1. 1. Astronot nedir? Nasıl astronot olunur?
Uzaya gönderilen araçları kullanmak ve gerektiğinde uzayda ve dünya dışı
gökcisimlerinde yürümekle görevlendirilen insan, uzay adamı. Astronot deyimi bilimsel
literatüre 1959 yılında başlayan uzay çalışmalarıyla girmiştir. Ruslar ise astronot karşılığı
olarak kozmonot kelimesini kullanırlar. Uzaya fırlatılan ilk araçlarda insan bulunmuyordu.
Bu insansız uzay araçları yeryüzündeki üslerden idare ediliyor ve hareketleri tamamen
elektronik haberleşme sistemleriyle ayarlanıyordu. Dünyamızın etrafında yörüngeye
oturtulan uydulardan Venüs ve Mars gibi uzak gök cisimlerine gönderilen araştırma
sondalarına kadar bir çok uzay aracı bu sınıfa girer.
Altmışlı yılların başında insanlı uzay uçuşları başlatılınca, Yuri Gagarin ve Alan Shepard
uzaya giden tarihin ilk astronotları oldular. Yuri Gagarin "Vostok", Alan Shepard Freedom-
7 adı verilen ve günümüzde pek ilkel kabul edilen uzay araçlarıyla, yüzlerce kilometre
yükseklikte dünya çevresinde dönmüşlerdi. Önceleri uzaya sadece bir astronot
gönderilirken, "Gemini" projesiyle iki ve hatta üç uzay adamı birden uzaya fırlatıldı.
Altmışlı yılların sonunda bütün bu çalışmalar Apollo programıyla zirveye çıktı ve dünya
tarihinin en büyük olaylarından biri gerçekleşti. Ay'a insan göndermeyi hedefleyen bu
proğram, Apollo 11 projesiyle başarıya ulaşınca, Astronot Neil Armstrong, Ay'a ilk defa
ayak basan insan ünvanını kazandı. Armstrong'u Edwin Aldrin takip etti. Günümüzde
astronotlar uzay mekikleriyle birçok defa uzaya gidip gelebilmekte ve dünya çevresinde
dönen uzay laboratuvarlarında her çeşit deney yapabilmektedir. Rusu kozmonotu
Romanenko, uzayda 326 gün kalarak ulaşılması güç bir rekor kırmıştır. Ancak Rus uzay
adamı dünyaya dönen uzay kapsülünden sedye ile çıkarılmıştı. Kozmonot kalsiyum
eksikliği ve kas erimesi yüzünden ayakta duramayacak hale gelmişti.
Astronotlar bir hayli uzun süren tecrübe ve testler sonucu seçilmektedirler. Çeşitli tıbbi
testlerden geçen tecrübeli pilotlar, havasız ve ağırlıksız ortamlara uyum
gösterebilmekten, sessizlik odalarına, psikolojik testlerden özel uçuş denemelerine kadar
sayısız imtihana tabi tutulmakta ve başarılı olanlar astronot olmaya hak kazanmaktadır.
Apollo projesi gibi çok önemli uzay uçuşlarında görev alacak astronotlar ise daha önce
dünya çevresine kadar uzanan uzay uçuş tecrübesinden de geçirilmektedir. Mesela Apollo
2. 11'in astronotları Armstrong, Aldrin ve Collins, Ay yolculuğuna çıkmadan yıllarca önce
Gemini roketleriyle uzaya fırlatılmışlardı.
Son yıllarda bilim adamları, öğretmenler ve hatta sade vatandaşlar arasından da astronot
yetiştirilmektedir.
Astronotların her şeyden önce, beden ve özellikle ruhi bakımdan da son derece sağlıklı
olmaları gerekir. Çünkü zaman zaman kendi ağırlığının 15 katına eşit basınçlara
dayanabilecek, dünyadan binlerce kilometre uzaktayken içinde bulundukları araçta
meydana gelebilecek tehlikeli bir arıza karşısında bile paniğe kapılmayıp, soğukkanlılığını
korumasını bilecektir.
