3. METİL, bir karbon ve üç hidrojen atomundan oluşan ve CH3
formülü ile gösterilen, en basit ve yaygın olan organik radikal dir.
Metilasyon da ,bir birleşene metil grubunun eklenmesidir.
METİLASYON NEDİR?
3
5. Memelilerin erken gelişiminde (döllenmeden sekiz hücre aşamasına kadar)
genom metilsizlenmiştir. Sekiz hücre aşamasından morulaya kadar genomda
yeni baştan metilasyon olur, böylece genomdaki epigenetik bilgi değişir veya
yeni epigenetik bilgi eklenir. Blastula aşamasında, metilasyon tamalanmıştır.
Bu süreç "epigenetik yeniden programlama" olarak adlandırılır. DNA
metiltransferaz enzimi olmayan mutant hayvanların morula aşamasında
öldüğünün gözlemlenmesi ile metilasyonun önemi ortaya çıkmıştır.
5
EMBRİYOLOJİK GELİŞİM METİLASYONU
6. Metilasyon ile çevresel faktörlerin etkileşiminin gen ifadesine olan etkisine dair deliller
gittikçe çoğalmaktadır. Sıçanlarda ilk altı ay zarfında anne bakımındaki farklılıklar
bazı promotörlerde farklı metilasyon örüntülerine yol açmakta ve dolayısıyla gen
ifadesine etki etmektedir. Buna ilaveten, interlökin sinyalizasyonu gibi daha da hızlı
süreçlerin de metilasyon ile denetlendiği gösterilmiştir.
6
DOĞUM SONRASI METİLASYON
7. Gen ifadesini değiştirerek hücre fonksiyonlarını değiştiren, bir metil grubunun
kovalent şekilde DNA metiltransferaz (DNMT) katalizinde bir CpG
dinükleotidindeki Sitozinin 5-karbonundan yapıya eklenmesini (
sitozinden 5-metil sitozin meydana gelmesi) ifade eden, epigenetik (gen
ifadesindeki değişikliklerin, DNA sekansıyla bağlantı göstermeksizin, hücre
bölünmesi boyunca bir nesilden diğerine geçebilmesi) bir olaydır.
7
DNA METİLASYONU
8. 1) GEN REGÜLASYONU
Memelilerde DNA metilasyonunun görevini anlamak için fare gibi bir model
sistem kullanıldığında görülmüştür ki, primordial germ hücreleri, embriyonik
kök hücreler ve blastosit hücreleri ölçülebilir DNA metilasyonu olmaksızın
normal bir şekilde gelişirler. Fakat kök hücreler farlılaşmaya başlar başlamaz
DNA metilasyonu kusursuz gelişim için gerekli hale gelir.
8
DNA METİLASYONUN GÖREVİ
9. DNA metilasyonu, insanlarda ve pek çok memelide bilinen tek doğal DNA
modifikasyonudur ve yalnızca Guanozin (G) tarafından takip edilen Sitozin
(C) bazını etkiler. Böylelikle, bu organizmalarda, DNA metilasyonu yalnızca
CpG alanlarında gözlenir.
9
DNA METİLASYONUN GÖREVİ
10. CpG Adacıklarının Metilasyonunun Nedeni Nedir?•
CpG adacık metilasyonu, DNA replikasyonu sırasında oluşan hataların sonucu olan rastgele bir
süreçtir. Bu hatalar, sapmış metilasyonun üstünü kaplamasıyla ve DNA metiltransferaz aktivitesiyle,
ek olarak metillenmiş büyüme-baskılayıc ıgenlerin bulunduğu hücrelerin seçilimiyle sabitlenir
SapmışCpG adacık metilasyonu ile ilgili olduğu bilinen faktörler
1) Bölgesel DNA yapısındaki değişiklikler
2)Karsinojenlere maruz kalınması(nikel, plutonyum... gibi)
3) DNA-metiltransferaz aktivitesindeki artış
4) Mikrosatellit kararsızlığı.
