına karar verme yetkisi devlet tekelinde bulunur. Kaydi Para Banka, mudilerinin tasarruflarını toplayan ve elinde biriktirdiği bu parayı müşterilerine kredi adı altında satan kuruluştur. Kredi geri ödemesinden elde ettiği kârın bir kısmını mudilerine tasarruf faizi ola- rak dağıtır. Bankalar, topladıkları tasarrufların sadece küçük bir bö- lümünü kasalarında bulundurmak zorunda olduklarından dolayı, bir mudinin bankadaki parasının büyük bir kısmı sadece kaydi olarak var- dır (kaydi para). Bu sistemin faydası paranın sürekli dolaşımda kalma- sını sağlamasıdır. Örneğin; banka, A ve B şahıslarından topladığı yüzer liralık mevduatların sadece yirmişer lirasını kasasında tutarak geriye kalan 160 lirayı kredi olarak verir. Bu durumda atıl olarak bir kasada saklanacak olan 160 lira dolaşımda kalmış olur. Sistemin tehlikesi ise tüm mudilerin aynı anda paralarını çekmek istemeleri halinde banka- nın ödeme yapamamasıdır. Böyle bir durum toplumda paniğe yol aça- cağı için ekonomik çöküntüye neden olacaktır. Bu nedenle, kaydi ve gerçek para oranının çok dikkatli ayarlanması gerekir. Kağıt Para Dönemi Banknotlardan sonra gelen dönem kağıt para dönemidir ve aslında, ka- ğıt para bu anlamıyla alınırsa, çok yenidir. Banknot sisteminde basılan banknotların altın olarak karşılıkları, karmaşık bir sistem dahilinde bir kasada, en azından belli bir oranda saklanmaktadır. Kağıt para- nın banknottan farkı hiçbir karşılığının olmamasıdır. Aradaki fark çok ince ama çok önemlidir: Banknot sisteminde bir kişi merkez bankasına gidip elindeki banknotu vererek karşılığında altın alabilir. Bu özelliğe çevrilgenlik—konvertibilite adı verilir. Bu özellik kağıt parada mevcut değildir; kağıt para ile, sadece, ederi kadar altın satın almak mümkün- dür. Bunun bir sonucu olarak, bir devletin banknot basmak için altın varlığını artırması gerekir. Kağıt para basmak için buna ihtiyacı yok- tur; fakat kağıt parayı istediği gibi basmasının da bazı olumsuz sonuç- ları vardır. Aşağıda, bu sonuçlar üzerinde duracağız. 2.2 Kağıt paranın aniden ortaya çıkamazlığı üzerine Hayali bir ülke düşünelim. Bu ülkede, A, B ve C ile temsil edeceğimiz
  • 14. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 13 üç farklı ürün üretiliyor olsun sadece. Her ne kadar ülkemizde henüz takas ekonomisi geçerli olsa da bu ürünlerin birbirlerine takas edilme oranları, Adam Smith'in önerdiği gibi, üretimleri için harcanan emekle orantılı olarak belirlensin. Bu değerleme sistemi, birçok ilkel ekono- mide de rastlanan bir değerleme yöntemi olduğu için bu kabulümüz uygun bir kabuldür. A ürününden bir birim üretilebilmesi için bir saat, B ürününden bir birim üretilebilmesi için iki saat, C biriminden bir bi- rim üretilebilmesi için de dört saat harcanması gereksin. Bu durumda, C ürününden bir birim alabilmek için A ürününden 4 birim, B ürünün- den ise 2 birim verilmesi gerekecektir. Benzer bir akıl yürütmeyle ku- rulacak olan takas oranları aşağıda verilmiştir. 1 birim A = 1 2 birim B veya 1 4 birim C 1 birim B = 2 birim A veya 1 2 birim C 1 birim C = 4 birim A veya 2 birim B Günün birinde ülkede ticaretin takas yerine para ile yapılmasına karar verilsin ve ülkenin otoritesi olan bilirkişiler heyeti, geç kalmış olan para ekonomisini, tüm tarihi katmanları atlayarak doğrudan doğruya ka- ğıt para ekonomisinden başlatsın. Para birimini lira olarak tayin eden heyetin çözmesi gereken bazı sorunlar, cevaplaması gereken bazı soru- lar vardır. Öncelikle, ürünlerin fiyatı ne olacaktır? Ürünlerin fiyatlarını belir- lemek için, yukarıda verilen takas tablosundaki oranları ters çevirmek yeterli olur. Küsuratsız değerler elde etmek amacıyla ilk sırayı kullanır- sak, A,BveCürünlerininbeherbirimininfiyatını, sırasıyla, 1, 2ve4lira olarak belirleyebiliriz. İkinci soru, ne kadar para basılacağı sorusudur. Basılacak olan paranın, piyasadaki tüm alışverişi karşılayabilmesi için piyasadaki tüm mal ve hizmetlerin fiyatları toplamına eşit olması gerektiği düşünülebilir veya piyasanın işleyişine göre farklı bir yöntem izlenebilir. Bu, çok büyük, cevaplanması zor bir soru değildir. Üçüncü sorun ilk ikisinden katbekat büyüktür ve bizim asıl ilgi alanı- mızı oluşturan da bu sorudur. Basılmış olan para toplumun üyelerine ne şekilde dağıtılacaktır? Bu sorunun ne kadar büyük olduğunu anlaya- bilmek için paranın kavramsal anlamı üzerinde biraz düşünmek gere- kir: Mal–para olmayan para, sadece alım gücüdür ve satın alınacak bir şey yoksa hiçbir anlamı ve değeri yoktur. Parayı topluma dağıtmak için otoritenin önündeki yollardan biri, her bireye elindeki ürün kadar para vermektir; bunun karşılığında birey- lerin ellerindeki ürünü alabilir veya almayabilir. Eğer bireylerin elle- rindeki ürünü alırsa kişilerin ellerinde sadece para olur ve bu parayla alabilecekleri hiçbir şey olmadığı için bir anlam ifade etmez. Eğer elle- rindeki parayla otoriteden mal alacaklarsa en sonunda para yine otori- tenin elinde toplanacaktır. Öyleyse kişilerin elindeki malı almayıp on- larda bırakmalıdır. Ancak bu durumda da kişilerin ellerindeki birikim iki katına çıkacaktır. Örneğin, x kişisi elindeki ürünü kullanarak yıl- lık alışverişini takas yöntemiyle yapıp parasını saklayabilir ve gelecek yıl hiçbir şey üretmeden parasını kullanarak yaşayabilir. Fakat herkes böyle yaparsa gelecek yıl satın alınabilecek bir ürün olmayacağı için pa- ra anlamını kaybedecektir. Öyleyse paranın doğrudan doğruya halka aktarılması mümkün bir yöntem değildir. Yukarıdaki fikre; x kişisi bir dahaki yıl yine üretim yapar ve parasını biriktirirşeklindebiritirazgelebilir. Ancakparanınbiryerdebirikmesi, piyasadan çekilmesi anlamına gelir ve en nihayetinde ekonominin yeni- den takas ekonomisine dönmesine neden olur. Tasarrufların bankalar aracılığıyla sürekli dolaşımda tutulması mümkün olsa da bu, kaydi para kavramının icadını gerektirip şu anda altını çizmeye çalıştığımız sorun açısından yok saymamız gereken bir seçenektir.
