2. Bir papatyanın yaprağında ya da nergisin kokusunda yüreklere giden koca bir yol vardır.. Heyecanlandırır.. Nisan’da elin ayağın dolaşır o kokuların gizeminde.. Bütün renklerin en canlısı parmaklarımın ucunda şimdi.. Yaşadığın şehrin kaldırım tezgahlarında sümbüller renk renktir.. Ali
3. Mevsim bahar Kedim.. Nisan ayı sevda mevsimidir.. Kara kışa, yağmura, sele kafa tutan tohumlar bu ayda boy verir.. Toprağın bağrında kopan yaşam coşkusu insanları alır sevdiğine götürür… Ali
4. Benim dağ lalem!.. Senin için başka çiçek seçemiyorum, Lale tanrıyı simgeler bilirsin. O tektir. Masum bir güzelliği vardır ve kokusunu duymak için usulca dokunman gerekir.. Senin için.. Güzelliğin için.. rüyalarımdan gitmeyen gözlerin için… Ali
5. Uçurumlardan yuvarlanırken beni tutan ellerin için.. Beni bir kartal yuvasına yerleştiren sevdan için her gün bir lale alıyorum kedim.. Ali
6. Bu gün senin doğum günün nazlı kedim.. Aramızda binlerce kilometre var.. Sen çalınmış güzelliklerin şehrindesin.. Ben her gün dallarıma özlemini akıtarak büyütüyorum seni.. Bir badem ağacı gibiyim , Yalancı güneşlerle aldatıyorum kendimi.. Ali
7. Oysa sen , çalınmış bir güzellik olarak burada çoğalıyorsun. Sensizlikte böyle büyüyor içimde.. Hani patlamaya hazır bir tomurcuğu keser gibi kesip attığımız o aşk var ya !.. işte o , kanserli bir yara gibi her tarafıma yayıldı.. Ali
8. Keşfedilmemiş bir ateşsin, yandıkça büyüyen.. Bana verdiğin sevdanın ateşini güneşten almış olmalısın.. Zehir yeşili bir aşk ve lal kırmızı alevlerin içinde seni büyütüyorum dağ lalem.. Ali
9. Usulca dokunuyorum, kavruluyorum.. Kaçıyorum ellerine düşüyorum.. Sen baharın içindesin şimdi, ben doluların yağdığı bir ülkede ateşinin pusularına düşüyorum… Ali