SlideShare a Scribd company logo
M İ LL İ MÜCADELEM İ Z İ N İ S İ MS İ Z

DR. FAZIL (DOĞAN) BEY
         KAHRAMANLARINDAN


             (1892 – 1951)
Abdullah Efendi & Gül
                                            Hanım



      Adnan       Dündar       Sami
    (ÖZYİĞİT)                (ÖZYİĞİT)                 Hürrem         Şükran     Feriha
                (ÖZYİĞİT)


                               Fazıl                 Eşi Hüsniye
                             (DOĞAN)                   Hanım



Naciye                       İlter                    Gülgün                    Gültekin
Sultan                      DOĞAN                     DOĞAN                     DOĞAN



                            Hümeyr
Ömer Fazıl                                                    Demet             Murat
 DOĞAN
                              a
                            GÜCÜK                            DOĞAN             DOĞAN

                       Yusuf Nedim
                         GÜCÜK
İlk ve orta öğrenimini Midilli’de
    gerçekleştiren Dr. Fazıl Bey
“Darülfünunu Osmani”ye bağlı eski
adıyla“ Tıbbiye-i Şahaneyi Mülkiye ”
şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi
       Tıp Fakültesi’ni bitirir.
25 Mart 1912’de resmen kurulan
                       Türk Ocağı’nın
                 1911’de temellerini atan
                     190 tıbbiyeliden
                          biridir.




1949 yılında Hamdullah Suphi TANRIÖVER ile birlikte Türk Ocağı’nın
                  ikinci defa açılışında da fiilen
                          görev almıştır.
Dr.Fazıl Bey, I.Dünya Savaş’ında Nusaybin’e çekilen kıtalarda
               görevliyken mütareke neticesi terhis edilir.

Ali İhsan Paşa’nın da bulunduğu
       bir katarla İngilizlerin
denetiminde İstanbul'a bir yük
    vagonunda sevk edilirler.

  Dr. Fazıl Doğan anılarında,
  o günlerin tablosunu şöyle
        aktarmaktadır:


 “… bizi bindirmiş oldukları yük vag onunun kapıs ı bir
 türlü aç ılmadı, me ğ e r İ ng ilizle r kapana ke ndi aya ğ ı
 ile gire n Ali İ hs an Pa ş ayı tutuklamış lar, ge c ikme nin
                        s e be bi bu imiş .
   Me mle ke timizin kötü halinde n habe rs iz İ s tanbul’a
    ç ıktık, ç ıktıktan kıs a bir s üre s onrada Os manlı
 De vle tinin ge ç irme kte olduğ u pe riş anlığ ı, ç öküntüyü
     büyük bir ac ı ile g ördük ve iç imizde duyduk.”
Bu tablo                         İstanbul’un işgali
karşısında Dr.
Fazıl bey ve
arkadaşlarının
reçetesi yıllar
sonraki
anılarında şöyle
dillenecektir:



 “Arkadaş larla konuş mamız sonunda aş ağ ı
   yukarı ş öyle bir karara varır gibi olduk.
   Mektep sıralarından beri düş ündüğ ümüz
   köyde çalış ma fikrini gerçekleş tirecek ve
  memleketin geçireceğ i durumlara göre bize
     düş ecek görevi yerine getirecektik.”
Dr. Reşit Galip                      Dr. Hasan Ferit
                                              (Cansever)




                         Dr. Mustafa
                             (Alp)

Terhisini müteakip daha evine bile uğramadan ve tıbbiye dışından
birkaç arkadaşıyla birlikte Kütahya bölgesine gelerek köycülük
                  hareketlerine katılacaktır.
İçinde bulundukları “ Köycülük Hareketi” halkın neredeyse tümünü kapsayan
   köylüyü aydınlatmak, sağlık sorunlarını çözmek ve köy üretimini arttırmak
   amacıyla okul yıllarında bir dernek de kurarak tasarladıkları bir hareketti.




               Köycüler Birinci Kongresinde Tıbbiyeliler
     Dr. M. Ali Ağakay,Dr. Mustafa Alp, Dr. Reşit Galip, Dr. H.Ferit Cansever,
     Dr. Şemsettin , Dr. Lütfi Kırdar (Soldan Sağa)
Dr. Fazıl Doğan “ Köycülük” kararının hemen sonrasında

 “… memlekette teş kilat kurmak için çalış an bazı
  arkadaş ları” nca kendisine “İ zmir’de önemli
   teş kilat hareketleri olduğ unu ve oraya gidip
   temaslara geçersem memleket için çok daha
faydalı bir iş yapmış olacağ ı”nın telkini üzerine İzmir’e
                    hareket eder.

  İngilizler tarafından Yunanlılara söz verilmiş olan İzmir’in
    tarihine, coğrafyasına ve nüfus durumuna ait raporlar
  hazırlanan ve çeşitli yerlere dağıtmakla görevli bu alanda
                   faydalı olacağına inanmaz.
Dr. Fazıl Doğan bu gelişmeyi anılarında şöyle aktarmaktadır:

“Arkadaş larla konuş tum ve ilk düş ündüğ üm ş ekilde
ben Kütahya’nın (Emet) nahiyesi köylerine yerle ş mek
   üzere hareket ettim. Öteki arkadaş lar Tavş anlı
   nahiyesinde yerleş eceklerdi. Kütahya’ya varınca
  tanıdığ ım bazı Doktor arkadaş lara rastladım. İ lk
olarak onların zihninde bazı tereddütleri silmek için
  Kütahya’ya çalış mak üzere gelmediğ imi söyledim.
 Maksadımı kısaca açıkladım. Mümkünse Kütahya
  ileri gelenleri ile görüş mek istediğ imi bildirdim.
Onlarda memnun oldular ve hemen o akş am bir zatın
        bahçesinde toplanmak üzere ayrıldık”
“O Akş am”a dair Dr. Fazıl Doğan’ın anlatımından çıkarılacak
ders ve tedbirler olduğunu görmek için anılarındaki bu bölüm çok
                        dikkat çekicidir.

 “ Bahçede havuz baş ında masalar hazırlanmış tı.
     Mezeler çok çeş itliydi. Rakı ş iş eleri aslan
   ağ ızlarında soğ umaya bırakılmış tı. Saz takımı
                      mükemmeldi.
  Ben Anadolu’ya giderken tıpkı bir köylü ruh ve
düş üncesiyle belki de onlara örnek olarak ya ş amayı
                  kararlaş tırmış tım.
 Halbuki bu mecliste mühim olan memleketin hali
             değ il, ziyafetin durumu idi.
 Ben içmiyordum, etraftan ısrar ediyorlardı “ hele
doktor sen gençsin içmezsin, çığ ırmazsın,hatırımızda
     mı yok yahu” diye içirmeye uğ raş ıyorlardı.
       Gördüğ üm manzara bana hüzün verdi.”
Oysa Dr. Fazıl Doğan’ın toplantı maksadı bambaşkaydı.
            Bu kırgınlık anılarında şöyle belirmektedir :
          “Oradan gizlice ayrılmaktan baş ka çare
  bulamadım. Kütahya’nın bu akş am alemleri bana
      Refik Halit’ in “Ş eftali Bağ çeleri ” yazısını
                         hatırlatıyordu.
      Alemler her akş am tekrarlanıyordu. İ ki üç gün
sonra Doktor Reş it Galip ile Dr. Hasan Ferit de bütün
       teçhizatları ile geldiler. Kütahya’daki Dr.
 Arkadaş ların yardımı ile onlara bir (Kütahya alemi)
    gösterdim ve ertesi günü tasarladığ ımız yerlere
                          hareket ettik.
      On – on beş sandık eş yayla dört genç doktorun
    böyle kuş uçmaz kervan geçmez yerlere gitmesi
      Kütahyalıları epey ş aş ırttı ve Mutasarrıfı da
 kuş kulandırdı. Bu davranış ımızın manasını bir türlü
 anlayamıyorlardı. Daha yerlerimize varmazdan evvel,
Kütahya merkezde durum bu ve ümitsizdi.
  İlk karar noktası köyler ise Dr. Fazıl ve arkadaşları için umut
                             kapısıydı.