Uzaya giden bir astronot için giydiği özel elbise, onu uzaya taşıyan roket kadar büyük bir
önem taşır. Çünkü bu özel elbise olmadan astronotların ne uzayda ne de ay üzerinde
veya herhangi bir gezegende yürümeleri ve bir araçtan ötekine geçebilmeleri mümkün
değildir. Çünkü uzayda atmosfer olmadığından, başka türlü nefes alamazlar ve
basınçsızlıktan kanlarının dışarı fırlamasını engelleyemezler. Ayrıca bu elbiseler onları
şiddetli sıcak ve soğuklardan muhafaza ettiği gibi, tehlikeli radyasyonlardan ve minik
göktaşlarından da korur.
Bu çok özel uzay elbisesi iç içe tam 15 kattan meydana gelmiştir. Bu katlar içinde yer
alan bazı cihazları sayacak olursak yeterli bir fikir vermiş oluruz:Oksijen tüpü, soğuk su
dolu tüp ve su pompası, telsiz, sağlık araçları kontrol cihazı, uzay iç çamaşırı, çevresinde
dolaşan incecik soğuksu boruları ve basınç ayar tertibatı.
İnsanoğlu Mars gibi uzak gezegenlere ulaştığında, uzay elbiseleri daha da gelişecek, yeni
şartlara göre daha da mükemmelleşecektir. Milyonlarca kilometre uzaklıktaki bu
gezegene yapılacak yolculuk aylarca sürebilecek ve bu yolculuğa çıkan astronotların ilk
olarak çok sıkı psikolojik testlerden geçmesi gerekecektir.
Bir uzay bilimcinin deyimiyle, Mars yolcusuyla ölüm arasında uzay aracının duvar kalınlığı
kadar mesafe vardır. En yakınındaki tam teşekküllü hastane, milyonlarca kilometre
uzaklıktadır. Uzay gemisinin pencerelerinden dışarıya baktığında dünya simsiyah uzayda
bir nokta gibi görünmektedir.
Fakat her şeye rağmen güneş sistemini keşfe çıkan astronotların karşılaştığı zorluklar,
Arabistan sıcaklarına alışmış ilk Müslümanların Anadolu ve Kafkasları fethederken
karşılaştıklarından fazla olmayacaktır.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Astronotun Görevi Nedir
ASTRONOT. Bir uzay aracının pilotu ya da teknik ve bilimsel donanımının sorumlusu
olarak uzay
yolculuğuna çıkan kişilere astro*not denir. "Yıldız gezgini" anlamındaki bu sözcüğün
Rusça'daki karşılığı ise "evren gez*gini" anlamındaki kozmonoftur. Uzayda yol*culuk
yapan ilk insan, Sovyet kozmonotu Yuri Gagarin oldu. Gagarin 12 Nisan 1961'de çıktığı
bu yolculuğunda, Dünya çevresindeki dolanımını yaklaşık 90 dakikada tamamla*mıştı.
Bir uzay uçuşunun özel koşullarına insan vücudunun dayanıp dayanmayacağı bilinme*diği
için, ilk uzay yolculukları astronotlar için bilinmeyen bir tehlikeye atılmak demekti. Oysa
bugün insanlı uzay uçuşları neredeyse sıradan bir yolculuk haline gelmiştir. Artık
astronotlar düzenli olarak uzay yolculuğuna çıkıyor ve gelip geçici rahatsızlıklar dışında
hiç yakınmadan aylarca uzayda kalabiliyorlar. Ama bu gelişme, uzay yolculuklarının
tehli*keli olmaktan çıktığı anl***** gelmez. Uzay çağının başlamasından bu yana birçok
Sovyet ve Amerikan astronotu yaşamını yitirdi. 1986'da, uzay mekiği Challengefm
fırlatıldık*tan kısa bir süre sonra patlaması ve içindeki yedi ABD'li astronotun ölmesi en
3. büyük kazalardan biriydi.
ABD'nin uzaya fırlattığı Mercury, Gemini ve Apollo ile SSCB'nin fırlattığı Vostok gibi ilk
insanlı uzay araçları, komuta ve hizmet modüllerine iki-üç kişinin ancak sığabildiği küçük
boyutlu uzay araçlarıydı. Üstelik bun*lar yalnız W kez kullanılabiliyordu. SSCB'de, yakın
zamana kadar kozmonotları uzay üssü ile yörünge arasındaki gidiş ve dönüş
yolcu*luklarında taşıyan Soyuz uzay araçları da gene tek bir uçuşluk, küçük araçlardı.
