SlideShare a Scribd company logo
1 of 28
"Yahut buna biraz ekle. Kur‟an‟ı ağır ağır, tane tane (tertil üzere) oku." (Müzemmil 4)
KURAN OKUYUŞ ŞEKİLLERİ
Tecvid ve Kırâet ilmi kitaplarında Kur‟ân kırâeti üç mertebe üzerine sınıflandırılmıĢtır:
Bunlar tahkîk, tedvir ve hadr‟dır.Bir elif iki fetha miktarı demek olduğuna göre
Asım, Hamze, Nafi‟den VerĢ kırâetleri tahkik; Ġbnü Amir, Kisâi haleful aĢir kırâetleri
tedvir; diğerleri hadr tarzındadır.
Fakat bunların hiçbirinde bir harf veya harekenin hakkı çiğnenecek Ģekilde okunmak caiz
olamayacağı için, asıl mânâsıyla tertil kırâetlerin hepsinde Ģarttır. Kırâetleri böyle hadr ve
tedvir Ģeklinde kısımlara ayırmaya cevaz veren ise gelecek olan Kur‟ân‟dan size kolay
geleni okuyun. emridir.
Tahkik : Munfasıl ve muttasıl meddi dört elif miktarı (veya beĢ elif miktarı) çekecek
Ģekilde gayet ağır bir ahenk ile okumaktır.
Tedvir: Munfasıl ve muttasıl meddi üç veya iki elif miktarı çekecek Ģekilde orta bir ahenk
ile okumaktır.
Hadr: Muttasılı iki Munfasılı bir elif çekerek hızlı bir Ģekilde okumaktır.
(Teravih namazlarındaki okuyuĢ)
TECVİDİN EHEMMİYETİNE BİNAEN
MeĢhur altı hadis kitabının birincisi olan Sahih-i Buhari‟nin müellifi Ġmam Ġsmail Buhari
(rh.) Peygamber Efendimiz (S.A.v.) den nakledilen her hadisin bütün senetlerini iyice
araĢtırır. Eğer söz, Rasulüllah Efendimiz‟e kesintisiz ulaĢıyorsa, son olarak da boy abdesti
alır ve yatar... Mana aleminde Efendimiz‟e sorardı. "Evet, o söz benimdir." cevabını
aldıktan sonra kitabına yazardı.
Yine bir defasında, "el-Hayaü mine‟l-iman: Haya imandandır." hadisi Ģeriflerini sormuĢ,
fakat "O söz benim değildir." cevabını almıĢtı. Hadisin metin ve ravilerini yeniden tedkik
etti. Ve tekrar sordu. Bu defa da aynı cevabı aldı! Bunun üzerine hadis-i Ģerifi yeni baĢtan
tedkik süzgecinden geçirdi. Gördü ki, nakiller sağlam, metin doğru. Üçüncü defa, yeniden
sorduğunda, hadis-i Ģerifi daha dikkatlice okudu. Tecvidine riayet etti. Medd-i Muttasıl
olduğu için çekilmesini vacip olan, "el-Hayaaaaü" kelimesini dört elif miktarı çekerek
okudu. Resulüllah Efendimiz de; "Evet, Ģimdi bu söz benim sözümdür" diyerek, daha
önceki okumalarında "el-Hayaaaaü" kelimesini çekmeden telaffuz ettiği için reddettiğini
beyan buyurdular.
ĠĢin inceliğini siz düĢünün. Gelelim derslerimize:
KARABAŞ TECVİDİ
Allahu teâlaya hamdu senadan ve rasulüne onun ev halkına ve ashabına salatu selamdan
sonra,
1) HARF-İ MEDD : Kelime olarak “uzatma harfi” demektir. Uzatma harfleri üç tanedir.
Bunlar:
a) VAV HARFĠ : Peki vav harfi ne zaman harfi medd (uzatma harfi) olur?
- "Vav" harfi sakin olup kendinden önceki harfin harekesi de "ÖTRE" olursa, o
zaman vav, harf-i medd olur. Yani diğer bir deyiĢle “Vav ” harfi bir elif miktarı uzatılarak
okunur.
*(SAKĠN: Harekesi olmayan harf demektir = yani üstünü, esresi ve ötresi olmayacak.)
Örnekleri görelim:
Kırmızı renkte yazılmıĢ olan vav harflerine dikkat edelim. Göreceksiniz ki bu harflerden
hiç birinin harekesi yok ve kendinden önceki harflerin hareksi de, hepsinde “ ÖTRE ”
olarak gelmiĢtir. Peki, iyide bu ne anlama geliyor o zaman? Bu Ģu demek; Burada ki “ vav
” harfi , kendinden önceki harfi uzatacak demektir.Öyle ise ne kadar uzatacak? ġimdi
buna dikkat edelim: Ağzımızdan “elif “ kelimesi çıkana kadar geçen süre ne kadarsa ,
bizde o kadar, o harfi uzatacağız. BaĢka bir değiĢle, elimizi tamamen açarak bir masanın
üzerine koyalım.(avuç içi masaya yapıĢacak Ģekilde) sonrada Ģehadet parmağımızı bir kez
havaya kaldırıp – indirelim. ĠĢte biz bu geçen kısa zamana tecvit ilminde “Bir elif miktarı
uzatmak ”diyoruz.
O halde Ģu soruyu hiç unutmayalım: Bir elif miktarı ne demek?
(ġehadet parmağımızı bir kez kaldırıp indirecek kadar geçen zamana bir elif miktarı
diyoruz.)
ġimdi yukardaki örneklere bir kez daha bakalım.( sağdan – sola doğru = Burada daima
sizin SAĞINIZ VE SOLUNUZ esas alınmıĢtır, ekranın değil.) Vav‟dan önce hangi harfler
gelmiĢ:
Biz harekesi “ötre” olan bu harfleri okurken bir elif miktarı uzatarak okuruz.Bunları türkçe
olarak gösterirsek Ģöyle okumalıyız: Nû , Rû ,Mû , Tû , Cû , Kû .
b) YA HARFĠ : “Ya” harfi ne zaman harfi medd olur?
- “Ya” harfi sakın olup, kendinden önceki harfin harekesi “ESRE” Olursa o
zaman “Ya “ harfi , harf-i medd olur. Yani diğer bir deyiĢle “Ya” harfi bir elif miktarı
uzatılarak okunur. Örnekleri görelim:
Burada ki “Ya“ harfinden hiç birinin harekesi yoktur. Hepsi sakindirler. “Ya “ harfinin harfi
med olması için kendi sakin, kendinden önceki harfin hareksi de “ESRE “ Olması gerekir.
Zaten hepsinin harekesi de esredir. Öyle ise biz bu “Ya” harfinden önce gelen, bu harfleri,
bir elif miktarı uzatarak okumalıyız. OkunuĢlarını bir de türkçe karekterle yazalım : Fî , Lî
, Sî , Tî , Ğî ve Mî gibi okunurlar.
c) ELĠF HARFĠ : Elif harfi ne zaman harfi medd olur?
- "Elif" sakin olup, kendinden önceki harfin harekesi “ÜSTÜN” olursa o zaman “Elif
“ harfi, harfi medd olur. Yani “Elif” harfi bir elif miktarı uzatılarak okunur. Örnekleri
görelim:
Burada ki “Elif“ harfinden hiç birinin harekesi yoktur. Bütün elif harfleri sakindirler. Öyle
ise “Elif ” harfinin medd harfi olması için kendisinin harekesiz ama kendinden önceki
harfin harekesi ise “ÜSTÜN ” Olması gerekir. Biz bu durumda “eliften” önceki harfi
okurken bir elif miktarı uzatarak okuruz. Bunu bir de Türkçe karekterlerle yazalım: Fâ ,Bâ
, Sâ , Tâ , Ğâ ve Mâ gibi okumalıyız.
2) SEBEB-İ MEDD : Uzatma sebebi demektir. Bu da iki kısma ayrılır:
a)HEMZE : Harekesi olan “Elif ‟e “ hemze denir. Örnek
:
b)SÜKUN : Daha önce gördüğümüz gibi, harekesi olmayan (yani ne esresi, ne ötresi ve
nede üstünü olmayan) harfe Sükun diyoruz.
gibi. Bakınız bu harflerin hiç birinin harekesi yoktur. Dolayısı ile harekesi olmayan harfe
sakin harf diyoruz. Burada Ģunu da ekleyelim: Ġleride göreceğiz ama yine de belirtelim:
“CEZZĠMLĠ “ olan harflere de “SÜKUN “ diyoruz.
Mesela: gibi.
MEDLER = UZATMALAR
* MEDD-Ġ TABĠÎ : Diğer bir adı da aslî meddir. (Bir elif miktarı uzatılır.)
* MEDD-Ġ MUTTASIL : (Dört elif miktarı uzatmak vaciptir.)
* MEDD-Ġ MUNFASIL : (Dört elif miktarı uzatmak caizdir.)
* MEDD-Ġ LÂZIM : (Dört elif miktarı uzatmak vaciptir.)
* MEDD-Ġ ÂRIZ : (Dört elif miktarı uzatmak caizdir.)
* MEDD-Ġ LÎN : (Meddi lîn‟in meddi caizdir.Duruma göre bazen Meddi lazım gibi bazende
Meddi arız gibi okunur.)
VACĠB: Bütün imamların uzatılmasında karar birliğine vardıkları (ittifak ettikleri) tecvittir.
Yapılması zorunludur. Yapılmadığında vebali vardır.
CAĠZ : Tüm imamların uzatılması noktasında karar birliğine varamadıkları tecvittir.
Yapılması zorunlu değildir.
3) MEDD-İ TABİÎ :
Tanımı: Harfi medden sonra sebeb-i medden hiç bir Ģey bulunmazsa, o zaman “Medd-i
tabii” olur. Bir elif miktarı uzatmak Vaciptir:
( Daha önceki bilgilerimizden hatırlayalım; harfi medd yani uzatma harfleri üç tane idi.
Bunlar : sebebi meddi de
hatırlayalım: ‟HEMZE = harekli elif‟ ve ‟SÜKUN = harekesiz ve cezzimli harf‟ idi )
Örnekler:
Aslında daha önce görmüĢ olduğumuz harfi medd ile Meddi Tabiî aynı Ģeylerdir. Fark
sadece Ģuradadır. Harfi medden sonra sebebi medden bir Ģey gelmemiĢ olacak ki, o
zaman meddi tabii olsun. Öyle ise gelin, karıĢık gibi gelse de, Ģu cümleyi bilelim: Her
meddi tabii harfi medd olur ama her harfi med meddi tabi olmayabilir. Zira harfi medden
sonra sebebi medden bir Ģey gelirse, o zaman meddi tabii olmaz.Burada ki medd
harflerinden sonra (Kırmızı ile iĢaretlenmiĢ elif,ya ve vav harfleri) sebeb-i Medden hiç bir
Ģey olmadığı için meddi tabii olmuĢlardır.
Fakat bir de Ģu örneklere bakalım:
Bakınız burada, kırmızı ile yazıp altını çift çizgi ile iĢaretlediğimiz iki tane medd harfi var.
Onlardan sonra da Mavi ile yazdığımız sebeb-i medden “hemze “ gelmiĢ. Ama sanıyorum
dikkatinizden kaçmamıĢ olacak, bakın oradaki iĢaretli eliflerden sonra , sebebi medden
harekeli hemze gelmiĢ. Öyle ise burası meddi tabi olmaz. Neden ? Çünkü Harfi Medden
sonra sebebi medden hiçbir Ģeyin gelmemesi gerekir. Burada ise “hemze” gelmiĢtir.
NOT: Medd-i Tabii ne kadar uzatılacak? Bir elif miktarı uzatılacak. Yani Ģehâdet
parmağımızı birkez kaldırıp indirecek kadar (bir zaman) uzatacağız. Hatırlarsanız, birde
demiĢtik ki; ağzımızdan “Elif “ kelimesi çıkana kadar geçen bir süredir bu.
4) MEDD-İ MUTTASIL : ( Dört elif miktarı uzatmak VACĠPtir.)
Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki hemze gelir ve her ikisi
de aynı kelimede bulunursa, o zaman MEDDĠ MUTTASIL olur. Meddi muttasılın 4 Elif
miktar uzatılması VACĠP‟tir. Peki Dört elif miktarı ne demek ? Elimizi bir masanın üzerine
koyacağız ve Ģehâdet parmağımızı 4 defa, arka arkaya kaldırıp indireceğiz. ĠĢte bu geçen
süreye “ Dört elif miktarı “ uzatma diyoruz. Bir baĢka deyiĢle 4 defa elif (Elif elif elif elif)
okuyacak kadar geçen süreye 4 elif miktarı denir. Örneklerle görelim:
Bakınız burada medd harflerininin altı iĢaretlenmiĢ bulunuyor. Dikkat edecek olursanız çift
çizgi ile altları çizilen ve kırmızı ile yazılan medd harflerinden sonra, Mavi kalemle yazılan,
sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki “hemze” gelmiĢ ve her ikiside aynı kelimede
bulunmuĢtur.
5) MEDD-İ MUNFASIL : ( Dört elif miktarı uzatmak CAĠZdir.)
Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki hemze DEĞĠLDE, DĠK
ELĠF Ģeklindeki “hemze” gelir ve harfi meddle ayri ayri kelimelerde bulunursa, o
zaman MEDDĠ MUNFASIL olur. Meddi munfasılın meddi CÂĠZ‟dir. Peki caiz ne demektir?
