SlideShare a Scribd company logo
1 of 55
Download to read offline
HER YÖNÜ İLE ERGONOMİ
ERGONOMĠNĠN TANIMI
Ergonomi, Fransızca ―ergonomi‖ sözcüğünden dilimize ergonomi okuyuĢu Ģeklinde geçmiĢ olup
aslında eski Yunanca iĢ anlamına gelen ERGON ve doğal yasa veya düzen anlamına gelen NOMOS
‗tan türetilmiĢ bir sözcüktür.
Ergonomi; iĢletmede gerek çalıĢma koĢulları, gerekse üretkenliği iyileĢtirme açısından iĢin nicelik ya
da nitelik olarak incelenmesidir. ĠĢçiler ve iĢ çevresiyle aralarındaki optimal iliĢkinin baĢarısıyla
ilgili bir bilim dalıdır.
Ergonomi; araç, gereç ve makinaların insan tarafından maksimum konfor emniyet ve temkinlikle
kullanılabilmesi için gerekli olan ve insanların bilimsel özelliklerine ait bilgilerin toplamıdır.
A.Wismer‘ e göre ise ergonomi; iĢ-insan iliĢkilerinden doğan problemlere uygulanabilen bir
teknoloji olarak kabul edilmekte, bu nedenle çalıĢan insana yönelik etüd ve çalıĢmalar Ģeklinde
tanımlanmaktadır.
Diğer bir tabir ile;Ergonomi, insan ve çalıĢma ortamı arasındaki bilimsel iliĢki olarak tanımlanabilir.
Burada çalıĢma ortamından kasıt sadece insanın içinde bulunduğu ortam değil buna ilaveten
kullandığı makina, alet ve malzemeyi, çalıĢma metodunu, organize eden ergonomi, teknolojiden
biyolojik (fizyoloji) ve toplumsal bilimlerden (psikoloji, toplum bilim) alınan yöntemlerin kesiĢme
noktasındaki çalıĢma konusunda, insanın karĢılaĢtığı sorunlara bir yaklaĢım biçimidir. Ergonomi, iĢi
insana uyarlamak için bir araĢtırma ve eylem programı içerir; ergonomi kavramı, iĢçinin kullandığı
araçlarla gereçleri, çalıĢma yöntemlerini, iĢin gerek bireysel gerek küme çalıĢması düzeyinde
tasarımlanıp örgütlendirilmesini kapsar. ÇalıĢma araçlarıyla gereçlerinin insanın gövde yapısı ile
onun iç iĢleyiĢine uygun düĢecek bir biçimde düzenlenmesi, iĢin bireysel yeteneklere olduğu kadar
genellikle insan doğasına da uygun olarak düzenlenmesi, makinaların çalıĢtırma düğmesi ya da
kollarıyla denetim göstergelerinin en uygun bir düzen içinde bulunması, devinimlerin en az
yorgunluk doğuracak biçimde bölünüp düzenlenmesi, elveriĢli ıĢık, ses, havalandırma, ısı, nem gibi
çalıĢma koĢullarının sağlanması ergonominin baĢlıca koĢulları arasındadır.
Makina ve araçlar düzenlenirken veya iĢyeri planlanırken, ergonomik kurallara göre düzenleme ve
planlama yapılırsa, iĢ ile iĢçi arasında iyi bir uyum sağlanması ve böylece en az yorgunlukla, en
yüksek verime ulaĢma sorunu daha kolay ve daha ucuz çözümlenir.
ĠĢ ortamı insan davranıĢlarını etkileyen çok değiĢik faktörleri içerdiğinden, ergonominin ilgi alanı
gittikçe geniĢlemektedir. Ergonominin temel amacı, bireylerin ve onların iĢ çevreleri ile aralarındaki
iliĢkinin optimal olmasını sağlamaktır. Ergonomistler iĢ sistemlerini yeniden inceleyip, sistemdeki iĢ
streslerini minimize etmeye uğraĢırlar.
Ergonomi prensipleri aĢağıdaki alanlarda uygulanır;
1
1.
Dizayn etme, değiĢiklik yapma, düzenleme yapma, yüksek ürün prodüktivitesi, iĢ yaĢamı ve
ürün kalitesini arttırmak için ekipmanların bakımında,
2.
Kolay ve hızlı iĢlem,servis ve bakım için iĢ alanlarının dizaynında,
3.
Operatörler ve makinalar arasındaki görev tahsisatını içeren iĢ metodlarının düzeninde,
Yüksek prodüktivite ve iĢçilerin güvenliği için iĢyerlerindeki fiziksel faktörlerin
4.
(sıcak,soğuk, gürültü, nem, aydınlatma, titreĢim) kontrolünde.
Ergonomi sadece iĢle ilgili problemleri değerlendirmek değil ayrıca bir çözüm bulma branĢıdır da.
Ergonominin amacı, iĢçinin refahını ve prodüktiviteyi, iĢ streslerini azaltarak optimize etmektir.
Ergonomi buluĢları, tıbbi müdahaleye gerek kalmadan, herhangi bir kaza oluĢmadan, önceden önlem
almaya yöneliktir.
ĠĢ yerlerindeki stres faktörleri ise Ģunlardır;





ĠĢyerlerinde kullanılan araç-gereçlerin miktarı ve karmaĢıklığı,
Yapay çevre koĢulları (gürültü, titreĢim, zehirli materyaller, vs.)
Mental ve fiziksel iĢ yükü.

Ergonomi uygulamalarının sonuçları ise Ģöyledir;
Yapılan iĢin, iĢçilerin bedenleri ve performansları üzerindeki etkilerinin anlaĢılması,
ĠĢin, iĢçi üzerindeki uzun dönemli potansiyel veya kümülatif etkilerini önceden tahmin etmek,
Bir iĢin yapılması için iĢ yerinin ve/veya araçlarının, iĢçilere uygunluğunun saptanması,
Prodüktivitenin geliĢtirilmesi ve iĢçilerin refahının sağlanmasında ―personelin göreve uyması‖ veya
―görevin personele uyması‖ yolunun optimal olanının seçimi.
Bu tarz bir giriĢimin sonucunda, iĢçi kapasitesi ve iĢin gerektirdikleri arasında iyi bir uygunluk
sağlanabilir.

ERGONOMĠNĠN ENDÜSTRĠ MÜHENDĠSLĠKTEKĠ YERĠ
Ergonomi çok geniĢ bir bilim dalı olduğundan baĢarılı ergonomik programlar, sınırları çok geniĢ
olan bu bilimi anlayıp, tüm alanından yararlanmaya çalıĢan ergonomik çözümler araĢtırmaya
yöneliktir. Bu yüzden eğer bir mühendis, mühendislik dıĢı faktörleri (veya bir psikolog, psikolojik
olmayan faktörleri) göz ardı ederse yapılan değerlendirmeler kısa dönemli olacaktır. Bu
değerlendirmeden de, iĢin gerektirdikleri ve insan kapasitesi ile limitlerinin tutarlı bir Ģekilde
karĢılaĢtırması beklenemez.
ĠĢ ortamı insan-makina sistemlerinin ―makina‖ bölümüne indirgenemez. Çünkü iĢi koĢullandıran,
kuĢkusuz, her zaman çevre sıcaklığı ve gürültü, oturma yerlerinin biçimi ve bedenin sıkıntılı
2
konumu, iĢaretlerin ve kumanda öğelerinin düzenleniĢidir. Bütün bu çözümleme konuları ile
ergonomi uğraĢır. Ayrıca iĢi koĢullandıran etkenlere; iĢin bölünmesi, görevlerin küçük parçalara
ayrılması, ara dinlenme sayısı ve süresi, yönergelerin sayısı ya da çokluğu, yapılan iĢin sonuçlarını
bilme ya da bilmeme, yapılan iĢle alınana ücret arasındaki iliĢki, vb. eklenebilir. Bütün bunlar
iĢletmede özel bir ―ergonomi‖ servisi kurma yerine, iĢletmenin bütün bölümlerine (özellikle iĢ
organizasyonu bölümüne) ergonomik yaklaĢımın girmesini sağlamanın daha yararlı olacağını
gösterir.
Bilim ve teknolojinin hızla geliĢmesi sonucu, gittikçe daha kompleks makinaların dizaynı ve
bunların ayrıntılı iĢlerde kullanılması olayı, insanın çalıĢma Ģekil ve standartlarının daha hassas bir
biçimde incelenmesini zorunlu kılmıĢtır. Bunun yanı sıra hafifmiĢ gibi görünen ancak monotonluk
ve dikkat unsurunu içinde bulunduran iĢler de bir takım ruhsal bozukluklara yol açmaktadır. Ayrıca
yapay ve doğal çevre Ģartlarının da çeĢitli faaliyetler üzerinde önemli etkisi vardır. Üretim
tekniklerinin geliĢip, makinaların daha kapsamlı hale dönüĢmesi yatırımın tutarları ve maliyet artıĢı
konularını beraberinde getirir. Bu sebeple teknoloji seçimi çok önemlidir. Teknik zorunluluklar ve
özellikle ekonomik Ģartlar, yatırımlardan devamlı ve maksimum bir Ģekilde yararlanmak için o
tesisin 24 saat aralıksız çalıĢtırılmasını gerektirir. Böyle bir durum ise vardiya sistemi ve gece
çalıĢmalarını ve dolayısıyla iĢçilerde devamsızlık , iĢi bırakma gibi önemli maliyet artıĢına sebep
olur.
ĠĢletmelerde verimliliğin arttırılıp karın yükseltilmesi için,insan sağlığı pahasına üretim temposunun
hızlandırılması, aĢırı iĢbölümü, gürültü, toz, titreĢim, ıĢık , dönüĢümlü vardiya sistemi gibi
durumların iĢçiler tarafından iyi karĢılanmaması, çalıĢma Ģartlarının incelenmesi ve üretim araç ve
gereçlerinin dizaynına iliĢkin bazı çalıĢmalar olması gerekliliğini doğurmuĢ ve bu tarz bir düĢünüĢün
geliĢtirilmesini zorunlu kılmıĢtır.
Yukarda bahsedilen ihtiyaçlardan doğan ergonomi bilimi, bir üretim ünitesinin etkinliğinin
arttırılmasına yönelik olduğu kadar çalıĢanların iĢ yüklerini azaltmayı da hedeflemektedir. BaĢ
döndürücü bir hızla geliĢmekte olan teknolojiyi kullanmakta olan insanoğlu da Ergonomiye ne
kadar gereksinmesi olduğunu anlamıĢtır. Artık bilimsel çalıĢmalar, Ergonomi ile aynı paralellikte
geliĢmekte olup birbirlerini besleyerek
yeni dünyayı biçimlendirmektedirler. Ergonomik
düzenlemeleri uygulayacak olan en uygun mühendislik de endüstri mühendisliği olduğundan ve bu
bilim dalının yerinin ve öneminin tartıĢılmaz olduğu böylece ispatlanmıĢtır.
ĠġTE DURUġ ġEKLĠ (Ġġ POZĠSYONU)
ĠĢ pozisyonu çalıĢırken vücudun hareketli uzuvlarının aldığı duruĢ Ģeklidir. ĠĢ karĢısında duruĢ Ģekli,
vücut çatısını teĢkil eden uzuvların bir bütün halinde ve birbirine destek olacak Ģekilde iĢin gereği
olan pozisyonda durum almasıdır.

3
Bu duruĢ vücudun çevreden aldığı uyarılar ve iĢe hazırlanıĢ hareketleri ile bir bütün teĢkil eder. ĠĢin
baĢından sonuna kadar mekan içinde vuku bulan hareketler ve tavırlar fiziki faaliyetin temelini
oluĢturur.‖

ĠĢ duruĢu bir taraftan insan vücudunun anotamik ve fizyolojik karakteristiklerine, özel denge
kurallarına, fizik ve Biomekanik kanunlara tabi iken, diğer taraftan kiĢinin yapacağı iĢlemlere
bağlıdır. Nitekim ağır bir yükü taĢırken, bir iĢlem yaparken ya da araba sürerken aynı Ģahıs değiĢik
hareketler yaparak çeĢitli pozisyonlara girer.Üretim iĢlerinde mekanizasyonunun artması sayesinde
ağır ve yoğun bir takım iĢler (Örneğin malzeme taĢıma ve yerleĢtirme iĢleri) büyük ölçüde
azalmıĢtır.

4
5
6
Ancak gerek imalat sanayiinde ve gerekse yönetime iliĢkin büro iĢlerinde, çoğalan iĢ Ģekil ve
türlerine paralel olarak, iĢçilerin katlanmak durumunda oldukları zor ve yıpratıcı iĢ pozisyonları göz
önüne getirilirse, mekanizasyonun iĢleri azaltıp kolaylaĢtıracağından Ģüphe etmek gerekir. Örneğin,
oto montajında diz çökerek ya da yarı eğik pozisyonda yapılan çalıĢmalar, teknik ressamların veya
mekanik montörlerinin belirli Ģekilde durum almaları, sekreterlerin daktilo karĢısında, montörlerin
montaj masasında aynı pozisyonda uzun süre çalıĢmaları...vb. Kasların kısa sürede yorulmasına
neden olur ayrıca bu zorunlu duruĢ Ģekillerinin uzun sürede çok çeĢitli olumsuz etkiler yaratır. Kan
dolaĢım sisteminin aĢırı zorlaması sonucu meydana gelen ödem ve varisler, omurgadaki çeĢitli
bozuklukları, disk kaymaları, mafsal çarpıklıkları vb. bunlardan bazılarıdır. Görüldüğü gibi
çalıĢırken katlanılan zorunlu pozisyonlar uzun dönemde çok önemli Ģekil bozuklukları ve hastalıklar
yaratır.
UYGUN DURUġ KRĠTERLERĠ
Ergonomik açıdan iĢçinin ya da kötü iĢ duruĢunu tayin eden değiĢik kriterler vardır.Bunlardan
bazıları bütün iĢlere uygulanabilen anlamlı genel kriterlerdir.
―Enerji harcama açısından‖ iĢçinin iĢ baĢında belirli bir pozisyonda durma zorunluluğu nedeni ile
harcanan ek enerji, o iĢin ağırlık ve yoruculuğu hakkında her zaman kesin bir fikir vermez.
Kalp frekansı: Kalp frekansları, yapılan iĢin durumu ve yoruculuğu hakkında araĢtırmacıya oldukça
güvenilir bir fikir verebilir. Bu yolla iĢçinin iĢ için harcadığı enerji miktarı yanında vücut
organlarının kalp seviyesinde yüksekliği, çeĢitli adale gruplarının gerilmeleri ve hidrodinamik
kurallara göre kalbin en uç noktadaki hücrelere kadar kan pompalama sırasında kan damarlarının iĢ
yüzlerine yüklenen basınç konusunda da yararlı bilgiler alınır. Bununla beraber, uygun bir duruĢla
her zaman hidrodinamik Ģartlar tam olarak sağlanamaz. Örneğin, ayakta eğilmiĢ vaziyette dururken
vücudun büyük kısmı kalp düzeyinde olduğu halde, omurganın gerilmesi ve omurga diskleri
arasında basıncın artması vücutta olumsuz etki yaparak yorulma ve tutukluğa sebep olur.

7
Elektromyografi: Elektromyografi metodu ile kasların gerilme dereceleri tespit edilerek, yorulma
belirtileri objektif olarak saptanabilir. Fakat bu metotla iĢçinin iĢ duruĢuna destek sağlayan (katılan)
tüm adalelerin yorulma durumlarını tespit etmek mümkün değildir. Özel hallerde bazı adale grupları
hakkında bilgiler almak Ģüphesiz çok yararlıdır ancak herhangi bir yanılgıya düĢmemek için bu
sonuçları diğer bazı kriterlerle birlikte değerlendirmek gerekir. Örneğin normal oturma durumunda
omurga dik ve az bir yükleme maruzdur. Durum genelde iyidir ancak bir süre sonra bel ve ayaklar
uyuĢur ve sıkıntılı bir durum yaratır.

Subjektif Kriterler: Yapılan iĢin subjektif yönü çok önemlidir. ĠĢçi zevkle yaptığı tehlikesiz bir iĢ
karĢısında kendinden emin ve rahattır. Tehlikeli kirli iĢler iĢçide ürkeklik ve huzursuzluk yaratır.

8
2.2. Ġġ DURUġUNU BELĠRLEYEN FAKTÖRLER
ĠĢ baĢında çalıĢan iĢçinin iĢ duruĢunu doğrudan etkileyen temel faktörler Ģunlardır:
GörüĢ Ģartları: Yapılacak iĢin detaylarının inceliği göz-iĢ mesafesini tayin eder.ĠĢin baĢ ve göz
ekseninin normal doğrultusunda bulunması gerekir. ĠĢ, iĢçinin ufak baĢ ve göz hareketleri ile
görebileceği bir konumda bulunmalı.

Vücudun iĢe göre durum alması: Bazı hassas ince iĢler genellikle bedensel hareketten ziyade
vücudun belirli bir pozisyonda sabit tutulmasını gerektirir. ĠĢ hassaslaĢtıkça vücut ekseni iĢe karĢıdan
ve uygun yatkınlıkta olmalı.

ĠĢe kuvvet uygulanması: Kumanda kollarının karĢı direnci, aletlerin ve yer değiĢtirme zorunluluğu
olan malzemelerin ağırlığı dolayısıyla iĢçi tarafından uygulanacak kuvvetin miktar seviyesi ve yönü
iĢe uygun Ģekilde düzenlenmeli, Vücut dengesi bozulmamalı.

