SlideShare a Scribd company logo
KONULAR
• 1. Elementler ve Sembolleri
• 2. Atomun Yapısı
• 3. Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikler
• 4. Kimyasal Bağ
• 5. Bileşikler ve Formülleri
• 6. Karışımlar
1.Elementler ve Semboller
•Milattan önce Thales dünyadaki her şeyin tek bir element olan sudan oluştuğunu söylemiştir.
• Aristo, yeryüzündeki bütün maddelerin dört temel elementten
oluştuğunu düşünmüş ve bunların hava, toprak, ateş ve su olduğunu söylemiştir.
•Simya ise tüm maddeleri altına çevirme, bütün hastalıkları iyileştirme ve insanı ölümsüzleştirme
düşüncesiyle çalışmaya başlamışlardır.
•Robert Boyle ,dört temel element fikrinin yanlış olduğunu ileri sürdü. Temel elementlerin
birleşerek maddeleri oluşturur ve birden fazla element ise “bileşik” oluşturduğu fikrini
savunmuştur.
•Bu düşünceler modern kimyanın temelini oluşturdu. 1950’li yıllara gelindiğinde ise doğadaki
pek çok element bulunmuş ve adlandırılmıştı.
I. Element nedir?
• Aynı tür atomlardan oluşan fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı
maddelere ayrılamayan saf maddelere element denir.
• Bütün elementler farklı atomlardan oluştuğu için özelliklere sahiptir.
•Her elementin farklı bir atomu vardır.
•Bir elementin bütün atomları birbiriyle aynı ; farklı elementlerin atomları birbirinden
farklıdır.
• Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklık
aynıdır. Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri ve
atomların arasındaki uzaklıkları farklıdır.
• Her elementin farklı bir atomu vardır.
• Bir elementin bütün atomları birbiriyle aynı ; farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdır.
• Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklık aynıdır.
Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri ve atomların
arasındaki uzaklıkları farklıdır.
• Her elemente ait atom dizilişi aynı değildir.
ELEMENT ÇEŞİTLERİ
1.ATOMİK YAPIDA
Atomik yapılı elementlerin en
küçük taneciği atomlardır.
Demir bakır
. 2.MOLEKÜLER YAPIDA
Bazı elementleri oluşturan aynı cins
doğada ikili veya gruplar halinde
bulunurlar.
oksijen hidrojen
• Günümüzde bilinen 120 element vardır. Bu elementlerin 92 tanesi doğada bulunurken geri kalanı da
laboratuarlarda elde edilen yapay elementlerdir.
•
Elementler sembollerle gösterilir ve her elementin kendine özgü sembolü vardır.
İLK 20 ELEMENTLERİN ÖZELLİKLERİ
1- Hidrojen (H) :
• Hidrojen ismi ise Antoine Lavoisier tarafından verilmiştir.
• Bilinen renksiz en hafif gazdır.
• Suyun, canlıların ve petrol gibi birçok maddenin yapısında bulunur.
• Roket yakıtı olarak kullanılır.
2- Helyum (He) :
• 1908 yılında Heike Kamerlingh Onnes ilk sıvı helyumu elde etmiştir.
• Helyum atmosferde çok az miktarda bulunur.
• Güneş`te ve diğer yıldızlarda bol miktarda bulunur.
• Renksiz bir gazdır.
• Zeplin ve balon gibi hava taşıtlarının şişirilmesinde, roket yakıtlarının sıkıştırılmasında kullanılır.
(Havadan daha hafif gaz olması nedeniyle)
3- Lityum (Li) :
• İlk olarak 1817 yılında Johann Arvedson tarafından keşfedilmiştir.
• Gümüşümsü gri metalik renkte bulunan katı bir elementtir.
• İlaçlarda, pil üretimi,seramik ve cam yapımında kullanılır.
4- Berilyum (Be) :
• 1828 yılında birbirlerinden bağımsız olarak Friedrich Wöhler ve Antony Bussy tarafından elde
edilmiştir.
• Gri renklidir katıdır.
• Uçak ve uzay araçlarının yapımında elektrik ve ısı iletkeni olarak kullanılır.
nde, seramik ve cam yapımında kullanılır.
5- Bor (B) :
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Isıya dayanıklı renkli cam imalatında, seramiklerde ve roket yakıtlarında kullanılır.
6- Karbon (C) :
• Saf haldeyken karbon, elmas, grafit, is, kömür gibi (4 tane allotropu vardır) birçok çeşitli
maddelerde bulunur.
• Grafitin yapısı siyah, elmasın yapısı ise renksiz bir katıdır.
• Yeryüzünde kömür, petrol, doğal gaz gibi maddelerin ve canlıların yapısında bulunup canlılar
açısından çok önemlidir.
7- Azot (N) :
• Azot ilk olarak 1772 yılında Daniel Rutherford tarafından keşfedildi.
• Renksiz ve kokusuz bir gazdır.
• Canlılar için gerekli temel elementlerden biridir.
• Sıvı azot soğutma amacıyla kullanılır.
• Bazı azot bileşikleri tarımda gübre olarak kullanılır.
8- Oksijen (O) :
• 1781 yılında Lavosier, oksijenin havada bulunan ve yanmaya etki eden bir madde olduğunu
keşfetmiştir.
• Renksiz bir gazdır.
• Canlıların yaşaması için gerekli temel elementtir.
• Dalgıçların ve astronotların solunum yapmaları için kullandıkları oksijen tüplerinde bulunur.
9- Flor (F) :
• İlk defa 1886 yılında Henri Moissan tarafından elde edilmiştir.
• Açık sarı renkli bir gazdır.
• Diş macunları ve deodorantların yapısında bulunur.
• Buzdolabı ve klimaların soğutma sisteminin çalışmasında kullanılır.
10- Neon (Ne) :
• Renksiz bir gazdır.
• Renkli reklam panolarının aydınlatılmasında ve televizyon tüplerinde kullanılır.
11- Sodyum (Na) :
• Yumuşak, kaygan bir metal olup gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır.
• Doğada en çok sofra tuzunun (sodyum klorürün) yapısında bulunur.
• Kağıt, gıda, tekstil, kimya, sabun, cam ve metal gibi bir çok endüstriyel kullanılır.
12- Magnezyum (Mg) :
• Gümüşümsü beyaz renkli bir metaldir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Hafif bir metal olduğu için hava taşıtlarının yapımında kullanılır.
• Kurutulmuş meyvelerde bulunur.
13- Alüminyum (Al) :
• Alüminyum yumuşak ve hafif bir metaldir.
• Mat, gümüşümsü renkli bir katıdır.
• Mutfak araç gereçlerinin, elektrik kablolarının ve içecek kutularının yapımında kullanılır.
