2. Görme gücünün gözlük, kontakt lens gibi
bilinen yöntemlerle, ilaç tedavisi ile veya
ameliyatla yararlı düzeye ulaştırılamadığı
durumlara, kısıtlamanın derecesine göre
körlük veya az görme denir.
Her iki durumda da temel ilke, kişinin
mevcut kapasitesini en yüksek düzeyde
kullanabilmesi için gerekli yardımcı cihazlar
ve eğitim çalışmalarını kapsayan
rehabilitasyondur.
3. Uygulanacak rehabilitasyon programları, kişinin
mevcut görme kapasitesine göre günlük yaşam
aktivitelerinin gerçekleştirilebilmesi ve mesleksel
becerilerinin kazanılması ve uygulanabilmesi için
gerekli hedeflere göre belirlenir. Yani, görme
gücü kaybı hangi düzeyde olursa olsun veya
yaşamın hangi döneminde başlamış olursa olsun
herkes için yapılabilecek bir şeyler vardır. Ancak,
rehabilitasyon uygulamaları göz kaybının
derecesi, oluştuğu yaş dönemi ve kişinin amaç ve
hedeflerine göre değişmektedir.
4. Az görenlerin rehabilitasyonunda ilk aşama,
yaşam kalitesi ölçekleri ile kişinin işlevsel
kayıplarını belirlemek ve yaşamsal ve
mesleksel alanlardaki hedeflerini
saptamaktır.
5. İkinci aşama, bu hedeflere ulaşılabilmesi için
yararlanabileceği yardımcı cihazlardan uygun
olanları seçmek üzere yapılan muayenedir.
6. Üçüncü ve en önemli aşama eğitim
aşamasıdır. Eğitim uygulamalarında ilk önce
görme probleminin başladığı yaşa bağlı
olarak hiç kazanmadığı (bebek ve çocukluk
dönemi) veya daha sonra kaybettiği (yetişkin
ve yaşlılık dönemi) görme işlevi ile ilgili
fonksiyonların kazandırılması gerekir. Çünkü,
görme işlevi sadece göz ile ilgili olmayıp,
beyin başta olmak üzere vücudun tüm
bölümlerinin koordine olarak çalışmasını
gerektirir.
7. Uluslar arası çalışmalara göre, sadece cihazın
verilmesine yönelik uygulamalarda, kişinin
yararlanma düzeyi %5 iken, eğitim
programları ile desteklendiğinde yararlanma
düzeyi %90-95 olmaktadır.
Sonuç olarak, körlerin ve az görenlerin
rehabilitasyonu bir uzmanlık alanıdır ve
bilimsel temellere uygun olarak
gerçekleştirildiğinde yararlı olabilir.
8. GÖRME ENGELLİ KİMDİR - KİM DEĞİLDİR ?
Görme engelli kişi, himayeye muhtaç,
acınacak ve çaresiz bir insan değildir. O, diğer
insanlardan çok farklı, olağanüstü yetenekleri
olan ve başkalarının duyamadığı sesleri
duyan, mucizevi bir yaratık da değildir. Diğer
insanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz
özelliklerin hepsi onda da mevcuttur. Görme
engelliler arasında da başarılı olan, başarısız
olan, bencil olan veya toplumun çıkarlarını
düşünen insanlar bulunabilmektedir. Kısacası
görme engelli de herkes gibi bir insandır.
9. KÖRLER OKULLARINA KAYIT KOŞULLARI
Ülkemizde 16 görme engelli ilköğretim okulu
bulunmakta olup, hepsi de yatılı ve
gündüzlüdür.
10. GÖRME ENGELLİLERE KARŞI NASIL DAVRANMALIYIZ?
Görme engelli birine yardımcı olmak istiyorsanız
aşağıdaki bilgilere gereksinimiz olacaktır.
Siz onun koluna değil, o sizin kolunuza girmelidir.
Çünkü kaldırım kenarı veya merdiveni anlaması için
yarım adım gerinizden gelmesi gerekmektedir.
Merdiven inerken trabzandan yararlanması için yol
gösterici olabilirsiniz.