Ama Dünya çevresindeki yörüngesine oturtulan Salyut uzay istasyonlarında,
kozmonotlara ayrılan bölüm çok daha geniş ve rahattı. Bugün ABD'li astronotlar uzay
yolculukları*na uzay mekiği denen bir araçla çıkarlar. Uzay mekiği daha çok uçağı
andıran, delta kanatlı bir yörünge aracıdır ve astronotlar yolculuğun büyük bölümünü
evlerindeymiş gibi rahatça dolaşarak geçirebilirler. Uzay mekikleri tıpkı bir uçak gibi yere
inebilir ve ilk uzay araçlarından farklı olarak yeniden kullanılabilir.
Astronotların Seçimi ve Eğitilmesi
İlk uzay uçuşlarında görevlendirilen astronot*ların çoğu, tehlike anında hızla karar verip
uygulayabilmek üzere eğitilmiş, uçuş deneyi*mi fazla olan deneme pilotlarıydı. Çünkü
bilinmeyen bir dünyaya atılan bu ilk adımlar*da astronotların seçimi çok önemliydi.
Bugün uzay eskisi kadar bilinmeyenle dolu olmadığı için, astronotların mutlaka uzman
pilot olma*ları gerekmez. Örneğin uzay mekikleriyle yapılan yolculuklara pilot
astronotların yanı sıra uçuş deneyimi olmayan bilim ekibi de katılır. Böylece pilotlar aracı
yönlendirirken, bilim ekibi de programın öngördüğü bilimsel araştırmaları yürütür.
Astronotlara, uçuş programında üstlene*cekleri göreve bağlı olarak belli bir eğitim
uygulanır. Örneğin pilotların eğitiminde, uzay mekiğindeki bütün koşulların yaratıldığı özel
deneme araçlarında kalkış ve iniş prova*larına ağırlık verilir. "Simülatör" denen bu
araçlar gerçek uzay aracının bir maketi gibidir ve uzay mekiğindeki bütün komuta ve
dene*tim aygıtlanyla donatılmıştır. Bilgisayar dene*timli olan simülatörde pilot uçuş
provası yaparken, önündeki ekrana da uzayda karşı*laşacağı görüntüler yansıtılır.
Bilim ekibindeki astronotlar gerçi uçuşla ilgili herhangi bir görev üstlenmezler, ama
mekiğin nasıl çalıştığını bilmeleri gerekir. Bu astronotların eğitimi daha çok bir uyduyu
uzaya fırlatıp yörüngeye oturtmak ve deney aletlerini kullanmak gibi bilimsel ve teknik
uygulamalara yöneliktir.
Bu görev eğitiminin dışında, ister uçuş. ister bilim ekibinden olsun bütün astronotlar uzay
uçuşuna hazır duruma getirilmek için yoğun bir eğitimden daha geçirilir. En can alıcı
noktalardan biri, uzay aracının fırlatılışı sırasında karşılaşacakları şiddetli ivmeye
vü*cutlarını hazırlamaktır. Bu amaçla astronot*lar, santrifüj kapsülü denen bir silindirin
içine alınır. Bu silindir kendi ekseni çevresinde büyük bir hızla dönerken, bu merkezkaç
(santrifüj) kuvvet çok yüksek bir ivme yaratır (bak. Merkezkaç Kuvvet). İkinci önemli
nok*ta, yörüngeye oturtuldukları zaman yerçekimi kuvvetinden kurtulacak olan
astronotları bu "ağırlıksız" ortama hazırlayabilmektir. Bu*nun için iki yöntem uygulanır.
Önce hızla yükselen, sonra yerçekimininkine eşit bir ivmeyle dalışa geçen bir uçakta
astronotlar kısa bir an yerçekiminin dışında kalabilirler. Astronotları ağırlık bağlanmış
dalgıç giysile*riyle suya daldırmak da hemen hemen aynı etkiyi yaratır.
Yörüngede Yaşam
Dünya çevresindeki bir yörüngede yaşayan astronotların karşılaşacakları sorunların çoğu,
bu ortamda yerçekimi olmamasından kaynak*lanır. Yeryüzündeyken hiç farkında bile
ol*madan kolayca yapılan birçok eylem, örneğin yürümek, yemek, içmek, uyumak,
yerçekim*siz yörüngede beklenmedik sorunlar yaratır (bak. Yerçekimi). Astronotlar
kabinin boşlu*ğunda yüzerek dolaşmak zorunda kalır ve bir yöne ilerlemek için duvarlara
tutunarak vü*cutlarını ileri doğru iterler. Bir masaya otura*rak yemek yemeleri
olanaksızdır, çünkü ma*sa, sandalyeler, tabaklar, yiyecekler, kısacası her şey kayarak
dört bir yana dağılır. Bu yüzden uzay istasyonundaki her şey sıkıca bir yere bağlanmıştır.
