Bu kitap, Prof. Dr. Nurhan Avman ile ilgili hatırlayabildiklerimiz ve bulabildiklerimizi kapsıyor.
http://www.nihategemen.com/norosirurji/norosirurjiye-adanmis-bir-yasam
“Nöroşirürjiye adanmış bir yaşam” - Prof. Dr. Nurhan Avman
1.
2.
3.
4. Nurhan Avman
“Nöroşirürjiye adanmış bir yaşam”
Editörler: Prof. Dr. Sait Naderi, Prof. Dr. Nihat Egemen
Kitap Tasarım: Yeşim Demir
Tasarım Uygulama: Didem Uraler
www.demirtasarim.com
Redaksiyon: Evren, Mehmet Egrik
Renk Ayrımı ve Baskı: Ofset Yapımevi
Sertifika No: 12326
Birinci Baskı, 2013
ISBN 978-605-125-643-6
Bu yayının tüm hakları saklıdır; tamamı ya da bir bölümü yayımcının
yazılı izni olmaksızın aynen veya işlenerek yeniden basılamaz, fotokopi
dahil elektronik veya mekanik herhangi bir yolla çoğaltılamaz,
kaydedilemez, yayılamaz, herhangi bir ortamda yayınlanamaz, iletilemez
veya diğer kullanımlara konu edilemez. Görsel malzeme ve metinlerden
alıntı yapılabilmesi, ancak tanıtım amacıyla ve kuralına uygun olarak
normal ölçüler kapsamında ve kaynak gösterilmesi sureti ile olanaklıdır.
5. “ Doğanın en gelişmiş yaratığı
insanın anlamlı, mutlu
ve uzun yaşamı için bilimin
bütün imkânlarını kullanmak
bence tıp mesleğinin özüdür.
Bunu yaparken, hekim
her çözdüğü sorunun yeni
ufukları getirdiğini görür ve
ona koşmalıdır.
Netice daha güzel,
daha iyi insan olacaktır. ”
Nurhan Avman
1928-1988
6.
7. İçindekiler
6
Sunuş Dr. Nihat Egemen
8
Sunuş Dr. Sait Naderi
9
Teşekkürler
11
Başlarken
13
Bölüm 1
İlk Yıllar: Bizim Çocuk
17
Bölüm 2
Tıp Fakültesi Yılları
21
Bölüm 3
Askerlik: Hazır Kıta
25
26
28
31
36
Bölüm 4
ABD Yılları: Av
The American Hospital of Chicago
The Lahey Clinic Department of Neurosurgery
Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans
Administration Hospital
The Harvard Neurosurgical Service At the Children’s
Hospital Boston and Brigham & Women’s Hospital
45
46
47
48
49
50
51
51
54
55
58
58
Bölüm 5
Hacettepe Yılları: İlk Durak 1960 Yılında Ankara
1960’ların Başında Hacettepe
Hacettepe Nöroşirürji Kurulurken
Hacettepe Nöroşirürjide Hekim Kadrosu
Çalışma Düzeni
Yapılan Ameliyatlar
Cloward’ın Hacettepe’yi Ziyareti
Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi’nin Düzenlenmesi
Doçentlik Sınavı
Doçentlik Tezi
Hacettepe Futbol Takımı
Hacettepe’den Ayrılış
Bölüm 9
135 19 Şubat 1988: Nerede trak orada bırak...
63
66
69
74
76
80
Bölüm 6
Ankara Üniversitesi’ne Geçiş Dönemi, Eski Klinik
Resmi Yazışmalar
İlk Kalp Krizi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji
Kürsüsü’nün Kuruluşu
1966’ya Girerken
Yeniden Kalp Krizi
230 Kaynakça
83
85
87
89
90
93
99
99
100
106
107
109
111
111
114
Bölüm 7
Yeni Klinik: 1967-1985
1967 Nöropsikiyatri Kongresi ve Türk Nöroşirürji
Cemiyetinin Kurulması
1970’lere Girerken
1969 Nöroşirürjide Uzmanlık Tüzüğü Krizi
Profesörlük Ataması
Mikrocerrahi: Yeni Çağa Adaptasyon
Paşa Çocuğu Paşaya Karşı
Yeni Muayenehane: 1973-1988
Editör Paul C. Bucy’ye Ders
Cerrahide Öncülük ve Seksiyonlaşma
Araştırma Laboratuvarı
Nurhan Avman’ın Bilim Felsefesi
Ve 12 Eylül:
Malpraktis Davası
Dr. İsmet Karacan ve Nurhan Bey
119
120
122
126
128
130
Bölüm 8
İbni Sina Dönemi
Nöroşirürji Derneği Kuruluşu
Kliniğin Kuruluşunun 20. Yılı
Nurhan Bey’in Özel Yaşamı
60. Yaş Yıldönümü
1988 Yılbaşı Partisi: Mavi Gözlerin Vedası
Bölüm 10
139 Veda: “Benim imparatorluğum benimle başlar
benimle biter”
Bölüm 11
141 “Her ölüm erken ölümdür..”
147 Hatıralardan...
215 Prof. Dr. Nurhan Avman'ın Bibliyografyası
8. SUNUŞ
Dr. Nihat Egemen
Bu kitabın hazırlanma fikri, kısa süre önce İstanbul’da Hayal
Kahvesi’nde bir araya gelen birkaç beyin cerrahının toplanmasından sonra ortaya çıkmıştır. Ilık bir ilkbahar akşamında, İstanbul’da çalışan Ankara
Tıp’lı dokuz nöroşirürjiyen aslında biraz sohbet etmek ve özlem gidermek
için bir araya gelmiştik. Doğal olarak hepimizin ortak paydası olan nöroşirürji ve bizi bu yolda eğiten hocamız Nurhan Bey’i anmamak olmazdı. Gece boyu
geçmişin engebeli yollarında gezintiye çıkıp, patronun aforizmalarını hatırlayıp durduk. Acı ama, Nurhan Bey’i tamı tamına 24 sene önce kaybetmiştik.
Nurhan Bey’siz geçen 24 yıl!
Gerçekten de herkesin hayatında önemli kişiler vardır. Anne, baba, kardeşler,
eş ve çocuklar gibi. Ama bizim hayatımızda bir de Nurhan Bey vardı. Yani
Ankara Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’nda yetişmiş hepimizin
ailesinin kıymetli ve saygıdeğer bir ferdiydi Nurhan Bey.
Yıllarını vermişti kliniğe, nöroşirürjiye ve bizlere... Bu nedenledir ki 24 yıldır
Nurhan Avman Konferansları kesintisiz olarak sürdürülüyor. Bu konferanslar Nurhan Bey’den sonra anabilim dalımıza başkanlık yapan öğretim üyelerimizin kurucusuna olan saygısının bir ifadesidir.
Nurhan Bey’in 1988’deki ölümünden sonra her sene Şubat ayında geleneksel olarak İbni Sina Hastanesi’nde düzenlenen “Nurhan Avman Konferansı”, son yıllarda Türk Nöroşirürji Derneği Ulusal Kongresi’nde başlatılan
“Nurhan Avman İsimlendirilmiş Konferansı” ve son olarak 2012’de başlatılan “Nurhan Avman Nörovasküler Cerrahi Araştırma Ödülü” ile Nurhan
Bey’in adı yaşatılmaktadır.
Hayal Kahvesi’nden dönüşte, yol boyu Sait Naderi ile Nurhan Bey’i konuştuk.
2013 yılı Nurhan Bey’in ölümünün 25. yılı olacaktı. Biz de çok değer verdiğimiz hocamızın hatırasını ebedileştirmek adına bir kitap hazırlamaya karar
verdik. Böylece gelecek nesillere Nurhan Bey’in mirasını ve üstlendiği misyonu aktarabilirdik.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
6
9. Ölümünün 25. yılında onu ebedileştirmek adına bir kitap oluşturmak fikri de
duyduğumuz minnetin bir parçasıydı.
Kitap çalışmaları sırasında birçok kaynaktan yararlandık. Nurhan Bey’in
kendi yazdığı tercüme-i hâl, yayınları ve Nurhan Bey’le çalışanların anıları
başlıca kaynaklarımız oldu. Dr. Sait Naderi ile beraber çok çaba sarf ederek
oluşturduğumuz bu kitap, Prof. Dr. Nurhan Avman ile ilgili hatırlayabildiklerimiz ve bulabildiklerimizi kapsıyor.
Bu kitap metni Dr. Sait Naderi tarafından oluşturuldu. Son derece akıcı bir
üslupla yazılan bu metni oluşturabilmek için çok sayıda kişi ile bizzat görüştü
Sait. Kliniğimizin kıdemli öğretim üyeleri, başka yerlerde çalışmış veya
çalışmakta olan öğretim üyeleri ve uzman ağabeyler, aile yakınları, arkadaşları
ve sevenleri ile konuştu. Asistanlığının kıdemlilik sürecinde Nurhan Bey’i
tanımış ve etkilenmişti; bu etkiyle çok önemli bir görevi üstlenmişti. Bu görevi yerine getirirken hazırlama ve basımın tüm aşamalarında heyecanını yitirmeksizin, bitmez tükenmez bir çabayla yardımlarını esirgemeyen Sayın
Handan Bozbağ’a teşekkürü borç bilirim. Onun katkıları ile eser daha da zenginleşti ve son halini aldı. Umarım eksik bıraktıklarımız kayda değer değildir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’nda Nurhan
Bey’in ölümünden sonra da beyin ve sinir cerrahları yetişmektedir. Bu arkadaşlarım ismini duydukları ama tanımak şans ve mutluluğuna ulaşamadıkları Nurhan Bey’i artık bizim kadar iyi tanıyacaklar bu kitapla.
Bu kitap aynı zamanda, Türk nöroşirürjisi ve Türk Nöroşirürji Derneği’nin
tarihinde de önemli bir belge olacaktır. Genç nesiller ülkede modern nöroşirürjinin kurucusu olan Nurhan Avman’ı tanıyacaklar ve Türk nöroşirürjisinin bugünkü noktaya ulaşmasındaki önemli rolünü kavrayacaklardır.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
7
10. ÖNSÖZ
Dr. Sait Naderi
Ne kadar şöhretli olursa olsun, cerrahların mesleki ünü genellikle
ameliyat ettikleri hastalar ve onların çocuklarının ömrü ile sınırlıdır.
Bu kural, bilim insanı kişiliği ön planda olan çoğu cerrah için de geçerlidir.
Toplumsal hafızanın 2-3 gün ile sınırlı olduğu dünyamızda bu durum çok da
şaşırtıcı değildir.
Bu acımasız gerçeklere karşın, bazı insanları diğerlerinden farklılaştıran
öğeler vardır. Diğer bir deyişle özgün yetenekleri, liderlik vasıfları, entellektüel ve yaratıcı özellikleri ile diğerlerinden farklılaşan kişilikler vardır.
Nurhan Avman bu özellikleri ile sadece onunla çalışan kuşağı değil, bir
sonraki kuşağı da derinden etkilemiş, ülkemizde modern nörolojik cerrahi ve
mikroşirürjinin kurumsallaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu etkilenme onunla çalışma fırsatı bulan herkesin vizyon ve perspektifini değiştirmiştir. Öyle ki, Nurhan Bey ile yollarını ayıranlar bile, farkında olmadan
yıllarca kendilerini ona beğendirebilme çabasını göstermişlerdir.
Bu eserde ismi geçen birçok hekimin Nurhan Bey ile birçok hatıraları vardır.
Herkesin ortak paydası, Nurhan Bey’in önlerine açtığı yoldur. Yaşanılanlar
sadece usta çırak ilişkisi çerçevesinde öğrenilen nörolojik cerrahi teknikleri
ile sınırlı değildir; bilimsel ve etik sınırları aşmaksızın, iyi bir klinisiyen
olarak, hastaya en az zarar ile en etkin şekilde iyileştirme öğretisidir. Bu, aynı
zamanda Nurhan Bey’den, onunla çalışma ayrıcalığını yaşayan bizlere kalan
en temel mirastır.
Bu eser Nurhan Bey’i tanımayanlara, onu ve çalıştığı dönemi anlatmak üzere
kaleme alınmıştır. Aslında bu eser ülkemizde modern nöroşirürjinin kurumsallaşma tarihidir.
Ve bu eser, Nurhan Bey’le çalışan, feyiz alanların, ölümünün 25. yılında
kendisine olan vefa borcudur.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
8
11. TEŞEKKÜRLER
Bu eserin oluşmasında Nurhan Bey’i yakından tanıyan birçok kişi
ile görüşülmüş ve eserde anılarına yer verilmiştir. Başta, kariyeri boyunca
Nurhan Bey ile çalışan Prof. Dr. Ertekin Arasıl ve Sayın Handan Bozbağ
olmak üzere, anılarını ve ellerindeki fotoğraf ve belgeleri ulaştırarak kitabı
zenginleştiren herkese katkılarından dolayı teşekkürü borç biliriz. Ayrıca,
kitabın tasarım aşamasındaki özenli çalışmaları ile kitaba son halini veren
Sayın Yeşim Demir ve Didem Uraler’e de teşekkür ederiz.
Dr. Ahmet Acıduman
Dr. Nur Altınörs
Dr. Nejat Akar
Dr. Cumhur Akpınar
Dr. Özdemir Aral
Dr. Ertekin Arasıl
Dr. Nuri Arda
Dr. Sevim Balcı
Dr. Konuralp Başol
Dr. Adil Baykan
Funda Benli
Dr. Kadir Birler
Handan Bozbağ
Dr. Melih Bozkurt
Dr. Zeki Buharalı
Dr. Şükrü Çağlar
Dr. Nusret Çınar
Dr. Emel Çobanoğlu
Dr. Haluk Deda
Dr. Turgut Derinkök
Dr. Gülten Dinç
Dr. Cumhur Dinçer
Dr. Gülay Dinçer
Dr. Osman Durmuş
Dr. Aykut Erbengi
Dr. Kazım Ergin
Dr. Şahap Erkoç
Or. Canan Erzen
Dr. Şeref Etker
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
Dr. Charles Fager
Dr. Hamit Ziya Gökalp
Dr. Bekir Gökben
Dr. Halit İsmailoğlu
Dr. Yusuf İzci
Emel Kantemir
Dr. Gökmen Kahiloğulları
Dr. Yücel Kanpolat
Dr. Aşkın Karadayı
Hakim Akar Karasu
Dr. Nezih Oktar
Dr. M. Reşit Önen
Dr. Nurcan Özdamar
Dr. Aslı Özer
Dr. Hadi Özer
Dr. Selçuk Palaoğlu
Dr. Mete Saveren
Ülkü Saveren
Dr. Vacit Tanyeri
Dr. Ali Oğuz Taşçıoğlu
Dr. Nimet Ünay Gündoğan
Dr Hikmet Uluğ
Ali Can Usta
İlhan Uşar
Mine Vargı
Dr. Mahmut Gazi Yaşargil
Adalet Yüzübenli
Dr. Nurullah Yüceer
Mukaddes Yücel
9
12.
