SlideShare a Scribd company logo
1 of 160
Ana-Baba Hakları-1
ANA-BABA Hadis-i Şeriflerin  Eşliğinde HAKKI
İmândan sonra birinci vazifemiz, ana-babanın kalbini kırmamaktır.
Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır.
Onların kalbini kıranın, ibâdeti kabûl olmaz.
Müslüman doğmamıza ve müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırarsak Cennete girmemiz düşünülebilir mi?
“ Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur,
...Onlara karşı  gelenin,  âsî olanın ömrü, bereketsiz ve kısa olur.”
Onlar bize hakâret etse de, yalvararak gönüllerini almamız lâzımdır.
Müslüman ana-babamız, bizden râzı olmadıkça, Allahü Teâlânın sevdiği kulu olmamız çok zordur.
“ Ana-babasına iyilik edene  müjdeler olsun! Allah Onun ömrünü uzatır.”
Hasan-ı Basrî hazretleri Kâ'beyi  tavâf  ederken Sırtında yük olan  bir zât görüp der ki:
- Niçin bu yükle tavâf ediyorsun?
O da, bu yük değil, babamdır. Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim...
...Çünkü, bana dînimi, îmânımı öğretti. Beni İslâm ahlâkı ile yetiştirdi. Bendeki hakkı  büyüktür.
- Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider.
...Bir defa da olsa gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.
Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:
“ Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.”
“ Önce annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!“
“ Veysel Karânî'nin kavuştuğu bütün  ihsân ve dereceler, anasına  yaptığı iyilik sebebiyledir.“
“ Yâ Resûlallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem câiz midir?“ diye soran kimseye,
Peygamber Efendimiz, “Evet, annene iyilikte bulun“ buyurdu.
Müslüman olamayan ana-babaya bile hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyâretlerine gitmek lâzımdır.
Ancak Allah’a isyana ve küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyâretlerine gidilmez.
Bir gün Peygamber efendimizin huzûruna bir kimse  gelerek dedi ki:
- Yâ Resûlallah! İzin verirseniz sizinle beraber gazâya gelip cihâd etmek istiyorum.
- Anan-baban var mı?  - Evet var.  - Onların yanında bulun! Senin cihâdın, onlara hizmet etmektir, buyurdu.
Annesini sırtına alıp Kâ'be-i Muazzama'yı tavaf eden bir kimse, Abdullah ibni Ömer hazretlerine dedi ki:
- Efendim, annemi, böyle sırtıma alıp, Kâ'be-i Muazzama'yı tavaf ettiriyorum. Acaba annemin hakkını ödemiş olur muyum?
- Annenin hakkının yüzde birini bile ödeyemezsin. Ancak iyi muâmele eder ve güzel bakarsan, yapacağın en küçük bir hizmete, çok büyük sevâp verilir.
Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır: Peygamber Efendimiz zamanında  Alkame  isminde bir genç vardı.
Hep ibâdet ile meşgûl olur, yaz-kış oruç tutardı. Bu genç hastalandı. Fakat dili tutulup bir şey söyleyemiyordu.
...Durumdan Resûlullah Efendimiz haberdâr edildi.
Peygamber Efendimiz, Hz.Ali ile Ammâr bin Yâsir Hazretlerini gönderdi.
Onlar, gence  Kelime-i Şehâdet  telkîn ettikleri hâlde, genç söyleyemiyordu.
Peygamber Efendimiz, Bilâl-i Habeşî Hazretleri vâsıtası ile durumdan haberdâr edildi. Peygamberimiz, yanında bulunanlara şöyle sordu:
- Alkame'nin ana-babası var mı?  - Yâ Resûlallah, ihtiyâr bir annesi var.  - Annesini buraya getirin..!
Annesi gelince, Peygamber Efendimiz buyurdu ki:  - Alkame'ye ne oldu?
-Yâ Resûlallah, Alkame  çok iyidir. Hep ibâdet ile meşgûl olur. Ama ben ondan râzı değilim. Çünkü o, hanımının rızâsını, benim rızâmdan üstün tutmaktadır.
[object Object],[object Object]
“ -Ey Bilâl! ashâbı çağır, odun getirsinler. Alkame'yi yakalım. Çünkü annesi ondan râzı değildir” buyurdu.
Kadıncağız bunları işitince dedi ki:
- Yâ Resûlallah, oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir?
