SlideShare a Scribd company logo
1 of 4
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK YÜKSEK LİSANS
Yeliz KIRKTEPELİ
KİTAP DEĞERLENDİRMESİ
KİTABIN ADI : MEDYA VE ÇOCUK REHBERİ
YAZAR(LAR)I : Prof. Dr. Nurdoğan Rigel – Ragıp Duran – Prof. Dr. Murat
Özgen – Prof. Dr Şengül Özerkan – Doç. Dr. Hülya Uğur
Tanrıöver – Yrd. Doç. Dr. Nalan Yetim – Prof. Dr. Ünsal Yetim
– Doç. Dr. Yaşar Erjem – Doç. Dr. Metin Işık – Fatih Balcı –
Nadir Gergin – Yrd. Doç. Dr. Suat Sungur – Yrd. Doç Dr. Altan
Kar – Yrd. Doç. Dr. Halime Yücel – Prof. Dr. Yasemin Giritli
İnceoğlu – Yrd. Doç. Dr. Nurdan Akıner – Yrd. Doç. Dr.
Nebahat Akgün Çomak
BASIM YILI : Mart 2008
YAYINEVİ : Eğitim Kitabevi Yayınları
BASKISI : Damla Ofset
ISBN : 978-975-8890-43-09
KİTABIN NİTELİKLERİ
İÇERİK
Komşuya bile emanet edemediklerimiz… Nasıl olduklarını onlarca kez kontrol edip,
gözümüzden sakındıklarımız… Tartışmalardan köşe bucak kaçırdıklarımız… Bu kadar
koruma duygusuna tezat, içinde ne olduğunu bilmediğimiz bir kutu ve tanımadığımız insanla
baş başa yalnız bir çocuk… Korsan gemisinden evinize taarruza geçen korsanlar ve bu
davranışlara anlam vermeye çalışan çocuk bir savaşın ortasında… “Acımasız Dünya
Sendromu” burada kavram olarak ortaya çıkıyor. TV’de sunulan dünya, gerçek dünyadan
daha tehlikeli ve acımasız. İnsanlar çevresine karşı daha korkak ve olumsuz. Dışarıda en
güvenli kalkanlarımızla dolaşırken, eve gelip savunmasız ekranın karşına geçmekten nasıl
asla korkmadığımızı ele alıyor kitabımız. Abur cubur yemesin dediğimiz çocuğumuzu sabah-
öğle-akşam çikolata ve şekerlemelerle besliyoruz, medyayla...
Kıyasıya eleştirmek istiyorum, her bir satırı. Kızgın olmanızın sebebini bilirsiniz ama
işinize gelmez, konuyu yansıtırsınız. Tam o noktadayım. Şiddet raporlarını, ilk akademik
çalışmaları koşa koşa geçmek istiyorum. Gözlerim hızla ilerliyor fakat beynim tekrarı
bırakamıyor. Reklam filmlerinde çocukların aktif olarak kullanılmasının “tüketici
sosyalleşmesini sağladığı”nı söyleyen reklamcı ve akademisyenler bile varken eleştirel
yaklaşımcılar tam karşıt düşüncelerle yardımımıza geliyorlar. Eleştireller sayesinde en sadık
izleyici grubuna dahil edilemeyenlere seviniyoruz. Çocuk daha “çocuk dünyası”ndan
çıkmadan televizyonla yetişkin olmaya başlıyor üstelik bunun için özel bir çaba harcamıyor.
Çocukların düşleri ve aile sevgisi ticari amaçlar için kullanılıyor diyor, Şengül Özerkan.
Modeller oluşuyor, sözlerle destekleniyor, mesajların arasında drama sunuluyor, cinsel roller
konumlandırılıyor, diye ekliyor.
Güven temsili, gelecek Ataların; “Vadi” de büyüyen erkek çocuklar olarak
adlandırılması, neslin güven bakımından ne kadar sağlam olabileceği sorgulanıyor. Yerli
yapımların öyküleme ve anlatım bakımından karakter özelliklerinin “alt tür”lere ayrılması
saptanıyor. Ağa ve mafya dizileriyle oluşan kimliklere özellikle dikkat çeken kitabımız
körelme pahasına nasıl rant kaygısıyla hareket edildiğine dikkat çekiyor. Karakterler ve
karakterler arası ilişkiler tamamen hayal ürünüyken aidiyet duygusu oluşmasına sebep oluyor.
