6360 SAYILI KANUNÇERÇEVESİNDE
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN YEREL
YÖNETİMLERDEKİ ROLÜ
ÖZET
Dünyada ve Türkiye’de büyük kentlerin nasıl bir modelle yönetileceğine ilişkin çalışmalar öteden beri
süregelmektedir. Bu konuda birbirinden farklı yaklaşımlar geliştirilmiş, uygulamalar denenmiştir. Bu
Çalışmada 6360 sayılı kanunun yerel yönetimlerde ne gibi değişikliklere neden olduğu, bu
değişikliklerin Türkiye için yararlı mı yoksa zararlı mı? Olduğu Büyükşehir Belediye Kanunu’nun
hukuksal açıdan ve uygulama açısından karşılaştığı bazı sorunların neler olduğu tespit edilmekte ve
bu sorunlara nasıl çözümler getirilebileceği konusunda öneriler sunulmaktadır. Bu amaçla Aralık
ayında çıkarılan ve başta 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu olmak üzere birçok kanunda
değişiklik yapan 6360 sayılı Kanun ve ondan önceki düzenlemelerden yola çıkılmıştır. Çalışmanın
sonucunda ulaşılan sonuçlar yerel yönetimlerde özellikle Büyükşehir belediyeleri ve Büyükşehir
belediye sınırları içerisinde yer alan diğer yerel yönetimlerdekullanılacaktır.
Anahtar kelimeler: Büyükşehir, yerel yönetimler,Büyükşehir belediyeciliği, 6360 sayılı yasa,
ABSTRACT
The aim of the study is to analyze how law number 6360 caused changeson local goverment and to
find out. Whether this cahnges are harmful or useful for Turkey ?on how themajor cities in the world
and Turkey is a model for managing been going on since away. Different approacheshave been
developed from one another in this regard,applications have been tried. This study Law No. 6360 as to
what caused the changesin local government,is these changesharmful or useful for Turkey? That
some of the problems encountered Metropolitan Municipality Law and legal aspectsof what is
happening in terms of application being determined and It offersadvice on howto be brought solutions
to these problems. For this purpose,first issued in December 5216 and amending several laws,
including the Metropolitan Municipality Law, Law No. 6360 and set off from her previous
regulations. The results obtained as a result of working in local government,especially in metropolitan
municipalities and metropolitan areaswithin the municipal boundarieswill be used for otherlocal
governments.
Key words: metropolitan, local governments,metropolitan municipality, the Law No. 6360,
1.Giriş
Çalışmada büyükşehir belediyelerine yönelik çıkarılmış olan “6360 sayılı kanun çerçevesinde
Büyükşehir Belediyelerinin Türk idare sistemine getirdiği değişiklikler nelerdir?” sorusuna yanıt
aranmakta ve sonuç olarak Büyükşehir belediyelerinin Türkiye için yararlı mı, yoksa zararlı mı olduğu
tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla 6360 sayılı kanunun diğer yerel yönetim biçimlerine ve
5302 sayılı İl özel idaresi Kanununa, 5393 sayılı Belediye Kanununa, 442 sayılı Köy kanununa ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediye Kanununa ne gibi etkilerde bulunduğu, bu kanunlarda ve yerel
yönetimlerde ne gibi değişikliklerenedenolduğutespitedilmeyeçalışılmaktadır.
Çalışma yapılırken daha önce yerel yönetimler alanlarında yapılmış olan çalışmalar incelenmekte,
yerel yönetimler alanına giren kanunlardaki ve özellikle Büyükşehir Belediyesi Kanunu’ndaki
değişimler göz önünde bulundurulmakta ve son yapılan büyükşehir belediye kanunu değişikliğiyle
birlikte yerel yönetimlerde olumlu ve olumsuz yönde ne gibi değişikler meydana geldiği tespit
edilmeye çalışılmaktadır.
2.
Çalışmanın önemi BüyükşehirBelediye Kanunu’nun kapsadığı alan ve nüfus bakımından gelmektedir.
Büyükşehir Belediye Kanunu ile birlikte Türkiye nüfusunun yaklaşık %77’si ve yüzölçümünün % 51’i
yönetilecektir (Çelikyay, 2014: 7). Bu bakımdan değerlendirildiğinde çok büyük bir alanı ve nüfusu
kapsayanbu kanununüzerinde durulmasınınnedeni dahanetanlaşılmaktadır.
Çalışmanın birinci kısmında giriş bölümü yer almakta ve çalışmadan ve çalışmanın amacından
bahsedilmekte, çalışmanın ikinci kısmında literatür taraması yer almakta, üçüncü kısımda yerel
yönetimlerin tanımı yapılmakta, yerel yönetimle merkezi yönetimin ilişkileri ve yerel yönetimlerde
özerklik kavramı açıklanmaktadır. Çalışmanın dördüncü kısmında il özel idaresinin tanımı yapılmakta,
il özel idaresinin görev ve sorumlulukları, yapısı ve işleyişi, örgütsel yapısı, insan kaynakları yapısı ve
mali yapısı açıklanmaktadır. Beşinci bölümde belediyelerin tanımı görev ve sorumlulukları, teşkilatı ve
mali yapısı yer almakta ve açıklanmaktadır. Altıncı bölümde köylerin tanımı yapılıp köy derneği,
ihtiyar meclisi köy muhtarı köy teşkilatı tanımlanmaktadır. Yedinci bölümde Büyükşehir Belediye
Kanunu çerçevesinde büyükşehir belediyesi tanımlanmakta, büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve
sorumlulukları, teşkilatı ve personeli, mali yapısı hakkında bilgi verilmektedir. Sekizinci bölümde 6360
sayılı kanun çerçevesinde büyükşehir belediyelerinin yeniden yapılanması açıklanmaktadır.
Dokuzuncu bölümde 6360 sayılı kanunun getirdiği değişiklikler yer almakta ve açıklanmaktadır.
Onuncu bölümde sonuç kısmı yer almakta elde edilen veriler genel anlamda değerlendirilmektedir.
Son olarakda kaynakçayer almaktave makale bitirilmektedir.
2.6360 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun Genel Değerlendirmesi
Büyükşehir belediye kanununun yerel yönetimlere yönelik olumsuz yanlarının ele alındığı bir
çalışmada; Gözler (2013) yirmi dokuz ilde il özel idareleri ve köylerin kaldırılması ve ilçe
belediyelerinin büyükşehir ilçe belediyesi haline dönüştürülmesinin anayasaya uygunluğunu anayasa
ve ilgili kanunlardan yararlanarak araştırmış ve Büyükşehir Belediye Kanununun olumsuz yönlerini,
şunlar olarak tespit etmiş ve bir çözüm önerisinde bulunmuştur:
Anayasa değişikliği yapılmadan yirmi dokuz ilde il özel idarelerinin, köylerin ve belde belediyelerinin
tüzel kişiliğinin kanunla kaldırılması anayasaya aykırıdır. Şehirden kilometrelerce uzakta olan bir köy
için Büyükşehir belediye meclisi tarafından o köye yönelik alınan bir kararın o köydeki seçmenler
tarafından seçilmiş bir ihtiyar heyeti tarafından alınan karara oranla o köy için daha az uygundur.
Çünkü o köyde yaşayan ihtiyar heyeti köyün ihtiyaçlarını o köyde yaşamayan bir kimseye göre daha
iyi bilir. On altı ilde bütün ilçe belediyelerini büyükşehir ilçe belediyesi haline getirmek bunları
büyükşehir belediyelerinin vesayeti altına sokmaktan ibarettir ve bu durumda ilçe belediyeleri rahat
bir şekilde karar alıp uygulayamazlar. Ayrıca ilçe belediyesinin almış olduğu kararların büyükşehir
belediyesinin onamasına tabi olacağından yapılacak hizmetlerin daha yavaş ve daha pahalı bir şekilde
yapılmasına neden olur. Çözüm olarak mahalli idareleri güçlendirmek isteyen iktidarın yapması
gereken şey, gerekli anaysa değişikliğini yaptıktan sonra mahalli idarelere yeni bir tür daha
eklemektir. Örneğin Fransa’da 1982 yılında birkaç ili birleştirilerek ‘bölge’ isimli yeni bir mahalli idare
yönetimi kurulmuştur.Türkiye’de de mahalli idareleri güçlendirmek isteyen kişilerin yapması gereken
şeybudur.
İzci ve Turan(2013) tarafından yapılan çalışmada, 6360 sayılı yasa ile birlikte büyükşehir belediye
sisteminde meydana gelen değişimler ele alınmış Van ili örnek gösterilerek incelenmiştir; hangi
ölçekte hizmetlerin etkin ve verimli sunulacağı? Ve hangi ölçekte yerel demokrasinin daha fazla
işleyeceği ile ilgili incelemeler yapılmış, sözü edilen iki eksen üzerindeki kuramsal tartışmalar analiz
edilerek araştırılmıştır. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ve ondan önceki düzenlemelerden
yola çıkılmış incelemeler sonucunda büyük kent yönetimlerine ilişkin düzenlemelerde hangi modelin
esas alındığı bulunmuş ve ortaya çıkması muhtemel bazı sorunlar tespit edilmiştir; mahalleye
dönüştürülmüş olan eski köylere veya il merkezine kimi zaman 200 km’yi aşan uzaklıkta olan ilçelere
hatta o ilçelerin yeni mahallelerine büyükşehir belediyesinin hizmet sunmasında zorluklar
yaşanacağını ve her şeyden önemlisi bu sistemin Türkiye’nin idari yapısında büyük bir değişikliğe yol
3.
açacağı çok önemlialt yapı ve işsizlik sorunu olan bölgelerde belediyenin hizmet alanının
genişlemesiyle birlikte hizmeti yürütme konusunda sorunlar yaşanabileceği, köyde yaşayan
vatandaşların emlak ve çöp vergisini ödeme konusunda güçlüklerle karşılaşabilecekleri, bu düzenleme
ile köyyaşamınınsosyolojikolarakdeğil yalnızcabiçimsel olarakdeğişeceğibelirtilmektedir.
Özsalmanlı ve Pank(2012) “Muğla’da büyükşehir yapılanması sürecine ilişkin bir değerlendirme” adlı
çalışmayı yapmışlardır. Çalışma Muğla ili ile sınırlı olup Büyükşehir Belediyesi Kanununa göre
Muğla’nın bu yapılanmadan ne şekilde etkileneceği ve yeni tablosu ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Çalışmada öncelikli olarak Muğla Belediyesi ile ilgili birincil kaynaklardan yararlanılmış ve konu ile ilgili
veriler toplanmıştır. Bunun yanında 6360 sayılı yasa konunun kapsamı dahilinde ele alınıp
incelenmiştir. Çalışmada genel olarak ilin büyükşehir belediyesine geçişten elde edeceği olumlu ve
olumsuz katkılar ve beklentiler üzerinde bir değerlendirme yapılmış, personelin durumu ele
alınmıştır. Muğla’nın büyükşehir belediyesi olmasına karşı çıkanlar olduğu gibi, bu oluşumu çok
önemli birkonumolarakgörenlerinağırlıktaolduğudaulaşılan sonuçlararasındayer almıştır.
“6360 sayılı onüç ilde büyükşehir belediyesi ve yirmialtı ilçe kurulması ile bazı kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun” üzerinde çalışmalar yapılmış meydana
gelen değişimler ve kanunun getirdiği yenilikler anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmada, büyükşehir
belediye kanununun getirileri, mali analizi incelenmiş her belediyenin GBVG’den alacakları paylar da
artış olduğu, yapılacak hizmetlerin nitelik ve kalitesinde iyileşme olduğu gibi olumlu sonuçlar
bulunmuştur. (MİGM, 2013: 1).
Büyükşehir belediye yasanın gerekçesi, yasa ile gelen kent yönetim sistematiğindeki değişiklikler, yasa
hakkında ortaya çıkan görüşler ve temel değişimler çerçevesindeki sorulara yanıt aranan bir
çalışmada; Çelikyay (2014) sayısal verilerden yararlanmış ve ampirik bir çalışma yapmıştır. Çalışmada
elde edilen bulguları şu şekilde sıralamak mümkündür:
Büyükşehir belediye kanununun, hizmetlerin bütünlüğünü sağlamak amacıyla imkânların
birleştirilerek kalitenin arttırılması, tasarruf ve demokrasinin geliştirilmesi gerekliliği göz önünde
bulundurularak düzenlendiği görülmektedir. İl Özel İdarelerinin kaldırılması ve görevlerinin tek bir
merkezden yürütülecek olması hizmetlerin etkinliği, verimlik ve kaynak kullanımı açısından önemli bir
gelişmedir. Yürürlüğe giren yasayla birlikte yerel yönetimler merkeziyetçi bir anlayışla
güçlendirilmeye çalışılmıştır. Genel Bütçe Vergi Gelirleri [GBVG] Tahsilat Toplamının Paylaşım Oranları
Büyükşehirlerin hizmet ve kalite standardını yükseltmeye yönelik olarak artırılmıştır. Köylerde
yapılması planlanan imar uygulamaları tip proje olarak hazırlanacak ve projelere ilgili bakanlık
tarafındangerekli mali destek verilecektir.
