SlideShare a Scribd company logo
1 of 28
Irak
IRAK tam adı: Irak Cumhuriyeti, dünyanın en
eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıĢ olan
AĢağı Mezopotamya bölgesinde kurulmuĢ bir
devlettir. Bugün Irak, Orta Doğu’da yer alan
stratejik mevkisiyle, sahip olduğu petrol rezervleri
ile Körfez'in önemli ülkelerinden biri
durumundadır. Irak bir ara (savaĢtan
önce), Suudi Arabistan ve BirleĢik Arap
Emirlikleri'nden sonra dünyanın üçüncü en
büyük petrol rezervine sahipti. Amerika'yla
savaĢtan ve iĢgalden sonra üretimde önemli
düĢüĢler olmuĢtur. Fakat doğal
olarak rezerv sıralamasındaki yerini
Irak uzun yıllar BirleĢik Krallığın hakim gücü
altında idare edilmiĢtir. BirleĢik
Krallığın1971'de Orta Doğu’dan tamamen
çekilmesi ile, bu bölge üzerinde ABD önder güç
olmaya baĢlamıĢtır. Soğuk SavaĢ sonrası Orta
Doğu’da etkisini artıran ABD’nin Irak’a özel bir
politik ilgisi vardır. Yakın dönem Irak
tarihi ABD tarafından ĢekillendirilmiĢtir.
ULUSLARARASI ORTAM VE IRAK
SORUNU
•

•

Irak’ta devam eden siyasi, ekonomik, güvenlik ve
insanlık sorunları sadece bu ülkeyi değil tüm bölgeyi
hatta dünyayı yakından ilgilendirmektedir.
Irak, jeopolitiği, doğal kaynakları sosyal, etnik ve
mezhepsel özellikleri ile mevcut sorunları kolaylıkla
siyasal sınırlarının ötesine taĢıyabilmektedir.
Ülkenin etnik ve mezhepsel çeĢitliliğinin siyasal
sınırlarının ötesinde de devam etmekte olması, Irak
merkezli sorunların bu ülkenin topraklarında
çevrelenmesine imkan vermemekte, sorunlar çevre
ülkelere de yayılmakta ya da onları etkilemektedir.
Ülkenin zengin petrol ve doğal gaz kaynakları da büyük
petrol Ģirketleri ile büyük tüketici devletlerin iĢtahını
kabartmaktadır.
• SavaĢ sonrası geliĢmeler, bazı komĢu ülkelerin
çıkarlarına uygun bir ortam yaratırken,diğerleri bu
durumdan farklı biçimlerde zarar görmeye
baĢlamıĢlardır. Özellikle de siyasal,güvenlik ve
ekonomik alanlarda riskler artmıĢtır.Irak sorunu, üç
boyutlu, birbiriyle etkileĢim halinde kalıcı etkiler
yaratmıĢtır. Bunlar, savaĢın doğrudan tetiklediği Irak ile
ilgili geliĢmeler, mevcut durumun bölgesel dengeler
üzerine etkileri ve küresel aktör ABD nin yeni durumu
olarak sıralanabilir. Ġfade ettiğimiz alanlardan her
biri, ülkelerin Irak algılamasını/okumasını
farklılaĢtırmıĢtır.
IRAK SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIġI:
SADDAM HÜSEYĠN VE ULUSLARARASI
POLĠTĠKADA IRAK
• Bugünkü Irak, Ġngilizler’in I. Dünya SavaĢı’nın ardından
Osmanlı eyaletleri Musul, Bağdat ve Basra’yı ele
geçirmeleri sonucunda doğdu.
• Ġngilizler baĢta ülkeyi doğrudan yönetmeyi düĢündülerse
de, halkın sert muhalefetiyle karĢı karĢıya kalma
korkusuyla bu fikirlerinden vazgeçerek, 23 Ağustos
1921’de Mekke ġerifi Hüseyin Bin Ali’nin oğlu Faysal’I
Irak’ın ilk kralı ilan ettiler.
• 3 Ekim 1923’de bağımsızlığını kazanan Irak, 1932’de
Milletler Cemiyeti’ne üye oldu.
• Saddam Hüseyin dönemi pekçok geliĢmelere sahne
oldu ama bunlardan en çok akılda kalanı milyonlarca
insanın ölümüne sebep olan ve sekiz yıl süren Irak-Ġran
SavaĢı’ydı. ġahın’in ülkeden kaçması ve henüz
Humeyni’nin iktidarını pekiĢtirmedeği geçiĢ sürecini
Saddam Hüseyin, bir fırsat olarak gördü.Cezayir
anlaĢması ile göreceli olarak sükunete kavuĢmuĢ olan
Ġran-Irak sınırında kısa süren bir sınır çatıĢması
yaĢandı. Ancak bunu fırsat olarak gören
• Saddam Hüseyin Eylül 1980’de saldırıyı baĢlattı. Her iki
ülkeye de insani ve ekonomik olarak büyük kayıplar
verdiren savaĢ ancak 1988’de BirleĢmiĢ Milletler
tarafından oluĢturulan Ġran-Irak askeri izleme grubu
UNIIMOG denetiminde imzalanan ateĢkes
anlaĢmasıyla sona erdi.
Körfez SavaĢı ve Sonrası
• Ġran-Irak savaĢı, Irak ekonomisine, alt yapısına ve sosyal
dokusuna büyük zararlar verdi. Küresel ölçekte petrol
fiyatlarının düĢmesi ve Arap ülkelerinden alınan borçların
vadesinin gelmesi Saddam yönetimini zorlamaya
baĢladı.
• Bu çıkmazdan kurtulmak isteyen Saddam Hüseyin’in
aklına gelen ilk çıkıĢ yolu, tarihsel olarak üzerinde hak
iddia edilen Kuveyt’i iĢgal etmek oldu.Irak, Ağustos
1990’da petrol üretim kotalarını aĢmak ve tartıĢmalı
bölgelerden petrol çıkarmakla suçladığı komĢusu
Kuveyt’i iĢgal ederek 19. ili olarak topraklarına kattığını
ilan etti.
• Saddam Hüseyin’in uzlaĢmaz tutumu karĢısında BM’ye
üye çeĢitli ülkeler, ABD öncülüğünde Suudi Arabistan’a
askeri yığınak yapmaya baĢladı.
• 10 Irak, BM Güvenlik Konseyi’nin 660 numaralı kararı
uyarınca 15 Ocak 1991’e kadar Kuveyt’ten
çekilmeyince Irak, 16 Ocak’da hava bombardımanıyla
baĢlayan Körfez SavaĢı sonunda 27 ġubat’ta
Kuveyt’ten çekilmek zorunda kaldı. Koalisyon güçlerinin
Bağdat’a girmeden 28 ġubat'ta imzaladıkları
ateĢkesin ardından kuzeyde Kürtler, güneyde de
ġiilerin ABD’nin cesaretlendirmesiyle ayaklanmaları
Irak kuvvetlerince acımasızca bastırıldı. Bir milyonun
üzerinde Iraklı Kürt Türkiye ve Ġran'a sığındı. Bunun
üzerine koalisyon güçleri Ağustos 1992’de 36. paralelin
kuzeyi ile 32. paralelin güneyindeki alanları güvenli
bölge ilan ettiler ve çok uluslu Çekiç Güç kuruldu.
• Temmuz 2002’de, Irak’ın BM Genel Sekreteriyle görüĢmeleri
sonunda, nihai olarak silah denetçilerinin ülkeye geliĢlerini
reddetmesi dönüm noktası oldu. ABD Kongresi, Ekim
2002’de, BaĢkan Bush’a Irak’a karĢı savaĢ açma yetkisi tanıdı. 8
Kasım 2002’de BM Güvenlik Konseyi’nin 1441 sayılı kararıyla silah
denetçilerinin yetkileri arttırılırken, Irak’a da iĢbirliği yapmaması
durumunda “ciddi sonuçlarla karĢılaĢacağı” uyarısı yapıldı. Takiben
denetçiler Irak’a dönerken, süreci fırsata çevirmek üzere harekete
geçen ABD, savaĢ hazırlıklarına hız verdi. BaĢkan Bush, 17
Mart’ta, Saddam Hüseyin ve oğullarına ülkeyi terk etmek için 48
saatlik süre tanıyan bir ültimatom verdi. 20 Mart’ta ABD
öncülüğündeki koalisyon güçleri “Irak’ı kitle imha silahlarından
arındırmak, Saddam Hüseyin’in teröre verdiği desteği kesmek ve
Irak halkını özgürleĢtirmek” gerekçeleriyle saldırıya geçti. 9
Nisan’da baĢkent Bağdat'a giren koalisyon güçleri Saddam Hüseyin
iktidarını devirdi. 15 Nisan’da Irak tümüyle koalisyon güçlerinin
denetimine geçti.
ABD’NĠN ORTA DOĞU
POLĠTĠKALARINDA IRAK
• 11 Eylül saldırıları ve 2003’ün ilk yarısında Irak’a düzenlenen askeri
operasyonun ardından Amerikalı politikacılar “GeniĢletilmiĢ Orta
Doğu Projelesi”nden bahsetmeye baĢladılar. Buna göre bölge
ülkelerinin ekonomik ve politik durumları demokrasi ve serbest
piyasa ekonomisi kuralları teĢvik edilerek iyileĢtirilecek, bölge
insanlarına daha iyi sosyoekonomik ortam oluĢturulacak ve
böylelikle bölgeden kaynaklanan güvenlik riskleri azaltılacaktı.
Genel olarak Orta Doğu’nun ama özellikle de
Irak’ın, köktendincilik, terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasını
teĢvik ettiği vurgulaniyordu.
• Amerika’nın bölgeye yönelik politikalarında ekonomik ve politik
durumunun iyileĢtirilmesinin gerekliliği yönünde yaptıkları tüm
vurgulara rağmen, Irak’ta bu sağlanamadı ve ülkedeki çatıĢmaların
fiilen bitmemesinin de etkisiyle askeri metodlar üzerinde duruldu.
• Ocak 2007’de ABD’nin son “yeni” Irak stratejisini açıklayan BaĢkan
Bush, ABD halkına ve dünyaya seslendiği konuĢmasında Irak
SavaĢı’nda direniĢle mücadele ve mezhep çatıĢmalarının önlenmesi
konusunda baĢarısız olmalarının sebebini asker sayısının daha
önceden arttırılmamasına bağladı ve konuĢmasında Irak’a 21.500
Amerikan askeri daha gönderilmesini önerdi. Genel olarak
bakıldığında, ABD’nin Irak politikalarının Orta Doğu politikalarıyla
içiçe geçtiği görülmektedir. ABD ve sadık müttefiki Ġngiltere’nin
tutumlarının Irak’ın geleceğinde etkili olması kadar, Irak sorunu da
ABD’yi ve Orta Doğu polikalarını çeĢitli biçimlerde etkilemektedir. Bu
çerçevede bu iliĢki aĢağıda üç ana baĢlık altında ele alınarak, ilk
olarak, ABD’nin Orta Doğu’daki politik hedefleri, ardından Irak
sorununun ABD’nin bölgesel çıkarları ve stratejilerine etkileri ve son
olarak da ABD’nin Irak stratejisi ve baĢarıĢansı analiz edilecektir
:

