2. AYASOFYA
Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından
M.S. 532-537 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimarisi
bazilika tipinde olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem
özellikleriyle dikkat çekmektedir.
3. AYASOFYA (İSMİ)
Binanın adındaki “sofya” sözcüğü herhangi bir
kimsenin adı olmayıp, eski Yunancada “bilgelik”
anlamındaki sophos sözcüğünden gelir.
Dolayısıyla “aya sofya” adı “kutsal bilgelik” ya da "ilahî
bilgelik” anlamına gelmektedir.
4. AYASOFYA (YAPIMI)
6. yüzyılın ünlü mimarlarından Milet'li İsidoros ve
Tralles'li Anthemius'un yönettiği Ayasofya‟nın
inşaatinde yaklaşık 10.000 işçinin çalıştığı ve
Jüstinyen'in bu iş için büyük bir servet harcadığı
belirtilir.
Ayasofya‟nın bir özelliği de yapımında kullanılan bazı
sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve
tapınaklardan getirilmiş olmasıdır.
6. AYASOFYA (CAMİ OLUŞU)
Ayasofya 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından
camiye çevrilmiştir. Fatih Sultan Mehmed
Ayasofya‟yı camiye çevirirken insan figürlü
mozaikleri ince bir sıvayla kaplatmıştır. Böylece
mozaikler doğal ve yapay tahribattan korunmuştur.
Ayasofya müzeye çevrilirken sıvalar sökülmüştür ve
bazı mozaikler tekrar gün ışığına çıkmıştır.
7. AYASOFYA (TARİHÇE)
Günümüzdeki Ayasofya aslında III. Ayasofya olarak
adlandırılır. Bundan önceki iki Ayasofya isyanlar
sonucu yanmış ve yıkılmıştır.
Bugünkü Ayasofya‟nın kubbesi Bizans döneminde
birçok kez çökmüştür. Mimar Sinan binaya istinat
duvarlarını eklediğinden beri hiç çökmemiştir.
9. AYASOFYA (MİMARİ)
Ayasofya'nın kubbesi o denli havadadır ki adeta gökyüzünden sarkıtılmış
desteksiz bir altın küre gibidir. Ayasofya „da 70 m x 100 m boyutlarında
olan alt yapıyı 30 m çapında 55 m yüksekliğinde bir kubbe örter.
Kubbenin kendi yüksekliği 138 m'dir ve tuğladan yapılmış 40 kaburgası
vardır. Bunlar 110 m genişliğinde ayaklara oturur ve ayakların arasında
40 pencere vardır. Yapının duvarlarına büyük bir ustalıkla açılan
pencereler hem yapının ağırlığını azaltır hem de içeriye bol ışık verir.
Kendi ışığını kendi yaratır gibidir. Gerçekten içeriye girenleri ilk
etkileyen Bizans sanatının önemli özelliklerinden biri olan ışık gölge
oyunlarıdır. Ayrıca bina 107 adet sütun üzerine oturtulmuştur. Altta 40
üstte ise 67 sütun vardır.
10. BİRİNCİ AYASOFYA
Birinci Ayasofya Büyük Konstantin tarafın
yaptırılmaya başlanmıştır. Ancak 337 ile 361 yılları
arasında Constantius II tarafından tamamlanmıştır.
Birinci Ayasofya 20 Haziran 404‟de bir ayaklanma
sonucu yakılarak büyük hasara uğramıştır.
12. İKİNCİ AYASOFYA
İlk kilisenin yıkılmasından sonra imparator II.
Theodosius tarafından bugünkü Ayasofya‟nın
bulunduğu yere yeni bir kilise yapılması emrini
vermiştir. Yapımı 10 Ekim 415‟te bitmiştir. Bir isyan
sonucu 532 yılında yakılıp yıkılmıştır.
Günümüzde, Üçüncü Ayasofya‟nın ana girişinin yanında yer
alan, İkinci Ayasofya‟ya ait cephe merdiveni basamaklarının
yaslandığı zemin, kazılar sayesinde görülebilir durumdadır.
Kazılara şimdiki binada çökmelere neden olabileceği nedeniyle
devam edilmemiştir.
13. ÜÇÜNCÜ AYASOFYA
İkinci Ayasofya‟nın yıkımından birkaç gün sonra I.