3.Yerel YönetimKavramı ve Özellikleri
“Yerel yönetimler, yerel kamu hizmetlerinde etkinliği ve verimliliği esas alan, halkın yönetime
daha çok katıldığı, demokratik değerlerin daha derin ve yaygın biçimde gelişme ortamı
bulduğu özerk kuruluşlardır. Verdikleri yerel hizmetler, insan yaşamını doğrudan etkileyen ve
insanların en yakından izledikleri ve değerlendirdikleri hizmetlerdir. Ülkemizde de,
küreselleşme ve Avrupa Birliği sürecinde öne çıkan konulardan birisi bu kuruluşların
yapılanmaları ve işlevlerindeki değişimler olmuştur. Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlerin
örgütsel yapılarına ve işleyişlerine yaklaşım biçimi Türk yerel yönetimlerindeki değişimi de
hızlandırmaktadır. Gerek belediyelerle ve gerekse il özel idarelerle ilgili son yıllarda önemli
yasaldüzenlemeleryapılmıştır” (Çetin,2009: 1).
Yerel yönetimler, yerel kamu hizmetlerinde etkinliği ve verimliliği esas alan, halkın yönetime daha çok
katılma imkânı olan, demokratik değerlerin daha yaygın biçimde gelişme ortamı bulduğu özerk
kuruluşlardır ve özellikle gelişmiş ülkelerde çok önemli yerleri bulunan yönetim biçimlerindendir. Bu
kuruluşlar, yaptıkları hizmetler bakımından olduğu kadar, ülkelerin demokratik gelişimleri açısından
da önem taşımaktadırlar. Bu kuruluşların yaptıkları yerel hizmetler, insan yaşamını doğrudan
4.
etkileyen ve insanlarınyakından takip ettikleri ve değerlendirdikleri hizmetlerdir; vatandaşların
doğumundan ölümüne kadar birçok safhada görev ve sorumluluk üstlenmişlerdir. Ülkemizde de,
küreselleşme ve Avrupa Birliği sürecinde öne çıkan konulardan birisi bu kuruluşların yapılanmaları ve
işlevlerinde meydana gelen değişimler olmuştur. Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlere yaklaşım biçimi
ve yapılan düzenlemeler Türk yerel yönetimlerindeki değişimi hızlandırmakta ve gelecekte bu yöndeki
etkilerindahadaartacağı beklentisi bulunmaktadır(Parlakve Özgür,2002:9).
Nadaroğlu (2001:3) yerel yönetimleri, “devlet sınırları içinde yerleşmiş irili ufaklı insan
topluluklarının (köy, kasaba,kent ) ortak ve yerel nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla
belli bir hukuk düzeni içinde oluşturulmuş anayasal kuruluşlar” olarak tanımlamaktadır. Ökmen
(2005:20) ise bu kuruluşları, “belirli bir coğrafi alanda (kent,köy, il v.b) yasayan yerel topluluğun
bireylerine, bir arada yasamaları nedeniyle kendilerini en çok ilgilendiren konularda hizmet
üretmek amacı ile kurulan, karar organları yerel toplulukça seçilerek göreve getirilen, yasalarla
belirlenmiş görevlere ve yetkilere, özel gelirlere, bütçeye ve personele sahip, üstlendiği hizmetler
için kendi örgütsel yapısını kurabilen, merkez yönetimi ile ilişkilerinde idari özerklikten yararlanan
kamu tüzel kişiler,” olarak açıklamaktadır. Bu kuruluşlar, yerinden yönetim ilkesine göre kurulmakta
ve yönetilmektedir. Yerel yönetim kuruluşları belli bir yer, alanda, o bölgede yaşamakta olan
insanlarınmahalli,ortakihtiyaçlarının karşılanmasıile görevlidirler( Çetin,2009:2).
Yerel yönetimler, yürütülmesi kendilerine verilmiş olan kamu hizmetlerine yönelik kararları almak,
tercihleri yapmak ve bunlar için vergi salmak yetkisini de içerecek biçimde, çeşitli yollarla mali kaynak
bulmak, bu kaynakları hizmetleri için kullanmak ve bu hizmetleri yürütmekiçin gerekli örgüt yapılarını
kurmak bakımından idari özerklikten yararlanmaktadırlar. Yerel şartların farklı olması, mekânsal
uzaklık, halkın yönetime katılması ve halka daha iyi hizmet sunma gibi sorun ve ihtiyaçlar yerel
yönetimleri ortaya çıkaran sebeplerdir. Bu kuruluşların en önemli özellikleri, tüzel kişiliğe ve seçimle
işbasına gelen karar organlarına sahip olmalarıdır. Ülkemizdeki yerel yönetimlerinin özelliklerini şu
şekilde sayabiliriz(Polatoğlu,2003: 126).
“Yerel yönetimler, yerinden yönetim ilkesine göre örgütlenmiş özerk kuruluşlardır. Her birinin
tüzel kişiliği vardır.
Kararorganlarıdoğrudan halktarafından seçilir.
Kuruluş,görev veyetkileri yasa ile düzenlenmiştir.
Bu kuruluşlar üzerinde merkezi yönetimin vesayet denetimi vardır. Bu denetim yoluyla yerel
yönetimlerin faaliyetlerinin hukuka uygunluğudenetlenmektedir.
Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kaybetmeleri konusundaki denetim,
yargı yoluyla olur. Bununla beraber, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma
açılan yerel yönetim organları ya da bu organların üyeleri, İçişleri Bakanı tarafından geçici bir
önlemolarakgörevden uzaklaştırılabilirler.
Yerel yönetimler, yasaların kendilerine verdiği görevleri yapmak için aralarında birlik
kurabilirler. Bu tür birliklerin kurulmasıBakanlarKurulu kararıile olur.”
3.1.Yerel Yönetimler-Merkezi Yönetimİlişkileri
Merkezi yönetimler ile yerel yönetimler arasındaki ilişkiler bakımından üç temel kriter esas
alınmaktadır. Bunlar, “görev ve yetki paylaşımı”, “gelir bölüşümü” ve “denetim ve idari vesayet”tir.
Güler (2003:131), devletin iki organik parçası olan merkezi-yerel yönetim sistemleri arasındaki
işbölümünü belirleyen temel unsurun, belli bir toplumda yürürlükte olan, ikincil bölüşüm ilişkilerinin
doğası olduğunu ve işbölümünün esasının bu ilişkiler tarafından belirlendiğini, işbölümündeki her
değişimin, bu ilişkilerde meydana gelen yapısal değişiklikten kaynaklandığını belirtirken, dikkatleri
toplumsal, siyasal ve ekonomik yapıların özüne çekmiştir. Osmanlıdan kalan güçlü merkezi yönetim
modeli, yeni Türkiye Cumhuriyeti tarafından da benimsenmiştir. Yoksul olan milletimizin kıt
kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması kaygısıyla kalkınma çabaları devlet eliyle yürütülmüştür.
Osmanlının son dönemindeki hiyerarşik idari yapı, Cumhuriyet döneminde merkezi yönetim-yerel
5.
yönetim ilişkilerine çerçeveteşkil etmiştir. 1937’de %24 olan şehir nüfusu günümüzde %75’i
bulmuştur. Kentleşmedeki bu artış, ekonomideki gelişmeler yönetim anlayışındaki düzenlemeleri
yerel yönetimler lehine değiştirmiştir. Merkezi yönetimle yerel yönetimlerin görev, yetki ve
sorumlulukları sayılırken, geleneksel anlayışın tersine merkezi yönetimin yetkileri sınırlı olarak
sayılmakta, geri kalanlar yerel yönetimlere bırakılarak yerel yönetimler lehine görev ve yetkilerde
genişletme yolunagidilmektedir(Polatoğlu, 2003 ).
3.2.Yerel Yönetimlerde Özerklik
Yerel yönetimler, yürütülmesi kendilerine bırakılmış olan kamu hizmetlerine yönelik kararlar almak,
bu kararları uygulamak, tercihleri yapmak, bunlara yönelik finansman kaynakları bulmak, bunları
hizmetlerde kullanmak, hizmetleri yürütmek için teşkilat kurmak gibi konularda idari özerklikten
yararlanmaktadırlar. Ülkemizin taraf olduğu Avrupa Konseyinin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, yerel
yönetimlere serbestçe karar alma ve bu kararları uygulama için gerekli imkânların sağlanmasını, yerel
hizmetlerin o yer halkının katılımı ile yapılmasını önermektedir (Derdiman, 2005: 14). Özerklik, yerel
yönetimlerin kanunlarla belirlenmiş sınırlar dâhilinde yerel nitelikteki işleri, kendi sorumlulukları
altında ve kendi organları aracılığıyla yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme
hakkı ve imkânıdır. Özerkliğin biri idari diğeri mali iki boyutu vardır. İdari özerklik, yerel yönetimlerin
kendi iş ve işlemlerini merkezin müdahalesi olmaksızın kendi organlarının kararları doğrultusunda
serbestçe yürütebilmeleridir. Mali özerklik ise, yerel yönetimlerin kendi görevlerini yerine
getirebilmek için kendi gelir kaynaklarına sahip olmalarıdır. Bunun için yerel yönetimler, örneğin,
yerel bazıhizmetleriçinharçve vergi almaktadırlar(Eryılmaz,2000: 123).
Yerel özerklik, yerel yönetimlerin sunacakları hizmetleri belirleme ve bu hizmetlere yönelik
vergilendirme yapabilme hakkını içermesinden dolayı seçilmiş yönetim sistemini meşrulaştıran temel
kavramdır (Kösecikve Özgür,2005: 169).
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da yerel özerkliği söyle tanımlamaktadır: “Özerk yerel yönetim
kavramı, yerel makamların kanunlarla belirlenen sınırlar içersinde, kamu işlerinin önemli bir
bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve
yönetme hakkı ve imkânı anlamına gelir. Bu hak, doğrudan, eşit ve genel oya dayanan gizli seçim
sistemine göre serbestçe seçilmiş üyelerden oluşan ve kendilerine karsı sorumlu yürütme
organlarına sahip olabilen meclisler veya kurul toplantıları tarafından kullanılacaktır” (Kösecik ve
Özgür, 2005:170). Özerklik, kurumların kendi sorumlulukları altında ve ülke yararları amacı
doğrultusunda, kendi hizmetlerini düzenleme hakkıdır. Bu hak genellikle Anayasalarca güvence altına
alınmaktadır. Yerel yönetimlerde özerkliğin üç temel koşulu bulunmaktadır. Bunlar (Tortop ve diğ.,
2006:53); Kesin karar alma yetkisi: Alınan kararların herhangi bir üst makamın onayına tabi
olmamasıdır. Organların bağımsızlığı: Yerel yönetimlerin personelinin dışarıdan bir müdahaleye
maruz kalmamalıdır. Yerel yönetimlerin organları da seçimle işbasına gelmelidir. Parasal imkânların
bulunması: Yerel yönetimler yerel finans kaynaklarının yanı sıra uluslararası fonlardan da
yararlanabilmelidirler. Demek ki yerel özerklik, yerel yönetime, herhangi bir devlet ya da merkezi
yönetimin müdahalesi olmaksızın, kendi yapısını, örgütünü ve işlerini düzenleyebilmesi konusunda
tanınmış olankapsamlıyasal yetki olaraktanımlanabilmektedir (Yıldırım, 1993: 149).
4.Türkiye’de İl Özelİdareleri
İl özel idaresi, il halkının mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere, İl ile beraber
kurulan ve karar organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip
kamu tüzel kişisi olarak tanımlanmaktadır. İl özel idaresinin organları, İl Genel Meclisi, İl Encümeni ve
Validir(Tortop ve diğ. ,2006:114). “İl özel idaresi, ilin kurulmasına dair kanunla kurulur ve ilin
kaldırılmasıyla tüzel kişiliği sona erer. İl özel idaresinin görev alanı il sınırlarını kapsar” (5302 Sayılı
Kanun,madde 4-5).