13. BAŞLARKEN
Nurhan Avman, sadece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki birçok
asistan ve hocanın hocası olmayıp, farklı kurumlardaki nöroşirürjiyenlere
de yol göstericilik yapmış olduğundan, bu alandaki hocaların hocası mertebesinde olan bir hocadır. Buna rağmen, kendisine hoca olarak hitap edilmesini asla kabul etmez; kendisine “Nurhan Bey” diye hitap edilmesini isterdi.
Bu nedenle bu eserde, çocuk ve genç Nurhan döneminden sonraki dönemden
söz ederken, saygımızdan dolayı “Nurhan Bey” hitap şeklini benimsedik.
Bu eser her ne kadar Nurhan Bey ile ilgili ise de, bir yerde Hacettepe
Nöroşirürji’nin 1960-1965 dönemi ile Ankara Tıp Nöroşirürji’nin tarihini de
gün ışığına çıkarmayı amaçlamıştır.
Öte yandan, birçok olayı tarihlendirirken, olabildiğince resmi evraklar veya
Nurhan Bey’in kişisel arşivinden yararlandık. Buna rağmen, bazı olayların
değerlendirilmesinde sözlü tarih çalışması doğrultusunda, söyleşiler yaparak, insanların hafıza süzgecinden bilgileri çıkarmak durumunda kaldık. Bu
durum birçok olayı aydınlığa kavuşturduysa da, sözlü tarih çalışmalarının
doğasında olduğu gibi, bazen öznel ve farklı görüşlerle de karşılaştık. Çalışmada, böylesi durumlarda olabildiğince geniş pencereden bakarak, görüşleri aktarmaya çalıştık. Kitaptaki bilgiler ve anıları okurken, bu durum göz ardı
edilmemelidir.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
11
14.
15. BÖLÜM
1
İlk Yıllar: Bizim Çocuk
Nurhan Avman 24.9.1928’de Tekirdağ’da dünyaya geldi (Belge I-1).
Babası, Abdülaziz Avman (Resim I-1), annesi ise asistanların “paşa teyze”
diye hitap ettikleri Nadire Hanım’dır (Resim I-2).
Babası Aziz Bey 1901 doğumlu olup, 1916 yılından Harp Okulu’ndan mezun
olmuş, Büyük Taarruz ve Sakarya Meydan Muharebesi’ne katılmıştır. Aziz
Bey, avcılığa meraklıydı. Bu nedenle olsa gerek, 1933’te soyadı kanunu
gereğince Avman soyadını alır. Aziz Avman Atatürk’ün naaşının 1953
yılında Etnografya Müzesi’nden Anıtkabir’e taşınmasında, naaşa eşlik eden
12 generalden biridir. Aziz Avman 1959 yılında Askeri Yargıtay üyesi iken,
general rütbesi ile emekli olur. Emeklilik sonrası, 27 Mayıs askeri idaresince
1960-1961 yıllarında Mersin Valisi olarak görevlendirilir. Aziz Avman 1966
yılında, Nadire Avman ise 1982 yılında vefat eder.
Çocuk Nurhan, dünyaya geldiğinde babası binbaşı ve Tekirdağ’da görevliydi.
24 Eylül 1928’de dünyaya gelmesine rağmen, nüfusa kaydı 10 Aralık 1928’de
Edirne Nüfus Müdürlüğü’ne yapılmıştır.1
Resim I-1
Aziz Paşa
Resim 1-2
Nadire Hanım (Paşa Teyze)
1
Nuran Bey doğum gününü her zaman 24 Eylül günü kutlardı.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 1
Belge I-1
Genç Nurhan Avman’ın nufüs
cüzdanı örneği
13
16. Paşa babası oldukça disiplinliydi. Bu disiplin ileride genç Nurhan’ın tüm
davranışları ve yaşamına da yansıyacaktı.
Annesiyse sonraki yıllarda Nurhan Bey’in annesi olmakla beraber, tüm
kliniğin Paşa Teyze’si olacaktı.
Nurhan, evin tek çocuğu idi (Resim I-3). Bu durum aslında hayatının
şekillenme sürecinde rol oynayacak; Nurhan Bey kardeşi olmadığı için daima
hayıflanacaktı. Çocuk Nurhan, zaman zaman, annesine ve babasına sitem
eder “ekmeğiniz mi eksikti, suyunuz mu eksikti; neden benim kardeşim yok?
Neden koca dünyada tek başınayım?” diyecekti (21). Bu nedenle olsa gerek,
annesi, paşa teyze, bayramlarda ziyaretine gelen asistanlara mutlaka “ikinci
çocuk” yapmaları nasihatinde bulunurdu.
Paşa teyze, belki kendiliğinden, belki de Atatürk’ün “çocuk” diye hitabetmesinden esinlendiğinden, Nurhan Bey’den söz ederken “bizim çocuk” diye hitap ederdi. Bu, ilkokulda da böyleydi, Nurhan Bey profesörken de!
Resim 1-3
Nurhan Avman okul öncesinde
Nurhan Avman’ın çocukluk dönemi, Tekirdağ, Elazığ, Seferihisar, İzmir ve
Samsun’da geçer (Resim I-4). Nurhan Avman babasının değişik görevleri
nedeniyle ilkokula Elazığ’da başlar; daha sonra sırasıyla Seferihisar Zafer
İlkokulu2, İzmir Karataş Ortaokulu ve Samsun Ortaokulu’nda okur, Samsun
Lisesi’ni bitirir. Genç Nurhan, 01.07.1946 tarihinde Samsun Lisesi Fen Bölümü
4E şubesinden mezun olup, İstanbul Tıp Fakültesi’ne girer (Belge I-2).
Resim 1-4
Nurhan Bey 1940 yılında
ortaokuldayken
2
07.10.1926’da Zafer-i Milli adıyla kurulan Zafer İlkokulu, 1937 yılında Zafer İlkokulu adını
almıştır. 1967 yılında şu anda ana bina olarak kullanılan dokuz derslikli binaya taşınmış
1990-1991 eğitim-öğretim yılında, Zafer İlköğretim Okulu olarak faaliyet göstermiştir.
Van ili Gevaş ilçesi Koçak Köyü’ndeki görevi sırasında, 23 Ekim 1993 tarihinde PKK terör
örgütü tarafından şehit edilen Mehmet İzdal anısına, 24 Kasım 1993’te okulun adı,
Şehit Öğretmen Mehmet İzdal İlköğretim Okulu şeklinde değiştirilmiştir.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 1
14
19. BÖLÜM
2
Tıp Fakültesi Yılları
Genç Nurhan Avman 1946-47 eğitim döneminde İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi’ne girer (Resim II-1, Belge II-1). Bu durum her ne kadar genç
Nurhan’ın evden ayrılmasına yol açsa da, ailesini daima yanında hissetmiştir
(Resim II-2). Bu yıllar Türkiye’nin çokpartili seçime girdiği, Varlık Vergisi
yıllarıdır. Genç Nurhan’ın neden tıp fakültesini seçtiği belli değildir. Genç
Nurhan 15.7.1952 tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun
oldu (Belge II-2).
Nurhan Avman’ın Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarına ait pekçok bilgi
sahibi değiliz. Öğrencilik yıllarında, başlangıçta Dr. Kazım Türker ile birlikte
Kadırga Talebe Yurdu’nda, son yılında ise Kadıköy’de kaldığı tespit edilmiştir.
Genç Nurhan’ın ders notlarının genelde iyi olduğu görülmektedir.
Bu dönemdeki ilginç olaylardan biri, genç Nurhan’ın en son (Temmuz
1952) nöroloji stajı görmesidir. Bu dönemde Nöroloji hocası Dr. Necmettin
Polvan’ın bıyıklı öğrencileri sevmemesi nedeniyle sınava giren herkesin bıyığını kesmesi âdettendir. Genç Nurhan bu nedenle stajın sınavına en son girer.
Bıyığını kesmez, ancak nöroloji dersini de güç bela “orta” notu ile geçer (2).
Resim II-1
Nurhan Bey tıp fakültesi
3. sınıftayken
Belge II-1
Nurhan Bey’in İstanbul Üniversitesi
öğrenci kimlik kartı
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 2
17
20. Genç Nurhan tıp fakültesini Kazım Türker, Hadi Özer, Selçuk Bilgin ve
İsmet Çağlar gibi birçok tanınmış hekim adayı ile birlikte okur. Onlar, genç
Cumhuriyet’in 5. yılında dünyaya adım atmış, “10 yılda her yaştan yaratılan
15 milyon gençler”dendi. Hayalleri ve ülküleri vardı; bu uğurda dünyanın
öbür ucuna gitseler de dönüp bu ülkeyi ayağa kaldıracaklardı.
Dr. Kazım Türker’e göre, “Nurhan, daha öğrencilik yıllarında merkezi sinir
sisteminin anatomi ve fonksiyonlarına son derece önem verir ve bu sistemle
ilgili bilgilerini, yerli ve yabancı yayınları izleyerek derinleştirirdi. Daha bu
yıllarda, ilerde bu sistemin uzmanı ve özellikle cerrahı olmayı aklına koymuştu.
Rahmetli hocalarımız Prof. Frank ve Winterstein’in ders ve konferanslarını hiç
kaçırmazdı” (40).
Nurhan Avman’ın diğer bir sınıf arkadaşı ve yakın dostu Dr. Hadi Özer’e göre,
“Nurhan sınıfta son derece çalışkan biriydi. Askerlikten sonra, ABD’ye gideceği
konuşuluyordu” (30).
Resim II-2
Nurhan Bey tıp fakültesine
girdiği yıllarda anne Nadire
Hanım (paşa teyze) ve babası
Aziz Bey ile birlikte
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 2
18
21. Belge II-2
Nurhan Bey'in tıp fakültesi
diploması
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 2
19
22.
23. BÖLÜM
3
Askerlik: Hazır Kıta
Genç Nurhan yedek subaylığının dört ay süren ilk eğitimini Ankara
Yedek Subay Okulu Sıhhiye Bölüğü’nde yaptıktan sonra (Belge III-1),
Halıcıoğlu’nda bulunan 66. Tümen İstanbul İstihkâm Okulu Tabipliği’nde
tabip asteğmen olarak görev yaptı. Asker Nurhan’ın görev süresi 1953
senesinin Aralık ayında sona erdi. Sınıf arkadaşı Dr. Kazım Türker’e göre,
genç Nurhan askerlik döneminde de son derece bilimsel ve görev azmiyle
çalışmıştır. Dr. Türker, durumu “Hastalarına olan düşkünlüğü, özellikle daha
ayrıntılı incelemeye alınması gerekli erlere olan ilgisini çok canlı örnekleriyle
görürdüm. Günün koşullarını dikkate alarak pek çok hastasını, olanakları daha
ileri düzeyde olan üniversite kliniklerinde tetkik ve tedavi ettiğini izlemişimdir.”
şeklinde bildirir (40).
Asker Nurhan, bir taraftan yedek subay tabipliğini sürdürürken, bir yandan
da ABD için yazışmalara başlar.
Nurhan Avman daha öğrenciyken nöroşirürjiyen olmayı kafaya koymuştur.
Fakat bu dönemde Türkiye’de bir uzmanlık talimatnamesi olmadığının da
farkında olduğundan Amerika’da ihtisas yapmaya karar verir. Öncelikle bu
ihtisasın ilk ayağı olan genel cerrahi için yazışmalarını sürdürür.
Belge III-1
Genç Nurhan Avman’ın yedek
subaylık diploması
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 3
21
24. 1953’ün ortalarında genç Nurhan, arkadaşı İsmet Karacan ile birlikte
Beyoğlu’ndaki Amerikan Kültür Merkezi’ne gider ve Amerika’daki hastanelerde boşta bulunan cerrahi intörnlük ve cerrahi asistanlık listelerine bakar.
Listeden birkaç merkezin iletişim bilgilerini alıp mektuplar yazarak, cevapları beklemeye koyulur.
Nurhan Avman, 1953 yılında Thorek’in kliniğinden kabul alır. Kısa süre sonra,
1954 senesinin başında, ABD’nin yolunu tutacak ve kariyerinin temellerini
atmaya başlayacaktır.
Ekim 1954 tarihinde Chicago’daki merkez, daha diplomasını almamış olan
Nurhan Avman’ın eğitim durumu ile ilgili belgeler ister (Belge III-2). Nurhan
Avman hem transkript, hem de başarı ile mezun olduğuna dair belgeyi alarak
merkeze teslim eder (Belge III-3).
Belge III-2
Genç Nurhan
Avman’ın
Amerika için
verdiği dilekçesi
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 3
22
25. Belge III-3
Genç Nurhan Avman’ın
tıp fakültesi transkript
örneği
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 3
23
26.
27. BÖLÜM
4
ABD Yılları: Av
İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda ABD büyük bir tıbbi atılım
başlatmış, bunun sonucunda da, personel noksanlığı nedeniyle kapılarını
yabancı doktorlara açmıştır. Bu nedenle, savaş sonrası ABD’ye doktor akını
olmuştur. Nurhan Avman, bu akının ilk yıllarında başvurusunu yaparak,
ABD’ye gitmiştir. Bu arada nöroşirürji yapmak için mutlaka bir yıl cerrahi intörnlüğü yapması gerektiğinden, öncelikle iyi bir merkezde bu görevi yerine
getirmiştir. Bu merkez, dünya çapında bir genel cerrah olan Dr. Thorek’in çalıştığı The American Hospital of Chicago’daki merkezdir. Avman Chicago’daki
bu merkezi özenli bir araştırma sonucu tespit etmiştir.
Dr. Nurhan Avman, 1954-1960 yılları arasında ABD’de eğitim görmüştür.
Bu eğitime tıp fakültesinden Dr. İsmet Karacan’la (1928-2009) başlamıştır.
Dr. Karacan kısa sürede cerrahiden ayrılarak psikiyatriye yönelmiş, ABD’de
psikiyatri ihtisası yapmış, uyku laboratuvarlarının kurulmasına öncülük
etmiştir. İkilinin ilişkisi Nurhan Bey vefat edene dek devam etmiştir.