Yiyecek paketleri, konser*ve kutuları, tepsi ve çatallar da mıknatısla ya da yapışkan
4. bantlarla bir yere tutturulur. Aracın içinde kırıntı yapacak yiyecekler ye*mek yasaktır,
çünkü boşlukta yüzerek dağılan kırıntılar her yere girer.
Astronotların bir bardaktan su ya da içki içmesi de olanaksız*dır; yerçekimi sıfır
olduğunda sıvılar bulun*dukları kaptan dışarı akamaz. Bu yüzden içeceklerini özel
şırıngalarla ağızlarına püs*kürtürler. Genellikle suyu uçurulmuş (kon*santre) yiyecekler
bulundurulduğundan, bu toz halindeki kuru besinleri yemeden önce özel torbalarının içine
su şırıga etmek gerekir. Astronotlar uyuyacakları zaman uzay kabini*nin duvarlarına
tutturulmuş uyku tulumlarına girer ve fermuarını çekerek kendilerini gü*venceye alırlar.
Yerçekiminin yokluğu insan vücudunu, özellikle vücut sıvılarını çok etkiler. Yolcu*luğun ilk
birkaç gününde, vücut bu yeni ortama uyum sağlayıncaya kadar astronotla*rın çoğunda
"uzay çarpması" görülür. Uzayda haftalarca kalanlarda bu alışılmadık ortamın etkileri çok
daha ağırdır. Örneğin kemiklerde kalsiyum kaybı olur, yerçekimine karşı koy*maya
alışmış olan kaslar hızla zayıflamaya başlar. Kalsiyum kaybının nedeni henüz bilin*miyor,
ama besinlerle ve mineral haplarıyla bu eksiklik giderilebilir. Kas zayıflamasını önlemek
için de, astronotların antrenman bisikleti ve yürüyen bant üzerinde düzenli olarak
egzersiz yapmaları gerekir.
Yerçekimsiz bir ortamda vücut temizliği de başlıbaşına bir sorundur. Astronotlar
yıkan*maya niyetlenseler bütün kabinin içi bir anda su damlacıklarıyla dolar. Bu yüzden
uzayda kısa süre kalacak olan astronotların yapacağı tek şey vücutlarını ıslak bir havluyla
ovarak temizlemektir. Uzun süre Salyut'ta yaşayan kozmonotlar ise duş lüksünün keyfini
çıka*rırlar.
Astronotların uzay aracının içinde yaşaya*bilmesini sağlayan "yaşam destek sistemidir".
Bu sistem astronotların soluyacağı havayı verir, çıkan karbon dioksiti emer, ayrıca kabinin
içindeki sıcaklık, nem ve basıncı uygun düzeyde tutar. Astronotlar zaman za*man uzayda
çalışmak için uzay aracının dışına çıkmak zorunda kalırlar. O zaman özel bir uzay giysisi
giyerek soluyacakları havayı da yanlarında taşımaları gerekir.
Uzay giysisi birkaç kattan oluşan kalın bir giysidir. En içte suyla soğutulan bir astar, onun
üstünde basınçlı bir giysi, en dışta da astronotu tehlikeli ışınımlardan ve uzaydaki
parçacık sağanaklarından koruyan başlıklı bir yalıtım giysisi bulunur. Astronot, soluyacağı
havayı ve giysisinde dolaşan soğutma suyunu göbek bağı denen esnek bir boruyla uzay
aracındaki ana yaşam destek sisteminden alır. Bazı uzay giysilerinde bu bağlantıya gerek
kalmaz; çünkü giyside ayrı bir yaşam destek sistemi vardır. Örneğin uzay mekiklerinde
bu tür giysiler kullanılır.
Uzay mekiğinin astronotları, çeşitli yönlere ateşlenebilen gaz j ederiyle donatılmış insanlı
manevre modülleri sayesinde uzayda serbest*çe dolaşabilirler. Bugün yörüngedeki
uyduları onarmak için kullanılan bu modülleri belki gelecekte uzay limanlarında çalışan
astronot*lar kullanacaktır.