ĠĢ mahallinin düzenlenmesi: ĠĢ yapılan tezgah ya da montaj masasında çalıĢma düzeni, malzeme
makine ve aletlerin durumu iĢ durumuna ve iĢlem sırasına uygun düzenlenmeli.

ĠĢin temposu: ĠĢin gereğine uygun olmalıdır.
Yukarıda sıraladığımız hususlar göz önünde bulundurularak, iĢçinin yorulmadan daha verimli
Ģekilde çalıĢabilmesini temin amacı ile, iĢçinin iĢ karĢısında uygun bir pozisyonda durması
sağlanmalı. Bu duruĢ düzenlenirken vücut dengeli olmalı, dolaĢım sistemi zorlanmamalı ve iĢ duruĢu
sık sık değiĢtirilmelidir. Yani iĢçi bazen oturarak bazen ayakta çalıĢabilmelidir.
Yukarıda bahsettiğimiz kriteri uygulamaya koyarken özetle Ģu hususlara dikkat edilmelidir:
Hareketler kuvvetle değil, insanın yapısına uygun yumuĢak bir esneklikle yapılmalıdır. Bunun için
dikey hareketler yerine yatay, doğrusal hareketler yerine devirli, içten dıĢa değil dıĢtan içe, itme
yerine çekme hareketleri tercih edilmeli.

Hareketlerin kontrolü değil serbest ve otomatik olarak yapılabilmesi çareleri aranmalı, bunu
sağlamak için; iĢlem görecek parçaları otomatikman kullanım pozisyonuna getirecek sevk edici,
oluklu malzeme kutu ya da kasalarından yararlanmalı, iĢi bitenler eski yerlerine gidebilmeli.

9
Lüzumsuz hareketler ekarte edilmeli, zorunlu hareketler en aza indirilmeli bunun için; birkaç
parçanın bir defada alınıp kullanılmasını sağlayan düzen geliĢtirilmeli, malzemeyi iĢleme
durumunda tutacak taĢıyıcı ya da mengene kullanılmalı.

ĠĢin en kısa yoldan ve devamlı olarak yapılması çareleri aranmalı.

Yapılacak iĢe uygun ve en az miktarda kas ya da kas grubu kullanmalıdır.
Bahsedilen kriterler seri üretimde veya montaj masalarında oturarak çalıĢan iĢçinin pozisyonuna
kolaylıkla uygulanabilir.
Genelde duruma göre hareket etmeyi ve güç kullanmayı gerektiren diğer üretim faaliyetlerine bu
kriterleri tümü ile uygulamak her zaman mümkün değildir.
Bu nedenle ergonomist bu gibi durumlarda deneyim görgü ve bilgilerine dayanarak en uygun çözüm
yollarını arayıp bulmak durumundadır.
Ġġ ARAÇLARININ YA DA ALETLERĠNĠN BOYUTLARI
ĠĢyeri tasarımında, ya da insanların araç ve gereçleri kolaylıkla kullanabilmelerini sağlamak için, bu
araç ve gereçlerin, insanın anato­mik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapasitesine uygun
olarak ta­sarımlanması gerekir.ÇalıĢanın boyuna göre çok yüksek veya alçak olan iĢ tezgahı, kendine
uzakta kalan alet ve kumanda kolları sebebiyle, eğilme, uzanma, kalkma gibi hareketler iĢçinin duruĢ
dengesini bozar ve yorgunluğa yol açar. Aynı Ģekilde alet saplarının gereğinden ince ya da kalın
olması, ayar düğmelerinin, direksiyon simidinin çok küçük veya büyük olması onların avuç içinde
tam güçle kavranılmasını engeller, bir oto kaportasının yeterince açılamaması o motor üzerinde
yapılacak bir arıza giderme çalıĢmasını zorlaĢtırır.
ÇalıĢma yerlerinin düzenlenmesinde insan ölçülerini göz önüne alı­nırken insan, yeni baĢtan
tasarlanamayacağına göre onun ölçülerinin dağılımının bilinmesi makinelerinin ve dolayısıyla insanmakine sistemleri tasarımının ön koĢuludur.
ĠĢ hayatında iĢ tezgahının düzenlenmesi aletlerin ve makinaların yeri, ağırlıklarının ve hızlarının
tespiti gibi iĢlerin çoğu zaman ampirik olarak yapıldığı görülmektedir. Bu tür hareketler Ģüphesiz
zaman kaybına, lüzumsuz kuvvet harcamaya ve gereksiz malzeme hareketine neden olur, dolayısıyla
iĢ gücü verimliliği düĢer. KurulmuĢ bir düzenin sonradan Ģartlara göre değiĢtirilmesi zor ve
masraflıdır, bu sebeple iĢ tezgahı daha henüz tasarım safhasında iken ergonomik esaslara uygun
olarak düzenlenmelidir.

10
ĠĢ düzeni, araç ve gereçlerin boyut, ağırlık ve biçimleri, o üretim yerinde çalıĢan insan kitlesinin
antropometrik ve biomekanik nümerik verilerine dayandırılmalıdır.
Ticari amaçla üretilen mallar içinde antropometrik ölçüler çok önemli bir konudur. Örneğin, kaç
numara veya hangi boyda elbise ayakkabı ya da alet üreteceğimizi planlayabilmek için, evvela bu
talebin piyasalarda hangi boydaki, ağırlıktaki...vb tüketicilerden geldiğini bilmemiz gerekir. Bu
çalıĢma ve araĢtırmalar için istatistiki metodlar bize büyük kolaylıklar sağlar.
ANTROPOMETRĠK VERĠLER
Antropometri Yunanca Antrops (insan) ve Metikos (Ölçü) sözcükle­rinden oluĢan ve insan
vücudunun ölçülerini konu edinen bir bilim dalı­dır. Ġnsanlar tarafından kullanılmak üzere tasarlanan
objelerin ölçüleri insan ölçüleriyle ilgilidir. Ġnsana yakın çevrenin tasarlanması, insan vücudunun
strüktürünü, ölçülerini ve hareketlerinin sınırlarını bilmeyi gerektirir Ġnsan vücuduna ait çeĢitli
organların ölçülerini elde ederken bu ölçü­lerin çeĢitli topluluklar, meslekler, yaĢ ve cinse göre farklı
oluĢlarını, etkileyen etmenlerin araĢtırılması da antropometrinin araĢtırma konula­rı arasına girer.
Bunlar iki türdür, kemik uzunlukları ve mafsallar arası uzunluklar. Bu veriler biomekanik esaslara
dayalı olarak kiĢinin maksimum uzanma imkanını ve normal duruĢ eksenine göre vücut hareketli
uzuvlarının ulaĢabileceği alanları belirler.
Antropometrik Verilerden Yararlanma
Mafsal hareketlerinin maksimal alan geniĢlikleri ölçülebildiği için bilinmektedir. Ancak, bu durum
yaĢa, yetiĢkinliğe göre değiĢmekte olduğundan, ayrıca montaj masasından (iĢ yerinden) uzak
noktalardaki iĢ hareketleri ile mafsal hareketleri arasında yakın iliĢki bulunmadığından söz konusu
ölçüler uygulamada fazla kullanılamaz. Çoğu kez iĢ yeri düzenlemelerine konfor açısından bakıldığı
için iĢ yerleri ve bürolarda biraz geniĢlik aranır. Bu nedenle içinde çalıĢılan bir mekanın kol veya
bacak uzunluklarına göre hassas bir Ģekilde hesaplanması çoğu defa teorik düzeyde kalır.
Bu nedenle mekan düzenlemeleri yapılırken genel olarak ana kas gruplarını rahat ettirecek yan
onların fazla gerilmesine kasılmasına sebebiyet vermeyecek , sinir ve kas basıncını arttırmayacak
dolayısı ile kiĢi üzerinde yorgunluk ve ağrı yaratmayacak ölçü ve sınırlar içinde kalınmaya çalıĢılır.
Bu konuda araĢtırma yapan Rebiffe oturarak çalıĢma durumunun konfor Ģartlarını incelemiĢ, oturma
yerinin mafsal hareketlerini engellemeyecek Ģekilde geniĢ ve rahat olması, ayaklarının baldıra ve
baldırın da vücudun esas üst kısmına rahat destek sağlayacak Ģekilde durması gerektiğini
belirlemiĢtir.
Antropometrik değerler ait oldukları toplumun cinsiyet farklılıkları, yaĢ ve toplum özelliklerine
bağlıdır.

11
Ayrıca toplumları oluĢturan insanların antropometrik ölçüleri de çok farklı olduğundan kiĢilerin tek
tek ölçülerinin tespiti hem zor ve hem de bilimsel açıdan bir anlam taĢımaz. Bu bakımdan sonuçları
istatistiki bir Ģekilde tespit ve yorumlamak gerekir. Bunun için de genel olarak en küçüklerin %5‘i ve
en büyüklerin %5‘i dıĢarıda bırakılacak ana kitleyi %90 kapsayan varyasyonların indice değerleri
dikkate almak gerekir.
Pratikte bir iĢ yeri dizaynı yapılırken o iĢ yeri planına göre orantılı olarak küçültülmüĢ bir maket
yapılır ve içine küçültülmüĢ genelde üç boyutta (büyük, orta, küçük) hazırlanan mankenlerden
yararlanılır. Ancak mankenler kullanılarak yapılan etüt o iĢin biomekanik zorlukları ve özellikleri
hakkında tam bir bilgi veremez.
Bu nedenle iĢ alanlarının boyutsal sorunları, iĢ yer Ģartları ve o iĢe ait iĢ etüdleri Ģile birlikte yapılırsa
konu daha hassas ve gerçekçi olarak çözümlenmiĢ olur.
Rebiffe‘ in bu konuda yaptığı çalıĢmalar sonucunda önce iĢçinin en önemli iĢ Ģartlarının
düzenlenmesini hedef alan yeni bir met od geliĢtirilmiĢtir. Rebiffe‘ ye göre iĢ yeri düzenlenmesine
ilk olarak görüĢ Ģartları ve gözün iĢ karĢısındaki bakıĢ açısı belirlenmeli, ikinci olarak çeĢitli
eklemlerin boyları ve birbirine destek olacak Ģekilde en uygun duruĢ Ģekli düzenlenmeli, daha sonra
iĢçinin rahat çalıĢmasını sağlamak için oturma yeri ve iĢ tezgahı kumanda aletlerinin yerleri gibi
araçların Ģekil ve yerleri belirlenmelidir. Atölyelerin, çalıĢma yerlerinin, makinaların, aletlerin,
kumanda tertibatlarının boyutsal sorunlarının tasarımı ve düzenlenmesi için çok çeĢitli standart ve
doneler geliĢtirilmiĢtir.
ġartları iyi belirlenmiĢ bazı rutin iĢlerde bu standart ölçülerden kolaylıkla yararlanılır., komplike
iĢlerde ise boyutsal konularda çeĢitli uyumsuzluklar olabilir. Bu sebeple bu gibi durumlarda iĢin
karakteristiğine uygun gerekli değiĢiklikler yapılarak uyum sağlamaya çalıĢılmalıdır.
ETKĠN ÇALIġMA ALANI ÖLÇÜLERĠ
Etkin çalıĢma alanı vücut hareketli organları ile yoğun olarak çalıĢabilen alan olarak tarif
edilir.Boyutlar biraz yukarıdaki ölçülere nazaran daha az belirgindir. Bu ölçüler iĢçinin normal iĢ
düzeyini, sandalye, tezgah ve ya masasının yüksekliğini, kumanda tablosu ve düğmelerinin
mesafelerini alet ve malzemelerin yerlerini..vb. belirleme bakımından önemlidir.
Söz konusu yoğun ve en etkin çalıĢma alanına ait bu ölçüler, her iĢçi ve iĢin özelliğine ve iĢçinin
kullanacağı ekipmana(alet, eldiven, kask, emniyet ayakkabısı)göre ayarlanmalıdır. Vücudun
hareketli organlarının uzunluklarının Ģahıstan Ģahısa farklı olduğu gibi, aynı Ģahsın vücut ölçüleri de
zamanla değiĢir.Bu farklılıkların istatistiki metodlarla belirtilmesi gerekir. Bir toplumun
antropometrik karakteristiklerini belirleyebilmek için istatistiki yöntemlerle numune alma ve ölçme
son derece önemlidir. Antropometrik değerlerin temel karakteristikleri Ģu Ģekilde belirlenir,

12
Toplumun antropometrik ölçüleri Gauss eğrisine göre dağılır. Böylece ele alınan her değerin, bu
ortalama dağılım değerleri arasındaki yeri belirlenebilir. Vücut hareketli parçalarına ait çeĢitli ölçüler
arasında korelasyon katsayısı çok azdır. Bu sebeple örneğin vücudunun üst kısmının uzunluğu
bilinene bir kimsenin genelde ayak, kol, baldır gibi diğer hareketli organlarının boyu da
hesaplanabilir. Bütün vücut ölçümleri tam tamına ortalamalara uyan bir insan mevcut değildir.
DeğiĢikliğin bazı nedenleri Ģunlardır;
YaĢ; Ġnsan vücudu 20-25 yaĢına kadar geliĢmesini sürdürür. 35 yaĢından itibaren omurgadaki
deformasyon e eğilmeler sebebiyle boy kısalmaya baĢlar.

Cinsiyet; Kızlarda geliĢim erkeklere nazaran daha erken yaĢta baĢlar fakat kısa sürer. Ergin yaĢta
erkeklerin boyu, toplam nüfusta kadınların boy ortalamasına nazaran 12 cm daha uzundur.

Coğrafi farklılıklar; Ġsveçlilerin boy ortalaması Japonlara nazaran genelde 12 cm daha uzundur.

Sosyal ortam; Bir çok ülkede düz iĢçiler ile aynı yaĢtaki talebe grupları arasındaki boy farkı talebeler
lehine 6-7 cm daha uzundur.

Refah durumu; GeliĢmiĢ zengin toplumlarda ortalama boyun her 15 senede 1 cm arttığı tespit
edilmiĢtir.
ÇALIġMA ġEKLĠNĠN BELĠRLENMESĠ VE DÜZENLENMESĠ
Genellikle iĢler, ayakta ve oturarak yapılmaktadır. Yoğun vücut el kol hareketi isteyen iĢler ayakta
yapılmakta, buna karĢın sakin bir el hareketi isteyen iĢler veya kontrol iĢleri oturarak yapılır.
Fizyolojik ola­rak oturmak ayakta durmaya tercih edilmelidir.
Ayakta Durarak Yapılan ÇalıĢma
Mümkün olduğunca, kullanıcıların alıĢılagelmiĢ sık sık ve kısa süreli iĢleri ayakta durarak
yapacakları esas alınarak tasarım yapılır. Ayakta duran bir kullanıcının çalıĢma alanı oturanınki
kadar sınırlı de­ğildir. Çünkü ayakta duran kullanıcı her yöne dönebilir ve daha rahat ve çok durum
değiĢtirebilir. Kullanıcılar görevi yaparken fazla serbest de­ğillerse oturarak veya ayakta-oturarak
çalıĢma yerleri tasarımlanabilir. Kullanıcının arada sırada baktıkları veya ayarladıkları bir alet
yüksekliği uygun olmak Ģartıyla kullanıcının etrafında her han­gi bir yere yerleĢtirilebilir.
Kullanıcının dikkatini tek bir yöne yoğunlaĢması gerekmedikçe bu prensip uygulanmaz.

