03 Ali Yavuz ŞAHİN
06 Haberler
09 Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa Kazansın
11 Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu
13 Akıllı Sınıfların Geleceği: 2017 İçin Altı Önemli Trend
15 Bulut Bilişimin Çok Daha Büyük Bir Hikayesi Olacak
17 DAEŞ’i Siber Dünyada Bitirmek İstiyoruz
18 Dell EMC Yeni Modern Veri Merkezi Teknolojilerini Duyurdu
20 Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı
22 Türkiye’de WannaCry Bağlantılı 166 Çeşit Fidye Yazılımı Tespit Edildi
24 Veeam, Sorunsuz Dijital Hayat Deneyimi Sağlayacak Yeniliklerini Sundu
26 Y Kuşağı’nı Etkilemenin 5 Yolu
28 Kablosuz İş Ağlarını Daha İyi Çalıştırmanın İpuçları
30 Ağınızı Tanıyın ve Koruyun
32 2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda Ücret Dağılımları Şaşırttı!
34 100.000 Kişilik Dev Araştırma İstanbul’da Beyaz Yakalılar AVM’de Sosyalleşiyor
36 BT Günlüğü Test Merkezi
42 Yatay Gidebilen Halatsız Asansör Mimariyi Değiştirecek
1. SAYI31
07 / 2017
Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa Kazansın • Ağınızı Tanıyın ve Koruyun
Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu • Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı
Y Kuşağı’nı Etkilemenin 5 Yolu • Türkiye’de WannaCry Bağlantılı 166 Çeşit Fidye Yazılımı Tespit Edildi
2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda Ücret Dağılımları Şaşırttı!
Bulut Bilişsimin Çok Daha
Büyük Bir Hikayesi Olacak
.
~
DAESŞ’i Siber Dünyada
Bitirmek İIstiyoruz
~
3. editör
Yaklaşık 18 yıldır teknoloji sektörünün basın tarafında farklı görevlerde
çalıştım. Teknoloji trendleri dönem dönem farklılıklar gösterdi. Bu trendleri
belirleyenler ise tabii ki üreticileri oldu. Son dönemde Büyük Veri ardından
Bulut Bilişim ve sonunda Dijital Dönüşüm ile bizleri bunaltmayı bilgiler.
Tabii ki her sektörden firma için teknoloji trendlerini takip etmek önemli bir
konu fakat bir nokta, bir kavram veya bir teknolojiye odaklanmadan fayda
sağlayacak işlere odaklanmak en doğrusu olacak görüşündeyim.
Sizin İçin Dijital Dönüşüm Nedir?
Hemen hemen her sektörden teknoloji profesyonelleriyle konuşma şansı ya-
kalıyorum. Tabii ki ilk sorum şu. Sizin için dijital dönüşüm nedir? Bu soruya
şimdiye kadar aynı cevabı veren çıkmadı. Firmaların hali hazırda kullandık-
ları teknolojilere göre ihtiyaçları farklı ve sorunun cevabının her sektör veya
firma için de farklı olması normal.
Dijital Dönüşüm Kavramını Kutuya Koymayın
Dijital Dönüşüm kavramını bir kalıba sokmak ve bunu yaparsan dönüşecek-
sin demek oldukça güç. Bu sebepten sektörümüzdeki firmaların konuya yak-
laşımı ürün satmaktan çok firmanın faydasına olacak teknolojileri kullanma-
sına yardımcı olmak olmalı. Eğer böyle yaparsak teknoloji sektörü büyüyecek
ve şimdilerde görmediğimiz değeri sonunda hak edeceğiz.
Teknoloji Devleri StartUp’lardan Korkuyor
StartUp’lar yenilikçi düşünceleri ve hızlı hareket etme özelliği ile teknoloji
devlerini korkutuyorlar. Bugüne kadar trendleri dev firmalar belirledi fakat
gelecekte bu işin seyri değişecek. Bu dev firmaların StartUp’lara olan ilgisi
arttı ve firmalar fazla büyümeden satın alma derdindeler. Şöyle düşünün bir
teknoloji devisiniz ve çok paranız var, gelecekte trend olabileceğini düşün-
düğünüz 20 StartUp’ı uygun maliyetlerle alıyorsunuz. Bu firmalardan biri 5
veya 10 yıl içerisinde yeni bir trend oluşturursa bırakın 20 StartUp’a harcadı-
ğınız bedeli bunun kat kat üzerinde para kazanabiliyorsunuz. Ticari açıdan
güzel bir fikir olduğunu ben de kabul ediyorum. Ama şunu bilmekte fayda
var yenilikçi fikirler bir StartUp ile doğdu ve yoluna o StartUp ile devam
ederse başarılı olma olasılığı yüksek. Büyük firmaların içerisinde gözden
kaybolmak sadece bir kalemin kağıdın üzerine çizmesi kadar koladır.
Dijital Dönüşümünün Peşinden Ne
Kadar Koşacağız?
Bugünlerde teknoloji sektörüne baktığımızda her lafın
dijital dönüşüm ile başladığını duyuyoruz. Artık sıkılmadık
mı? Dijital dönüşüm yerine faydalara odaklanmalıyız.
Ali Yavuz ŞAHİN
Genel Yayın Yönetmeni
yavuz@btgunlugu.com
3
4. 4
künye
içindekiler
03 Editör: Ali Yavuz ŞAHİN
06 Haberler
09 Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et,
Hem de Doğa Kazansın
11 Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen
14’üncü Ülke Oldu
15 Bulut Bilişiminin Çok Daha Büyük Bir
Hikayesi Olacak
17 DAEŞ’i Siber Dünyada Bitirmek İstiyoruz
18 Dell EMC Yeni Modern Veri Merkezi
Teknolojilerini Duyurdu
20 Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı
24 Veeam, Sorunsuz Dijital Hayat Deneyimi
Sağlayacak Yeniliklerini Sundu
28 Kablosuz İş Ağlarını Daha İyi Çalıştırmanın
İpuçları
30 Ağınızı Tanıyın ve Koruyun
32 2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda
Ücret Dağılımları 32 Şaşırttı!
34 100.000 Kişilik Dev Araştırma İstanbul’da
Beyaz Yakalılar AVM’de Sosyalleşiyor
36 BT Günlüğü Test Merkezi
42 Editör: Ecevit BIKTIM
Yazı İşleri
Ali Yavuz ŞAHİN
Genel Yayın Yönetmeni
(Sorumlu)
yavuz@btgunlugu.com
Ecevit BIKTIM
Yayın Danışmanı
ecevit@btgunlugu.com
Mehmet Ali Gündüz
Prodüksiyon Sorumlusu
info@btgunlugu.com
Editörler
Süleyman Sertkaya
Barış Terun
Can Devecioğlu
Mutlu Çavuş
Mustafa Hanlı
info@btgunlugu.com
Kreatif
Creative Solutions
diyalog@creativesolutions.com.tr
Reklam
Reklam Departmanı
reklam@btgunlugu.com
Adres
Eylül Medya
İnönü Caddesi No: 8
Bulut İş Merkezi 4. Kat
Daire: 72 Çeliktepe
Kağıthane / İstanbul
Tel : 0212 270 36 37 PBX
Fax: 0212 270 36 37
Dağıtım
Etkin Dağıtım
Baskı ve Cilt
Özgün Ofset
Aytekin sokak no:21
4.Levent / İstanbul
Tel : 0212 280 00 09
Fax: 0212 264 74 33
4
6. Siber güvenlik uzmanları son dönemde yoğun bir şekilde
sistemleri etkisi altına alan Wannacry ı incelerken yeni
bir zararlı yazılım daha keşfetti. Yeni zararlı yazılımın
adı ise EternalRocks. Bu zararlının tıpkı Wannacry gibi
kendi kendini yatayda yayabilme özelliği bulunuyor ve
en sık yöntem olarak Windows sistemler üzerinde keşfe-
dilen Eternalblue zafiyetini kullanıyor. Zararlının tespiti
sonrası uzmanlar derinlemesine analiz gerçekleştirdi.
Görülen o ki EternalRocks sadece EternalBlue zafiyetini
kullanmıyor. Birden fazla zafiyet kullanarak sistemlere
sızma girişiminde bulunuyor ve sızdığı tüm sistemleri
kendisine bağlıyor. Tespit edilmesini zorlaştırmak amaç-
lı bir çok teknik uygulayan Eternalrocks, NSA sızıntıları
ile karşımıza çıkan aşağıdaki zafiyetleri kullanıyor.
• EternalBlue — SMBv1 exploit tool
• EternalRomance — SMBv1 exploit tool
• EternalChampion — SMBv2 exploit tool
• EternalSynergy — SMBv3 exploit tool
• SMBTouch — SMB reconnaissance tool
• ArchTouch — SMB reconnaissance tool
• DoublePulsar — Backdoor Trojan
Wannacry'dan Sonra
EternalRocks!
Microsoft Haziran ayı içerisinde yeni bir güvenlik güncellemesi yayın-
ladığını duyurdu ve bu güncelleme içerisinde 2 si oldukça kritik olan 90
dan fazla zafiyetin giderildiği bildirildi. Zafiyetler arasında bulunan kritik
açıklıkların hackerlara uzaktan kod çalıştırma ( Remote Code Execution
) imkanı sunduğu belirtildi. Zafiyetlerden biri CVE-2017-8464 kodunu
aldı ve belirtilene göre özel olarak yaratılmış bir kısayol üzerinden hedef
sistemde kod çalıştırmaya imkan sunuyor. Diğer zafiyet ise CVE-2017-8543
kodunu aldı ve Windows Search uygulaması üzerinde keşfedildiği bildiril-
di. Microsoft yetkilileri Haziran ayında çıkarılan yamaların tüm müşteri-
lerinde geçilmesi ve son dönemlerde yaşanan zararlı yazılımlar ve kullan-
dıkları otomatize atak yöntemleri ile birlikte güncellemeler konusunda
daha hassas olunması konusunda uyarılarda bulundu.
Microsoft'ta Kritik Zafiyet
Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Ac-
centure tarafından yayımlanan raporda, yapay
zekânın 2035 yılına kadar Çin’in ekonomik büyü-
me hızını yüzde 6,3’ten 7,9’a yükselteceği tah-
min edildi. Dalian’de düzenlenecek 2017 Dünya
Ekonomik Forumu’na (Yaz Davosu) saatler kala
yayımlanan bu raporda, yapay zekânın Çin eko-
nomisine etkileri üzerine derinlemesine araştır-
malar yapıldı. Raporda, yapay zekâ sayesinde Çin
ekonomisinin büyüklüğünün 2035 yılında 7,111
trilyon ABD Doları’na ulaşacağı öngörülüyor.
Çin’in yapay zekâ alanında büyük ilerleme sağla-
dığını söyleyen Accenture Çin Masası Şefi Zhuang
Quanniang, yapay zekânın şu anda büyüme hızı
yavaşlayan Çin ekonomisini yeniden canlandırma
potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Yapak
zekânın Çin’e 15 alanda getireceği etkilerin de
analiz edildiği raporda, bu alanlar arasında ima-
lat, tarım, ormancılık, balıkçılık, toptan ve pera-
kende satışların yer aldığı belirtiliyor.
Yapay Zekâ, Çin'in Büyüme Oranını
1,6 Puan Yükseltecek
haberler
6
7. 7
| EN YENİ 7.NESİL INTEL®
CORE i7-7700HQ İŞLEMCİLER | WINDOWS 10 HOME |
| GEFORCE®
GTX 1050 | TRUE COLOR TECHNOLOGY |
| DDR4-2400 | SHIFT | USB 3.0 TYPE-C | COOLER BOOST 4 | MATRIX DISPLAY |
| SOUND BY DYNAUDIO | NAHIMIC 2 | DAHA PARLAK KLAVYE IŞIĞI |
PE62 7RD-1231TR
Intel, Intel logosu, Intel Inside, Intel Core ve Core Inside, Intel Corporation’ın Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.
Ö Z Ü N D E S E Ç K İ N L İ K V A R
INTEL INSIDE®
. INTEL İŞLEMCİLER İLE OLAĞANÜSTÜ PERFORMANS.
SATIŞ NOKTALARI
8. 8
Siber güvenlik uzmanlarının yaptığı açıklamalar, Mac
OS X kullanan bir çok son kullanıcının kendisini daha
güvende hissettiğini ve sistemlerine zararlı yazılım
bulaşma riskinin olmadığını düşündüklerini gösteriyor.
Fakat belirtilene göre durum malesef böyle değil. Son
zamanlarda çıkan ve Mac OS X işletim sistemini hedef
alan zararlı yazılımlar da bu durumu kanıtlar nitelikte.
Bir siber güvenlik şirketinin yaptığı araştırmalara göre
Mac OS X için geliştirilmiş zararlı yazılımlar 2016
yılında %744 artış gösterdi ve geçtiğimiz yıl 450 binin
üzerinde yeni zararlı yazılım keşfedildi. Yapılan araştır-
malarda geçtiğimiz hafta yeni bir zararlı daha keşfedildi
fakat diğerlerinden farklı olarak bu zararlı Apple tara-
fından onaylı olarak sistemler üzerinde çalışıyor. Zararlı,
Mac OS X ‘in tüm versiyonlarını etkiliyor durumda. Adı
DOK olan bu yazılım sisteme bulaştıktan sonra admin
yetkilerine erişerek sisteme yeni bir root sertifikası yer-
leştiriyor ve sonrasında tüm HTTPS trafiğini dinlemeye
başlıyor.
Yeni MacOSX Zararlısı
HTTPS Trafiği Dinliyor
Siber güvenlik araştırmacıları Intel Chipsetler üzerinde yaptıkları araştırma
sonrası yeni kritik zafiyetler keşfetti ve bu zafiyetlerin 2010 ve sonrası üre-
tilmiş tüm cihazlar üzerinde var olduğu belirtildi. Tespit edilen açıklıkların
oldukça kritik olduğu ve sistem yöneticilerinin açıklıklara önlem alması için
çok kısıtlı zamanları olduğu söylendi. Yaklaşık 2 hafta içerisinde zafiyetin tüm
teknik detayları açıklanacak ve hackerlar için saldırı araçları yazmak kolay-
laşacak. Zafiyeti tespit eden Embedi Research Team üyesi Maksim Malyutin
ile yapılan görüşmelerde, keşfedilen açıklığın hackerlara Intel chipsete sahip
sistemlere uzaktan erişim imkanı sağladığı anlaşıldı. Yaklaşık 7 yıldır var olan
açıklık Dünya üzerinde aktif olarak çalışan milyonlarca sistemi tehdit ediyor.
Ekip ve Intel yetkilileri savunma önlemleri için detaylı araştırmalar ve yeni
geliştirmeler üzerine çalışıyor.
Intel Chipset'lerde Kritik Zafiyet
Bir siber güvenlik şirketi internet üzerinde ger-
çekleşen yeni IOT saldırılarının analizi sonucu
işaretlerin İran ile kesiştiğini bildirdi. Saldırılar
için internet tabanlı IP kameraların kullanıldığını
bildiren ekip, analizler yapıldığını ve bu atakla-
rın İran devletinin sponsorluğunda gerçekleşmiş
olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündük-
lerini belirtti. Ekip saldırıların komuta kontrol
merkezlerini incelediklerinde .ir alan adlarının
bulunduğunu gördüklerini söyledi. Belirtilene
göre .ir alan adları yalnızca İranlılar için dev-
letin kontrolünde bir enstitü tarafından verili-
yor. Ayrıca zararlılar içerisinde birçok özel İran
alfabesi karakterleri keşfettikleri söyleniyor. Siber
güvenlik uzmanları saldırıların detaylarını analiz
etmeye devam ediyor.
