1. PROFESYONEL ÇEVİRMENLİK ÜZERİNE
Önceki bloğumuzda profesyonel çevirmenlik ve çeviri profesyonelliği ile
ilgili olarak genel bir değerlendirme yapmış, çeviri alanında profesyonellik denilince sadece
bu hizmet karşılığında maddi kazanımın anlaşılmasından dolayı aslında profesyonel
çevirmenliğinin birçok gereğinin göz ardı edildiğini belirtmiştik.
Ülkemizde profesyonel çevirmenliğin tam anlamıyla belli bir standarda oturmuş olmamasının
beraberinde birçok sorunu da beraberinde getirdiğini, bu konuda şikâyetçi olması gerekenlerin
aslında bu durumu kabullendiğini hatta kendileri için avantajlı bulduklarını belirtmiştik.
Belirtmiş olduğumuz sorunların başında tabii ki çeviri birim fiyatına ilişkin hususlar geliyor.
Konular diyoruz çünkü bir çeviri firmasıyla çevirmen arasındaki iletişimde akla ilk gelenin
birim fiyat olması aslında belki de taraflar arasında belli bir saygınlığın tesis edilip
korunmasını imkânsız hale getirebilmektedir.
Bu noktadan hareketle, deneyimlerimiz ışığında gerçek anlamda profesyonel çevirmenliğin
sağlıklı bir şekilde gelişip korunması için yararlı olduğuna inandığımız birtakım prensipleri
ortaya koymak istiyoruz.
Umarım size değerli meslektaşlarımız da değerli deneyimlerini aktarır ve maalesef sektör
haline gelmemekte ısrar eden bu mesleki alana (!!!) katkıda bulunurlar.
Çeviri hizmeti verirken kazandığım ve çeviri alanını (sektör diyemediğim için böyle ifade
ediyorum) takip ederken gözlemlerimden sağladığım notlara ve düşüncelere çoğu
meslektaşımın sahip olduğuna eminim. Aşağıdaki bilgilerin daha fazlasına gereksinim
duyuyor bile olabilirim. Ancak bir tek hususla bile faydalı olursam ne mutlu bana… Vermeye
çalıştığım mesajlara da bu gözle bakmanız dileğiyle…
Öncelikle, çeviri alanında hizmet vermemizi sağlayan öğrenim durumumuzu, sizi bu
mesleği seçmeye yönlendiren temel motivasyonu, sizi diğer çevirmenlerden farklı
kılan ve öne çıkaran özelliklerimizi, temel teknik becerilerimizi (yazılım ve program
anlamda) ve sosyal niteliklerimizi, çalışma beceri ve prensiplerimizi, iletişim bilgi ve
opsiyonlarımızı içeren zengin ve anlamlı bir içeriğe sahip CV hazırlamalıyız. CV
konusunda geniş bilgi edinebilecek birçok kaynak olduğundan bu hususta daha fazla
ayrıntı vermeye gerek yok sanırım.
Çeviri piyasasında iletişim büyük ölçüde msn ve kısmen yahoo ile yürüyorsa da ciddi
kuruluşların gmail ve son dönemde skype aracılığıyla iletişime saygı duyduğunu
hatırlatmakta fayda görüyorum. MSN de merhabalaşırken bile kolayca kaybedilen
vakit google talk gibi yazılımlar genelde akademisyenler ve yüksek çalışma disiplinine
sahip kişi ve kuruluşların tercih ettiği iletişim seçeneklerinde kazanılabilmektedir.
Bundan dolayı CV ve diğer iletişim seçeneklerinizi belirtirken gmail ve skype
adreslerinizi ve mail uzantılarını öncelikli vermeniz, msn ve yahoo messenger gibi
seçenekleri ise sonraki sıralarda veya istendiğinde sunmanızı öneririm.
2. Herhangi bir çeviri firmasından sizinle çalışma isteği geldiğinde ise, birim fiyat
hususuna değinmeden önce sizinle muhatap olan firma yetkilisinin konumunu,
eğitimini, size ne şekilde ulaştığını, çevirmen olup olmadığını veya çeviri süreci
hakkında ne ölçüde deneyim sahibi olduğunu, firmanın genel potansiyelini, internet
sitesinin adresini ve vergi numarasını öğrenmenizde fayda vardır. Çünkü çeviri
sürecini yaşamamış bir kişi ne kadar iyi yönetici olursa olsun sizi
anlayamayabilecektir. Ayrıca bu çeviri firmasıyla ilgili olumlu çalışma ilişkisi
deneyimi olan çevirmenlerin iletişim bilgilerini istemeniz sizi firmanın nezdinde daha
farklı kılacaktır. Ciddi bir firma bu bilgileri vermekte asla tereddüt etmeyecektir. Bu
bilgileri paylaşmasa bile, firmanın bu istekleriniz karşısındaki tepkisi size firmanın
ciddiyeti ve kurumsallığı konusunda doğru fikir verecektir.
Ayrıca istendiğinde gider pusulası imzalayabileceğinizi belirtiniz. Bu durumda
kazancınızdan doğan vergi, ilgili firma tarafından sizin adınıza devlete ödenecektir.
Böylece devlet nezdinde kazancı belgelenip vergisini veren çevirmen konumu
kazandıracaktır. Bu hususun önemi, çeviri sektörünün önümüzdeki dönem
vergilendirme anlamında yaşayacağı büyük sorunları şimdiden ortadan kaldıracaktır.
Çünkü çeviri hizmetinden para kazandığı belli olduğu halde, kazancını belgelememiş
çevirmenler hakkında Maliye Bakanlığının tahmini gelir belirleme takdir hakkı
mevcuttur. Bir başka deyişle kazanmadığınız ücretin vergisini ödeme durumunda
kalma riski bütün çevirmenler için mevcuttur. Firmalar tarafından düzenlenen, firma
yetkilisi ve sizin tarafınızdan imzalanarak resmiyet kazanan gider pusulalarının bir
örneğini mutlaka saklayınız.
Çeviri veya danışmanlık firmalarıyla olan ilişkinizde muhatabınızla her zaman
ölçülü ve saygılı bir iletişim kurup korumalısınız. Bu anlamda vereceğiniz taviz daha
sonraki dönemlerde daha farklı tavizleri gündeme getirebilecektir.
Çeviri firması hakkında olumlu bir izlenim edindiyseniz, ödeme prosedürünü de
kesin olarak netleştiriniz ve ilk işinizdeki ödemenizin yarısını peşin alınız. Çalışma
ilişkinizin daha sonra da devam edeceği kesin olduğunda mutlaka bir anlaşma yapın
ve bu anlaşmada mutlaka gizlilik anlaşması, çeviri ödeme süresi ve bu süre aşıldığında
firmanın ne kadar miktar ödeyeceği belirtilmiş olmalıdır. Genelde çeviri piyasasında
bu tür anlaşmalar çok sık yapılıyor olmasa da, sizin bu teklifi götürmeniz, firma
nezdinde profesyonellik konusundaki titizliğinizin göstergesi olacaktır. Bunun
yanında, çevirinin teslim tarihi konusunda size anlayış göstermemesi durumunda, sizin
de ödemenizi almanız konusundaki bir gecikmenin onlara farklı yükümlülük
getireceğini bilmelerini sağlayacaktır. Ayrıca, firmaya ödeme yapmaması durumunda
prestij konusunda sıkıntı yaşayacağı konusunda fikir verecektir.
Çeviri firmasına değil de kişilere çeviri hizmeti verecekseniz, öncelikle kişisel
bilgilerini alıp teyit ediniz. Bunun da ötesinde, mümkün olduğu ölçüde, ücretin
yarısını peşin alınız ve yarısını yaptığınızda gönderip çeviri hakkındaki temel
kanaatini öğreniniz. Çünkü terminolojik olarak sürekli tekrar eden bölümlerde
kullanımı istenmeyen kelimelerin varlığı veya tercih edilen kelimelerin eksikliği,
çeviri kalitesi konusundaki beğeniyi azaltacaktır. Oysaki yarısı bittiğinde alacağınız
değerlendirme ilk yarıdaki terminolojik hata ve tercihlerinin sonraki yarıda devam
etmemesini sağlayacak hem de çevirinin nihai kalitesi konusunda sorun yaratacak
hususların en başta bertaraf edilmesini sağlayacaktır. Çevirinin ilk yarısı ile ilgili
olarak olumlu bir değerlendirme aldığınız takdirde kalan yarısının ödemesini alıp
çeviriye devam etmeniz saygınlığınıza katkıda bulunacak, ilgili kişiye de metninin
çeviri sürecinin sağlıklı yürüdüğüne dair olumlu fikir verecektir. Meydana gelen bu
olumlu iletişim size kalan bölümde daha rahat bir psikolojik çalışma ortamı
3. sağlayabileceği gibi, başarılı bir çalışmanın getireceği olumlu referanslara da zemin
hazırlayacaktır.