14- Silisyum (Si) :
• Silisyumun ilk keşfi 1824 yılında Berzelius tarafından gerçekleştirilmiştir.
• Yeryüzünde en fazla bulunan elementlerden biridir.
• Koyu gri renkli bir katıdır.
• Kumda, kilde, cam yapımında ve yapı malzemelerinde bulunur.
15- Fosfor (P) :
• Fosfor renksiz, beyaz, kırmızı ve siyah renklerinde bulunabilir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Canlıların sinir ve kemik dokularında görevlidir.
• Suni gübre yapımında kullanılır.
16- Kükürt (S) :
• Kükürt, antik çağda bilinen dokuz elementten biriydi. Kükürdün kimyasal bir element
olduğunu 1777`de Lavoisier ortaya attı. 1810 yılında Gay Lussac ile Thenard tarafından
deneysel olarak doğrulandı.
• Sarı renkli tatsız, kokusuz bir maddedir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Isı ve elektriği iyi iletemez.
• Barut ve sülfürik asit yapımı ile kuru meyvelerde mikrop öldürücü olarak kullanılır.
17- Klor (Cl) :
• Sarı–yeşil renkli zehirli bir gazdır.
• Doğada en çok sofra tuzunun yapısında bulunur.
• İçme sularında mikrop öldürücü olarak bulunur.
18- Argon (Ar) :
• Kokusuz ve renksiz bir gazdır.
• Ampullerde ve flüoresan tüplerinde kullanılır.
19- Potasyum (K) :
• Potasyum ilk olarak 1807 yılında Humphrey Davy tarafından elde edilmiştir.
• Gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır.
• Sıvı deterjan, gübre, barut, cam ve lens yapımında kullanılır.
20- Kalsiyum (Ca) :
• Gümüş gibi parlak ve beyaz renkli bir katıdır.
• Çimento, alçı, kireç gibi maddeler ile dişlerin ve kemiklerin yapısında bulunur.
• Doğada her madde elementlerden oluşmaktadır. Vücudumuz da elementlerin bileşiminden
oluşmuştur.
İnsan vücudundaki her
element, belli oranlarda
bulunmaktadır.
Bu oranların artması ya da
azalması birçok
hastalığı da beraberinde
getirmektedir.
ELEMENT VE SEMBOLLERİ?
• Elementlerin sembolleri belirlenirken, elementlerin Latince isimlerinin ilk veya ilk iki (üç)
harfi Baş harfl eri aynı olan bazı elementlerde o elementin adının ikinci harfi veya başka bir
harfi kullanılmıştır.
• İki harfle gösterilen sembollerde ilk harf büyük, ikinci harf küçük yazılmıştır.
• Örneğin; kükürt elementinin Latince adı “Sulphurium” olduğu için bu elementin sembolü
“S”, silisyum elementinin Latince adı “Silicium” olduğu için bu elementin sembolü “Si”dir.
• Ülkelerin kullandıkları diller birbirinden farklı olmasına kullanılan element sembolleri
dünyanın her yerinde aynıdır.Bu şekilde bilim insanları arasındaki iletişim kolaylaşmıştır.
2.ATOMUN YAPISI
Elementlerin tüm özelliğini gösteren en küçük parçasına atom denir.
Atomda bulunan yükler; negatif yükler ve pozitif yüklerdir. Atomu oluşturan parçacıklar:
• Cisimden cisme elektrik yüklerini taşıyan negatif yüklü elektron,
• Elektronların yükünü dengeleyen aynı sayıda ama pozitif yüklü olan proton,
• Elektrik yükü taşımayan nötr parçacık nötron’dur.
Tabloda da göründüğü gibi çekirdek ve yörünge
olarak iki kısımdan oluşur.
•
Elektronların bulunma olasılığının
olduğu bölgelere elektron bulutu denir.
Elektronların çekirdek
etrafında dönme hızı, 2,18.108 cm/sn`dir.
Nötr bir atom için; elektron sayısı= proton sayısı
Atom Numarası = Proton Sayısı = Çekirdek Yükü=
Elektron Sayısı
Atom numarası= proton sayısı = Çekirdek yükü
İyon yükü= proton sayısı – elektron sayısı (E.S.)
Katyon:Nötr bir atom elektron verirse (+) yüklü hale geçer.
Anyon:Nötr bir atom elektron alırsa (–) yüklü hale geçer
Kütle numarası= proton + nötron sayısı (Nükleon sayısı)(atom ağırlığı)
Atomun kütlesi çekirdeğinde toplanmıştır. Bu nedenle çekirdeğindeki taneciklerin
toplam kütlesi, kütle numarasını verir.
Atom Numarası = Proton Sayısı = Çekirdek Yükü = Elektron Sayısı
• Proton sayısının farklı olması elementin diğerinden farklı olduğu anlamına gelir.
• Kimyasal olaylarda (reaksiyonlarda) yalnızca elektron sayısı değişir. Proton ve nötron,
çekirdekte bulunduğu için sayıları değişmez.
• İzotop atom: Proton sayıları aynı, nötron sayıları farklı olan atomlara denir.
İzotop atomların kimyasal özellikleri aynı , fiziksel özellikleri farklıdır.
Nötr halde bulunmayan, iyon halindeki izotop atomların hem fiziksel, hem kimyasal
özellikleri farklıdır.
• Birbiri ile temas hâlinde olan atomlara bağlı atomlar denir.
• Bağıl atomlar molekülleri oluşturur.
• Elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu bu bölgelere katman denir.
• Atomda elektronların bulunma olasılığının yüksek olduğu bu katmanlar küre şeklindedir.
• Elektronlar çekirdekten farklı uzaklıklarda bulunur. Böylece dönme hareketi sonucunda farklı
katmanlar oluştururlar.
• Çekirdeğin katmanlarını da yine içten dışa doğru 1, 2, 3… şeklinde numaralandırılır.
• Birinci katmanda en fazla iki elektron bulunabilir. Eğer atomda elektron sayısı ikiden fazla ise
bu elektronlar, birinci katmandan sonra gelen ikinci katmana yerleşirler.
• İkinci katman, birinci katman gibi değildir. Bu katmanda sekiz elektron bulunabilir. Üçüncü
katmanda da ikinci katman gibi sekiz elektron bulunabilir ve elektron sayısı sekizi geçemez.
1.katman
2.katman
3.katman
•Bir elemente ait atomların çekirdeğinde eşit sayıda proton bulunur.
Proton sayısı bir atomun kimliğini belirler ve bu sayıya atom numarası denir.
•Atomların farklı özelliklerde olmasını sağlayan temel unsur proton sayılarının farklılığıdır.
