Haşlanan kurbağa sendromunun tanımı, bu sendroma yakalanan ve başarılı uygulamalar ile kurtarılan şirketlerin hikayeleri, yönetim danışmanlarından ne beklenilmemesi gerektiği üzerine hazırlanmıştır.
2. HAŞLANAN KURBAĞA SENDROMU
Son yıllarda yönetim alanında oldukça fazla duyduğumuz bir
kavramdır.
Eğer bir kurbağa, kaynayan suyun içine bırakılırsa, kendini hemen
dışarı atacaktır.
Ancak, kurbağayı ılık bir suyun içine bırakıp, suyu alttan yavaş yavaş
ısıtırsanız sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmayacaktır.
Yükselen sıcaklıkta kurbağa dışarı çıkacak hali kalmayıncaya kadar
sersemleyecek ve en nihayetinde haşlanacaktır.
Aslında kaçmak için hiçbir engel olmadığı halde kurbağa, neden
kaçmayı denememektedir? Çünkü kurbağanın sinir sistemi, yavaş,
tedrici değişimlere değil; ani değişikliklere programlanmıştır.
3. HAŞLANAN KURBAĞA SENDROMU
HER ŞİRKETİ İLGİLENDİRİYOR MU?
Kâr amacı gütsün veya gütmesin tüm organizasyonlar çevrelerinde olan
biteni değerlendirmek, değişim yönetimi uygulamak zorundalar.
Ancak özel sektörde faaliyet gösteren işletmelerin «haşlanan kurbağa
sendromu»na karşın daha uyanık olmaları gerekiyorlar.
Haşlanan Kurbağa Sendromu ile Danışmanlık ilişkisi nedir diye soracak
olursanız:
1) öncelikle tarihte bu sendroma yakalanmış ama başarılı uygulamalar ile
hayata döndürülmüş birkaç işletmenin hikayesini paylaşacağım
2) Bu hikayelerin içinde birer Superman de var elbette
3) Bu şirketlerin kurtuluş hikayelerinde başrol oynayan yöneticilerin
danışmanlık rolleri üzerine bir değerlendirme yapıp, danışmanlardan
Superman olur mu olmaz mı sorgulayacağız
4. BETHLEHEM STEEL NASIL
HAŞLANAN KURBAĞA
SENDROMU’NA YAKALANDI?
1960’lı ve 1970’li yıllarda yöneticilerinin
ürünlerinin gittikçe düşen kalitesini ve servisini
gözardı etmesiyle rekabet gücünü ve dinamik
yapısını kaybetmiştir.
Uzak Doğu’dan özellikle Japonya’dan gelen
rekabeti doğru değerlendirememiş ve Haşlanan
Kurbağa Sendromu tuzağına düşmüştür.
Satışlar düşmüş, pazar payı daralmış ve iade
edilen ürünlerin oranı %8’e ulaşmıştı.
5. BETHLEHEM STEEL KURTARICISI
WALTER WILLIAMS NE YAPTI?
Bethlehem Steel Örgütsel Dönüşüm
gerçekleştirmek için Walter Williams’ı yönetime
getirdi. Walter Williams kaliteyi ve verimliliği
artırmak için geliştirdiği stratejiye Operation
Bootstrap adını verdi:
Kalite takımları kuruldu
Çelik yapımında modern teknolojilere
yatırım yapıldı
Çalışanları motive etmek için gelire
endeksli teşvikler verildi
6. SONUÇTA,
Bir ton çelik yapımı için geçen süre 7 işçi saatinden
3 işçi saatine kadar düşürüldü
İşçi sayısı 8800’den 5900’e kadar düşürüldü
Bir ton çelik yapımı için geçen süre yarıya indirildi
İade edilen ürün sayısı %8’den % 1’e indirildi
7. XEROX HAŞLANAN KURBAĞA
SENDROMU’NDAN NASIL
KURTULDU?
Xerox dünyanın önde gelen fotokopi şirketi olarak 1980’li yılların
başlarında kaybettiği bir kaç ihaleyi Japon ihracatçıların uyguladıkları
damping hilesine bağlamış ve Haşlanan Kurbağa Sendromu’na
yakalanmıştır.
Üretim maliyetleri gittikçe yükselmiş ve pazar payı %82’den %41’e
düşmüştür.
