2. Adli bilimlerdeki gelişmeler incelendiğinde
bugün itibarıyla polenler ve böcekler dahi
bize suçlunun kim olduğunu
fısıldamaktadırlar.
Delilleri konuşturmayı bilen uzmanlar suçun
zamanını ya da yerini sadece böceklere
bakarak söyleyebilmektedirler.
Suçlular delil bırakmamak için ne kadar
uğraşırlarsa uğraşsınlar ‘her temasın bir iz
bıraktığını’ unutmamak gerekiyor.
3. Bugünün suç analizi mantığında yer alan “her
şey delildir” kavramı içerisinde dahil
edebileceğimiz “ses delilleri” aslında
oldukça yeni bir bilimsel metot olarak suçla
mücadelede kullanılmaktadır.
Bu açıdan incelenmesi ve üzerinde durulması
gereken oldukça hassas bir konudur (Sever,
2008: Önsöz).
4. Ses ve konuşmacı kayıtları ile ilgili olarak ortaya
çıkan talepler genel olarak; ses ve konuşma
kayıtlarının kişilere aidiyetinin belirlenmesi
olarak ifade edilebilecek konuşmacı teşhis ve
tanıma, konuşmacıya ait tüm özelliklerin salt ses
kaydına bakılarak çıkartılması anlamına gelen
konuşmacı profili belirleme, ses ve konuşma
kayıtlarını anlaşılır hale getirmek, konuşmacı
seslerini belirginleştirmek anlamına gelen kayıt
iyileştirme ve ses ve konuşma kayıtlarındaki
kurgu-montaj ve orijinalliğin belirlenmesi
işlemlerini kapsayan kayıt güvenilirliği biçiminde
ayrılabilir
(http://www.adlibilimler.net/node/6).
5. Soruşturma ya da yargılama aşamalarında
görevli kolluk güçleri, konuşma seslerinin
suça ait bir eylemde kullanılıp kaydedilmesi
gibi bir durumla karşılaştıklarında söz konusu
konuşma seslerinin aidiyetini ortaya çıkarmak
amacıyla yoğun bir çaba içerisine girerler.
İncelemeye konu ses ve konuşma örneklerinin
kim ya da kimler tarafından üretildiğini
ortaya çıkarmak amacıyla adli ses ve
konuşma inceleme laboratuarlarında gerekli
uzmanlardan yararlanırlar.
6. Bu işlem, bilinmeyen bir sesin, bir ya da daha
fazla bilinen bir sesle tanımlanması ya da
elenmesi amacıyla işitsel ve görsel olarak
karşılaştırılması biçiminde tanımlanabilir.
Bu çalışmanın temel olarak dayandığı
varsayım; seslerin, kendi başına sahip olduğu
karakteristikler ve özellikler yardımıyla
çeşitli analiz teknikleri ve yöntemleri
uygulanarak diğerlerinden ayırt edilmesidir
(Bayram ve Yüksel, 2009: 409).
7. Uygulamaların ilk basamağı, suçlu
konuşmasının kaydedilmesiyle başlamaktadır.
İkinci basamak olarak da bilinmeyen
konuşmanın sahibi olduğundan şüphelenilen
kişinin, bilinmeyen konuşmada mevcut ortam
ve metin kullanılarak karşılaştırma kaydının
alınmasını gösterebiliriz (Bayram, 1999: 55).
8. Seslerin işitsel ve dilsel açıdan ele alındığı
oditori-fonetik inceleme ve değerlendirme
işlemlerinde, seslerin söyleyiş özellikleri içinde
yer alan konuşma stili, lehçe, kavşak, durak,
kullanılan jargon, kekeleme, konuşma hataları,
konuşma sırasında duraksamalar gibi dilsel
özellikler incelenir.
Seslerin görsel olarak yapılan karşılaştırmasında
ise genel formant şekli ve pozisyonu, perde
periyot düzeni, enerji dağılımı, sızmalı,
patlamalı sesler, formant aralıkları gibi özellikler
incelemeye tabi tutulur (Kent, 1992: 38-39,76-
77, aktaran Cem Yüksel-Levent Bayram).