ABD’nin Orta Doğu’daki Çıkarları
Enerji
kaynaklarinin
Guvenligi

ABD’nin
Orta
Dogu
cikarlari

Terorizmin
engellenmesi

Israil`in
guvenligi
Kitle Imha
Silahlarinin
Yayilmasinin
Onlenmesi
Kuresel
duzeyde
guven
kaybi

Irak
sorununu
n ABD’ye
etkileri

Teroriz
m

ABD askeri
gucunun
sinirlarinin
ortaya cikmasi

Orta
Dogu’daki
bolgesel
dengelerde
ki degisim

Ozguv
en
kaybi
Irak’ta Meydana Gelen Saldırılar
• Sonuç olarak ABD yönetiminin revize ettiği Irak
stratejisinin istenen sonucu vermesi mümkün
görünmemektedir. Bu durumda Irak’ta
mezhepler arası ve etnik çatıĢmalar, direniĢ ve
kriminal suçlar artarak devam edecektir. Orta
vadede çatıĢmalari statistiki olarak azalsa bile
bu bir askeri baĢarıdan çok, çatıĢan tarafların
fiziksel olarak birbirlerinden ayrılması sonucu
olaca sonucu olacaktır.
IRAK SORUNUNUN BÖLGESEL ETKĠLERĠ VE
KOMġULAR
• Irak sorunu, sırf bu ülkedeki Sünni-ġii gerginliğini
arttırmakla kalmamıĢ, Ġslam dünyasında da genel olarak
kamplaĢmalara neden olmuĢtur. SavaĢın savunucuları,
Irak ġiilerinin çoğunlukla laik olduğunu söylediklerinde,
bu grubun emellerinin Saddam Hüseyin’in diktatörlüğü
altında acımasızca bastırıldığını ve bu nedenle de Irak
ġiilerinin kendilerini gittikçe mezhep ile tanımlamalarına
neden olan bir sürece doğru itildiklerini
gözardıediyorlardı. Saddam Hüseyin’in devrilmesine
kadar hiçbir ġii topluluk Orta Doğu’da modern bir Arap
devletini yönetmemiĢti. Son geliĢmeler ile Bağdat, Arap
ġii gücünün merkezi haline geldi. Ama bu artan ġii güç,
sonuçsuz kalmadı. Ülkedeki Sünnilerden sert ve ani bir
tepki geldi. Ġlk önce Amerikan askerlerini hedef alan
saldırılar daha sonrasında mezhep savaĢına dönüĢtü.
Ġran ve Irak sorunu
• Ġran ġahı’nın devrilmesi ile baĢlayan ABD-Ġran Ġslam Cumhuriyeti
gerginliği, zaman zaman irtifa kaybetse de, günümüze kadar farklı
Ģekillerde devam etmiĢtir. Söz konusu olumsuz iliĢkide Ġsrail’in rolü de göz
ardı edilemez. 11 Eylül saldırısı, iliĢkilere yeniden olumsuz ivme
kazandıran geliĢmeleri tetiklemiĢtir. ABD, Afganistan’ı iĢgal ederek radikal
Taliban rejimini Irak’ı iĢgal ederek de Saddam rejimini iktidardan
uzaklaĢtırmıĢ, Orta Asya’ya ve Kafkasya’ya yerleĢmeye baĢlamıĢtır.
Ġran, Taliban ve Saddam gibi düĢmanlardan kurtulurken, ABD gibi küresel
bir rakiple komĢu olmuĢ, bu durum Ġran’ı kaygılandırmaya baĢlamıĢtır.
Üstelik ABD’nin artan “radikal Ġslam” karĢıtı ve demokrasi içeren söylemleri
Ġran’ı daha fazla rahatsız etmeye baĢlamıĢtır. Ġran, savaĢtan ekonomik
bakımdan da kârlı çıkmıĢtır. Irak savaĢı ve ardından devam eden
istikrarsızlık dünya petrol ve doğal gaz fiyatlarını 75 dolar seviyesine kadar
çıkartmıĢ, Ġran bu geliĢmeden hatırı sayılır miktarda gelir elde etmiĢtir.
Dünya ekonomisinin petrole bağımlılığı dikkate alındığında bölgedeki siyasi
istikrarsızlık devam ettikçe Ġran bu süreçten ekonomik açıdan kârlı
çıkmaya devam edecektir.
Suriye ve Irak sorunu
• Her ne kadar Suriye 1963, Irak da 1968’den beri Baas Partisi
tarafından yönetiliyorduysa da, iki ülke iliĢkileri uzun yıllardır
liderlerinin rekabetleri ve ulusal sorunları çerçevesinde
ĢekillenmiĢtir.Saddam Hüseyin ve Hafız Esad, Baas ideolojisinin
liderliği için uzun süre rekabet etmiĢlerdir. Ayrıca Irak’ın
Ġran’la, Suriye’nin Ġsrail’le anlaĢmazlıkları da iliĢkileri etkilemiĢtir.
Soğuk SavaĢ döneminde Suriye SSCB’nin sadık müttefiki olmasına
karĢın, Irak, sık sık saf değiĢtirmiĢ, bu durum iki ülkeyi zaman
zaman karĢı karĢıya getirmiĢtir. Hafız Esad, 1970’lerin sonunda
Saddam Hüseyin’i Sünni Müslüman KardeĢler örgütüne destek
vermekle suçlamıĢ, aynı günlerde baĢlayan Irak-Ġran savaĢında
Suriye Ġran’ıdesteklemiĢtir. Suriye savaĢın baĢında Ġran’a destek
vermek için Kerkük-Lazkiye boru hattını kapatmıĢ; buna karĢılık
Ġran da Suriye’ye bir milyar dolarlık petrol bağıĢlamıĢ, iki ülke
ekonomik ve askeri anlaĢmalar imzalayarak stratejik ittifak
kurmuĢlardır. Bu dönemde Ġran, Kürtleri Irak’a karĢı
savaĢtırmıĢ, Suriye’de bu politikaya destek vermiĢtir. Bu ittifak
iliĢkisi halen devam etmekte; özellikle Irak’taki Amerikan iĢgaline
karĢı konumuyla kendisini göstermektedir.
Ürdün ve Irak sorunu
o ABD ile çok özel iliĢkileri bulunan Ürdün, Irak sorunundan en fazla
etkilenen bölge ülkelerinden biridir. Körfez SavaĢı sonrası dönemde,
ABD’nin yardımı ile ekonomik olarak büyük miktarda zarar
gördüğünü BM’ye kabul ettiren Ürdün, yıllarca önemli miktarda
yardım almıĢtır. Aynı zamanda Saddam Hüseyin’in ambargoları
delme giriĢimine el altından destek veren Ürdün, bu sür eçte de
önemli miktarda gelir elde etmiĢtir.
o Irak’ta devam eden Ģiddet mülteci sorunlarının artmasına da neden
olmuĢ, çok sayıda Iraklı güvenlik kaygıları ile Ürdün’e göç etmiĢtir.
SavaĢın baĢlangıcından Kasım 2006’ya kadar çoğu Irak’ın
batısından ve Bağdat’tan gelen yaklaĢık 700,000 Iraklı mülteci
Ürdün’e sığınmıĢlardır. Altı milyon nüfuslu Ürdün için bu sayı endiĢe
vericidir. Sınırlı kaynakları olan bu küçük ülkenin bu kadar Iraklıyı
hazmetme kapasitesi yoktur. Bunun farkında olan Ürdün yönetimi,
mültecilerin geliĢini mümkün olduğunca sınırlayan önlemler