  • 15. | KRİPTO PARA TEORİSİ Para Teorisi | 14 Otoritenin kullanabileceği ikinci bir yöntem de otorite adına çalışan- ların ödemelerini para ile yapmaktır. Halk otoriteye olan güvenin- den ötürü, otorite adına çalışanlara ürünlerini para karşılığı satacak, elindeki parayı da kendi arasında yaptığı alışverişlerde kullanacaktır. Böylece otoriteden halka doğru bir para akışı gerçekleşecektir. Fakat otorite için çalışan birileri varsa bir vergi sistemi de vardır. Eğer vergiler ayni olarak ödenir ve otorite çalışanlarına para ödemeye devam ederse otoritenin elinde biriken ürünler ekonominin dışına çıkmaya başlar ve bu, otoritenin pratik anlamda vergi toplamaması anlamına gelir. Eğer vergiler sadece para ile ödenecekse piyasaya çıkan para otoriteye geri dönecektir. Görüldüğü gibi bu yöntem de işlememektedir. Yukarıdaki örnek her ne kadar oldukça kaba saba olsa da, bu örnek üze- rinden paranın çok önemli üç özelliğini tespit etmiş bulunuyoruz. — Birincisi; kağıt para gibi, kendisi bir mal olmayan bir para şekli, işleyen bir ekonominin içine tepeden inme bir şekilde sokulamamak- tadır. Ekonominin içinde yer alacak olan paranın, mutlak surette, bir emek karşılığı elde edilen bir ürün olması gerekir. — İkincisi; kapalı bir ekonomide paraya ihtiyaç yoktur. Paranın var- lığı veya yokluğu, böyle bir ekonominin temelinde yer alan takas dü- şüncesini değiştirmez. Hatta tarihteki pek çok örnekte görülmüştür ki, ekonomi kapandıkça para piyasadan çekilmeye başlar. — Üçüncü ve en çarpıcı olan ise, kendisi bir mal olmayan paranın, tica- retin bir gereksinimi olmadığının görülmesidir. Aslında bu para, kredi sarmalında konumlanan bir spekülasyon aracı olarak, ticaretin değil, kapitalizmin temel ihtiyacıdır. Ticaret, paranın olmadığı bir ortamda da var olur; ancak kapitalist üretim ilişkileri paranın olmadığı hiçbir yerde var olamaz. 2.3 Para teorisine ait bazı önemli tanımlar Yukarıdaki iki başlıkta, para hakkında, konumuz açısından önemli olan bazı noktaların altını çizdik. Şimdi de para teorisine ait bazı önemli tanımları vereceğiz. Enflasyon: Enflasyon, paranın alım gücünün azalmasıdır. Ekonomi içindeki görüntüsü, aynı malın fiyatının giderek artması olarak gerçek- leşir. Rastgele bir an için ekonomik bir kesit alınırsa; piyasadaki her şeyin sabit bir fiyatı vardır ve tedavüldeki para ile piyasadaki malların bir kısmını veya tamamını almak mümkün olacaktır. İlerleyen zaman içinde malların değeri artıyorsa piyasadaki para miktarı artmaktadır. Paranın miktarının artmasının tek yolu para basılması olduğuna göre, piyasadaki mal miktarı aynı iken para basmak enflasyona neden olur. Buna göre, enflasyona neden olmadan para basmak için üretimin art- ması gerekir. Eğer para basılmadığı halde malların fiyatı artıyorsa üre- tim azalıyor demektir. Örneğin, mevsim dönümlerinde bazı meyve ve sebzelerin fiyatının artması bu bağlamda gerçekleşmektedir. Enflasyon bazı ekonomik sistemlerde istenmeyen bir şey olmasına karşın, makul sınırlar içinde kalmak şartıyla bazı ekonomik sistemler tarafından üre- timin kamçısı olarak görülür. Deflasyon: Enflasyonun tam tersi olarak tanımlanabilecek olan deflas- yon, paranın değer kazanması, mal fiyatlarının düşmesi şeklinde ger- çekleşir. Deflasyon, aynı kazanç için daha fazla üretim yapma zorun- luluğu doğurduğu için istenen bir şey değildir. Diğer taraftan, sürekli- lik kazandığı takdirde, kimsenin paradan uzaklaşmak istememesine yol açacağı için ticari faaliyetleri de durduracak bir olgudur. Develüasyon: Bugün uluslararası ticarette Birleşik Amerika Devlet- leri'ninparabirimiolandolarkullanılmaktadır. Dolayısıylaherülkenin para biriminin dolar cinsinden bir değeri vardır. Bir ülkenin parasının değerinin düşmesi develüasyon olarak adlandırılır. Ülkeler dışa yap- tıkları satışlarda sattıkları malların fiyatını dolara çevirerek belirler- ler. Parası dolar karşısında değersiz olan bir ülkenin sattığı mallar dolar cinsinden ucuz olacak ve rağbet görecektir. Bu durum satış mik- tarının yeterli seviyede artmasına neden oluyorsa bu ülke kendi is-
  • 16. | KRİPTO PARA TEORİSİ Kripto para | 15 teğiyle parasının fiyatını düşürebilir, develüasyona tabi tutabilir. Eğer ülkenin dış alımı çok fazla ise bu içeride de bir enflasyona neden olur. Ancak ithalat ihracat dengesine bakılarak bir orta nokta bulunabilir. Bir ülke kendi isteğiyle develüasyon yapmak isterse bunu diğer ülkelere kabul ettirmesi gerekir. Son olarak şunu söyleyelim ve kripto paranın incelemesine geçelim. Bir sistemde, sistemin egemeni tarafından seçilen, tek bir para birimi kul- lanılır. Yabancı ülkelerin paraları veya altın ve benzeri şeyler bu sis- tem için bir maldır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nin para bi- rimi dolar olup ABD sınırları içinde avro sadece fiyatı olan bir maldır. Benzer şekilde Avrupa Birliği içinde de Amerikan doları fiyatı olan bir maldır. Dış ödemelerin ortak para birimi Amerikan doları olduğu için, ülkeler, yaptıkları ithalatın bedelini bu para birimi ile öderler. Bir ülkedeenflasyonyüksekse(yani, birmalolanAmerikandolarınınfiyatı sürekli değişiyorsa) ve üretim ithalata bağımlıysa maliyetlerin hesabını yerli paraya göre yapmak biraz uzun vadede dahi yanlış sonuçlar ve- rir. Bu nedenle böyle ülkelerde Amerikan doları ikinci bir para birimi gibi kullanılır. Bu tür ülkelere, ekonomi jargonunda "çift para birimli ülkeler" denir; ancak yine de her sistemin sadece bir para birimi vardır. Buna göre, kripto para sisteminde, tüm diğer paralar bir mal muamelesi görmelidir. Benzer şekilde, tüm para sistemleri açısından da, örneğin, bitcoin bir maldır. Kripto para teorisini derinlemesine inceleyebilmek için gerekli bilgileri, yerimizin elverdiği ölçüde toparlamış bulunuyoruz. Şimdi, kripto pa- ranın teknik alt yapısını konuşmaya geçebiliriz. 