Yeni IOT Saldırılarının Arkasında
Kim Var?
haberler
9. 9
Çok yakın bir zamanda Avrupa’da
satışa çıkması beklenen PaperLab
ile bir iş gününde 6.720 adet yeni
kağıt üretimi yapılabiliyor.
Atık Kağıttan Kullanılabilir
Kaliteli Kağıt Üreten İlk Ofis
Kağıt Laboratuarı
Ofislerdeki atık kağıtları su kulla-
nılmadan kuru prosedürle normal
kullanılabilir kaliteli kağıda dö-
nüştüren çevreci makine PaperLab,
‘ofis kağıt laboratuarı’ konseptiyle
Dünyada bir ilk.Yazıcı teknolo-
jisinde lider kurumlar arasında
olan Epson, kağıda verdiği önemi
PaperLab modeliyle geri dönüşüm
ve çevrecilik bazında bir kez daha
vurguluyor.
Lojistik Maliyetlerine Son
Günümüzde halen birçok lojistik iş-
lem gerektiren ve toplanması, üre-
timi ve satışı farklı lokasyonlarda
gerçekleştirilen kağıt geri dönüşüm
işlemi artık tek bir noktada ve tek
bir makineyle yapılabilecek. Gizlili-
ği yüksek dokümanların da güvenli
şekilde geri dönüşümünün sağlana-
bilecek olması ise ayrı bir avantaj.
Bir İş Gününde 6.720 Adet Yeni
Kağıt Üretimi
Atık kağıtların yüklenmesinin ardın-
dan işleme başlandığında ilk yeni
kağıt çıktısını ortalama 3 dakikada
temin eden PaperLab, dakikada
ortalama 14 ve sekiz saatlik bir iş
günü süresinde 6.720 adet A4 kağıt
üretebiliyor.
Esanslı, Renkli, Farklı Kalınlık ve
Boyutta Kağıt Üretim İmkanı
Epson’un PaperLab modelinin sun-
duğu büyük avantajlar arasında yer
alan bir konu da üretilen kağıtların
isteğe bağlı olarak çok farklı özel-
liklere sahip olabilmesi. A4 ve A3
boyutunda, farklı kalınlıklarda, farklı
renklerde ve hatta kokulu kağıt üret-
mek mümkün.
Susuz Ürerim Teknolojisi İle
Çevreye Daha da Büyük Katkı
Normal teknolojilerde 1 sayfa A4 ka-
ğıt üretmek için ortalama 1 bardak
temiz su kullanılmakta. Epson’un
geliştirdiği susuz, kuru geri dönü-
şüm teknolojisiyle Dünyamızın
ana kaynağı olan ve giderek azalan
temiz suyun kullanımı da devre dışı
kalıyor. Lojistik anlamda herhangi
bir transfer de gerekmediğinden eş
zamanlı olarak karbondioksit salımı
da otomatikman yok oluyor.
Ofiste Kendi Kağıdını Üret,
Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa
Kazansın
özel haber
Epson’un dünyaya bir ilk olarak kazandırdığı PaperLab ile şirketler kendi
kağıt geri dönüşümünü kolaylıkla yapabiliyor. İlk olarak 2015 sonunda
Japonya’da gösterilen konsept makine, global platformun en büyük
teknoloji fuarı CeBIT Almanya’da da büyük ilgiyle karşılandı.
10. 10
Eaton’ın XC300 modüler PLC’si, makine ve sistem
üreticilerinin, geliştirilmiş, modern otomasyon kon-
septlerini gerçekleştirmelerine izin veriyor – özel-
likle XN300 I/O sistemi ve XV300 dokunmatik panel
ile birlikte kombine edildiğinde. Yüksek bir perfor-
mansa ve mükemmel iletişim özelliklerine sahip
olan modüler denetleyicinin hızlı çevrim süreleri,
makine için daha yüksek verimlilik oranlarına olanak
tanıyor. Çeşitli arayüzleri sayesinde denetleyici, ge-
niş bir uygulama yelpazesi için evrensel ve esnek bir
veri düğüm noktası olarak oldukça uygun. Entegre
bir OPC sunucu, M2M iletişiminde standartlaştırıl-
mış veri transferine izin veriyor, böylece otomasyon
mimarisinde kesintisiz bir entegrasyona olanak sağ-
larken Endüstri 4.0’a doğru basit bir yol da oluştu-
ruyor. Linux temelli sistem, CODESYS 3 kullanılarak
programlanmış ve CANopen, easyNet ve Modbus
RTU’dan EtherCAT, Modbus TCP, Ethernet/IP yoluyla
OPC UA/Scada’ya kadar yaygın kullanılan pek çok
arayüzü ve alan veriyolu protokolünü desteklemek-
tedir. Modüler makineler, ağa bağlı tesisler ve üretim
konseptlerinde XC300, yüksek esnekliği sayesinde
avantajlarını gösteriyor. Örneğin, bağımsız ağlar,
mobil, M2M ve SCADA iletişimi için ayarlanabiliyor.
Bu şekilde, güvenlik ve performans açısından ağla en
uygun şekilde eşleşiyor. Denetleyici ayrıca, dört I/O
kanalı üzerinden kendi besleyicisini sağlıyor. Entegre
web sunucuları, akıllı telefon ve tablet cihazlarının
ekranları için HTML5 özelliği ile, CODESYS 3 görün-
tülemesini ve cihaz yönetimini destekliyor. Kurul-
muş programlar ve kütüphaneler, bütün XC ve XV
cihazları için destek sağlıyor, böylece yeniden geliş-
tirme süresi ve maliyetinden tasarruf ediliyor. Hızla
kopyalanabiliyorlar ve bir mikro SD kart veya bir USB
çubuğu kullanılarak seri üretim için diğer cihazlara
da kolayca aktarılabiliyorlar.
Akıllı, İletişimsel, Kompakt - Eaton
XC300 Modüler PLC
Fabrika metrolojisi, inşaat BIM/CIM’i, ürün tasarımı,
kamu güvenliği adli bilişimi ve 3D çözümleri için 3D öl-
çüm ve görüntüleme çözümlerinde dünyanın en güvenilir
kaynağı olan FAROFARO PointSense 18.0 yazılım setinin
hazır olduğunu duyurdu. Bu güçlü yazılım platformu-
nun gelişimi, en yeni 2018 AutoCAD® ve Revit® tasarım
araçlarına kesintisiz entegrasyon, daha iyi bir kullanıcı
deneyimi, geliştirilmiş yazılım idaresi ve yazılım verilerini
işleme konusunda gelişmiş verimlilik sağlıyor. Set şunları
içeriyor: PointSense basic/Pro for AutoCAD, PointSense
Building for AutoCAD, PointSense Heritage for AutoCAD,
PointSense Plant for AutoCAD, PointSense for Revit. Bun-
ların tek pakette toplanması ve Autodesk mimari, mü-
hendislik, inşaat ve ölçme ürünlerinin geniş yelpazesi ile
uyumluluk onu, türünün şu anda mevcut olan en uygun
maliyetli çözümü haline getiriyor. PointSense 18.0, çıtayı
“kullanıma hazır” noktasına taşıyor. AutoCAD ve Revit
kullanıcılarının zaten tanıdıkları, aynı yüksek değerli, fay-
dalı kullanım özellikleri ve fonksiyonlarını içeriyor. Yeni
bir kılavuz ekranı, yeni kullanıcıların da hızlanmasını
ve iş akışını optimize edebilmesini garantiliyor. Point-
Sense 18.0 for Revit, USBID (U.S. Institute of Building
Documentation) standartları olarak belirlenmiş Doğruluk
Seviyelerini kullanan ilk yazılım platformudur. Bu geliş-
miş analiz aracı, kullanıcıların ilgili nokta buluta kıyasla
bir modelin oluşturulmasının doğruluğunu daha güvenle
onaylamalarına izin verir, örneğin bir 2D lazer tarafından
alınan veri noktaları seti gibi. Navigasyon fonksiyonun-
daki iyileştirmeler, kullanıcıların doğrudan geri dönüşleri
ile desteklendi, daha fazla verimlilik sağladı ve kullanı-
cıların şimdiye kadarkinden daha hızlı bir şekilde sonuç
almalarını garantiledi. Sadece çift tıklama ile kullanıcılar,
bir tarama perspektifini belirli bir nokta buluttaki başka
birine taşıyabiliyorlar.
FARO, İnşaat ve Mimari İçin Point-
Sense 18.0 Yazılım Setini Tanıttı
haberler
11. özel haber
11
Tam olarak 12 Mayıs 2017 tarihinde global düzeyde tarihin en büyük fidye
yazılımı saldırısı gerçekleşti. Dünyada 150’ye yakın ülke ve 200 bine yakın
sistem “WannaCry“ adlı zararlı yazılımının saldırısına uğradı.
Türkiye WannaCry’dan En Çok
Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu
Siber Suçlular, WannaCry’ı kul-
lanarak, bilgisayarlardaki verileri
şifreleyip, verilerin şifresini çözme
karşılığında 300 ila 600 dolar
arasında fidye talep etti. Fidye
yazılımları, son birkaç yıldır siber
suçluların en çok tercih ettiği
saldırı yöntemlerinden biri haline
gelmişti ancak bu denli kapsamlı
ve geniş çaplı bir saldırı ilk kez
meydana geldi.
Fidye Yazılımlarında Solucan
Dönemi
Fidye yazılımları, genellikle spam
e-postaların ekinde bulunan
virüslü dosyalar üzerinden yayılı-
yor. Ancak WannaCry‘ı diğer fidye
yazılımlarından farklı yapan şey,
WannaCry‘in bir windows güvenlik
açığını kullanarak bulunduğu ağ-
daki tüm makinelere kendini bu-
laştırabilmesi oldu. Yani solucan
(worm) gibi davranarak, kendini
farklı sistemlere taşıdı. WannaC-
ry’in bunu yaparken kullandığı
güvenlik açığı (EternalBlue) tüm
Windows işletim sistemlerin-
de mevcuttu. Microsoft, hemen
bir güncelleme yayınlayarak söz
konusu açığı kapattı. Ancak ESET
Güvenlik Uzmanları uyarıyor: “Bu
güncellemeyi almayan bilgisayar-
lar hala saldırıya açık.“
Yeterince Korunmuyoruz
Türkiye, diğer ülkelere göre daha
az etkilenmesine karşın, saldırı-
ya maruz kalan ülkeler açısından
sayısal olarak 14’üncü sırada yer
aldı. ESET Türkiye Genel Müdür
Yardımcı Alev Akkoyunlu’ya göre
Türkiye’nin en çok hedef olan
ülkeler arasında yer almasının
temel sebebi, güncel olmayan
yazılımların yaygınlığı. Akkoyunlu,
şu bilgiyi paylaştı: “Maalesef hem
kurumsal hem de bireysel düzey-
de, güncel olmayan işletim sistemi
ve güvenlik yazılımı kullanımı
çok yaygın. Aynı şekilde korsan
yazılım kullanımı da çok fazla.
Durum böyle olunca, Türkiye her
tür global saldırıdan fazla etkile-
niyor. Bu tarz siber saldırı dalga-
larında, korunmasız bilgisayarlar,
bir botnetin parçası olarak birer
saldırı aracına dönüşüyor. Zaten
WannaCry saldırısında da bunu
gözlemliyoruz. Korunmasız birey-
sel bilgisayarlardan botnet oluştu-
rularak, global düzeyde kurumsal
sistemler hedef alındı.“
Dijital Saldırılara Karşı Nasıl
Korunmalıyız?
“Korunmazsanız doğal hedefsi-
niz“ tespitini yapan ESET Türki-
ye Genel Müdür Yardımcısı Alev
Akkoyunlu, dijital cihazları siber
saldırılara karşı korumak için şu
tavsiyelerde bulundu:
• Bilgisayar, telefon ve
tabletlerinizde işletim sistemi
güncellemeleri ve yamalarını yük-
lemeyi ihmal etmeyin. (Windows,
Android, Mac, IOS)
• Mutlaka güncel, proaktif
ve lisanslı güvenlik yazılımı kulla-
nın.
• Tanımadığınız kişilerden
gelen e-postalardaki ekleri aç-
mayın. Ayrıca bildiğiniz ve gü-
vendiğiniz birinden gelen e-mail
içerisinde beklemediğiniz ve talep
etmemiş olduğunuz bir ek varsa
mümkünse hemen açmayın. Önce
sorgulayın.
• Parolalarınızı her altı ayda
bir değiştirin ve ayrı hesaplarda
aynı parolayı kullanmayın.
• Verilerinizi düzenli olarak
yedekleyin. Ancak dikkat: Yedekle-
rinizi depoladığınız harici depola-
ma aygıtlarını bilgisayarlara bağlı
durumda bırakmayın.
• Sosyal medya kanal-
larında, kişisel bilgilerinizi ve
fotoğraflarınızı paylaşmakta
cimri davranın. Bu bilgilerin kötü
amaçla kullanılabileceğini göz ardı
etmeyin, ayrıca internette paylaşı-
lan hiçbir bilginin kaybolmadığını
hatırlayın.
AlevAkkoyunlu/ESETTürkiye
GenelMüdürYardımcısı
12. 14
Nissan, güç yönetimi lideri Eaton ve The Mobility
House, Nissan LEAF akülerini yeniden değerlendi-
rerek yedek güç sağlamak üzere, Amsterdam Are-
nA – Ajax Futbol Kulübünün evi ve dünyanın ünlü
eğlence mekânı – ile çığır açan 10 yıllık bir anlaşma
imzaladı.xStorage Buildings sistemi, enerjiyi verim-
li bir şekilde depolamakta ve ihtiyaç duyulduğunda
dağıtımını sağlamaktadır. Sistem, böylece sayısız üst
seviye profilli konsere ve spor etkinliklerine yıllardır
ev sahipliği yapan, 55,000 kişilik ünlü stadın ışıkları-
nın sürekli yanmasını sağlayacak. Daha önce elektrikli
araçlarda kullanılan aküleri bir araya getiren xStorage
Buildings sistemi, enerji tüketimi üzerinde daha fazla
kontrol, daha iyi değer ve daha sürdürülebilir bir se-
çenek sağlayacak şekilde şebekeden enerji çekebiliyor.
Amsterdam ArenA için tasarlanan ve 280 Nissan LEAF
akülerini kullanan sistem, Avrupa’da ticari bir işletme
tarafından kullanılan, ikinci el bataryalarla destekle-
nen en büyük enerji depolama sistemi olacak. Sistem
ayrıca dört Megawatt’lık bir güce ve dört Megawatt’lık
bir depolama kapasitesine de sahip olacak. xStorage
Buildings, ArenA’ya hayati yedek güç servisleri sağla-
manın yanı sıra, gerektiğinde Amsterdam Arena’nın
çevresindeki semtlere enerji vermesine de izin verecek
ve şebekeyi de koruyacak. Bir teknoloji şirketi olan
The Mobility House, Amsterdam ArenA’daki entegre
xStorage Buildings sistemini çalıştıracak. Amsterdam
ArenA için ek değer üretirken, yerel şebeke dengesini
güçlendiren çeşitli enerji servislerini uygulayacak.
Buna paralel olarak Nissan ve Eaton, konut enerji de-
polama birimi olan xStorage Home’un şimdi İngiltere,
Norveç ve Almanya’da ön sipariş almak üzere hazır
olduğunu, önümüzdeki aylarda bunları diğer Avrupa
pazarlarının da izleyeceğini duyurdular.