Caiz demek , dört elif miktarı çekilse de olur çekilmese de olur. Ancak kıraat imamımız iki
elif miktarından aĢağı uzatmamıĢtir. ġimdi bunu örneklerle görelim:
Kırmızı ile yazarak altını çift çizgi ile çizdiğim medd harfinden sonra, mavi ile belirttiğim
sebebi medden DĠK ELĠF gelmiĢ ve ikisi de ayrı ayrı kelimelerde bulunmuĢtur. Öyle ise
burada MEDDĠ MUNFASIL meydana gelmiĢtir ve 4 elif miktarı çekmekte caizdir. Yani
isteyen 2-3-4 elif miktarı çekebilir. Fakat Ģunu hatırlatmak isteri ki; Bizler Ġmam-ı Asım
ve onun ikinci ravisi olan HAFS„a göre okuyoruz ve oda bu tecvidi 4 elif miktarı çekmiĢtir.
Ama daha önce de belirttiğimiz gibi kıraat imamları arasında “ittifak” sağlanamamıĢtır.
6) MEDD-İ LÂZIM : ( Dört elif miktarı uzatmak VACĠPtir.)
Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden “SÜKUN-U LAZIM “ gelirse , o zaman meddi
lazım olur.Peki SÜKUN‟U LAZIM ne demektir? Kur‟an-i Kerim‟i okurken ister duralım veya
isterse geçelim, her iki durumda da var olan “SÜKUN‟a “ SÜKUN-U LAZIM denir. Bunu
örnekle görelim ;
Üç tane kelime yazdık. Ġçlerinde ‟Hurufu mukattaa‟ da olan bu harf ve kelimeleri okurken,
sanki uzun yazılmıĢ gibi okuyoruz. (Elif lam mim diye okunan ilk kelime uzun
yazıldığında, nasıl yazıldığını, ok iĢaretlerinden sonra açıkça görüyorsunuz. “Yasin” örneği
de bunun gibi.) Bu durumda, harfi medden sonra gelen SÜKUN‟a dikkat edelim. Kırmızı
ile yazdıklarımız harfi meddir. Yani uzatma harfleridir. Ondan hemen sonra gelen ve mavi
renkle yazdığımız ise “SÜKUN-U LAZIM” ‟dır Kısaca harfi medden sonra sebebi medden
SÜKUN-U LAZIM gelmiĢtir. Yani Ģunu demek istiyoruz: BAKIN HARFĠ MEDDEN sonra
CEZĠMLĠ bir harf gelmiĢtir.Bu cezzimi kaldırmamız mümkün değildir. Siz Kuran okurken
ister durun isterseniz durmayın, bu cezimi okumak zorundasınız. ĠĢte böyle SÜKUN‟a
“LAZIM SÜKUN” diyoruz.
MEDDİ LAZIMI DÖRT BAŞLIK ALTINDA İNCELEYECEĞİZ (Meddi Lazım Kelime-i
Musakkale, Meddi Lazım Kelime-i Muhaffefe, Meddi Lazım Harf-i Musakkal, Meddi Lazım
Harf-i Muhaffef)
a) Meddi Lazım Kelime-i Musakkale: Buradaki harfi medd ve sebebi medd (SÜKUN-U
LAZIM) aynı kelimede meydana geldiği için ve de Ģeddeli olduğundan bu ismi almıĢtır.
Zaten dört bölümde de harfi medden sonra sebebi medden cezzimli bir harf gelmekte.
Kısaca harfi medd ve sebebi medd aynı kelimede meydana geldiği için bu ismi almıĢtır.
Bunu örneklerle görelim:
Burada kırmızı renkte yazıp parantez içine aldığımız bölüm Kur‟an-ı Kerim‟de ki yazılı hali.
Parantez içine almadığımız bölüm ise, size “SÜKUN-U LAZIM“ ‟ı açık olarak göstermek için
yazdık( mavi renkli ve cezzimli olan LAM ve KAF harfine dikkat edin) Çift çizgi ile
çizdiğimiz harfi medlere dikkat edelim Ģimdi; Parantez içine aldığımız kelime de harfi
medden sonra ne gelmiĢ ? ġEDDELĠ BĠR harfin geldiğini açık olarak görülüyor. Peki bu ne
anlama geliyor? Söyleyelim: Harfi medden sonra ġEDDELĠ bir harf geldiği için ve bu da
aynı kelimede bulunduğu için diyoruz ki burada MEDDĠ LAZIM KELĠMEĠ MUSAKKALE VAR
ve dört elif miktarı uzatmakta vaciptir. Bir kez daha belirteyim. Altlarını tek çizgi ile
çizdiğim(Mavi tek çizgi) yerler ise Ģeddeli harfin açık yazılıĢını göstermek içindir. Zaten
arka arkaya gelen bu iki harf görülüyor. Birincisi cezzimli ikincisi harekeli olan bu iki
harf,yazı kurallarına göre birleĢtirilmiĢ ve baĢına da Ģedde konmuĢtur.
b) Meddi Lazım Kelime-i Muhaffefe: Bu bölümde de harfi medd ve sebebi medd yine
aynı kelimede cereyan ediyor. Ne var ki burada harfi medden sonra gelen SÜKUN, a
Ģıkkında olduğu gibi Ģeddeli değil de cezzimlĠ gelmiĢtir. Bir kez daha diyelim; Harfi
medden sonra sebebi medden cezzimli bir harf gelmiĢ ve de aynı kelimede bulunmuĢ
oluyor.Bu durumda burada ki tecvidin adı Meddi lazım kelimei MUHAFFEFE (cezzimli) olur.
Bunu örneklerle görelim: burada ki harfi medd, baĢtaki elifin üstünde
olan ve adına “mukadder = takdir edilmiĢ” dediğimiz eliftir ve biz onu size, okunan elifin
üstünde kırmızı ile gösterdik. Ondan sonra gelen mavi yazılı lam hafinin üstünde ki
SÜKUN‟da lazım SÜKUN‟dur. Bu tecvidden Kurani Kerimde sadece iki yerde (Yunus suresi
59 ve 91. ayetlerinde) bulunmaktadır. Tekrar edelim: Harfi medden sonra sebebi medden
lazım SÜKUN (buradaki cezzimli) gelmiĢ ve ikisi de bir kelimede cereyan ettiği için Meddi
lazım Kelimei Muhaffefe olmuĢtur.
c) Meddi Lazım Harf-i Musakkal: Yukarıdaki iki Ģıkkı aynen tekrar etmek
durumundayız. Çünkü yukardaki kelimelerde geçen kural bu kez de harflerde meydana
gelecek. Tanım yine aynı: Harfi Medden sonra sebebi medden SÜKUN‟u lazım gelirse
meddi lazım harfi musakkele olur. Yani harfi medden sonra ġEDDELĠ HARF gelir.
Örneklerle görelim:
Kur‟an-ı Kerimde hurufu mukatta dediğimiz bu örnekleri görmemiz mümkün. Fakat biz
bunu okurken uzun yazıldığı gibi okuruz. Bakın bu iki kelimeyi hem cezzimli haliyle ve
hem de Ģeddeli haliyle yazdım ki olayı net görelim. Ama biz bunu okurken ġEDDELĠ ĠMĠġ
gibi okuduğumuz için bu tecvide Meddi Lazım Harfi Musakkale deriz. Musakkele demek
Ģeddeli demektir. Mavi ile yazılmıĢ ve arka arkaya gelmiĢ iki “MĠM” harfi görüyorsunuz.
Tecvid kaidesince bu iki "MĠM" harfi tek olarak yazılır ve baĢına da ġEDDE konur. Bu olay
harf üzerinde olduğu içinde Meddi lazım Harfi Musakkele adını alır. Kırmızı olarak
yazdığım son bölümde ise "MĠM" HARFĠ ÜZERĠNDE KĠ ġEDDEYĠ açık olarak görüyorsunuz.
d) Meddi Lazım Harf-i Muhaffef: Bu son Ģıkta da yine harfi medden sonra sebebi
medden SÜKUN gelir ve de bu olay kelimede değil harfte cereyan ettiği için harfi
muhaffefe adını alır.
Örneklerle görelim:
Bakınız tek olarak Kur‟an-ı Kerim‟de gördüğümüz bu harfler okunurken açık bir Ģekilde
yazdıklarımız gibi okunur. Bu olayda harfi medden sonra gelen SÜKUN (yani cezzim)
sadece harfte gerçekleĢtiği için bu tecvide de Meddi lazım Harfi Muhaffefe diyoruz.
Böylece en zor tecvidlerden birini bitirmiĢ oluyoruz, elhamdulillah.
7) MEDD-i ARIZ: (Meddi arızın dört elif miktarı çekilmesi CAĠZdir.)
Tanımı:Harfi medden sonra sebebi medden SÜKUN‟u arız gelirse meddi arız olur. Peki ;
SÜKUN‟u Arız neye derler: Kuran-i Kerimi okurken, Durulduğu zaman olan ama geçildiği
zaman olmayan SÜKUN‟a SÜKUN‟u arız diyoruz. Biz bunu örnekle görelim: Mesela Kur‟an
i Kerim okurken duraklar vardır. Biz genelde buralarda dururuz. Durduğumuz zaman
kelimenin sonu cezzimli olmuĢ olur. Cezzimli olunca da SÜKUN meydana gelmiĢ olur.
Mesela; burada tek çizgi ile altını çizdiğimiz "NUN"
harfine dikkat edelim. Gördüğünüz gibi sonu “ÜSTÜN” gelmiĢ. Bu normalde bütün
Kuran-i Kerim‟de böyledir.ġayet biz ayet bittiği zaman , ara vermeden okursak bu ayetin
sonunda ki üstünü okuruz ve durmadan devam ederiz. ġayet duracak olursak , ikinci
örnekte çitf çizgi ile altını çizdiğimiz gibi, ayetin veya durduğumuz kelimenin sonunu (esre
– üstün ve ötre olması fark etmez) CEZZĠMLĠ OKURUZ.Demek ki Ģu bilgi unutulmamalı:
Biz kelimenin sonunda durduğumuz takdirde, kelimenin sonu cezzimli olmuĢ olacak
ancak; eğer durmaz devam edersek o zaman da CEZZĠM ortadan kalkmıĢ olacaktır. Buna
göre SÜKUN‟u arızın tanımına bir kez daha bakalım: Durduğumuz da var olan fakat
durmadan okumaya devam edersek ortadan kalkan SÜKUN‟e , ARIZ SÜKUN denir.
Meddi Arızı üç baĢlık altında inceleyebiliriz:
a) Kelimenin SONU ÜSTÜN Ġle biterse, bunu üç çeĢitten biri ile okuyabiliriz:
1) TUL ile okuyabiliriz: Dört elif miktarı uzatmaktır.(Yani dört elif miktarı çekerek
okuyabiliriz)
2) Tevessüt ile okuyabiliriz: (Ġki veya üç elif miktarı uzatarak okumaya denir.)
3) Kasr ile okuyabiliriz: (Buda bir elif miktarı okumaktır.)
ġimdi bir örnek yazalım. Biz bu örneği yukarda ki üç Ģekilden biri ile okuyabiliriz:
Bakınız bu kelimenin sonu üstün ile bitmiĢ. Fakat Biz Kur‟an-i Kerim-i okurken burada
duracak olursak, sonu CEZZĠMLĠ olur. Yani sonu SÜKUN olur. Bu kelimeyi ister tul, ister
tevassut ve istersek kasr ile okuyabiliriz.
b) Kelimenin SONU ESRE Ġle biterse , bunu dört ayrı çeĢitten biri ile
okuyabiliriz:
1) Tul ile okuyabiliriz.
2) Tevassut ile okuyabiliriz.
3) Kasr ile okuyabiliriz.
4) Revm ile okuyabiliriz. Peki REVM ne demektir : Gizli bir ses ile harekeyi talep etmeye
denir.Revm yapılacak kelimenin sonunu okurken sesinizin üçte ikisi gidip,geri kalan üçte
biri ile kelimenin sonundaki esre veya ötre olan harekeyi okumaya denir.Yalnız bu hareke
tam bir hareke olmayıp, harekeye iĢaret eden küçük bir uygulamadır.
ġimdi bunu (b Ģıkkını) örneklerle görelim :
Sonu “Esre “ ile bittiği için, yukarda ki dört ayrı Ģıktan birine göre okuyabiliriz.
c) Kelimenin SONU ÖTRE Ġle biterse , bunu da yedi çeĢit okuyabiliriz: Bunları
görelim:
1) Tul ile okuyabiliriz.
2) Tevassut ile okuyabiliriz.
3) Kasr ile okuyabiliriz.
4) Tul ile iĢmamı birlikte okuyabiliriz.
5) Tevassut ile iĢmam birlikte okuyabiliriz.
6) Kasr ile iĢmam birlikte okuyabiliriz.
7) Revm ile okunur birlikte okuyabiliriz.
Şimdi de bunu örneklerle görelim:
Hemen ĠġMAM‟ın tanımını yapalım: SÜKUN‟dan sonra dudakları (uçlarını birbirine
bitiĢtirmeyerek) yummaya denir. ĠĢmam sadece ötrede olur. Kelimenin sonunda bulunan
ötre harekesine dudaklar ile iĢaret etmektir. Kısaca sükundan sonra ötreye iĢaret edilerek
dudakların ileriye doğru toplama iĢlemine iĢmam diyoruz.