3. KRİPTO PARA Eğer bu incelememizin konusu İnternet bankacılığı olsaydı işimiz bi- raz daha kolay olurdu. İnternet bankacılığı, bilindik bankacılık işlem- lerinin İnternet adını verdiğimiz global bilgisayar ağı üzerinden gerçek- leştirilmesi; yani, İnternet teknolojisinin, bilindik bir işlem türüne uy- gulanması anlamına gelir. İnternet bankacılığı, bu açıdan bakıldığında, bilinen bir şeyin bir adım öteye taşınmasıdır. Ancak incelememizin konusu olan kripto para hiçbir şekilde bir şeyin bir adım öteye taşın- ması olarak görülemez, düşünülemez, anlatılamaz. Tamamen yeni bir teknoloji olmanın da ötesinde, birçok açıdan yepyeni bir davranış biçi- mini, yepyeni bir felsefeyi temsil eder. Bu yenilikler, doğal olarak, geçmişte rastladığımız, bildiğimiz bazı düşüncelere gönderme yapacak- tır; fakat bir bütün olarak bakıldığında yepyeni bir şeydir. Günlük hayatın neredeyse tüm olgularının dijital ortama aktarıldığı çağımızda İnternet üzerinden para transferi yapmak çok uzun zaman- dır mümkündü. Ancak bu transferler, bildiğimiz, günlük hayatta kul- landığımız paranın kaydı üzerinden; yani, bankalardaki kaydi para üzerinden gerçekleşmekte. Dolayısıyla, İnternet üzerinden para ak- tarmakla, bu işlemi bir banka şubesinden yapmak arasındaki tek fark işlemsel kolaylık; düşünsel boyutta hiçbir fark yok. Kripto para ise bu- nun çok daha ötesinde bir sistem önerisi. Kripto para, paranın ken- disinin de dijitalleşmesi, kullandığımız fiziki para ile ilişkisinin tama- men kesilmesi anlamına geliyor. Kripto para, teknik olarak, paranın iki temel fonksiyonuna sahip, bir- birlerine örgü ağ topolojisi üzerinden bağlanmış bilgisayarlar aracılı- ğıyla çalışan, her türlü sahteciliğe karşı güvenlik önlemlerini şifreleme algoritmaları vasıtasıyla sağlayan bir yazılımdır. Para sisteminde bir kişinin parası (varlığı değil, parası) iki farklı biçimde
  • 17. | KRİPTO PARA TEORİSİ Kripto para | 16 olabilir; birincisi üzerindeki ya da kasasındaki fiziki para, ikincisi ise banka hesabındaki kaydi para. Fiziki paranın, sorun olarak görülebile- cek birtakım özellikleri vardır. Örneğin, basımı açısından bir maliyet doğurur, çalınma riskine sahiptir... Ancak konumuz açısından asıl so- run, dijital dünyaya dahil edilememesidir. Fiziki paranın sahibi, İnternet ortamında bir aktarım yapmak iste- diğinde, önce parayı bankaya yatırarak kaydi para şekline sokmak zo- rundadır. Yani, banka, İnternet üzerindeki para transferlerinin tekeli konumundadır. Bu tekel, para transferlerini, doğal olarak, bir ücret karşılığında gerçekleştirir. Yani, sistem bankanın sürekli kazanması üzerine kurulu gibidir. Fiziki paranın ortadan kalktığını düşünürsek geriye sadece bankadaki kaydi para kalacaktır. Her banka defterinde "defter ile banka kayıtları arasında bir farklılık olursa banka kayıtları geçerli sayılacaktır" yazar. Buna göre, kaydi paranın otoritesi bankadır. Bir felaket senaryosu ola- rak, banka kayıtları bir şekilde silinirse sistem çöker. Farklı bir felaket senaryosu olarak, bir kişinin bankadaki para kayıtlarını yok etmeye yönelik başarılı bir saldırı gerçekleştirilebilirse kişi tüm parasını kaybe- debilir. Daha da korkunç bir senaryo; diktatoryal bir rejimde bir kişinin veya kuruluşun tüm parasına tek hamlede el konabilir, hesaplarına para gönderilmesi engellenebilir, hesabından para çekmesi yasaklanabilir... Kripto para, fiziki paranın yerine geçerek var olan tüm paranın diji- tal dünyaya aktarılmasını sağlayacaktır—ya da en azından bazılarının böyle bir hedefi vardır. Paranın kendisi dijital bir yapıya kavuştuğunda, banka dışında bir yöntemle de aktarımı yapılabilir ve böylece banka- nın para aktarımı konusundaki tekeli ortadan kalkar. Bu, bankacılık açısından ciddi bir gelir kaybıdır. Bankaların, banka defterlerine "defter ile banka kayıtları arasında bir farklılık olursa banka kayıtları geçerli sayılacaktır" yazmasının bir ne- deni vardır. Para, fiziki varlığını kaybedip sadece kaydi bir değer halini alırsa kayıtlardaki küçücük bir değişiklik (örneğin, sağdan iki sıfır ek- lenmesi) kişilerin bir anda çok ciddi bir servete konmalarını sağlaya- bilir. Böyle bir şey mümkün olduğunda herkes bunu yapar. Dolayı- sıyla, kaydi paranın kaydını, bir otoritenin tutması gerekir. Kripto para sisteminde, bu kaydın, yukarıda açıklanan sakıncalar nedeniyle tek bir el yerine bütün bir sistem tarafından tutulması düşünülmüştür. Bu kayıt tutma sistemine blok zinciri (blockchain) adı verilir. Bu zincirin oluşma mekanizması hakkında aşağıda detaylıca konuşacağız. 3.1 Paranın oluşumu Yukarıda tespit ettiğimiz üzere: Bir sisteme tepeden inme bir şekilde mal olmayan bir para sokmanın imkânı yoktur. Mal olmayan yeni bir paranın eski paranın yerine gelmesi; yani, bir tür şekil değişikliği olarak ortaya çıkması gerekir. Veyahut yeni para, yepyeni bir mal olarak teza- hür edecektir. Eğer yeni bir mal olarak tezahür edecekse hem oluşumu için belli bir emek harcanması, hem kendi başına kullanılabilir bir mal olması, hem de sistemdeki herkes tarafından istenecek bir şey olması gerekir. Oluşumu için belli bir emek harcanması gerekmeyen bir şeyi herkes üretebilir ve değiş tokuş aracı olarak kabul görmez. Sistemdeki herkes tarafından istenecek bir şey olmak ise kademeli bir durumdur: Yeni malı arzu edenlerin sayısı yeteri kadar çoksa bu kişiler kendi ara- larında bir sistem oluşturabilirler. Kripto para, "Kripto para madenciliği" adlı maddede açıklayacak oldu- ğumuz, madencilik adı verilen yöntemle dolaşıma girer. Bir kişi veya topluluk tarafından üretilmiş bir para stoğunun piyasaya sürülmesi söz konusu değildir. Bir oyun gibi anlatırsak: Sistemde, blok zincirine yeni bloklar eklemek şeklinde bir görev vardır. Bu görev sürekli tekrar eden bir görevdir; yaklaşık 10 dakikada bir yeni bir blok eklenmelidir. Bu görevi en hızlı şekilde yerine getirene kendi kullanımı amacıyla belli bir miktarda para basma hakkı verilir. Görevi tamamlayıp para basma