Bu şartlar altında Dr. Avman Amerika’ya gitmiş, öncelikle The American
Hospital of Chicago, Illinois’te bir sene cerrahi intörnlüğü, bir sene de genel
cerrahi asistanlığı yapmıştır. Daha sonra sırasıyla, The Lahey Clinic Nöroşirürji Kliniği, Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital’da çalışmış, Harvard Tıp Merkezi’ne bağlı the Children’s Hospital Boston and Brigham & Women’s Hospital’da ise “assistant professor” ve
“research fellow” olarak görev yapmıştır (18, 19, 37, 38).
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
25
28. The American Hospital of Chicago
The American Hospital of Chicago, 1911 yılında Max Thorek ve eşi
Fannie tarafından kurulur. Öncelikle 25 yataklı bir hastane olarak kurulmuşsa
da, yıllar içinde büyür. Özellikle oğul Thorek (Dr. Philip Thorek) zamanında
oldukça gelişir (Resim IV-1). İyi bir cerrah olan Dr. Thorek, yayınladığı birçok
kitap ve film sayesinde bu dönemde oldukça tanınan bir cerrahtır. Bu hastane bugün Thorek Memorial Hospital adı altında hizmet vermektedir (Resim
IV-2).
Nurhan Avman, 1 Şubat 1954-1 Ocak 1955 tarihleri arasında, Dr. Thorek’in
kliniğinde, The American Hospital of Chicago, Illinois’te cerrahi intörnlüğünü başarıyla yapmıştır (Belge IV-1).
Resim IV-1
Dr. Thorek
Genç Nurhan intörnlüğü sırasında, yaz ayında ameliyat izlemek üzere
Boston’da Lahey Clinic’e gider ve Poppen’i izler. Kendi deyimiyle Poppen
ve nöroşirürjinin büyüsü onu sarar. Zaten baştan beri nöroşirürjiyi isteyen
genç Nurhan, bu durumu klinik şefi Dr. Thorek’e bildirir. Dr. Thorek onu
anlayışla karşılar. Bizzat Dr. Poppen ile konuşarak Lahey Clinic’e alınması
konusunda yardımcı olur. Dr. Thorek’in referansı ile Poppen kabul eder, ama
o yıl eğitim kadrosu dolu olduğundan, ancak 1956 yılında genç Nurhan’ın
başlayabileceğini söyler. Dr. Thorek, Nurhan Bey bir yıl boşta kalmasın
diye, cerrahi asistanı olarak orada çalışmasına olanak sağlar (36). Böylece
1 Ocak 1955 - 1 Ocak 1956 tarihlerinde aynı merkezde genel cerrahi asistanlığı
yapmıştır (Belge IV-2).
Resim IV-2
Günümüzde ismi “Thorek Memorial
Hospital” olarak değişen “American
Hospital of Chicago” isimli hastane
O zamanın en önemli cerrahi hocalarından Dr. Thorek ile ameliyata giren Dr.
Avman’ın, damar yerine hocasının parmağını klemp ile kıstırması ve bunun
günlerce konuşulması ise oldukça ilginç bir hadisedir. Ancak bu olay şevkini
kırmamış ve gerekli referansları alarak, yazışmalar sonucunda nöroşirürji
kariyerine başlamıştır.
Bu dönemin diğer ilginç bir ayrıntısı da, başlangıçta, esas yabancı dili Almanca
olan genç Nurhan’ın İngilizce sıkıntısı çekmesidir. Nöbet listelerinde,
adaptasyon sürecinde İsmet Karacan ve genç Nurhan Avman birliktedirler.
Hatta bir sorun olduğunda tek tek aranmak yerine “İsmet Nurhan” diye
seslenilerek çağrılmışlardır. Bu dönemin başlangıcında, nöbette konsültasyon
olduğunda telefonda sadece “Which floor?” diyebildikleri aktarılır (36).
Bu döneme ilişkin ilginç anekdotlardan bir diğeri ise klinik hemşiresi ile kavgalarıdır. Genç Nurhan, Dr. Thorek ile ilk vizite çıktığında, hemşirelerin pansuman ve diğer işler için Thorek’e yardımcı olduklarını görür. Bunun rutin
olduğunu düşünerek, ertesi sabah vizite çıktığında hemşireyi çağırır. Hemşirenin gelmemesi nedeniyle sorun yaşayıp, hemşire ile beraber soluğu Dr.
Thorek’in ofisinde almışlardır. Meşhur Thorek yeni gelen asistanın neden
geldiğini merak eder ve sorar. Önce hemşire söz alıp olayı anlatır.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
26
29. Belge IV-1
Nurhan Bey’in American
Hospital of Chicago’daki
cerrahi intörnlüğü belgesi
Belge IV-2
Nurhan Bey’in American
Hospital of Chicago’daki
cerrahi asistanlığı belgesi
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
27
30. Sonra, genç Nurhan’a durumu sorar. Genç Nurhan “She doesn’t know how
to speak English” şeklinde cevap verince, Thorek kendini tutamayarak kahkahayı basar. Bu olaydan sonra bir süreliğine genç Nurhan’a özel bir hemşire verilmiştir (36).
Tüm bu yaşananlar dolayısıyla Nurhan Bey, Dr. Thorek’e daima minnettarlık
duymuştur.
Bu dönemin en önemli olaylarından bir başkası da, Nurhan Bey cerrahi intörnü olarak çalışırken, İstanbul Üniversitesi 1951 mezunu ve fakülteden onun
ağabeyi sayılan Dr. Mehmet Tekdoğan’in Thorek’in yanında genel cerrahi
asistanlığı yapmasıdır (28, 29). Bu dönemde ilerleyen arkadaşlıkları yıllarca
sürecek, Nurhan Bey’in yıllar sonra Hacettepe’ye gitmesine vesile olacaktır.
Resim IV-3
The Lahey Clinic
The Lahey Clinic Department of Neurosurgery
The Lahey Clinic 1922 yılında bir cerrah olan Dr. Lahey tarafından
Boston-Massachusetts’te kurulmuştur (Resim IV-3). Bu klinik öncelikle
poliklinik olarak kurulmuş, zamanla ciddi bir tıp merkezi haline gelmiştir.
The Lahey Clinic 1980 yılında bugünkü yerine, yani eski hastaneden 18 km
uzaktaki Burlington’a taşınmıştır. The Lahey Clinic hekimlerinin çoğunun
Harvard’da eğitmenlik görevi bulunmaktadır.
Nöroşirürji Kliniği, 1932 yılında, Cushing’in en önemli yardımcısı Dr.
Horrax’ın buraya transferi ile kurulmuştur. 1957 yılında Horrax’ın vefat
etmesi üzerine Poppen bölüm başkanı olmuştur (Resim IV-4). Poppen
hem kısa bir süre Dandy ile, hem de Cushing’in ekolünden gelen Horrax ile
çalışmış, dönemin en önemli nöroşirürjiyenlerindendir. Bu dönemde Lahey
Clinic Nöroşirürji Kliniği alanın Kâbe’si olmuş, dünyadan herkesin eğitim için
geldiği bir adrese dönüşmüştür. Poppen’in kitabı, An Atlas of Neurosurgical
Techniques ise; bu alanın en önemli eseri haline gelmiştir.
Resim IV-4
Dr. Poppen
Avman’ın bu şartlarda kliniğe kabul edilmesi, o ana kadarki parlak performansının sonucudur. Bu klinik tecrübesi, ileriki yıllarda kariyerinin şekillenmesinde de büyük bir rol oynamıştır.
Nurhan Bey, 4 Ocak 1956-31 Aralık 1956 tarihleri arasında The Lahey Clinic’te
nöroşirürji fellow’u olarak çalışarak, bu süreyi başarı ile tamamlar (Belge IV3). Genç Avman’ın çalıştığı dönemde, Horrax’ın beyin tümörü nedeniyle sağlığının bozulduğu, klinikte aktif olmadığı, Poppen’in aktif olduğu dönemdir.
Avman’ın başasistanı olan Charles Fager, Poppen’den sonra bölüm başkanlığına atanmıştır. Gerek Poppen, gerekse Fager, sonraki yıllarda Avman’ın en
yakın dostları olmuşlardır. Genç Nurhan’ın bu merkezde daha uzun süre kalmamasının nedeni, ABNS uzmanlık tüzüğünün, özel bir merkezde sadece bir
yıl çalışmaya olanak tanımasıdır (36).
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
28
31. Belge IV-3
Nurhan Bey’in The Lahey Clinic’teki
nöroşirürji fellowship belgesi
Belge IV-4
Nurhan Bey’in Dartmund Medical
School’a bağlı Mary Hitchcock
Memorial Hospital ve Veterans
Administration Hospital’daki ve
nöroşirürji asistanlığı belgesi
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
29
32. Resim IV-5
Nurhan Bey’in
Dr. Poppen ile
birlikte yayınladığı
“Aneurysm of the
great vein of Galen”
başlıklı makalesinin
ilk sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
30
33. Avman bu dönemde Dr. Poppen ile birlikte “Aneurysm of the great vein of Galen” başlıklı bir olguyu 1960 yılında Journal of Neurosurgery’de yayınlamıştır (Resim IV-5).
Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans
Administration Hospital
Mary Hitchcock Memorial Hospital’ın öyküsü, Bishop & Cutting of
Worcester şirketinin çalışanlarının 1889’da New Hamshire eyaletinin Hanover şehrinin kuzeyinde hastane inşa etmek üzere bir vakıf kurmasıyla başlar.
Kısa sürede başlayan yapım sürecinin ardından, hastane inşaatı 1893’te tamamlanır. Bu sırada hastaneyi, Hiram Hitchcock, iki sene önce vefat eden eşi,
Mary Hitchcock adına satın alır. 1913’ten sonra hastaneye ek binalar yapılır
ve kurum gitgide büyür (Resim IV-6). Çok geçmeden hastane, ABD’nin en
eski 4. tıp fakültesi olan Darthmouth Medical School’a bağlanır. Bu merkezde
nöroşirürji asistan eğitim programı, 1947 yılında, 1965-1975 yıları arasında
Journal of Neurosurgery’nin editörü olacak Dr. Henry Heyl tarafından başlatılmıştır. Program daha sonra Robert G. Fisher tarafından yürütülmüştür. Dr.
Fisher, 1946-1949 yıllarında Mayo Foundation’de nöroşirürji fellow’u olarak
çalıştıktan sonra, 1949-1951 arası Johns Hopkins Hospital’de nöroşirürji
asistanı ve uzmanı olarak çalışmış, 1951-1967 arasında Hitchcock Nörolojik
Cerrahi’nin bölüm başkanlığını sürdürmüştür.
Dr. Avman, 1 Ocak 1957 - 31 Mayıs 1959 tarihleri arasında Hannover
New Hampshire’de Darthmouth Medical School’a bağlı Mary Hitchcock
Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital’da nörolojik
cerrahi asistanlığını başarıyla tamamlar (Belge IV-4). Burada, 1957, 1958 ve
1959 yıllarında Clinical Neurosurgery’nin editörlüğünü yapan Dr. Fisher
ile çalışır. Dr. Fisher ve Ernie (Dr. Ernest Sachs Jr.) (Resim IV-7) ile yıllarca
süren dostluklarının temeli işte burada atılır. Dr. Fisher, Ernie ve Av (Avman)
arasındaki dostluk yıllar geçtikçe derinleşecektir.
Resim IV-6
Mary Hitchcock Hospital’ın
görünümü
Resim IV-7
Dr. Ernest Sachs Jr.
Dr. Avman bu merkezde çalışırken Dr. Fisher ve Sachs Jr. ile birlikte
gerçekleştirdiği “Menengiomas of pineal region and posterior part of the 3rd
ventricle” başlıklı çalışması 1962 yılında Journal of Neurosurgery dergisinde
(Resim IV-8), Dr. Fisher ile birlikte “Exposure of middle cerebral aneurysm after the use of urea” adlı çalışması ise 1960 yılında Surgery dergisinde yayınlanır (Resim IV-9).
Avman, 1959 yılının Mayıs’ında Amerikan nöroşirürji yeterlik (board) sınavına girmiştir. İhtisas süresini tamamlayan Dr. Avman’ın bu sınava özel olarak
hazırlanması gerekmiştir.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
31
34. Resim IV-8
Nurhan Bey’in
Dr. Sachs ile
birlikte yayınladığı
“Meningiomas of
pineal region and
posterior part
of 3rd ventricle”
başlıklı makalesinin
ilk sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
32
35. Resim IV-9
Nurhan Bey’in
Dr. Fisher ile
birlikte yayınladığı
“Exposure of
middle cerebral
aneurysm after
the use of urea”
başlıklı makalesinin
ilk sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
33
36. Genç Nurhan sınava yakın dönemde, işin önemi nedeniyle klinikten iki ay
ders çalışma izni almıştır. Aslında zorunlu olarak bu izin verilmiştir. Zira
Nurhan Avman’dan önce aynı kurumdan iki kişi board sınavına girmiş ve
başarısız olmuştur. Üçüncü kişinin de başarısız olması durumunda kliniğin
ABNS nezdindeki uzmanlık verme yetkisi iptal olacaktır.
Genç Nurhan evde ders çalışmakla kalmamış, hocasının girişimi ile her sabah
nöropatolog Dr. Eisenhardt’ın ofisine giderek, onun hazırladığı preparatlara
bakıp, çalışıp, akşam kontrol etmek üzere oraya gitmiştir.1
Bu ortamda sınava giren genç Nurhan başarılı olur ve 1959'un Mayıs'ında
ABNS diplomasını alır (Belge IV-5). Sınavda başarılı olan ve hocasının özel
olarak tebrik ettiği Dr. Avman’ı büyük heyecan ve kutlamalar beklemektedir.
Avman, board sınavıyla birlikte ABD’de çalışma hakkı da kazanır.
Uzmanlığını hakedince, geleneklere uygun olarak, fotoğrafı, departmanın
koridorundaki panoya, buradan uzmanlığını almış diğer asistanların yanına asılır.2 Avman bu klinikten ihtisas alan 9. asistandır. Sonraki dönemde Dr.
Zinnur Rollas ve Dr. Aykut Erbengi de aynı merkezde asistanlık yapmışlardır.
Ernie 1985’te emekli olduktan sonra baştan 1985’e kadarki asistanlarının
listesini hazırlar ve asistanları için Limeric3 yazarak onlara gönderir.
The residents
It is hard to respond to this tribute
But I just couldn’t sit and be mute
So I’ll try not to cry
(Tears come quick to my eye)
And here come some facts absolute
1957-1959
P’ump Avman came here from Turkee.
He had already trained some at Lahee
His lugh and his humor
Soon led to the rumor
That this bachelor chased a divorce.