Amsterdam Arena Enerji Konusunda Daha Verimli Olacak
STRATO 2017 yılına tüm KOBİ’lerin, serbest meslek sa-
hiplerinin ve köşe başı dükkan sahiplerinin sorunlarına
çözüm olacak mükemmel bir ürünle giriyor. Türk Ticaret
Kanunundaki düzenlemelere göre tüm iş sahiplerinin bir
internet sitesi olması gerekiyor. Sitebuilder Basic, en iyi
kalitede ve 2.99 $/ay gibi makul bir fiyatla sunuluyor. Büt-
çe dostu bu hazır web sitesi versiyonu, STRATO’nun ISO
27001 sertifikalı Almanya lokasyonlu veri merkezlerinde
barındırılıyor. Sitebuilder Basic’in çekici bazı özellikleri:
Pakete dahil ücretsiz 1 alan adı: Sitebuilder Basic’in çeşitli şablonlarıyla sitelerini kuran kullanıcılar, istedikleri
adresi çoktan alabilecekler. Her Sitebuilder paketine bir adet .com, .net. .org, .info ya da biz alan adı dahil. Profes-
yonel Dizayn Araçları: Sitebuilder Basic şüphesiz çekici bir fiyat-performans dengesi sunuyor. Dahası, 75 sektör
şablonu, 200 tasarım şablonu ve 150 duyarlı tasarım içeriyor. Güvenlik odakta: STRATO, sıkı veri güvenliği yasala-
rı sebebiyle birçok profesyonelin verilerini barındırmak istedikleri Almanya’da yer alan iki veri merkezi işletiyor.
Ayrıca, Sitebuilder ürünleri SSL sertifikası da içeriyor. STRATO, barındırdığı web sitelerinin editörünü ve güven-
liğini de her daim temin ediyor. Teknik donanımlı uzmanlardan destek: Sitebuilder Basic her ne kadar kullanımı
kolay bir ürün olsa da, STRATO uzmanları, müşterilerin tüm sorularına memnuniyetle cevap veriyor. Sitebuilder
Basic sınırsız trafik, 5 GB esnek mail alanı ve 500 posta kutusu, 5 Sayfa içeriyor. Kurulum ücreti ise yok!
KOBİ Dostu Sitebuilder
Basic artık Türkiye’de
haberler
13. 13
konuk yazar
Mobil cihazların, mobil uygulamaların ve IoT’nin pazara girişi oldukça hızlı
ve eğitim sektörünün bu teknolojiyi erkenden benimsediğini görmemize
şaşırmamamız gerek. Bu neslin etkileşim biçiminin merkezinde yer
alan mobil cihazlarla, doğal olarak mobil yenilikçiliğe öncülük etmek ve
öğrencilerin daha gelişmiş öğrenme deneyimi kazanmalarını sağlama işi
eğitim kurumlarına düşüyor.
Akıllı Sınıfların Geleceği: 2017
İçin Altı Önemli Trend
Bunu yapmak için, öğrencilerin
mobil olma isteğini engellemeyen
teknolojiye yatırım yapmaları gere-
kir; ancak öğrencilerin aynı za-
manda da eldeki ödeve, yani derse
odaklanmayı sürdürmeleri gerekir.
Sürekli gelişmekte olan müfredat ve
SAT’lar (akademik yeterlilik testi),
GCSE’ler (genel orta öğretim sertifi-
kası) ve A Düzeylerini içeren büyük
sınav formatlarının değişmesi ile
birlikte, BT’nin ve başka depart-
manların öğrencilere en iyi fırsat-
ları sunmaları amacıyla, öğrenci ve
personelin ihtiyaçlarını karşılamak
üzere işlevlerinin gelişmeye de-
vam etmesini sağlamak önemlidir.
Bu tartışmalarda, yakın gelecekte
hayata geçirilmesini beklediğimiz 6
temel tema ve trendi saptadık:
Kurum Boyunca Yayılan IoT
Gartner, geçen yıl 5.5 milyon yeni
“nesne”nin her gün ağlara bağlan-
dığını ve 2020’ye kadar yaklaşık 21
milyar cihazın bunlara katılacağını
tahmin ederken, IoT okul cihazları-
nın ötesine hızla genişliyor. Bağ-
lantılı ışıklar ve kapı kilitlerinden,
sınıftaki öğrenime ve öğrenci kayıt-
larına kadar geniş bir yelpazede her
geçen gün daha da fazla yayılıyor.
Her Zaman Hazır Deneyimler
Sadece ‘her zaman, her yerde’ bağ-
lantı talep eden IoT cihazları değil.
İster oyun alanı, sınıf, spor salonu
isterse de toplantı salonunda olsun,
tüm kullanıcılar şimdi cihazların-
dan ve uygulamalarından yüksek
performans bekliyorlar; böylece
içeride ve dışarıda sorunsuz şekilde
çalışıp öğretip öğrenebilecekler.
Akıllı Alanlar
Lokasyona özel servisler bir yıl
önce yeniydi. Bu yıl, içeriğe duyarlı
mobilite, alanlara zekâ eklemek-
le ilgileniyor, böylece alan sizinle
etkileşime girebiliyor. Örneğin, bir
öğretmen sınıfa girdiğinde, ekipma-
nın ve kolaylıkların konfigürasyonu
şimdi otomatik olarak onun profili-
ne göre ayarlanabilir.
Giyilebilir Cihazlar ve
Lokasyonu Tanıyan Çözümler
En iyi akademik performans gös-
tergesi olan derslere devamlılığın
kanıtlanmasının araştırılması ile
risk altındaki öğrencilerin hızla be-
lirlenme özelliği, onları kazanmaya
yardımcı olabilecek müdahalelerin
gerçekleştirilmesine izin verir.
Öğrenim için Sanal Gerçekçilik
ve Artırılmış Gerçekçilik
Ticari sanal gerçekçilik (VR) veya
artırılmış gerçekçilikteki (AR) ye-
niliklere daha geniş erişim, tekno-
lojiyi araştırma laboratuvarlarının
dışına, sınıflara taşıyor. Öğrenimin
giriş seviyesinden daha üst sevi-
yelere kadar öğretmenler, VR ve
AR’i, öğrencileri geçmişte mevcut
olmayan gerçekçi simülasyonlara
sokmak için mekanizmalar olarak
benimsiyorlar.
Yoğunluğu Artan Ortamlar
Öğrenciler, dizüstü bilgisayarlardan
eğlence sistemlerine, bağlantılı ışık-
lara kadar bir çok cihazı kullanıyor-
lar. Sınıf dışında da akıllı telefonlar,
akıllı ekranlar ve tabletlerde dene-
yimlerini paylaşmayı bekliyorlar.
Yemekhaneler, ısınan tepsiler için
sıcaklık göstergelerine, otomatlar-
daki sensörlere ve yemek bileti için
tarayıcılara dayanıyorlar - hepsi-
nin yemek saatlerinde öğrencinin
cihazlarının yanı sıra ağa erişmeleri
gerekiyor.
ErsinUyar/HPEArubaÜlkeMüdürü
14. haberler
İnternetin bankasız ve devletsiz para birimi olarak
bilinen “Bitcoin”, yüzde 32 değer kaybederek son
zamanların en sert düşüşünü yaşadı. Medya Ta-
kip Merkezi (MTM), birçok uzmanın ‘kağıt paranın
geleceği’ olarak adlandırdığı Bitcoin’i merceği altına
alarak, medya raporunu çıkarttı. İşte araştırmanın
detayları… Son haftalarda rekor üstüne rekora ko-
şarak kazandığı değer ile yatırımcılarını sevindiren
sanal para Bitcoin, 2015’den bu yana en sert düşü-
şünü yaşayarak yüzde 32 değer kaybetti. Yaşanan
gelişme teknoloji ve ekonomi dünyasını şaşırttı.
Dünyanın bir ucundan diğer ucuna herhangi bir ara-
cı olmaksızın doğrudan transfer yapılmasını sağla-
yan sanal paralar sunduğu kolaylık sebebiyle büyük
ilgi görüyor. Dijital dünya genelinde birçok alışveriş,
yatırım ve fonlama gibi işlemlerin kolay ve hızlı
yapılmasını sağlayan bu paralar arasında en yaygını
Bitcoin olsa da, her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Kriptolu paraları “paranın geleceği” olarak adlan-
dıran uzmanlar olduğu gibi, yaşanan dalgalanmalar
neticesinde, sanal paraların kendini kanıtlaması
için uzun zamana ihtiyaç duyduğu görüşünü ileten
uzmanlar da var. Medya Takip Merkezi’nin (MTM)
medya raporuna göre “Bitcoin” Ocak ayından bu
yana yazılı, görsel ve internet medyasında 4 bin 739
habere konu oldu. Konu hakkında yaşanan gelişme-
ler, dalgalanmalar ve yatırımcı beklentileri sıklıkla
medyanın yer verdiği konular arasında yer alıyor.
Bitcoin’in Gidişatı Şaşırtıyor
Sağlık sektöründe kurumsal yedekleme, kurtarma, arşivleme ve
bulut alanında global bir lider olan Commvault, hasta bilgile-
rini koruyan, nakit akışını garanti eden ve verimliliği artıran
servis ve çözümlerin lider tedarikçisi olan Harmony Healthcare
IT ile olan teknoloji işbirliğini duyurdu. Commvault Data Plat-
form’un Harmony Healthcare IT’nin arşivleme çözümü Health Data Archiver ile entegrasyonu yoluyla sağlık
alanındaki müşteriler artık, Elektronik Sağlık Kayıtları (EHR) ve Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) sistem-
lerini bir kenara bırakıp, bırakılan eski uygulamaların karmaşık süreçlerini idare edebilirken, onların önemli
klinik ve iş verilerine erişmelerine ve onları korumalarına da izin veriliyor. Veriyi yönetmeye ve korumaya ek
olarak, Heath Data Archiver ile Commvault Data Platform’u kullanan müşteriler, genişletilmiş eDiscovery ve
arama fonksiyonunun yanı sıra, Commvault Software sayesinde bir kenara bırakılmış uygulamalardan gelen
indeksleme ve raporlama için hazır olan verilere sahip olarak daha fazla analitik özelliği de kazanıyorlar.
Commvault ve Harmony Healthcare IT arasındaki işbirliği, CommVault’un veri yönetimi portföyünü geniş-
letiyor ve EHR ve ERP uygulamalarının bir kenara bırakılması sırasında arşivleme yeteneklerini artırıyor.
CommVault, geçen yıl HIMSS’de duyurduğu Commvault Clinical Archive ile birlikte, sağlık hizmeti verenlerin
EHR’yi ve diğer eski uygulamalarını yönetme, geçiş yapma ve bir kenara bırakma biçimlerini değiştiriyor. So-
nuç olarak müşteriler veri depolarını bölüyorlar, böylece maliyetleri ve karmaşıklığı azalmakta, daha iyi veri
paylaşımı sağlanmakta ve sürdürme ve destekleme yükü ortadan kalkmaktadır.
Commvault, Sağlık
Sektörü İçin Platform
Özelliklerini Artırıyor
14
15. söyleşiAli Yavuz ŞAHİN
yavuz@btgunlugu.com
15
Boston’da gerçekleştirilen Red Hat Summit 2017 etkinliği kapsamında
firmanın CEO’su Jim Whitehurst ile görüşme imkanımız oldu. Bakın Jim
Whitehurst yazılım dünyasının geleceği hakkında neler düşünüyor.
Bulut Bilişiminin Çok Daha
Büyük Bir Hikayesi Olacak
Yazılım endüstrisi, 3, 5, hatta
10 yıl sonra neye benzeyecek?
Temel değişim genellikle yavaş
yavaş geliyor. Var olan uygula-
malarda, altyapıda ve iş yapma
biçiminde değişiklikler olacak.
Sonuç olarak, yazılım gibi endüst-
riler sadece önümüzdeki birkaç
yıl içinde pek de farklı görünmü-
yorlar. Bununla birlikte, geleceği-
mizde bulut bilgiişleminin büyük
etkisi olacak. Göreceli olarak
genel BT ihtiyaçlarına sahip daha
küçük kuruluşlar, bilgisayar sis-
temlerini ve yazılımlarını ellerin-
de bulundurmak ve işletmekten
kurtulacaklar. Bu durum firmların
maliyetlerini de büyük ölçüde dü-
şürecek ve buradan artacak para
ile farklı alanlarda yatırım yapa-
bilecekler.
Bununla birlikte, Bulut Bilişim
sadece bir Hizmet Olarak Yazılım
çözümü değil. Bu teknolojinin
gelecekte çok daha büyük bir
hikayesi olacak. Bu, bilgisayarlara
fiziksel olarak bağlanmış sunu-
culardan, çeşitli yerlerde çalış-
tırılabilen verilerin daha akıcı
kataloguna kadar BT kaynakları
hakkında düşünme şeklimizin
değişmesidir. Bu değişiklikler,
birkaç yıl içinde evrimci bir şe-
kilde ortaya çıkmalıdır; çünkü,
BT altyapılarının işletilmesi ve
yönetilme biçimi için bu tarz bir
eylemin gerçeklemesi gerekli.
Bu durum sektörümüzde önemli
etkiler yaratacak.
Yavaş yavaş gelecek bu değişik-
likler önümüzdeki on yılda yay-
gınlaştıkça hem yazılım endüst-
risi hem de yazılımın tüketicileri
üzerindeki etkisi büyük olacaktır.
Çünkü, sürekli yeni teknolojilerin
kısa vadeli etkisini tahmin etmeye
çalışırsak, uzun vadeli etkilerini
hafife alma eğiliminde oluruz.
Bulut Bilişim ile bir kavşak nokta-
sındayız ve geçmişten öğrenilen
bazı dersleri almalıyız. 1980’ler,
tekrar edilmemesi gereken pek
çok şeyin karşımıza çıktığı yıl-
lardı. Bu sadece kötü moda veya
şüpheli saç stillerini değil tabii ki.
Aynı zamanda bizleri kısıtlayan
mega BT sağlayıcılarının ortaya
çıkmasını sağlayan on yıllardı.
Endüstri, Bulut Bilişime ve dikey
yığınlara doğru ilerledikçe önü-
müzdeki günler rekabete açık ve
yeni hizmetlerin sunulduğu yıllar
olacak. Bu alanda büyük ortaklık-
lar ve yeni iş birliktelikleri bizleri
bekliyor.
Yazılım endüstrisi gelecek
beklentileri nasıl şekillenecek?
Gördüğümüzde büyük bir değişim
yaşadığımız gerçeğini unutmama-
lıyız. Kurumsal kullanıcıların ve
alıcıların beklentileri bu bağlamda
gün geçtikçe artacak. Kullanımı
kolay, edinilmesi kolay ve kişi-
sel cihazlar da dahil olmak üzere
çeşitli cihazlarda tüketilebilecek
yazılımlar bekliyorlar. Bu, mobil
aygıtların ve verilerin büyüme-
sinin kurumsal BT altyapılarının
ölçeklenebilirliğini vurgulamasıy-
la aynı anda gerçekleşiyor. Genel
Bulut hizmetleri ve altyapı hiçbir
şekilde bu zorluklar için sihirli
mermiler değil, ancak en azından
kısmi yanıt olarak bu tarz çözül-
melerle ihtiyaçlarımıza cevap
verebiliriz.
Bir başka büyük eğilim enteg-
rasyondur. Kullanıcıların farklı
ortamları var ve birlikte çalışacak
yazılımlar bekliyorlar. Yalnızca
mütemadiyen satıcıların tarihsel
olarak ne kadarını incelediğinizi
düşünüyorsanız, aslında büyük
bir ilerleme kaydettiğimizi göre-
ceksiniz. Her ne kadar görünüşte
zamanı geri almaya çalışan birkaç
şirket olmasına rağmen, birlikte
çalışabilirlik ve esneklik beklentisi
tüm bunların üzerinde yer alıyor.
Gelecekte kullanıcılar ihtiyaçla-
rına günümüzde bulduklarından
daha fazla çözüm bulacaklar.