  • 18. | KRİPTO PARA TEORİSİ Kripto para | 17 hakkını elde etme işi, para madenciliği olarak adlandırılır. Turun gali- bine basma hakkı verilen para miktarı, bitcoin sisteminde 2009 yılında 50 bitcoin idi. Dört yılda bir yarıya inen bu miktarın değeri 2013 yılında 25 bitcoin, 2017 yılında ise 12,5 bitcoin olarak güncellendi. Yani, blokların oluşum aralığı yaklaşık on dakika olduğu için, sisteme on dakikada bir, yeni basım yoluyla para eklenmekte, dolaşımdaki para miktarı artmaktadır. Sistemde paranın ortaya çıkmasının tek yolu, madencilik olarak adlandırılan bu blok eklemelerdir. Buna göre, blok ekleme görevini yapanlar, bir anda para sahibi olmakta, sonra bu parayı harcayarak dolaşımda para olmasını sağlamaktadırlar. Bitcoin sistemi dolaşımda sadece 21.000.000 bitcoin olmasını öngördüğü için, şimdiki kabule göre, para madenciliği 2140 yılında sona erecektir. Gördüğümüz gibi, madencilik fikrine dayalı kripto para, üretimi için belli bir emek harcanması ve gün geçtikçe genişleyen bir kesim tarafın- dan kabul görmesi nedeniyle mal–para olma kriterlerini sağlamaktadır. Ancakkendisibirmalolmadığıiçindetamolarakmal–parasayılmaz— bir gün kripto paraya olan ilgi biterse bir mal olarak kullanım imkânı yoktur. Bu noktada şunu da hemen belirtelim ki, tüm kripto para bi- rimleri bir madencilik fikri üzerine kurulu değildir. Özellikle iş dünyası ve devletler tarafından desteklenen birimler, belli bir stoğun, teknolojik avantajların kullanılması amacıyla kullanıma açılması mantığını güder- ler. Bu tür kripto paralar, yeni bir mal değil, mevcut paranın şekil değiştirmesi olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, bu noktadan sonra kripto para dediğimizde madencilik yoluyla elde edilen kripto parayı kastediyor olacağız. Tekrar edersek: Kripto para sisteminde yer alan kişiler belli bir uğraş sonucunda kripto parayı elde ederler. Bu parayı kendi sistemlerinde; yani, bunu bir mübadele aracı olarak gören kişilerin oluşturduğu toplu- lukta, alışveriş yapmak için kullanabilirler. Kendi sistemlerinde kripto para gerçek anlamda paradır; malların fiyatı bu para cinsinden belir- lenir. Diğer taraftan, bir geleneksel para, örneğin Amerikan doları, sis- temine göre, kripto para bir maldır ve dolayısıyla da bir fiyatı vardır. Kripto para sistemindeki kişiler, kripto paralarını dolar sistemindeki kişilere satarak dolar elde ederler. Elde ettikleri dolarlarını, dolar kar- şılığında satılan malları almak için kullanırlar. Buna göre, kripto paraya iki farklı bakış açısıyla bakmak mümkündür. Bir bakış açısıyla, kripto para, çok geniş bir kitlenin oynadığı bir oyunda elde edilen ve geleneksel para sisteminde satılabilir ödül jetonlarıdır. Yeteri kadar geniş bir kitle oyuna devam ettiği sürece bu jetonlar alıcı bulacak ve hatta değerlenecektir. Diğer bakış açısıyla, yepyeni bir para sistemi olup belki biraz değişime uğramak suretiyle geleneksel paranın yerini alacaktır. 3.2 Para transferleri Bu noktadan sonra bitcoin sisteminin teknik ayrıntılarından bahsedeceğiz. Ancak yazılım esaslarına girmek istemediğimiz için sadece genel mantık üzerine konuşacağız; bu yaklaşım da bazı basitleştirmeleri yanında getirecektir. Konunun yazılım detaylarını merak eden okuyucular Mastering Bitcoin (Andreas M.Antonopoulos) adlı kaynağa bakabilirler. Kişiler birbirlerine iki nedenden dolayı para transferi yaparlar: Birin- cisi, kripto para ile mal alırlar ve satıcıya para transferi yaparlar. İkin- cisi, geleneksel para karşılığında kripto para satıp gerekli miktarı alı- cıya transfer ederler. Her iki şekilde de para transferinin mekanizması aynıdır. Para transferlerinin gerçekleştirilmesi, sahip olunan paranın hesabının tutulması ve benzeri amaçlar için kullanılan yazılıma/uygulamaya ge- nel olarak cüzdan adı verilir. Farklı yazılımcılar, farklı tasarımlarda cüzdanlar yazabilirler; ancak ağ ile bağlantıyı kuran ve işlemleri gerçek- leştiren modül her cüzdanda aynıdır ve bitcoin yazılımını bir parça- sıdır. Uygulama, ilk kurulum esnasında, pek çok farklı algoritmadan birini kullanarak rastgele bir sayı oluşturur. Bitcoin sistemindeki para transferleri bu sayılar arasında yapılır. Her ne kadar yanlış bir adlan-
  • 19. | KRİPTO PARA TEORİSİ Kripto para | 18 dırma olsa da bu sayıya, şimdilik, hesap numarası adını verelim. Ör- neğin; A kişisi, B kişisine bir para transferi yapacağında, transfer, A kişisinin hesap numarasından B kişisinin hesap numarasına yapılır— tıpkı bankalar arası para transferleri gibi. Dolayısıyla, A kişisi, B kişisi arasında para transferinden önce bir hesap numarası alışverişi gerçek- leşmelidir; en azından A kişisi, B kişisinin hesap numarasını öğren- melidir. Fakat dışarıdan bakıldığında, hesap numaralarının kime ait olduğu bi- linemez. Pek çok kişi cüzdanı tarafından oluşturulan numarayı da bilmez; numara değişimleri akıllı cihazlar arasında QR kodları aracılı- ğıyla gerçekleşir genellikle. Dolayısıyla, transferlerin hangi gerçek kişi- ler arasında gerçekleştiğini bilmek de neredeyse imkânsızdır. Örneğin; yukarıdaki örnekteki B kişisi hesap numarasını bir şekilde A kişisine ulaştırmış olsun ve bir şantajla bu kişiden para istesin. Bu durumda, B kişisinin kimliğine ulaşma imkânı yoktur. Ancak numarayı ulaştırma yolu üzerinden bir fiziki takiple kişiye ulaşmak mümkündür. Sistemin, bankacılık sisteminden ayrıştığı önemli noktalardan biri budur. Bir cüzdan birçok farklı sayı üretebilir ve hatta kendine gönderilecek her para transferi için ayrı bir hesap numarası bile oluşturabilir. Buna göre, cüzdan sahibi, cüzdan tarafından oluşturulan tüm hesap numa- ralarına ait toplam paranın sahibidir. Diğer yandan, cüzdan, sistemde işlem gören birçok hesap numarasını kontrolü altında tutmaktadır. Bir önceki bölümde ifade ettiğimiz üzere, bir kişinin para sahibi olması için bu parayı ya ödül olarak kazanmış olması ya da birinden trans- fer yoluyla elde etmiş olması gerekir—hiç kimse durup dururken para sahibi olamaz, para bir yerden gelmiş olmalıdır. Kazanılan tüm ödüller ve yapılan tüm transferler, aşağıda detaylarını açıklayacak olduğumuz blok