3. Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü… İnsanın başını bir saniye bile siperden çıkaramayacağı bir ateş altındaydılar…
5. 'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen... — “Gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük ihtimalle ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!”
6. Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı. - Peki, dene bakalım!
7. Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti…
10. - “Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...”
11. - Değdi Komutanım, değdi! dedi asker. - Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
12. - “Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu... Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...”
13. … Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı: - “Geleceğini biliyordum!”
14. Kalbimizde 'arkadaşlık' denilen bir mucize var. Nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz. Ama bunun özel bir armağan olduğunu, Allah'ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz…
15. Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. Yüzünüzü güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.
21. Hakiki arkadaş, seni zarara uğratmayandır… Vaktini iyi değerlendirmeden tut da daha ötesi bütün ömr-ü hayatında sana tek bir günahı bile işletmeye çalışmayan veya vesile olmayandır…
22. Kötü bir şeye sebep olduğu zaman da; -“Bak bu yaptığımız yanlış! Gel tövbe edelim, bir daha yapmayalım” diyendir… Arkadaşını uyaran, ikaz edendir…
23. Kendisi gibi arkadaşını da Sırat-ı Müstakim’de, yani dosdoğru yolda tutmak isteyendir… Bunları yaparken de aşırılıklara düşmeyendir…