almaktadır. Örneğin, bir yıllık oturma izni miktarını 150.000 dolar
olarak belirlemiĢtir. Pekçok Iraklı mülteci, bunu ödeyebilecek güçte
değildir ve bu nedenle üç ay içinde ülkeden uzaklaĢtırılma riski ile
karĢı karĢıyadır.
• Ürdün, Irak’ın bölünmesi halinde ortaya çıkacak bir “Sünni Arap”
devletinin de kendisi için çeĢitli sorunlara yol açabileceğinden
kaygılanmaktadır. Böyle bir devletin vatandaĢlarıyeni Sünni
devletteki sosyal, kültürel ve mezhebi bağlar nedeniyle Ürdün’ün
bağımsızlığı ve istikrarı için sorun teĢkil edebilir.
• Ürdün, kendi topraklarına olası etkilerinden dolayı, Irak savaĢının
baĢlamasını istememiĢtir. KuĢkularında da haklı çıkmıĢ, savaĢ
sonrası yaklaĢık olarak 700.000 civarında mülteciyi konuk etmek
zorunda kalmıĢtır. Yine de Irak’taki rejim değiĢikliği sonrası ülkenin
yeniden yapılanması ve istikrarın sağlanması için elinden geleni
yapmıĢ, Geçici Koalisyon Ġdaresi ile 30.000 Irak polisinin Ürdün’de
eğitilmesine talip olmuĢtur.
• Ürdün nüfusunun neredeyse %10’unu bulan mültecilerin bir süre
sonra çeĢitli sorunlara yol açacağı da bir gerçektir. . Nitekim
mülteciler, Ürdün’de siyasi istikrarı, ekonomik dengeleri ve güvenlik
Ģartlarını altüst edebilirler. Bu nedenle de Irak’taki direniĢçi grupları
destekleme ve Ürdün’de güvenliği tehdit etme olasılıkları yüksektir.
Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri ve Irak
sorunu
• ABD’nin Irak iĢgaline çeĢitli Ģekillerde destek vermek zorunda kalan
Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri Irak’ta sürecin planlanandan çok
farklı seyretmesi üzerine kaygı duymaya baĢlamıĢlardır. ĠĢgal sonrası
geliĢmeler bölgede ġii etkinliğini arttırırken ABD karĢıtlığını da her
geçen gün güçlendirmektedir. Öte yandan yükselen dini radikalizm,
mevcut iktidarları zorlamaktadır. Her ne kadar savaĢla birlikte artan
petrol fiyatları bu ülkelerin gelirlerini arttırmıĢsa da, Irak’ın içine düĢtüğü
durum Basra Körfezi’ndeki geleneksel dengeleri alt üst etmiĢtir. Irak’ın
iyice zayıflaması Ġran’ın bölgedeki nüfuzunu arttırırken bölge
ülkelerindeki ġii nüfus kaygı kaynağı olmaya baĢlamıĢtır.
• Irak SavaĢı öncesi Sudi Arabistan, Saddam’ı tecrit etmek, devrilmesini
sağlamak ve böylelikle olası bir savaĢı engellemek için giriĢimde
bulunmuĢtu. Bu giriĢim, Irak’ın BM’nin silahsızlanma ile ilgili kararlarına
uymasını teĢvik ediyordu. Plana göre, BM ile iĢbirliği içinde çalıĢan ve
Irak’ın nükleer programı hakkında bilgi veren tüm bürokratlara ve
askerlere af sağlanacaktı.
• Her ne kadar bu plan iĢe yaramadıysa da Suudi Arabistan’ın
bölgede giderek daha da aktif bir rol oynamaya baĢladığını
göstermesi bakımından önemlidir. Irak’taki değiĢimlerden
sonra da bölgede önemli Suudi giriĢimleri olmuĢtur. ġubat
2007’de Mahmud Abbas, Ġsmail Haniye ve Halid MeĢal’in
Mekke’de biraraya getirilmesi ve Filistin’de bir birlik hükümeti
kurmaları konusunda teĢvik edilmeleri ile toplantı sonunda
taraflara imzalatılan Mekke Deklerasyonu ile Ġsrail’le daha
önce yapılan anlaĢmalara saygı gösterileceğinin taahhüt
edilmiĢ olması, aktif Suudi politikalarının yakın dönemdeki
önemli örneklerindendir.
• Önümüzdeki dönem ABD’nin Orta Doğu stratejlerinde önemli
değiĢiklik sinyalleri alan Suudi Arabistan, Ġran karĢısında
güçlü biri Sünni blok’u oluĢturmaya çalıĢmaktadır.
Bazıuzmanlar bu giriĢimin de ABD nin bilgisi dahilinde
yapıldığını ileri sürmektedirler
Ġsrail ve Irak Sorunu
• ABD’nin Irak’ı iĢgali bölge ülkeleri arasında en fazla Ġsrail tarafından
desteklenmiĢtir. Saddam’in iktidardan uzaklaĢtırılması Ġsrail’in bölgedeki
en önemli düĢmanlarından birisini devre dıĢı bırakmıĢtır. Yine de Irak’ta
artan istikrarsızlık ve çatıĢmaların, Ġsrail’in güvenlik beklentilerine tam
olarak cevap vermek yerine, riskleri farklılaĢtırdığını söylemek
mümkündür. SavaĢ Irak’ı Ġsrail’e tehdit olmaktan çıkartarak olası bir
Ġsrail karĢıtı Arap cephesini hemen hemen imkansız hale getirmiĢtir;
fakat bölgede Ġslami radikalizmin artması ve Irak’ın giderek terörizmin
çekim merkezi haline gelmesi Ġsrail’i kaygılandırmaya baĢlamıĢtır.
• Her ne kadar parçalanmıĢ Irak, Ġsrail’e yönelik riskleri azaltacak olsa da
bölgede yükselen ve uzun yıllar devam edebilecek istikrarsızlık yine de
endiĢe kaynağıdır. Parçalanma, beraberinde Kürt devleti gibi yeni
müttefikler doğurabilir ve uzun yıllar sürecek Kürt–Arap çatıĢması Ġsrail
üzerindeki baskıları azaltabilir. Ġsrail, resmi söylemlerinde bağımsız Kürt
devletini desteklediğine dair iddiaları yalanlasa da, gayri resmi olarak
Kuzey Irak’la iliĢkilerini devam ettirmektedir
Türkiye ve Irak Sorunu
• Türkiye, Irak iĢgalinden en fazla etkilenen ülkelerin baĢında
gelmektedir. SavaĢ öncesi ABD ile yaĢanan 1 Mart tezkere krizi
Türkiye’yi Irak’la ilgili karar alma sürecinin dıĢında bırakmıĢtır. Irak’ta
Kürt’lerin etkinliğinin artması, ABD-Türkiye iliĢkilerinin
sarsılması, savaĢ nedeniyle Kerkük-Yumurtalık boru hattının
kapanması, Türkmenlerin durumu ve Irak’ın geleceğinin belirsizliği
Türkiye’yi zorlamaktadır.
• ÇatıĢmaların nitelik değiĢtirerek önce direniĢ ve ardından iç savaĢa
dönüĢmüĢ olması, savaĢ döneminde geri planda kalan Türkiye’yi