Bu kapıya cebinde sadece 20 lira ile eşkıyaların sardığı yollardan
                     geçerek Emet’e varır.
Sabah tıraş olmak için aynaya baktığında karalara bulanmış isli
                yüzünün nedenini araştırır.

Bir demirci körüğünün üstündeki odada kendine yer verilmiştir.
Aynı gün eski bir han odasını temizleyip, eczane, laboratuar ve
            muayene alanı olarak düzenleyip, süsler.

  Dr. Fazıl Bey’in tanı dolayısıyla tedavileri isabet kaydettikçe
efsaneleşmektedir. Hekim eli değen ilçeye artık çevre köylerden
de akın akın hasta gelmektedir. Yaygın bir sifiliz mıntıkasındadır.
         Yeterli miktarda ilacı olduğundan memnundur.
            Ancak ondan memnun olmayanlar vardır.
Yörede “ağa “ diye tanımlanan mütegallibenin halk kadar
memnun olmadığı Dr. Fazıl Bey’in şu aktarımıyla anlaşılmaktadır:

 “Burada ağ alar Tavş anlı kadar değ il ama yine beni
   kendi baş ıma bırakmak istemiyorlar, Kütahya da
                    bile benim kadar
     meş hur bir doktor olmadığ ı halde böyle körfez
                (kuytu-ücra) bir yere niçin
geldiğ imi durmadan soruyorlardı. Cevaplarını da gene
                           kendi
 kendilerine verdiklerini sonradan öğ rendim. Meğ er
           ben askerlik ş ubelerinde para yiyen
  doktorlardanmış ım da gizli bir yere kaçmak yahut
 İ ttihat ve Terakki Cemiyetinin üyelerindenmi ş im de
Tutulmamak için böyle körfez bir yere gelmi ş im veya
    kim bilir ne gibi bir cürüm iş lemiş im de adı sanı
             olmayan bir köye kapanmış ım.”
“Her memur ve yabancıyı idareleri altına alma ğ ı usul
       sayan ağ alarla baş ım hoş değ ildi. “

 aktarımında da bulunan Dr. Fazıl Doğan’ın halkla nasıl güçlü
          bir ilişki kurduğu da anılarında yer alan

“ Lakin öyle günler geldi ki evinden bir tas yeme ğ ini
  alan bana koş uyor ve benimle yemek yemeğ e can
atıyordu. Hatta iş daha büyüdü, akş am sohbetleri ve
      yemekleri adeta numara sırasına kondu.”
               sözlerinden anlaşılmaktadır.

         Bu güçlü yakınlığın ulaştığı bir başka boyut ise

     “Evve la odadan s ofaya s e s le ne re k muaye ne
  e dilirke n yava ş yava ş odaya girme ye ve nihaye t
         yanımda s oyunmaya kadar alış tılar. “
    aktarımında ortaya çıkan kadın hastalardaki değişimdir.
Gün gelecek bu güçlü ilişki
                   hasta bir vatanının savunma alanını sağlayacaktı.
 . İzmir’in Yunanlılarca işgal haberi Nurettin Ragıp (Ege) Bey’in telgrafıyla “Redd-i
     İlhak” adına Emet’e ulaştığındaki gelişmeler Dr. Fazıl Doğan’ın aktarımında
                                        şöyleydi:

   “Kıymetli arkadaş larımızdan Ragıp Nurettin İ zmir’in Yunanlılar
                      tarafından iş g al e dildiğ i habe rini
                       “ Re ddi İ lhak “ namına te lle di.
 İ zmir’de n ayrıldıktan s onra te mas ımız kaybolmayan bu arkada ş ın
ve rdiğ i fe lake t habe rinin tafs ilatını ö ğ re nme k iç in pe riş an bir halde ,
     gözle rimde n ya ş lar akarak te lgrafhane ye ko ş uyordum. Eme t
  ç arş ıs ından ge ç e rke n halimi g öre nle r ne var diye arkama birikti.
    Te lgrafhane pe nc e re s inde n baktığ ım zaman orada hınc a hane
ins an toplanmış olduğ unu gördüm. He ye c anla tir tir titre ye re k ç ıkıp
 kahrolas ı iş g ali bu büyük topluluğ a bildirdim. Halk ayni he ye c anla
     bir a ğ ızdan “s e late n tünc ina” okumaya ba ş ladılar ve he pimiz
   me mle ke tin s avunmas ına kayıts ız ş arts ız ko ş maya ye min e ttik.
     Birle ş ik hare ke t e tme k iç in adını (Müdafa-i Vatan C e miye ti)
            koyduğ umuz bir c e miye ti de he me n orada kurduk.”
O andan itibaren
                            Dr. Fazıl Doğan ,
              Emet’te sadece bir tıbbiyeli olarak değil,
                     silah ve savaşçı toplayan bir
                             Harbiyeliydi.
Dağları eşkıyadan temizleyip, asayiş sağlayan, o çetelerden savaşçı
                                çıkaran ,
    Yörük aşiretini davaya kazandıran tıbbiyeli büyüğümüzün
                              anılarındaki
“mahalli hüküme t idare le ri de ke ndi adli takibatları ve
 ve rg i alac akları gibi s e ne le rc e ge ri kalmış iş le rinin
 halli iç in de s te ğ imizi is te di. Hüküme t iç inde ayrı bir
   diktatörlük durumu hiç ho ş uma gitmiyordu ama
                        yardım ç are s izdi”
            sözlerinden de o sıralarda Emet’te en etkin
                             Mülkiyelinin
                   de O’ olduğunu anlamaktayız.
“…Köylü ile eski sohbetlerimizi ihmal etmiyordum. Okul
 öğretmenleri ve özellikle nahiye ve köy öğrencileri ile daima
         temastaydım. Orada ders de veriyordum.
  Bazı cahil din adamlarının çevrelerinde yanlış telkinlerine
  meydan bırakmıyordum. Hadis tefsirlerindeki yanlışlarını
         ortaya çıkararak onları kıvrandırıyordum”
      sözlerinden de bir eğitimci olduğunu görmekteyiz.

    Fakat Dr. Fazıl Bey’den cami imamının şikayeti vardı ;

“Doktor be y, diyordu namazdan s onra s e lam ve rinc e
  s a ğ ımda s olumda kims e yi bulamıyorum, pabuc u
   kapan s ize ko ş uyor Allah’ını s e ve rs e n be rabe r
                      gide lim gali.”
Dr. Fazıl Doğan ‘ın bir önemli özelliği
  de dikkat sahibi oluşudur. Tesadüfi
    olarak eline geçen bir mektubun
zarfındaki adresten yola çıkarak Çerkez
Ethem’in Yunanlılarla ilişiğini saptaması
       ve durumu diğer olaylarla
            değerlendirerek
 Garp Cephe Komutanı İsmet Paşa’ya
     tüm önlemleri sağlayarak Emet
    Postahanesinden bildirmesidir.

          Bu dikkat neticesi
  tasarlanan düzenli ordu bir an önce
yaşam bularak ; neticesi 30 ağustos 1922
  de Büyük Taarruzumuz ile başlayan
   zafer yolu İzmir’e dek açılmıştır.
Emet’te bulunduğu üç yıla yakın süre içerisinde hekimlik
  hizmetlerinin yanı sıra Kuva-yı Milliye adına önemli
  çalışmalarda ve cephe savaşlarında bulunmuştur.