JimWhitehurst/RedHatCEO
16. özel haber
Kaspersky Lab, her yıl düzenlediği Cyber Security Weekend etkinliği
kapsamında Ortadoğu, Türkiye ve Afrika’dan (META) iş dünyasının
temsilcileri ile bünyesinde çalışan siber güvenlik uzmanlarını 26-29 Nisan
tarihleri arasında Viyana’da bir araya getirdi. Tüm detaylar haberimizde...
Kaspersky Lab Türkiye’yi de
Kapsayan Bölgenin Siber Tehdit
Trendleri Açıklandı
Etkinlik kapsamında küresel ve böl-
gesel siber tehditler ve güvenlik ala-
nındaki trendlerle ilgili bilgiler payla-
şan uzmanlar, öncelikli olarak sanayi
ve finans sektörleri olmak üzere, böl-
gedeki iş dünyasını etkileyen başlıca
tehdit vektörleri hakkında bilgiler
verdi. Bireylerin, iş dünyasının ve hü-
kümetlerin akıllı şehirler kapsamında
kullandığı internet bağlantılı cihazla-
rın korunması ise özellikle üzerinde
durulan bir konu oldu. Kaspersky Lab
Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi’n-
den Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı
Ghareeb Saad,“2017’nin ilk çeyreğin-
de siber suçluların dikkatinin wiper
adı verilen silicilere ve özellikle de fi-
nansal suçlara kaydığını gözlemledik.
Tespit edilmeyi neredeyse imkansız
hale getiren ve adli araştırmaları
zorlaştıran dosyasız zararlı yazılım-
lar, hem hedefli saldırılar düzenleyen
failler, hem de siber suçluların geneli
tarafından kullanıldı. Etkinliğimiz-
de ATMitch olaylarında kullanılan
böyle bir ‘görünmez’ saldırı örneğini
yeniden canlandırdık. Bu tür tehdit-
ler düzgün güvenlik çözümlerinin,
güvenlik istihbaratının ve dikkatli
bir şekilde yönetilen olay müdahale
süreçlerinin önemini bir kez daha
gözler önüne seriyor.” dedi.
Etkinlikte ayrıca Kaspersky Lab’ın
büyük şirketlere yönelik gelişmiş
tehditleri ve hedefli saldırıları tespit
etmekte kullanılan Kaspersky Anti
Targeted Attack Platform çözümü-
nün yenilenmiş sürümü tanıtıldı. İle-
ri makine öğrenimi algoritmalarını,
tüm dünyadan gelen eyleme geçiri-
lebilir tehdit istihbaratı ve müşteri
altyapısına uyumluluk becerisiyle
harmanlayan çözüm, en karmaşık ve
en zararlı saldırıları dahi gelişimle-
rinin herhangi bir aşamasında tespit
etmek konusunda büyük şirketlere
yardımcı oluyor.
2017 yılı birinci çeyreği özelinde
etkinlikte paylaşılan Kaspersky
Security Network (KSN) istatistikle-
rine göre, yerel tehditlerden (yerel
ağlar, USB bellekler, CD’ler, DVD’ler
aracılığıyla yayılan zararlı yazılım-
lardan) etkilenen en yüksek kullanıcı
sayısına sahip ülke %66,5 ile Cezayir
oldu. Ardından ise Fas (%59), Tunus
(%57,9) ve Mısır (%52,8) geldi. Orta-
doğu’da ise listenin başını Umman
(%54,6), Suudi Arabistan (%53,1)
ve Katar (%49,8) çekti. Ocak-Mart
2017 sürecinde en yüksek sayıdaki
çevrimiçi tehditlere de yine Cezayir
(KSN kullanıcılarının %38,1’i), Tunus
(%32,4), Fas (%26,1) ve ardından
Mısır (%23,5) olmak üzere, Afrika’nın
aynı ülkelerinde rastlandı. Ortado-
ğu’da en fazla tehditle karşılaşan
ülkeler ise Katar (%29,7), Suudi Ara-
bistan (%24,2) ve BAE (%23,6) oldu.
Güney Afrika, META bölgesinde siber
tehditlerden etkilenen kullanıcı sayı-
sı en düşük ülke olurken (%46,8 yerel
ve %12,9 çevrimiçi tehditler), Türki-
ye’deki KSN kullanıcılarının %18,8’i
çevrimiçi tehditlerden ve %47,1’i ise
yerel tehditlerden etkilendi. Bölgede-
ki fidye yazılımı tespitleri, bir önceki
yılın ilk çeyreğine göre %36 artış
gösterdi ve Kaspersky Lab uzmanları-
na göre, fidye yazılımlarının siber suç
ekosisteminde hizmet olarak yazılım
modeliyle yayılıyor olması sebebiyle
artmaya da devam edecek. Kaspersky
Security Network, yine 2016’nın aynı
dönemine kıyasla iki kattan daha
fazla bankacılık Truva atı tespit etti
(%121 artış). Kaspersky Lab ürünleri
tarafından engellenen mobil saldırı
girişimleri ise 1,5 kat artış gösterdi.
Etkinliğin özel konuğu olarak bir
açılış konuşması yapan CYBERPOL
Siber Terörle Mücadele Birimi
Başkanı Shehab Najjar, şu yorumda
bulundu: “Siber suç mevzuatı gerek
dünya çapında, gerek META böl-
gesinde hala geliştirilmeye devam
ediyor. Aynı zamanda, bilgi tekno-
lojilerindeki ilerlemeler sebebiyle
hem bireysel kullanıcılar hem de
iş dünyasını hedef alan daha çok
tehdit vektörüyle karşılaşıyoruz. Bu
sebeple, Kaspersky Security Wee-
kend etkinliğinde olduğu gibi, genel
bilgilendirmeler ve tavsiyeler aracılı-
ğıyla siber güvenlik farkındalığını
artırmak, interneti daha güvenli bir
ortam haline getirmek konusunda
önemli bir rol oynuyor.”
16
17. 17
Kaspersky Lab Cyber Security Weekend etkinliği çerçevesinde CYBERPOL
Siber Terörle Mücadele Birimi Başkanı Shehab Najjar ile DAEŞ ve diğer terör
örgütlerinin siber dünyadaki faaliyetleri hakkında konuştuk. Tüm detaylar
söyleşimizde...
DAEŞ’i Siber Dünyada Bitirmek
İstiyoruz
söyleşi
CYBERPOL organizasyonunu
bizlere biraz anlattır mısınız?
CYBERPOL Neler yapar?
CYBERPOL olarak uluslararası
siber riskleri önleme ve bunlarla
mücadele konusunda eğitim ve far-
kındalık yaratmayı amaçlayan bir
kuruluşuz. Günümüz dünyasını di-
jital dünya olarak tanımlayabiliriz.
Tabii ki dijital deyince hemen aklı-
mıza tehditler ve saldırılar geliyor.
Çünkü tüm dünyanın bağlandığı
interneti kullanıyoruz ve tehdit-
lerin ne zaman, nasıl ve nereden
geleceği belli değil. CYBERPOL
olarak siber güvenlik alanında
çalışan yetkililer arasında iletişim
sağlıyoruz. Bu sayede şirket içeride
güvenlikten sorumlu kişiler yeni
tehditlerden kısa sürede haber
alabiliyorlar. Ayrıca yaptığımız
araştırmaları paylaşarak gelecek
güvenlik trendlerini açıklıyoruz.
Bu sayede çalışanlar kurumları için
risk yönetimini hızlı ve doğru bir
şekilde yapılandırabiliyorlar. Bir
anlamda güvenlik alanında çalışan
kişilerin karşılaştıkları zorluklara
daha geniş bir bakış açısı ile bak-
masını ve bu alanda uluslararası
iletişime yardımcı oluyoruz diye-
bilirim. Tabii ki güvenlik konusun-
da ülkelerin askeri makamları ve
kamu kurumlarıyla da siber terör
tehditleri konusunda çok yakından
çalışıyoruz.
Siber terörden bahsettiniz bu
konuda çalışmalarınız neler?
Bildiğiniz gibi şu anda orta doğu-
da DAEŞ adında bir terör örgütü
bulunmakta. DAEŞ sadece eline
silah alıp saldırılar yapan bir terör
örgütü değil. Siber dünyada da fa-
aliyetlerini sürdürüyor. CYBERPOL
olarak META (Orta doğu, Türkiye,
Afrika) bölgesinde DAEŞ’in siber
faaliyetlerine odaklanmış durum-
dayız. 2017 yılının ocak ayında DA-
EŞ’i destekleyen 16 web sitesi tespit
ettik ve bunları kapattırdık. Ayrıca
DAEŞ propagandası yapan 4560
Facebook hesabı tespit ettik ve
bunları kapattırdık. DAEŞ hakkında
haberler yayınlayan ve destekleyici
yazılar yazan 2426 Twitter hesabı
tespit ettik ve kapattırdık. Bunların
yanında şimdiye kadar 46 Youtube
hesabının da DAEŞ propagandası
yaptığını tesit ettik. Yine bu hesap-
ları platform yöneticileriyle görü-
şerek kapattırdık. Şubat 2017 de
ise yine DAEŞ propagandası yapan
9 web sitesi, 310 Facebook hesabı,
714 Twitter hesabı ve 9 Youtube
kanalını kapattırdık. CYBERPOL
olarak DAEŞ ve buna benzer terör
örgütleriyle mücadelemiz sürüyor.
Bu konuda elimizden geldiğince ül-
kelere yardım ederek terör tehdit-
lerini yok etmeye çalışıyoruz.
Siber Dünyadaki tehditleri göz
önünde bulundurursanız hangi
ülkelerdeki faaliyetlerin arttı-
ğını görüyorsunuz?
Siber atak tehdit aktivitelerin sayısı
tüm dünyada artmaya devam edi-
yor. Bu durumun kullanıcı ora-
nıyla bağlantılı olduğunu söyle-
yebilirim. İnternet kullanıcı sayısı
arttıkça tehdit sayıları da artmaya
devam edecek. Son dönemde
Türkiye, Singapur, Güney Afrika ve
bazı Kuzey Afrika ülkelerinde ak-
tivitelerin daha fazla yaşandığını
görüyoruz. Bu konudaki çalışma-
larımız sürüyor ve düzenli olarak
raporlar yayınlayarak ilgili kişileri
bilgilendiriyoruz.
Siber tehditler en çok hangi
sektörleri etkiliyor?
META bölgesini ele aldığımızda
kamu tarafının siber tehditlere en
fazla maruz kalan sektör olduğunu
görüyoruz. Bunu elektronik ticaret
ve müşteri hizmetleri sektörleri
takip ediyor. Ama şunu belirt-
memde fayda var; kamuya yapılan
saldırılar diğer sektörlere göre
açık ara önde.
ShehabNajjar/CYBERPOLSiberTerörle
MücadeleBirimiBaşkanı
Ali Yavuz ŞAHİN
yavuz@btgunlugu.com
18. özel haber
18
D
ell EMC’nin tanıttı-
ğı yeni modern veri
merkezi teknolojile-
riyle kurumlar dijital
dönüşüm sürecini ko-
lay ve hızlı bir şekilde atlatabile-
cek. Dijital dönüşüm, endüstrilerin
ve işletmelerin temelini değişti-
recek bir kavram olarak karşımı-
za çıkıyor. Benzeri görülmemiş
miktarda kullanıcı, uygulama ve
veri hacmi, geleneksel altyapıyı
çiğneyerek teknolojinin getirdiği
yeniliklerle birlikte kurumların
yararına kullanılacak. Bu yeni
dijital dünyada başarılı olmak için
şirketlerin geleneksel altyapıdan
kurtulup BT dönüşüm sürecine
girmeleri şart.
Etkinlikte Dell EMC tarafından
yapılan yeni duyurular ile birlik-
te, şirketler modern bir mimari
üzerinden müşterilerine daha iyi
hizmetler sunabilecekler. Artık
şirketler Dell EMC’nin sunduğu
hizmet ve ürünleri bulut benzeri
bir fiyatlama modelini ile sattın
alabilecekler. Bu sayede şirketler
ortam düzeylerini büyütebilir veya
azaltabilir, yalnızca bileşen düze-
yinde veya veri merkezi düzeyinde
kullandıkları kadar ödeyebilecek-
ler.
Bilişim teknolojileri dönüşüm
eğrisinin ardındaki şirketler, eski
altyapıları ile gelişen dünyada geri
kalmaya mahkumlar. Kuruluşlar
sayısal olarak dönüşüme yöneldik-
çe, BT olgunluğu hangi şirketlerin
kazanılabileceğini belirlemek için
belirleyici bir faktör olabilir. As-
lında, Dell EMC tarafından ortaya
konulan yeni Kurumsal Strateji
Grubu (ESG) 2017 BT Dönüşüm
Olgunluk Eğrisi çalışması, en
olgun organizasyonların % 85’inin
rekabet edebilecekleri ve başarabi-
lecekleri “çok güçlü” veya “güçlü”
konumda olduğuna inandıklarını
gösteriyor. Önümüzdeki birkaç
yıl içinde pazar, en az olgunlaş-
mış şirketlerin % 43’ü ile tezat
oluşturuyor. Bununla birlikte, BT
olgunluğunda ilerleme kaydetmek,
çevikliği, yenilikçiliği ve gelişmiş
işletme sonuçlarını beraberinde
getiriyor.
Dell EMC Başkanı David Goulden
Dell EMC World 2017 etkinliğinde
yaptığı konuşmada, “Dijital dönü-
şüm eğilimi yalnızca BT dönüşüm
yolculuğuna başlama ihtiyacını
takviye ederek yoğunlaşacak”
dedi.
Goulden sözlerine şöyle devam
etti: “Dell EMC, müşterilerin bu
ilk adımı atmasına yardımcı olmak
için ideal bir ortaktır. Dell EMC
müşterilerimiz için gelecek bir
sonraki yenilik dalgasını ve ilerle-
meyi sağlayacak teknolojileri ge-
liştirmek ve sunmak konusundaki
kabiliyetimizi hızla artırdı.”
Dell Technologies Capital Yılda
100 Milyon Dolar Yatırım Yapacak
Dell Technologies, Dell Techno-
logies Capital isimli girişim ser-
mayesini gün yüzüne çıkardı. Dell
Technologies Capital, 70’i aşkın
erken aşamadaki girişimlere aktif
şekilde yatırım yaptı. Birkaç yıl
önceki kuruluşundan bu yana gö-
revi, şirket kurucularına ve ekiple-
rine yenilikçi teknoloji çözümleri
geliştirmeleri ve bunları piyasaya
sunmalarında yardım etmek olan
şirket, ilk kez yatırımlarını ortaya
çıkarıyor.
“Dell Technologies Capital’da,
umut veren girişimlerin dünyayı
değiştirmek için nelere ihtiyaç
duyduğunu iyi biliyoruz,” diyen
Dell Technologies başkanı ve
CEO’su Michael Dell sözlerini şu
şekilde sürdürdü:
“Onlara, inovasyonlara devam
etmeleri ve potansiyellerini
maksimum düzeye çıkarmaları
için gereken kaynakları, ölçeği ve
uzmanlığı sunuyoruz.”
Girişim ekibi; Dell, Dell EMC,
Pivotal, RSA, SecureWorks, Vir-
tustream ve VMware’i içeren Dell
Technologies’in benzersiz kurum-
sal ailesiyle bağlantılı teknolojile-
rin yenilikçi alanlarına odaklanı-
yor. Dell Technologies Capital’ın
yatırım alanlarına verilebilecek
örnekler arasında depolama, yazı-
lım tanımlı ağ, yönetim ve orkest-
rasyon, güvenlik, makine öğreni-
mi/yapay zekâ, Büyük Veri/analiz,
bulut, Nesnelerin İnterneti (IoT)
ve DevOps yer alıyor.