tekrar ön plana çıkartmıĢtır.87 Gerek ABD askerlerinin lojistik
ihtiyaçlarının karĢılanması, gerekse Irak halkının hayatını
kolaylaĢtıran mal ve hizmetlerin Türkiye’den sağlanması önemli bir
açığın kapatılmasını sağlamıĢtır..
• Türkiye, Irak’ta gittikçe artan Ģiddet ve istikrarsızlıktan çeĢitli
biçimlerde etkilenmektedir. Türk-ABD iliĢkilerinin değiĢen
konumu, bölge ülkelerinin değiĢen rolleri ve ağırlıkları, devlet dıĢı
aktörlerin ön plana çıkmaları ve bölgesel istikrarsızlık Türkiye’yi
etkilemektedir.
Diğer Aktörler: Avrupa Birliği ve Irak
sorunu
• Saddam Hüseyin’in 24 yıllık diktatörlüğü boyunca AB’nin bu ülke ile
hiçbir siyasi ya da sözleĢmeden doğan iliĢkisi olmamıĢ, AB rolü BM
yaptırımlarının uygulanmasını teĢvik etmekle sınırlı kalmıĢtır.
Fakat, bu ülkeye yapılan insani yardımlarda AB önemli paya sahip
olmuĢ, 1992’den beri BM’den sonra ikinci en çok yardımı yapan
kuruluĢ olmuĢtur.
• Avrupa Birliği üyelerinin tek ve ortak bir Irak politikasından söz etmek
mümkün değildir.89 AB üyesi ülkeler Irak sorununu genel olarak dar
ulusal çıkarlarıçerçevesinde ele almaktadırlar. Bu nedenle üye
ülkelerin politikaları birbirinden büyük ölçüde farklılaĢmaktadır.
Örneğin Ġngiltere, Ġtalya, Ġspanya ve Polonya Amerikan iĢgaline tam
destek verirken, Almanya ve Fransa gibi ülkeler ya çekimser kalmıĢ
ya da açıkça muhalefet etmiĢlerdir.
• Fakat Irak savaĢı planlandığı gibi gitmeyip insan kayıpları arttıkça
ve bazı AB ülkelerinde iktidarlar değiĢtikçe savaĢa ve ABD
operasyonlarına karĢı çıkan bu ülkeler arasındaki ayrıĢma
derinleĢmiĢtir. Buna karĢılık baĢlangıçta kayıtsız destek verir
görünen AB ülkeleri ise bugün gelinen noktada askeri-siyasi
desteklerini yeniden gözden geçirmeye baĢlamıĢlardır. Bu
bağlamda ABD’ye en çok destek veren Ġngiltere’nin desteği bile
tartıĢılır hale gelmiĢtir.
• AB ülkeleri Irak’ta belirleyici ve önemli olmayan roller üstlenmeye
razı olmamaktadırlar. Müdahale sonrasında da fazlaca etkin
olmayan AB ülkeleri Irak sorununda daha çok uzaktan tavsiye ve
telkinlerde bulunmakta, Irak Silahlı Kuvvetleri’ni ve diplomatlarını
eğitmek gibi az riskli alanlarda iĢ yapmak istemektedirler. Bunda
AB ülkelerinin büyük bir kısmının ABD’nin Irak politikalarına açık
destek vermeme arzusuyla, ABD’nin Irak’taki baĢarısızlığının olası
yaygın etkileri arasında bir denge kurma arayıĢının rolü büyüktür.
Rusya ve Çin’in Irak sorununa
yaklaĢımları
• Rusya, Irak savaĢından en kârlı çıkan ülkelerin baĢında
gelmektedir. SavaĢ nedeniyle yükselen petrol ve doğal
gaz fiyatlarından büyük gelirler elde ederken, ABD’nin
prestij kaybından da siyasi olarak faydalanmaktadır. Irak
gibi önemli bir tedarikçinin piyasalara öngörülenden daha
az petrol arz etmesi Rusya’ya avantaj sağlamaktadır.
Rusya 2005’de petrol ihracatından yaklaĢık olarak 122
milyar dolar kazanmıĢtır. Bu rakam, 2001’in 39 milyar
dolarıyla karĢılaĢtırıldığında büyük artıĢ göstermiĢtir.
2005’deki rakamlar Rusya’daki enflasyon oranlarına göre
ayarlandığında, SSCB dönemindeki 1980’lerin
ortalarından beri en iyi rakamlara iĢaret etmektedir.
• Rusya, ABD’nin Irak’ta içine düĢtüğü açmazdan politik ve psikolojik
olarak da avantaj sağlamaktadır. ABD’nin küresel güç olarak
Irak’taki çaresizliği, Arap ülkelerinde artan nefret ve tepkiler, tıpkı
Soğuk SavaĢ dönemindeki gibi Rusya’nın denge unsuru olma
Ģansını arttırmıĢ görünmektedir. Örneğin Rusya, Türkiye’nin Kuzey
Irak’a iliĢkin kaygılarından yola çıkarak ve kamuoyu nezdinde politik
pozisyonunu güçlendirmeye çalıĢmaktadır.
• Rusya, resmi söylemlerinde Irak’ta düzenin sağlanması ve toprak
bütünlüğünün korunmasını arzu ettiğini beyan etmektedir. Bu
açıklamalarıyla barıĢçıl ve dost bir görünüm sunsa da, Irak’taki uzun
süreli çatıĢma ortamı Rusya’nın çıkarlarına uygun bir durum
sağlamaktadır.
• Öte yandan Çin, hızla artan enerji ihtiyacı çerçevesinde Irak
konusuna Rusya’dan çok farklı bir konumdan bakmaktadır. Krizin
yol açtığı enerji maliyetlerindeki artıĢla baĢ etmek zorunda kalan Çin
için Irak’ta istikrarsızlığın devam etmesi çıkarlarına uygun değildir.
Çin Irak SavaĢı öncesi diğer pekçok ülke gibi bu savaĢın
zorunluluğunu sorgulamıĢ, çatıĢmanın önlenmesi için çalıĢılması
gerektiğini savunmuĢtur
BM ve diğer uluslararası örgütlerin
konumu
• ABD’nin Mart 2003’de diplomasinin baĢarısız olduğunu ve Irak’ı
sahip olduğu Kitle Ġmha Silahları’ndan arındırmak için koalisyon
güçleri ile bir operasyon baĢlatacaklarını açıklaması BM’yi sistem
dıĢına itmiĢtir. Açıklama öncesinde BM Güvenlik Konseyi üyeleri
arasında Irak sorunuyla nasıl baĢa çıkılması gerektiği konusunda
aylarca devam eden görüĢmeler sonucunda ortak bir karara
varılamamıĢtı.
• Irak savaĢının etkileri en fazla BirleĢmiĢ Milletler’in güvenirliğine
zarar vermiĢtir. ABD’nin tek yanlı askeri müdahalesi, BM’nin
saldırıyı önelemede yetersiz kalması, ABD’nin BM’yi ciddiye
almama tavrı zihinlerde “Uluslararası Hukuk”u ve BM sisteminin
güvenirliğini erozyona uğratmıĢtır. Fakat sorunun geldiği aĢama ve
ABD’nin Irak’ta istikrarı sağlayamamasıtekrar BM’yi gündeme
getirmiĢtir.