1 Önceden Cushing’in sekreteri olan, daha sonra da onun teşvikiyle tıp ve patoloji okuyan
Dr. Louise Eisenhardt, kısa sürede dönemin en tanınan nöropatologu, Cushing’in sağ
kolu olmuştur. Eisenhardt 1938-1939 döneminde AANS başkanlığı yapmış, 1944-1965
döneminde Journal of Neurosurgery’deki editörlük görevini başarıyla sürdürmüştür.
2 Avman bu durumdan esinlenerek, yıllar sonra İbni Sina Hastanesi Nöroşirürji D blok
duvarına Ankara Tıp Nöroşirürji’den uzmanlığını almış tüm asistanların resimlerini astıracak
ve bununla gurur duyacaktı. Ne var ki vefatından sonra, bu resimler yer darlığı nedeniyle
kaldırıldı.
3 Amerikan edebiyatında beş mısralık mizahi manzume.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
34
37. 1963-1965
The Erbengis both were physicians
He could operate like a magician
She was a pathologist
And he was a neurologist
But the type who was best as a surgeon.
Belge IV-5
Nurhan Bey’in “The American Board
of Neurological Surgery”den aldığı
yeterlik belgesi
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
35
38. The Harvard Neurosurgical Service At the Children’s
Hospital Boston and Brigham & Women’s Hospital
Harvard Medical School dekanının davetiyle, 1912’de Cushing’in
cerrahinin başına geçmesi ile burada nöroşirürji kurulur. 1932’de Cushing
emekliye ayrılır. 1929-1949 yılları arasında Early Ingraham bu kurumda
pediyatrik nöroşirürjiyi kurar. 1949-1971 yılları arasında ise, Neurosurgery of
Infancy and Childhood adlı eserin de sahibi olan meşhur Dr. Donald Matson
bu kurumda çalışır.
Diğer kurumlarda çalışan ve uzmanlığını alan Avman, yurda dönmeden
önce araştırmacı yönünü güçlendirmek üzere Harvard’a gelir; Cushing’in ve
Matson’ın Harvard’ı... En önemlisi Harvard Tıp Okulu’nun teklifi üzerine,
“assistant professor” olarak göreve başlamasıdır. Burada sadece araştırmalara
katılmayacak, aynı zamanda öğrenci derslerine de girecektir.
Avman, 1 Temmuz 1959-30 Haziran 1960 tarihleri arasında Boston’daki
Harvard Medical School’un afiliye hastanelerinden olan The Children’s
Hospital Medical Center’da research fellow olarak (Belge IV-6), 10 Ağustos
1959 ile 31 Temmuz 1960 tarihleri arasında da The Peter Bent Brigham
Hospital’da çalışmıştır (Belge IV-7). Burada çalışmalarını Dr. Edgar A. Bering,
Jr. yönetimdeki “Neurosurgical Research Laboratory”de gerçekleştirmiştir.
Belge IV-7
Nurhan Bey’in “The Peter Bent
Brigham Hospital”daki belgesi
Belge IV-6
Nurhan Bey’in “The Children’s
Hospital Medical Center”daki
research fellowship’i başarı ile
bitirdiğini gösteren belge
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
36
39. İlk çalışması, plastik ile yapılan bir anevrizma modellemesi ve ligasyonun
anevrizma boyutuna etkisi üzerinedir (Resim IV-10). Bu çalışmanın sonucu
Dr. Bering Jr. ile birlikte “A plastic model for the study of pressure changes in
the circle of Willis and major cerebral arteries following arterial occlusion”
başlığıyla 1960 yılında Journal of Neurosurgery’de yayınlanmıştır. Avman’ın
diğer çalışması hipertonik solüsyonlar üzerinde olup, bu çalışmanın sonuçları da yine Bering ile birlikte “The use of hypertonic urea solutions in
hypothermia. An experimental study” başlığı ile 1961 yılında aynı dergide
yer almıştır (Resim IV-11). Avman ilk çalışmasının devamının sonuçlarını
“Special article: The importance of arterial ligations for the treatment
of intracranial aneyrysms” başlığıyla 1961 yılında The Turkish Journal of
Pediatrics’de yayınlar.
Avman burada çalışırken Dr. Matson ile yakın temasını sürdürdü; 1964’te Dr.
Matson, Nurhan Bey’in daveti ile Ankara’ya geldi.
Uzunca bir süredir gurbette olan Nurhan Bey, paşa babası ve annesini özler;
artık bavulları toplamanın vakti gelmiştir. Sınıf arkadaşı ve yıllarca beraberce
çalıştığı, Ankara Tıp’ta farmakoloji profesörü olan Dr. Kazım Türker bu
durumu sonraki yıllarda şöyle dile getirir: “Nurhan, ülkesini ve insanlarımızı
seven, onlara hizmet etmenin bir görev olduğunu hiçbir zaman unutmayan
gerçek bir ulusçuydu. ABD’deki eğitimi sonucu bu ülkede uzman hekim olarak
çalışmak yetkisi kendisine resmen tanınmıştı. Çok daha elverişli yaşam koşulları
ile bu ülkeye davet edildiği, bu davetin çeşitli tıp merkezlerinden geldiğini, çok
iyi biliyorum. Ancak bunların hepsini reddetmiş ve kendi ülkemize hizmetin,
hizmetlerin en yücesi olduğunu ve bu ülkeyi bize emanet eden Atatürk’ün bir
buyruğu olduğunu söyleyerek, gerçek Atatürkçülüğün en anlamlı örneğini vermiş ve davranışları ile bunu öğrencilerine anlatmaya çalışmıştır” (40).
Harvard’da çalışırken, Türkiye’den telefonla aranır. Chicago’da beraber çalıştığı Dr. Mehmet Tekdoğan, Dr. Doğramacı’nın çocuk hastanesinde nöroşirürji kliniği kurmaya çalıştığını, Dr. Doğramacı’ya Nurhan Bey'in adını verdiğini
bildirir.
Gerçekten de bir süre sonra, 1959’un sonlarında Dr. Doğramacı, Nurhan Bey’i
telefonla arar ve Boston’da olduğunu söyleyerek görüşmek istediğini belirtir.
Bu aslında şaşırtıcı bir durum değildir. Çünkü Dr. Doğramacı yıllar önce
Boston’da çocuk hastanesinde çalışmıştır; her sene bir iki kez Boston’a gelir,
işlerini halleder, hatta eski ev sahibini ziyaret ederek hediyeler verir.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
37
40. Resim IV-10
Nurhan Bey’in
Dr. Bering ile
birlikte yayınladığı
“A plastic model
for the study of
pressure changes
in the circle of
Willis and major
cerebral arteries
following arterial
occlusion” başlıklı
makalenin ilk
sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
38
41. Resim IV-11
Nurhan Bey’in
Dr. Bering ile
birlikte yayınladığı
“The use of
hypertonic
urea solutions
in hypothermia”
başlıklı makalesinin
ilk sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
39
42. Buradaki görüşmede Dr. Doğramacı hedeflerinden söz eder; büyük bir çocuk
hastanesi kurduğunu, bunu daha da büyüteceğini, nöroşirürjinin de bu
projenin önemli bir parçası olduğunu anlatır. Hatta alınması gereken cerrahi
aletlerin durumunu bile tartışırlar.
Özetle, İstanbul’da tıp eğitimini yapmış olan Avman’a, Cumhuriyet’in
başkentinden, yeni kurulan bir merkezden teklif gelmiştir. Bu teklifi yapan,
sonradan birçok ilke imza atacak olan Prof. Dr. Doğramacı’dan başkası
değildir.
Bu teklifin en önemli yanı, Nurhan Bey’in, doğrudan nöroşirürjiyi kurmak
üzere davet edilmiş olmasıdır. Cerrahpaşa’da yıllarca genel cerrahi, Çapa’da
ise nöroloji çatısı altında çalışan nöroşirürji birimi gibi değil, farklı bir
modeldir bu... nöroşirürjinin müstakil bir dal olarak yeşerme ve büyüme
fırsatı. Avman teklifi düşünmeden kabul eder.
Nurhan Bey’in, Dr. Doğramacı’nın teklifini kabul ettiği Dr. Mehmet
Tekdoğan’ın 22.12.1959 tarihli mektubundan da takip edilebilir (Belge IV-8).
Bu süreçten sonra Nurhan Bey, 7.1.1960 tarihinde Dr. Doğramacı ve 6.1.1960
tarihinde Dr. Erbengi’den alınacak aletler ile ilgili mektuplar da alır (Belge
IV-9, IV 10).
Avman yurda döner ve kaderine, kariyerinin başlayacağı ilk durağa doğru
yola çıkar.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
40
43. Belge IV-8
Dr. Mehmet Tekdoğan’ın
Nurhan Bey’e yazdığı mektup
Belge IV-9
Dr. İhsan Doğramacı’nın Nurhan
Bey’e yazdığı 7.1.1960 tarihli
mektubu
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
41
44. Belge IV-10
Dr. Aykut Erbengi’nin
Nurhan Bey’e yazdığı
6.1.1960 tarihli
mektubu
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
42
45. Belge IV-10
Dr. Aykut Erbengi’nin
Nurhan Bey’e yazdığı
6.1.1960 tarihli
mektubun devamı
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 4
43
46.
47. BÖLÜM
5
Hacettepe Yılları: İlk Durak
1960 Yılında Ankara
1960’ların başı Türkiye tam bir karmaşa içindedir. Bir taraftan Menderes, bir taraftan ordu.
27 Mayıs ülkeyi tam olarak sarsmış, askerler her yere el atmış, yeni bir atama
furyası yaşanmakta; İstanbul Üniversitesi’nde birçok hoca görevlerinden
alınmıştır. Ankara’da da durum bundan farksızdır.
Ülkede durum bu minvaldeyken, genç Nurhan’ın anne ve babası emekli olmuş
ve Ankara’ya yerleşmişlerdir. 1959’da babası 27 Mayıs yönetimi tarafından
Mersin Valisi olarak atanır.1
Resim V-1
Hacettepe’nin ilk yılları
Genç Nurhan bu atmosferde, Ağustos ayında Ankara’ya gelir. Sıkıyönetim
nedeniyle her yer askerle dolu; tüm geçişler askeri kontrol altındadır.
Daha önce Ankara’da yedek subaylık yapmış olan genç Nurhan, Ankara’yı az
çok bilmesine rağmen, o dönemde bir gecekondu semti olan Hacettepe’yi,
ancak sora sora bulur (Resim V-1).
Nurhan Bey, iki katlı bir bina olan Hacettepe’de Dr. Doğramacı’nın yanına
gider; kendini tanıtır. Çocuk hastanesinin ve yeni binanın nerede olduğunu
sorar. Birlikte odadan çıkarlar. Az ötede, tek bir amele kazma ile bir
yerleri kazmaktadır. Dr. Doğramacı ameleye yönelerek sorar, “burada ne
yapıyorsun?” adam, “hocam hastane yapıyoruz” diye cevap verir. Nurhan
Bey manzara karşısında şoke olmuştur. Eve dönünce babasına durumu
anlatır. Aziz Paşa duruma şaşırmadığını söyler. Nurhan Bey her şeye rağmen
işe başlamak için işlemlere girişir (30).
1
Hacettepe’ye başladıktan sonra, klinik işleri ile yoğun olarak uğraşan Dr. Avman, vakit
buldukça, 1960-1961 yıllarında Mersin Valisi olarak atanan babası Aziz Avman’ı ziyaret için
Mersin’e gider. Bu ziyaretlerden birinde ciddi bir kaza olur; Nurhan Avman’ın arabası takla
atar. Nurhan Bey bir şey olmamış gibi kısa sürede işinin başına döner.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
45
48. 1960’ların Başında Hacettepe
2 Şubat 1954 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi kapsamında ikinci bir çocuk sağlığı birimi olarak kurulan kürsü, iki katlı bir binada
Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve Hastanesi olarak 1957 yılında Hacettepe semtinde, 8 Temmuz 1958’de ise eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarının
yanı sıra kamu hizmetine başlamıştır. Bu kurum aynı zamanda, Hacettepe
Üniversitesi’nin kuruluşunun başlangıcı olmuştur. İlk etapta Ankara
Üniversitesi’ne bağlı olan kurum, giderek büyümüş ve diğer kurumların
eklenmesiyle birlikte 8 Temmuz 1967’de kurulan Hacettepe Üniversitesi
çatısı altına alınmıştır. Geride kalan 10 yıllık süreç, iki katlı bir binanın koca
bir üniversiteye dönüşme sürecidir. Bu sürecin de başmimarı, herkesin “hoca
bey” diye hitap ettiği Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır (Resim V-2).
Hacettepe başlangıçta iki katlı bir bina iken, 1961’de bir yangın geçirir;
sonrasında ise ciddi bir miktarda maddi destek toplayarak kendini büyütür.
Bu dönemde başlangıçta, iki katlı binadaki Kadri Raşit Anday Bölümü’nde;
çocuk cerrahisi, pediyatrik kalp cerrahisi, pediyatrik ortopedi ve pediyatrik
nöroşirürji hastalarının yattığı özel cerrahi servisi ile genel cerrahi servisi,
ayrıca steril depo ve ameliyathane yer alırdı. Ameliyatlar, burada bulunan üç
ameliyathanede yapılırdı.
Hacettepe’de öncelikle çocuk hastaların nöroşirürji ameliyatları yapılırken,
1961 yılı Ağustos ayından itibaren pediyatrik vakaların yanı sıra, kısıtlı sayıda
olsa da erişkin vaka opere edilmeye başlandı. 1963 yılından itibaren ise,
Şaban Şifai binasının yapılması ile, pediyatrik ve erişkin, her türlü vakanın
operasyonları yapılacaktı.
Hacettepe, 1964’te Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin kurulmasını izleyerek, Ankara Üniversitesi’ne bağlı ikinci tıp fakültesi haline geldi.
1967’de ise Hacettepe Üniversitesi’nin resmen kurulması ile bu üniversitenin çatısı altına girecek ve Ankara Üniversitesi ile bir bağı kalmayacaktı.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
Resim V-2
Dr. İhsan Doğramacı
46
49. Hacettepe Nöroşirürji Kurulurken
Çocuk hastanesi kuruluş döneminde Dr. Doğramacı, bir yandan
yurtdışı eğitimi olan kalburüstü doktorları toplamaya gayret ederken, diğer
yandan, gelecek vaadettiğini düşündüğü gençleri tespit edip, yurtdışına
göndererek kaliteli bir kurum oluşturmayı hedeflemiştir. Bunu yaparken,
ekonomik olarak iyi şartlar sağlamıştır. Mehmet Doğan’ın ifadesine göre; “İlk
yıllarda Hacettepe’de çalışan hiçbir hekimin muayenehanesi yoktu. Bugünkü
gibi döner sermaye ücretleri de yüksek değildi. Gerçi Doğramacı özel örtülü
ödeneğinden uzman hekim, öğretim görevlisi ve öğretim üyelerine maaşları
kadar ekstra bir ödeme yapıyordu. Bu ödemenin miktarı tam da maaşına
eşit olmadığı gibi, yazılı olmasa da herkesin bildiği, kuruma katılmalarında
kişilerin pozisyonlarına göre belirlenen bir meblağ eline geçecek şekilde maaşı
ile aradaki fark her ay kendisine ödeniyordu. Örnek olarak, yurtiçinde doktora
yapan veya uzmanlığını alan sıradan bir öğretim görevlisinin eline geçen
meblağ 1500 TL olacak şekilde devlet maaşına eklenirdi. Maaşı 900 TL olan
kıdemli biri için ek kısım 600 TL’de kalırken kıdemsiz ve yeni memuriyete
başlayanın maaşı 600 TL ve kendisine özel ödenek olarak 900 TL ödenirdi.