 Çerkes Ethem olayından sonra kendisinden merkezde
        faydalanılmak üzere Ankara’ya çağrılır.

Milli Mücadeleden sonra ailesinin de Midilli’den ayrılarak
yerleştiği Ayvalık’a gelir. Doktorluk çalışmalarına burada
                       devam eder.

  Ayvalık’ta PTT arkasında bulunan kendisine ait evde
 herkese ücretsiz sağlık hizmeti verir. Bu ev daha sonra
   “Doğumhane”ye çevrilir ve görevli doktorların ve
                    personelin ücreti
            Dr. Fazıl Bey tarafından ödenir.
Dr. Fazıl Bey’in Ayvalık’ta ücretsiz sağlık hizmeti
         verdiği evin bugünkü görünümü
Dr. Fazıl Bey Ocak 1923’te Ayvalık Türk Ocağını kurar.
 Türk Ocaklarının kapatıldığı 10 Nisan 1931’e kadar bu
 Ocağın Başkanlığını yürütür.
Dr. Fazıl Bey’in önderliğinde Ayvalık Türk Ocağı
 konferanslar, müsamereler düzenlemiş, dersler
 vermiş; sertifikalı kurslar açarak gençlerin meslek
 edinmelerini sağlamış; müzik, spor etkinlikleri
 düzenlemiş; kütüphane kurmuş; sağlık hizmetleri
 sunmuş ve film gösterimlerinde bulunmuştur.
Ayrıca Ocağa 3 adet bina ve 3 adet dükkan
 kazandırmıştır.
Ömrünün Ayvalık’ta geçen bölümünde CHF İlçe
 Başkanlığı, Belediye Doktorluğu, Türk Ocağı
 Başkanlığı, Halkevi Başkanlığı gibi görevlerde
 bulunmuş, pirina yağı fabrikasını satın alarak iş ve
 ticaret hayatına atılmıştır.
1923-1951 yılları arasında Ayvalık ilçesinin sosyal,
 kültürel ve ekonomik kalkınmasında çok özel bir yeri
 olmuştur.
1925 yılında
Hüsniye hanım ile evlenir.




   1926 ‘da büyük oğlu
          Gültekin
1931’de ise küçük oğlu İlter
      dünyaya gelir.
Eşi Dr Fazıl
  Hüsniye Bey
  Hanım




Annesi
 Gül
Hanım
54 dönümlük denize sıfır pirina yağı fabrikasını bizzat Atatürk’ün
telkinleri ile İş Bankası’ndan kullandığı 25.000 lira kredi ile 1930’da
                     Yunanlılardan satın almıştır.

Bugün bu arazi Ayvalık Belediyesi’nce otopark olarak
kullanılmaktadır
Dr. Fazıl DOĞAN Bey ve eşi Hüsniye Hanım, fabrikayı satın
aldıkları, mübadele sonrası Ayvalık’a ziyarete gelen Yunan aile
                          ile birlikte
Dr. Fazıl Bey, fabrikayı satın aldıktan sonra çok sevdiği doktorluk
mesleğinin yanında ticaretle uğraşmaya başlamış, Doğumhaneyi
      de bu faaliyetleriyle finanse etmeye devam etmiştir.




            Vefatına
             kadar
          yaşadığı yeni
              evi


 Daha sonra da eski evini tamamen doğumhane olarak tahsis
             edeceğinden yeni bir ev satın almıştır.
Ayvalığa sunduğu bir diğer hizmet ise Ayvalık Lisesi’nin yapımına
                 katkıda bulunmak olmuştur.
1940 yılında Celal
 BAYAR’ın ısrarı üzerine
     Milli Mücadele
 dönemindeki anılarını
   kaleme alır ve Celal
  BAYAR’a teslim eder.
 Fakat bu anı notlarına
   henüz ulaşamamış
    bulunmaktayız..

   Elimizde sadece eşi
Hüsniye Hanım’ın kendi el
 yazısıyla çocuklarına ve
 torunlarına miras olarak
kaleme aldığı 107 sayfalık
anı notu bulunmaktadır.
Celal BAYAR, Dr. Fazıl Bey ve ailesiyle irtibatını kesmemiş, O
İstanbul’da tedavi olurken bile ailesini yalnız bırakmamıştır.




                                           Celal BAYAR’ın 1950 yılında
                                            ailesini Ayvalık’ta ziyareti

Dr. Fazıl Doğan hakkında bu bilgiler dışında ailesinden kaynak bilgi
ve belge ile Emet ve Ayvalık ahalisinden bilgi toplanarak bu
sunum gerçekleşmiştir.
Dr. Fazıl Doğan,
II. Dünya Savaşı yıllarında Yüzbaşı rütbesiyle orduya çağrılır
    ve savaş süresince Uludağ’da bulunan Sağlık Evi’nde
                tabiplik hizmetinde bulunur.
Atatürk ,
 Amanullah Han ve eşi Kraliçe
 Süreyya bir etkinlikte



1948’de büyük oğlu Gültekin’i Ayvalık
eski Belediye Başkanlarından Kadri
bey’in torunu Gülgün hanım ile
evlendirir.


Küçük oğlu İlter Bey ise babasının
ölümünden sonra Atatürk’ün yakın
arkadaşlarından sürgündeki Afgan Kralı
Amanullah Han’ın kızı Naciye Sultan ile
1957’de evlenir.
Naaşı
                                          Ayvalık Belediye
1948’de giderek sağlığı bozulan          Kabristanlığı’nda
                                   bulunan aile mezarlığına
 Dr. Fazıl Doğan 1951’de Akciğer                 defnedilir.
  Yetmezliğinden vefat eder.
Dr. Fazıl Doğan’ın
gerek anılarından gerekse ardında bıraktığı izlerinden yola
  çıktığımızda 59 yıllık ömründe Cumhuriyet tarihimizin
    önemli sahnelerinde yer almış olduğunu görürüz.
15 Mayıs 1919’da yakın arkadaşı
                     Nurettin Ragıp Bey’den
                 İzmir’in işgal edildiği telgrafını
 alır almaz Emet’in ileri gelenleri ile bir araya gelerek aynı gün
          “EMET MÜDAFA-İ VATAN CEMİYETİ”ni kurar.
     Bu cemiyet, işgalden sonra Batı Anadolu’da kurulan ilk
                            cemiyettir.

 Bölgede bulunan çeteler ile dağdaki eşkıyaları ikna veya cebir
                    yoluyla toplayarak
          “EMET MİLLİ MÜFREZESİ”ni kurmuştur.

Bu müfreze Emet, Simav, Gediz, Demirci ve Gördes dolaylarında
                    aktif olarak görev almıştır.
   Yunanlılarla sıcak temasın gerçekleştiği bölgede kendisine
 “Demirci – Gördes Dolayları Kumandanlığı” görevi verilmiştir.
Asırlardır her yıl 17 Aralıkta Söğüt’te kutlanan “Osmanlı’nın
            Kuruluş Şenlikleri” Söğüt dışında ilk defa
                         Dr. Fazıl Bey’in daveti
      üzerine Emet Kızıldere mevkiinde yapılmış, Karakeçili
  Yörüklerinin de desteği alınarak Emet Milli Müfrezesi daha da
    güçlendirilmiştir. Bu müfreze 300 süvariden oluşmuştur.

Kuva-yı Seyyare’nin Kütahya’ya gelmesiyle Emet Milli Müfrezesi
                Kuva-yı Seyyare’ye bağlanmış,
Çerkez Ethem olayından sonra bu müfreze feshedilerek Dr. Fazıl
   Bey kendisinden merkezde faydalanılmak üzere Ankara’ya
                         çağrılmıştır.