More Related Content

Featured

Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsPixeldarts
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthThinkNow
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfmarketingartwork
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024Neil Kimberley
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)contently
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024Albert Qian
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsKurio // The Social Media Age(ncy)
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Search Engine Journal
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summarySpeakerHub
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Tessa Mero
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentLily Ray
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best PracticesVit Horky
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementMindGenius
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...RachelPearson36
 
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Applitools
 
12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at WorkGetSmarter
 

Featured (20)

Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
 
12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work
 

Irak sorunu

  • 1. Irak IRAK tam adı: Irak Cumhuriyeti, dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıĢ olan AĢağı Mezopotamya bölgesinde kurulmuĢ bir devlettir. Bugün Irak, Orta Doğu’da yer alan stratejik mevkisiyle, sahip olduğu petrol rezervleri ile Körfez'in önemli ülkelerinden biri durumundadır. Irak bir ara (savaĢtan önce), Suudi Arabistan ve BirleĢik Arap Emirlikleri'nden sonra dünyanın üçüncü en büyük petrol rezervine sahipti. Amerika'yla savaĢtan ve iĢgalden sonra üretimde önemli düĢüĢler olmuĢtur. Fakat doğal olarak rezerv sıralamasındaki yerini Irak uzun yıllar BirleĢik Krallığın hakim gücü altında idare edilmiĢtir. BirleĢik Krallığın1971'de Orta Doğu’dan tamamen çekilmesi ile, bu bölge üzerinde ABD önder güç olmaya baĢlamıĢtır. Soğuk SavaĢ sonrası Orta Doğu’da etkisini artıran ABD’nin Irak’a özel bir politik ilgisi vardır. Yakın dönem Irak tarihi ABD tarafından ĢekillendirilmiĢtir.
  • 2. ULUSLARARASI ORTAM VE IRAK SORUNU • • Irak’ta devam eden siyasi, ekonomik, güvenlik ve insanlık sorunları sadece bu ülkeyi değil tüm bölgeyi hatta dünyayı yakından ilgilendirmektedir. Irak, jeopolitiği, doğal kaynakları sosyal, etnik ve mezhepsel özellikleri ile mevcut sorunları kolaylıkla siyasal sınırlarının ötesine taĢıyabilmektedir. Ülkenin etnik ve mezhepsel çeĢitliliğinin siyasal sınırlarının ötesinde de devam etmekte olması, Irak merkezli sorunların bu ülkenin topraklarında çevrelenmesine imkan vermemekte, sorunlar çevre ülkelere de yayılmakta ya da onları etkilemektedir. Ülkenin zengin petrol ve doğal gaz kaynakları da büyük petrol Ģirketleri ile büyük tüketici devletlerin iĢtahını kabartmaktadır.
  • 3. • SavaĢ sonrası geliĢmeler, bazı komĢu ülkelerin çıkarlarına uygun bir ortam yaratırken,diğerleri bu durumdan farklı biçimlerde zarar görmeye baĢlamıĢlardır. Özellikle de siyasal,güvenlik ve ekonomik alanlarda riskler artmıĢtır.Irak sorunu, üç boyutlu, birbiriyle etkileĢim halinde kalıcı etkiler yaratmıĢtır. Bunlar, savaĢın doğrudan tetiklediği Irak ile ilgili geliĢmeler, mevcut durumun bölgesel dengeler üzerine etkileri ve küresel aktör ABD nin yeni durumu olarak sıralanabilir. Ġfade ettiğimiz alanlardan her biri, ülkelerin Irak algılamasını/okumasını farklılaĢtırmıĢtır.
  • 4. IRAK SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIġI: SADDAM HÜSEYĠN VE ULUSLARARASI POLĠTĠKADA IRAK • Bugünkü Irak, Ġngilizler’in I. Dünya SavaĢı’nın ardından Osmanlı eyaletleri Musul, Bağdat ve Basra’yı ele geçirmeleri sonucunda doğdu. • Ġngilizler baĢta ülkeyi doğrudan yönetmeyi düĢündülerse de, halkın sert muhalefetiyle karĢı karĢıya kalma korkusuyla bu fikirlerinden vazgeçerek, 23 Ağustos 1921’de Mekke ġerifi Hüseyin Bin Ali’nin oğlu Faysal’I Irak’ın ilk kralı ilan ettiler. • 3 Ekim 1923’de bağımsızlığını kazanan Irak, 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye oldu.
  • 5.
  • 6. • Saddam Hüseyin dönemi pekçok geliĢmelere sahne oldu ama bunlardan en çok akılda kalanı milyonlarca insanın ölümüne sebep olan ve sekiz yıl süren Irak-Ġran SavaĢı’ydı. ġahın’in ülkeden kaçması ve henüz Humeyni’nin iktidarını pekiĢtirmedeği geçiĢ sürecini Saddam Hüseyin, bir fırsat olarak gördü.Cezayir anlaĢması ile göreceli olarak sükunete kavuĢmuĢ olan Ġran-Irak sınırında kısa süren bir sınır çatıĢması yaĢandı. Ancak bunu fırsat olarak gören • Saddam Hüseyin Eylül 1980’de saldırıyı baĢlattı. Her iki ülkeye de insani ve ekonomik olarak büyük kayıplar verdiren savaĢ ancak 1988’de BirleĢmiĢ Milletler tarafından oluĢturulan Ġran-Irak askeri izleme grubu UNIIMOG denetiminde imzalanan ateĢkes anlaĢmasıyla sona erdi.
  • 7. Körfez SavaĢı ve Sonrası • Ġran-Irak savaĢı, Irak ekonomisine, alt yapısına ve sosyal dokusuna büyük zararlar verdi. Küresel ölçekte petrol fiyatlarının düĢmesi ve Arap ülkelerinden alınan borçların vadesinin gelmesi Saddam yönetimini zorlamaya baĢladı. • Bu çıkmazdan kurtulmak isteyen Saddam Hüseyin’in aklına gelen ilk çıkıĢ yolu, tarihsel olarak üzerinde hak iddia edilen Kuveyt’i iĢgal etmek oldu.Irak, Ağustos 1990’da petrol üretim kotalarını aĢmak ve tartıĢmalı bölgelerden petrol çıkarmakla suçladığı komĢusu Kuveyt’i iĢgal ederek 19. ili olarak topraklarına kattığını ilan etti.
  • 8. • Saddam Hüseyin’in uzlaĢmaz tutumu karĢısında BM’ye üye çeĢitli ülkeler, ABD öncülüğünde Suudi Arabistan’a askeri yığınak yapmaya baĢladı. • 10 Irak, BM Güvenlik Konseyi’nin 660 numaralı kararı uyarınca 15 Ocak 1991’e kadar Kuveyt’ten çekilmeyince Irak, 16 Ocak’da hava bombardımanıyla baĢlayan Körfez SavaĢı sonunda 27 ġubat’ta Kuveyt’ten çekilmek zorunda kaldı. Koalisyon güçlerinin Bağdat’a girmeden 28 ġubat'ta imzaladıkları ateĢkesin ardından kuzeyde Kürtler, güneyde de ġiilerin ABD’nin cesaretlendirmesiyle ayaklanmaları Irak kuvvetlerince acımasızca bastırıldı. Bir milyonun üzerinde Iraklı Kürt Türkiye ve Ġran'a sığındı. Bunun üzerine koalisyon güçleri Ağustos 1992’de 36. paralelin kuzeyi ile 32. paralelin güneyindeki alanları güvenli bölge ilan ettiler ve çok uluslu Çekiç Güç kuruldu.