Yurtdışında doktorasını yapan, biraz üstün özelliği olan öğretim görevlisi
için eline geçen toplam meblağ 2000 TL, çok özel biri veya doçent, profesör
için 2500 TL kadardı. Meslekler arası fark, dış piyasadaki iş ve gelir durumu
dikkate alınarak belirlenirdi” (9).
Hacettepe çocuk hastanesi olarak kurulduğundan, Dr. Doğramacı burada
çocuk cerrahisi, pediyatrik üroloji, pediyatrik kalp cerrahisi ve pediyatrik
nöroşirürji bölümlerinin olmasını hedefledi. Hacettepe’de nöroşirürjinin
kurulmasını da bu doğrultuda değerlendirmek gerekir.
Dr. Doğramacı, Hacettepe’de nöroşirürjiyi kurmak için Ankara tıp kökenli,
nöroşirürjiye ilgi duyan ve genç bir genel cerrah olarak Dr. Aykut Erbengi’yle
görüşerek, onu bir süre Hacettepe’de çalışması, daha sonra yurtdışı eğitimi
için ABD’ye gitmesi konusunda ikna eder (13). Başlangıçtaki hedef, bir çocuk
hastanesindeki meningosel, ansefalosel gibi pediyatrik nöroşirürji vakalarının yapılmasıdır. Dr. Erbengi çalışmaya başlar; ancak, Dr. Doğramacı ekibi
güçlendirmek istemektedir.
Dr. Doğramacı, ABD’deki Türk hekimlerini araştırırken, nöroşirürji ihtisası yapmış olan Irak Kerkük Türklerinden, Dr. Vahdettin Türkmen ile temas
kurar. Aslında ihtisasını bitirmiş, Irak’ta tescil sınavına girip başarısız olmuş Dr. Vahdettin Türkmen, şans eseri Amerikan vizesi için Ankara’dadır.
Dr. Doğramacı, o dönemde aylarca süren vizeyi bekleyen Dr. Türkmen’i, bu
süreç zarfında Hacettepe’de çalışması için ikna eder. Dr. Türkmen “Nöroşirürjide serebral arteriografi” başlıklı bir tez hazırlar ve hızlıca bir sınavdan geçerek, Nisan 1959’dan aynı yılın sonbaharına kadar klinikte çalışır ve
sonra ABD’ye döner. 1959 sonbaharında, Dr. Türkmen’in ayrılması sonrası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
47
50. Dr. Doğramacı yeni bir nöroşirürjiyen arayışına girer. Dr. Mehmet
Tekdoğan’ın önerisi ile Dr. Avman’la temas kurarak, onu Hacettepe’ye davet
eder. Nurhan Avman Türkiye’ye gelir gelmez uzmanlığını tescil ettirir.
Böylece Sağlık Bakanlığı uzmanlık tescil defterinde, 8. nöroşirürjiyen olur
(Belge V-1).2
1960 yılı Temmuz ayında Nurhan Bey’in Hacettepe’ye gelmesi ile nöroşirürji
kürsüsü kurulur. Böylece Nurhan Bey’in, 1960’tan 1965’e dek sürecek olan
Hacettepe macerası başlar.
Bu durumu, sonradan Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü de yapan Dr. Yüksel
Bozer şu şekilde özetlemiştir: “Vahdi 1959 yılında Amerika’ya döndükten sonra kıymetli ve –yine üzüntü ile belirteyim– rahmetli arkadaşım, sakin, kendinden emin hoca kişiliği ile Nurhan Avman Temmuz 1960’da görevi üstlendi. O da
Amerika’da çok iyi yetişerek yurda yeni dönmüştü. Aykut Erbengi uzmanlığının
bir kısmını onunla tamamladı; sonra o da 1961 yılında Amerika’ya gitti” (5).
Belge V-1
T.C. Sağlık Bakanlığı Nöroşirürji
uzmanlık tescil defterinin ilk sayfası
Gerçekten de Nurhan Bey’in Hacettepe döneminde, bir taraftan çığ gibi
büyüyen hasta sayısı, öte yandan asistan azlığı, işleri içinden çıkılmaz hale
getirmiştir.
Hacettepe Nöroşirürjide Hekim Kadrosu
1960-1961 döneminde, 1959’da göreve başlayan Dr. Aykut Erbengi,
Nurhan Bey’in tek asistanı olarak çalışır. 1961 yılının Eylül ayında Dr. Erbengi
sınava girerek nöroşirürji uzmanı unvanını kazanır. Ancak daha önce yapılan
mutabakat çerçevesinde kendini geliştirmek üzere ABD’ye gider (13). Dr.
Erbengi, ABD’de, Nurhan Bey’in gittiği merkezlere, birebir aynı sürelerde
gider. Bu düzenlemeleri Nurhan Bey’in yapmış olması büyük ihtimaldir. Dr.
Erbengi’nin 1961’de ABD’ye gitmesi Nurhan Bey’in elini konulu bağlar. Yeni
bir asistan bulması gerekir.
Asistan alımlarında Dr. Doğramacı’nın ihtisasa başvuranları yönlendirmesi
etkili olmuştur. Bu dönemde doğrudan Hacettepe’ye ihtisasa başvuranların
yanı sıra, Ankara Üniversitesi ve GATA’ya başvurup, orada nöroşirürji öğretim üyesi olmadığı için ihtisasını Hacettepe’de yapan asistanlar olmak üzere
iki grup asistandan söz etmek uygun olur.
Hacettepe’deki sonraki nöroşirürji asistanları, sırası ile Dr. Yıldız Yalçınlar
(1962-1965), Dr. Vural Bertan (1962-1964), Dr. Turgut Derinkök (1963-1965),
Dr. Nusret Çınar (1963-1965), Dr. Aşkın Karadayı (1964-1965), Dr. Şefik Ünlü
2
Bu listedeki ilk 10 sıra aşağıdaki gibidir: 1. Jean Taptas, 2. Vedat Öge, 3. Hüsamettin Kerim
Gökay, 4. Bülent Tarcan, 5. Zinnur Hüseyin Rollas, 6. Zeki Birsen, 7. Aysima Altınok, 8. Nurhan
Avman, 9. Özdemir Aral, 10. Aykut Erbengi
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
48
51. (1964-1966), Dr. Ertekin Arasıl (1963-1969), Dr. Mete Saveren (1964-1970) ve
Dr. Halit İsmailoğlu (1965-1970) olacaklardır3.
Bu asistanlardan, Dr. Yalçınlar, Dr. Bertan, Dr. Karadayı, Dr. Arasıl ve Dr.
Saveren Hacettepe’ye başvurmuşken, Dr. Derinkök Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi kadrosundan, Dr. Nusret Çınar ve Dr. Şefik Ünlü GATA
konjentanından burada ihtisasa başlamışlardır.
Nurhan Bey ve adı geçen asistanların yanı sıra, 1964’ün sonbaharında
Hacettepe’ye gelen Op. Dr. İsmet Hallaç bu dönemde burada çalışan tek
uzmandı.
Ancak bu kısıtlı asistan sayısı, Ankara’nın tek nöroşirürji merkezi olan klinik için yeterli değildi. Hasta çokluğu ve asistanların yetmediği durumlar için
çare aranırken, Hacettepe’de bir dönem için pediyatri, KBB, ortopedi ve dahiliye asistanlarına birer aylık nöroşirürji rotasyonu konur. Bu dönemde Dr.
Nimet Ünay ve Dr. Sevim Balcı başta olmak üzere, dönemin birçok pediyatri asistanı ve Dr. Nasır Özdemir gibi ortopedi asistanları nöroşirürjide çalışır;
zaman zaman ameliyatlara girerler.
Çalışma Düzeni
1959 ve 1960 yıllarında, Nurhan Bey Hacettepe’ye başlamadan önce,
Dr. Türkmen ve Dr. Erbengi bazı konjenital pediyatrik olgulara müdahale
etmişlerdir. Hatta birkaç lomber disk hastasının da Numune Hastanesi’nde
ameliyatını gerçekleştirmişlerdir. Fakat Nurhan Bey’in Hacettepe’ye başlamasından sonra, dışarıya hasta götürülmesini istemediğinden, çocuk odalarından birine üç adet yatak konarak erişkin hastalar da yatırılmaya başlanır
(13). Diğer bir deyişle, Ağustos 1960’tan itibaren Hacettepe’de erişkin nöroşirürjisi başlamış olur.
Başlangıç döneminin çalışma düzeni hakkında ayrıntılı bir bilgi yoktur. Bilinen, bu dönemde pediyatrik ortopedi, çocuk cerrahisi ve pediyatrik nöroşirürji hastalarının özel cerrahi servisinde yattığı, ameliyatların ise Kadri Raşit
Anday bölümündeki üç ameliyathaneden birinde yapıldığıdır.
3 Dr. Ertekin Arasıl 1968 yılında, Dr. Mete Saveren 1970 yılında Ankara Üniversitesi’nde
sınava girmişlerdir. Avman, Hacettepe’de Hamit Ziya Gökalp’ın da tescil sınavına girer.
Dr. Nusret Çınar, GATA kontenjanından Hacettepe’de ihtisas yapmış, Dr. Turgut Derinkök,
Dr. Nusret Çınar ve Dr. Hamit Ziya Gökalp (tescil sınavı) aynı zamanda sınava girerek 1965
yılında uzman olmuşlardır. Dr. Şefik Ünlü ise GATA kontenjanından, ihtisasına Hacettepe’de
başlamış, Dr. Hamit Gökalp’ın GATA’ya dönmesinin ardından ihtisasına GATA’da devam
etmiştir.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
49
52. Şaban Şifai binasının yapılması ile servis tam bir nöroşirürji kliniği olarak
hizmet vermeye başlar.
Bu dönemde haftada iki gün poliklinik, üç gün ameliyat yapılır. Cumartesi
günleri ise mesai yarım gün olduğu için, ameliyat yapılmaz (2).
Yapılan Ameliyatlar
Hacettepe’de başlangıçta hidrosefali ve meningosel ile pediyatrik tümörlerin ameliyatının yapıldığı bir dönemden sonra, 1963’te Şaban Şifai’nin
açılması ile menenjiom, hipofiz adenoma, glial tümör, kraniofarenjiom gibi
tümörlerin opere edildiği, kemotalamotomi gibi fonksiyonel nöroşirürji girişimlerinin, hatta elektrokortikografi eşliğinde epilepsi cerrahisinin, lomber
diskektomi, diskografi ve miyelografilerin yapıldığı bir döneme girilmiştir.
Sonraki yıllarda çıkan yangından sonra ameliyat defterlerinin yok olması
nedeniyle ameliyat sayılarını net olarak bilmek mümkün olmazsa da, 1964
ve 1965 yıllarında yapılan yayınlar ve bu dönemde yapılan tezlerden çıkan
ameliyat sayıları hakkında fikir yürütülebilir.
Buna göre yapılan operasyonlardan bazıları ve sayıları aşağıdaki gibidir:
Beyin tümörü
232
Glioma 108
Menenjiom 37
Vestibular Schwannom
14
Hipofiz adenomu
13
Vasküler tümör
19
Kraniofarenjiom 9
Metastatik tümör
7
Granülom 13
Muhtelif 12
Kemotalamotomi 44
Anevrizma (PCoA)
1
Fokal epilepsisi cerrahisi (ECoG ile) 2
Hemisferektomi 1
Karotid kavernöz fistül
1
Sirengomiyeli 4
Bu listede o dönemde çokça yapılan, ancak yayın yapılmadığı için sayıları belirlenemeyen lomber disk hernileri, servikal disk hernileri ve kafa travmalarına bağlı epidural hematom ile kronik ve akut subdural hematomlar bulunmamaktadır.
Bu döneme ilişkin kayda değer notlardan biri, beyin ödemiyle mücadele
biçimidir. Ödemle mücadelede üre rutin olarak uygulanır. Bununla beraber,
1964’ün Eylül ayında Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi için gelen Dr. Matson
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
50
53. ve diğer Amerikalı hekimler, ürenin rebound fenomenisi yaptığı için ülkelerinde artık kullanılmadığını, bunun yerine steroid kullanıldığını belirtmeleri
üzerine, Hacettepe’de antiödem olarak steroide geçilir.
Cloward’ın Hacettepe’yi Ziyareti
1964’teki ilginç olaylardan biri, Dr. Cloward’ın Ankara’ya gelmesi ve ilk
ameliyatını burada yapmasıdır (Resim V-3). Nurhan Bey ve ekibi bu ameliyat
için önceden miyelografi çekerek uygun bir vaka hazırlarlar. Ameliyat sabahı,
ameliyathanenin içi ana-baba günü olur. Operasyona Dr. Avman, Dr. Şükrü
Bayındır ve Dr. Cloward birlikte girerler. Cloward ameliyatı yapar ve aynı
günün akşamı, setini alıp Türkiye’den ayrılır.
Ertesi sabah hasta “boynumda bir sertlik var” diye şikâyet edince, greftin
yerinden çıkmış olmasından kuşkulanılır. Çekilen kontrol grafide, gerçekten
de greftin çıktığı görülür. Ancak Cloward setini götürdüğünden, çakma seti
yoktur. Herkesin eli kolu bağlıdır. Nihayet Nurhan Bey hastayı yeniden ameliyata alır ve traksiyon altında güç bela grefti yerine yerleştirir (2). Bir gün
önceki ameliyat, Türkiye’de yapılan ilk anterior servikal diskektomi ve füzyon
ameliyatıdır. Bununla beraber ertesi gün yapılan grefti yeniden yerine koyma
ameliyatı da servikal füzyonda ilk revizyon ameliyatı olarak tarihe geçer.
