1. Jeofizik Tabanlı Risk Yönetimiyle Güvenli Maden İşletmeciliği
Prof.Dr. Ali Osman Öncel
Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim
Kurulu Başkanı, İ.Ü. Mühendislik Fakültesi, Mühendislik
Bilimleri Bölüm Başkanı
Serhan Gören
JFMO İst. Şube Yazmanı, UBM Yerbilimleri
2006 yılında Kışlaköy Maden Ocağında olan
Ülkemizde ki maden sahalarında ölen insanlarımız bir heyelan görüntüsü.
ve maden işletmelerinin meydana gelen risklerden
dolayı kapatılmasıyla ilişkili ekonomik kayıplarımızla ilgili haberler ülkemiz medyasında eksik
olmuyor. Maden işletmeciliği konusunda son yıllarda önemli atılımlar olduğunun farkındayız.
Maden konusunda ülkemizde ki potansiyelin ne olduğu tam olarak anlaşılmış değil fakat bununla
ilgili ciddi projelendirme yapan bir siyasi iradenin ve paralel olarak öngörülen çalışmalara
yetişmeye çalışan kamu kurumlarımızın ciddi çabaları olduğunu görüyoruz. Ülkemizde ki maden
üretimi, madencilik üretiminde lider olan ülkelerin çok gerisinde iken, maden sahalarında
meydana gelen yer içindeki gerilme değişimlerinden kaynaklanan heyelan ve diğer sebeplere
bağlı kayıpların azaltılması için maden işletmeciliği ile ilişkili ulusal standartların değiştirilmesi
gerekmektedir.
Heyelan riskini azaltabilmenin en kolay yolu oluşmadan önce tespit edebilmekten geçer .
Yukarıdaki örnek yansıma sismiği çalışması Küçükçekmece Firuz Köy den bir alıntıdır. UBM
Bu yazının amacı, Jeofizik tabanlı izleme ile maden üretim sahalarında ki risk oluşturacak
yapıların izlenmesi ile ilgilidir.
2.
Açık Maden Üretim Sahasında ki Risk Faktörlerinin belirlenmesi için jeofizik tabanlı çalışma
yapılmalıdır. Maden üretim sahalarında heyelanlara neden olabilecek gerilme büyümesi ve yeraltı su
seviyelerinde ki yükselmeler önemli riskler oluşturmaktadır. Diğer riskli konulardan biride çalışma
sahasında ki gizli ve açık kırık sistemleridir ve bunların gelişimi üretime bağlı olarak değişebilir.
Bu nedenle, eski ve yeni gerilme sistemlerinin sürekli izlenmesi gerekir. Çatlak sistemlerinin
Açık işletme kömür sahası Kemerburgaz. 2D ERT‐ UBM
Koyu sarılar kömür damarı, Koyu mavi, su bendinden sızan su
büyüme ve gelişmesinde, yer altı su sevilerinde ki değişimde önemli bir faktördür. Maden
üretim sahalarının olduğu alanlarda, eski yer altı nehirleri veya kanalları olabilir ve bunların
görüntülenmesi jeofizik yöntemlerle yapılabilir. Aktif deprem bölgelerine yakın maden üretim
sahalarında, bölgesel tektonik gerilmeyle ve üretim faaliyetleriyle ilişkili yapay gerilme
değişimlerinin incelenmesi faydalı olabilir.
Jeofizik İzlemeli Güvenli Üretime geçilmesi gerekir. Maden üretimiyle ilişkili veya ilişkisiz
olabilecek küçük deprem etkinliklerinin, üretime bağlı yapay gerilme değişimleri ile ilişkisinin
araştırılması gerekir. Depremlerin gerçek karakterlerinin bilinmesi hem halkın bilgilendirilmesi
hem de riskin düşürülerek maden işletmesinde
güvenli üretimin yapılabilmesi için önemlidir. Bu M3
6
amaçla, yer altı su hareketlerini ve jeolojik M6
5
M7
istiflenmeyi anlayacak şekilde Maden Üretim M2
sahasına yakın yerlerde jeofizik istasyonların M3
M4
kurulması gerekir. Jeofizik izleme ve analiz km
M 10 0 .5
1
M8
km
yöntemleriyle, meydana gelen depremlerin M1
m
m
m
nedenleri ve kökenleri çok net olarak ortaya M9
Il e
konabilir.
l
l
l
rle
l
l
l
m
e
e
e
e
Madenciliğe bağlı yapay depremlerin mutlaka
izlenmesi gerekir. Örnek Sultangazi Taş Ocakları
Kışlaköy Maden Ocağı için önerilmiş, Sürekli
patlatmalarının çevredeki binalara verdikleri
Jeofizik izleme Ağı. Sarı renkte olanlar kuyu
zararlar. Günlük olarak üretim sahasında çalışma
içi sismometre, kırmızı olanlar ise yüzeye
yönüne bağlı olarak yapay gerilmede ki yön,
yerleştirilmiş sismometreler.
derinlik ve büyüklük değişimleri izlenerek, üretim
3. yönünde ki risk doğuracak yapısal gerilme değişimleri izlenebilir. Bununla birlikte, yer altı su
hareketleriyle ve üretim sahasında ki yüklemelerle ilişkili büyüyecek yapay gerilme
değişimlerinin yer, büyüklük ve derinlikleri sürekli izlenir. Üretim yönetimi, riskli alanlardan
düşük riskli alanlara kaydırılabilme şeklinde dinamik olabilir. Yapay gerilme değişimlerinin
incelenmesinde kullanılan yöntemler, jeofizik mühendisliğinden adapte edilmiş yeni
tekniklerdir. Genellikle, gerilmenin yerlerinin ve mekanizmasının doğru belirlenmesinde Çiftli
Fark (Double Difference) yöntemi bu yöntemlerden biridir.