zincirinde kayıtlıdır. Her bir ödül alma işleminin ve her bir trans- ferin kendine ait bir sıra numarası vardır. Cüzdan, kontrolü altındaki hesap numarasına ait paraların elde edildikleri işlemin numaralarını kaydeder veya her ihtiyaç duyduğunda, blok zincirinde, kendi kontro- lündeki numaraya ait işlemleri arayarak sonuca ulaşırlar. Buna göre, cüzdanda paranın kendi bulunmaz; sistemde temsil ettiği, kontrol et- tiği hesap numarası ve belki de bu numaraya ait işlemlerin bir dökümü bulunur sadece. Bir işlem sonucu elde edilmiş olan para bölünmez bir bütün olarak görülür. Biraz karmaşık olan bu durumu bir örnek üzerinden an- latalım. A kişisi, B kişisine 1 bitcoin ödeme yapmak istesin. Ancak A kişisinin sahip olduğu tek para bir x işleminden elde etmiş olduğu 4 bit- coin olsun. A kişisi, sadece 4 bitcoin parasının 1 bitcoin'ini B kişisine gönderecek şekilde bir işlem tasarlayamaz. Tüm parayı işleme sokmak zorundadır: A kişisi, y numaralı ve 4 bitcoin meblağlı bir gönderim iş- lemi gerçekleştirir. Bu gönderim işleminin iki alıcısı vardır. Birinci alıcı 1bitcoinalanBkişisi, ikincialıcıise3bitcoin'denbirazdahaazparaalan A kişisinin kendisidir. Sonuç olarak, B kişisi 1 bitcoin'e, A kişisi ise aşağı yukarı 3 bitcoin'e sahiptir. Aslında 3 bitcoin'e sahip olması gereken A kişisinin kaybetmiş olduğu küçük miktar madencilere ücret olarak ve- rilecektir. Yukarıdaki basit örnek üzerinden iz sürürsek sistemin mekanizmasını önemli ölçüde deşifre etmiş oluruz. Önce bir transferin yer aldığı bir kayıt dosyasını, temsilen, yazalım ve bunun üzerinden konuşalım. İşlem Numarası: y Gönderenin hesap numarası: A'nın hesap numarası Gönderilen paranın elde edildiği işlemin numarası: x1 Birinci alıcının hesap numarası: B'nin hesap numarası Birinci alıcının alacağı miktar: 1 bitcoin İkinci alıcının hesap numarası: A'nın hesap numarası İkinci alıcının alacağı miktar: 2,98 bitcoin
  • 20. | KRİPTO PARA TEORİSİ 3: Örneğin: https://bitcoinfees.earn.com/ Kripto para | 19 Bu tranferde, A kişisi, x numaralı işlem sonucunda elde ettiği parayı harcamaktadır—indisin 1 olmasından anlıyoruz ki, A kişisi, x numaralı işlemde birinci alıcı konumundadır. Şu anda, kayıt dosyalarımızı in- celediğimizi ve x numaralı işlemdeki birinci alıcının 4 bitcoin almış ol- duğunu gördüğümüzü farz ediyoruz. Buna göre, harcanabilir olan para 4 bitcoin'dir (dikkat edilirse bu bilginin yukarıdaki kayıtta yer almadığı görülür). Şimdi A kişisi bu paranın 1 bitcoin'ini B kişisine transfer et- mekte; 2,98 bitcoin'ini de, bir anlamda para üstü olarak, kendine geri göndermektedir—eksik olan 0,02 bitcoin madenci ücretidir. Bu gön- derim sonucunda, gönderilen paranın elde edildiği işlemin numarası x1 artık kullanılamaz hale gelir; yani, bir daha asla bu numara kullanılarak bir gönderim yapılamaz. Çünkü bu para artık harcanmıştır ve sonuç olarak iki yeni numara ortaya çıkmıştır: y1 ve y2. x1 numarasının bir daha kullanılması demek, harcanmış olan paranın bir kez daha harcan- ması demektir. Buna göre, bir işlem numarası (indisiyle birlikte), kayıt dosyalarında sadece iki kez yer alabilir; ilkinde işlem numarası olarak, ikincisinde ise gönderilen paranın elde edildiği işlem olarak. İkinci yer alışında kullanılamaz hale gelmiş demektir. Bu mekanizma, bir kişinin parasını iki kez harcamasına engel olan mekanizmadır. Yapılan transferin kaydı için madenci tarafından alınan ücret, trans- ferin meblağı ile değil, kayıt dosyasında tuttuğu yer ile; yani, bayt başına ifade edilir. Bir transferde alıcı sayısı arttıkça kaydın boyutu büyüye- cek ve ödenmesi gereken ücret de artacaktır. Güncel ücretler, daha önceki transfer ücretlerinden yola çıkılarak hesaplanır. Bu ücretlerin anlık değerlerini gösteren bazı siteler de vardır 3 . Eğer A kişisinin göndermek istediği para, herhangi bir işlem sonucunda elde ettiği bir paradan daha büyük olsaydı ya birkaç farklı işlemden elde ettiği paraları teker teker göndererek istenen meblağı tamamlayacaktı ya da birkaç farklı işlemden elde ettiği paraları tek bir transferde tek bir alıcıya gönderecekti. Bu işlemler cüzdan yazılımının içinde gerçekleş- tirilir ve bazı yazılımlar ikinci seçeneği desteklememektedir. Eğer bir kişi, kendine ait olmayan bir hesap numarası ile işlem yaparak sistemi dolandırmaya kalkarsa ne olur? Bunun önüne geçmek için bazı kriptolojik bariyerler kullanılmaktadır. Burada detaylarına girmeye- ceğimiz bu uygulamanın temeli asimetrik şifreleme ve dijital imza al- goritmaları üzerine kuruludur. Bitcoin ağı, örgü yapıda bir ağ olduğu için ağa bağlanmak demek, ağda aktif olan diğer cüzdanlarla iletişime geçmek demektir. Buna göre, cüz- dan ağa bağlanmak istediğinde ilk önce aktif cüzdanların listesini yer aldığı bir sunucuya bağlanır ve aktif cüzdanların listesini alır. Bu su- nucunun sadece bir veri tabanı görevi üstlendiği, herhangi bir otori- teye sahip olmadığı açıktır. Cüzdan, bir algoritma doğrultusunda, aktif olan cüzdanlardan bir kısmı ile bağlantı kurar. Bu noktada cüzdan ağa bağlıdır. Cüzdan, yaptığı para transferini bilinen formattaki kayıt dosyası şek- linde bağlantıda olduğu cüzdanlara iletir. Bu cüzdanlar, henüz ilk elde, bu transferin geçerli olup olmadığını kontrol ederler. Eğer transfer, format bozukluğundan sistem dolandırıcılığına kadar herhangi bir an- lamda geçersizse transferi onaylamazlar. Onaylamamak, gelen kayıt dosyasını yok etmek anlamına gelir. Eğer transfer geçerli ise diğer cüzdanlara ileterek bu bilginin aktif olan tüm cüzdanlara, dolayısıyla tüm ağa ulaşmasını sağlarlar. Bir cüzdan, kendine gelen tüm kayıt dosyalarının geçerliliğini, kaçıncı elden gelmiş olursa olsun, mutlaka kontrol eder. Bu, sistemin konsensüs şeklindeki güvenlik kuralların- dan birincisidir. Sistemin, yeri geldikçe belirteceğimiz üç farklı gü- venlik kuralı daha vardır. Tekil cüzdanlar tarafından onaylanmış olan transfer işlemi, artık madenciler tarafından blok zincirine kaydedil- meyi beklemektedir.