Resim V-3
Dr. Cloward
Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi’nin Düzenlenmesi
Nurhan Bey Hacettepe’ye atandıktan sonra, bilimsel kongrelere aktif
olarak katılmaya gayret eder. 1962 yılındaki 4. Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi
için Kahire’ye giden Nurhan Bey, 23-25 Eylül 1964’te 6. Ortadoğu Nöroşirürji
Kongresi’ni Ankara’da düzenler (Belge V2-a, b). Türk, Ortadoğulu ve Amerikalı
40 nöroşirürjiyen bu toplantıya iştirak eder. Bunlar Dr. Edgar Bering, Dr. John
Scarff, Dr. Herbert Eckstein, Dr. Gedeon Mohasseb, Dr. Gilles Bertrand, Dr.
Robert Heimburger, Dr. William Scoville, Dr. Ralph Cloward, Dr. Norman Dott
ve Dr. Kennet Till’in yanı sıra Lübnanlı Dr. Fuad Haddad, Mısırlı Dr. Sorour ve
İranlı Dr. Ameli gibi dönemin en meşhurlarıdır.
Belge V-2
23-25 Eylül 1964’te Ankara’da
düzenlenen Middle East
Neurosurgical Society’nin
6. Kongresi kitabının kapağı
Dr. Doğramacı tüm katılımcılara özel çanta hediye eder (7). Toplantı oldukça
başarılı geçer. Bu kongrenin başarılı olmasında Dr. Doğramacı’nın desteği
oldukça büyüktür.
Toplantı öncesi Dr. Bering’i havaalanında Dr. Nusret Çınar, Dr. Yıldız
Yalçınlar ve Dr. Nurhan Avman karşılarken, Bering Dr. Yıldız Yalçınlar ile
Nurhan Bey’in evli olduklarını düşünür. Bununla ilgili sohbetler geçer (6).
Dönüşte ise Dr. Turgut Derinkök Amerikalıları İstanbul’da gezdirir; bir gece
Park Otel’de konaklatır ve iyi anılarla Türkiye’den uğurlar (7). İstanbul’daki
gezinin tüm masraflarını kongrenin onursal başkanı olan Dr. Doğramacı
karşılar.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
51
54. Belge V-2a
23-25 Eylül 1964’te Ankara’da
düzenlenen Middle East
Neurosurgical Society’nin
6. Kongresi kitabının 1. sayfası
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
52
56. Nurhan Bey bu kongre sonrası, 1965 yılında Ortadoğu Nöroşirürji Derneği
başkanlığı yapar.
Doçentlik Sınavı
Nurhan Bey, Hacettepe’de yoğun mesaisinin yanı sıra akademik faaliyetlerini
de sürdürmüştür. Beşi uluslararası, yedisi ulusal dergilerde olmak üzere toplam on iki eserle doçentlik sınavına girmeye karar verir. Bu sayılar, bugün için
az görülebilir. Fakat, dünyada iki nöroşirürji dergisinin yayınlandığı bir dönemde, bu sayıda çalışma oldukça iyidir.
Nurhan Bey’in Doçentlik Dosyasında Bulunan Uluslararası Dergilerdeki
Makaleleri
1. Poppen, J.L. & Avman, N.: Aneurysms of the great vein of
Galen. Journal of Neosurgery 17: 238-244, 1960.
2. Avman, N & Fisher, R.G.: Exposure of middle cerebral aneurysm after
the use of urea. Surgery 48: 491-494, 1960.
3. Bering, E.A. & Avman, N.: The use of hypertonic urea solutions in
hypothermia. An experimental study. Journal of Neosurgery 17:
1073-1081, 1960.
4. Avman, N. & Bering, E.A.: A plastic model for the study of pressure
changes in the circle of Willis and major cerebral arteries following
arterial occlusion. Journal of Neosurgery 18: 361-365, 1961.
5. Sachs, E. & Avman, N. & Fisher, G.: Meningiomas of pineal region and
posterior part of 3rd ventricle. Journal of Neosurgery 19: 325-331, 1962.
Nurhan Bey’in Doçentlik Dosyasında Bulunan Ulusal Dergilerdeki Makaleleri
1. Avman, N.: The importance of arterial ligations for the treatment of
intracranial aneurysms. The Turkish J Pediyatrics 3: 105-116, 1961.
2. Doğulu, S. & Avman, N.: Bir vak’a dolayısiyle A. Communicans Posterior
Anevrizması. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Bülteni 6: 399-408, 1961.
3. Avman, N. & Derinkök, T.: Bazal ganglia hastalıklarında nöroşirürjikal
tedavi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 7: 30-44, 1964.
4. Avman, N. & Derinkök, T.: Neurosugical treatment of basal ganglia
disease. The Turkish J Peditrics 6: 77-91, 1964.
5. Avman, N. & Derinkök, T.: Ekstrapiramidal bozuklukların
kemotalamektomi ile tedavisi. III. Pediyatri Kurumu Semineri.
Çelikcilt Matbaası. İstanbul. S: 253-258, 1964.
6. Avman, N.: Trafik kazalarında nöroşirürji problemleri. 18. Milli Türk
Tıp Kongresi: 21-25 Eylül 1964. Ankara, Kongre kitabı. Çelikcilt
matbaası, 1964, İstanbul, S:2-8.
7. Avman, N.: Trafik kazalarında nöroşirürji problemleri.
Tıp Dünyası 37: 293-297, 1964.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
54
57. Nurhan Bey’in Uluslararası Kongre tebliğleri
Nurhan Avman, Aykut Erbengi: Kraniofarengiomalar.
II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.
Nurhan Avman, Aykut Erbengi: Tüberkülozda nöroşirürjikal meseleler.
II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.
Nurhan Avman, Aykut Erbengi: Ürenin nöroşirürjide kullanılması.
II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.
Nurhan Avman: Complications of ventriculo-atrial shunts.
4th Middle East Neurosurgical Society, Kahire, 1962.
Nurhan Avman, İsmet Hallaç, Turgut D erinkök: Vertebral angioraphy in
pediyatric neurosurgery. 6th Middle East Neurosurgical Society, Ankara,
1964.
Nurhan Avman, Aşkın Karadayı: Total removal of craniopharengioma.
6th Middle East Neurosurgical Society, Ankara, 1964.
Doçentlik Tezi
Nurhan Bey, yayınların yanı sıra, bir de doçentlik tezi için çalışma yapması
gerekir. Bu amaçla, hidrosefalinin tedavisinde yeni bir teknik üzerinde çalışır.
Komunikan hidrosafalili 10 bebekte L4 laminektomiyi izleyerek durayı
açarak, dura ile araknoidli ağızlaştırır. Bu teknikle birçok olguda iyi sonuç
elde eder. Nurhan Avman bu çalışmasını, “Subaraknoidoepidurostomi
komünike hidro sefalüslerde yeni bir ameliyat” başlığı ile doçentlik tezi
olarak hazırlar (Belge V-3, 4, 5).
Nurhan Bey artık sınava hazırdır. 10.11.1964’te Dr. Bülent Tarcan, Dr. Feyyaz
Berkay, genel cerrahiden Dr. Muhittin Ülker ve nörolojiden iki hocanın yer
aldığı bir jüri ile sınava girerek nöroşirürji doçenti olur (Belge V-6).
Sınavda hatıralara bu olay kazınır: “Sınavdan bir gün önce kliniğe gelen Dr.
Tarcan, vakaları gezerken, büyük frontoparietal orta hat konveksite menenjiomu
olan bir olguyu göstererek ‘Nurhan!, sana bu yakışır’ der, bu olgu böylece sınav
vakası olur. Hasta yarı oturur pozisyona alınır ve Poppen tekniği ile ameliyata
başlanır. Operasyon başlar ama daha ilk bur hole deliğinden itibaren kanar.
İlginç olan oldukça kanamalı geçen ameliyat sırasında tabureye çıkan Bülent
Tarcan Hoca, ‘Nurhancım bunlar nöroşirürjinin lokum vakalarıdır’ der. Ve
der demez dengesini kaybederek düşer, ameliyata bir süreliğine ara verilerek
Bülent Tarcan Hocayla ilgilenilir” (2).
11.11.1964 tarihinde Nurhan Bey, dekan Dr. Doğan Karan tarafından tebrik edilir (Belge V-7) ve 27.2.1965 tarihinde eylemli doçent olarak atanır (Belge V-8).
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
55
58. Belge V-3
Nurhan Bey’in tezinin içindekiler
sayfası
Belge V-4
Nurhan Bey’in tezindeki
resimlerden bir görüntü
Belge V-5
Nurhan Bey’in tezindeki basınç
trasesini gösteren resimlerden bir
görüntü
Belge V-4
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
Belge V-5
BÖLÜM 5
56
59. Belge V-6
Nurhan Bey’in doçentlik belgesi
Belge V-7
Dr. Doğan Karan’ın Nurhan Bey’e
yazdığı 11.11.64 tarihli kutlama
mektubu
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
57
60. Hacettepe Futbol Takımı
Nurhan Bey Hacettepe Futbol Kulübü yönetiminde de yer almıştır.
“Nurhan Bey sadece nöroşirürjiyle uğraşmaz, Hacettepe Kulübü’nün futbol
ünitesinin kaptanlığını da üstlenir. Hacettepe o zamanlar mahalli ligde
oynayan ünlü bir futbol kulübüdür. Bu kulübün idari sorumlusu olarak Nurhan
Bey hoşgörüsü ve kültürü ile Hacettepeli futbolculara örnek bir yöneticilik ve
ağabeylik anlayışı sunar” (24).
Nurhan Avman bu dönemde asistanları da yanına alarak bazı haftasonları
maçlara gider. Bu geziler, klinikteki arkadaşlığı güçlendirir ve beyin cerrahisi
ailesini oluştururdu. 23 Ekim 1965’te Ankara’da yapılan Türkiye-Romanya
milli maçı için klinikteki tüm doktorları arabaya bindirip maça götürmüştür.
Her ne kadar Metin Oktay’ı görme arzusu ile gitmişse de, Türkiye’nin 2-1
galip geldiği bu maçta Oktay gol atamaz. Ancak bu olay, o zaman uzman olan
Turgut Derinkök, Dr. Arasıl ile Suat Taşatan’ın zihninde tazeliğini korur (35).
Hacettepe’den Ayrılış
Nurhan Bey özellikle 1963’ten sonra çok yoğun çalışır. Her gün ameliyat vardır. Bir asistan ameliyatta, biri poliklinikte, bir diğeri de girişimsel radyolojide, anjiografi ve miyelografi yapmaktadır. Bu tempoda, geceler de acil
vakalar ile boğuşmakla geçer. Belki de Nurhan Bey’in bu dönemdeki en büyük şansı asistanlarının hepsinin genel cerrahi uzmanı olması veya en az iki
sene genel cerrahide çalışmış olması, dolayısı ile teknikleri bir yılda çabucak
kapmalarıdır. Asistanlar acil vakalarda basit epidural ve subdural hematomları sadece Nurhan Bey’e haber vererek ameliyata alır. Komplike vakalar ile
tanınmış hastalarda ise Nurhan Bey gece de olsa gelir, bizzat vakaya girer (6).
Bu tempo oldukça yorucudur ancak, klinikte genelde hava iyidir.4
Öte yandan, Nurhan Bey’le Dr. Doğramacı arasında sorunlar yaşanmaktadır.
Bu sorunların temelinde kimine göre örtülü ödenekle ilgili yapılan orantısız
ödemeler ya da muayenehane açılamaması yatmaktadır (13). Zira çok yorulan, neredeyse Hacettepe’yi ihya eden Nöroşirürji’nin, aldığı pay yetersizdir;
ancak kuşkusuz ki bu sadece işin ekonomik boyutudur.
4
Bu dönemde her cerrahi klinikte olduğu gibi ufak tartışmalar yaşanmıştır. Örneğin, kıdemli
asistan olan Dr. Aşkın Karadayı ile 1965’te iki aylık asistan olan Dr. Halit İsmailoğlu arasında
ufak tartışma yaşanmış, Aşkın Bey Halit Bey’e “sen nöroşirürjiyen olamazsın” demiş. Daha
sonra devreye giren Nurhan Bey, Aşkın Bey’e “iki aylık asistandan ne bekliyorsun” diye
kızmıştır. Keza Turgut Derinkök ve Dr. Yalçınlar arasında geçimsizlik olunca, Dr. Yalçınlar
1964’te asistan olarak Ankara Tıp Fakültesi’ne, Dr. Naci Ayral’a gönderilmiş, böylece hem
orada bazı nöroşirürjikal operasyonların yapılması sağlanmış hem de geçimsizliğin önüne
geçilmiştir. Dr. Yalçınlar 30 Ocak 1965’te Hacettepe’de sınava girmiş ve yeniden Ankara Tıp
Fakültesi’ne dönmüştür.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
58
61. Aslında o dönemde, herkes Nurhan Bey’in zarfında “en yüksek” meblağın olduğunu düşünmektedir. Zira Nurhan Bey, en çok vakaya giren hocaların başında olmakla kalmayıp, Hoca Bey’in (Dr. Doğramacı’nın) özel asansörünü en
çok kullanan kişilerdendir. Buna rağmen, yurtdışı kongre katılımları ve diğer
problemler nedeni ile maddi sorunlar çıkmaktadır.
Dr. Hadi Özer’e göre, Hacettepe Çocuk Hastanesi’nin kapasitesinin artırılması
sürecinde kendisine yatak sayısı yeterli ve donanımlı bir servisin yönetim
sorumluluğunun verileceği vaat edilmiştir (30). Bu beklenti içinde sıkıntılı
bir ortamda çalışmaya devam ederken Nurhan Bey’in istifası ile sonuçlanan
bir olay olur.
Bir gün, Dr. Doğramacı’dan gelen haber üzerine, onun ofisine gider. Dr. Doğramacı, yanında bulunan Dr. Hüsnü Göksel’i Nurhan Bey ve diğer hekimlere takdim eder. Bir süre Amerika’da çalışan, Atlantik Plakları sahibi Ahmet
Ertegün’ün kız kardeşi ile evlenen, dönüşte Ankara Tıp’ta çalışan fakat sorunlar yaşayan, genel cerrahi uzmanı Dr. Hüsnü Göksel, Dr. Doğramacı’nın
davetini kabul ederek Hacettepe’ye transfer olmuştur.
Belge V-8
Nurhan Bey’in
10.11.64 tarihinde
eylemli doçent
olarak atandığını
gösterir belge
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
59
62. Dr. Doğramacı Dr. Göksel’i tanıştırırken, bundan böyle tüm cerrahi branşlarının Dr. Hüsnü Göksel’e bağlandığını belirtir. Nurhan Bey şok yaşamaktadır. Verilen sözler yerine getirilmemiş, beyin cerrahisi birimi yönetiminin diğer birimlerle birlikte bir cerrah profesörün emrine verilmesini kabul edememiştir; oyalandığını düşünerek ayrılmaya karar verir (22, 30).