Bu arada çevirisi yapılacak metnin sorumluluğunu almadan önce, acele etmeden,
baştan sonra mutlaka okuyunuz. Çünkü metin daha önce çeviri yaptığınız dosyalara
benzemiyorsa, orijinal metinde çeviriye sorun olarak yansıyacak düzensizlikler varsa
bu tür metinleri almamaya gayret ediniz.
Birim fiyatınız belirlerken sahip olduğunuzu düşündüğünüz çeviri kalite düzeyine
göre mantıklı bir birim fiyat belirleyiniz ve bu konuda taviz vermeyiniz. Özellikle
“piyasa böyle” mantığına asla boyun eğmeyiniz çünkü piyasa şartları sizin düzeyinizi
bilemeyeceği için hak ettiğiniz ücreti vermeye asla yanaşmayacaktır. Ayrıca bu
piyasayı da hak ettiği ücreti isteme cesaretine sahip diğer çevirmenler oluşturmuştur.
Türkiye’deki piyasada hakkınız olan birim fiyatı alamasanız da yurtdışındaki çeviri
işletmeleri mutlaka çeviri düzeyinize uygun ücreti mutlaka vermektedir. Çeviri
düzeyinize uygun ücreti isteme konusunda mutlaka ısrarcı olunuz.
Yurtdışındaki müşteri ve çeviri firmalarının yakın takip ettiği; www.proz.com
www.translatorscafe.com www.gotranslators.com www.linkedin.com ve TURENG
FORUM gibi ciddi platformlara mutlaka üye olunuz. Bu sitelerdeki forumlara
katılınız, görüş belirtiniz, çeviri yardımı istendiğinde mutlaka “iyi bildiğiniz
durumlarda” yardımcı olarak KUDOZ PUAN kazanmaya gayret ediniz. Özellikle
www.proz.com dan bulduğunuz işlerde başarılı olduktan sonra mutlaka WWA
(WILLING WORK AGAIN) yani yeniden çalışma isteğini kısmına hakkınızda olumlu
referans yazılmasını isteyiniz. Çünkü yurtdışında ve Türkiye’deki az sayıdaki CİDDİ
firma çevirmen seçimlerinde bu konulara itibar etmektedir. Bu tür seçkin sitelerdeki
görüş paylaşımı ve iletişimleriniz sizlere ciddi maddi kazancı da beraberinde getirecek
yüksek pretij kazanma imkânı sağlayacaktır. Bu sitelerde ayrıca yüksek performans
gösteren kişileri izlemeye alınız ve olumlu iletişim kurunuz. Unutmayınız ki bu gibi
sitelere üye olmuş çeviri firmaları ve müşterilerin (outsourcer) gözünde değerli ve
seçkin çevirmenlerin listesinde de ancak iyi çevirmenler bulunur. Bundan dolayı
böylesi değerli meslektaşlarınızı arkadaş listenize alınız ve onların listesine giriniz.
Size mesleki katkı sağlamayacak kişileri ise asla arkadaş listenize almayınız.
Yukarıda belirttiğimiz sitelere üye olurken temel bilgilerin yanı sıra mutlaka becerilerinizi
ve sizi farklı kılan, müşteri gözünde öne çıkaracak özelliklerinizi içeren RESUME adı verilen
bir özel tanıtım metni hazırlayınız.
Bütün bu çeviri platformlarının yanında mutlaka düşük veya 0 maliyetli bir kişisel internet
sitesi edinmekte büyük fayda bulunmaktadır. Bu sitenin “blog” tarzında bir site olmasından
kaçınınız çünkü blog kurumsallık arayan özellikle yabancı müşteri ve kuruluşların gözünde
mesleki sayılmamaktadır. Sitenize özeniniz ancak bahsedilen özen yüksek maliyetle değil
sadece size ve üslubunuza özgü bir anlatımla ilgilidir. Maliyetli bir site bütçenizi, özgün
anlatımlarınız ise çeviri beceri ve potansiyelinizi gösterecektir. Siteniz istediğinizde
güncellenebilir nitelikte olmalıdır. İnternet sitenize yapmış olduğunuz çevirilerden “gizlilik
unsuru taşımayan” çevirilerinizi ilgili kişilerin de yazılı onayını alarak önemli gördüklerinizi
koyabilirsiniz. Ayrıca çeviri ve bilim dünyasında ciddi kuruluşlardan haberleri, yararlı
MESLEKİ LİNKLERİ koyabilirsiniz. Sitenizin çeviri beceri ve ciddiyetinizi, ayrıca
ücretlendirme konusundaki titizliğinizi yansıtmasını sağlayabilirsiniz. Her türlü iletişim
bilgisini sitenize koyabileceğiniz gibi, daha önce belirtmiş olduğumuz ciddi platformlardaki
profil sayfanıza da hosting sağlayıcınızdan alacağınız bir e-posta adresinizi koymanızda yarar
bulunmaktadır. Böylece hakkınızda bilgi edinmek isteyen kişilerin sitenizi ziyaret etmesini
4. sağlamış olursunuz. Sitenize bilinen ve takip edilen sosyal paylaşım platformlarına anlık
senkronizasyon sağlamanız da ayrıca belirgin bir katkı sunacaktır.
Bunun yanında unutmamalısınız ki belirleyeceğiniz birim fiyatı artırmanız ancak yıllar
içinde belli bir oranda olacağı için birim fiyatınızı ilk aşamada doğru belirlemeniz ileride
doğacak büyük kayıpların önüne şimdiden geçecektir.
Çeviri, kontrol ve redaksiyon hizmetlerinin karşılığı her zaman farklıdır. Örneğin başka bir
çevirmenin yaptığı çeviriyi kontrol etmek ve düzeltmek, çeviriyi baştan yapmaktan her zaman
daha zordur. Dolayısıyla daha fazla ücreti gerektirmektedir.
Özellikle çeviriye yardımcı yazılımların kullanıldığı projeleri kabul etmeden önce çok
dikkatli incelemeden proje veya dosyayı kabul etmeyiniz. Çünkü veritabanının olduğu
bölümlerden bu gibi yazılımların kullanıldığı dosyalarda para kazanamazsınız, buna karşılık
bu hatalı veritabanını düzeltmek durumunda kalırsınız. Boşuna emek ve zaman harcamış
olursunuz. Böyle dosyaları önceden inceleyerek hata oranı yüksek veritabanı olan dosyalarda
hatalı kısımları sildirdikten sonra “match” raporu aldırınız ve proje sonunda alacağınız ücretin
adil hesaplanmasını sağlayınız.
Redaksiyon ücretlerinin çevirinin de üstünde olduğunu aklınızdan çıkarmayınız.
Çeviri dosyasını kabul etme aşamasında mutlaka takip edilmesi gereken bir terminoloji
olup olmadığını öğrenip gerekirse bu tip dosyaları karşı taraftan talep ediniz. Ayrıca
kullanılması istenmeyen veya özellikle istenen terminoloji hakkında özellikle bilgi isteyiniz.
Bu konularda soru sormak sizin sorumluluğunuzdadır. Çünkü başarısız bir çeviri performansı
durumunda sizin meslek hayatınız riske girecektir.
Çeviri hizmeti vereceğiniz kişi ya da kuruluşlardan başarılı çeviri hizmeti sonrasında
referans mektubu talep edeceğinizi ilk başta belirtip bu konuda anlaşma sağlayınız. Başarısız
bir çeviri performansı durumunda nasıl zor durumda kalma riskiniz söz konusuysa, başarılı
performansın karşılığı da maddiyatın çok daha ötesinde başarılı bir referans mektubudur.
Sözlü referansı yeterli görmeyiniz.
Üzerinde anlaşma sağladığınız her hususu açık ve net bir şekilde anlaşma ya da
protokolünüze ekleyiniz ve güvenilir bir noterden onaylatıp bir örneğini alınız.
Yeminli çeviri hizmetlerinde çevirmenlere tanınan yasal çeviri ücretini mutlaka isteyiniz.
Ayrıca hacimli işlerde yeminli çevirmenlerle noterler arasında özel anlaşmalar yapıldığını da
biliniz.
Aldığınız çeviriyi teslim tarihine göre parçalara bölüp gün başına düşen kısmı mutlaka
yapınız. Mümkünse her gün yapılan işi ertesi gün gönderip sonra devam ediniz. Böylece son
günlerde doğabilecek bir aksilik durumunda hem çeviri firması kalan zor durumda kalmaz
hem de siz yaptığınız bölümün ücretinden mahrum kalmazsınız. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz
gibi, bu yöntemle terminoloji ve diğer çeviri özellikleriyle ilgili olumsuzlukları çeviri
sürecinin içerisinde düzeltme imkânı bulabilirsiniz.
Çalışmanız sırasında mümkün olduğunca verimli bir çalışma ortamı sağlayınız.