10
DNA METİLASYONUN GÖREVİ
11. 2) GENOMİK İMPRİNTİNG
3) X-KROMOZOMUNUN İNAKTİVASYONU
4) VİRAL İNAKTİVASYON
Konak memeli hücrelerinin genomuna birleştiren viral DNA’ nın metilasyon
tarafından inaktivasyona uğratılması, bu yöntemin enfeksiyon ajanlarına
karşı bir koruma mekanizması olarak görev aldığını göstermektedir
11
DNA METİLASYONUN GÖREVİ
12. • Protein metilasyonu; tipik olarak protein dizisindeki arginin veya lizin amino asit
kalıntılarında yer alır. Arginin peptidilarginin metiltransferazlar tarafından bir kere
(monometillenmiş arginin) veya iki kere metillenebilir; iki kere metillenme durumunda ise
ya her iki metil grubu birden uçtaki azot üzerinde bulunabilir (asimetrik iki metilli arginin)
veya her bir azot atomu üzerinde birer metil grubu bulunur (simetrik iki metilli arginin).
Lizin ise lizin metiltransferazlar tarafından bir, iki veya üç kere metillenebilir. Protein
metilasyonu en çok histonlar için çalışılmıştır. S-adenozil metyoninden metil gruplarının
histonlara aktarılması histon metiltransferaz olarak adlandırılan enzimler tarafından
gerçekleştirilir. Belli amino asit kalıntıları üzerinde metillenmiş olan histonlar epigenetik
biçimde etki ederek gen ifadesini etkinleştirebilir veya engelleyebilirler.
• Protein metilasyonu bir tip çevrim sonrası değişimdir.
12
PROTEİN METİLASYONUNU
13. DNA metilasyonu ve kanser ilişkisi ilk kez 1983 yılında yapılan bir çalışmada kanser hücre
genomlarının normal hücrelere göre hipometile olduğunun bulunması ile ortaya konmuştur
Hipometilasyon ya da genomik metilasyon kaybı, kanserin erken evrelerinde sıkça
gerçekleşen, hastalık ciddiyetini etkileyen ve birçok tümör tipinde metastatik potansiyel
oluşturan bir durumdur.
13
KANSER VE METİLASYON
14. Epigenetik sözcüğü 1942'de, ilk kez bir bilim dalı anlamıyla, Conrad Waddington
tarafından kullanılmıştır. Onu bir isim olarak Epigenetic Genetics (Epigenez Genetiği)
sözcüklerinden, "Epigenetics" (Epigenetik) kelimesini türetmiştir. Waddington'a göre
epigenetik; gelişim esnasında genotipin fenotipi nasıl oluşturduğunu inceleyen bilim
dalıdır.
Waddington'un daha çok, embriyolojik bir anlam ile oluşturduğu "epigenetik" terimi,
moleküler tekniklerin gelişmesiyle, daha moleküler seviyeye indirilmiş ve de kalıtımsal
anlam eklenmiştir. Bu anlamda, bugün en çok kullanılan ve de kabul gören tanımı
şöyledir: Epigenetik; DNA dizisindeki değişikliklerle açıklanamayan, mitoz veya mayoz
yoluyla kalıtılan gen ekspresyonu (ifadesi) değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır
14
EPİGENETİK NEDİR?
18. Metilasyon her hücremizde belkide saniyede milyonlarca kez gerçekleşen biyokimyasal bir
süreçtir, birçok hastalık için "suyun başı" dır.
DNA, RNA yapımı, genlere sus emri verilmesi (kanser oluşumu), immün sistem (özellikle T
lenfosit cevabı)
• Nörotransmitter oluşumu ve işlevi (nöronların sağlıklı haberleşmesi),
• Barsakların geçirgenliği (leaky gut-histamin artışı)
• Ağır metal detoksu gibi birçok süreçte çok önemlidir..