Düşük riskli maden işletmeciliği standartlarının yönetmeliklere girmesi gerekir. Jeofizik
tomografi yöntemiyle, kuyuların civarında ki kayaçların mekanik ve gerilme değişimleri çok
hassas olarak 3 boyutlu olarak belirlenir. Jeofizik tabanlı yapıların dinamik ve elastik
özelliklerinde ki değişikliklerin izlenmesiyle, kayma ve kopma potansiyeli yüksek olan yerler
önceden belirlenebilir. Maden işletmesinde, önceden riskin büyüdüğü yerlerin izlenmesi ve
üretim sahasında kayma riskini azaltacak şekilde işletmecilere yardımcı olacak, ve düşük riskli
maden üretimi yapılabilecektir.
Maden sahalarında jeofizik izleme yapılması üretim standartlarında yerini almalı, ve ülkemiz
maden işletmeciliği dünya’yla bütünleşmelidir. Riskin tanımlanmasında, gerilmeyle ilgili üç
büyük sorunun cevabının tanımlanması gerekir, “Ne
kadar büyük olduğu, Nerede odaklandığı ve
Geometrisi”. Jeofizik Tabanlı Gerilme İzleme birçok
sorunun anlaşılmasına ve üretim sahalarında risk
faktörleriyle ilgili sürekli verisel bilgi sağlayacak ve
dinamik üretim yönetimi ile maden işletmeciliğine
Yeşiller kil. Kırmızılar Kireç Taşı İstanbul
Çatalca Görüntüleri. 3D ERT ‐ UBM yardımcı olacaktır. Gerilme izlemesi ile
cevaplanabilecek sorulardan bir kaçına örnek. Üretime
bağlı olarak oluşan yapay gerilme değişimleri, civar faylar üzerinde ki tektonik gerilmeyi
etkileyebilir mi? Civar faylarla ilişkili depremler, maden ocağında ki yapay gerilmeyi büyütebilir
mi?
Sürekli Jeofizik İzleme Ağı, açık ve kapalı
madenlerde kurulması yönetmeliklere
girmesi gerekir. Yapay Gerilme İzleme
İstasyonlarının kurulması, üretim hızında ki
değişime bağlı olarak değişecek yapay
gerilmelerin izlenmesine, güvenli
madencilik işletmesinde değişen riskin
yönetilebilir olmasına katkı sağlayacaktır. Sürekli Jeofizik izleme Ağı ile dünya’nın en büyük
Yapay gerilme değişimlerinin sürekli bakır madenlerinden biri olan Şili’de ki gerilme
incelenerek, en düşük riskli maden dağılımları (Courtesy of Dr.Trifu).
4. isletmeciliği yapılabilmesi için Sürekli Jeofizik İzleme Ağı (SJIA) kurulması gerekir. SJIA ile
bölgedeki genel tektonik gerilme düzeyi öncelikle incelenebilir ve üretime bağlı yapay
gerilmeden ayırt edilebilir. Bu bize, maden çalışmaları ve suların yer altından çekilmesi gibi
insana bağlı faaliyetlerin neden olduğu yapay gerilme dışında, civar fayların küçük depremler
üretip üretmediğini anlamamıza imkân tanıyacaktır. Yapay ve tektonik gerilme ölçümleri,
sahada ki riskin anlaşılmasını ve azaltacak şekilde riskin yönetilmesine katkı sağlayacaktır.
Jeofizik Mühendisliği ve Jeofizik Mühendisleri maden işletmelerinde kullanılmalı ve
çalıştırılmalıdır.
Jeofizik Mühendisliği,
üretim sahalarında
kaymaya veya
kopmaya neden
olabilecek su
potansiyeli yüksek Konya Ermenek kömür işletme sahası. Kömür damarının süreksizlikler
alanların bulunmasını tarafından nasıl kesilip taşındığına iyi bir örnektir. Bu tür taşınmış damarlar
en doğru ve en hızlı işletmeler için farkediilmezse ekonumik kayıplar yaratmaktadır.
Yansıma sismiği çalışması UBM
şekilde sağlar.
Üretim sahalarında sondaj çalışmalarının planlanmasında, jeofizik mühendisi ve mühendisliğinin
kullanılmaması tamamen, kamu yararına uygun olmayan bir üretim anlayışının ürünü olarak
değerlendirilmesi gerekir. Özellikle, maden sahalarında gizli ve derinde ki kırık sistemlerinin
bilinmesi en doğru ve hızlı şekilde Jeofizik Mühendislerinin çalışması ile verisel ve şekilsel olarak
ortaya çıkartılır. Maalesef, ülkemizin en büyük maden sahalarında Jeofizik Mühendislerinin
çalıştırılmaması, ülkemizin maden sahalarında ki üretim yönetiminin en aksayan ve en çok
tartışılması gereken bir konudur.
SONUÇ. Ülkemizde Jeofizik Tabanlı İzleme ile güvenli madencilik yönetimi yapılması imkanı
vardır, ve madencilikte gelişmiş olan jeofizik tabanlı gerilme sistemi ile üretim yönetiminde
risklerin azaltılması sağlanabilir. Ekonomisi ve dışa açılan yapısı ile ülkemizde ki maden
işletmeciğinde, Jeofizik Mühendislerinin ve Jeofizik İzleme Sistemlerinin daha fazla kullanılması
ile, düşük riskli madencilik yapılabilir.