6.
4.1.İl Özel İdaresininGörevVe Sorumlulukları
İl özel idaresi mahallîmüştereknitelikte olmakşartıyla;
“a) Gençlik ve spor Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir
Belediyeleri hariç ilin çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun
önlenmesi, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi,
çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının
yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları
içinde,
b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma; orman köylerinin
desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları
dışında,yapmakla görevliveyetkilidir” (5302 sayılı kanun md.6/a-b).
Ayrıca, merkezi idarenin görev ve hizmet kapsamında bulunan yatırımlardan uygun görülenler il özel
idareleri eliyle de yerine getirilebilecektir. Bu yatırımlara ait olan ödenekler, ilgili kuruluş tarafından o
il özel idaresinin bütçesine aktarılır. İl özel idaresi bu yatırımların yüzde yirmi beşine kadar olan kısmı
içinkendi bütçesindenharcamadabulunabilir(Çetin,2009: 4).
“İl çevre düzeni plânı; valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri,
diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte yapılır. İl çevre düzeni plânı belediye
meclisi ile il genel meclisi tarafından onaylanır”(5302 sayılı kanunmd.6/b).
4.2. İl Özel İdarelerininYapısı ve İşleyişi
İl özel idarelerinin organları il genel meclisi, il encümeni ve vali’dir. İl genel meclisleri, ülkemizde
yönetsel reform sürecinde önemli işlevler ve sorumluluklar üstlenmişlerdir ve il özel idarelerinin ana
karar organı durumundadırlar. İl genel meclisi kendi üyeleri arasından seçilen bir başkan tarafından
yönetilir(Çetin,2009: 4).
İl encümeni, il özel idaresinin yürütme organıdır. “İl encümeni valinin başkanlığında, genel sekreter
ile il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye ve valinin her yıl birim amirleri
arasındanseçeceği iki üyeden oluşur” (5302 sayılı kanunmd.25/1).
İl özel idaresinin üçüncü organı validir. “İl özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.” (5302
sayılı kanun md.29).
4.3. İl Özel İdarelerininÖrgütsel Yapısı
“İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik, mali işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları,
hukuk işleri birimlerinden oluşur.”(5302 md. 35/1). “Ancak ihtiyaca göre yeni birimler
oluşturulabilir.Bu yetkiil genelmeclisine aittir” (Çetin,2009: 4).
İl özel idaresinin hizmetleri vali adına ve onun direktifleri doğrultusunda, yasalara, il genel meclisi ve il
encümeni kararlarına, il özel idaresinin politikalarına, stratejik plana ve yıllık çalışma programlarına
uygun biçimde, genel sekreter tarafından yürütülmektedir. Genel sekreterin bu görevlerin yerine
getirilmesinden sorumluluğu valiye karşıdır.
“İlçelerde, özel idare işlerini yürütmek amacıyla kaymakama bağlı ilçe özel idare teşkilâtı
oluşturulabilir”(Çetin,2009: 4).
4.4. İl Özel İdarelerinin İnsanKaynakları Yapısı
İl özel idaresi personeli vali tarafından atanmaktadır. İstihdam edilen personelin sayısı ve nitelikleriyle
ilgili temel normlar ise İçişleri Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından belirlenmektedir. Bu
7.
kuruluşlarda daimi kadrodaya da belli alanlarda (çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, sosyal ve
ekonomi, kültür ve sanat, bilişim ve iletişim, planlama ve araştırma, eğitim ve danışmanlık) sözleşmeli
personel çalıştırılabilir(Çetin,2009: 5).
4.5. İl Özel İdarelerininMali Yapısı
İl özel idaresinin gelir kaynaklarını, “genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar”, “emlak
vergisinden ayrılan paylar”, “merkezi yönetim kuruluşlarından aktarılan ödenekler”, ve “kendi öz
gelirleri” olmak üzere dört grupta toplamak mümkündür (Eryılmaz, 2000: 133). 5302 Sayılı İl Özel
İdaresi Yasası’nın 42. ve 43.maddelerinde il özel idarelerinin gelirleri ve giderleri sayılmıştır. Buna
göre;
İl Özel İdaresinin Gelirleri
İl özel idaresinin gelirleri şunlardır:
“a) Kanunlarla gösterilen il özel idaresi vergi,resim, harçve katılma payları.
b) Genel bütçevergi gelirlerinden ayrılan paylar.
c) Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacaködemeler.
d) Taşınır ve taşınmaz malların kira, satış ve başka suretle değerlendirilmesinden elde edilecek
gelirler.
e) İl genel meclisi tarafından belirlenecek tarifelere göre tahsil edilecek hizmet karşılığı
ücretler.
f) Faiz ve ceza gelirleri.
g) Bağışlar.
h) Her türlü girişim, iştirak vefaaliyetler karşılığı sağlanacakgelirler.
i) Diğer gelirler” (5302 sayılı kanunmd.42).
İl Özel İdaresininGiderleri
İl özel idaresinin giderleri şunlardır:
“a) İl özel idaresi binaları, tesisleri ile araç ve malzemelerinin temini, yapımı, bakımı ve onarımı
için yapılan giderler.
b) İl özel idaresinin personeline ve seçilmiş organlarının üyelerine ödenen maaş, ücret, ödenek,
huzurhakkı,yolluklar,hizmeteilişkin eğitim harcamalarıile diğergiderler.
c) Her türlü alt yapı, yapım,onarımve bakımgiderleri.
d) Vergi, resim, harç, katılma payı, hizmet karşılığı alınacak ücretler ve diğer gelirlerin takip ve
tahsili için yapılacakgiderler.
e) İl genel meclisince belirlenecek ilkeler çerçevesinde köylere veya köylerin aralarında
kurduklarıbirliklere yapılacakyardımlar.
f) İl özel idaresinin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş ve birliklerle ilgili ortaklık payı, üyelik
aidatı giderleri.
g) Faiz, borçlanmaya ilişkin diğer ödemelerve sigorta giderleri.
h) Yoksul,muhtaçve kimsesizler ile engellilere yapılacaksosyalhizmetve yardımlar.
i) Dava takip veicra giderleri.
j) Temsil, tören,ağırlama vetanıtım giderleri.
k) Avukatlık,danışmanlıkvedenetimhizmetleri karşılığı yapılacaködemeler.
l) Yurt içi ve yurt dışı kamu ve özel kesim ile sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak
hizmetler ve diğer projegiderleri.
m) Sosyo-kültürelvebilimsel etkinlikler için yapılan giderler.
n) Özel idarehizmetleriyle ilgili olarakyapılan kamuoyu yoklamasıvearaştırmasıgiderleri.
o) Doğal afetgiderleri.
p) Kanunla verilen görevler ve hizmetlerin yürütülmesi için yapılan diğer giderler” (5302 sayılı
kanunmd.43).
8.
“Özel idarelerin genelbütçe vergi gelirlerinden aldığı pay %1.15’tir. Belediyelerin topladığı emlak
vergilerinin %15’i de özel idarelere pay olarak aktarılmaktadır” (Kösecik ve Özgür, 2005: 196).
Bununyanında özel idareleri verdikleribazıhizmetlerden de ücretalmaktadır.
5.Türkiye’de Belediyeler
Belediye: “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe
sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır(5393 sayılı kanunmd.3/1).
Belediyenin organları, belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Nüfusu 5.000 ve
üzerinde olan yerleşim yerlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması
zorunludur. İçme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer koruma alanlarında ve meskûn sahası
kurulu bir belediyenin sınırlarına 5.000 metreden daha yakın olan yerleşim yerlerinde belediye
kurulmasıyasaklanmışbulunmaktadır(Eryılmaz,2011: 167).
Köylerin veya muhtelif köy kısımlarının birleşerek belediye kurabilmeleri için meskûn sahalarının,
merkez kabul edilecek yerleşim yerinin meskûn sahasına azami 5.000 metre mesafede bulunmaları ve
nüfuslarıtoplamının5.000 ve üzerinde olmasıgerekmektedir
“Bir veya birden fazla köyün köy ihtiyar meclisinin kararı veya seçmenlerinin en az yarısından bir
fazlasının mahallin en büyük mülkî idare amirine yazılı başvurusu ya da valinin kendiliğinden
buna gerek görmesi durumunda, valinin bildirimi üzerine, mahallî seçim kurulları, onbeş gün
içinde köyde veya köy kısımlarında kayıtlı seçmenlerin oylarını alır ve sonucu bir tutanakla
valiliğe bildirir. İşlem dosyası valinin görüşüyle birlikte İçişleri Bakanlığına gönderilir. Danıştay’ın
görüşü alınarakmüşterekkararnameile o yerdebelediye kurulur”(5393 sayılıkanun md.4/4-5).
Yeni iskân sebebiyle oluşturulan ve nüfusu 5.000 ve üzerinde olan bir yerleşim yerinde, İçişleri
Bakanlığının önerisi üzerine müşterekkararnameyle belediye kurulabilir.
Yeni kurulan bir belediyenin sınırları, belediyenin kuruluşunu izleyen altı ay içinde tespit edilir.
Belediye sınırları, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü alınarak valinin onayı ile
kesinleşir. Kesinleşen sınırlar zorunlu bir neden olmadıkça beş yıl süre ile değiştirilemez. Bir il sınırları
içindeki beldeler veya köyler arasında sınır uyuşmazlığı çıkması hâlinde ilgili belediye meclisi ve köy
ihtiyar meclisi ile kaymakamın görüşleri otuz gün içinde istenir. Vali, bu görüşleri değerlendirerek sınır
uyuşmazlığınıkarara bağlamaklagörevlidir.
“Belde, köy veya bunların bazı kısımlarının bir başka beldeye katılabilmesi için bu yerlerin
meskûn sahalarının katılınacak beldenin meskûn sahasına uzaklığı 5.000 metreden fazla
olamaz. Bir beldenin bazı kısımlarının komşu bir beldeye katılmasında veya yeni bir belde ya da
köy kurulmasında, beldenin nüfusunun 5.000'den aşağı düşmemesi gerekir” (5393 sayılı kanun
md.8/1,3).
Bir beldenin adı, belediye meclisi üye tam sayısının en az dörtte üç çoğunluğunun kararı ve valinin
görüşü üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile değiştirilebilir. Bu karar Resmî Gazetede yayımlanır.
Beldeninadınındeğişmesiile belediyeninadıdadeğişir.
Meskûn sahası, bağlı bulunduğu il veya ilçe belediyesi ile nüfusu 50.000 ve üzerinde olan bir
belediyenin sınırına, 5.000 metreden daha yakın hale gelen belediye ve köylerin tüzel kişiliği; genel
imar düzeni veya temel alt yapı hizmetlerinin gerekli kılması halinde, Danıştay’ın görüşü alınarak,
İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine müşterek kararname ile kaldırılarak bu belediyeye katılır. Tüzel
kişiliği kaldırılan belediyenin mahalleleri, katıldıkları belediyenin mahalleleri hâline gelirler. Tüzel
kişiliği kaldırılan belediye ile köylerin taşınır ve taşınmaz mal, hak, alacak ve borçları katıldıkları
belediyeye devreder.
9.
“Nüfusu 2.000'in altınadüşen belediyeler, Danıştayın görüşü alınarak, İçişleri Bakanlığının
önerisi üzerinemüşterekkararnameile köyedönüştürülür”(5393 sayılı kanunmd.11/2).
5.1.Belediyelerin Görevleri
Belediye,mahallîmüştereknitelikte olmakşartıyla;
İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre
sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve
mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve
spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri
kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapmakla görevlidir. Büyükşehir
belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler için, kadınlar ve çocuklar için konukevleri
açmak zorunluluğu vardır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini göz önünde
bulundurarak kadınlarve çocuklariçinkonukevleri açabilirler.
Ayrıca belediyelerin görevleri arasında şu hizmetlerde yer almaktadır; devlete ait her derecedeki okul
binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme
ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı,
onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem arz
eden mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımlarını yapabilir,
korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. Gerektiğinde, sporu teşvik
etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar
ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı
müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve
antrenörlere belediye meclisikararıylaödül verebilir,gıdabankacılığı yapabilir.