18
19. •Detoksifikasyon
•İmmün Fonksiyonlar
•DNA Sentezi Enerji Üretimi
•Duygudurum (ruhsal) Dengesi
•İnflamasyon (yangı) Kontrolü
Aslında bütün bu süreçleri gözden geçirdiğimizde bu sistemin amacı çevresel stresörler olarak
adlandırabileceğimiz toksinlerin temizlenmesini, adaptasyonu sağlamak, tamir mekanizmalarını devreye
sokmaktır. Peki asıl soru şu, bu çark dönmediğinde metilasyon sekteye uğradığında ya da azaldığında
(undermethylation) hangi major sorunlarla karşılaşabiliriz:
19
METİLASYONUNUN GÖREVİ
20. 20
Metilasyonun merkezinde yer aldığı vücut fonksiyonları şunlardır:
DNA/RNA sentezi
Nörotransmitter (Seratonin Dopamin Epinefrin) sentez ve
metabolizması
ATP, CoQ, Karnitin, Kreatin sentezi
Gen Regülasyonu (Proliferasyon genler dahil)
aktivasyon/inhibisyon yani ”epigenetik”
Hormon Biyotransformansyonu
Hücre Diferansiasyonu (Natural Kiler, T hücreleri)
Hücre membranlarının yapıtaşı olan fosfatidil Kolin ve
Foskatidil Etanolamin sentezi (Başka Beyin hücreleri olmak
üzere) ve Nöron myelinizasyonu
Biyotransformansyon/Konjugasyon
21. •Kardiyovasküler Hastalıklar
•Kanser
•Diabetes Mellitus
•Nörolojik Problemler
•Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
•Kronik Yorgunluk Sendromu
•Alzheimer Hastalığı
•Tekrarlayan Düşükler, İnfertilite, Gebelik Sorunları (özellikle mthfr enzimiyle ilgili
sorunlar direkt olarak bu sistemi etkileyecektir)
•Allerjier, Sindirim Sistemi Sorunları, İmmün Sistem Hastalıkları
•Psikiyatrik Bozukluklar
•Yaşlanma
21
HİPOMETİLASYONUN’ LA OLUŞAN SORUNLAR
22. • Kimyasallar,
• Kirli genler,
• Hayati öneme sahip besinlerin yetersiz alımı
• Sızan bağırsak
• Kronik enfeksiyonlar ve stress
• İnflamasyon
• İnsülin direnci
Metilasyon dengesini bloke edebilir veya önemli ölçüde yavaşlatabilir.
22
METİLASYONU BOZAN FAKTÖRLER
24. 24
Metilasyon döngüsünün bağlı olduğu ve birlikte
islediği diğer
döngülerle birlikte değerlendirmek gerekir.
Bu döngüler;
1 Folat Döngüsü
2 Metionin Döngüsü (Metilasyon Döngüsü)
3 Trans Sülfürasyon Döngüsü
25. FOLAT DÖNGÜSÜ
Folik asit metabolizmasıyla çok yakından ilişkilidir, supplement olarak alınan folik asit ya da taze
yeşil yapraklı bitkilerle alınan folik asit bir dizi reaksiyonla 5-metilen tetrahidrofolata dönüşür.
Homositeinin metionine dönüşmesi için 5-mthf, sağlıklı çalışan metiyonin sentaz ve aktif b12
vitaminine ihtiyaç vardır Folik asit supplement olarak alınması ayrı bir tartışma konusudur çünkü
metabolize edilmemiş folik asit (umfa) faydası olmadığı gibi birçok zararı olabileceğiyle ilgili
çalışmalar bulunmaktadır.
Folik asit motabolizmasında rol oynayan en önemli enzimlerden biri metilentetrahidrofolat
reduktazdır (mthfr) bu enzimin iyi çalışmaması (genetik geçiş, tek gen poliformizmleri, ağır metal-
civa- maruziyeti, ilaçlar, toksinler...) metilasyonu bozan en önemli faktörlerdendir. Metilasyonun
bozulması demek yeterli miktarda metil gruplarının üretilememesi, nükleotid sentezinin bozulması,
hayati önem taşıyan birçok biyokimyasal sürecin sekteye uğraması demektir
25
26. 26
SAM-E DÖNGÜSÜ
Metionin ise, ATP ve Magnezyum yardımıyla aktifleşerek SAM
(SAdenozil Metionin)e dönüşür.