Bir kez daha net bir Ģekilde belirtelim; TÛL : Dört elif miktarı uzatarak okumaktır. |
TEVASSUT: Ġki veya Üç elif miktarı çekerek uzatmaktır. | KASR: Bir elif miktarı çekerek
okuma Ģekline denir. Bir elif miktarını da daha önce geniĢ bir Ģekilde anlattık.
8) MEDD-İ LÎN :
Tanım: Lin harfinden sonra sebebi medden SÜKUN gelirse Meddi Lin olur. Ancak önce lin
harflerini görelim: Bunlar iki tane olup VAV ve YA Harfleridir. Peki Meddi
Lin ne zaman olur? Bu iki harften biri bir kelimede sakin (Yani CEZZĠMLĠ) olarak bulunur
ve kendilerinden önceki harfin harekesi de ÜSTÜN olarak gelirse Meddi Lin olmuĢ
olur. Örneklerle görelim:
Dikkat etti iseniz lin harflerinden önceki harflerin harekesi de “ÜSTÜN” olarak gelmiĢ.
ġayet biz bu kelimeleri durmayarak okursak sonlarında ki tenvin ve harekeleri de okuruz.
O takdirde de Meddi lin olmaz. Fakat duracak olursak sonunda ki tenvin ve harekeler
sakin (cezzimli) olmuĢ olur ve bu durumda da Meddi lin meydana gelmiĢ olur. Meddi linin
Meddi caizdir. Yani alimler ne kadar uzatılacağı noktasında ihtilaf etmiĢlerdir. Bunun için
vacip değil caiz olmuĢtur.
Buna göre bizler Medd-i Lin‟i iki baĢlık altında inceleyeceğiz;
a) Lin harfinden sonra gelen SÜKUN LAZIM SÜKUN gelirse iki Ģekilde okunur:
1) Tul olarak okunur.( Dört elif miktarı uzatılarak okumak.)
2) Tevassut olarak okunur.( Ġki veya üç elif miktarı çekilerek okunur.)
b) Lin harfinden sonra gelen SÜKUN, ARIZ SÜKUN ise bu durumda da Medd-i Arızı nasıl
okuyorsak bunu da öyle okumuĢ oluruz.Kısaca belirtecek olursak ;
1) Sonu üstün ile biterse üç vecih(çeĢit) caiz olur.Tul,tevassut ve kasr.
2)Sonu esre ile bitrerse dört vecih caiz olur.Tul, tevassut, kasr ve revm.
3)Sonu öter ile biterse yedi vecih caiz olur.Tul,tevassut,kasr, tul ile iĢmam, tevassut ile
iĢmam,kasr ile iĢmam bir de revm ile okuyabiliriz.
Burada yeni bir tecvid bölümüne baĢlıyoruz. Ancak öncelikle Tenvin ve Nun‟u Sakini
görmeliyiz.
a) TENVĠN : Ġki ötre, iki esre ve iki üstüne denir :
b) NUN‟U SAKĠN : Cezzimli Nun harfine denir :
9) İHFA:
Tanımı; Tenvin veya nunu sakinden sonra ihfa harflerinden biri gelirse, ihfa olur. Ġhfa
yapılırken genizden bir sesin gelmesi gerekiyor. Ġhfanın esası budur. Bazen arkadaĢlar
genizden ses getirdiklerini sanarak yanlıĢ bir uygulama yapıyorlar. Bunun doğru yapılıp
yapılmadığını Ģöyle anlayabiliriz. Sesimizi genizden getirirken burnumuzu sıkalım. ġayet
ses kesilir ve burun tıkanırsa ihfa olur. Yoksa ses hala geliyorsa o zaman ihfa olmaz ama
biz ihfa yaptığımız zannederiz. ġimdi ihfa harflerini görelim: Ġhfa harfleri 15 tane olup
yazacağımız beytin ilk harfleridir:
ġimdi bu harfleri tek tek yazalım:
ġimdi ihfanın bir kez daha tanımını yapalım: Tenvin veya nunu sakinden sonra bu onbeĢ
harften biri gelirsen ihfa olur. Ġhfanın genizden gelen bir ses olduğunu belirtmiĢtik.
Örnekleri görelim:
Bu örneklere dikkat edelim. Ġlk örnekte nunu sakin dediğimiz cezzimli nun gelmiĢtir.
Onun hemen arkasından da ihfa harflerinden gelmiĢtir. Öyle ise ses genizden
getirilerek ve birazda tutularak okunur. Ġkinci örnekte ise tenvinden sonra harfi
gelmiĢtir. Bu takdirde yine ses genizden ve tutularak okunur. Üçüncü örnekte aynı Ģekilde
okunur.
10) İZHAR :
Tanım: Tenvin veya nunu sakinden sonra izhar harflerinden biri gelirse “ izhar “ olur.
Ġzhar harfleri altı tane olup aĢağıya yazdığımız beytin ilk harflerinden meydana gelir.
ġimdi bunları açık olarak olarak yazalım:
Bunları örneklerle birlikte görelim:
Dikkat ederseniz burada ilk örnekte tenvinden sonra izhar harflerinden harfi
gelmiĢtir. Ġkinci örnekte de nunu sakinden (cezzimli nundan) sonra üçüncü örnekte de
nunu sakinden sonra izhar harflerinden üçüncü örnekte de nunu sakinden sonra izhar
harflerinden harfi gelmiĢtir. Gürüldüğü gibi bu üç örnekten sonra izhar harfleri
gelmiĢtir. Ġzharı okurken ihfa gibi genizden ve tutularak değil de ; (tenvin ve nunu
sakinden sonra gelen izhar harfi olursa) süratli bir Ģekilde okunur ve hiçbir Ģekilde
tutulma olmaz .
11) İKLÂB :
Tanım: Tenvin veya nun‟u sakinden sonra harfi gelirse iklab olur. Peki bu iklab
nasıl okunur? ġimdi örneklerde göreceğimiz gibi tenvin ve nun‟u sakinden sonra
“be” harfi gelirse ; “ be ” den önce gelen tenvin veya nunu sakin mim harfine
çevrilerek okunur. Örneklerle görelim:
Bakınız birinci örnekler orijinal kelimelerdir. Ok iĢaretinden sonra gelen bölüm ise Kur‟an-ı
Kerim okunurken, tecvitli olarak nasıl okunacağını gösteren bölümdür. Sanıyorum ki
“nun” ve “tenvin” ‟in “ mim” harfine çeviriliĢini sizde fark ettiniz.
DĠKKAT: Tenvin ve Nunu sakinin‟in “mim” harfine çevrilerek okunduğunu
gözden kaçırmayın, zira bu tecvidin amacı da zaten budur.
12) İDĞAMI MAAL ĞUNNE
Tanım: Tenvin veya nun‟u sakinden sonra “yemnu” harflerinden biri
gelirse idğamı maal ğunne olur. Bu harfleri açık olarak yazalım:
yalnız buradan; harfleri tenvin veya nun‟u
sakinden sonra gelirse o zaman “ğunneli idğam “ olur.
ĠDĞAM : Birbirinin aynı veya aynı cinsten olan ( buna birbirlerine yakınlığı olan )
harflerden birincisini diğerine katmaya ĠDĞAM diyoruz. Bu bazen tam idğam olur bazen
de eksik idğam olur.
Örneklerle görelim:
Ok iĢaretinin sağında ki bölümler Kur‟an-i Kerim de ki orijinal örneklerdir. Fakat sol
taraftaki kısımlar ise bizim, sağ tarafta yazılı olan bölümü tecvitli olarak nasıl okumamız
gerektiğini göstermektedir. Lakin Ģu farklılığa dikkatinizi çekmek isterim: Nun‟u sakinden
sonra ve bir kelime içinde gelirse dğamı maal ğunne olmaz. ĠZHAR
gibi okunurlar. Örnekleri görelim:
Bakınız burada ki nun‟u sakinleri kırmızı ile belirttim. Fakat nun‟u sakinden sonra gelen
vav ve ya harflerinden dolayı burada idğam yapılmaz. Sadece burayı
okurken izhar varmıĢ gibi okuruz. Kısaca söylemek gerekirse YAZILDIĞI GĠBĠ okunur.
13) İDĞAM-I BİLAĞUNNE:
Tanım: Tenvin veya nunu sakinden sonra “lam” ve “ra” harflerinden biri
gelirse idğamı bila ğunne olur. Burada da idğam var, fakat burada tutulma olmaz ve
hemen suratli bir Ģekilde geçilir. Örneklerle görelim:
Burada daha önceki örneklerde görüldüğü gibi okun sağında ki bölüm Kur‟an-i Kerim‟de
geçen orijinal örneklerdir. ĠĢaret okunun solunda ki bölüm ise, sağdaki bölümü tecvitli
olarak nasıl okumamız gerektiğini gösteren bölümdür.
14) İDĞAMİ MİSLEYN :
Tanım: Aynı harfin iki defa arka arkaya gelerek, birincisinin sakin (cezzimli) ikincisinin
harekeli olarak gelmesi durumunda birincisi ikincisine katılarak okunur. ĠĢte biz buna
idğamı misleyn diyoruz. Burada bir noktayı önemle belirtelim ki ; eğer mim ve nun
harfleri birbirleri arkasından gelirse o zaman idğamı misleyn maal ğunne
olur. Yani ğunneli idğam olur. Örneklerle görelim :
ok iĢaretinin sağında ki bölümün Kur‟an-i Kerim deki orijinal bölüm olduğunu , solunda ki
bölümün ise sağdaki kısmın tecvitli okunuĢu olduğunu biliyorsunuz . Evet , bakınız arka
arkaya gelen bu iki harf, okunurken, solda ki bölüm de olduğu gibi, Ģeddeli okunduğunu (
ama bunun yazılmadığını , sadece tecvitli olarak öyle okunduğunu) anlamıĢsınızdır. Bir de
“nun” harfi yine “ nun “ harfine uğrarsa (yani iki nun arka arkaya gelirse) o zaman idğami
misleyn maal ğunne olur. Bunu biraz tutarak okuruz. Örnekle görelim :
Bu iki örneğe bakınız, arka arkaya gelen iki nun , okunurken sanki Ģeddeli bir nunmuĢ
gibi okuruz.
15) SAKİN MİM’İN (CEZZİMLİ MİM ) ÜÇ HALİNİ GÖRELİM:
1)Sakin mim, mim harfine uğrarsa Ġdğami Misleyn Maal Ğunne olur :
Bu kısmı okurken “ mim harfi, mim harfine uğradığı için, ğunneli ve tutularak okunur.
2) Sakin mim, “Be” harfine uğrarsa Dudak ihfası ( ihfayı Ģefeviye) olur:
Efendim, burada kırmızı ile yazılmıĢ “ mim “harfi okunurken “be “ harfine hemen geçilmez
ve burada bir buçuk elif miktarı tutularak(ama dudaklar önde tutulur) sonrada okumaya
devam edilir.
3) Sakin mim , yukarda ki iki harfin dıĢında ki harflerden birine uğrarsa ĠZHAR olur:
Biliyoruz ki Ġzhar, okunurken hiç beklemeden okumaya devam etmektir. Yani tutma
olmak.
16) İDĞAMI MÜTECANİSEYN:
Tanım: Mahareçleri ( çıkıĢ yerleri ) bir olan, fakat sıfatları baĢka olan harfler birbirine
uğrarsa Ġdğamı Mütecaniseyn olur. Bu tecvidi görürken, mahreçlerinden dolayı, harflerini
üç baĢlık altında inceleyeceğiz:
1) “Tı” , “Dal” , “Te” > harfleri. Bu harflerden hangisi önce gelirse,
önce gelen harf arkasından gelen ikinci harfe çevrilerek okunur. ġimdi bunu örneklerle
görelim:
Solda ki ġeddeli olan bölüm, tecvitli okuduğumuz da ağzımızdan çıkması gereken okuma
Ģeklidir. Fakat Kur‟an-i Kerim‟de ise sağda ki gibi yazılır ama okurken solda ki gibi
okunur.
2) “Zı” , “Zal” , “Se” > harfleri. Öncekinde olduğu gibi bunda da,
bu harflerden hangisi önce gelirse, daha sonra gelen harfe dönüĢerek okunur. Örneklerini
görelim:
bakınız birinci bölümde ki “ zal” harfi “ zı “ harfine ; “ se” harfide “ zal” harfine nasıl
dönüĢmüĢ. Tabi ki biz okurken Ģeddeli imiĢ gibi okuruz. Yani solda ki gibi okuruz.
3) “ be” , “mim” > harfleridir. Fakat burada önemli olan bir nokta var;
Mutlaka “ be” harfi önce gelmeli. “mim “ harfi önce gelirse olmaz: AĢağıda “ be “ harfinin
“mim” harfine çevrilerek Ģeddeli bir Ģekilde okunduğunu görüyorsunuz. Yazıda yok ama
okurken Ģeddeli okuruz.
17) İDĞAMI MÜTEKARİBEYN:
Tanım: Mahrecinde ( çıkıĢ noktasında) ve sıfatında yakınlığı olan harfler birbirlerine
uğrarsa Ġdğamı Mütekaribeyn olur. Ġdğamı Mütekaribeynin harflerini de iki baĢlık altında
inceleyebiliriz:
1) “Lam “ ve “Ra” > harfleridir. Bu harflerden “Lam “ harfi mutlaka önce
gelir. Lam sakin , “Ra” harfi harekeli olur. Ve lam harfi “Ra” harfine çevrilerek okunur.