Bu kimlik edinme süreci esnasında televizyonun oluşturduğu sanal çevre toplumsallaşma gibi
algılanıyor. Sayfa 58’den sonrasını özellikle yaşayarak okuyanlar için tavsiye ederim. Bazı
eylem yapılarından bahsedilir ki kitabımızda; yetişkinler dünyasının nesnesi çocuğun birer
medya temsili oldukları, tüketim başarısına dönüyoruz, maalesef. Daha da kötüsü özne olarak
çocuk ele alındığında beden imgesinde bu etkinin daha belirginleştiğini üzülerek okuyoruz.
Çocuklarımız doğal yaşamdaki idealden kopup, medyanın ideal kimliklerine bürünmeye
çalışıyor.
Çocuğun; bağımsız bir kişi olarak ele alındığında bir yetişkin mahremiyetine duyulan
saygıdan farkı olmadığı belirtiliyor. 7 Temmuz 1927 yılında yürürlüğe giren 1117 sayılı
“Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu”yla da zararlı yayınlardan yasal olarak
korunmayı çerçeve içine alıyor.
Kısa dönem içindeki etkiler tüm yaşama dağılarak taklitçiliğe bürünüyor ve özgünlük
yok oluyor. Satırlardaki yolculuğum dile gelemediklerimizi ve bilimsel olarak
sunamadıklarımızı algılamamıza yardımcı oluyor. Nasıl kavramlara kapılıp gittiğimizi “sokak
çocuğu” sıfat tamlamamasıyla bir kez daha ispatlıyor. Medya ve çocuk rehberi adı gibi tam
bir rehber kitap; merak edilen tüm kavramlar bu sayfalarda yer alırken her bir konunun özetini
“es” geçmeden anlatmak oldukça güçleşiyor. Bu bir eğitim kitabı, eski telefon rehberleri gibi
telefonun yanından asla uzaklaştırılmayan, TV’nin yanında gözünüze batacak şekilde yer
almalı, rahatsız olmalısınız okumadığınız için.
“Çocuğun ilgisi belirli konulara yoğunlaşıyor, ben merkezli duyguları artıyor.” diyor
Metin Işık. Bu söylemindeki haklılık ailenin kendine zaman ayırma sevdasıyla çocuğun
onlarca sorumsuz davranışlara sahip kişilerin önünde yapayalnız kalmasına sebep oluyor. Aile
kendini durmadan eğitmeli ki; çocuğun farklılığına yetişebilmeli. Çocuğun izleyeceği zaman
ve program seçimlerinin kontrol altında olması ve çocukçuların ruhsal, zihinsel ve bedensel
gelişimlerine yardımcı olabilmesine geniş bir yer veriliyor.
Şiddet ve çocuk bir arada kullanıldığındaki ürpertilere son verebilmek için devlete,
yayın kuruluşlarına ve ailelilere büyük sorumluklar düşüyor. Nereden başlayacağımı
bilmiyorum diyenleri, kitabımız çarpıcı alan araştırmalarıyla eğitmeye ve üzerinde
düşünmeye başlatıyor. Tüketimin biz yetişkin kontrolünden çıktığı şu zamanda, çocuk
tüketicilerin satın alma ve marka algılamalarında ne kadar baskın olduğunu okuyoruz. Tek tip
yaşam tarzına sahip, yaratıcı olmayan, kötü beslenme alışkanlarına sahip olan çocukların
reklam algılarını öğrenirken nasıl etkilendiklerini saptamamıza yardımcı oluyor.
Medyanın yarattığı sanal korkunun ciddiyetinin belirginleşmesi için Yasemin Giritli
İnceoğlu’nun kalemiyle savaş kurbanları; çocuklar başlığına geçiyoruz. İkisi de aynı etki
olmasına karşın savaş daha ciddi geliyor insanoğluna. Daha mı inanırız gerçekliğine acaba?