Peygamber Efendimiz:  - Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır. Sen ondan râzı olmadıkça, onun hiçbir tâ'ati makbûl değildir.
Kadıncağız bunları işitince ağlamaya başlayıp dedi ki:   - Yâ Resûlallah, ben ondan râzı oldum, hakkımı helâl ettim.
Böyle söyledikten sonra oğlunun yanına gitti ve oğlunun sesini duydu. Kelime-i Şehâdeti rahatlıkla söylüyordu.
Bu genç, aynı gün vefât etti.
Cenâze hazırlıkları yapılıp defnedildi. Definden sonra Resûlullah Efendimiz, Ashâb-ı Kirâm’a hitâben buyurdu ki:
“ Hanımını annesinden üstün tutana, Allahü Teâlâ ve melekler lanet eder.“
Ana-babaya iyilik ve ihsân, evlâd üzerine farzdır. Allahu Teâlâ buyuruyor ki:  “Ana-babadan biri veya ikisi yaşlanınca usanıp da  ‘öf’  deme..!
Ağır söz söyleme..!  Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!“
Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin,...
insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekâtı verin.”
Peygamber Efendimize, Lokman sûresinin  “Dünyada ana-babanla iyi geçin“  meâlindeki  âyet-i kerîmesinin açıklaması sorulduğunda şöyle buyurdu:
“ Onlarla iyi geçinmek demek;
1 - Aç iseler, yemek vermek.    2 - Elbiseleri yoksa elbise yapmak.    3 - Hizmete muhtâç iseler, onlara  hizmeti cana minnet bilmek.
4- Çağırdıklarında, “buyurun” deyip yanlarına gitmek ve onlara hep iyilik etmek.
5- Bir iş buyurduklarında emirlerini yerine getirmek. (Günah olan emirler yerine getirilmez.)
6- Onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitâp etmek.
7- Onları isimleri ile çağırmamak.
8- Kendi için sevdiği şeyi, onlar için de sevmek.
9- Kendine duâ ederken, onlara da duâ etmek.“
10- Onlarla bir yere giderken arkalarından gitmek.
Hadîs-i Şerîfde buyuruldu ki:  “Ana-babasının ihtiyâcını karşılamak veya onları insanlara muhtaç etmemek için çalışan kimse, fîsebîlillah, Allah yolunda çalışıyor demektir.“
“ Ana-babaya ihsânda bulunmak ve akrabayı ziyâret etmek şekaveti saâdete çevirir, ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur.
Evlât, babasının hakkını hiçbir sûretle ödeyemez.
...Ancak onu köle olarak bulur ve sonra da satın alarak âzât ederse,
...ancak o zaman hakkını ödemiş olabilir.“
“ İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder!“
“ Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâdır.“
“ Evlâdının iyiliğini görmesi için, ona yardım eden babaya, Allah merhamet etsin.“
Bir kimse gelip dedi ki: Yâ Resûlallah, büyük bir günâh işledim. Tövbem kabûl olur mu, ne yapmam lâzımdır?
Peygamber Efendi-miz buyurdu:  - Annen var mı?  - Hayır yok.  - Teyzen var mı?  - Evet var.  - Öyle ise ona iyilik et..!
“ Ana-babasını üzen ve sıla-i rahmi terk eden, Cennetin kokusunu duyamaz.“
“ Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı açılır.
...Onları üzene ise Cehennemden iki kapı açılır.“
“ İlim öğrenen talebe, kocasına itâat eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlâd, Peygamberlerle beraber hesâpsız olarak Cennete girer.“
“ En fazîletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir.“
“ Üç zümreye Cehennem ateşi dokunmaz:  Bunlar, kocasına itâat eden kadın,  Ana-babasına iyilik eden evlât ve  İnsanlara merhamet eden kimsedir.“
Ana-babasını küstürmüş olduğu hâlde, sabahlayan kimseye Cehennemden iki kapı açılır.
Ana-baba, zâlim de olsalar, kendisine zulmetseler de evlât, onları küstürmemelidir.
Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera', Ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir.
Yine cihâda gitmek için gelen bir kişiye Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
- Annen var mı?  - Evet var ,   Y â Resûlallah.  - Onun yanına git! Cennet onun ayakları altındadır.