  • 9. • Temmuz 2002’de, Irak’ın BM Genel Sekreteriyle görüĢmeleri sonunda, nihai olarak silah denetçilerinin ülkeye geliĢlerini reddetmesi dönüm noktası oldu. ABD Kongresi, Ekim 2002’de, BaĢkan Bush’a Irak’a karĢı savaĢ açma yetkisi tanıdı. 8 Kasım 2002’de BM Güvenlik Konseyi’nin 1441 sayılı kararıyla silah denetçilerinin yetkileri arttırılırken, Irak’a da iĢbirliği yapmaması durumunda “ciddi sonuçlarla karĢılaĢacağı” uyarısı yapıldı. Takiben denetçiler Irak’a dönerken, süreci fırsata çevirmek üzere harekete geçen ABD, savaĢ hazırlıklarına hız verdi. BaĢkan Bush, 17 Mart’ta, Saddam Hüseyin ve oğullarına ülkeyi terk etmek için 48 saatlik süre tanıyan bir ültimatom verdi. 20 Mart’ta ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri “Irak’ı kitle imha silahlarından arındırmak, Saddam Hüseyin’in teröre verdiği desteği kesmek ve Irak halkını özgürleĢtirmek” gerekçeleriyle saldırıya geçti. 9 Nisan’da baĢkent Bağdat'a giren koalisyon güçleri Saddam Hüseyin iktidarını devirdi. 15 Nisan’da Irak tümüyle koalisyon güçlerinin denetimine geçti.
  • 10. ABD’NĠN ORTA DOĞU POLĠTĠKALARINDA IRAK • 11 Eylül saldırıları ve 2003’ün ilk yarısında Irak’a düzenlenen askeri operasyonun ardından Amerikalı politikacılar “GeniĢletilmiĢ Orta Doğu Projelesi”nden bahsetmeye baĢladılar. Buna göre bölge ülkelerinin ekonomik ve politik durumları demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi kuralları teĢvik edilerek iyileĢtirilecek, bölge insanlarına daha iyi sosyoekonomik ortam oluĢturulacak ve böylelikle bölgeden kaynaklanan güvenlik riskleri azaltılacaktı. Genel olarak Orta Doğu’nun ama özellikle de Irak’ın, köktendincilik, terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasını teĢvik ettiği vurgulaniyordu. • Amerika’nın bölgeye yönelik politikalarında ekonomik ve politik durumunun iyileĢtirilmesinin gerekliliği yönünde yaptıkları tüm vurgulara rağmen, Irak’ta bu sağlanamadı ve ülkedeki çatıĢmaların fiilen bitmemesinin de etkisiyle askeri metodlar üzerinde duruldu.
  • 11. • Ocak 2007’de ABD’nin son “yeni” Irak stratejisini açıklayan BaĢkan Bush, ABD halkına ve dünyaya seslendiği konuĢmasında Irak SavaĢı’nda direniĢle mücadele ve mezhep çatıĢmalarının önlenmesi konusunda baĢarısız olmalarının sebebini asker sayısının daha önceden arttırılmamasına bağladı ve konuĢmasında Irak’a 21.500 Amerikan askeri daha gönderilmesini önerdi. Genel olarak bakıldığında, ABD’nin Irak politikalarının Orta Doğu politikalarıyla içiçe geçtiği görülmektedir. ABD ve sadık müttefiki Ġngiltere’nin tutumlarının Irak’ın geleceğinde etkili olması kadar, Irak sorunu da ABD’yi ve Orta Doğu polikalarını çeĢitli biçimlerde etkilemektedir. Bu çerçevede bu iliĢki aĢağıda üç ana baĢlık altında ele alınarak, ilk olarak, ABD’nin Orta Doğu’daki politik hedefleri, ardından Irak sorununun ABD’nin bölgesel çıkarları ve stratejilerine etkileri ve son olarak da ABD’nin Irak stratejisi ve baĢarıĢansı analiz edilecektir
  • 12. : ABD’nin Orta Doğu’daki Çıkarları Enerji kaynaklarinin Guvenligi ABD’nin Orta Dogu cikarlari Terorizmin engellenmesi Israil`in guvenligi Kitle Imha Silahlarinin Yayilmasinin Onlenmesi
  • 13. Kuresel duzeyde guven kaybi Irak sorununu n ABD’ye etkileri Teroriz m ABD askeri gucunun sinirlarinin ortaya cikmasi Orta Dogu’daki bolgesel dengelerde ki degisim Ozguv en kaybi
  • 14. Irak’ta Meydana Gelen Saldırılar • Sonuç olarak ABD yönetiminin revize ettiği Irak stratejisinin istenen sonucu vermesi mümkün görünmemektedir. Bu durumda Irak’ta mezhepler arası ve etnik çatıĢmalar, direniĢ ve kriminal suçlar artarak devam edecektir. Orta vadede çatıĢmalari statistiki olarak azalsa bile bu bir askeri baĢarıdan çok, çatıĢan tarafların fiziksel olarak birbirlerinden ayrılması sonucu olaca sonucu olacaktır.
  • 15. IRAK SORUNUNUN BÖLGESEL ETKĠLERĠ VE KOMġULAR • Irak sorunu, sırf bu ülkedeki Sünni-ġii gerginliğini arttırmakla kalmamıĢ, Ġslam dünyasında da genel olarak kamplaĢmalara neden olmuĢtur. SavaĢın savunucuları, Irak ġiilerinin çoğunlukla laik olduğunu söylediklerinde, bu grubun emellerinin Saddam Hüseyin’in diktatörlüğü altında acımasızca bastırıldığını ve bu nedenle de Irak ġiilerinin kendilerini gittikçe mezhep ile tanımlamalarına neden olan bir sürece doğru itildiklerini gözardıediyorlardı. Saddam Hüseyin’in devrilmesine kadar hiçbir ġii topluluk Orta Doğu’da modern bir Arap devletini yönetmemiĢti. Son geliĢmeler ile Bağdat, Arap ġii gücünün merkezi haline geldi. Ama bu artan ġii güç, sonuçsuz kalmadı. Ülkedeki Sünnilerden sert ve ani bir tepki geldi. Ġlk önce Amerikan askerlerini hedef alan saldırılar daha sonrasında mezhep savaĢına dönüĢtü.
  • 16. Ġran ve Irak sorunu • Ġran ġahı’nın devrilmesi ile baĢlayan ABD-Ġran Ġslam Cumhuriyeti gerginliği, zaman zaman irtifa kaybetse de, günümüze kadar farklı Ģekillerde devam etmiĢtir. Söz konusu olumsuz iliĢkide Ġsrail’in rolü de göz ardı edilemez. 11 Eylül saldırısı, iliĢkilere yeniden olumsuz ivme kazandıran geliĢmeleri tetiklemiĢtir. ABD, Afganistan’ı iĢgal ederek radikal Taliban rejimini Irak’ı iĢgal ederek de Saddam rejimini iktidardan uzaklaĢtırmıĢ, Orta Asya’ya ve Kafkasya’ya yerleĢmeye baĢlamıĢtır. Ġran, Taliban ve Saddam gibi düĢmanlardan kurtulurken, ABD gibi küresel bir rakiple komĢu olmuĢ, bu durum Ġran’ı kaygılandırmaya baĢlamıĢtır. Üstelik ABD’nin artan “radikal Ġslam” karĢıtı ve demokrasi içeren söylemleri Ġran’ı daha fazla rahatsız etmeye baĢlamıĢtır. Ġran, savaĢtan ekonomik bakımdan da kârlı çıkmıĢtır. Irak savaĢı ve ardından devam eden istikrarsızlık dünya petrol ve doğal gaz fiyatlarını 75 dolar seviyesine kadar çıkartmıĢ, Ġran bu geliĢmeden hatırı sayılır miktarda gelir elde etmiĢtir. Dünya ekonomisinin petrole bağımlılığı dikkate alındığında bölgedeki siyasi istikrarsızlık devam ettikçe Ġran bu süreçten ekonomik açıdan kârlı çıkmaya devam edecektir.