    Dr. Fazıl Bey, Ankara’ya giderken bizim için hezimet olan
  “Kütahya – Eskişehir Muharebeleri”ne şahit olmuş , dağılan
   ordumuzu toparlamaya çalışmış, Ankara’ya vardığında ise
      gördüklerini ve yaşadıklarını mebuslara aktarmıştır.
Dr. Fazıl Bey’in
Emet’te fedakarca çalışmalar yaparak
temelini attığı hürriyet ve bağımsızlık
 aşkı , o, Emet’ten ayrıldıktan sonra
  meyvesini 300-400 km’lik bir işgal
 çemberine alınmış olmasına karşı
Emet’in Yunanlı işgalcilere karşı ilk ve
  en önemli sivil başkaldırı burada
            gerçekleşmiştir.
    Bu başarı aynı zamanda Batı
 bölgesinde o ana kadar verilen en
         önemli mücadeledir.
24 Nisan 1922’de Yunanlılar’ın
                                     işgal ettiği Emet Hükümet
                                    Konağı Emetliler tarafından
                                       ateşe verilir ve kaçmaya
                                    çalışan 40 Yunanlı öldürülür.
    Ateşe verilen Emet Hükümet
   Konağının restorasyon sonrası
             görünümü

200 kişilik intikam birliğinin
 Emet’e sevkini haber alan
    60-70 kadar Emetli,
      27 Nisan 1922’de
       Cevizdere’de
       Cevizdere
    kurdukları pusuda
çarpıştıkları Yunan birliğini
  imha ederken 7 şehit             Cevizdere Zaferi anısına dikilen Şehitler Anıtı

          verirler.
İyice bilenen Yunanlılar, Kütahya’dan iki, İzmir’den de uçak
            takviyeli iki alayı Emet’e sevk etmişlerdir.
   Bu dört alay, 14 köyü toplam 1254 hanesiyle yakmış, Emet’i
harabe bir şehre çevirdikten sonra 24 Mayıs 1922’de burayı terk
                             etmişlerdir.

Bu kadar büyük kuvvet karşısına çete savaşı ile çıkılamayacağını
sezinleyen halk, düşman kuvvetleri gelmeden şehri boşaltarak
                     dağlara çekilmiştir.
        Günlerce sığındıkları bu dağları da direnişleri ile
                     onurlandırmışlardır.
Bu onur öyküsü Dr. Fazıl Bey’in anılarının son
           kısmında şu şekilde ifade edilmektedir.
                                                 “Yunanlılar
                c e phe de n büyük bir kuvve t
            ayırarak Eme t’e yolladılar. Bu kuvve tin
    karş ıs ında köylüle r da ğ lara ç e kildi. Yunanlılarda
Eme t ve yöre s inde ki köyle ri tamame n yaktılar. Fakat
da ğ larda kovuklarda g izle ne n bu müc ahitle r yine bo ş
durmadılar ve pe rake nde dola ş an Yunanlıları te k te k
                  kapanlarına düş ürdüle r.
  S onunda Eme tlile rle ba ş a ç ıkamayac a ğ ını anlayan
 Yunanlılar buradan bütün kuvve tle rini ç e kti ve Türk
    Mille tinin bu kuts al mabe dinde te k bir Yunan e ri
                            kalmadı.
    Bütün e v ve barklarının yanmas ına aldırmadan “
     topra ğ ımızda te k bir Yunanlı bırakmadık “ diye
c andan s e vine n Eme tlile rin bu büyük kahramanlığ ını
iş g al altındaki ba ş ka ye rle r de gös te rs e ydi düş manın
  bir ç ok kale le ri alarak Anadolu iç le rine girme s i bir
                         hayal olurdu. “
Şüphesiz bu direnişin kahramanları yöre
   halkı ve onlar kadar onlara yurt ve ulus
 bilincini aşılamak için yaşamın kendilerine
     verebileceği nimetleri bir tarafa itip,
 köylüyle, halkla kucaklaşıp, irfan saçmaya
  gelen Köycü Hekimlerdi. Tıbbiyeliler’in
    Köycülük faaliyetlerinde bulunduğu
                   yerlerde
  Kuva-yı Milliye’nin teşkilatlanması kolay
olmuş, bu yerlerde Yunanlı işgalciler büyük
       bir direnişle karşılaşmışlardır.
Her birinin yaşamı Atatürk’ün “
                                  Vatan mutlaka selamet
                              bulacak, millet mutlaka mesut
                                  olacaktır. Çünkü kendi
                               selametini, kendi saadetini
                              memleketin milletin saadet ve
                               selameti için feda edebilen
                                 vatan evlatları çoktur ."
                               sözlerinin boşuna söylenmemiş
                                olduğunun delili olduğuna Dr.
                                Fazıl Doğan’ı araştırırken tanık
                                            olduk.


28 Mart 1927 tarihinde TBMM tarafından
İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir
Dr. Fazıl Doğan’ın kimliğinde toplanan KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

• Eşine saygılı, çocuklarına şefkatli bir aile reisi.Kendisine yapılan iyilikleri
unutmayacak kadar vefakar.
•İstiklal Madalyası ile taltif edilmesine rağmen madalyayı almayacak
kadar mütevazi.
• Yaptığı kahramanlıkları çocuklarına anlatmayacak kadar alçakgönüllü.
•Ücretsiz sağlık hizmeti verecek kadar yardımsever.
• Ayvalık Lisesi’nin yapımına yardım edecek kadar eğitim gönüllüsü.
•Düşman işgaline kayıtsız kalmayacak kadar istiklal ve hürriyet tutkunu.
• Uğrunda her türlü mücadeleyi göze alacak kadar vatan ve bayrak
sevdalısı.
•İyi bir hatip ve başarılı bir tabip.
• Kitleleri arkasından sürükleyebilen bir lider.
•Haksızlığa ve adaletsizliğe göz yummayacak kadar adil gıpta edilecek
bir kişiliktir.
Dr. Fazıl Doğanın izlerini taşıyan iki ilçemiz bu
          onuru sürdürmek kararlılığındadır.




Emet’te bir parkta              Ayvalık’ ta ise onurlu adı
                               evinin bulunduğu caddede
                                     yaşamaktadır.
Ancak şimdiye kadar yapılanlar Emetliler’e yetmeyecektir. Çünkü Milli
Mücadele Tarihimizde bir direniş sayfasını açan Emetliler’in evlatları olarak,
direnişin öğretmeni Dr. Fazıl Doğan adını Emet dışına ve gelecek kuşaklara
taşımayı görev sayarak borç bilmekteyiz.

ÇALIŞMA VE ÖNERİLERİMİZ :

- Dr. Fazıl Bey’in, telif hakkı Derneğimize ait olan anılarının kitap çalışmaları
bitmiş, dip not çalışmaları devam etmektedir.
-- Emet Belediyesi ve Derneğimizce yapımına başlanılan projede Eski Emet
Hükümet Konağı, Cevizdere Şehitleri Anıtı ve Derneğimizce dizayn edilecek
Kültür Evi vardır.
-- Dr. Fazıl Bey’in ve Emet Milli Müfrezesi’nin karargahı olarak kullanılan Emet
Zeytinoğlu Hanı’nın kamulaştırılarak aslına uygun restore edilmesi.
-- Anıların senaryolaştırılarak belgesel ve film haline getirilmesi.
-- Milli Mücadele’ye emeği geçmiş Tıbbiyelilere ait eşya ve belgelerin merkezi
bir kentimizde sergilendiği TIBBİYE TARİHİ MÜZESİ’nin kuruluşuna katkıda
bulunmayı borçlarımız arasında sayarız.
Başta
Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK ve Tıbbiyeliler
olmak üzere;
vatan, millet, bayrak
ve istiklal uğruna
mücadele vermiş
tüm kahramanlarımızı
rahmet ve minnetle
anıyoruz.
Dr. Fazıl Doğan’ın
              öğretmenliğinde
                Emetlilerin,
             Kurtuluş Savaşında
    yazdığı onur sayfasının aktarımında
               bulunmamıza
 fırsat veren emek ve gönül katılımlarıyla
  bu sempozyumun tüm katılımcılarına ,
Dr. Fazıl DOĞAN III.Ulusal Tıp Günleri
               Sempozyumu
                 Başkan ve
      Sempozyum Sekretaryasına ,
    bu sunumun heyecanını bizler kadar
              taşıyan herkese
            TEŞEKKÜR EDERİZ..