Kaldırım iniş ve çıkışlarında sürekli sözlü uyarılara
gerek yoktur. O sizi yarım adım geriden izlediği için
biraz yavaşlamanız yeterlidir.
Ona ismiyle hitap ediniz. Aksi halde kiminle
konuştuğunuzu anlayamayabilir. Konuşurken görmek
veya kör gibi kelimeleri kullanmaktan çekinmeyin ve
yanından ayrılacağınız zaman sözlü olarak bildiriniz.
11. Kapıları yarı açık bırakmayınız. Onunla daha önce
tanımadığı bir odaya girerseniz, onu odanın ortasında
yalnız bırakmayınız. Bir sandalye veya koltuğa kadar
götürünüz.
Yemekte et varsa, kesmekte yardım isteyip
istemediğini sorabilirsiniz. Yemeklerin yerini ayrıntılı
olarak tarif ediniz.
Yatılı konuk olarak evinize geldiğinde ona tuvaletin,
gardrobun, pencerenin, prizin ve elektrik düğmesinin
yerini gösteriniz. Ayrıca, lambaların açık olup
olmadığını, elektrik düğmelerinin hangi yönde açık ya
da kapalı olduğunu bilmek isteyebilir.
Eğer arzu ederseniz sizinle körlüğü hakkında
konuşabilir, ama bu eski bir hikayedir. Oysa sizin
olduğu gibi görmeyenin de ilgi duyduğu başka pek
çok konu vardır.
12. Görme yetersizliği olan çocukları fark etmede
birçok ipuçları vardır:
-Gözlerinin önünde bulunan ilgi çekici eşyaları
takip edememe ya da farkına varamama
-Uzun süre aynı yere bakma
-Farklı bir şekilde gözlerini döndürme
-Sık sık gözlerini ovma ve kaşıma
-Gözlerini ışıktan kaçırma ve gözlerinde titreme
-Sağa sola amaçsız uzanma ve sık sık düşme
-Renkli bir resmin renklerini ayıramama
-Gözlerde kızarma ve yaşarma
-Gözlerinin ortasında bulanıklık ve ışık
geldiğinde parlama
13. Görme güçlüğü olan çocuk,
-Diğer insanların parmaklarını nasıl kullandıklarını,
dokunduklarını, aldıklarını ve tutuklarını görememektedir.
-Diğer çocukların nasıl oynadıklarını görememektedir.
-Diğer insanların nasıl yemek yediklerini görememektedir.
-Diğer insanların tuvalette nasıl temizlendiklerini ve
lavaboyu nasıl kullandıklarını görememektedir.
-Görme güçlüğü olan çocuğun, iletişimde bulunurken yüz
ifadesini değiştirmede ve ellerini kollarını hareket
ettirmede güçlükleri olabilir. Çünkü çocuk diğer insanların
yüz ifadesinin nasıl değiştiğini ve ellerini kollarını nasıl
hareket ettirdiklerini görememektedir.
-Görme güçlüğü olan çocuklar göremedikleri için,diğer
çocukların görerek öğrendikleri ve anladıklarını
anlayabilmeleri için yardıma ihtiyaçları vardır.
14. GÖRME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRENMELERİNE
NASIL YARDIM EDİLİR?
-Çocuk hiç görmüyorsa, onun yaşıtlarının yapmış
olduğu faaliyetleri siz de bu çocuklarla birlikte
yaparak çocuğun yetişmesine katkıda
bulunabilirsiniz.
-Çocuk eğer çok az görüyorsa, onun görmesinden
yararlanarak akranlarının yaptıklarını yaptırarak
yetişmesine katkıda bulunabilirsiniz.
-Görme güçlüğü olan çocuklar öğrenirken nesnelere
dokunur, nesnelerin çıkardıkları sesleri dinler, koklar
ve tatlarına bakar.
-Çocuğun öğrenebilmesi için dokunması
,işitmesi,koklaması ve tat alması mutlaka faaliyete
geçirilmelidir -Çocuğun çevresini ve nesneleri
öğrenebilmesi için ,diğer duyu organları kullanmasına
mutlaka fırsat verilmelidir.
15. Görme engelli çocuk da bütün çocuklar gibi
belirli gelişme aşamalarından geçerek büyür.