  • 17. Suriye ve Irak sorunu • Her ne kadar Suriye 1963, Irak da 1968’den beri Baas Partisi tarafından yönetiliyorduysa da, iki ülke iliĢkileri uzun yıllardır liderlerinin rekabetleri ve ulusal sorunları çerçevesinde ĢekillenmiĢtir.Saddam Hüseyin ve Hafız Esad, Baas ideolojisinin liderliği için uzun süre rekabet etmiĢlerdir. Ayrıca Irak’ın Ġran’la, Suriye’nin Ġsrail’le anlaĢmazlıkları da iliĢkileri etkilemiĢtir. Soğuk SavaĢ döneminde Suriye SSCB’nin sadık müttefiki olmasına karĢın, Irak, sık sık saf değiĢtirmiĢ, bu durum iki ülkeyi zaman zaman karĢı karĢıya getirmiĢtir. Hafız Esad, 1970’lerin sonunda Saddam Hüseyin’i Sünni Müslüman KardeĢler örgütüne destek vermekle suçlamıĢ, aynı günlerde baĢlayan Irak-Ġran savaĢında Suriye Ġran’ıdesteklemiĢtir. Suriye savaĢın baĢında Ġran’a destek vermek için Kerkük-Lazkiye boru hattını kapatmıĢ; buna karĢılık Ġran da Suriye’ye bir milyar dolarlık petrol bağıĢlamıĢ, iki ülke ekonomik ve askeri anlaĢmalar imzalayarak stratejik ittifak kurmuĢlardır. Bu dönemde Ġran, Kürtleri Irak’a karĢı savaĢtırmıĢ, Suriye’de bu politikaya destek vermiĢtir. Bu ittifak iliĢkisi halen devam etmekte; özellikle Irak’taki Amerikan iĢgaline karĢı konumuyla kendisini göstermektedir.
  • 18. Ürdün ve Irak sorunu o ABD ile çok özel iliĢkileri bulunan Ürdün, Irak sorunundan en fazla etkilenen bölge ülkelerinden biridir. Körfez SavaĢı sonrası dönemde, ABD’nin yardımı ile ekonomik olarak büyük miktarda zarar gördüğünü BM’ye kabul ettiren Ürdün, yıllarca önemli miktarda yardım almıĢtır. Aynı zamanda Saddam Hüseyin’in ambargoları delme giriĢimine el altından destek veren Ürdün, bu sür eçte de önemli miktarda gelir elde etmiĢtir. o Irak’ta devam eden Ģiddet mülteci sorunlarının artmasına da neden olmuĢ, çok sayıda Iraklı güvenlik kaygıları ile Ürdün’e göç etmiĢtir. SavaĢın baĢlangıcından Kasım 2006’ya kadar çoğu Irak’ın batısından ve Bağdat’tan gelen yaklaĢık 700,000 Iraklı mülteci Ürdün’e sığınmıĢlardır. Altı milyon nüfuslu Ürdün için bu sayı endiĢe vericidir. Sınırlı kaynakları olan bu küçük ülkenin bu kadar Iraklıyı hazmetme kapasitesi yoktur. Bunun farkında olan Ürdün yönetimi, mültecilerin geliĢini mümkün olduğunca sınırlayan önlemler almaktadır. Örneğin, bir yıllık oturma izni miktarını 150.000 dolar olarak belirlemiĢtir. Pekçok Iraklı mülteci, bunu ödeyebilecek güçte değildir ve bu nedenle üç ay içinde ülkeden uzaklaĢtırılma riski ile karĢı karĢıyadır.
  • 19. • Ürdün, Irak’ın bölünmesi halinde ortaya çıkacak bir “Sünni Arap” devletinin de kendisi için çeĢitli sorunlara yol açabileceğinden kaygılanmaktadır. Böyle bir devletin vatandaĢlarıyeni Sünni devletteki sosyal, kültürel ve mezhebi bağlar nedeniyle Ürdün’ün bağımsızlığı ve istikrarı için sorun teĢkil edebilir. • Ürdün, kendi topraklarına olası etkilerinden dolayı, Irak savaĢının baĢlamasını istememiĢtir. KuĢkularında da haklı çıkmıĢ, savaĢ sonrası yaklaĢık olarak 700.000 civarında mülteciyi konuk etmek zorunda kalmıĢtır. Yine de Irak’taki rejim değiĢikliği sonrası ülkenin yeniden yapılanması ve istikrarın sağlanması için elinden geleni yapmıĢ, Geçici Koalisyon Ġdaresi ile 30.000 Irak polisinin Ürdün’de eğitilmesine talip olmuĢtur. • Ürdün nüfusunun neredeyse %10’unu bulan mültecilerin bir süre sonra çeĢitli sorunlara yol açacağı da bir gerçektir. . Nitekim mülteciler, Ürdün’de siyasi istikrarı, ekonomik dengeleri ve güvenlik Ģartlarını altüst edebilirler. Bu nedenle de Irak’taki direniĢçi grupları destekleme ve Ürdün’de güvenliği tehdit etme olasılıkları yüksektir.
  • 20. Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri ve Irak sorunu • ABD’nin Irak iĢgaline çeĢitli Ģekillerde destek vermek zorunda kalan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri Irak’ta sürecin planlanandan çok farklı seyretmesi üzerine kaygı duymaya baĢlamıĢlardır. ĠĢgal sonrası geliĢmeler bölgede ġii etkinliğini arttırırken ABD karĢıtlığını da her geçen gün güçlendirmektedir. Öte yandan yükselen dini radikalizm, mevcut iktidarları zorlamaktadır. Her ne kadar savaĢla birlikte artan petrol fiyatları bu ülkelerin gelirlerini arttırmıĢsa da, Irak’ın içine düĢtüğü durum Basra Körfezi’ndeki geleneksel dengeleri alt üst etmiĢtir. Irak’ın iyice zayıflaması Ġran’ın bölgedeki nüfuzunu arttırırken bölge ülkelerindeki ġii nüfus kaygı kaynağı olmaya baĢlamıĢtır. • Irak SavaĢı öncesi Sudi Arabistan, Saddam’ı tecrit etmek, devrilmesini sağlamak ve böylelikle olası bir savaĢı engellemek için giriĢimde bulunmuĢtu. Bu giriĢim, Irak’ın BM’nin silahsızlanma ile ilgili kararlarına uymasını teĢvik ediyordu. Plana göre, BM ile iĢbirliği içinde çalıĢan ve Irak’ın nükleer programı hakkında bilgi veren tüm bürokratlara ve askerlere af sağlanacaktı.
  • 21. • Her ne kadar bu plan iĢe yaramadıysa da Suudi Arabistan’ın bölgede giderek daha da aktif bir rol oynamaya baĢladığını göstermesi bakımından önemlidir. Irak’taki değiĢimlerden sonra da bölgede önemli Suudi giriĢimleri olmuĢtur. ġubat 2007’de Mahmud Abbas, Ġsmail Haniye ve Halid MeĢal’in Mekke’de biraraya getirilmesi ve Filistin’de bir birlik hükümeti kurmaları konusunda teĢvik edilmeleri ile toplantı sonunda taraflara imzalatılan Mekke Deklerasyonu ile Ġsrail’le daha önce yapılan anlaĢmalara saygı gösterileceğinin taahhüt edilmiĢ olması, aktif Suudi politikalarının yakın dönemdeki önemli örneklerindendir. • Önümüzdeki dönem ABD’nin Orta Doğu stratejlerinde önemli değiĢiklik sinyalleri alan Suudi Arabistan, Ġran karĢısında güçlü biri Sünni blok’u oluĢturmaya çalıĢmaktadır. Bazıuzmanlar bu giriĢimin de ABD nin bilgisi dahilinde yapıldığını ileri sürmektedirler
  • 22. Ġsrail ve Irak Sorunu • ABD’nin Irak’ı iĢgali bölge ülkeleri arasında en fazla Ġsrail tarafından desteklenmiĢtir. Saddam’in iktidardan uzaklaĢtırılması Ġsrail’in bölgedeki en önemli düĢmanlarından birisini devre dıĢı bırakmıĢtır. Yine de Irak’ta artan istikrarsızlık ve çatıĢmaların, Ġsrail’in güvenlik beklentilerine tam olarak cevap vermek yerine, riskleri farklılaĢtırdığını söylemek mümkündür. SavaĢ Irak’ı Ġsrail’e tehdit olmaktan çıkartarak olası bir Ġsrail karĢıtı Arap cephesini hemen hemen imkansız hale getirmiĢtir; fakat bölgede Ġslami radikalizmin artması ve Irak’ın giderek terörizmin çekim merkezi haline gelmesi Ġsrail’i kaygılandırmaya baĢlamıĢtır. • Her ne kadar parçalanmıĢ Irak, Ġsrail’e yönelik riskleri azaltacak olsa da bölgede yükselen ve uzun yıllar devam edebilecek istikrarsızlık yine de endiĢe kaynağıdır. Parçalanma, beraberinde Kürt devleti gibi yeni müttefikler doğurabilir ve uzun yıllar sürecek Kürt–Arap çatıĢması Ġsrail üzerindeki baskıları azaltabilir. Ġsrail, resmi söylemlerinde bağımsız Kürt devletini desteklediğine dair iddiaları yalanlasa da, gayri resmi olarak Kuzey Irak’la iliĢkilerini devam ettirmektedir