Kısacası SAM organizmanın her zaman her yerde hazır olan
molekül donörü. (Epigenetik düzlemeler, Nörotransmitler sentezi,
Hücre Membran sentezi, Myelin sentezi) her temel işlemde SAM’e
işimiz düşüyor.
27. SAM-E (SADENENOZİL METİYONİN)
• DNA ya bağlanarak protein sentezi
• Genlerin aktivasyonu veya susturulması
• İmmün sistem üzerine etki ederek immün cevabın başlatılması
• Vücut için önemli olan antioxidanların salınması(glutatyon,gibi)
• Karaciğerde toxinlerin temizlenmesi ve detox da
• Hücre enerji metabolizmasında rol alır(ATP,CREATİN SENTEZİ)
27
SAM-E NEDİR?
28. SAMe seviyeleri çok düşük veya çok yüksek olduğunda vücudun geri kalanındaki önemli
süreçler büyük ölçüde etkilenir. Doğru miktarda SAMe bulundurmak iyi bir dengeleme eylemidir
ve MTHFR bu süreçte çok önemli bir rol oynar.
SAMe, metil gruplarını başarıyla geçtikten sonra, homosistein olarak bilinen farklı bir biyokimyasal
haline gelir. Homosistein, metilasyonun nihai ürünüdür ama aynı zamanda başlangıçtır. Vücudunuz
sağlıklı ise ve Metilasyon döngüsü iyi çalışıyorsa, homosistein kepçelenir, metillenir ve sonunda
SAMe'ye dönüşür ve tüm döngü tekrar başlar.
28
29. TRANSSÜLFÜRASYON DÖNGÜSÜ
Homosistein metillenir ve tekrar döngüye girer. Homosistein, kilit bir detoks
biyokimyasal olan glutatyon yapmak için kullanılır. Karar, genleriniz için kolaydır.
Vücut iyi durumda ise, çok stresli değilse, her şey iyi çalışıyorsa, homosistein
metilasyon döngüsüne geri döner .Fakat eğer uyku ihtiyacı varsa ve stres hali varsa
ve vücut bir çok toksine maruz ise, pek çok serbest radikal ve oksidatif stres varsa,
temizlemek için daha fazla glutatyona ihtiyaç olacaktır.
29
30. Çoğu profesyonelin “normal” olarak gördüğü homosistein seviyeleri aslında çok yüksek.
Çoğu profosyonel, litre başına 15 mikromol veya daha üstünü yüksek olduğunu düşünür.
Aslında litre başına 7 mikromolün üzeri yüksektir. Bazen homosistein seviyeleri çok
düşük olabilir. Homosistein düzeyi 7'nin altındaysa, hem metilasyon hem de glutatyon
yapmak için yeterli homosistein olmaz.
drgamzegungor.com
30
31. Kullanmak için metillenmiş bileşikler
Fosfatidilkolin: Kolin, hayvan proteinlerinde bulunan bir biyokimyasaldır. Metile
şekilde, vücudun hücre duvarlarını yapan ve diğer pek çok işlevi yerine getiren
fosfatidilkolin elde edersiniz.
Kreatin: Metillenmiş guanidoasetat, beyin ve kas fonksiyonu için kesinlikle çok önemli
olan kreatindir.
Melatonin: Metile edilmiş serotonin, uykuya dalmanız gereken melatonin hormonu
olur.
drgamzegungor.com
31
32. Atılmak için metile edilmiş bileşikler
Arsenik: Arsenik metillendiğinde, aktif olmayı durdurur ve vücudunuzdan
glutatyon adı verilen süper kahraman yardımıyla temizlenebilir.
Histamin: Histamin, doğru miktarda istediğiniz güçlü bir bağışıklık sistemi
bileşiğidir. Çok fazla burun akıntısı veya uykusuzluk gibi belirtiler verir. Histamin
metile olduğunda, vücudunuz onu atabilir.
