1. ِمْسِب
ِيم ِحهالر ِن َٰمْحهالر ِ ه
َّللا
Ruhun Penceresi
“(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da
korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır.
Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.”
(Nur sûresi), 30. Ayet)
2. Göz
200 milyondan fazla çalışan parçadan oluşmaktadır.
107 milyon ışığa hassas hücreye sahiptir.
10 milyondan fazla rengi ve grinin 500 farklı tonunu ayırt edebilen
hassasiyettedir.
Kasları vücuttaki en aktif ve en hızlı hareket eden kaslardır.
İki gözümüz sayesinde 3 boyutlu görebiliriz.
Uygun ışık ve şartlar altında göz yaklaşık 23 km uzaktaki mum ışığını
görebilecek kapasitededir.
Aynen parmak izleri gibi göze rengini veren iris tabakası aslında
her insanda farklıdır.
Göz, 600 bin sinirle beyne bağlanır. Aynı anda 1.5 milyon mesaj alıp
bunları düzenler ve saatte 500 km’lik hızla beyne gönderir.
3. Gözün amacı
İmam Gazali Hazretleri buyurdular ki;
İnsanın ayakları cennet bahçelerinde gezmek, elleri ağaçlarındaki
meyveleri toplamak, gözleri âhirette Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini görmek
için yaratılmıştır.
Gerçek vazifeleri bu olan organlarını dünyada iken, haram ve lüzumsuz
şeylerde kullanırsan âhirette sana vaat olunanları engellemiş olursun.
O halde ey aziz! Sana vacip olan; bu organları, yaratıldıkları iş için
kullanmak ve başka şeye harcamamaktır ki âhiretin büyük saadetini, bu
vefasız dünyanın geçici zevklerine karşılık satmayasın.
4. Yalnız kalınca günaha açılan
gözler…
Sevbân (r.a) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki:
“Ümmetimden bir kısım insanları bilirim ki, kıyamet günü Tihâme
dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla, amellerle gelirler.
Aziz ve celil olan Allah, o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz
kılar, kabul etmez).”
Sevban dedi ki : “Ey Allah’ın Rasûlü! Onları bize tavsif et, durumlarını
açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!”
Efendimiz (s.a.s) açıkladılar: “Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin
cinsinizden insanlardır. Sizin aldığınız gibi onlar da gece
(ibadetin)den nasiplerini alırlar. Ancak onlar, Allah’ın yasaklarıyla
tenhada baş başa kalınca o yasakları ihlâl ederler, çiğnerler. “ (İbn
Mace, Zühd 29)
5. Şeytanın insanoğlunu kandırmada
takip ettiği 6 aşama
1. Şirk
2. Bidat
3. Büyük Günah
4. Küçük Günahlar
5. Mubahlara Daldırma
6. Daha faziletli olanı terk ettirmek
6. Modern çağ çocuklarının
karşılaştığı en ciddi hastalık…
İnternetteki 24 yaş altı erkek kullanıcıların %70’i müstehcen web
sayfalarına giriyor.
İnternette her gün yapılan aramaların dörtte biri (68 milyon arama)
fuhşiyat içerik bulmak için yapılıyor…
İnternette 370 milyon civarında fuhşiyat yayan web sitesi bulunuyor…
İstatistiklere göre, erkeklerin yüzde 20'si ve kadınların yüzde 13'ü iş
yerinde bile fuhşiyat içeren film izliyor, yani haram kazanıyor…
İnternette fuhşiyat yayan şer odakları yılda 4.9 milyar dolar para
kazanıyor.
7. Modern çağın musibetleri…
Abdullah b. Ömer’den rivayet edilmiştir.
"Kötü kadınlar çoğalıp, zina bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce
görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır. Alışverişte hile yapılırsa,
geçim darlığı başlar. Zekât verilmezse yağmur yağmaz. Hayvanlar
olmasaydı, rahmet yüzü görülmezdi. Dine olan bağlılık zayıflayınca,
düşmanların saldırısına maruz kalınır. Dine uymayan idareciler zuhur
edince, anarşi çıkar, millet birbiriyle boğuşur. (Beyhaki, Şuabu’l-İman,
5/22, 23)
8. Ağlamaya müstehak gözlerimiz…
Rivayet ediliyor ki Süleyman b. Yesar yüz bakımından insan güzeliydi.
Medine'den hacca gitmek üzere yola çıktı. Beraberinde bir arkadaşı vardı. Mekke
ile Medine arasında bulunan Ebvâ denilen yerde konakladılar. Süleyman'ın
arkadaşı bir şeyler satın almak için pazara gitti. Süleyman ise çadırda kaldı.
Dağın başından bedevî bir kadın Süleyman'ı gördü. Dağdan inip çadırının yanına
geldi. Çadırın önünde durdu. Yüzünden peçeyi kaldırdı ve Süleyman‘ı istediğini
söyledi.
Süleyman, kadına 'Seni İblis süsleyip bana göndermiştir' dedi. Sonra başını dizlerinin
arasına eğerek hüngür hüngür ağladı. O, bu şekilde ağlayınca kadın peçesini
kapattı ve dönüp gitti.