More Related Content

Featured

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot
Marius Sescu
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPT
Expeed Software
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Pixeldarts
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
ThinkNow
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
marketingartwork
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
Skeleton Technologies
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
Neil Kimberley
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
contently
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
Albert Qian
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Kurio // The Social Media Age(ncy)
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Search Engine Journal
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
SpeakerHub
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
Tessa Mero
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Lily Ray
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
Rajiv Jayarajah, MAppComm, ACC
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
Christy Abraham Joy
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
Vit Horky
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
MindGenius
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
RachelPearson36
 

Featured (20)

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPT
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 

Dr Fazıl Bey Sunumu

  • 1. M İ LL İ MÜCADELEM İ Z İ N İ S İ MS İ Z DR. FAZIL (DOĞAN) BEY KAHRAMANLARINDAN (1892 – 1951)
  • 2. Abdullah Efendi & Gül Hanım Adnan Dündar Sami (ÖZYİĞİT) (ÖZYİĞİT) Hürrem Şükran Feriha (ÖZYİĞİT) Fazıl Eşi Hüsniye (DOĞAN) Hanım Naciye İlter Gülgün Gültekin Sultan DOĞAN DOĞAN DOĞAN Hümeyr Ömer Fazıl Demet Murat DOĞAN a GÜCÜK DOĞAN DOĞAN Yusuf Nedim GÜCÜK
  • 3. İlk ve orta öğrenimini Midilli’de gerçekleştiren Dr. Fazıl Bey “Darülfünunu Osmani”ye bağlı eski adıyla“ Tıbbiye-i Şahaneyi Mülkiye ” şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirir.
  • 4. 25 Mart 1912’de resmen kurulan Türk Ocağı’nın 1911’de temellerini atan 190 tıbbiyeliden biridir. 1949 yılında Hamdullah Suphi TANRIÖVER ile birlikte Türk Ocağı’nın ikinci defa açılışında da fiilen görev almıştır.
  • 5. Dr.Fazıl Bey, I.Dünya Savaş’ında Nusaybin’e çekilen kıtalarda görevliyken mütareke neticesi terhis edilir. Ali İhsan Paşa’nın da bulunduğu bir katarla İngilizlerin denetiminde İstanbul'a bir yük vagonunda sevk edilirler. Dr. Fazıl Doğan anılarında, o günlerin tablosunu şöyle aktarmaktadır: “… bizi bindirmiş oldukları yük vag onunun kapıs ı bir türlü aç ılmadı, me ğ e r İ ng ilizle r kapana ke ndi aya ğ ı ile gire n Ali İ hs an Pa ş ayı tutuklamış lar, ge c ikme nin s e be bi bu imiş . Me mle ke timizin kötü halinde n habe rs iz İ s tanbul’a ç ıktık, ç ıktıktan kıs a bir s üre s onrada Os manlı De vle tinin ge ç irme kte olduğ u pe riş anlığ ı, ç öküntüyü büyük bir ac ı ile g ördük ve iç imizde duyduk.”
  • 6. Bu tablo İstanbul’un işgali karşısında Dr. Fazıl bey ve arkadaşlarının reçetesi yıllar sonraki anılarında şöyle dillenecektir: “Arkadaş larla konuş mamız sonunda aş ağ ı yukarı ş öyle bir karara varır gibi olduk. Mektep sıralarından beri düş ündüğ ümüz köyde çalış ma fikrini gerçekleş tirecek ve memleketin geçireceğ i durumlara göre bize düş ecek görevi yerine getirecektik.”
  • 7. Dr. Reşit Galip Dr. Hasan Ferit (Cansever) Dr. Mustafa (Alp) Terhisini müteakip daha evine bile uğramadan ve tıbbiye dışından birkaç arkadaşıyla birlikte Kütahya bölgesine gelerek köycülük hareketlerine katılacaktır.
  • 8. İçinde bulundukları “ Köycülük Hareketi” halkın neredeyse tümünü kapsayan köylüyü aydınlatmak, sağlık sorunlarını çözmek ve köy üretimini arttırmak amacıyla okul yıllarında bir dernek de kurarak tasarladıkları bir hareketti. Köycüler Birinci Kongresinde Tıbbiyeliler Dr. M. Ali Ağakay,Dr. Mustafa Alp, Dr. Reşit Galip, Dr. H.Ferit Cansever, Dr. Şemsettin , Dr. Lütfi Kırdar (Soldan Sağa)
  • 9. Dr. Fazıl Doğan “ Köycülük” kararının hemen sonrasında “… memlekette teş kilat kurmak için çalış an bazı arkadaş ları” nca kendisine “İ zmir’de önemli teş kilat hareketleri olduğ unu ve oraya gidip temaslara geçersem memleket için çok daha faydalı bir iş yapmış olacağ ı”nın telkini üzerine İzmir’e hareket eder. İngilizler tarafından Yunanlılara söz verilmiş olan İzmir’in tarihine, coğrafyasına ve nüfus durumuna ait raporlar hazırlanan ve çeşitli yerlere dağıtmakla görevli bu alanda faydalı olacağına inanmaz.
  • 10. Dr. Fazıl Doğan bu gelişmeyi anılarında şöyle aktarmaktadır: “Arkadaş larla konuş tum ve ilk düş ündüğ üm ş ekilde ben Kütahya’nın (Emet) nahiyesi köylerine yerle ş mek üzere hareket ettim. Öteki arkadaş lar Tavş anlı nahiyesinde yerleş eceklerdi. Kütahya’ya varınca tanıdığ ım bazı Doktor arkadaş lara rastladım. İ lk olarak onların zihninde bazı tereddütleri silmek için Kütahya’ya çalış mak üzere gelmediğ imi söyledim. Maksadımı kısaca açıkladım. Mümkünse Kütahya ileri gelenleri ile görüş mek istediğ imi bildirdim. Onlarda memnun oldular ve hemen o akş am bir zatın bahçesinde toplanmak üzere ayrıldık”
  • 11. “O Akş am”a dair Dr. Fazıl Doğan’ın anlatımından çıkarılacak ders ve tedbirler olduğunu görmek için anılarındaki bu bölüm çok dikkat çekicidir. “ Bahçede havuz baş ında masalar hazırlanmış tı. Mezeler çok çeş itliydi. Rakı ş iş eleri aslan ağ ızlarında soğ umaya bırakılmış tı. Saz takımı mükemmeldi. Ben Anadolu’ya giderken tıpkı bir köylü ruh ve düş üncesiyle belki de onlara örnek olarak ya ş amayı kararlaş tırmış tım. Halbuki bu mecliste mühim olan memleketin hali değ il, ziyafetin durumu idi. Ben içmiyordum, etraftan ısrar ediyorlardı “ hele doktor sen gençsin içmezsin, çığ ırmazsın,hatırımızda mı yok yahu” diye içirmeye uğ raş ıyorlardı. Gördüğ üm manzara bana hüzün verdi.”
