SlideShare a Scribd company logo
Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:4	 SAYI:33	    NİSAN 2016
AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA
35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
EKMEKTEN BENZİNİN KATKI
MADDESİ ÜRETİLDİ
DİSPERGATÖR TEST
METODU
KİMYA SEKTÖRÜ VE CV
YENİ AMBALAJ SİSTEMİMİZ
PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE
TANIŞIN
KEŞFEDİLEN İLK VİTAMİN
TİAMİN(B1 VİTAMİNİ)
YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN
DEV ADIM
APRE
AĞRI KESİCİLER VE
ANTİBİYOTİKLER
KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış
olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak
belirtmek durumundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza
gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi
sorumlu değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde,
yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır.
Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine
ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen
yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet
ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri.
Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar
sorumludur. Dergi sorumlu değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile
konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise
iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine
mail atabilirsiniz.
6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları
info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine
göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz
yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından
incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri
dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç
daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının
yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız
yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin
yazılarını maalesef yayımlamayacağız.
8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz.
Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi
bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler
yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını
değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz
dergi yöneticisine aittir.
9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya
ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma
yapmayı seven herkes yazabilir.
10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur.
Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir.
Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş
sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir.
Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran,
huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler
ekipten çıkarılır.
11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
http://www.inovatifkimyadergisi.com
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
https://instagram.com/inovatifkimyadergisi
http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr
https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ
https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi
https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X-
p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw
SOSYALMEDYA
Ekibimiz
YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA
PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL
KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA
KURUCU-YÖNETİCİ
KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
EDİTÖRDEN
Keyifli okumalar dileğimizle
Merhabalar
Öncelikle bize olan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz.
Bize olan ilginiz bizi büyütüyor, geliştiriyor. Tarafımıza e-dergi
bize nasıl ulaşacak, mail adresime nasıl gelecek gibi sorular
sürekli geliyor. Takipçilerimize mail grubuna katılmalarını
öneriyoruz.
Bu ay yine birçok yazı geldi. Bu yazılarda çeşitli şeyler okuyarak
bilgileneceksiniz. Yazı gönderen arkadaşlarımıza emekleri için
çok teşekkür ediyorum.
Bize her zaman sektör ya da kimya ile ilgili bir konuda yazıp
gönderebilirsiniz.
İÇİNDEKİLER APRE 7
12
19
22
31
37
39
43
11
14
20
30
32
38
42
45
KOZMETİK ÜRÜNLERE SIKI TAKİP
PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE TANIŞIN
DİSPERGATÖR TEST METODU
AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA
35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
3 BOYUTLU ORGAN YAZICI
AĞRI KESİCİLER VE ANTİBİYOTİKLER
HİDROJEN KULLANARAK SAATLERCE
UÇABİLEN DRONE ÜRETİLDİ
KEŞFEDİLEN İLK VİTAMİN TİAMİN
(B1 VİTAMİNİ)
EKMEKTEN BENZİNİN KATKI MADDESİ
ÜRETİLDİ
YENİ AMBALAJ SİSTEMİMİZ
KİMYA İHRACATINDA YÜZDE 36’LIK
ARTIŞ
ORİJİNALİNE BENZEYEN SUNİ LENS
YAPILDI
DOMATESTEN ENERJİ ÜRETİLECEK
PLASTİK AMBALAJ ÜRETİMİ ARTTI
KİMYA SEKTÖRÜ VE CV
İÇİNDEKİLER MEME KANSERİNİ 11 GÜNDE
KÜÇÜLTEN İLAÇ
48
50YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN DEV ADIM
52
54
53
55
SKANDİYUM
AYIN WEB SİTESİ
KİMYA BULMACA
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ
57
56KİMYA SÖZLÜĞÜ
YAZARIMIZ OLUN
7
KİMYAGER
PELİN TANTOĞLU
MEZUN
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ
pelintantoglu@hotmail.com
7
APRE
A
pre kelimesini ilk olarak bir projede
duymuştum. Nedense çok ilgimi çekmişti.
Kelime anlamına baktım tabi ama üzerine
yoğunlaşamadım o ara.
1 yıl kadar sonra bir müşterimizin koltuk kumaşları
için yanmazlık ve su iticilik özelliği istemesi ile
araştırmalara başladım. Konu ile ilgili eksiklerimin
bilincinde olarak ufak ufak bu yazıyı kaleme aldım.
Tekstil materyalinin ön terbiye ve renklendirme
işlemleri sonrası terbiye işletmesini terk etmeden
önce, gördükleri mekanik ve kimyasal tüm
işlemlere bitim işlemleri veya apre işlemleri denir.
Tekstil ürününe, renklendirme sonrası yapılan
apre işlemlerindeki amaç; ürünün tutumunu,
görünümünü değiştirmek ve geliştirmektir. Bu
işlemleri yapan kişi ve işletmelere de apreci denir.
Kimyasal ve mekanik yollarla uygulanan apre
işlemlerinin tamamı her ürüne uygulanmamaktadır.
Apre işlemleri yapılırken bazı ölçütler göz önünde
bulundurulur. Bunlar; ürünün formu, elyafın cinsi,
kullanım amacı, kalıcılık derecesi, ürünün incelik
ve kalınlığıdır. Örneğin sentetik liflerde görülen
statik elektriklenme, doğal liflerde meydana gelmez.
Bu nedenle statik elektriklenmeyi önleyici apre,
sadece sentetik esaslı liflerden üretilen mamullere
uygulanabilir. Kimyasal ve mekanik yollarla
apre işlemi yapılırken elyaf cinsi göz önünde
bulundurulur. Bazı apre işlemleri, ortak her cins
elyafa uygulanabilirken, bazılarıysa tüm lif çeşitlerine
uygulanamamaktadır.
8
Apre nin;
Yumuşaklık Apresi
Sert Tutum Apresi
Kayganlık Apresi
Dolgunluk Apresi
Parlaklık Apresi
Kir İticilik Apresi
Su İticilik Apresi
Su Geçirmezlik Apresi
Güç Tutuşurluk Apresi
Buruşmazlık Apresi gibi
çeşitleri vardır.
Tüm apre çeşitlerinden ziyade yüksek apre diye tabir edilen;
Buruşmaz apre, su geçirmez apre ve güç tutuşurluk (yanmazlık) apresin den biraz daha detaylı bahsetmek
isterim.
Buruşmaz Apre
Buruşmazlık, bir tekstil kumaşının kullanım sırasında
oluşan buruşukluklara karşı direncini ve onlardan
kurtulma kabiliyetini ifade eder. Özellikle, pamuklu,
keten, rejenere selüloz (vizkon, rayon) kumaşlar
buruşmaya hassas kumaşlardır. Genelde sentetiklerin
ve yün, moher gibi doğal protein elyafının
buruşmazlık özellikleri daha iyidir.
Buruşmazlık apresi selüloz esaslı kumaşların
kullanım özelliklerinin gelişmesi için önem
taşır. Bu tür işlem; buruşmazlık sağladığı kadar,
mamulün deformasyonunu önler ve selüloz/sentetik
karışımlarında pilling oluşmasının azalmasına da
neden olur. Boyutları stabil, yani az çeken kumaşlar
elde edilir.
Bu durum; buruşmazlık apresinin liflerin şişmesini
azaltmasından kaynaklanır. Kuru buruşmazlık
işlemi görmüş kumaşta şişme değeri, yani yapısında
tutabildiği su miktarı yarı yarıya azalmaktadır.
Örneğin; normal bir pamukta şişme değeri % 42 –
45 civarında iken, buruşmazlık işlemi sonunda bu
değer % 18 – 24 civarına düşmektedir. Dolayısıyla
buruşmazlık işlemi, kumaşa aynı zamanda çekmezlik
özelliği de kazandırmaktadır.
Buruşmaz apre;
Dimetilol dihidroksi etilen üre veya metilol
dihidroksi etilen üre ile yapılan apre çeşididir.
Buradaki amaç kumaşın buruşmazlık ve çekmezliğini
sağlamaktır.
Dimetildihidroksi etilen üre az miktar formaldehit
içerir.
Tene değen kumaşlarda 75 ppm,
Çocuklar için bu değer 20 ppm,
Ve palto gibi giyecekler için 300 ppm e kadar
formaldehit içerebilir.
Bu tip maddeler aynı zamanda kumaşların yıka giy
apresini(ütüsüz gömlek vs gibi)sağlar.
Buruşmazlık apresi fulard metoduna göre uygulanır.
Aşağıdaki şekilde kumaşa uygulanır.
X gr/lt glioksal esaslı buruşmaz apre
Katalizör olarak magnezyum klorür
Mukavemeti tutmak için polietilen emülsiyonu,
Yumuşatıcı olarak makro silikon kullanılabilir.
Fulard sıkması %70-80 arası olabilir.
Kurutma 130-140 ºC
Fixaje işlemi ise 150º C de 3-4 dk. arası
uygulanmalıdır.
9
Su İtici-Su Geçirmez Apre
Su iticilik apresinde kumaş yüzeyinin değil de,
kumaşı oluşturan lif ve ipliklerin yüzeyinde
film oluşturulması esastır. Örneğin; yağ asidi,
zirkonyum – parafin, silikon ve florokarbon gibi
maddeler bu etkiyi sağlayabilir. Tek yıkama sonrası
çıkan florokarbonlar ve de hidrofob silikonlarla
birlikte yeni teknolojide birçok kere yıkanan ve su
geçirmezliği kaybetmeyen silikonlar üretilmiştir.
Su geçirmezlik apresinde mamul yüzeyi tamamen su
(ve hava) geçirmez film tabakası ile kaplanır. Böylece
mamul; suyu hiç geçirmediği gibi, rüzgar ve soğuk
etkisinden de korur. Bunun yanında, vücut neminin
dışarı çıkmasını önler. Çünkü, kumaşın bütün
gözenekleri kapanmış durumdadır.
Su itici olarak kullanılan C8 florokarbon reçinesi
yasaklandı,C6 florokarbonlar C8 lerin yerine
geçmeye başladı.
C6 florokarbonlar kendi aralarında su itici,yağ itici
ve alkol itici olarak sınıflandırılır. Bu florokarbonlar
çok iyi katyoniktir.%30 katı madde içerirken
emülsiyondurlar.
Su geçirmez olarak kullanıldıklarında bundesmann
testine tabii tutulurlar.
Su geçirmez özelliğe sahip kumaş
Güç Tutuşurluk Apresi
İki tür yanmaz apre vardır.
Ne kadar yıkarsanız yıkayın yanmazlığı bitmeyen
daimi apre
1 kere yıkandıktan sonra yanmazlığı kumaşın
üstünden giden apre
Yanmazlık apreleri genelde modifiye edilmiş alifatik
poliaminlerdir.
Beyaz süt kıvamında,hafif viskoz sıvıdır.
pH 3-4 arasındadır.katyoniktir.Genellikle %60-70
katı madde içerir.
Su ile her oranda karışabilir maddelerdir.
Genellikle fular metodunda kullanılır.
Fular kullanıldığında fulardan sonra 130-140 ºC de
arasında kurutma yapılır.
Pamuk için 250-350 g/lt arasında
Sentetikler için biraz daha fazla miktarda fular
banyosunda kullanılır.
Fular banyosundaki pH 7-8 olmalıdır.
Amonyak veya kostikle pH ayarlanabilir.
Çözelti pH 7 den sonra şeffaflaşır.
450 g/lt üzerinde ise genelde jel oluşur.Bu yüzden
kullanılan miktara çok dikkat etmek gerekir.
10
Güç tutuşurluk özelliğine sahip kumaş
Su geçmezlik-kir tutmazlık apresi ile beraber
yanmazlık apresi de aynı banyoda kullanılabilir.
Ülkemizde çok az çalışmasına rağmen çektirme
metodu ile özellikle işçi elbiselerinde yanmazlık
apresi uygulanır. Bu metod ile yüksek dozda yanmaz
apre maddesi verilir. pH 7-8 arasında 30 dk çalışılır.
Bu kumaşlar kurutulur ve 150-160 C de fikse edilerek
yanmazlık özelliği kazandırılır.
Birlikte çalıştığım ve tekstil baskısı konusunda
bu işin ciddi piri Yüksek Kimya Müh. Aydın İ.ye
teşekkür ediyorum. En büyük kaynakçam kendisidir.
Kaynaklar :
http://tekstilsayfasi.blogspot.com.tr/2013/01/apre-islemleri-tanimi.html
http://www.tekstilokulu.net
11
HaberYabancı
HİDROJEN KULLANARAK
SAATLERCE UÇABİLEN DRONE
ÜRETİLDİ
Sürekli olarak hidrojen üreten özel topaklar, saatlerce
çalışan drone üretiminde kullanıldı. Bu yeni yakıt
türü sayesinde dakikalarca şarj edilen drone’lar
piyasadan silinecekler.
Birçok teknoloji firmasının giriş yaptığı drone
sektörü, çeşitli drone modelerini barındırıyor.
Farklı boyutlara, kullanım şekillerine ve yapılara
sahip olan bu drone’ların hepsinin ortak bir sorunu
var: yakıt kapasitesi. Boyutları nedeniyle büyük
bataryalara sahip olamayan veya fazla miktarda yakıt
taşıyamayan bu cihazların uçuş süresi, maalesef
sadece dakikalarla ölçülebiliyor. Bu durumu
değiştirmek için çalışmalara başlayan Scottish
Association for Marine Science (SAMS) isimli ekip,
hidrojen ile çalışan drone üretmeyi başardı.
Aslında hidrojen ile drone çalıştırmayı deneyen
ilk ekibin Scottish Association for Marine
Science olduğunu söyleyemeyiz. Bu cihazlar ilk
geliştirildikleri tarihlerde hidrojen kullanarak
çalışıyorlardı, fakat çok küçük boyutları olan
drone’lar için yeterli hidrojen gazını depolamak
büyük bir sorundu. Sorunun kaynağının depo alanı
olduğunu anlayan ve sorunu çözmek için çeşitli
yötemlere başvuran ekip, ısıtıldığı zaman hidrojen
gazı salınımı yapan topaklar üretmeyi başardı.
Çok az bir ısı sayesinde içerisinde bulunan
sıkıştırılmış hidrojen gazını dışarıya salan topaklar,
drone’lara uzun süreli yakıt sağlayabiliyorlar. Bu
teknolojiyi kullanarak hidrojenle çalışan drone
üreten Scottish Association for Marine Science
ekibi, yeni ürettikleri drone’un tam 2 saat havada
kalabildiğini belirtti. Sadece birkaç dakika boyunca
havada kalabilen, ardından saatlerce şarjda durması
gereken drone’ların bu teknoloji sayesinde hiçbir
sorun olmadan 2 saat havada kalabilmesi büyük bir
ilerleme. Ekipte bulunan yetkililerin söylediğine
göre 2 saat havada kalabilen drone, yakıtının
değiştirilmesiyle birlikte yeniden uçabiliyor.
Bu yakıt teknolojisinin ilerleyen yıllarda tüm
drone’larda kullanıldığını görmek isteriz. Hidrojen
topaklarını üreten ekip, bu yakıtın üretim maliyeti
hakkında bilgi vermedi ancak hidrojen topaklarının
hidrojenden çok daha pahalı olabileceğini
düşünmüyorum.
12
Yerli
Haber AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA
35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Ak-Kim, beş yıllık bir çalışmanın ardından
ultrafiltrasyon sistemleri için özel olarak tasarlanmış,
yüksek performanslı delikli elyaf bazlı membran
modülünü geliştirdi. 35 milyon dolar yatırımla
gerçekleştirilen projede, Ak-Kim su kimyasalları
alanında edindiği deneyimle teknolojik ve yüksek
katma değerli bir ekipman üretimine başlamış
oldu. Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü kusursuz
bir filtrasyon yapmak için birçok yenilikçi özelliği
bünyesinde barındırıyor.
Ak-Kim Kimya, Yalova’da kurduğu Ultrafiltrasyon
Membran Tesisi’nde üretime başladı. 35 milyon
dolarlık bir yatırımla, beş yıl süren Ar-Ge çalışmaları
sonucunda hayata geçirilen proje ile Ak-Kim,
Türkiye’de henüz yeni yeni gündeme gelen arıtma
konusunda kurumların ve belediyelerin çözüm ortağı
olmayı hedefliyor.
Ultrafiltrasyon Modülü’nün tanıtımı için düzenlenen
basın toplantısında bir konuşma yapan Ak-Kim
Kimya Genel Müdürü Onur Kipri şirketin büyüme
stratejileri doğrultusunda 2013 yılından bu yana
su alanına yatırım yapıldığını belirterek “90’lı
yılardan bu yana belediyeler ile işbirliği içinde
çalışıyoruz. 2013 yılında Avrupa’nın ikinci büyük
su kimyasalları ve koagülant üreticisi olan Feralco
ile birlikte Akferal’ı kurduk. Geçtiğimiz yıl da
Akferal bünyesinde Dostel grubunun su arıtma
bölümünü satın alarak, ürün portföyümüzü
genişlettik. Ultrafiltrasyon Modülü ile birlikte bu
alandaki pozisyonumuzu da güçlendireceğimize
inanıyoruz” dedi.
Ar-Ge çalışmalarında dünyada az sayıda kuruluşun
yapabildiği, yüksek katma değerli ve ileri teknoloji
gerektiren ürünlere odaklandıklarını belirten
Kipri, “Ak-Kim olarak bugüne kadar, Ar-Ge
çalışmalarımıza ve teknoloji yatırımlarımıza
her yıl bütçemizin % 4-5’ini ayırdık. Bu rakam
dünya genelinde %2,5 civarındadır. Bundan
sonraki hedefimiz de, sürdürülebilir kimyasallar
13
alanında dünya trendlerini takip ederek, Ar-Ge
Merkezi’mizde biyoteknolojik ve nanoteknolojik
yeni ürünler üretmek olacak” dedi.
Ak-Kim’in, Türkiye’de ve çevre ülkelerdeki ilk ve
tek Ultrafiltrasyon Modülü üreticisi konumunda
olduğuna dikkat çeken Ak-Kim Su Çözümler
Direktörü Alp Sarıoğlu “Dünyada ultrafiltrasyon
modülü üretebilen 12-13 civarında şirket
bulunuyor. Bu şirketlerin arasında DOW, GE,
BASF, Toray gibi dünya devleri de yer alıyor.
Bugün dünya genelinde UF pazarının yıllık
büyüme oranı % 18-19. Ülkemizde ise pazarın
2022 yılında 70 milyon dolara ulaşmasını
bekliyoruz. Biz de Ak-Kim olarak üretim tesisimiz
tam kapasite ile çalışmaya başladığı zaman, yıllık
42-45 milyon dolar ciro hedefliyoruz” dedi.
Üretimin %60’ını ihraç etmeyi hedeflediklerini
de sözlerine ekleyen söyleyen Sarıoğlu, Türki
Cumhuriyetlerden Körfez ülkelerine, Amerika’dan
Hindistan ve Çin’e pek çok ülkenin radarlarında
bulunduğunu da belirtti.
Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü avantaj sağlayacak
Ak-Kim tarafından üretilen delikli elyaf bazlı
membran modülü, suyun kimyasal özelliklerini
değiştirmeden, ileri fiziksel arıtma işlemi
gerçekleştiriyor. Kusursuz bir filtrasyon yapmak
için üretilmiş olan ürünün yüksek verim, yüksek
kimyasal dayanım ve yüksek kirlilik tutma kapasitesi
gibi birçok yenilikçi özelliği bulunuyor. Güçlü ve
esnek fiber yapıya sahip olan UF modülü, farklı su
kaynakları için de kullanıma uygun.
Günümüz teknolojileri ile üretilmiş en ileri arıtma
yöntemi olan UF Modülü belediye ve endüstrilerdeki
su arıtma tesislerinde atık suların arıtılarak,
alıcı ortam deşarj standartlarına uygun hale
getirilmesinde kullanılabiliyor. Atık su geri kazanım
sistemlerinde proses ve içme suyu hazırlamada
da öne çıkan UF Modülü, deniz suyunun
tuzsuzlaştırılarak arıtılmasında da tercih ediliyor.
Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü müşteriye uzun
kullanım ömrü, stabil su kalitesi, düşük yatırım,
işletme ve bakım maliyeti ile kolay montaj
imkanlarını bir arada sunuyor. Ayrıca az alan
kaplayarak bu konuda da kurumlara kolaylık
sağlıyor.
14
BİLİM GRUBU
INTERSECTION SPERO TAKIM ÜYELERİ
ÖĞRENCİ
BAHÇEŞEHİR FEN VE TEKNOLOJİ LİSESİ
intersectionspero@gmail.com
14
YENİ AMBALAJ
SİSTEMİMİZ
B
iz, Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi 9. Sınıf
öğrencileriyiz. Bu sene, Intersection Spero
takımı olarak, FLL (FIRST Lego League)
ya da diğer adıyla Bilim Kahramanları Buluşuyor
adlı turnuvaya katıldık ve İstanbul Bölgesel
turnuvalarında Proje Birinciliği Ödülü’nü alıp ulusal
turnuvalara katılmaya hak kazandık. FLL turnuvaları
3 aşamadan oluşur: robot, proje ve öz değerler. Bu
turnuvalarda, her sene bir tema seçilir. Bu senenin
teması ise “Çöpe Çözüm, Çöple Çözüm”. Biz
de, bu temaya göre çalışma-larımızı sürdürdük
ve Dünya’daki çöp sorununa bir çözüm getirmek
istedik.
Depolama sahalarındaki atıkların yaklaşık 1/3’ü
(yaklaşık 29 milyon ton) ambalaj atıklarından oluşur
ve bu ambalajlar organik atıklarla temasından dolayı
geri dönüştürülemez. Bu ambalajların bazıları
doğada yaklaşık 2 milyon yılı aşkın sürede çözünür.
Ayrıca bu ambalajlar ürünün fiyatının %16-%25’ini
oluşturur. Biz de, bu ve bunun gibi daha birçok
eksiklik olduğunu fark edince yeni bir ambalaj
sistemi oluşturmaya karar verdik.
15
Bu hedefimizi gerçekleştirmek için daha önce
askeriyede dayanıklılığı arttırmak için kullanılan özel
bir karışımı seçtik. Bu karışım,
Yangına karşı CLASS A sertifikası vardır.
Kimyasallara karşı dayanıklıdır.
Su yalıtımı sağlar.
Elastiktir. % 400 oranında elastikiyeti olan bu
ürün uygulandığı yapıyla ortak çalışarak ilerleyen
za-manlarda meydana gelebilecek çatlaklıkları
önleyecektir.
Uluslar arası çevre koruma örgütlerinin emisyon
değerlerine uygundur.
Sağlığa zararlı hiçbir madde içermediğinden içme
suyu ile temasında bir sakınca olmadığı onaylan-
mıştır. CE sertifikalıdır.
Ürün uygulandıktan sonra % 100 katı bir hale gelir.
İç ve dış mekân kaplamalarında darbeden dolayı
oluşabilecek birçok hasarın önüne geçer.
Pigmentleme sistemi ile sonsuz renk seçeneğine
sahiptir.
Cam hariç her tür yüzeye astar gerektirmeksizin
üstün tutunma özelliği vardır.
Küf tutmaz.
Boşluksuz olarak uygulanır ve zemine direk olarak
aderans alır. Bu özelliği ile pas ve korozyon olu-
şumunu önler.
Ayrıca,
2000 devirde Aşınma Test sonuçları karbon çelikten
daha azdır.
60.000 volta kadar elektrik geçirmez, kıvılcım
testinden geçmiştir.
Uygulama sonrası gözeneksiz, ek yersiz, düz bir satıh
oluşturur.
Dekoratif görünümlü olması haricen başka bir
kaplama gerektirmez.
Lokal olarak onarılabilir.
Gerilme dayanıklılığı 24 0
C ortam ısısında ± 6600 psi’
dır.
— 40 0
C ile +200 0
C ısı arasında elastikiyetini korur.
Her türlü yatay ve dikey zemine akma olmaksızın
püskürtülebilir.
3 sn’ de kürlenip 10 dk’ da mukavemetini tamamlar.
Çizilmesi ve zarar görmesi çok zor olan bir
malzemedir.
Hijyeniktir.
Selefon üzerine
uygulanmış ilk test
örneğimiz
16
17
Testler için
hazırladığımız, gazete
kağıdına uygulanmış
malzememiz
Şu anki ambalajlara ek olarak, ürünü ısıya, kire, pasa,
kimyasallara, UV ışınlarına, yağa ve suya karşı büyük
oranda koruyor. Darbelere, göçmelere ve kırılmalara
karşı da büyük oranda koruma sağlayan bu karışımı,
ambalaj özelliği göstermesi ve darbeler dışında
bahsettiğimiz diğer etkenlere karşı koru-yabilmesi
için doğa dostu filmleri kullandık. Karışımı, selefon
filmlere uyguladık.
Selefon filmlerde;
Doğada tamamen çözünebilmesi,
Geri dönüştürülebilmesi
Gıda sektöründe de kullanılabilme
Nem ve ısıya karşı malzemeyi koruması
Kıvırma ve katlamada malzemenin zedelenmesini
Ortadan kaldırmasından dolayı en uygun
Malzemenin selefon olduğuna karar verdik.
Ürettiğimiz ambalajı ürün üstünde Vakumlayarak
karışımı ürüne tam temas ettirdik ve dayanıklılığı
optimum seviyeye çıkardık. Böylece ürüne tam temas
eden bir ambalaja sahip olduk.
18
Bu gibi maddelerin doğada çözünmesi ve geri
dönüştürülebilmesinin en önemli maddelerden
oldu-ğunu bildiğimizden, projemize bu amaçlara
uyacak şekilde yön verdik. İçerdiği maddelerden
dolayı doğada şimdiki ambalajlardan daha kısa
sürede zararsız biçimde çözünebilecek. Yağdan