Örnekle görelim:
2) “Kaf” ve “Kef” > harfleridir. Bu harflerden de “Kaf” harfi “ Kef “ harfinden
önce gelir. Bütün idğamlarda olduğu gibi birincisi sakindir. Ġkincisi ise harekelidir. Sakin
olan ilk harf daima ikinci harfe idğam (katılarak, çevrilerek) okunur.Bu bölümde de “Kaf”
harfi “Kef “ harfine çevrilerek okunacaktır. Örnekle görelim:
Gördüğünüz gibi “kaf” harfi tecvitli okunurken, ok iĢaretinin solunda Ģeddeli bir “kef “
harfine dönüĢmüĢtür. Burada bir noktaya çok dikkat etmek lazım. ĠDĞAMLARDA KALKALE
yapılmaz. Mesela yukarda ki örnekte sakin olan “ kaf “ harfinde kalkale olmaz. Neden ?
Çünkü idğam durumunda olduğu için burada idğam yapılır, kalkale yapılmaz. Buna dikkat
etmek lazım.
18) İDĞAM-I ŞEMSİYYE:
Tanım: ġemsi harfler 14 tanedir. Lam-ı tarif dediğimiz "EL" takısı bu harflerden biri
ile baĢlayan bir kelimenin baĢına gelirse, o takdirde el takısı okunmaz ve el takısından
sonra gelen kelime de Ģeddeli olarak okunur.
Bu harflerin kolay hatırda kalması için oluĢturulan beyti de yazalım:Yazdığımız bu beytin
ilk harfleri idğam-ı Ģemsiyye harfleri olmuĢ oluyor:
Bir kelime bu ondört harften biri olan "nun" ile baĢlarsa o takdirde idğam-ı Ģemsiyye maal
ğunne olur.Bu Ģu demektir: Bizler bu Ģeddeli "nun" u okurken bir elif miktarı tutarak
okuruz.Yani ğunne yaparak okuruz. Örnekleri görelim:
"El" takısı "nun" harfinin dıĢında kalan diğer ondört harfle baĢlayan bir kelimenin
baĢına gelirse o takdirde idğam-ı Ģemsiyye bila ğunne olur.Bu Ģu demektir:Ğunne
yapılmadan ve de tutulmadan seri bir Ģekilde okunacak demektir.Örneklerle görelim:
Örneklerde görüldüğü gibi " elif lam" takısı dediğimiz " el takısı" Ģemsi harflerle baĢlayan
kelimelerin baĢına geldiği için okunmamıĢ ve "el " takısından sonra gelen kelime de Ģemsi
harfler baĢladığı için Ģeddeli olarak okunmuĢtur.
19) İZHAR-I KAMERİYYE:
Tanım: ameri harfler 14 tanedir.Lam-ı tarif dediğimiz "EL" takısı bu harflerden biri ile
baĢlayan bir kelimenin baĢına gelirse, o takdirde el takısı okunur.
ġimdi bu ondört harfi görelim:
Bu harflerin kolay hatırda kalması için oluĢturulan beyti de yazalım:Yazdığımız bu beytin
tüm harfleri izhar-ı kameriyye harfleri olmuĢ oluyor:
ġimdi örneklerle birlikte görelim:
Örneklerde görüldüğü gibi " elif lam" takısı dediğimiz " el takısı" kameri harflerle baĢlayan
kelimelerin baĢına geldiği için "el " takısının okunduğunu görüyorsunuz.Kırmızı renk ile
renklendirme yaptığımız harflerin kameri harfler olduğunu görüyorsunuz.
20) KALKALE:
Tanım: Kalkale harfleri dediğimiz; kaf , tı , be , cim ve dal harfleri kelimenin ortasında
veya sonunda sakin olarak (Cezzimli olarak) gelmeleri halinde ses olarak vurgulu
okunmasına kalkale diyoruz.BeĢ harften oluĢan kalkale harfleri Ģunlardır:
Bu beĢ harfin daha kolay ezberlenip hatırda tutulması için oluĢturulan kelime gurubu ise:
Ģeklindedir.Latin harfleri ile de yazalım; (Kutbu cedin). ġimdi bu tecvidin örneklerini
görelim:
21) HÜKMÜRRA:
Tanım: “Ra” harfinin okunuĢu: “Ra” harfi bazen kalın, bazen ince ve bazen de hem ince
ve hem de kalın okunabilir. ġimdi bunları görelim:
a) “Ra“ Harfinin “KALIN“ okunduğu yerler:
1)“Ra” harfi “ötre” veya “üstün“ olduğu zaman.
Örnek:
2)“Ra” harfi sakin (Cezzimli) olup, kendinden önceki harfin harekesi “üstün “ veya “ötre “
olursa o zaman da kalın okunur. Örnek:
3)“ Ra” harfi sakin olup kendinden önceki harfte “esre “ olsa ince okunur AMA, sakin olan
“ra” harfinden sonra, eğer “Hurufu Ġstiladan (kalın olarak okunan harflerden)biri üstün ve
ötre olarak gelirse kalın okunur.Bu harfler:
Bu harflerin kolay ezberlenmesi için, bunları beyit haline getirmiĢler.Böylece daha güzel
öğrenilmiĢ ve akılda kalması sağlanılmıĢ oluyor. Bu beyti de yazalım:
ĠĢte sakin olan "ra"harfinden sonra bu huruf‟u istila harfinin HAREKESĠ de üstün veya
ötre olursa , o zamanda “ ra” harfi KALIN okunur.Örneklerle görelim:
4) “Ra“ harfi sakin olup kendinden önceki harfin hareksi arız (değiĢken ) olursa o zaman
da kalın okunur. Örnek:
5) “Ra“ harfi sakin olsa ve "ra" harfinden önceki harfin harekesi de sakin olsa , daha
önceki harfin harekesine bakılır , üstün ve esre olması durumunda da” ra” harfi kalın
okunur. Örnek:
b) “Ra” harfinin "ĠNCE" okunduğu yerlere gelince:
1) “Ra” harfi “esre” olduğu zaman ince okunur. Örnek:
2) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfin harekesi esre olursa yine ince okunur:
3) “Ra “ harfi ve ondan önceki harf sakin olursa daha önce ki harfe bakılır.” Esre “ise Ġnce
okunur. Örnek:
4) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfte “lin “ harfi olsa o
zaman da “Ra “ harfi ince okunur:
c) “Ra” harfinin "ince" ve "kalın" okunabileceği yerler de Ģunlardır:
1) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfin harkesi de esredir. Bu durumda “Ra “ harfi ince
okunur FAKAT sakin olan” Ra “harfinden sonra , hurufu istiladan biri gelir ve onun da
hareksi ESRE olursa o zaman da hem ince ve hem de kalın okunabilir.
Örnek:
2) “Ra“ sakin olup önceki harf “ Sad” ve” Tı “ harfleridir ve bunlar da
sakindir. Bu sakin olan iki harften önceki harfte ESRE‟dir. Biz böyle bir kelimede durmak
istersek o zaman “ Ra “harfini hem ince ve hem de kalın okuyabiliriz. Örnek:
3) Vakıf durumunda da( yani durduğumuz zaman) “ra” harfi hem ince ve hem de kalın
okunur.Örneklere bakalım:
gibi. Aslında bunları kalın okunması gerektiği yukarda zikredildi. Fakat bu kelimelerin ince
okunması da mümkündür.Çünkü bu kelimelerin asılları :
yazıldığı için hem ince ve hem de kalın okunabilir.
22) LAFZATULLAH : (Allah Ġsminin okunuĢu)
Allah isminden önceki harfin harekesi “ötre “veya “üstün” ise Allah ismi kalın okunur.
Örnek:
Allah isminden önceki harfin harekesi “esre” olursa o zamanda ince okunur.
Örnek: ve gibi.
23) ZAMİR:
Tanım: Bir ismin yerini tutan kelimeye zamir diyoruz. Tecvid ilmindeki zamir müfret
(tekil) ,müzekker(erkek) ve de gaib (burada olmayan 3.tekil erkek Ģahıs) olarak gelen
zamirdir.
Kelimenin Arapca‟daki karĢılığı zamiridir. Zamirin okunuĢu ise Ģöyledir:
Bir kelimenin sonunda zamir gelmiĢ ve bu zamirden önceki harfin harekesi de harekeli
olarak bulunmuĢ ise, o takdirde zamir okunur.Zamirin okunması demek Ģu anlama
geliyor:Bir elif miktarı uzatılarak okunur.Örneklerle birlikte görelim:
Burada kırmızı ile yazdığımız harflerin hepsi zamirdir.Dikkat ederseniz zamirlerden önce
gelen tüm harflerin harekesi vardır.ĠĢte bu takdirde bizler bu zamirleri okurken bir elif
miktarı uzatarak okuruz.
Ancak Kur‟an-i Kerim‟de bulunan Ģu iki kelime zamir olmadığı için bir elif miktarı
uzatılarak okunmazlar.
Alak suresi ( 96/15) ,Ahzap suresi(33/60) ve Hud suresinde(11/91) geçen bu ayetleri de
yazalım:
Bu ayetlerde geçen ve kırmızı ile yazmıĢ olduğumuz harfler zamir olmadığı için
çekilmezler. Zamirlerden önce gelen kelime harekeli değil de sakin (harekesiz veya
cezzimli) olarak gelirse o takdirde bu zamir olan harf uzatılarak okunmaz. Örneklerini
görelim:
Birlikte örneklere bakalım: Mavi olarak yazmıĢ olduğumuz zamirlerden önceki harflerin
hiç birinin (Kırmızı ile yazmıĢ olduğumuz harflerdir.)harekesi yoktur.Bakınız onların bir
kısmı cezzimli bir kımı ise harekesizdir.(Biz her ikisine de sakin diyoruz) ĠĢte bu takdirde
buradaki zamirlerin hiç biri uzatılarak okunmaz. Seri olarak okunur ve geçilir.
Not: Ancak furkan suresi (25/69) geçen ( ) kelimesindeki zamir bir elif miktarı
uzatılarak okunur.Bu Ayet-i Kerime‟yi de aĢağıya alalım:
Gördüğünüz gibi kırmızı olarak yazmıĢ olduğumuz bu zamir diğerlerinin aksine,
kendinden önceki harf sakin olmasına rağmen uzatılarak okunur.Bu da Kur‟an-i Kerim‟de
sadece bir yerde geçtiği için buraya almayı uygun gördük.
24) SEKTE:
Tanım: Kelime anlamı olarak susmak ve iki ses arasını nefes almaksızın ayırmak
demektir.. GeniĢ anlamı ile sekte nefes almadan sesi kesmeye denir.Sesin kesilme süresi
ise okuyuĢ tarzımıza bağlıdır.Ancak normal bir okuyuĢ tarzına göre bir elif miktarı kadar
geçecek bir zaman, nefes almaksızın susulmasına sekte diyoruz.Lakin az önce
belirttiğimiz gibi üç okuyuĢ tarzına göre(Tahkîk:Ağır okuyuĢ; Tedvir:Orta halli okuyuĢ;
Hadr ise hızlı okuyuĢ Ģekline denir.) sektenin duruĢ zamanı değiĢir. Kıraat Ġmamız Asım‟a
göre Kur‟an-i Kerim‟de dört yerde sekte vardır.Bunları, geçtikleri ayetlerle birlikte
görelim:
Kefh suresinin birinci ve ikinci ayetini görüyorsunuz.Birinci ayetin sonu ile ikinci ayetin
baĢındaki kelimeleri mavi olarak yazdık.Birinci kelimeyi okuduktan sonra ikinci ayetin
baĢındaki "kaf " harfine geçmeden önce normal bir okuyuĢ tarzı ile okuyorsanız bir elif
miktarı uzatılacak bir zaman nefesinizi tutarak sessizce kalmalısınız.Sonra da okumaya
devam etmelisiniz.ĠĢte bu uygulamaya bizler sekte diyoruz.Sanıyorum sizin de
dikkatinizden kaçmamıĢtır.Birinci kelimenin sonundaki kırmızı renkte yazmıĢ olduğumuz
tenvinli elifi "ivecen" diye okuduktan sonra bir elif miktarı nefes almadan sessizce
bekledikten sonra ikinci kelimenin baĢındaki kırmızı ile yazdığımız kaf harfi baĢlayan
"kayyimen" kelimesini okuyarak devam ediyoruz.
1)
Yasin Suresinin 52.ayetini okurken yeĢil renkteki birinci kelime (mim merkadina)bittikten
sonra ses ve nefesi bir elif miktarı keserek sessizce bekleriz. Daha sonra da mavi olarak
yazmıĢ olduğumuz ikinci kelimeyi (heza) okuyarak devam ederiz.
2)
Kıyame Suresinin 27 ayetini de okurken bir önceki örnekte olduğu gibi birinci kelimeyi
(men) okuduktan sonra ses ve nefesimizi bir elif miktarı zaman geçecek kadar bekler
daha sonra da mavi olarak yazdığımız ikinci kelimeyi (râk) okumaya devam ederiz.