Yatak, sofa gibi bilinçaltına uyku ve dinlenmeyi sunan maddelerin bulunduğu
ortamları tercih etmeyiniz. Pijama ve eşofman gibi rahatlık veren giysiler yerine
düzgün bir ev elbisesi giyiniz. Kısacası, serbest çevirmenliğin aslında SSK ve belirli
maaşınızın olmadığı, buna karşılık da ofis ortamına gitme ve istemediğiniz işi almama
seçeneğinin olduğu, bunun dışında profesyonelliğin ve çalışma disiplininin bütün
unsurlarının bulunduğu aynı zorluktaki bir çalışma statüsü olduğunu aklınızdan
çıkarmayınız.
5. PROFESYONEL ÇEVİRMENLİK VE ÇEVİRİ
PROFESYONELİ
Hepimizin bildiği gibi, çeviri bütün ülkelerde çok önem verilen bir sektör olduğu
halde, ülkemizde ilginç bir şekilde kendisini çevirmen ve çeviri fiması olarak ilan
edebilen kişi ve kuruluşlardan oluşan enteresan bir insan kitlesi olarak göze
çarpmaktadır. İnsanın içinde bulunduğu meslek grubunu böyle nitelemek durumunda
kalması her ne kadar acı ise de sorunlara doğru bir çözüm getirmek, en azından gerçek
anlamda teşhis koymak için bunun gerekli olduğu ortadadır.
Aslına bakarsanız, içinde bulunduğumuz tablonun en vahim yönü, gerçekten çeviriyi
sektörel olarak ele alıp gerçek anlamda kurumsallaşmış kişi ve kuruluşların bu yapıdan
şikayetçi olmamaları ve geldikleri düzeyle diğerleri arasındaki farkın kendilerin
avantaj sağladıklarını düşünmeleri ve çeviriyi kazanç kaynağı haline getirmiş bu garip
mesleki kitlenin sektör haline gelmesi için gerekli ve yeterli çabayı sarfetmemeleridir.
Mutlaka bu yönde çaba sarfeden kişi ve kuruluşlar varsa da bu çabaların yeterli
olmadığı muhakkaktır.
Bu noktadan hareketle, bizler TINGIR ONLINE TERCÜMANLIK BLOG AİLESİ
olarak, ülkemizde çevirinin sektör haline gelmesi için gerekli ve yeterli çabayı
gösterecek, sorunların saptanmasına katkıda bulunup çözüm önerileri sunacağız.
Öncelikle, hepimizin bildiğini sandığı ancak belki de çoğumuzun yanlış ve eksik
bildiği bir tanıma açıklık getirelim. Profesyonel çevirmenlik tanımının ülkemizde
sadece çeviriyi maddi karşılık sağlayarak yapılan bir hizmet olduğu yanılgısı kanımca
bütün yanılgıların başlangıç noktasıdır. Zaten bu yanılgının artık hepimizce
kabullenilmesi sonucudur ki, pratisyen hekimlerden tıp öğrencilerine, mühendisliğin
üçüncü sınıfında okuyan gençlerden yabancı dil öğretmenliğinde aradığını
bulamayanlar “harçlığımızı çıkarmak için çeviri yapmak istiyoruz” “uygun çeviri
yapılır” gibi akıllara zarar ilanlarla karşımıza çıkabilmektedirler.
Yanlışlıkların üzerinde çok fazla durmak ve böylece ne kadar farklı ve değerli
olduğumuzu ortaya koymak değil amacımız. Sadece mevcut durumun vahametini
belirten yalın ve anlamlı bir saptamaydı bu iki cümleyi hatırlatmaktaki gayemiz.
Temel yaklaşımımızı ifade ettiğimiz bu yazımız, aynı zamanda genel resmini çizmeye
çalıştığımız çarpıklıkları göz önüne sereceğimiz ve kalıcı çözüm önerilerimizi
sunacağımız bir dizi yazının da ilki niteliğinde. Sonraki yorumlarımızda bu konuyu
kapsamlı olarak ele alıp geniş şekilde analiz edeceğiz.
Facebook Tercüme – Çeviri Grubu ve aynı zamanda xing sitesi
Tercüme – Çeviri Grubu yöneticilerinden Çevirmen Ümit Yakup
Dural ile çeviri konusunda röportajımız ;
1.ÇEVİRMENLİK İÇİN ALMIŞ OLDUĞUNUZ EĞİTİM HAKKINDA BİLGİ
VEREBİLİRMİSİNİZ?
6. Çevirmenlik için almış olduğum herhangi bir eğitim bulunmamaktadır. Ancak gerek Özel
Akasya Lisesinde aldığım İngilizce eğitimi, gerekse Türkçeyi kullanma konusundaki yetenek
ve beceri çeviri yapmaya karşı bende büyük bir ilgi ve istek uyandırdı. Üniversitede almış
olduğum biyoloji eğitiminin getirdiği mesleki altyapı sayesinde 1995 yılından bu yana
medikal çeviri yapmaktayım.
2.ÇEVİRMENLİK MESLEĞİNE İLK NE ZAMAN BAŞLADINIZ?
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olduğum 1995 yılından beri
medikal ve fen bilimleri alanlarında çeviri yapmaktayım.
3.YURT DIŞINDA BULUNDUNUZ MU? EĞER BULUNDU İSENİZ YURT
DIŞINDAKİ ÇEVİRMENLİK MESLEĞİNDE GÖRDÜĞÜNÜZFARKLILIK NEDİR?
Yurtdışında bulundum. İngiltere’de çevirmenlik sektörü belli kurallar ve disiplin çerçevesinde
yürümektedir.
4.TEKNOLOJİNİN ÇEVİRMENLİK MESLEĞİ İÇERSİNDE YER ALMASININ
KATKILARINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Teknolojiyi çevirmene yardımcı bir unsur olarak değerlendirdiğinizde olumlu katkıları
olabilmektedir. Ancak çevirinin açıkçası teknolojik altyapıya uygun olduğu düşüncesinde
değilim. Çünkü çeviri süreci her anında çevirmenin düşünce, dikkat ve konsantrasyonunu
gerektiren bir süreçtir.
5.ÇEVİRİ YAPMAKTAN KEYİF ALDIĞINIZ VE NEFRET ETTİĞİNİZ ALANLARI
NEDENLERİ İLE AÇIKLAYABİLİR MİSİNİZ?
Çeviri yapmaktan her zaman keyif alıyorum çünkü hem serbest çevirmen olarak çalıştığım
firma hem de ücret konusunda oldukça titiz ve duyarlıyım. Bu konularda belli bir davranış
şeklini belirlediğinizde çalıştığınız kişiler de yüksek kaliteli bir davranış düzeyine sahip
akademisyenler olmaktadır. Zaten prensip olarak belli bir akademik eğitimi almamış ve çeviri
süreci konusunda temel bilgisi olmayan kişilerle asla çalışma ilişkisine girmem. Çevirmenler
nasıl olumlu referans getirmek zorundaysa çalışacağım çeviri firmalarının da çevirmenler
tarafından verilen olumlu referans göstermeleri gerekir.
6.TÜRKİYE DE KİŞİLERİN ÇEVİRMENLİK MESLEĞİNE BAKIŞ AÇISINI NASIL
DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? HAK ETTİĞİNİZİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZYERDE
OLDUĞUNUZU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Kişilerin çevirmenlik sektörüne bakışlarını bence çevirmenlerin kendisi belirler. Belli
prensipleri hem çalışırken hem de hakkınızı ararken kararlı biçimde vurgularsanız asla sorun
yaşamazsınız. Hak ettiğim yerde olduğumu düşünüyorum. Aksi olsaydı bu kadar uzun bir
süre yapmazdım.
7.ÇEVİRİ YAPTIĞINIZ DİLİN GELECEKTEKİ YERİNİ NASIL
GÖRMEKTESİNİZ?
Her zaman akademik dil veya dillerden biri olarak kalacağı kesindir.
7. 8.MESLEKİ YAŞAMINIZDA YAŞADIĞINIZ EN KOMİK ANINIZI PAYLAŞABİLİR
MİSİNİZ?
Açıkçası komik diye nitelendirebileceğim bir anı gelmiyor aklıma.
9.ÇEVİRMENLİĞİ MESLEK OLARAK SEÇMEYİ DÜŞÜNEN GENÇLERE
ÖNERİLERİNİZ NELERDİR?
Hem çeviri yapacakları dil çiftlerine hem de belirleyecekleri konuya tam anlamıyla hakim
olmalılar. Bir de çevirinin bir tutku olduğunu asla unutmamalılar. Şahsen benim çeviriye olan
ilgim tüm zamanların tartışmasız en güzel ve en etkili dili olan Türkçeye karşı duyduğum
tutkudur.
10.ÇEVİRMENLİK MESLEĞİNDE İLK NE ZAMAN HAZIR OLDUĞUNUZU
HİSSETTİNİZ?
Başladığımda hissettim çünkü hissetmeseydim başlamazdım.
11.ŞİMDİYE KADAR SİZİ EN FARKLI KILAN İŞ NEYDİ?
Klinik çalışma ve tezlerin çevirisi, her zaman sahip olduğum birikim, dil becerisi ve deneyimi
yansıttığım metin türleri olduğu için çeviri becerisi ve düzeyi bakımından farklı kılmaktadır.