Süleyman'ın arkadaşı pazardan geldi. Süleyman'ın ağlamaktan gözlerinin şiştiğini ve
sesinin kısıldığını gördü ve 'Seni ağlatan nedir?' diye sordu. Böylece, Süleyman'dan
hâdiseyi öğreninceye kadar ısrar etti. Süleyman sonunda hadiseyi anlattı.
Bu sefer arkadaşı şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Süleyman, arkadaşına 'Peki!
Sen niçin ağlıyorsun?' dedi. Arkadaşı 'Ben ağlamaya daha müstehakım. Çünkü ben
senin yerinde olsaydım, o kadına karşı belki de sabretmezdim' dedi. Bu sefer ikisi
beraber ağlamaya devam ettiler.
9. Kıyamet günü ağlamayan gözler!
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurular ki;
"Kıyamet günü bütün gözler ağlayacaktır, ancak şunlar müstesna:
Allah'ın haramlarına bakmayan gözler,
Allah yolunda seher vakti uyanık olan gözler,
Allah korkusuyla sinek başı (gibi yaşlar) döken gözler."
(et-Terğib ve't-Terhîb, 3:35)
10. İffet sahiplerine müjdeler…
Efendimiz Bir Hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki:
"Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehiddir." (bk. Kenzu’l-
ummal, h. No: 6999-7000; Hakim, Hatib)
Yine buyurdular ki;
"Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek, sabredenin günahlarını,
Allahü teala affedip Cennetine koyar." (İbni Asakir)
11. Haram bakıştan arta kalan…
Haram bakış kalbe şehvet tohumunu eker, her bakışta onlarca
tohum ekersin…
Güzel görüp nefsini bir an sevindirmek istersin, fakat yıllarca pişman
olacağın kedere düşersin
Elde edilmeyen güzelin ardından hasret ve elem yaşarsın
Haram bakışla bir anda Rabbin ile arana perdeler çekersin
Şeytanı galip ve iradeni mağlup edersin, bu durumda ancak Allah’ın
lütfu ile ayağa kalkabilirsin
İlmin önüne sed çeker unutkanlık yaşarsın
12. Haram bakıştan kalan izler…
Hz. Enes anlatıyor: “Ben Hz. Osman’ın yanına giderken yolda gözüm bir
kadına ilişti ve içimden güzelliğini düşündüm.” Yanına vardığımda, Hz.
Osman: “Bakıyorum biriniz yanıma geliyor, zinanın izleri gözlerinden
okunuyor” dedi ve ekledi; “Göz zinasının -harama- nazar
etmek/bakmak olduğunu bilmez misin? Yemin ederek söylüyorum ki, ya
tövbe edeceksin, yahut sana ta’zir cezasını uygularım.” Bunun üzerine
ben: “Resulullah’tan sonra da vahiy gelir mi?” dedim. O, “Hayır! Fakat
basiret, burhan/bazı deliller-alametler ve doğru feraset vardır” diye
cevap verdi. (Gazalî, İhyau’l-ulûm, 3/23-24)
13. Gözleri Haramdan Sakındırmanın
Faydaları
Harama nazar etmemek, kalbi hasret eleminden kurtarır.
Harama nazar eden ona ulaşmak için yol arar. Bulamayınca da
büyük bir özlemle hayalindekini elde etmeye çalışır.
Harama bakmamak kalbe nur verir. Bu da kişinin gözünde, yüzünde
ve sair organlarında ortaya çıkar.
Gözleri haramdan uzak tutmak, Allah’ın nazargahı kalbi şehvete esir
olmaktan kurtarır.
Harama bakmamak, aklı kuvvetlendirir ve feraseti geliştirir.
Harama bakmayan kişi şeytanın oklarına karşı direnç kazanır.
Harama bakmamak, Allah’a kul olma gayretini güçlendirir.
14. İmanın tadı!
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurular ki;
“Harama bakmak, şeytanın oklarından zehirli bir oktur. Bu sebeple,
Allah’tan korktuğu için harama bakmayı terk eden kimseye, mükâfat olarak
Allah öyle bir iman verir ki, onun tadını kalbinde hisseder.” (Hakim,
Müstedrek, 4/314; Münzirî, et-Tergib ve't-Terhîb, III, 63.)
15. Yol kesenin ilacı…
Efendimiz Sallallahu aleyhi Vesellam buyurular ki:
"Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü
harama bakmaktan daha fazla korur, iffeti de daha fazla
muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun.