14n
13p
20n
19p
ATOMUN MODELLERİNİN TARİHÇESİ
• Democritus (MÖ 400):
Atom hakkında ilk görüş MÖ 400’lü yıllarda Yunanlı fi lozof Democritus tarafındanortaya
konmuştur. Democritus, maddenin taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve bu
taneciklere“atom” adını vermiştir. Democritus,atom hakkındaki görüşlerini deneylere
değil varsayımlara göre söylemiştir.
• Niels Bohr (1885-1962):
Bohr’a göre; elektronlar çekirdek etrafında belirli uzaklıklardaki katmanlarda dönerler,
rastgele dolanmazlar.
• John Dalton (1766–1844):Atom hakkında ilk bilimsel görüş İngiliz bilim insanı John
Dalton tarafından ortaya atılmıştır. Dalton ’a göre maddenin en küçük yapı taşı atomdur ve
atom içi dolu küre şeklindedir.Bütün maddeler farklı tür atomlardan oluşmuştur.
• John Joseph Thomson:
• Atomun yapısı hakkında ilk model 1897yılında Thomson tarafından ortaya
konmuştur.Thomson ’ın atom modeli bir üzümlü keke benzer. Thomson ’a göre atom küre
şeklindedir ve atomda “+” ve “–” yüklü tanecikler bulunur.Atom, dışı tamamen pozitif yüklü
bir küre olup negatif yüklü olan elektronlar kek içerisindeki üzümler gibi bu küre içerisine
dağılmıştır.Atomlar, daha küçük taneciklerden oluştuğu için parçalanabilir.
• Ernest Rutherford (1871- 1937):
• Atomun çekirdeğini ve çekirdekle ilgili birçok özelliği ilk keşfeden bilim insanı Rutherford’
dur. Elektronlar çekirdek etrafında gezegenlerin Güneş etrafında dolandığı gibi dairesel
yörüngelerde sürekli dolanırlar. Rutherford’a göre çekirdekle elektronlar arasında çekim
kuvveti olduğundan elektronların çekirdeğe düşmemeleri için belli yörüngelerde dolanmaları
gerekir (Bu yörünge daire şeklinde değil, enerji seviyesine karşılık gelen katmanlardır).
Modern Atom Teorisi
• Bu teoriye göre elektronlar çok hızlı hareket ederler ve sabit bir yerleri yoktur. Elektronların
bulunabilecekleri bu kısımlar “elektron bulutu” olarak adlandırılır. Günümüzde gerçeğe en
yakın model olarak bilinmektedir.
• Modern Atom Teorisi’nde katman olarak bildiğimiz bu kısımlar “elektron bulutu” olarak
adlandırılır. Bu teoriye göre atomda elektronların belli bir yeri yoktur.
3.Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikler
• Bazı atomlar elektron almak ya da vermek isterken bazı atomlar elektron vermek istemez.
Helyum, neon ve argon gibi elementler son katmanlarında yeterli sayıda elektron
bulundurduklarından başka elementlerle bileşik oluşturma eğilimi göstermezler. Bu özelliğe
sahip olan elementler soy (asal) gazlar olarak adlandırılır. Tek atomludurlar.
• He Ne
• Periyodik tablodaki elementlere ait atomlardan pek çoğu kararlı atomların elektron
dizilimlerine sahip değildir. Bu atomlar soy gazlar gibi son katmanlarında belirli sayıda
elektron bulundurmak isterler.Bu nedenle başka atomlarla aralarında bileşik
• oluştururlar. Bileşikler oluşurken atomlar arasında elektron alışverişi gerçekleşir.
• Bir atomun son katmanındaki elektron sayısını 2’ye tamamlamasına dublet kuralı, 8’e
tamamlamasına ise oktet kuralı denir.
• 3proton,3 elektron 3 proton,
• 2 elektron
• Nötr lityum atomu dış katmanındaki 1 elektronunu verir.7 elektron alması daha zor olduğu
için 1 elektron vererek kararlı yapıya ulaşır.
• Nötr atomların proton ve elektron sayılarının eşit olduğunu biliyoruz. Atomlar kararlı hâle
geçerken elektron aldığında veya verdiğinde, atomda bulunan elektron ve proton sayısındaki
eşitlik bozulur. Bu durumda oluşan yeni tanecik iyon olarak adlandırılır. Nötr atomlar
elektron alınca eksi(anyon) , elektron verince artı yükle (katyon)yüklenir.
ELEMENT SODYUM
1.KATMAN 2
2.KATMAN 8
3.KATMAN 1
ELEMENT KLOR
1.KATMAN 2
2.KATMAN 8
3.KATMAN 7
4.KİMYASAL BAĞ
• Maddeleri oluşturan iyonlar ile moleküllerdeki atomlar birbirine yakın bir şekilde durur.
• Maddeyi oluşturan zıt yüklü tanecikler ile molekülü oluşturan atomların bir arada durmasını
sağlayan bir çekim kuvveti vardır. Bu çekim kuvveti “kimyasal bağ” olarak adlandırılır.
 İYONİK BAĞ
 KOVALENT BAĞ
• İYONİK BAĞ:Elektron alıp verme sonucu zıt yüklü iyonlar arasında oluşan çekim kuvvetine
iyonik bağ denir. Anyon ve katyon bir araya getirildiklerinde bir kristal oluşturmak üzere
birbirlerini çekerler.
• Sodyum ve klor atomu bir araya geldiğinde klor atomu bir elektron almak, sodyum atomu ise
bir elektron vermek ister.
sodyum(Na) klor(CI) Sodyum iyonu Klor iyonu
12n ,11p 18n,17P (Na+) (CI-)
• Sodyum ve klor atomlarının etkileşimleri sonucunda oluşan sodyum klorür bileşiği, kimyasal
özellikleri sodyum ve klor elementlerinden tamamen farklı olan yeni bir maddedir.
• Sodyum iyonu,çevresinde bulunan zıt yüklü klor iyonlarını kendisine doğru çeker. Sodyum ve
klor iyonlarının bu şekilde birbirlerini çekmesi sonucu oluşan yapı sodyum klorür kristalidir.
Pozitif yüklü her bir iyon altı negatif yüklü iyonla sarılmıştır. Negatif yüklü her bir iyonda altı
pozitif yüklü iyon ile sarılmıştır.
2.KOVALENT BAĞ
• Elektronları bağlamak için girilen yarışma, iyon bağında olduğu kadar şiddetli değilse
atomların var olan dış elektronlar paylaşılır ve bir ortaklaşma bağı ya da Kovalent Bağ
oluşur.
• Ametal atomları etkileştiği zaman kovalent bağlarda bir arada tutulan moleküller oluşur. Bu
atomlar elektron çekimi bakımından birbirlerine benzediklerinden, kovalent bağların oluşması
sırasında herhangi bir elektron aktarımı olmaz.