Dell EMC Yeni Modern Veri
Merkezi Teknolojilerini Duyurdu
Dell EMC, Las Vegast’ta gerçekleştirilen Dell EMC World 2017
etkinliğinde kurumların dijital dönüşüm hedeflerini gerçekleştirmesine
yardımcı olmak amacıyla yeni modern veri merkezi teknolojilerini gün
yüzüne çıkardı.
19. 19
Yatırım Hızı Gittikçe Artıyor
Sermayenin, girişimin başarı yo-
lunda ilerlemesi için yalnızca bir
başlangıç oluşturduğuna değinen
Dell Technologies Capital başkanı
Scott Darling, “Yeni şirketler, kap-
samlı ve derin uzmanlığının yanı
sıra kaynaklara ve ölçeğe erişim
sağlayan aktif yatırım ortakları
arıyor. Dell Technologies Capital,
portföy şirketlerimizin bağımsızca
hareket edecek bir hıza ulaşmasına
yardımcı olacak kapsamlı bir sek-
törel iletişim ağına sahip deneyimli
yatırımcılardan oluşan bir ekip. Bu
yatırımları gizlilik içerisinde birkaç
yıldır sürdürüyoruz ve yatırım hızı-
mızı giderek artırıyoruz” dedi.
Dell Technologies Capital, Dell
Technologies’in kurumsal ailesine
özel global ölçek, kanal, OEM ve
pazara giriş ilişkilerine erişimin
yanı sıra deneyimli yönetim kurulu
üyeleri ve derin teknik uzmanlık
sunuyor. Ayrıca sektörde lider tek-
noloji uzmanlarına, yatırımcılara
ve şirket yöneticilerine de erişim
imkânı veriyor.
Dell Technologies Capital’in
Portföyünde Yer Ala İki Şirket
Bu Yıl Öne Çıkıyor
Edico Genome, DNA sekanslama
ile ilişkili yoğun iş yüklerini analiz
etmek için tasarlanmış ilk bio-IT
işlemciyi ve uçtan uca bir plat-
form yarattı.Edico Genome, Dell
Technologies ile birlikte, standart
yazılımla 24 saatten fazla süren
tüm bir genomun analizinin 22
dakikada yapılmasını sağlayan ön-
ceden yapılandırılmış olağanüstü
bir çözüm sunuyor.
Graphcore, Makine Öğrenimi (ML)
ve Yapay Zekâ (AI) uygulamala-
rı için yoğun hızlandırma sunan
yeni bir teknoloji geliştirdi. Şirke-
tin Zekâ İşlem Birimi (IPU), özel
olarak makine zekâsı iş yüklerine
yönelik olarak tasarlanan ilk birim.
Graphcore IPU platformları per-
formansı iyileştirmek, verimliliği
artırmak, bulut ve kurumsal veri
merkezlerindeki AI uygulamalarını
hızlandırma maliyetini düşürmek
için tasarlanmış. Dell Technologies
Capital, Graphcore’a, yenilikçi tek-
nolojilerini çok daha fazla müşte-
riye ulaştırmak üzere Dell Techno-
logies’in OEM ve ürün entegrasyon
özelliklerinden faydalanması için
yardım ediyor.
20. B
izi en çok heyecanlan-
dıran olay ilk günün ilk
saatlerinde gerçekleşti.
Red Hat CEO’su Jim
Whitehurst 2017 Yılı
Red Hat Sertifikalı Profesyonelini
açıkladı. Red Hat’in her yıl bir kişiye
verdiği Red Hat Sertifikalı Profesyo-
neli ödülü yaratıcılık, sıkı çalışma
ve uzmanlığı sergileyen Red Hat
Sertifikalı Profesyonellerini (RHCP)
onurlandırıyor ve bu sene Orhan Bı-
yıklıoğlu ‘na verildi. Orhan Bıyıkoğlu
Turkcell’de Kıdemli Sistem Yönetici-
si olarak çalışıyor. Bıyıkoğlu hem bir
Red Hat Sertifikalı Sistem Yöneticisi
(RHCSA) hem de Red Hat Sertifikalı
Mühendisi (RHCE). Ayrıca Sunucu
iyileştirilmesinde Red Hat Uzmanlık
Sertifikası’na da sahip. Eğitimini,
Turkcell’in sağlam ve esnek BT alt-
yapısının tasarlanması, uygulanması
ve sürdürülmesine yardımcı olmak
için kullandığı gibi, aynı zamanda
maliyet tasarrufunu da sağlamış
durumda.
Bıyıklıoğlu, Turkcell’e on yılı aşkın
bir süre önce katıldığında, 40’dan
fazla farklı sunucuda çalışan 20’den
fazla kritik veritabanı iş yükünü
konsolide etmek için sunucu mima-
risi tasarlayıp uygulayarak Turk-
cell’in Red Hat Enterprise Linux’a
taşınmasını başarıyla gerçekleştirdi.
Şu anda Turkcell Red Hat OpenS-
Red Hat Summit 2017’de
Türkiye Rüzgârı
Açık kaynak kodun en büyük temsilcilerinden Red Hat’in düzenlediği Red
Hat Summit 2017 etkinliği bu yıl Boston’da gerçekleştirildi. BT Günlüğü
olarak tüm dünyadan 6000 kişinin üzerinde profesyonelin katıldığı bu
büyük etkinlikte yerimizi aldık. Bakın Red Hat Summit 2017’de öne çıkan
olaylar nelerdi.
20
21. özel haber
21
hift Konteyner Platformu , Red Hat
openstack Platformunu kullanıyor.
Red Hat Sertifika Yönetmeni Randy
Russell, “Red Hat Sertifikalı Pro-
fesyonel Yılın mesleği sahibini
seçerken yalnızca teknik başarıları
ve Red Hat teknolojileri hakkında
derinlemesine bilgi sahibi değil aynı
zamanda bilgilerini paylaşma istek-
liliklerini de hesaba katıyoruz. Hem
Red Hat Sertifikalı Mühendisi hem
de Red Hat Sertifikalı Sistem Yöne-
ticisi olan Orhan, Turkcell’de Red
Hat teknolojisini tanıttı ve bizlere
yardımcı oldu. Red Hat adına Or-
han’ı tebrik ediyorum” dedi. Orhan
Bıyıklıoğlu ise yaptığı açıklamada;
“Red Hat sertifikaları, performansa
dayalı oldukları için sektörde güçlü
bir itibar ve saygıya sahip. İşyerin-
de olduğu gibi, sınav sırasında elle
tutulur görevleri yerine getirerek,
bilgi ve becerilerin sergilenmesi
gerekiyor. Yılın 2017 Red Hat Sertifi-
kalı Profesyoneli seçilmekten gurur
duyuyorum ve Turkcell’e Red Hat
sertifikası almamı desteklediğim için
minnettarım “dedi.
Red Hat ve Amazon Web Servi-
ces (AWS)‘den Stratejik İttifak
Etkinliğin İkinci günü açıklanan Red
Hat ile AWS ortaklığı büyük ses ge-
tirdi diyebiliriz. Red Hat ve Amazon
Web Services hizmetlerini doğrudan
Red Hat OpenShift Konteyner Plat-
formu içinden erişilebilir hale geti-
recek. Red Hat müşterileri; Amazon
Aurora, Amazon Redshift, Amazon
EMR, Amazon Athena, Amazon
CloudFront, Amazon Route 53 gibi
bir dizi AWS hizmetini kesintisiz bir
şekilde yapılandırabilir ve dağıtabi-
lir. Ayrıca artık Elastic Load Balan-
cing’i doğrudan Red Hat OpenShift
konsolundan birkaç tıklamayla
yükleyebilecekler.
2008’den bu yana, Red Hat ve Ama-
zon Web Services (AWS), AWS’de
Red Hat Enterprise Linux’u çalıştır-
mayı kolaylaştırmak için iş birliği
yapıyor. Endüstrideki onbinlerce
müşteriye, SAP uygulamaları, Oracle
veritabanları, analitik uygulama-
lar ve daha pek çok şey gibi geniş
bir yelpazede kritik önem taşıyan
kurumsal uygulamalar, AWS’de Red
Hat Enterprise Linux ile çalışıyor.
Kuruluşlar, konteynerlerin içinde uy-
gulama dağıtımını gittikçe daha faz-
la keşfederken, her iki şirketten de
Red Hat OpenShift tabanlı alanları
AWS’de dağıtmak ve yönetmek için
istekte bulundular. Bu ittifakla AWS
ve Red Hat müşterilerine, bir dizi
AWS hesaplama, veritabanı, analitik,
makine öğrenmesi, ağ oluşturma,
mobil ve çeşitli uygulama kullanarak
Red Hat OpenShift Konteyner Plat-
formu ile konteyner tabanlı kurum-
sal uygulamaları kolayca kurma ve
genişletme olanağı verilecek. Red
Hat OpenShift Konteyner Platformu
müşterileri kendi alanlarında veya
bulutta aynı uygulama geliştirme
platformunu kullanabilecekler. Bu
aynı zamanda müşterilerin daha
çevik olmasını sağlayacak. Red Hat
ve AWS, her iki şirket tarafından
da desteklenen tek bir destek yolu
sağlamak için birlikte çalışacaklar,
böylece müşteriler kendi uygulama-
larını güvenle çalıştırabilecekler.
Red Hat ve AWS, entegrasyonları
2017 sonbaharında beklenen genel
kullanılabilirliğe sahip olacak. Red
Hat Enterprise Linux, Red Hat Cloud
Access veya isteğe bağlı olarak AWS
aracılığıyla edinilebiliyor olacak.
Bulut Geliştirme Ortamı
OpenShift.io
Etkinlikte yapılan bir diğer önemli
duyuru ise Bulut platformuyla ilgi-
liydi. Red Hat, bulut platformu üze-
rinde konteyner tabanlı uygulamalar
oluşturmak için optimize edilmiş üc-
retsiz bir çevrimiçi geliştirme ortamı
olan Red Hat OpenShift.io’yu duyur-
du. İşletmeler sürekli gelişen tek-
nolojik yenilikler ile rekabet etmek
zorundadır. Bu nedenle, uygulama-
ları hızla geliştirme ve ölçeklendir-
me şirketler için olmazsa olmazlar
arasındadır. OpenShift.io, uçtan uca
uygulama geliştirme ortamıyla, tüm
geliştirme aşamalarında kurulum ve
adresleme gerektirmeyen yapısıyla
dijital dönüşüme göz kırpıyor.
IDC’ye göre, dijital dönüşümle uğ-
raşan şirketler 2018’e kadar yazılım
geliştirme yeteneklerini ikiye katla-
yacaklar. Bu hızlı genişleme, dağı-
tılmış geliştirme ekiplerinin daha
yüksek kalitede uygulamaları daha
hızlı üretmesini anlamına geliyor.
Bu ekipler, Linux ve mikro servisler
gibi modern geliştirme teknolojile-
rini sık sık kullanıyorlar. Ancak bu
teknolojilerin tüketimini kolaylaştı-
ran araç ve ortamlardan da yararlan-
mak zorundalar.
Fabric8, Jenkins ve Eclipse Che
gibi birçok açık kaynak projesinin
yeniliklerini birleştiren Red Hat
OpenShift.io, kurumların dijital
olarak değişen bir pazarda ilgi dü-
zeyini korumasına yardımcı olmak
için gerekli uygulama geliştirme
araçlarını ve ortamlarını sunuyor.
Platform, aynı binada veya dünya-
da bulunan geliştirme ekipleri için
tasarlanmış olup, hibrid bulut or-
tamlarına yerleştirilen konteyner-
lerle, mikro hizmet tabanlı çözüm-
leri daha etkili bir şekilde sunmak
için tasarlanmış.
Red Hat OpenShift.io, geliştirme
ekiplerinin kritik güvenlik açıklarını
ve yaygın olmayan kullanım düzen-
lerini daha iyi algılamasına yardımcı
olan güçlü, gerçek zamanlı yığın
analizi sunuyor. Bu, yazılım yığını
seçimlerinde geliştiricinin güvenini
arttırıyor ve endüstrinin en iyi uy-
gulamalarını temel alan takılmama
ve yığın önerileri sağlarken riski de
azaltıyor. Geliştiriciler, yerel olarak
herhangi bir şey yüklemeye gerek
kalmadan tüm platformu kullana-
bilecek ve uygulamalar varsayılan
olarak Linux konteynırlarına yerleş-
tirilecek. OpenShift.io ayrıca ücret-
siz abonelik seçeneğini de içeriyor.
22. 22
E
şi görülmemiş büyük-
lükte bir fidye yazılımı
saldırısı olan WannaCry,
tüm dünyadaki organi-
zasyonları ve bireysel
kullanıcıları etkiledi. İnternet ve
veri güvenliğinde küresel lider
Trend Micro, tüm dünyadaki teh-
ditleri gözlemlediği Smart Prote-
ction Network aracığıyla topladığı
verilerle WannaCry saldırısının
bilinmeyenlerini açıkladı.
Trend Micro’nun araştırma bö-
lümü TrendLabs’in 2017 öngörü
raporuna göre 2017 yılının fidye
yazılımların yılı olacağı beklenen
bir gelişmeydi. Yine TrendLabs’in
sunduğu 2016 değerlendirme ra-
porunda da 2016 yılda fidye yazı-
lım çeşitliğinde yüzde 752 oranın-
da artış olduğu açıklanmıştı. 2017
yılının Nisan ayında ilk örnekleri
görülmeye başlanan ancak o
Türkiye’de WannaCry
Bağlantılı 166 Çeşit Fidye
Yazılımı Tespit Edildi
Trend Micro tüm dünyayı kasıp kavuran fidye yazılımı saldırı WannaCry
ile ilgili topladığı verileri açıkladı. WannaCry Avrupa’da en fazla İngiltere
ve İspanya’yı vururken, Trend Micro, Türkiye’de WannaCry bağlantılı 166
çeşit fidye yazılımı tespit edip engellediklerini açıkladı
23. özel haber
23
sırada daha ismi konulmamış olan
WannaCry fidye yazılımı, ilk çıktığı
andan itibaren Trend Micro tara-
fından takip edildi.
WannaCry Öncesi ve Sonrası!
Trend Micro, Smart Protection
Network 7 Mayıs’tan itibaren
sistemlerdeki bazı şüpheli ha-
reketleri gözlemlemeye başladı.
Geniş çaplı saldırının başladığı 12
Mayıs tarihine kadar ise WannaCry
fidye yazılımıyla bağlantılı ola-
rak MS–17–010 güvenlik açığını
kullanmaya çalışan 18 bin 59 adet
saldırı girişimi herhangi bir zarara
veremeden Trend Micro tarafından
engellendi. Trend Micro, dosya
yapıları ve davranışsal analiz test-
lerinde yaptığı inceleme ile Wan-
naCry saldırısında kullanılan 2 bin
128 dosyayı da daha saldırı gerçek-
leşmeden engellemiş oldu.
Saldırının yoğunlaştığı 12 Mayıs
tarihinden 15 Mayıs tarihine kadar
ise Trend Micro’nun verilerine göre
ise toplamda 92 bin 141 WannaCry
dosyası engellendi. Bunların 22
bin 39’u Tayvan’da, 14 bin 462’si
Meksika’da ve 13 bin 645’i ise
Japonya’daki saldırı girişimlerinde
engellendi. Sağlık kurumlarının
büyük darbe aldığı İngiltere’de
toplam 3 bin 508, İspanya’da ise
4 bin 595 adet WannaCry dosyası
Trend Micro tarafından engellendi.
Saldırı döneminde Türkiye’de ise
166 WannaCry dosyası engellendi.
Trend Micro’nun belirlemelerine
göre Avrupa başta olmak üzere
Ortadoğu, Japonya ve Asya Pasifik
bölgesindeki bazı ülkelerde önemli
oranda saldırılar gerçekleşti.