Jüstinyen tarafından öncekilerden daha büyük bir
kilise yapımı emredilmiştir. Jüstinyen bu işi yapması
için fizikçi Milet'li İsidoros ile matematikçi Tralles'li
Anthemius‟u görevlendirdi. Ayasofya‟nın yapımında
yeni malzemeler kullanılmamıştır. Başka yerlerdeki
kalıntılar, kiliselerin camları, kapıları ve diğer
yapıların yapı malzemesi kullanılarak inşa edilmiştir.
532 yılında başlayan inşaat 537 yılında bitirildi.
15. ÜÇÜNCÜ AYASOFYA (YAPIM SONRASI)
Fakat yapılışından kısa bir süre sonra, 553 ve 557
depremlerinde ana kubbe ile doğu yarım kubbesinde
çatlaklar belirdi. 7 Mayıs 558 depreminde ise ana kubbe
tümüyle çöktü ve ilk ambon, ciborium ve sunak da ezilerek
yok oldu. İmparator derhal restorasyon çalışmasını başlattı
ve bu çalışmanın başına Milet‟li İsidoros‟un yeğeni genç
İsidorus‟u getirdi. Depremden ders alınarak bu kez yeniden
çökmemesi için kubbenin yapımında hafif malzeme
kullanıldı ve kubbe eskisine kıyasla 6.25 m. daha yükseğe
yapıldı. Restorasyon çalışması 562 yılında tamamlandı.
16. ÜÇÜNCÜ AYASOFYA (YAPIM SONRASI)
İlginç bir nokta, Ayasofya‟nın insan eliyle tahribatı ya
da yağmalanmasının bir başka dinden olanlar
tarafından değil de, yine Hıristiyanlar tarafından
gerçekleştirilmiş olmasıdır. Dördüncü Haçlı Seferi
sırasında, Venedik Cumhuriyeti'nin hükümdarı
Dandolos komutasındaki Haçlılar İstanbul‟u ele
geçirip Ayasofya‟yı tam anlamıyla yağmalamışlardır.
18. ÜÇÜNCÜ AYASOFYA (OSMANLI DÖNEMİ)
1453 yılında Ayasofya Fatih Sultan Mehmed tarafından
camiye çevrilmiştir. Osmanlı imparatorları tarafından
sürekli eklemeler yapılmıştır.
İlk minaresi Fatih döneminde inşa edilmiştir. Osmanlılar bu
tür yapılarda taş kullanmayı tercih etmekle birlikte
minarenin hızla inşa edilebilmesi amacıyla bu minare
tuğladan yapılmıştır. Minarelerden biri de sultan Bayezid
II tarafından eklenmiştir. 16. yüzyılda Kanuni Sultan
Süleyman fethettiği Macaristan‟daki bir kiliseden
Ayasofya‟ya iki dev kandil getirtmiştir ki, günümüzde bu
kandiller mihrabın iki yanında yer alırlar.
19. ÜÇÜNCÜ AYASOFYA (OSMANLI DÖNEMİ)
II. Selim döneminde (1566–1577) yorgunluk ya da dayanıksızlık belirtileri
gösterdiğinde, bina, dünyanın ilk deprem mühendislerinden biri sayılan
Osmanlı baş mimarı Mimar Sinan tarafından eklenen dış istinat yapılarıyla
(payanda) takviye edilerek, son derece sağlamlaştırılmıştır. Günümüzde
binanın dört tarafındaki toplam 24 payandanın bir kısmı Osmanlı
dönemine, bir kısmı Bizans dönemine aittir. Bu istinat yapılarıyla
birlikte, Sinan ayrıca, kubbeyi taşıyan payeler ile yan duvarlar arasındaki
boşlukları kemerler ile besleyerek kubbeyi iyice sağlamlaştırmış ve binaya iki
geniş minare (batı kısmına), hünkar mahfili ve II. Selim‟in türbesini
(güneydoğu kısmına) eklemiştir (1577). III. Murat‟ın ve III. Mehmed‟in
türbeleri ise 1600‟lerde eklenmiştir.
20. AYASOFYA (MOZAİKLER)
Tonlarca altının kullanıldığı Ayasofya mozaiklerinin
yapımında altının yanı sıra, gümüş, renkli
cam, pişmiş toprak ve renkli mermer gibi taş
parçaları kullanılmıştır.