Östrojen: Metillenmemiş östrojen aktiftir, ancak metillenmiş östrojen
vücudunuzdan atılır.
drgamzegungor.com
32
33. Yüksek homosistein düzeyleri sonucunda
• Kardiyovasküler hastalık,
• Nörolojik bozukluklar,
• Kanser,
• Depresyon, anksiyete,
• Nöral tüp defektleri,
• Konjenital kalp defektleri,
• Yarık damak,
• İnfertilite ve diğer
problemlerle ilişkilidir.
Bunların tümü bloke metilasyon döngüsünden kaynaklanır.
drgamzegungor.com
33
34. Homosistein düzeyini azaltmak için metilatlı takviyeler kullanılabilir, ancak
homosistein seviyeleri düşmeyebilir.
Bu Metilasyon döngüsünün engellendiğinin bir işaretidir.
drgamzegungor.com
34
35. • Riboflavin (B2)
• Folat (B9)-Besin
• Kobalamin (B12)
• Protein
• Magnezyum
• B6Vitamini (piridoxin)
• Çinko (bağırsak saglıgı için önemli)
drgamzegungor.com
35
SAĞLIKLI BİR MTHFR VE METİLASYON DÖNGÜSÜ
İÇİN TEMEL VİTAMİN VE MİNERALLER
36. Gördüğümüz gibi, folat / B9 ve MTHFR, Metilasyon döngüsü için çok
önemlidir.
Ancak, işlerini metilcobalamin (metile B12 vitamini) olarak adlandırılan
başka bir vitamininin yardımı olmadan yapamazlar.
Metilasyon döngüsü, metilfolat ve metilcobalamin takım çalışmasına
bağlıdır.
Eğer bunlar eksik ise, Metilasyon döngüsü iyi bir başlangıç yapamaz ve bu
iki yüz süreç, ihtiyaç duydukları metil gruplarını asla elde edemez.
1-Folat ile el ele homosisteyinlere metil ( CH3) ekleyerek onu
metiyonune çevirir yada
2-Mitokondri içinde “metil malonil KoA”’yı süksinil KoA’ya çevirir.
36
B12
37. 37
Bu iki reaksiyon o kadar önemlidir ki (özellikle birincisi) ,eksikliğinde metilasyon
yavaşlar yani SAM üretilemez.
Metilasyonun görevleri arasında sinir lifi miyelinizasyonu aksar B12
eksikliğinde metil malonil KoA’yı, süksinil KoA çevrilemez ise metil
malonik asit (MMA) dokularda birikir ki, buda bir miyelin
destabilizatörü olarak iş görür, buradan anlıyoruz ki MMA B ₁₂ ’nin
fonksiyonunu ölçen bir test olabilir. MMA vücutta artıyorsa B ₁₂
disfonksiyonu var demektir.
38. 38
B ₁₂ normal ken neden MMA değeri yükseliyor?
Sebebi şu; Metionin siklusunda aktif B ₁₂ (Metilkobalamin) aktif Folat
ile elele Metionin Sentaz (MTR) enziminin yardımıyla Homosisteini
Metionine dönüştürür, bu işlem sırasında kullanılmış olan
kobalamin, siyanokobalamine dönüşmüş, yani metil grubunu
kaybederek yükseltgenmiştir (bildiğimiz oksitlenmiştir).
Tekrar iş görebilmesi, yani aktif B ₁₂ (Metil kobalamin) haline geri
dönebilmesi için, tekrar metillenmesi gerekir. Bu sırada küçük bir
kobalamin döngüsünde, MTRR enzimi (Metionon Sentaz Radüklaz)
enzimi tarafından rejenere edilerek MetilKobalamine, yani aktif
B ₁₂ ’ye dönüştürülür.