5.1.1.BelediyeninYetkileriVe İmtiyazları
Belediyeninyetkilerive imtiyazlarışunlardır:
“a) Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü
faaliyetve girişimde bulunmak.
b) Kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, belediye yasakları
koymakveuygulamak,kanunlarda belirtilen cezaları vermek.
c) Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya ruhsatı
vermek.
d) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh,
tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili
gereken doğalgaz,su,atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmakveya yaptırmak.
e) Müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak; atık su ve
yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak,
işletmek ve işlettirmek; kaynaksularınıişletmek veya işlettirmek.
f) Toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem
dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak,kurdurmak,işletmekveişlettirmek.
g) Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve
depolanmasıile ilgili bütün hizmetleri yapmakveyaptırmak.
h) Mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir
alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek,
trampa etmek,tahsisetmek,bunlarüzerindesınırlı aynîhak tesis etmek.
i) Borç almak,bağışkabuletmek.
10.
j) Toptancı veperakendeci hâlleri, otobüs terminali, fuar alanı, mezbaha, ilgili mevzuata göre
yat limanı ve iskele kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek veya bu yerlerin gerçek ve tüzel kişilerce
açılmasına izin vermek.
k) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan dava konusu uyuşmazlıkların anlaşmayla tasfiyesine
kararvermek.
l) Gayrisıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve
denetlemek.
m) Beldede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla izinsiz satış
yapan seyyar satıcıları faaliyetten men etmek, izinsiz satış yapan seyyar satıcıların faaliyetten men
edilmesi sonucu, cezası ödenmeyerek iki gün içinde geri alınmayan gıda maddelerini gıda bankalarına,
cezası ödenmeyerek otuz gün içinde geri alınmayan gıda dışı malları yoksullara vermek”… (5302 sayılı
kanunmd.15).
5.2.Belediye teşkilâtı
“Belediye teşkilâtı, norm kadroya uygun olarak yazı işleri, malî hizmetler, fen işleri ve zabıta
birimlerinden oluşur”(5393 sayılı kanunmd.48/1).
Beldenin nüfusu, fizikî ve coğrafî yapısı, ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli
dikkate alınarak, norm kadro ilke ve standartlarına uygun olarak gerektiğinde sağlık, itfaiye, imar,
insan kaynakları, hukuk işleri ve ihtiyaca göre başka birimler oluşturulabilir. Bu birimlerin kurulması,
kaldırılmasıveyabirleştirilmesibelediyemeclisininkararıyla gerçekleşir.
5.3.Belediyelerinmali yapısı
5.3.1.Belediyebütçesi
“Belediyenin stratejik plânına ve performans programına uygun olarak hazırlanan bütçe,
belediyenin malî yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider tahminlerini gösterir, gelirlerin
toplanmasına veharcamaların yapılmasına izin verir” (5393 sayılı kanunmd.61).
Bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman programları eklenmektedir. Bütçe yılı Devlet malî
yılı ile aynıdır. Bütçe dışı harcama yapılması yasaktır. Belediye başkanı ve harcama yetkisi verilen
diğer belediye görevlileri, bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından
sorumludurlar.
5.3.2.Belediyeningelirleri
Belediyenin gelirleri şunlardır:
“a) Kanunlarla gösterilen belediyevergi,resim, harçve katılma payları.
b) Genel bütçevergi gelirlerinden ayrılan pay.
c) Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacaködemeler.
d) Taşınır ve taşınmaz malların kira, satış ve başka suretle değerlendirilmesinden elde edilecek
gelirler.
e) Belediye meclisi tarafından belirlenecek tarifelere göre tahsil edilecek hizmet karşılığı
ücretler.
f) Faiz ve ceza gelirleri.
g) Bağışlar.
h) Her türlü girişim, iştirakve faaliyetler karşılığı sağlanacakgelirler.
i) Diğer gelirler” (5393 sayılı kanunmd.59).
11.
Büyükşehir belediyelerinde büyükşehirsınırları ve mücavir alanları içinde belediyelerince tahsil edilen
emlak vergisi tutarının tamamı ilgili ilçe ve ilk kademe belediyeleri tarafından alınmakta ve.bunlardan
büyükşehirbelediyesineveya özelidareye ayrıca pay kesilmemektedir.
5.3.3.Belediyeningiderleri
Belediyenin giderleri şunlardır:
“a) Belediye binaları, tesisleri ile araç ve malzemelerinin temini, yapımı, bakımı ve onarımı için
yapılan giderler.
b) Belediyenin personeline ve seçilmiş organlarının üyelerine ödenen maaş, ücret, ödenek,
huzurhakkı,yolluklar,hizmeteilişkin eğitim harcamalarıile diğergiderler.
c) Her türlü alt yapı,yapım,onarımve bakımgiderleri.
d) Vergi, resim, harç, katılma payı, hizmet karşılığı alınacak ücretler ve diğer gelirlerin takip ve
tahsili için yapılacakgiderler.
e) Belediye zabıta ve itfaiye hizmetleri ile diğer görev ve hizmetlerin yürütülmesi için yapılacak
giderler.
f) Belediyenin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş ve katıldığı birliklerle ilgili ortaklık payı ve
üyelik aidatıgiderleri.
g) Mezarlıkların tesisi, korunmasıvebakımına ilişkin giderler.
h) Faiz, borçlanmaya ilişkin diğer ödemelerile sigorta giderleri.
i) Dar gelirli, yoksul,muhtaçvekimsesizler ile engellilere yapılacaksosyalhizmetve yardımlar.
j) Dava takip veicra giderleri.
k) Temsil, tören,ağırlama vetanıtım giderleri.
l) Avukatlık,danışmanlıkvedenetimhizmetleri karşılığı yapılacaködemeler.
m) Yurt içi ve yurt dışı kamu ve özel kesim ile sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak
hizmetler ve projegiderleri.
n) Sosyo-kültürel,sanatsalvebilimsel etkinlikler için yapılan giderler.
o) Belediye hizmetleriyle ilgili olarakyapılan kamuoyu yoklamasıvearaştırmasıgiderleri.
p) Kanunla verilen görevlerve hizmetlerin yürütülmesiiçin yapılan diğergiderler.
r) Şartlı bağışlarla ilgili yapılacakharcamalar.
s) İmar düzenlemegiderleri.
t) Her türlü projegiderleri” (5392 sayılı kanunmd.60).
6.Türkiye’de köyler
“Nüfusu iki binden aşağı yurtlara (köy) ve nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında olanlara
(kasaba) ve yirmi binden çok nüfusu olanlara (şehir) denir. Nüfusu iki binden aşağı olsa dahi
belediye teşkilatı mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezleri kasaba itibar olunur. Ve
Belediye Kanununa tabidir. Cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan ve
toplu veya dağınık evlerde oturan insanlar bağ ve bahçe ve tarlalarıyla birlikte bir köy teşkil
ederler” (442 sayılıkanun md.1-2).
“Köy yönetiminin organları; köy derneği, ihtiyar meclisi ve köy muhtarıdır” İçişleri Bakanlığı
Mahalli İdarelerGenel Müdürlüğü[MİGM] (2015).
6.1.Köy Derneği
442 sayılı Köy Kanununda köy derneği; köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyelerini seçme hakkı bulunan
kadın ve erkek köylülerin topluluğu olarak tanımlanmıştır. Köyde ikamet eden on sekiz yaşını
dolduran kadın ve erkekler köy derneğinin doğal üyesidir. Köy derneğine belirli konularda karar
verme yetkisi tanınmıştır(MİGM2015).
12.
6.2.İhtiyar Meclisi
İhtiyar meclisi,köy yönetimiyle ilgili kararların alındığı, üyeleri köy derneği tarafından seçilen karar
organıdır. İhtiyar meclisi üyeliği seçimleri her beş yılda bir yapılmakta olan mahalli idareler
seçimlerinde gerçekleştirilir. İhtiyar meclisine üye seçilebilmek için, en az altı aydan beri o köyde
oturmak, 25 yaşını doldurmak, Türk vatandaşı olmak ve 2972 sayılı Mahalli idareler İle Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunda ve bu Kanunun atıfta bulunduğu diğer
kanunlardaöngörülenhükümlerce seçilmeyemani birdurumubulunmamasıgerekir(MİGM, 2015).
6.3.Köy Muhtarı
Köy muhtarı köy yönetiminin ve ihtiyar meclisinin başıdır. Köy Kanununa göre; köy işlerinde söz
söylemek, emir vermek ve emrini yaptırmak muhtarın hakkıdır. Muhtar, köy derneği tarafından köylü
kadın ve erkekler arasından seçilmektedir. İhtiyar meclisi üyeliğine seçilme şartları muhtarın seçimi
içinde geçerlidir. Muhtar kendisine verilen görevler itibariyle hem devlet memuru hem de köy yerel
yönetimininbaşısayılmaktadır(MİGM2015).
6.4.Köy Teşkilatı
Köyün ortak işlerinin çoğu imece usulüyle yapılmakla birlikte bazı işlerin sürekli olarak yapılması
gerektiğinden bu işleri yerine getirmek üzere Köy Kanununda köy adamları olarak belirtilen kimseler
aylık veya senelik ücret karşılığında çalıştırılabilmektedir. Bunlar; köy kâtibi, köy korucuları, imam,
sığırtmaç gibi kimselerdir(MİGM2015).
7.5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu
Büyükşehir belediyesi: “En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında
koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan;
idarî ve malî özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel
kişisi” (5216 sayılı kanunmd.3)
Büyükşehir belediyesinin organları: Büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediye encümeni ve
büyükşehirbelediye başkanıdır.
İlçe belediyesi:Büyükşehirbelediyesisınırlarıiçinde kalanilçe belediyesidir.
İlk kademe belediyesi: Büyükşehir belediye sınırları içinde ilçe kurulmaksızın oluşturulan ve
büyükşehirilçe belediyeleriyle aynıyetki,imtiyazve sorumluluklarasahipbelediyedir.
7.1.Büyükşehir BelediyesininGörev, Yetkive Sorumlulukları
7.1.1.Büyükşehir Ve İlçe BelediyelerininGörev Ve Sorumlulukları
“a) İlçe ve ilk kademebelediyelerinin görüşlerini alarakbüyükşehirbelediyesinin stratejik
plânını,yıllık hedeflerini, yatırımprogramlarınıvebunlara uygun olarakbütçesini
hazırlamak”…(5216 sayılı kanunmd.7).
“c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje, yapım,
bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü
imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu
Kanununda belediyelereverilen yetkileri kullanmak.
d) Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan veya işletilen alanlardaki işyerlerine büyükşehir
belediyesinin sorumluluğunda bulunan alanlarda işletilecek yerlere ruhsat vermek ve
denetlemek.
13.
e) Belediye Kanununun69ve 73 üncü maddelerindekiyetkileri kullanmak.
f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma
hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde
işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini,
zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve
benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya
vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri
yürütmek”…(5216 sayılı kanunmd.7).
“h) Coğrafîve kentbilgi sistemlerini kurmak”…(5216 sayılı kanunmd.7).
“j) Gıda ile ilgili olanlar dâhil birinci sınıf gayrisıhhî müesseseleri ruhsatlandırmak ve
denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar kurmak ve
işletmek.
k) Büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu veya işlettiği alanlarda zabıta hizmetlerini yerine
getirmek.
l) Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek
veya ruhsatvermek”…(5216 sayılıkanun md.7).
“r) Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak,
kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen
suları pazarlamak.
s) Mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek, defin ile ilgili
hizmetleri yürütmek”…(5216 sayılı kanunmd.7).
“y) Merkezî ısıtma sistemleri kurmak,kurdurmak,işletmekveya işlettirmek.
z) Afetriski taşıyan veya can ve mal güvenliğiaçısından tehlike oluşturan binalarıtahliyeetme
ve yıkım konusunda ilçebelediyelerinin talepleri hâlindeher türlü desteğisağlamak”…(5216
sayılı kanunmd.7).
7.1.2.İlçe Ve İlk Kademe BelediyelerininGörev Ve Yetkileri
İlçe ve ilkkademe belediyeleriningörevve yetkilerişunlardır:
“a) Kanunlarla münhasıran büyükşehir belediyesine verilen görevler ile birinci fıkrada sayılanlar
dışında kalan görevleri yapmakveyetkileri kullanmak.
b) Büyükşehir katı atık yönetim plânına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve aktarma
istasyonuna taşımak.
c) Sıhhî işyerlerini, 2 nci ve 3 üncü sınıf gayrisıhhî müesseseleri, umuma açık istirahat ve eğlence
yerlerini ruhsatlandırmakvedenetlemek.
d) Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen
yetkileri kullanmak, otopark, spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları yapmak; yaşlılar,
özürlüler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler sunmak; mesleki
eğitim ve beceri kursları açmak; mabetler ile sağlık, eğitim, kültür tesis ve binalarının yapım,
bakım ve onarımı ile kültür ve tabiat varlıkları ve tarihî dokuyu korumak; kent tarihi bakımından
önemtaşıyan mekânların veişlevlerinin geliştirilmesine ilişkin hizmetler yapmak.(1)(2)
14.
e) Defin ileilgili hizmetleri yürütmek.
f) Afetriski taşıyan veya can ve mal güvenliğiaçısından tehlike oluşturan binalarıtahliyeetmek
ve yıkmak”(5216 sayılı kanunmd.7).