  • 12. Oysa Dr. Fazıl Doğan’ın toplantı maksadı bambaşkaydı. Bu kırgınlık anılarında şöyle belirmektedir : “Oradan gizlice ayrılmaktan baş ka çare bulamadım. Kütahya’nın bu akş am alemleri bana Refik Halit’ in “Ş eftali Bağ çeleri ” yazısını hatırlatıyordu. Alemler her akş am tekrarlanıyordu. İ ki üç gün sonra Doktor Reş it Galip ile Dr. Hasan Ferit de bütün teçhizatları ile geldiler. Kütahya’daki Dr. Arkadaş ların yardımı ile onlara bir (Kütahya alemi) gösterdim ve ertesi günü tasarladığ ımız yerlere hareket ettik. On – on beş sandık eş yayla dört genç doktorun böyle kuş uçmaz kervan geçmez yerlere gitmesi Kütahyalıları epey ş aş ırttı ve Mutasarrıfı da kuş kulandırdı. Bu davranış ımızın manasını bir türlü anlayamıyorlardı. Daha yerlerimize varmazdan evvel,
  • 13. Kütahya merkezde durum bu ve ümitsizdi. İlk karar noktası köyler ise Dr. Fazıl ve arkadaşları için umut kapısıydı. Bu kapıya cebinde sadece 20 lira ile eşkıyaların sardığı yollardan geçerek Emet’e varır. Sabah tıraş olmak için aynaya baktığında karalara bulanmış isli yüzünün nedenini araştırır. Bir demirci körüğünün üstündeki odada kendine yer verilmiştir. Aynı gün eski bir han odasını temizleyip, eczane, laboratuar ve muayene alanı olarak düzenleyip, süsler. Dr. Fazıl Bey’in tanı dolayısıyla tedavileri isabet kaydettikçe efsaneleşmektedir. Hekim eli değen ilçeye artık çevre köylerden de akın akın hasta gelmektedir. Yaygın bir sifiliz mıntıkasındadır. Yeterli miktarda ilacı olduğundan memnundur. Ancak ondan memnun olmayanlar vardır.
  • 14. Yörede “ağa “ diye tanımlanan mütegallibenin halk kadar memnun olmadığı Dr. Fazıl Bey’in şu aktarımıyla anlaşılmaktadır: “Burada ağ alar Tavş anlı kadar değ il ama yine beni kendi baş ıma bırakmak istemiyorlar, Kütahya da bile benim kadar meş hur bir doktor olmadığ ı halde böyle körfez (kuytu-ücra) bir yere niçin geldiğ imi durmadan soruyorlardı. Cevaplarını da gene kendi kendilerine verdiklerini sonradan öğ rendim. Meğ er ben askerlik ş ubelerinde para yiyen doktorlardanmış ım da gizli bir yere kaçmak yahut İ ttihat ve Terakki Cemiyetinin üyelerindenmi ş im de Tutulmamak için böyle körfez bir yere gelmi ş im veya kim bilir ne gibi bir cürüm iş lemiş im de adı sanı olmayan bir köye kapanmış ım.”
  • 15. “Her memur ve yabancıyı idareleri altına alma ğ ı usul sayan ağ alarla baş ım hoş değ ildi. “ aktarımında da bulunan Dr. Fazıl Doğan’ın halkla nasıl güçlü bir ilişki kurduğu da anılarında yer alan “ Lakin öyle günler geldi ki evinden bir tas yeme ğ ini alan bana koş uyor ve benimle yemek yemeğ e can atıyordu. Hatta iş daha büyüdü, akş am sohbetleri ve yemekleri adeta numara sırasına kondu.” sözlerinden anlaşılmaktadır. Bu güçlü yakınlığın ulaştığı bir başka boyut ise “Evve la odadan s ofaya s e s le ne re k muaye ne e dilirke n yava ş yava ş odaya girme ye ve nihaye t yanımda s oyunmaya kadar alış tılar. “ aktarımında ortaya çıkan kadın hastalardaki değişimdir.
  • 16. Gün gelecek bu güçlü ilişki hasta bir vatanının savunma alanını sağlayacaktı. . İzmir’in Yunanlılarca işgal haberi Nurettin Ragıp (Ege) Bey’in telgrafıyla “Redd-i İlhak” adına Emet’e ulaştığındaki gelişmeler Dr. Fazıl Doğan’ın aktarımında şöyleydi: “Kıymetli arkadaş larımızdan Ragıp Nurettin İ zmir’in Yunanlılar tarafından iş g al e dildiğ i habe rini “ Re ddi İ lhak “ namına te lle di. İ zmir’de n ayrıldıktan s onra te mas ımız kaybolmayan bu arkada ş ın ve rdiğ i fe lake t habe rinin tafs ilatını ö ğ re nme k iç in pe riş an bir halde , gözle rimde n ya ş lar akarak te lgrafhane ye ko ş uyordum. Eme t ç arş ıs ından ge ç e rke n halimi g öre nle r ne var diye arkama birikti. Te lgrafhane pe nc e re s inde n baktığ ım zaman orada hınc a hane ins an toplanmış olduğ unu gördüm. He ye c anla tir tir titre ye re k ç ıkıp kahrolas ı iş g ali bu büyük topluluğ a bildirdim. Halk ayni he ye c anla bir a ğ ızdan “s e late n tünc ina” okumaya ba ş ladılar ve he pimiz me mle ke tin s avunmas ına kayıts ız ş arts ız ko ş maya ye min e ttik. Birle ş ik hare ke t e tme k iç in adını (Müdafa-i Vatan C e miye ti) koyduğ umuz bir c e miye ti de he me n orada kurduk.”
  • 17. O andan itibaren Dr. Fazıl Doğan , Emet’te sadece bir tıbbiyeli olarak değil, silah ve savaşçı toplayan bir Harbiyeliydi. Dağları eşkıyadan temizleyip, asayiş sağlayan, o çetelerden savaşçı çıkaran , Yörük aşiretini davaya kazandıran tıbbiyeli büyüğümüzün anılarındaki “mahalli hüküme t idare le ri de ke ndi adli takibatları ve ve rg i alac akları gibi s e ne le rc e ge ri kalmış iş le rinin halli iç in de s te ğ imizi is te di. Hüküme t iç inde ayrı bir diktatörlük durumu hiç ho ş uma gitmiyordu ama yardım ç are s izdi” sözlerinden de o sıralarda Emet’te en etkin Mülkiyelinin de O’ olduğunu anlamaktayız.
  • 18. “…Köylü ile eski sohbetlerimizi ihmal etmiyordum. Okul öğretmenleri ve özellikle nahiye ve köy öğrencileri ile daima temastaydım. Orada ders de veriyordum. Bazı cahil din adamlarının çevrelerinde yanlış telkinlerine meydan bırakmıyordum. Hadis tefsirlerindeki yanlışlarını ortaya çıkararak onları kıvrandırıyordum” sözlerinden de bir eğitimci olduğunu görmekteyiz. Fakat Dr. Fazıl Bey’den cami imamının şikayeti vardı ; “Doktor be y, diyordu namazdan s onra s e lam ve rinc e s a ğ ımda s olumda kims e yi bulamıyorum, pabuc u kapan s ize ko ş uyor Allah’ını s e ve rs e n be rabe r gide lim gali.”