Tüm bu faktörler birleşince, 37 yaşındaki genç doçent yol ayırımına gelir;
beş yılda evlat gibi büyüttüğü kliniğinde her şeye rağmen kalmak veya başka
sulara yelken açmak...
Tam bu sırada tesadüf eseri Doç. Dr. Rıdvan Ege ile yaptığı bir konuşma, rotasının Cebeci’ye dönmesine neden olacaktır. Avman, 10.8.1965’te rektörlüğünü Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın yaptığı Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp
Fakültesi’nden ayrılır.
Yeni adres, sadece Avman’ın rotasının değişmesine neden olmaz. Hoca’yla
beraber, çiçeği burnunda uzmanı Dr. Derinkök ve iki asistanı Dr. Arasıl ve Dr.
Saveren’in de rotalarının değişmesiyle sonuçlanır. Bu ekibi İnal hemşire ve
biyokimya uzmanı Şükran Bayraktar da izleyecektir. Yeni adres Cebeci’deki
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olacaktır.
Bu ayrılış, Hacettepe’yi etkiler. Dr. Doğramacı olaya el koyar. O dönemde
Buffalo’dan Hacettepe’ye gelmiş olan Dr. İsmet Hallaç ve son sene asistanı
olan Dr. Aşkın Karadayı Hacettepe’de kalır. Fakat çok geçmeden 20.12.1965’te
uzman olan Dr. Karadayı da sınav sonrası Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
ekibine dahil olacaktır.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 5
60
65. BÖLÜM 6
Ankara Üniversitesi’ne Geçiş Dönemi, Eski Klinik
Nurhan Bey, Hacettepe’de son dönemde yaşadığı mutsuzluklar ve
sorunlar nedeniyle arayışlara girerek, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne
geçer. Bu aslında cesur bir karardır. Zira, Ankara Üniversitesi’nin rektörü hâlâ
Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır. Ankara Üniversitesi’ne bağlı, Prof. Dr. Doğan
Karan’ın dekanlığını yaptığı Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden,
yine Ankara Üniversitesi’ne bağlı, dekanlığını Prof. Dr. Lütfü Tat’ın yaptığı
Ankara Tıp Fakültesi’ne geçer. Bu geçişe Dr. Doğramacı mâni olmamıştır.
Bu süreç, 32 yaşındayken başladığı ve beş yılda küçük bir çocuk nöroşirürjisi
seksiyonu olarak devralıp, her yaştan hastanın gidebildiği bir tıp fakültesi
nöroşirürji kliniği haline getirdiği Hacettepe Nöroşirürji’ye veda sürecidir.
Bu süreç, 37 yaşında ağarmış saçlarla, aynı mücadeleye yeniden girme
sürecidir.
Bu süreç, hummalı çalışma ve bitmez tükenmez yeniden yapılanma sürecidir.
Bu süreç, yeni bir meydan okumadır.
Ve bu süreçte, iki kalp krizi vardır...
1959 yılında Hacettepe’de nöroşirürji kurma çabaları ve Nurhan Bey’in gelmesi ile bu sürecin ivme kazanması, hem GATA hem de Ankara Üniversitesi’nin
Tıp Fakültesi’ni harekete geçirmiş, bu kurumlar da nöroşirürji kliniği kurmanın hal çaresini aramaya koyulmuşlardır.
Ankara Üniversitesi’nde bu süreç, genel cerrahi altında bir nöroşirürji seksiyonunun kurulması şeklinde planlanmıştır. Bu amaçla, asker kökenli ve 2.
Genel Cerrahi’nin hocası Prof. Dr. Naci Ayral seksiyonu kurmak için görevlendirilmiştir. Dr. Ayral’ın seçilmesinin nedeni, daha önce bazı nöroşirürjikal
işlemleri yapmış olmasıdır (12, 17). Bu şartlar altında 1961 yılında Ankara
Üniversitesi üç nöroşirürji asistan kadrosu açar. Bu kadroya Dr. Turgut
Derinkök, Dr. Hilmi Üner ve Dr. İhsan Nermi Taşatan müracaat eder. Aslında o zamanki tüzüğe göre iki sene genel cerrahi ve iki sene nöroşirürji olmak üzere, dört yılda nöroşirürji uzmanı olunmaktadır. Ne var ki asistanlar ihtisasa başladıktan bir süre sonra, Dr. Naci Ayral’ın nöroşirürjiyen olmadığının ve bu konuda ondan eğitim alamayacaklarının farkına varırlar.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
63
66. Bu durumun ortaya çıkması ile öncelikle Dr. İhsan Nermi Taşatan ve Dr. Hilmi Üner, kadroları Ankara Üniversitesi’nde kalmak kaydı ile İstanbul’da bulunan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi’ne geçer ve 1965’in son aylarında uzman olana dek o klinikte kalırlar.
Dr. Turgut Derinkök ise, Dr. Doğramacı’nın Prof. Dr. Muhittin Ülker’e
Hacettepe’nin sıkışık olduğunu söylemesi ve nöroşirürjiye asistan istemesi
üzerine, yine kadrosu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kalmak üzere,
Hacettepe’ye geçer1 (7).
Böylece, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki ilk nöroşirürji atağı başarısızlıkla sonuçlanır.
1964 yılına gelindiğinde ikinci defa bir nöroşirürji atağı yapılır. Ankara
Üniversitesi’nde genel cerrahinin çatısı altında nöroşirürji seksiyonu ve
ileride bu nüvenin üzerinde nöroşirürji kliniği kurulması planları vardır. Bu
nedenle, farklı nöroşirürjiyenlerle temasa geçmek için yollar aranmaktadır.
Bu durumu; 1964-1966 yıllarında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
dekanlık yapan Prof. Dr. A. Lütfü Tat (Resim VI-1) şöyle anlatmaktadır:
“Fakültemizde eksiği uzun zamandır hissedilen beyin cerrahisi kürsüsünün
lüzumu, Hacettepe Tıp Fakültesi’ndeki Nöroşirürji Dalı’nın başarılarını
gördükçe, kendisini biraz daha hissettirir hale gelmişti. Nihayet 1964 yılında
profesörler kurulumuz; 1. İlk fırsatta kurulacak beyin cerrahisi kürsüsüne
nüve olmak üzere, genel cerrahi kürsüsü bünyesinde bir beyin cerrahisi dalı
oluşturma, 2. O sıralarda göz kürsüsünün yeni binasına geçmesiyle boşalan
Resim VI-1
Prof. Dr. Lütfü Tat, Ankara Tıp
Fakültesi’nin diğer dekanları ile
birlikte (ön sıra, soldan birinci)
1
Dr. Derinkök de 1965’te uzman olduktan sonra Nurhan Bey’le beraber Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne geçer.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
64
67. yerin, yine genel cerrahi kürsümüz bünyesinde bulunan, göğüs cerrahisi dalı
ile birlikte, bu dala tahsis edilmesi, 3. Kurulmuş olan beyin cerrahisi dalında
çalıştırılmak üzere genel cerrahi kürsüsü emrine bir öğretim üyesi, üç asistan
kadrosu verilmesi, 4. Kurulmuş olan beyin cerrahisi dalının yürütülmesi için
geçici olarak Prof. Dr. Naci Ayral’ın görevlendirilmesi kararını aldı. Bundan
sonra, idare olarak ilk işimiz, yeni kurulan bu dalımızın nöroşirürji nosyonlarla
çalışmasını temin amacıyla, Hacettepe Tıp Fakültesi’nden yardım istemek oldu
ve adı geçen fakültemiz de bize bu hususlarda yardımcı olmak üzere, Dr. Yıldız
Yalçınlar’ı görevlendirdi” (39).
Gerçekten de yapılan yazışmalardan sonra, 27.2.1965 tarihinde, Hacettepe’den Nurhan Bey’in asistanlarından, son senesinde bulunan Yıldız Yalçınlar, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki yeni görevine atanır. Görevi genel cerrahi içinde nöroşirürji seksiyonu kurmaktır. Seksiyonun başında
yine genel cerrahiden Prof. Dr. Naci Ayral vardır. Ayral, aynı zamanda Dr.
Yalçınlar’ın ihtisas aldığı bölümündeki hocasıdır. Bu dönemde Dr. Yalçınlar
hem poliklinik hem de 33 ameliyat yapar (1).
Fakat Ankara Üniversitesi’nde hocalar arasında kendisi ile ilgili sorunlar
vardır. Dr. Naci Ayral, Dr. Yalçınlar’ı överken, nöroloji hocası Dr. Sami Gürün Dr. Yalçınlar’ın görevden alınmasını ister. Öyle ki, Dr. Sami Gürün
29.6.1965 tarihli yazıda ne polikliniğe ne de acil servise nöroşirürji hastasının alınmamasını talep eder. Böylece, Ankara Tıp’taki ikinci defa nöroşirürji
kurma girişimi de sonuçsuz kalır (1).
Bu sırada hâlâ daha üst düzey bir nöroşirürji hocasının göreve getirilmesi zarureti üzerine hoca aranırken, Nurhan Bey’in Ankara Tıp’ta çalışmak istediği
öğrenilir. Bu durumu Dr. Rıdvan Ege (Resim VI-2) şöyle dile getirir:“1965’te,
bir cumartesi günü milli bayram geçit resmi nedeniyle Atatürk Bulvarı trafiğe
kapandığı için, Necatibey Caddesi’nden gelip arabasıyla Hacettepe’ye geçmek
isteyen (Abdi İpekçi Parkı o zaman Hacettepe ve Kurtuluş’a uzanan cadde idi)
Hacettepe nöroşirürji hocası Doç. Dr. Nurhan Avman, karşıya geçemeyince benim Sıhhiye’deki muayenehaneme geldi. Sohbet sırasında Hacettepe’de sıkıntıda olduğunu söyledi. Ben de ‘bizim fakülteye geçmeyi düşünür müsün?’ dediğimde ‘neden olmasın’ cevabını verdi. Pazartesi sabahı, o zamanki dekanımız Lütfü Tat Hoca’ya durumu anlattım. O da öneriyi çok beğendi ve ‘Nurhan
Bey’i bana gönder’ dedi. Doç. Dr. N. Avman ve Dekan konuştular fakat ilginç
olan Doç. Dr. Avman’ın bize gelme işini tüm profesörler kurulu beğeniyle uygun
bulurken, iki genel cerrahi hocamız söz alarak kendilerinin de bu işi çok iyi
yaptıklarını belirterek önerinin reddini istemeleriydi; yine de tama yakın oy
çokluğu ile Doç. Dr. Nurhan Avman bize geçti” (11).
Resim VI-2
Prof. Dr. Rıdvan Ege
Dr. Avman’ın atamasını Dr. Tat şöyle aktarır: “İşler bu safhaya gelince, yönetim
kurulu olarak, memleketimizde beyin cerrahisi alanında yetişmiş eleman
azlığını da dikkate alarak ve bu işe başlamışken en iyisini yapmak amacıyla
Zürih’ten Dr. Gazi Yaşargil veya Stockholm’den Dr. Tovi ile temas yolları
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
65
68. aramaya başlamıştık ki, bir gün Doç. Dr. Rıdvan Ege, Hacettepe Nöroşirürji
Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nurhan Avman’ın benimle konuşmak istediği
haberini verdi. Hemen gelmelerini rica edip konuşmaya başladığımızda,
mutat selam sabahtan sonra, merhum Nurhan Avman ‘eğer biz de münasip
bulursak’ fakültemize nakledilmek istediğini ifade edince ben, gökte aradığını
yerde bulmuş bir insan telaşı ve heyecanıyla (mutadın hilafına, yani yönetim
kurulundaki arkadaşlarımla konuşmadan ve ilgili kurullardan karar almadan,
tabii onların da beni destekleyeceğinden emin olarak) şayet bize gelirse;
kısa süre sonra boşalacak olan Kadın Hastalıkları ve Doğum Kürsüsü’nün o
zamanki yerini kendilerine tahsis etme ve o sene fakültemiz bütçesinde mevcut
olup da henüz hiç harcanmamış bulunan büyük onarım parasının (800.000 TL
idi) tümünü ( hiçbir kürsüye bir şey vermeden) bu binanın onarılmasına tahsis
edilmesi, hususunda profesörler kurulundan karar almaya çalışacağıma söz
verdim.
Doç. Dr. Nurhan Avman’la anlaşmamızdan kısa bir süre sonra Hacettepe’de fakültemizdeki formaliteleri tamamladık ve 10.8.1965’te Nurhan Avman güvendiği üç arkadaşı (Dr. Ertekin Arasıl, Dr. Mete Saveren ve Dr. Turgut Derinkök)
fakültemiz kadrosuna alındılar.
Nurhan Avman ve arkadaşlarının fakültemize iltihaklarından kısa bir süre
sonra da (1.9.1965) profesörler kurulumuz, beyin cerrahisi dalımızın müstakil
bir kürsü olması hususundaki kararını aldı” (39).
Resmi Yazışmalar
Yukarıdaki satırlardan da anlaşıldığına göre Ankara Üniversitesi’nde
başlangıçta kısa vadeli hedef, bir nöroşirürji kürsüsünden ziyade genel
cerrahinin altında bir seksiyon kurmaktır. Bu amaç için, genel cerrahiden
Dr. Ayral’ın gözetiminde iki defa girişim başlatılmış, ancak istenen sonuç
alınamamıştır. Bununla beraber, Nurhan Bey’in gelmesi ile planlar değişir ve
nihayet bağımsız bir kürsü kurularak başına Dr. Nurhan Avman geçer.2
2
Bu başlangıçtaki süreç, daha sonra da devam eder. Şöyle ki, Nöroşirürji kürsüsü kurulduktan
sonra bile, genel cerrahide Dr. Naci Ayral zaman zaman laminektomi ve diskektomi yapmaya
devam eder. Dahası bu amaçla nöroşirürji kliniğinin laminektomi setini de isteterek
laminektomi uygular. Ta ki, iki kötü olay yaşanana dek!! Birinci olayda, miyelografi sonucu
L5-S1 disk hernisi saptanan bir olgunun ağrısının geçmemesi üzerine, direk grafi ile yanlış
mesafe açılmış olduğu belirlenip, doğru operasyon için hastanın nöroşirürjiye yatıp
iyileştikten sonra genel cerrahiye girmesi sorun yaratmıştır. Diğer bir olay ise, diskektomi
sırasında epidural bir kanamanın durdurulamamasıdır. Bir gün genel cerrahide yapılan
diskektomi sırasında aşırı epidural kanama dolayısı ile nöroşirürjiden yardım istenir ve
kanama durdurulduktan sonra, bir daha genel cerrahide laminektomi ve diskektomi
yapılmaz. Yıllar sonra Nurhan Bey bu olayı anlatırken, “eee, asacağınız adamın ipini gevşek
bırakacaksınız” ifadesini kullanmıştır.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
66
69. Nurhan Bey’in Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne atamasının gayriresmi öyküsü yukarıdaki gibi olsa da, resmi atama için bir takım
yazışmalar gerekmiştir. Şöyle ki, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı
Dr. Tat, münhal bulunan doçent kadrosunu ilan eder. Bunun için 11.6.1965’te
Ankara, İstanbul ve İzmir’deki kliniklere mektup gönderir. 15.6.1965 tarihinde Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Doğan
Karan’dan Doç. Dr. Nurhan Avman’ın bu kadro için istekli olduğuna dair bir
cevap gelir. 17.6.1965’te durum Ankara Üniversitesi rektörlüğüne bildirilir.