7.2.Büyükşehir Belediyesi Teşkilâtı ve Personeli
7.2.1.Büyükşehir Belediyesi Teşkilâtı
Büyükşehir belediyesi teşkilâtı; norm kadro esaslarına uygun olarak genel sekreterlik, daire
başkanlıkları ve müdürlüklerden oluşmaktadır. Birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi
büyükşehir belediyesi meclisinin kararı ile gerçekleşir. Büyükşehir belediyesinde başkan yardımcısı yer
almaz. Hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için, genel sekretere yardımcı olmak
üzere, norm kadroya uygun olarak genel sekreter yardımcısı atanabilmektedir. Büyükşehir
belediyesinde hizmetlerin yürütülmesi belediye başkanı adına onun direktifi ve sorumluluğu altında
mevzuat hükümlerine, belediyenin amaç ve politikalarına, stratejik plânına ve yıllık programlarına
uygunolarakgenel sekreterve yardımcılarıtarafındansağlanmaktadır.
7.3.Büyükşehir Belediyesi MaliYapısı
7.3.1.Büyükşehir Belediye Bütçesi
Büyükşehir belediye bütçesi ile ilçe ve ilk kademe belediyelerinden gelen bütçeler büyükşehir
belediye meclisine sunulmakta ve büyükşehir belediye meclisince yatırım ve hizmetler arasında
bütünlük sağlayacak biçimde aynen veya değiştirilerek kabul edilmektedir. Büyükşehir ve ilçe
belediye bütçeleri, büyükşehir belediye meclisinde aynı toplantı döneminde ve birlikte görüşülerek
karara bağlanmaktave tekbütçe hâlinde bastırılmaktadır.
Büyükşehirbelediyemeclisi,ilçe ve ilkkademe belediyelerininbütçelerinikabul ederken;
“a) Bütçe metnindeki kanun, tüzük ve yönetmeliklere aykırı madde ve ibareleri çıkarmaya veya
değiştirmeye,
b) Belediyenin tahsile yetkili olmadığı gelirleri çıkarmaya, kanunî sınırlar üzerinde veya altında
belirlenmiş olan vergive harçların oran vemiktarlarını kanunda öngörülen sınırlarına çekmeye,
c) Kesinleşmiş belediye borçları için bütçeye konulması gerekip de konulmamış ödeneği
eklemeye,
d) Ortak yatırım programına alınan yatırımlar için gerekli ödeneği eklemeye yetkilidir” (5216
sayılı kanunmd.25).
Büyükşehir belediye meclisince ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerinde yapılan değişikliklere karşı on
gün içinde Danıştay’a itirazda bulunulabilir. Danıştay, itirazı otuz gün içinde karara bağlamakla
görevlidir. Bütçenin hazırlanması ve uygulanmasına yönelik diğer konularda Belediye Kanunu
hükümleri uygulanmaktadır.
7.3.2.Büyükşehir BelediyesininGelirleri
Büyükşehirbelediyesiningelirleri şunlardır:
“c) 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan oran ve esaslara göre büyükşehir
belediyesince tahsil olunacak at yarışları dahil müşterek bahislerden elde edilen Eğlence
15.
Vergisinin % 20’simüşterek bahislere konu olan yarışların yapıldığı yerin belediyesine, % 30’u
nüfuslarına göre dağıtılmak üzere diğer ilçe ve ilk kademe belediyelerine ayrıldıktan sonra kalan
% 50'si.
d) Büyükşehir belediyesine bırakılan sosyal ve kültürel tesisler, spor, eğlence ve dinlenme yerleri
ile yeşil sahalariçinde tahsil edilecek her türlü belediye vergi,resim ve harçları.
e) 7 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen alanlar ile bu alanlara cephesi
bulunan binalar üzerindeki her türlü ilân ve reklamların vergileri ile asma, tahsis ve bakım
ücretleri.
f) 7 nci maddenin (f) bendinegöretespitedilen parkyerlerinin işletilmesinden elde edilen gelirin
ilçe ve ilk kademebelediyelerine,nüfuslarına göredağıtılacak%50'sinden sonra kalacak%50'si.
g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon harcamalarına
katılma payları.
h) Kira, faizve ceza gelirleri.
i) Kamu idare vemüesseselerinin yardımları.
j) Bağlı kuruluşların kesin hesaplarındakigelirleri ile giderleri arasında oluşan fazlalıksonucu
aktarılacakgelirler.
k) Büyükşehir belediyesi iktisadî teşebbüslerinin safi hasılâtından büyükşehir belediye meclisi
tarafından belirlenecekoranda alınan hisseler.
l) Büyükşehirbelediyesinin taşınır ve taşınmazmalgelirleri.
m) Yapılacak hizmetlerkarşılığı alınacakücretler.
n) Şartlı ve şartsız bağışlar.
o) Diğer gelirler” (5216 sayılıkanun md.23).
7.3.3.Büyükşehir BelediyesininGiderleri
Büyükşehirbelediyesiningiderleri şunlardır:
“a) Belediye hizmetbinaları ve tesislerin temini, bakımve onarımıiçin yapılan giderler.
b) Belediye personeline ve belediyenin seçilmiş organlarının üyelerine ödenen maaş, ücret,
ödenek,huzurhakkı,yolluklar,hizmeteilişkin eğitim ile diğer giderler.
c) İlçe, ilk kademe belediyeleri ile bağlı kuruluşlara yapacakları yardımlar ve ortak proje
giderleri.
d) Her türlü alt yapı,yapım,onarımvebakımgiderleri.
e) Belediye zabıta ve itfaiye hizmetleri ile diğer görev ve hizmetlerin yürütülmesi için yapılacak
giderler.
f) Vergi, resim, harç, katılma payı, hizmet karşılığı alınacak ücretler ve diğer gelirlerin takip ve
tahsili için yapılacakgiderler.
g) Belediyenin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş ve birliklerle ilgili ortaklık payı ile üyelik aidatı
giderleri.
16.
h) Mezarlıkların tesisi,korunmasıvebakımına ilişkin giderler.
i) Faiz, borçlanmaya ilişkin diğerödemeler ve sigorta giderleri.
j) Dar gelirli, yoksul,muhtaçvekimsesizler ile özürlülere yapılacaksosyalhizmetveyardımlar.
k) Dava takip ve icra giderleri.
l) Temsil, tören,ağırlama ve tanıtım giderleri.
m) Avukatlık,danışmanlıkvedenetimödemeleri” (5216 sayılı kanunmd.24).
8.6360 Sayılı Kanun Çerçevesinde Büyükşehir Belediyelerinin Yeniden
Yapılanması
Büyükşehirler, sınırları içerisinde birden çok yerleşim merkezi ve yönetim birimi bulunduran kent-
lerdir. Büyükşehir sınırları içinde yer alan yerel yönetimler küçük ölçekli planlar yapabilseler de bu
planların geniş bir çerçevede bütüncül bir şekilde tüm büyükşehir sınırlarını kapsayan ve makro
politikaları belirleyen bir çerçevede ele alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Dünya’daki gelişmelere
paralel bir şekilde, Türkiye’de de yönetim sistemi değişmektedir. Etkin, verimli, vatandaş odaklı,
hesap verebilen, katılımcı ve yerinden yönetim anlayışı birçok gelişmiş ülke gibi, Türkiye’de de kamu
yönetimi reformları için temel ilke ve değerler olarak ön plana çıkmıştır. 1980 sonrasında yapılan
reformlar kapsamında yerel yönetimlerin, özelde ise Büyükşehir Belediye yönetim modelinin hızlı ve
dinamik bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdiği görülmektedir. 1984 yılında yapılan yasal düzenleme
büyükşehir belediyelerine özerk bir yerel yönetim biçimi, malî ve insan kaynakları gibi konularda geniş
imtiyazlar vermiştir. Bu gibi özellikleri sebebiyle büyükşehir belediyeleri, diğer yerel yönetimlerden ve
belediyelerden giderek farklılaşmıştır. Büyükşehir yönetim biçimi, önceleri oldukça “dar bir ölçekte”
uygulanmış olup, bu ölçek 2004 yılında yapılan değişiklerle genişletilmeye çalışılmış, son olarak da
2008 yılında bu genişletmeden kaynaklanan bütünleşme sorunları çözülmeye çalışılmıştır (Çelikyay,
2014: 8-9).
6360 sayılı yasanın gerekçesi, kentlerin büyümesiyle birlikte ortaya çıkan sorunlara yönelik olarak
yeni bir yönetim sistematiği getirirken bu sorunlara çözüm üretmektir. Buna göre kentlerin büyümesi
beraberinde şusorunlaraçözümüretmeyigerekli kılmaktadır;
“Planlama ve koordinasyonun sağlanamayışı, ölçek ekonomisinden yeterince yararlanılamaması,
sanayileşme, ulaşım ve çevre gibi artan sorunların küçük ölçekli mahalli idarelerce çözülmesinin
zorluğu, kaynak israfının önlenerek etkin ve yerinde kullanımının sağlanması, kamu hizmetlerinin
kaliteli, etkin ve verimli biçimde karşılanması, kamu hizmetlerinin sunumunda koordinasyon
eksikliği sorunlarının ortaya çıkması, optimal ölçekte hizmet üretebilecek güçlü yerel yönetim
yapılarının varlığına ihtiyaç duyulması, küçük ölçekli belediye ya da köylerin beraberinde
getirdikleri çevre, ulaşım ve benzer sorunların çözümünde kendi başlarına yeterince verimli
olamamaları, yetersizmalî kaynakların olması”(Çelikyay, 2014: 11).
Çelikyay (2014) il sınırında hizmet üretecek büyükşehir belediye modelinin aşağıda belirtilen
olumlugelişmeleri ortayaçıkaracağını tespitetmiştir:
“Geniş ölçekte hizmet üreten yerel yönetim birimleri gelişmiş teknolojilerle donatılabilecektir.
Geniş ölçekte hizmet üretecek bu yönetimlerde nitelikli teknik personel istihdam edilebilecek,
ayrıca iş gücü uzmanlaşacağından verimlilik artışı sağlanacaktır. Geniş ölçekli yerel birimlerden
oluşan yerel yönetim sistemi, merkezden gönderilecek kaynakların etkin kullanımını
sağlayacaktır. İl sınırları içinde bütünleştirilmiş yerel yönetim birimleri arasında kaynakların etkin
kullanımı sağlanacaktır. Sahip olunacak imkânlar açısından daha adil bir yapı ortaya
çıkabilecektir. İmar, planlama, ulaşım, itfaiye gibi geniş çerçevede eşgüdüm ve bütünlük içerisinde
yürütülmesi gereken mahalli müşterek nitelikteki kamu hizmetlerinin sunumunda etkinlik
17.
sağlanabilecektir. Düzenleyici üstimar planları çerçevesinde il çapında uyumlu imar uygulamaları
gerçekleştirilebilecektir”.
6360 sayılı kanunbirçokalandayapısal değişikliklereyol açmıştır.Buna göre;
Daha önceden kurulmuş olan büyükşehir belediyelerinin sınırları il sınırına genişletildi. Nüfusu
750.000’in üzerinde olan illerin il belediyeleri, sınırları il mülki sınırları olmak üzere büyükşehir
belediyesine dönüştürüldü bunlar; Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş,
Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa Van ve Ordu’dur. Toplam büyükşehir belediye sayısı 30
olmuştur. Büyükşehir ilçe Belediyelerinin sınırları da ilçe sınırı olarak belirlendi; Büyükşehir yasasının
kabulüyle birlikte Büyükşehirlerdeki il özel idarelerinin, belde belediyelerinin ve köylerin (orman
köyleri de dâhil olmak üzere) tüzel kişilikleri ile bucaklar ve bucak teşkilatları kaldırıldı; Büyükşehre
dönüştürülen illerde 24+2 yeni ilçe kuruldu. mahalle kurulmasına 500 nüfus ölçütü getirildi,
Büyükşehir belediyesi kurulan illerde kimi yerleşim birimlerinin isimlerinin değiştirildi, Yerel
yönetimler alanında yaşanan bazı sorunların giderilmesi amacıyla yerel yönetimlerle ilgili kanunlarda
çeşitli değişiklikler yapıldı. Nüfusu 2.000’in altında olan belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli
idareler genel seçiminden sonra kaldırılarak bu belediyeler köye dönüştürüldü. Mülki idareye bağlı
olarak 30 ilde, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kuruldu; Merkezi yönetim payları yeniden
düzenlendi. (MİGM, 2013: 2-7 ; Çelikyay, 2014: 11-12 ; Özsalmanlı ve Pank, 2012: 10-11 ; İzci ve
Turan 2013: 3-10).