9. Fonetik incelemede ayrıca olay kaydından
konuşmacıların sesletimlerine yansıyan konuşma
hataları, patolojiler ve artikülasyon bozuklukları
da işitsel ve spektrografik olarak belirlenebilir.
Dişlerdeki eksiklikler, dudaktaki bir uçuk, çene
ameliyatı, pelteklik ve diğer yapısal bozukluklar
net ve anlaşılır düzeyde artikülasyona yansıdığı
sürece, konuşmacıyı görmeden sadece olaya ait
ses kaydı incelenerek belirlenir ve belirlenen bu
patoloji ve artikülasyon bozuklukları daha sonra
şüpheli laboratuara ses kaydı vermek için
geldiğinde görüntüleri de alınarak teyit edilir.
10. Konuşmalar telefon hattı üzerinden
kaydedilebileceği gibi mikrofonu olan bir
kayıt cihazının ortama, vücuda ya da gizli bir
yere saklanması gibi çeşitli teknikler
kullanılarak elde edilir.
İnsan hafızası çürüme sürecine mahkum
olduğundan zamanla seslerin unutulmaması
için bizler onları kaydederiz.
Burada bilgisayar ön plana çıkıyor gibi
görünse de insan beyni ve yorumlama
kabiliyeti bilgisayara göre çok daha güçlüdür.
Bilgisayar bizim bilgi bankamız, depomuzdur.
11. Beyin görsel ve işitsel karşılaştırma analizini
aynı anda yapabilir.
Bu olayın dayandığı temel varsayım; seslerin,
kendi başına sahip olduğu karakteristikler ve
özellikler yardımıyla çeşitli analiz teknikleri
ve yöntemleri uygulanarak diğerlerinden
ayırt edilmesidir (Cain, 1996: 16, aktaran
Cem Yüksel-Levent Bayram).
12. Seslerin çıkış noktalarına göre sıralanması:
Labial bölge (dudaklar) b, m, p
Labiodental bölge (dudak + Diş) f, v
Alveolar bölge (Dilucu + Dişardı) d,t,l
Alveolar strident bölge (Dilucu + Dişeti) n, r, s, z,
Palantal strident bölge (Dil + Ön damak) c, ç, ş, j
Velar bölge (Dil + Alt damak) k, g
Glottal bölge (Gırtlak) h
13. Burada sayılan bölgelerde şekillenen sesler
kişilerin sosyal çevreleri, yaşadıkları coğrafya,
aldıkları eğitim ve sahip oldukları kültürle
orantılı olarak farklılıklar ortaya çıkacaktır.
Bu etkenler çıkarılan fonemlerde karakteristik
değişikliklere yol açar.
Türkiye’nin doğusunda büyüyen bir kişiyle
batısında büyüyen biri arasındaki konuşma
farklılıkları buna en güzel örnektir.
Ancak, her zaman zanlı ve ilgili kayıt
incelemesinde böyle açık farklar bulunmaz.
Bu durumda, zanlı ile delil banttaki bazı
özellikler karşılaştırılır (Kent, 1992: 38-39,76-77,
aktaran Cem Yüksel-Levent Bayram).
14. Parmak izi tanımlamasında olduğu gibi ses izi
tanımlamasında da, tanımlama konusunda gerekli sayılan
sözcük sayısı konusunda ulusal bir standart mevcut değildir.
Değişik kuruluşlara göre bu oran minimum on ile yirmi
arasında değişmektedir.
Analiz işlemi neticelendiğinde uzman, işitsel ve görsel
analiz ve incelemeler neticesinde elde ettiği bulguları
tamamlayarak bir araya getirir ve bu konudaki beyanını
ortaya koyar.
Ulusal Gelir Servisi (lnternational Revenue Service),
bilinenler ile bilinmeyen ses örnekleri arasında yapılan
karşılaştırma işleminde en az yirmi veya daha fazla benzer
ses örneğinin olması gerektiğini kabul etmiştir.
Karar konusundaki kesinlik derecesi ise, delil olarak
incelenen kaydın özelliğine ve yapılan işlemin başarı
derecesine göre, değişiklik gösterebilir
(http://www.caginpolisi.com.tr/9/46-47-48-49.htm).