Irak üzerine boşaltılan 1700 ton seyreltilmiş uranyumun Bağdat’a düşen 200 tonu daha
inandırıcı ama 16 Mart 2004 haberlerinde verilen lösemi vakalarının artışı sanal çünkü
yavaşlatılmış bir süreçte ilerliyor oysa biz çok alışkınız medyayla anında patlama haber veya
programla hafızalara kazıtılmaya çalışılanlara… İşte bu sayfalarda kayıplar ve onlara
ödenenlerin bedelleri… Doğru haber yapan gazetecilerin nasıl dışlandığı… Objektif
yaklaşımdan ödün vermeyen gazeteciler gibi bu kitabı bizi sunan yazarların birleşimi de bu
sayfalarda…
Mitolojide çocuğa analar ninni söyler; çocuğun rahat uyuması ve sevgisi için. Ana rahmine
düştüğü andan itibaren kültler vardır çocuğu korumak adına, hamilelik süreci, ad koyma,
göbek bağı, kırkının çıkması, nazardan koruma vb. gibi derken. Medya da ise çocuk imgesi
kaynak oluyor.
Tanıtımını yaptığım kitabın dört editörden birisinin kadın diğerinin de çocuk konusunda
uzman olması sevindirecek yerde üzüyor. Çünkü okunan tüm bu sayfalar artık bende garantili
bir güvenle birlikte, bir iç acısı da bırakıyor.
İleride çocuğumuzun rahatsızlıklarla geçirmesini istemediğimiz hayatı şimdiden kontrol altına
almalı tüm aile TV diyeti yapmalıyız.
KİTABIN DİL ANLATIMI ve FİZİKSEL YAPISI
Anlam bütünlüğü ve konu ayrımları oldukça net ve birbiri ardına sıralanmış.
Noktalama işaretleri doğru yerde ve çift tırnaklar baskın. Özenle çalışılmış bir eğitim kitabı.
Fiziksel tasarımında ise kapak baskısı kitap adını gölgede bırakmış. Görsel olarak
kitap adı baskın renkle belirginleştirilebilir.
Arka kapakta ISBN nosu, basım evi, editör yazısıyla kitabın tanıtım nettir.
Önerdiğiniz bir kitap için size bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Özellikle
eğitimimize olan katkısı için değil sosyal yaşamımızda ailemize dikkat çekmesi çok büyüktür.
Saygılarımla,
Yeliz KIRKTEPELİ

More Related Content

Featured

How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
ThinkNow
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Kurio // The Social Media Age(ncy)
 

Featured (20)

Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
 
12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work
 

Kitap Değerlendirme - Medya ve Cocuk Rehberi - Prof. Dr. Yasemin Inceoglu

  • 1. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK YÜKSEK LİSANS Yeliz KIRKTEPELİ KİTAP DEĞERLENDİRMESİ KİTABIN ADI : MEDYA VE ÇOCUK REHBERİ YAZAR(LAR)I : Prof. Dr. Nurdoğan Rigel – Ragıp Duran – Prof. Dr. Murat Özgen – Prof. Dr Şengül Özerkan – Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver – Yrd. Doç. Dr. Nalan Yetim – Prof. Dr. Ünsal Yetim – Doç. Dr. Yaşar Erjem – Doç. Dr. Metin Işık – Fatih Balcı – Nadir Gergin – Yrd. Doç. Dr. Suat Sungur – Yrd. Doç Dr. Altan Kar – Yrd. Doç. Dr. Halime Yücel – Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu – Yrd. Doç. Dr. Nurdan Akıner – Yrd. Doç. Dr. Nebahat Akgün Çomak BASIM YILI : Mart 2008 YAYINEVİ : Eğitim Kitabevi Yayınları BASKISI : Damla Ofset ISBN : 978-975-8890-43-09