Çünkü oruç insanın şehvetini kırar."(İbni Mâce, Nikâh 1)
Sık sık nefsimize yol kesene karşı dikkatli ol diye uyarıda bulunmak,
muhasebe yapmak, tevbe etmek
Tek kalmamak, salih kişilerle oturmak, bir yere gideceksek
mümkünse onlarla gitmek
Zamanı zikir ile doldurmak, şeytana fırsat bırakmamak
Sık sık hataya düşmemek için dua ve istiğfar etmek
Ölümü hatırlamak (sınırları hatırlamak)
Vesvesenin yanı başında duran ve Allah’ın lanetlediği şeytandan
geldiğini bilmek
16. Yol kesenin ilacı…
Kendini arz eden kadınların o an için kalbi ölü cenaze hükmünde
olduğunu düşünmek
Bir bakışta cehenneme yuvarlanmaktan korkmak
Her bakışı terk etmede farz sevabı mükafatını bilmek
Her an gözetildiğini unutmamak
Her haram bakış akabinde tevbe edip, yol kesenin yolunu kesen
önleyici tedbir almak
Yol kesenin yoluna girme, aynı ortamda başbaşa kalma, sesine aşina
olma
Harama bakmanın yangının ilk kıvılcımı olduğunu bilmek
17. Yol kesene karşı aşı…
Andolsun, kadın ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini
(ilâhî ihtar)görmemiş olsaydı, Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz, ondan
kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa
erdirilmiş kullarımızdandı. (Yusuf Suresi 24. Ayet)
18. İslamın hizmetkarı nasıl olunur?
Said Nursi Hazetleri buyuruyor ki;
Tarih-i hayatımı bilenlere malumdur. Ellibeş sene evvel, ben yirmi
yaşlarında iken, Bitlis’te merhum Vali Ömer Paşa hanesinde iki sene
onun ısrarıyla ve ilme ziyade hürmetiyle kaldım. Onun altı adet kızları
vardı. Üçü küçük, üçü büyük. Ben, üç büyükleri iki sene beraber bir
hanede kaldığımız halde, birbirinden tefrik edip tanımıyordum. O
derece dikkat etmiyordum ki, bileyim.
19. Hizmetten önce iffet yarasını
temizlemek!
Kral, "Onu bana getirin" dedi. Elçi, Yûsuf'a gelince (Yûsuf) dedi ki:
"Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor.
Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir. " (Yusuf Suresi 50. Ayet)
20. İffet yolunda Allah’ın yardımı…
Bizim uğurumuzda mücahede edenlere gelince elbette biz onlara
yollarımızı gösteririz ve şübhesiz ki Allah her halde Muhsinlerle (iyi
davrananlarla) beraberdir. (Ankebût Suresi 69. Ayet)
21. İnternette sörf nasıl yapılır?
Hz. Ömer (radıyallahu anh) Übeyy bin Kaab(radıyallahu anh)’a
sordu
Takvâ nedir ?”
Übeyy bin Kaab-“Dikenli yolda hiç yürümedin mi ?”
Hz. Ömer –”Yürüdüm”
Übeyy bin Kaab –“O zaman ne yaptın ?”
Hz. Ömer –“Paçalarımı sıvayıp gayret sarf ettim”
Übeyy bin Kaab-“ İşte takvâ budur”
22. İnternette bulunmanın hakkını
vermek…
Ebu Saîd El-Hudrî'den rivayet edilen sahîh bir hadîste Allah
Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
" 'Yollarda oturmaktan sakının', buyurmuştur. Onlar: 'Ey
Allah'ın elçisi, yollarda oturmamız bizim için bir ihtiyaçtır,
oralarda konuşuruz', dediler de, Allah Rasûlü: 'Eğer
mutlaka oturacaksanız yolun hakkını verin', buyurdu.
Onlar: 'Ey Allah'ın elçisi, yolun hakkı nedir?' diye sordular,
şöyle buyurdu: 'Gözü sakınmak, eziyeti defetmek, selama
karşılık vermek, iyilikle emredip kötülükten menetmektir.' "
(Buhari, Müslim)
23. Nazar Ber-kadem ( Dikkatini kendi
adımlarına yönelt! )
Nakşibendiyye tarikatında, sâlikin yürürken gaflete sebep olacak bir şeyi
görmesini önlemek için bakışlarını ayaklarına odaklaması…
Muhammed bin Abdullah el-Hânî şunları söylemiştir:
Sâlik yolda yürürken ayaklarının ucuna bakarak yürümelidir ki gözü etrafa
takılmasın. Çünkü ayaklarının ucuna bakarak yürümezse gözü etrafa takılır,
bu ise kalbi perdeler. Kalbdeki perdelerin çoğu birtakım resimler, suretlerdir
ki bakmak yoluyla kalbde yerleşir. Bunun için sâlik yolda yürürken gözü
şurada burada gezerse zikirden (Allah’ı anmaktan) perdelenir.
Eğer gafillerin yüzlerine bakılırsa onların katı kalblerinin kasveti, kötü
huyları, bozuk fikirleri aynen sâlikin kalbine akseder. Bu ise sâlik için son
derece tehlikelidir.
Hak yolunun yolcusu olan kâmil insan Allah’dan başkasına nazar etmez.
24. Şeytanın hilelerine başı kaldırıp
bakmamak…
Şeytan en fasığından en evliyasına ve hatta peygamberine kadar
insan oğlununun yoluna oturur ve onu Allah yolundan çevirmek,
engellemek, oyalamak için türlü entrikalar kurar
O halde
Bakışlarınızı vakarla yere dikin!
Cemalullahı görünceye kadar
Allah’ın razı olmadığı bir şeye karşı da sakın ha kaldırmayın!