15. Ses tanıma konusundaki modern çalışmaların
daha çok II. Dünya Savaşı’ndan sonra
başladığı söylenebilir.
Ses kayıt cihazlarının yaygınlaşması ve
bilgisayar teknolojisinin sesin spektral
gösterimine yaptığı katkılarla yöntem daha
da yaygınlaşmış ve geçerlik kazanmıştır.
1861 yılında bir ABD Hukuk Mahkemesi “Eğer
bir insan sesinden tanınabiliyorsa, bir köpek
de sesinden tanınabilir” biçiminde ses
tanıma işlemini kabul eden bir yaklaşım
göstermiştir.
16. 1950’li yılların sonunda, New York Polisi, telefon
yoluyla, havaalanlarında çok sayıda bomba tehdidi
alıyordu.
Güvenlik kuvvetleri, telefon eden kişilerin
belirlenerek tutuklanabilmesi amacıyla Bell
Laboratuarları’nda görevli bir fizikçi olan Lawrence
G. Kersta’dan yardım istedi.
İki yıl süren araştırma sonucunda 50.000 olayda 123
erkek konuşmacı ve 16.000 spektrogram kullanıldı.
İncelemelerin sonucunda %99,65’lik doğru tanıma
gerçekleştirildi.
Sistem çalışmaya başladıktan sonraki ilk birkaç yıl
sadece araştırma amacıyla kullanıldı (Smrkovski,
1996: 928, aktaran Cem Yüksel-Levent Bayram).
17. Adli konuşmacı profili belirleme işlemi adli
dilbilimcilerin üzerinde en çok yoğunlaştıkları
çalışmalardandır.
Bu işlem, dilin ve sesin birçok açıdan
incelenmesini ve kişiye özgü dil ve ses
özelliklerinin belirlenmesini amaçlar, Rose, adli
konuşmacı tanıma işleminin, şüphelilerin
aklanmasında ve suçluların bulunmasında önemli
bir yere sahip olduğunu belirtmektedir.
Adli konuşmacı profili belirleme işleminde görsel
ve işitsel incelemeler ve uzmanın konu
üzerindeki yorumlarıyla bir sonuca varılmaya
çalışılır.
18. Genellikle sözel iletişimin yeğlendiği suç eylemini
üstlenme, çok rastlanan bir davranıştır ve genellikle
suçun hemen sonrasında gerçekleşir.
Özellikle 155-156 Polis ve Jandarma İhbar
Servisleri’ne yapılan eylemi üstlenme bildirimleri ya
da teknik izleme yoluyla elde edilen konuşma
kayıtları eylemcilere ulaşmak yolunda kolluğa büyük
yarar sağlamaktadır.
Oldukça ayrıntılı bir şablon içerisinde konuşmacının,
eldeki veritabanı ile karşılaştırılabilen ve
öngörülebilen tüm dilsel özellikler yerleştirilir ve bu
özellikle incelemecinin bir ‘konuşmacı profili’
belirlemesini sağlar.
Belirli olasılık düzeyleri ile gösterilen bu profile göre
soruşturmacı kolluk birimleri yönlendirilir (Yüksel ve
Bayram, 2009: 407-408).
19. İncelemeye tabi tutulacak ses kayıtları her
zaman net ve anlaşılır durumda olmayabilir.
Filtreleme olarak da adlandırılan bu işlemde
kötü olan kayıtlarının gürültüden
temizlenmesi ya da istenmeyen ses ve
gürültülerin ortamdan uzaklaştırılarak
kayıtların daha anlaşılır hale gelmesine
çalışılmaktadır (SGD, Ses-Görüntü ve Data
İncelemeleri, aktaran Hanifi Sever).
20. Özellikle gürültülü kayıtların iyileştirilmesi
durumunda, insan sesine ait bazı harmonikler de
yitirilir ve tanınabilirlik etkilenir.
Mahkemeler bu işlemin, delilin(adli ses kaydının)
yetersizleşmesine neden olabileceğini iddia
etmektedirler.
Gerçekten de delile doğrudan müdahale anlamı
taşıyabilecek bir husus olarak algılanmaktadır.