Belirli gelişme aşamasındaki tüm davranış
özelliklerine, görme engelli çocuklarda da
rastlanır.
Görmeyen çocuğunuzdan henüz ulaşmadıkları
aşamanın özelliklerini beklemeyiniz.
Görme engelli çocukta görme duyusunun yerini
ağırlıklı olarak dokunma duyusu almaktadır. Dış
dünyayı görerek tanıma yerine, elleri ile
yoklayarak tanımakta; dokunma duyusu yoluyla
elde ettiği izlenimlerle çeşitli kavramlar
geliştirmektedir.
16. Görmeyen çocuklar, cisimleri ağızlarına
görenlerden daha sıklıkla götürmektedirler.
Çünkü ağızları ile de tanımaktadırlar. Bu nedenle
çocuğunuzun bu davranışını, mikrop bulaşır diye
mümkün olduğu kadar engellemeyiniz.
Gören bebeğin kendiliğinden yaptığı tek el ile
ayak yakalama, iki el ile tek ayağı yakalama,
çapraz el ve ayak yakalama gibi el ile ayak
yakalama oyunlarını görmeyen bebeğinize siz
yaptırmalısınız.
Bebeğinize sadece penye fanila veya zıbın
giydirmeyiniz, çeşitlendiriniz. Tenine, yünlü,
pazen, patiska vb. ne kadar çok kumaş değerse ,
zihinde o kadar çok kavram oluşacaktır.
17. Görmeyen bebekler kendiliklerinden
emeklemezler. Gören bebekler, hoşlarına giden
bir nesneye ulaşmak için çaba gösterirler. Bu
yüzden emeklemeyi kendiliklerinden öğrenirler.
Görmeyen bebeği ise sesli oyuncaklara ulaşması
için çabalamaya ve emeklemeye teşvik
etmelisiniz.
Görmeyen çocukların başlarını öne eğdikleri
sıklıkla görülmektedir. Bunu önlemek için,
bebeğinizi sadece sırt üstü yatırmaya
alıştırmayınız. İhtiyaçları karşılandığı ve keyifli
olduğu zamanlarda bebeğinizi alçağa yüzü koyun
yatırınız ve siz yüksekte oturunuz
18. Yürüdükten sonra değişik hareketleri siz
öğretmelisiniz. Koşmak, zıplamak, dizini bük,
eğil, çömel, kolunu kaldır, kolunu uzat vb..
Gören çocuklar dış dünyadaki nesneleri bir
bakışta algılarlar. Görmeyen çocuklar ise bir
nesneyi ellerine aldıkları zaman bir parçasını,
sonra diğerini, sonra sıra ile kalan kısımlarını
yoklarlar. Bu nedenle, parçadan bütüne doğru
ilerlerler.
Mekan algısı ve zihinsel harita geliştirebilmesi
için önce odasını, kapıdan başlayarak
duvarları yoklatarak ve sıra ile eşyaları
tanıtarak öğretmelisiniz.
19. Dilsel İfadenin Gelişimi
-Sınıfta hangi sesin kime ait olduğunu kazandırmak için
konuşanın kim olduğunu söylememiz yeterli olacaktır.
-Trafiğin, rüzgarın, ateşin yanması ve suyun akması gibi
diğer sesleri dinlemesine dikkatini çekiniz ve bu sesleri ve
özeliklerini açıklayınız .Böylece çocuğun çevresini
tanımasına yardım etmiş olursunuz.
-Çocuk nesneleri göremediğinden, onların adlarını kolayca
öğrenemez. Bu nedenle bazı sözcükleri bilse bile,
anlamlarını bilemeye bilir. Nesnelere eleriyle dokunarak,
yoklayarak, koklayarak, ya da seslerini işiterek
tanıtıldığında, kelimelerin anlam kazanmasına yardımcı
olunabilir.
-Sınıfta görme güçlüğü olan çocukla konuşurken, adını
söylerseniz, kendisiyle konuşulduğunu anlayabilir.
20. -Tamamen görmeyen çocuğun konuşması, görsel
yaşantıların olmaması nedeniyle uyarılmıyor olabilir.