Kimler Etkilendi?
WannaCry fidye yazılımı saldırı en
çok sağlık, üretim, enerji(petrol ve
gaz), teknoloji, gıda ve içecek, eği-
tim, kamu, medya ve iletişim sek-
törlerini vurdu. Saldırının geneli
hedef yapısından dolayı belli başlı
sektörleri ve şirketleri hedef aldığı
düşünülmüyor.
2017’de PoS Cihazları ve
ATM’ler de Fidye Yazılımların
Hedefinde Olacak
Trend Micro’nun tahminlerine göre
2017 yılında, fidye yazılımlarının
özellikle Nesnelerin İnterneti plat-
formlarının yanında, POS cihazları
ve ATM’ler başta olmak üzere PC
dışındaki platformlara da yayılması
tehlikesi mevcut.
Ne Yaptı?
WannaCry fidye yazılımının tam
176 farklı dosya türünü kilitlediği
belirlendi. Bunlar arasında, veri
bankaları, multimedya dosyaları,
arşiv dosyaları ve Office doküman-
ları da yer alıyor. Saldırı gerçekleş-
tikten sonra ise tam 27 farklı dilde
hazırlanmış fidye mesajı ekranda
beliriyor ve kullanıcılardan 1 Bit-
coin yani 300 dolar değerinde fidye
isteniyor.
Nasıl Engellenebilir?
WannaCry’ın normal fidye yazılım-
larından en büyük farkı ise adeta
bir solucan yazılımı gibi diğer
makinelere de yayılabilmesi. Wan-
naCry TCP 445 portunu kullanarak
bulaştığı bilgisayarın bulunduğu
ağdaki diğer cihazlara da bulaşabi-
liyor. Trend Micro’nun yaptığı araş-
tırmalar sonunca fidye yazılımın
TCP 445 portu kapatılmasa dahi
uyku modundaki bilgisayarlara
bulaşamadığı belirlendi. WannaC-
ry’ı engellemenin en önemli yolu
ise güvenlik yazılımlarının gün-
cellemelerini zamanında yaparak.
MS–17–010 gibi güvenlik açıklarını
hızlıca kapatmak.
Kullanıcıların güvenlik yamalarını
zamanında uygulamaları bu gibi
saldırıları engellemek için hayati
önem taşıyor. Yamaları test etmek
ile iş operasyonlarını sürdürmek
arasında bir denge bulmak zor ola-
bilir, ancak yazılım yamalarını za-
manında uygulamak ve sunucuları
güncel tutmak günümüz işletmele-
ri için büyük bir zorunluluk. Sanal
yama uygulaması ise BT yönetici-
lerinin işlerini kolaylaştıran bir uy-
gulama olarak öne çıkıyor. Güven-
lik açığıyla ilgili yama uygulanana
kadar, sistemlerin saldırılara karşı
savunmasız olduğu “maruz kalma
süresindeki sorunları aşabilmek
için sanal yama uygulanabilir.
Sanal yama uygulaması güvenlik
yaması henüz mevcut olmasa bile
koruma sağlar.
24. özel haber
24
V
eeam dünya genelin-
deki şirketlerin Veeam
Availability Suite for
the ‘Always on Cloud’
ile sorunsuz Dijital Ha-
yat deneyimi yaşamalarına yardımcı
oluyor. Veeam Availability Suite,
temelde yeni çözümü ile: Dijital
Hayat’ın ne zaman, nerede ve nasıl
istenirse istensin erişilebilir olacağı
güvencesi ile Kesintisiz İş Süreklili-
ğini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, bulutlar
arasında herhangi bir şeyi herhangi
bir yerde devamlı kurtarma, Çoklu
Bulut ya da Hibrit Bulut ortamında
yedekleme, kopyalama ve kesintisiz
veri koruma (CDP) gerçekleştirebilir-
siniz.
Dijital Dönüşüm Esnekliği kolay,
güvenli ve güvenilir bulutlar arası
veri yönetimini ve taşınmasını sağlar.
Veeam’in sağladığı yazılım tanımlı,
donanım ve buluta bağımlı olmayan
platform sayesinde kullanıcı ihtiyaç-
ları değiştikçe onlara uyum sağlaya-
bilirsiniz.Analitik ve Görünebilirlik
özelliği ile şirketler artık verilerini
güvenle izleyebilir, analiz edebilir ve
harekete geçebilir. Veeam ve iş ortağı
ekosistemi güçlü veri analitiği ve
keşfini, basitleştirilmiş veri yöneti-
mini, iş akışı otomasyonunu ve daha
fazlasını sağlıyor.
Veeam’in eş CEO’su ve Başkanı Peter
McKay günümüzün kullanıcıları-
nın talepkar olduğunu belirtiyor.
“Kullanıcılar, evde, işte ya da okulda
sorunsuz bir dijital deneyim istiyor.
Şirketler bu doğrultuda BT strateji-
lerini ve hizmet modellerini tekrar
gözden geçirmeli. Erişilebilirlik en
üst düzeyde öneme sahip. Şirketler
buluta taşındıkça Veeam de Çoklu
Bulut ve Hibrit Bulut ortamların-
daki hizmetlerin, uygulamaların ve
verinin erişilebilirliğini garantili-
yor. Veeam geçtiğimiz 10 yılda özel,
yönetilmiş, açık ve SaaS bulutları için
pek çok pazar yaratan yetkinlikleri ve
yüksek düzeyde farklılaştırılmış çö-
zümleri ile alanında lider ve yenilikçi
şirket oldu. VeeamON’da bu çıtayı
daha da yukarıya taşıyoruz.”
VeeamON 2017’de yeni Veeam Ava-
ilability Suite v10 ve genişletilmiş
Veeam ‘Always-On Cloud’ Availability
Platform tanıtıldı.
Yeni Veeam Availability Suite v10
Veeam Availability Suite v10, yö-
netmek ve korumak için ‘Always on
Cloud’ Availability Platformu’nu
Veeam, Sorunsuz
Dijital Hayat
Deneyimi Sağlayacak
Yeniliklerini Sundu
Kullanıcılar, nerede ya da ne zaman ihtiyaçları olursa olsun bilgilerinin
kullanıma hazır olduğu güvencesine sahip olmak istiyor. Kısacası
sorunsuz bir Dijital Hayat deneyimi istiyor. Yıllık müşteri ve iş ortağı
konferansı VeeamON 2017’de, şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine
yönelik çözümlerin yenilikçi tedarikçisi Veeam Software şirketlerin Çoklu
Bulut ve Hibrit Bulut ortamlarında ‘Kesintisiz Bulut’ Erişilebilirliği’ni
sağlamalarına yardımcı olacak büyük yeniliklerini tanıttı.
25. 25
genişleterek iş devamlılığını ve çevik-
liğini yeni bir seviyeye çekiyor:
Fiziksel sunucular ve Ağa Bağlı
Depolama (NAS)
Yeni Veeam CDP (sürekli veri ko-
ruma) içeren öncelikli uygulamalar
ve görev kritik iş yükleri, özel ya da
yönetilmiş buluta sürekli kopyalama-
yı kullanarak saniye başına kurtarma
SLA’i getiriyor. İşletim sistemi nesne
depolama desteği, uzun dönemli bel-
lek ve uygunluk maliyetlerini azalta-
cak kurallara uygun otomatikleştiril-
miş veri yönetimiyle maliyeti yüksek
olan ana yedekleme depolamasını
kullanılır hale getiriyor. Bu Amazon
S3, Amazon Glacier, Microsoft Azure
Blob ve herhangi bir S3/Swift uyum-
lu depolamayla geniş bulut nesne
depolama desteğini kapsıyor.Veeam,
v10’la Çoklu Bulut ve Hibrit Bulut
ortamlarındaki (özel, açık, yönetilmiş
ya da SaaS) herhangi bir iş yükünü
(sanal, fiziksel ya da bulut) destek-
leyerek şirket müşterileri için uçtan
uca erişilebilirlik ve bulutlar arası
veri yönetim platformu da sunuyor.
Veeam, Kurumlar Buluta Taşın-
dıkça, Hizmet Sağlayıcıları İçin
Gelir Fırsatlarını Artırıyor
Veeam, kurumlar buluta taşındıkça,
tedarikçilerinin ve hizmet sağlayıcı-
larının müşterilerine Çoklu Bulut ya
da Hibrit Bulut ortamına geçişlerinde
ve yönetmesinde yardımcı oluyor.
Aynı zamanda açık bulut ve fiziksel iş
yüklerinin yönetilmesi ve korunma-
sında toplam adreslenebilir pazarı da
genişletiyor. Veeam yüzde 100 kanal
modeliyle Servis Olarak Yedekleme
(BaaS) ve Servis Olarak Felaket Kur-
tarma (DRaaS) pazarlarında liderliği-
ni güçlendiriyor.
Veeam’in gerçekleştirdiği yeni araş-
tırmaya göre, büyük şirketlerin yüzde
69’u, erişilebilirliğin Dijital Dönüşüm
için bir gereklilik olduğunun far-
kında. Bu ihtiyaçları gidermek için
şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine
yönelik çözümlerin yenilikçi tedarik-
çisi Veeam Software açıkladığı iş or-
tağı merkezli girişimler ve tekliflerle
müşterileri Çoklu Bulut ya da Hibrit
Bulut ortamına geçerken cirolarını ve
iş fırsatlarını artırmalarına yardımcı
oluyor.
Veeam ‘Always-On Cloud’ Availabi-
lity Platform’daki yeni özellikler iş
ortaklarının ve tedarikçilerin, müş-
terilerinin Çoklu Bulut ortamlarında
verilerini taşımalarına ve yönetmele-
rine yardımcı olurken genel bulut ve
fiziksel iş yüklerinin yönetilmesi ve
korunması aşamasında ciro fırsatla-
rını da artırıyor. Bu özellikle hizmet
sağlama modeli için tasarlanan ve
fiyatlandırılan yeni özellikler ve
programlar şunları içeriyor ve destek-
liyor:
Yeni Veeam Availability Konsolu ve
Veeam Temsilcileri’yle Genel bulut
(AWS, Microsoft Azure ve diğerleri) iş
yükleri, fiziksel sunucular ve uç nok-
taları taşıyor, yönetiyor ve koruyor;
Çok daha geliştirilmiş Hizmet Olarak
Felakat Kurtarma (DRaaS) yetkinlik-
leri içinYENİ Veeam CDP ve vCloud
Director Integration ile Büyük Şirket
Görev Kritik Uygulamaları Koruyor;
Kurumlara arşivlemek ve bellekte
tutma uygunluk ihtiyaçlarını karşıla-
mada yardımcı olacak Hizmet Olarak
Teyp Yedekleme (Tape as a Service);
YENİ Çoklu Kullanım, çoklu veri ha-
vuzu ve otomasyon yetkinliklerinin
olduğuVeeam Backup for Microsoft
Office 365’e sahip Microsoft Office
365;
VAR ve VCSP’yi bağlayan YENİ
Veeam Bulut ve Hizmet Sağla-
yıcı Rehberi (Cloud and Service
Provider Directory)
YENİ Veeam Akredite Hizmet Sağla-
yıcı programıyla Profesyonel Hizmet-
ler Cirosunun ve müşteri memnuni-
yetinin artması.
Veeam eş CEO’su ve Başkanı Peter
McKay Veeam’in müşterilerin Çoklu
Bulut ortamlarında verilerini ta-
şıması ve yönetmesi için yardımcı
olacak ProPartner ve Veeam Bulut ve
Hizmet Sağlayıcı iş ortakları (VCSP)
ekosistemini daha da güçlendirme-
ye odaklandığını belirtiyor. McKay,
VeeamON 2017’de iş ortaklarımızın
çok daha büyük cirolar ve sözleşme-
ler yapmasını sağlayacak çok sayıda
teklif ve programı duyuracağının
altını çiziyor.
Bugün Veeam bulut veri yönetimi ve
koruması için Veeam destekli çözüm-
ler sunan en büyük kanal iş ortakları
ağına sahip. 47.000 Veeam ProPart-
ner ve 15.000 VCSP yedekleme ve
felaket kurtarma hizmetleri verirken
2.900 iş ortağı Veeam Cloud Conne-
ct kullanarak bulutta yedekleme ve
felaket kurtarma çözümleri sunuyor.
McKay, Veeam’in yüzde 100 bir
kanal şirketi olduğunu söyledikten
sonra sözlerine şöyle devam ediyor:
“Veeam bu yeni çözümlerle Hizmet
Olarak Yedekleme (BaaS) ve DRaaS
pazarlarında liderliğini pekiştiriyor.
Ayrıca yüzde 100 kanal stratejisini
tedarikçilerden hizmet sağlayıcılara
kadar genişletiyor.”
26. Y Kuşağı’nı Etkilemenin 5 Yolu
Xerox, iş dünyasına giderek daha fazla hakim olan Y Kuşağı’nın çalışma
motivasyonunu artıracak teknolojik yaklaşımları açıklıyor.
G
ünümüzde, dünya üze-
rindeki insanların büyük
çoğunluğunu artık Y
Kuşağı temsil ediyor. X
Kuşağı’ndan tamamen
farklı alışkanlıklara sahip olarak ye-
tişmiş bu nesil, iş gücü potansiyelini
elinde tutuyor. Son 20 yılda benzeri
görülmemiş bir gelişme gösteren
teknolojik yeniliklerin içinde yetiş-
miş bir nesil olan Y Kuşağı, yüksek
donanımı sebebiyle her zaman iler-
leme arayışı içerisinde olma eğilimi
gösteriyor. Ancak bu durum, gelenek-
selleşmiş metotlarla varlığını sürdü-
ren işletmeler için zorlayıcı olabili-
yor. Dünyanın önde gelen teknoloji
şirketlerinden Xerox tarafından farklı
kuşakların çalışma alışkanlıkları üze-
rine gerçekleştirilen bir araştırmaya
göre, Y Kuşağı’na mensup çalışan-
ların yüzde 20’si ilk iki yıl içerisinde
işi bırakıyor. Aynı çalışanların yüzde
60’ı ise, kendilerini tamamlamadığını
hissettikleri bir işten ayrılmaktan hiç
çekinmeyeceklerini belirtiyor.
Böylesine yüksek beklentileri karşıla-
mak her şirket için kolay olmayabilir.
Xerox iş analistleri, Y Kuşağı çalı-
şanlarının yüksek birikimlerinin ve
potansiyellerinin karşılığını verecek,
onlara gerekli şartları sağlayabile-
cek şirketlerle çalışmak istediğini
belirtiyor. Saydamlık, güven, büyüme
fırsatları ve düzenli geri dönüşler, Y
Kuşağı’nın çalışma hayatının olmaz-
sa olmazları arasında yer alıyor.
Her şirketin iç politikalarını ve çalı-
şan ilişkilerini farklı şekilde sürdür-
düğü göz önüne alınırsa, her şirket
için işe yarayacağı garanti edilen
öneriler sunmanın ne kadar zor
olduğu anlaşılabilir. Ancak, istisnasız
26
27. her şirketin öncelik vermesi gereken
konulardan birinin teknoloji olduğu
aşikar. Y Kuşağı’na mensup çalışan-
ların ilgisini çekebilmek ve daha da
önemlisi, onları kalıcı olarak kaza-
nabilmek isteyen her şirket, çalışma
ortamındaki teknolojik gelişmelere
ayak uydurmak durumunda kalıyor.
