21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Suudi Arabistan’da Önemli Şeyler Oluyor?
Yazar: Ümit Özdağ
Suudi güvenlik bürokrasisinin en güçlü elemanlarından, Riyad'ın uzun yıllar Washington büyükelçisi, İran'ı ve Suriye'yi kuşatma stratejisinin mimarı ve en son Suudi istihbarat servisi başkanı olan Prens Bandar'ın kısa bir süre önce bu görevinden alınmasından sonra üst düzey Suudi güvenlik, istihbarat ve ordu mekanizmasında hızlı görevden almalar başladı. Suudi Arabistan'ın hızla kadrolarını değiştirmesinin arkasından Riyad'ın Suriye ve İran başta olmak üzere, Ortadoğu politikasında da değişimlerin gerçekleşeceği sinyalleri geliyor. Frida Ghitis, “US Saudi Ties Go From Bad to Worse”2014 başında yaptığı bir analizde .....
alex de souza düşmanlığı tescillenmiş Altan Tanrıkulu'nun kankası aykut efend...
suudi arabistan’da önemli şeyler oluyor -ümit özdağ
1. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Suudi Arabistan’da Önemli Şeyler Oluyor?
Yazar: Ümit Özdağ
Suudi güvenlik bürokrasisinin en güçlü elemanlarından, Riyad'ın uzun yıllar Washington büyükelçisi,
İran'ı ve Suriye'yi kuşatma stratejisinin mimarı ve en son Suudi istihbarat servisi başkanı olan Prens
Bandar'ın kısa bir süre önce bu görevinden alınmasından sonra üst düzey Suudi güvenlik, istihbarat
ve ordu mekanizmasında hızlı görevden almalar başladı. Suudi Arabistan'ın hızla kadrolarını
değiştirmesinin arkasından Riyad'ın Suriye ve İran başta olmak üzere, Ortadoğu politikasında da
değişimlerin gerçekleşeceği sinyalleri geliyor.
Frida Ghitis, “US Saudi Ties Go From Bad to Worse”2014 başında yaptığı bir analizde son bir kaç
yılda ABD-Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerinArap Baharı sürecinde çok bozulduğunu kaydediyor.
İkili ilişkilerdeki bozulma ABD’nin devrilme sürecinde olan Hüsnü Mübarek’i desteklememesi ve
hatta Mübarek’ten sonra Müslüman Kardeşler ile iyi ilişkiler kurmak istemesi üzerine başladı. Ancak
sert kopuş 2013 Ağustos’un da Suriye’de kimyasal silah kullanımını “kırmızı çizgi” ilan eden
Obama’nın Suriye’yi buna rağmen bombalamayı reddetmesi üzerine oldu.
Bu gelişmeler üzerine ABD'nin kendisini korumayacağını düşünen Riyad düşük profilli ve risksiz dış
politikayı terk ederek, Ortadoğu'da gelişmeleri etkilemeye çalışan yüksek riskli, iddialı bir politika
izlemeye başladı. ABD’ Suriye’de diplomasi yolunu tercih ederken, Suudilerin Suriye politikasının
mimarı olan Prens Bandar, Avrupalı muhataplarına ABD’nin Suriye politikasının yanlış olduğunu ve
Suudi Arabistan’ın Suriye muhalefetini silahlandıracağını açıklamaya başladı.
Washington’un İran ile nükleer pazarlığa başlaması ve Ruhani yönetimi ile Washington arasında
görülen yumuşama Riyad’ta çok sert tepki ile karşılandı. Kraliyet ailesinin bir danışmanı, “Bize yalan
söylendi. Hadiseler bizden gizlendi” diyerek, Riyad’ın ABD’ye tepkisini ortaya koydu. Suudi
istihbaratının eski şeflerinden Türk-i el Faysal ABD’nin Ortadoğu politikasını eleştirirken, Mesele
İran veya Suriye değil, mesele Obama yönetiminin Ortadoğu politikasının bir yönü olmaması
açıklamasını yaptı.
ABD’nin karşı çıkmasına rağmen Prens Bandar El Kaide ile ilişkili grupları, -İran ve Suriye’den El
Kaide’den daha fazla nefret ettiği için- geri tepebileceğini bile bile askeri olarak desteklemeye
başladı. Ancak Riyad’ın yardımları sadece silah ve örgüt ilişkisi içinde değildi. Suudiler, Hizbullah’a
karşı destekledikleri Lübnan Ordusu’na 3 milyar Dolarlık bir yardım yaptılar. Bu para Lübnan
ordusunun iki senelik bütçesine denk bir paradır. ABD, Mısır’da askeri rejim ile Müslüman Kardeşler
arasında uzlaşma arayışı içinde iken Müslüman Kardeşlerin ezilmesini isteyen Riyad, Kahire’deki
askeri rejime 5 milyar Dolar yardımda bulundu. ABD ile Suudi Arabistan’ın Mısır konusundaki
politikaları o kadar sert bir şekilde ayrıldı ki, muhalif Amerikalı stratejist William Engdahl bu
ayrışmayı, “benzersiz kopuş” şeklinde tanımladı.
ABD-Suudi Arabistan gerginliği, Nisan 2014’de Prens Bandar’ın Suudi istihbarat başkanlığından
ayrılması ile yeni bir dönemece girdiği sinyallerini vermişti. 13 Mayıs’ta Suudi Arabistan Dış İşleri
Bakanı, İran Dış İşleri Bakanı’nı Riyad’a davet eden bir açıklama yaptı. 14 Mayıs 2014’de ABD
Savunma BakanıChuck Hagel Körfez İşbirliği Konseyi’nin Birinci Savunma İşbirliği Konseyi istişare
toplantısına katılmak amacı ile Riyad’da iken, Kral Abdullah adına bir dizi kararname yayınlayan
Veliaht Prens Salman Suudi ordusunun üst düzey komuta kademesinde büyük değişiklikler yaptı.
Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve iki yardımcısı, hava ve deniz kuvvetleri komutanları
görevden alındı ve yerine yenileri atandı. Ayrılanlar arasında Suudi Arabistan’ın Suriye politikasının
icracılarının olması da dikkat çekiyor. Değişiklikler ile Prens Bandar’ın Ortadoğu’da ABD ile ayrışan
2. politikaları temsil eden kadrolar tasfiye edilmiş oldu.
Bu gelişmelerden çıkarılabilecek erken sonuç, Riyad’ın ABD ile uzun süreli bir gerginliği göze
alamadığı ve bu politikayı temsil eden kadroları tasfiye ettiğidir. Zaten 2014’de Suudi Arabistan’ın
Suriye’de muhaliflere verdiği askeri destekte bir azalma gerçekleşmiştir. Riyad ABD ile uzlaşma
çizgisine kaymaktadır. Bu Suudilerin Washington’un Mısır politikasını hemen kabul edecekleri
anlamına gelmemektedir. Suriye’de ABD-Suudi politikaları, Washington’un istediği şekilde olacaktır.
Riyad-Tahran yakınlaşmasının ilk adımları atılmıştır. Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki yeni
şekillenmenin Ankara’nın Ortadoğu politikaları üzerinde de etkileri olacaktır.
http://www.21yyte.org/ adresinden 24.05.2014 11:08 tarihinde indirilmiştir