etkilenme-diği için de organik atıklarla karışsa bile
geri dönüştürülebilecek.
Ambalajın geniş kitlelere ulaşması için maliyetinin
uygun, sanayiye de uygulanabilir olması gerekir.
Ürettiğimiz ambalaj, şimdikilerden çok daha uygun
fiyatlı olacak. Sanayiye uygulanabilirlik açısından da
teknik ressamlarla yaptığımız görüşmeler sonucu
ambalaj tesisimizin bir çizimini yaptık
Projenin doğruluğunu test etmek için Ambalaj Sanayicileri Derneği, PAGÇEV, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
gibi bu konuda uzmanlaşmış kurumlardan destek aldık. Ayrıca üniversitelerden çevre, kimya ve fizik
profesörleriyle de projemizi paylaştık. Araştırmalarımız ve testlerimiz ( Çekme, basma, eğme, çevrimli
- cyclic-, yapışma, soyulma ,Charpy, vs.) son hız devam ediyor, ulusal turnuvalar için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz.
Daha temiz ve güzel bir dünyada yaşamak dileğiyle,
Saygılarımızla,
19
HaberYabancı
PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE
TANIŞIN
Bulunan yeni bir bakteri türü, Dünya’nın en önemli
sorunlarından birini çözmeye aday!
Araştırmacılar, şişelerde ve yiyecek kutularında en
sık kullanılan plastik türlerinden olan Polyethylene
terephthalate (PET) geri dönüşümünün geleceğini
oluşturabilecek bir bakteri türü buldular.
Günümüzde Dünya genelinde yıllık olarak 45 milyon
ton PET plastik üretilmekte ancak bunların sadece
yarısı geri dönüşüm için kullanılabiliyor. Büyük bir
çoğunluk da, kendilerini okyanuslarda veya dolgu
alanlarında buluyor. PET’in dayanıklılığı yüzünden
üretilen bir plastik olması, kendi kendine çözünmesi
için 400 yılın üzerinde bir zaman geçmesi gerektiği
tahmini ile sonuçlanıyor.
Ancak Japonya’daki araştırmacılar tarafından
bulunan ve Ideonella sakaiensis olarak adlandırılan
bu yeni bakteri türü, bu durumu değiştirebilir.
Araştırmacılar, geri dönüşüm tesislerinden 250’nin
üzerinde PET örneği ile, mikro organizmaların
plastiğin yıkım sürecinde bir rol oynayıp
oynamadıklarını inceledi.
Bu inceleme sırasında bakteri ile karşılaşan
araştırmacılar, ince bir PET filminin üzerine
koydukları bakterinin altı hafta içerisinde plastiği
tamamen yıkabildiğini gördü. Tabii ki daha kalın
plastiklerin yıkımı, daha uzun sürecektir.
İlginç olan ise, PET plastiklerin insan yapımı
olmaları ve 1941 yılında patenti alınan bu
plastik türünün yaklaşık olarak sadece 70 yıldır
kullanılmaları. Bu durum da PET yıkımını sağlayan
bu bakteri türünün bu kısa süre içerisinde evrildiğini
ve halen evrim süreci içerisinde yer alabileceklerini
öneriyor.
Durum ne olursa olsun, araştırmacıların buldukları
bu yeni bakteri türü, plastiklerin geri dönüşümü
için daha doğa dostu bir yöntem ortaya sunmakta
ve araştırmacılar bu işlemin hızını artırabilirse, yeni
türün öneminin çok daha fazla artacağını söylemek
mümkün…
20
Haber
Yerli
EKMEKTEN BENZİNİN KATKI
MADDESİ ÜRETİLDİ
Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elif
Loğoğlu, bayat ekmekten benzin katkı maddesi
üretti.
Gazi Üniversitesi Kimya Fakültesi Biyokimya
Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Loğoğlu, evinde
ekmeğin israf edilmesine dayanamadı ve bayat
ekmeğin yapısındaki nişastayı glikoza, glikozu da
mayalayarak benzinin katkı maddesi biyoetanole
dönüştürdü.
Aynı zamanda Kadın Hareketi Derneği Genel
Başkanı ve Ekmek Üreticileri Federasyonu Yönetim
Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Loğoğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Türkiye’de ekmek israfının
yüksek boyutlarda olduğunu savundu.
Ekmeğin buğdaydan üretilip sofraya gelene kadar bir
çok zorlu işlemden geçtiğini anlatan Loğoğlu şunları
söyledi:
“Yaptığımız incelemeler sonucu bayat etmek
gibi atıl durumda olan bir ürünün ülke
ekonomisine en çok katkı sağlayabilme yolunun,
bayat etmekten biyoetanol üretmek olduğunu
gördük.”Biyoetanolün doğal kaynaklardan elde
edilen bir alkol olduğunu anlatan Loğoğlu bu
maddenin üretim aşamalarına ilişkin şöyle konuştu:
“Biz bu çalışmayla ekmeğin yapısında olan
nişastayı glikoza çeviriyoruz. Ne kadar nişastayı
glikoza dönüştürebilirseniz alkole dönüştürme
oranı da o kadar yüksek. Nişastanın hidrolizi
kolay bir şey değil, bunun için farklı bakterilerden
yararlandık. Bakteriler, nişastayı hidrolizleyen
enzimleri üreten bedava işçilerimiz bizim. Bu
enzimlerden yararlanarak nişastayı yüksek
oranlarda glikoza hidrolizeledik, bunu da
mayalayarak, alkolümüzü elde ettik.”
Bakterilerden Yararlandı
Loğoğlu, çalışmanın başarıyla sonuçlandığını
anlatarak, “Elde ettiğimiz alkol, ülkemizde resmi
olarak yüzde 5 oranında benzine katılarak
kullanılabilir” dedi.
Benzin içerisine katılan yüzde 5’lik alkolün sadece
yarısının Türkiye’de üretilebildiğini öne süren
Loğoğlu, farklı maddelerden bioetanol üretilmesinin
ekonomi için kazanç olacağını bildirdi.
Yıllık 250 Milyon Getirisi Var
Projeyi Loğoğlu ile birlikte yürüten GÜ Analitik
Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Özcan
Yalçınkaya da Türkiye’de günlük yaklaşık 100 milyon
21
adet ekmek üretildiğini söyledi.
Yalçınkaya, “Ülkemize günlük olarak yaklaşık 456
bin ton ekmek israf ediliyor. Bu kadar ekmekten
yaklaşık 150 bin litre alkol elde edilebiliyor. Bu
alkolün katma değeri, yıllık mali getirisi 250
milyon lira. Bu parayla da yaklaşık 10 hastane,
60 tam donanımlı okul yapılabiliyor. Biz bu
ekmeklerin çöpe gitmesi yerine, ülke ekonomisine
katkı sağlaması için değerlendirdik” diye konuştu.
KİMYAGER
TUĞBA ÇİÇEK
ÖĞRENCİ
19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ
cicek16.55@gmail.com
22
AĞRI KESİCİLER VE
ANTİBİYOTİKLER
H
afif analjezikler ilk önce söğüt kabuğundan
türetiliyordu ve tıpda, yine ağrı kesici
özelliği olan kinin’in alternatifi olarak,
1763 de kullanılmaya başlandı. Kinin, bilindiği
üzere, kenakma adıyla bilinen bir ağaç grubunun
kabuğundan elde edilir. Kinin gibi kokması,
daha bol ve daha ucuz olması söğüt kabuğunun
kullanılmasına yol açmıştır.
Bu kabuğun, analjezik gücü, salisilat alkol üretiminde
kullanılan salisin adlı maddeye dayanmaktadır. 1874
de salisilat alkol, çok kullanılan bir ağrı kesici ilaç
şeklini aldı ve 1899 da tesadüfen salisilat alkolden
türetilen ve mükemmel ağrı kesen spesifik aspirin
bileşikleri bulundu. Bu keşifden sonra tesadüfi
keşifler ve ilaç sanayimdeki yoğun araştırmalar
sonucunda birçok ağrı kesici ilaç variyasyonları
geliştirildi.
1.1 AĞRI NEDİR ?
Ağrı bir anda oluşan zincirleme bir reaksiyonun
sonucunda oluşur.Ağrının oluşma nedeni de
korunmaktır. Çünkü beynimiz ağrıyı hissettiği
sürece,ağrıya sebebiyet veren nedeni ortadan
kaldırmaya çalışır.Bir anlamda ağrı,size yaptığınız
şeyin zararlı olduğunu ve bunu durdurmanız
gerektiğini bildiren bir mesaj niteliğindedir.Bir başka
tanımı ise; ağrı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları
Teşkilatı tarafından ‘’vücudun herhangi bir
yerinden kaynaklanan,organik bir nedene bağlı
olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm
deneyimlerini kapsayan,hoş olmayan bir duyudur’’
şeklinde tanımlanmaktadır.
23
1.2 AĞRI SÜRECİ
Ağrı süreci,vücudunuz hangi bölgesinde olursa
olsun,yara veya iltihabın kaynağında başlar.
Vücudumuzun herhangi bir yeri yaralandığında,
vücut otomatik olarak ağrı reseptörlerini harekete
geçirir ve prostaglandin adı verilen kimyasalları
açığa çıkarır. Bu kimyasallar ''burası acıyor'' sinyalini
doğrudan omiriliğe aktarırlar.Omirilik,aldığı bu ağrı
mesajını beyine iletir.Beyinde bu mesaj ilk olarak
hipotalamus tarafından alınır ve mesajın işleneceği
serebral kortekse iletir.
1.3 AKUT VE KRONİK AĞRI ARASINDAKİ FARKLAR
Ağrının hissedilmesine yol açan çok şiddetlisinden
hafifine,birçok ağrı çeşidi mevcuttur.Akut ağrılar
kısa süreli bir ağrı çeşididir ve genellikle kemik
kırılması,iğne batması,yanık gibi kaza veya
yaralanmalarda meydana gelir.Yara iyileştikten
sonra ağrı kaybolur ve ileri bir tedavi uygulanmasını
gerektirmez.
Kronik ağrılar ise kalıcı etkiye sahip olup genellikle
eklem iltihabı gibi uzun süreli tedavi ve terapi
gerektiren ağrılardır.Kronik ağrılarda,beyne iletilen
mesajlar,parmak kesilmesi veya ayak çarpması
sonucu oluşan akut ağrılardakinden farklıdır.
Normal ağrılarda,merkezi sinir sistemi otomatik
olarak ağrı gibi hoş olmayan hisleri inhibe eder
yani kısıtlar.Fakat kronik ağrılarda, sinir sisteminin
fonksiyonu başkalaşır ve ağrıya karşı hassasiyet
artar.Kronik ağrılarda,sinir hücreleri hafif şiddetli
bir çarpma etkisi kadar bir ağrıyı bile çok şiddetli
hissedebilir.
Kronik ağrılı hastaların MRI (Manyetik Rezonans
Görüntüleme) taramaları sonucunda, beyinde
anormal miktarda uyarının oluştuğuna dair
kanıtlar mevcuttur.Bu da kronik ağrı hisseden
hastaların,ağrıya karşı diğerlerine oranla çok daha
hassas olduğu anlamına gelmektedir.
Bununla birlikte hafıza da beyinin algılama
sisteminin bir parçasıdır.Beyin uyarıldığı zaman,ağrı
uyaranlarını hatırlar ve geçmiş deneyimlere
dayanarak uyaranın ne olduğunu belirler.Beyin
bu uyaranın kronik ve dayanıklı bir ağrı olduğunu
hatırlarsa,her yeni ağrı daha şiddetli şekilde
hissedilir.
24
1.4 AĞRI KESİCİ KULLANIRKEN DİKKAT EDİLMESİ
GEREKENLER
*Ağrı kontrolünde 10 günden fazla ağrı kesici
kullanılmamalıdır.
*Genel olarak günlük 4 tabletten fazla ağrı kesici
kullanılmamalıdır.
* Sık ağrı kesici kullanımında vücutta ağrı kesiciye
karşı duyarsızlaşma gelişebilir fakat bu etki kalıcı
değildir.
*Metamizol sodyum etkin maddesini içeren ilaçlar
uzun süre kullanılırsa kemik iliğini baskılayabilir.
*Parasetamol etkin maddesi yüksek dozda
kullanılırsa karaciğer ve böbrek hasarına, müdahale
edilmezse ölüme bile neden olabilir.
*Ateşi olan bir çocuğa kesinlikle asetilsalisilik içeren
preparat verilmez. Karaciğer ve beyin hasarı ile
sonuçlanan Reye Sendromu’na neden olabilir.
*Astım ve solunum yolu rahatsızlıkları ile gut
hastalığı olan kişiler asetilsalisilik içeren preparat
kullanmamalıdırlar.
*Ağrı kesiciler dahil tüm ilaçların kullanımında alkol
kullanımından kaçınılmalıdır.
*Ağrı kesiciyi tok karnına, bir bardak su ile birlikte
almak mide tahribatını önlemede yardımcı olabilir.
2.ANTİBİYOTİKLER
2.1 Tarihçe
“Mucize ilaç” olarak adlandırılan antibiyotikler
son yüzyılın en büyük keşiflerinden biridir.
Enfeksiyonların neden olduğu hastalık ve ölümlerin
sayısında dramatik bir azalma sağlayıp, yaşam
beklentisini on yıl artırarak, tıp tarihine damgasını
vurmuştur.
Antimikrobiyal tedavi 1935 yılında Domogk’un
sulfamidleri tedavide kullanmasıyla gelişme safhasına
girmiştir.1929’da Fleming’in gözlemlediği ve 1940’da
Chain ve Flarey’in Penicillium notatum’dan elde
ettiği bir maddenin mikroorganizmalar üzerine
öldürücü etkisi ile antibiyotikler tedavide yer almaya
başlamıştır.
Bazı bakterilerden ama çoğunlukla mantarlardan
elde edilen,insana verildiğinde çok küçük dozlarda
bile diğer bakteriler üzerinde öldürücü yada
üremeleri engelleyici etki gösteren,buna karşın
insana zararı olmayan veya az miktarda olan (seçici
toksik etki) ve bakteriyel infeksiyonların tedavisinde
kullanılan ilaçlardır.
Anti: KARŞI Biyos: YAŞAM
25
2.2 ANTİBİYOTİKLERİN SINIFLANDIRMASI
*Hedef hücreye etkilerine göre;
*Etki mekanizmalarına göre
*Etki gösterdiği mikroorganizma grubuna göre
*Etki spektrumuna göre
*İmmunmodülatör etkilerine göre
2.2.1 HEDEF HÜCREYE ETKİLERİNE GÖRE
1. Bakterisidler (Bakterileri öldüren)
Penisilinler, Sefalosporinler, Aminoglikozidler, Vankomisin, Rifampisin, Florokinolonlar, Polimiksinler,
Teikoplanin
2. Bakteriyostatikler (Bakterilerin üremelerini engelleyen)
Tetrasiklinler, Kloramfenikol, Sülfonamidler, Eritromisin, Klindamisin, Mikonazol, Etambutol
26
2.2.2 ETKİ MEKANİZMALARINA GÖRE
1. Bakteri hücre duvar sentezini inhibe ederek ve otolitik enzimlerini aktive ederek
2. Sitoplazma membran permeabilitesini bozarak
3. Bakteri ribozomlarında protein sentezini inhibe ederek
4. DNA ve RNA sentezini [nükleik asit sentezini] bozarak
5. Antimetabolit etki
2.2.3 ETKİ GÖSTERDİĞİ MİKROORGANİZMA GRUBUNA GÖRE
*Antibakteriyel
* Antiviral
* Antifungal
* Antiparaziter
* Antimikobakteriyel
2.2.4 ETKİ SPEKTRUMLARINA GÖRE
*Dar spektrumlu
– Makrolidler
– Polimiksin
*Orta derecede geniş spektrumlu
– Sulfonamidler
– Aminoglikozidler
– Beta-laktamlar
*Geniş spektrumlu
– Kloramfenikol
– Tetrasiklinler
2.2.5 İMMUNMODÜLATOR ETKİLERİNE GÖRE
Konak immün savunmasına belirgin etkileri olmayanlar:
* Beta- laktamlar, vankomisin
İmmün sistemle sinerjik davrananlar:
* Kinolonlar (mikroorganizmaları fagositoza elverişli hale getirirler)
İmmün fonksiyonları deprese edenler:
*Tetrasiklinler, kloramfenikol (selüler ve humoral yanıtları olumsuz etkilerler)
İmmün fonksiyonları şiddetlendirenler:
* Sefozidim (CD4 sayısını ve CD4/CD8 oranını arttırır, sitotoksisiteyi, kemotaksisi ve fagositozu
güçlendirirler.
27
3.Enfeksiyon ve Tedavisi
Vücudumuzda çok fazla bakteri yaşamaktadır.
Bunlar, organizmaya yararlı etkiler de sağlamaktadır.
Bunu da yaşadıkları bölgede vücudumuzun
maddelerinden yararlanarak yaparlar. Vücudun
bağışıklık sistemi sağlam kaldıkça bu bakteriler bize
zarar vermezler. Buna karşılık, vücudun, yabancı
canlılar tarafından istila edilmesine enfeksiyon
denmektedir. Vücudumuz bu canlılara karşı çıkmak
için bir savunma mekanizmasına sahiptir. Deri
bütünlüğü, lenf düğümleri, dalak, kemik iliği ve
beyaz küreler bunların içinde en önemlileridir.
Ancak her zaman bakterilerle yapılan mücadelede,
bu mekanizmalar yeterli gelmeyebilir. Vücudumuz
bakterilerle savaşına destek olacak maddeler ihtiyaç
duyar. Bu maddeler antibiyotiklerdir.
4.ANTİBİYOTİK ETKİLERİ VE
YAN ETKİLERİ
Antibiyotiğin Etkileri
Bazı antibiyotikler belirli bir bakteri grubuna etki
ederken, diğer bazı antibiyotikler pek çok bakteri
grubunu kapsayacak geniş bir etki sınıfına sahiptirler.
Ayrıca, bazı enfeksiyonlarda birden çok antibiyotiğin
birlikte kullanılması gerekli olabilir. Antibiyotikler
enfeksiyonların tedavi edilmesi kadar, enfeksiyon
gelişmesini de önlemek amacıyla kullanılabilirler.
Antibiyotiğin Yan etkileri
Antibiyotik kullanımı esnasında, bazı kişilerde hiç
sorun yaşanmaz iken, bazı kişilerde ise hafiften
şiddetliye kadar değişen, hatta bazen ölümcül
olabilen yan etkiler ortaya çıkabilir. Bunlar:
1- Sindirim Sistemi
* Bulantı, kusma, ishal, hazımsızlık
2- Sinir sistemi
* Duyu kusurları
3- Solunum sistemi
* Solunum sıkıntısı
4- Dolaşım sistemi
* Düşük tansiyon
5-Böbrekler ve karaciğer
* Değişen derecelerde karaciğer ve böbrek yetmezliği
4.1 Antibiyotiklerde Direnç
Gelişmesine Katkıda Bulunan
Unsurlar;
*Gerekmediği halde antibiyotik kullanılması
* Antibiyotiklerin, tedavi edici dozdan daha düşük
seviyede kullanılması, doz atlanması
* Antibiyotiklerin gerekenden daha kısa süre
kullanılması ( tedavinin erken kesilmesi)
* Gerekmediği halde birden çok antibiyotiği aynı
anda kullanılması
* Gerekmediği halde etki yelpazesi geniş olan
antibiyotiklerin kullanılması
* Enfeksiyon tipine uygun olmayan antibiyotiğin
kullanılması
* Antibiyotiğin, geçimsiz olduğu gıdalar yada başka
ilaçlar ile birlikte kullanılması
* Çiftlik hayvanlarının ve balıkların yemlerinde
antibiyotik kullanılması
28
5.ANTİBİYOTİKLERİN ETKİ
ALANLARI
*Görmeyi etkiler
Baş dönmesi, baş ağrısı, kulak uğultusu, tad almada
bozukluklar da ender olmayan yan etkilerdir. Bazı
antibiyotikler iç kulak ve duyma sinirlerini etkileyip
sağırlığa yol açabilir. Güçlü bir antibiyotik grubunun,
ender de olsa, gözün arkasındaki retina tabakasını
zedeleyerek görmeyi bozduğu olur.Birçok ilaç
böbreklerde süzülüp idrarla atılır. Süzmeyi yapan
hücrelere zarar verip, böbrek yetersizliğine yol
açabilen antibiyotikler vardır. Bazen böbreklerde bir
olumsuzluk olmaz ama idrar yapmakta güçlük ve
yanma ortaya çıkabilir.
*Her şey alerji değil
Başka ilaçlarda olduğu gibi antibiyotik alanlarda
da birçok yan etki oluşabilir. Bu yan etkiler
mutlaka alerjik reaksiyon değildir. Tam aksine,
Oya Hanım’da olduğu gibi çoğu alerjiye bağlı
olmayan yan etkilerdir. Her yan etkiyi alerji olarak
nitelemenin uzun dönemde zararları olabilir.İlacı
aldıktan sonra nefes almada güçlük, kalpte çarpıntı,
deride kabarık kızarıklıklar oluşursa ciddi bir alerjik
reaksiyonundan şüphe etmek gerekir.
*Ölüme kadar götürebilir!
Gerçek alerji ölüme kadar götüren ciddi sonuçlar
doğurabilir. Sadece antibiyotikler değil birçok ilaç ve
doğal madde alerjiye yol açabilir. Fıstık yiyince ya da
arı sokunca şişen, solunumu güçleşen insanlar var.
Antibiyotiklerin en korkulan yan etkilerinin başında
alerji gelir. Bu reaksiyonların çoğu kaşıntı, deride
çabuk yayılan kızarık kabartılardan ibarettir. Ender
de olsa daha ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. En ciddi
olanı ‘anaflaksi’ denen durumdur.
Alerji yapan ilaç, besin ya da böceğin zehiri kısa
sürede deride şiddetli kaşınma, ürtikere benzer
değişiklikler, boğazda sıkışma, nefes almakta güçlük,
kan basıncında düşmeye bağlı fenalık hissi, bayılma
ve bilinç kaybına yol açar. Birkaç dakika içinde
müdahale edilmezse ölüm tehlikesi vardır.
*Güçlü bir savunma
Kanda ve dokularda savunma görevi yapan
bir çeşit akyuvar olan hücreler daha önceden
tanıdıkları antibiyotik veya başka bir maddeyi
(sarı üçgenler) özel moleküller aracılığıyla
bağlarlar. Daha sonra harakete geçip içlerindeki
keseciklerde bulunan histamin ve benzeri
maddeleri (mavi noktalar) dokuların içine
saçarlar. Saçılan maddeler hem damarları
genişletir hem de kılcal damarlardan dışarı sıvı
sızmasına yol açar. Sızan sıvıyla dokular şiser,
genisleyen damarlar tansiyonun düşmesine yol
açar. Kısacası, olumsuz olaylar zincirinin tetiği
çekilmiş olur.Allerji bağışıklık sistemimizin
yabancı bir maddeye aşırı hassas davranması
sonucu ortaya çıkar. Allerjen denilen allerji
yapıcı maddeyle vücut daha önce en az bir kez
tanışıp hazırlık yapmıştır. Allerjilerin bir çoğu,
anaflaksinin aksine hayati tehlike veya kalıcı
hasar oluşturmaz.
29
6.İLAÇLAR NASIL
KULLANILMALIDIR ?
Bazı antibiyotikler; ilaçlarla, yemeklerle, meyve suları
ile veya sütle alınmamalıdır.
Süt ve antiasit mide ilaçları ile alınamayacak
olanlara misal;
Tetrasiklin grubu.
Meyve suyuyla alınmayacak ilaçlar:
Ampisilin, amoksisilin, eritromisin baz, penisilin.
Yemeklerle beraber veya süt ile alınamayacak
ilaçlar:
Metranidazol ( müstahzarları: Metraj il tablet)
Nalidiksik Asit müstahzarları: (Naligram, negram),
Verem ilaçları (Etambutol, paraaminosalisilikasit,
streptomisin, INH cycloserin, Rifampisin) ve
eritromisin gibi...
Antibiyotiklerin pek çoğunu hamilelik esnasında
almak çok mahzurludur. Bazıları, ana karnındaki
çocukta bir çok sakatlıkların meydana gelmesine
sebep olur. Eğer mutlaka antibiyotik vermek
gerekiyorsa, penisilin, Spiramicin (rovamycin),
Ampisilin veya sefalosporin grubu bir antibiyotik
gebeliğin ilk üç ayında verilebilir. Gebeliğin
dördüncü ayından sonra penisilin ve sefalosporin
grubu antibiyotikler çok dikkatli kullanılmalıdır.
Kaynaklar :
http://www.ilacabak.com/etkengoster.php?ıd=M01AE02
http://www.ilacisimleri.com/ilaclar
http://www.patient.co.uk/health/painkillers
http://www.tratsfit.com/2006/10/11/how-presciption-painkillers-really-work/
http://akilciilac.gov.tr
http://www.infobik.com/2014/04/beta-laktam-antibiyotikler
http://www.etf.edu.tr/stek/pdfs/31/3111HL.pdf
http://www.mediko.boun.edu.tr/?q:node/93
www.dicle.edu.tr/contents/1847d747-6909.pdf
www.bilgiustam.com
30
HaberYabancı
ORİJİNALİNE BENZEYEN SUNİ LENS
YAPILDI
Amerikalı bilim adamları,
insan gözündeki lense
neredeyse birebir
benzeyen yeni bir suni
lens geliştirdi.
Nano ölçekte (metrenin milyarda biri) binlerce
polimer katmanlarından oluşan yeni lens, gözdeki
işlevini yerine getiremeyen doğal lenslerin yerine
nakledilen göz içi lenslerin daha doğal görüntü
sağlamasının önünü açacak.
Doğadaki örneklerden yola çıkan araştırmacılar,
yeni lensi her biri diğerine göre biraz farklı
optik özellikleri bulunan binlerce nano ölçekteki
katmanları bir araya getirerek geliştirdi.
Araştırmacılar yeni lensin, polimerin ışığı kırma
özelliklerini ayarlamada kullanılan kırma indeksini
aşamalı olarak değiştirme özelliğine sahip olduğuna
dikkati çekti.
Katarakt ameliyatlarında kullanılan geleneksel göz
içi lensleri, ışığa odaklanmak için kendi şeklini
kullanıyor. Ancak ışığın aşamalı olarak kırılmasına
imkan vermeyen bu tür tektip-kırılmalı lensler
sapmalara ve diğer istenmeyen optik etkilere neden
olduğu için doğal göz lensleriyle aynı performansı
gösteremiyor.
Işığın lensin önünden arkasına geçerken çeşitli
açılarda kırılmasına olanak veren yeni lens bu şekilde
daha doğal bir görüntü elde edilmesini sağlıyor.
ABD’deki Case Western Üniversitesi, Rose-Hulman
Institute of Technology adlı bilimsel araştırma
kuruluşu, ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı ve
PolymerPlus şirketinin ortak çalışması sonucu
üretilen yeni lens hakkındaki çalışma, Optics Express
adlı bilimsel dergide yayımlandı.
31
Yerli
Haber KOZMETİK ÜRÜNLERE SIKI TAKİP
Sistemi kullanmak için uygulamayı cep telefonunuza
indirmek yeterli. Barkodun okutulması ile o ürünün
kaydı görülebilecek, sakıncalı bir durum var ise
ortaya çıkacak.
Piyasadaki kozmetik ürünlerin birçoğu teknik
düzenlemeye aykırı. Denetlenen bin 272 üründen
937’si sınıfta kaldı. Bakanlık bunun için yeni bir
sistemi hayata geçirdi.
Sistemi kullanmak için uygulamayı cep telefonunuza
indirmek yeterli. Barkodun okutulması ile o ürünün
kaydı görülebilecek, sakıncalı bir durum var ise
ortaya çıkacak.
2015 verilerine göre, denetlenen bin 272 kozmetik
üründen 937’si teknik düzenlemeye aykırı. Üstelik
güvensiz olarak tespit edilen 119 ürünün 86’sı kaçak
ya da sahte. İşte sistemle tüm bu kayıt dışılığın
önlenmesi amaçlanıyor.
Kozmetik ürünler zaten Sağlık Bakanlığı’nda kayıtlı.
Yeni uygulama ile de denetim daha sıkı yapılacak.
Ürün Takip Sistemini, şu an için sadece kozmetik
ürün satanlar kullanabiliyor. Yakın zamanda ise
herkesin kullanımına açık olacak.
KİMYAGER
AKIN ÖZDEMİR
MEZUN
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
ozdmrakin@gmail.com
32
KEŞFEDİLEN
İLK VİTAMİN TİAMİN
(B1 VİTAMİNİ)