“Tüzel kişiliği kaldırılarak köye dönüşen belediyelerden bu kanunun yayımladığı tarihe kadar Belediye
Kanununun 8. inci maddesindeki usule uygun olarak katılımla 2011 nüfusunu 2.000 üzerine çıkaranlar
tüzel kişiliklerini devam ettireceklerdir. Kanun TBMM’ne sevk edilmeden önce 9, Yayımına kadar 33
belediye birleşme ile tüzel kişiliklerini devam ettirme imkanına kavuşmuşlardır”. Tüzel kişiliği
kaldırılarak köye dönüşen belediyelerin komşu oldukları il, ilçe ve nüfusu 2.000’in üzerinde olan belde
belediyelerine, belediye meclisi tarafından alınacak karar ile mahalle olarak katılmalarına izin
verildiğini tespit etmiştir. Köye dönüştürülen belediyeler, 30/6/2013 tarihine kadar 5393 sayılı
Kanununun 8 inci maddesindeki usule bağlı olmaksızın, belediye meclisinin alacağı karar ile ortak
sınırı olan ve tüzel kişiliği sona ermeyen herhangi bir(en fazla 10 km uzaklıktaki) belediyeye mahalle
olarak katılma talebinde bulunabileceği, katılım işleminin katılınacak olan belediye meclisinin olumlu
kararı ile Sonuçlanacağı, Başka il ya da ilçe mülki sınırındaki bir belediyeye katılım olması halinde
belediye sınırları ile birlikte mülki sınırların da değişmiş sayılacağı tespit edilen bulgulardır. “Kanunla
tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresi, belediye ve köylerin, Menkul ve gayrimenkulleri üstündeki
tasarrufları, Yeni personel istihdamı, İmar uygulamaları ve Borçlanmaları sınırlandırıldı, Ayrıca katılım
sonrasında bunların paylaşımı da düzenlendi. Tüzel kişiliği sona erdirilen il özel idarelerine, köylere ve
belediyelere yapılan şartlı bağışların bağış amacına uygun kullanılması zorunlu hale getirildi”.
Hizmetlerin devamı ve kalitesinin artmasına yönelik olarak yeni kurulan ilçe belediyelerine, merkezi
bütçe yedek ödenek tertibinden bir defaya mahsus GBVG’nden alacakları aylık payın 3 katı kadar ilave
kaynak aktarılacağı tespit edilmiştir.“İstanbul ve Kocaeli hariç, büyükşehir, büyükşehir ilçe belediyeleri
ve bağlı idarelerin yatırım bütçelerinin en az %10’unu 10 yıl süre ile bu Kanun kapsamında belediye
sınırlarına dâhil olan yerleşim yerlerinin altyapı hizmetleri için ayırmaları ve kullanmaları zorunlu hale
getirildi” MİGM(2013: 2-7).
Belde belediyeleri kapatılırken nüfus kriterleri ele alınmış olup, bu konuda demokrasinin gereği olan
halkın görüşlerinin alınmadığı dikkati çekmektedir.“Büyükşehir belediyelerine afet riski taşıyan veya
can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etme ve yıkım konusunda ilçe
belediyelerinin talepleri halinde her türlü desteği sağlamak görev ve yetkisi verilmiştir” (6360 sayılı
kanun madde 7). Büyükşehir belediyesine böyle bir görev ve yetkinin verilmiş olması olabilecek can
ve mal kayıplarını en aza indirecektir. Ayrıca Büyükşehir belediyesine geçişle hizmetlerin nitelik ve
kalitesinin artması amacıyla mali olarak “Büyükşehir belediyelerine hem merkezden gelen payların
oranı artmış, hem de ilçe belediyelerinden %30 pay geleceği belirtilmiştir. Kanımızca bu paylar yeni
18.
büyükşehir belediyelerinin beklenenmali kaynak sıkıntısı sorununu aşabilmeleri için önemli bir gelir
aktarımıdır”(Özsalmanlıve Pank2012: 10-11).
Gözler(2013) 12 Kasım 2012 tarihli 6360 sayılı kanun üzerine olan çalışmasında şu tespitlerde
bulunmuştur:
“6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1’inci maddesiyle
Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir,
Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun, Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya,
Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde
(toplam yirmi dokuz ilde) il özel idareleri kaldırılmıştır. Diğer yandan aynı Kanun söz konusu
illerdeki bütün köylerin ve beldelerin tüzel kişiliğini kaldırmış ve bunları bağlı bulundukları
ilçenin mahallesi hâline dönüştürmüştür. Nihayet, aynı Kanun, bu yirmi dokuz ilde, il sınırları
içinde kalan bütün ilçe belediyelerini büyükşehirilçe belediyesi hâline dönüştürmüştür.”
Bir il kaldırılmadıkça o ildeki il özel idaresinin kanunla kaldırılması Anayasamıza aykırı olur. Çünkü
Anayasamızın 127’nci maddesinin ilk fıkrasına göre, “mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının
mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları,
gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir”.
Anayasamıza göre Türkiye’de “il”, “belediye” ve “köy” olmak üzere üç çeşit mahallî idare
bulunmaktadır. Kanunlarımızda ve idare hukuku literatürümüzde bu üç çeşit mahallî idareye verilen
isimler sırasıyla “il özel idaresi”, “belediye” ve “köy”dür. Zaten Anayasamızın 127’nci maddesinin ilk
fıkrasında da “belediye” ve “köy” ismen geçmektedir. Anayasamızda “il özel idaresi” terimi geçmese
de 127’nci maddenin ilk fıkrasında geçen “il” terimi ile kastedilen şey, bir mahallî idare olarak ildir.
Diğer bir ifadeyle, ismi ne olursa olsun, Anayasamıza göre, il, belediye ve köy düzeyinde olmak üzere
üç çeşit mahallî idare vardır. Anayasamızın 126’ncı maddesine göre Türkiye illere ayrılmalı, 127’nci
maddesine göre de il halkının mahallî müşterek ihtiyaçları karar organları kendileri tarafından seçilen
bir kamu tüzel kişisi tarafından karşılanmalıdır. Bunun anlamı şudur, Türkiye’de merkezî idarenin bir
birimi olan “il”in yani “il genel idaresinin (m.126/1)” de, mahallî idare olan “il”in, yani “il özel
idaresinin (m.127/1)” de anayasal dayanağı vardır. Bundan dolayı Türkiye’de il özel idarelerinin
kaldırılmasını öngören bir kanun, 12 Kasım 2012 tarih ve 6360 sayılı Kanunun 1’nci maddesinin
üçüncü fıkrasıyla, bu Kanunun birinci ve ikinci fıkrada sayılan 27 ilde yer alan köylerin tüzel kişiliğinin
kaldırılıp bunların mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılması, 6360 sayılı
Kanunun 1’nci maddesinin “birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde
yer alan… belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, … belediyeler… belde ismiyle tek mahalle
olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.” hükmü gereğince belde belediyelerinin
tüzel kişiliğinin kaldırılması, Anayasa m.127/1’e aykırı olur. Türkiye’de il özel idaresinin, köyün ve
beldenin kamu tüzel kişiliği kaldırılacaksa bununAnayasa değişikliği yapılarak yapılması gerekir.Ancak
bir köyün ve belde tüzel kişiliğinin kaldırılıp bir şehrin mahallesi hâline dönüştürülmesi şu durumda
Anayasamıza aykırı olmaz: şehir merkezine yakın olup, aşırı şehirleşme neticesinde zamanla şehirle
bitişmiş ve fiilen bu şehrin bir parçası hâline gelmiş olan bir köyün, bir beldenin tüzel kişiliğini kanun
koyucu kaldırıp, bunu o şehrin mahallesi hâline dönüştürebilir. Çünkü böyle bir durumda ortada bir
köy, bir belde değil bir şehir vardır. Oysaki 6360 sayılı Kanun, şehre uzak yakın ayrımı yapmadan,
yirmi dokuz ildeki bütün köylerin ve beldelerin tüzel kişiliklerini kaldırmaktadır (Gözler, 2013: 1-7,37-
38).
Büyükşehir düzenlemesinin temeli 1982 Anayasa’sının 127. maddesine dayanmaktadır. Buna göre
büyük yerleşim yerleri için özel yönetim biçimleri getirilebilmektedir. Yerel yönetimlerle ilgili yapılan
bütün düzenlemeler çoğunlukla iki farklı düzlemde ele alınmaktadır. İlk düzlem yerel yönetimlerin
sundukları hizmetlerin etkinliği ve verimliliği, ikincisi de yerel yönetimlerin demokrasiyle olan ilişkisi
19.
konusundadır. Bu ikidüzlemin birbiriyle kesiştiği alana ölçek denir. Hangi ölçekte demokratik
katılımın sağlanacağı ve hangi ölçekte hizmetlerin etkin ve verimli sunulacağı bu kesişme alanın
niteliğini belirlemektedir. Bir taraftan ölçeğin büyütülmesiyle demokratik katılımın öncekine göre
daha az olacağı; öbür taraftan ölçeğin büyütülmesiyle hizmetlerin daha etkin ve verimli sunulacağı
varsayılmaktadır(İzci ve Turan, 2013: 4,9-10).
Eryılmaz (2011: 148), “kamu hizmeti yürüten birimlerin faaliyet alanlarının küçülmesi ile toplumun
tercihlerinin belirlenmesinin ve yönetimekatılmanın kolaylaşacağını,halkın siyasiolarak
temsil edildikleri organların faaliyetlerine daha çok ilgi duymakta olduğunu belirtmektedir.” Benzer
bir yaklaşım Ali Erkan Eke tarafından da savunulmaktadır. Eke’ye göre (1982: 16) “kentin küçüklüğü
halkın doğrudan katılımına olanak sağlamakla birlikte bu olanak ekonomiklik ve verimlilik için gerekli
uygun büyüklükten yoksundur”. “Hizmetlerin niteliği de hangi hizmetin hangi ölçekte uygulanmasının
daha etkin olacağını belirlemektedir. Bu bakımdan her hizmetin etkin ve verimli görüleceği düzeye
aktarılması gerekmektedir. Örneğin, ulaşım, kanalizasyon, konut, imar ve planlama gibi hizmetlerin
her birinin küçük birimlerin her biri tarafından ayrı ayrı görülmesi etkin ve verimli olmayacaktır”
(Keleş,2012a: 313).
Yasaya yöneltilen en önemli eleştirilerden biri il ölçeğinin belediye modeli ile yönetilemeyeceğine
ilişkindir.Buyaklaşımagöre
“Mevcut belediyehukuku, il ölçeğini yönetmeye doğası gereği uygun değildir. Belediye hukuku
aynı bırakılarak illerin yönetimi sağlanamaz. Belediye tipi yönetim, kentsel yerleşme
mekanlarının yönetimidir. Oysa illerde ve ilçelerde, kentsel yerleşmelerin yanı sıra çok sayıda
ve tam anlamı ile kırsal olan yerleşmeler vardır. Kırsal yerleşmeler, hem coğrafi hem de
iktisadi özellikleri bakımından kentsel altyapı gerektiren ‘belediye hukuku’ ile yönetilemezler.
Kırsal yerleşmelerden alınabilecek ilan-reklam, tabela, eğlence vb. vergi geliri yoktur.
Belediyelerin ‘ev ve sokak hayvanları’ dışında hayvancılık sektörünü yönetecek yetki ve
kapasitesi yoktur. Kırsal sosyo-ekonomik yapıya kentsel yönetim giydirmek, gerçek anlamda
kan uyuşmazlığıdemektir”(Güler,2012a: 4-5).