39. 39
Oysa kanda bakılan serum B ₁₂ seviyeleriMetil SiyanoKobalamin
arasındaki ayırımı yapmadan ölçülür. Böylece B ₁₂ ’lerinin ne kadarı
aktif (fonksiyone) ne kadarı nonfonksiyene bilemiyoruz. Ancak,
oksidatif stresi yüksek olan birbirine, B ₁₂ vereceğimiz zaman, aktif
yani metil formunu vermemiz gerektiği anlaşılacaktır.
40. drgamzegungor.com
40
Bir çalışmada B ₁₂ düzeylerinin “normal” olan kişilerde kan düzeyleri
400 pg/ml’nın (yani rutin normal değerin 2 katı) üzerine çıkıldığı
zaman, Lökosit DNA’sına yanlış olarak Urasil eklemesinin durduğu
gözlemlenmiştir. (Kapiszewka M, 2005) Oysa bugün normal kabul
edilen değerler 200’dır.
Oysa 2011 yılında ki çalışmada, 400 üzerinde B ₁₂ düzeylerine sahip
diyabetik hasta grubunda farmakolojik dozlarda (yani yüksek) B ₁₂
verildiğinde, ataksik yürüme, vibrasyon, his kaybı prostezi gibi
nörolojik bulgular %86’sında düzelmiş (solomen LR, Diabet Care
2011)
Gayet normal B ₁₂ düzeyleri olan hastaların %88’inde verilen yüksek
doz B ₁₂ , daha önce yüksek olan MMA seviyelerini de düşürmüş. Bu
hastalarda, normal B ₁₂ serum seviyelerine rağmen, B ₁₂ ’nin
mitokondrilerde işini yapamadığı anlaşılmaktadır. Yani B ₁₂ ’nın
disfonksiyonu mevcut. B ₁₂ seviyeleri normal geldiği halde
nöropatileri olan hastaları şimdi daha iyi anlıyoruz demektir.
41. drgamzegungor.com
41
MMA, B ₁₂ eksikliği için hassas bir test olup, ucuz bir testtir. MMA
vücutta birikiyorsa B ₁₂ iş göremiyor demektir.
•
Aksine B ₁₂ 350 pg/ml olmasına rağmen MMA normal iş B ₁₂ iş
görüyor olabilir. 800 pg/ml olmasına rağmen, MMA yüksek ise B ₁₂ iş
görmüyor demektir.
•
Yukarıda bahsedilen çalışmada Vit B ₁₂ 400 ng/ml üstünde olup
diabetik hasta grubunda MMA normal olanlarda nöropati oranı
%18 iken, MMA yüksek olanlarda %62 olarak gözlenmiştir.
•
Buda bize MMA testinin lüks ve gereksiz olmadığını ortaya
koymaktadır. Aynı çalışmada diğer ilgili bulgu da şu: 400 pg/dl
üzeri kişilerde diyabetik olanların MMA değeri daha
yükselmiş,üstelik yaşlı diyabetiklerde, genç diyabetiklere göre (B ₁₂
değeri normal olsa da) MMA değeri daha yüksek salanmış.
42. Riboflavin: Önemli Bir Besin Riboflavin, MTHFR geninizin işlevi için çok
önemlidir. Bu olmadan, MTHFR'niz düzgün çalışmayabilir.
Dahası, hasarlı bir MTHFR'nin düzgün olandan daha fazla riboflavine ihtiyacı var.
Diyetinizle, ıspanak, badem gibi yiyeceklerle yeterince riboflavin aldığınızdan
emin olun.
42
RİBOFLAVİN
49. • Vücutta “bazofil”, “eozinofil” ve “mast hücreleri” adı verilen bağışıklık
hücreleri tarafından üretilir. En çok cilt, bağırsaklar, akciğerler ve midede;
daha az olarak da beyin ve kalpte bulunur. Alerjik reaksiyonlara yol açar,
lokal bağışıklık ve sistemik enflamasyondan sorumludur . Aynı zamanda
bağırsakların normal fizyolojik çalışması üzerinde de etkisi olan bir
nörotransmitterdir.