13
Ayakta durarak çalıĢma Ģeklinin bazı avantajları Ģunlardır.
Kullanıcının kolları daha çok kas kuvveti uygulayabilir ve daha geniĢ hareketler yapabilir.
Ayaktaki kullanıcı, oturan kullanıcının görüĢ alanına girmeyen malzemeyi görebilir ve kullanabilir.
Kullanıcı yorgunluk ve uyuĢmayı azaltmak için durumunu değiĢ­tirebilir. Ayakta yapılan bir çok iĢ
oturarak dayanılabilir.
Ayaktaki kullanıcı daha küçük boĢluklara ihtiyaç duyar. Yer tasarrufu sağlar.Ø
Ayakta durarak yapılan iĢlerde, çalıĢma yüksekliğinin ayarlanma­sı, kısa boylu ve uzun boylu
insanlar dikkate alındığında zorluk gösterir.Ayakta durarak yapılan iĢlerde Ģu rahatsızlıklar
görülebilir;
Varis hastalığı.
Damar iltihaplanmaları,
Eğri bacaklılık,
Vücut duruĢ hataları ortaya çıkar.
Oturarak ÇalıĢma

Oturarak yapılan iĢlerde, ―çalıĢma yüksekliği‖, ―oturak yüksekliği‖ ve ―çalıĢma alanı‖ çalıĢma
sırasında rahatlık ve yorulmayı önleme bakı­mından önem taĢımaktadır. ÇalıĢma yüksekliği, iĢin
türüne göre değiĢiklik gösterir. Ayrıca ba­kıĢ açısı ve göz uzaklığı da önemlidir. ÇalıĢma yüksekliği,
çalıĢma masası yüksekliği ile aynı değildir. ÇalıĢılan obje, çalıĢma masası üzerinde bulunacağından,
çalıĢma masası yüksekliği daha alçaktır. ÇalıĢma yüksekliği, oturarak yapılan iĢlerde o­turaktan
itibaren, ayakta yapılan iĢlerde ise tabandan itibaren ölçülür. Ayakların da kullanıldığı çalıĢma
yerlerinde, ayakların serbest hareket edebilmesi bakımından bu ölçülerin önemi büyüktür. Oturma
yeri tasarımında esas amaç personelin rahatça çalıĢabile­ceği vücut dengesini sağlamaktır. Bu
Ģekilde boyun, omuz ve sırt ağrıları önle­nebilir.Kullanıcı oturma yerini bir oturuĢta bir saatten fazla
kullanacaksa sandalyelere minder konulmalıdır. Fasılalı oturmalar için mindersiz ta­bureler veya
sıralar yeterlidir. Sürekli olarak kullanılacak aygıtların düzenlenmesinde kollar doğal ve rahat bir
biçimde omuzlardan sarkmalı, dirseklerse çalıĢma yüzeyi ile tatmin edici bir bağlantıda
14
olmalıdır.Oturma yerlerinin kol dayama yerleri bulunmalıdır. Böylece dir­sekler üst vücut ağırlığını
destekler. Kol dayama yerlerinin altları kalça ve uyluklara yer bırakacak Ģekilde açık olmalıdır. Kol
dayama yerleri kullanıcının bazı görevleri için gerektiğinde
çıkarılabilir olmalı­dır.
Kullanıcıların 460 mm‘ den yüksek sandalyelerde çok uzun süre veya 760 mm‘ den geniĢ çalıĢma
yüzeylerinde çalıĢmaları gerekiyorsa, ayak dayama yerleri bulunmalıdır.
Oturarak yapılan iĢlerde ise Ģu rahatsızlıklarla karĢılaĢılabilir;







Kalp ve nefes Ģikayetleri,
Mide hastalıkları,
Sırt ağrıları,
Omuz Ģikayetleri,

Bacaklarda kan hareketi kusurları ortaya çıkar.
Gerek ayakta, gerek oturarak yapılan iĢlerde vücudun çeĢitli za­rarlardan korunması için devamlı
oturmak veya devamlı ayakta durmak yerine zaman zaman ikisi arasında değiĢtirme yoluna
gidilmelidir.

FĠZĠKĠ ÇEVRE ġARTLARI
Ġnsan, ısı, ses, ıĢık ve titreĢim gibi değiĢiklikleri ölçülebilen fiziki çevre Ģartları içinde yaĢar ve
çalıĢır.

Fiziki çevre Ģartları belirli sınırlar içinde kaldığı sürece insan bünyesi ona uyum sağlar, bu sebeple
ergonomist iĢ sağlığı açısından ―iĢitme organlarını sağırlaĢtıran ses yoğunluğu, mevzii ya da genel
rahatsızlık yaratan sıcak ...‖ gibi tehlikeli olan bazı sınırları belirlemek zorundadır. Söz konusu çevre
Ģartları insanla iĢ arasındaki iliĢkiyi doğrudan etkiler. Örneğin ani bir gürültü iĢitme organını
sakatlamasa dahi insanı daha yorgun hale sokar. Bu nedenle ergonomist yapılan iĢin özelliğine göre
çevre Ģartlarını optimal sınırlar içinde tutmaya çaba sarf etmelidir.
Diğer taraftan fiziki çevre Ģartları çalıĢan iĢçiye yaptığı iĢ hakkında bazı gerekli bilgiler
sağlanmasına da yardımcı olur., örneğin anormal bir ısı ya da ses, makinaların çalıĢma durumu
hakkında iĢçiyi uyarır., değiĢik bir aydınlatma düzeyi bir iĢin detaylarının görülmesine gizlenmesine
ya da deformasyonuna sebebiyet verir.
15
ISI ORTAMI
ĠĢ hayatında iĢin gereği olarak çok önemli ısı Ģartlarına maruz kalan pek çok iĢ yeri mevcuttur.
DıĢarıda (açıkta) çalıĢma, çok sıcak veya soğuk coğrafi kuĢaklardaki (kutuplar veya ekvator) iĢler,
ısı düzenlenmesi olmayan ya da iĢin gereği (soğuk hava deposu veya ocak karĢısında çalıĢma) aĢırı
ısı Ģartlarında çalıĢma zorunluluğu gibi olaylara her zaman rastlanmaktadır. Çevre Ģartları çalıĢan
insan üzerinde çok önemli etkiler yaratır. Bu noktada ergonomist için yapılması gereken iki önemli
iĢ vardır. Birincisi tolerans sınırlarını belirlemek ve onu geçmemek, ikincisi ise iĢ yeri konfor
Ģartları diğer bir ifade ile rahat çalıĢma Ģartlarını düzenlemektir.
ĠĢ Yerinin Isı Ayar Düzeni
Isı alıĢveriĢi: Ġnsan organizması ısı üretir ve bunun belirli bir düzeyde kalması için çaba sarf eder,
bu nedenle iĢçi iĢyeri çevre Ģartları ile devamlı ısı alıĢ veriĢi içinde bulunur. Isı alıĢ veriĢi ve ısı
düzenlenmesi aĢağıdaki dört Ģekilde olur.
Doğrudan temas yoluyla; vücut çevresi ile devamlı temas halindedir. Elbiseler, ayakkabılar, aletler,
kullanılan malzemeler temas yoluyla ısı alıĢveriĢini etkiler,

Konveksiyon yoluyla; vücut kendini çevreleyen hareket halindeki hava ile temas halindedir. Serbest
hava ya da cilt üstünde veya cilt ile elbise arasında kalan hava tabakası, konveksiyon yolu ile ısı
alıĢveriĢini etkiler.

Hava yoluyla; Bu tür ısı transferi elektro manyetik radyasyon yolu ile olur. Her insan vücudu bu
Ģekilde enerji alır ve enerji yayınlar. Ġnsan cildi enfraruj ıĢınlar yoluyla büyük oranda enerji
alıĢveriĢinde bulunur.

BuharlaĢma yoluyla; terleme sırsında hasıl olan buharlaĢan bir miktar enerjiyi beraberinde götürür.
―580 kcal/1 buharlaĢma‖ sıvı halde görülen akan ter pratik olarak önemli bir ısı kaybına sebep
olmaz., ısı alıĢveriĢini arttıran asıl sebep buharlaĢan terdir.
Vücut ısı düzen sistemi: Ġnsan organizması sahip olduğu doğal bir ısı düzen sistemi sayesinde, çevre
Ģartlarının bazı sınırlar arasında değiĢmesi karĢısında, kendi ısı üretimini düzenler bu suretle
bünyemiz ve sinir sistemi merkezlerinde sabit bir ısı düzeyinin korunması sağlanmıĢ olur. Duyu
organlarımız yoluyla ciltten alınan ―sıcak, soğuk‖ uyarıları sonucu büyük bir ihtimalle beyindeki bir
hypothalamiqoue merkez harekete geçerek organizmayı yönlendirir, gerek enerji üretimini arttırarak
gerek önemli kayıpları azaltarak ya da kayıplarını dengeleyerek normal vücut ısısını sabit tutmaya
çalıĢır.
16
Soğuk ortamda organizma, deri altındaki kılcal damarları daraltıp ısı kaybı azaltılır, cildin ısısı 28
dereceye kadar iner, diğer taraftan gerek iradi ve gerekse refleksler halinde çoğalan titreme kas
hareketleri ile vücut enerji üretmeye çalıĢır.
Sıcak ortamda ise aksine kılcal damarlar geniĢler cilt yüzeyine doğru kan akımı olur., çevre ile ısı
alıĢveriĢi artar., terlemenin de yardımı ile vücut ısısı normale döner.
Ilık ortamda çevre il vücut ısısı arasındaki denge, kılcal damarların basit hareketleri ile büyük bir güç
sarf edilmesi sağlanır.
Fiziki çalıĢma organizmanın ısı üretimini arttırır. Sıcak ortamda vücudun kaybı çok sınırlıdır. Bu
durumda organizma çalıĢan kaslara ve cilt yüzeyine yakın kısımlara daha çok kan sevk ederek ısıyı
düĢürmeye çalıĢır. Sıcak ortamda kalp ve dolaĢım sistemi hemen devreye girerek faaliyetini arttırır.
Terleme yoluyla da fazla ısı atılmaya çalıĢılır. Terleme çevre ısısına, çevre rutubet derecesine ve
hava cereyan hızına bağlıdır.
Kısaca, sıcak ortamda çalıĢma durumunda kalp atıĢları ve vücuda pompalanan kan miktarı artar,
terleme artar dolayısıyla kilo kaybı meydana gelir. Vücutta tuz kaybı olur, artan ısı Ģartları cildi
olduğu kadar vücut iç organlarını ve merkezi sinir sistemini de olumsuz etkiler.
Uzun süre sıcak ortamda yapılan çalıĢma sonunda adali gücü azalır, iĢ randımanı düĢer, zihni faaliyet
bozulur, iradi hareketler yavaĢlar, dikkat azalır, karar verme süresi uzar.
Ġnsan için kabul edilen tehlikeli olmaya ısı sınırları genelde her kiĢinin sağlık durumuna, yaĢına ve
çevreye uyum sağlayabilme özelliğine bağlıdır. Söz konusu sınırlar aĢıldığında iĢçi ―ısı çarpması‖
tehlikesine maruz kalır.
Ölçümler
Fiziki parametrelerin saptanması, aĢırı iĢ yükünün çalıĢan kiĢi üzerinde etkilerini azaltmak ve iĢçilere
normal bir çalıĢma ortamı sağlamak açısından önemlidir. Fizyolojik parametrelerin tespiti iĢçinin
fiili yükünü hesaplamak ve sonuçlarının kontrolü içinde gereklidir.
Çevre ısısının ölçümü:
Bu ölçüm Ģu parametrelerle belirlenir.
Kuru sıcaklık; klasik bir termometre ile ölçülebilir.
Nemli sıcaklık; hygrometres ve pscchrometreles ile ölçülebilir.
Ortam sıcaklığı; havadaki su buharının etkisi göz önünde bulundurulur.
17
Hava cereyan hızı; anemometrelerle tespit edilebilir.
IĢıma sıcaklığı; ıĢıyan sıcaklık akımı dır ve steradiometre veya siyah küreli termometrelerle ölçülür.
Halen bazı iĢletmelerde iĢ yerinin çeĢitli noktalarda değiĢik zamanlardaki ısı Ģartlarını izlemek için
―ortam ısı Ģartlarını takip‖ kartlarından yararlanılmaktadır.
Isı etkisinin ölçümü:
Kalp atıĢlarının ölçümü ile hem fiziki ve hem de ısısal yükün ikisi birden belirlenebilir. Ölçümleri
önce normal ısı Ģartlarında yaparak söz konusu iki olayı birbirinden ayırabiliriz. Isı Ģartlarına
tahammül konusunda kiĢiden kiĢiye değiĢir görülen farklılık yaratan faktörler;
YaĢ.
Cinsiyet; kadının küçük dolaĢım sistemi ve iç organları, kan debisinin artıĢına kolay uyum
sağlayamaz.
Sağlık durumu ve çevreye uyum sağlama; sağlıklı genç insanlarda ısı ortamına uyum sağlama
toleransı fazladır. Bu uyum artan ter miktarı ile sağlanır. Erken terleme, uzun süre ve fazla ter atma,
stok tuz miktarını gittikçe azaltır. Bunun sonucu olarak iç ısı ve kalp atıĢları yavaĢlar vücut denge
sağlamaya çalıĢır.
Kontrollü kısa süreli ve tekrarlanarak yapılan çalıĢmalarla ilk yirmi günde vücut ısı Ģartlarına, baĢta
hızla ve giderek yavaĢlayan bir tempo ile uyum sağlanır. Gerektiği gibi davranılmazsa uyum 4 hafta
sonra durur.
Korunma Yolları
Isısal Ģartlar değiĢtirilemiyorsa iĢe uygun bir düzen geliĢtirmek veya kiĢisel koruyucu malzeme
kullanmak. Bu önlem; uygun bir hava sirkülasyonu sağlayarak ısıyı ayarlamak, sıcak malzeme ile
temas halinde ısı geçirmeyen eldiven veya ayakkabı kullanmak Ģeklinde veya iĢi kısa dinlenmelerle
yapmak veya ısı düzeni sağlanmıĢ dinlenme salonlarından yararlanarak, iĢ yükü azaltılarak, iĢ yükü
ve temposunu azaltarak, iĢçiye bol sulu gıda ve meĢrubat vererek Ģeklinde olabilir.
Isısal Ģartlar değiĢtirilebiliyorsa, ısı kaynaklarını tecrit ederek veya mevcut durum uygun hale
getirilerek, düzen sağlanır.
GÜRÜLTÜ
Kulak yolu ile gelen rahatsız edici duygu yaratan belirli bileĢenleri olmayan her akustik olaya
―gürültü‖ denir.

18
Sanayi iĢletmelerinde, değiĢik tipte hızlı ve büyük makinaların kullanılması sonucu, gürültü en
önemli çevre sorunlarından biri haline gelmiĢtir.

Teknolojinin geliĢmesi sonucu artan gürültü çalıĢanlar üzerinde birçok sakıncalar doğurmaktadır.
ĠĢgücünün fiziksel ve ruhsal sağlığını bozmakta, belli bir sınırı aĢınca da kulakta onarılmaz hasarlara
neden olmaktadır. Gürültü sonucu meydana gelen iĢitme kayıpları gittikçe artmaktadır. ĠĢgücünün
ruhsal ve fiziksel sağlığını bozan gürültü önemli öl­çüde iĢgücü verimini olumsuz kılmaktadır.
Gürültü çağımızda artık sa­dece iĢyerlerinin değil, tüm toplumun sorunu haline gelmiĢtir. bu nedenle
gürültüyü doğru bir biçimde ölçmeli, değerlendirmeli ve gerekli önlemler vakit geçirmeden
alınmalıdır. .
Gürültüye ĠliĢkin Kavramlar

Sesin Ģiddeti: Sesi oluĢturan titreĢimlerin atmosferde yarattığı basınç, sesin Ģid­detini belirler. Ses
Ģiddeti ―desibel (dB)‖ ile ölçülür. Kulak 1000 Hz lik sesi ancak 0,00002 N/cm2 (0 desibel) basıncın
üstünde duymaya baĢlar. Dayanabileceği en üst ses Ģiddeti ise 130 desibeldir. Bu durumda kulakta
ağrı baĢlar. Gürültü 90 desibeli aĢarsa sözle anlaĢma imkanı kaybolur.

19
Frekans: Saniyedeki periyot sayısıdır. Frekans sesin tokluğunu veya tizliğini belirler. Frekans sesin
tokluğunu veya tizliğini belirler. Al­çak frekanslı ses tok, yüksek frekanslı ses ise tiz sestir.
Frekansın birimi ―Hertz (Hz)‖ dir. Genç ve sağlıklı bir insan 16-20.000 Hz frekanslı sesleri duyar.

Oktav: Birinin frekansı diğerinin iki katı olan iki titreĢimin aralığıdır.

Fon: Gürültünün öznel Ģiddetini ölçebilmek için kullanılan boyutsuz bir ölçü birimidir. Fon ölçüsü
aynı Ģiddette (aynı basıncı yaratan) fakat fre­kansları değiĢik seslerin eĢ Ģiddetle algılanmaması
olgusuna dayanmak­tadır. Fon değerleri teknik bir aletle ölçülemez. Bu değerler eğitilmiĢ
göz­lemcilerin takdir ettikleri öznel ses Ģiddeti değerleridir.

Son: Öznel Ģiddeti 40 fon olan bir sesin yüksekliği 1 son olarak kabul görmektedir.

dB(A): Kulak duyarlılığının frekansa göre değiĢkenlik göstermesi nede­niyle desibel değeri
gürültünün insan kulağına olan etkisini ölçmekte yeterli olamamaktadır. Bu nedenle ses Ģiddetinin
ölçü birimi olarak fre­kansa göre değerlendirilmiĢ olan dB(A) değerleri kullanılır. Ses ölçme
ci­hazları ses Ģiddetini genellikle dB(A) türünden ölçerler.
4.2.2. Gürültüyü Ölçme Ve Değerlendirme
Sesin Ģiddetini ölçmeye yarayan aygıtlara ses ölçer, ses düzeyi ölçe­nlere, sonometre denilmektedir.
Ses ölçer sesin Ģiddetini desibel olarak ölçer. Genellikle ses ölçerlerde A, B ve 0 olmak üzere üç
filtre mevcut olup sesin Ģiddetinin insan kulağı tarafından algılandığı gibi ölçülmesini sağlarlar. A
filtresi kulak duyumuna en yakın karĢılığı verdiği için, gürültünün ki­Ģiye etkisi araĢtırılırken
çoğunlukla A konumunda dB (A) birimiyle öl­çüm yapılır.
Gürültünün dB türünden Ģiddetinin ölçülmesi gürültünün zararlı etkilerini ortaya koymak için yeterli
olmayabilir. Kulak en fazla 1000. 6000 Hz arasındaki frekanslarda duyarlıdır. Bu nedenle frekans
analiz­leri yapılarak, gürültünün Ģiddeti yanında frekans değeri de bilinmelidir. Bir iĢyerinde
gürültüyü ölçmek için iĢyerinin birçok yerinde en az bir hafta ölçüm yapmak gereklidir.
Gürültünün Ġnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi



AĢırı gürültü verilen dikkati azaltmakta, sinirliliğe yol açmak­ta, anlaĢma olanaklarını
kısıtlamakta, kiĢiler arasındaki iliĢ­kiler üzerinde olumsuz sonuç doğurmakta ve iĢitme duygusunun
azalma­sına kadar gidebilmektedir.