• Bunun yerine elektronlar ortaklaşa kullanılırlar. Kovalent bir bağ genellikle iki atom
tarafından parçalanmış ters spinli bir elektron çifti içerir.
nötr H atomu nötr H atomu Hidrojen molekülü (H2 )
 Atomlar arasında elektronların ortaklaşa kullanılmasıyla kimyasal bağ gerçekleşerek
moleküller oluşur. Kovalent bağlı yapılar molekülü oluştururken iyonik bağlı yapılarda
moleküller oluşmaz.
nötr O atomu nötr O atomu oksijen molekülü(O2 )
• Soy gazlar oktetini tamamlamıştır. Bu nedenle, soy gazların atomları kararlı yapıdadır ve bağ
oluşturma eğilimi göstermezler.
BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ
• Doğada özellikleri birbirinden farklı çok sayıda madde vardır. Bu maddelerin çok azı doğada
• Farklı atomlar bir araya gelerek yeni maddeleri oluştururlar.Bu oluşum sırasında bir kısım
atomlardaki bağlar birbirinden ayrılır ve yeni bağlar oluşur. Farklı elementlere ait atomların
belli oranlarda bir araya gelip bağ yapmasıyla oluşan yeni özellikteki saf maddelere
bileşik denir. Su, hidrojen ve oksijenden oluşmuş bir bileşiktir.
oksijen molekülü hidrojen molekülü su molekülü
• Basit şeker molekülü karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bir bileşiktir. Formülü C6 H12
O6’dır. Üç tür atomun belirli bir oranda birleşmesiyle oluşmuştur.
• Bileşikler moleküllü yapıda olabildiği gibi moleküllü yapıda olmayabilirler. Bu farklılık,
bileşiklerdeki bağın türünü de belirler. Molekül yapılı bileşiklerde kovalent bağ vardır.
CO2 SO 2
• Sodyum klorür bileşiğinde iyonlar düzenli bir yığın hâlinde bir araya gelerek bileşiği
meydana getirir. Sodyum klorür (yemek tuzu), sodyum iyodür gibi bileşikler molekül yapıda
değildir.
• Bu bileşikleri oluşturan atomlar arasında iyonik bağ vardır. Bu tür bileşikler iyonik yapılı
bileşikler olarak adlandırılır.
6.KARIŞIMLAR
• İki ya da daha fazla maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunması karışım olarak
adlandırılır.
• Karışımı oluşturan maddeler sadece fiziksel değişime uğrar.
• Bu nedenle karışımda yer alan maddeler özelliklerini korumuş olurlar. Karışımlar saf madde
değildir ve karışımların belirli kimyasal formülleri yoktur.
• Karışımlar, sadece elementten veya bileşikten oluşabileceği gibi hem element hem de
bileşikten oluşabilir
• İçme suyu, gazoz, limonata, meyve suyu, yemekler, salata, süt, ayran, hava, sis, çamur vb.
birer karışımdır.
• Karışımlar, görünümlerine göre homojen ve heterojen karışımlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1)Heterojen Karışımlar
• Karışımı oluşturan maddeler karışımın her yerine eşit olarak dağılmamışsa bu tür karışımlara
heterojen karışım denir.
• Heterojen karışımlarda karışımı oluşturan maddelerin tanecikleri birbiri içerisinde
dağılmazlar. Bu nedenle karışımı oluşturan maddeler ayrı ayrı görülebilir.
• Su-zeytin yağı karışımı heterojen bir karışımdır. Su-kum karışımı, salata, kükürt-su, kahve-toz
karışımı da birer heterojen karışımdır.
• Heterojen karışımlara adi karışımda denir.
2)Homojen Karışımlar
• Karışımı oluşturan maddeler karışımın her yerine eşit olarak dağılmış ise bu tür karışımlara
homojen karışım denir. Homojen karışımlara dışarıdan bakıldığında tek bir maddeymiş gibi
görünür.
• Örnek; Tuz-su karışımı, su-şeker karışımı birer homojen karışımdır.
• Homojen karışımlara çözelti denir. Çözeltide madde karışımı her yerde aynıdır.
• Çözelti, çözücü ve çözünenden oluşur. Miktarı çok olan çözücü, miktarı az olan çözünendir.
• Limonata bir çözeltidir. Limonatada çözünen şeker ve limon suyu, çözücü ise sudur. Su en iyi
ve en yaygın çözücüdür.
• Not: Sulu çözeltilerde miktarı az olsa bile su bir çözücüdür.
• Çözeltiyi oluşturan maddeler fiziksel hallerine göre, katı-katı, katı-sıvı, sıvı-sıvı, sıvı-gaz ve
gaz-gaz çözelti olarak sıralanabilir.
• Katı-katı Çözeltiler: Lehim (kurşun+kalay), Madeni para (nikel+demir+krom)
• Katı-Sıvı Çözeltiler: Şerbet (Su+şeker+renklendirici), Burun damlası (Su + tuz)
• Sıvı-Sıvı Çözeltiler: Kolonya (su + alkol + esans), sirke (su + asetik asit)
• Sıvı-Gaz Çözeltiler: Gazoz (Su + karbondioksit), Soda (Su + karbondioksit + mineraller)
• Gaz-Gaz Çözeltiler: Hava (Azot + Oksijen + karbondioksit)
• Çözeltilerde, çözücü ve çözünen maddeleri oluşturan tanecikler arasında, çözünme sırasında
etkileşim meydana gelir. Dağılma sırasında çözünen taneciklerin etrafı çözücü tanecikler
tarafından çevrilir.
• Çözünen madde iyonik yapıda ise iyonlar hâlinde, moleküler yapıda ise moleküller hâlinde
dağılır. Çözünen maddelerin çözücü içinde iyonlarına yada moleküllerine ayrılmasına
çözünme adı verilir.
• Şekerin moleküler yapılı bir bileşiktir. Tuz ise şeker gibi moleküler yapıda değil, iyonik
yapıdadır. Dolayısıyla tuz suda şeker gibi moleküler hâlde çözünmez, iyonlarına ayrılarak
çözünür. Tuz kristallerden oluşur.