• Histamin enflamasyon yaratan bir duruma cevap olarak salınır ve kılcal
damarların geçirgenliğini artırır. Damar geçirgenliği artınca bağışıklıktan
sorumlu olan hücreler ve protein yapısındaki bazı moleküller dokuya geçerek
patojenlere ve toksinlere karşı mücadeleyi başlatır. Bir arının sokması veya
sivrisinek ısırması sonrasında ortaya çıkan kızarıklık, şişlik ve kaşıntı
histaminin etkisiyle ortaya çıkar.
49
50. • Histamin intoleransı vücutta biriken histamin ile bunun yıkılma kapasitesi
arasındaki dengesizlik sonucudur. Bu hastalık IgE antikorları aracılı değildir;
bu nedenle, cilt testleri ve spesifik IgE dozajları negatif sonuçlar sunabilir.
50
HİSTAMİN İNTOLERANSI
51. 1. Aşırı histamin üretimi, ya da gıdalarla aşırı alımı
2. Histaminin yıkılması ile ilgili sorunlardır.
51
HİSTAMİN İNTOLERANSI NEDENLERİ?
52. Gıda alerjilerinde belirtiler gıda alımından hemen sonra ortaya
çıkarken, histamin intoleransında belirtiler belli bir birikimden sonra
ortaya çıkar.
Vücuttaki histamin miktarı kritik seviyeyi aştığında intolerans
bulguları ortaya çıkacaktır.
52
53. • Deri üzerinde kaşıntı, kabarma ve kızarma ,
• Egzama ve psöriazis,
• Ani başlayan ateş basması ( flushing),
• Kadınlarda adet düzensizliği ,
• Sürekli yaşanan baş ağrısı (demek ki her baş ağrısının kaynağına migren diyip geçmemek
gerek),
• Anksiyete,
• Çarpıntı ve sürekli düşük tansiyon,
• Karın ağrısı (sık tekrarlayan ve herhangi bir hastalık ile ilişkisiz),
• Bulantı ve kusma,
• Sürekli burun akıntısı ,
• Kronik yorgunluk,
• Reflü ve aşırı mide asit salgısı,
• Alkol alımından sonra oluşan kaşıntı
53
HİSTAMİN İNTOLERANSININ BELİRTİLERİ
54. 1.Bağırsak florası düzeltilmeli,geçirgen bağısak varsa tedavi edilmeli
Bağırsaklar üzerindeki bakterilerin bazıları histamin üretir. Dolayısıyla bağırsak
üzerindeki bakterilerden histamin üreten gruba dahil olanlarının sayısının artışı
daha fazla histamin üretilmesine neden olur.
Bağırsak üzerinde kontrolsüz bakteri üremesi (small intestinal bacterial
overgrowth-SIBO olarak adlandırılır) fazla histamin’in dışarıdan alımına neden
olur. Bu belirli bakterilerin sayısını arttırmaktan öte bağırsak florasının genel olarak
kontrolden çıkma durumudur.
54
HİSTAMİN İNTOLERANSI NASIL TEDAVİ EDİLMELİ?
55. 2) Alkol, şarap, bira, çikolata, kakao, ketçap, mayonez, hardal, kimyasal gıda katkıları, gıda
boyaları ve gıda koruyucu kimyasallar da histamin açısından sorunlu gıdalardır.
Hamsi, uskumru ve ton balığı türevlerinde, özellikle bayatlama sürecinde bol miktarda
histamin meydana gelir. Hem balıkta hem de yoğurtta histamin bulunduğu için, aynı anda
tüketilince vücuttakihistamin miktarının artmasına bağlı olarak bazı sorunlar baş gösterebilir.
Balığın yoğurt ile tüketilmemesi gerektiğine dair algı da bu yüzden oluşmuştur. Her iki gıda
da taze olduğu müddetçe,birlikte tüketilmelerinde hiçbir sakınca yoktur.
55
HİSTAMİN İNTOLERANSI NASIL TEDAVİ EDİLMELİ?