Bundan dolayı Xerox, Y Kuşağı’na
mensup çalışan ve çalışan adayla-
rının ilgisini çeken ve onları şirkete
bağlı tutan 5 teknolojik iş yaklaşımı-
nı açıklıyor:
Yeni Nesil Teknolojiye Yatırım
Yapın
Y Kuşağı’nı diğer nesillerden ayıran
en büyük özellik, teknolojiye ver-
dikleri değer olarak öne çıkıyor. Y
Kuşağı’na mensup bir çalışan, eski
teknoloji donanım ve yazılımlar-
la çalışmak istemiyor, her zaman
teknolojiyi takip ettiğinden, tüm
imkanlardan haberi oluyor. Bu du-
rum eski cihazlarla çalışmak isteme-
mek veya seçimlerinin sizden daha
iyi olduğunu iddia etmek anlamına
gelmiyor, sadece akıllıca seçimler
yapma içgüdüsünün bir sonucu
olarak ortaya çıkıyor. Şirket sahip-
leri kullanılacak teknoloji hakkında
akıllıca seçimler yaparsa, çalışanlar
da söz konusu şirketin kendilerine
bir şeyler katabilecek akıllı bir şirket
olduğunun farkına varabiliyor.
Daha Verimli İş Süreçlerini
Destekleyin
Y Kuşağı’na uygun bir çalışma
ortamı oluşturmanın yolunun en
modern teknolojik yenilikleri kul-
lanmaktan geçmesinin esas sebebi,
teknolojinin çok daha verimli çalış-
manın kapılarını açabilecek yegane
unsur olması. Xerox iş analistle-
rinin değerlendirmelerine göre, Y
Kuşağı’nın yeni nesil teknolojilere
yönelmesinin sebeplerinden biri de
sözkonusu teknolojilerin üretkenliğe
yapabileceği katkıların bilincinde ol-
maları. Henüz akıllı bir doküman iş
akışına sahip olmayan şirketler, çok
geç olmadan bu konuda adım atma-
lı. Söz konusu iş akışını elde etmeye
giden yolda Y Kuşağı çalışanlardan
yardım istemek, görüşlerine başvu-
rulmasından hoşlanan bu kuşaktan
çalışanlarla olan bağı güçlendireceği
gibi, en doğru adımları atmaya da
yardımcı olur.
Nereden İsterlerse Oradan
Çalışmalarına İzin Verin
Çalışanlarına evden çalışabilecek-
leri kadar kapsamlı bir özgürlük ve
esneklik sunabilmek veya mobil iş
gücü kullanabilmek sadece orta/bü-
yük çaplı şirketlerin yapabileceği bir
şey değil. Doğru araçlar kullanıldığı
takdirde küçük işletmeler de çalı-
şanlarını ofiste olmadıkları zaman
dilimi içerisinde üretken tutabilir.
Xerox’un iş analistlerine göre, bu sü-
reçte odaklanılması gereken birkaç
soru var:
Mobil cihazlara neden ihtiyaç duyu-
luyor? Mobil cihazları sistemlerinize
nasıl entegre edersiniz? Şirket içi
donanım ve yazılımları daha mobil
dostu yapmanın bir yolu var mı?
Bu soruların birçok farklı cevabı
olabilir. Ancak şu kesin ki, Y Kuşağı
iş kurgusu düzenlenmemiş ofisler-
de tam verim alamıyor. Verimsiz iş
akışları, çalışanların asıl yapmaları
gereken işe odaklanmasını engel-
leyerek üretkenliği düşürüyor. İş
akış süreçleri düzenlenmiş çalışma
ortamlarında ise, zaman kayıpları
ve ofis maliyetleri büyük ölçüde
azalıyor, verimlilik artıyor . Bundan
dolayı da sonuçlara odaklanmayı
seven ve iş akışı ile ilgili süreçlerin
külfete dönüşmesinden yakınan
çalışanlar, bu süreçleri düzenleyebi-
lecek altyapıya sahip şirketleri tercih
etme eğiliminde oluyor. Söz konusu
altyapıya sahip şirketler, çalışma
ortamlarında kişiselleştirilmiş iş
akışları oluşturmaya olanak sağlaya-
rak verimi artıran ve zaman kaybının
önüne geçen Xerox Connectkey gibi
yazılım platformlarını tercih ediyor.
Y Kuşağının Aklında Şüphe
Bırakmayın
Çalışanlara güvenilir bir şirket
olduğunu göstermenin pek çok yolu
var. İşinin güvenliğini yeni nesil
teknolojiler ile sağlayan bir şirket,
çalışanlarına aşılayacağı güveni
maksimize etmiş olur. Xerox’un
ağ güvenliği alanında pazar lideri
McAfee gibi firmalarla yaptığı iş
birlikleri, sadece şirketlerin değil,
çalışanlarının da kişisel bilgilerini
korumaya odaklanıyor.
Bir Amaçları Olduğunu
Hissettirin
Y Kuşağı çalışırken, yaptıklarının
para haricinde bir amaca hizmet
edebilmesini istiyor. Kendileri gibi
işverenlerinin de iş haricinde içinde
yaşanılan toplum ve sorunları ile
ilgili olmasını önemsiyor. Konu
teknoloji olduğu zaman, çevre
dostu çözümler kullanmak Y Kuşağı
çalışanların kafasında, şirketin iş
dışındaki duruşu ile ilgili oluşan
soru işaretlerini gidermeye yardım-
cı oluyor.
Y Kuşağı, bu zamana kadar görül-
müş çalışan tiplerinden çok daha
farklı bir kesimi temsil ediyor. Bu
kuşağın teknolojiye olan güveni,
şirketlere çalışanlar ile kalıcı bir bağ
kurabilecekleri çalışma ortamlarını
hazırlama konusunda önemli bir
ipucu teşkil ediyor.
Xerox, dünya üzerinde on binlerce
şirkete iş süreci ve doküman yöneti-
mi hizmetleri verirken ofis ortamla-
rına ve çalışma biçimlerine yönelik
çok çeşitli araştırmalar yapıyor. Bu
araştırmalarda çalışma biçimleri,
çalışan davranış ve düşünce kalıpla-
rını inceleyen antropolog, sosyolog
ve psikologlarla iş birliği yapıyor.
Bu sayede ofis ortamları, çalışan
yaklaşımları, verimlilik ve perfor-
mans gibi konularda elde edilen
sonuçlara göre teknolojik ürün ve
çözümleri geliştiriyor.
27
28. 28
telekom
Kablosuz İş Ağlarını Daha İyi
Çalıştırmanın İpuçları
Küresel internet çağına ayak uydurmak ve iş yerinizde kullanılan
kablosuz ağların daha yüksek performansla çalışması için bu sekiz
öneriyi dikkate alın!
Z
yxel, kablosuz iş ve ev
ağlarının daha etkin
kullanılması için 8
önemli başlıkta kul-
lanıcıları uyardı. The
Economist tarafından açıklanan
rakamlara göre 2020 yılına kadar
dünya çapındaki yetişkinlerin
yaklaşık yüzde 80’inin elektronik
ödeme, gerçek zamanlı sosyal ağ
ve bilgi paylaşımı gibi hizmetleri
kullanmak için internete bağ-
lanmalarını sağlayacak en az bir
süper-mobil bilgisayar ya da cihaz
taşıyacak.
Ünlü araştırma şirketi Gartner’ın
verilerine göre ise 2017 yılına
kadar işletmelerin yüzde 90’ı iş
yerlerinde Bring Your Own De-
vice-Kendi Cihazını Getir uygu-
lamalarını destekleyecek. Ayrıca
Gartner’a göre 2018 yılında kulla-
nıcıların kendilerine ait taşıdıkları
cihaz sayısı işletmelerdeki cihaz
sayısının iki katına çıkacak.
İş dünyasının kablosuz eğilim
yönünde hızla dönüşüm göster-
diğine dikkat çeken Zyxel Türkiye
Kıdemli Ürün ve İş Geliştirme Mü-
dürü Ömer Faruk Erünsal, Küresel
internet çağındaki bu dönüşümde
29. 29
yarınlara hazır olmak için şimdi-
den aksiyon almamız gerekiyor.
Biz de bu doğrultuda iletişim
altyapılarının daha efektif olarak
kullanılması için öngörülerimi-
zi sektör ile paylaşmak istedik.”
şeklinde konuştu.
Erünsal, Bu bilgiler ışığında
Zyxel’in kablosuz ürünlerini kul-
lanan küçük ve orta boy işletmeler
için önem arz edecek konular için
önerileri şöyle sıraladı:
Ölü WiFi Noktaları
İşletme içinde yer alan olası ölü
WiFi noktaları genellikle kullanı-
cılar için önemli bir sorun.. Ge-
leneksel erişim noktaları konum-
landırılmaları nedeniyle uzak
alanlara ulaşmada sorun yaşar ve
duvarlar da WiFi sinyal kalitesini
düşürür. Bu sorunla baş etme-
nin en kolay yolu da akıllı anten
teknolojisini kullanmaktır. Akıllı
anten teknolojisi, tam 360 derece
kapsama özeliği ile ölü nokta so-
rununa kesin bir çözüm sunar.
Yavaş ve Stabil Olmayan Bağlantı
Birçok kullanıcı ofisteki kablosuz
ağ üzerinden internete bağlandı-
ğında yavaş ve sürekli gidip gelen
dengesiz bir bağlantıyla karşılaşır.
Bu sorun özellikle birden fazla
Access Point kurulmuş alanlar-
da daha sık görülür. Birden fazla
Access Point sinyallerde enterfere
oluşturur bu da dengesiz bağ-
lantının önemli nedenlerinden
biridir. WiFi ortamında yer alan
diğer ekipmanların yaydığı elektro
manyetik dalgalar da yine enter-
fereye neden olur.. Bunun önüne
geçmek ve verimli bir WiFi alt-
yapısı kurmak için Akıllı anten
teknolojisine sahip profesyonel
Kablosuz genişleticilerin kulla-
nılması gerekmektedir.
Verimli Bant Genişliği Kullanımı
Kablosuz bağlantı yönetiminde
karşılaşılan en büyük zorluklardan
biri de aynı ağa bağlı kullanıcı-
lar için bant genişliğinin yetersiz
kalmasıdır. Kullanıcıların yüksek
bant genişliğine ihtiyaç duyan
uygulamaları kullanmasıyla olu-
şan bant genişliği optimizasyonu
talebi kullanıcıların deneyim kali-
tesini belirleyen en önemli faktör
haline geldi. İş ortamlarında bu
sorunu çözmek de kaliteli bir WiFi
erişimi için kritik önem taşır.
Güvenli Bağlantı ve Siber
Güvenlik
Verimlilik, bağlantı güvenliği ve
siber güvenlik, sanal dünyada
özellikle kişisel gizlilik en önemli
konulardan biri haline geldi.. Bağ-
lantı güvenliği ve siber güvenlik
bir kablosuz ağı kurarken dikkat
edilmesi gereken ana unsurların
başında yer alır.
BT Yatırım Değerlendirme
Yönetim etkinliğinin artırılması
ve istikrarlı büyüme, kar amacı
güden tüm işletmeler için birincil
hedef konumunda yer alır. Yöneti-
cilerin korkulu rüyası haline gelen
internet altyapısının yenilenme
maliyeti bazen küçük ve orta
ölçekli kurumlar için ağır bir mali
yük anlamına da gelir. Yöneticiler
sadece sistem yükseltme maliye-
tine değil sistemin verimliliğin
artırılmasına da dikkat etmek
ve bu konu üzerinde düşünmek
zorundadır.
İnternet Yönetimi ve Kurulum
Verimliliği
BT profesyonelleri için internet
yönetimi gündelik işlerinin önemli
bir parçası. Geleneksel olarak topo-
lojik bağlantı sistemini yönetmek
ve bu konuda konuşmak bir norm
haline de gelmiş durumda. An-
cak, bu yöntem son derece zaman
alıcıdır ve beraberinde yönetim
sorunları hatta eksik iş yapmaya
neden olabilir. Dahası yeni sistem
kurulurken ya da mevcut sistem
yükseltilirken BT personeli, olası
hata ve sorunlar karşısında her za-
man tetikte olmalıdır. Bu nedenle,
yönetim ve dağıtım etkinliğini sağ-
layacak bir optimizasyon yönetim
aracı iş performansını belirleyen
çok önemli bir faktör olacaktır.
Kolay Ürün Tasarımı
Kablosuz erişim noktaları, daha
iyi kapsama alanı için örneğin
tavana yakın olan yüksek yerlere
monte edilmelidir. Oteller, resto-
ranlar ve konferans merkezleri gibi
iç tasarımı önemli olan şirketler;
aynı zamanda ürün, ürünün verimi
yanı sıra çevrelerine iç tasarımına
uygun olup olmadığını göz önünde
bulundurmalıdır.
Çevre Dostu Ürünler
Çevre dostu ürünler ve Yeşil
BT-Green IT günümüzde önemli
başlıklardan bir tanesi. Kurumlar,
kamu inşaat ve bölgesel güvenlik
düzenlemeleri gibi çalışmalarında,
kullanım güvenliği, çevre dostu,
enerji tasarrufuna uygun, malze-
melere yöneliyor. Bu gibi kaliteli
malzeme talepleri de ürün alım-
larında önemli başlıklardan bir
tanesi olmuş durumda.
30. 30
Ağınızı Tanıyın ve Koruyun
IoT güvenliğine ihtiyacınız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ağa bağlanan nesne
bir hasta monitörü, bir güvenlik kamerası veya bir aydınlatma sistemi olabilir;
ağa olan her bağlantı, saldırganlar için potansiyel bir yoldur. Bu, birçokları için
oldukça yeni bir kavram, ancak çok gerçek bir problem. HPE Aruba tarafından
yapılan araştırmaya katılan 3100 şirketten %84'ü IoT ile ilgili bir güvenlik ihlali
yaşadıklarını bildirdi.
S
ağlık, kamu, üretim ve
perakende gibi sektörler-
de, IoT’ye dayanan tam
anlamıyla binlerce kulla-
nım örneği var. Her biri,
potansiyel olarak farklı bir güven-
lik protokolü olan farklı bir aygıt
türü ister ve bu da sonsuz tehditler
oluşturur. Onları koruyabilmek için
bu cihazları ve bağlandıkları yeri
görebilmeliyiz. Aşağıda, IoT ile
ilgili ihlallerin çoğunun yaşandığı
sektörlerin bir ‘top 4’ listesi var ve
bunların her birinde IoT’nin nasıl
kullanıldığı hakkında daha ayrıntılı
bilgiler verilmekte. Bu, karşılaştı-
ğımız zorluk hakkında bize bir fikir
verebilir.
31. 31
Sağlık: %89 Oranında IoT İle
İlişkili Bir Güvenlik İhlali
Yaşanıyor
2019 yılına kadar, sağlık kuruluş-
larının %87’si IoT teknolojisini
benimsemiş olacak. Hasta moni-
törleri ve X-ışını / görüntüleme
cihazları; konum takibi ve cihazla-
rın uzaktan kontrolü gibi servisleri
oluşturmak için en çok kullanılan
IoT cihazlarından bazılarıdır.
Tıbbi cihazların yerini bilmek has-
tanın sağlığına büyük katkıda bu-
lunur, ancak güvenlik korkuları bu
noktada büyük bir engel oluşturu-
yor. Sağlık kurumlarının neredey-
se yarısı (%49) cihazlarında kötü
amaçlı yazılım sorunları olduğunu
ve %39’u ise insan hatasının IoT
ile ilgili güvenlik ihlaline neden
olduğunu bildirmişler.
Kamu: %85 Oranında IoT İle
İlişkili Bir Güvenlik İhlali
Yaşanıyor
Hükümetler, bir şehir altyapısına
yeni unsurlar eklerken, eski ve yeni
teknolojiyi dengelemek zorunda-
dırlar. IoT söz konusu olduğunda,
akıllı şehri oluşturmak için eski
teknolojiyi güvenli bir ağ ile den-
gelemek gerekir ve devlet çalı-
şanlarının %49’u bunu belirli bir
zorluk olarak görüyorlar. Hükümet-
ler, IoT’nin benimsenmesinde bazı
sektörlerden daha gerideler. Kamu
görevi yapan BT karar vericilerinin
%35’i, liderlerin IoT’yi çok az veya
hiç anlamadığını iddia etmekte.