KAYNAKÇA
MEB.FEN BİLİMLERİ 7.SINIF
http://www.dersfen.com/
Fenokulu.net

More Related Content

Viewers also liked

Madde ve Özellikleri -2
Madde ve Özellikleri -2Madde ve Özellikleri -2
Madde ve Özellikleri -2
kerimabdullah
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
enesulusoy
 
Aynalar ve Kullanım Alanları
Aynalar ve Kullanım AlanlarıAynalar ve Kullanım Alanları
Aynalar ve Kullanım AlanlarıBayram Karabal
 
Vücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
Vücudumuzdaki sistemler Solunum SistemiVücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
Vücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
Eda Yıldız
 

Viewers also liked (6)

Madde ve Özellikleri -2
Madde ve Özellikleri -2Madde ve Özellikleri -2
Madde ve Özellikleri -2
 
Işık
IşıkIşık
Işık
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
7. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Işık
 
Anyon-katyon
Anyon-katyonAnyon-katyon
Anyon-katyon
 
Aynalar ve Kullanım Alanları
Aynalar ve Kullanım AlanlarıAynalar ve Kullanım Alanları
Aynalar ve Kullanım Alanları
 
Vücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
Vücudumuzdaki sistemler Solunum SistemiVücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
Vücudumuzdaki sistemler Solunum Sistemi
 

Maddeni̇n yapisi ve özelli̇kleri̇

  • 1.
  • 2. KONULAR • 1. Elementler ve Sembolleri • 2. Atomun Yapısı • 3. Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikler • 4. Kimyasal Bağ • 5. Bileşikler ve Formülleri • 6. Karışımlar
  • 3. 1.Elementler ve Semboller •Milattan önce Thales dünyadaki her şeyin tek bir element olan sudan oluştuğunu söylemiştir. • Aristo, yeryüzündeki bütün maddelerin dört temel elementten oluştuğunu düşünmüş ve bunların hava, toprak, ateş ve su olduğunu söylemiştir. •Simya ise tüm maddeleri altına çevirme, bütün hastalıkları iyileştirme ve insanı ölümsüzleştirme düşüncesiyle çalışmaya başlamışlardır. •Robert Boyle ,dört temel element fikrinin yanlış olduğunu ileri sürdü. Temel elementlerin birleşerek maddeleri oluşturur ve birden fazla element ise “bileşik” oluşturduğu fikrini savunmuştur. •Bu düşünceler modern kimyanın temelini oluşturdu. 1950’li yıllara gelindiğinde ise doğadaki pek çok element bulunmuş ve adlandırılmıştı.
  • 4. I. Element nedir? • Aynı tür atomlardan oluşan fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamayan saf maddelere element denir. • Bütün elementler farklı atomlardan oluştuğu için özelliklere sahiptir. •Her elementin farklı bir atomu vardır. •Bir elementin bütün atomları birbiriyle aynı ; farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdır. • Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklık aynıdır. Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklıkları farklıdır.
  • 5. • Her elementin farklı bir atomu vardır. • Bir elementin bütün atomları birbiriyle aynı ; farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdır. • Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklık aynıdır. Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklıkları farklıdır. • Her elemente ait atom dizilişi aynı değildir. ELEMENT ÇEŞİTLERİ 1.ATOMİK YAPIDA Atomik yapılı elementlerin en küçük taneciği atomlardır. Demir bakır . 2.MOLEKÜLER YAPIDA Bazı elementleri oluşturan aynı cins doğada ikili veya gruplar halinde bulunurlar. oksijen hidrojen
  • 6. • Günümüzde bilinen 120 element vardır. Bu elementlerin 92 tanesi doğada bulunurken geri kalanı da laboratuarlarda elde edilen yapay elementlerdir. • Elementler sembollerle gösterilir ve her elementin kendine özgü sembolü vardır. İLK 20 ELEMENTLERİN ÖZELLİKLERİ 1- Hidrojen (H) : • Hidrojen ismi ise Antoine Lavoisier tarafından verilmiştir. • Bilinen renksiz en hafif gazdır. • Suyun, canlıların ve petrol gibi birçok maddenin yapısında bulunur. • Roket yakıtı olarak kullanılır. 2- Helyum (He) : • 1908 yılında Heike Kamerlingh Onnes ilk sıvı helyumu elde etmiştir. • Helyum atmosferde çok az miktarda bulunur. • Güneş`te ve diğer yıldızlarda bol miktarda bulunur. • Renksiz bir gazdır. • Zeplin ve balon gibi hava taşıtlarının şişirilmesinde, roket yakıtlarının sıkıştırılmasında kullanılır. (Havadan daha hafif gaz olması nedeniyle)
  • 7. 3- Lityum (Li) : • İlk olarak 1817 yılında Johann Arvedson tarafından keşfedilmiştir. • Gümüşümsü gri metalik renkte bulunan katı bir elementtir. • İlaçlarda, pil üretimi,seramik ve cam yapımında kullanılır. 4- Berilyum (Be) : • 1828 yılında birbirlerinden bağımsız olarak Friedrich Wöhler ve Antony Bussy tarafından elde edilmiştir. • Gri renklidir katıdır. • Uçak ve uzay araçlarının yapımında elektrik ve ısı iletkeni olarak kullanılır. nde, seramik ve cam yapımında kullanılır. 5- Bor (B) : • Oda koşullarında katı halde bulunur. • Isıya dayanıklı renkli cam imalatında, seramiklerde ve roket yakıtlarında kullanılır. 6- Karbon (C) : • Saf haldeyken karbon, elmas, grafit, is, kömür gibi (4 tane allotropu vardır) birçok çeşitli maddelerde bulunur. • Grafitin yapısı siyah, elmasın yapısı ise renksiz bir katıdır. • Yeryüzünde kömür, petrol, doğal gaz gibi maddelerin ve canlıların yapısında bulunup canlılar açısından çok önemlidir. 7- Azot (N) : • Azot ilk olarak 1772 yılında Daniel Rutherford tarafından keşfedildi. • Renksiz ve kokusuz bir gazdır. • Canlılar için gerekli temel elementlerden biridir. • Sıvı azot soğutma amacıyla kullanılır. • Bazı azot bileşikleri tarımda gübre olarak kullanılır.
  • 8. 8- Oksijen (O) : • 1781 yılında Lavosier, oksijenin havada bulunan ve yanmaya etki eden bir madde olduğunu keşfetmiştir. • Renksiz bir gazdır. • Canlıların yaşaması için gerekli temel elementtir. • Dalgıçların ve astronotların solunum yapmaları için kullandıkları oksijen tüplerinde bulunur. 9- Flor (F) : • İlk defa 1886 yılında Henri Moissan tarafından elde edilmiştir. • Açık sarı renkli bir gazdır. • Diş macunları ve deodorantların yapısında bulunur. • Buzdolabı ve klimaların soğutma sisteminin çalışmasında kullanılır. 10- Neon (Ne) : • Renksiz bir gazdır. • Renkli reklam panolarının aydınlatılmasında ve televizyon tüplerinde kullanılır. 11- Sodyum (Na) : • Yumuşak, kaygan bir metal olup gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır. • Doğada en çok sofra tuzunun (sodyum klorürün) yapısında bulunur. • Kağıt, gıda, tekstil, kimya, sabun, cam ve metal gibi bir çok endüstriyel kullanılır.