  • 2. KİTABIN NİTELİKLERİ İÇERİK Komşuya bile emanet edemediklerimiz… Nasıl olduklarını onlarca kez kontrol edip, gözümüzden sakındıklarımız… Tartışmalardan köşe bucak kaçırdıklarımız… Bu kadar koruma duygusuna tezat, içinde ne olduğunu bilmediğimiz bir kutu ve tanımadığımız insanla baş başa yalnız bir çocuk… Korsan gemisinden evinize taarruza geçen korsanlar ve bu davranışlara anlam vermeye çalışan çocuk bir savaşın ortasında… “Acımasız Dünya Sendromu” burada kavram olarak ortaya çıkıyor. TV’de sunulan dünya, gerçek dünyadan daha tehlikeli ve acımasız. İnsanlar çevresine karşı daha korkak ve olumsuz. Dışarıda en güvenli kalkanlarımızla dolaşırken, eve gelip savunmasız ekranın karşına geçmekten nasıl asla korkmadığımızı ele alıyor kitabımız. Abur cubur yemesin dediğimiz çocuğumuzu sabah- öğle-akşam çikolata ve şekerlemelerle besliyoruz, medyayla... Kıyasıya eleştirmek istiyorum, her bir satırı. Kızgın olmanızın sebebini bilirsiniz ama işinize gelmez, konuyu yansıtırsınız. Tam o noktadayım. Şiddet raporlarını, ilk akademik çalışmaları koşa koşa geçmek istiyorum. Gözlerim hızla ilerliyor fakat beynim tekrarı bırakamıyor. Reklam filmlerinde çocukların aktif olarak kullanılmasının “tüketici sosyalleşmesini sağladığı”nı söyleyen reklamcı ve akademisyenler bile varken eleştirel yaklaşımcılar tam karşıt düşüncelerle yardımımıza geliyorlar. Eleştireller sayesinde en sadık izleyici grubuna dahil edilemeyenlere seviniyoruz. Çocuk daha “çocuk dünyası”ndan çıkmadan televizyonla yetişkin olmaya başlıyor üstelik bunun için özel bir çaba harcamıyor. Çocukların düşleri ve aile sevgisi ticari amaçlar için kullanılıyor diyor, Şengül Özerkan. Modeller oluşuyor, sözlerle destekleniyor, mesajların arasında drama sunuluyor, cinsel roller konumlandırılıyor, diye ekliyor. Güven temsili, gelecek Ataların; “Vadi” de büyüyen erkek çocuklar olarak adlandırılması, neslin güven bakımından ne kadar sağlam olabileceği sorgulanıyor. Yerli yapımların öyküleme ve anlatım bakımından karakter özelliklerinin “alt tür”lere ayrılması saptanıyor. Ağa ve mafya dizileriyle oluşan kimliklere özellikle dikkat çeken kitabımız körelme pahasına nasıl rant kaygısıyla hareket edildiğine dikkat çekiyor. Karakterler ve karakterler arası ilişkiler tamamen hayal ürünüyken aidiyet duygusu oluşmasına sebep oluyor. Bu kimlik edinme süreci esnasında televizyonun oluşturduğu sanal çevre toplumsallaşma gibi algılanıyor. Sayfa 58’den sonrasını özellikle yaşayarak okuyanlar için tavsiye ederim. Bazı eylem yapılarından bahsedilir ki kitabımızda; yetişkinler dünyasının nesnesi çocuğun birer
  • 3. medya temsili oldukları, tüketim başarısına dönüyoruz, maalesef. Daha da kötüsü özne olarak çocuk ele alındığında beden imgesinde bu etkinin daha belirginleştiğini üzülerek okuyoruz. Çocuklarımız doğal yaşamdaki idealden kopup, medyanın ideal kimliklerine bürünmeye çalışıyor. Çocuğun; bağımsız bir kişi olarak ele alındığında bir yetişkin mahremiyetine duyulan saygıdan farkı olmadığı belirtiliyor. 7 Temmuz 1927 yılında yürürlüğe giren 1117 sayılı “Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu”yla da zararlı yayınlardan yasal olarak korunmayı çerçeve içine alıyor. Kısa dönem içindeki etkiler tüm yaşama dağılarak taklitçiliğe bürünüyor ve özgünlük yok oluyor. Satırlardaki yolculuğum dile gelemediklerimizi ve bilimsel olarak sunamadıklarımızı algılamamıza yardımcı oluyor. Nasıl kavramlara kapılıp gittiğimizi “sokak çocuğu” sıfat tamlamamasıyla bir kez daha ispatlıyor. Medya ve çocuk rehberi adı gibi tam bir rehber kitap; merak edilen tüm kavramlar bu sayfalarda yer alırken her bir konunun özetini “es” geçmeden anlatmak oldukça güçleşiyor. Bu bir eğitim kitabı, eski telefon rehberleri gibi telefonun