1. TİAMİN(VİTAMİN B1)’İN GENEL ÖZELLİKLERİ
1.1 Tarihçesi
B1
vitamini, keşfedilen ilk vitamindir.
Bu vitaminin keşfi, vitamin bilgisini
başlatmıştır. İlk kez bu vitaminin keşfi
ile kalori veren besinler, su ve mineraller dışında
insanların besinlerle çok az miktarlarda ama
yaşamaları için mutlaka gerekli bazı maddeleri daha
alması gerektiği anlaşılmıştır. Vitamin kelimesi
1911'de B1 vitaminini kristalize bir şekilde elde
etmeyi başaran Funk'un önerdiği 'vitalamin' (yaşam
için gerekli amin) sözcüğünden ileri gelmektedir.
1890'da Hollandalı hekim Ejikman, Endnezya'da
(Cava) bir askeri hastanede çalışırken beriberi
yakınmalarından hastanede yatmakta olan hastalara
verilen yıkanmış, beyazlatılmış pirinçle bahçedeki
tavukları da beslemeye başladı. Bu tavukların
bacaklarında felçler, başlarında kasılmaların
oluştuğunu gözlemledi. O sırada yeni gelen aşçıbaşı
işlemden geçirilmiş pirinçlerin kümes hayvanlarına
verilmesinin israf ve yasak olduğunu söyleyerek bu
amaçla kullanılmak için ancak yerli halka ve yerli
hastalara verilen işlenmemiş ve iç zarlarını muhafaza
eden pirinçlerden bir miktar ayırabileceğini belirtti
ve bu pirinçlerle kümes hayvanlarını besledi.
Ejikman bu pirinçle beslediği zaman tavukların
düzeldiğini şaşkınlıkla gözlemledi. Bu gözlem ona
beriberi hastalığının pirinçlerin iç kabuklarında
bulunan ve yıkama-beyazlama sırasında kaybolan bir
maddenin sonucunda geliştiğini gösterdi. Özellikle
Uzak Doğu'da binlerce insanı hasta eden, öldüren
beriberi hastalığının nedeni böylece açığa çıkmış
oldu ve vitamin bilgisine ilk büyük adım atıldı. Bu
dikkatli gözlem bir sömürge hastanesinin asker
hekimine daha sonra Nobel Ödülü'nü kazandırdı.
1915’de Mc Collum ve Davis farelerde yaptıkları
deneylerde besinlerdeki tiaminin bir gelişim
faktörü olduğu ispat ettiler. Jansen ve Donath 1926
yılında anti beriberi vitamin olan tiamini pirinç
kabuklarından izole etmeyi başardılar. 1926'da
vitamin saf olarak elde edildi, içinde kükürt
atomu bulunduğu anlaşılarak adına tiamin denildi
ve 10 yıl sonra yapay olarak üretime geçişildi.
Tiaminhidroklorür beyaz bir tozdur.
33
1.1.1. Kimyasal Yapısı
Tiaminin kapalı kimyasal formülü (C12
H17
ClN4
OS) dır. Pirimidin halkası ile tiazol halkasından ibarettir
(Şekil 1).
Şekil 1 : Tiaminin Kimyasal Yapısı
IUPAC adı: 2,5-dimetil-6-amino pirimidin 4-metil-5-hidroksietil tiazol
Molar kütle: 300,81 g/mol
Amino grubuna ve tiazol halkasındaki azot atomuna tuz teşkil etmek üzere klorür gibi bir anyon bağlanabilir.
Yine tiazol halkasındaki oksietil grubuna difosfat (pirofosfat) ester halinde bağlanabilir. Tiamin difosfatta OH
gurubunun yerini pirofosfat alır.
(Şekil 2)
Şekil 2 : Tiamin Difosfatta OH Gurubunun Pirofosfata Dönüşmesi
Tiamin UV spektrumunda absorpsiyon bandı
gösterir. Tiamin ve tiamin pirofosfat metabolizmada
yükseltgenme ve indirgenmeye uğrarlar. Tiamin
ferrisiyanür gibi yükseltgeyici maddenin etkisi
altında sarı renkli olan ve kuvvetli mavi bir floresans
veren tiyokroma yükseltgenir. Böylece tiamin
miktarı tayin edilir. Tiamin genellikle asit ortamda
tuz halinde, alkali ortamda ise serbest tiamin olarak
bulunur.
Tiokrom H2
O2
gibi kuvvetli yükseltgenlerin ya
da potasyum ferrisiyanitin varlığında tiaminin
yükseltgenmesi sonucu oluşur. Tiokrom florasan
özellik gösterir ve bu özelliği nedeniyle gıdalarda
tiamin miktarının tespit edilmesinde kullanılır.
Isıl indirgeme ve fotoliz sırasında tiamin yıkılması
sonucu bazı aromatik uçucu bileşikler oluşur. Bu
uçucu bileşikler gıdaların aromalarının gelişmesi için
önemli olabilmektedir.
Aminoasitlerin varlığı çeşitli şekillerde tiaminin
parçalanmasında etkili olabilmektedir. a ve b
aminoasitlerin varlığında tiaminin parçalanma
oranı genellikle düşmektedir. Alkali ortamda alanin,
valin, lösin ve glutamik asitin varlığı tiaminin
desülfürasyonuna, hidrojen sülfür ve destiotiamin
oluşumuna neden olmaktadır. Tiamin sistein,
sistin ve kükürt içeren proteinlerle de reaksiyona
girmektedir. Sistinin tiamin tiolle reaksiyonu sonucu
tiamin disülfiti indirgeme gücüne sahip disülfit
ve sistein meydana gelir. Proteinlerin tiaminlerin
parçalanması üzerine etkisi bu reaksiyona
dayandırılmaktadır.
İndirgen şekerlerin varlığında tiamin enzimatik
olmayan reaksiyonlarında rol alır. pH 4’ün altında
glukozla reaksiyonu sonucu 2-gluko tiamin oluşur.
34
Bu reaksiyon gıdalarda tiamin kayıplarına yol
açmaktadır. Tiamin yapısında meydana gelen
bu ve benzer değişiklikler vitamin aktivitesini
kaybetmesine neden olur. Yine de bazı tiamin
tuzları ve tiazol halkası açılmadan meydana
gelen değişikliklerde tiamin vitamin aktivitesini
kaybetmez.
Tiamin bitkilerde serbest formda bulunurken
hayvanlarda pirofosfat ya da proteinlere bağlı olarak
bulunur. Bitkiler ve bazı hayvanların bağırsaklarında
buluna mikroorganizmalar tarafından sentezlenir.
Ancak insanların kendi bağırsaklarında sentezlenen
tiamini kullanımları sınırlıdır. Tiaminin
metabolizmada kullanılabilmesi için tiamin trifosfata
dönüşmesi gerekmektedir. Lenf sistemiyle taşınan
tiaminin çoğu albümine bağlıdır. Kanda alyuvarlara
bağlı olarak taşınır ve kalp, karaciğer, böbrek, beyin
ve iskelet kaslarında depolanır.
Tiamin vücutta karbohidrat metabolizmasında
görevli prüvat dehidrogenez, a-ketoglutarat ve
transketolazların yapısında kofaktör olarak görev alır.
Bu nedenle karbohidrat ağırlıklı diyetlerde tiamine
ihtiyaç artmaktadır.
2. TİAMİNİN ETKİSİ VE KULLANIMI
B1 vitamini kan şekerinin enerjiye dönüştürerek
vücudun yakıt elde etmesine yardımcı olur. B1
vitamini mukozaları sağlıklı tutar, sinir sistemi,
kardiyovasküler sistem ve kas fonksiyonu için
gereklidir.Tiamin iştahsızlık gibi sindirim sorunları,
ülseratif kolit ve devam eden ishal için kullanılır.
Tiamin aynı zamanda AIDS ve bağışıklık sistemi
için kullanılmakta, diyabetik ağrılar, kalp hastalığı,
alkolizm, yaşlanma, serebellar sendrom olarak
bilinen bir tür beyin hasarı, aftlar, katarakt ve glokom
gibi görme problemleri, mide bulantısı ve atletik
performansı artırmak için kullanılmaktadır. Diğer
kullanım alanları ise servikal kanseri önlemek,
böbrek hastalığının ilerlemesini durdurmak ve tip 2
diyabetli hastalarda kullanılmaktadır.
Bazı insanlar olumlu bir zihinsel tutum sürdürmek
için de tiamin kullanmaktadırlar. tiamin aynı
zamanda öğrenme yetenekleri artırılmasını
sağlamakta, Alzheimer hastalığı da dahil olmak
üzere hafıza kaybını önlenmesinde, stresi yok
ederek enerjiyi artırmaktadır. Böbrek hasarının
bir göstergesi olan idrarda protein tespitinde, B1
vitamini idrarda albümin atılımını azaltmaktadır.
3. B1 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE
B1 Vitamini eksikliği bünyede bazı hastalıkların
oluşmasına neden olur. B1 Vitamini eksikliğinin
belirtilerin bazıları uyuşukluk, sinirlilik, hafıza kaybı,
uyku ya da iştah kaybı, kilo kaybı, hazımsızlık veya
kabızlık, baldır kaslarında güçsüzlük. Eğer tedavi
edilmezse, sinir, kalp ve beyin anormallikleri ile
karakterize edilir, ancak bütün burada sıraladığımız
belirtiler sadece B1 Vitamini eksikliğinden
kaynaklanmayabilir.
B1 Vitamini eksikliğinden kaynaklanan en ciddi
sağlık sorunları şunladır.
Kuru Beriberi: Sinir ve kas anomalileri, ayak
parmaklarında diken diken olmas, geceleri ayaklarda
yanma hissi, bacak krampları ve kas atrofisi.
Islak Beriberi: Yaygın belirtileri, şok ve hatta ölüme
neden olabilir anormal hızlı kalp atışı, bacaklarda
sıvı tutma, pulmoner ödem, hipotansiyon.
Beyin: özellikle alkol kullananlarda B1 vitamini
eksikliği ciddi hasralara neden olur. Bazı belirtileri
pusluluk, istemsiz göz hareketleri, zorla yürüme ve
diğer zayıflatıcı belirtiler.
B1 Vitamini eksikliğinden kaynaklanan bütün bu
hastalıklara ve sağlık sorunlarına yaklanmamak için
düzenli olarak B1 Vitamini alımı yapılmalıdır.
35
4. NE KADAR B1 VİTAMİNİ ALINMALIDIR?
Yeni Doğan – 6 ay: 0.2 mg
Bebekler 7 ay – 1 yıl: 0.3 mg
Çocuklar 1-3 yaş: 0.5 mg
Çocuklar 4-8 yaş: 0.6 mg
Çocuklar 9-13 yaş: 0.9 mg
Erkekler 14-18 yaş: 1.2 mg
Kadınlar 14-18 yaş: 1 mg
Yetişkin Erkekler 19 yaş ve üzeri: 1.2 mg
Kadınlar 19 yaş ve üzeri: 1.1 mg
Hamile veya emziren kadınlarda 1.4 mg
5. B1 VİTAMİNİ NELERDE
BULUNUR ?
Bitkisel besinlerde çok yaygın olarak yer alsa da
miktar olarak fazla değildir. Tohumlarda toplu
halde yer almakla beraber,yaprak,kök,dal ve
meyvelerinde de bulunur.B1 vitamini en çok bitki
tohumlarında bulunur.Ancak bu buğday,pirinç,arpa
gibi tohumlar terbiye edilip kabuklarından
ayrılırsa B1 vitamin içeriklerini büyük ölçüde
kaybederler. B1 vitamini en çok mayada bulunur.
Bakla,nohut,fasulye gibi baklagillerde bol olarak
bulunur.Ispanak,Patates,Bezelye,Yerfıstığı,Portakal;
B1 vitamin içeriği olarak zengindir. Hayvansal
besinlerdede B1 vitamini fazladır. Yumurta
Sarısı,Balık,Karaciğer,Kümes hayvanlarının
etinde bol olarak vardır.Besinlerle alınan tiamin,
incebarsaklardan emilir. Dokularda pirofosfat şekline
dönüşür. Kandaki tiaminin çoğu pirofosfat şeklinde
kırmızı kan hücrelerinin içindedir. Plazmada 1
pg/100 ml ve kan hücrelerinde 6-12 mcg/100 ml
düzeylerinde tiamin ve Tiamin Pirofosfat bulunur.
En yoğun olarak karaciğer, kalp ve böbreklerde yer
alır. İskelet kasları ve beyinde daha az miktarda
bulunur. Günlük gereksinmeyi karşılayacak kadar
alındığı zaman bunun %10'u idrarla atılır.
6. TİAMİNİN FAYDALARI VE
ZARARLARI
B1 vitamini sinirlerin çevresinde miyelin kılıflarının
sağlıklı gelişimine yardımcı olur.
Vitamin B1 eksikliği sinir ölümü ve hasara neden
olabilir, bahsedilen kaplamaların dejenerasyınu beyin
sağlığını tehtid eder, B1 Vitamini düzenli olarak
alındığından buna benzer sağlık sorunlarıyla karşı
karşıya gelme riski azalır.
*B1 Vitamini sinir ve kaslar arasındaki iletileri ve
sağlıklı kalp çalışmasını sağlamak için kullanılan
nörotransmitter asetilkolin, üretimine yardımcı
olur. B1 vitamini eksikliği, bu nedenle düzensiz kalp
fonksiyonları neden olabilir.
* Yedi gün boyunca B1 vitamini verilen konjestif kalp
yetmezliği sorunu önleyebilir. Bu konuyla alakalı
yaplan bütün bilimsel araştırmalar B1 Vitaminin
kalp sağlığı açısından oldukça faydalı olduğu ortaya
konulmuştur.
36
* B1 Vitamini kataraktı önler, diğer temel besin
maddeleri ile birlikte kullanıldığında, B1 vitamini
katarakta yakalanma riskini azaltır veya geciktirir.
* B1 vitamini düzenli olarak tüketildiğinde
cilt sağlığını korumaya yardımcı olur. Cildin
yaşlanmasını ve kırışmasını engeller, haliyle
yaşlanmayı yavaşlatır.
* B1 Vitamini gıda parçacıklarının tam sindirimi için
gerekli olan hidroklorik asit salgılanmasına yardımcı
olur.
Alzheimer Hastalığını Önler:
B1 vitamini Alzheimer hastalığının ilerlemesini
yavaşlattığı düşünülmektedir.. Günde 100 mg
B1 vitamini takviyeleri ile tedavi edildiğinde bu
hastalıktan muzdarip kişiler kısmen iyileşebilir.
* B1 vitamini hafıza ve konsantrasyon işlevini arttırır.
* B1 Vitamini sinir sistemini korur, stres ve depresyona karşı korur.
* B1 Vitamini kırmızı kan hücreleri sağlığını korur.
* B1 Vitamini sağlıklı, aktif, enerjik
* B1 vitamini siroz, enfeksiyonlar, hipertiroidi gibi sorunları engeller
* B1 Vitamini alkol tüketen kişiler mutlaka alımına dikka etmelidirler.
* B1 Vitamini İştahı artırır
Kaynaklar :
[1] dent.ege.edu.tr/yayinlarimiz/bitirme_tezleri/pdf/256.pdf
[2] http://www.kimyaevi.org/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF8DF7C
92FCA5B4D051966176E3ABFFFF2
[3] https://intweb.tse.org.tr/Standard/Standard/Standard.aspx?08111805111510805110 411911010405504710
5102120088111043113104073102049077121105090089054105071108
[4] http://www.absciex.com/Documents/Downloads/Literature/Vitamin-B-complex-Infant-Formulas-
AOAC-SE-2014-Andre-Schreiber.pdf
[5] Ryan, M.A; Ingle, J.D. Anal. Chem. 1980, 52, 2177–2184.
[6] http://faculty.sdmiramar.edu/fgarces/LabMatters/Instruments/FluoroSpex
/Emission_Experiments/KineticsVitamin_B1.pdf
37
HaberYabancı
3 BOYUTLU ORGAN YAZICI
Tarihte ilk defa bilim adamları yaşayan hücrelerden
oluşan bir yapı oluşturdu hem de 3 boyutlu yazıcı ile.
3 boyutlu yazıcı ile oluşturulan yapılar insan dokuları
ile değiştirilebilecek kadar büyük ve dayanıklı.
Nature Biotechnology‘nin açıklamasına göre fare,
sıçan, tavşan veya insana ait yaşayan hücreler
kullanılarak plastik benzeri materyallerden kulak,
kemik ya da kas yapılarının yapılabildiği bir bio-
yazıcı bulunuyor.
Daha önceleri çok zordu ancak bugünden sonra
yaşayan hücrelerin yazım işlemi sırasında zarar
görmüyor. Araştırmacılar yakın zamanda bu
organların kemirgenlere aktarılabilecek kadar kararlı
olacağını söylüyor. Bununla beraber doktorlar
yakında hastanın kendi hücrelerini kullanarak sakat
insanlara kıkırdak ve kemik yazdırabilecek.
Üç boyutlu yazıcılar ile organ veya doku üretilmeye
çalışılması yeni bir şey değil. Bilim adamları uzun
yıllardır bunun üzerine çalışmalar yapıyordu.
Dokuların şekillerini değiştirerek organın buna
vereceği tepkilerini ölçüyorlardı. Ayrıca Organavo
isimli şirket ilaç testleri için üç boyutlu yazıcı ile
laboratuvarda bir böbrek üretmişti. Geçtiğimiz yıl ise
Avustralyalı bilim adamları üç boyutlu yazı ile beyin
dokusu yapmayı başarmıştı.
Ancak bugüne kadar tüm bu dokular oldukça
kararsız, çok basit ve insanlara transfer etmek için
çok küçüktü. Özel bio-yazıcılar modeli dikkatlice
işleyerek içerisinde hücrelerin bulunduğu jel,
biyolojik olarak çözünebilen plastik benzeri
malzemeler sayesinde organ oluşturabiliyor. Yazıcı
ayrıca dokuya geçici olarak bir polimer dış kabuk
geçiriyor. Böylelikle nakil sırasında bütün doku
yapısı korunuyor.
38
Haber
Yerli
KİMYA İHRACATINDA
YÜZDE 36’LIK ARTIŞ
Kimya sektörü ihracatı, şubatta miktar bazında yüzde
36 artarak 1 milyon 651 bin tona ulaştı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri
İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından yapılan
açıklamaya göre, şubatta kimya sektörü 1 milyar
149 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, söz
konusu rakam bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla
yüzde 2,5’lik düşüşe işaret etti. Bu dönemde sektörün
miktar bazında ihracatı ise yüzde 36 artarak 1 milyon
651 bin tona ulaştı. Kimya sektörünün, ocak-şubat
dönemindeki ihracatı da değer bazında 2 milyar 154
milyon dolar oldu.Yılın ikinci ayında en fazla ihracat
yapılan ilk üç ülke Mısır, Almanya ve Irak şeklinde
sıralandı.
En Çok Hangi Ülkelere
Gönderildi?
Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Yunanistan, İtalya,
Romanya, İspanya ve İngiltere ise ihracatta ilk 10
arasında yer alan diğer ülkeler olarak kayıtlara
geçti. Bu dönemde Mısır’a yapılan ihracat yüzde
11 artarken, Almanya’ya ihracat yüzde 14 yükseldi.
Yunanistan’a yüzde 62’lik ve Romanya’ya yüzde
44’lük ihracat artışı da dikkati çekerken, Singapur
yüzde 817’lik ihracat artışıyla rekor kırdı. Ocak-
şubat döneminde en çok ihracat yapılan ülkeler
ise Almanya, Mısır, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri,
Suudi arabistan, İtalya, İran, Yunanistan, İspanya ve
İngiltere oldu.Açıklamada görüşlerine yer verilen
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şubat
ayında Türkiye genelinde ihracatta bir toparlanma
olduğuna işaret ederek, kimya sektöründe de
bu etkinin hissedildiğini kaydetti.Türkiye’nin
en fazla ihracat yapan üçüncü sektörü olmayı
sürdürdüklerini vurgulayan Akyüz, “Sektör olarak
ihracat performansımızı artıracak faaliyetlerimize
hız verdik. Medikal, kozmetik, plastik, ilaç gibi
sektörlerimiz için dünyanın farklı noktalarına
gerek fuar gerekse ticaret heyeti organizasyonları
düzenliyoruz” değerlendirmelerini yaptı.Akyüz,
mart ayı içinde Avrupa’nın en büyük kozmetik
buluşmalarından biri olan İtalya Cosmoprof Fuarına
milli katılım organizasyonu gerçekleştirecekleri
bilgisini vererek, tüm negatif gelişmelere rağmen
çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini dile
getirdi.
KİMYA TEKNİKERİ
ANIL YASİN AKDOĞAN
MEZUN
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
39
DİSPERGATÖR TEST
METODUÖncelikle dispergatörün ne olduğunu , hangi amaçla
kullanıldığını hatırlayıp daha sonra test metodunu
ne amaçla ve nasıl yaptığımızı inceleyeceğiz. Daha
önce 14. sayıda Dispergatörler başlıklı yazımda
dispergatörlerin ne olduğunu ve hangi amaçla
kullanıldığına değinmiştim.
Dispergatörler basit olarak suda çözünmeyen katı
maddelerin su içinde homojen olarak dispersiyon
oluşturmasını sağlayan yardımcı maddelerdir.
Kullanım amacımız ise polyester boyama aşamasında
daha düzgün ve sağlıklı boyama olanağı sağlamasıdır.
Polyester boyamada kullanılan dispers
boyarmaddeler ;
• Küçük moleküllü
• Orta moleküllü
• Büyük moleküllü olmak üzere 3 kısma ayrılır.
Dispers bm. Yapısı
Dispers bm molekül büyüklüğü R kısmına bağlanan
gruplara bağlı olarak değişir.
Polyester boyama aşamasında dispergatörler
dispers bm taneciklerinin etrafını bir film tabakası
gibi sararak aglomerasyonu (boyarmadde tanecik
büyümesi) önler. Aglomerasyon boyama sırasında
boya çökümlerine sebep olur. Özellikle orta ve
büyük moleküllü boyarmaddelerle boyama yaparken
dispergatörler bm taneciklerinin daha homojen bir
şekilde lif içerisine girip boyama düzgünsüzlüğü
olarak adlandırdığımız abraj riskini ortadan kaldırır.
Burada ek olarak değinmemiz gereken nokta egaliz
gücüdür. Egaliz yüzeysel düzgünlük anlamında
kullanılır. Kumaş üzerinde herhangi bir leke ,
dalgalanma … gibi şeylerin olmamasıdır.
40
Bir dispergatörün itme kuvveti çekme kuvvetinden
ne kadar büyük ise o dispergatörün dispersiyon
yeteneği o kadar iyidir.
Test Metodu
Bu yöntem ile dispergatör olarak kullanılan
malzemelerin dispers ve egalize gücü
karşılaştırılabilir.
Yöntem
5 g (2,5+2,5 g olacak şekilde) PES kumaş tartılır,
laboratuar boya makinesinin tüplerine yerleştirilir.
Yukarıda verilen reçeteye göre hazırlanan dispers
boya banyosundan 100 ml üzerine konarak
grafiğe göre boyama yapılır. Boyama işleminin
sonunda sıcaklık 120 °C iken tüpler açılarak 2,5 g
kumaşlardan biri çıkarılarak yerine 2,5 g ağırlığında
beyaz bir PES kumaş konulur. Bir saat daha boyama
işlemine devam edilir.
Boyama prosesi
Bir saat sonunda kumaşlar çıkarılırak redüktif yıkama yapılır ve kurutulur.
Redüktif Yıkama Reçetesi
Hidrosülfit------------------------------- 1 g/L
Soda--------------------------------- -- 1 g/L
Dispergatör----------------------------- 1 g/L
Sıcaklık--------------------------------- 70 °C
Süre-------------------------------------20 dakika
Redüktif yıkama prosesi
Makineden ilk çıkarılan parçalara redüktif yıkama
yapıldıktan sonra aynı ağırlıkta yandaş %100
pamuklu kumaş ile 1 g/L dispergatör kullanılarak
98°C de 20 dakika yıkama yapılır.
41
Kaynar yıkama prosesi
Değerlendirme
• Makineye ilk giren parça ( 2 numara ) ile sonradan
konulan parçanın ( 3 numara ) renklerinin yakınlığı
dispergatörün boyayı taşıma özelliğini, düzgünlüğü
ise egalizasyon gücünü gösterecektir.
• Kaynar yıkama sonunda pamuklu kumaşın
kirlenme derecesi dispergatörün disperge özelliğini
verecektir. ( 1 numaralı kumaş )
Görsel 1 : Yapılan tüm işlemlerden sonra elde edilen sonuçların yorumlanması
2 numara ile 3 numaralı kumaşların birbirine
yakınlığı dispergatörün boyayı taşıma özelliğini,
düzgünlüğü ise egalizasyon gücünü gösterir. 1
numaralı kumaş ise yanında ki % 100 pamuklu
kumaşın kirlenme derecesi dispergatörün disperge
özelliğini gösterir. Yukarıda ki görsel sonuçlardan da
yararlanarak örnek dispergatörün ;
• Boyayı taşıma özelliği orta
• Koyu renklerde egaliz gücünün iyi olduğu , açık ve
orta tonlarda ise çok iyi egaliz gücü olduğu
• Disperge etme kapasitesinin ise çok iyi olduğu
görülmüştür.
Sizler de bu test metodu ile eliniz de bulunan
egaliz özellikli dispergatörleri kıyaslayıp verim
karşılaştırması yapabilirsiniz.
Kaynaklar :
• http://kimtekskimya.com/test.html#dispergator
• www.teknolojikarastirmalar.com
• Görseller tarafıma aittir
42
HaberYabancı
DOMATESTEN ENERJİ ÜRETİLECEK
Market raflarında yer alamayacak kadar bozulmuş,
çürümeye yüz tutmuş domateslerden faydalanmak
için bilim insanları yeni bir proje geliştirdi. Bozuk
domateslerden artık salça değil, elektrik üretimi
yapılacak.
ABD’nin domates ihtiyacını karşılayan Florida
eyaletinde başlatılan pilot projeyle her yıl çöpe giden
binlerce ton domates enerji üretimi için kullanılacak.
İngiliz Independent’ın haberine göre eyaletin çöpe
attığı domateslerle oteller, tema parkları, golf sahaları
ve alışveriş merkezlerine senenin üç ayı yetecek
kadar enerji üretilebileceği belirtiliyor.
396 Ton Çöpe Gidiyor
Bu yolla Florida’da her yıl büyük bir problem haline
gelen domates atığı sorununa çözüm bulunması da
sağlanacak. Zira eyalette her yıl 396 ton domates çöp
alanlarına ve su yollarına dökülerek büyük bir çevre
problemine yol açıyor.
Bilim insanları bozulmuş domatesleri bölmek
ve oksitlemek için bakteri kullanıyor. Bu sayede
kimyasal tepkime yaratarak elektrik elde edilmesini
sağlayan elektronlar ortaya çıkarılıyor.
Domatesler elektrik üretimi için oldukça elverişli
çünkü içinde bulunan fazla miktardaki kırmızı
karoten pigmentleri elektrik üretimi için mükemmel
bir katalizör görevi görüyor.
Princeton Üniversitesi ve Florida Gulf Coast
Üniversitesi’nin yürüttüğü projenin başındaki
Profesör Venkataramana Gadhamshetty üretilecek
enerjinin görece az miktarda olduğunu ifade ediyor
ancak araştırmaların devam etmesiyle çürümüş
meyvelerden elde edilecek enerji miktarının misliyle
artırılabileceğini söylüyor.
Projenin bulguları 251’inci Amerikan Kimya
Derneği’nin san Diego’daki toplantısında sunulacak.
Bilim insanları dünyanın önümüzdeki birkaç on yıl
içinde fosil yakıt tüketimini bırakarak yeşil enerji
kaynaklarına dönülmesi gerektiğini belirtiyorlar.
43
Yerli
Haber PLASTİK AMBALAJ ÜRETİMİ ARTTI
Plastik ambalaj üretimi, 2015 yılında bir önceki yıla
göre yüzde 3,2 artışla miktar bazında 3,4 milyon tona
ulaştı.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve
Eğitim Vakfı’ndan (PAGEV) yapılan açıklamaya göre,
plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık bin 900 firma,
2015 yılında bir önceki yıla oranla miktar bazında