12.SİZİ ÇEVİRMENLİĞE HAZIRLAYAN EN ÖNEMLİ ŞEY NE OLDU?
Türkçeye duyduğum tutku düzeyindeki hayranlık almış olduğum üniversite eğitimiyle
birleştiğinde medikal çeviri için doğru ve etkili bir birikimin meydana gelmiş olduğunu
gördüm.
Saygılarımla,
ÜMİT YAKUP DURAL
MEDİKAL ÇEVİRMEN / BİYOLOG
DENEME ÇEVİRİSİ
Çeviri piyasasında, çevirmenlerin düzeyini ve çeviri alanıyla ilgili becerisini belirleme
yöntemlerinden birisi de deneme çevirisidir.
Ancak deneme çevirisi yöntemi son dönemde maalesef birtakım olumsuz uygulamaların odağı
olmuştur. Çevirmenlerin düzey ve ilgili alandaki becerilerini ölçmeye yönelik olarak değil
emeklerini sömürmek amacıyla kullanılmaktadır. Metinler parçalara ayrılmakta ve
çevirmenlere “deneme çevirisi” olarak gönderilip çevirisinin yapılması istenmektedir. Daha
sonra çok sayıdaki çevirmene yaptırılan metinler birleştirilmekte, böylece metin çevirmenlere
ödeme yapmadan emekleri sömürülmektedir.
8. Bu tür emek ve bilgi sömürüsüne imkan vermemek adına, deneme çevirisinin gerektirdiği
birtakım standartlara dikkat edilmesi gerekmektedir.
Bu standartlar;
Deneme çevirisi en fazla 1000 karakter veya iki paragraf uzunluğunda olmalıdır.
Çevirmenin ilgili konudaki bilgi ve yeteneğini ölçer nitelikte olmalıdır.
Bütün çevirmenlere aynı metnin gönderilmiş olması gerekmektedir. Bundan emin
olmak için deneme çevirisinin diğer çevirmenlere de gönderildiğini gösteren ileti
yeterli olacaktır.
Deneme çevirisi beğenilen çevirmene, sonradan çevirisi yapılacak metinle birlikte,
deneme çevirisinin ücreti ödenmelidir.
Deneme çevirisinin beğenilmediğinin ifade edildiği durumlarda, mutlaka beğenilmiş
olan metnin ibraz edilmesi gerekli ve önemlidir.
Deneme çevirisi isteyen firmadan, bu gereklilikleri ifade eden ileti gönderilmeli ve
teyidi istenmelidir.
Böylelikle, çevirmenlerin bilgi ve emekleri, birtakım kötü niyetli kişiler tarafından
sömürülmeyecektir.
Deneyimli bir çevirmen olarak belirtmiş olduğum hususların, değerli meslektaşlarıma ışık
tutacağını umuyorum.
http://www.onlinetercumanlik.com/blog/2011/04/deneme-cevirisinin-standartlar/
ÇEVİRİDE DENEYİM KAZANMA SÜRECİ
Çevirmenlerin, çeviri işletmeleriyle çalışma ilişkisi kurma aşamasında karşılaştıkları önemli
sorulardan birisi de sahip oldukları deneyimdir. Çeviri işletmelerinin ise müşterilerine
zamanında ve kusursuz hizmet verme sorumluluğu taşıdıkları için deneyimsiz çevirmenlerle
çalışma şansları yoktur. Zorlu ve masraflı bir süreç sonunda kazandıkları müşteri portföyünü
kaybetme riskini alamazlar.
Dolayısıyla, yapılması gereken çeviri becerisi taşıyan değerli çevirmen meslektaşlarımızın
farklı yöntemler uygulayarak deneyim kazanmaları ve çeviri işletmeleriyle iletişime geçerek
bu deneyimlerini ortaya koymalarıdır.
Çeviri deneyimi kazanmaları için uygulanabilecek yöntemleri iki grupta ele alabiliriz. Şöyle
ki;
Çeviri işletmelerinin de rol oynadığı deneyim süreci;
Çevirmenlerin bireysel olarak yürüttükleri deneyim kazanma çalışmaları
Çeviri işletmeleri bu süreçte çevirmenlere;
Farklı metin türlerinden kendi hazırladıkları deneme çevirilerini yaptırabilirler.
Deneme metninin iki paragraf veya 1000 karakteri geçmemesi iki taraf açısından da
yeterli ve makul olacaktır. Bu yöntemin özelliği, çeviri işletmelerinin kendi çeviri
stiline uygun çevirmenlerle buluşmalarını ve işbirliği yapmalarını sağlamasıdır.
9. Çeviri işletmeleri, “outsourcer” olarak nitelediğimiz çeviri hizmeti alacak kişi ve
kurumların hazırladıkları deneme çevirisi metnini çevirmenlere yönlendirirler.
Çevirmenlerden gelen geribildirimler doğrultusunda da uygun çevirmenlerle çalışırlar.
Böylece, deneme çevirisi uygun bulunmayan çevirmenler bile farklı müşteri ve metin
türleri ile karşılaşmış olurlar.
Her iki durumda da, herhangi bir müşteri kaybı söz konusu olmadığı gibi, tersine hem müşteri
memnuniyeti sağlanmış çeviri firması da hem de çevirmen hakkında belli bir fikir edinme
şansı bulmaktadır. Bu husus çok önemlidir çünkü diğer bir çevirmenin deneme çevirisi farklı
üslup, terminoloji ve yaklaşım nedeniyle tercih edilmiş olabilir. Dolayısıyla, farklı tarzda
yaklaşıma sahip müşterilerin beklentilerini diğer deneme çevirilerini veren çevirmenlerin
karşılamaları da mümkündür. Bu noktada, dikkatlerinizi özellikle deneme çevirilerinin
“beğenilmesi” değil “tercih edilmesi” ifadesine çekmek isterim.
Çeviri deneyimi kazanma sürecinde bireysel olarak uygulanabilecek yöntemleri de başka bir
yazımızda paylaşacağız.
MÜTERCİM-TERCÜMANLIKÜÇÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİSİYİM VE…
Diye başlayıp çeviri sektörüne nasıl adım atabilirim şeklinde devam
eden son derece samimi, mesleğine duyduğu saygıyı gösteren o kadar çok sayıda mesajı
aldıktan sonra artık bu yazının zamanının geldiği düşüncesi oluştu. Aslında bu tür mesajlar
birçok önemli sorunu da günışığına çıkarıyor.
Sektörden çok kitlesel yığılmayı andıran çeviri piyasasında yıllardır bulunmanın sağladığı
deneyimlerim ışığında bu sorunların altını çizmek istiyorum.
Ancak her şeyden önce çok net bir mesaj vermek istiyorum. Mütercim-tercümanlık
bölümlerine, banka memuru ya da alelade bir meslek sahi olmak için değil, tercüman olmak
için giren arkadaşlarım; sizler hepiniz çok değerli birer çevirmensiniz. Üstelik öyle üçüncü
sınıf değil birinci sınıf çevirmenlersiniz… Sizleri tanımadığımız halde bundan nasıl emin
olduğumuzu soracak olursanız… Önce aynaya, sonra da ders notlarınıza bakmanızı öneririm.
Hiç üçüncü sınıf görüntüsü veriyor mu?
Üçüncü sınıf çevirmen yok mu piyasada? Elbette var… “Ben tıp 3.sınıftayım, cep harçlığımı
çıkartmak istiyorum, elinizde tıbbi metin var mı diyenler”, çevirmen platformlarına
utanmadan “uygun fiyatla çeviri yapılır” diye ilan verenler, o ilanları yayınlayanlar, koca bir
üniversitede öğretim üyesi olup ek kazanç için birim fiyatı 1 TL kadar düşürenler gerçekten
üçüncü sınıf çevirmenler… İşin üzücü yanı bu kişilere “siz çevirmen değilsiniz” demek
mümkün değil çünkü birçoğu da oldukça yetenekli ve başarılı ancak her şeyden gerekli
mesleki ahlaka sahip değiller asla.
10. Bu mesajların kanımca ortaya koyduğu en önemli gerçek kanımca, üniversitelerin ülkemizde
hale ileri lise olarak algılanmasıdır. Oysaki tercih edilmiş ve sınavla girilmiş bu bölüme
kaydolduğunuzda sizler artık çevirmenlik mesleğine adım atmış oluyorsunuz. Bölümde
geçireceğiniz her gün ve kazanacağınız her ileri dil beceri ve tekniğiyle mesleğinizde ilerleme
kaydedeceksiniz. Bu noktada üniversitenin en önemli varlık sebebi ortaya çıkmaktadır;
üniversite aslında AR-GE yani araştırma-geliştirme faaliyetlerinin yürütüldüğü bir kurumdur.
Dolayısıyla sizler çalışmalarınızla, hem kendi çevirmenlik düzeyinizi hem de ülkemizdeki
çevirmenlik mesleğinin düzeyini ileri götürme iddiasında olduğunuz için üniversitelerin
mütercim-tercümanlık bölümündesiniz.
