2. Roman Roman , insanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî türe ve bu türde yazılmış eserlere denir. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiştir.Belli bir tarihsel ya da coğrafi çevre içindeki belli bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, bu insan ya da insanların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen ve belli bir uzunluğu aşan anlatılar için kullanılan edebi terimdir. Edebi türler içinde en yenisidir. Çünkü matbaanın bulunması ve kentsoylu bir okur kitlesinin ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir. Tanımlanması zor bir edebi türdür. Gelişmesini tamamlamamış tek türdür denebilir. İleri Ana Sayfa
3. Roman düzyazıyla yazılır. Anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. Anlatılan olaylar, saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekanlarda değil, sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekanlarda geçer.Olaylara yön veren tanrılar değil, kişilerin kendi tutum, davranış, duygu ve düşünceleridir. Kullanılan dil, nazım türlerinde olduğu gibi ağdalı değil günlük ve sıradandır.Roman tarihe en bağlı edebiyat türüdür. Toplumsal, politik olaylar gelişmelerle de yakın ilişkidedir.Roman, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür. Bu nedenle toplumların gelişimine, yani tarihe kopmaz biçimde bağlıdır. İnsanı, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür. Ana Sayfa
4. Tarihi Roman Tarihi roman ile tarih arasında farklar vardır. Konusunu tarihten seçen roman yazarı onu az çok değişikliğe uğratarak ayıklanmış, değişik bir şekle sokar. Konuların tarih içinde anılan kahramanlar ve onları kuşatan hayali gerçek ya da hayali kişileri hayat ve maceralarından seçen romanlardır. Roman yazarı, konusunu tarihten alıp onu farklı motifler(aşk, yiğitlik, tutku) izafe edip süsleyebilir. Yaşamış kişilerle hayali kişilere birlikte görevler verebilir. Ancak bütün bu ilavelerinde gerçekçi olmaya dikkat etmelidir. Bu gerçek tarih gerçeğinden ziyade roman gerçeğidir. Tarihi roman yazarı bu gerçeği inşa ederken vak’anın geçtiği zaman, mekan ve sosyal şartlara, eşyaya yönelik ön bir araştırma yapmalıdır. O konuyu aldığı çağa ait duyuş ve düşünüş tarzlarını gözden geçirmelidir. Tarihi roman bu ciheti(zorunluluğu ile) diğer roman türlerinden ayılır. Zira tarih yaşanmış, geçmiş- tir. Ana Sayfa İleri
5. Tarihi romanda üslup, olayın geçtiği dönemle uyumlu olmalı, söyleyiş ve tasvirler, geçmişle uyumlu olmalıdır. Tarihi roman olgun şeklini romantiklerle bulmuştur. Bu türün ilk büyük yazarı İngiliz Walter Scott’tur. Victor Hugo, A. Dumas-Baba, Üç Silahşörler, Monte Kristo gibi eserlerinde tarih sayfalarını engin bir malzeme olarak kullanmışlardır. Nitekim A.Dumas romanlarının tarihe dayalılık derecesi kendisine soruldu- ğunda “Tarih, hayalimin mantosunu yaşamak için bir çengelden ibarettir.” cümlesini kurmuştur... Nikola Gogol-Taras Bulba, Alexandro Manzoni-Nişancılar, G.Flaubert- Salambo, Polonyalı Henryk Sienkiews-Que-Vadis isimli eserleri tarihi roman vadisinini örnekleri arasında sayılabilir. Gelecek romanları da tarihi romanları andırdığı için bu tür içinde değerlendi- rilmiştir. Aldaus Huxley- Yeni Dünya Ana Sayfa
6. Örnek Kitaplar Namık Kemal’in Cezmi isimli romanı Türk Edebi- yatında ilk tarihi romandır. Walter Scott, bu türün dünyadaki ilk büyük yazarıdır. Ana Sayfa İleri