3. Meclis-i Mebusan onaylamadığı için ölü doğan bir antlaşmadır.
(Osmanlı Anayasasına göre, hükümetçe imzalanan barış
antlaşmalarının parlamento tarafından onaylanması gerekiyordu.)
Boğazlarla ilgili bir komisyon ilk kez bu antlaşma ile ortaya çıktı.
I. Dünya savaşından sonra imzalanan en son ve şartları en ağır
antlaşmadır.
Antlaşmayı imzalayanlar TBMM tarafından vatan haini ilan edildi.
Bence bu antlaşma Osmanlı Devleti’nin tamamen zararına olan bir
antlaşmadır.
Ölü doğan bir antlaşma olması Osmanlı Devleti için olumlu bir
olaydır.
Antlaşmalıktan çıkmış bir ölüm fermanıdır.
Sevr barış anlaşmasını tanımayan o dönemki TBMM ve kahraman
Türk milletimi kutluyorum.
4. Amacı; hiçbir devletin egemenliğini kabul etmemek, Türk
milletinin kendi bayrağı altında özgür ve bağımsız
yaşamasını sağlamaktır.
Kuvay-ı Milliye Birliklerinin Özellikleri
• Bölgesel nitelikteki gönüllülerden oluşmuş küçük bir
askeri birliktir.
• İhtiyaçları halk tarafından karşılanmıştır.
• Askeri bir disiplinden geçmemişlerdir.
• İşgalleri önleyememiş fakat yavaşlatmıştır.
• Düzenli ordu kuruluncaya kadar düşman kuvvetlerini
oyalamıştır.
• TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılmasında önemli
rol oynamıştır (Düzenli ordu kurulduktan sonra görevi
sona ermiştir.)
5. M. Kemal Mondros Ateşkesi’nin imzalanmasından sonra Yıldırım Orduları Grup
Komutanlığı’na atanmış ve kısa bir süre sonra İstanbul’a çağırılmıştır.
M. Kemal İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgal ettiği gün İstanbul’a geldi. İşgal
güçlerinin donanmasını İstanbul önlerinde görünce yanındakilere “Geldikleri gibi
giderler.” demiştir.
Arkadaşı Fethi Okyar ile beraber Minber(Kürsü) adlı bir gazete çıkararak
kamuoyunu aydınlatmak ve halk üzerinde yönlendirici bir etkide bulunmayı
amaçlamıştır. Ayrıca Şişli’deki evinde arkadaşları Rauf Orbay Fethi Okyar, K.
Karabekir, İsmail Canbulat, Ali Fuat Cebesoy ve İsmet İnönü ile görüşerek, sarayı
ve hükümeti etkilemek, başkentte önemli görevler almak için çözümler üretmeye
çalışmışlar ve sonuçta İstanbul’da istenilen sonucun elde edilemeyeceğini,
çözümün Anadolu’da aranması gerektiği fikrini benimsemişlerdir. Bu dönemde
padişah Vahdettin ordu üzerinde yoğunlaşan kuşkularını ortadan kaldırabilmek
için üç kez M. Kemal ile görüşmüş ancak ortaya somut bir sonuç çıkmamıştır.
Ülkenin genel durumuna bakıldığında kurtuluş için farklı çareler üretilmiştir.
Bunlar:
1. İngiliz himayesine girmek
2. Amerikan mandasını kabul etmek
3. Bölgesel çabalarla düşman işgallerini önlemekti.
M. Kemal bu kurtuluş çarelerinden hiç birinin Türk milletini ve vatanını
bağımsızlığa götürmeyeceğini görmüştür.
M. Kemal arkadaşları ile birlikte Anadolu’ya geçerek burada halkı örgütleme
kararı almıştır.
6. Samsun ve çevresindeki Pontus Rum çeteleri Türklere karşı saldırını
arttırmıştır. Bölgedeki Türklerin can ve mal güvenliği tehlike altındadır.
Türklerin haklarını savunmasını, asayişin bozulması gibi gösteren
İngilizler o bölgedeki olayların önlenmesini, aksi takdirde işgal
edeceklerini bildirirler. Bunun üzerine M. Kemal’e Samsun’a gitmesi için
İstanbul Hükümeti 9. Ordu Müfettişliği görevini vermiştir. M. Kemal’in 9.
Odu Müfettişi olarak görevi Samsun ve çevresindeki karışıklığı gidermek,
o bölgedeki dağınık halde bulunan silah ve cephaneyi toplayarak
korunma altına almak ve bölgedeki direniş hareketlerini engellemekti.
M. Kemal 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile
ayrılmıştır. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmıştır.
M. Kemal, Samsun’dan İstanbul’ gönderdiği telgraflarda İngilizlerin
ateşkes hükümlerine aykırı davranışlarından, İzmir’in işgalinin Türk
ulusunu ve ordusunu derinden yaralamasından bahsetmiş, bir yandan da
Anadolu’daki silah arkadaşları ile bağlantı kurmaya başlamıştır.