Ancak burada yapılması gereken en önemli husus
kayıt iyileştirme işleminin orijinal kayıtta değil,
hazırlanacak profesyonel kopyası üzerinde
uygulanmasıdır.
21. Kayıttan kayda aktarımlar sırasında %3-5’ten başlayan
kayıplar olmaktadır ve bu durum delile müdahale
kavramıyla karşılaştırıldığı zaman şüphesiz ki, yedek
kayıt üzerinde çalışmanın daha makul olduğu
anlaşılabilir.
Kayıt iyileştirme işlemi yapabilmek için gürültü
frekansının konuşma frekansından olabildiğince farklı
değerlerde olması gerektiğini unutmamak gerekir.
Birbirine yakın ya da çakışık frekanslardaki
kayıtlarda, kayıt iyileştirme konuşma özelliklerini
kaybetmeye ve tanımlama kriterlerinin düşmesine
neden olabilir (Sever, 2008: 80).
22. Kayıt işlemi gerçekleştirilmeden önce birtakım hususların göz
önünde bulundurulması gerekmektedir:
Ortamda bulunan parazit kaynaklar bertaraf edilmeli ya da
kapatılmalıdır,
Kayıt sırasında yüksek kaliteli mikrofonlar kullanılmalıdır, (mikrofon
daima konuşmacı üzerine yönlendirilmeli, gürültü kaynaklarının aksi
yönünde yerleştirilmelidir),
Yüksek nitelikli kayıt yapma özelliğine sahip dijital kayıt sistemleri
kullanılmalıdır, örneğin, “DAT” türü medya ve kayıt cihazları
kullanıldığında çok başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
Bilgisayar destekli sayısal kayıt yöntemleri(ör. PC, ses kartı ve ses
yazılımı) kullanıldığında da yüksek nitelikli ses ve konuşma kayıtları
elde edilebilmektedir (Yüksel ve Bayram, 2009: 421-422).
23. Kayıtlar bize sadece konuşmacıların konuşmalarını
saptamakta yardımcı olmazlar. Bunun yanında
kayıtların ardına gizlenmiş incecik ipuçları da
bulunmaktadır.
Bu ipuçları bize çok değerli şeyleri fısıldıyor olabilir.
Bunlar art gürültü olarak adlandırılan kayıt ardı
seslerdir.
Art gürültünün şiddeti olay yeri ile ilgili bazı ipuçları
sunabilir.
Yürütülen bir çalışmada Ankara ilinin çeşitli
noktalarından belirlenen saatlerde gürültü
numuneleri alınmıştır.
24. Bu numuneler karşılaştırıldığında genlik
analizleri sonucu ilginç bulgulara ulaşılmıştır.
Kızılay meydanında mesai başlangıcı/bitişi ile
öğle saatleri arasında ya da akşam saatleri
arasında gürültü şiddeti farklılığı
bulunmaktadır (Sever, 2008: 81).
İncelenecek ses örneğinde arkadan gelen
sesler ve gürültüler kolluğa jargon hakkında
bilgi verebilir.
25. Kolluk tarafından uyuşturucu ticareti yaptığı
şüphesi bulunan bir gece kulübünden telefonla
patronunu arayan bir çete mensubunun
kullandığı jargon sonucu dedikleri
anlaşılmayabilir;
Ancak bulunduğu yer itibarıyla hangi işi
yapabileceği, hangi gruba ait olabileceği ya da
tetkik konusu kayıtta yapılacak olan bağlam
bütünlüğü işleminde bağlamlaştırılacak
sözcelerin çoğunun uyuşturucu ile ilgili
olabileceği ipucu kolluğa yardımcı olacaktır.
26. Art gürültüde duyulan okul zilleri, ambulans
sesleri de suç yerini gösterebilir.
Çapraz sorgu yoluyla tanıklara, mağdur ya da
şüpheliye sorulacak olan; ‘olay yeri tam
olarak neresiydi?’ sorusunda çelişkili
cevaplar verilip başka bir yer söyleniyorsa ve
orada da okul ya da ambulans seslerinin
yoğunluğuna göre bir hastane olduğu
biliniyorsa kişilerin muhtemelen yalan
söylediği, art gürültüde okul zili vs. geldiğini
söyleyerek kişi doğruyu söylemeye
yöneltilebilir.