yanından asla uzaklaştırılmayan, TV’nin yanında gözünüze batacak şekilde yer almalı, rahatsız olmalısınız okumadığınız için. “Çocuğun ilgisi belirli konulara yoğunlaşıyor, ben merkezli duyguları artıyor.” diyor Metin Işık. Bu söylemindeki haklılık ailenin kendine zaman ayırma sevdasıyla çocuğun onlarca sorumsuz davranışlara sahip kişilerin önünde yapayalnız kalmasına sebep oluyor. Aile kendini durmadan eğitmeli ki; çocuğun farklılığına yetişebilmeli. Çocuğun izleyeceği zaman ve program seçimlerinin kontrol altında olması ve çocukçuların ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişimlerine yardımcı olabilmesine geniş bir yer veriliyor. Şiddet ve çocuk bir arada kullanıldığındaki ürpertilere son verebilmek için devlete, yayın kuruluşlarına ve ailelilere büyük sorumluklar düşüyor. Nereden başlayacağımı bilmiyorum diyenleri, kitabımız çarpıcı alan araştırmalarıyla eğitmeye ve üzerinde düşünmeye başlatıyor. Tüketimin biz yetişkin kontrolünden çıktığı şu zamanda, çocuk tüketicilerin satın alma ve marka algılamalarında ne kadar baskın olduğunu okuyoruz. Tek tip yaşam tarzına sahip, yaratıcı olmayan, kötü beslenme alışkanlarına sahip olan çocukların reklam algılarını öğrenirken nasıl etkilendiklerini saptamamıza yardımcı oluyor. Medyanın yarattığı sanal korkunun ciddiyetinin belirginleşmesi için Yasemin Giritli İnceoğlu’nun kalemiyle savaş kurbanları; çocuklar başlığına geçiyoruz. İkisi de aynı etki olmasına karşın savaş daha ciddi geliyor insanoğluna. Daha mı inanırız gerçekliğine acaba? Irak üzerine boşaltılan 1700 ton seyreltilmiş uranyumun Bağdat’a düşen 200 tonu daha inandırıcı ama 16 Mart 2004 haberlerinde verilen lösemi vakalarının artışı sanal çünkü
  • 4. yavaşlatılmış bir süreçte ilerliyor oysa biz çok alışkınız medyayla anında patlama haber veya programla hafızalara kazıtılmaya çalışılanlara… İşte bu sayfalarda kayıplar ve onlara ödenenlerin bedelleri… Doğru haber yapan gazetecilerin nasıl dışlandığı… Objektif yaklaşımdan ödün vermeyen gazeteciler gibi bu kitabı bizi sunan yazarların birleşimi de bu sayfalarda… Mitolojide çocuğa analar ninni söyler; çocuğun rahat uyuması ve sevgisi için. Ana rahmine düştüğü andan itibaren kültler vardır çocuğu korumak adına, hamilelik süreci, ad koyma, göbek bağı, kırkının çıkması, nazardan koruma vb. gibi derken. Medya da ise çocuk imgesi kaynak oluyor. Tanıtımını yaptığım kitabın dört editörden birisinin kadın diğerinin de çocuk konusunda uzman olması sevindirecek yerde üzüyor. Çünkü okunan tüm bu sayfalar artık bende garantili bir güvenle birlikte, bir iç acısı da bırakıyor. İleride çocuğumuzun rahatsızlıklarla geçirmesini istemediğimiz hayatı şimdiden kontrol altına almalı tüm aile TV diyeti yapmalıyız. KİTABIN DİL ANLATIMI ve FİZİKSEL YAPISI Anlam bütünlüğü ve konu ayrımları oldukça net ve birbiri ardına sıralanmış. Noktalama işaretleri doğru yerde ve çift tırnaklar baskın. Özenle çalışılmış bir eğitim kitabı. Fiziksel tasarımında ise kapak baskısı kitap adını gölgede bırakmış. Görsel olarak kitap adı baskın renkle belirginleştirilebilir. Arka kapakta ISBN nosu, basım evi, editör yazısıyla kitabın tanıtım nettir. Önerdiğiniz bir kitap için size bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Özellikle eğitimimize olan katkısı için değil sosyal yaşamımızda ailemize dikkat çekmesi çok büyüktür. Saygılarımla, Yeliz KIRKTEPELİ