yüzde 3,2 artışla 3,4 milyon ton üretime ulaştı. Değer
bazında ise yüzde 9,7 azalış ile 11,6 milyar dolar oldu.
Plastik ambalaj sektöründe yaşanan değer bazındaki
azalma, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen yüksek
ham madde fiyatları, Doğu Avrupa ile Uzakdoğu
ülkelerindeki düşük fiyat rekabeti ve euro/dolar
paritesinden kaynaklandı.
2015 yılında dünya genelinde 149 milyon ton
plastik ambalaj üretildi. Türkiye 3,4 milyon tonluk
üretimi ile 6’ncı sırada bulunurken dünya toplam
üretiminden aldığı pay ise yüzde 2,3 seviyesinde.
16 milyar dolara ulaştı
Kullanım kolaylığı, uzun süreli muhafaza, hafiflik,
maliyet avantajı, enerji tasarrufu ve çevresel
faktörlerin etkisi ile tüm dünyada kağıt, çelik,
alüminyum, ahşap, cam gibi malzemelere alternatif
olan plastiklerin ambalaj sektöründeki kullanımı da
giderek artıyor.
Açıklamaya göre, günlük hayatın temel bir parçası
haline gelen plastik ambalajlar, gıda sektöründen,
kozmetik, ilaç ve tıbbi malzemeler sektörüne
kadar birçok değişik alanda kullanılıyor. Ürünü
dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatan ve
tüketicilere hijyen koşullarında taşıma kolaylığı
sağlayan ambalajlar, özellikle gıda sektörünün bir
numaralı tercihi konumunda.
Türkiye’de 16 milyar dolar büyüklüğe ulaşan ambalaj
sektöründe ilk sırayı yüzde 34’lük pay ile plastikler
alıyor. Ambalajların plastik sektörü üretiminden
aldığı pay ise yüzde 40.
Değeri azaldı
2015 yılında Türkiye’de kişi başına plastik ambalaj
malzemeleri tüketimi 39 kilogram ve 141 dolar oldu.
Yurt içi tüketim 2015’te önceki yıla kıyasla miktar
bazında yüzde 0,8 artışla 3 milyon 42 bin ton, değer
bazında yüzde 10,3 azalışla 11,12 milyar dolar olarak
gerçekleşti.
44
Sektörün 2015 yılı ihracatı miktarda geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 12,3 artarak 811 bin
tona yükseldi. İhracat değerde ise yüzde 5,4 düşüşle
2,23 milyar dolara geriledi. Plastik ambalaj ihracatı,
ambalaj sektörünün toplam ihracatındaki yüzde 68
pay ile üretimde olduğu gibi ihracatta da liderliğini
sürdürdü. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj
ihraç eden sektörün 2015’te en çok ihracat yaptığı
ülkeler Almanya, İngiltere Irak, Fransa ve İtalya
olarak sıralandı.
Plastik ambalaj sektörünün dış ticaret fazlası
miktarda yüzde 27, değerde yüzde 8 artış kaydetti.
KİMYA MÜHENDİSİ
YAVUZ SELİM KART
MEZUN
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
kim_muhselim@hotmail.com
45
Kimya Sektörü ve CV
CV
ne kadar kısa değil mi? Hayatımıza
yön verdiği söylenen, kağıt parçası ya
da doküman diyebiliriz. Yaşamımıza
çeşitli zamanlarda yön veriyor gibi gözükse de bu
konu her zaman düşündüğünüz gibi olmayabilir. Bu
konuya sonra değineceğim. Şimdi ilk olarak düzgün
bir CV nasıl hazırlanır onun hakkında sizlere bilgi
vereyim.
Birinci ve en ön planda olan kuralınız şu olsun. Bir
CV’yi insan kaynakları bölümü saatlerce incelemez.
Göz ucuyla bir bakar. Gözüne hoş görünenleri ya
da göze batacak şekilde dikkat çeken bilgilere göz
gezdirir. Bu yüzden CV’nizi 2 sayfayı geçirmeden
yazmaya çalışın. Yazı boyutu ne çok küçük olsun
ne de çok büyük olsun. 11-12 punto ideal bir yazı
boyutudur. Yazı boyutuna da nerden geldik diyenleri
duyar gibiyim. Sayfalarca uzatıp sırf 2 sayfa olsun
diye uğraşıyorsan zarar eden sen olursun.
İkinci olarak uzun paragrafları CV’de
kullanmamalısın. Mümkün olduğu kadar kısa ve öz
tutmaya gayret etmelisin.
Birinci ya da üçüncü tekil kişi ağzıyla yazmalısın
ki bu bence en önemli kuraldır. Sonuç itibari ile iş
hayatına atılıyorsunuz.
Genellikle "Times New Roman" veya "Arial" gibi
kolay okunabilen karakterler kullanmalı gibi yazıları
netten okuyoruz. Helvetica, Garamond, Proxima
Nova gibi fontları önerenlerde var. Bence bu konuyu
siz en iyisi örnek CV fontlarına göz gezdirerek yapın.
Enteresan fontlar kullanmayın. Bu fontlardan biri
olursa sizin açınızdan iyi olur.
Kelime ve cümlelerin altını çizmemelisin. (İnternet
adresleri hariç). Yanlış yapılan yerlerden biri de bu.
Bir eposta ya da web sitesi değil ise çizmeyin.
İmla kurallarına dikkat etmelisin ki buna takılan
firmalar oluyor. Daha burada imlaya dikkat edemedi
bizim işlerimizde ne yapacak gibi söylemler yok
değil. Aslına bakılırsa kim aşırı imlaya dikkat ediyor
gibi de bir soru sormak gerekli. İşverenin almamak
için bahane üretmesi de olabilir lakin siz yine de
dikkat edin.
46
Başvurduğun pozisyona uygun bir ön yazı
hazırlamalısın. Genel başvuru yapıyorsan, ön yazında
hangi alanda çalışmak istediğinizi belirtmelisin gibi
söylemleri en çok kariyer sitelerinde görüyoruz.
Çoğu kişi de diyordur ne yazsak para etmiyor diye.
Bu konuda da firma köklü bir kuruluş ise dikkat edin
derim. Onun harici insan kaynaklarının çok da bu
tarz şeylere baktığını hiç düşünmüyorum.
Takım elbiseli çekilmiş fotoğraflar olmalı. Bu da
aslında ülkemiz de olan kurallardan bazen yabancı iş
ilanı sitelerinde kişi profillerini görüyorum normal
ofis ortamı şık bir giyim ama ülkemiz bu konuda
şekle bayağı kafa yormakta. Maalesef eleştirince de
bunlar klasik şeyler adı altında zırvalamalar. Sonuç
itibari ile biz de o yolun yolcusu oluveriyoruz. Siz,
siz olun facebook fotoğrafı kullanmayın. Bu kurala
uyun.
E-posta adresine özen göster, isim soyadından oluşan
ciddi, telefonda da kodlaması kolay bir e-posta adresi
kullanmalısın gibi söylemleri de duymuşunuzdur.
Böyle freestyle65@deneme.com gibi mail adresini
kimse ciddiye almaz. Kendi adınızı ve soyadınızı
içeren bir mail olsun. Çok sık kullandığınız bir
mailiniz varsa onula birlikte CV’nize yazabilirsiniz.
Ama isim ve soy isim içeren mail kesinlikle olsun.
Kariyer hedefini kesinlikle belirt. Bu kısım olmazsa
olmaz. Amacın ne? Ne yapmak istiyorsun? Kendini
gelecekte hangi pozisyonda hangi işi yaparken
görmek istiyorsun?
• Adını, açık adresini, sana ulaşılabilecek telefon
numaralarını ve e-mail adresini özgeçmişinin başına
mutlaka yazmalısın.
• Doğum tarihi, doğum yeri, medeni durum gibi
bilgiler mutlaka yazılmalı.
• Uyruğunu yurt dışındaki işlere başvuru yaparken
yazabilirsin.
• Mezun olduğun programları ters kronolojik sıra ile
yazmalısın.
• Okurken aldığın dereceleri ya da önemli başarıları
ve genel not ortalamanı belirtebilirsin.
• Yeni mezunsan bu bölüm başta olmalı ama iş
deneyimine sahipsen bu bölümü iş deneyimi
bölümünün altına yazabilirsin.
• Ters kronolojik sıra ile iş ve staj deneyimlerini
yazmalısın.
• Çalıştığın yerdeki pozisyonunu belirterek her
birinin altına sorumluluklarını ve genel olarak
yaptığın işleri kısaca listelemelisin.
• Başarılarını özellikle vurgulamalısın.
• Bildiğin yabancı dilleri ve bilgisayar programlarını
belirtebilirsin.
• Birkaç program ya da yabancı dil biliyorsan
yanlarına hangi seviyede bildiğini ekleyebilirsin.
• Bunların dışında başvurduğun pozisyon özelinde
yazılabilecek becerilerini yazabilirsin.
• Mesleğinizle ilgili profesyonel kuruluşlara üye
iseniz bunları yazmanız sizin için
• Eğer pozisyon için gerekli ise ek bilgi başlığı altında
sürücü belgenin olduğunu belirtebilirsin.
• Katıldığın mesleki kurs ve eğitimleri, sertifikalarını
uygun başlıklar altında belirtebilirsin.
DİKKAT EDİN
47
Temel olması gereken şeyleri burada maddeler
halinde ekledim. Ekstra olarak referans kısmı kaldı.
Referans kısmını belirtirken referans verilen kişi
haberdar edilmeli. Ayrıca nerede çalıştığı ve telefon
numarası da olsa iyi olur. Düz olarak isim yazıp
geçmeyin.
Maddeler halinde belirtilen kısımlara harfiyen
uymaya çalışın. Her ne kadar bazı şeyler bizlere
mantıksız gelse de elimizden geldiğince yarıştığımız
kişilerden ayrılmaya bakacağız. Fark her zaman bir
adım öne geçirir.
Peki sıralama nasıl olacak?
KARİYER HEDEFİ:
ÇALIŞMAK İSTENEN ALANLAR:
EĞİTİM:
YABANCI DİL:
KİŞİSEL BİLGİLER:
BİLGİSAYAR BİLGİSİ:
SERTİFİKA VE EĞİTİM PROGRAMLARI:
HOBİLER:
REFERANSLAR:
Sıralamanızı bu şekilde tutmaya çalışın. Bilgilerinizi
düzenli şekilde yazın. Her bölüm için belirtilen
bilgileri kullanın. Fazla bilgi belirtmeyin. Net
içerikler yazın.
Bu kadar anlattım. Bunlara uyup hala neden işsizim
diyenleri de duyar gibiyim. Bunun sebeplerin sizlere
şöyle izah edeyim.
İlk olarak firmalar sorunlu personel ya da verimi
düşük personel ile uğraşmak istemezler ve bu yüzden
kariyer sitelerindeki ilanlar her zaman güncellenir.
Personel arayışı asla bitmez. Sürekli kendi
dinamiklerinde araştırırlar, belirli adaylar belirlerler.
O personeli çıkarınca yenisini alabilmek için.
İkinci olarak yeni mezunlara asla fırsat vermezler.
Banane ya, ben ne uğraşacağım gitsin dandik
bir firma da biraz burnu sürtülsün sonra kaparız
modunda olan birçok firma var. Aslında kimya
gibi bir sektörde staj döneminde her firma bir
kişi yetiştirse çok iyi bir sektör olmamız mümkün
olabilirdi ama bencillik ve bananecilik çok fazla
olduğundan böyle. Sonra da ağlamakta bize ait bir
özellik. Yok eleman yok, yetişmiş insan gücü yok...
Bir diğer faktör insan kaynakları personelinin ne
istediğini tam anlayamaması. Kimyager, Kimya
Mühendisi, Kimya Teknikeri ve Kimya Teknisyeni
bölümlerinden mezun olmuş olabilir gibi saçma
sapan ne olduğu belirsiz ilanlara benden size tavsiye
asla başvurmayın. Bunu yazan firma ilk önce hangi
bölüm ne yapıyor ilk bunu öğrensin. Böyle firmalar
maaşı da yazdıkları gibi öderler. Sonra da zamanınız
harap olur gider.
Son olarak kariyer sitelerinde olan bir durum var.
Bu durumdan da bahsedeyim. Sizin göremediğiniz
bir arka plan var. İş veren belli sertifika, belli
üniversitelere kafayı taktıysa sizin CV’niz en kral
CV olsun yine direkt eleniyorsunuz. Hatta şöyle
söyleyeyim. Sistemde seçeneklerden direkt X
üniversitesi seçiliyor. 500 aday başvurdu ise direkt
20'ye düşüyor. Sonra 2-3 eleme daha. Kalan 4-5 kişi
çağrılıyor. Ya ben niye çağrılmadım diyenler işte bu
yüzden çağrılmadınız.
Piyasa da torpil çok fazla. Tanıdık olmadan bir yere
gelinmiyor. Bu da insanlara güvenin az olmasından
ötürü oluşmuş bir kültür diyelim. (Özel sektör için)
Yani imkanınız var ise kullanın derim. Sonuçta
imkanı olan kullanıyor ve ayrıca kimse sen torpille
mi girdin vs bakmıyor. İş buldun mu denildiğinde,
hayır dediğiniz anda ne derseniz deyin. İşsizsinizdir.
Kimsenin gözünde bir değeriniz olmuyor. Uzun süre
işsiz olanlar bu durumu daha iyi anlarlar.
Kimya Sektörü zorlu bir sektördür.
Herkese kariyerinde başarı dolu bir yaşam dilerim.
Kaynaklar :
http://www.kariyer.net/cv-ornekleri
http://www.kariyer.net/kariyer-rehberi/ozgecmisinizde-hangi-fontu-kullanmalisiniz/
48
HaberYabancı
MEME KANSERİNİ 11 GÜNDE
KÜÇÜLTEN İLAÇ
İngiltere'de doktorlar, birlikte kullanılan iki ilacın
bazı meme kanseri türlerini 11 günde küçültüp yok
ettiğini gösterdi.
Avrupa Meme Kanseri Konferansı'nda duyurulan
"sürpriz" bulguların, kadınların artık kemoterapiye
ihtiyaç duymayacağı anlamına gelebileceği
belirtiliyor.
257 kadın üzerinde denenen ilaçlar, her on meme
kanserinden birinde görülen bir zayıflığı hedef alıyor.
Uzmanlar bu bulguların hastaya özel kanser tedavisi
bakımından "sıçrama tahtası" olduğunu söylüyor.
Araştırmayı yürüten doktorlar böylesi çarpıcı bir
sonuca ulaşmayı beklemiyordu.
Doktorlar, tümörün teşhisinden ameliyat aşamasına
kadar olan kısa süre içinde ilaçların kansere nasıl etki
ettiğini araştırıyordu.
Araştırmada, meme kanseri tedavisinde kullanılan
lapatinib adlı ilaç ile ticari olarak Herceptin adıyla
bilinen trastuzumab birlikte kullanıldı.
'Meme kanseri yayılmak için
kemik yapısını değiştiriyor'
Ameliyat zamanı geldiğinde bazı hastalarda tümör
ortadan kaybolmuştu.
Londra'daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden
Profesör Judith Bliss sonuçların "etkileyici" olduğunu
söyledi.
BBC'ye yaptığı açıklamada Bliss, "Bu kısa dönemli
bir deneme olduğu için bu sonuçlar daha da şaşırtıcı
oldu. Bazıları tam sonuç aldı. O kadar hızlı oldu ki,
gerçekten çok ilginç" dedi.
İlaç nasıl işliyor?
Tedavide trastuzumab ile lapatinib içeren ilaçlar
birlikte kullanıldı.
Her iki ilaç da bazı meme kanserlerinin büyümesine
neden olan HER2 adlı proteini hedef alıyor.
Herceptin kanser hücrelerinin yüzeyinde etkili
olurken lapatinib hücrenin içine nüfuz edip HER2
proteinini etkisiz kılıyor.
Araştırmada tümör büyüklükleri 1 ila 3 cm olan
kadınlara tedavi uygulandı.
Spor meme kanserine iyi geliyor
İki haftadan daha kısa süren tedavide, vakaların
yüzde 11'inde kanser tümüyle kaybolurken, yüzde
17'sinde 5 mm'den daha küçük hale geldi.
HER2 içeren meme kanserlerine uygulanan
mevcut tedavi, ameliyatı ve sonrasında uygulanan
49
kemoterapi ve Herceptin tedavisini içeriyor.
Prof Bliss, bu bulguların bazı kadınların
kemoterapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına
gelebileceğini söylüyor.
Fakat bu yönde daha geniş araştırmaların yapılması
gerektiğine dikkat çekiliyor. Çünkü HER2 içeren
kanserlerde kanserin geri dönem riski daha yüksek.
Meme kanserinin en az on ayrı türünün olduğu, her
birinin farklı nedenleri olduğu ve farklı tedavilere
ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
Kanser ilaçları üzerindeki çalışmalar, tümördeki
zayıflıkların belirlenerek onlara yönelik özel tedavi
uygulanmasını hedefliyor.
Meme kanserleri ve özellikle HER2 içeren tümörlere
yönelik tedavi bu alandaki çalışmaların başını
çekiyor.
Araştırmayı finanse eden İngiltere Kanser Vakfı,
uzun vadede aynı bulguların elde edilmesi halind ebu
sonuçların çok ümit verici olduğunu ve bu kanser
türlerinde yeni bir adım anlamına gelebileceğini
belirtti.
50
Haber
Yerli
YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN
DEV ADIM
Türk ilaç sanayi ile uluslararası ilaç sektörü, referans
ilaçlarla aynı güçte olan ve aynı hastalığı tedavi etmek
için kullanılan biyobenzer ürünlerin geliştirilmesi ile
iç ve dış piyasaya sürülmesi için işbirliği yaptı.
Business Wire, Nasdaq gibi dünyanın önemli
ekonomi platformlarında da yankı bulan iş birliği,
ilaç sanayi üzerindeki gözleri Türkiye'ye çevirdi.
Uluslararası alanda gerçekleştirilen ve üç biyobenzer
ürünü kapsayan stratejik iş birliği anlaşmasıyla
bu ürünler, Türkiye'de ruhsatlandırılacak ve
ardından pazarlanacak. Türk firma, ayrıca fabrika
yatırımı tamamlanır tamamlanmaz etkin madde ve
müstahzar üretimi de yapacak.
Yerli firma TR-Pharm Genel Müdürü Mehmet
Göker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun
milli bir gurur olduğunu ve Türkiye'nin ilaç
sanayisinde de dünyaya sesini duyurduğunu söyledi.
Türkiye'nin, yeni sağlık stratejileri doğrultusunda,
Sağlık Bakanlığının da desteğiyle artık tüketen
değil, üreten bir ülke konumuna gelmek için kolları
sıvadığını ifade eden Göker, şöyle devam etti:
"Ulusal düzeyde kullanım ve bölgedeki
ülkelere ihracat için biyobenzerler, Türkiye'de
biyoteknolojik API (etken farmasötik madde)
üretimi kurma amacı taşıyan yatırım stratejimizin
önemli bir parçasını oluşturmaktadır. ABD, Rusya
ve Bağımsız Devletler Topluluğu, Venezuela ve
Hindistan gibi önemli pazarlara hakim olan
uluslararası firmanın yüksek kaliteli biyobenzer
ürünlerinin imalatı için halihazırda altyapı
oluşturmaya başlamış olmaktan memnuniyet
duyuyoruz."
"Türkiye, yükselen bir değer"
Uluslararası Dr. Reddy's ilaç sanayinin Ürün
Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Motupalli
Venkata Ramana ise Türkiye'nin bu alanda yükselen
piyasalar arasında önemli bir ülke konumunda
olduğunu aktardı.
Türk yerli firması ile bu bölgedeki hastaların üretilen
yüksek kaliteli biyobenzer ürünlere erişiminin
sağlanabileceğini belirten Ramana, "Türkiye ile
böylesi bir ortaklıktan memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye'deki ortaklığımız sayesinde, dünyanın
dört bir yanındaki toplumlara makul fiyatlı ve
yenilikçi ilaçlara erişim sağlayacağız." diye konuştu.
51
Teknoloji transferi için ön hazırlık çalışmalarına
başlandığını dile getiren Ramana, "Bu iş birliği,
bölgedeki biyolojik ürün geliştirme ve üretim
işlerinin önemli bir bileşeni olacak" dedi.
Biyobenzer ilaç nedir?
Biyobenzer ilaç, ruhsatlı biyolojik referans ilaca
benzerlik gösteren ilaçlardan oluşuyor. Biyolojik
benzer ürünlerin etkin maddeleri, ilgili referans
ilaçların benzeri oluyor. Biyobenzer ve biyolojik
referans ilaçlar, genel olarak aynı güçte, aynı hastalığı
tedavi etmek için kullanılıyor.
Biyobenzer ilaçlar, sadece ticari ismi, görünüş ve
ambalajlama özellikleri açısından, biyolojik referans
ilaçlardan farklılık gösteriyor. Biyobenzer ilaç
üretmek için, o ürünün klinik araştırmaları dahil
tüm çalışmaların tamamlanmış olması gerekiyor.
52
Simgesi: Sc
Grubu: 3B (Geçiş elementi)
Atom numarası: 21
Bağıl atom kütlesi: 44,95591
Oda sıcaklığında: Katı
Erime noktası: 1539°C
Kaynama noktası: 2831°C
Yoğunluğu: 2,99 g/cc
Keşfi: 1879 - Lars Nilson
Atom çapı: 2,09 Å
Elektronegatifliği: 1,36
Elektron dizilimi: 1s2
2s2
p6
3s2
p6
d1
4s2
Yükseltgenme basamağı (sayısı): 3
Radyoizotopları: Yok
SKANDİYUM
Skandiyum, periyodik tabloda kalsiyum ve titanyumun arasında yer alan ve atom numarası 21 olan
elementtir. 1879 yılında İsveçli bilim adamı Lars Fredrik Nilson tarafından bulunmuştur.
Skandiyum’un Elde Edilmesi
Kullanım Alanları
Cıva buharlı lambaların içine katıldığında, güneş ışığına benzer çok verimli bir ışık kaynağı oluşturur. Bu
nedenle bu element, güçlü ışıklandırmalarda kullanılır. Radyoaktif izotopu olan Sc-46, rafinerilerde ham
petrol ve benzeri maddeler için iz sürücü olarak kullanılır. Sızıntı tespit edicilerde ve uzay endüstrisinde
kullanılmasının yanı sıra, tohum yeşertici kimyasalların bileşiminde de yer alır.
Skandiyum, periyodik cetvelin III B grubunda yer alan kimyasal bir elementtir. Norveçli Nilson tarafından
bulundu. Cevherlerinde itriyum ve nadir topraklar bulunmakla beraber, nadir topraklar grubunda olmayan
bir madendir.
Periyodik çizelgede itriyum ve bor sütununda bulunur, demir grubu ile nadir topraklar arasında bir geçiş
elementi olarak kabul edilir. Başlıca cevheri tortvetit’tir (skandiyum itriyum silikat), tuzları renksizdir. Oksidi
beyazdır ve hafif bir baz özelliği taşır. Oksalatının az çözünürlüğü bakımından nadir topraklara benzer, ancak
flüorünün alkali flüorürlerde verdiği flüor tuzlarıyla bu maden grubundan ayrılır. Çok az çıkarıldığı için
uygulama alanı yok denecek kadar azdır.
53
Ayın
Web
Sitesi
http://www.beautifulchemistry.net
Tepkimelerin veya kimyasal yapıların videolarını
daha yakından görmek istiyorsanız bu site tam
size göre. Sitede çok ilginç videolar göreceğiniz
muhakkak. Bu ay bu güzel siteyi incelemenizi
öneriyoruz.
54
KİMYA BULMACA
1
2 3
4
5
6
7
8
Soldan Saga
2. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle
ayristirma.
4. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur.
5. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi.
6. Alkenlerden bir hidrojen çikarilmasiyla olusan köke
denilir
7. Bir çözeltide iki tuzun etkilesimi veya sicaklik degisiminin
çözünürlüge etkisi sonucu çözünmeyen kati bir bilesigin
olusmasi.
8. Belirli bir sicaklikta sabit hacimdeki bir çözücüde doymus
bir çözelti elde etmek için çözünen maddenin miktari.
Yukaridan Asagiya
1. Bir maddenin moleküllerinin kinetik enerjileri toplamina
denir. Ayni zamanda bir enerji türüdür ve skaler
büyüklüktür.
3. Karbonil grubu baglarindan en az birine H baglanan
bilesikler aldehit, her iki baga da alkil grubu baglanan
bilesikler ketondur.
4. Bir bilesigin kendisinden daha basit maddelere
parçalanmasina denir
5. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da
vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron
sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir.
55
KİMYA BULMACA
(GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
L
1
I T
2
G H
T
3
I T R A S Y O N
J
4
N M
R
5
U T H E R F O R D S
O O
A
6
E
7
L E K T R O K I M Y A N
L I
L A
8
G R O K I M Y A
O Y
T
9
E R M O K I M Y A
R
F
10
O T O E L E K T R O N
P
Soldan Saga
3. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi
kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime
sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi
ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir. [TITRASYON]
5. Alfa isinlarini ince altin bir levha üzerine göndermis bilim
adamidir. [RUTHERFORD]
7. Kimya biliminin bir alt disiplini olup elektronik bir
iletken(metal,grafit veya yari iletken) ile iyonik bir
iletken(elektrolit)arayüzeyinde gerçeklesen reaksiyonlari
inceler. [ELEKTROKIMYA]
8. Tarim bilimlerindeki kimyasal uygulamalari kapsar.
[AGROKIMYA]
9. Kimya biliminin bir alt dali olup ilgi alani kimyasal
reaksiyonlarin isi ile olan iliskileridir. [TERMOKIMYA]
10. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu
kopan bir elektron. [FOTOELEKTRON]
Yukaridan Asagiya
1. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara
denir. [LIGAND]
2. 1898 yilinda yaptigi yaptigi çalismalarla negatif yüke sahip
elektronlari bulmustur. [THOMSON]
4. Yerküredeki dogal kimyasal olaylari inceleyen bilim
dalidir. [JEOKIMYA]
6. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde
dizilmesiyle olusan yapiya denir. [ALLOTROP]
56
İNGİLİZCE-TÜRÇE
KİMYA SÖZLÜĞÜ
Specific Heat
Stove
Subcooling
Terne
Thin
Unstirred
Uranium
Water Hardness
Zinc
Kind
Revolution
Vitriol
Yarn Dying
Bauxite
Spoil
Dipole
Fission
Vortex
Yielding
Division
Store
Molten
Flu
Özgül Isı
Aşırı Soğuma
Kalaylı Kurşun
Seyreltik
Karıştırılmayan
Uranyum
Sülfat Asidi
Girdap
Su Sertliği
İplik Boyama
Akma
Çinko
Boksit
Bölme
Çeşit
Çürümek
Depo
Devrim
Dipol
Erimiş
Fisyon
Fuzzy
Fırın
57
YAZARIMIZ
OLUN
KOŞULLAR
1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK
YAZIN
2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine
AD-SOYAD
SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ
BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ
PROFİL FOTOĞRAFI
YAZINIZIN WORD FORMATI
İLE GÖNDERİN.
BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM
REKLAM
İÇİN
iletisim@inovatifkimyadergisi.com
BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE
ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE
REKLAM VERİN
BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN

More Related Content

Viewers also liked

inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8
İnovatif Kimya Dergisi
 
Sunu
SunuSunu
Sunu
nehirduz
 
BAADER LINCO Company Profile 2015
BAADER LINCO Company Profile 2015BAADER LINCO Company Profile 2015
BAADER LINCO Company Profile 2015
AGFATECH PAKISTAN
 
Presentación Fernando García JDM2015
Presentación Fernando García JDM2015Presentación Fernando García JDM2015
Presentación Fernando García JDM2015
DONMARIO Semillas
 
Worldwi
WorldwiWorldwi
Worldwi
tYn_nh0x
 
fichas de plantas tropicales
fichas de plantas tropicalesfichas de plantas tropicales
fichas de plantas tropicales
paolaja63
 
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
Jason Flom
 
Apps at Apheleia
Apps at Apheleia Apps at Apheleia
Apps at Apheleia
Apheleia Solutions Pvt Ltd.
 
Secrets to Successful Email Marketing
Secrets to Successful Email MarketingSecrets to Successful Email Marketing
Secrets to Successful Email Marketing
Heinz Marketing Inc
 
Jhsci 2011-v1-i1-april
Jhsci 2011-v1-i1-aprilJhsci 2011-v1-i1-april
Jhsci 2011-v1-i1-april
Journal-of Health-Sciences
 
Digeba
DigebaDigeba
Digeba
Streya
 
El niño del pijama a rayas
El niño del pijama a rayasEl niño del pijama a rayas
El niño del pijama a rayas
Carla Arévalo
 
In, on, at
In, on, atIn, on, at
In, on, at
Loscos7
 
Propuesta pdu lircay
Propuesta pdu lircayPropuesta pdu lircay
Propuesta pdu lircay
rolando arias ticllasuca
 
Servicios movilidad ABAMobile v1.0
Servicios movilidad ABAMobile v1.0Servicios movilidad ABAMobile v1.0
Servicios movilidad ABAMobile v1.0
Alberto Sánchez Casado
 
Headless Drupal 8
Headless Drupal 8Headless Drupal 8
Headless Drupal 8
Ruben Teijeiro
 
Lead To Win Bootcamp - Day 1
Lead To Win Bootcamp - Day 1Lead To Win Bootcamp - Day 1
Lead To Win Bootcamp - Day 1
Lead To Win
 

Viewers also liked (20)

inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
 
Kariyer zirvesi
Kariyer zirvesiKariyer zirvesi
Kariyer zirvesi
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8
 
Sunu
SunuSunu
Sunu
 
BAADER LINCO Company Profile 2015
BAADER LINCO Company Profile 2015BAADER LINCO Company Profile 2015
BAADER LINCO Company Profile 2015
 
Presentación Fernando García JDM2015
Presentación Fernando García JDM2015Presentación Fernando García JDM2015
Presentación Fernando García JDM2015
 
Worldwi
WorldwiWorldwi
Worldwi
 
fichas de plantas tropicales
fichas de plantas tropicalesfichas de plantas tropicales
fichas de plantas tropicales
 
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
Grandparents Day "Cafe Cornerstone"
 
Apps at Apheleia
Apps at Apheleia Apps at Apheleia
Apps at Apheleia
 
Secrets to Successful Email Marketing
Secrets to Successful Email MarketingSecrets to Successful Email Marketing
Secrets to Successful Email Marketing
 
Jhsci 2011-v1-i1-april
Jhsci 2011-v1-i1-aprilJhsci 2011-v1-i1-april
Jhsci 2011-v1-i1-april
 
Digeba
DigebaDigeba
Digeba
 
El niño del pijama a rayas
El niño del pijama a rayasEl niño del pijama a rayas
El niño del pijama a rayas
 
In, on, at
In, on, atIn, on, at
In, on, at
 
Propuesta pdu lircay
Propuesta pdu lircayPropuesta pdu lircay
Propuesta pdu lircay
 
Servicios movilidad ABAMobile v1.0
Servicios movilidad ABAMobile v1.0Servicios movilidad ABAMobile v1.0
Servicios movilidad ABAMobile v1.0
 
Headless Drupal 8
Headless Drupal 8Headless Drupal 8
Headless Drupal 8
 
Lead To Win Bootcamp - Day 1
Lead To Win Bootcamp - Day 1Lead To Win Bootcamp - Day 1
Lead To Win Bootcamp - Day 1
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
İnovatif Kimya Dergisi
 
BOSEY Ürün Sunumu
BOSEY Ürün SunumuBOSEY Ürün Sunumu
BOSEY Ürün SunumuOrhun Seydik
 
inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 15
inovatif kimya dergisi sayi 15inovatif kimya dergisi sayi 15
inovatif kimya dergisi sayi 15
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
İnovatif Kimya Dergisi
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
 
inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
 
BOSEY Ürün Sunumu
BOSEY Ürün SunumuBOSEY Ürün Sunumu
BOSEY Ürün Sunumu
 
inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
inovatif kimya dergisi sayi 15
inovatif kimya dergisi sayi 15inovatif kimya dergisi sayi 15
inovatif kimya dergisi sayi 15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
 

More from İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi
 

More from İnovatif Kimya Dergisi (17)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
 