  • 23. Türkiye ve Irak Sorunu • Türkiye, Irak iĢgalinden en fazla etkilenen ülkelerin baĢında gelmektedir. SavaĢ öncesi ABD ile yaĢanan 1 Mart tezkere krizi Türkiye’yi Irak’la ilgili karar alma sürecinin dıĢında bırakmıĢtır. Irak’ta Kürt’lerin etkinliğinin artması, ABD-Türkiye iliĢkilerinin sarsılması, savaĢ nedeniyle Kerkük-Yumurtalık boru hattının kapanması, Türkmenlerin durumu ve Irak’ın geleceğinin belirsizliği Türkiye’yi zorlamaktadır. • ÇatıĢmaların nitelik değiĢtirerek önce direniĢ ve ardından iç savaĢa dönüĢmüĢ olması, savaĢ döneminde geri planda kalan Türkiye’yi tekrar ön plana çıkartmıĢtır.87 Gerek ABD askerlerinin lojistik ihtiyaçlarının karĢılanması, gerekse Irak halkının hayatını kolaylaĢtıran mal ve hizmetlerin Türkiye’den sağlanması önemli bir açığın kapatılmasını sağlamıĢtır.. • Türkiye, Irak’ta gittikçe artan Ģiddet ve istikrarsızlıktan çeĢitli biçimlerde etkilenmektedir. Türk-ABD iliĢkilerinin değiĢen konumu, bölge ülkelerinin değiĢen rolleri ve ağırlıkları, devlet dıĢı aktörlerin ön plana çıkmaları ve bölgesel istikrarsızlık Türkiye’yi etkilemektedir.
  • 24. Diğer Aktörler: Avrupa Birliği ve Irak sorunu • Saddam Hüseyin’in 24 yıllık diktatörlüğü boyunca AB’nin bu ülke ile hiçbir siyasi ya da sözleĢmeden doğan iliĢkisi olmamıĢ, AB rolü BM yaptırımlarının uygulanmasını teĢvik etmekle sınırlı kalmıĢtır. Fakat, bu ülkeye yapılan insani yardımlarda AB önemli paya sahip olmuĢ, 1992’den beri BM’den sonra ikinci en çok yardımı yapan kuruluĢ olmuĢtur. • Avrupa Birliği üyelerinin tek ve ortak bir Irak politikasından söz etmek mümkün değildir.89 AB üyesi ülkeler Irak sorununu genel olarak dar ulusal çıkarlarıçerçevesinde ele almaktadırlar. Bu nedenle üye ülkelerin politikaları birbirinden büyük ölçüde farklılaĢmaktadır. Örneğin Ġngiltere, Ġtalya, Ġspanya ve Polonya Amerikan iĢgaline tam destek verirken, Almanya ve Fransa gibi ülkeler ya çekimser kalmıĢ ya da açıkça muhalefet etmiĢlerdir.
  • 25. • Fakat Irak savaĢı planlandığı gibi gitmeyip insan kayıpları arttıkça ve bazı AB ülkelerinde iktidarlar değiĢtikçe savaĢa ve ABD operasyonlarına karĢı çıkan bu ülkeler arasındaki ayrıĢma derinleĢmiĢtir. Buna karĢılık baĢlangıçta kayıtsız destek verir görünen AB ülkeleri ise bugün gelinen noktada askeri-siyasi desteklerini yeniden gözden geçirmeye baĢlamıĢlardır. Bu bağlamda ABD’ye en çok destek veren Ġngiltere’nin desteği bile tartıĢılır hale gelmiĢtir. • AB ülkeleri Irak’ta belirleyici ve önemli olmayan roller üstlenmeye razı olmamaktadırlar. Müdahale sonrasında da fazlaca etkin olmayan AB ülkeleri Irak sorununda daha çok uzaktan tavsiye ve telkinlerde bulunmakta, Irak Silahlı Kuvvetleri’ni ve diplomatlarını eğitmek gibi az riskli alanlarda iĢ yapmak istemektedirler. Bunda AB ülkelerinin büyük bir kısmının ABD’nin Irak politikalarına açık destek vermeme arzusuyla, ABD’nin Irak’taki baĢarısızlığının olası yaygın etkileri arasında bir denge kurma arayıĢının rolü büyüktür.
  • 26. Rusya ve Çin’in Irak sorununa yaklaĢımları • Rusya, Irak savaĢından en kârlı çıkan ülkelerin baĢında gelmektedir. SavaĢ nedeniyle yükselen petrol ve doğal gaz fiyatlarından büyük gelirler elde ederken, ABD’nin prestij kaybından da siyasi olarak faydalanmaktadır. Irak gibi önemli bir tedarikçinin piyasalara öngörülenden daha az petrol arz etmesi Rusya’ya avantaj sağlamaktadır. Rusya 2005’de petrol ihracatından yaklaĢık olarak 122 milyar dolar kazanmıĢtır. Bu rakam, 2001’in 39 milyar dolarıyla karĢılaĢtırıldığında büyük artıĢ göstermiĢtir. 2005’deki rakamlar Rusya’daki enflasyon oranlarına göre ayarlandığında, SSCB dönemindeki 1980’lerin ortalarından beri en iyi rakamlara iĢaret etmektedir.
  • 27. • Rusya, ABD’nin Irak’ta içine düĢtüğü açmazdan politik ve psikolojik olarak da avantaj sağlamaktadır. ABD’nin küresel güç olarak Irak’taki çaresizliği, Arap ülkelerinde artan nefret ve tepkiler, tıpkı Soğuk SavaĢ dönemindeki gibi Rusya’nın denge unsuru olma Ģansını arttırmıĢ görünmektedir. Örneğin Rusya, Türkiye’nin Kuzey Irak’a iliĢkin kaygılarından yola çıkarak ve kamuoyu nezdinde politik pozisyonunu güçlendirmeye çalıĢmaktadır. • Rusya, resmi söylemlerinde Irak’ta düzenin sağlanması ve toprak bütünlüğünün korunmasını arzu ettiğini beyan etmektedir. Bu açıklamalarıyla barıĢçıl ve dost bir görünüm sunsa da, Irak’taki uzun süreli çatıĢma ortamı Rusya’nın çıkarlarına uygun bir durum sağlamaktadır. • Öte yandan Çin, hızla artan enerji ihtiyacı çerçevesinde Irak konusuna Rusya’dan çok farklı bir konumdan bakmaktadır. Krizin yol açtığı enerji maliyetlerindeki artıĢla baĢ etmek zorunda kalan Çin için Irak’ta istikrarsızlığın devam etmesi çıkarlarına uygun değildir. Çin Irak SavaĢı öncesi diğer pekçok ülke gibi bu savaĢın zorunluluğunu sorgulamıĢ, çatıĢmanın önlenmesi için çalıĢılması gerektiğini savunmuĢtur
  • 28. BM ve diğer uluslararası örgütlerin konumu • ABD’nin Mart 2003’de diplomasinin baĢarısız olduğunu ve Irak’ı sahip olduğu Kitle Ġmha Silahları’ndan arındırmak için koalisyon güçleri ile bir operasyon baĢlatacaklarını açıklaması BM’yi sistem dıĢına itmiĢtir. Açıklama öncesinde BM Güvenlik Konseyi üyeleri arasında Irak sorunuyla nasıl baĢa çıkılması gerektiği konusunda aylarca devam eden görüĢmeler sonucunda ortak bir karara varılamamıĢtı. • Irak savaĢının etkileri en fazla BirleĢmiĢ Milletler’in güvenirliğine zarar vermiĢtir. ABD’nin tek yanlı askeri müdahalesi, BM’nin saldırıyı önelemede yetersiz kalması, ABD’nin BM’yi ciddiye almama tavrı zihinlerde “Uluslararası Hukuk”u ve BM sisteminin güvenirliğini erozyona uğratmıĢtır. Fakat sorunun geldiği aĢama ve ABD’nin Irak’ta istikrarı sağlayamamasıtekrar BM’yi gündeme getirmiĢtir.