Eğer nesne görülmeyecek olursa, onu arzulamaya,
isimlendirmeye ve istemeye gerek kalmaz.
-Her kelimeyi canlandırmak olası olmayabilir. Bu
durumlarda özel açıklamalar yeterli olmayabilir. El
sallama ve onaylama gibi durumların açıklanması
sırasında, elle kafayla yapılan harekete ek olarak
vücudun pozisyonuyla uyum olmasına da dikkat
edilmelidir.
-Görme güçlüğü olan çocuklarla görenler arasında
yaşamlarını bir arada sürdürmeleri nedeniyle
dokunurken, ‘görebiliyorum’ ve ‘görme’, ‘görünüm’
gibi kelimeleri kullanmaları engellenmemelidir.
Göremiyor bile olsa renklerin adlarını ve çimenin
yeşil, gökyüzünün mavi olduğunu öğrenmesinin bir
sakıncası yoktur.
21. Görme Güçlüğü Olan Çocuğa Beceriler Nasıl Öğretilir?
-Çocuk hiç görmüyorsa, onunla birlikte yaparak ona becerileri
kazandırınız.
-Çocuk çok az görüyorsa, görmesinden yararlanarak becerilerini
kazandırınız.
Görme Güçlüğü Olan Çocuğu Beceriler Öğretilirken Nelere Dikkat
Etmeliyiz?
-Çocuğun neyi ne kadar yapabildiğine mutlaka bakınız,
gözleyiniz.
-Bağımsız olarak yapabildiği beceriler varsa, nasıl yapabildiğine
bakınız. Bundan sonra yapacağı becerileri öğretirken bunlardan
yararlanabilirsiniz. Bağımsız olarak becerileri yapmasını teşvik
ediniz, zaman ve fırsat veriniz.
-Çocuğa değişik beceri ve işleri öğretirken mutlaka gözleyin.
Beceri ya da işi ne kadar yapabildiğini belirleyerek, bağımsız
olarak yapamadığı yerlerde sadece yardım edin.
-Çocuğa sadece her defasında bir beceriyi ya da bu becerinin
sadece bir bölümünü öğretmeyi deneyin. Önceki beceri ya da
becerinin kolay bölümü tamamen öğrenildiğinde,
22. Öğretmenlere Öneriler;
*Yapacağınız aile ziyaretleri ile, özellikle görme
engelli çocukla ilgilendiğinizi söyleyerek ve
çocuklarını kabul ederek onlarında çocuklarını
kabul etmelerine yardım etmiş olursunuz.
*Görme güçlüğü olan öğrenciniz için
yapılabilecek tıbbi, çevresel ve eğitsel yardımları
araştırınız.
*Görme güçlüğü olan öğrencinizde bağımsızlık
duygusunu geliştirme çabalarının bir bölümü
olarak bu çocukların kendi eğitim kitaplarından
ve araçlarından sorumlu olmasını isteyiniz.
*Sınıftaki gören çocuklar zaman zaman görme
güçlüğü olan çocuğa rehberlik yapabilir. Ancak
görme güçlüğü olan çocuğun çok fazla bağımlı
olmamasına dikkat ediniz.
23. *Görme güçlüğü olan öğrencinizi sınıftaki her
etkinliğe katılması için cesaretlendiriniz. Eğer onun
sınıftaki faaliyetlere katılması mümkün olmuyorsa ek
etkinlikler düzenleyebilirsiniz.
*Tahtaya bir şeyler yazarken yazdıklarınızı yüksek
sesle söylemeniz her zaman görme güçlüğü olan
öğrenciniz için yararlı olacaktır.
*Matematik öğretiminde görülen problemlere ek
olarak fen bilimleri ve coğrafyanın da çok fazla görsel
uyaranlara dayalı olması nedeniyle ek düzenlemelere
ihtiyacınız olabilir. Bu nedenle görme engelliler
okullarından materyal ve bilgi alabilirsiniz.
*Görme güçlüğü olan öğrencinize ödevini
tamamlayabilmesi için ek zaman vermeniz uygun
olacaktır.
*Görenler ile görme güçlüğü olan öğrencileriniz
arasındaki sosyal ilişkileri güçlendirmek için onları