27. Belirli yerlerde bulunan uçak üsleri de art
gürültüde yer tespiti sağlayabilir.
Jet üslerinin bulunduğu yerler inceleme
noktaları olabilir.
Aynı şekilde vapur sesi de işlenen suçun deniz
işletmeciliği yapılan bir yerde olduğuna
işarettir.
Ancak unutulmaması gerekir ki, kasten art
gürültü montaj olarak eklenmiş olabilir, bu
nedenle montaja dair incelemeler de
yapılmalıdır.
28. Art gürültü mekanla ilgili somut bilgiler de sunabilir.
Suç soruşturması süren ve aranan bir şahıs olduğunu
farz edelim.
Hakim kararı neticesinde telekomünikasyon yoluyla
iletişimi tespit edilsin.
Kişi sürekli olarak cep telefonunu kapalı tutarken
iletişim için bir anlık açsın.
Kayda alınacak konuşmada muhtemel art gürültüler
neler olabilir? Terminallerde, tren garlarında,
havaalanlarında yapılan anonslar olabilir.
Bilindiği üzere bu yerlerde yapılan her anons farklıdır
ve buradan hareketle şüphelinin hangi yolla kaçmaya
çalıştığını tahmin edebiliriz.
Hatta duyacağımız tren düdükleri ya da gürültüsü
bize o trenin mazotlu mu (şehirler arası) yoksa
elektrikli (şehir içi) mi olduğunu bile söyleyebilir.
29. Art gürültü sayesinde suçun zamanı da
hesaplanabilir.
Örneğin kayıt esnasında bir camiden ezan, bir
kiliseden çan sesi geliyor olabilir.
Yetkililer ile görüşülüp çan saatleri ve muhtemel
zaman dilimleri belirlenebilir.
Art gürültüde duyulan radyo ya da televizyon sesi
de suç zamanına ait bulgular sunabilir.
Bilinen bir programın arkada duyulması sonucu
ilgili televizyon ya da radyo kanallarıyla
görüşülüp saat hatta kayıtların incelenmesiyle
saniyesine kadar zaman belirlenebilir (Sever,
2008: 80-84).
30. Kayıt güvenilirliği kısaca, kaydın
orijinalliğinin araştırılmasıdır.
Kayıt güvenilirliği incelemelerinde genel
olarak kayıt üzerinde ekleme, çıkarma ve
diğer müdahalelerin bulunup bulunmadığına
ya da kaydın orijinal olup-olmadığı
hususlarına yanıt aranmaktadır.
Bir ses kaydının içeriğindeki sözcük ya da
seslemlerin silinmesi ya da eklenmesi
yoluyla, yeni bir anlam oluşturma ya da
etkiyi değiştirme işlemine “ses montajı”
denir.
31. Bu tür değiştirimlerin bulunmasında şu
teknikler uygulanır:
1. Konu Bütünlüğünde Tutarlılık Aranması (Söylem
Çözümlemesi)
2. Ezgi Çözümlemesi
32. Kaydın bütünlülüğü içerisinde yer almaması
gereken bir bölümün eklendiğinin ya da
başka bir bölümün o kaydın bağlamsal
bütünlüğü içerisinden kaybolduğunun
anlaşılabilmesi için konu bütünlüğü
incelemesi yapılmaktadır.
Aynı konuşmacının farklı zamanlarda ya da
farklı bağlamlarda seslettiği sözcelerin suçlu
tarafından istenilen bağlamda birleştirildiği
durumlarda, şüpheli sözcelerin kaydın
tamamındaki bağlamsal tutarlılığın dışında
olup olmadığı belirlenir.
33. Montajlanmış Örnek: Söylem Kipi Uyumsuzluğu
Kız kaçırma olayında “A” ayrıca “B” yi tehdit etmekten ve sonra
öldürmekten sorumlu tutulmaktadır.
“A” ise tehdit sözcelerinin kaçırma planına ait konuşma
içerisinde geçmediğini ve kaydın montaj olduğunu iddia
etmektedir.
A- Kaçırdıktan sonra Rıza’ya götürsek, oraya hemen bakılır mı?
