3. GİRİŞ
İnsan hakları, ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı
gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği
haklardır.
Bu haklardan yararlanmak bakımından vatandaş ve
yabancı arasında fark yoktur.
Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu
terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması
gerekeni dile getirirler.
İnsan hakları terimini daha çok tabii hukuk anlayışına
mensup yazarlar kullanmaktadır.Bu hakları
kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan
hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu
alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.
“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından
eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine
karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.”
4. Irk,din,dil ve cinsiyet ayrımı: gözetmeksizin tüm insanların
yararlanabileceği haklardır.
Bu haklardan yararlanmak bakımından vatandaş ve yabancı
arasında fark yoktur.
Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu
terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile
getirirler.
İnsan hakları terimini daha çok tabii hukuk anlayışına
mensup yazarlar kullanmaktadır.
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit
ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır.
İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve
yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar.
Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu
hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir
başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumlulukta
bulunmaktadır.
6. MADDE 1: Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit
olarak doğarlar Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı
kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
MADDE 2: Herkes; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka
inançlarına bakılmaksızın eşit haklara sahiptir İnsanlar ulusal ve
toplumsal kökenleri, zenginlikleri, doğuş farklılıkları ya da
herhangi başka bir ayrım gözetilmek sizin bu bildirgede
belirtilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilirler
MADDE 3: Yaşamak, özgürlük ve kışı güvenliği herkesin
hakkıdır.
MADDE 4: Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında
bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü biçimiyle
yasaktır!
MADDE 5: Hiç kimseye işkence yapılamaz; kıyıcı, insanlık
dışı, onur kırıcı ceza ve davranışlar uygulanamaz…
BİRLEŞMIŞ MİLLETLER GENEL KURULU 10 ARALIK 1948’DE TOPLANARAK, İNSAN
HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ’Nİ YAYINLAMIŞTIR.
7. MADDE 6: Herkes nerede olursa olsun, yasal haklarının
tanınması hakkına sahiptir.
MADDE 7: Herkes yasalar karsısında eşittir ve ayrımsız olarak
yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkına
sahiptir Herkesin, bu bildirgeyle belirtilen haklarına ters
düşen ayırt edici davranışlar için yapılacak kıstırtmalara karşı
eşit korunma hakkı vardır.
MADDE 8: Herkesin, kendisine anayasa ya da yasalarla
tanınan temel haklarının yok edilmesi ya da zedelenmesi
girişimine karşı ulusal mahkemelere başvuru hakkı vardır.
MADDE 9: Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alı konamaz
ya da sürülemez!
MADDE 10: Herkes, haklarının, görevlerinin ya da kendisine
cezai sorumluluk yükleyecek herhangi bir suçlamanın
belirlenmesinde tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve
tarafsız bir mahkeme tarafından adilane ve acık olarak
görülmesi hakkına sahiptir.
8. .
* Devletler, önceleri, baskıya dayanan
bir anlayışla yönetilmekteydi. Bu
anlayışa son vermek amacıyla 1215
yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen
bildiri olan Magna Carta, insan hakları
kavramının ilk belgesi sayılır.
*İnsan hakları konusunda yayımlanan bir
diğer önemli bildiri ise, Amerika'da
yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi'dir. *
*Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi
kavramlar, 1789 yılında
gerçekleşen Fransız Devrimi'nden sonra
yayımlanan "İnsan Hakları Bildirisi"nde
gerçek yerini almıştır.
9. Bu bildiriyle, yalnızca demokratik anayasalarla tanınan
temel medeni ve siyasi haklar
değil, ekonomik, toplumsal, kültürel haklar da genel
tanımlarla belirli hale gelmiştir.
İlk grup haklar arasında, yaşama, özgürlük ve kişi
güvenliği gibi haklarla birlikte, keyfi tutuklama, hapis ve
sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız
mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma
hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme
özgürlükleri bulunur.
Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel
yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin
ürünlerinden yararlanma hakkı ise, bildiriyle getirilen
yeniliklerdendir.
10. İnsan: Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden
eşit doğarlar.
Akıl ve vicdana sahiptirler. İnsan haklarının
özellikleri:Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da
her hangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal
köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım
gözetilmeksizin bu Bildiri'de açıklanan bütün haklardan
ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir.