Şehirlerdeki eski teknolojinin sı-
nırlamaları ve IoT’nin uygulanması
ile bağlantılı güvenlik riskleri ile
birlikte bu anlayış eksikliği, akıllı
şehrin genişlemesinin karşısına
büyük bir zorluk olarak çıkıyor.
İmalat: %82 Oranında IoT
İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali
Yaşanıyor
Sanayi sektörü, sistemlerin, süreç-
lerin ve makinelerin birbirine bağlı
kalma gereksinimini anlıyor. Bu-
nun gerçekleşmesi için üreticilerin
servisleri mümkün olduğu yerlerde
birbirine bağlaması ve otomas-
yonunu gerçekleştirmesi gerekir,
ancak bu iş şu anda daha güvenli
bir şekilde yapılabilir. Zaten IoT ile
ilgili güvenlik ihlallerinin %50’si
kötü amaçlı yazılımlar ile ilgili ola-
rak ,%40’ı ise insan hatası nedeniy-
le ortaya çıkıyor.
Özellikle üreticilerin, operasyonel
riski azaltmak ve işletim altyapıla-
rını korumak için kimyasal sen-
sörler ve toplama sistemleri gibi
cihazları ağa bağlama arayışında
olmaları ile birlikte, bu kapanması
gereken bir boşluktur.
Perakende: %76 Oranında IoT
İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali
Yaşanıyor
IoT’yi mağazalarında kullanan
perakendecilerin yarısından fazlası
(yüzde 56) müşteri deneyimini
artırmak için kişisel mobil cihaz-
ların ağa erişmesine izin veriyor.
Konuma dayalı olarak mağaza içi
promosyon mesajlarının alınması
büyük bir iştir ve IoT bunu sağla-
yabilir.
Ancak kötü amaçlı yazılım sorun-
ları yüzünden zaten IoT ile ilgili
olarak saldırıya maruz kalan, pe-
rakendecilerin % 41’ini göz önü-
ne alırsak, tüketicilerin yararları
ile ağlarını saldırıdan korumanın
arasında bir orta nokta bulmaları
gerektiği açıktır.
Toplam Ağın Görünürlüğü
Bu endüstrilerin tümünde, şirket-
lerin ağlarına bağlanan cihazlar
hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç
duyduğu açıktır. Ağ yöneticilerinin,
her bir cihaza ilişkin olarak poli-
tikalar/izinler yaratma yeteneğine
sahip olmaları gerekiyor; böylece
bir cihaz kötü amaçlı yazılım veya
insan hatası nedeniyle ele geçiri-
lirse, bu belirlenebilir ve bu cihaz
geniş ağdan çıkarılır.
HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar
yakın zamanda, canlı veri analizi-
nin, güvenlik tehdidini derecelen-
dirmek için cihazların ağa hangi
saatte ve nereden bağlandığını
nasıl gösterdiğini anlattı.
Müşterilerle konuşurken, hangi
sektör olursa olsun, onlardan da
aynı şeyi duyuyorum. Herkes, gü-
venli kalırken, ağ yaklaşımı açısın-
dan tamamen özelleşmek istiyor.
O noktaya varmak için ağın ta-
mamen görülebilir olması gerekir.
Analiz edildiğinde ve erişildiğinde,
toplanan bilgiler için farklı kulla-
nıcılara farklı düzeylerde erişim
sağlanırken, farklı düzeylerde
tehditlere sahip cihazların yerini
saptamada ve güvence altına alma-
da daha özelleştirilmiş olanaklara
sahip olmanıza da izin verir.
Kurumsal alanda IoT zaten ger-
çekleşiyor ve tüm sektörlerde
kullanımının artması kaçınılmaz.
İşletmeler, özellikle var olan çö-
zümlerin IoT’ye yönelik bir tehdit
değil aksine onu bir fırsata çevir-
me olanağı yaratırken, güvenlik
tehditlerinin, pazarın önde gelen
şirketi ile rakibi olmayan şirketler
arasında bir engel oluşturmasına
izin vermemeliler.
32. 32
telekom
2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz
Raporunda Ücret Dağılımları
Şaşırttı!
Uluslararası işe alım ve danışmanlık şirketi Michael Page, toplam 7
sektör ve iş kolunda 2017 yılı ücret dağılımını ele alan 2017 Maaş Analizi
Raporu hazırladı. Maaşları brüt rakamlar üzerinden inceleyen rapor,
finans, mühendislik & üretim, perakende, BT, sağlık & sağlık bilimleri ve
bankacılık sektörlerini ve satış-pazarlama alanlarını kapsıyor.
M
ichael Page Genel
Müdürü Hugo
Campo; “Bu rapor,
maaş gibi hassas
bir konuda şirket-
ler ve iş başvurusunda bulunan
adaylar için bir seviye göstergesi
niteliğindedir. Resmi sonuçlar
olmamakla birlikte elde edilen
veriler danışmanlarımızın incelikli
araştırmalarına ve gözlemlerine
dayanmaktadır. Sektörlerin nab-
zını tutarak, iş profillerine göre
piyasada uygulanan maaş düzeyle-
rini araştırıyor ve ilgililerin kulla-
nımına sunuyoruz.” diyor.
Geçtiğimiz yıl döviz kurlarında
yaşanan dalgalanmalar bankacı-
lıkta maaşları yukarı çekti. Sektö-
rün önemli firmaları ve iş başvu-
rusu gerçekleştiren adaylardan
elde edilen bilgiler ışığında, brüt
rakamlar üzerinden hazırlanan
rapor: bankacılıkta, maaş aralıkla-
rının yıllık 90.000 TL ile – 600.000
TL arasında seyrettiğini gösterdi.
33. 33
Özellikle Kurumsal Bankacılık ve
Özel Sermaye dallarındaki yöne-
ticilerin maaşlarının yüksekliği
dikkat çekti. Özel Sermaye ’de
13 yıl deneyimli bir çalışan yıllık
600.000 TL kazanıyor. Finans sek-
töründe, şirketlerin mali dümenini
tutan CFO’lar ise genelde 2017 de
yıllık bazda 270.000 TL kazanıyor.
Bunun bazen 300–400 bandına ka-
dar da yükseldiğini görebiliyoruz
Mühendislik ve üretim alanında
10–12 yıl deneyimli operasyon di-
rektörlerinin yıllık baz maaşları da
200.000 TL ve üzerinde seyrediyor.
Parekende Sektöründeki Ma-
aşlar Artış Gösteriyor
Perakende sektöründe maaşlar
50.000 TL den, 260.000 TL lara
kadar değişim gösteriyor. Mağaza
büyüklüğü ve deneyim göz önüne
alındığında yıllık brüt maaşlar ise
geçen yıla oranla artış gösterme-
yerek 40.000 TL ile 260.000 TL
skalasında kaldı.
Değişen ve gün geçtikçe dijital-
leşen dünyanın parlayan sektörü
Bilgi Teknolojileri-BT’de 2017 de
yükseliş yaşanıyor. Döviz ku-
rundaki değişiklikler ve talebin
artmasıyla sektör çalışanlarının
maaşlarına da yansıyor. Bu sektör-
de en yüksek maaşı yıllık 280.000
ile deneyimli satış mühendisleri
alıyor. Maaşlarda geçen yıla oranla
yıllık bazda 10.000–20.000 TL
arası artış gözlemleniyor. 8–15 yıl
arası deneyime sahip bir ön satış
mühendisi bir yıl içinde genel-
de en fazla 3000.000TL toplam
paket alıyor. Bu baz maaş ve primi
kapsıyor 20 yıl civarı deneyimli bir
BT müdürünün veya direktörünün
yıllık toplam maaşı 300 – 400.000
TL arasında seyrediyor.
Sağlık Sektörü Yükselişte
Uzmanlar sağlık sektöründeki
yükselişe de dikkat çekiyor. Sek-
törde hızla yükselen pozisyonlar
beraberinde artan maaş paket-
lerini de getiriyor. 1–4 yıl arası
deneyim ile medikal direktörler
geçtiğimiz yıl 250.000–280.000
TL arası maaş alırken 2017 yılın-
da bu rakamlar 350.000–400.000
arasında seyrediyor. Ürün ve
klinik araştırma müdürlerinde
ise rakamlar 900.000 ile 160.000
TL arasında değişiyor. 4 Yıldan
fazla deneyime sahip bir klinik
araştırma müdürü 2016 yılında
170.000TL den fazla kazanırken
yaklaşık %10 zam ile yeni çalışma
yılına başladı.
Maaş Analiz Raporu Hakkında
Michael Page Maaş Analiz An-
ketleri şirketin aday veri tabanı
kullanılarak düzenlenmiştir. Her
bir fonksiyon için pozisyonun
sorumlulukları tek tek belir-
tilmiştir. Şirketler ve adaylarla
sürekli temas içinde olan dene-
yimli Michael Page danışmanları,
profilleri ve fonksiyonları titizlik-
le analiz etmiştir. Her bir pozis-
yon için maaş aralıkları belirlen-
miş ve bu aralıklar belirlenirken,
adayların tecrübeleri, sektörler,
şirket büyüklüğü, cirosu vb. gibi
değerler göz önünde bulundurul-
muştur. Listelenen tüm maaşlar,
sabit ücretleri, değişkenleri ve
avantajları bir arada göstermek-
tedir. Şirket büyüklüğü işten
ayrılma ve işe alımların oranıyla
belirlenmektedir. Minimum ve
maksimum değerler göz önünde
bulundurulmuş ve sunulmuştur.
Tüm maaşlar TL olarak brüt değer
üzerinden ifade edilmiştir.
34. 34
Blesh, Türkiye genelinde AVM, banka, havaalanı, metro istasyonu, kafe
ve restoranlarda yer alan 90.000’i aşkın beacon ve 90’ın üzerinde mobil
uygulamaya entegre olan platformu sayesinde 30 milyon kişiye lokasyon
hedefli ulaşma potansiyeline sahip.
S
ensörler yardımıyla akıllı telefon sahipleriy-
le izin ve istekleri doğrultusunda hem ile-
tişim kuruluyor hem de hareket rotaları ve
davranışları analiz ediliyor. Bu güçlü altyapı
kapsamında İstanbul’da yaşayan 100 bin
beyaz yakalı çalışanın mayıs ayındaki davranışlarını
analiz eden Blesh, beyaz yakalıların hangi semtlerde
daha fazla gezdiği, nerelerde sosyalleştiği gibi çok
sayıda dikkat çekici veriyi gözler önüne seriyor.
Nesnelerin İnterneti alanında Google ve Intel gibi
dünya teknoloji devlerinin iş ortağı olan Türk Ar-
100.000 Kişilik Dev Araştırma
İstanbul’da Beyaz Yakalılar
AVM’de Sosyalleşiyor
34
35. 35
Ge şirketi Blesh, İstanbul’da yaşayan 100 bin be-
yaz yakalının gün içinde sergilediği davranışları ve
gerçekleştirdiği aktiviteleri analiz etti. Yapılan analiz
sonucunda mayıs ayında İstanbul’daki beyaz yakalı-
ların hangi teknolojileri tercih ettiği, nerelerde daha
fazla gezdikleri ve bir günlerini nasıl değerlendirdik-
leri görülebiliyor.
Makro ve mikro ölçeklerde lokasyon teknolojilerini
aynı anda kullanabilen Blesh Mobil İletişim Beacon
Platformu’nun şu anda Türkiye’deki en geniş lokas-
yon datasına sahip platform olduğunu belirten Blesh
CEO’su Devrim Sönmez, “Beacon teknolojisi ve akıllı
telefonlar yardımıyla tüketicilerin hem makro hem
de mikro ölçekte davranışlarını analiz ederek marka-
ların pazarlama stratejilerine önemli katkılar sunu-
yoruz” dedi.
Her ay yaklaşık 200 milyon veriyi analiz eden Blesh,
gün içerisinde plaza ve ofislerde zaman geçiren
çalışanların gerçek dünyadaki deneyimlerini, sanal
dünyadaki deneyimleri ile de birleştirerek, dijital pa-
zarlamayı çok daha geniş bir perspektife taşıyor.
Türkiye’deki Beyaz Yakalılar Büyük Oranda
Android Telefon Kullanıyor
Blesh’in topladığı verilere göre beyaz yakalılarının
%61’i Android işletim sistemine sahip cihazları kul-
lanırken, iOS kullanımının ise %39 oranında olduğu
gözlemleniyor. Ayrıca mobil cihazlarda Bluetooth
teknolojisini kullanım oranı AVM ve havaalanı gibi
yerlerde yükseliyor. Buradan da anlaşıldığı üzere
kullanıcılar lokasyon bazlı kampanya ve fırsatlardan
yararlanabilmek için Bluetooth teknolojisini aktif
olarak kullanıyor.
Tatil fırsatlarını İyi Değerlendiriyorlar ve
Sporu İhmal Etmiyorlar
Blesh’in son bir aylık verilerden değerlediği anali-
ze göre, özellikle havalar ısınınca ve 19 Mayıs tatili
de araya girince şehirden uzaklaşmak isteyen beyaz
yakalılar sıklıkla havaalanlarında görüldü. Genellikle
tüm tatil fırsatlarını iyi değerlendirdikleri gözlemle-
nen beyaz yakalılar, resmi tatilleri hafta sonu ve izin
günleriyle birleştirerek, şehir dışına veya yurtdışına
günlük ve haftalık seyahatler planlıyorlar. Ayrıca
yine tatil dönemi ve haziran ile başlayan yaz ayları-
nın gelmesiyle beyaz yakalıların son günlerde spor
salonlarına akın ettiği de görülüyor.
AVM’lerde Sosyalleşiyor ve Alışverişi Çok
Seviyorlar
Beyaz yakalılar en çok, ofis ve plazaların sık bulun-
duğu semtler olan Şişli (Nişantaşı), Beyoğlu, Kadıköy,
Üsküdar, Maslak ve Bebek semtlerinde görülüyor.
Boş zamanlarında AVM’lere yönelen beyaz yakalılar
alışverişe gidip, soluğu da kafe ve restoranlarda alı-
yorlar. Genelde çalıştıkları iş yerlerine yakın bölgele-
re gitmeyi tercih eden beyaz yakalılar %41 oranında
alışveriş merkezlerinde sosyalleşiyorlar. Kafeler
(%35), restoranlar (%31), etkinlik alanları (%18) ve
son olarak %8’lik oran ile spor salonları en çok vakit
geçirilen yerler olarak dikkat çekiyor. İş yerlerine ya-
kın veya ulaşımı kolay alışveriş merkezlerinde zaman
geçiren beyaz yakalılar, en çok %14 oranında Zorlu
Center, %10 oranında Kanyon, %8 oranında Akasya
ve %6 oranında İstinye Park alışveriş merkezlerini
ziyaret ediyorlar.
Beyaz yakalıların en sevdiği sosyal aktivitenin %47
oranıyla alışveriş yapmak olduğu da görülüyor. He-
men peşinden %40’lık bir oran ile sinema ve diğer
kültürel faaliyetler geliyor. %14 oranında seyahat,
%19 oranında spor ve son olarak %10 oranında finans
odaklı aktiviteler de beyaz yakalıların favorileri
arasında. Çeşitli gündelik aktivitelerini gerçekleştir-
dikleri mekânlar, aynı zamanda beyaz yakalıların ne-
relerde sosyalleştiğini de net biçimde ortaya koyuyor.
35