3)
Son olarak Mütaffifin Suresi 14.ayeti görelim. Burada yeĢil olarak yazdığımız birinci
kelimemizi (bel) okuduktan sonra bir elif miktarı geçecek kadar bir süre bekliyoruz.Daha
sonra da mavi olarak yazdığımız (râne)kelimesini okuyarak yukarıdaki örneklerde olduğu
gibi devam ederiz.

More Related Content

More from Muhammed Emin (20)

Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 

Tecvid

  • 1. "Yahut buna biraz ekle. Kur‟an‟ı ağır ağır, tane tane (tertil üzere) oku." (Müzemmil 4) KURAN OKUYUŞ ŞEKİLLERİ Tecvid ve Kırâet ilmi kitaplarında Kur‟ân kırâeti üç mertebe üzerine sınıflandırılmıĢtır: Bunlar tahkîk, tedvir ve hadr‟dır.Bir elif iki fetha miktarı demek olduğuna göre Asım, Hamze, Nafi‟den VerĢ kırâetleri tahkik; Ġbnü Amir, Kisâi haleful aĢir kırâetleri tedvir; diğerleri hadr tarzındadır. Fakat bunların hiçbirinde bir harf veya harekenin hakkı çiğnenecek Ģekilde okunmak caiz olamayacağı için, asıl mânâsıyla tertil kırâetlerin hepsinde Ģarttır. Kırâetleri böyle hadr ve tedvir Ģeklinde kısımlara ayırmaya cevaz veren ise gelecek olan Kur‟ân‟dan size kolay geleni okuyun. emridir. Tahkik : Munfasıl ve muttasıl meddi dört elif miktarı (veya beĢ elif miktarı) çekecek Ģekilde gayet ağır bir ahenk ile okumaktır. Tedvir: Munfasıl ve muttasıl meddi üç veya iki elif miktarı çekecek Ģekilde orta bir ahenk ile okumaktır. Hadr: Muttasılı iki Munfasılı bir elif çekerek hızlı bir Ģekilde okumaktır. (Teravih namazlarındaki okuyuĢ) TECVİDİN EHEMMİYETİNE BİNAEN MeĢhur altı hadis kitabının birincisi olan Sahih-i Buhari‟nin müellifi Ġmam Ġsmail Buhari (rh.) Peygamber Efendimiz (S.A.v.) den nakledilen her hadisin bütün senetlerini iyice araĢtırır. Eğer söz, Rasulüllah Efendimiz‟e kesintisiz ulaĢıyorsa, son olarak da boy abdesti alır ve yatar... Mana aleminde Efendimiz‟e sorardı. "Evet, o söz benimdir." cevabını aldıktan sonra kitabına yazardı. Yine bir defasında, "el-Hayaü mine‟l-iman: Haya imandandır." hadisi Ģeriflerini sormuĢ, fakat "O söz benim değildir." cevabını almıĢtı. Hadisin metin ve ravilerini yeniden tedkik etti. Ve tekrar sordu. Bu defa da aynı cevabı aldı! Bunun üzerine hadis-i Ģerifi yeni baĢtan tedkik süzgecinden geçirdi. Gördü ki, nakiller sağlam, metin doğru. Üçüncü defa, yeniden sorduğunda, hadis-i Ģerifi daha dikkatlice okudu. Tecvidine riayet etti. Medd-i Muttasıl olduğu için çekilmesini vacip olan, "el-Hayaaaaü" kelimesini dört elif miktarı çekerek okudu. Resulüllah Efendimiz de; "Evet, Ģimdi bu söz benim sözümdür" diyerek, daha önceki okumalarında "el-Hayaaaaü" kelimesini çekmeden telaffuz ettiği için reddettiğini beyan buyurdular. ĠĢin inceliğini siz düĢünün. Gelelim derslerimize:
  • 2. KARABAŞ TECVİDİ Allahu teâlaya hamdu senadan ve rasulüne onun ev halkına ve ashabına salatu selamdan sonra, 1) HARF-İ MEDD : Kelime olarak “uzatma harfi” demektir. Uzatma harfleri üç tanedir. Bunlar: a) VAV HARFĠ : Peki vav harfi ne zaman harfi medd (uzatma harfi) olur? - "Vav" harfi sakin olup kendinden önceki harfin harekesi de "ÖTRE" olursa, o zaman vav, harf-i medd olur. Yani diğer bir deyiĢle “Vav ” harfi bir elif miktarı uzatılarak okunur. *(SAKĠN: Harekesi olmayan harf demektir = yani üstünü, esresi ve ötresi olmayacak.) Örnekleri görelim: Kırmızı renkte yazılmıĢ olan vav harflerine dikkat edelim. Göreceksiniz ki bu harflerden hiç birinin harekesi yok ve kendinden önceki harflerin hareksi de, hepsinde “ ÖTRE ” olarak gelmiĢtir. Peki, iyide bu ne anlama geliyor o zaman? Bu Ģu demek; Burada ki “ vav ” harfi , kendinden önceki harfi uzatacak demektir.Öyle ise ne kadar uzatacak? ġimdi buna dikkat edelim: Ağzımızdan “elif “ kelimesi çıkana kadar geçen süre ne kadarsa , bizde o kadar, o harfi uzatacağız. BaĢka bir değiĢle, elimizi tamamen açarak bir masanın üzerine koyalım.(avuç içi masaya yapıĢacak Ģekilde) sonrada Ģehadet parmağımızı bir kez havaya kaldırıp – indirelim. ĠĢte biz bu geçen kısa zamana tecvit ilminde “Bir elif miktarı uzatmak ”diyoruz. O halde Ģu soruyu hiç unutmayalım: Bir elif miktarı ne demek? (ġehadet parmağımızı bir kez kaldırıp indirecek kadar geçen zamana bir elif miktarı diyoruz.) ġimdi yukardaki örneklere bir kez daha bakalım.( sağdan – sola doğru = Burada daima sizin SAĞINIZ VE SOLUNUZ esas alınmıĢtır, ekranın değil.) Vav‟dan önce hangi harfler gelmiĢ:
  • 3. Biz harekesi “ötre” olan bu harfleri okurken bir elif miktarı uzatarak okuruz.Bunları türkçe olarak gösterirsek Ģöyle okumalıyız: Nû , Rû ,Mû , Tû , Cû , Kû . b) YA HARFĠ : “Ya” harfi ne zaman harfi medd olur? - “Ya” harfi sakın olup, kendinden önceki harfin harekesi “ESRE” Olursa o zaman “Ya “ harfi , harf-i medd olur. Yani diğer bir deyiĢle “Ya” harfi bir elif miktarı uzatılarak okunur. Örnekleri görelim: Burada ki “Ya“ harfinden hiç birinin harekesi yoktur. Hepsi sakindirler. “Ya “ harfinin harfi med olması için kendi sakin, kendinden önceki harfin hareksi de “ESRE “ Olması gerekir. Zaten hepsinin harekesi de esredir. Öyle ise biz bu “Ya” harfinden önce gelen, bu harfleri, bir elif miktarı uzatarak okumalıyız. OkunuĢlarını bir de türkçe karekterle yazalım : Fî , Lî , Sî , Tî , Ğî ve Mî gibi okunurlar. c) ELĠF HARFĠ : Elif harfi ne zaman harfi medd olur? - "Elif" sakin olup, kendinden önceki harfin harekesi “ÜSTÜN” olursa o zaman “Elif “ harfi, harfi medd olur. Yani “Elif” harfi bir elif miktarı uzatılarak okunur. Örnekleri görelim: Burada ki “Elif“ harfinden hiç birinin harekesi yoktur. Bütün elif harfleri sakindirler. Öyle ise “Elif ” harfinin medd harfi olması için kendisinin harekesiz ama kendinden önceki harfin harekesi ise “ÜSTÜN ” Olması gerekir. Biz bu durumda “eliften” önceki harfi okurken bir elif miktarı uzatarak okuruz. Bunu bir de Türkçe karekterlerle yazalım: Fâ ,Bâ , Sâ , Tâ , Ğâ ve Mâ gibi okumalıyız. 2) SEBEB-İ MEDD : Uzatma sebebi demektir. Bu da iki kısma ayrılır:
  • 4. a)HEMZE : Harekesi olan “Elif ‟e “ hemze denir. Örnek : b)SÜKUN : Daha önce gördüğümüz gibi, harekesi olmayan (yani ne esresi, ne ötresi ve nede üstünü olmayan) harfe Sükun diyoruz. gibi. Bakınız bu harflerin hiç birinin harekesi yoktur. Dolayısı ile harekesi olmayan harfe sakin harf diyoruz. Burada Ģunu da ekleyelim: Ġleride göreceğiz ama yine de belirtelim: “CEZZĠMLĠ “ olan harflere de “SÜKUN “ diyoruz. Mesela: gibi. MEDLER = UZATMALAR * MEDD-Ġ TABĠÎ : Diğer bir adı da aslî meddir. (Bir elif miktarı uzatılır.) * MEDD-Ġ MUTTASIL : (Dört elif miktarı uzatmak vaciptir.) * MEDD-Ġ MUNFASIL : (Dört elif miktarı uzatmak caizdir.) * MEDD-Ġ LÂZIM : (Dört elif miktarı uzatmak vaciptir.) * MEDD-Ġ ÂRIZ : (Dört elif miktarı uzatmak caizdir.) * MEDD-Ġ LÎN : (Meddi lîn‟in meddi caizdir.Duruma göre bazen Meddi lazım gibi bazende Meddi arız gibi okunur.) VACĠB: Bütün imamların uzatılmasında karar birliğine vardıkları (ittifak ettikleri) tecvittir. Yapılması zorunludur. Yapılmadığında vebali vardır. CAĠZ : Tüm imamların uzatılması noktasında karar birliğine varamadıkları tecvittir. Yapılması zorunlu değildir. 3) MEDD-İ TABİÎ : Tanımı: Harfi medden sonra sebeb-i medden hiç bir Ģey bulunmazsa, o zaman “Medd-i tabii” olur. Bir elif miktarı uzatmak Vaciptir: ( Daha önceki bilgilerimizden hatırlayalım; harfi medd yani uzatma harfleri üç tane idi.
  • 5. Bunlar : sebebi meddi de hatırlayalım: ‟HEMZE = harekli elif‟ ve ‟SÜKUN = harekesiz ve cezzimli harf‟ idi ) Örnekler: Aslında daha önce görmüĢ olduğumuz harfi medd ile Meddi Tabiî aynı Ģeylerdir. Fark sadece Ģuradadır. Harfi medden sonra sebebi medden bir Ģey gelmemiĢ olacak ki, o zaman meddi tabii olsun. Öyle ise gelin, karıĢık gibi gelse de, Ģu cümleyi bilelim: Her meddi tabii harfi medd olur ama her harfi med meddi tabi olmayabilir. Zira harfi medden sonra sebebi medden bir Ģey gelirse, o zaman meddi tabii olmaz.Burada ki medd harflerinden sonra (Kırmızı ile iĢaretlenmiĢ elif,ya ve vav harfleri) sebeb-i Medden hiç bir Ģey olmadığı için meddi tabii olmuĢlardır. Fakat bir de Ģu örneklere bakalım: Bakınız burada, kırmızı ile yazıp altını çift çizgi ile iĢaretlediğimiz iki tane medd harfi var. Onlardan sonra da Mavi ile yazdığımız sebeb-i medden “hemze “ gelmiĢ. Ama sanıyorum dikkatinizden kaçmamıĢ olacak, bakın oradaki iĢaretli eliflerden sonra , sebebi medden harekeli hemze gelmiĢ. Öyle ise burası meddi tabi olmaz. Neden ? Çünkü Harfi Medden sonra sebebi medden hiçbir Ģeyin gelmemesi gerekir. Burada ise “hemze” gelmiĢtir. NOT: Medd-i Tabii ne kadar uzatılacak? Bir elif miktarı uzatılacak. Yani Ģehâdet parmağımızı birkez kaldırıp indirecek kadar (bir zaman) uzatacağız. Hatırlarsanız, birde demiĢtik ki; ağzımızdan “Elif “ kelimesi çıkana kadar geçen bir süredir bu. 4) MEDD-İ MUTTASIL : ( Dört elif miktarı uzatmak VACĠPtir.) Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki hemze gelir ve her ikisi de aynı kelimede bulunursa, o zaman MEDDĠ MUTTASIL olur. Meddi muttasılın 4 Elif miktar uzatılması VACĠP‟tir. Peki Dört elif miktarı ne demek ? Elimizi bir masanın üzerine koyacağız ve Ģehâdet parmağımızı 4 defa, arka arkaya kaldırıp indireceğiz. ĠĢte bu geçen süreye “ Dört elif miktarı “ uzatma diyoruz. Bir baĢka deyiĢle 4 defa elif (Elif elif elif elif) okuyacak kadar geçen süreye 4 elif miktarı denir. Örneklerle görelim:
  • 6. Bakınız burada medd harflerininin altı iĢaretlenmiĢ bulunuyor. Dikkat edecek olursanız çift çizgi ile altları çizilen ve kırmızı ile yazılan medd harflerinden sonra, Mavi kalemle yazılan, sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki “hemze” gelmiĢ ve her ikiside aynı kelimede bulunmuĢtur. 5) MEDD-İ MUNFASIL : ( Dört elif miktarı uzatmak CAĠZdir.) Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden ayın ağzı Ģeklinde ki hemze DEĞĠLDE, DĠK ELĠF Ģeklindeki “hemze” gelir ve harfi meddle ayri ayri kelimelerde bulunursa, o zaman MEDDĠ MUNFASIL olur. Meddi munfasılın meddi CÂĠZ‟dir. Peki caiz ne demektir? Caiz demek , dört elif miktarı çekilse de olur çekilmese de olur. Ancak kıraat imamımız iki elif miktarından aĢağı uzatmamıĢtir. ġimdi bunu örneklerle görelim: Kırmızı ile yazarak altını çift çizgi ile çizdiğim medd harfinden sonra, mavi ile belirttiğim sebebi medden DĠK ELĠF gelmiĢ ve ikisi de ayrı ayrı kelimelerde bulunmuĢtur. Öyle ise burada MEDDĠ MUNFASIL meydana gelmiĢtir ve 4 elif miktarı çekmekte caizdir. Yani isteyen 2-3-4 elif miktarı çekebilir. Fakat Ģunu hatırlatmak isteri ki; Bizler Ġmam-ı Asım ve onun ikinci ravisi olan HAFS„a göre okuyoruz ve oda bu tecvidi 4 elif miktarı çekmiĢtir. Ama daha önce de belirttiğimiz gibi kıraat imamları arasında “ittifak” sağlanamamıĢtır. 6) MEDD-İ LÂZIM : ( Dört elif miktarı uzatmak VACĠPtir.) Tanımı: Harfi medden sonra sebebi medden “SÜKUN-U LAZIM “ gelirse , o zaman meddi lazım olur.Peki SÜKUN‟U LAZIM ne demektir? Kur‟an-i Kerim‟i okurken ister duralım veya isterse geçelim, her iki durumda da var olan “SÜKUN‟a “ SÜKUN-U LAZIM denir. Bunu örnekle görelim ; Üç tane kelime yazdık. Ġçlerinde ‟Hurufu mukattaa‟ da olan bu harf ve kelimeleri okurken, sanki uzun yazılmıĢ gibi okuyoruz. (Elif lam mim diye okunan ilk kelime uzun yazıldığında, nasıl yazıldığını, ok iĢaretlerinden sonra açıkça görüyorsunuz. “Yasin” örneği de bunun gibi.) Bu durumda, harfi medden sonra gelen SÜKUN‟a dikkat edelim. Kırmızı ile yazdıklarımız harfi meddir. Yani uzatma harfleridir. Ondan hemen sonra gelen ve mavi renkle yazdığımız ise “SÜKUN-U LAZIM” ‟dır Kısaca harfi medden sonra sebebi medden SÜKUN-U LAZIM gelmiĢtir. Yani Ģunu demek istiyoruz: BAKIN HARFĠ MEDDEN sonra CEZĠMLĠ bir harf gelmiĢtir.Bu cezzimi kaldırmamız mümkün değildir. Siz Kuran okurken ister durun isterseniz durmayın, bu cezimi okumak zorundasınız. ĠĢte böyle SÜKUN‟a “LAZIM SÜKUN” diyoruz.