Sizler bu ülkenin dil alanındaki kahramanlarısınız. Böylesi bir kahramanlık aşk ve tutku ister.
İki farklı dile hâkimiyet, kaynak metindeki düşünce ve duyguları algılayıp hedef metne adapte
etme isteği ancak bu şekilde ifade edilebilir. Adeta iki farklı dilde çarpan iki ayrı kalp
gerektirir. İki farklı kalbin uyumla çarpması da ancak aşk ve tutkuyla olur.
Aynı zamanda, iki dil yani iki farklı kültür arasındaki dil elçilerisiniz. Emin olunuz ki farklı
dil ve kültürler arasında elçilik yapılacak daha çok duygu ve düşünce var. Geç kalmadınız
çevirmen olmak için… Ancak yapacak daha bir hayli işiniz var.
Tercüme asla sözlükten kelimelerin anlamını bulup yan yana koymak değildir. Her ne kadar
Zargan sözlük gibi mükemmel düzeyde online sözlükler mevcut olsa da. Tıpkı tencereye bütün
malzemeyi atıp aşçı olunamayacağı gibi…
Mütercim-tercümanlık bölümünü bitiren arkadaşlarınızın bir kısmı bu bölümleri meslek
yüksek okulu olarak algıladıkları için bitirdikten sonra banka şubelerinde veznedarlık ve
müşteri temsilciği yapıyorlar. Bu görevler anlamsız ve basit mi? Hayır değil tabii ki… Ancak,
mütercim-çevirmenlik bölümünü bitirenlerin gideceği yerler de değil…
Nasıl ki “ben bilim adamı yetiştiren bir fakültede araştırma yapıyorum şimdilik ama henüz
bilim adamı değilim” diyemezseniz, “çevirmenliğe nasıl atacağız” diye düşünmeniz de
gereksiz… Belki ancak abartılı bir tevazu örneği… Zaten o doğrultuda hem de oldukça
sağlam bir adım atmışsınız.
Sizler, sahip olduğunuz büyük istek ve heyecanın etkisiyle girdiğiniz bölümlerinizde, farklı
çeviri teknikleri, yöntemler ve en önemlisi kendinizi geliştirmek için gereksinim duyacağınız
farklı metin kaynaklarına ulaşabiliyorsunuz. Üstelik sizi yetiştiren değerli öğretim üyelerinin
çoğunluğu filolog ve bu durum sizler için inanın büyük bir şans ve ayrıcalık. Çünkü filoloji
bölümü mezunu değerli öğretim üyeleri, dil ve çeviri yeteneği kazandırmak için gerekli
altyapı ve deneyime bu anlamda herkesten daha fazla sahipler.
Üniversitelerin çevirmen yetiştiren bölümlerinde okuyan ve yeni mezun olan değerli
meslektaşlarım; ülkemizde çeviri ile ilgili oluşmuş bu ucube ve standartlarına hala
kavuşamamış piyasayı, sahip olduğunuz niteliklerinizle düzene sokun, gerekirse baştan
yaratın. Ki çeviri harçlık çıkartılacak bir alan olmaktan kurtulsun artık.
İnanın sizin için sandığınızdan daha kolay olacak.
Ümit Yakup Dural
Medikal Çevirmen
11. Filoloji Bölümleriolmasaydı… Bu ülkede çeviri YA-PI-LA-MAZ-DI
Mutlaka böyle bir kanıya nasıl vardığımızı
soracaklar hatta belli ölçüde karşı çıkanlarımız da olacaktır. Ancak, konuyu genel anlamda ele
aldığımızda haklılığımızın görüleceğinden eminim açıkçası.
Her şeyden önce belirtmek isterim ki herhangi bir üniversitenin filoloji bölümünden mezun
değilim. Esas olarak biyolog ve İngilizce biyoloji öğretmeniyim, ayrıca 1995 yılından bu
yana sadece medikal alanda çeviri hizmeti vermekteyim. Bu bilgileri ifade ederken kendimi
tanıtmak değil amacım tabiî ki ancak çok severek çevirmenlik mesleğinin bugün ülkemizde
var olmasını sağlayan tüm filoloji bölümü mezunlarına minnet duygumuzu medikal çeviri
yapan tüm biyologlar adına sunmak istedim açıkçası…
Gelelim böylesi iddialı bir yaklaşımı nasıl geliştirdiğimize… Normal şartlarda, herhangi bir
ülkede çeviri eğitimi verilen bölümlerde, bu meslekte akademik çalışmalar
gerçekleştirmiş öğretim üyelerinin yetiştirdiği çevirmenlerin ağırlıkta olduğu, kural ve
standartları belirlenmiş yani sektörleşmiş bir çeviri piyasasının mevcut olması beklenir.
Çeviri eğitimi almış meslek mensuplarından sonra ise sırayı dil hâkimiyeti nedeniyle filoloji
mezunu değerli meslektaşlarımızın ve diğer alanlarda uzmanlık sahibi çevirmenlerin alması
gerekiyor.
Oysaki tablo ülkemizde oldukça farklıdır. Yabancı dillerden herhangi birisini, hem genel
dilbilgisi hem de edebiyatı anlamında filoloji bölümünde eğitim görerek öğrenen değerli
filolog meslektaşlarımız, doğal olarak kazandıkları donanımı hayata geçirecekleri bir alana
yöneliyorlar. Bu alanlardan birisi de doğal olarak çeviri sektörü daha doğrusu ülkemizde
sektörleşememiş ucube çeviri piyasası oluyor ülkemizde.
Ortaya koyduğumuz iddianın gerçekliği de işte burada ortaya çıkıyor. Filoloji bölümü
mezunları ve öğretim üyeleri, çeviri bilim bölümlerinde normalde görevli olması gereken
akademisyen ve mezunların yerini dolduruyorlar. Örneğin, mütercim-tercümanlık
alanındaki fakültelerde, mesleki olarak belli bir yere gelmiş veya akademik çalışmalar
yürütmüş çok az sayıda öğretim üyesi var, onların doldurması gereken boşluğu ise bugün
filoloji mezunu öğretim üyeleri dolduruyor. Bu bilgiyi, isteyen teyit edebilir.
12. Sektörleşememiş çeviri piyasasına gelince, mütercim-tercümanlık bölümlerinden mezun
olan çevirmenler dâhil, kendisini bu piyasanın bir üyesi kabul eden herkesin yolu bir şekilde
üniversitelerin filoloji bölümlerinden mezun olmuş çevirmen, redaktör ve editörlerle
kesişiyor. Çünkü bu piyasaya angaje olup da kendisini çevirmen olarak niteleyen kişilerin çok
önemli bir temel eksiklikleri var: temel dilbilgisi altyapısı… Örneğin kendi payıma
deneyimli bir medikal çevirmen olarak şahsen Türkçeden İngilizceye yaptığım çevirilerde,
herhangi bir hataya imkan vermemek adına, mutlaka İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu bir
meslektaşıma – ki bu kişi genelde halen İzmir Üniversitesi’nde görevli olan değerli
meslektaşım Evrim Işık oluyor- kontrol ettiriyorum. Çünkü daha önceki başka bir yazımızda
da belirtmiş olduğumuz gibi, başarılı çevirinin dört temel ve vazgeçilmez unsuru var;
kaynak ve hedef dile hâkimiyet, yüksek çeviri becerisi ve bilgi ve terminoloji anlamında
alan hâkimiyeti…
Aslında bu açıkladığımız ciddi mesleki yaklaşım, çeviri hizmetini harçlık çıkarılacak bir
uğraş olarak algılayanlar ya da çoğu şirketin yaptığı gibi A-4 fotokopi kâğıdıyla aynı
kategoride görenler için belki çok fazla anlam ifade etmemektedir ancak çeviri hizmetinin de
hâlihazırdaki dağınık haliyle uzun süre devam etmeyeceği aşikârdır.
Sonuç olarak, çeviri hizmetini profesyonel meslek olarak belirlemiş olan tüm değerli
meslektaşlarımıza sesleniyor ve diyoruz ki filoloji bölümlerinden mezun olan değerli
dostlarımıza her fırsatta minnettarlığımızı ifade etmeli ve çeviri hizmeti alanında
gösterdikleri olağanüstü performans ve ciddi çabaların mutlaka farkında olmalıyız.