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:4 SAYI:33 NİSAN 2016 AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA 35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM EKMEKTEN BENZİNİN KATKI MADDESİ ÜRETİLDİ DİSPERGATÖR TEST METODU KİMYA SEKTÖRÜ VE CV YENİ AMBALAJ SİSTEMİMİZ PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE TANIŞIN KEŞFEDİLEN İLK VİTAMİN TİAMİN(B1 VİTAMİNİ) YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN DEV ADIM APRE AĞRI KESİCİLER VE ANTİBİYOTİKLER
  • 2. KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde, yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine mail atabilirsiniz. 6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin yazılarını maalesef yayımlamayacağız. 8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma yapmayı seven herkes yazabilir. 10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler ekipten çıkarılır. 11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X- p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw SOSYALMEDYA
  • 3. Ekibimiz YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA KURUCU-YÖNETİCİ KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
  • 4. EDİTÖRDEN Keyifli okumalar dileğimizle Merhabalar Öncelikle bize olan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz. Bize olan ilginiz bizi büyütüyor, geliştiriyor. Tarafımıza e-dergi bize nasıl ulaşacak, mail adresime nasıl gelecek gibi sorular sürekli geliyor. Takipçilerimize mail grubuna katılmalarını öneriyoruz. Bu ay yine birçok yazı geldi. Bu yazılarda çeşitli şeyler okuyarak bilgileneceksiniz. Yazı gönderen arkadaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ediyorum. Bize her zaman sektör ya da kimya ile ilgili bir konuda yazıp gönderebilirsiniz.
  • 5. İÇİNDEKİLER APRE 7 12 19 22 31 37 39 43 11 14 20 30 32 38 42 45 KOZMETİK ÜRÜNLERE SIKI TAKİP PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE TANIŞIN DİSPERGATÖR TEST METODU AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA 35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM 3 BOYUTLU ORGAN YAZICI AĞRI KESİCİLER VE ANTİBİYOTİKLER HİDROJEN KULLANARAK SAATLERCE UÇABİLEN DRONE ÜRETİLDİ KEŞFEDİLEN İLK VİTAMİN TİAMİN (B1 VİTAMİNİ) EKMEKTEN BENZİNİN KATKI MADDESİ ÜRETİLDİ YENİ AMBALAJ SİSTEMİMİZ KİMYA İHRACATINDA YÜZDE 36’LIK ARTIŞ ORİJİNALİNE BENZEYEN SUNİ LENS YAPILDI DOMATESTEN ENERJİ ÜRETİLECEK PLASTİK AMBALAJ ÜRETİMİ ARTTI KİMYA SEKTÖRÜ VE CV
  • 6. İÇİNDEKİLER MEME KANSERİNİ 11 GÜNDE KÜÇÜLTEN İLAÇ 48 50YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN DEV ADIM 52 54 53 55 SKANDİYUM AYIN WEB SİTESİ KİMYA BULMACA KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ 57 56KİMYA SÖZLÜĞÜ YAZARIMIZ OLUN
  • 7. 7 KİMYAGER PELİN TANTOĞLU MEZUN KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ pelintantoglu@hotmail.com 7 APRE A pre kelimesini ilk olarak bir projede duymuştum. Nedense çok ilgimi çekmişti. Kelime anlamına baktım tabi ama üzerine yoğunlaşamadım o ara. 1 yıl kadar sonra bir müşterimizin koltuk kumaşları için yanmazlık ve su iticilik özelliği istemesi ile araştırmalara başladım. Konu ile ilgili eksiklerimin bilincinde olarak ufak ufak bu yazıyı kaleme aldım. Tekstil materyalinin ön terbiye ve renklendirme işlemleri sonrası terbiye işletmesini terk etmeden önce, gördükleri mekanik ve kimyasal tüm işlemlere bitim işlemleri veya apre işlemleri denir. Tekstil ürününe, renklendirme sonrası yapılan apre işlemlerindeki amaç; ürünün tutumunu, görünümünü değiştirmek ve geliştirmektir. Bu işlemleri yapan kişi ve işletmelere de apreci denir. Kimyasal ve mekanik yollarla uygulanan apre işlemlerinin tamamı her ürüne uygulanmamaktadır. Apre işlemleri yapılırken bazı ölçütler göz önünde bulundurulur. Bunlar; ürünün formu, elyafın cinsi, kullanım amacı, kalıcılık derecesi, ürünün incelik ve kalınlığıdır. Örneğin sentetik liflerde görülen statik elektriklenme, doğal liflerde meydana gelmez. Bu nedenle statik elektriklenmeyi önleyici apre, sadece sentetik esaslı liflerden üretilen mamullere uygulanabilir. Kimyasal ve mekanik yollarla apre işlemi yapılırken elyaf cinsi göz önünde bulundurulur. Bazı apre işlemleri, ortak her cins elyafa uygulanabilirken, bazılarıysa tüm lif çeşitlerine uygulanamamaktadır.
  • 8. 8 Apre nin; Yumuşaklık Apresi Sert Tutum Apresi Kayganlık Apresi Dolgunluk Apresi Parlaklık Apresi Kir İticilik Apresi Su İticilik Apresi Su Geçirmezlik Apresi Güç Tutuşurluk Apresi Buruşmazlık Apresi gibi çeşitleri vardır. Tüm apre çeşitlerinden ziyade yüksek apre diye tabir edilen; Buruşmaz apre, su geçirmez apre ve güç tutuşurluk (yanmazlık) apresin den biraz daha detaylı bahsetmek isterim. Buruşmaz Apre Buruşmazlık, bir tekstil kumaşının kullanım sırasında oluşan buruşukluklara karşı direncini ve onlardan kurtulma kabiliyetini ifade eder. Özellikle, pamuklu, keten, rejenere selüloz (vizkon, rayon) kumaşlar buruşmaya hassas kumaşlardır. Genelde sentetiklerin ve yün, moher gibi doğal protein elyafının buruşmazlık özellikleri daha iyidir. Buruşmazlık apresi selüloz esaslı kumaşların kullanım özelliklerinin gelişmesi için önem taşır. Bu tür işlem; buruşmazlık sağladığı kadar, mamulün deformasyonunu önler ve selüloz/sentetik karışımlarında pilling oluşmasının azalmasına da neden olur. Boyutları stabil, yani az çeken kumaşlar elde edilir. Bu durum; buruşmazlık apresinin liflerin şişmesini azaltmasından kaynaklanır. Kuru buruşmazlık işlemi görmüş kumaşta şişme değeri, yani yapısında tutabildiği su miktarı yarı yarıya azalmaktadır. Örneğin; normal bir pamukta şişme değeri % 42 – 45 civarında iken, buruşmazlık işlemi sonunda bu değer % 18 – 24 civarına düşmektedir. Dolayısıyla buruşmazlık işlemi, kumaşa aynı zamanda çekmezlik özelliği de kazandırmaktadır. Buruşmaz apre; Dimetilol dihidroksi etilen üre veya metilol dihidroksi etilen üre ile yapılan apre çeşididir. Buradaki amaç kumaşın buruşmazlık ve çekmezliğini sağlamaktır. Dimetildihidroksi etilen üre az miktar formaldehit içerir. Tene değen kumaşlarda 75 ppm, Çocuklar için bu değer 20 ppm, Ve palto gibi giyecekler için 300 ppm e kadar formaldehit içerebilir. Bu tip maddeler aynı zamanda kumaşların yıka giy apresini(ütüsüz gömlek vs gibi)sağlar. Buruşmazlık apresi fulard metoduna göre uygulanır. Aşağıdaki şekilde kumaşa uygulanır. X gr/lt glioksal esaslı buruşmaz apre Katalizör olarak magnezyum klorür Mukavemeti tutmak için polietilen emülsiyonu, Yumuşatıcı olarak makro silikon kullanılabilir. Fulard sıkması %70-80 arası olabilir. Kurutma 130-140 ºC Fixaje işlemi ise 150º C de 3-4 dk. arası uygulanmalıdır.
  • 9. 9 Su İtici-Su Geçirmez Apre Su iticilik apresinde kumaş yüzeyinin değil de, kumaşı oluşturan lif ve ipliklerin yüzeyinde film oluşturulması esastır. Örneğin; yağ asidi, zirkonyum – parafin, silikon ve florokarbon gibi maddeler bu etkiyi sağlayabilir. Tek yıkama sonrası çıkan florokarbonlar ve de hidrofob silikonlarla birlikte yeni teknolojide birçok kere yıkanan ve su geçirmezliği kaybetmeyen silikonlar üretilmiştir. Su geçirmezlik apresinde mamul yüzeyi tamamen su (ve hava) geçirmez film tabakası ile kaplanır. Böylece mamul; suyu hiç geçirmediği gibi, rüzgar ve soğuk etkisinden de korur. Bunun yanında, vücut neminin dışarı çıkmasını önler. Çünkü, kumaşın bütün gözenekleri kapanmış durumdadır. Su itici olarak kullanılan C8 florokarbon reçinesi yasaklandı,C6 florokarbonlar C8 lerin yerine geçmeye başladı. C6 florokarbonlar kendi aralarında su itici,yağ itici ve alkol itici olarak sınıflandırılır. Bu florokarbonlar çok iyi katyoniktir.%30 katı madde içerirken emülsiyondurlar. Su geçirmez olarak kullanıldıklarında bundesmann testine tabii tutulurlar. Su geçirmez özelliğe sahip kumaş Güç Tutuşurluk Apresi İki tür yanmaz apre vardır. Ne kadar yıkarsanız yıkayın yanmazlığı bitmeyen daimi apre 1 kere yıkandıktan sonra yanmazlığı kumaşın üstünden giden apre Yanmazlık apreleri genelde modifiye edilmiş alifatik poliaminlerdir. Beyaz süt kıvamında,hafif viskoz sıvıdır. pH 3-4 arasındadır.katyoniktir.Genellikle %60-70 katı madde içerir. Su ile her oranda karışabilir maddelerdir. Genellikle fular metodunda kullanılır. Fular kullanıldığında fulardan sonra 130-140 ºC de arasında kurutma yapılır. Pamuk için 250-350 g/lt arasında Sentetikler için biraz daha fazla miktarda fular banyosunda kullanılır. Fular banyosundaki pH 7-8 olmalıdır. Amonyak veya kostikle pH ayarlanabilir. Çözelti pH 7 den sonra şeffaflaşır. 450 g/lt üzerinde ise genelde jel oluşur.Bu yüzden kullanılan miktara çok dikkat etmek gerekir.
  • 10. 10 Güç tutuşurluk özelliğine sahip kumaş Su geçmezlik-kir tutmazlık apresi ile beraber yanmazlık apresi de aynı banyoda kullanılabilir. Ülkemizde çok az çalışmasına rağmen çektirme metodu ile özellikle işçi elbiselerinde yanmazlık apresi uygulanır. Bu metod ile yüksek dozda yanmaz apre maddesi verilir. pH 7-8 arasında 30 dk çalışılır. Bu kumaşlar kurutulur ve 150-160 C de fikse edilerek yanmazlık özelliği kazandırılır. Birlikte çalıştığım ve tekstil baskısı konusunda bu işin ciddi piri Yüksek Kimya Müh. Aydın İ.ye teşekkür ediyorum. En büyük kaynakçam kendisidir. Kaynaklar : http://tekstilsayfasi.blogspot.com.tr/2013/01/apre-islemleri-tanimi.html http://www.tekstilokulu.net
  • 11. 11 HaberYabancı HİDROJEN KULLANARAK SAATLERCE UÇABİLEN DRONE ÜRETİLDİ Sürekli olarak hidrojen üreten özel topaklar, saatlerce çalışan drone üretiminde kullanıldı. Bu yeni yakıt türü sayesinde dakikalarca şarj edilen drone’lar piyasadan silinecekler. Birçok teknoloji firmasının giriş yaptığı drone sektörü, çeşitli drone modelerini barındırıyor. Farklı boyutlara, kullanım şekillerine ve yapılara sahip olan bu drone’ların hepsinin ortak bir sorunu var: yakıt kapasitesi. Boyutları nedeniyle büyük bataryalara sahip olamayan veya fazla miktarda yakıt taşıyamayan bu cihazların uçuş süresi, maalesef sadece dakikalarla ölçülebiliyor. Bu durumu değiştirmek için çalışmalara başlayan Scottish Association for Marine Science (SAMS) isimli ekip, hidrojen ile çalışan drone üretmeyi başardı. Aslında hidrojen ile drone çalıştırmayı deneyen ilk ekibin Scottish Association for Marine Science olduğunu söyleyemeyiz. Bu cihazlar ilk geliştirildikleri tarihlerde hidrojen kullanarak çalışıyorlardı, fakat çok küçük boyutları olan drone’lar için yeterli hidrojen gazını depolamak büyük bir sorundu. Sorunun kaynağının depo alanı olduğunu anlayan ve sorunu çözmek için çeşitli yötemlere başvuran ekip, ısıtıldığı zaman hidrojen gazı salınımı yapan topaklar üretmeyi başardı. Çok az bir ısı sayesinde içerisinde bulunan sıkıştırılmış hidrojen gazını dışarıya salan topaklar, drone’lara uzun süreli yakıt sağlayabiliyorlar. Bu teknolojiyi kullanarak hidrojenle çalışan drone üreten Scottish Association for Marine Science ekibi, yeni ürettikleri drone’un tam 2 saat havada kalabildiğini belirtti. Sadece birkaç dakika boyunca havada kalabilen, ardından saatlerce şarjda durması gereken drone’ların bu teknoloji sayesinde hiçbir sorun olmadan 2 saat havada kalabilmesi büyük bir ilerleme. Ekipte bulunan yetkililerin söylediğine göre 2 saat havada kalabilen drone, yakıtının değiştirilmesiyle birlikte yeniden uçabiliyor. Bu yakıt teknolojisinin ilerleyen yıllarda tüm drone’larda kullanıldığını görmek isteriz. Hidrojen topaklarını üreten ekip, bu yakıtın üretim maliyeti hakkında bilgi vermedi ancak hidrojen topaklarının hidrojenden çok daha pahalı olabileceğini düşünmüyorum.
  • 12. 12 Yerli Haber AK-KİM’DEN SU FİLTRASYONUNA 35 MİLYON DOLARLIK YATIRIM Ak-Kim, beş yıllık bir çalışmanın ardından ultrafiltrasyon sistemleri için özel olarak tasarlanmış, yüksek performanslı delikli elyaf bazlı membran modülünü geliştirdi. 35 milyon dolar yatırımla gerçekleştirilen projede, Ak-Kim su kimyasalları alanında edindiği deneyimle teknolojik ve yüksek katma değerli bir ekipman üretimine başlamış oldu. Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü kusursuz bir filtrasyon yapmak için birçok yenilikçi özelliği bünyesinde barındırıyor. Ak-Kim Kimya, Yalova’da kurduğu Ultrafiltrasyon Membran Tesisi’nde üretime başladı. 35 milyon dolarlık bir yatırımla, beş yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda hayata geçirilen proje ile Ak-Kim, Türkiye’de henüz yeni yeni gündeme gelen arıtma konusunda kurumların ve belediyelerin çözüm ortağı olmayı hedefliyor. Ultrafiltrasyon Modülü’nün tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında bir konuşma yapan Ak-Kim Kimya Genel Müdürü Onur Kipri şirketin büyüme stratejileri doğrultusunda 2013 yılından bu yana su alanına yatırım yapıldığını belirterek “90’lı yılardan bu yana belediyeler ile işbirliği içinde çalışıyoruz. 2013 yılında Avrupa’nın ikinci büyük su kimyasalları ve koagülant üreticisi olan Feralco ile birlikte Akferal’ı kurduk. Geçtiğimiz yıl da Akferal bünyesinde Dostel grubunun su arıtma bölümünü satın alarak, ürün portföyümüzü genişlettik. Ultrafiltrasyon Modülü ile birlikte bu alandaki pozisyonumuzu da güçlendireceğimize inanıyoruz” dedi. Ar-Ge çalışmalarında dünyada az sayıda kuruluşun yapabildiği, yüksek katma değerli ve ileri teknoloji gerektiren ürünlere odaklandıklarını belirten Kipri, “Ak-Kim olarak bugüne kadar, Ar-Ge çalışmalarımıza ve teknoloji yatırımlarımıza her yıl bütçemizin % 4-5’ini ayırdık. Bu rakam dünya genelinde %2,5 civarındadır. Bundan sonraki hedefimiz de, sürdürülebilir kimyasallar
  • 13. 13 alanında dünya trendlerini takip ederek, Ar-Ge Merkezi’mizde biyoteknolojik ve nanoteknolojik yeni ürünler üretmek olacak” dedi. Ak-Kim’in, Türkiye’de ve çevre ülkelerdeki ilk ve tek Ultrafiltrasyon Modülü üreticisi konumunda olduğuna dikkat çeken Ak-Kim Su Çözümler Direktörü Alp Sarıoğlu “Dünyada ultrafiltrasyon modülü üretebilen 12-13 civarında şirket bulunuyor. Bu şirketlerin arasında DOW, GE, BASF, Toray gibi dünya devleri de yer alıyor. Bugün dünya genelinde UF pazarının yıllık büyüme oranı % 18-19. Ülkemizde ise pazarın 2022 yılında 70 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Biz de Ak-Kim olarak üretim tesisimiz tam kapasite ile çalışmaya başladığı zaman, yıllık 42-45 milyon dolar ciro hedefliyoruz” dedi. Üretimin %60’ını ihraç etmeyi hedeflediklerini de sözlerine ekleyen söyleyen Sarıoğlu, Türki Cumhuriyetlerden Körfez ülkelerine, Amerika’dan Hindistan ve Çin’e pek çok ülkenin radarlarında bulunduğunu da belirtti. Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü avantaj sağlayacak Ak-Kim tarafından üretilen delikli elyaf bazlı membran modülü, suyun kimyasal özelliklerini değiştirmeden, ileri fiziksel arıtma işlemi gerçekleştiriyor. Kusursuz bir filtrasyon yapmak için üretilmiş olan ürünün yüksek verim, yüksek kimyasal dayanım ve yüksek kirlilik tutma kapasitesi gibi birçok yenilikçi özelliği bulunuyor. Güçlü ve esnek fiber yapıya sahip olan UF modülü, farklı su kaynakları için de kullanıma uygun. Günümüz teknolojileri ile üretilmiş en ileri arıtma yöntemi olan UF Modülü belediye ve endüstrilerdeki su arıtma tesislerinde atık suların arıtılarak, alıcı ortam deşarj standartlarına uygun hale getirilmesinde kullanılabiliyor. Atık su geri kazanım sistemlerinde proses ve içme suyu hazırlamada da öne çıkan UF Modülü, deniz suyunun tuzsuzlaştırılarak arıtılmasında da tercih ediliyor. Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü müşteriye uzun kullanım ömrü, stabil su kalitesi, düşük yatırım, işletme ve bakım maliyeti ile kolay montaj imkanlarını bir arada sunuyor. Ayrıca az alan kaplayarak bu konuda da kurumlara kolaylık sağlıyor.
  • 14. 14 BİLİM GRUBU INTERSECTION SPERO TAKIM ÜYELERİ ÖĞRENCİ BAHÇEŞEHİR FEN VE TEKNOLOJİ LİSESİ intersectionspero@gmail.com 14 YENİ AMBALAJ SİSTEMİMİZ B iz, Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi 9. Sınıf öğrencileriyiz. Bu sene, Intersection Spero takımı olarak, FLL (FIRST Lego League) ya da diğer adıyla Bilim Kahramanları Buluşuyor adlı turnuvaya katıldık ve İstanbul Bölgesel turnuvalarında Proje Birinciliği Ödülü’nü alıp ulusal turnuvalara katılmaya hak kazandık. FLL turnuvaları 3 aşamadan oluşur: robot, proje ve öz değerler. Bu turnuvalarda, her sene bir tema seçilir. Bu senenin teması ise “Çöpe Çözüm, Çöple Çözüm”. Biz de, bu temaya göre çalışma-larımızı sürdürdük ve Dünya’daki çöp sorununa bir çözüm getirmek istedik. Depolama sahalarındaki atıkların yaklaşık 1/3’ü (yaklaşık 29 milyon ton) ambalaj atıklarından oluşur ve bu ambalajlar organik atıklarla temasından dolayı geri dönüştürülemez. Bu ambalajların bazıları doğada yaklaşık 2 milyon yılı aşkın sürede çözünür. Ayrıca bu ambalajlar ürünün fiyatının %16-%25’ini oluşturur. Biz de, bu ve bunun gibi daha birçok eksiklik olduğunu fark edince yeni bir ambalaj sistemi oluşturmaya karar verdik.
  • 15. 15 Bu hedefimizi gerçekleştirmek için daha önce askeriyede dayanıklılığı arttırmak için kullanılan özel bir karışımı seçtik. Bu karışım, Yangına karşı CLASS A sertifikası vardır. Kimyasallara karşı dayanıklıdır. Su yalıtımı sağlar. Elastiktir. % 400 oranında elastikiyeti olan bu ürün uygulandığı yapıyla ortak çalışarak ilerleyen za-manlarda meydana gelebilecek çatlaklıkları önleyecektir. Uluslar arası çevre koruma örgütlerinin emisyon değerlerine uygundur. Sağlığa zararlı hiçbir madde içermediğinden içme suyu ile temasında bir sakınca olmadığı onaylan- mıştır. CE sertifikalıdır. Ürün uygulandıktan sonra % 100 katı bir hale gelir. İç ve dış mekân kaplamalarında darbeden dolayı oluşabilecek birçok hasarın önüne geçer. Pigmentleme sistemi ile sonsuz renk seçeneğine sahiptir. Cam hariç her tür yüzeye astar gerektirmeksizin üstün tutunma özelliği vardır. Küf tutmaz. Boşluksuz olarak uygulanır ve zemine direk olarak aderans alır. Bu özelliği ile pas ve korozyon olu- şumunu önler. Ayrıca, 2000 devirde Aşınma Test sonuçları karbon çelikten daha azdır. 60.000 volta kadar elektrik geçirmez, kıvılcım testinden geçmiştir. Uygulama sonrası gözeneksiz, ek yersiz, düz bir satıh oluşturur. Dekoratif görünümlü olması haricen başka bir kaplama gerektirmez. Lokal olarak onarılabilir. Gerilme dayanıklılığı 24 0 C ortam ısısında ± 6600 psi’ dır. — 40 0 C ile +200 0 C ısı arasında elastikiyetini korur. Her türlü yatay ve dikey zemine akma olmaksızın püskürtülebilir. 3 sn’ de kürlenip 10 dk’ da mukavemetini tamamlar. Çizilmesi ve zarar görmesi çok zor olan bir malzemedir. Hijyeniktir. Selefon üzerine uygulanmış ilk test örneğimiz
  • 16. 16
  • 17. 17 Testler için hazırladığımız, gazete kağıdına uygulanmış malzememiz Şu anki ambalajlara ek olarak, ürünü ısıya, kire, pasa, kimyasallara, UV ışınlarına, yağa ve suya karşı büyük oranda koruyor. Darbelere, göçmelere ve kırılmalara karşı da büyük oranda koruma sağlayan bu karışımı, ambalaj özelliği göstermesi ve darbeler dışında bahsettiğimiz diğer etkenlere karşı koru-yabilmesi için doğa dostu filmleri kullandık. Karışımı, selefon filmlere uyguladık. Selefon filmlerde; Doğada tamamen çözünebilmesi, Geri dönüştürülebilmesi Gıda sektöründe de kullanılabilme Nem ve ısıya karşı malzemeyi koruması Kıvırma ve katlamada malzemenin zedelenmesini Ortadan kaldırmasından dolayı en uygun Malzemenin selefon olduğuna karar verdik. Ürettiğimiz ambalajı ürün üstünde Vakumlayarak karışımı ürüne tam temas ettirdik ve dayanıklılığı optimum seviyeye çıkardık. Böylece ürüne tam temas eden bir ambalaja sahip olduk.
  • 18. 18 Bu gibi maddelerin doğada çözünmesi ve geri dönüştürülebilmesinin en önemli maddelerden oldu-ğunu bildiğimizden, projemize bu amaçlara uyacak şekilde yön verdik. İçerdiği maddelerden dolayı doğada şimdiki ambalajlardan daha kısa sürede zararsız biçimde çözünebilecek. Yağdan etkilenme-diği için de organik atıklarla karışsa bile geri dönüştürülebilecek. Ambalajın geniş kitlelere ulaşması için maliyetinin uygun, sanayiye de uygulanabilir olması gerekir. Ürettiğimiz ambalaj, şimdikilerden çok daha uygun fiyatlı olacak. Sanayiye uygulanabilirlik açısından da teknik ressamlarla yaptığımız görüşmeler sonucu ambalaj tesisimizin bir çizimini yaptık Projenin doğruluğunu test etmek için Ambalaj Sanayicileri Derneği, PAGÇEV, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi bu konuda uzmanlaşmış kurumlardan destek aldık. Ayrıca üniversitelerden çevre, kimya ve fizik profesörleriyle de projemizi paylaştık. Araştırmalarımız ve testlerimiz ( Çekme, basma, eğme, çevrimli - cyclic-, yapışma, soyulma ,Charpy, vs.) son hız devam ediyor, ulusal turnuvalar için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Daha temiz ve güzel bir dünyada yaşamak dileğiyle, Saygılarımızla,
  • 19. 19 HaberYabancı PLASTİK YİYEN BAKTERİ İLE TANIŞIN Bulunan yeni bir bakteri türü, Dünya’nın en önemli sorunlarından birini çözmeye aday! Araştırmacılar, şişelerde ve yiyecek kutularında en sık kullanılan plastik türlerinden olan Polyethylene terephthalate (PET) geri dönüşümünün geleceğini oluşturabilecek bir bakteri türü buldular. Günümüzde Dünya genelinde yıllık olarak 45 milyon ton PET plastik üretilmekte ancak bunların sadece yarısı geri dönüşüm için kullanılabiliyor. Büyük bir çoğunluk da, kendilerini okyanuslarda veya dolgu alanlarında buluyor. PET’in dayanıklılığı yüzünden üretilen bir plastik olması, kendi kendine çözünmesi için 400 yılın üzerinde bir zaman geçmesi gerektiği tahmini ile sonuçlanıyor. Ancak Japonya’daki araştırmacılar tarafından bulunan ve Ideonella sakaiensis olarak adlandırılan bu yeni bakteri türü, bu durumu değiştirebilir. Araştırmacılar, geri dönüşüm tesislerinden 250’nin üzerinde PET örneği ile, mikro organizmaların plastiğin yıkım sürecinde bir rol oynayıp oynamadıklarını inceledi. Bu inceleme sırasında bakteri ile karşılaşan araştırmacılar, ince bir PET filminin üzerine koydukları bakterinin altı hafta içerisinde plastiği tamamen yıkabildiğini gördü. Tabii ki daha kalın plastiklerin yıkımı, daha uzun sürecektir. İlginç olan ise, PET plastiklerin insan yapımı olmaları ve 1941 yılında patenti alınan bu plastik türünün yaklaşık olarak sadece 70 yıldır kullanılmaları. Bu durum da PET yıkımını sağlayan bu bakteri türünün bu kısa süre içerisinde evrildiğini ve halen evrim süreci içerisinde yer alabileceklerini öneriyor. Durum ne olursa olsun, araştırmacıların buldukları bu yeni bakteri türü, plastiklerin geri dönüşümü için daha doğa dostu bir yöntem ortaya sunmakta ve araştırmacılar bu işlemin hızını artırabilirse, yeni türün öneminin çok daha fazla artacağını söylemek mümkün…
  • 20. 20 Haber Yerli EKMEKTEN BENZİNİN KATKI MADDESİ ÜRETİLDİ Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Loğoğlu, bayat ekmekten benzin katkı maddesi üretti. Gazi Üniversitesi Kimya Fakültesi Biyokimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Loğoğlu, evinde ekmeğin israf edilmesine dayanamadı ve bayat ekmeğin yapısındaki nişastayı glikoza, glikozu da mayalayarak benzinin katkı maddesi biyoetanole dönüştürdü. Aynı zamanda Kadın Hareketi Derneği Genel Başkanı ve Ekmek Üreticileri Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Loğoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de ekmek israfının yüksek boyutlarda olduğunu savundu. Ekmeğin buğdaydan üretilip sofraya gelene kadar bir çok zorlu işlemden geçtiğini anlatan Loğoğlu şunları söyledi: “Yaptığımız incelemeler sonucu bayat etmek gibi atıl durumda olan bir ürünün ülke ekonomisine en çok katkı sağlayabilme yolunun, bayat etmekten biyoetanol üretmek olduğunu gördük.”Biyoetanolün doğal kaynaklardan elde edilen bir alkol olduğunu anlatan Loğoğlu bu maddenin üretim aşamalarına ilişkin şöyle konuştu: “Biz bu çalışmayla ekmeğin yapısında olan nişastayı glikoza çeviriyoruz. Ne kadar nişastayı glikoza dönüştürebilirseniz alkole dönüştürme oranı da o kadar yüksek. Nişastanın hidrolizi kolay bir şey değil, bunun için farklı bakterilerden yararlandık. Bakteriler, nişastayı hidrolizleyen enzimleri üreten bedava işçilerimiz bizim. Bu enzimlerden yararlanarak nişastayı yüksek oranlarda glikoza hidrolizeledik, bunu da mayalayarak, alkolümüzü elde ettik.” Bakterilerden Yararlandı Loğoğlu, çalışmanın başarıyla sonuçlandığını anlatarak, “Elde ettiğimiz alkol, ülkemizde resmi olarak yüzde 5 oranında benzine katılarak kullanılabilir” dedi. Benzin içerisine katılan yüzde 5’lik alkolün sadece yarısının Türkiye’de üretilebildiğini öne süren Loğoğlu, farklı maddelerden bioetanol üretilmesinin ekonomi için kazanç olacağını bildirdi. Yıllık 250 Milyon Getirisi Var Projeyi Loğoğlu ile birlikte yürüten GÜ Analitik Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Özcan Yalçınkaya da Türkiye’de günlük yaklaşık 100 milyon
  • 21. 21 adet ekmek üretildiğini söyledi. Yalçınkaya, “Ülkemize günlük olarak yaklaşık 456 bin ton ekmek israf ediliyor. Bu kadar ekmekten yaklaşık 150 bin litre alkol elde edilebiliyor. Bu alkolün katma değeri, yıllık mali getirisi 250 milyon lira. Bu parayla da yaklaşık 10 hastane, 60 tam donanımlı okul yapılabiliyor. Biz bu ekmeklerin çöpe gitmesi yerine, ülke ekonomisine katkı sağlaması için değerlendirdik” diye konuştu.
  • 22. KİMYAGER TUĞBA ÇİÇEK ÖĞRENCİ 19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ cicek16.55@gmail.com 22 AĞRI KESİCİLER VE ANTİBİYOTİKLER H afif analjezikler ilk önce söğüt kabuğundan türetiliyordu ve tıpda, yine ağrı kesici özelliği olan kinin’in alternatifi olarak, 1763 de kullanılmaya başlandı. Kinin, bilindiği üzere, kenakma adıyla bilinen bir ağaç grubunun kabuğundan elde edilir. Kinin gibi kokması, daha bol ve daha ucuz olması söğüt kabuğunun kullanılmasına yol açmıştır. Bu kabuğun, analjezik gücü, salisilat alkol üretiminde kullanılan salisin adlı maddeye dayanmaktadır. 1874 de salisilat alkol, çok kullanılan bir ağrı kesici ilaç şeklini aldı ve 1899 da tesadüfen salisilat alkolden türetilen ve mükemmel ağrı kesen spesifik aspirin bileşikleri bulundu. Bu keşifden sonra tesadüfi keşifler ve ilaç sanayimdeki yoğun araştırmalar sonucunda birçok ağrı kesici ilaç variyasyonları geliştirildi. 1.1 AĞRI NEDİR ? Ağrı bir anda oluşan zincirleme bir reaksiyonun sonucunda oluşur.Ağrının oluşma nedeni de korunmaktır. Çünkü beynimiz ağrıyı hissettiği sürece,ağrıya sebebiyet veren nedeni ortadan kaldırmaya çalışır.Bir anlamda ağrı,size yaptığınız şeyin zararlı olduğunu ve bunu durdurmanız gerektiğini bildiren bir mesaj niteliğindedir.Bir başka tanımı ise; ağrı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı tarafından ‘’vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan,organik bir nedene bağlı olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan,hoş olmayan bir duyudur’’ şeklinde tanımlanmaktadır.
  • 23. 23 1.2 AĞRI SÜRECİ Ağrı süreci,vücudunuz hangi bölgesinde olursa olsun,yara veya iltihabın kaynağında başlar. Vücudumuzun herhangi bir yeri yaralandığında, vücut otomatik olarak ağrı reseptörlerini harekete geçirir ve prostaglandin adı verilen kimyasalları açığa çıkarır. Bu kimyasallar ''burası acıyor'' sinyalini doğrudan omiriliğe aktarırlar.Omirilik,aldığı bu ağrı mesajını beyine iletir.Beyinde bu mesaj ilk olarak hipotalamus tarafından alınır ve mesajın işleneceği serebral kortekse iletir. 1.3 AKUT VE KRONİK AĞRI ARASINDAKİ FARKLAR Ağrının hissedilmesine yol açan çok şiddetlisinden hafifine,birçok ağrı çeşidi mevcuttur.Akut ağrılar kısa süreli bir ağrı çeşididir ve genellikle kemik kırılması,iğne batması,yanık gibi kaza veya yaralanmalarda meydana gelir.Yara iyileştikten sonra ağrı kaybolur ve ileri bir tedavi uygulanmasını gerektirmez. Kronik ağrılar ise kalıcı etkiye sahip olup genellikle eklem iltihabı gibi uzun süreli tedavi ve terapi gerektiren ağrılardır.Kronik ağrılarda,beyne iletilen mesajlar,parmak kesilmesi veya ayak çarpması sonucu oluşan akut ağrılardakinden farklıdır. Normal ağrılarda,merkezi sinir sistemi otomatik olarak ağrı gibi hoş olmayan hisleri inhibe eder yani kısıtlar.Fakat kronik ağrılarda, sinir sisteminin fonksiyonu başkalaşır ve ağrıya karşı hassasiyet artar.Kronik ağrılarda,sinir hücreleri hafif şiddetli bir çarpma etkisi kadar bir ağrıyı bile çok şiddetli hissedebilir. Kronik ağrılı hastaların MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) taramaları sonucunda, beyinde anormal miktarda uyarının oluştuğuna dair kanıtlar mevcuttur.Bu da kronik ağrı hisseden hastaların,ağrıya karşı diğerlerine oranla çok daha hassas olduğu anlamına gelmektedir. Bununla birlikte hafıza da beyinin algılama sisteminin bir parçasıdır.Beyin uyarıldığı zaman,ağrı uyaranlarını hatırlar ve geçmiş deneyimlere dayanarak uyaranın ne olduğunu belirler.Beyin bu uyaranın kronik ve dayanıklı bir ağrı olduğunu hatırlarsa,her yeni ağrı daha şiddetli şekilde hissedilir.