20


Ayrıca gürültülü ortamda çalıĢmalarını zamanla konsantrasyon, dikkat ve reaksiyon
kapasitesi zayıflar, bunun sonucu olarak çeĢitli fonk­1siyonel bozukluklar (yorgunluk, uyku
bozuklukları baĢ ağrıları, dolaĢım semptomları gibi) ortaya çıkar.



ĠĢitme ile diğer duyu organları, sinir sistemleri ve duyu merkezleri arasında çok çeĢitli
etkileĢimler vardır. Ani gürültüde refleks halinde kafa sese doğru döner, gözler o tarafa yönelir
uykudan sıçrama halinde kalkılır, vb.



Bir takım yöneticilerin sandığı ve savunduğu gibi gürültüyü alıĢ­mak kolay değildir. Kaldı ki
gürültüye alıĢılsa bile yan etkilerinden kur­tulma olasılığı hemen hemen yoktur.



MakinalaĢmanın yoğunlaĢması nedeniyle giderek artan gürültü ve çoğu kez onunla birlikte
gelen titreĢimin olumsuz etkileri sadece fizyolojik nitelik taĢımaz. ĠĢ görenin sinir sistemi ve ruhsal
yapısı üzerinde izleri çok zor silinebilecek etkilerde yaratır. Gürültüyü zararlı etkileri açısından Ģu
aralıklarda incelemek olanaklıdır:
30-65 dB(A) gürültü aralığı: KiĢinin gürültünün kaynağı ile olan iliĢkisi, yaptığı iĢ, ruhsal ve
fi­ziksel durumu bu Ģiddetteki gürültüde rahatsız olup olmayacağım belirl­eyen faktörlerdir.

65-90 dB(A) gürültü aralığı: PsiĢik reaksiyonların yanında dolaĢım bozuklukları da bu gürültü
düzeyinde söz konusudur. Bunlar kiĢinin gürültüden etkilenme derece­sinden ve gürültüye olan
alıĢmıĢlıktan bağımsız olarak oluĢur.

90-120 dB(A) gürültü aralığı: Bu Ģiddetteki bir gürültü uzun sürerse kulakta kalıcı sağırlığa ne­den
olabilir. Etkisi belki günler sonra ortadan kalkar.

120 dB(Al) üstü: Bu düzeyde kısa bir süre için bile duyma duyusu hasara uğrayabi­lir.
Artan gürültü düzeyi beceri gerektiren el iĢleri ve düĢünsel çalıĢ­malarda, dikkatin toplanamaması
nedeniyle baĢarı yüzdesi düĢürmek­tedir.
Uygulamada bedensel iĢlerde 80 desibeli geçen ses ortamında iĢ gücü verimi düĢer.
Genel olarak çeĢitli iĢlerde üst sınır olarak Ģu değerler geçerlidir;






Sürekli ve yoğun zihinsel çalıĢma gerektiren iĢlerde 50 desibel
Büro ve benzeri iĢlerde 70 desibel,
Diğer ve bedensel iĢlerde 90 desibel.

Gürültü geçici kulak yorgunluğuna ve sağırlığa neden olur. Yoğun ve yüksek frekanslı net
sesle, aniden patlama Ģeklinde oluĢan ve uzun süren sesler tehlikelidir. Ġleri yaĢlarda bu risk daha da
artar. Tek bir tondan oluĢan gürültü, çeĢitli tonları kapsayanlardan daha çok rahatsızlık verir. Kısa
21
aralıklarla oluĢan gürültü, sürekli gürültüden daha çok rahatsızlık verir. Gürültü sessiz ortamlarda
daha etkilidir.
Gürültülerin ĠĢ Üzerindeki Etkisi
Endüstride gürültü pek çok açıdan önemli bir sorun olmaktadır. Öncelikle gürültü ortalama iĢ
gücünü, çalıĢma verimliliğini azaltıcı et­kide bulunur. Gürültü arttıkça dikkatin toplanması
zorlaĢmakta, beceri isteyen el iĢlerinde ve düĢünsel çalıĢmada verimlilik düĢmektedir. Verimli bir
çalıĢmanın olabilmesi için;






Devamlı dikkat isteyen el iĢlerinde,
Göstergelerdeki iĢaretlerin az belirli ve sinyallerin sık verildiği gözetleme iĢlerinde,
Çabukluk gereken iĢlerde,

DüĢüncenin ve dikkatin bir noktada toplanması gereken zihinsel iĢlerde, gürültünün iĢ
verimine olumsuz etkisi yanında, iĢ kazaları yönün­den de önemi büyüktür.



Gürültüler devamlı kapsamlı zihinsel çalıĢmaları engeller. KonuĢma gibi anlamlı gürültüler
basit iĢlerdeki monotonluğu azaltır denebilir ise de kompleks zihinsel yoğun çalıĢmaları olumsuz
Ģekilde etkiler.



Ayrıca gürültü iĢ emniyeti açısından Ģöyle bir önem teĢkil eder; bir makinanın çıkaracağı
anormal ses veya sesli ikaz iĢaretlerinin duyulmaması özellikle iĢ güvenliği açısından çok önemlidir.
Gürültünün Azaltılması Veya Önlenmesi
Gürültü ve titreĢimin olumsuz etkilerini gidermek, hiç değilse azaltmak için bir dizi önlemler
önerilmekte ve uygulanmaktadır. Örne­ğin, duvar ve ekranların örülmesi, yankının önlenmesi,
gürültü kaynakları arasına küçük levhalar ya da kalın keçe konularak titreĢimin sınırlandırılması,
kulaklara tampon yerleĢtirilmesi, kulak koruyucu kaskları kullanılması gibi.
Gürültüye karĢı alınabilecek tedbirleri Ģöyle sıralayabiliriz.




Gürültünün oluĢması engellenmelidir.

Tasarım aĢamalarında ses emici iç kaplamaların kullanılmasına malzemelerin seçiminde bu
etmenin de düĢünülmesine çalıĢılmalıdır.



Etkili periyodik bakım programları sonucu eskiyen bakımsız makinalardaki gürültü de
azaltılabilir.



ĠĢin yapım yöntemi için Ģartlar uygun olduğu takdirde daha az gü­rültülü yöntemler
seçilmeye çalıĢılmalıdır.



Makinaya teçhizatın yerleĢtirildiği düzlem, gürültü ve titreĢimi azaltacak biçimde
düzenlenmeye çalıĢılmalıdır.



Gürültünün yayılması önlenmelidir
22



Gürültülü kaynaklar mümkün olduğu kadar iĢyerinin uzağında ta­sarlanmalıdır.





Ses emici akustik tuğla ve sıvalar, cam pa­mukları yüksek frekanslı sesleri emer.

Bunların yerleĢtirileceği binaların tavan ve döĢemeleri ses geçirmeyen malzeme ile
kaplanırsa, gürültüyle mücadele konusunda önemli bir adım atılmıĢ olur.
Gürültünün kulağa gelmesi önlenmelidir

Gürültünün kiĢisel koruyucu önlemlerle kulağı rahatsız etmesi ön­lenmeye çalıĢılmalıdır.
Gürültülü yerlerde çalıĢanlar mutlaka kulak ko­ruyucuları kullanmalıdır.



Kullanmayı ihmal veya ret edenler mutlaka uyarılmalıdır. Ġyi bir kulak koruyucusu gürültüyü
25-40 dB‘ e indirebil­mektedir.



Gürültüyle savaĢta öznel duyarlılık sön derece önemlidir. Gürül­tüye duyarlı kiĢiler gürültülü
yerlerde çalıĢtırılmamalıdır. Mümkünse çok gürültülü yerlerde doğuĢtan sağır elemanların çalıĢması
sağlanmalı­dır. Bu aynı zamanda iĢyerlerinde belli alanda sakat çalıĢtırma yasasına uymaktadır.



Ayrıca gürültülü yerlerde çalıĢanlara düzenli kontrollerden geçirilip duyma eksikliği
gözlenenler, tekrar gürültülü yerlerde çalıĢtırıl­mamalıdır.



Tüm bu önlemler alınamıyor ve sonuç olumsuz ise, çalıĢma süresi mümkün olduğu kadar
kısa tutulmalı, yeterli dinlenme aralıkları ve­rilmeli iĢçiler değiĢimli olarak çalıĢtırılmalıdır
AYDINLATMA

23
IĢık, gözün duyarlı olduğu elektro manyetik titreĢimlerin bir parçasıdır. Diğer bir ifade iler ıĢık enerji
paçacıklarının dalgalı yayılma olayıdır. Endüstri tesislerindeki aydınlatmalar, yapılan iĢin cinsine,
çalıĢılan alanın büyüklüğüne, yerleĢme düzenine ve tavan yüksekliğine göre farklılıklar gösterir.
Ġstenilen aydınlatma kriterini sağlayan çözümlerden en ekonomik olanı tercih edilir. Ekonomiklik
analizinde sadece tesis masrafı değil, iĢletme ve bakım masrafları da göz önüne alınmalıdır.
Yaratılan kaliteli aydınlatma ile üretimin maksimum, iĢ kazalarının ise minimum olması amaçlanır.
ĠĢ türüne veya bazı endüstri kollarında önerilecek aydınlatma Ģid­detleri için aydınlatmayı
belirleyecek birimlere ihtiyaç vardır. Kandela , ıĢık Ģiddeti birimi; lümen ıĢık akısı birimi; lüks
aydınlatma birimidir. Ayrıca, ıĢık gücü, ıĢık verimi, aydınlatma gücü, kontrastlık, görünüm açısı,
bakma süresi, zeminin ıĢıklılığı, zeminin yapısı gibi verilere de ihtiyaç vardır.
Ġyi bir aydınlatma ile birçok gereksinmeye yanıt verirken genel ol­arak gereksinmelerden birine
öncelik verilir. Hiç kuĢku yok ki çalıĢma yerinin yeterince ıĢıklandırılması ile iĢin kolaylıkla
yapılması verimlilik arasında yakın bir iliĢki vardır. Ġyi aydınlatma iĢ baĢarımını arttırırken, kötü
aydınlatma göz yor­gunluğuna neden olarak iĢ baĢarımını önemli ölçüde düĢürür. Özellikle iyi

24
görmenin önemli olduğu, ince iĢlerin uzunca süre yapıldığı iĢyerle­rinde görme konforuna özen
vermek ve bu konforu sağlayacak tüm ay­dınlatma ilkelerini gerçekleĢtirmek yararlı olur.
Ġyi Bir Aydınlatmadan Ġstenen Özellikler

IĢığın miktarı ve kalitesi görüĢü çok etkiler; bunun için ince, hassas, hızlı, devamlı iĢlerde ıĢık
verimli bir üretimin temel unsurudur. ĠĢyerlerinde iyi bir aydınlatmanın iĢyeri üzerine etkisi
büyüktür.
Aydınlatma sistemlerinde Ģu özelliklere dikkat etmek gerektirir.










Aydınlatma Ģiddeti yeterli olmalı,
Aydınlatma bütün alana eĢit yayılmalı,
IĢık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli,
IĢık yansımalarından kaçınmalı (göz kamaĢması),
Kullanılan ıĢığın niteliği uygun olmalı,
Aydınlatma sabit olmalı (TitreĢim ve parlaklık değiĢmeleri engel­lenmeli).
ĠĢ yerlerinde uygun renkler seçilmelik yansıma ve psikolojik et­ki),

Yeterli aydınlatma düzeyi iĢin türüne göre değiĢir. ÇeĢitli iĢlere göre aydınlatma Ģiddeti;
depolama ambalaj için 70-100lüx ; kalite ve renk kontrol için 2000lüx; mekanik atölyelerde kaba
iĢler için 100lüx; ortalama iĢler için 200-300; ince iĢler ve küçük parça rektifiyeleri için 300-500lüx;
parça kontrolü için 500-200lüx; basın iĢleri için 150-300lüx; laboratuar için 300lüx; dikimevlerinde
açık renk dikiĢ için 200-300lüx; koyu renk dikiĢ için 300-1000lüx; bürolarda koridor, bekleme
salonu ve lavabolar için 70lüx; arĢiv, büro için 150lüx; elektrik hesap yapılan yerlerde 300lüx
olarak; demir iĢlerinde, büyük parçalar için 70lüx; orta ve küçük parçalar için 100lüx olarak, vb.
belirlenmiĢtir.
25


Aydınlatma Ģiddetini belirleyen etmenler arasında çalıĢanın yaĢı da önemlidir.

Aydınlatma Sistemleri
Endüstri tesislerinde üç tip aydınlatma sistemi kullanılır. Bunlar; genel aydınlatma, çalıĢma
düzlemlerinde yoğunlaĢtırılmıĢ lokalize aydınlatma, lokal aydınlatmadır.
1.

Genel aydınlatma

Tüm çalıĢma alanında makine ve bantların yerleĢim konumlarına bakılmaksızın belli bir düzgünlük
derecesi sağlanarak yapılan aydınlatmadır. IĢık kaynaklarının ve armatürlerin seçimi olası montaj
yüksekliklerine göre değiĢir.
Montaj yüksekliği 2,5-3 m ise;
Ofis tipli bu tür binaların tavanları genelde düz ve beyazdır. Tavanlar ıĢığın hacim içinde daha iyi
yayılmasını sağlayarak aydınlatmaya katkıda bulunan elemanlardır. Bu tür binalarda en iyi çözüm
flüoresan lambalı aydınlatmadır. Armatürler tavan eĢit aralıklı bantlar veya kareler halinde
yerleĢtirilebilir.
Montaj yüksekliği 3-4 m ise;
Yine flüoresan lambalı ve reflektörlü armatürlerin kullanılması en iyi çözümdür. Armatürler
genellikle pencerelere ve çalıĢanların bakıĢ doğrultularına paralel, çalıĢma bantları ve makine
sırlarına dik olarak uzanan sürekli veya eĢit aralıklarla kesintili bantlar Ģeklinde yerleĢtirilirler. Ġyi
ekranlanmıĢ armatürler bakıĢ doğrultusuna dik olarak da yerleĢtirilebilirler. Ekranlı armatürler düĢük
verimi ve temizlik sorunları düĢünüldüğünde il düzenin tercih edilmesi doğrudur. ÇalıĢma
alanlarının yer değiĢtirme olasılığı olan hacimlerde armatürlerin kolayca hareket edebilecekleri raylı
sistemlere monte edilmesi önerilir.
Montaj yüksekliği 4-7 m ise;
Genelde tavanlarda düz veya testere diĢ Ģeklinde ya da duvarlarının en üst kısımlarında pencereler
bulunmaktadır. Yapılan iĢin cinsine olursa olsun, gündüz saatlerinde bile doğal aydınlatma yeterli
olmamakta yapay aydınlatmaya ihtiyaç duyulmaktadır. 6m‘ den alçak montaj yüksekliklerinde
tavana veya çatı konstrüksiyonuna monte edilmiĢ ya da birkaç metrelik askı çubukları ile asılmıĢ
flüoresan lambalı ve reflektörlü armatürler pencerelere dik veya paralel uzanan sıralar Ģeklinde
yerleĢtirilmelidir. Gün ıĢığı seviyesinin yüksek olduğu yerlerde, gün ıĢığı kontrollü, ıĢık akısı
ayarlanabilen yüksek frekanslı flüoresan lambalı aydınlatma ekonomik bir çözüm olmaktadır.
Montaj yüksekliği 6m.‘yi aĢtığında ise;
26
Etkinlik faktörleri ve ekonomik ömürleri daha yüksek olan diğer deĢarj lambalarının kullanılması
iĢletme ve bakım giderlerinde önemli bir ekonomi sağlamaktadır. Endüstri tesislerinde yüksek
basınçlı cıva buharlı, rengi düzenlenmiĢ yüksek basınçlı sodyum buharlı ve metal halojen (halide)
lambalar kullanılmaktadır. Seçim yapılırken ekonomiden önce yaratılan aydınlatmanın kalitesinin
sağlanmasına çok dikkat edilmelidir. Renk ayırım özellikleri çok farklı olan bu ıĢık kaynakları
hacimde yapılan iĢin cinsine göre seçilmelidir. Örneğin boya renklerinin ayırt edilmesi gereken
alanlarda mutlaka metal halojen lambalar kullanılmalıdır. Çok yükseğe monte edilen bu kompakt
lambalar noktasal kaynaklar oluĢturduklarından, aydınlatmanın düzgünlüğünün sağlanmasına ve
sert gölgelerin önlenmesine de ayrı bir özen gösterilmelidir. Bu ıĢık kaynakları reflektörlü high-bay
diye adlandırılan armatürler içine yerleĢtirildikleri ve çok yükseğe monte edildikleri için görüĢ
alanındaki kamaĢma tehlikesi büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Söz konusu high-bay armatürler
dar veya geniĢ açılı ıĢık dağılımına sahip olabilirler. Makinaların veya yüksek elemanların sık
bulunduğu alanlarda dar açılı armatürlerin kullanılması avantajlıdır. Diğer taraftan kontrol panelleri,
stok rafları gibi açıkça görülmesi gereken büyük düĢey çalıĢma düzlemlerinin bulunduğu alanlarda
ise geniĢ açılı armatürlerin kullanılması daha uygundur.
Montaj yüksekliği 7,0m‘den fazla ise;
Çok yüksek fabrika hacimlerinde armatürler tavana sıralar halinde yerleĢtirilir. Bakım çalıĢmaları
nedeniyle armatürlerin monte edildikleri düzleme vinç veya benzeri cihazlarla ulaĢılabilmelidir.
Ġhtiyaca göre dar veya geniĢ açılı ıĢık dağılımına sahip olabilen bu armatürlerin içlerinde güçleri 400
W‘ dan büyük olan yüksek ıĢık akılı deĢarj lambaları kullanılmaktadır. Yüksek güçlü lambaların
kullanılması her zaman daha ekonomik olmaktadır. Bu nedenle düzgünlük koĢullarının
sağlanabildiği en yüksek güçlü ıĢık kaynakları seçilmelidir.
Yüksek düĢey düzlemlerde yüksek aydınlık düzeylerine ihtiyaç duyulduğunda ise, içlerinde 1 kW‘
lık deĢarj lambaları bulunan asimetrik ıĢık dağılımlı projektör tipli armatürlerin bu düzlemlere
yönlendirilmesi daha uygun olmaktadır.
2.