Her Metni Çeviririm Alan Malan Fark Etmez, Ne De Olsa Google
Mezunuyum
Öncelikle belirtmek isterim ki, sağlam dil altyapısına
sahip olan ve uzun süre çeviri yaptıktan sonra belli alanlarda deneyim kazanan değerli
meslektaşlarıma saygım büyük… Özellikle de filoloji mezunu arkadaşlarda böyle bir cevher
gerçekten var. Doğaldır ki filoloji dışındaki alanlardan mezun başka meslektaşlarımızda da
bulunabilir. Ancak, kimse kusura bakmasın bu beceri bugün çevirmen olarak ortaya çıkan
arkadaşların pek azında mevcut…
Zaten böylesi önemli konuların istisnalarla hallolması mümkün değil. Her zaman savunduğum
gibi, spesifik alanlarda çeviri yapabilmek için mutlaka bu alanlarda temel altyapının ilgili
fakültelerde verilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
13. Neden derseniz, literatür olarak adlandırdığımız metinler, öncelikle bu alanlarda uzmanlaşan
kişiler tarafından meydana getirilmiş ve aynı yolda ilerleyenlere yönelik olarak
hazırlanmaktadır. Örneğin bir hukuki literatüre tamamen hâkim olup çevirisini yapmak için
bu alanda temel bir altyapıya sahip olmayı gerektirir. Keza tıbbi alanlardaki metinler için de
aynı şey geçerli… Ayrıca uzmanlık gerektiren metinler literatürlerden ibaret değil… Gene
medikal metinlerden örnek verecek olursak örneğin bir hasta raporunun çevirisini medikal
alanda temel bilgisi olmayan bir kişinin çeviri yapmaya çalışması açıkçası bence cinayete tam
teşebbüsle eşdeğerdir… Nitekim geçtiğimiz günlerde değerli bir meslektaşımızın bildirdiği
gibi hidrosefali yerine anladığını çeviren sözde bir medikal çevirmen yüzünden az daha bir
hasta canından oluyordu. Allahtan ilgili hekim konuya hâkim olduğundan yanlışı fark ediyor
ve yanlışlığı düzeltiyor.
Anlaşılacağı üzere, önüne gelenin her tür metni çevirmeye çalışması çeviri ile ilgili herkesin
sorunu… Ve umarız bu sorun birinin hayatının alt üst etmez veya tamamen sonlandırmaz…
Biz medikal çevirmenler olarak önümüzdeki günlerde bunun tedbirini alıp gereğini yapacağız
anca ya diğer alanlardaki meslektaşlarımız ne yapacak onu bilemeyiz…
Unutulmasın ki bizler, yani gerçek ve deneyimli medikal çevirmenler, yıllardır çalışarak
geldiğimiz noktayı ve prestijimizi, bilgi ve profesyonellik düzeyi belirsiz birtakım kişilerin
vicdanına emanet edecek değiliz.
ÇEVİRİDE DENEYİM KAZANMA PRATİĞİ
Serbest çevirmen olarak hizmet veren değerli meslektaşlarımızın, herhangi bir dosyanın
çevirisiyle görevlendirilmeden de uygulayabilecekleri deneyim kazanma pratikleri vardır.
Bu pratik yöntemleri şöyle sıralayabiliriz;
Çeviri firmalarından alabilecekleri belirli formattaki çeviri dosyaları üzerinde
çalışmak
İnternetten bulabilecekleri dosyalar üzerinde çalışma yapmak
Meslektaşlarıyla aralarında farklı alandaki metinlerin alışverişini yapmak ve bunlar
üzerinde çalışmak
Açıklayacak olursak, kimlik, diploma ya da pasaport gibi standart metinleri çeviri
firmalarından alarak bunlar üzerinde çalışarak kendilerini geliştirebilir, böylece ilgili firmalar
gereksinim duydukları anda çalışma ilişkisine girebilirler.
Belli bir çeviri alanına ilgi duyan çevirmenler, internette bu alana yönelik ilginç metinler
bulabilirler, çevirisini yapabilirler ve bu alanlarda deneyimli çevirmenlere göndererek
kendilerinden görüş isteyebilirler. Sözgelimi medikal çeviri alanında, değerli
meslektaşlarımın bu yöndeki çabalarında, kendilerine yardımcı olmaktan memnun olurum.
14. Çevirmenlerin ayrıca kendi aralarında da birbirinden farklı metin türlerini de paylaşmaları ve
farklı metin türlerinde kendilerini sınamaları, beğenilmiş çeviri ile kendi yaptıklarını
karşılaştırmaları oldukça yararlı ve deneyim kazandırıcı bir yöntem olacaktır.
Açıkçası, deneyimsiz olarak nitelendirilen genç meslektaşlarımızın belirtmiş olduğumuz
pratiklerden faydalanarak, işi zamanında teslim etme ve sorunsuz çeviri stresi yaşamadan ve
çeviri işletmesinin müşteri karşısındaki konumunu riske etmeden, çeviri beceri ve
deneyimlerini artırabileceklerini düşünüyorum.
Ayrıca, genç ve deneyimsiz meslektaşlarımızın çeviri becerisi bakımından aşama
kaydetmelerini sağlayacak daha farklı yöntemler de bulunabilir.
REDAKSİYON AHLAKI
Medikal çevirmenler olarak en çok karşılaştığımız sorunlardan birisi, sunduğumuz medikal
çeviri hizmetinin binde birini ortaya koyamayacak birtakım ihtiyaç fazlası personelin bu
eksikliklerini yapmış olduğumuz çevirileri kontrol etmesidir.
Onlar için mesleki intikam alma fırsatıdır bu işlem… Medikal çevirmenler kadar dil becerileri
yoktur. Terminoloji bilgileri yoktur. İfade zenginlikleri yoktur. Deneyimleri yoktur. Kısacası,
çeviri konusunda sizinle kıyaslandığında onlarla tek ortak yanınız, sizin zirvesine çıktığınız
mesleğin henüz başlangıcında olmalarıdır.
Böylesi durumlarda, mümkün olduğunca düzeltme yaparlar çevirinizin üstünde… Çevirmen
olarak yapmış olduğunuz tercihlerin, yılların içinden taşıdığınız deneyimin hiçbir önemi
yoktur. Kelimelerin birçok anlamı olabileceğini, çevirmenlerin de farklı düşünceleri
olabileceği ya hiç düşünülmez ya da… Görmezden gelinir… Çeviri firmaları ise çoğunlukla
ilaç firmalarının görüşüne değer verirler… Onlar ilaç firmalarının anlı şanlı redaktörleri sizler
ise altı üstü medikal çevirmensinizdir… İlaç firması yetkilisi öyle buyurduktan sonra medikal
çevirmenin sözü mü dinlenir değil mi ama?
İşin garibi, bazı redaktörler öyle ilginç performans gösterirler ki şaşar kalırsınız. Sözgelimi,
arama zahmetine katlanmadıkları çeşitli çevrimiçi sözlüklerden geçtim, düzeltme yaptıkları
metinler bile onların yanılgısını ortaya koyar. Ama tabii dikkate alana…
Metinde öyle bir yer gelir ki, en baştan bu yana sırf düzeltme yapmış olmak için kullandıkları
kelimelerin kullanımının yanlışlığı ortaya çıkar… Çünkü medikal çevirmen de o kelimeleri
seçip metne koyarken bütün metni dikkate almıştır. Komik duruma düşer de farkında olmaz.
Sonra tekrar sizin önünüze gelir adeta ”bak ne yapmışsın dercesine”, bakarsınız, akademik ve
nezaket dolu cümlelerle ortaya koyarsınız tercihinizin neden doğru olduğunu, onunkinin ise
neden anlamsız olduğunu… Anlar mı bilemeyiz, çoğu zaman anlamaz, anlayabilmesi için
gereken ne İngilizce ve Türkçe dil bilgisine sahiptir, ne deneyime, ne de çeviri becerisine…
15. Bir yandan hastalarını tedavi ederken bir yandan da akademik çalışmalarını sürdüren
hekimlerle çalıştığınıza şükreder, onlar için en güzel dileklerinizi ve dualarınızı sunarsınız
Allaha ve ilaç firmalarındaki kompleksli redaktörleri de kompleksleriyle baş başa bırakırsınız.
Elinizden başka şey gelmez çünkü… Onları görünce, çeviri firmasında görev yapıp,
anlamadığı bilmediği halde her türlü metni kontrol etmeye heveslenen, kendilerini editör veya
redaktör sanan “office boy” formatındaki arkadaşlara kızdığınıza da pişman olursunuz…
ÇANAKKALE’DEN LANGERHANS
ADACIKLARINA VİVALDİ
DİNLEYEREK UZANIRKEN
Hayatın umarsızca akıp giden heyecan dolu akışında, birçok olguyla yüz yüze gelir kendine
özgü birçok insanla karşılaşırız. Kimisi hayatımızın merkezindedir, kimisiyle ise zaman
zaman karşılaşırız, adeta hayatımızın kıyısında bir yerlerdedirler. İşin ilginç yanı, hayatımızın
kıyısındaki bu insanların hayatımızdaki yeri merkezindekilerden daha önemli ve
vazgeçilmezdir. Kimimiz bu durumun gerçek anlamıyla farkındadır. Kimimiz ise ancak belli
durumlarda farkına varırız, daha doğrusu farkına varmak zorunda kalırız. Aslında farkında
olmayanları da anlamak gerekir çünkü ne kadar değerli olduklarını bilmeleri için ancak
yaşadıkları hakkında en azından belli bir oranda fikir sahibi olmak gerekir.