  • 24. 24 1.4 AĞRI KESİCİ KULLANIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER *Ağrı kontrolünde 10 günden fazla ağrı kesici kullanılmamalıdır. *Genel olarak günlük 4 tabletten fazla ağrı kesici kullanılmamalıdır. * Sık ağrı kesici kullanımında vücutta ağrı kesiciye karşı duyarsızlaşma gelişebilir fakat bu etki kalıcı değildir. *Metamizol sodyum etkin maddesini içeren ilaçlar uzun süre kullanılırsa kemik iliğini baskılayabilir. *Parasetamol etkin maddesi yüksek dozda kullanılırsa karaciğer ve böbrek hasarına, müdahale edilmezse ölüme bile neden olabilir. *Ateşi olan bir çocuğa kesinlikle asetilsalisilik içeren preparat verilmez. Karaciğer ve beyin hasarı ile sonuçlanan Reye Sendromu’na neden olabilir. *Astım ve solunum yolu rahatsızlıkları ile gut hastalığı olan kişiler asetilsalisilik içeren preparat kullanmamalıdırlar. *Ağrı kesiciler dahil tüm ilaçların kullanımında alkol kullanımından kaçınılmalıdır. *Ağrı kesiciyi tok karnına, bir bardak su ile birlikte almak mide tahribatını önlemede yardımcı olabilir. 2.ANTİBİYOTİKLER 2.1 Tarihçe “Mucize ilaç” olarak adlandırılan antibiyotikler son yüzyılın en büyük keşiflerinden biridir. Enfeksiyonların neden olduğu hastalık ve ölümlerin sayısında dramatik bir azalma sağlayıp, yaşam beklentisini on yıl artırarak, tıp tarihine damgasını vurmuştur. Antimikrobiyal tedavi 1935 yılında Domogk’un sulfamidleri tedavide kullanmasıyla gelişme safhasına girmiştir.1929’da Fleming’in gözlemlediği ve 1940’da Chain ve Flarey’in Penicillium notatum’dan elde ettiği bir maddenin mikroorganizmalar üzerine öldürücü etkisi ile antibiyotikler tedavide yer almaya başlamıştır. Bazı bakterilerden ama çoğunlukla mantarlardan elde edilen,insana verildiğinde çok küçük dozlarda bile diğer bakteriler üzerinde öldürücü yada üremeleri engelleyici etki gösteren,buna karşın insana zararı olmayan veya az miktarda olan (seçici toksik etki) ve bakteriyel infeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Anti: KARŞI Biyos: YAŞAM
  • 25. 25 2.2 ANTİBİYOTİKLERİN SINIFLANDIRMASI *Hedef hücreye etkilerine göre; *Etki mekanizmalarına göre *Etki gösterdiği mikroorganizma grubuna göre *Etki spektrumuna göre *İmmunmodülatör etkilerine göre 2.2.1 HEDEF HÜCREYE ETKİLERİNE GÖRE 1. Bakterisidler (Bakterileri öldüren) Penisilinler, Sefalosporinler, Aminoglikozidler, Vankomisin, Rifampisin, Florokinolonlar, Polimiksinler, Teikoplanin 2. Bakteriyostatikler (Bakterilerin üremelerini engelleyen) Tetrasiklinler, Kloramfenikol, Sülfonamidler, Eritromisin, Klindamisin, Mikonazol, Etambutol
  • 26. 26 2.2.2 ETKİ MEKANİZMALARINA GÖRE 1. Bakteri hücre duvar sentezini inhibe ederek ve otolitik enzimlerini aktive ederek 2. Sitoplazma membran permeabilitesini bozarak 3. Bakteri ribozomlarında protein sentezini inhibe ederek 4. DNA ve RNA sentezini [nükleik asit sentezini] bozarak 5. Antimetabolit etki 2.2.3 ETKİ GÖSTERDİĞİ MİKROORGANİZMA GRUBUNA GÖRE *Antibakteriyel * Antiviral * Antifungal * Antiparaziter * Antimikobakteriyel 2.2.4 ETKİ SPEKTRUMLARINA GÖRE *Dar spektrumlu – Makrolidler – Polimiksin *Orta derecede geniş spektrumlu – Sulfonamidler – Aminoglikozidler – Beta-laktamlar *Geniş spektrumlu – Kloramfenikol – Tetrasiklinler 2.2.5 İMMUNMODÜLATOR ETKİLERİNE GÖRE Konak immün savunmasına belirgin etkileri olmayanlar: * Beta- laktamlar, vankomisin İmmün sistemle sinerjik davrananlar: * Kinolonlar (mikroorganizmaları fagositoza elverişli hale getirirler) İmmün fonksiyonları deprese edenler: *Tetrasiklinler, kloramfenikol (selüler ve humoral yanıtları olumsuz etkilerler) İmmün fonksiyonları şiddetlendirenler: * Sefozidim (CD4 sayısını ve CD4/CD8 oranını arttırır, sitotoksisiteyi, kemotaksisi ve fagositozu güçlendirirler.
  • 27. 27 3.Enfeksiyon ve Tedavisi Vücudumuzda çok fazla bakteri yaşamaktadır. Bunlar, organizmaya yararlı etkiler de sağlamaktadır. Bunu da yaşadıkları bölgede vücudumuzun maddelerinden yararlanarak yaparlar. Vücudun bağışıklık sistemi sağlam kaldıkça bu bakteriler bize zarar vermezler. Buna karşılık, vücudun, yabancı canlılar tarafından istila edilmesine enfeksiyon denmektedir. Vücudumuz bu canlılara karşı çıkmak için bir savunma mekanizmasına sahiptir. Deri bütünlüğü, lenf düğümleri, dalak, kemik iliği ve beyaz küreler bunların içinde en önemlileridir. Ancak her zaman bakterilerle yapılan mücadelede, bu mekanizmalar yeterli gelmeyebilir. Vücudumuz bakterilerle savaşına destek olacak maddeler ihtiyaç duyar. Bu maddeler antibiyotiklerdir. 4.ANTİBİYOTİK ETKİLERİ VE YAN ETKİLERİ Antibiyotiğin Etkileri Bazı antibiyotikler belirli bir bakteri grubuna etki ederken, diğer bazı antibiyotikler pek çok bakteri grubunu kapsayacak geniş bir etki sınıfına sahiptirler. Ayrıca, bazı enfeksiyonlarda birden çok antibiyotiğin birlikte kullanılması gerekli olabilir. Antibiyotikler enfeksiyonların tedavi edilmesi kadar, enfeksiyon gelişmesini de önlemek amacıyla kullanılabilirler. Antibiyotiğin Yan etkileri Antibiyotik kullanımı esnasında, bazı kişilerde hiç sorun yaşanmaz iken, bazı kişilerde ise hafiften şiddetliye kadar değişen, hatta bazen ölümcül olabilen yan etkiler ortaya çıkabilir. Bunlar: 1- Sindirim Sistemi * Bulantı, kusma, ishal, hazımsızlık 2- Sinir sistemi * Duyu kusurları 3- Solunum sistemi * Solunum sıkıntısı 4- Dolaşım sistemi * Düşük tansiyon 5-Böbrekler ve karaciğer * Değişen derecelerde karaciğer ve böbrek yetmezliği 4.1 Antibiyotiklerde Direnç Gelişmesine Katkıda Bulunan Unsurlar; *Gerekmediği halde antibiyotik kullanılması * Antibiyotiklerin, tedavi edici dozdan daha düşük seviyede kullanılması, doz atlanması * Antibiyotiklerin gerekenden daha kısa süre kullanılması ( tedavinin erken kesilmesi) * Gerekmediği halde birden çok antibiyotiği aynı anda kullanılması * Gerekmediği halde etki yelpazesi geniş olan antibiyotiklerin kullanılması * Enfeksiyon tipine uygun olmayan antibiyotiğin kullanılması * Antibiyotiğin, geçimsiz olduğu gıdalar yada başka ilaçlar ile birlikte kullanılması * Çiftlik hayvanlarının ve balıkların yemlerinde antibiyotik kullanılması
  • 28. 28 5.ANTİBİYOTİKLERİN ETKİ ALANLARI *Görmeyi etkiler Baş dönmesi, baş ağrısı, kulak uğultusu, tad almada bozukluklar da ender olmayan yan etkilerdir. Bazı antibiyotikler iç kulak ve duyma sinirlerini etkileyip sağırlığa yol açabilir. Güçlü bir antibiyotik grubunun, ender de olsa, gözün arkasındaki retina tabakasını zedeleyerek görmeyi bozduğu olur.Birçok ilaç böbreklerde süzülüp idrarla atılır. Süzmeyi yapan hücrelere zarar verip, böbrek yetersizliğine yol açabilen antibiyotikler vardır. Bazen böbreklerde bir olumsuzluk olmaz ama idrar yapmakta güçlük ve yanma ortaya çıkabilir. *Her şey alerji değil Başka ilaçlarda olduğu gibi antibiyotik alanlarda da birçok yan etki oluşabilir. Bu yan etkiler mutlaka alerjik reaksiyon değildir. Tam aksine, Oya Hanım’da olduğu gibi çoğu alerjiye bağlı olmayan yan etkilerdir. Her yan etkiyi alerji olarak nitelemenin uzun dönemde zararları olabilir.İlacı aldıktan sonra nefes almada güçlük, kalpte çarpıntı, deride kabarık kızarıklıklar oluşursa ciddi bir alerjik reaksiyonundan şüphe etmek gerekir. *Ölüme kadar götürebilir! Gerçek alerji ölüme kadar götüren ciddi sonuçlar doğurabilir. Sadece antibiyotikler değil birçok ilaç ve doğal madde alerjiye yol açabilir. Fıstık yiyince ya da arı sokunca şişen, solunumu güçleşen insanlar var. Antibiyotiklerin en korkulan yan etkilerinin başında alerji gelir. Bu reaksiyonların çoğu kaşıntı, deride çabuk yayılan kızarık kabartılardan ibarettir. Ender de olsa daha ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. En ciddi olanı ‘anaflaksi’ denen durumdur. Alerji yapan ilaç, besin ya da böceğin zehiri kısa sürede deride şiddetli kaşınma, ürtikere benzer değişiklikler, boğazda sıkışma, nefes almakta güçlük, kan basıncında düşmeye bağlı fenalık hissi, bayılma ve bilinç kaybına yol açar. Birkaç dakika içinde müdahale edilmezse ölüm tehlikesi vardır. *Güçlü bir savunma Kanda ve dokularda savunma görevi yapan bir çeşit akyuvar olan hücreler daha önceden tanıdıkları antibiyotik veya başka bir maddeyi (sarı üçgenler) özel moleküller aracılığıyla bağlarlar. Daha sonra harakete geçip içlerindeki keseciklerde bulunan histamin ve benzeri maddeleri (mavi noktalar) dokuların içine saçarlar. Saçılan maddeler hem damarları genişletir hem de kılcal damarlardan dışarı sıvı sızmasına yol açar. Sızan sıvıyla dokular şiser, genisleyen damarlar tansiyonun düşmesine yol açar. Kısacası, olumsuz olaylar zincirinin tetiği çekilmiş olur.Allerji bağışıklık sistemimizin yabancı bir maddeye aşırı hassas davranması sonucu ortaya çıkar. Allerjen denilen allerji yapıcı maddeyle vücut daha önce en az bir kez tanışıp hazırlık yapmıştır. Allerjilerin bir çoğu, anaflaksinin aksine hayati tehlike veya kalıcı hasar oluşturmaz.
  • 29. 29 6.İLAÇLAR NASIL KULLANILMALIDIR ? Bazı antibiyotikler; ilaçlarla, yemeklerle, meyve suları ile veya sütle alınmamalıdır. Süt ve antiasit mide ilaçları ile alınamayacak olanlara misal; Tetrasiklin grubu. Meyve suyuyla alınmayacak ilaçlar: Ampisilin, amoksisilin, eritromisin baz, penisilin. Yemeklerle beraber veya süt ile alınamayacak ilaçlar: Metranidazol ( müstahzarları: Metraj il tablet) Nalidiksik Asit müstahzarları: (Naligram, negram), Verem ilaçları (Etambutol, paraaminosalisilikasit, streptomisin, INH cycloserin, Rifampisin) ve eritromisin gibi... Antibiyotiklerin pek çoğunu hamilelik esnasında almak çok mahzurludur. Bazıları, ana karnındaki çocukta bir çok sakatlıkların meydana gelmesine sebep olur. Eğer mutlaka antibiyotik vermek gerekiyorsa, penisilin, Spiramicin (rovamycin), Ampisilin veya sefalosporin grubu bir antibiyotik gebeliğin ilk üç ayında verilebilir. Gebeliğin dördüncü ayından sonra penisilin ve sefalosporin grubu antibiyotikler çok dikkatli kullanılmalıdır. Kaynaklar : http://www.ilacabak.com/etkengoster.php?ıd=M01AE02 http://www.ilacisimleri.com/ilaclar http://www.patient.co.uk/health/painkillers http://www.tratsfit.com/2006/10/11/how-presciption-painkillers-really-work/ http://akilciilac.gov.tr http://www.infobik.com/2014/04/beta-laktam-antibiyotikler http://www.etf.edu.tr/stek/pdfs/31/3111HL.pdf http://www.mediko.boun.edu.tr/?q:node/93 www.dicle.edu.tr/contents/1847d747-6909.pdf www.bilgiustam.com
  • 30. 30 HaberYabancı ORİJİNALİNE BENZEYEN SUNİ LENS YAPILDI Amerikalı bilim adamları, insan gözündeki lense neredeyse birebir benzeyen yeni bir suni lens geliştirdi. Nano ölçekte (metrenin milyarda biri) binlerce polimer katmanlarından oluşan yeni lens, gözdeki işlevini yerine getiremeyen doğal lenslerin yerine nakledilen göz içi lenslerin daha doğal görüntü sağlamasının önünü açacak. Doğadaki örneklerden yola çıkan araştırmacılar, yeni lensi her biri diğerine göre biraz farklı optik özellikleri bulunan binlerce nano ölçekteki katmanları bir araya getirerek geliştirdi. Araştırmacılar yeni lensin, polimerin ışığı kırma özelliklerini ayarlamada kullanılan kırma indeksini aşamalı olarak değiştirme özelliğine sahip olduğuna dikkati çekti. Katarakt ameliyatlarında kullanılan geleneksel göz içi lensleri, ışığa odaklanmak için kendi şeklini kullanıyor. Ancak ışığın aşamalı olarak kırılmasına imkan vermeyen bu tür tektip-kırılmalı lensler sapmalara ve diğer istenmeyen optik etkilere neden olduğu için doğal göz lensleriyle aynı performansı gösteremiyor. Işığın lensin önünden arkasına geçerken çeşitli açılarda kırılmasına olanak veren yeni lens bu şekilde daha doğal bir görüntü elde edilmesini sağlıyor. ABD’deki Case Western Üniversitesi, Rose-Hulman Institute of Technology adlı bilimsel araştırma kuruluşu, ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı ve PolymerPlus şirketinin ortak çalışması sonucu üretilen yeni lens hakkındaki çalışma, Optics Express adlı bilimsel dergide yayımlandı.
  • 31. 31 Yerli Haber KOZMETİK ÜRÜNLERE SIKI TAKİP Sistemi kullanmak için uygulamayı cep telefonunuza indirmek yeterli. Barkodun okutulması ile o ürünün kaydı görülebilecek, sakıncalı bir durum var ise ortaya çıkacak. Piyasadaki kozmetik ürünlerin birçoğu teknik düzenlemeye aykırı. Denetlenen bin 272 üründen 937’si sınıfta kaldı. Bakanlık bunun için yeni bir sistemi hayata geçirdi. Sistemi kullanmak için uygulamayı cep telefonunuza indirmek yeterli. Barkodun okutulması ile o ürünün kaydı görülebilecek, sakıncalı bir durum var ise ortaya çıkacak. 2015 verilerine göre, denetlenen bin 272 kozmetik üründen 937’si teknik düzenlemeye aykırı. Üstelik güvensiz olarak tespit edilen 119 ürünün 86’sı kaçak ya da sahte. İşte sistemle tüm bu kayıt dışılığın önlenmesi amaçlanıyor. Kozmetik ürünler zaten Sağlık Bakanlığı’nda kayıtlı. Yeni uygulama ile de denetim daha sıkı yapılacak. Ürün Takip Sistemini, şu an için sadece kozmetik ürün satanlar kullanabiliyor. Yakın zamanda ise herkesin kullanımına açık olacak.
  • 32. KİMYAGER AKIN ÖZDEMİR MEZUN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ozdmrakin@gmail.com 32 KEŞFEDİLEN İLK VİTAMİN TİAMİN (B1 VİTAMİNİ) 1. TİAMİN(VİTAMİN B1)’İN GENEL ÖZELLİKLERİ 1.1 Tarihçesi B1 vitamini, keşfedilen ilk vitamindir. Bu vitaminin keşfi, vitamin bilgisini başlatmıştır. İlk kez bu vitaminin keşfi ile kalori veren besinler, su ve mineraller dışında insanların besinlerle çok az miktarlarda ama yaşamaları için mutlaka gerekli bazı maddeleri daha alması gerektiği anlaşılmıştır. Vitamin kelimesi 1911'de B1 vitaminini kristalize bir şekilde elde etmeyi başaran Funk'un önerdiği 'vitalamin' (yaşam için gerekli amin) sözcüğünden ileri gelmektedir. 1890'da Hollandalı hekim Ejikman, Endnezya'da (Cava) bir askeri hastanede çalışırken beriberi yakınmalarından hastanede yatmakta olan hastalara verilen yıkanmış, beyazlatılmış pirinçle bahçedeki tavukları da beslemeye başladı. Bu tavukların bacaklarında felçler, başlarında kasılmaların oluştuğunu gözlemledi. O sırada yeni gelen aşçıbaşı işlemden geçirilmiş pirinçlerin kümes hayvanlarına verilmesinin israf ve yasak olduğunu söyleyerek bu amaçla kullanılmak için ancak yerli halka ve yerli hastalara verilen işlenmemiş ve iç zarlarını muhafaza eden pirinçlerden bir miktar ayırabileceğini belirtti ve bu pirinçlerle kümes hayvanlarını besledi. Ejikman bu pirinçle beslediği zaman tavukların düzeldiğini şaşkınlıkla gözlemledi. Bu gözlem ona beriberi hastalığının pirinçlerin iç kabuklarında bulunan ve yıkama-beyazlama sırasında kaybolan bir maddenin sonucunda geliştiğini gösterdi. Özellikle Uzak Doğu'da binlerce insanı hasta eden, öldüren beriberi hastalığının nedeni böylece açığa çıkmış oldu ve vitamin bilgisine ilk büyük adım atıldı. Bu dikkatli gözlem bir sömürge hastanesinin asker hekimine daha sonra Nobel Ödülü'nü kazandırdı. 1915’de Mc Collum ve Davis farelerde yaptıkları deneylerde besinlerdeki tiaminin bir gelişim faktörü olduğu ispat ettiler. Jansen ve Donath 1926 yılında anti beriberi vitamin olan tiamini pirinç kabuklarından izole etmeyi başardılar. 1926'da vitamin saf olarak elde edildi, içinde kükürt atomu bulunduğu anlaşılarak adına tiamin denildi ve 10 yıl sonra yapay olarak üretime geçişildi. Tiaminhidroklorür beyaz bir tozdur.
  • 33. 33 1.1.1. Kimyasal Yapısı Tiaminin kapalı kimyasal formülü (C12 H17 ClN4 OS) dır. Pirimidin halkası ile tiazol halkasından ibarettir (Şekil 1). Şekil 1 : Tiaminin Kimyasal Yapısı IUPAC adı: 2,5-dimetil-6-amino pirimidin 4-metil-5-hidroksietil tiazol Molar kütle: 300,81 g/mol Amino grubuna ve tiazol halkasındaki azot atomuna tuz teşkil etmek üzere klorür gibi bir anyon bağlanabilir. Yine tiazol halkasındaki oksietil grubuna difosfat (pirofosfat) ester halinde bağlanabilir. Tiamin difosfatta OH gurubunun yerini pirofosfat alır. (Şekil 2) Şekil 2 : Tiamin Difosfatta OH Gurubunun Pirofosfata Dönüşmesi Tiamin UV spektrumunda absorpsiyon bandı gösterir. Tiamin ve tiamin pirofosfat metabolizmada yükseltgenme ve indirgenmeye uğrarlar. Tiamin ferrisiyanür gibi yükseltgeyici maddenin etkisi altında sarı renkli olan ve kuvvetli mavi bir floresans veren tiyokroma yükseltgenir. Böylece tiamin miktarı tayin edilir. Tiamin genellikle asit ortamda tuz halinde, alkali ortamda ise serbest tiamin olarak bulunur. Tiokrom H2 O2 gibi kuvvetli yükseltgenlerin ya da potasyum ferrisiyanitin varlığında tiaminin yükseltgenmesi sonucu oluşur. Tiokrom florasan özellik gösterir ve bu özelliği nedeniyle gıdalarda tiamin miktarının tespit edilmesinde kullanılır. Isıl indirgeme ve fotoliz sırasında tiamin yıkılması sonucu bazı aromatik uçucu bileşikler oluşur. Bu uçucu bileşikler gıdaların aromalarının gelişmesi için önemli olabilmektedir. Aminoasitlerin varlığı çeşitli şekillerde tiaminin parçalanmasında etkili olabilmektedir. a ve b aminoasitlerin varlığında tiaminin parçalanma oranı genellikle düşmektedir. Alkali ortamda alanin, valin, lösin ve glutamik asitin varlığı tiaminin desülfürasyonuna, hidrojen sülfür ve destiotiamin oluşumuna neden olmaktadır. Tiamin sistein, sistin ve kükürt içeren proteinlerle de reaksiyona girmektedir. Sistinin tiamin tiolle reaksiyonu sonucu tiamin disülfiti indirgeme gücüne sahip disülfit ve sistein meydana gelir. Proteinlerin tiaminlerin parçalanması üzerine etkisi bu reaksiyona dayandırılmaktadır. İndirgen şekerlerin varlığında tiamin enzimatik olmayan reaksiyonlarında rol alır. pH 4’ün altında glukozla reaksiyonu sonucu 2-gluko tiamin oluşur.
  • 34. 34 Bu reaksiyon gıdalarda tiamin kayıplarına yol açmaktadır. Tiamin yapısında meydana gelen bu ve benzer değişiklikler vitamin aktivitesini kaybetmesine neden olur. Yine de bazı tiamin tuzları ve tiazol halkası açılmadan meydana gelen değişikliklerde tiamin vitamin aktivitesini kaybetmez. Tiamin bitkilerde serbest formda bulunurken hayvanlarda pirofosfat ya da proteinlere bağlı olarak bulunur. Bitkiler ve bazı hayvanların bağırsaklarında buluna mikroorganizmalar tarafından sentezlenir. Ancak insanların kendi bağırsaklarında sentezlenen tiamini kullanımları sınırlıdır. Tiaminin metabolizmada kullanılabilmesi için tiamin trifosfata dönüşmesi gerekmektedir. Lenf sistemiyle taşınan tiaminin çoğu albümine bağlıdır. Kanda alyuvarlara bağlı olarak taşınır ve kalp, karaciğer, böbrek, beyin ve iskelet kaslarında depolanır. Tiamin vücutta karbohidrat metabolizmasında görevli prüvat dehidrogenez, a-ketoglutarat ve transketolazların yapısında kofaktör olarak görev alır. Bu nedenle karbohidrat ağırlıklı diyetlerde tiamine ihtiyaç artmaktadır. 2. TİAMİNİN ETKİSİ VE KULLANIMI B1 vitamini kan şekerinin enerjiye dönüştürerek vücudun yakıt elde etmesine yardımcı olur. B1 vitamini mukozaları sağlıklı tutar, sinir sistemi, kardiyovasküler sistem ve kas fonksiyonu için gereklidir.Tiamin iştahsızlık gibi sindirim sorunları, ülseratif kolit ve devam eden ishal için kullanılır. Tiamin aynı zamanda AIDS ve bağışıklık sistemi için kullanılmakta, diyabetik ağrılar, kalp hastalığı, alkolizm, yaşlanma, serebellar sendrom olarak bilinen bir tür beyin hasarı, aftlar, katarakt ve glokom gibi görme problemleri, mide bulantısı ve atletik performansı artırmak için kullanılmaktadır. Diğer kullanım alanları ise servikal kanseri önlemek, böbrek hastalığının ilerlemesini durdurmak ve tip 2 diyabetli hastalarda kullanılmaktadır. Bazı insanlar olumlu bir zihinsel tutum sürdürmek için de tiamin kullanmaktadırlar. tiamin aynı zamanda öğrenme yetenekleri artırılmasını sağlamakta, Alzheimer hastalığı da dahil olmak üzere hafıza kaybını önlenmesinde, stresi yok ederek enerjiyi artırmaktadır. Böbrek hasarının bir göstergesi olan idrarda protein tespitinde, B1 vitamini idrarda albümin atılımını azaltmaktadır. 3. B1 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE B1 Vitamini eksikliği bünyede bazı hastalıkların oluşmasına neden olur. B1 Vitamini eksikliğinin belirtilerin bazıları uyuşukluk, sinirlilik, hafıza kaybı, uyku ya da iştah kaybı, kilo kaybı, hazımsızlık veya kabızlık, baldır kaslarında güçsüzlük. Eğer tedavi edilmezse, sinir, kalp ve beyin anormallikleri ile karakterize edilir, ancak bütün burada sıraladığımız belirtiler sadece B1 Vitamini eksikliğinden kaynaklanmayabilir. B1 Vitamini eksikliğinden kaynaklanan en ciddi sağlık sorunları şunladır. Kuru Beriberi: Sinir ve kas anomalileri, ayak parmaklarında diken diken olmas, geceleri ayaklarda yanma hissi, bacak krampları ve kas atrofisi. Islak Beriberi: Yaygın belirtileri, şok ve hatta ölüme neden olabilir anormal hızlı kalp atışı, bacaklarda sıvı tutma, pulmoner ödem, hipotansiyon. Beyin: özellikle alkol kullananlarda B1 vitamini eksikliği ciddi hasralara neden olur. Bazı belirtileri pusluluk, istemsiz göz hareketleri, zorla yürüme ve diğer zayıflatıcı belirtiler. B1 Vitamini eksikliğinden kaynaklanan bütün bu hastalıklara ve sağlık sorunlarına yaklanmamak için düzenli olarak B1 Vitamini alımı yapılmalıdır.
  • 35. 35 4. NE KADAR B1 VİTAMİNİ ALINMALIDIR? Yeni Doğan – 6 ay: 0.2 mg Bebekler 7 ay – 1 yıl: 0.3 mg Çocuklar 1-3 yaş: 0.5 mg Çocuklar 4-8 yaş: 0.6 mg Çocuklar 9-13 yaş: 0.9 mg Erkekler 14-18 yaş: 1.2 mg Kadınlar 14-18 yaş: 1 mg Yetişkin Erkekler 19 yaş ve üzeri: 1.2 mg Kadınlar 19 yaş ve üzeri: 1.1 mg Hamile veya emziren kadınlarda 1.4 mg 5. B1 VİTAMİNİ NELERDE BULUNUR ? Bitkisel besinlerde çok yaygın olarak yer alsa da miktar olarak fazla değildir. Tohumlarda toplu halde yer almakla beraber,yaprak,kök,dal ve meyvelerinde de bulunur.B1 vitamini en çok bitki tohumlarında bulunur.Ancak bu buğday,pirinç,arpa gibi tohumlar terbiye edilip kabuklarından ayrılırsa B1 vitamin içeriklerini büyük ölçüde kaybederler. B1 vitamini en çok mayada bulunur. Bakla,nohut,fasulye gibi baklagillerde bol olarak bulunur.Ispanak,Patates,Bezelye,Yerfıstığı,Portakal; B1 vitamin içeriği olarak zengindir. Hayvansal besinlerdede B1 vitamini fazladır. Yumurta Sarısı,Balık,Karaciğer,Kümes hayvanlarının etinde bol olarak vardır.Besinlerle alınan tiamin, incebarsaklardan emilir. Dokularda pirofosfat şekline dönüşür. Kandaki tiaminin çoğu pirofosfat şeklinde kırmızı kan hücrelerinin içindedir. Plazmada 1 pg/100 ml ve kan hücrelerinde 6-12 mcg/100 ml düzeylerinde tiamin ve Tiamin Pirofosfat bulunur. En yoğun olarak karaciğer, kalp ve böbreklerde yer alır. İskelet kasları ve beyinde daha az miktarda bulunur. Günlük gereksinmeyi karşılayacak kadar alındığı zaman bunun %10'u idrarla atılır. 6. TİAMİNİN FAYDALARI VE ZARARLARI B1 vitamini sinirlerin çevresinde miyelin kılıflarının sağlıklı gelişimine yardımcı olur. Vitamin B1 eksikliği sinir ölümü ve hasara neden olabilir, bahsedilen kaplamaların dejenerasyınu beyin sağlığını tehtid eder, B1 Vitamini düzenli olarak alındığından buna benzer sağlık sorunlarıyla karşı karşıya gelme riski azalır. *B1 Vitamini sinir ve kaslar arasındaki iletileri ve sağlıklı kalp çalışmasını sağlamak için kullanılan nörotransmitter asetilkolin, üretimine yardımcı olur. B1 vitamini eksikliği, bu nedenle düzensiz kalp fonksiyonları neden olabilir. * Yedi gün boyunca B1 vitamini verilen konjestif kalp yetmezliği sorunu önleyebilir. Bu konuyla alakalı yaplan bütün bilimsel araştırmalar B1 Vitaminin kalp sağlığı açısından oldukça faydalı olduğu ortaya konulmuştur.
  • 36. 36 * B1 Vitamini kataraktı önler, diğer temel besin maddeleri ile birlikte kullanıldığında, B1 vitamini katarakta yakalanma riskini azaltır veya geciktirir. * B1 vitamini düzenli olarak tüketildiğinde cilt sağlığını korumaya yardımcı olur. Cildin yaşlanmasını ve kırışmasını engeller, haliyle yaşlanmayı yavaşlatır. * B1 Vitamini gıda parçacıklarının tam sindirimi için gerekli olan hidroklorik asit salgılanmasına yardımcı olur. Alzheimer Hastalığını Önler: B1 vitamini Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlattığı düşünülmektedir.. Günde 100 mg B1 vitamini takviyeleri ile tedavi edildiğinde bu hastalıktan muzdarip kişiler kısmen iyileşebilir. * B1 vitamini hafıza ve konsantrasyon işlevini arttırır. * B1 Vitamini sinir sistemini korur, stres ve depresyona karşı korur. * B1 Vitamini kırmızı kan hücreleri sağlığını korur. * B1 Vitamini sağlıklı, aktif, enerjik * B1 vitamini siroz, enfeksiyonlar, hipertiroidi gibi sorunları engeller * B1 Vitamini alkol tüketen kişiler mutlaka alımına dikka etmelidirler. * B1 Vitamini İştahı artırır Kaynaklar : [1] dent.ege.edu.tr/yayinlarimiz/bitirme_tezleri/pdf/256.pdf [2] http://www.kimyaevi.org/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF8DF7C 92FCA5B4D051966176E3ABFFFF2 [3] https://intweb.tse.org.tr/Standard/Standard/Standard.aspx?08111805111510805110 411911010405504710 5102120088111043113104073102049077121105090089054105071108 [4] http://www.absciex.com/Documents/Downloads/Literature/Vitamin-B-complex-Infant-Formulas- AOAC-SE-2014-Andre-Schreiber.pdf [5] Ryan, M.A; Ingle, J.D. Anal. Chem. 1980, 52, 2177–2184. [6] http://faculty.sdmiramar.edu/fgarces/LabMatters/Instruments/FluoroSpex /Emission_Experiments/KineticsVitamin_B1.pdf
  • 37. 37 HaberYabancı 3 BOYUTLU ORGAN YAZICI Tarihte ilk defa bilim adamları yaşayan hücrelerden oluşan bir yapı oluşturdu hem de 3 boyutlu yazıcı ile. 3 boyutlu yazıcı ile oluşturulan yapılar insan dokuları ile değiştirilebilecek kadar büyük ve dayanıklı. Nature Biotechnology‘nin açıklamasına göre fare, sıçan, tavşan veya insana ait yaşayan hücreler kullanılarak plastik benzeri materyallerden kulak, kemik ya da kas yapılarının yapılabildiği bir bio- yazıcı bulunuyor. Daha önceleri çok zordu ancak bugünden sonra yaşayan hücrelerin yazım işlemi sırasında zarar görmüyor. Araştırmacılar yakın zamanda bu organların kemirgenlere aktarılabilecek kadar kararlı olacağını söylüyor. Bununla beraber doktorlar yakında hastanın kendi hücrelerini kullanarak sakat insanlara kıkırdak ve kemik yazdırabilecek. Üç boyutlu yazıcılar ile organ veya doku üretilmeye çalışılması yeni bir şey değil. Bilim adamları uzun yıllardır bunun üzerine çalışmalar yapıyordu. Dokuların şekillerini değiştirerek organın buna vereceği tepkilerini ölçüyorlardı. Ayrıca Organavo isimli şirket ilaç testleri için üç boyutlu yazıcı ile laboratuvarda bir böbrek üretmişti. Geçtiğimiz yıl ise Avustralyalı bilim adamları üç boyutlu yazı ile beyin dokusu yapmayı başarmıştı. Ancak bugüne kadar tüm bu dokular oldukça kararsız, çok basit ve insanlara transfer etmek için çok küçüktü. Özel bio-yazıcılar modeli dikkatlice işleyerek içerisinde hücrelerin bulunduğu jel, biyolojik olarak çözünebilen plastik benzeri malzemeler sayesinde organ oluşturabiliyor. Yazıcı ayrıca dokuya geçici olarak bir polimer dış kabuk geçiriyor. Böylelikle nakil sırasında bütün doku yapısı korunuyor.
  • 38. 38 Haber Yerli KİMYA İHRACATINDA YÜZDE 36’LIK ARTIŞ Kimya sektörü ihracatı, şubatta miktar bazında yüzde 36 artarak 1 milyon 651 bin tona ulaştı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, şubatta kimya sektörü 1 milyar 149 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, söz konusu rakam bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,5’lik düşüşe işaret etti. Bu dönemde sektörün miktar bazında ihracatı ise yüzde 36 artarak 1 milyon 651 bin tona ulaştı. Kimya sektörünün, ocak-şubat dönemindeki ihracatı da değer bazında 2 milyar 154 milyon dolar oldu.Yılın ikinci ayında en fazla ihracat yapılan ilk üç ülke Mısır, Almanya ve Irak şeklinde sıralandı. En Çok Hangi Ülkelere Gönderildi? Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Yunanistan, İtalya, Romanya, İspanya ve İngiltere ise ihracatta ilk 10 arasında yer alan diğer ülkeler olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde Mısır’a yapılan ihracat yüzde 11 artarken, Almanya’ya ihracat yüzde 14 yükseldi. Yunanistan’a yüzde 62’lik ve Romanya’ya yüzde 44’lük ihracat artışı da dikkati çekerken, Singapur yüzde 817’lik ihracat artışıyla rekor kırdı. Ocak- şubat döneminde en çok ihracat yapılan ülkeler ise Almanya, Mısır, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi arabistan, İtalya, İran, Yunanistan, İspanya ve İngiltere oldu.Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şubat ayında Türkiye genelinde ihracatta bir toparlanma olduğuna işaret ederek, kimya sektöründe de bu etkinin hissedildiğini kaydetti.Türkiye’nin en fazla ihracat yapan üçüncü sektörü olmayı sürdürdüklerini vurgulayan Akyüz, “Sektör olarak ihracat performansımızı artıracak faaliyetlerimize hız verdik. Medikal, kozmetik, plastik, ilaç gibi sektörlerimiz için dünyanın farklı noktalarına gerek fuar gerekse ticaret heyeti organizasyonları düzenliyoruz” değerlendirmelerini yaptı.Akyüz, mart ayı içinde Avrupa’nın en büyük kozmetik buluşmalarından biri olan İtalya Cosmoprof Fuarına milli katılım organizasyonu gerçekleştirecekleri bilgisini vererek, tüm negatif gelişmelere rağmen çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini dile getirdi.