Lokalize aydınlatma

ÇalıĢma konumlarının sabit olduğu hacimlerde genel aydınlatma yerine, çalıĢma düzlemlerinde
yoğunlaĢtırılmıĢ lokalize aydınlatmanın tercih edilmesi bazı iĢletme ve bakım masrafları açısından
daha ekonomik olmaktadır.
Bu sistemde armatürler çalıĢma düzlemlerinin üzerinde oldukça alçak seviyelere monte
edilmektedir. KamaĢma bu sistemde de çevredeki parıltının genel aydınlatmadaki sınır değeri
aĢmamasına özen gösterilmelidir. Ayrıca çalıĢma düzlemlerinin arasındaki geçiĢ yollarının da
rahatça görme koĢullarının sağlanabileceği bir seviyede aydınlatması gerekmektedir.

27
3.

Lokal aydınlatma

Aydınlık düzeyi yüksek değerlerin genel aydınlatma ile tüm hacimde sağlanması hem teknik hem de
ekonomik açıdan çoğu kez mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda normal düzeyde genel
aydınlatma ile beraber, sadece üzerinde çalıĢılan iĢin ve onun yakın çevresinin yoğun olarak
aydınlatıldığı lokal aydınlatmalar soruna çare olmaktadır. Bakılan iĢ ile onun arka fonu arasında iyi
bir parıltı kontrastı yaratarak görme iĢini kolaylaĢtıran lokal aydınlatma tek baĢına bir çözüm olarak
düĢünülmemeli, her zaman genel aydınlatmanın tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. ÇalıĢanların
gözlerinde direkt kamaĢmanın olmasını önleyecek Ģekilde gerçekleĢtirilen lokal aydınlatmada
kullanılan ıĢık kaynaklarının cinsleri, renkleri ve yönleri iyi seçilerek yapılan iĢin daha kolay
görünmesi sağlanabilir.
Büyükçe iĢyerlerinde pencereler ne kadar büyük olursa olsun, gün­düz de yapay aydınlatma
kaçınılmaz olmaktadır. Ancak aydınlanma açısından pek yarar sağlamasa da bir çalıĢanın iĢ
baĢındayken pencereyi görebilmesi büyük önem taĢır. Pencereden 5 metre uzakta gün ıĢığının kayda
değer bir fizyolojik etkisi bulunmasa bile, bu bağlantı insanın za­man kavramına yardımcı olur. Aksi
halde psikomatik nedenlerden kay­naklanan vücut rahatsızlıkları görülebilir. DıĢarıya görüntü
bağlantısını sağlayan pencere, salonun yüzölçümünün en az % lO u büyüklüğünde olmalıdır. Küçük
bir iĢyerinin düzenlenmesinde çok kere Ģu basit kurallar büyük yarar sağlar:
Bir noktadan bakıldığında gökyüzü, bulutlar gözükmüyorsa gün ıĢığının sağladığı aydınlatma zaten
yeterli değildir. Yapay aydınlatma ile takviyesi Ģarttır.

Boydan boya pencere kapalı bir salonda çalıĢılan yerden gökyüzü gözükse bile Ģu kural
uygulanmalıdır. ÇalıĢma zemini ile pencerenin üst kenarı arasındaki yükseklik farkı iki ile çarpılır.
Söz konusu çalıĢma noktasının (tezgah veya masa) pen­cereden uzaklığı bu sayıdan fazla ise, gün
ıĢığı aydınlanması yine yeterli değildir.

Genel dar ama yüksek pencereler, geniĢ ama üst kenarı fazla yüksekte bulunmayan pencerelerden
daha avantajlıdır.

Doğuya, güneye veya batıya bakan pencerelerde güneĢe karĢı ön­lemler alınmalıdır. En iyi çözüm
dıĢtan kademesiz ayarlanabilir panjur takılmasıdır Kötü hava koĢullarına dayanabilen ayarlı
panjurlar pahalı olduğu için içten takıldığı da görülür. Fakat bu sıcağa karĢı hiçbir korunma
sağlamaz ve sadece güneĢin göz kamaĢtırmasını önlemeye yöneliktir.Bazen de pencerelerin önüne
sabit ızgara takılır. Bunlar güneĢin du­rumuna göre ayarlanamadığı için kapalı havalarda içeriye
giren gün ıĢığı miktarını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca güneĢ ıĢığından korunmanın ge­reksiz
olduğu saatlerde veya hava koĢullarında görüntüyü gereksiz yere kapattığından psikolojik etkisi
28
olumsuzdur. GüneĢten koruyucu renkli takılması, içerisindeki renklerin algılanmasını etkilemeyecek
koyulukta tonlara sahip olduğu için uygun bir korunma yoludur. Ancak bu tip ko­ruyucu camlar da
aydınlatmanın tümüyle yapay ıĢığa dayalı olduğu ve pencerenin sadece dıĢarıyla görüntü bağlantısı
oluĢturduğu büyük bürolar içindir.
Çoğu iĢyerinde aydınlatma düzeni kademesizdir. Oysa aydınlat­mayı sadece gündüz yanacak ve
gece ek aydınlanma sağlayacak ıĢık sis­temi olarak iki ayrı elektrik devresi oluĢturacak harcama,
sağlanacaksa büyük tasarrufun yanında önemsiz kalır. Büyük büroların özel bir soru­nu, iĢ için
yeterli aydınlanma sağlanmıĢ olmasına karĢın pencerenin ay­dınlığının göz alması ve koyu gölgeler
oluĢturmasıdır
Hava kararmaya baĢladığında, en geç pencere aydınlığı içteki ay­dınlığın seviyesine yaklaĢtığı
zaman, gece aydınlatması tek veya birkaç kademe halinde devreye sokulmalıdır. Hava karardığı
zaman büyük bü­rolarda baĢka bir sorun daha ortaya çıkar. Normal olarak iç tarafın ay­dınlanmasına
ağırlık verilmiĢ olduğu için akĢamları iç taraflar diğer tar­aflardan daha aydınlık olabilir.
Aydınlanma yönünün bu Ģekilde tersine dönmesi ise bütün ıĢık, gölge dağılmasını değiĢtirir ve
gündüz koĢulları­na göre yerleĢmiĢ olan personelin çalıĢmasını çok zorlaĢtırır. Gece aydın­latması ya
düzgün bir ıĢık dağılımı sağlamalı veya daha iyisi, gündüzdeki koĢullara benzer bir ıĢık dağılımı
yaratmalıdır, yani pencere yakınların­da daha yüksek aydınlık sağlanarak ıĢık yönü korunmalıdır.
Hava karardıktan sonra da çalıĢılan iĢyerlerinde açık renk perde kullanılmasında büyük yarar vardır.
Geceleri pencereler simsiyah oldu­ğundan içerideki ıĢık pencereden dıĢarıya dağılır. Bu Ģekilde
kaybedilen ıĢık akıĢı önemli bir enerji harcamasına denk düĢtüğü için, ıĢığın çoğun içeriye doğru
yansıtacak açık renkte perdeler enerji tasarrufu demektir.
Gün ıĢığı ile yapay ıĢığın birlikte kullanıldığı durumlarda, yapa ıĢığın renginin gün ıĢığı beyazına
özellikle yakın seçilmesinde yarar vardır. Ayrıca hava kararmayı baĢladığı sırada dıĢ aydınlanma
yeterli olsa bile gece aydınlanmasına geçilmelidir. Aksi halde, dıĢ aydınlanmanın azalması
kontrastın azalmasına, dolayısıyla görüĢün zorlaĢmasına yol açar. Aynı nedenle motorlu taĢıtların
farları akĢamları henüz hava aydınlıkken yakılmalıdır.
Bir elemanın çalıĢtığı alanın çevresindeki ıĢık çalıĢma zeminindekinden fazla olmamalıdır. Yakın
çevredeki aydınlık çalıĢma zeminindekinin üçte birinden, uzak çevredeki aydınlık da çalıĢma
zeminindekinin onda birinden düĢük olursa rahatsızlık kaynağı olur. Aydınlatmanın ve­rimliliği
açısından iĢyerinin açık renkte badana, açık renk eĢyalar ile donatılmasında yarar vardır. Ancak
özellikle büyük salonlarda tek düzelikten kaçınılmalıdır. Çevreyle kontrast içinde çalıĢan kiĢiye
farklı uzak­lıklardaki nesnelerin yokluğu diğer bakımlardan son derece uygun bir aydınlatmada bile
baĢ ağrılarına yol açabilir. Aydınlık farklarına adap­tasyon zorluğundan koridorlar bile personelin
çalıĢma aydınlığının en az onda biri gücünde aydınlatılmalıdır.
Flüoresanlarla yapılan aydınlatmada biraz özenli bir yerleĢtir­meyle aĢırı gölgeler kolayca önlenir.
Ancak bir ıĢık dağılımı her zaman ideal değildir. Gölgeler üç boyutlu görmeyi oldukça kolaylaĢtırır.
29
Bir yü­zeyin düzgün olup olmadığını düzgün bir ıĢık dağılımında anlamak zordur. Oysa sert gölgeler
yapan yönlendirilmiĢ ıĢık altında yüzeydeki kü­çük düzensizlikler yaptıkları gölgelerle hemen
kendini belli eder. IĢık bir yüzeye çok eğimli düĢtüğü zaman gölgeler oluĢur. Bazı yerlerde gölgeler
hemen hemen hiç ıĢık olmayan. koyuluktadır Koyu bölgeler, ıĢık çok eğimli düĢtüğü zaman büyükçe
pürüzlerde, hiç ıĢık almayan yerlerde ol­uĢur. Çoğunlukla böylesi bir aydınlanma elveriĢsizdir ve
kesinlikle kaçı­nılması gereken bir durumdur. Bu nispetteki eğimli ıĢıklandırma tekstil ürünlerindeki
dokuma hatalarını bulmak, metal yüzeylerin pürüzlerini veya bombesini görmeye yarar. Buna
karĢılık çeĢitli ürünlerin üzerinde­ki boyanın düzgün olup olmadığını veya renkli bir afiĢi
değerlendirmek isteyecek bu tür gölgelenmeler ve eğimli ıĢığın yol açtığı yansımalar iĢi çok
zorlaĢtırır. Hatta ıĢık yönleniĢi dolaylı aydınlatma yolu ile hemen he­men tümüyle ortadan
kaldırılmalıdır.

30
31
Aydınlatmada Dikkat Edilecek Hususlar
a.

Göz kamaĢması ve yansıma

IĢık bolluğunun tek baĢına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Lambalar çalıĢanın gözünün
kamaĢmasına yol açarak iĢini zorlaĢtırab­ilir. Göz kamaĢmasının nedeni göze gelen güçlü ıĢığın
gözün koruyucu tabakasında ve merceğinde kırılması ve ağ tabakasının üzerindeki görüntüyü
aydınlatmasıdır.
Bir ıĢık kaynağından direkt olarak veya üzerine yansıdığı bir par­lak yüzey aracılığıyla göze gelen
her ıĢık kamaĢmaya yol açar: Göz ka­maĢmasının ortaya çıkmaması için normal çalıĢma konumunda
hiçbir ıĢık kaynağının görülmemesi ve ayrıca ıĢığın hiçbir yüzeyin üzerinde parlama yapmaması
gerekir. Göz kamaĢmasını önlemenin birinci yolu göz doğrultusu ile ıĢık kaynağı arasındaki açıyı
arttırmak. (lambaları. yükseltmek veya tezgahın tepesine yaklaĢtırmak), diğer yolu ise uygun ıĢık
gücü dağılımı eğrilerine sahip lambalar seçmeye çalıĢmaktır.
Modern ıĢıklandırmada karĢılaĢılan en önemli sorunlardan birisi yansımanın göz kamaĢtırmasıdır
IĢık parlak bir yerde baĢlangıçta ki gücünü büyük ölçüde kaybetse de, ıĢık yansıması ile göz
doğrultusu arasındaki açı çok daha küçük olduğundan, yansıma yoluyla olan göz ka­maĢması
doğrudan ıĢık kaynağındakinden çok fazladır. Yansımanın zararlı etkisinin azaltılmasında
baĢvurulan en kesin yöntem, iĢyerinde çalıĢma sırasında yansıtma özelliği olmayan malze­melerin
seçilmesidir. Diğer bir yolu da, yüzey parlaklığı daha düĢük, daha geniĢ yüzeyli lambalar
kullanmaktır. ĠĢin türünden dolayı parlak malzemelerle çalıĢmak zorunluluğu varsa, yansıma yoluyla
göz kamaĢ­masını önlemenin yolu dolaylı ıĢıklandırma düzeni ve iĢin türüne uy­gun özel bir ıĢık
kaynağı kullanmaktır. Yansıma kamaĢmasını değerlen­dirmede mutlaka çalıĢmanın normal
konumlarına yerleĢilmeli, ıĢık aydınlatma hesabı öyle yapılmalıdır. Özellikle penceresi olmayan
yer­lerde göz kamaĢması çok daha rahatsız edicidir. Bu nedenle penceresiz yerlerde bu konuda özel
bir titizlik gösterilmelidir.
b.

Renk faktörü

Renk ve ıĢıklandırma birbiri ile çok yakın iliĢkisi olan iki konudur Renk konusunda geçerli üç temel
prensip vardır;
IĢık kaynaklarında maksimum fayda sağlamak ve ıĢığın düzgün Ģekilde yayılmasını sağlamak için
renklerin yansıtma özelliklerinden yararlanılmalıdır.
IĢık kontrastı gözü yorduğundan, bu durum renklerle giderilmelidir.
Renklerin psikolojik özelliklerinden yararlanarak atölyelere veya bürolara, sıcak, serin ya da
dinlendirici hava verilmelidir.
Beyaz flüoresan ıĢığı insan psikolojisi üzerinde uyarıcı, faaliyete yö­neltici bir etki uyandırır. Bu
psikolojik etkenden baĢka, geçici miyopluk ve hipermetropluk yarattıkları için mavi ve kırmızı
32
renkteki ıĢıklardan kaçınılmalıdır. Parlak beyaz ile mavi-beyaz arasındaki renklerde aynı Ģekilde
rahatsızlık vericidir. ĠĢyerinde sarı-beyaz ile beyaz arasındaki 1ıĢık tonları kullanılmalıdır.
Aydınlanma gücü yükseldikçe ıĢığın rengi gün ıĢığı beyazına doğru kaymalıdır. Aydınlanma gücü
düĢtükçe de sarı-beyaza yakın tonlar ter­cih edilmelidir. Sarı-beyaz tonlardaki yüksek aydınlanma
güçleri (1000 lüks ve fazlası) yapaylık izlenimi uyandırır ve düĢük aydınlanmada flüoresan ıĢığınınki
gibi rahatsızlık verir.
IĢığın renginden baĢka renkleri gösterme özelliği de önemlidir. Renkli ıĢık altında cisimlerin
renklerinin değiĢtiği bilinmektedir. Ancak aynı renkteki iki ıĢığın da renkleri farklı gösterdiğinin
farkına genellikle varılmaz.
Duvarlar ıĢık yansıtma oranı %60-75 olan , makinalar ise %15-20 olan renklere boyanmalıdır. Eğer
duvarlar soluk sıcak renklere boyanmıĢ ise, makinalar soluk fakat soğuk renklere boyanmalıdır.
Sıcak iĢ yerlerinde duvarlara soğuk renk makinalara sıcak renk uygulamalı. DöĢemede beyaz bir
zemin olursa o iĢ yerinde genel bir serinlik ve ferahlık yaratılır. Uygulamada pratik olarak genellikle
tavan ile duvarların üst kısımları, ıĢık yansıtma özellikleri dolayısıyla beyaz renkle boyanır.
c.

Yorgunluğu önleme

Tüm aydınlatma kuralları çerçevesinde yorgunluğu kaldırmak için Ģu noktalara dikkat etmek gerekir:





Yeterince yüksek aydınlatmalı sarı-beyaz ıĢık kullanmak.
Cisimler çok küçük veya kontrastları düĢükse özel aydınlatma koĢulları sağlanmalıdır.

Monoton iĢlerde fırsat buldukça gözü birkaç saniyeliğine yum­mak veya iĢlem aralarında
bazı zaman etrafta göz gezdirmek rahatlama sağlar.



Sürekli yakma bakarak iĢ yapanların birkaç metre uzaklıktaki nesnelere bakması yeterlidir.
Buna karĢılık normal olarak uzağa bakan­larsa (sürücüler) fırsat buldukça yakına bakmalıdır.
Ġyi Aydınlatmanın Etkileri




Ġyi aydınlatma görme keskinliğini artırır.

