1. Harun Aleyhisselam
İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden.Hazret-i Musa’nın ana-
baba bir büyük kardeşidir. Babasının ismi, İmrân bin Yasher’dir.Soy
itibariyle Yakub aleyhisselamın oğullarından Lâvî’ye dayanır.Mısır’da
doğdu. Musa aleyhisselamdan üç sene önce Tûr-i Sinâ’da vefat etti.
Harun aleyhisselam,İsrailoğulları üzerine Firavun’un ve kıbtîlerin
zulüm ve baskılarının arttığı sırada doğdu. Çocukluğu ve gençliği
Mısır’da geçti. Musa aleyhisselama peygamberlik emri bildirildikten
sonra, Harun aleyhisselama da peygamberlik emri bildirildi. Musa
aleyhisselamla birlikte Firavun’a gitmeleri, onu ve avânesini Allahü
teâlâya îmâna dâvet etmeleri emredildi. Harun aleyhisselam, Musa
aleyhisselamla birlikte Firavun’u ve adamlarını hak dîne inanmaya
dâvet ettiler.
Kendisinin tanrı olduğunu iddiâ eden ve insanların kendisine secde
etmelerini isteyen Firavun, Musa ve Harun aleyhimesselâmın dâvetini
ve îzâhlarını kabul etmedi.İlk önce alay edip hakâret dolu sözler sarf
etti. Musa aleyhisselama inananlara ve İsrailoğullarına korkunç
zulümler yaptırdı.İsrailoğulları durumlarını Musa ve Harun
aleyhimesselâma bildirip, dua istediler. Allahü teâlâ, Firavun ve
kavmine îkâz olarak musîbetler gönderdi. Musa ve Harun
aleyhimesselâm, Allahü teâlânın emriyle İsrailoğullarını Mısır’dan
çıkarıp, Kızıldeniz’den yürüyerek Sina Yarımadasına geçtiler. Firavun
ve ordusu da geçmek için denize yürüyünce, küfür ve azgınlıklarının
cezâsı olarak, boğulup helâk oldular.
Musa aleyhisselam, kavmiyle berâber Tih Sahrasındayken Allahü
teâlâdan gelen vahiyle Tevrat-ı şerîf’i almak üzere Tûr Dağına gittiği
sırada Harun aleyhisselamı yerine vekil bıraktı. Musa aleyhisselam
Tûr Dağındayken, İsrailoğulları Harun aleyhisselamı dinlemeyip
Sâmirî adında bir münâfığın hîlelerine kapılarak, yaptıkları altın buzağı
heykeline taptılar.Harun aleyhisselam kavminin bu câhilce ve azgınca
hareketi karşısında onlara nasîhatlerde bulundu.Onları bu inanış ve
hareketlerinden uzaklaştırmaya çalıştı.Onun nasîhat ve uyarılarını bir
kısmı kabul ettiyse de bir kısmı kabul etmedi.Harun aleyhisselamı
tehdid ettiler.Harun aleyhisselam, kendisine tâbi olan 12.000 kişiyle
birlikte onların içinden ayrılmak veya onlarla sert bir şekilde mücâdele
etmek istedi. Fakat Musa aleyhisselamın, “İsrailoğullarını parçaladın,
birbirinden ayırdın!” diyeceğini düşünerek, bu işten vazgeçti. Musa
aleyhisselamın Tûr’dan dönmesini bekledi.
Musa aleyhisselam, Tûr Dağından dönüşünde kavminin altın buzağı
2. heykeline taptığını görünce çok üzüldü. Bu hâlin sebebini Harun
aleyhisselama sordu. Harun aleyhisselam da İsrailoğullarının kendisini
dinlemediklerini ve kendisini ölümle tehdid ettiklerini, Sâmirî adında bir
münâfığa uyarak bu yola saptıklarını bildirdi.Musa aleyhisselam
Sâmirî’ye beddua etti ve İsrailoğullarının tövbe etmelerini
bildirdi.İsrailoğulları, Musa aleyhisselamın dediklerini kabul ettiler ve
tövbe ettiler. Bu mücâdeleler sırasında Harun aleyhisselam da Musa
aleyhisselamla birlikte gayret etti.
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama kavmini toplayıp, Arz-ı Mev’ût
denilen bölgeye (Filistin ve Şam bölgesi) götürmesini ve puta tapan
Amâlika kavmiyle harb etmesini emretti.İsrailoğulları, o beldelerde
zâlim ve kuvvetli hükümdârların bulunduğunu ileri sürerek harbe
gitmediler. Allahü teâlâ bu isyânları sebebiyle İsrailoğullarına kırk yıl
müddetle Arz-ı Mev’ûd’a girmeyi haram kıldı.İsrailoğulları bu kırk sene
içinde Tih Sahrâsında şaşkın ve perişan şekilde dolaştılar. Bu sırada
Harun aleyhisselam da Musa aleyhisselamla birlikte İsrailoğullarının
sıkıntılarına sabretti.
Harun aleyhisselam, İsrailoğullarının nankörlükleri üzerine, cenâb-ı
Hakk’ın kendilerini Tih Çölünde kalmaya mahkûm ettiği kırk senenin
sonlarına doğru, hazret-i Musa’dan birkaç sene veya bir rivâyete göre
üç sene evvel vefat etti.Kabrinin nerede olduğu husûsunda çeşitli
rivâyetler vardır.
Harun aleyhisselamla ilgili olarak Kur’ân-ı kerîm’in Mâide, A’râf,
Yunus, Tâha, Furkan, Şuarâ, Kasas, Saffât sûrelerinde bilgi
verilmektedir.