Boşuna yol çekmeyelim. (1.çoğul kişi)
B- ( Sesler anlaşılmamaktadır).
A- Sen bizi Kilyos’da karşıla, haberimiz olsun. (1.çoğul kişi)
B- (Sesler anlaşılmamaktadır).
A- Durmadan kafamı şişirdin! Sen bul artık çaresini! Seni de
çizmeyeyim! (1.tekil kişi) Aksilik olursa, umarım olmaz. Döner
Maslak’ta biraz daha bekleriz. (1.çoğul kişi)
34. Örnek incelendiğinde “A”nın tehdit içerikli
sözlerinin olduğu “Durmadan kafamı şişirdin!
Sen bul artık çaresini! Seni de çizmeyeyim!”
sözceleri metnin tamamındaki kip ile
uyumsuzluk göstermektedir.
Aynı zamanda uzlaşımsal bir görünüm
içerisinde süren telefon konuşmasında, ani
bir tehdidin oluşması ve yeniden “Döner
Maslak’ta biraz daha bekleriz.” sözceleri ile
uzlaşıma dönülmesi de kaydın montajlanmış
olduğu kararını desteklemektedir (Yüksel,
Demirel ve Öztürk, 2002: 161).
35. Konu bütünlüğü ile ilgili bir şüphe oluşmazsa
kritik dinleme yapılır.
Bu analiz işleminde genellikle ses kalitesi,
oranı, kişisel konuşma tarzı, genlik, konuşma
bozuklukları, nefes düzeni, perde
periyodunun algılanması, ağız, kayıt
kalitesindeki değişikler, arka plan
seslerindeki değişiklikler, yapı ve çevre
akustiği, gürültü değişkenlikleri, sinyalin
genliğindeki ani değişmeler, fiziksel
müdahaleler ve diğer akustik unsurların kulak
ile işitilebilirliği göz önünde bulundurulur
(Yüksel ve Bayram, 2009: 415).
36. Bilgisayar teknolojileri ile entegre olabilmiş ses
düzenleme olanaklarının artması ve ayrıca
suçluların da eğitim düzeylerini yükseltmeleri
neticesinde artık montajlı kayıtlar üstte anlatılan
analizlerle her zaman ortaya
çıkartılamayabilmektedir.
Politikacıların “konuşmalarım cımbızlanmış” diye
betimledikleri, aynı konuşmacının farklı zaman
ve yerlerde seslettiği sözceler içerisindeki
sözcük ve seslemlerin seçilerek montajı yapan
kişinin istediği bağlamda yeni bir sözcük zinciri
oluşturması anlamına gelen ses montajı, adli
dilbilim laboratuarlarında olağan analizlerle
belirlenemediği durumlarda ezgisel analizlerle
de belirlenebilir (Yüksel ve Bayram, 2009: 417).
38. Yeni sözcük zincirinde bir ezgi uyumsuzluğu
belirlenmiştir.
Aynı konuşmacının farklı bağlamlardaki
sözceleri, istenilen yeni bağlamda
birleştirilmiştir.
Konuşmacı ilk sözceyi biten bir ezgi ile
sesletmişken, ikinci sözcede soru ezgisi
kullanmıştır.
Bu durumda ‘Ali’yi ile ‘öldürelim’ sözcükleri
arasında, ezgi yörüngesinde keskin bir geçiş
bulunmaktadır.
39. Sözce bütünlüğü içerisinden silinen bir sözcük
ya da konuşma bütünlüğü içerisinden
çıkarılan bir tümce, bağlamı tamamen
değiştirebilmektedir.
Bu tip kurgulamaları sesli ve görüntülü yayın
organları ustalıkla gerçekleştirmektedir.
Adli olgularda profesyonel ses montajı yapan
kimselerin, elektronik olanakları çok etkin
kullandıkları, ancak başta ezgisel tutarlılık
olmak üzere dilbilimsel kaygı gütmeden
montaj yaptıkları görülür.
40. Kurgulu sözcük zincirinin, sözcük ve seslem
geçişleri açısından kusursuz olması, uzman
olmayan birini görünüşte yanıltabilir.