  • 19. Dr. Fazıl Doğan ‘ın bir önemli özelliği de dikkat sahibi oluşudur. Tesadüfi olarak eline geçen bir mektubun zarfındaki adresten yola çıkarak Çerkez Ethem’in Yunanlılarla ilişiğini saptaması ve durumu diğer olaylarla değerlendirerek Garp Cephe Komutanı İsmet Paşa’ya tüm önlemleri sağlayarak Emet Postahanesinden bildirmesidir. Bu dikkat neticesi tasarlanan düzenli ordu bir an önce yaşam bularak ; neticesi 30 ağustos 1922 de Büyük Taarruzumuz ile başlayan zafer yolu İzmir’e dek açılmıştır.
  • 20. Emet’te bulunduğu üç yıla yakın süre içerisinde hekimlik hizmetlerinin yanı sıra Kuva-yı Milliye adına önemli çalışmalarda ve cephe savaşlarında bulunmuştur. Çerkes Ethem olayından sonra kendisinden merkezde faydalanılmak üzere Ankara’ya çağrılır. Milli Mücadeleden sonra ailesinin de Midilli’den ayrılarak yerleştiği Ayvalık’a gelir. Doktorluk çalışmalarına burada devam eder. Ayvalık’ta PTT arkasında bulunan kendisine ait evde herkese ücretsiz sağlık hizmeti verir. Bu ev daha sonra “Doğumhane”ye çevrilir ve görevli doktorların ve personelin ücreti Dr. Fazıl Bey tarafından ödenir.
  • 21. Dr. Fazıl Bey’in Ayvalık’ta ücretsiz sağlık hizmeti verdiği evin bugünkü görünümü
  • 22. Dr. Fazıl Bey Ocak 1923’te Ayvalık Türk Ocağını kurar. Türk Ocaklarının kapatıldığı 10 Nisan 1931’e kadar bu Ocağın Başkanlığını yürütür. Dr. Fazıl Bey’in önderliğinde Ayvalık Türk Ocağı konferanslar, müsamereler düzenlemiş, dersler vermiş; sertifikalı kurslar açarak gençlerin meslek edinmelerini sağlamış; müzik, spor etkinlikleri düzenlemiş; kütüphane kurmuş; sağlık hizmetleri sunmuş ve film gösterimlerinde bulunmuştur. Ayrıca Ocağa 3 adet bina ve 3 adet dükkan kazandırmıştır.
  • 23. Ömrünün Ayvalık’ta geçen bölümünde CHF İlçe Başkanlığı, Belediye Doktorluğu, Türk Ocağı Başkanlığı, Halkevi Başkanlığı gibi görevlerde bulunmuş, pirina yağı fabrikasını satın alarak iş ve ticaret hayatına atılmıştır. 1923-1951 yılları arasında Ayvalık ilçesinin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasında çok özel bir yeri olmuştur.
  • 24. 1925 yılında Hüsniye hanım ile evlenir. 1926 ‘da büyük oğlu Gültekin 1931’de ise küçük oğlu İlter dünyaya gelir.
  • 25. Eşi Dr Fazıl Hüsniye Bey Hanım Annesi Gül Hanım
  • 26. 54 dönümlük denize sıfır pirina yağı fabrikasını bizzat Atatürk’ün telkinleri ile İş Bankası’ndan kullandığı 25.000 lira kredi ile 1930’da Yunanlılardan satın almıştır. Bugün bu arazi Ayvalık Belediyesi’nce otopark olarak kullanılmaktadır
  • 27. Dr. Fazıl DOĞAN Bey ve eşi Hüsniye Hanım, fabrikayı satın aldıkları, mübadele sonrası Ayvalık’a ziyarete gelen Yunan aile ile birlikte
  • 28. Dr. Fazıl Bey, fabrikayı satın aldıktan sonra çok sevdiği doktorluk mesleğinin yanında ticaretle uğraşmaya başlamış, Doğumhaneyi de bu faaliyetleriyle finanse etmeye devam etmiştir. Vefatına kadar yaşadığı yeni evi Daha sonra da eski evini tamamen doğumhane olarak tahsis edeceğinden yeni bir ev satın almıştır. Ayvalığa sunduğu bir diğer hizmet ise Ayvalık Lisesi’nin yapımına katkıda bulunmak olmuştur.
  • 29. 1940 yılında Celal BAYAR’ın ısrarı üzerine Milli Mücadele dönemindeki anılarını kaleme alır ve Celal BAYAR’a teslim eder. Fakat bu anı notlarına henüz ulaşamamış bulunmaktayız.. Elimizde sadece eşi Hüsniye Hanım’ın kendi el yazısıyla çocuklarına ve torunlarına miras olarak kaleme aldığı 107 sayfalık anı notu bulunmaktadır.
  • 30. Celal BAYAR, Dr. Fazıl Bey ve ailesiyle irtibatını kesmemiş, O İstanbul’da tedavi olurken bile ailesini yalnız bırakmamıştır. Celal BAYAR’ın 1950 yılında ailesini Ayvalık’ta ziyareti Dr. Fazıl Doğan hakkında bu bilgiler dışında ailesinden kaynak bilgi ve belge ile Emet ve Ayvalık ahalisinden bilgi toplanarak bu sunum gerçekleşmiştir.
  • 31. Dr. Fazıl Doğan, II. Dünya Savaşı yıllarında Yüzbaşı rütbesiyle orduya çağrılır ve savaş süresince Uludağ’da bulunan Sağlık Evi’nde tabiplik hizmetinde bulunur.
  • 32. Atatürk , Amanullah Han ve eşi Kraliçe Süreyya bir etkinlikte 1948’de büyük oğlu Gültekin’i Ayvalık eski Belediye Başkanlarından Kadri bey’in torunu Gülgün hanım ile evlendirir. Küçük oğlu İlter Bey ise babasının ölümünden sonra Atatürk’ün yakın arkadaşlarından sürgündeki Afgan Kralı Amanullah Han’ın kızı Naciye Sultan ile 1957’de evlenir.
  • 33. Naaşı Ayvalık Belediye 1948’de giderek sağlığı bozulan Kabristanlığı’nda bulunan aile mezarlığına Dr. Fazıl Doğan 1951’de Akciğer defnedilir. Yetmezliğinden vefat eder.
  • 34. Dr. Fazıl Doğan’ın gerek anılarından gerekse ardında bıraktığı izlerinden yola çıktığımızda 59 yıllık ömründe Cumhuriyet tarihimizin önemli sahnelerinde yer almış olduğunu görürüz.
  • 35. 15 Mayıs 1919’da yakın arkadaşı Nurettin Ragıp Bey’den İzmir’in işgal edildiği telgrafını alır almaz Emet’in ileri gelenleri ile bir araya gelerek aynı gün “EMET MÜDAFA-İ VATAN CEMİYETİ”ni kurar. Bu cemiyet, işgalden sonra Batı Anadolu’da kurulan ilk cemiyettir. Bölgede bulunan çeteler ile dağdaki eşkıyaları ikna veya cebir yoluyla toplayarak “EMET MİLLİ MÜFREZESİ”ni kurmuştur. Bu müfreze Emet, Simav, Gediz, Demirci ve Gördes dolaylarında aktif olarak görev almıştır. Yunanlılarla sıcak temasın gerçekleştiği bölgede kendisine “Demirci – Gördes Dolayları Kumandanlığı” görevi verilmiştir.
  • 36. Asırlardır her yıl 17 Aralıkta Söğüt’te kutlanan “Osmanlı’nın Kuruluş Şenlikleri” Söğüt dışında ilk defa Dr. Fazıl Bey’in daveti üzerine Emet Kızıldere mevkiinde yapılmış, Karakeçili Yörüklerinin de desteği alınarak Emet Milli Müfrezesi daha da güçlendirilmiştir. Bu müfreze 300 süvariden oluşmuştur. Kuva-yı Seyyare’nin Kütahya’ya gelmesiyle Emet Milli Müfrezesi Kuva-yı Seyyare’ye bağlanmış, Çerkez Ethem olayından sonra bu müfreze feshedilerek Dr. Fazıl Bey kendisinden merkezde faydalanılmak üzere Ankara’ya çağrılmıştır. Dr. Fazıl Bey, Ankara’ya giderken bizim için hezimet olan “Kütahya – Eskişehir Muharebeleri”ne şahit olmuş , dağılan ordumuzu toparlamaya çalışmış, Ankara’ya vardığında ise gördüklerini ve yaşadıklarını mebuslara aktarmıştır.