Bir kişi, hicret etmek için Peygamber Efendimize dedi ki:  - Anne ve babamı ağlatarak geldim Yâ Resûlallah.  - Hemen git, onları ağlattığın gibi güldür..!
Mûsâ Aleyhisselâm dedi  ki:   -  Yâ Rabbî, Cennetteki arkadaşım kimdir?  - Filân yerde bir kasap vardır. Senin Cennetteki arkadaşın odur.
Mûsâ Aleyhisselâm, tarif edilen yere gitti. Güneş batıncaya kadar orada kaldı.
Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp, çantasına koydu. Kasap akşam evine giderken, Mûsâ Aleyhisselâm sordu:
- Ey genç, misâfir kabul eder misin?  -Evet memnuniyetle...  Beraber gittiler…
Eve gelince genç, bu etten güzel bir yemek pişirdi. Sonra evin tavanına asılı duran bir zembili indirdi.
...İçinde çok yaşlı, zayıf, güçsüz bir kadın vardı. Onu zembilden çıkardı.
Bir kaşık alıp, doyuncaya kadar ağzına yemek koydu. Sonra  elbisesini değiştirdi. Tekrar zembile yerleştirdi. Bu esnâda kadının dudakları kımıldadı.
Sonra kasap, zembili alıp tavana astı. Bunları gören Mûsâ Aleyhisselâm sordu:
- Bu kadın kim, ona ne yaptın?   - Bu benim annemdir. Çok yaşlandı. Takati kalmadı. Oturacak halde de değildir.  Çarşıdan gelince, onu doyurup altını değiştirmeden kendi m  bir şey yemem.
Hz. Musa: “O esnâda annenizin dudaklarının kımıldadığını gördüm. Bir şey mi söylüyordu?”
Evet, her gün: "Yâ Rabbî, oğlumu Cennette Mûsâ Aleyhisselâma arkadaş eyle" diye duâ eder.
- Gözün aydın olsun! Mûsâ Peygamber benim ve Cennetteki arkadaşım da sensin!
Hasan-ı Basrî hazretleri de buyurdu ki:
“ Âlim bir evlâdın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra  ‘öf’  dese,  ‘öf’  demesi sebebiyle bütün amelleri yok olur.“
Kişi, Ana-babasını beğenmeyerek ‘ben onların oğlu, kızı değilim’ dememelidir..!
Çünkü Resûlullah Efendimiz:  “-Annem-babam onlar değildir- diyene, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti olsun. Allahü Teâlâ, böyle diyenin farz ve nâfilelerini kabûl etmez“ buyurdu.
Mûsâ Aleyhisselâm, Allahü Teâlâ’dan dokuz defa nasîhat istedi.
Hepsinde de Cenâb-ı Hak, Ana-babaya itâat etmesini isteyerek,
“ Ana-babasına iyilik edenleri, Dünyada sevdiklerim arasına alırım. Kabirde onlara arkadaş olur, Mahşerde merhamet ederim...
Sırâtı geçirir, Cennette onlarla vâsıtasız konuşurum.
Ana-babasına âsî olan, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabûl etmeyip, Onu Cehenneme atarım.
... Ana-babasına itâat edeni de, bana karşı kusurlu olsa da, affederim“ buyurdu.
Buhârî'deki Hadîs-i Şerîf’te özetle deniyor ki:
Eski ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıkarlar…
..dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapatır. Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince...
"Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız duâ kurtarabilir" derler.
İçlerinden biri şöyle dedi:
Anam-babam çok yaşlı idi. Onlara sütlerini içirmeden, doyurmadan,
...çoluk çocuğumun ve hayvanların karınlarını doyurmazdım.
Bir gün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Geç vakte kadar da dönemedim.
Akşam içecekleri sütü getirdiğimde, anamla babam uyumuşlardı.
Çocuklar da, yanımda ağlıyorlardı.
Çanak elimde tanyeri ağarıncaya kadar, onların uyanmalarını bekledim. Anamla babam uyanıp sütlerini içtiler.
"Ya Rabbî bunu senin rızan için  y apmışsam buradan bizi kurtar." Kaya biraz açıldı. Fakat çıkmak mümkün değildi.
Diğeri her türlü imkân varken çok sevdiği kız ile gizlice zinâ etmediği ve kıza verdiği 120 dinar altını almadığı olayı  hatırlayıp,
“ Yâ Rabbî, bunları senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar“ dedi…
Kaya biraz daha açıldı…
Ancak yer çıkabilecekleri kadar değildi.
Üçüncüsü şöyle dedi: Çalıştırdığım işçilerden biri ücretini almadan gitmişti.
Ben de onun ücretini ürettim. Öyle ki, bundan birçok mal meydana geldi. Bir müddet sonra bana gelip ücretini istedi.
“ Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunların hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür“ dedim.
O da “Benimle alay mı ediyorsun ya“ dedi. Ben de “Hayır, alay etmiyorum, doğrusu bu!“
...deyince, malların hepsini  alarak götürdü. Bana hiçbir şey bırakmadı.
“ Yâ Rabbî bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu belâdan bizi kurtar.“
Bunun üzerine kaya tamamen açıldı. Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler…
Allahü teâlâ buyurdu ki: Yâ Mûsâ, günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür. O da, ana-baba evlâdını çağırdığı zaman emrini dinlememesidir.
Ana-baba, kızıp bir şey söylediği zaman onlara karşılık verilmemelidir.
Emrettikleri şeyleri bir an önce yapıp onların duâsı alınmalıdır..
Onların üzülüp, bedduâ etmelerinden korkulmalıdır.
Yanlış bir iş yapıp onları üzünce hemen ellerine sarılıp özür dilenmelidir. İnsanın saâdeti ve felâketi onların kalplerinden gelen ve ağızlarından çıkacak olan sözdedir.
Atılan ok tekrar geri gelmez. Onlar hayatta iken kıymetini bilip, hayır duâlarını almak lâzımdır.
Vefâtlarından sonraki pişmanlık fayda vermez. Onlar hayatta iken ne yapıp yapıp, onları memnun etmelidir.
Soğuk bir kış gecesinde, Bâyezidi Bestâmi hazretleri, küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı. Gece yarısına doğru annesi uyandı. Çok susamıştı. Oğluna seslendi:
-Oğlum, bir bardak su verir misin?
Hemen yatağından fırlayan, küçük Bâyezid, su testisine baktı. Fakat içinde su yoktu.
Annesine:  - Anneciğim, testide su yok. Ben hemen doldurup  geleyim, dedi.
Koşarak dışarı çıktı. Her yer buz ile kaplıydı. Zorlukla testiyi doldurup geri döndü.
Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu. Annesini uyandırmaya kıyamadı.
Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı. Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı.
Annesinin uyandığında, "Hani su" diyerek üzüleceğinden korkuyordu. Annesini üzmemek için, her türlü sıkıntıya katlanmaya râzı idi.
Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi. Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı. Hemen, “Buyur anneciğim, suyun hazır" dedi.
Annesi daha ilk sözünde, suyun hazır olduğunu anlayamadı. Oğluna sordu:  -Oğlum ne çabuk getirdin?  O da:  -Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin.
“ O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim.”
“ Geldiğimde senin daldığını gördüm. Uyanmanı bekledim.”  Oğlunun bu kadar, sadakatli olduğuna çok sevinen annesi,  sevinçten ağladı.
Allahü Teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti: “Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol,” dedi.
Annesinin duâsı sebebiyle, Bâyezidi Bestâmî hazretleri, evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu. Allahü Teâlânın sevgili bir kulu oldu.
Daha sonra kendisine sordular:  - Bu derecelere nasıl kavuştunuz?  - Annemin rızâsını almakla! diye karşılık verdi.
Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Biri, suâl etti ki:
[object Object]
Îmânlı olup da, Cehennemden en son çıkacaklar; Allah yolunda olan ana-babasının, İslâmiyet’e uygun olan emirlerine âsî olanlardır.
Hz.Muâz, Resûlullah efendimize sordu:  - Minbere çıkarken üç kere âmin demenizin sebebi nedir? Peygamberimiz de:  - Cebrâil Aleyhisselâm geldi;  "Ramazan ayına yetiştiği halde, günahları mağfiret olunmadan ölen kimse ateşe girsin" dedi. Ben de ‘âmin’ dedim.
Sonra; "yanında senin adın anıldığı halde, sana salavât getirmeyen kimse ateşe girsin" dedi. Ben de ‘âmin’ dedim.
Daha sonra “Ana-babasına veya ikisinden birine yetiştiği halde onların hakkını gözetmeden ölen, ateşe girsin" dedi. Ben de ‘âmin’ dedim.“
www.yolyordam.com

