12. İçini açtığınızda birbiri üzerine dizilmiş taneler görürsünüz. Muhteşem bir şekilde dizilmişler. Hiçbir insan eli onları o şekilde dizmeye güç yetiremez.
27. Yaratıcısını hatırlatıp, O'nu düşündürüp, O'nu övme ve hamdetme vesilesi olabilmesi de "yere dökülmemesi" anlamına gelecektir…
28. Bütün varlıklara bakışında bu tarz bir yaklaşım sergileyen insan, elbette ebedi hayatta da bu nimetlerin asıllarına kavuşacaktır…
29. Mesele böyle olduğu halde , her bir noktasında bin türlü mucize incelikleri bulunan o yeryüzü mağazasındaki eşyanın Sanatkarı…
30. … (haşa) ya şuursuz, hissiz, iradesiz, ilimsiz, kemalsizdir ki, bu kadar bol, kıymetli antika eşyayı parasız dağıtıyor…
31. Veya o hazine sahibi, o hazineyi , âhirete gitmek üzere gelip, misafireten kalan insanlara, İlâhî ve Rahmânî bir sofra olarak yaratmıştır .
32. O Gizli Hazinede varlıkların icadı sadece “Ol!" emriyle bağlıdır.
33. Ve bütün varlıkların iç yüzleri, santral gibi, Hakîm, Kadîr, Mürîd, Alîm bir Zat’ın kudret elindedir.
34. Bununla birlikte, o İlâhî sofradaki şeyler, yalnız insan ve hayvanların lezzet ve zevklerini tatmin için değildir.
35. Her bir beslenen canlıya âit cüz'î faydalardan başka, ilahi isimlerin tecellilerine ve faaliyetteki sırlara ve şuûnâtına ait sonsuz hikmetleri, gayeleri vardır…
36. Öyleyse, bu umumi ziyafet ve bu umumi feyzin, bir kör kuvvetten çıkması ve bu varlıkların neticeleri sel gibi akıp bir araya gelmesi ve tesadüfün eline bırakılması imkansızdır….
37. Çünkü, o varlıkların düzenli, hikmetli şekillenmeleri ve şuurluca sağlam özellikleri, kör tesadüf ve ittifakı reddediyor.
38. Öyle de, o rahmet sofrasındaki ucuzluk, kolaylık ve çokluk; o varlıkların Mutlak, Sonsuz bir Cömertten, bir Hikmet Sahibinden , bir Kadir’den geldiğini gösteren şahitlerdir.