Ana Muhalefet Partisi’nin Alt Komisyon Raporu’na karşı hazırlamış olduğu muhalefet şerhinde, mülki
sınırların mahalli hizmetler için optimal ölçek sayılma imkanı olmadığı, sınırları siyasi ve idari ölçütler
ile belirlenmiş mülki yönetim ile sınırları yerel nitelikli hizmetler ölçütüne göre belirlenmiş olan
mahalli yönetimin hizmet ve yönetim ölçütleri açısından birbirinden farklı olduğu savunulmaktadır.
Aynı belgede, ancak bir ilin ortadan kaldırılması durumunda il özel idaresinin kendiliğinden ortadan
kalkacağı, bunun aksine il özel idaresinin, ili kaldırmadan kaldırılması mümkün değildir. Bu nedenle
düzenlemenin merkezi ve yerel yönetimler arasında görev bölüşümünün genelliği ilkesine aykırı
olduğu belirtilmektedir. (Güler, 2012b). Dolayısıyla kentsel alan yönetimi olarak ortaya çıkan
belediyelerin, dünyanın hiçbir yerinde kırsal alanı kapsamadığı belirtilmelidir (Çukurçayır, 2012).
Yasaya yönelik bir diğer eleştiri de merkezden yönetim esasına dayanan ilin, yerinden yönetim
esasıylayönetilmesi halinde bölge yönetimine dönüşeceğidir (Güler, 2012a: 3-4).
9.6360 Sayılı KanununGetirdiği Değişiklikler
Büyükşehir Belediye Kanunu ile birlikte yeni kurulan ilçe belediyelerine, merkezi bütçe yedek ödenek
tertibinden bir defaya mahsus olarak GBVG’nden alacakları aylık payın 3 katı kadar ilave kaynak
aktarılacaktır. İstanbul ve Kocaeli hariç, büyükşehir, büyükşehir ilçe belediyeleri ve bağlı idarelerin
yatırım bütçelerinin en az %10’unu 10 yıl boyunca bu Kanun kapsamında belediye sınırları içinde
bulunan yerleşimyerlerininaltyapıhizmetleri içinayırmalarıve kullanmalarızorunluhale getirildi.
Büyükşehir Belediyeciliğine geçişle birlikte belediye meclislerinin üye sayısı da değişmiştir. Bu
değişimle birliktebelediyemeclisi üye sayısı aşağıdaki tablodagösterilmiştir.
20.
TABLO 1: YENİDURUMDA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİS ÜYE SAYILARI
Kaynak: (MİGM,2013: 15)
BüyükşehirbelediyeleriGBVG’denaldıklarıpayşu şekildedir:
TABLO 2: Büyükşehir Belediyelerinin Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden
Aldığı Pay
Kaynak: (MİGM,2013: 16)
21.
6360 sayılı yasaile birlikte il genelinde toplanan GBVG’nin %6’sı BŞB payı olarak ayrılacaktır. Maliye
Bakanlığı bupayın;
1- %60’ını doğrudan,
2- Kalan%40’ını bir havuzdatoplayarak;
• %30’unuyüzölçümüne göre,
• %70’ini nüfusagöre dağıtacaktır.
6360 sayılı yasa ile birlikte Türkiye genelinde toplanan GBVG’nin %4,50’si büyükşehir sınırları içindeki
ilçe payı olarak ayrılacaktır. İller Bankası bu payın; %10’unu yüzölçümüne, %90’ını nüfusa göre
hesaplayarakilçe payınıbelirleyecektir.
Belirlenenilçepayının:
• %10’u bağlıidare payı olarak;
• %30 ’u büyükşehirbelediyesi payıolarak;
• %60’ı da ilçe payı olarakdağıtılacaktır.
Buna göre GBVG'den mahalli idarelere aktarılan paylar ve oranlardaki değişim mevcut ve yeni durum
olarakkarşılaştırmalı şekildeaşağıdaki gibidir:
TABLO 3: GBVG'DEN MAHALLİ İDARELERE AKTARILAN
PAYLAR VE ORANLAR
Kaynak: (MİGM,2013: 21)
5779 sayılı yasayagöre GBV Gelirlerindenilçebelediyelerine ayrılanpay;
1- %80 Nüfusagöre eşit,
2- %20 Kalkınma Bakanlığınca belirlenen gelişmişlik endeksine göre ilçeler beş eşit gruba ayrılarak
dağıtılmaktadır.En az gelişmiştenbaşlayarak,
yüzde 23’ü birinci gruba,
yüzde 21’i ikinci gruba,
yüzde 20’si üçüncü gruba,
yüzde 19’u dördüncügruba,
yüzde 17’si beşinci gruba,
dağıtılmaktadır.
22.
Buna göre deGBVG’denayrılan paylarmevcutve yeni durumkarşılaştırmalıolarakşu şekildedir:
TABLO:5 GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ
Kaynak:(MİGM,2013: 32)
NOT: Belde belediyeleri ölçeğinde gelişmişlik endeksi olmadığından bağlı bulundukları ilçe ile birlikte
değerlendirilmektedir.
Büyükşehir belediye kanunu ile birlikte GBVG’ nin binde biri nüfusu 10.000’nin altındaki belediyelere
denkleştirme ödeneği olarakdağıtılmaktadır.
Mevcut durumda nüfusu 5.000’nin altında olan 2.056 belediye birinci grupta, nüfusu 5.000‐10.000
arasında olan 323 belediye ikinci grupta yer almaktadır. Ödeneğin %60’ı birinci gruba, %40’ı ikinci
gruba seyyanendağıtılmaktadır.
Yeni durumda GBVG’nin binde biri nüfusu 10.000’nin altındaki belediyelere %65’i seyyanen, %35’i ise
nüfusesasınagöre dağıtılacaktır.
Ayrıca Büyükşehir Belediye kanunu ile birlikte Büyükşehir ve ilçe belediyelerine farklı alanlarda görev
ve yetkiler verilmiş, bazı görevlerinde değişiklikler yapılmış bulunmaktadır. Büyükşehir ve ilçe
belediyelerininbazıgörevve yetkileri şunlardır:
Köyden mahalleye dönüşen yerleşim yerlerini ilçe merkezine bağlayan yolların yapım ve bakımı
büyükşehirbelediyesineverildi.
Büyükşehirinsorumluluğundaki yollarıntemizliği ve karlamücadelebüyükşehirbelediyesine verildi.
Köy iken mahalleye dönüşen yerlerdeki işletmeler ruhsatlı sayılmakta ve mevcut yapı stokları fen ve
sanat kurallarınauygunolmasışartıylaruhsatlı hale getirildi.
Tüzel kişiliği kaldırılan köylerde yapılacak ticari amaç taşımayan yapılar ile ilgili “Tip Proje” uygulaması
getirilerek, vatandaşınproje bedeli gibiekkülfetlerinaltınasokulmasınınönüne geçildi.
“2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken vergi, harç ve katılım payları beş yıl
süreyle alınmaz” hükmü gereğince vatandaşların öncelikli olarak hizmetlerden yararlanması ve diğer
büyükşehirkentyerleşimyerleriyle eşitşartlardayaşamasıamaçlandı.
23.
Köylerdeki emlakvergisimuafiyetve istisnaları5yıl dahadevamedecek.
Köylerdeki gelirvergisimuafiyetve istisnaları2017 ye kadar devam edecek.
Bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret beş yıl süreyle en düşük tarifenin % 25’ini
geçmeyecek şekilde belirlenir.
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 2 nci maddesi ile köy tüzel
kişiliğikaldırılarakmahalleyedönüştürülenyerlerdede bufıkrahükmüuygulanır.
Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelere kadınlar ve çocuklar için konuk
evleri açma zorunluluğu getirildi. Diğer belediyelerin de nüfuslarına bakılmaksızın mali durumları ve
hizmetönceliklerine göre buyerleri açabileceği düzenlendi.
Büyükşehir belediyesi sınırlarının mülki sınırlar olmasıyla birlikte, belediye sınırlarına dahil edilen
kırsal yerleşim yerlerinden dolayı büyükşehir ve ilçe belediyelerinin, tarım ve hayvancılığı
desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabileceği hükmü 5216 sayılı Kanun’a
eklenmiştir(Zengin,2014: 15).
Büyükşehir Belediye kanunu ile birlikte ruhsat almada kolaylık sağlanmıştır. Bu kanunla mahalleye
dönüşen köylerde, bu Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla entegre tesis niteliği taşımayan tarım ve
hayvancılık amaçlı yapılardaki işletmeler ile bu yerlerde yaşayanların ihtiyaçlarını karşılayacak olan
bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta, pansiyon, tanıtım ve teşhir büfeleri, yerleşim yeri halkı
tarafından kurulan ve işletilen kooperatifler işletme ruhsatı almış olduğu sayılacaktır. Bu işletmelerin
bulunduğu binalar ile konutlardan, bu Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar bitirilmiş olanlar, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı veya belediye ya da üniversiteler tarafından fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuat
hükümlerine uygun yapıldığı tespit edilmiş olanlar ruhsatlandırılmış sayılacaktır. Ayrıca bu yapılara
elektrik, su ve bunun gibi kamu hizmetlerinden yararlanma imkanı da sağlanacaktır (Zengin, 2014:
15).
“Hukuken ve yönetsel olarak bu tür bir büyükşehir belediyesine bağımlı olma durumu,
büyükşehir belediyesinin her iki yapılanmanın mensup olduğu siyasi partinin, sahip olunan
siyasi duruşun/görüşün uyuşup uyuşmamasına göre uygulamada farklı görünümler arz
edebilmektedir. Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyesinin aynı siyasi partiyi temsil etmesi
durumunda işbirliği düzeyinin yükselmesi, idari ve maddi desteğin artması söz konusu
olabilirken, tersi durumda ilçe belediyesinin, büyükşehir belediyesi tarafından hiç destek
görmemesi, bunun da ötesinde hizmet üretme ve sunmada ilçe belediyesine köstek olunması
durumlarıyla da karşılaşılabilecektir. Bu ikili durum, Türkiye’de maalesef, yönetsel birimlere
verilen görev ve sorumlulukların nasıl yerine getirileceği hususunda temel belirleyen
durumundadır”(Zengin,2014: 17-18).
Zengin tarafından öne sürülen ve bazen de gerçekleşen bu gibi durumlara çözüm üretilmediği sürece
ve herkesin siyasi görüşünün ne olduğuna önem vermeksizin halk için çalışması gerektiği bilincine
sahip olmadığı sürece, büyükşehir belediyesi üyelerini de ilçe belediyesi üyelerini de seçenin halk
olduğu ve farklı görüş ve siyasi eğilimlere saygı duyulup kanunun gerektirdiği gibi hareket edip halka
hizmet bilinci olmadığı sürece bu sorunlar devam edecektir. Bunun için öncelikli olarak yapılması
gereken şey hangi siyasi partiye mensup olursa olsun büyükşehir belediyelerinin büyükşehir ilçe
belediyelerininhizmetlerineve faaliyetlerine yardımcıolmasıona destekolmasıgerekmektedir.
Ayrıca bazen yerel yönetimlerdeki siyasi parti mensupları siyasi partinin hizmet anlayışına ve siyasi
görüşüne sahip olmadan siyasi partinin görüşlerine aykırı hareket edip olumlu veya olumsuz
sonuçlara neden olabilmektedirler. Bu durum yerel yönetimlerde kişiden kişiye değişen bir hizmet
anlayışı olduğunun ve yerel yönetimlerin hizmet anlayışının yerel yönetimin başında bulunan kişiye
göre değişebildiğinin bir göstergesidir. Şöyle ki halk arasında Cumhuriyet Halk Partisi [CHP]‘nin sol
politikalar sergilediği Adalet ve Kalkınma Patisi [AKP]’nin ise biraz daha sağ politikalar sergilediği
düşüncesi yerleşmiş bulunmaktadır. Buna rağmen bazen bir AKP’li bir belediye başkanı hükümetin
partisine üye olmasına rağmen kaliteli, nitelikli ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda bir hizmet
24.
sunmamakta, hatta AKP’ningenel seçmeni olan muhafazakar kesime yönelik tam bir hizmet sunma
anlayışına sahip olmamakta iken tam tersine aynı bölgede CHP’li bir belediye başkanı bu bölgede çok
daha iyi hizmet sunabilmektedir. Bu durumun tam tersine CHP’li bir belediye başkanının kötü hizmet
sunduğu bir yerde seçilen AKP’li bir belediye başkanı bu bölgede çok daha iyi hizmet sunabilmektedir.