  • 39. KİMYA TEKNİKERİ ANIL YASİN AKDOĞAN MEZUN BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ anil_yasin_akdogan@hotmail.com 39 DİSPERGATÖR TEST METODUÖncelikle dispergatörün ne olduğunu , hangi amaçla kullanıldığını hatırlayıp daha sonra test metodunu ne amaçla ve nasıl yaptığımızı inceleyeceğiz. Daha önce 14. sayıda Dispergatörler başlıklı yazımda dispergatörlerin ne olduğunu ve hangi amaçla kullanıldığına değinmiştim. Dispergatörler basit olarak suda çözünmeyen katı maddelerin su içinde homojen olarak dispersiyon oluşturmasını sağlayan yardımcı maddelerdir. Kullanım amacımız ise polyester boyama aşamasında daha düzgün ve sağlıklı boyama olanağı sağlamasıdır. Polyester boyamada kullanılan dispers boyarmaddeler ; • Küçük moleküllü • Orta moleküllü • Büyük moleküllü olmak üzere 3 kısma ayrılır. Dispers bm. Yapısı Dispers bm molekül büyüklüğü R kısmına bağlanan gruplara bağlı olarak değişir. Polyester boyama aşamasında dispergatörler dispers bm taneciklerinin etrafını bir film tabakası gibi sararak aglomerasyonu (boyarmadde tanecik büyümesi) önler. Aglomerasyon boyama sırasında boya çökümlerine sebep olur. Özellikle orta ve büyük moleküllü boyarmaddelerle boyama yaparken dispergatörler bm taneciklerinin daha homojen bir şekilde lif içerisine girip boyama düzgünsüzlüğü olarak adlandırdığımız abraj riskini ortadan kaldırır. Burada ek olarak değinmemiz gereken nokta egaliz gücüdür. Egaliz yüzeysel düzgünlük anlamında kullanılır. Kumaş üzerinde herhangi bir leke , dalgalanma … gibi şeylerin olmamasıdır.
  • 40. 40 Bir dispergatörün itme kuvveti çekme kuvvetinden ne kadar büyük ise o dispergatörün dispersiyon yeteneği o kadar iyidir. Test Metodu Bu yöntem ile dispergatör olarak kullanılan malzemelerin dispers ve egalize gücü karşılaştırılabilir. Yöntem 5 g (2,5+2,5 g olacak şekilde) PES kumaş tartılır, laboratuar boya makinesinin tüplerine yerleştirilir. Yukarıda verilen reçeteye göre hazırlanan dispers boya banyosundan 100 ml üzerine konarak grafiğe göre boyama yapılır. Boyama işleminin sonunda sıcaklık 120 °C iken tüpler açılarak 2,5 g kumaşlardan biri çıkarılarak yerine 2,5 g ağırlığında beyaz bir PES kumaş konulur. Bir saat daha boyama işlemine devam edilir. Boyama prosesi Bir saat sonunda kumaşlar çıkarılırak redüktif yıkama yapılır ve kurutulur. Redüktif Yıkama Reçetesi Hidrosülfit------------------------------- 1 g/L Soda--------------------------------- -- 1 g/L Dispergatör----------------------------- 1 g/L Sıcaklık--------------------------------- 70 °C Süre-------------------------------------20 dakika Redüktif yıkama prosesi Makineden ilk çıkarılan parçalara redüktif yıkama yapıldıktan sonra aynı ağırlıkta yandaş %100 pamuklu kumaş ile 1 g/L dispergatör kullanılarak 98°C de 20 dakika yıkama yapılır.
  • 41. 41 Kaynar yıkama prosesi Değerlendirme • Makineye ilk giren parça ( 2 numara ) ile sonradan konulan parçanın ( 3 numara ) renklerinin yakınlığı dispergatörün boyayı taşıma özelliğini, düzgünlüğü ise egalizasyon gücünü gösterecektir. • Kaynar yıkama sonunda pamuklu kumaşın kirlenme derecesi dispergatörün disperge özelliğini verecektir. ( 1 numaralı kumaş ) Görsel 1 : Yapılan tüm işlemlerden sonra elde edilen sonuçların yorumlanması 2 numara ile 3 numaralı kumaşların birbirine yakınlığı dispergatörün boyayı taşıma özelliğini, düzgünlüğü ise egalizasyon gücünü gösterir. 1 numaralı kumaş ise yanında ki % 100 pamuklu kumaşın kirlenme derecesi dispergatörün disperge özelliğini gösterir. Yukarıda ki görsel sonuçlardan da yararlanarak örnek dispergatörün ; • Boyayı taşıma özelliği orta • Koyu renklerde egaliz gücünün iyi olduğu , açık ve orta tonlarda ise çok iyi egaliz gücü olduğu • Disperge etme kapasitesinin ise çok iyi olduğu görülmüştür. Sizler de bu test metodu ile eliniz de bulunan egaliz özellikli dispergatörleri kıyaslayıp verim karşılaştırması yapabilirsiniz. Kaynaklar : • http://kimtekskimya.com/test.html#dispergator • www.teknolojikarastirmalar.com • Görseller tarafıma aittir
  • 42. 42 HaberYabancı DOMATESTEN ENERJİ ÜRETİLECEK Market raflarında yer alamayacak kadar bozulmuş, çürümeye yüz tutmuş domateslerden faydalanmak için bilim insanları yeni bir proje geliştirdi. Bozuk domateslerden artık salça değil, elektrik üretimi yapılacak. ABD’nin domates ihtiyacını karşılayan Florida eyaletinde başlatılan pilot projeyle her yıl çöpe giden binlerce ton domates enerji üretimi için kullanılacak. İngiliz Independent’ın haberine göre eyaletin çöpe attığı domateslerle oteller, tema parkları, golf sahaları ve alışveriş merkezlerine senenin üç ayı yetecek kadar enerji üretilebileceği belirtiliyor. 396 Ton Çöpe Gidiyor Bu yolla Florida’da her yıl büyük bir problem haline gelen domates atığı sorununa çözüm bulunması da sağlanacak. Zira eyalette her yıl 396 ton domates çöp alanlarına ve su yollarına dökülerek büyük bir çevre problemine yol açıyor. Bilim insanları bozulmuş domatesleri bölmek ve oksitlemek için bakteri kullanıyor. Bu sayede kimyasal tepkime yaratarak elektrik elde edilmesini sağlayan elektronlar ortaya çıkarılıyor. Domatesler elektrik üretimi için oldukça elverişli çünkü içinde bulunan fazla miktardaki kırmızı karoten pigmentleri elektrik üretimi için mükemmel bir katalizör görevi görüyor. Princeton Üniversitesi ve Florida Gulf Coast Üniversitesi’nin yürüttüğü projenin başındaki Profesör Venkataramana Gadhamshetty üretilecek enerjinin görece az miktarda olduğunu ifade ediyor ancak araştırmaların devam etmesiyle çürümüş meyvelerden elde edilecek enerji miktarının misliyle artırılabileceğini söylüyor. Projenin bulguları 251’inci Amerikan Kimya Derneği’nin san Diego’daki toplantısında sunulacak. Bilim insanları dünyanın önümüzdeki birkaç on yıl içinde fosil yakıt tüketimini bırakarak yeşil enerji kaynaklarına dönülmesi gerektiğini belirtiyorlar.
  • 43. 43 Yerli Haber PLASTİK AMBALAJ ÜRETİMİ ARTTI Plastik ambalaj üretimi, 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,2 artışla miktar bazında 3,4 milyon tona ulaştı. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’ndan (PAGEV) yapılan açıklamaya göre, plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık bin 900 firma, 2015 yılında bir önceki yıla oranla miktar bazında yüzde 3,2 artışla 3,4 milyon ton üretime ulaştı. Değer bazında ise yüzde 9,7 azalış ile 11,6 milyar dolar oldu. Plastik ambalaj sektöründe yaşanan değer bazındaki azalma, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen yüksek ham madde fiyatları, Doğu Avrupa ile Uzakdoğu ülkelerindeki düşük fiyat rekabeti ve euro/dolar paritesinden kaynaklandı. 2015 yılında dünya genelinde 149 milyon ton plastik ambalaj üretildi. Türkiye 3,4 milyon tonluk üretimi ile 6’ncı sırada bulunurken dünya toplam üretiminden aldığı pay ise yüzde 2,3 seviyesinde. 16 milyar dolara ulaştı Kullanım kolaylığı, uzun süreli muhafaza, hafiflik, maliyet avantajı, enerji tasarrufu ve çevresel faktörlerin etkisi ile tüm dünyada kağıt, çelik, alüminyum, ahşap, cam gibi malzemelere alternatif olan plastiklerin ambalaj sektöründeki kullanımı da giderek artıyor. Açıklamaya göre, günlük hayatın temel bir parçası haline gelen plastik ambalajlar, gıda sektöründen, kozmetik, ilaç ve tıbbi malzemeler sektörüne kadar birçok değişik alanda kullanılıyor. Ürünü dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatan ve tüketicilere hijyen koşullarında taşıma kolaylığı sağlayan ambalajlar, özellikle gıda sektörünün bir numaralı tercihi konumunda. Türkiye’de 16 milyar dolar büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründe ilk sırayı yüzde 34’lük pay ile plastikler alıyor. Ambalajların plastik sektörü üretiminden aldığı pay ise yüzde 40. Değeri azaldı 2015 yılında Türkiye’de kişi başına plastik ambalaj malzemeleri tüketimi 39 kilogram ve 141 dolar oldu. Yurt içi tüketim 2015’te önceki yıla kıyasla miktar bazında yüzde 0,8 artışla 3 milyon 42 bin ton, değer bazında yüzde 10,3 azalışla 11,12 milyar dolar olarak gerçekleşti.
  • 44. 44 Sektörün 2015 yılı ihracatı miktarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,3 artarak 811 bin tona yükseldi. İhracat değerde ise yüzde 5,4 düşüşle 2,23 milyar dolara geriledi. Plastik ambalaj ihracatı, ambalaj sektörünün toplam ihracatındaki yüzde 68 pay ile üretimde olduğu gibi ihracatta da liderliğini sürdürdü. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç eden sektörün 2015’te en çok ihracat yaptığı ülkeler Almanya, İngiltere Irak, Fransa ve İtalya olarak sıralandı. Plastik ambalaj sektörünün dış ticaret fazlası miktarda yüzde 27, değerde yüzde 8 artış kaydetti.
  • 45. KİMYA MÜHENDİSİ YAVUZ SELİM KART MEZUN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ kim_muhselim@hotmail.com 45 Kimya Sektörü ve CV CV ne kadar kısa değil mi? Hayatımıza yön verdiği söylenen, kağıt parçası ya da doküman diyebiliriz. Yaşamımıza çeşitli zamanlarda yön veriyor gibi gözükse de bu konu her zaman düşündüğünüz gibi olmayabilir. Bu konuya sonra değineceğim. Şimdi ilk olarak düzgün bir CV nasıl hazırlanır onun hakkında sizlere bilgi vereyim. Birinci ve en ön planda olan kuralınız şu olsun. Bir CV’yi insan kaynakları bölümü saatlerce incelemez. Göz ucuyla bir bakar. Gözüne hoş görünenleri ya da göze batacak şekilde dikkat çeken bilgilere göz gezdirir. Bu yüzden CV’nizi 2 sayfayı geçirmeden yazmaya çalışın. Yazı boyutu ne çok küçük olsun ne de çok büyük olsun. 11-12 punto ideal bir yazı boyutudur. Yazı boyutuna da nerden geldik diyenleri duyar gibiyim. Sayfalarca uzatıp sırf 2 sayfa olsun diye uğraşıyorsan zarar eden sen olursun. İkinci olarak uzun paragrafları CV’de kullanmamalısın. Mümkün olduğu kadar kısa ve öz tutmaya gayret etmelisin. Birinci ya da üçüncü tekil kişi ağzıyla yazmalısın ki bu bence en önemli kuraldır. Sonuç itibari ile iş hayatına atılıyorsunuz. Genellikle "Times New Roman" veya "Arial" gibi kolay okunabilen karakterler kullanmalı gibi yazıları netten okuyoruz. Helvetica, Garamond, Proxima Nova gibi fontları önerenlerde var. Bence bu konuyu siz en iyisi örnek CV fontlarına göz gezdirerek yapın. Enteresan fontlar kullanmayın. Bu fontlardan biri olursa sizin açınızdan iyi olur. Kelime ve cümlelerin altını çizmemelisin. (İnternet adresleri hariç). Yanlış yapılan yerlerden biri de bu. Bir eposta ya da web sitesi değil ise çizmeyin. İmla kurallarına dikkat etmelisin ki buna takılan firmalar oluyor. Daha burada imlaya dikkat edemedi bizim işlerimizde ne yapacak gibi söylemler yok değil. Aslına bakılırsa kim aşırı imlaya dikkat ediyor gibi de bir soru sormak gerekli. İşverenin almamak için bahane üretmesi de olabilir lakin siz yine de dikkat edin.
  • 46. 46 Başvurduğun pozisyona uygun bir ön yazı hazırlamalısın. Genel başvuru yapıyorsan, ön yazında hangi alanda çalışmak istediğinizi belirtmelisin gibi söylemleri en çok kariyer sitelerinde görüyoruz. Çoğu kişi de diyordur ne yazsak para etmiyor diye. Bu konuda da firma köklü bir kuruluş ise dikkat edin derim. Onun harici insan kaynaklarının çok da bu tarz şeylere baktığını hiç düşünmüyorum. Takım elbiseli çekilmiş fotoğraflar olmalı. Bu da aslında ülkemiz de olan kurallardan bazen yabancı iş ilanı sitelerinde kişi profillerini görüyorum normal ofis ortamı şık bir giyim ama ülkemiz bu konuda şekle bayağı kafa yormakta. Maalesef eleştirince de bunlar klasik şeyler adı altında zırvalamalar. Sonuç itibari ile biz de o yolun yolcusu oluveriyoruz. Siz, siz olun facebook fotoğrafı kullanmayın. Bu kurala uyun. E-posta adresine özen göster, isim soyadından oluşan ciddi, telefonda da kodlaması kolay bir e-posta adresi kullanmalısın gibi söylemleri de duymuşunuzdur. Böyle freestyle65@deneme.com gibi mail adresini kimse ciddiye almaz. Kendi adınızı ve soyadınızı içeren bir mail olsun. Çok sık kullandığınız bir mailiniz varsa onula birlikte CV’nize yazabilirsiniz. Ama isim ve soy isim içeren mail kesinlikle olsun. Kariyer hedefini kesinlikle belirt. Bu kısım olmazsa olmaz. Amacın ne? Ne yapmak istiyorsun? Kendini gelecekte hangi pozisyonda hangi işi yaparken görmek istiyorsun? • Adını, açık adresini, sana ulaşılabilecek telefon numaralarını ve e-mail adresini özgeçmişinin başına mutlaka yazmalısın. • Doğum tarihi, doğum yeri, medeni durum gibi bilgiler mutlaka yazılmalı. • Uyruğunu yurt dışındaki işlere başvuru yaparken yazabilirsin. • Mezun olduğun programları ters kronolojik sıra ile yazmalısın. • Okurken aldığın dereceleri ya da önemli başarıları ve genel not ortalamanı belirtebilirsin. • Yeni mezunsan bu bölüm başta olmalı ama iş deneyimine sahipsen bu bölümü iş deneyimi bölümünün altına yazabilirsin. • Ters kronolojik sıra ile iş ve staj deneyimlerini yazmalısın. • Çalıştığın yerdeki pozisyonunu belirterek her birinin altına sorumluluklarını ve genel olarak yaptığın işleri kısaca listelemelisin. • Başarılarını özellikle vurgulamalısın. • Bildiğin yabancı dilleri ve bilgisayar programlarını belirtebilirsin. • Birkaç program ya da yabancı dil biliyorsan yanlarına hangi seviyede bildiğini ekleyebilirsin. • Bunların dışında başvurduğun pozisyon özelinde yazılabilecek becerilerini yazabilirsin. • Mesleğinizle ilgili profesyonel kuruluşlara üye iseniz bunları yazmanız sizin için • Eğer pozisyon için gerekli ise ek bilgi başlığı altında sürücü belgenin olduğunu belirtebilirsin. • Katıldığın mesleki kurs ve eğitimleri, sertifikalarını uygun başlıklar altında belirtebilirsin. DİKKAT EDİN
  • 47. 47 Temel olması gereken şeyleri burada maddeler halinde ekledim. Ekstra olarak referans kısmı kaldı. Referans kısmını belirtirken referans verilen kişi haberdar edilmeli. Ayrıca nerede çalıştığı ve telefon numarası da olsa iyi olur. Düz olarak isim yazıp geçmeyin. Maddeler halinde belirtilen kısımlara harfiyen uymaya çalışın. Her ne kadar bazı şeyler bizlere mantıksız gelse de elimizden geldiğince yarıştığımız kişilerden ayrılmaya bakacağız. Fark her zaman bir adım öne geçirir. Peki sıralama nasıl olacak? KARİYER HEDEFİ: ÇALIŞMAK İSTENEN ALANLAR: EĞİTİM: YABANCI DİL: KİŞİSEL BİLGİLER: BİLGİSAYAR BİLGİSİ: SERTİFİKA VE EĞİTİM PROGRAMLARI: HOBİLER: REFERANSLAR: Sıralamanızı bu şekilde tutmaya çalışın. Bilgilerinizi düzenli şekilde yazın. Her bölüm için belirtilen bilgileri kullanın. Fazla bilgi belirtmeyin. Net içerikler yazın. Bu kadar anlattım. Bunlara uyup hala neden işsizim diyenleri de duyar gibiyim. Bunun sebeplerin sizlere şöyle izah edeyim. İlk olarak firmalar sorunlu personel ya da verimi düşük personel ile uğraşmak istemezler ve bu yüzden kariyer sitelerindeki ilanlar her zaman güncellenir. Personel arayışı asla bitmez. Sürekli kendi dinamiklerinde araştırırlar, belirli adaylar belirlerler. O personeli çıkarınca yenisini alabilmek için. İkinci olarak yeni mezunlara asla fırsat vermezler. Banane ya, ben ne uğraşacağım gitsin dandik bir firma da biraz burnu sürtülsün sonra kaparız modunda olan birçok firma var. Aslında kimya gibi bir sektörde staj döneminde her firma bir kişi yetiştirse çok iyi bir sektör olmamız mümkün olabilirdi ama bencillik ve bananecilik çok fazla olduğundan böyle. Sonra da ağlamakta bize ait bir özellik. Yok eleman yok, yetişmiş insan gücü yok... Bir diğer faktör insan kaynakları personelinin ne istediğini tam anlayamaması. Kimyager, Kimya Mühendisi, Kimya Teknikeri ve Kimya Teknisyeni bölümlerinden mezun olmuş olabilir gibi saçma sapan ne olduğu belirsiz ilanlara benden size tavsiye asla başvurmayın. Bunu yazan firma ilk önce hangi bölüm ne yapıyor ilk bunu öğrensin. Böyle firmalar maaşı da yazdıkları gibi öderler. Sonra da zamanınız harap olur gider. Son olarak kariyer sitelerinde olan bir durum var. Bu durumdan da bahsedeyim. Sizin göremediğiniz bir arka plan var. İş veren belli sertifika, belli üniversitelere kafayı taktıysa sizin CV’niz en kral CV olsun yine direkt eleniyorsunuz. Hatta şöyle söyleyeyim. Sistemde seçeneklerden direkt X üniversitesi seçiliyor. 500 aday başvurdu ise direkt 20'ye düşüyor. Sonra 2-3 eleme daha. Kalan 4-5 kişi çağrılıyor. Ya ben niye çağrılmadım diyenler işte bu yüzden çağrılmadınız. Piyasa da torpil çok fazla. Tanıdık olmadan bir yere gelinmiyor. Bu da insanlara güvenin az olmasından ötürü oluşmuş bir kültür diyelim. (Özel sektör için) Yani imkanınız var ise kullanın derim. Sonuçta imkanı olan kullanıyor ve ayrıca kimse sen torpille mi girdin vs bakmıyor. İş buldun mu denildiğinde, hayır dediğiniz anda ne derseniz deyin. İşsizsinizdir. Kimsenin gözünde bir değeriniz olmuyor. Uzun süre işsiz olanlar bu durumu daha iyi anlarlar. Kimya Sektörü zorlu bir sektördür. Herkese kariyerinde başarı dolu bir yaşam dilerim. Kaynaklar : http://www.kariyer.net/cv-ornekleri http://www.kariyer.net/kariyer-rehberi/ozgecmisinizde-hangi-fontu-kullanmalisiniz/
  • 48. 48 HaberYabancı MEME KANSERİNİ 11 GÜNDE KÜÇÜLTEN İLAÇ İngiltere'de doktorlar, birlikte kullanılan iki ilacın bazı meme kanseri türlerini 11 günde küçültüp yok ettiğini gösterdi. Avrupa Meme Kanseri Konferansı'nda duyurulan "sürpriz" bulguların, kadınların artık kemoterapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına gelebileceği belirtiliyor. 257 kadın üzerinde denenen ilaçlar, her on meme kanserinden birinde görülen bir zayıflığı hedef alıyor. Uzmanlar bu bulguların hastaya özel kanser tedavisi bakımından "sıçrama tahtası" olduğunu söylüyor. Araştırmayı yürüten doktorlar böylesi çarpıcı bir sonuca ulaşmayı beklemiyordu. Doktorlar, tümörün teşhisinden ameliyat aşamasına kadar olan kısa süre içinde ilaçların kansere nasıl etki ettiğini araştırıyordu. Araştırmada, meme kanseri tedavisinde kullanılan lapatinib adlı ilaç ile ticari olarak Herceptin adıyla bilinen trastuzumab birlikte kullanıldı. 'Meme kanseri yayılmak için kemik yapısını değiştiriyor' Ameliyat zamanı geldiğinde bazı hastalarda tümör ortadan kaybolmuştu. Londra'daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden Profesör Judith Bliss sonuçların "etkileyici" olduğunu söyledi. BBC'ye yaptığı açıklamada Bliss, "Bu kısa dönemli bir deneme olduğu için bu sonuçlar daha da şaşırtıcı oldu. Bazıları tam sonuç aldı. O kadar hızlı oldu ki, gerçekten çok ilginç" dedi. İlaç nasıl işliyor? Tedavide trastuzumab ile lapatinib içeren ilaçlar birlikte kullanıldı. Her iki ilaç da bazı meme kanserlerinin büyümesine neden olan HER2 adlı proteini hedef alıyor. Herceptin kanser hücrelerinin yüzeyinde etkili olurken lapatinib hücrenin içine nüfuz edip HER2 proteinini etkisiz kılıyor. Araştırmada tümör büyüklükleri 1 ila 3 cm olan kadınlara tedavi uygulandı. Spor meme kanserine iyi geliyor İki haftadan daha kısa süren tedavide, vakaların yüzde 11'inde kanser tümüyle kaybolurken, yüzde 17'sinde 5 mm'den daha küçük hale geldi. HER2 içeren meme kanserlerine uygulanan mevcut tedavi, ameliyatı ve sonrasında uygulanan
  • 49. 49 kemoterapi ve Herceptin tedavisini içeriyor. Prof Bliss, bu bulguların bazı kadınların kemoterapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına gelebileceğini söylüyor. Fakat bu yönde daha geniş araştırmaların yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Çünkü HER2 içeren kanserlerde kanserin geri dönem riski daha yüksek. Meme kanserinin en az on ayrı türünün olduğu, her birinin farklı nedenleri olduğu ve farklı tedavilere ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Kanser ilaçları üzerindeki çalışmalar, tümördeki zayıflıkların belirlenerek onlara yönelik özel tedavi uygulanmasını hedefliyor. Meme kanserleri ve özellikle HER2 içeren tümörlere yönelik tedavi bu alandaki çalışmaların başını çekiyor. Araştırmayı finanse eden İngiltere Kanser Vakfı, uzun vadede aynı bulguların elde edilmesi halind ebu sonuçların çok ümit verici olduğunu ve bu kanser türlerinde yeni bir adım anlamına gelebileceğini belirtti.
  • 50. 50 Haber Yerli YERLİ İLAÇ SANAYİSİNDEN DEV ADIM Türk ilaç sanayi ile uluslararası ilaç sektörü, referans ilaçlarla aynı güçte olan ve aynı hastalığı tedavi etmek için kullanılan biyobenzer ürünlerin geliştirilmesi ile iç ve dış piyasaya sürülmesi için işbirliği yaptı. Business Wire, Nasdaq gibi dünyanın önemli ekonomi platformlarında da yankı bulan iş birliği, ilaç sanayi üzerindeki gözleri Türkiye'ye çevirdi. Uluslararası alanda gerçekleştirilen ve üç biyobenzer ürünü kapsayan stratejik iş birliği anlaşmasıyla bu ürünler, Türkiye'de ruhsatlandırılacak ve ardından pazarlanacak. Türk firma, ayrıca fabrika yatırımı tamamlanır tamamlanmaz etkin madde ve müstahzar üretimi de yapacak. Yerli firma TR-Pharm Genel Müdürü Mehmet Göker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun milli bir gurur olduğunu ve Türkiye'nin ilaç sanayisinde de dünyaya sesini duyurduğunu söyledi. Türkiye'nin, yeni sağlık stratejileri doğrultusunda, Sağlık Bakanlığının da desteğiyle artık tüketen değil, üreten bir ülke konumuna gelmek için kolları sıvadığını ifade eden Göker, şöyle devam etti: "Ulusal düzeyde kullanım ve bölgedeki ülkelere ihracat için biyobenzerler, Türkiye'de biyoteknolojik API (etken farmasötik madde) üretimi kurma amacı taşıyan yatırım stratejimizin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. ABD, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu, Venezuela ve Hindistan gibi önemli pazarlara hakim olan uluslararası firmanın yüksek kaliteli biyobenzer ürünlerinin imalatı için halihazırda altyapı oluşturmaya başlamış olmaktan memnuniyet duyuyoruz." "Türkiye, yükselen bir değer" Uluslararası Dr. Reddy's ilaç sanayinin Ürün Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Motupalli Venkata Ramana ise Türkiye'nin bu alanda yükselen piyasalar arasında önemli bir ülke konumunda olduğunu aktardı. Türk yerli firması ile bu bölgedeki hastaların üretilen yüksek kaliteli biyobenzer ürünlere erişiminin sağlanabileceğini belirten Ramana, "Türkiye ile böylesi bir ortaklıktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye'deki ortaklığımız sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki toplumlara makul fiyatlı ve yenilikçi ilaçlara erişim sağlayacağız." diye konuştu.
  • 51. 51 Teknoloji transferi için ön hazırlık çalışmalarına başlandığını dile getiren Ramana, "Bu iş birliği, bölgedeki biyolojik ürün geliştirme ve üretim işlerinin önemli bir bileşeni olacak" dedi. Biyobenzer ilaç nedir? Biyobenzer ilaç, ruhsatlı biyolojik referans ilaca benzerlik gösteren ilaçlardan oluşuyor. Biyolojik benzer ürünlerin etkin maddeleri, ilgili referans ilaçların benzeri oluyor. Biyobenzer ve biyolojik referans ilaçlar, genel olarak aynı güçte, aynı hastalığı tedavi etmek için kullanılıyor. Biyobenzer ilaçlar, sadece ticari ismi, görünüş ve ambalajlama özellikleri açısından, biyolojik referans ilaçlardan farklılık gösteriyor. Biyobenzer ilaç üretmek için, o ürünün klinik araştırmaları dahil tüm çalışmaların tamamlanmış olması gerekiyor.
  • 52. 52 Simgesi: Sc Grubu: 3B (Geçiş elementi) Atom numarası: 21 Bağıl atom kütlesi: 44,95591 Oda sıcaklığında: Katı Erime noktası: 1539°C Kaynama noktası: 2831°C Yoğunluğu: 2,99 g/cc Keşfi: 1879 - Lars Nilson Atom çapı: 2,09 Å Elektronegatifliği: 1,36 Elektron dizilimi: 1s2 2s2 p6 3s2 p6 d1 4s2 Yükseltgenme basamağı (sayısı): 3 Radyoizotopları: Yok SKANDİYUM Skandiyum, periyodik tabloda kalsiyum ve titanyumun arasında yer alan ve atom numarası 21 olan elementtir. 1879 yılında İsveçli bilim adamı Lars Fredrik Nilson tarafından bulunmuştur. Skandiyum’un Elde Edilmesi Kullanım Alanları Cıva buharlı lambaların içine katıldığında, güneş ışığına benzer çok verimli bir ışık kaynağı oluşturur. Bu nedenle bu element, güçlü ışıklandırmalarda kullanılır. Radyoaktif izotopu olan Sc-46, rafinerilerde ham petrol ve benzeri maddeler için iz sürücü olarak kullanılır. Sızıntı tespit edicilerde ve uzay endüstrisinde kullanılmasının yanı sıra, tohum yeşertici kimyasalların bileşiminde de yer alır. Skandiyum, periyodik cetvelin III B grubunda yer alan kimyasal bir elementtir. Norveçli Nilson tarafından bulundu. Cevherlerinde itriyum ve nadir topraklar bulunmakla beraber, nadir topraklar grubunda olmayan bir madendir. Periyodik çizelgede itriyum ve bor sütununda bulunur, demir grubu ile nadir topraklar arasında bir geçiş elementi olarak kabul edilir. Başlıca cevheri tortvetit’tir (skandiyum itriyum silikat), tuzları renksizdir. Oksidi beyazdır ve hafif bir baz özelliği taşır. Oksalatının az çözünürlüğü bakımından nadir topraklara benzer, ancak flüorünün alkali flüorürlerde verdiği flüor tuzlarıyla bu maden grubundan ayrılır. Çok az çıkarıldığı için uygulama alanı yok denecek kadar azdır.
  • 53. 53 Ayın Web Sitesi http://www.beautifulchemistry.net Tepkimelerin veya kimyasal yapıların videolarını daha yakından görmek istiyorsanız bu site tam size göre. Sitede çok ilginç videolar göreceğiniz muhakkak. Bu ay bu güzel siteyi incelemenizi öneriyoruz.
  • 54. 54 KİMYA BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 Soldan Saga 2. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma. 4. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur. 5. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi. 6. Alkenlerden bir hidrojen çikarilmasiyla olusan köke denilir 7. Bir çözeltide iki tuzun etkilesimi veya sicaklik degisiminin çözünürlüge etkisi sonucu çözünmeyen kati bir bilesigin olusmasi. 8. Belirli bir sicaklikta sabit hacimdeki bir çözücüde doymus bir çözelti elde etmek için çözünen maddenin miktari. Yukaridan Asagiya 1. Bir maddenin moleküllerinin kinetik enerjileri toplamina denir. Ayni zamanda bir enerji türüdür ve skaler büyüklüktür. 3. Karbonil grubu baglarindan en az birine H baglanan bilesikler aldehit, her iki baga da alkil grubu baglanan bilesikler ketondur. 4. Bir bilesigin kendisinden daha basit maddelere parçalanmasina denir 5. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir.
  • 55. 55 KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ) L 1 I T 2 G H T 3 I T R A S Y O N J 4 N M R 5 U T H E R F O R D S O O A 6 E 7 L E K T R O K I M Y A N L I L A 8 G R O K I M Y A O Y T 9 E R M O K I M Y A R F 10 O T O E L E K T R O N P Soldan Saga 3. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir. [TITRASYON] 5. Alfa isinlarini ince altin bir levha üzerine göndermis bilim adamidir. [RUTHERFORD] 7. Kimya biliminin bir alt disiplini olup elektronik bir iletken(metal,grafit veya yari iletken) ile iyonik bir iletken(elektrolit)arayüzeyinde gerçeklesen reaksiyonlari inceler. [ELEKTROKIMYA] 8. Tarim bilimlerindeki kimyasal uygulamalari kapsar. [AGROKIMYA] 9. Kimya biliminin bir alt dali olup ilgi alani kimyasal reaksiyonlarin isi ile olan iliskileridir. [TERMOKIMYA] 10. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu kopan bir elektron. [FOTOELEKTRON] Yukaridan Asagiya 1. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara denir. [LIGAND] 2. 1898 yilinda yaptigi yaptigi çalismalarla negatif yüke sahip elektronlari bulmustur. [THOMSON] 4. Yerküredeki dogal kimyasal olaylari inceleyen bilim dalidir. [JEOKIMYA] 6. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde dizilmesiyle olusan yapiya denir. [ALLOTROP]
  • 56. 56 İNGİLİZCE-TÜRÇE KİMYA SÖZLÜĞÜ Specific Heat Stove Subcooling Terne Thin Unstirred Uranium Water Hardness Zinc Kind Revolution Vitriol Yarn Dying Bauxite Spoil Dipole Fission Vortex Yielding Division Store Molten Flu Özgül Isı Aşırı Soğuma Kalaylı Kurşun Seyreltik Karıştırılmayan Uranyum Sülfat Asidi Girdap Su Sertliği İplik Boyama Akma Çinko Boksit Bölme Çeşit Çürümek Depo Devrim Dipol Erimiş Fisyon Fuzzy Fırın
  • 57. 57 YAZARIMIZ OLUN KOŞULLAR 1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK YAZIN 2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine AD-SOYAD SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ PROFİL FOTOĞRAFI YAZINIZIN WORD FORMATI İLE GÖNDERİN. BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM
  • 58. REKLAM İÇİN iletisim@inovatifkimyadergisi.com BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE REKLAM VERİN BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN