2. Nükleer Enerji Nedir ?
Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji
türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert
Einstein’ a ait olan E=mc ² (E: Enerji, m: kütle, c: Işığın hız sabiti)
formülü ile ilişkilidir (atom kütlesinin enerjiye dönüşümü).
Bununla beraber, kütle – enerji denklemi, tepkimenin nasıl
oluştuğunu açıklamaz, bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar. Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak ortaya
çıkarmak ve diğer enerji tiplerine dönüştürmek için nükleer
reaktörler kullanılır.
2/41Nükleer Enerji Santralleri
3. Nükleer enerji, üç nükleer reaksiyondan biri ile oluşur:
1. Füzyon: Atomik parçacıkların birleşme reaksiyonu.
2. Fisyon: Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak parçalanması.
3. Yarılanma: Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı hale geçmesi.
Doğal (yavaş) fisyon (çekirdek parçalanması) olarak da
tanımlanabilir.
Günümüzde sadece fisyon reaksiyonundan elektrik üretimi
için yararlanılmaktadır.
Nükleer Enerji Santralleri 3/41
4. Fisyon sonucu ortaya çıkan nötronlar yakınlarındaki fisyona müsait
atomlarla reaksiyona girerler ve bu atomlar da fisyon yaparak bir çok
nötron serbest bırakırlar. Bu şekilde devam eden bu olaya zincirleme
reaksiyon denir. Alternatif olarak bazı nötronlar da çekirdeğe çarparak
saçılıp (scattering), reaksiyon yapmaksızın sistemden kaçabilirler veya
basit olarak fisyona neden olmadan çekirdek tarafından
yakalanabilirler.
Kaçma ve yakalanmayla kaybedilen sayıyı dengeye getirmek için
yeterince serbest nötronun oluşturulduğu pozisyonda, fisyon
reaksiyonu kendi kendini devam ettirme durumuna gelir ve bu
noktada sistem kritiklik durumuna ulaşmış olur. Kritik kütle, belirli
koşullarda zincirleme reaksiyonunun sürdürülebilmesi için gereken
minimum bölünebilen (fisil) madde miktarıdır.
Nükleer Enerji Santralleri 4/41
5. Nükleer fisyon yüksek enerji yoğunluğuna sahip çok güçlü bir
enerji kaynağıdır (enerji/birim yakıt kütlesi). Fosil yakıtların yanması
gibi kimyasal reaksiyonlarla karşılaştırıldığında, fisyon reaksiyonu
kullanılarak, fosil yakıtlarla üretilen miktara eşdeğer enerji üretmek
için çok küçük bir hacimde malzemeye ihtiyaç vardır. Tipik bir
reaktörde 1 kg uranyumdan elde edilen fisyon enerjisi ile 45000 kg
odun, 22000 kg kömür, 15000 kg petrol ve 14000 kg likit doğal
gazdan elde edilen enerji eşdeğerdir.
Benzer olarak, güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji
kaynakları ile karşılaştırıldığında da aynı miktarda güç üretmek için
nükleer enerjinin daha küçük bir alana gereksinimi olduğu görülür.
Örneğin günümüzde mevcut teknolojilerle 900 MW kapasiteli bir
nükleer güç santralinin bir yılda ürettiği elektrik, verimlilik dikkate
alınarak hesaplandığında 70 km2’lik güneş panelleri ve binlerce
rüzgar türbini ile elde edilebilir.
Nükleer Enerji Santralleri 5/41
6. Dünya’da 1930’larda bilim adamları tarafından atomun
parçalanabileceği bulundu.
1938’de Otto Hahn, Fritz Strassman, Lise Meitnerve, Otto
Frisch adlı Alman fizikçiler Uranyum üzerinde yaptıkları
denemelerle atom çekirdeğini parçalamayı başardılar.
1942 yılında İtalyan asıllı Amerikan fizikçi Enrico Fermi
zincirleme reaksiyonu kontrol altına almayı başararak nükleer
enerjinin üretilmesine olanak sağlandı.
6/41Nükleer Enerji Santralleri
7. 1945/46 ABD—Kanada işbirliği ile atom bombası yapıldı ve
kullanıldı.
1951’de nükleer ile ilgili
elektrik enerjisinin insanlık yara-
rına üretebileceği ortaya çıktı.İlk
olarak ABD’ de 1MW’lık santral
kuruldu .
1956 yılında Ruslar 5 MW elektrik enerjisi üreten araştırma
reaktörünü kurdular.Nükleer enerji araştırma çağı böylelikle
başlamış oldu.
7/41Nükleer Enerji Santralleri
8. Nükleer Enerji Santralleri 8/41
Obninsk nükleer santrali elektrik üretmek için kullanılan
ilk nükleer santral (26 Haziran 1954-29 Nisan 2002 )
9. 1950/1952 yıllarında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
kuruldu.
Bugün 163 ülke bu ajansa üyedir.Bu yapının %30 ABD, %25
Rusya tarafından finansa edilmektedir.Türkiye ise %1-2
oranında yer alıyor. Üye ülkeler kesinlikle atom enerjisi
kurallarına uymak zorundadır.
Nükleer Enerji Santralleri 9/41
10. Diğer yandan 1962' de İstanbul'da Küçükçekmece gölü
kıyısında kurulan 1 MW'LİK TR-1 araştırma reaktörüyle
araştırmalara Türkiye'de de başlandı. 1980' lerde bu reaktörün
gücü 5 MW' a çıkarıldı . (TR-2) U-235'ce %93 zenginlikte yakıt
kullanan havuz tipi bu reaktörde,çekirdek fiziği araştırmaları,
radyoizotop üretimi gibi araştırmalar yapılmaktadır.Şu
günlerde ise Akkuyu' da yeni bir nükleer enerji santralin
çalışmaları sürdürülmektedir.
10/41Nükleer Enerji Santralleri
12. 1. Nükleer santralin iç yapısına baktığımızda,
uranyumun fisyon tepkimesine girmesiyle
oluşan enerji su buharının çok yüksek
sıcaklıklara kadar ısıtılmasını sağlar.
2. Yüksek sıcaklıktaki bu buhar, elektrik
jeneratörüne bağlı olan türbinlere verilir.
3. Türbin kanatçıklarına çarpan yüksek enerjili
buhar, bilinen şekilde türbin şaftını çevirir ve
jeneratörün elektrik enerjisi üretmesi sağlanır.
4. Türbinden çıkan basınç ve sıcaklığı düşmüş
buhar, tekrar kullanılmak üzere yoğunlaştırıcıya
gider, su haline gelir ve döngü devam eder.
Not: Nükleer santrallerin birincil yakıtı uranyumdur ve bu yakıt doğada bol miktarda bulunur.
İkincil yakıtı ise toryumdur. Türkiye, Dünya’nın en büyük toryum rezervlerine sahip ülkesidir…
Nükleer Enerji Santralleri 12/41
14. Bütün nükleer enerji reaktörlerinde enerjinin üretildiği bölge
aynı temel bileşenlerden oluşmaktadır. Bu bileşenler; yakıt,
yavaşlatıcı, soğutucu, kontrol çubukları ve diğer yardımcı
sistemlerdir.
14/41Nükleer Enerji Santralleri
15. Yakıt
Nükleer yakıt fisyon tepkimesinin oluştuğu ve nükleer enerjinin
ortaya çıktığı malzemelerdir. Ticari nükleer reaktörlerde yakıt
olarak uranyum kullanılmaktadır. Ayrıca Uranyum – Plutonyum
karışımı yakıtların kullanılması için de gerekli çalışmalar devam
etmektedir.
Uranyum madenden çıkarıldığı şekilde kullanılamamaktadır.
Uranyumun nükleer yakıt haline getirilmesi için belli
proseslerden geçmesi gerekmektedir. Uranyum madenden
çıkarıldıktan sonra sarı pasta (U3O8) haline getirilmektedir.
15/41Nükleer Enerji Santralleri
16. Uranyum doğada, % 99’un üzerinde U-238 ve %7
mertebesinde de U-235 içermektedir. Bu bileşimdeki uranyum,
“doğal uranyum” olarak nitelenmektedir. Doğal uranyum kullanan
nükleer reaktörler bulunmakla beraber, yüksek güçlü hafif su
moderatörlü basınçlı su reaktörleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Basınçlı su reaktörlerinde U-235’ce (doğadaki orana göre)
zenginleştirilmiş yakıt kullanılmaktadır. Zira, U-235’in termal
nötronlarla fisyon yapabilme olasılığı (tesir kesiti) U-238’e göre
daha yüksektir.
16/41Nükleer Enerji Santralleri
19. Soğutucu
Nükleer reaktörde fisyon olayı sonucunda ortaya çıkan ısı
enerjisini yakıt bölgesinden uzaklaştırmak için kullanılan sıvı ya
da gaza soğutucu adı verilmektedir. Bu bağlamda, soğutucu;
fisyon olayı sonucunda ortaya çıkan enerjiyi, elektrik
üretiminde kullanılmak üzere santralin başka bölgelerine
taşımaktadır Soğutucu yardımıyla yakıtın sıcaklığının çok
yüksek derecelere çıkması engellenmektedir.
19/41Nükleer Enerji Santralleri
21. Kontrol çubukları
Bor, gümüş, indiyum, kadmiyum ve hafniyum gibi nötron
yutucu malzemelerden yapılan kontrol çubukları gerektiğinde
nötron sayısını azaltarak fisyonun durdurulması veya çalışma
esnasında güç seviyesinin ve reaktördeki lokal güç dağılımının
kontrol ve düzenlenmesi için kullanılır.
21/41Nükleer Enerji Santralleri
22. Yavaşlatıcı
Fisyon olayı sonucunda ortaya çıkan nötronlar çok yüksek
enerjiye sahip olup, çok hızlı hareket etmektedir. Yavaş (termal)
nötronların çok daha yüksek olasılıkla fisyon tepkimesine girmesi
nedeniyle reaktörlerde yakıt çevresine yavaşlatıcı adı altında bir
malzeme yerleştirilip nötronların yavaşlaması sağlanmaktadır.
Yavaşlatıcı olarak genellikle su kullanılmaktadır.
22/41Nükleer Enerji Santralleri
23. Diğer Sistemler :
• Nükleer enerjinin üretildiği reaktör kabında bazı destek
sistemleri de bulunmaktadır.
• Yakıtın yerinde durmasını sağlayan mesnet kolonları ve plakalar
• Kontrol çubuklarının kolaylıkla hareket etmesi için kılavuz
tüpleri
• Sıcaklık, basınç, ışınım seviyesi ve güç seviyesi gibi değerleri
ölçmek için kullanılan sensörler
• Reaktör kabı, yakıt bölgesinden dışarıya doğru kaçan nötronları
engellemek için kullanılan reflektör, (reflektör olarak
soğutucu/yavaşlatıcı malzemesi kullanılmaktadır.)
• Reaktör kabında, soğutucu akışını yönlendirmek amacıyla
kullanılan plakalar
• Yakıt bölgesi radyasyon ve sıcaklık zırhları
23/41Nükleer Enerji Santralleri
26. 1) Hafif su reaktörleri
Günümüzde, ticari olarak kullanılan reaktörlerin büyük
çoğunluğunda soğutucu olarak su kullanılmaktadır. Bu tip
reaktörlere hafif su reaktörleri (LWR: Light Water Reactor)
denir. Hafif su reaktörleri kendi içinde ikiye ayrılmaktadır.
Bunlar;
• Basınçlı su reaktörleri (PWR)
• Kaynar su reaktörleri (BWR)
26/41Nükleer Enerji Santralleri
27. 1.1 Basınçlı su reaktörleri (PWR)
Basınçlı su reaktörleri, halen ticari olarak üretilen reaktörlerin
başında gelmektedir. Dünyada işletmede olan 270 adet PWR
bulunmaktadır (Nuclear Power Plants, World-Wide, Reactor
Types, 2012). Yaygın kullanımı nedeniyle önemli ölçüde tecrübe
kazanılmıştır. Bu da bu tip reaktörler için avantaj olarak
nitelenmektedir.
Sistemde yüksek basınç olduğu için basınca dayalı sistemlerin
kullanılması gerekmektedir. Bu da pahalı boru sistemi ve reaktör
kabı gereksinimi doğurmaktadır. Bu husus ta, basınçlı su
reaktörlerin (PWR’lerin) dezavantajını oluşturmaktadır.
27/41Nükleer Enerji Santralleri
28. PWR’lerde yaklaşık 150-250 yakıt demeti, bir yakıt demetinde
de 200-300 yakıt çubuğu bulunmaktadır. Reaktördeki uranyum
miktarı 80-100 ton civarındadır.
Basınçlı su reaktörlerinde soğutucu ve yavaşlatıcı olarak su
kullanılmaktadır. Nükleer fisyon sonucunda açığa çıkan ısı, suyu
300-320 oC’ye kadar ısıtır. Suyun kaynamaması için suyun
bulunduğu bölge 150 bar civarında basınç altında tutulur.
28/41Nükleer Enerji Santralleri
30. 1.2 Kaynar su reaktörleri (BWR)
Kaynar su reaktörleri (BWR), basınçlı su reaktörleri
(PWR)’lerinden sonra yaygın olarak kullanılan reaktörlerdir.
Dünyada işletmede olan 84 adet BWR bulunmaktadır.
Kaynar su reaktörlerinde yaklaşık 750 yakıt demeti
bulunmaktadır. Bir yakıt demetinde ise 90-100 yakıt çubuğu
yer almaktadır. Bu tip reaktörlerdeki uranyum miktarı 140 ton
civarındadır (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2010).
30/41Nükleer Enerji Santralleri
31. Bu tip reaktörlerde soğutucu ve yavaşlatıcı olarak su
kullanılmaktadır. Basınçlı su reaktörlerinden farklı olarak basınç
70 bar civarındadır ve bu bağlamda su sıcaklığı da 285 oC
civarında kaynamaya başlamaktadır. Kaynayıp buharlaşan su,
buhar ayırıcılardan geçtikten sonra türbin jeneratör sistemine
gönderilip elektrik üretilebilmektedir.
Kaynar su reaktörlerinde, basınçlı su reaktörlerindeki gibi
buhar üreteci olmadığı için tasarımları daha basittir.
31/41Nükleer Enerji Santralleri
33. 2) Basınçlı ağır su reaktörleri
Basınçlı ağır su reaktörleri (PHWR) CANDU adı verilen
tasarıma dayanmaktadır. CANDU "Kanada Ağır-Su Uranyum"
kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır.
Dünyada 47 adet PHWR bulunmaktadır.
Soğutucu olarak ağır su (D2O) kullanılmaktadır. %99 saflıkta
ağır suyun elde edilmesi büyük bir çaba gerektirmektedir.
Basınçlı ağır su reaktörleride (PHWR) basınçlı su reaktörlerinde
(PWR’lerde) olduğu gibi yüksek basınç ve buhar üreteci
bulunmaktadır.
33/41Nükleer Enerji Santralleri
34. Basınçlı su reaktrölerinde (PWR’de) ve kaynar su reaktörlerinde
(BWR’de) yakıt yüklemesi sırasında santral devre dışı bırakılması
gerekmektedir. Buna karşın, CANDU reaktörlerinde yakıt
yüklemesi, işletme sırasında yapılabilmektedir. Ancak, yakıt
yükleme mekanizması sistemi daha karmaşıktır.
34/41Nükleer Enerji Santralleri
35. Bir basınçlı ağır su reaktörünün
şematik görünümü
35/41Nükleer Enerji Santralleri
36. 3)Gaz soğutmalı reaktörler
Gaz soğutmalı reaktörler MAGNOX ve AGR adlı iki türde
geliştirilmişlerdir.
MAGNOX reaktörlerde, soğutucu olarak 12,5 atm basıncında
karbon dioksit gazı, yakıt olarak da doğal uranyum
kullanılmaktadır. Yakıt magnezyum-oksitten yapılmış kılıfların
içine yerleştirilmektedir.
MAGNOX reaktörlerde, yavaşlatıcı olarak grafit kullanılmaktadır.
Yakıt olarak doğal uranyum kullanılabilmektedir.
Nükleer Enerji Santralleri 36/41
37. İleri gaz soğutma reaktörleri (AGR), MAGNOX reaktörlerin
daha geliştirilmiş tipi olan ileri tasarım reakörlerdir. AGR’de de;
soğutucu olarak CO2, yavaşlatıcı olarak grafit kullanılmaktadır.
Yakıt olarak %2 zenginleştirilmiş uranyum, yakıt zarfı malzemesi
olarak da paslanmaz çelik kullanılmaktadır.
37/41Nükleer Enerji Santralleri
39. Dünyada Uranyum
Nükleer bir Rönesans çağına giren dünyamızda
geleceğe hazırlıklı ve büyük düşünen ülkeler her
alanda olduğu gibi nükleer enerjinin ham maddesi
uranyum konusunda da aynen bugün petrol uğruna
verdikleri mücadeleye benzer bir aşamaya
gelmişlerdir. Bilinen rezervlerle yaklaşık daha 100 yıl
kadar dünyanın enerji gereksinimini karşılayabilecek
olan uranyum, fiyatlar arttıkça bugün yüksek
tonörlü (20.000 ppm U) uranyumdan daha düşük
kaliteli (1.000 ppm U) uranyumu devreye sokarak bu
100 yıllık dönemi bir miktar daha uzatabilecektir.
Nükleer Enerji Santralleri 39/70
40. Yine uranyumun Türkiye'de de çok büyük
miktarlarda bulunan toryum ile nükleer santrallerde
kullanılırlığının ticari olarak gerçekleşmesi ile bu
sürenin daha da uzayabileceği düşünülebilir.
Nükleer Enerji Santralleri 40/70
41. Dünyada şu anda bilinen toplam görünür uranyum
kaynağı 3 169 238 ton U, muhtemel uranyum
kaynağı 3 673 950 ton U ve mümkün uranyum
kaynağı ise 7 539 300 ton U’dur. Görünür uranyum
kaynaklarının 9 130 tonu (% 0,29’u) ülkemizde
bulunmaktadır.
Nükleer Enerji Santralleri 41/70
42. 2005 yılı verilerine göre, dünyada işletme halinde
bulunan 367 GW net üretim kapasitesine sahip 440
nükleer reaktörün uranyum yakıt talebi 70 600
tondur. 2025 yılında net elektrik üretim
kapasitesinin 450 000 GW’e ve uranyum talebinin
ise 100 000 tona yükselmesi beklenmektedir. Bu
eğilim, dünyada uranyum arama çalışmalarının
hızlanmasına ve uranyum üretiminin artmasına yol
açmıştır.
Nükleer Enerji Santralleri 42/70
46. Ülkemizin Uranyum Rezervi
Ülkemizde 1953 yılından bu yana MTA Genel
Müdürlüğü tarafından yürütülen arama çalışmaları
sonucunda; Yozgat-Sorgun (3 850 ton U3O8, % 0,10
U3O8 tenörlü), Salihli-Köprübaşı (2 852 ton U3O8, %
0,04-0,05 U3O8 tenörlü), Aydın-Demirtepe (1 729
ton U3O8, % 0,08 U3O8 tenörlü), Uşak-Fakılı (490
ton U3O8, % 0,05 U3O8 tenörlü), ve Aydın-
Küçükçavdar (208 ton U3O8, % 0,04 U3O8 tenörlü)
sahalarında ekonomik olabilecek uranyum rezervleri
bulunmuştur.
Nükleer Enerji Santralleri 46/70
47. • Türkiye’nin toplam uranyum rezervinin 10 000
ton U3O8’in üzerinde olduğu söylenebilir.
Nükleer Enerji Santralleri 47/70
48. ÜRETİM YAPAN ÖNEMLİ KURULUŞLAR
• 2003 Yılı Kuruluşların Uranyum Üretimleri (ton U)
Nükleer Enerji Santralleri 48/70
54. Türkiye’de Nükleer Enerji Çalışmaları
Türkiye'de şu an nükleer enerji santrali yapılma
aşamasındadır. 1970 yılından itibaren nükleer
santral kurulma girişimlerinde bulunuldu fakat bu
girişlerimin çoğu sonuçsuz kalmış, 2004'te,
nükleer enerji santrali konusu yeniden gündeme
gelmiş ve toplamda üç santralden biri için
çalışmalar devam etmekte olup ikisi için yapım
aşamasına gelinmiştir.
Nükleer Enerji Santralleri 54/70
56. Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri bugün
devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik
tüketimimizin % 33’ü nükleer santrallerden
karşılanıyor olacaktı.
Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller
sayesinde 16 milyar metreküp doğalgaz ithal
etmekten ve dolayısıyla doğalgaza yıllık 7.2 milyar
dolar ödemek zorunda kalmayacaktık.
Nükleer Enerji Santralleri 56/70
58. Nükleer Enerjinin Avantajları
Nükleer güç üretimi diğer kömür,doğal gaz veya
petrol kullanarak elektrik üreten teknolojilere
göre çok daha az miktarda karbondioksit salınıma
neden olur. Yani nükleer santrallerin sera gazı
emisyonları daha az olduğundan küresel ısınmayı
hızlandırıcı etkileri daha düşüktür.
Nükleer enerji teknolojisi hazır bir teknolojidir
ve geliştirilme aşamasını bitirmiştir.
Nükleer Enerji Santralleri 58/70
59. Bir nükleer santralden yüksek rakamlarda
elektrik enerjisi elde edilebilir.
Nükleer santrallerin işletmesinde uzun yıllar
boyunca ihtiyaç duyulacak nükleer yakıtı
depolamak göreceli olarak kolay ve ekonomik
olduğundan, nükleer santraller enerji arz
güvenliğinin sağlanmasına önemli katkı
sağlayacaktır.
Nükleer Enerji Santralleri 59/70
60. Nükleer teknolojide, ileri teknolojiye yatırım
yapılması suretiyle enerji ithaline olan
bağımlılık azaltılacaktır. Bu sayede, yeri
geldiğinde, başka yüksek teknolojilere nüfuz
edilmesi de mümkün hale gelecektir. Kalite
düzeyinin ve insan gücü niteliklerinin artması,
güvenlik kültürü ve prosedürlere sadık kalma
disiplini ile tanışma, sanayi sektörünün elde
edeceği en önemli kazanımlar olacaktır.
Nükleer Enerji Santralleri 60/70
61. Nükleer Enerjinin Dezavantajları
Nükleer santrallerin ürettiği nükleer atıkların ne
yapılması gerektiği halen bir soru işaretidir. Çok
tehlikeli olan bu atıklar dikkatli bir şekilde
saklanmalıdır.
Yüksek güvenlik standartlarına rağmen nükleer
enerji halen çok riskli bir teknolojidir. Japonya'da
olduğu gibi kazalar halen olabilmektedir. %100
güvenli bir nükleer santral bulunmamaktadır.
Nükleer santrallerde meydana gelen kazaların ise
sonuçları hem doğa hem de insanoğlu için çok
yıkıcı olmaktadır.
Nükleer Enerji Santralleri 61/70
62. Nükleer santraller kendilerinden gelen
risklerin yanı sıra dışarıdan gelebilecek
saldırılara karşı da büyük tehlike oluştururlar.
Bir nükleer santralde gerçekleşebilecek
herhangi bir terör eyleminin sonuçları ağır
olacaktır.
Nükleer enerjinin kaynağı olan uranyum az
bulunan bir kaynaktır. Tahminlere göre
dünyadaki uranyum kaynakları talebe de bağlı
olarak 30 - 60 yıl içerisinde tükenecektir.
Nükleer Enerji Santralleri 62/70
63. Bir nükleer santralin kurulması için gerekli
bürokratik ve teknik detaylar da
düşünüldüğünde bir santralin tamamlanması
yaklaşık 20 - 30 yıl sürmektedir. Kısa sürede bir
nükleer santral inşa etmek mümkün değildir.
Nükleer Enerji Santralleri 63/70
64. Gelecekte Nükleer Enerji
Gelecekte nükleer enerjinin durumu; enerji
talebindeki artış, fosil yakıtlarla ekonomik rekabet,
çevresel duyarlılıklar ve kamuoyu tutumu ve algısına
ilişkin konular olmak üzere bu dört etmenin
birbiriyle ilişkisine bağlıdır. Bu etmenlerin istenen
biçimde çözümlenmesine ve teknolojik gelişmelere
bağlı olarak, hidrojen üretimi, deniz suyundan tatlı
su üretimi ve tıbbi amaçlara yönelik kapsamlı
radyoizotop üretimi dahil olmak üzere nükleer
enerjinin yeni ve çok sayıda uygulaması gündeme
gelebilecektir. Potansiyel uygulamalar ve nükleer
enerji sistemlerinin performansının geliştirilmesine
yönelik çok sayıda araştırma sürdürülmektedir.
Nükleer Enerji Santralleri 64/70
65. Nükleer enerjinin geleceğini etkileyen
etmenleri kestirmek oldukça zordur. Bu
etmenlerin, mevcut eğilimlerde değişiklik
olmaksızın sadece ekonomik faktörlerden
kaynaklanması durumunda nükleer enerjinin
yüksek yatırım ve düşük üretim maliyeti özelliği,
serbest ve yüksek rekabetçi piyasada, mevcut
santrallerin ömürlerini doldurana dek işletilmesi
ve yenilerinin kurulmaması gibi bir duruma yol
açabilecektir. Ancak, artan dünya enerji talebi
yeni santrallerin kurulmasına yönelik kararların
alınmasını gerektirecek
Nükleer Enerji Santralleri 65/70