  • 9. 12- Magnezyum (Mg) : • Gümüşümsü beyaz renkli bir metaldir. • Oda koşullarında katı halde bulunur. • Hafif bir metal olduğu için hava taşıtlarının yapımında kullanılır. • Kurutulmuş meyvelerde bulunur. 13- Alüminyum (Al) : • Alüminyum yumuşak ve hafif bir metaldir. • Mat, gümüşümsü renkli bir katıdır. • Mutfak araç gereçlerinin, elektrik kablolarının ve içecek kutularının yapımında kullanılır. 14- Silisyum (Si) : • Silisyumun ilk keşfi 1824 yılında Berzelius tarafından gerçekleştirilmiştir. • Yeryüzünde en fazla bulunan elementlerden biridir. • Koyu gri renkli bir katıdır. • Kumda, kilde, cam yapımında ve yapı malzemelerinde bulunur. 15- Fosfor (P) : • Fosfor renksiz, beyaz, kırmızı ve siyah renklerinde bulunabilir. • Oda koşullarında katı halde bulunur. • Canlıların sinir ve kemik dokularında görevlidir. • Suni gübre yapımında kullanılır.
  • 10. 16- Kükürt (S) : • Kükürt, antik çağda bilinen dokuz elementten biriydi. Kükürdün kimyasal bir element olduğunu 1777`de Lavoisier ortaya attı. 1810 yılında Gay Lussac ile Thenard tarafından deneysel olarak doğrulandı. • Sarı renkli tatsız, kokusuz bir maddedir. • Oda koşullarında katı halde bulunur. • Isı ve elektriği iyi iletemez. • Barut ve sülfürik asit yapımı ile kuru meyvelerde mikrop öldürücü olarak kullanılır. 17- Klor (Cl) : • Sarı–yeşil renkli zehirli bir gazdır. • Doğada en çok sofra tuzunun yapısında bulunur. • İçme sularında mikrop öldürücü olarak bulunur. 18- Argon (Ar) : • Kokusuz ve renksiz bir gazdır. • Ampullerde ve flüoresan tüplerinde kullanılır. 19- Potasyum (K) : • Potasyum ilk olarak 1807 yılında Humphrey Davy tarafından elde edilmiştir. • Gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır. • Sıvı deterjan, gübre, barut, cam ve lens yapımında kullanılır. 20- Kalsiyum (Ca) : • Gümüş gibi parlak ve beyaz renkli bir katıdır. • Çimento, alçı, kireç gibi maddeler ile dişlerin ve kemiklerin yapısında bulunur.
  • 11. • Doğada her madde elementlerden oluşmaktadır. Vücudumuz da elementlerin bileşiminden oluşmuştur. İnsan vücudundaki her element, belli oranlarda bulunmaktadır. Bu oranların artması ya da azalması birçok hastalığı da beraberinde getirmektedir.
  • 12. ELEMENT VE SEMBOLLERİ? • Elementlerin sembolleri belirlenirken, elementlerin Latince isimlerinin ilk veya ilk iki (üç) harfi Baş harfl eri aynı olan bazı elementlerde o elementin adının ikinci harfi veya başka bir harfi kullanılmıştır. • İki harfle gösterilen sembollerde ilk harf büyük, ikinci harf küçük yazılmıştır. • Örneğin; kükürt elementinin Latince adı “Sulphurium” olduğu için bu elementin sembolü “S”, silisyum elementinin Latince adı “Silicium” olduğu için bu elementin sembolü “Si”dir. • Ülkelerin kullandıkları diller birbirinden farklı olmasına kullanılan element sembolleri dünyanın her yerinde aynıdır.Bu şekilde bilim insanları arasındaki iletişim kolaylaşmıştır.
  • 13. 2.ATOMUN YAPISI Elementlerin tüm özelliğini gösteren en küçük parçasına atom denir. Atomda bulunan yükler; negatif yükler ve pozitif yüklerdir. Atomu oluşturan parçacıklar: • Cisimden cisme elektrik yüklerini taşıyan negatif yüklü elektron, • Elektronların yükünü dengeleyen aynı sayıda ama pozitif yüklü olan proton, • Elektrik yükü taşımayan nötr parçacık nötron’dur. Tabloda da göründüğü gibi çekirdek ve yörünge olarak iki kısımdan oluşur. • Elektronların bulunma olasılığının olduğu bölgelere elektron bulutu denir. Elektronların çekirdek etrafında dönme hızı, 2,18.108 cm/sn`dir.
  • 14. Nötr bir atom için; elektron sayısı= proton sayısı Atom Numarası = Proton Sayısı = Çekirdek Yükü= Elektron Sayısı Atom numarası= proton sayısı = Çekirdek yükü İyon yükü= proton sayısı – elektron sayısı (E.S.) Katyon:Nötr bir atom elektron verirse (+) yüklü hale geçer. Anyon:Nötr bir atom elektron alırsa (–) yüklü hale geçer Kütle numarası= proton + nötron sayısı (Nükleon sayısı)(atom ağırlığı) Atomun kütlesi çekirdeğinde toplanmıştır. Bu nedenle çekirdeğindeki taneciklerin toplam kütlesi, kütle numarasını verir. Atom Numarası = Proton Sayısı = Çekirdek Yükü = Elektron Sayısı
  • 15. • Proton sayısının farklı olması elementin diğerinden farklı olduğu anlamına gelir. • Kimyasal olaylarda (reaksiyonlarda) yalnızca elektron sayısı değişir. Proton ve nötron, çekirdekte bulunduğu için sayıları değişmez. • İzotop atom: Proton sayıları aynı, nötron sayıları farklı olan atomlara denir. İzotop atomların kimyasal özellikleri aynı , fiziksel özellikleri farklıdır. Nötr halde bulunmayan, iyon halindeki izotop atomların hem fiziksel, hem kimyasal özellikleri farklıdır. • Birbiri ile temas hâlinde olan atomlara bağlı atomlar denir. • Bağıl atomlar molekülleri oluşturur. • Elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu bu bölgelere katman denir. • Atomda elektronların bulunma olasılığının yüksek olduğu bu katmanlar küre şeklindedir. • Elektronlar çekirdekten farklı uzaklıklarda bulunur. Böylece dönme hareketi sonucunda farklı katmanlar oluştururlar. • Çekirdeğin katmanlarını da yine içten dışa doğru 1, 2, 3… şeklinde numaralandırılır. • Birinci katmanda en fazla iki elektron bulunabilir. Eğer atomda elektron sayısı ikiden fazla ise bu elektronlar, birinci katmandan sonra gelen ikinci katmana yerleşirler.