More Related Content

What's hot

What's hot (7)

Dualarimi Ogreniyorum
Dualarimi OgreniyorumDualarimi Ogreniyorum
Dualarimi Ogreniyorum
 
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
 
Sonsöz
SonsözSonsöz
Sonsöz
 
Deniz kubbesi
Deniz kubbesiDeniz kubbesi
Deniz kubbesi
 
Rahmaninhaskullari
RahmaninhaskullariRahmaninhaskullari
Rahmaninhaskullari
 
Rahmaninhaskullari
RahmaninhaskullariRahmaninhaskullari
Rahmaninhaskullari
 
75. secde suresi
75. secde suresi75. secde suresi
75. secde suresi
 

Viewers also liked

Viewers also liked (11)

Sorumluluk ve çocuklar sunumu
Sorumluluk ve çocuklar sunumuSorumluluk ve çocuklar sunumu
Sorumluluk ve çocuklar sunumu
 
Helal Kazanç - R. Çarpar
Helal Kazanç - R. ÇarparHelal Kazanç - R. Çarpar
Helal Kazanç - R. Çarpar
 
Tuleyb ana babaya saygı
Tuleyb ana babaya saygıTuleyb ana babaya saygı
Tuleyb ana babaya saygı
 
Insan ve kaderi
Insan ve kaderiInsan ve kaderi
Insan ve kaderi
 
Cennete cicek Gonder
Cennete cicek GonderCennete cicek Gonder
Cennete cicek Gonder
 
Sorun davranışları yönetimi
Sorun davranışları yönetimiSorun davranışları yönetimi
Sorun davranışları yönetimi
 
İnternette Gerilla pazarlama
İnternette Gerilla pazarlamaİnternette Gerilla pazarlama
İnternette Gerilla pazarlama
 
Kutlu doğum anısına 40 hadisi
Kutlu doğum anısına 40 hadisiKutlu doğum anısına 40 hadisi
Kutlu doğum anısına 40 hadisi
 
Sınıf yönetimi
Sınıf yönetimi   Sınıf yönetimi
Sınıf yönetimi
 
Dedikodu
DedikoduDedikodu
Dedikodu
 
SINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİSINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİ
 

More from yolyordam yolyordam (20)

Toprak
ToprakToprak
Toprak
 
Doktor
DoktorDoktor
Doktor
 
Itfaiyeci
ItfaiyeciItfaiyeci
Itfaiyeci
 
Resimogrt
ResimogrtResimogrt
Resimogrt
 
Ben insanım!-2
Ben insanım!-2Ben insanım!-2
Ben insanım!-2
 
Ben insanim 1
Ben insanim 1Ben insanim 1
Ben insanim 1
 
Doğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları GötürürDoğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları Götürür
 
Beni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan ManzaraBeni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan Manzara
 
Cennetlik Hayvanlar
Cennetlik HayvanlarCennetlik Hayvanlar
Cennetlik Hayvanlar
 
Günün Sözü!
Günün Sözü!Günün Sözü!
Günün Sözü!
 
Şimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal ZamanıŞimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal Zamanı
 
Sabır ve Şükür
Sabır ve ŞükürSabır ve Şükür
Sabır ve Şükür
 
Sevgili Paylaşılmaz
Sevgili PaylaşılmazSevgili Paylaşılmaz
Sevgili Paylaşılmaz
 
Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!
 
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!''Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
 
Sevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz ŞeySevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz Şey
 
Kolomb'un Yumurtası
Kolomb'un YumurtasıKolomb'un Yumurtası
Kolomb'un Yumurtası
 
Seneler Geçerken
Seneler GeçerkenSeneler Geçerken
Seneler Geçerken
 
Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!
 
En Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: HacEn Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: Hac
 

Ana Baba Hakkı