Mesela doktorları ele alalım. Hastaneye gittiğimizde poliklinikte başına toplanmış onca
hastaya rağmen nezaketini hiçbir zaman bozmadan herkesi muayene etmeye uğraşan, varsa
özel muayenehanesinde hastalara çare bulmaya çalışan, markette karşılaştığımızda sakin bir
şekilde alışverişini yapan, gördüğünde sizi kibarca selamlayan, kasiyere kolay gelsin demeden
ödeme yapmayan kendi halinde farklı ve özel bir insan grubudur. Kendilerine ayırdıkları özel
zamanlarında genellikle kitap okuyan veya tiyatroya giden değerli kişilerdir. Her zaman
merak etmişimdir gerçekten iç dünyalarında da böyle huzur dolu bir sükûnet mi vardır. Öyle
ya, o kadar hastayla uğraş, operatörsen ameliyatına gir… Bir yandan geçim derdi… Bildiğiniz
gibi, ülkemizde dört başı mamur bir maaş da aldıkları söylenemez… Sonra aldıkları tıp
eğitimi boyunca okudukları kitaplarının yanı sıra, takip ettikleri dergileri de gözünüzün önüne
getirdiğinizde o kadar ılıman bir ruh iklimine sahip olmaları akla pek yatkın gelmez
açıkçası…
Gerçekten de yakından gözlemlediğimde gördüm ki gerçekten kendi içlerinde oldukça
heyecanlı bir yapıya sahipler… Görüntülerinin tam aksine en sakin insanı bile maceraya
sürükleyebilecek bir ruha sahipler… Özellikle yakın çevremdeki cerrah arkadaşlarım.
Mesleğim gereği oldukça fazla cerrah tanıdığım için onların bu heyecanlı yapısını da
anlayabiliyorum. Sürekli stresli ve zamana karşı yarışan bir hayatları olduğu ve hepsinden
önemlisi de yaşam savaşının kazanılmasında cephenin en önünde savaştıkları için artık
normal bir insanın ruh haline bürünmeleri imkânsız. Düşünsenize Bingür Sönmezin yerinde
olduğunuzu… Bizim Body World Sergisinde bile zor ayırt edebildiğimiz kalp
kapakçıklarındaki bir tıkanmayı açmak için asgari 16 saat sürebilen bir ameliyata
girdiğinizi… Lüks otellerin misafirlerini konfor içinde taşıyan asansörleri gibi taşıyamayabilir
kimi zaman asendan arterle desendan arterler kanı ne de olsa. Hayal edebilir misiniz Trabzon
Numune Hastanesi’nde yaptığı başarılı ameliyatlarla tüm Karadeniz Halkının sevgilisi olan
Gastroenteroloji dehası Operatör Doktor Can Keçe’nin pankreastaki Langerhans
Adacıklarındaki tümörleri temizlerken yaşadığı yürek çarpıntısını… Etraftaki organlara zarar
16. vermeden, tümörü de ikinci bir ameliyata gerek bırakmadan tamamıyla çıkarırken yaşadığı
heyecanı hangi normal insan yüreği tolere edebilir? İşte böylesi zor stresli zamanlarda bu
değerli operatörlerin kendi içlerinde adeta dört mevsimi yaşarlar. Yolunda giden bir
ameliyatta yazın Bodrum’da girdikleri havuzda hissederler kendilerini. Ameliyatın
başlangıcında baharın umudunu yaşarlarken gelişebilecek komplikasyonlar hınzırca kışı
hatırlatan sonbahar mevsimini duyumsarlar. Kimi zaman ise kendi varlıklarını bile
sorguladıkları kışı yaşarlar ameliyat masasındaki hastaları yaşama savaşını kaybettiğinde…
Evet, hasta değil hastalarıdır onların. Onlarındır çünkü Allah hastalarının kaderini bir ölçüde
onların eline bırakır bu saniyelerin yıl gibi geldiği zaman diliminde… Kimse farkında olmaz
çoğu zaman bu sahiplenmenin. Onların da bunun bilinmesi için fazladan çabaları olmaz zaten.
Bilen bilir, bilmeyene ise anlatamazsınız. İşte böylesi anlarında Vivaldi yol arkadaşlığı yapar
onlara bestelediği ölümsüz eseriyle. Kimi zaman ise Bach besteleri çalar ameliyathanenin
müzik setinde, kimi zaman Mozart… Gördüğünüz gibi, bir hastanın yolu buz gibi
ameliyathanede kesişir Bingür Sönmez ve yaşadığından bile habersiz olduğu Vivaldi veya
Mozart ile. Kaderinin bir cilvesidir adeta.
Sadece ameliyathanede verilen savaşların tarafı mıdır hekimler sanıyorsunuz? Oysa onlar
yaşamak için kimi zaman öldürmeye de mecbur kalırlar kaderlerinin bir başka oyunu olarak.
Hem öyle düşünme fırsatı vermez onlara… Hayatlarının daha baharındayken, analarının
sıcaklığına doyamadan yanlarına sadece ceylan gözlü, şiir sözlü sevgililerinin yadigârı
mendilleriyle kendilerini Çanakkale’de bulurlar Genç Tıbbiyeliler gibi. Oluk oluk kan aktığı
için Kanlı Sırt adı verilen mevkide adeta aort damarındaki kanın akışına şahit olurlar bir
bakıma…
Anlatırken bile insanın kanını donduran zaman dilimlerini büyük bir vakurla ve Allahtan
gelen tevekkülle yaşarlar, insanların kaderlerini sırtlanırlar umarsızca. Onlar her zaman
kahramandır. Her yerde vardır onlar ancak kendilerini göstermeye tenezzül etmezler. Ne
zaman ki bir yaşam savaşının belirtisi kendisini gösterir hemen aslan kesilirler. Komutanlığı
ele alırlar. Lüks bir alışveriş merkezinin birbirinden ışıltılı lokantalarında yemek yerken
herkes birbirinin aynı görünür insanın gözüne ancak o kalabalık içinde birisi bayıldığında
hemen o kahramanın sesi duyulur “Açılın ben doktorum” diyen.
Gördüğünüz gibi yaşam savaşının önde gelen kahramanları böylesi heyecan dolu bir hayat
yaşar, kutsanmış ömürlerini sessizce ama vakur için yaşayıp giderler.
Elbette ki yaşam savaşının başka yardımcı kahramanları da vardır… Özellikle hemşireler en
önemli tanıkları ve en değerli yardımcılarıdır onların… Kader ortağıdır hekimlerin
hemşireler… Kâh son bir ümit kalp masajı yaparken, kâh yeni bir hayatın müjdesi bir bebeğin
dünyaya gelmesine aracılık ederken…
Ancak kabul etmek gerekir ki, yaşam savaşının kahramanı, komutanı ve zaferin sahibi
hekimlerdir. Çünkü hepimiz biliriz ki savaş kaybedildiğinde asılacak kim ise zafer de ona
aittir. Sizce de öyle değil mi?
Değerli Hekimlerimizin Tıp Bayramını Saygıyla Kutluyorum. Sizlere minnettarız.
Ümit Yakup Dural
Medikal Çevirmen / Biyolog
17. ÇEVİRİFİRMALARIVE KALİTESTANDARTI
Hepimizinbildiği gibi,birçoksektördefirmalarınbirtakımstandartlarıbenimseyerekkurumsallaşması
yönünde atılanadımlardanbirisi de kalite standartlarınauygunluksağlayıpbelirli sertifikasyon
düzeylerini belgelemeleriyani ISOstandartlarınakavuşmaları...
Açıkçası kendi adıma itiraf etmeliyimki çeviri firmalarınınbustandartlarıbenimseyerekbuanlamdaki
belli kalitestandartsertifikasyonlarınıbelgelemeleri beni hemşaşırtmışhemde sevindirmişti.
Gerçektende cebinde bellibirparasıolupnotere giden,birdükkânıkiraladığınadairkirasözleşmesini
ibrazedenherkesinsorgusuzsualsizçeviri firmasıaçabildiği birülkedeçeviri firmalarınınkalite
standartlarınıönemseyipbusertifikasyonahakkazanmakiçinçabasarf etmesi gerçektenütopik
gelmişti.Geçenseneçalışmışolduğummedikal ithalatçıfirmanın - dikkatbuyurunçeviri firmasıdeğil-
bile busertifikayıalırkengösterdiğiperformansve hazırlığaşahitolduğumiçinülkemizde yüzde
doksansekizi derme çatmaolançeviri firmalarınınbu çabasıgerçektentakdire şayanve şaşırtıcı
gelmişti.
Çeviri firmalarınınkalite standardısertifikasyonukonusundaaklımatakılanbaşlıcasorularşöyleydi:
1-Artık çeviri firmalarınınkurucuve yöneticileri,çeviri ile ilgili belli bireğitimi almış,çeviri alanında
belli orandaperformansortayakoymasıgerekecekmiydi?