  • 16. • İkinci katman, birinci katman gibi değildir. Bu katmanda sekiz elektron bulunabilir. Üçüncü katmanda da ikinci katman gibi sekiz elektron bulunabilir ve elektron sayısı sekizi geçemez. 1.katman 2.katman 3.katman •Bir elemente ait atomların çekirdeğinde eşit sayıda proton bulunur. Proton sayısı bir atomun kimliğini belirler ve bu sayıya atom numarası denir. •Atomların farklı özelliklerde olmasını sağlayan temel unsur proton sayılarının farklılığıdır. 14n 13p 20n 19p
  • 17. ATOMUN MODELLERİNİN TARİHÇESİ • Democritus (MÖ 400): Atom hakkında ilk görüş MÖ 400’lü yıllarda Yunanlı fi lozof Democritus tarafındanortaya konmuştur. Democritus, maddenin taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve bu taneciklere“atom” adını vermiştir. Democritus,atom hakkındaki görüşlerini deneylere değil varsayımlara göre söylemiştir. • Niels Bohr (1885-1962): Bohr’a göre; elektronlar çekirdek etrafında belirli uzaklıklardaki katmanlarda dönerler, rastgele dolanmazlar. • John Dalton (1766–1844):Atom hakkında ilk bilimsel görüş İngiliz bilim insanı John Dalton tarafından ortaya atılmıştır. Dalton ’a göre maddenin en küçük yapı taşı atomdur ve atom içi dolu küre şeklindedir.Bütün maddeler farklı tür atomlardan oluşmuştur. • John Joseph Thomson: • Atomun yapısı hakkında ilk model 1897yılında Thomson tarafından ortaya konmuştur.Thomson ’ın atom modeli bir üzümlü keke benzer. Thomson ’a göre atom küre şeklindedir ve atomda “+” ve “–” yüklü tanecikler bulunur.Atom, dışı tamamen pozitif yüklü bir küre olup negatif yüklü olan elektronlar kek içerisindeki üzümler gibi bu küre içerisine dağılmıştır.Atomlar, daha küçük taneciklerden oluştuğu için parçalanabilir.
  • 18. • Ernest Rutherford (1871- 1937): • Atomun çekirdeğini ve çekirdekle ilgili birçok özelliği ilk keşfeden bilim insanı Rutherford’ dur. Elektronlar çekirdek etrafında gezegenlerin Güneş etrafında dolandığı gibi dairesel yörüngelerde sürekli dolanırlar. Rutherford’a göre çekirdekle elektronlar arasında çekim kuvveti olduğundan elektronların çekirdeğe düşmemeleri için belli yörüngelerde dolanmaları gerekir (Bu yörünge daire şeklinde değil, enerji seviyesine karşılık gelen katmanlardır). Modern Atom Teorisi • Bu teoriye göre elektronlar çok hızlı hareket ederler ve sabit bir yerleri yoktur. Elektronların bulunabilecekleri bu kısımlar “elektron bulutu” olarak adlandırılır. Günümüzde gerçeğe en yakın model olarak bilinmektedir. • Modern Atom Teorisi’nde katman olarak bildiğimiz bu kısımlar “elektron bulutu” olarak adlandırılır. Bu teoriye göre atomda elektronların belli bir yeri yoktur.
  • 19. 3.Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikler • Bazı atomlar elektron almak ya da vermek isterken bazı atomlar elektron vermek istemez. Helyum, neon ve argon gibi elementler son katmanlarında yeterli sayıda elektron bulundurduklarından başka elementlerle bileşik oluşturma eğilimi göstermezler. Bu özelliğe sahip olan elementler soy (asal) gazlar olarak adlandırılır. Tek atomludurlar. • He Ne • Periyodik tablodaki elementlere ait atomlardan pek çoğu kararlı atomların elektron dizilimlerine sahip değildir. Bu atomlar soy gazlar gibi son katmanlarında belirli sayıda elektron bulundurmak isterler.Bu nedenle başka atomlarla aralarında bileşik • oluştururlar. Bileşikler oluşurken atomlar arasında elektron alışverişi gerçekleşir.
  • 20. • Bir atomun son katmanındaki elektron sayısını 2’ye tamamlamasına dublet kuralı, 8’e tamamlamasına ise oktet kuralı denir. • 3proton,3 elektron 3 proton, • 2 elektron • Nötr lityum atomu dış katmanındaki 1 elektronunu verir.7 elektron alması daha zor olduğu için 1 elektron vererek kararlı yapıya ulaşır. • Nötr atomların proton ve elektron sayılarının eşit olduğunu biliyoruz. Atomlar kararlı hâle geçerken elektron aldığında veya verdiğinde, atomda bulunan elektron ve proton sayısındaki eşitlik bozulur. Bu durumda oluşan yeni tanecik iyon olarak adlandırılır. Nötr atomlar elektron alınca eksi(anyon) , elektron verince artı yükle (katyon)yüklenir. ELEMENT SODYUM 1.KATMAN 2 2.KATMAN 8 3.KATMAN 1 ELEMENT KLOR 1.KATMAN 2 2.KATMAN 8 3.KATMAN 7
  • 21.
  • 22. 4.KİMYASAL BAĞ • Maddeleri oluşturan iyonlar ile moleküllerdeki atomlar birbirine yakın bir şekilde durur. • Maddeyi oluşturan zıt yüklü tanecikler ile molekülü oluşturan atomların bir arada durmasını sağlayan bir çekim kuvveti vardır. Bu çekim kuvveti “kimyasal bağ” olarak adlandırılır.  İYONİK BAĞ  KOVALENT BAĞ • İYONİK BAĞ:Elektron alıp verme sonucu zıt yüklü iyonlar arasında oluşan çekim kuvvetine iyonik bağ denir. Anyon ve katyon bir araya getirildiklerinde bir kristal oluşturmak üzere birbirlerini çekerler. • Sodyum ve klor atomu bir araya geldiğinde klor atomu bir elektron almak, sodyum atomu ise bir elektron vermek ister. sodyum(Na) klor(CI) Sodyum iyonu Klor iyonu 12n ,11p 18n,17P (Na+) (CI-)
  • 23. • Sodyum ve klor atomlarının etkileşimleri sonucunda oluşan sodyum klorür bileşiği, kimyasal özellikleri sodyum ve klor elementlerinden tamamen farklı olan yeni bir maddedir. • Sodyum iyonu,çevresinde bulunan zıt yüklü klor iyonlarını kendisine doğru çeker. Sodyum ve klor iyonlarının bu şekilde birbirlerini çekmesi sonucu oluşan yapı sodyum klorür kristalidir. Pozitif yüklü her bir iyon altı negatif yüklü iyonla sarılmıştır. Negatif yüklü her bir iyonda altı pozitif yüklü iyon ile sarılmıştır. 2.KOVALENT BAĞ • Elektronları bağlamak için girilen yarışma, iyon bağında olduğu kadar şiddetli değilse atomların var olan dış elektronlar paylaşılır ve bir ortaklaşma bağı ya da Kovalent Bağ oluşur. • Ametal atomları etkileştiği zaman kovalent bağlarda bir arada tutulan moleküller oluşur. Bu atomlar elektron çekimi bakımından birbirlerine benzediklerinden, kovalent bağların oluşması sırasında herhangi bir elektron aktarımı olmaz. • Bunun yerine elektronlar ortaklaşa kullanılırlar. Kovalent bir bağ genellikle iki atom tarafından parçalanmış ters spinli bir elektron çifti içerir. nötr H atomu nötr H atomu Hidrojen molekülü (H2 )
  • 24.  Atomlar arasında elektronların ortaklaşa kullanılmasıyla kimyasal bağ gerçekleşerek moleküller oluşur. Kovalent bağlı yapılar molekülü oluştururken iyonik bağlı yapılarda moleküller oluşmaz. nötr O atomu nötr O atomu oksijen molekülü(O2 ) • Soy gazlar oktetini tamamlamıştır. Bu nedenle, soy gazların atomları kararlı yapıdadır ve bağ oluşturma eğilimi göstermezler.