Bundan başka, ister bağımsız ülke uyruğu olsun, isterse
bağımlı, özerk olmayan ya da başka bir egemenlik
kısıtlamasına bağlı ülke uyruğu olsun, bir kişi hakkında,
uyruğu bulunduğu devlet ya da ülkenin siyasal, adli ya
da uluslararası durumu bakımından hiçbir ayrım
gözetilmeyecektir.
Ayrıca bu haklar hiçbir şekilde başkalarına ya da
kurumlara aktarılamaz.
11. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi
İnsan hakları - Rusya
İlk Adım - İnsan hakları eğitimine başlangıç
için el kitabı (Uluslararası Af Örgütü)
12. İnsan Hakları Bildirisi kabul edildikten sonra insan
haklarını geliştirme koruma ve uygulama konusunda
yeni anlaşmalar yapılmış ve bildiriler yayımlanmıştır.
Bunlardan belli başlı olanlar:
Birleşmiş Milletler, Kadınların Siyasi Haklarına İlişkin
Sözleşme 20 Aralık 1952]
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi 20 Kasım
1959
Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi 18 Ekim 1961
Afrika İnsan ve Halklarının Halkları Şartı 26 Haziran
1981
Birleşmiş Milletler, Yargı Bağımsızlığına Dair Temel
Prensipler 29 Kasım 1985
13. Magna Carta (Latince: "Büyük Ferman") veya Magna Carta
Libertatum (Latince: "Büyük Özgürlük Fermanı"), 1215 yılında
imzalanmış bir İngiliz belgesidir.
Günümüzdeki anayasal düzene ulaşana kadar yaşanılan tarihi
sürecin en önemli basamaklarından birisidir. Aslen, Papa III.
Innocent, Kral John ve baronları arasında, kralın yetkileri
hususunu karara bağlamak amacıyla imzalanmıştır.
Kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun
davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha
üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılıyordu.
Vatandaşların özgürlüklerini belirlemekten çok, toplum
güçleri arasında bir denge kuran Magna Carta, kralın sonsuz
olan yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlamıştır. Magna
Carta’nın 39. maddesi, fermandaki en önemli ifadelerden
biridir. Bu madde sayesinde günümüz hukuk sisteminin
temelleri atılmıştır:
“ Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke
kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm
giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve
mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan
edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa
olsun zarara uğratılmayacaktır.”
15. Avrupa Konseyi'nin üye Devletleri ve bu Sözleşmeyi imzalayan diğer Devletler,
Avrupa Konseyi'nin amacının, üyeleri arasında daha sıkı bir birlik kurmak
olduğunu göz önüne alarak,
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini ve özellikle, bu Sözleşme'nin
Taraf Devletlerin yasal, idari ve Sözleşme ile tanınan diğer hakları
uygulamaya geçirmelerini isteyen 4 üncü maddesini dikkate alarak;
Çocukların haklarının ve yüksek çıkarlarının geliştirilmesi gerektiğine ve bu
vesileyle çocukların özellikle kendilerini ilgilendiren ailevi işlemlerde olmak
üzere, bu hakları kullanma olanağına sahip olmaları gereğine inanarak,
Çocukların haklarının ve yüksek çıkarlarının geliştirilmesi için gerekli bilgiler
edinmeleri ve çocukların görüşlerinin usulüne uygun şekilde ele alınması
gerektiğini teslim ederek,
Ailelerin çocuklarının hakları ile yüksek çıkarlarının korunmasında ve
geliştirilmesindeki rolünün önemini teslim ederek ve lüzumu halinde
Devletlerin de bu koruma ve geliştirmeye iştirak etmeleri gerektiğini göz
önüne alarak uygulanır.
16. "Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşme'nin 1.
Maddesinin 4. Paragrafı uyarınca, Sözleşme'nin
adli bir makam önünde aşağıdaki kategori aile
hukuku davalarında uygulanacağını beyan
eder.
1. Boşanma davaları,
2. Ayrılık davaları,
3. Çocukların velayetine ilişkin davalar,
4. Ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki
kurulması,
5. Babalığın mahkeme kararı ile kurulmasına
ilişkin davalar
17. Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel
Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesinde
Toplumsal Kuruluşların (Organların), Grupların
ve Bireylerin Hakları ve Sorumlulukları Üzerine
Bildirge BM İnsan Hakları Komisyonunun 3
Nisan 1998 tarihli toplantısında kabul
edilmiştir.
Bildirge daha sonra 9 Aralık 1998 tarihinde
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul ve
ilan edilmiştir.