25 Mayıs 1919’da İngiliz birliklerinin bulunduğu Samsun’un pek de
güvenli olmadığını düşünerek Erzurum’a doğru yola çıkmış ve bu
yolculuktaki ilk durağı olan Havza’ya gelmiştir.
7. Genelgede yer alan hükümler:
İşgaller protesto edilecek
Gösteriler sırasında düzenin korunmasına dikkat
edilecek ve Hıristiyan halka karşı saldırı yapılmamasına
önem verilecek
Bütün devletlerin temsilcilerine ve İstanbul Hükümetine
uyarı telgrafı çekilecek
Genelgenin Amacı: halkın bilinçlenmesini sağlamak ve
işgallere karşı duydukları tepkiyi gerçekleştirmektir.
Sonuç: 8 Haziran 1919’da Harbiye Nezareti’nden gelen
telgraf ile M. Kemal İstanbul’a geri çağırılmıştır (İngilizlerin
baskısıyla). M. Kemal ise kömür ve benzin yokluğun
nedeniyle gecikeceğini ileri sürerek bir oyalama taktiği
uygulamış ve Havza’dan Amasya’ya geçmiştir.
8. Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Rauf Bey(Orbay), Refet Bey(Bele) tarafından imzalanan, ayrıca Kazım Karabekir’in de onayının
alınması sonrası sivil ve askeri makamlara yayınlanan genelgedir.
Genelgenin Amacı: Doğuda ve batıda başlayan bölgesel kurtuluş hareketlerinin tek çatı altında birleştirilmesini sağlamak
ve ulusal Kurtuluş Savaşı’nı halka mal ettirmektir.
Amasya Genelgesinde Alınan Kararlar
• Vatanın bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul’daki hükümet, üzerine aldığı görevi yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş gibi göstermektedir.
• Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
• Ulusun durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip, bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki
ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı gerekmektedir.
• Her yönden Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır.
• Her ilden ulusun güvenini kazanmış üç temsilcinin derhal yola çıkması gerekmektedir.
• Herhangi bir durumla karşılaşılabileceği düşünülerek, bu iş ulusal sır gibi tutulmalı ve temsilciler kimliklerini gizli
tutmalıdır.
Amasya Genelgesi’nin Önemi
Kurtuluş Savaşı’nın yöntem ve gerekçesini içeren bir program özelliği taşımaktadır. ( I. madde: gerekçe, II. madde:
yöntem )
II. Maddede İstanbul hükümetinin güçsüzlüğünden bahsedilmiş ve IV. Maddede onun yerine milli bir kurulun
kurulmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur.
III. Maddede yer alan “ulusun bağımsızlığını yüne ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.” Maddesi, Kurtuluş Savaşı’nın
yöntemini belirlerken, aynı zamanda tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik düşüncesini ön plana çıkartmıştır.
Sonuçları:
M. Kemal, yayınladığı Amasya Genelgesi ile görev ve yetkilerini aşmıştır. Bu
nedenle İngilizlerin de artan baskıları ile 23 Haziran 1919’da çağrıldığı halde İstanbul’a gitmediği ve halkı hükümete karşı
kışkırttığı gerekçesi ile İstanbul hükümeti tarafından görevinden alınmıştır.
İstanbul hükümeti M. Kemal’i yakalatmak için Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirmiş ancak Ali Galip başarılı olamamıştır.
İstanbul hükümeti ile M. Kemal arasında gidip gelen telgraflar sırasında padişah, 9.Ordu Müfettişliğinden uzaklaştırılma
kararını uygun bulmadığını belirterek, İstanbul’a gelmeye çekinmesi halinde barış imzalanıncaya kadar istediği yerde
oturmasını istemiştir. Ancak M. Kemal görevinden ve Anadolu’dan ayrılmayacağını bildirmiştir. Bunun üzerine 7 Temmuz
1919’da M. Kemal’e görevinden alındığını bildiren buyruk gelmiş, kendisi de 8 Temmuz’da Harbiye Nezareti’ne çektiği
telgrafında hem resmi görevinden hem de askerlik görevinden ayrıldığını bildirmiştir.
9. Erzurum Kongresi’nde Alınan Kararlar
• Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür (ilk kez milli sınır kavramından
bahsedilmiştir.).
• Her türlü işgale karşı millet birleşecek ve karşı koyacaktır.
• Manda ve himaye kabul edilemez (tam bağımsızlık fikri benimsenmiştir.).
• Kuvay-ı Milliye’yi geçerli ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.
• Osmanlı hükümeti bağımsızlığı sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır.
• Hıristiyanlara siyasi dengemizi bozucu haklar verilmeyecektir.(Ermeni devleti
kurulmasına karşı çıkan ve kapitülasyon mantığını reddeden maddedir.
• İstanbul hükümeti vatanın bağımsızlığını koruyamazsa geçici bir hükümet
kurulacaktır. Hükümet üyeleri Milli Kongre tarafından seçilecektir. Kongre
toplanmamışsa bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
Sonucu ve Önemi
1. Kongre kararlarını uygulamak üzere 9 kişilik Temsil Kurulu seçilmiştir.
2. Doğu’da birlik ve beraberliğin sağlanması için Doğu Anadolu’daki tüm ulusal
direnişler birleştirilmiştir.