Ġyi aydınlatma ile iĢ kazaları azalır. Algılama, karar verme ve uy­gulamanın çabuk ve daha
görülebilir biçimde yapılması sonucu, yorgun­luğun azalmasıyla kazalarda düĢüĢ olur.



Ġyi aydınlatmayla iĢçinin baĢarısı artmaktadır. Aydınlatma Ģid­deti arttıkça yorgunluk
azalmakta, baĢarı durumu artmaktadır.



Ġyi aydınlatma iĢ görmede çabukluk sağlar. Uygun aydınlatma iyi görmeyi sağlayarak bir iĢin
daha kısa sürede bitirilmesine yardım eder.

33
HAVA KOġULLARI
Ġnsan vücudu devamlı bir sıcaklık dengesine sahiptir. Genellikle 370C civarında bulunan vücut
sıcaklığı, soğuk havalarda oksijenle besin maddeleri yakılarak, sıcak havalarda ise terleme
fonksiyonu ile dengede tutulur. Soğukta kan dolaĢımı yavaĢlar, sıcakta ise hızlanır. Vücut ısı
dengesinin bu Ģekilde korunması sınırlıdır. Havalandırmanın etkisi;
Hastalıklar üzerinde etkisi; ısı 20‘ den 35 dereceye yükseldiği za­man özellikle maden iĢçilerinde
solunum hastalıklarının % 63 oranında yükseldiği saptanmıĢtır.
Kazalar üzerinde etkisi: Isı 25 dereceyi geçtiği zaman iĢ kazaları­na % 40 arttığı görülmüĢtür.
Yorgunluk üzerine etkisi: Toplam ısı 25 derece ile 35 derece ara­sında olduğu zaman çalıĢma
kapasitesi % 60 azalmıĢtır.
BaĢarı üzerine etkisi: Isı 16 dereceden 24 dereceye yükseldiğinde iĢçilerin verimi % 100‘den % 74‘e
düĢmüĢtür.
ĠĢ yerinde ısının yükselmesi kadar belirli düzeyin altında düĢmesi de iĢ görenlerin çalıĢma verimini
olumsuz yönde etkileyecek, iĢin yavaĢla­tılmasına ya da devamsızlık ve çalıĢma isteksizliğine yol
açabilecektir.
Ġnsan vücudunun ürettiği ısı miktarı kontrol edilemediği için, ısı düzenlenmesi ancak çevreyle olan
ısı alıĢveriĢi ile sağlanabilir.
Birimler Ve Kavramlar
Nem: Havada bulunan su buharı miktarıdır.
Radyant ısı: Katı çevreden (çevredeki cisimlerden) yayılan sıcaklıktır.
Efektif ısı: Çevredeki sıcaklık tek bir değiĢkene bağlı değildir. Nemin ve hava akım hızının da
sıcaklığa etkisi vardır.
Hava KoĢullarının Ölçümü
Havanın sıcaklığı termometre, nemi psikrometre veya higrometre ve akım hızı anemometre ile
ölçülür. Hava koĢullarının iĢe etkisi incelenirken, sıcaklık denildiğinde ona etki eden nem ve hava
akım hızı hata radyant ısının da sıcaklığı etkiledikleri unutulma­malıdır.
Sıcaklık ve baĢarının düĢmesi
ÇalıĢılan yerdeki hava koĢulları ne kadar çalıĢana uygun olursa, çalıĢan o kadar kendini rahat
hisseder. Bit durumda düĢünme ve çalıĢma kapasitesi baĢarısı artan iĢgücü verimli çalıĢır. Yüksek
sıcaklık gibi düĢük sıcaklığın da çalıĢma baĢarısı üzerine olumsuz etkileri vardır. DüĢük sıcaklıkta
algılama ve reaksiyon süresi uzar. Ellerin becerisi azalır. DüĢük sıcaklığın etkisi yüksek sıcaklığın
et­kisinden daha azdır. DüĢük sıcaklıkta daha fazla giyinerek etkiler azaltı­labilir~
34
Sıcaklık ve iĢ kazaları
Yüksek sıcaklık usanmaya, çabuk kızmaya, dikkatin azalmasına neden olup iĢ kazalarının artmasına
yol açar. Özellikle çok dikkat isteyen iĢlerde, iĢ fazla yorucu olmasa bile belli bir sıcaklığa kadar
kaza sayısı sabit olmakta, bu sıcaklıktan daha üst değerlere doğru ise kaza sayısı artmaktadır.
Ortamın, normalin üstünde sıcak olması ile Ģu olumsuz özellikler ortaya çıkabilir;













Bıkkınlık,
Sinirlilik,
Dikkatsizlik,
Hataların yoğunlaĢması,
Zihinsel çalıĢmalarda yerini düĢüklüğü,
Yetenek ve becerilerin azalması,
ĠĢ kazalarının fazlalaĢması,
Ağır bedensel iĢlerde verim düĢüklüğü,
Vücutta su ve asit-tuz dengesinin bozulması,
Kan dolaĢımının zorlaĢması,

Yorgunluk.
Soğukta ve sıcak ortamda çalıĢmak, iĢ veriminin düĢmesine neden olur. Soğukta çalıĢma, uygun
giyim ile belli ölçülerde telafi edilebilmek­tedir. bu bakımdan sıcak ortamda çalıĢmak, daha fazla
sorunlar ortaya çıkarmaktadır.
ÇalıĢma ortamına hava nem oranı da etki etmektedir. Nem, havada bulunan su buharı miktarıdır.
ÇalıĢanların üzerindeki fizyolojik olaylar, iĢ baĢarısını büyük öl­çüde etkiler. BaĢarı ve fizyolojik
faaliyetler iliĢkisi için yapılan bir araĢ­tırma sonucunda, iĢ baĢarısının sıcaklığa ve havadaki nem
oranına bağlı olduğu anlaĢılmıĢtır.
Zihinsel faaliyet isteyen iĢlerde ise, sıcaklıktan dolayı meydana ge­len gerilim, isteki baĢarıyı etkiler.
Bu gibi durumlarda, iĢ baĢarısını, iĢin süresi, cinsi, kiĢilerin çevreye uyabilme derecesi ve eğitim
düzeyleri gibi faktörle de etkiler.
ÇalıĢılan iĢyerleri iyi bir havalandırmayı gerektirir. Özellikle kü­çük odalarda veya çalıĢanların
sayısının fazla olduğu yerlerde havalan­dırmanın önemi büyüktür.

Hava KoĢullarının Ayarlanması

35
Ürünün ve kalitenin artması için iĢçiye konforlu bir hava ortamı sağlanmalıdır Hava çok soğuk ve
çok sıcak olmamalı, nemi uygun olma­lı, hissedilir bir hava akımı olmalıdır. Konforlu bir yerde
çalıĢan iĢçi­nin rahat etmesi sonucu verimliliğin artması doğaldır.
ĠĢ gücünün üzerinde çalıĢtığı döĢeme uygun bir malzeme ile ka­planarak yerden gelebilecek soğuk
önlenmelidir.

Sıcak iĢyerlerinde havalandırma içi doğal veya mekanik havalan­dırmadan yararlanılmalıdır.

Doğal havalandırma yetersiz kalırsa vantilatörlerden faydalanıl­malıdır. Tüm iĢyerini havalandırmak
pahalı olduğunda sadece belli yerl­er havalandırılabilir. Ortam sıcaklığı çok yüksekse sadece
havalandırma yetmeyeceğinden, soğutma fazlasıyla ısıtma kaynakları yerinde soğutul­malıdır.

Pencerelerden veya havalandırma deliklerinden gelen hava, iĢgü­cüne ulaĢmadan önce ısıtılacak
Ģekilde ısıtıcıların konumu ayarlanmalı­dır.

Uygun bir ısıtma sistemiyle iĢyeri istenilen düzeyde ısıtılmalıdır. ĠĢyerinin ısıtma düzeyi, çevrenin
iklim koĢullarına, içinde bulunulan mevsime, yapının tipine, yapılan iĢin gerektirdiği kas
çalıĢmasına, üre­tim sürecine ve iĢçilerin giyinme alıĢkanlıklarına bağlıdır.

Isınan hava yükselir. Sıcak havayı dıĢarıya atabilmek için yerd­en ayarlanan çatı pencereleri
olmalıdır.

Ġyi bir havalandırma sisteminin kurulması gerekir.

ÇalıĢma yerlerinin kuzeye bakan kısımlarının yalıtılması soğuğa karĢı etkin bir önlemdir.

ĠĢyerinin sıcaklığına üretim süreci neden oluyorsa, sistemden do­ğan ısının ortama yayılmasını
önlemek gerekir. Bu tür ısı kaynakları yapının ortasına yerleĢtirilmemeli, iĢyerinin geriye kalan
bölümlerinden ayrılmalı, çıkan ısının iĢçilere ulaĢmadan dıĢarıya atılma yolları araĢtı­rılmalıdır.

Isıdan etkilenen kiĢiler ciltlerini özel giysilerle, gözlerini gözlük­lerle korumalıdır.
36
Nemli veya nemsiz ortamın çalıĢanın sağlığını etkileyecek düzeyde olduğunda nem gücünü kontrol
edebilen klimalar kullanılmalıdır. ÇalıĢ­ma süreci nedeniyle önlenemeyen nem durumunda az iĢçi
çalıĢtırılmalı, dinlenme süreleri uzun ve sık olmalıdır.

Sıcak havalarda az miktarda sıvı içilmelidir. Çok soğuk meĢru­bat, hazmı zor olan süt, alkollü
içkinin sıcakta içilmemesi gerekir.

ĠĢyerinde gerektiği vakit açılıp kapanabilen çok sayıda pencere bulundurulmalıdır.

Mümkünse aĢırı kas çalıĢması yapılmamalıdır.

Hiç bir Ģey yapılamıyorsa ısıda çalıĢan iĢçi sayısı azaltılmalı, ça­lıĢma süresi kısaltılmalı, çalıĢma
süresi içinde uzun ve sık dinlenme süresi bulunmalıdır.

Ekranlı Araçlarla ÇalıĢmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
37
Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı, ekranlı araçlarla çalıĢmalarda alınacak asgari sağlık ve
güvenlik önlemlerini belirlemektir.
Bu Yönetmelikte belirtilen daha sıkı ve özel önlemler saklı kalmak kaydı ile 4 üncü maddede
tanımlanan ekranlı araçların kullanımında, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği hükümleri de
uygulanır.
Kapsam
Madde 2 — Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı ĠĢ Kanunu kapsamına giren ve ekranlı
araçlarla çalıĢmaların yapıldığı tüm iĢyerlerini kapsar.
Ancak, bu Yönetmelik hükümleri:
a) Hareketli makine ve araçların kumanda kabinleri ve sürücü mahallinde,
b) TaĢıma araçlarındaki bilgisayar sistemlerinde,
c) Toplumun kullanımına açık bilgisayar sistemlerinde,
d) ĠĢyerinde, kullanımı sürekli olmayan taĢınabilir sistemlerde,
e) Hesap makineleri, yazar kasa ve benzeri, data veya ölçüm sonuçlarını gösteren küçük ekranlı
cihazlarda,
f) Ekranlı daktilolarda,
uygulanmaz.
Kanuni Dayanak
Madde 3 — Bu Yönetmelik, 4857 sayılı ĠĢ Kanunu'nun 78 inci maddesi uyarınca hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
Madde 4 — Bu Yönetmelikte geçen;
a) Ekranlı araç : Uygulanan iĢlemin içeriğine bakılmaksızın ekranında harf, rakam, Ģekil, grafik ve
resim gösteren her türlü aracı,
b) Operatör : Ekranlı aracı kullanan kiĢiyi,
c) Zorlayıcı Travmalar : Göz yorgunluğu, kas gücünün aĢırı kullanımı, uygun olmayan duruĢ biçimi,
uzun süre ekranlı araç karĢısında ara vermeden çalıĢma, aĢırı iĢ yükü duygusu, zihinsel yorgunluk ve
stres ile gürültü, ısı, nem ve aydınlatmanın neden olduğu olumsuzluklarının tümünü,
d) ÇalıĢma merkezi : Operatörün oturduğu sandalye, ekranlı aracın konulduğu masa, bilgi kayıt
ünitesi, monitör, klavye, yazıcı, telefon, faks, modem ve benzeri aksesuar ve ekranlı araçla ilgili tüm
donanımların tamamının veya bir kısmının bulunduğu çalıĢma yerini,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ĠĢverenin Yükümlülükleri

ÇalıĢma Merkezleri
Madde 5 — ĠĢveren, çalıĢma merkezlerinde, ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan zorlayıcı
travmalara neden olabilecek riskleri belirleyecek ve bu riskleri ortadan kaldıracak veya en aza
indirecek sağlık ve güvenlik önlemlerini alacaktır.
38
ÇalıĢanların Bilgilendirilmesi ve Eğitimi
Madde 6 — Ekranlı araçlarla çalıĢmalarda, çalıĢanların bilgilendirilmesi ve eğitimi ile ilgili olarak
aĢağıdaki hususlara uyulacaktır:
a) ĠĢveren, iĢçilere ve temsilcilerine çalıĢma yerlerinde sağlık ve güvenlik ile ilgili bütün konularda
ve özellikle bu Yönetmeliğin 5, 7 ve 9 uncu maddelerinde belirtilen hususlarda bilgi verecektir.
b) ĠĢveren ekranlı araçlarla çalıĢanlara, iĢe baĢlamadan önce ve çalıĢma koĢullarında önemli bir
değiĢiklik olduğunda gerekli eğitimi verecek ve bu eğitimler periyodik olarak tekrarlanacaktır.
Eğitim, özellikle aĢağıdaki konuları içerecektir;
1) Zorlayıcı travmalar ve korunma yolları,
2) Doğru oturuĢ,
3) Gözlerin korunması,
4) Gözleri en az yoran yazı karakterleri ve renkler,
5) ÇalıĢma sırasında gözleri kısa sürelerle dinlendirme alıĢkanlığı,
6) Gözlerin, kas ve iskelet sisteminin dinlendirilmesi,
7) Ara dinlenmeleri.
Günlük ÇalıĢma Düzeni
Madde 7 — ĠĢveren, ekranlı araçlarla yapılan çalıĢmalardan kaynaklanan iĢ yükünü ve etkilenmeyi
azaltmak amacıyla, uygun çalıĢma planı yaparak, operatörlerin periyodik olarak ara vermesini veya
dönüĢümlü olarak baĢka iĢlerde çalıĢmalarını sağlayacaktır.
ÇalıĢanların GörüĢlerinin Alınması ve Katılımlarının Sağlanması
Madde 8 — ĠĢveren çalıĢanların ve temsilcilerinin bu Yönetmelik ve ekinde belirtilen konularda ĠĢ
Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği‘nde belirtildiği Ģekilde görüĢ ve önerilerini dikkate alacak ve
katılımlarını sağlayacaktır.
Gözlerin Korunması
Madde 9 — Ekranlı araçlarla çalıĢmalarda iĢçilerin gözlerinin korunması için uyulacak hususlar
aĢağıda belirtilmiĢtir:
a) AĢağıdaki durumlarda iĢçilerin göz muayeneleri yapılacaktır;
- ekranlı araçlarla çalıĢmaya baĢlamadan önce,
- düzenli aralıklarla ve
- ekranlı araçla çalıĢmalardan kaynaklanacak görme zorluğu olduğunda.
b) Yukarıda belirtilen muayene sonuçlarına göre gerekiyorsa iĢçiler oftalmolojik testlere tabi
tutulacaktır.
c) Yukarıda (a) ve (b) bentlerinde belirtilen muayene ve test sonuçlarına göre gerekiyorsa iĢçilere
yaptıkları iĢe uygun araç ve gereç verilecektir.
d) Bu madde uyarınca alınacak önlemler iĢçilere herhangi bir maddi yük getirmeyecektir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÇeĢitli Hükümler
Yönetmelik Hükümlerine Uyum

39
Madde 10 — Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten sonra açılacak çalıĢma merkezleri bu Yönetmelik
hükümlerine uygun olarak kurulacaklardır. Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte faaliyette olan çalıĢma
merkezleri ise 2 yıl içinde Yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilecektir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ġlgili Avrupa Birliği Mevzuatı, Yürürlük, Yürütme
Ġlgili Avrupa Birliği Mevzuatı
Madde 11 — Bu Yönetmelik 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifi esas alınarak
hazırlanmıĢtır.
Yürürlük
Madde 12 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 13 — Bu Yönetmelik hükümlerini ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.
EK
1