  • 21. | KRİPTO PARA TEORİSİ 4: Konuyla ilgili en önemli çalışma Logical Foundations of Probability (Rudolf Carnap) adlı eserdir. The University of Chicago Press — 1971 5: Bit dizisi sadece 0 ve 1 rakamlarından oluşan bir rakam dizisidir. Örneğin, 1001 dört rakamlı bir bit dizisidir. Kripto para | 20 3.3 İz fonksiyonları—Hash fonksiyonları Şimdiye kadar, var oldukları yerlerde, kriptolojik uygulamaların varlığından bahsettik ve uygulamanın detaylarına burada girmeyeceğimizi söyledik. Bundan sonra da böyle ya- pacağız. Ancak blok zincirinin ve özellikle de para madenciliğinin ne olduğunu açıklaya- bilmemiz için özel bir kriptolojik fonksiyon olan iz fonksiyonlarının (hash fonksiyonlarının) yapısından bahsetmemiz gerekiyor. Matematikte bazı fonksiyonlara tek yönlü fonksiyonlar adı verilir. Ör- neğin, y = x17 fonksiyonu, x'ten y'ye giden yönde hesaplaması kolay bir fonksiyondur; yani, verilen bir x değerine karşılık gelen y değerini bulmak zor değildir. Fakat, verilen bir y değerine karşılık gelen x değe- rini hesaplamak çok zordur. Bu nedenle, bu fonksiyonun neredeyse tek yönlü bir fonksiyon olduğu söylenebilir. Fonksiyonun ikinci bir özelliği de bire bir olmasıdır. Yani, ne verilen bir x değeri için iki farklı y de- ğeri ne de verilen bir y değeri için iki farklı x değeri bulunabilir. Bu tür fonksiyonlar kriptolojide, başka birçok uygulamalarının yanında, kont- rol fonksiyonları olarak kullanılırlar. Örneğin, y = x17 fonksiyonunda y = 232.630.513.987.207 değeri verildiğinde x = 7 olduğunu bulmak çok zordur, ama gizli tutulan x değeri bilinirse y = 717 = 232.630.513.987.207 eşitliğini kontrol etmek basittir. Bu nedenle, kriptolojide bu tür fonk- siyonlara tuzaklı fonksiyonlar denir; tuzak, eşitliği sağlayan değerin bi- linmesidir. Devam etmeden önce, bir olayın gerçekleşme ihtimalinden de bahsede- lim. Bu konuları açıklamak için bir örnek üzerinden gideceğiz. Stan- dart bir zar atıldığında {1, 2, 3, 4, 5, 6} olmak üzere 6 farklı değerden biri gelebilir. Zar hilesiz ise bir atışta bu değerlerden birinin gelmesi ihti- mali 1/6 olarak ifade edilir. Aslına bakılırsa bu değer sadece bir atış için verilmektedir ve art arda altı atışın her birinde aynı sayının gelmemesi için hiçbir neden yoktur. Fakat deneme sayısı yeterince büyükse 6 de- ğerin birbirine aşağı yukarı eşit çıkacağı kabul edilir. Örneğin, zar 600 kere atılırsa her sonuç aşağı yukarı 100'er kez gelecektir. Bunun man- tıksal tartışması; olasılık, istatistik ve oyunlar teorisi çalışmalarında bulunabilir 4 . Bir olayın gerçekleşmesine dair ihtimal değeri, her çalışmada farklı bir bakış açısıyla değerlendirilir. Örneğin; gerçekleşmesi ihtimali 1/6 olan bir olay, indüktif bakışa göre, her altı denemede bir kez gerçekleşecek- tir. Ortalamacı bir bakış, olayın en geç 3. veya 4. denemede gerçek- leşeceğini düşünebilir. Kriptolojide ise her zaman en uç değer göz önüne alınır. Örneğin, bir şifrenin kırılması ihtimali milyonda bir ise bu şifrenin ancak bir milyonuncu denemede kırılabileceği kabul edi- lir. Halbuki, şifre ilk denemede de kırılabilir. Fakat kriptolojide hiçbir güvenlik önlemi tek bir şifreye bırakılmadığından ötürü, hiç kimsenin her şifreyi ilk denemede kırabilecek kadar kadar şanslı olamayacağını düşünülür. Dijital ortamda metinler, karakterler, görüntü dosyaları, ses dosyaları... birer bit 5 dizisi olarak ifade edilirler. Bir iz fonksiyonu, uzunluğu kaç bit olursa olsun her bit dizisini, sabit uzunluktaki bir bit dizisine eşler. Örneğin, 256 bitlik bir iz fonksiyonu (SHA256 gibi) L.N. Tols- toy'un Anna Karenina adlı dört ciltlik romanını da tek bir harfi de 256 bit uzunluğunda bir bit dizisine eşler. Örneğin, bitcoin kelimesinin SHA256 iz fonksiyonuna göre iz değeri, 61d5 20cc b742 88c9 6bc1 a2b2 0ea1 c0d5 a704 776d d016 4a39 6efe c3ea 7040 349d şeklindedir—bir iz değeri, okuma kolaylığından ötürü 16 tabanında ifade edilir. İz fonksiyonlarının en önemli özellikleri; iz değeri, son derece karma- şık bir algoritma ile hesaplamalarından ötürü, elde edecekleri sonucun
  • 22. | KRİPTO PARA TEORİSİ 6: Rasin Tınaz çevirisi, Altın Kalem Klasik Romanlar, Hayat Neşriyat A.Ş. 1970 Kripto para | 21 hiçbir şekilde öngörülemez olmasıdır. Elde edilen sonuç, yukarıdaki örnekten de görüldüğü üzere rastgele bir sayı gibi görünür. Fakat asla rastgele bir sayı olmayıp korkunç derecede karışık bir hesabın sonu- cudur. Bu nedenle, bir içeriğin iz değeri her zaman aynı olup istendiği an tekrar hesaplanabilir. Bu özellikleri iz fonksiyonlarının pek çok kul- lanım alanına sahip olmasını sağlar. Farklı uzunluklardaki dizilerin veya aynı uzunlukta olan farklı dizilerin her birini, farklı bir 256 bitlik diziye çevirmelerinden dolayı; hiçbir par- mak izinin birbirine benzememesine gönderme yaparak bu fonksiyon- lara iz fonksiyonları adı verilir. Buna göre, 256 bitlik bir iz fonksiyonu matematiksel bir dönüşüm olarak Herhangi bir bit dizisi ↣ 256 bitlik dizi şeklinde temsil edebiliriz. Bu dönüşümün sağ tarafında yer alan 256 bit uzunluğundaki dizi; yani, sol taraftaki bit dizisinin iz değeri, en fazla 2256 tane farklı şekil alabilir. Buna karşın dönüşümün sol tarafında yer alan dizi pratik olarak sonsuz farklı şekilde olabilir (çünkü, uzunluğu sınırlanmamıştır). Buna göre, pek çok bit dizisi aynı iz değerini vere- cektir. Tersi olarak da aynı iz değerinden hareketle, bu iz değerini veren çok sayıda bit dizisi bulunabilir. Yani, yukarıdaki matematik fonksiyon örneğinde olduğu gibi bir bire birlik burada yoktur. Tekrar edersek; bir A dizisi ile bir B dizisinin aynı 256 bitlik iz değerini vermesi veya bir iz değerini veren A ve B gibi iki dizi bulunması teorik olarak kesindir. Fakat söz konusu olan güvenli bir iz fonksiyonu ise bahsedilen değer- lerin bulunabileceği bir algoritma yazılamaz; bu değerleri bulmanın tek yolu deneme–yanılma yöntemidir. Ancak, biz burada göstermeyecek olsak da gösterilebilir ki, böyle iki değerin deneme–yanılma yoluyla bu- lunabilmesi için sadece var olan değil, yapılabilecek tüm bilgisayarların evrenin son gününe kadar çalışması bile yeterli olmaz. Farklı bit dizilerinin izlerinin farklı olması, iz fonksiyonlarının birer kontrol fonksiyonu olarak kullanılabilmesini