Aynı gün Nurhan Bey müracaatını yapar. Bu müracaatta Nurhan Bey biyografisini de yazarak teslim eder (Belge VI-1). 18.6.1965 tarihinde Dr. Sami Gürün adayın dosyasını başarılı bulan ve atamasının uygun olduğunu bildiren
jüri raporunu dekanlığa gönderir. 21.6.1965 tarihinde Dr. Lütfü Tat, Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi dekanlığına, Dr. Nurhan Avman’ın Ankara Üniversitesi doçentliğine seçildiğini bildirerek, muvafakat ister. Nihayet
26.6.1965’te Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Doğan Karan, 221.2/8895 sayılı yazı ile Dr. Nurhan Avman’ın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne naklinde bir sakınca olmadığını belirtir.
Ancak burada eklenmesi gereken detaylardan biri de, 1960’ların ortasında
Hacettepe’deki pek çok hocanın kadrosunun Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde olduğudur. Bu dönemde yeni kurulan bu üniversitede, hastane olmadığından, Prof. Dr. Doğramacı ve Milli Eğitim Bakanı arasında yapılan protokol çerçevesinde, Atatürk Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi kadroları geçici
olarak Hacettepe’ye verilmiş, böylece hem bu kadrolar kullandırılmış hem de
Erzurum’da Tıp Fakültesi Hastanesi kurulduktan sonra yetişmiş elemanların
Erzurum’a gönderileceği planı yapılmıştır. Nurhan Bey bu dönemde Atatürk
Üniversitesi kadrosunda bulunduğundan, bu üniversitenin rektörlüğünden
de onay alınmıştır.
Tüm onayların gelmesiyle birlikte, Nurhan Bey’in ataması yapılarak, Milli
Eğitim Bakanlığı’nca 7.7.1965’te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne tebliğ
edilir. Nurhan Bey’in 31.7.1965 tarihinde yeni görevine başlayabileceği bildirilir. Böylece Ankara Tıp Nöroşirürji, 1965 yılında resmen kurulmuş olur (15,
27).
Ancak Nurhan Bey’in, zamanında görevine başlaması sırasında bir sağlık
sorunu ortaya çıkar.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
67
71. İlk Kalp Krizi
Stresli yaşam, sigara ve sağlıksız beslenmenin sonucu olarak Dr. Avman kalp krizleri geçirir. İlk krizi 1965’te geçirmiştir. Bu kriz Nurhan Bey’in
Hacettepe’den Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçme sürecinde meydana gelir. Nurhan Bey işe başlayacağı sırada göğsünde ağrı hisseder. Bu, ilk
kalp krizidir. Bu, kriz Dr. Ernest Sachs, Jr.’ın 15.11.1965’te yazdığı bir mektuptan (Belge VI-2), keza Dr. Aykut Erbengi’nin 9.11.1965 tarihli mektubundan
(Belge VI-3), ayrıca Dr. Faruk Özer’in 5.8.1965 tarihinde verdiği rapordan anlaşılmaktadır (Belge VI-4).
Gerçekten de Dr. Faruk Özer’in 5.8.1965 tarihinde verdiği raporda Nurhan
Avman’ın 9.7.1965 tarihinde 65/31035 protokol numarası ile miyokard
enfarktüsü şüphesi ile Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri
Fakültesi’ne yatırıldığı, bilahare taburcu edildiği, 2.9.1965’te Dr. Neşet
Aytan’ın verdiği raporla da durumunun iyi olduğu ve işe başlayabileceği
belirtilmişse de Nurhan Bey aslında bundan önce, doktorların tavsiyelerine
aldırmayarak, 31.7.1965’te yeni görevine başlamıştır.
Avman’ın “şerefli kalp krizi” diye tanımladığı bu kriz hafif geçmiş, aynı tempoyla çalışmaya devam etmiş, 1966 yılına umutlu girmiştir.
1965 yılında bir taraftan işler rayına oturtulurken, bir taraftan Nurhan Bey
muayenehane açmaya karar verir. Birçok seçenek üzerinde durulduktan sonra nihayet, Radyolog Dr. Vacit Tanyeri ile İzmir Caddesi Uçar Apartman’da
ortak bir muayenehane açarlar. Böylece, bir taraftan akademik işlerini sürdürürken, bir taraftan da ekonomik sıkıntı çekmeyecektir.
Ortak muayenehane konusunda, Nurhan Bey’in Hacettepe’deki mesai arkadaşlarından Dr. Aydın Aytaç ve Dr. Nejat Tokgözoğlu gibi hekimlerin önerisi
olmuştur. İleride anjiografi ve miyelografinin de aynı yerde yapılması fikri ona
cazip gelmiştir. Gerçekten de Nurhan Bey her gün 3-4 gibi muayenehaneye
gelir, akşam 6-7’lere kadar burada yoğun bir tempoda çalışır; sadece muayene
yapmaz, girişimsel radyolojik işlemleri de gerçekleştirirdi. Bu amaçla Dr. Tanyeri, Siemens’in müdürü olan Kemal Derviş’in babası, Rıza Derviş’in önerileriyle son model Siemens skopi almıştı, bu cihaz sayesinde Nurhan Bey hemen
her gün anjiyo ve miyelografiyi bizzat yapardı. Bu yorucu tempo nedeniyle
özeldeki ameliyatlarını bu dönemde genelde muayenehaneye gelmeden önce
gerçekleştirirdi (34).
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
69
72. Belge VI-2
Dr. Sachs’ın
Nurhan Bey’e yazdığı
15 Kasım 1965
tarihli mektubu
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
70
73. Belge VI-3
Dr. Aykut Erbengi’nin
Nurhan Bey’e yazdığı
9 Kasım 1965
tarihli mektubu
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
71
74. Belge VI-3
Dr. Aykut Erbengi’nin
Nurhan Bey’e yazdığı
9 Kasım 1965
tarihli mektubun
devamı
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
72
76. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kürsüsü’nün
Kuruluşu
Nurhan Bey’in 31.7.1965’te göreve başlamasından kısa süre sonra,
01.9.1965 günü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kürsüsü
resmen kuruldu. Kuruluşta Doç. Dr. Nurhan Avman’ın yanında Op. Dr.
Turgut Derinkök, Dr. Ertekin Arasıl ve Dr. Mete Saveren vardı. Bir de daha
önceden burada olan Dr. Yıldız Yalçınlar da bulunmaktaydı; dolayısıyla
başlangıçta ekip, bir doçent, iki uzman ve iki asistandan oluşmaktaydı. Fakat
Dr. Yalçınlar 1.11.1965’te görevinden alındı (1).3 Dolayısıyla 1965’in Kasım
ayının başında uzman sayısı yeniden bire düşer. Fakat çok geçmeden Bakırköy
Hastanesi’nden ihtisasını almış olan Op. Dr. Nermi Taşatan uzman olarak ekibe
katılır.4 Dahası 1965’in Aralık ayının sonunda Op. Dr. Aşkın Karadayı’nın da
ekibe katılmasıyla kısa süreliğine bir doçent, üç uzman, iki asistandan oluşan
bir ekip ortaya çıkar. Tam ekip oluştu derken, Ağustos 1966’da önce Op. Dr.
Nermi Taşatan ayrılarak İstanbul’a, bir ay sonra, Eylül 1966’da Op. Dr. Turgut
Derinkök ayrılarak Dışkapı SSK’ya gidince, 1966’nın sonunda ekip son halini
bulur: Bir doçent, bir uzman (Op. Dr. Aşkın Karadayı) ve iki asistan...
Bu dönemde, Hacettepe’den başhemşire İnal Yaşin ve biyokimyacı Şükran
Bayraktar da Nurhan Bey ile beraber Ankara Üniversitesi’ne geçmişlerdir.
Şükran Bayraktar burada modern bir nörokimya laboratuvarı kuracaktır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği, öncelikle Cebeci’deki
U şeklindeki binanın kuzeyinde, göz kliniğinden boşalan yerde kuruldu.
On erkek, altı kadın ve bir çocuk yatağı olmak üzere on yedi yatağı olan
bir klinikti. Mevcut iki ameliyathaneden birini göğüs cerrahisi, diğerini
nöroşirürji kullanmaktaydı. Vakaların durumuna göre, günde bir, bazen iki
vaka opere edilirdi.
Başlangıçtaki sorunlar sadece donanım sorunu değildi. O dönemde Ankara
Üniversitesi’ndeki hemşireler sabah sekiz, akşam sekiz arası, on iki saat çalışır,
akşam sekizden sonra yalnızca hastabakıcılar kalırdı. Hacettepe’den gelen İnal
hemşire, nöroşirürji sorumlu hemşiresi olarak görev yapmaktaydı, ancak bu durumun sorunlu olduğunun da farkındaydı. Nurhan Avman’ın baskısı ile, ilk defa
Ankara Tıp Fakültesi’nde hemşire çalışma düzeni sekiz saatlik üç şift şeklinde
değiştirildi.5
3 Dr. Yalçınlar 27.2.1965 ile 01.11.1965 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
çalışmıştır.
4 Dr. Nermi Taşatan, Dr. Hilmi Üner ile beraber 1961-1965 arası Ankara Üniversitesi
kadrosundan Bakırköy’de ihtisas yapmışlardır. Dr. Hilmi Üner İstanbul’da kalmışken,
Dr. Taşatan yaklışık dokuz ay Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği'nde
uzman olarak çalışmıştır.
5 Bu işlemden sonra tüm diğer klinikler nöroşirürji kliniğini örnek aldılar.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
74
77. O dönemde radyoloji, tanının olmazsa olmazıydı. Klinikte 25 miliamperlik
portatif röntgen cihazı ile direk grafiler çekilirdi.
Tanı cihazı olarak, Nurhan Bey’in gelir gelmez aldırdığı ve o dönemde
Türkiye’de ilk kez kullanılan Siemens model ekoansefalografi cihazı da uygulamaya girmişti. Bu cihazı fakülte aldığı halde, gümrük masraflarını kliniğin
yardım derneği karşılamıştı.
Bu dönemde anjiografi ve ventrikülografi radyoloji bölümünde yapılırdı. İlginç olan, ventrikülografiye hasta sedyeyle gelip gider, hatta posterior fossa
tümörlü hastalar ventrikülografi sonrası fenalaşır diye, herkes ameliyathanede steril şartlarda bekler, pozitif ventrikülografisi olan hastalar doğrudan
ameliyathaneye gelir ve opere edilirdi.
Kliniğin yeniden yapılandırılmasında sadece dekanlık ödenekleri yeterli
değildi. Maddi sorunu çözmek için, 1965 sonunda Bakanlar Kurulu kararı,
Nurhan Bey ve Dr. Arasıl’ın çabasıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroşirürji Yardım Derneği kurulmuştu. Kamu yararı olan dernekler
statüsünde kurulan bu yapılanmanın 30 kişilik kurucular listesinde, o
zamanlar nöroşirürjide çalışanların yanı sıra, Bilecik Milletvekili Şadi Binay,
intaniye profesörü Dr. Behiç Onul, siyasal bilgiler hocası Bülent Daver,
avukat Şen Özbükücü ve Yozgat Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Dr.
Celal Sungur gibi pek çok kişi yer almıştır. Bu derneğin birinci başkanlığını
Dr. Avman, ikinci başkanlığını Dr. Behiç Onul, sekreterliğini ise Dr. Arasıl
yapmıştır. Dernek, kliniğin yapılanma sürecinde oldukça önemli işlev
görmüştür. Şöyle ki, Dr. Celal Sungur’un girişimleri ile TBMM’nin 55 kişilik
Bütçe Komisyonu’ndaki her üyeye mektup yazılarak destek aranmış ve kısa
sürede bütçeden 1965 yılında 100.000 TL, 1966 yılında da 150.000 TL yardım
alınmış, bu yardımlar, kliniğin yapılanması ve onarımıyla yurtdışından ithal
edilen röntgen cihazının gümrük masrafları için harcanmıştır. Dernekten
elde edilen gelir, öncelikle göz kliniğinde kurulan kliniğin eksiklerini
gidermek için kullanılmışsa da, daha sonra kadın doğumdan boşalan ve
dekanın vaadettiği kliniğin masrafları için sarf edilmiştir (2).6
6 Dernekteki gelir, sadece bu amaç için kullanılmamıştır. Nurhan Bey, Ankara Üniversitesi’ne
gelince anestezi uzmanı sıkıntısı çekmiş, her gün anestezi verecek hekim bulamadığından
bu iş için çareler aramıştır. Bu sırada, Hacettepe’de bunalıp anesteziyi bırakarak
dermatolojiye geçmeye çalışan Dr. Emel Çobanoğlu’nu ikna etmek için Dr. Arasıl ile birlikte
evine gider ve başarılı olur. Kliniğin “Emel abla”sı olan Dr. Emel Çobanoğlu, uzunca yıllar
klinikte anestezi verir ve maaşını dernekten alır. Hatta buradan aldığı maaşla sigortalı olarak
emekli olur. Öte yandan, asistan maaşları düşük olduğundan ve kimse nöroşirürji gibi ağır
bir bölümü seçmediğinden, tıp fakültesi kantinine ilanlar asılarak, birinci sene asistanlarına
100, ikinci sene asistanlarına 200, üçüncü sene asistanlarına 300, dördüncü sene asistanlarına
400 ve beşinci sene asistanlarına 500 TL ödeme yapıldığı şeklinde duyurular asılır.
Bu ödemeler yapılırken de dernekten karşılanırdı. Ödemelerden o dönemdeki birçok asistan
yararlanmıştır.
NURHAN AVMAN
Nöroşirürjiye
adanmış bir yaşam
BÖLÜM 6
75