EKRANLI ARAÇLARLA ÇALIġMALARDA ARANACAK ASGARĠ GEREKLER

1. Ekipman
a) Genel hususlar
Bu tür ekipmanın kullanımı iĢçiler için risk kaynağı olmayacaktır.
b) Monitör
Ekranda görünen karakterler kolayca seçilebilecek Ģekil ve formda, uygun büyüklükte olacak, satır
ve karakterler arasında yeterli boĢluk bulunacaktır.
Ekran görüntüsü stabil olacak, görüntünün titremesi ve benzeri olumsuzluklar bulunmayacaktır.
Parlaklık ve karakterler ile arka plan arasındaki kontrast, operatör tarafından kolaylıkla
ayarlanabilecektir.
Ekran, operatörün ihtiyacına göre kolaylıkla her yöne döndürülerek ayarlanabilir olacaktır.
Ekranın ayrı bir kaide veya ayarlanabilir bir masa üzerinde kullanılması mümkün olacaktır.
Kullanıcıyı rahatsız edebilecek yansıma ve parlamalar önlenecektir.
c) Klavye
Klavye, operatörün el ve kollarının yorulmaması ve rahatça çalıĢabilmesi için ekrandan ayrı ve
hareketli olacaktır.
Klavyenin ön tarafına, operatörün bileklerini dayayabileceği özel destek konulacaktır.
Operatörün elleri ve kolları için klavyenin önünde yeterli boĢluk olacaktır.
Klavyenin rengi mat olacak ve ıĢığı yansıtmayacaktır.
Klavye karakterlerinin yerleri kullanımı kolaylaĢtıracak Ģekilde düzenlenmiĢ olacaktır.
40
ÇalıĢma pozisyonuna göre, tuĢlar üzerindeki semboller kolaylıkla seçilebilecek, düzgün ve okunaklı
olacaktır.
d) ÇalıĢma masası veya çalıĢma yüzeyi
ÇalıĢma masası veya çalıĢma yüzeyi; ekran, klavye, dokümanlar ve diğer ilgili malzemelerin rahat
bir Ģekilde düzenlenebilmesine olanak sağlayacak Ģekilde ve yeterli büyüklükte olacak ve yüzeyi
ıĢığı yansıtmayacak nitelikte olacaktır.
Operatörün rahatsız edici göz ve baĢ hareketleri ihtiyacını en aza indirecek Ģekilde yerleĢtirilmiĢ ve
ayarlanabilir özellikte doküman tutucu kullanılacaktır.
ÇalıĢanın rahat bir pozisyonda olması için yeterli alan olacaktır.
e) ÇalıĢma sandalyesi
Sandalye dengeli ve operatörün rahat bir pozisyonda oturabileceği ve kolaylıkla hareket edebileceği
Ģekilde olacaktır.
Oturma yerinin yüksekliği ayarlanabilir olacaktır.
Sırt dayama yeri öne-arkaya ve yukarı-aĢağı ayarlanabilir, sırt desteği bele uygun ve esnek olacaktır.
Ġstendiğinde operatöre uygun bir ayak dayanağı sağlanacaktır.
2. ÇalıĢma ortamı
a) Gerekli alan
Operatörün oturma Ģeklini değiĢtirebilmesi ve rahatça hareket edebilmesi için çalıĢma merkezi
yeterli geniĢlikte olacak ve uygun Ģekilde düzenlenecektir.
b) Aydınlatma
Operatörün gereksinimleri ve yapılan iĢin türü dikkate alınarak uygun aydınlatma Ģartları
sağlanacak, arka planla ekran arasında uygun kontrast bulunacaktır.
Yapay aydınlatma kaynaklarının yeri ve teknik özellikleri ekrandaki ve diğer ekipmanlar üzerindeki
parlama ve yansımaları önlenecek Ģekilde olacaktır.
c) Yansıma ve parlama
Pencereler, açıklıklar ve benzeri yerler, saydam veya yarı saydam duvarlar ve parlak renkli cisim ve
yüzeylerden ekran üzerine direk ıĢık gelmeyecek ve mümkünse yansımalar önlenecektir.
Ekrana gelen gün ıĢığının kontrol edilebilmesi için yatay ve dikey ayarlanabilir perdeler
kullanılacaktır.
d) Gürültü
ÇalıĢma merkezlerinde kullanılan ekipmanların gürültüsü çalıĢanların dikkatini dağıtmayacak ve
karĢılıklı konuĢmayı engellemeyecek düzeyde olacaktır.
e) Isı
ÇalıĢma merkezindeki ekipmanlar çalıĢanları rahatsız edecek düzeyde ortama ısı vermeyecektir.
f) Radyasyon
ÇalıĢma merkezindeki görünür ıĢık dıĢındaki tüm radyasyonların sağlığa zarar vermeyecek
düzeylerde olması için gerekli önlemler alınacaktır.
g) Nem
ÇalıĢma ortamındaki nemin uygun düzeyde olması sağlanacak ve bu düzey korunacaktır.
3. Bilgisayar programları

41
ĠĢveren, ekranlı araçlarla yapılacak iĢin düzenlenmesinde ve kullanılacak programların seçiminde
aĢağıdaki hususlara uyacaktır.
a) Programlar iĢe uygun olacaktır.
b) Programlar kolay kullanılabilir ve eğer uygunsa operatörün bilgi düzeyine ve deneyimine göre
ayarlanabilir olacaktır. Operatörün bilgisi dıĢında programlara müdahale edilemeyecektir.
c) Sistemler çalıĢanların verimini artıracak ve kolaylık sağlayacak Ģekilde geri beslemeli olacaktır.
d) Sistemler operatöre uygun hız ve formatta bilgi verecek Ģekilde olacaktır.
e) Programlar, özellikle verilerin algılanması ve kullanılması konusunda ergonomi prensiplerine
uygun olacaktır.

OFİS ERGONOMİSİNDE PRATİK BİLGİLER

42
43
44
45
Günümüz teknolojisinin hızlı geliĢimi , özellikle bilgisayar kullanımının her sektörde ve her çalıĢma
alanında
―ofis‖
tarzı
çalıĢmanın
önemli
ölçüde
artmasına
yol
açmıĢtır.
Ofis yaĢamındaki daktilo, hesap makinesi gibi geleneksel araçlar , planlamadan uygulamaya kadar
46
yapılan iĢlerin her safhasında yerini bilgisayarlara bırakmıĢ, kuruluĢların amaçladığı her fonksiyon
bilgisayar ortamında yerine getirilmeye baĢlanmıĢtır. Bu Ģartlar, ofislerdeki çalıĢma ortamının
optimizasyonunu
zorunlu
kılmaktadır.
Ülkemizde endüstri mühendisliğinin alt konuları arasında yer alan ―ergonomi‖; maksimum iĢ
güvenliği ve verimlilik sağlamak amacıyla , insanların anatomik ve biliĢsel özelliklerinin, çalıĢtıkları
çevre ve sistemlerin incelenmesine ve bu öğeler arasında maksimum uyumun sağlanmasına yönelik
çalıĢmaların bütünü olarak tanımlanabilir. Endüstriyel yaĢamın güçlendiği yüzyılımızın baĢlarından
itibaren, insan faktörü fikir aĢamasında ele alınmıĢ, özellikle silah sistemlerinin geliĢtiği ve
karmaĢıklaĢtığı, insan –sistem uyumundaki eksikliğin ölümcül sonuçlarının hissedildiği ikinci dünya
savaĢında insan faktörüne yönelik çalıĢmalar hız kazanmıĢtır. Eski Yunanca‘da ―iĢ yasası ― anlamına
gelen ―ergonomi ―, terim olarak ilk kez 1949‘da Oxford Üniversitesinde anatomi, fizyoloji, psikoloji
ve mühendislik gibi farklı disiplinlerden gelen araĢtırmacıların katıldığı bir toplantıda önerilmiĢ ve
kabul
görmüĢtür.
Genel olarak insan ve yaptığı iĢ arasında uyum sağlamayı amaçlayan ergonominin sosyal anlamda
―yaĢamı daha yaĢanılabilir kılma‖ çabası olduğu söylenebilir. ÇalıĢma ortamlarında ergonomik
Ģartların sağlanması, personelin verimini, iĢ tatminini ve memnuniyetini artıracak , ve uzun vadede
baĢ
gösteren
iĢ
hastalıklarını
önleyecek
çok
önemli
bir
faktördür.
Günlük faaliyetler içerisinde yerine getirilebilecek pratik metotlar ve alınacak pratik yöntemler
sayesinde, ofis ortamlarının ergonomik koĢullara uygunluğunu sağlamak mümkün olacaktır.
1- GENEL ÇEVRESEL ġARTLAR:



Ofisler topluca ve uzun süreli bulunulan yerler olduğundan dolayı temiz ve bakımlı olmasına
azami özen gösterilmelidir.





Personelin vücut ölçülerine göre ayarlanabilir mefruĢat tercih edilmelidir.



Statik(durağan) hareketler minimuma indirilmeli, dinamik hareketler hedeflenmelidir. Bu amaçla
ofisler personelin rahatça hareket edeceği, her personele minimum 2 m2 hareket olanağı
sağlanacak Ģekilde düzenlenmelidir.




Tüm açma – kapatma düğmelerinin hareket yönünün aynı olasına dikkat edilmelidir.



Genel aydınlatmada ıĢık kaynakları mümkün olduğu kadar yükseğe yerleĢtirilmelidir. Alçak ıĢık
kaynakları yansımayı ve kamaĢmayı arttırır.



Hassas ve göz yorucu iĢlerde lokal aydınlatmaya baĢvurulmalı, gözler sık sık kapatılarak ve uzak

Sürekli kullanılan cihazlar personelin kol eriĢim mesafesinde olmadır.
Sürekli baĢvurulan tablo, grafik, vb. iĢ yardımcıları, okunaklı, açık ve kolay algılanabilir olmalı,
personelin normal görüĢ açısı ±15o içerisine yerleĢtirilmeli, personelin görüĢ mesafesinde
engelleyici cisimler bulunmamalıdır.

Ofisler sık sık havalandırılmalı, ortamdaki hava kalitesinin düĢmesi önlenmeli, her personele
minimum 10 m3 hava düĢecek Ģekilde düzenleme yapılmalıdır.Toz, polen gibi uçuĢan partiküller
için portatif hava temizleyicilerin kullanılması faydalı olacaktır.

47
objelere bakmak suretiyle dinlendirilmelidir.



Açık renkli demirbaĢ eĢyalar, camlar ve parlak yüzeyler,ıĢığı yansıttığı için görüĢte rahatsızlığa
ve kamaĢmaya sebep olurlar. Böyle bir durum söz konusu ise, aydınlatma azaltılmalı ve mat
eĢyalar tercih edilmelidir.




Tavan aydınlatmaları çalıĢma yüzeyi ile 45 o açı yapmalı, direk çalıĢma noktasına vurmamalıdır.



Fotoğraf, bitki, tablo gibi kiĢiliğe hitap eden öğeler kullanılması psikolojik olarak çalıĢma
ortamına bağlılığı güçlendirecektir.



Personelin sürekli olarak koyu- açık renk ortalar arasında göz hareketi yapmasını gerektirecek
iĢlerden kaçınılmalıdır.



Ofis çalıĢmaları yüksek dikkat gerektirdiğinden dolayı, sürekli gürültü önlenmeli, yüksek ses
çıkaran cihazlar izole edilmelidir.



Ofis
ortamında
ısı
20
–
22
ÇalıĢma pozisyonu düzenli olarak değiĢtirilmelidir.

Ofislerde pencere bulunmasının ve pencerelerin açık tutulmasının personelin motivasyonu
üzerinde olumlu etkisi olacaktır.

o

C

civarında

tutulmalıdır.

2- BĠLGĠSAYARLA ÇALIġMA ġARTLARI



Bilgisayarla çalıĢmada bakıĢ yönü belge – ekran – masa arsında sürekli değiĢtiğinden oturma
yeri olarak eksenden dönebilen, yüksekliği ayarlanabilir, kolçaklı ve devrilmeye karĢı güvenli 5
tekerlekli sandalyeler kullanılmalıdır.



ÇalıĢma esnasında ayaklar ve bacaklar için yeterli hareket alanı bulunmalı ve çalıĢma yüzeyi
yansıtma katsayısı % 30 – 50 olmalıdır.



ÇalıĢma masası sabit ise alt kenarının yerden yüksekliği 680 mm, ayarlanabilir ise 640 – 740 mm
arasında olmalıdır.




Klavye ortasının yerden yüksekliği 710 – 740 mm. olmalıdır.
Sandalye ve arkalık yüksekliği otururken kolayca ayarlanabilir olmalı, oturma yüksekliği
kolların mümkün olduğu kadar az gergin ve yatay olmasına, baldırın iç yüzeyine gelen basıncı
azaltmak için de ayakların zemine veya ayak altlığına yeterince oturmasına dikkat edilmelidir.

48


Ġdeal bir çalıĢma sandalyesinin boyutları Ģöyle sıralanabilir;

Oturma yüzeyi:



Eni : 400 – 450 mm.
Boyu : 400 – 440 mm
Eğimi : 3 o – 5 o

Sırt yüzeyi: Oturma yüzeyindenYükseklği : 100 – 250 mm.

GeniĢliği : 330 mm
Geriye yatıĢ toleransı : 104 o - 120 o

Kolçak yüksekliği
(oturma yüzeyinden) : 200 mm.

Dik oturma, omurgaya yaklaĢık % 25 daha az yük binmesini sağlar ve bir çok sırt problemini
önler. Bu sebeple personele doğru oturma pozisyonun önemi aĢılanmalıdır.

Bilgisayar ekranının görüntü kalitesi, göz sağlığı açısından çok önemlidir. Ekrandaki yazı
karakterlerinin büyüklüğü 2.6 mm. ‗nin altına düĢmemeli, ekran tozlu kalmamalı ve görüntüde
titreĢim olmamalıdır.

Ekrana bakıĢ uzaklığı 500 – 700 mm. arasında olmalıdır. IĢık yansımasını minimuma
indirebilmek amacıyla ekranlar mümkünse pencerelere 90o dik olacak Ģekilde yerleĢtirilmelidir.

Ekranlarda siyah fon kullanmak, personelde koyu bir tünele giriĢ etkisi yapabilir ve aydınlık
ortamda göz kamaĢma etkisini de arttırır.

Ekranın üst kenarı göz hizasında veya az aĢağısında olmalı, personel çalıĢırken baĢının eğmek
veya geriye atmak eğiliminde olmamalıdır. Bu durum boyun bölgesine uzun süreli statik yük
getireceği için rahatsızlıklara yol açılabilir.

49


Uzun süreli klavye kullanımında, kolların masa yüzeyinden aĢağıda kalması ve buna bağlı olarak
bileklerin sürekli masa kenarına dayalı tutulması, bilek bölgesindeki sinirlere zarar
verebilmektedir. Kollar yazı yazarken, yere paralel tutulmalı ve bilekler bükülmemelidir.




Klavyenin yüzeyi parlamamalı, rengi nötr olmalıdır.



Uzun süreli mouse(fare), kullanımı avuç içi, parmak ve bilek sinirlerini zedeleyebilmektedir. Bu
yüzden mouse kullanımı minimuma indirilmeli, iĢlemler mümkün olduğunca klavye ile
yapılmalıdır.



Özellikle veri giriĢi gibi materyale sürekli bakmayı gerektiren iĢlerde, baĢ hareketini minimuma
indirmek amacıyla ekrana monte edilen doküman tutma aparatlarının kullanılması, performansı
olumlu yönde etkiler.



Sağlıklı bilgisayar çalıĢması için ofisteki gürültü maximum 55 – 65 desibel, ortam ısısı 21 – 23 o
C, nem oranı % 45 – 55 olmalıdır.



Bilgisayar çalıĢmasında ıĢık üst – yanlardan 45 o açıyla gelmelidir, karĢıdan gelen ıĢık gözleri
rahatsız eder.



1 saatlik çalıĢma sonunda 5 – 10 dakikalık, 2 saatlik çalıĢma sonunda 15 – 20 dakikalık dinlenme
verilmeli, bu süre ekrandan uzakta, mümkünse dinamik hareket içeren bir Ģekilde
değerlendirilmelidir.



Lekeli veya tozlu gözlük camları görüĢü engellediği gibi yansımaya da yol açacağı için
kullanılmalıdır.



Çok göze çarpıcı veya Ģiddetli karĢıt renk giysiler ekrana rahatsız edici Ģekillerde yansıyabileceği
için tercih edilmemelidir.

Nümerik tuĢların telefon düzeninde yerleĢtirilmiĢ olması, zihinsel iĢlemlerin etkinliği için
önemlidir.

50
ĠĢ planlaması yapılırken çok uzun süreyle, kesintisiz olarak veri giriĢi, vb. bilgisayar çalıĢması yapan
personelin monotonluk ve diyalog eksikliği sebebiyle psikolojik rahatsızlıklar yaĢayabileceği, göz
önünde bulundurulmalıdır.