Tüm bu zıtlıklar yerel yönetimlerde kişiden kişiye değişen bir hizmet anlayışının da var olduğun
göstergesidir. Yani bir bölgede seçilen belediye başkanı hükümet partisinin bir mensubu olsa da bu
kişide halka hizmet anlayışı yoksa hiçbir hizmet gerektiği gibi yerine getirilmeyecektir. Aynı şey diğer
partiler içinde geçerlidir. Bunu önlemenin tek yolu hangi siyasi partiye üye olursa olsun seçilen kişinin
halkahizmetanlayışıiçerisindeolmasıgerekmektedir.
Kırsal hizmet, her ne kadar gelirleri artırılmış olsa da ve kapatılan yerel yönetim birimlerinin personel
ve araç-gereçleri büyükşehir belediyelerine devredilmiş olsa da büyükşehir belediyelerinin bütün il
sınırları içinde bulunan kırsal alanları da kapsayacak şekilde nitelikli bir hizmet sunması olanaklı
değildir(Zengin,2014: 23).
Zengin’in bu görüşlerinin doğruluk payı bulunmakla beraber kanun, sunulması gereken hizmetin en
iyi biçimde gerçekleşmesi amacıyla Büyükşehir belediyelerini ve İlçe belediyelerini gerekli yetkilerle
donatmış ve sorumlu tutmuştur. Ancak her yeni uygulamada olduğu gibi ilk başta bazı zorluklarla
karşılaşılması olasılığı mevcuttur. Bunu çözümlemek amacıyla gerek Büyükşehir belediyeleri ve
Büyükşehir ilçe belediyeleri tarafından, gerekse yerel yönetimlerden sorumlu bulunan Mahalli
İdareler Genel Müdürlüğü tarafından veya gerekli bakanlıklar tarafından belli aralıklarla ar-ge
çalışmaları veya halk yoklaması tarzın da araştırma ve anketler yapılarak hizmet sunumlarındaki
sorunların ve eksikliklerin neler olduğu tespit edilmeli ve halkın isteği ve eğilimi doğrultusunda en
doğru şekilde hizmetlerin sunumu gerçekleştirilmeye çalışılmalı ve bu yönde hukuki düzenlemeler
yapılmalıdır.
10.SONUÇ
Kabul edilen 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile birlikte yerel yönetim sistemimizde büyük
değişiklikler yaşanmıştır. Tabi ki bu değişikliklerin bir kısmı olumlu yönde iken bazıları olumsuz
sonuçlardoğurmuştur.
Büyükşehir Belediye Kanunu Anayasanın 127. Maddesinde yer alan mahalli idareleri kaldırarak
bunları bir bütün haline getirmiştir. Ancak bunu Kanunla yapmıştır. 6360 sayılı Kanunun dayanağı,
Anayasamızın 127’nci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinde yer alan “kanun, büyük yerleşim
merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir” ibaresidir. Buna göre kanunla nüfusu belli bir sayının
üstünde olan, belli şartları taşıyan yerleşim yerleri için mevcut olan yerel yönetimlerden farklı olarak
özel bir yönetim şekli getirilebilir denmektedir. Fakat bu kanun kendisinden hiyerarşi olarak üst
noktada bulunan Anayasa ile, Anayasa tarafından izin verilerek kanunla özel yönetim biçimleri
getirilmesine rağmen çelişmektedir. Aslında burada çelişen kanunla Anayasa değil, Anayasanın
127’nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasıyla çelişen üçüncü fıkrasıdır. Çünkü Anayasa ilk iki fıkrada
yerel yönetimlerden bahsetmiş bulunmaktadır. Kanun koyucu daha sonra bir kanunla farklı bir
yönetim biçimi getirmek isterse hiyerarşide kanundan üstün olan bu anayasa maddesini
değiştirmeden yapamayacaktır. Ancak gene anayasanın 127’nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince
buna izin verilmiş büyük yerleşim yerleri için kanunla özel yönetim biçimi getirilebilir denmiştir. Bu
durumda bu sorunu kökten çözmek ancak Anayasanın 127’nci maddesin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarındadeğişiklikyapılmasıile gerçekleşecektir.
Büyükşehir Belediye Kanunu nüfusu belli bir sayının altında bulunan köylerin ve belde belediyelerinin
tüzel kişiliğini kaldırmış onları en yakın ilçe belediyelerine bağlamış bulunmaktadır. Bu da yerel halkın
bazı hizmetlerden mahrum kaldığının ileri sürülmesine halkın fikrine başvurulmadan kanunla bu
yerleşim yerlerinin bir ilçeye bağlandığının öne sürülmesine neden olmaktadır. Oysa kanun koyucu
tüzel kişiliği kaldırılan belde ve köylerin nüfusu 2000’in üzerinde bulunan belde belediyelerine
25.
katılımını mümkün kılmış,bu sayede hem tüzel kişiliğini devam ettirmesine imkan tanımış hem de
artan nüfus sayısına göre katılmış olduğu belediyenin de GBVG’den alacağı payın artmasına neden
olarak hizmetlerin devamını ve nitelik ve nicelik yönünden iyileşmesini sağlamıştır. Ayrıca her belde
belediyesinin ve köyün ayrı ayrı tüzel kişilikleri bulundukları dönemde, her belediyenin farklı bir imar,
yol, su hizmet politikası, ayrı bir otobüs işletmesi bulunmaktaydı. Bu da belediyeler arasında gerekli
koordinasyon sağlanmasını zorlaştırmakta ortak kamu hizmetlerinin yürütülmesinde bir takım
güçlüklerle karşılaşılmasına neden olmaktaydı. Bunu çözümlemek amacıyla büyükşehirlerin yakın
çevresindeki yerleşimyerlerinin anabelediyelere bağlanmalarıhakkındakanunkabul edildi.
Ayrıca Büyükşehir Belediye Kanunu ile ilçe belediyeleri vesayet denetimine alınmış, bu sayede daha
önceden hizmetlerin eksik, aksak veya hiç yapılmaması durumu ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.
Çünkü Büyükşehir Belediyeleri tarafından yaptıkları işlerin kontrol edilmesi gerekli hizmetlerin
sunulmasını zorunlu kılmakta ve halkın ihtiyaçlarında aksatma yapılması engellenmiş olmaktadır.
Bunun yanı sıra yerelde bazı belediyelerin çıkar amaçlı herhangi hizmet sunumunda, uyuşmazlık
durumunda kendilerine yakın hissettikleri kimselerin yönünde karar almaları kabul edilen bu kanunla
yapılanişlerinvesayetdenetimine tabi olmasıile engellenmişbulunmaktadır.
Büyükşehir Belediye kanunu kabul edilerek köylerin ve belde belediyelerinin mahalle dönüştürülmesi
sonucu bu yerleşim alanlarına hizmet sunumunda aksaklıklar olacağı, hatta hiç hizmet
götürülmeyeceği öne sürülmüş olsa da aslında Büyükşehir İlçe Belediyesi haline gelerek hem kaynak
hem yetki olarak güçlenen ilçe belediyeleri tüzel kişiliği kaldırılan bölgelere gerekli hizmeti
sunmaktadır. Bu sayede bu bölgelerde de halkın ihtiyaçları karşılanmakta ayrıca ilçe belediyelerinin
de BüyükşehirBelediyesi tarafındandenetlenmesiylehizmetlerdeaksaklıkolmasıengellenmektedir.
Büyükşehir Belediyesi hizmetlerin sunumunda birlik ve bütünlüğü sağlamasıyla, hizmetlerin
sunumunun yapılıp yapılmadığının denetim altına alınarak halkın hizmetten mahrum kalmasının
engellenmesiyle, il ve ilçe belediyelerine ayrılan GBVG paylarının artırılmasıyla hizmetlerde kalitenin
artması gibi olumlu değişiklikler nedeniyle yararlıdır. Sadece yukarıda da değindiğimiz gibi gerekli
anayasa değişiklikleri ilgili maddelerde yapılarak hukuksal çelişkilerin önüne geçilmeli, ayrıca ilçe
belediyeleri denetim altında tutularak tüzel kişiliği kaldırılan yerleşim yerlerine de gerekli hizmetlerin
verilmesisağlanmalıdır.
KAYNAKÇA
BelediyeKanunu,(2005), T. C. Resmi Gazete, 25874, 13 Temmuz2005
Büyükşehir Belediyesi Kanunu, (2004), T. C. Resmi Gazete, 25531, 23 Temmuz 2004 On Üç İlde
Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, (2012), T. C. Resmi Gazete, 28489, 6 Aralık
2012
Çelikyay H. (Temmuz 2014), “Değişen Kent Yönetimi Ve 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası”, Analiz 101,1-
24.
Çetin S. (Aralık 2009), “Yerel Yönetim Birimi Olarak Türkiye’de İl Özel İdareleri, Dumlupınar
Üniversitesi SosyalBilimler Dergis”i, 25, 249-258.
Derdiman,C.(2005) Yerel Yönetimler,Aktüel Yayınları, İstanbul.
EKE, Ali Erkan(1982), AnakentYönetimive Yönetimlerarasıİlişkiler, AÜ SBFYayınları, Ankara.
ERYILMAZ, Bilal (2011), Kamu Yönetimi, OkutmanYayıncılık, Ankara.
26.
GözlerK. (Şubat2013), “6360Sayılı KanunHakkındaEleştiriler:Yirmi Dokuz İlde İl Özel İdareleri ve
Köylerin Kaldırılması ve İlçe Belediyelerinin Büyükşehir İlçe Belediyesi Haline Dönüştürülmesi
AnayasamızaUygun mudur?”,LegalHukukDergisi, 11(122), 37-82.
Güler, B. A. (Aralık 2003). “Kamu Personel Sisteminde Reform Zorlamaları”, Amme İdaresi Dergisi,
36(4), 17-34.
GÜLER, Birgül Ayman (2012a), “Hükümetin 8 Ekim 2012 Günlü Bütünşehir Yasa Tasarısı Üzerine”,
Erişim:07 Mart 2015, www.yayed.org.tr
GÜLER, Birgül Ayman (2012b), “Büyükşehir Kanun Tasarısı İçişleri Komisyonu’nda Görüşülüyor!”,
Erişim:10 Aralık2012, http://www.yayed.org.tr
İl Özel İdaresi Kanunu,(2005), T. C. Resmi Gazete, 25745, 22 Şubat2005
İzci F. Ve Turan M. (2013), “Türkiye’de Büyükşehir Belediyesi Sistemi Ve 6360 Sayılı Yasa İle
Büyükşehir Belediyesi Sisteminde Meydana Gelen Değişimler: Van Örneği”, Süleyman Demirel
Üniversitesiİktisadive İdari Bilimler FakültesiDergisi, 18(1), 117-152.
KELEŞ, Ruşen(2012a), Yerinden Yönetimve Siyaset,CemYayınevi, İstanbul.
Kösecik,M.Ve Özgür,H. (2005), Yerel Yönetimler ÜzerineGüncel Yazılar,Nobel Yayınları,Ankara.
KöyKanunu,(1924), T. C.Resmi Gazete, 68, 7 Nisan1924
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü (2013), “Onüç İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmialtı İlçe
Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun”, Erişim: 06 Mart 2015,
http://www.tuhis.org.tr/resim/files/mustafa_yild%C4%B1z_son%281%29.pdf
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, (t.y), “Köyler”, Erişim: 1 mayıs 2015,
http://migm.gov.tr/MahalliIdareler.aspx?DetayId=15
Özsalmanlı A.Y. Ve Pank Ç. (2012) “Muğla’da Büyükşehir Belediyesi Yapılanması Sürecine İlişkin Bir
Değerlendirme”,Muğla SıtkıKoçman ÜniversitesiSosyalBilimler Enstitüsü Dergisi, 29, 1-26.
Parlak, B. ve Özgür, H. (2002) Avrupa Birliği’nin Bütünleşme Sürecinde Yerel Yönetimler, Alfa Yayınları,
İstanbul.
Polatoğlu,A.(2003) Kamu Yönetimi,Temel İlkeler ve TürkiyeUygulaması,Ankara,ODTÜYayıncılık.
Polatoğlu, A. (2003) “Türk Kamu Yönetimi Sisteminin Yeniden Örgütlenmesi Üzerine Düşünceler”,
AmmeİdaresiDergisi, 36(4), 1-16.
Tortop, N. (Aralık 2005). “Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler ve Saydamlık”, Türk İdare Dergisi, 449, 1-
19.
Yıldırım, S. (1993), Yerel Yönetim ve Demokrasi, IULA-EMME-Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Ortak
Yayını, İstanbul.
Zengin O. (2014), “Büyükşehir Belediyesi Sisteminin Dönüşümü: Son On Yılın Değerlendirmesi”,
Ankara Barosu Dergisi, 94, 15-23.