sağlar. Bir metnin izi alınır ve saklanırsa, metnin içeriğini değiştirmek imkânsız hale gelir; çünkü içerikte yapılacak en küçük bir değişiklik bile metnin iz değerini değiştirecektir. Örneğin; Anna Karenina 6 , "Bütün mutlu aileler..." ye- rine, "bütün mutlu aileler..." şeklinde başlarsa metnin izi çok ciddi bir şe- kilde değişecektir—teorik olarak 256 bitten 128'i değişir. İz fonksiyon- larının kontrol fonksiyonu olarak kulanımına dair bir örnek verelim: Bir bilim adamı, yaptığı bir buluşu bir nedenden dolayı hemen açıkla- mak istememektedir. Ancak konu bilim dünyasının çok ilgisini çeken bir konu olduğu için aynı buluşun bir başkası tarafından yapılması ih- timali de mevcuttur. Bu durumda bilim adamı buluşunu içeren detaylı bir makale yazar ve bu makalenin iz değerini alır. Bu iz değeri, örneğin sosyal medya hesabından yayınlar. İz değerin elde edildiği makalenin içeriği bilinmese de, iz değeri veren makalenin, değerin açıklandığı ta- rihte yazılmış olduğu kesindir. Bir gün buluşunu açıklamak istediğinde makalesini yayınlar. İsteyen herkes, daha önce bilim adamı tarafından kullanılan iz fonksiyonu aracılığıyla makalenin iz değerini elde edebilir; bu oldukça kolay bir iştir. Makalenin iz değeri ile daha önce açıklanan iz değer birbirini tutmaktadır. Aynı iz değeri verecek olan iki farklı bit dizisinin bulunması mümkün olmadığından bu makalenin, en geç, iz değerin açıklandığı zamanda yazılmış olduğu kesinlik kazanır. Dola- yısıyla, herhangi bir kişinin bitcoin kelimesinin iz değerinin gerçekten yukarıda verilen değer olup olmadığını kontrol etmesi son derece ko- laydır. Fakat verilen iz değerinin hangi bit dizisinin iz değeri olduğunu veya aynı iz değerini verecek olan başka bir bit dizisi bulması, yukarıda açıklanan anlamda, imkânsızdır. 3.4 Blok zinciri—blockchain Bitcoin sisteminde, yapılan her para transferi, transferi yapan cüzdan
  • 23. | KRİPTO PARA TEORİSİ 7: İlk bloğun içeriğine https://blockchain.info/block-height/0 veya https://blockchain.info/block/000000000019d6689c085ae165831e934ff763ae46a2a6c172b3f1b60a8ce26f adresinden ulaşılabilir. Kripto para | 22 tarafından tüm ağa bildirilir. Ağdaki bazı kullanıcılar, her on daki- kada bir, yapılmış olan transferleri bir kayıt dosyasına kaydederler. Bu dosyaya kayıt dosyası veya blok adı verilir. Ağdaki tüm kullanıcıların blok oluşturma izni ve yetkisi vardır. Kullanıcıları bu blokları oluştur- maya teşvik eden şey her bir blok oluşturulduğunda, bu bloğu oluştu- rana ödenen ücret ve verilen ödüldür. Bu ücret ve ödülü almak iste- yen ve kendilerine madenciler adı verilen kullanıcılar birbirleri ile yarış içindedirler; ancak tüm kullanıcılar madencilik amacı gütmez. Oluşturulan blokların birbirlerinin üzerine, üst üste dizilmiş tabaklar misali geldikleri düşünülür. Bu düşüncenin temelinde, alttaki blokta bir değişiklik yapabilmek için üstteki bloklarda da değişiklik yapılması gerekliliği yer alır; nasıl ki, alttaki tabağı almak için üstteki tabakları kaldırmak gerekirse! Buna göre ilk blok en alttadır. Bu bloğa yaratıcı blok, genesis, adı verilir. Bunun nedeni, tüm blokların bu bloktan türemiş olmasıdır—ikinci blok doğrudan, diğerleri dolaylı olarak. Üst üste dizilen bu blokların iki farklı adresi vardır. Birinci adres en alt- tan üste doğru sıra numarasıdır. Örneğin, yaratıcı blok, bilgisayar sis- temlerinde alışıldık olduğu üzere, 0 numaralı bloktur. İkinci adres ise bloğun iz değeridir. Hiçbir blok birbirinin aynısı olamayacağı için (en azından oluşturulduğu zaman farklıdır ve bu bilgi içerikte yer alır) her bir bloğun iz değeri de farklıdır 7 . Bir bloğun içeriği, bizim altını çizdiğimiz konular açısından, üç bölüm- den oluşur. Birinci bölüm, bir anlamda bloğun ait olduğu zaman di- limindeki transferlerin bilgisi ve birtakım farklı veriden oluşur. İkinci bölüm, bir önceki bloğun iz değeridir. Üçüncü bölüm ise, varlık ne- denini "Kripto para madenciliği" bölümünde açıklayacak olduğumuz değişken değerdir. Buna göre, bir bloğun iz değeri Blok içeriğinin iz değeri + Önceki bloğun iz değeri + Değişken değer şeklindeki bir veriden elde edilir. Bu içerikte yer alan bir tek bileşen değişirse bloğun iz değeri değişir. Buna göre, bir kere oluşturulmuş olan birbloğuniçeriğinideğiştirmekmümkündeğildir. Örneğin: 0numaralı bloğun içeriği değiştirilirse kendi iz değeri değişecektir. Ancak bunu fark etmenin tek yolu, daha önceki iz değeri ile karşılaştırmaktır. Eğer bu değer kaydedilmediyse değişim mümkündür. Fakat bu durumda, içeriğinde hiçbir değişiklik yapılmamasına karşın, 1 numaralı bloğun iz değerinin de değişmesi gerekir. Çünkü 1 numaralı bloğun iz değeri de 0 numaralı bloğun iz değerine göre hesaplanır. Benzer şekilde diğer blok- larınizdeğerleridedeğişmelidir. Çünküherbirbloğunizdeğeri, dolaylı olarak, kendinden önceki tüm blokların iz değerine bağlıdır. Bu özel- lik nedeniyle blokların oluşturduğu diziye blok zinciri adı verilir: Her bir blok kendinden önce gelenlere bağımlıdır ve zincirin sağlamlığı her bir halkanın sağlamlığı ile belirlenir. Buna göre, herhangi bir blokta bir değişiklik yapılırsa bu noktadan yukarı doğru tüm zincir değişmeli, bir anlamda tarih yeniden yazılmalıdır. Bunu yapmak çok ciddi bir işlem gücü ister ve üstteki blok sayısı arttıkça ihtiyaç duyulan işlem gücü de hızlanarak artar. Bu nedenle, bu iş tekil kullanıcıların yapabilecekleri bir iş değildir; ancak örgütlü bir saldırı gerekir. Blok zincirinde herhangi bir değişiklik yapılamamasının bir diğer ne- deni de ağdaki tüm cüzdanlarda blok zincirinin bir kopyasının bulun- masıdır. Dolayısıyla blok zincirinde yapılacak bir değişikliği topluluğun gözünden saklama imkânı yoktur. Her kullanıcı blok zincirinin hata- sızlığını kendi kendine kontrol edebilir. 3.5 Kripto para madenciliği Kripto para madenciliği konusu, şimdiye kadar parça parça vermiş ol- duğumuz bilgilerin bir araya toplanacağı konudur ve bu nedenle de bi- raz karışıktır. Madenciliğin varlık nedeni dolaşıma para sokmak ve blok zincirinin oluşmasını teşvik etmektir. Madenciler, bu eylemleri karşılığında küçük bir miktarda ücret ve ciddi bir miktarda ödül alırlar. Daha önce söylediğmiz gibi, ödül dağıtımı 2140 yılında sona erecektir.