  • 7. MEDDİ LAZIMI DÖRT BAŞLIK ALTINDA İNCELEYECEĞİZ (Meddi Lazım Kelime-i Musakkale, Meddi Lazım Kelime-i Muhaffefe, Meddi Lazım Harf-i Musakkal, Meddi Lazım Harf-i Muhaffef) a) Meddi Lazım Kelime-i Musakkale: Buradaki harfi medd ve sebebi medd (SÜKUN-U LAZIM) aynı kelimede meydana geldiği için ve de Ģeddeli olduğundan bu ismi almıĢtır. Zaten dört bölümde de harfi medden sonra sebebi medden cezzimli bir harf gelmekte. Kısaca harfi medd ve sebebi medd aynı kelimede meydana geldiği için bu ismi almıĢtır. Bunu örneklerle görelim: Burada kırmızı renkte yazıp parantez içine aldığımız bölüm Kur‟an-ı Kerim‟de ki yazılı hali. Parantez içine almadığımız bölüm ise, size “SÜKUN-U LAZIM“ ‟ı açık olarak göstermek için yazdık( mavi renkli ve cezzimli olan LAM ve KAF harfine dikkat edin) Çift çizgi ile çizdiğimiz harfi medlere dikkat edelim Ģimdi; Parantez içine aldığımız kelime de harfi medden sonra ne gelmiĢ ? ġEDDELĠ BĠR harfin geldiğini açık olarak görülüyor. Peki bu ne anlama geliyor? Söyleyelim: Harfi medden sonra ġEDDELĠ bir harf geldiği için ve bu da aynı kelimede bulunduğu için diyoruz ki burada MEDDĠ LAZIM KELĠMEĠ MUSAKKALE VAR ve dört elif miktarı uzatmakta vaciptir. Bir kez daha belirteyim. Altlarını tek çizgi ile çizdiğim(Mavi tek çizgi) yerler ise Ģeddeli harfin açık yazılıĢını göstermek içindir. Zaten arka arkaya gelen bu iki harf görülüyor. Birincisi cezzimli ikincisi harekeli olan bu iki harf,yazı kurallarına göre birleĢtirilmiĢ ve baĢına da Ģedde konmuĢtur. b) Meddi Lazım Kelime-i Muhaffefe: Bu bölümde de harfi medd ve sebebi medd yine aynı kelimede cereyan ediyor. Ne var ki burada harfi medden sonra gelen SÜKUN, a Ģıkkında olduğu gibi Ģeddeli değil de cezzimlĠ gelmiĢtir. Bir kez daha diyelim; Harfi medden sonra sebebi medden cezzimli bir harf gelmiĢ ve de aynı kelimede bulunmuĢ oluyor.Bu durumda burada ki tecvidin adı Meddi lazım kelimei MUHAFFEFE (cezzimli) olur. Bunu örneklerle görelim: burada ki harfi medd, baĢtaki elifin üstünde olan ve adına “mukadder = takdir edilmiĢ” dediğimiz eliftir ve biz onu size, okunan elifin üstünde kırmızı ile gösterdik. Ondan sonra gelen mavi yazılı lam hafinin üstünde ki SÜKUN‟da lazım SÜKUN‟dur. Bu tecvidden Kurani Kerimde sadece iki yerde (Yunus suresi 59 ve 91. ayetlerinde) bulunmaktadır. Tekrar edelim: Harfi medden sonra sebebi medden lazım SÜKUN (buradaki cezzimli) gelmiĢ ve ikisi de bir kelimede cereyan ettiği için Meddi lazım Kelimei Muhaffefe olmuĢtur.
  • 8. c) Meddi Lazım Harf-i Musakkal: Yukarıdaki iki Ģıkkı aynen tekrar etmek durumundayız. Çünkü yukardaki kelimelerde geçen kural bu kez de harflerde meydana gelecek. Tanım yine aynı: Harfi Medden sonra sebebi medden SÜKUN‟u lazım gelirse meddi lazım harfi musakkele olur. Yani harfi medden sonra ġEDDELĠ HARF gelir. Örneklerle görelim: Kur‟an-ı Kerimde hurufu mukatta dediğimiz bu örnekleri görmemiz mümkün. Fakat biz bunu okurken uzun yazıldığı gibi okuruz. Bakın bu iki kelimeyi hem cezzimli haliyle ve hem de Ģeddeli haliyle yazdım ki olayı net görelim. Ama biz bunu okurken ġEDDELĠ ĠMĠġ gibi okuduğumuz için bu tecvide Meddi Lazım Harfi Musakkale deriz. Musakkele demek Ģeddeli demektir. Mavi ile yazılmıĢ ve arka arkaya gelmiĢ iki “MĠM” harfi görüyorsunuz. Tecvid kaidesince bu iki "MĠM" harfi tek olarak yazılır ve baĢına da ġEDDE konur. Bu olay harf üzerinde olduğu içinde Meddi lazım Harfi Musakkele adını alır. Kırmızı olarak yazdığım son bölümde ise "MĠM" HARFĠ ÜZERĠNDE KĠ ġEDDEYĠ açık olarak görüyorsunuz. d) Meddi Lazım Harf-i Muhaffef: Bu son Ģıkta da yine harfi medden sonra sebebi medden SÜKUN gelir ve de bu olay kelimede değil harfte cereyan ettiği için harfi muhaffefe adını alır. Örneklerle görelim: Bakınız tek olarak Kur‟an-ı Kerim‟de gördüğümüz bu harfler okunurken açık bir Ģekilde yazdıklarımız gibi okunur. Bu olayda harfi medden sonra gelen SÜKUN (yani cezzim) sadece harfte gerçekleĢtiği için bu tecvide de Meddi lazım Harfi Muhaffefe diyoruz. Böylece en zor tecvidlerden birini bitirmiĢ oluyoruz, elhamdulillah. 7) MEDD-i ARIZ: (Meddi arızın dört elif miktarı çekilmesi CAĠZdir.) Tanımı:Harfi medden sonra sebebi medden SÜKUN‟u arız gelirse meddi arız olur. Peki ; SÜKUN‟u Arız neye derler: Kuran-i Kerimi okurken, Durulduğu zaman olan ama geçildiği zaman olmayan SÜKUN‟a SÜKUN‟u arız diyoruz. Biz bunu örnekle görelim: Mesela Kur‟an i Kerim okurken duraklar vardır. Biz genelde buralarda dururuz. Durduğumuz zaman kelimenin sonu cezzimli olmuĢ olur. Cezzimli olunca da SÜKUN meydana gelmiĢ olur.
  • 9. Mesela; burada tek çizgi ile altını çizdiğimiz "NUN" harfine dikkat edelim. Gördüğünüz gibi sonu “ÜSTÜN” gelmiĢ. Bu normalde bütün Kuran-i Kerim‟de böyledir.ġayet biz ayet bittiği zaman , ara vermeden okursak bu ayetin sonunda ki üstünü okuruz ve durmadan devam ederiz. ġayet duracak olursak , ikinci örnekte çitf çizgi ile altını çizdiğimiz gibi, ayetin veya durduğumuz kelimenin sonunu (esre – üstün ve ötre olması fark etmez) CEZZĠMLĠ OKURUZ.Demek ki Ģu bilgi unutulmamalı: Biz kelimenin sonunda durduğumuz takdirde, kelimenin sonu cezzimli olmuĢ olacak ancak; eğer durmaz devam edersek o zaman da CEZZĠM ortadan kalkmıĢ olacaktır. Buna göre SÜKUN‟u arızın tanımına bir kez daha bakalım: Durduğumuz da var olan fakat durmadan okumaya devam edersek ortadan kalkan SÜKUN‟e , ARIZ SÜKUN denir. Meddi Arızı üç baĢlık altında inceleyebiliriz: a) Kelimenin SONU ÜSTÜN Ġle biterse, bunu üç çeĢitten biri ile okuyabiliriz: 1) TUL ile okuyabiliriz: Dört elif miktarı uzatmaktır.(Yani dört elif miktarı çekerek okuyabiliriz) 2) Tevessüt ile okuyabiliriz: (Ġki veya üç elif miktarı uzatarak okumaya denir.) 3) Kasr ile okuyabiliriz: (Buda bir elif miktarı okumaktır.) ġimdi bir örnek yazalım. Biz bu örneği yukarda ki üç Ģekilden biri ile okuyabiliriz: Bakınız bu kelimenin sonu üstün ile bitmiĢ. Fakat Biz Kur‟an-i Kerim-i okurken burada duracak olursak, sonu CEZZĠMLĠ olur. Yani sonu SÜKUN olur. Bu kelimeyi ister tul, ister tevassut ve istersek kasr ile okuyabiliriz. b) Kelimenin SONU ESRE Ġle biterse , bunu dört ayrı çeĢitten biri ile okuyabiliriz: 1) Tul ile okuyabiliriz. 2) Tevassut ile okuyabiliriz. 3) Kasr ile okuyabiliriz.
  • 10. 4) Revm ile okuyabiliriz. Peki REVM ne demektir : Gizli bir ses ile harekeyi talep etmeye denir.Revm yapılacak kelimenin sonunu okurken sesinizin üçte ikisi gidip,geri kalan üçte biri ile kelimenin sonundaki esre veya ötre olan harekeyi okumaya denir.Yalnız bu hareke tam bir hareke olmayıp, harekeye iĢaret eden küçük bir uygulamadır. ġimdi bunu (b Ģıkkını) örneklerle görelim : Sonu “Esre “ ile bittiği için, yukarda ki dört ayrı Ģıktan birine göre okuyabiliriz. c) Kelimenin SONU ÖTRE Ġle biterse , bunu da yedi çeĢit okuyabiliriz: Bunları görelim: 1) Tul ile okuyabiliriz. 2) Tevassut ile okuyabiliriz. 3) Kasr ile okuyabiliriz. 4) Tul ile iĢmamı birlikte okuyabiliriz. 5) Tevassut ile iĢmam birlikte okuyabiliriz. 6) Kasr ile iĢmam birlikte okuyabiliriz. 7) Revm ile okunur birlikte okuyabiliriz. Şimdi de bunu örneklerle görelim: Hemen ĠġMAM‟ın tanımını yapalım: SÜKUN‟dan sonra dudakları (uçlarını birbirine bitiĢtirmeyerek) yummaya denir. ĠĢmam sadece ötrede olur. Kelimenin sonunda bulunan ötre harekesine dudaklar ile iĢaret etmektir. Kısaca sükundan sonra ötreye iĢaret edilerek dudakların ileriye doğru toplama iĢlemine iĢmam diyoruz. Bir kez daha net bir Ģekilde belirtelim; TÛL : Dört elif miktarı uzatarak okumaktır. | TEVASSUT: Ġki veya Üç elif miktarı çekerek uzatmaktır. | KASR: Bir elif miktarı çekerek okuma Ģekline denir. Bir elif miktarını da daha önce geniĢ bir Ģekilde anlattık.