9. SÜREÇ KIYASLAMASI YAPTILAR
Dağıtım fonksiyonu ile ilgili katalog satışı yapan L.L.Bean firması ile
süreç kıyaslaması yaptılar.
L.L.Bean firmasının ambarlara gelen malların kabul süresi ve siparişe
göre tekrar paketlenip müşteriye sevkedilme zamanı Xerox’unkinden
üç defa daha hızlıydı.
Kıyaslama sonunda Xerox hızlı sipariş alınması ve sevkiyat süresinin
kısaltılması tekniklerini öğrendi.
10. ÜRETİM PROGRAMINI
GELİŞTİRDİLER
Marriott Hotel’in müşteri kabul sistemini incelediler.
Kâr odaklı olmak yerine kalite odaklı sistemler geliştirdiler.
Tasarım, üretim ve hizmet alanlarında eş zamanlı mühendislik
(concurrent engineering) uygulamalarını başlattılar.
Yönetim piramidindeki katmanların sayısını azalttılar ve çapraz
fonksiyonel takımlar (cross-functional engineering) oluşturdular.
11. SONUÇ OLARAK XEROX,
1500 kişiyle 5 yılda
geliştirip
tamamlayabildiği
fotokopi
makinesini, 350
kişiyle ve 2,5 yılda
tamamlamıştır.
Yöneticileri ve
kendilerine bağlı
çalışanları 125
milyon dolarlık
eğitim bütçesiyle
eğitti ve kalite
sorunlarını 2/3
oranında azalttı.
Japonya’ya
kaptırdığı pazar
paylarının büyük
bir kısmını geri
almayı başardı.
12. CHRYSLER HAŞLANAN KURBAĞA
SENDROMU’NDAN NASIL
KURTULDU?
Haşlanan Kurbağa Sendromu tuzağına düşen şirketlerden birisi de
Chrysler firması olmuştur.
Uzak Doğu’dan ve Avrupa’dan daha ekonomik ve küçük arabaların
Amerika’ya istilası Genaral Motors, Ford ve Chrysler gibi Detroit’in üç
büyükleri olarak adlandırılan firmaları oldukça etkilemiştir.
General Motors Vega modeliyle Ford Pinto modeliyle Japon
arabalarına karşı rekabet etmeye çalışsa da 1974 petrol kriziyle Japon
arabaları sektörün lideri konumuna gelmişlerdir.
Chrysler firması iyi yönetilemediği için sadece uluslar arası piyasa da
değil iç piyasada da başarısız olmuştur.
13. CHRYSLER KURTARICISI LEE
IACOCCA
Chrysler’i batma noktasından kurtaran Ford şirketinin eski Ceo’su Lee
Iacocca olacaktır.
Iacocca öncelikle Chyrsler firmasındaki yönetim sorunları ile
ilgilendi.
Üç yıl içinde şirketin 35 genel müdüründen 30’unun işine son verdi.
Yeni bir mali sistem kurdu.
Satış birimleri ve bayileri bir araya getirerek üretim programını
yeniden düzenledi.
Ford’dan emekli olmuş değerli elemanları bir araya getirerek yeni bir
yönetim sistemi kurdu.
14. BİR İYİ BİR KÖTÜ HABER
Kötü haber, burada örneğini verdiğimiz şirketler kadar şanslı olmayan
birçok şirketin yok olup gittiğidir.
Diğer bir kötü haber, elimizde çok sayıda Walter Williams, David
Kearns ve Lee Iacocca’nun bulunmaması
Yani her durumda işletmeyi uçurumun kenarından kurtaracak bir
yönetici veya CEO bulmak o kadar da kolay değil
İyi haber, yönetim alanındaki sorunları teşhis ve tedavi edebilecek
bilgi, beceri ve donanıma sahip yönetim danışmanlarının sayısı her
geçen gün artmaktadır.
16. DANIŞMANLARDAN NE
BEKLEMEMELİYİZ?*
İflas etmek üzere olan şirketleri kurtarmalarını ve birer mucize
gerçekleştirmelerini,
Hemen hemen her türlü sorunu çözebileceklerini,
Sorunu müşterinin kendisinden uzaklaştırarak kendi omuzlarına
yüklemesini beklememeliyiz.
Editor's Notes
*Milan Kubr “Yönetim Danışmanlığı Meslek Rehberi”, Dördüncü Baskı, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları No: 711, 33-34 sayfalara bakınız.