3. Toplanma amacı niteliği açısından bölgesel, aldığı kararlar açısından ulusal bir
özellik taşımaktadır.
4. Geçici bir hükümet kurulmasından ilk kez bahsedilmiştir.
5. Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli kararlarına zemin hazırlamıştır.
10. Kongrenin Amacı: ülke genelinde faaliyet gösteren milli cemiyetleri tek çatı altında birleştirmek, milli birlik be
beraberliği sağlamak ve Temsil Heyeti’nin yetkilerini arttırmaktır.
Kongre 38 temsilcinin katılımıyla başlamıştır. 11 Eylül’e kadar süren kongre çalışmalarında iki önemli sorun göze
çarpmıştır.
1. Başkanlık sorunu: Rauf Bey’inde içinde bulunduğu bir grubun üyelerinin M. Kemal’i başkan seçtirmek istememeleri
2. Mandaterlik sorunu: Bazı delegelerin ABD mandaterliğini savunmaları ve bunun tek yol olduğunu savunmaları.
Sivas Kongresi’nde Alınan Kararlar
Erzurum Kongresinde alınan kararlar aynen kabul edilmiştir.
Mondros Ateşkesi ile belirlenen sınırlarımız ayrılmaz bir bütündür.
Milli gücü etken, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
Her türlü işgale karşı hep birlikte karşı konulacaktır.
Osmanlı hükümeti görevini yapamadığı takdirde hilafet ve saltanatın, vatan ve milletin korunması için korunması
için her türlü tedbir alınmıştır.
Osmanlı Mebusan Meclisi derhal toplanmalıdır.
Tüm yararlı cemiyetler tek bir çatı altında birleştirilmiştir (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti)
Temsil Heyeti yurdun bütününü temsil eder.
Sonuçları:
• Toplanışı ve kararları bakımından ulusaldır.
• Türk ulusu adına söz söyleme yetkisi Temsil Heyeti’ne verilmiştir.
• Tüm yararlı cemiyetlerin birleştirilmiş olması Kurtuluş Savaşı’nı tek elden yürütmek, bütünlüğü ve beraberliği
sağlamak amacı taşımaktadır.
• İrade-i Milliye adlı bir gazete çıkarılarak halka doğru haber aktarmak amaçlanmıştır.
• Sivas Kongresi TBMM’nin ilk provası niteliğindedir.
Kongre TBMM Temsil Heyeti Hükümet
• Kongre sonrası M. Kemal, Temsil Kurulu başkanı sıfatı ile Anadolu’daki tüm vilayetlerin İstanbul ile bağlantılarını
kesmelerini istemiştir. 22 gün süren bu protesto sonucu Damat Ferit Paşa istifa etmek zorunda kalmıştır.
• Temsil Heyetinin İstanbul Hükümetine karşı kazandığı ilk siyasi başarıdır.
11. Damat Ferit istifa edince yerine Ali Rıza Paşa sadrazamlığa getirilmiştir. Ali Rıza
Paşa Anadolu’nun tuttuğu vatansever bir kişiliğe sahipti. Anadolu’daki Milli
Mücadele ile yazışmalar başladı. Ancak bazı konularda anlaşma sağlanamayınca
İstanbul hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Temsil Kuruluyla görüşmeler
yapmak üzere Amasya’ya gönderdi. Temsil Heyeti adına M. Kemal, Rauf Orbay ve
Bekir Sami Bey katıldı.
Alınan Kararlar
İstanbul Hükümeti Temsil Heyetini tanıyacak ve Sivas Kongresi kararlarını kabul
edecektir.
İstanbul hükümeti, temsil heyetinin rızası olmadan barış görüşmelerine
katılamayacak ve barış antlaşması imzalanmayacaktır.
Azınlıklara hiçbir şekilde ayrıcalık verilmeyecektir.
Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı kazanılacaktır.
Sonuçları:
• İstanbul hükümeti bu görüşmeye katılıp protokolü imzalamakla Temsil
Kurulu’nu ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni resmen tanımıştır.
• Milli davaya karşı çekingen davranan birçok kişinin tereddütleri ortadan
kalkmış ve bunlar milli hareketin yanında yer almışlardır.
• Halk egemenliği kavramı ön plana çıkmıştır.
12. Milli Mücadele olumsuz sonuç verseydi bu
durumda olmazdık.
Atatürk birçok görüşme ve kongrelere
katılmıştır.
TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılması
TBMM’yi olumlu yönde etkilemiştir.
Milli Mücadele’de tüm görüşme ve
kongrelerin sonucu olumlu olmuştur ve Türk
Milleti bağımsızlığına kavuşmuştur.
13. Sevr Antlaşması’nın İmzalanması;
Osmanlı Hükûmeti’ne duyulan güven
azalmıştır.
İşgallere duyulan tepki büyümüştür.
Kurtuluş Mücadelesi’ne katılımı artmıştır.