  • 11. 8) MEDD-İ LÎN : Tanım: Lin harfinden sonra sebebi medden SÜKUN gelirse Meddi Lin olur. Ancak önce lin harflerini görelim: Bunlar iki tane olup VAV ve YA Harfleridir. Peki Meddi Lin ne zaman olur? Bu iki harften biri bir kelimede sakin (Yani CEZZĠMLĠ) olarak bulunur ve kendilerinden önceki harfin harekesi de ÜSTÜN olarak gelirse Meddi Lin olmuĢ olur. Örneklerle görelim: Dikkat etti iseniz lin harflerinden önceki harflerin harekesi de “ÜSTÜN” olarak gelmiĢ. ġayet biz bu kelimeleri durmayarak okursak sonlarında ki tenvin ve harekeleri de okuruz. O takdirde de Meddi lin olmaz. Fakat duracak olursak sonunda ki tenvin ve harekeler sakin (cezzimli) olmuĢ olur ve bu durumda da Meddi lin meydana gelmiĢ olur. Meddi linin Meddi caizdir. Yani alimler ne kadar uzatılacağı noktasında ihtilaf etmiĢlerdir. Bunun için vacip değil caiz olmuĢtur. Buna göre bizler Medd-i Lin‟i iki baĢlık altında inceleyeceğiz; a) Lin harfinden sonra gelen SÜKUN LAZIM SÜKUN gelirse iki Ģekilde okunur: 1) Tul olarak okunur.( Dört elif miktarı uzatılarak okumak.) 2) Tevassut olarak okunur.( Ġki veya üç elif miktarı çekilerek okunur.) b) Lin harfinden sonra gelen SÜKUN, ARIZ SÜKUN ise bu durumda da Medd-i Arızı nasıl okuyorsak bunu da öyle okumuĢ oluruz.Kısaca belirtecek olursak ; 1) Sonu üstün ile biterse üç vecih(çeĢit) caiz olur.Tul,tevassut ve kasr. 2)Sonu esre ile bitrerse dört vecih caiz olur.Tul, tevassut, kasr ve revm. 3)Sonu öter ile biterse yedi vecih caiz olur.Tul,tevassut,kasr, tul ile iĢmam, tevassut ile iĢmam,kasr ile iĢmam bir de revm ile okuyabiliriz.
  • 12. Burada yeni bir tecvid bölümüne baĢlıyoruz. Ancak öncelikle Tenvin ve Nun‟u Sakini görmeliyiz. a) TENVĠN : Ġki ötre, iki esre ve iki üstüne denir : b) NUN‟U SAKĠN : Cezzimli Nun harfine denir : 9) İHFA: Tanımı; Tenvin veya nunu sakinden sonra ihfa harflerinden biri gelirse, ihfa olur. Ġhfa yapılırken genizden bir sesin gelmesi gerekiyor. Ġhfanın esası budur. Bazen arkadaĢlar genizden ses getirdiklerini sanarak yanlıĢ bir uygulama yapıyorlar. Bunun doğru yapılıp yapılmadığını Ģöyle anlayabiliriz. Sesimizi genizden getirirken burnumuzu sıkalım. ġayet ses kesilir ve burun tıkanırsa ihfa olur. Yoksa ses hala geliyorsa o zaman ihfa olmaz ama biz ihfa yaptığımız zannederiz. ġimdi ihfa harflerini görelim: Ġhfa harfleri 15 tane olup yazacağımız beytin ilk harfleridir: ġimdi bu harfleri tek tek yazalım: ġimdi ihfanın bir kez daha tanımını yapalım: Tenvin veya nunu sakinden sonra bu onbeĢ harften biri gelirsen ihfa olur. Ġhfanın genizden gelen bir ses olduğunu belirtmiĢtik. Örnekleri görelim: Bu örneklere dikkat edelim. Ġlk örnekte nunu sakin dediğimiz cezzimli nun gelmiĢtir. Onun hemen arkasından da ihfa harflerinden gelmiĢtir. Öyle ise ses genizden getirilerek ve birazda tutularak okunur. Ġkinci örnekte ise tenvinden sonra harfi gelmiĢtir. Bu takdirde yine ses genizden ve tutularak okunur. Üçüncü örnekte aynı Ģekilde okunur. 10) İZHAR : Tanım: Tenvin veya nunu sakinden sonra izhar harflerinden biri gelirse “ izhar “ olur.
  • 13. Ġzhar harfleri altı tane olup aĢağıya yazdığımız beytin ilk harflerinden meydana gelir. ġimdi bunları açık olarak olarak yazalım: Bunları örneklerle birlikte görelim: Dikkat ederseniz burada ilk örnekte tenvinden sonra izhar harflerinden harfi gelmiĢtir. Ġkinci örnekte de nunu sakinden (cezzimli nundan) sonra üçüncü örnekte de nunu sakinden sonra izhar harflerinden üçüncü örnekte de nunu sakinden sonra izhar harflerinden harfi gelmiĢtir. Gürüldüğü gibi bu üç örnekten sonra izhar harfleri gelmiĢtir. Ġzharı okurken ihfa gibi genizden ve tutularak değil de ; (tenvin ve nunu sakinden sonra gelen izhar harfi olursa) süratli bir Ģekilde okunur ve hiçbir Ģekilde tutulma olmaz . 11) İKLÂB : Tanım: Tenvin veya nun‟u sakinden sonra harfi gelirse iklab olur. Peki bu iklab nasıl okunur? ġimdi örneklerde göreceğimiz gibi tenvin ve nun‟u sakinden sonra “be” harfi gelirse ; “ be ” den önce gelen tenvin veya nunu sakin mim harfine çevrilerek okunur. Örneklerle görelim:
  • 14. Bakınız birinci örnekler orijinal kelimelerdir. Ok iĢaretinden sonra gelen bölüm ise Kur‟an-ı Kerim okunurken, tecvitli olarak nasıl okunacağını gösteren bölümdür. Sanıyorum ki “nun” ve “tenvin” ‟in “ mim” harfine çeviriliĢini sizde fark ettiniz. DĠKKAT: Tenvin ve Nunu sakinin‟in “mim” harfine çevrilerek okunduğunu gözden kaçırmayın, zira bu tecvidin amacı da zaten budur. 12) İDĞAMI MAAL ĞUNNE Tanım: Tenvin veya nun‟u sakinden sonra “yemnu” harflerinden biri gelirse idğamı maal ğunne olur. Bu harfleri açık olarak yazalım: yalnız buradan; harfleri tenvin veya nun‟u sakinden sonra gelirse o zaman “ğunneli idğam “ olur. ĠDĞAM : Birbirinin aynı veya aynı cinsten olan ( buna birbirlerine yakınlığı olan ) harflerden birincisini diğerine katmaya ĠDĞAM diyoruz. Bu bazen tam idğam olur bazen de eksik idğam olur. Örneklerle görelim: Ok iĢaretinin sağında ki bölümler Kur‟an-i Kerim de ki orijinal örneklerdir. Fakat sol taraftaki kısımlar ise bizim, sağ tarafta yazılı olan bölümü tecvitli olarak nasıl okumamız gerektiğini göstermektedir. Lakin Ģu farklılığa dikkatinizi çekmek isterim: Nun‟u sakinden sonra ve bir kelime içinde gelirse dğamı maal ğunne olmaz. ĠZHAR gibi okunurlar. Örnekleri görelim:
  • 15. Bakınız burada ki nun‟u sakinleri kırmızı ile belirttim. Fakat nun‟u sakinden sonra gelen vav ve ya harflerinden dolayı burada idğam yapılmaz. Sadece burayı okurken izhar varmıĢ gibi okuruz. Kısaca söylemek gerekirse YAZILDIĞI GĠBĠ okunur. 13) İDĞAM-I BİLAĞUNNE: Tanım: Tenvin veya nunu sakinden sonra “lam” ve “ra” harflerinden biri gelirse idğamı bila ğunne olur. Burada da idğam var, fakat burada tutulma olmaz ve hemen suratli bir Ģekilde geçilir. Örneklerle görelim: Burada daha önceki örneklerde görüldüğü gibi okun sağında ki bölüm Kur‟an-i Kerim‟de geçen orijinal örneklerdir. ĠĢaret okunun solunda ki bölüm ise, sağdaki bölümü tecvitli olarak nasıl okumamız gerektiğini gösteren bölümdür. 14) İDĞAMİ MİSLEYN : Tanım: Aynı harfin iki defa arka arkaya gelerek, birincisinin sakin (cezzimli) ikincisinin harekeli olarak gelmesi durumunda birincisi ikincisine katılarak okunur. ĠĢte biz buna idğamı misleyn diyoruz. Burada bir noktayı önemle belirtelim ki ; eğer mim ve nun
  • 16. harfleri birbirleri arkasından gelirse o zaman idğamı misleyn maal ğunne olur. Yani ğunneli idğam olur. Örneklerle görelim : ok iĢaretinin sağında ki bölümün Kur‟an-i Kerim deki orijinal bölüm olduğunu , solunda ki bölümün ise sağdaki kısmın tecvitli okunuĢu olduğunu biliyorsunuz . Evet , bakınız arka arkaya gelen bu iki harf, okunurken, solda ki bölüm de olduğu gibi, Ģeddeli okunduğunu ( ama bunun yazılmadığını , sadece tecvitli olarak öyle okunduğunu) anlamıĢsınızdır. Bir de “nun” harfi yine “ nun “ harfine uğrarsa (yani iki nun arka arkaya gelirse) o zaman idğami misleyn maal ğunne olur. Bunu biraz tutarak okuruz. Örnekle görelim : Bu iki örneğe bakınız, arka arkaya gelen iki nun , okunurken sanki Ģeddeli bir nunmuĢ gibi okuruz. 15) SAKİN MİM’İN (CEZZİMLİ MİM ) ÜÇ HALİNİ GÖRELİM: 1)Sakin mim, mim harfine uğrarsa Ġdğami Misleyn Maal Ğunne olur : Bu kısmı okurken “ mim harfi, mim harfine uğradığı için, ğunneli ve tutularak okunur. 2) Sakin mim, “Be” harfine uğrarsa Dudak ihfası ( ihfayı Ģefeviye) olur:
  • 17. Efendim, burada kırmızı ile yazılmıĢ “ mim “harfi okunurken “be “ harfine hemen geçilmez ve burada bir buçuk elif miktarı tutularak(ama dudaklar önde tutulur) sonrada okumaya devam edilir. 3) Sakin mim , yukarda ki iki harfin dıĢında ki harflerden birine uğrarsa ĠZHAR olur: Biliyoruz ki Ġzhar, okunurken hiç beklemeden okumaya devam etmektir. Yani tutma olmak. 16) İDĞAMI MÜTECANİSEYN: Tanım: Mahareçleri ( çıkıĢ yerleri ) bir olan, fakat sıfatları baĢka olan harfler birbirine uğrarsa Ġdğamı Mütecaniseyn olur. Bu tecvidi görürken, mahreçlerinden dolayı, harflerini üç baĢlık altında inceleyeceğiz: 1) “Tı” , “Dal” , “Te” > harfleri. Bu harflerden hangisi önce gelirse, önce gelen harf arkasından gelen ikinci harfe çevrilerek okunur. ġimdi bunu örneklerle görelim: Solda ki ġeddeli olan bölüm, tecvitli okuduğumuz da ağzımızdan çıkması gereken okuma Ģeklidir. Fakat Kur‟an-i Kerim‟de ise sağda ki gibi yazılır ama okurken solda ki gibi okunur. 2) “Zı” , “Zal” , “Se” > harfleri. Öncekinde olduğu gibi bunda da, bu harflerden hangisi önce gelirse, daha sonra gelen harfe dönüĢerek okunur. Örneklerini görelim:
  • 18. bakınız birinci bölümde ki “ zal” harfi “ zı “ harfine ; “ se” harfide “ zal” harfine nasıl dönüĢmüĢ. Tabi ki biz okurken Ģeddeli imiĢ gibi okuruz. Yani solda ki gibi okuruz. 3) “ be” , “mim” > harfleridir. Fakat burada önemli olan bir nokta var; Mutlaka “ be” harfi önce gelmeli. “mim “ harfi önce gelirse olmaz: AĢağıda “ be “ harfinin “mim” harfine çevrilerek Ģeddeli bir Ģekilde okunduğunu görüyorsunuz. Yazıda yok ama okurken Ģeddeli okuruz. 17) İDĞAMI MÜTEKARİBEYN: Tanım: Mahrecinde ( çıkıĢ noktasında) ve sıfatında yakınlığı olan harfler birbirlerine uğrarsa Ġdğamı Mütekaribeyn olur. Ġdğamı Mütekaribeynin harflerini de iki baĢlık altında inceleyebiliriz: 1) “Lam “ ve “Ra” > harfleridir. Bu harflerden “Lam “ harfi mutlaka önce gelir. Lam sakin , “Ra” harfi harekeli olur. Ve lam harfi “Ra” harfine çevrilerek okunur. Örnekle görelim: 2) “Kaf” ve “Kef” > harfleridir. Bu harflerden de “Kaf” harfi “ Kef “ harfinden önce gelir. Bütün idğamlarda olduğu gibi birincisi sakindir. Ġkincisi ise harekelidir. Sakin olan ilk harf daima ikinci harfe idğam (katılarak, çevrilerek) okunur.Bu bölümde de “Kaf” harfi “Kef “ harfine çevrilerek okunacaktır. Örnekle görelim:
  • 19. Gördüğünüz gibi “kaf” harfi tecvitli okunurken, ok iĢaretinin solunda Ģeddeli bir “kef “ harfine dönüĢmüĢtür. Burada bir noktaya çok dikkat etmek lazım. ĠDĞAMLARDA KALKALE yapılmaz. Mesela yukarda ki örnekte sakin olan “ kaf “ harfinde kalkale olmaz. Neden ? Çünkü idğam durumunda olduğu için burada idğam yapılır, kalkale yapılmaz. Buna dikkat etmek lazım. 18) İDĞAM-I ŞEMSİYYE: Tanım: ġemsi harfler 14 tanedir. Lam-ı tarif dediğimiz "EL" takısı bu harflerden biri ile baĢlayan bir kelimenin baĢına gelirse, o takdirde el takısı okunmaz ve el takısından sonra gelen kelime de Ģeddeli olarak okunur. Bu harflerin kolay hatırda kalması için oluĢturulan beyti de yazalım:Yazdığımız bu beytin ilk harfleri idğam-ı Ģemsiyye harfleri olmuĢ oluyor: Bir kelime bu ondört harften biri olan "nun" ile baĢlarsa o takdirde idğam-ı Ģemsiyye maal ğunne olur.Bu Ģu demektir: Bizler bu Ģeddeli "nun" u okurken bir elif miktarı tutarak okuruz.Yani ğunne yaparak okuruz. Örnekleri görelim: "El" takısı "nun" harfinin dıĢında kalan diğer ondört harfle baĢlayan bir kelimenin baĢına gelirse o takdirde idğam-ı Ģemsiyye bila ğunne olur.Bu Ģu demektir:Ğunne yapılmadan ve de tutulmadan seri bir Ģekilde okunacak demektir.Örneklerle görelim:
  • 20. Örneklerde görüldüğü gibi " elif lam" takısı dediğimiz " el takısı" Ģemsi harflerle baĢlayan kelimelerin baĢına geldiği için okunmamıĢ ve "el " takısından sonra gelen kelime de Ģemsi harfler baĢladığı için Ģeddeli olarak okunmuĢtur. 19) İZHAR-I KAMERİYYE: Tanım: ameri harfler 14 tanedir.Lam-ı tarif dediğimiz "EL" takısı bu harflerden biri ile baĢlayan bir kelimenin baĢına gelirse, o takdirde el takısı okunur. ġimdi bu ondört harfi görelim: Bu harflerin kolay hatırda kalması için oluĢturulan beyti de yazalım:Yazdığımız bu beytin tüm harfleri izhar-ı kameriyye harfleri olmuĢ oluyor: ġimdi örneklerle birlikte görelim: Örneklerde görüldüğü gibi " elif lam" takısı dediğimiz " el takısı" kameri harflerle baĢlayan kelimelerin baĢına geldiği için "el " takısının okunduğunu görüyorsunuz.Kırmızı renk ile renklendirme yaptığımız harflerin kameri harfler olduğunu görüyorsunuz.