  • 25. BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ • Doğada özellikleri birbirinden farklı çok sayıda madde vardır. Bu maddelerin çok azı doğada • Farklı atomlar bir araya gelerek yeni maddeleri oluştururlar.Bu oluşum sırasında bir kısım atomlardaki bağlar birbirinden ayrılır ve yeni bağlar oluşur. Farklı elementlere ait atomların belli oranlarda bir araya gelip bağ yapmasıyla oluşan yeni özellikteki saf maddelere bileşik denir. Su, hidrojen ve oksijenden oluşmuş bir bileşiktir. oksijen molekülü hidrojen molekülü su molekülü • Basit şeker molekülü karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bir bileşiktir. Formülü C6 H12 O6’dır. Üç tür atomun belirli bir oranda birleşmesiyle oluşmuştur.
  • 26. • Bileşikler moleküllü yapıda olabildiği gibi moleküllü yapıda olmayabilirler. Bu farklılık, bileşiklerdeki bağın türünü de belirler. Molekül yapılı bileşiklerde kovalent bağ vardır. CO2 SO 2 • Sodyum klorür bileşiğinde iyonlar düzenli bir yığın hâlinde bir araya gelerek bileşiği meydana getirir. Sodyum klorür (yemek tuzu), sodyum iyodür gibi bileşikler molekül yapıda değildir. • Bu bileşikleri oluşturan atomlar arasında iyonik bağ vardır. Bu tür bileşikler iyonik yapılı bileşikler olarak adlandırılır.
  • 27. 6.KARIŞIMLAR • İki ya da daha fazla maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunması karışım olarak adlandırılır. • Karışımı oluşturan maddeler sadece fiziksel değişime uğrar. • Bu nedenle karışımda yer alan maddeler özelliklerini korumuş olurlar. Karışımlar saf madde değildir ve karışımların belirli kimyasal formülleri yoktur. • Karışımlar, sadece elementten veya bileşikten oluşabileceği gibi hem element hem de bileşikten oluşabilir • İçme suyu, gazoz, limonata, meyve suyu, yemekler, salata, süt, ayran, hava, sis, çamur vb. birer karışımdır. • Karışımlar, görünümlerine göre homojen ve heterojen karışımlar olmak üzere ikiye ayrılır. 1)Heterojen Karışımlar • Karışımı oluşturan maddeler karışımın her yerine eşit olarak dağılmamışsa bu tür karışımlara heterojen karışım denir. • Heterojen karışımlarda karışımı oluşturan maddelerin tanecikleri birbiri içerisinde dağılmazlar. Bu nedenle karışımı oluşturan maddeler ayrı ayrı görülebilir. • Su-zeytin yağı karışımı heterojen bir karışımdır. Su-kum karışımı, salata, kükürt-su, kahve-toz karışımı da birer heterojen karışımdır. • Heterojen karışımlara adi karışımda denir.
  • 28. 2)Homojen Karışımlar • Karışımı oluşturan maddeler karışımın her yerine eşit olarak dağılmış ise bu tür karışımlara homojen karışım denir. Homojen karışımlara dışarıdan bakıldığında tek bir maddeymiş gibi görünür. • Örnek; Tuz-su karışımı, su-şeker karışımı birer homojen karışımdır. • Homojen karışımlara çözelti denir. Çözeltide madde karışımı her yerde aynıdır. • Çözelti, çözücü ve çözünenden oluşur. Miktarı çok olan çözücü, miktarı az olan çözünendir. • Limonata bir çözeltidir. Limonatada çözünen şeker ve limon suyu, çözücü ise sudur. Su en iyi ve en yaygın çözücüdür. • Not: Sulu çözeltilerde miktarı az olsa bile su bir çözücüdür. • Çözeltiyi oluşturan maddeler fiziksel hallerine göre, katı-katı, katı-sıvı, sıvı-sıvı, sıvı-gaz ve gaz-gaz çözelti olarak sıralanabilir. • Katı-katı Çözeltiler: Lehim (kurşun+kalay), Madeni para (nikel+demir+krom) • Katı-Sıvı Çözeltiler: Şerbet (Su+şeker+renklendirici), Burun damlası (Su + tuz) • Sıvı-Sıvı Çözeltiler: Kolonya (su + alkol + esans), sirke (su + asetik asit) • Sıvı-Gaz Çözeltiler: Gazoz (Su + karbondioksit), Soda (Su + karbondioksit + mineraller) • Gaz-Gaz Çözeltiler: Hava (Azot + Oksijen + karbondioksit)
  • 29. • Çözeltilerde, çözücü ve çözünen maddeleri oluşturan tanecikler arasında, çözünme sırasında etkileşim meydana gelir. Dağılma sırasında çözünen taneciklerin etrafı çözücü tanecikler tarafından çevrilir. • Çözünen madde iyonik yapıda ise iyonlar hâlinde, moleküler yapıda ise moleküller hâlinde dağılır. Çözünen maddelerin çözücü içinde iyonlarına yada moleküllerine ayrılmasına çözünme adı verilir. • Şekerin moleküler yapılı bir bileşiktir. Tuz ise şeker gibi moleküler yapıda değil, iyonik yapıdadır. Dolayısıyla tuz suda şeker gibi moleküler hâlde çözünmez, iyonlarına ayrılarak çözünür. Tuz kristallerden oluşur.