  • 37. Dr. Fazıl Bey’in Emet’te fedakarca çalışmalar yaparak temelini attığı hürriyet ve bağımsızlık aşkı , o, Emet’ten ayrıldıktan sonra meyvesini 300-400 km’lik bir işgal çemberine alınmış olmasına karşı Emet’in Yunanlı işgalcilere karşı ilk ve en önemli sivil başkaldırı burada gerçekleşmiştir. Bu başarı aynı zamanda Batı bölgesinde o ana kadar verilen en önemli mücadeledir.
  • 38. 24 Nisan 1922’de Yunanlılar’ın işgal ettiği Emet Hükümet Konağı Emetliler tarafından ateşe verilir ve kaçmaya çalışan 40 Yunanlı öldürülür. Ateşe verilen Emet Hükümet Konağının restorasyon sonrası görünümü 200 kişilik intikam birliğinin Emet’e sevkini haber alan 60-70 kadar Emetli, 27 Nisan 1922’de Cevizdere’de Cevizdere kurdukları pusuda çarpıştıkları Yunan birliğini imha ederken 7 şehit Cevizdere Zaferi anısına dikilen Şehitler Anıtı verirler.
  • 39. İyice bilenen Yunanlılar, Kütahya’dan iki, İzmir’den de uçak takviyeli iki alayı Emet’e sevk etmişlerdir. Bu dört alay, 14 köyü toplam 1254 hanesiyle yakmış, Emet’i harabe bir şehre çevirdikten sonra 24 Mayıs 1922’de burayı terk etmişlerdir. Bu kadar büyük kuvvet karşısına çete savaşı ile çıkılamayacağını sezinleyen halk, düşman kuvvetleri gelmeden şehri boşaltarak dağlara çekilmiştir. Günlerce sığındıkları bu dağları da direnişleri ile onurlandırmışlardır.
  • 40. Bu onur öyküsü Dr. Fazıl Bey’in anılarının son kısmında şu şekilde ifade edilmektedir. “Yunanlılar c e phe de n büyük bir kuvve t ayırarak Eme t’e yolladılar. Bu kuvve tin karş ıs ında köylüle r da ğ lara ç e kildi. Yunanlılarda Eme t ve yöre s inde ki köyle ri tamame n yaktılar. Fakat da ğ larda kovuklarda g izle ne n bu müc ahitle r yine bo ş durmadılar ve pe rake nde dola ş an Yunanlıları te k te k kapanlarına düş ürdüle r. S onunda Eme tlile rle ba ş a ç ıkamayac a ğ ını anlayan Yunanlılar buradan bütün kuvve tle rini ç e kti ve Türk Mille tinin bu kuts al mabe dinde te k bir Yunan e ri kalmadı. Bütün e v ve barklarının yanmas ına aldırmadan “ topra ğ ımızda te k bir Yunanlı bırakmadık “ diye c andan s e vine n Eme tlile rin bu büyük kahramanlığ ını iş g al altındaki ba ş ka ye rle r de gös te rs e ydi düş manın bir ç ok kale le ri alarak Anadolu iç le rine girme s i bir hayal olurdu. “
  • 41. Şüphesiz bu direnişin kahramanları yöre halkı ve onlar kadar onlara yurt ve ulus bilincini aşılamak için yaşamın kendilerine verebileceği nimetleri bir tarafa itip, köylüyle, halkla kucaklaşıp, irfan saçmaya gelen Köycü Hekimlerdi. Tıbbiyeliler’in Köycülük faaliyetlerinde bulunduğu yerlerde Kuva-yı Milliye’nin teşkilatlanması kolay olmuş, bu yerlerde Yunanlı işgalciler büyük bir direnişle karşılaşmışlardır.
  • 42. Her birinin yaşamı Atatürk’ün “ Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur ." sözlerinin boşuna söylenmemiş olduğunun delili olduğuna Dr. Fazıl Doğan’ı araştırırken tanık olduk. 28 Mart 1927 tarihinde TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir
  • 43. Dr. Fazıl Doğan’ın kimliğinde toplanan KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ • Eşine saygılı, çocuklarına şefkatli bir aile reisi.Kendisine yapılan iyilikleri unutmayacak kadar vefakar. •İstiklal Madalyası ile taltif edilmesine rağmen madalyayı almayacak kadar mütevazi. • Yaptığı kahramanlıkları çocuklarına anlatmayacak kadar alçakgönüllü. •Ücretsiz sağlık hizmeti verecek kadar yardımsever. • Ayvalık Lisesi’nin yapımına yardım edecek kadar eğitim gönüllüsü. •Düşman işgaline kayıtsız kalmayacak kadar istiklal ve hürriyet tutkunu. • Uğrunda her türlü mücadeleyi göze alacak kadar vatan ve bayrak sevdalısı. •İyi bir hatip ve başarılı bir tabip. • Kitleleri arkasından sürükleyebilen bir lider. •Haksızlığa ve adaletsizliğe göz yummayacak kadar adil gıpta edilecek bir kişiliktir.
  • 44. Dr. Fazıl Doğanın izlerini taşıyan iki ilçemiz bu onuru sürdürmek kararlılığındadır. Emet’te bir parkta Ayvalık’ ta ise onurlu adı evinin bulunduğu caddede yaşamaktadır.
  • 45. Ancak şimdiye kadar yapılanlar Emetliler’e yetmeyecektir. Çünkü Milli Mücadele Tarihimizde bir direniş sayfasını açan Emetliler’in evlatları olarak, direnişin öğretmeni Dr. Fazıl Doğan adını Emet dışına ve gelecek kuşaklara taşımayı görev sayarak borç bilmekteyiz. ÇALIŞMA VE ÖNERİLERİMİZ : - Dr. Fazıl Bey’in, telif hakkı Derneğimize ait olan anılarının kitap çalışmaları bitmiş, dip not çalışmaları devam etmektedir. -- Emet Belediyesi ve Derneğimizce yapımına başlanılan projede Eski Emet Hükümet Konağı, Cevizdere Şehitleri Anıtı ve Derneğimizce dizayn edilecek Kültür Evi vardır. -- Dr. Fazıl Bey’in ve Emet Milli Müfrezesi’nin karargahı olarak kullanılan Emet Zeytinoğlu Hanı’nın kamulaştırılarak aslına uygun restore edilmesi. -- Anıların senaryolaştırılarak belgesel ve film haline getirilmesi. -- Milli Mücadele’ye emeği geçmiş Tıbbiyelilere ait eşya ve belgelerin merkezi bir kentimizde sergilendiği TIBBİYE TARİHİ MÜZESİ’nin kuruluşuna katkıda bulunmayı borçlarımız arasında sayarız.
  • 46. Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Tıbbiyeliler olmak üzere; vatan, millet, bayrak ve istiklal uğruna mücadele vermiş tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
  • 47. Dr. Fazıl Doğan’ın öğretmenliğinde Emetlilerin, Kurtuluş Savaşında yazdığı onur sayfasının aktarımında bulunmamıza fırsat veren emek ve gönül katılımlarıyla bu sempozyumun tüm katılımcılarına , Dr. Fazıl DOĞAN III.Ulusal Tıp Günleri Sempozyumu Başkan ve Sempozyum Sekretaryasına , bu sunumun heyecanını bizler kadar taşıyan herkese TEŞEKKÜR EDERİZ..