56. Çilek, narenciyeler, muz, avokado (meyveler bekleyip, olgunlaştıkça
histamin içeriği daha da artar), kuru meyveler, ıspanak, domates,
patlıcan, tarçın, karanfil,bitki çayları diyetten çıkarılmalıdır
56
HİSTAMİN İNTOLERANSI NASIL TEDAVİ EDİLMELİ?
57. Ayrıca histamin içermese de histamin üretimine sebep olan bazı besinler var.
•Çikolata,
•Kuruyemişler,
•Narenciye ve diğer asitli meyveler,
57
HİSTAMİN İNTOLERANSI NASIL TEDAVİ EDİLMELİ?
58. 58
HİSTAMİNİ ARTTIRAN İLAÇLAR
• Kas geveşeticiler
• Narkotikler
• Ağrı kesiciler(nonsteroid ler,aspirin)
• Doğum kontrol haplar
• Antidepresifler(prozac,efexor)
• H2 reseptör blokerları
59. • Histamin bağırsaklarda DİAMİNOXİDAZ (DAO) enzimi ile parçalanır.
• Diamin oksidaz ince bağırsaktan salgılanan bir enzimdir. Eğer ince bağırsakta iltihap ya
da SIBO olarak adlandırılan aşırı bakteri üremesi gibi bir durum varsa, bu kişiler yeterli
diamin oksidaz enzimi salgılayamazlar ve histamin yıkılımı olumsuz etkilenir. Midesinde
helikobakter pilori olanlar, ya da bağırsağında mantar bulunanlar da histamin fazlalığına
bağlı sorun yaşayabilirler.
59
HİSTAMİN YIKILIMI
60. Histamini parçalayarak elimine eden enzimlerden bir diğeri
N-metil transferazdır.
Histamini hücre içinde parçalayarak etkisiz hale getiren Histamin N-
Metil Transferaz enzimi (HNMT) adından da anlaşılacağı gibi metile
bağımlı bir enzimdir. Yüksek histamin ,yüksek metil tüketimi demektir.
60
61. Antihistaminikler yalnızca H1 ve H2 reseptörlerini bloke ederler. H3 ve
H4 reseptörleri antihistaminik ilaçlardan etkilenmezler. Bu yüzden
histamin intoleransı antihistaminik ilaçlarla tedavi edilmez.
61
ANTİHİSTAMİNİKLER
62. H1 reseptörü uyarıldığında kaşıntı ve hava yollarında daralma ortaya
çıkar. Ayrıca bu reseptör uyku uyanıklık döngüsünün düzenlenmesinden
(biyoritm) sorumludur ve ince bağırsakların kasılmasına yol açar.
H2 reseptörü uyarıldığında mide asidi salınımı sağlanır, düz kaslar
gevşer, kan damarlarında genişleme olur, tansiyon düşer ve antikor sentezi
engellenir.
H3 reseptörü uyarıldığında merkezi sinir sistemi adı verilen beyin ve
omurilik yapılarında, sinir hücrelerinin birbiriyle iletişimini sağlayan
nörotransmitterlerin salınımı azalır
H4 reseptörü uyarıldığında mast hücreleri enflamasyon bölgesine doğru
yönlendirilir. H4 reseptörü en yoğun olarak kemik dokusunda bulunur.
62
63. Bazı besinlerin mast hücrelerini stabilize ettiğini gösteren çalışmalar da yapılmıştır.
Bunların kullanılması ile mast hücrelerinden histamin salınımının kontrol altına
alınabilir.
63
64. • Selenyum
• C vitamini
• B6 vitamini
eksikse tamamlanmalıdır. Eğer eksiklik yoksa fazladan kullanılması anlamlı
değildir
• Quercetin
• Fesleğen
• Nane
• Zencefil
• Kekik
• Zerdeçal
• Çörek otu
64
65. Stres kontrol altına alınmalıdır
Uyku düzeni sağlanmalıdır
Detoks
Akupunktur ve Ozon tedavisi
Histamin artışına yol açan ilaçlar
65