  • 24. | KRİPTO PARA TEORİSİ Kripto para | 23 Blok zincirine her on dakikada bir kez yeni bir blok eklenmesi öngö- rülmüştür. Bu değerin neden 10 dakika olduğu hakkında bir açıklama yoktur. Transfer gerçekleştiren cüzdanlar tarafından ağa dağıtılan ve diğer cüz- danlar tarafından da onaylanan tekil transfer kayıtları, bir kayıt havu- zunda toplanırlar. Bu kayıt havuzları, tıpkı blok zincirleri gibi her kul- lanıcıda mevcuttur. Bir tekil transfer kaydı herhangi bir bloğa işlendik- ten sonra yok edilir; artık blok zincirine geçmiş ve sonsuza kadar onay- lanmıştır. Madencilik yapmak isteyen kişi, havuzda yer alan tekil transfer kayıt- larını toplar. Transferlerde gönderilen paraların toplam değeri, alınan paraların toplam değerinden daha büyüktür. Aradaki fark, bloğu oluş- turan madencinin alacağı ücrettir. Madenci, bu ücreti ve alacağı ödülü, transferler dizisinin en başına kaydeder. Bu kayıt tek yönlü, sadece alıcısı olan bir kayıttır ve bu özelliğe sahip tek kayıttır. Diğer tüm kayıt- larda hem alıcı hem de gönderici vardır. Bu kayıtların, Merkle ağacı adı verilen bir düzende, SHA256 fonksiyonu ile iz değerleri elde edilir. Bu iz değer, bir önceki bloğun iz değeri, bloğun oluşum zamanı gibi blokta yer alan diğer bazı veriler ve bir değişken değer birleştirilerek tümünün iz değeri hesaplanır. Bloğun, blok zincirine eklenmesi için elde edilen bu iz değerin belli bir özelliğe sahip olması gerekir. "İz fonksiyonları" başlığı altında anlatılanlardan kolaylıkla anlaşılacağı üzere, bir içeriğin iz değeri öngörülebilir bir değer değildir. Örneğin; "abcde" karakter dizisinin iz değerini bilmek, "abcd" veya "abcdef" karak- ter dizilerinden herhangi birinin iz değerini tahmin etmek açısından hiçbir avantaj sağlamaz. Diğer yandan, kendisi de bir bit dizisi olan iz değeri, sayısal bir değer olarak yorumlanabilir ve buna göre, iki içeri- ğin iz değerleri arasında bir büyük–küçük ilişkisi kurulabilir. Ancak "abcde" ve "abcd" karakter dizilerinden hangisinin iz değerinin daha bü- yük olacağı tahmin edilemez. Benzer şekilde, 123 sayısı, 1234 sayısın- dan daha küçük olduğu halde 123 sayısının iz değeri, 1234 sayısının iz değerinden daha büyük olabilir. Her bloğun iz değerinin, belli bir algoritma ile her blok için ayrıca he- saplananbirdeğerdendahaküçükolmasızorunluluğuvardır; budeğere hedef değer adı verilir. Blok oluşumunda kullanılan değişken değerin var olma nedeni de bunu sağlamaktır. Blok içeriğinde yer alan bilgilerin değiştirilmesi ihtimali çok fazla değildir: Bir önceki bloğun iz değeri değiştirilemez veya içerikten atılamaz. Bloğa kaydedilen transferlerin bir kısmı atılabilir ama bu sefer de alınacak olan ücret azalır. Dolayı- sıyla, izdeğerindeğişmesiiçin, izihesaplanacakolaniçeriğebirdeğişken eklenmesi düşünülmüştür. İzin sayısal değeri, değişkenin aldığı değer- lerin artma veya azalma yönünde değişmez, bu anlamda tamamen rast- gele değişir. Bu nedenle, değişkene belli bir değer verip elde edilecek iz değerine göre değişkene değer atamak bir sonuç vermez. Bunun yerine, değişken sıfırdan başlayarak istenen sonuç elde edilene kadar arttırılır. Tahmin edileceği üzere, istenen değerin bulunabilmesi için çok fazla iz hesaplaması gerekmektedir. Bu hesapların yapılabilmesi için de elek- trik harcanmaktadır. Verilen ücret bu harcamanın karşılığıdır. Ödü- lün amacı ise dolaşıma para sokulmasıdır. Uzunca bir süre, alınan ücret verilen ödülün küçük bir oranı olarak kalacağından ötürü, şu anda asıl motivasyon verilen ödüldür. Ödülün büyüklüğü, blok kaydını gerçek- leştirmek isteyenler arasında büyük bir rekabet doğrumaktadır. Görüldüğü gibi, blok oluşturma süreci, oldukça yorucu ve emek iste- yen bir süreçtir. Bitcoin sisteminde bu sürece iş ispatı adı verilir— proof of work (PoW). Buradaki amaç, blokların zorlukla oluşturulması ve böylece dolandırıcılığın önüne geçilmesidir. Bu, sistemin konsensüs şeklindeki güvenlik kurallarından ikincisidir. İş ispatı mekanizmasının dolandırıcılığın önüne nasıl geçebildiği hakkında aşağıda, çatallanma konusunda konuşacağız. Şimdi hedef değerin nedenini bir zar atma örneği ile açıklayalım. İki