2. Eskiden, çeşit çeşit balıkların yaşadığı kocaman bir deniz varmış. Bu denizde
Küçük Kırmızı Balık da yaşarmış.
Once upon a time there was a big sea with a lot of kinds of
fish.And a little red fish lived there
3. Küçük Kırmızı Balık çok alımlı, çok güzelmiş. Görenler ona hayran
olurmuş. Küçük Kırmızı Balık, güzel olmasına güzelmiş ama kimseyi
beğenmezmiş. Hiçbir balıkla oynamazmış.
The little red fish was so charming and beautiful that everybody
admired her. She was very beautiful ,but very boastful. She never
played with any other fish.
4. Güneşli bir yaz sabahı uyanmış. Sabah kahvaltısını yapıp hemen gezintiye
çıkmış. Birden kocaman bir balık görmüş. Kocaman balık, iri dişlerini
göstererek Küçük Kırmızı Balık’a yaklaşmış. Kaçması imkansızmış. Olanca
kuvvetiyle bağırmaya başlamış.
One sunny summer morning, she woke up,had her breakfast and walked
around.Suddenly she saw a big shark. It came closer to the little red
fish with his sharp teeth.It was impossible to run away.So she began to
shout loudly.
5. Öylesine bağırmış ki sesini bütün balıklar duymuşlar. Hemen Kırmızı
Balık’ın yardımına koşmuşlar.Onu kurtarmışlar.
Her voice was so loud that all the other fish heard her. They ran
immediately to help her and saved her.
6. Küçük Kırmızı Balık, çok sevinmiş arkadaşlarından özür dilemiş. Dış
görünüşün değil, huy güzelliğinin daha önemli olduğunu anlamış. O günden
sonra mutlu yaşamışlar.
The little red fish was very happy and she apologised them.
She understood that inner beauty was more important than appearance.
They lived happily ever after.