1. <br />Göç ettiğimiz güne dair hatırladığım tek şey arkadaşlarımla ve halamla ve vedalaşmamdı. Sonra bizi götüreceğimiz yere götürecek kamyonlar geldi. Babalar ve ağabeylerim eşyaları yerleştirmeye giriştiler. Ben ise arkadaşlarımla vedalaşıyordum. Derken babamın sesini duydum. Bu sesi bekliyordum. Hemen öndeki kamyona atladım. Annem, babam ve kardeşlerim de araçlara binince yola çıktık. 3 araçlık bir konvoyduk. En önde annem ve ağabeylerimin içinde olduğu minibüs, ortada ben ve babamın olduğu kamyonet, en arkada ise tıka basa dolu olan bir kamyon vardı. Biz Erzurum’ dan Ankara’ ya göç ettik. Ankara’yı çok sevmiştim. Hem bu eğitimim için büyük bir şanstı. Fakat sel olduğundan dolayı bir daha göç etmeye karar verdik. Bu kararda ağabeyimin kayıp olması da önemli bir etkendi<br />Sakarya’ ya göç etmeye karar verdik. Buradaki evimiz Ankara’daki kadar büyük olmasa da güzel bir yer. Burada kaldığım 4 yılın sonunda okulu bitirip liseyi İstanbul’ da okumaya karar verdim. Galatasaray Lisesinden sonra üniversite için tekrar Ankara’ ya göç etmemi gerektirdi. ODTÜ’ den sonra yüksek lisans için İngiltere’ ye gittim. Eğitimimi bitirip seyahat etmeye başladım çünkü farklı kültürleri ve insanları tanımak istiyorum. Pek çok kez göç etmiş biri olarak gittiğim ülkelerde göçmenler yardım eden derneklere bağış yaptım. Elde ettiğim gelirlerin bir kısmını da bu derneklere gönderdim. Bunların hepsini gösteriş için değil benim yaşadığım olayları onlar yaşamasın diye idi. Ülke içinde göç insanı pek etkilemez diye düşünmeyin. Hatta olay yaşamadığım halde böyle yazmamama kızabilirsiniz, şaşırabilirsiniz ama bu mektubu okuduğunuzda tüm sorularınız yanıt bulacak<br />Sevgili oğlum, <br />Bunu söylemek için geç ama sen aslında Rus vatandaşısın. Ağabeyin aslında kaybolmadı Rusya’ ya gitmişti ama biz bunu öğrenmeni istemediğimiz için böyle söyledik. Bizi lütfen affet<br />Baban<br />