Ancak farklı sözcelerden alınarak birleştirilen
yeni sözcük zincirinin seslemleri ve sözcükleri
arasındaki perde periyodu yörüngesinde
uyumsuzluklar bulunduğu uzman tarafından
tespit edilebilir (Yüksel ve Bayram, 2009:
417-419).
41. İnsan konuşmasının yasaların suç olarak
belirlediği herhangi bir eylemde kullanılması
sonrasında mağdur ya da kolluk kuvvetleri
tarafından yargı makamlarına ulaştıran bu
eyleme ait başvurunun yargı ya da
soruşturma makamlarınca kabulü ile süreç
başlar.
Yetkili makamların istemi doğrultusunda
şüpheli/şüphelilerden karşılaştırma işlemine
uygun konuşma örnekleri kayda alınır ve olay
kaydı ile birlikte adli ses ve konuşmacı
tanıma servisi veren laboratuarlara ulaştırılır.
42. Sadece dinlemeye ve laboratuar testlerine
dayanan analiz teknikleri, diğer kriminal
inceleme alanları ile karşılaştırıldığında daha
uzun bir süreci öngörür.
Şüpheliden esas ses kaydının alınmasıyla
başlayan süreç, olay kaydındaki gürültülerin,
istenmeyen seslerin temizlenmesi gibi
olumsuzlukların aşılarak, ses kaydının
karşılaştırmaya elverişli hale getirilmesi
işlemlerini kapsar (Yüksel ve Bayram, 2009:
410-411).
43. Kaydedilmiş bir konuşma, olayın ortaya
çıkarılmasında eldeki tek bulgu olabilir.
Şüpheli ya da şüpheliler ortaya çıkarılarak
işlenen suçun failleri bu şekilde bulunabilir.
Adli süreçlere yansımış konuşma kayıtlarında
yer alan konular incelendiğinde çok
çeşitlendiği görülmektedir.
Boşanma davalarına gerekçe oluşturan
kayıtlardan, organize suç olaylarına kadar
hemen hemen hayatın her alanından suçla
ilgisi olabilecek konuşma kayıtları adli ses
laboratuarlarında incelenmektedir.
44. Konuşmacı tanıma tekniklerinin kullanıldığı kriminal olgular şunlardır:
1. Taklit konuşmalar,
2. Asılsız ihbarlar,
3. Cinayet,
4. Hırsızlık, soygun,
5. Zorla ya da tehditle kaçırma,
6. Sarkıntılık, tecavüz ya da diğer cinsel suçlar,
7. Güvenlik kuvvetlerine yapılan asılsız ihbarlar,
8. Bazı şahıslar adına yapılan taklit konuşmalar,
9. Uyuşturucu, kumar, rüşvet, kaçakçılık vb. organize suç olayları,
10. Şantaj,
11. Terörist eylemler,
12. Bombalı eylemler,
13. Tehdit telefonları,
14. Suikast girişimleri,
15. İntihar
(Yüksel ve Bayram, 2009: 410).
45. Ses ve konuşma kayıtlarının ilk olarak ortaya
çıktığı günlerde, insan seslerinin tek, özel
olduğu ve yapılacak karşılaştırma işlemleriyle
birbirinden ayrılabilmesi amacıyla
kullanılabileceği yönünde çok az sayıda
araştırma ve inceleme vardı.
Aynı zamanda tanıma işleminin nasıl, ortaya
çıktığı, analiz için gerekli olan uzman
eğitimi, kullanılacak donanım ya da yazılım,
karşılaştırılacak sözceler, ortaya konacak
nesnel ve öznel ölçütler gibi özellikler
bakımından herhangi bir standart
bulunmamaktaydı.
46. Son dönemlerde ise adli olgular üzerinde
doğru ve güvenilir sonuçlar ortaya koyabilen
yeni yazılım ve donanımlar ile birlikte insan
faktörünün mümkün olduğu kadar azaltıldığı
ve konuşmacıya özgü objektif parametrelerin
ortaya konulduğu otomatik tanıma
sistemlerinin önemli görevler üstlendiği
görülmektedir.
47. Teknolojik cihazların gelişmesi sonucu ortaya çıkan
yeni adli inceleme birimi olan adli ses incelemeleri,
on yıla yakın süredir, emniyet teşkilatında
yapılmaktadır.