  • 21. 20) KALKALE: Tanım: Kalkale harfleri dediğimiz; kaf , tı , be , cim ve dal harfleri kelimenin ortasında veya sonunda sakin olarak (Cezzimli olarak) gelmeleri halinde ses olarak vurgulu okunmasına kalkale diyoruz.BeĢ harften oluĢan kalkale harfleri Ģunlardır: Bu beĢ harfin daha kolay ezberlenip hatırda tutulması için oluĢturulan kelime gurubu ise: Ģeklindedir.Latin harfleri ile de yazalım; (Kutbu cedin). ġimdi bu tecvidin örneklerini görelim:
  • 22. 21) HÜKMÜRRA: Tanım: “Ra” harfinin okunuĢu: “Ra” harfi bazen kalın, bazen ince ve bazen de hem ince ve hem de kalın okunabilir. ġimdi bunları görelim: a) “Ra“ Harfinin “KALIN“ okunduğu yerler: 1)“Ra” harfi “ötre” veya “üstün“ olduğu zaman. Örnek: 2)“Ra” harfi sakin (Cezzimli) olup, kendinden önceki harfin harekesi “üstün “ veya “ötre “ olursa o zaman da kalın okunur. Örnek: 3)“ Ra” harfi sakin olup kendinden önceki harfte “esre “ olsa ince okunur AMA, sakin olan “ra” harfinden sonra, eğer “Hurufu Ġstiladan (kalın olarak okunan harflerden)biri üstün ve ötre olarak gelirse kalın okunur.Bu harfler: Bu harflerin kolay ezberlenmesi için, bunları beyit haline getirmiĢler.Böylece daha güzel öğrenilmiĢ ve akılda kalması sağlanılmıĢ oluyor. Bu beyti de yazalım: ĠĢte sakin olan "ra"harfinden sonra bu huruf‟u istila harfinin HAREKESĠ de üstün veya ötre olursa , o zamanda “ ra” harfi KALIN okunur.Örneklerle görelim: 4) “Ra“ harfi sakin olup kendinden önceki harfin hareksi arız (değiĢken ) olursa o zaman da kalın okunur. Örnek:
  • 23. 5) “Ra“ harfi sakin olsa ve "ra" harfinden önceki harfin harekesi de sakin olsa , daha önceki harfin harekesine bakılır , üstün ve esre olması durumunda da” ra” harfi kalın okunur. Örnek: b) “Ra” harfinin "ĠNCE" okunduğu yerlere gelince: 1) “Ra” harfi “esre” olduğu zaman ince okunur. Örnek: 2) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfin harekesi esre olursa yine ince okunur: 3) “Ra “ harfi ve ondan önceki harf sakin olursa daha önce ki harfe bakılır.” Esre “ise Ġnce okunur. Örnek: 4) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfte “lin “ harfi olsa o zaman da “Ra “ harfi ince okunur: c) “Ra” harfinin "ince" ve "kalın" okunabileceği yerler de Ģunlardır: 1) “Ra” harfi sakin olup bir önceki harfin harkesi de esredir. Bu durumda “Ra “ harfi ince okunur FAKAT sakin olan” Ra “harfinden sonra , hurufu istiladan biri gelir ve onun da hareksi ESRE olursa o zaman da hem ince ve hem de kalın okunabilir.
  • 24. Örnek: 2) “Ra“ sakin olup önceki harf “ Sad” ve” Tı “ harfleridir ve bunlar da sakindir. Bu sakin olan iki harften önceki harfte ESRE‟dir. Biz böyle bir kelimede durmak istersek o zaman “ Ra “harfini hem ince ve hem de kalın okuyabiliriz. Örnek: 3) Vakıf durumunda da( yani durduğumuz zaman) “ra” harfi hem ince ve hem de kalın okunur.Örneklere bakalım: gibi. Aslında bunları kalın okunması gerektiği yukarda zikredildi. Fakat bu kelimelerin ince okunması da mümkündür.Çünkü bu kelimelerin asılları : yazıldığı için hem ince ve hem de kalın okunabilir. 22) LAFZATULLAH : (Allah Ġsminin okunuĢu) Allah isminden önceki harfin harekesi “ötre “veya “üstün” ise Allah ismi kalın okunur. Örnek:
  • 25. Allah isminden önceki harfin harekesi “esre” olursa o zamanda ince okunur. Örnek: ve gibi. 23) ZAMİR: Tanım: Bir ismin yerini tutan kelimeye zamir diyoruz. Tecvid ilmindeki zamir müfret (tekil) ,müzekker(erkek) ve de gaib (burada olmayan 3.tekil erkek Ģahıs) olarak gelen zamirdir. Kelimenin Arapca‟daki karĢılığı zamiridir. Zamirin okunuĢu ise Ģöyledir: Bir kelimenin sonunda zamir gelmiĢ ve bu zamirden önceki harfin harekesi de harekeli olarak bulunmuĢ ise, o takdirde zamir okunur.Zamirin okunması demek Ģu anlama geliyor:Bir elif miktarı uzatılarak okunur.Örneklerle birlikte görelim: Burada kırmızı ile yazdığımız harflerin hepsi zamirdir.Dikkat ederseniz zamirlerden önce gelen tüm harflerin harekesi vardır.ĠĢte bu takdirde bizler bu zamirleri okurken bir elif miktarı uzatarak okuruz. Ancak Kur‟an-i Kerim‟de bulunan Ģu iki kelime zamir olmadığı için bir elif miktarı uzatılarak okunmazlar. Alak suresi ( 96/15) ,Ahzap suresi(33/60) ve Hud suresinde(11/91) geçen bu ayetleri de yazalım:
  • 26. Bu ayetlerde geçen ve kırmızı ile yazmıĢ olduğumuz harfler zamir olmadığı için çekilmezler. Zamirlerden önce gelen kelime harekeli değil de sakin (harekesiz veya cezzimli) olarak gelirse o takdirde bu zamir olan harf uzatılarak okunmaz. Örneklerini görelim: Birlikte örneklere bakalım: Mavi olarak yazmıĢ olduğumuz zamirlerden önceki harflerin hiç birinin (Kırmızı ile yazmıĢ olduğumuz harflerdir.)harekesi yoktur.Bakınız onların bir kısmı cezzimli bir kımı ise harekesizdir.(Biz her ikisine de sakin diyoruz) ĠĢte bu takdirde buradaki zamirlerin hiç biri uzatılarak okunmaz. Seri olarak okunur ve geçilir. Not: Ancak furkan suresi (25/69) geçen ( ) kelimesindeki zamir bir elif miktarı uzatılarak okunur.Bu Ayet-i Kerime‟yi de aĢağıya alalım: Gördüğünüz gibi kırmızı olarak yazmıĢ olduğumuz bu zamir diğerlerinin aksine, kendinden önceki harf sakin olmasına rağmen uzatılarak okunur.Bu da Kur‟an-i Kerim‟de sadece bir yerde geçtiği için buraya almayı uygun gördük.
  • 27. 24) SEKTE: Tanım: Kelime anlamı olarak susmak ve iki ses arasını nefes almaksızın ayırmak demektir.. GeniĢ anlamı ile sekte nefes almadan sesi kesmeye denir.Sesin kesilme süresi ise okuyuĢ tarzımıza bağlıdır.Ancak normal bir okuyuĢ tarzına göre bir elif miktarı kadar geçecek bir zaman, nefes almaksızın susulmasına sekte diyoruz.Lakin az önce belirttiğimiz gibi üç okuyuĢ tarzına göre(Tahkîk:Ağır okuyuĢ; Tedvir:Orta halli okuyuĢ; Hadr ise hızlı okuyuĢ Ģekline denir.) sektenin duruĢ zamanı değiĢir. Kıraat Ġmamız Asım‟a göre Kur‟an-i Kerim‟de dört yerde sekte vardır.Bunları, geçtikleri ayetlerle birlikte görelim: Kefh suresinin birinci ve ikinci ayetini görüyorsunuz.Birinci ayetin sonu ile ikinci ayetin baĢındaki kelimeleri mavi olarak yazdık.Birinci kelimeyi okuduktan sonra ikinci ayetin baĢındaki "kaf " harfine geçmeden önce normal bir okuyuĢ tarzı ile okuyorsanız bir elif miktarı uzatılacak bir zaman nefesinizi tutarak sessizce kalmalısınız.Sonra da okumaya devam etmelisiniz.ĠĢte bu uygulamaya bizler sekte diyoruz.Sanıyorum sizin de dikkatinizden kaçmamıĢtır.Birinci kelimenin sonundaki kırmızı renkte yazmıĢ olduğumuz tenvinli elifi "ivecen" diye okuduktan sonra bir elif miktarı nefes almadan sessizce bekledikten sonra ikinci kelimenin baĢındaki kırmızı ile yazdığımız kaf harfi baĢlayan "kayyimen" kelimesini okuyarak devam ediyoruz. 1) Yasin Suresinin 52.ayetini okurken yeĢil renkteki birinci kelime (mim merkadina)bittikten sonra ses ve nefesi bir elif miktarı keserek sessizce bekleriz. Daha sonra da mavi olarak yazmıĢ olduğumuz ikinci kelimeyi (heza) okuyarak devam ederiz. 2) Kıyame Suresinin 27 ayetini de okurken bir önceki örnekte olduğu gibi birinci kelimeyi (men) okuduktan sonra ses ve nefesimizi bir elif miktarı zaman geçecek kadar bekler daha sonra da mavi olarak yazdığımız ikinci kelimeyi (râk) okumaya devam ederiz.
  • 28. 3) Son olarak Mütaffifin Suresi 14.ayeti görelim. Burada yeĢil olarak yazdığımız birinci kelimemizi (bel) okuduktan sonra bir elif miktarı geçecek kadar bir süre bekliyoruz.Daha sonra da mavi olarak yazdığımız (râne)kelimesini okuyarak yukarıdaki örneklerde olduğu gibi devam ederiz.