2- Kendilerini projekoordinatörüolaraksunankişilerde belirli şartlararanacakmıydı?Yani proje
koordinatörlüğümüessesesi artıktekvasfıtelefonda"sizeproje gönderdik,biranönce yapın" diyen
arkadaşlardankurtulacakmıydı?
3- Genişkapsamlıprojeleryönlendireceklerini belirtenfirmalarartıkCAT-TOOLSolarakadlandırılan
oldukçayüksekmaliyetliyazılımlarakendileri sahipolacakve yüksekkaliteninve gizlilikhususunun
gerektirdiğişekildekendisunucularıüzerindenbuyazılımlarıkullandıracaklarmıydı?
4- Mucizevîşekilde herdildeve alandaçeviri hizmeti verdiklerini iddiaedenfirmalar,sahipolmakla
övündükleriyüksekkalitestandardınıngerektirdiği şekilde herdildeve alandaediting,redaksiyon,
proofreadingve backtranslationyapabilecekelemanlarıkadroluolarakçalıştıracaklarmıydı? Örneğin,
medikal çevirmenleringönderdiği metinleri,tıplailgileriancakeve giderkensağlıkocağınınönünden
geçmekolanofisçalışanlarınakontrol ettirip,budeğerlerikendilerindenmenkul arkadaşların
beğenmedikleri özgünterminolojiyesahiptıbbi metinleri medikal çevirmenlere"bumetinhiç
olmamış,birdaha kontrol edin"diye göndermektenvazgeçeceklermiydi?
Çeviri firmalarının,yüksekkalitestandartlarınakavuştuklarındanelerindeğişeceğini deneyimli bir
çevirmenolarakmerakediyorum.
18. Bu arada, gurur duyularakbelirtilen"yüksekkalite standardı"ifadesini dahakimse bilmezken,
çevirmeninemeğininkarşılığınıvermekiçinhertürüahlaki ve kurumsal standardıkendiliğinden
benimseyerekbugünleregelen,sayısıbelki birelinparmağınıgeçmeyençevirifirmalarıönünde
saygıylaeğiliyorum.
Filoloji mezunlarıolmasabizlerhatalarımızıgörüpkendimizi geliştiremez,ahlakive kurumsal
standartlarıkimse bilmezkenkendiliğindenbenimseyenosaygıdeğerçeviri firmalarıolmasaydı,bizler
çevirmenolamaz,ekmeğimizi bumeslektenkazanamazdık.
Standartdiye birşeyvarsa herhalde buolmalı...
Şükranduygularımla,
Çeviri piyasasında belli bir süre deneyimi olan tüm meslektaşlarımızın karşısına mutlaka
çıkan bir konudur CAT TOOLS yazılımların kullanımını bilme ve dahası bu yazılımları satın
alma zorunluluğu…
Hemen her yazımızda üzülerek belirttiğimiz gibi, sektörleşmeme konusundaki ısrarlı tavrını
bu konuda da sürdüren çeviri piyasası maalesef hala etik ve ticari usul olarak en doğru
standartları geliştirmemiş ve bu konuyu olması gereken prosedüre kavuşturamamıştır.
Çeviri piyasasında en çok kullanılan ve CAT TOOL denilince ilk akla gelen yazılım dâhil,
oldukça ciddi bir bütçe gerektiren bu yazılımların, serbest çevirmenler tarafından satın
alınması ve bulundurulmasının beklenmesi tek kelimeyle kötü niyet ve sömürünün
göstergesidir.
Öncelikle vurgulamak isterim ki bu yazılımları, çevirmenliği meslek olarak benimsemiş her
çevirmenin kullanmayı bilmesi gerekir. Bununla birlikte, çeviri piyasasındaki çeviri
işletmelerinin ve şirketler anlaşılmaz bir şekilde çevirmenlerden bu yazılıma sahip olmalarını
beklemektedirler. Oysaki bu beklenti birçok nedenden dolayı her şeyden önce “serbest
çevirmen” tanımına aykırıdır. Bu nedenlerin başında, bu yazılımların her şeyden önce
çevirmenin hak ettiğinden daha az çeviri ücreti almasına neden olması gelir. Çevirmen
açısından tek avantajı ise ancak büyük hacimli çeviri dosyalarında kelimeler için kullandığı
karşılıkları hatırlamasında yardımcı olmasıdır.
Bahsettiğimiz yazılımların kullanılması ancak çeviri firmasına ve son müşteri dediğimiz
çeviri hizmetini alan tarafa yarar getirmektedir. Çeviri hizmeti alan firma veya kişiler, bu tür
yazılımlar kullanıldığında, analiz sonucuna göre, tekrar eden kelime veya kelime grupları (bu
birimleri genelde çeviri segmenti olarak tanımlıyoruz) için çeviri ücreti ödememektedirler.
Birden fazla çevirmenin, uzun süreli olarak birlikte çalışacakları, çok büyük hacimli çeviri
dosyalarında terminoloji bütünlüğü sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla,
Türkçe karşılığı çeviriye yardımcı yazılım olarak tanımlanan CAT TOOLS firmaların sahip
olması gereken demirbaş niteliğinde ürünlerdir. Nasıl ki bir çeviri ofisinde kullanılan
19. Windows, Office gibi yazılımları çevirmenlerden istenmesi mantıksız ise bu yazılımların
istenmesi de doğru değildir. Bu bağlamda izlenmesi gereken en makul yol, çeviri
işletmelerinin resmi kopyalara kendilerinin sahip olmaları ve serbest çevirmenlere kendi
sunucularından uzak masa üstü bağlanma olanağı sunmalarıdır.
Ayrıca yazılımın hem kendisi hem de kullanımı için gerekli eğitimin bedeli oldukça yüksek
maliyetli olması durumu serbest çevirmenler açısından oldukça zorlaştırmaktadır.
Yazılımların yüksek maliyetli olması bazı çevirmenleri internetten buldukları kırılmış şifreleri
kullanmaya yöneltmektedir ki bu hem kullanılan yazılımın hem de çevirisi yapılan dosyanın
internetteki güvenliğini de tehlikeye sokmaktadır. Birçok meslektaşlarımızın ciddi miktarda
tazminatları beraberinde getiren gizlilik anlaşmalarını (confidentality agreement)
imzaladıklarını da düşünürsek, konunun ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır.
CAT TOOLS olarak tanımlanan çeviriye yardımcı yazılımları kullanan meslektaşlarımızın,
yazılımın fonksiyonlarından birisi olan analiz aşamasında ancak yüzde yüz match – benzerlik
halinde ücret muafiyetine razı olmaları, çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Çünkü
çevirmenlere çeviri ücretinin ödenmediği match-benzerlik oranı düştükçe, çevirmenlerin
aldıkları ücret de düşmekte, böylece çeviriye yansıttıkları bilgi birikimi ve emekleri de
karşılığını alamamaktadır.
Bu tür yazılımları kullanan değerli meslektaşlarımızı ilgilendiren bir başka önemli konu ise
çeviri dosyaları ile birlikte gönderilen veritabanlarının doğruluk derecesidir. Deneyimlerime
dayanarak söyleyebilirim ki çeviri firmalarının gönderdiği veritabanları kimi zaman oldukça
yetersiz ve hatalı olabilmektedir. Bunun sonucunda, yazılımları kullanan çevirmenler yetersiz
veritabanlarındaki hataları düzeltirken hem zaman hem de maddi kayba uğramaktadırlar.
Gönderilen çevirmenlerin kendilerine veritabanı hatalı bile olsa, analizde
ücretlendirilmeyeceğinden, çevirmenler ücretsiz veritabanı düzeltme hizmeti vermekten öteye
gidememektedirler. Bu tür kayıpları önlemek için, değerli meslektaşlarıma önerim, dosyanın
çevirisine başlamadan önce, gönderilmiş veritabanına bir göz atmalarıdır. Çoğunluğu
deneyimli çevirmen olan CAT TOOLS kullanıcısı meslektaşlarımız veritabanına sadece göz
atarak bile kalitesi ve düzeyi konusunda fikir sahibi olabilirler. Ne de olsa özgü bir yetenekleri
de saptadıkları yanlış çevirinin orijinalini doğru tahmin edebilmeleridir.
Vermiş olduğumuz bilgiler ışığında, çeviriye yardımcı yazılımların kullanıldığı ve başka
çevirmenlerin başlayıp yarım bıraktığı dosyalara, oluşturdukları veritabanından devam
etmenin oldukça sakıncalı olduğunu tahmin etmek zor olmayacaktır. Bu durumda yapılması
gereken en makul ve profesyonelce davranış, diğer çevirmenin bıraktığı veritabanını kabul
etmeyerek ücret analizinde dikkate alınmaması yönünde ısrarcı olmaktır.
Umuyorum ki, İngilizce dilinde tıbbi metinlerde ve Almanca dilinde de teknik çeviri
metinlerinde oldukça yoğun kullanılan bu tür yazılımlarla çalışmak sizlere, sözünü ettiğimiz
sorunları değil başka hiçbir kariyerin sağlayamayacağı mesleki tatmin ve yüksek maddi
kazancı beraberinde getirir.