Konu ile ilgili ortaya çıkan suçlarla gerektiği şekilde
mücadele edebilmek için ülke çapında çeşitli
laboratuarlar hizmet vermektedir.
Ses ve konuşma incelemeleri alanında çalışmalarını
yürüten adli bilim laboratuarlarından birisi Ankara
Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğüne bağlı Adli Ses
ve Konuşma İnceleme Laboratuarıdır.
Söz konusu laboratuar, Kriminal Polis Laboratuarları
Daire Başkanlığının hizmet verdiği uzmanlık
bölümlerinden farklı olarak sadece Ankara Kriminal
Polis Laboratuarı bünyesinde bulunup ülke çapında
hizmet vermektedir.
48. Ses ve konuşma incelemeleri alanında ayrıca
Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına bağlı olarak Ses
ve Konuşma İnceleme Laboratuarı, İstanbul
Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde Bant Analiz
Laboratuarı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas
Dairesi bünyesinde Ses ve Konuşma İnceleme
Laboratuarı adı altında çalışmalar yürütülmektedir.
Ses ve Konuşma İncelemeleri konusu ile ilgili yapılan
talepler her yıl katlanarak artmakta olup, bir yıl
içerisinde binlerce inceleme talebine cevap
verilmektedir.
Bu talepler kapsamında her türlü medya ve elektronik
veri saklayabilen kayıt materyalleri bire bir uzman
personel tarafından incelenmektedir.
49. Günümüzde kullanılan ses ve konuşma
incelemeleri ile bu alandaki çalışmalar ve
uygulanan tekniklerin dünyada kabul
edilebilirliği yönünde herhangi bir şüphe
yoktur, çünkü konu ile ilgili olarak yürütülen
çalışmalar, yasal sistemin göz ardı
edilemeyecek kadar çok önemli bir kısmını
karşılamaktadır (Yüksel ve Bayram, 2009:
424-426).
50. Türkiye’de güvenlik alanında yeni gelişen bir
dal olan adli dilbilim, faili meçhul olayların
aydınlatılmasında yeni bir yol açıyor.
51. SERİ İHBARCIYI “SES ANALİZİ” YAKALATTI.
6 aydır devlet büyüklerine yönelik asılsız suikast
ihbarları yapan Mehmet D.'yi ses analizi ele verdi…
Ankara'da 6 ay içinde aralarında cumhurbaşkanı,
başbakan ve genelkurmay başkanının da bulunduğu
devlet büyükleri ile ailelerine suikast yapılacağı ve
alışveriş merkezlerine bomba konulacağı yönünde 40'a
yakın ihbarda bulunuldu. Tümü asılsız çıkan ihbarların
telefon kulübelerindeki ankesörlü telefonlardan
yapıldığını belirleyen Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü ekipleri, ihbarlara ait ses kayıtlarını
Kriminal Daire Başkanlığı'na göndererek analiz
yaptırdı. Analiz sonucunda ses kayıtlarının aynı kişiye
ait olduğu belirlendi.
52. HASIMLARININ ADINI VERDİ
Meçhul ihbarcı bir süre önce polise bir asılsız cinayet ihbarı
yaparken kimliğini deşifre etti. Cinayet ihbarı yapan kişinin ses
örneği incelendiğinde, devlet büyüklerine suikast ihbarlarını
yapan kişi olduğu anlaşıldı. Adresi belirlenen 34 yaşındaki Mehmet
D. gözaltına alındı. Mehmet D.'nin çevresinde kavga ettiği,
tartıştığı, alacak verecek meselesi yüzünden sorun yaşadığı
kişilerin adlarını vererek, bu kişilerin önemli isimlere suikast
yapacağını söylediği belirlendi. Sahte ihbarcı güvenlik
kuvvetlerini oyalamak ve usulsüz ihbarlarda bulunmak
iddiasıyla tutuklandı
17.05.2010
Alper Sancar / ANKARA
(http://www.sabah.com.tr/Yasam/2010/05/17/seri_ihbarciyi_ses_a
nalizi_yakalatti).
(Adli Ses Analizi ve Konuşmacı Tanıma Çalışmaları diğer örnekler
için bkz. Ekler)