KAYNAKLAR
1. ĠĢ sistemi ve süreç düzenleme Cilt: II MESS yayınları
2. Leyla Kılıç ―ĠĢverenin iĢ sağlığı ve güvenliğini sağlama hükümlülüğü ve sorumluluğu‖
Yetkin yayınları ,2006
3. ĠĢ Sağlığı ve Meslek Hastalıkları ;Dr Cahit Erkan ;Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Yayınlarından Sayı.441;Ankara-1984
4. Halk Sağlığı Temel Bilgiler ;Hacettepe Üniversitesi Yayınları 2006;Editörler:Prof.Dr.
Çağatay Güler-Prof.Dr. Levent Akın
5. ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Metodolojileri ; Özlem
Özkılıç;TĠSK,Ankara-Mart 2005
6. Hukuki ve teknik yönleriyle ( mevzuat kapsamında)
ĠĢçi sağlığı ve ĠĢ Güvenliği
Esasları Eğitim-Ders Notları ),MESA Ġmalat,Avukat Murat Erokay, Ocak 2000
7. ĠĢyeri Hekimliği, Türk Tabipleri Birliği ,Av.Ziynet Özçelik-Av.Mustafa Güler-Dr Hakan
Giritlioğlu, Eylül 1997
51
Her Yönü İle Ergonomi
Her Yönü İle Ergonomi
Her Yönü İle Ergonomi
Her Yönü İle Ergonomi

More Related Content

Similar to Her Yönü İle Ergonomi

Ergonomi̇
Ergonomi̇Ergonomi̇
Ergonomi̇emrsner
 
Zirve: Proses Emniyeti Baran Akinbingol
Zirve: Proses Emniyeti Baran AkinbingolZirve: Proses Emniyeti Baran Akinbingol
Zirve: Proses Emniyeti Baran AkinbingolBaran AKINBİNGÖL
 
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...Can Ozcan
 
Ergonomisağlıkdijitalvatandaşlık
ErgonomisağlıkdijitalvatandaşlıkErgonomisağlıkdijitalvatandaşlık
Ergonomisağlıkdijitalvatandaşlıkfatma_ela
 
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...Dr. Mustafa Değerli
 
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRU
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRUİSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRU
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRUAli Osman Öncel
 

Similar to Her Yönü İle Ergonomi (8)

Ergonomi
ErgonomiErgonomi
Ergonomi
 
Ergonomi̇
Ergonomi̇Ergonomi̇
Ergonomi̇
 
Zirve: Proses Emniyeti Baran Akinbingol
Zirve: Proses Emniyeti Baran AkinbingolZirve: Proses Emniyeti Baran Akinbingol
Zirve: Proses Emniyeti Baran Akinbingol
 
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...
Bir Tarım Aleti - Ot Toplama Tırmığı - Montaj Ünitesinin Bilgisayar Destekli ...
 
Ergonomisağlıkdijitalvatandaşlık
ErgonomisağlıkdijitalvatandaşlıkErgonomisağlıkdijitalvatandaşlık
Ergonomisağlıkdijitalvatandaşlık
 
Iş güvenliği
Iş güvenliğiIş güvenliği
Iş güvenliği
 
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...
Savunma uygulamalarında mühendislik ve yönetim iş süreçlerinin çalışanlar tar...
 
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRU
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRUİSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRU
İSTANBUL JEOFİZİK SEKTÖRÜ İLE JEOFİZİĞİN EVRENSEL GERÇEKLİĞİNE DOĞRU
 

More from MehmetKoz

Kişisel Koruyucu Donanımlar
Kişisel Koruyucu DonanımlarKişisel Koruyucu Donanımlar
Kişisel Koruyucu DonanımlarMehmetKoz
 
Kişisel Koruyucular
Kişisel KoruyucularKişisel Koruyucular
Kişisel KoruyucularMehmetKoz
 
Meslek Hastalıkları Rehberi
Meslek Hastalıkları RehberiMeslek Hastalıkları Rehberi
Meslek Hastalıkları RehberiMehmetKoz
 
Süreç yönetimi ve i̇yileştirme
Süreç yönetimi ve i̇yileştirmeSüreç yönetimi ve i̇yileştirme
Süreç yönetimi ve i̇yileştirmeMehmetKoz
 
Kalite Maliyetleri
Kalite MaliyetleriKalite Maliyetleri
Kalite MaliyetleriMehmetKoz
 
Kalite Kontol Araçları
Kalite Kontol AraçlarıKalite Kontol Araçları
Kalite Kontol AraçlarıMehmetKoz
 

More from MehmetKoz (7)

TPM Nedir?
TPM Nedir?TPM Nedir?
TPM Nedir?
 
Kişisel Koruyucu Donanımlar
Kişisel Koruyucu DonanımlarKişisel Koruyucu Donanımlar
Kişisel Koruyucu Donanımlar
 
Kişisel Koruyucular
Kişisel KoruyucularKişisel Koruyucular
Kişisel Koruyucular
 
Meslek Hastalıkları Rehberi
Meslek Hastalıkları RehberiMeslek Hastalıkları Rehberi
Meslek Hastalıkları Rehberi
 
Süreç yönetimi ve i̇yileştirme
Süreç yönetimi ve i̇yileştirmeSüreç yönetimi ve i̇yileştirme
Süreç yönetimi ve i̇yileştirme
 
Kalite Maliyetleri
Kalite MaliyetleriKalite Maliyetleri
Kalite Maliyetleri
 
Kalite Kontol Araçları
Kalite Kontol AraçlarıKalite Kontol Araçları
Kalite Kontol Araçları
 

Her Yönü İle Ergonomi

  • 1. HER YÖNÜ İLE ERGONOMİ ERGONOMĠNĠN TANIMI Ergonomi, Fransızca ―ergonomi‖ sözcüğünden dilimize ergonomi okuyuĢu Ģeklinde geçmiĢ olup aslında eski Yunanca iĢ anlamına gelen ERGON ve doğal yasa veya düzen anlamına gelen NOMOS ‗tan türetilmiĢ bir sözcüktür. Ergonomi; iĢletmede gerek çalıĢma koĢulları, gerekse üretkenliği iyileĢtirme açısından iĢin nicelik ya da nitelik olarak incelenmesidir. ĠĢçiler ve iĢ çevresiyle aralarındaki optimal iliĢkinin baĢarısıyla ilgili bir bilim dalıdır. Ergonomi; araç, gereç ve makinaların insan tarafından maksimum konfor emniyet ve temkinlikle kullanılabilmesi için gerekli olan ve insanların bilimsel özelliklerine ait bilgilerin toplamıdır. A.Wismer‘ e göre ise ergonomi; iĢ-insan iliĢkilerinden doğan problemlere uygulanabilen bir teknoloji olarak kabul edilmekte, bu nedenle çalıĢan insana yönelik etüd ve çalıĢmalar Ģeklinde tanımlanmaktadır. Diğer bir tabir ile;Ergonomi, insan ve çalıĢma ortamı arasındaki bilimsel iliĢki olarak tanımlanabilir. Burada çalıĢma ortamından kasıt sadece insanın içinde bulunduğu ortam değil buna ilaveten kullandığı makina, alet ve malzemeyi, çalıĢma metodunu, organize eden ergonomi, teknolojiden biyolojik (fizyoloji) ve toplumsal bilimlerden (psikoloji, toplum bilim) alınan yöntemlerin kesiĢme noktasındaki çalıĢma konusunda, insanın karĢılaĢtığı sorunlara bir yaklaĢım biçimidir. Ergonomi, iĢi insana uyarlamak için bir araĢtırma ve eylem programı içerir; ergonomi kavramı, iĢçinin kullandığı araçlarla gereçleri, çalıĢma yöntemlerini, iĢin gerek bireysel gerek küme çalıĢması düzeyinde tasarımlanıp örgütlendirilmesini kapsar. ÇalıĢma araçlarıyla gereçlerinin insanın gövde yapısı ile onun iç iĢleyiĢine uygun düĢecek bir biçimde düzenlenmesi, iĢin bireysel yeteneklere olduğu kadar genellikle insan doğasına da uygun olarak düzenlenmesi, makinaların çalıĢtırma düğmesi ya da kollarıyla denetim göstergelerinin en uygun bir düzen içinde bulunması, devinimlerin en az yorgunluk doğuracak biçimde bölünüp düzenlenmesi, elveriĢli ıĢık, ses, havalandırma, ısı, nem gibi çalıĢma koĢullarının sağlanması ergonominin baĢlıca koĢulları arasındadır. Makina ve araçlar düzenlenirken veya iĢyeri planlanırken, ergonomik kurallara göre düzenleme ve planlama yapılırsa, iĢ ile iĢçi arasında iyi bir uyum sağlanması ve böylece en az yorgunlukla, en yüksek verime ulaĢma sorunu daha kolay ve daha ucuz çözümlenir. ĠĢ ortamı insan davranıĢlarını etkileyen çok değiĢik faktörleri içerdiğinden, ergonominin ilgi alanı gittikçe geniĢlemektedir. Ergonominin temel amacı, bireylerin ve onların iĢ çevreleri ile aralarındaki iliĢkinin optimal olmasını sağlamaktır. Ergonomistler iĢ sistemlerini yeniden inceleyip, sistemdeki iĢ streslerini minimize etmeye uğraĢırlar. Ergonomi prensipleri aĢağıdaki alanlarda uygulanır; 1
  • 2. 1. Dizayn etme, değiĢiklik yapma, düzenleme yapma, yüksek ürün prodüktivitesi, iĢ yaĢamı ve ürün kalitesini arttırmak için ekipmanların bakımında, 2. Kolay ve hızlı iĢlem,servis ve bakım için iĢ alanlarının dizaynında, 3. Operatörler ve makinalar arasındaki görev tahsisatını içeren iĢ metodlarının düzeninde, Yüksek prodüktivite ve iĢçilerin güvenliği için iĢyerlerindeki fiziksel faktörlerin 4. (sıcak,soğuk, gürültü, nem, aydınlatma, titreĢim) kontrolünde. Ergonomi sadece iĢle ilgili problemleri değerlendirmek değil ayrıca bir çözüm bulma branĢıdır da. Ergonominin amacı, iĢçinin refahını ve prodüktiviteyi, iĢ streslerini azaltarak optimize etmektir. Ergonomi buluĢları, tıbbi müdahaleye gerek kalmadan, herhangi bir kaza oluĢmadan, önceden önlem almaya yöneliktir. ĠĢ yerlerindeki stres faktörleri ise Ģunlardır;    ĠĢyerlerinde kullanılan araç-gereçlerin miktarı ve karmaĢıklığı, Yapay çevre koĢulları (gürültü, titreĢim, zehirli materyaller, vs.) Mental ve fiziksel iĢ yükü. Ergonomi uygulamalarının sonuçları ise Ģöyledir; Yapılan iĢin, iĢçilerin bedenleri ve performansları üzerindeki etkilerinin anlaĢılması, ĠĢin, iĢçi üzerindeki uzun dönemli potansiyel veya kümülatif etkilerini önceden tahmin etmek, Bir iĢin yapılması için iĢ yerinin ve/veya araçlarının, iĢçilere uygunluğunun saptanması, Prodüktivitenin geliĢtirilmesi ve iĢçilerin refahının sağlanmasında ―personelin göreve uyması‖ veya ―görevin personele uyması‖ yolunun optimal olanının seçimi. Bu tarz bir giriĢimin sonucunda, iĢçi kapasitesi ve iĢin gerektirdikleri arasında iyi bir uygunluk sağlanabilir. ERGONOMĠNĠN ENDÜSTRĠ MÜHENDĠSLĠKTEKĠ YERĠ Ergonomi çok geniĢ bir bilim dalı olduğundan baĢarılı ergonomik programlar, sınırları çok geniĢ olan bu bilimi anlayıp, tüm alanından yararlanmaya çalıĢan ergonomik çözümler araĢtırmaya yöneliktir. Bu yüzden eğer bir mühendis, mühendislik dıĢı faktörleri (veya bir psikolog, psikolojik olmayan faktörleri) göz ardı ederse yapılan değerlendirmeler kısa dönemli olacaktır. Bu değerlendirmeden de, iĢin gerektirdikleri ve insan kapasitesi ile limitlerinin tutarlı bir Ģekilde karĢılaĢtırması beklenemez. ĠĢ ortamı insan-makina sistemlerinin ―makina‖ bölümüne indirgenemez. Çünkü iĢi koĢullandıran, kuĢkusuz, her zaman çevre sıcaklığı ve gürültü, oturma yerlerinin biçimi ve bedenin sıkıntılı 2
  • 3. konumu, iĢaretlerin ve kumanda öğelerinin düzenleniĢidir. Bütün bu çözümleme konuları ile ergonomi uğraĢır. Ayrıca iĢi koĢullandıran etkenlere; iĢin bölünmesi, görevlerin küçük parçalara ayrılması, ara dinlenme sayısı ve süresi, yönergelerin sayısı ya da çokluğu, yapılan iĢin sonuçlarını bilme ya da bilmeme, yapılan iĢle alınana ücret arasındaki iliĢki, vb. eklenebilir. Bütün bunlar iĢletmede özel bir ―ergonomi‖ servisi kurma yerine, iĢletmenin bütün bölümlerine (özellikle iĢ organizasyonu bölümüne) ergonomik yaklaĢımın girmesini sağlamanın daha yararlı olacağını gösterir. Bilim ve teknolojinin hızla geliĢmesi sonucu, gittikçe daha kompleks makinaların dizaynı ve bunların ayrıntılı iĢlerde kullanılması olayı, insanın çalıĢma Ģekil ve standartlarının daha hassas bir biçimde incelenmesini zorunlu kılmıĢtır. Bunun yanı sıra hafifmiĢ gibi görünen ancak monotonluk ve dikkat unsurunu içinde bulunduran iĢler de bir takım ruhsal bozukluklara yol açmaktadır. Ayrıca yapay ve doğal çevre Ģartlarının da çeĢitli faaliyetler üzerinde önemli etkisi vardır. Üretim tekniklerinin geliĢip, makinaların daha kapsamlı hale dönüĢmesi yatırımın tutarları ve maliyet artıĢı konularını beraberinde getirir. Bu sebeple teknoloji seçimi çok önemlidir. Teknik zorunluluklar ve özellikle ekonomik Ģartlar, yatırımlardan devamlı ve maksimum bir Ģekilde yararlanmak için o tesisin 24 saat aralıksız çalıĢtırılmasını gerektirir. Böyle bir durum ise vardiya sistemi ve gece çalıĢmalarını ve dolayısıyla iĢçilerde devamsızlık , iĢi bırakma gibi önemli maliyet artıĢına sebep olur. ĠĢletmelerde verimliliğin arttırılıp karın yükseltilmesi için,insan sağlığı pahasına üretim temposunun hızlandırılması, aĢırı iĢbölümü, gürültü, toz, titreĢim, ıĢık , dönüĢümlü vardiya sistemi gibi durumların iĢçiler tarafından iyi karĢılanmaması, çalıĢma Ģartlarının incelenmesi ve üretim araç ve gereçlerinin dizaynına iliĢkin bazı çalıĢmalar olması gerekliliğini doğurmuĢ ve bu tarz bir düĢünüĢün geliĢtirilmesini zorunlu kılmıĢtır. Yukarda bahsedilen ihtiyaçlardan doğan ergonomi bilimi, bir üretim ünitesinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik olduğu kadar çalıĢanların iĢ yüklerini azaltmayı da hedeflemektedir. BaĢ döndürücü bir hızla geliĢmekte olan teknolojiyi kullanmakta olan insanoğlu da Ergonomiye ne kadar gereksinmesi olduğunu anlamıĢtır. Artık bilimsel çalıĢmalar, Ergonomi ile aynı paralellikte geliĢmekte olup birbirlerini besleyerek yeni dünyayı biçimlendirmektedirler. Ergonomik düzenlemeleri uygulayacak olan en uygun mühendislik de endüstri mühendisliği olduğundan ve bu bilim dalının yerinin ve öneminin tartıĢılmaz olduğu böylece ispatlanmıĢtır. ĠġTE DURUġ ġEKLĠ (Ġġ POZĠSYONU) ĠĢ pozisyonu çalıĢırken vücudun hareketli uzuvlarının aldığı duruĢ Ģeklidir. ĠĢ karĢısında duruĢ Ģekli, vücut çatısını teĢkil eden uzuvların bir bütün halinde ve birbirine destek olacak Ģekilde iĢin gereği olan pozisyonda durum almasıdır. 3
  • 4. Bu duruĢ vücudun çevreden aldığı uyarılar ve iĢe hazırlanıĢ hareketleri ile bir bütün teĢkil eder. ĠĢin baĢından sonuna kadar mekan içinde vuku bulan hareketler ve tavırlar fiziki faaliyetin temelini oluĢturur.‖ ĠĢ duruĢu bir taraftan insan vücudunun anotamik ve fizyolojik karakteristiklerine, özel denge kurallarına, fizik ve Biomekanik kanunlara tabi iken, diğer taraftan kiĢinin yapacağı iĢlemlere bağlıdır. Nitekim ağır bir yükü taĢırken, bir iĢlem yaparken ya da araba sürerken aynı Ģahıs değiĢik hareketler yaparak çeĢitli pozisyonlara girer.Üretim iĢlerinde mekanizasyonunun artması sayesinde ağır ve yoğun bir takım iĢler (Örneğin malzeme taĢıma ve yerleĢtirme iĢleri) büyük ölçüde azalmıĢtır. 4
  • 5. 5
  • 6. 6
  • 7. Ancak gerek imalat sanayiinde ve gerekse yönetime iliĢkin büro iĢlerinde, çoğalan iĢ Ģekil ve türlerine paralel olarak, iĢçilerin katlanmak durumunda oldukları zor ve yıpratıcı iĢ pozisyonları göz önüne getirilirse, mekanizasyonun iĢleri azaltıp kolaylaĢtıracağından Ģüphe etmek gerekir. Örneğin, oto montajında diz çökerek ya da yarı eğik pozisyonda yapılan çalıĢmalar, teknik ressamların veya mekanik montörlerinin belirli Ģekilde durum almaları, sekreterlerin daktilo karĢısında, montörlerin montaj masasında aynı pozisyonda uzun süre çalıĢmaları...vb. Kasların kısa sürede yorulmasına neden olur ayrıca bu zorunlu duruĢ Ģekillerinin uzun sürede çok çeĢitli olumsuz etkiler yaratır. Kan dolaĢım sisteminin aĢırı zorlaması sonucu meydana gelen ödem ve varisler, omurgadaki çeĢitli bozuklukları, disk kaymaları, mafsal çarpıklıkları vb. bunlardan bazılarıdır. Görüldüğü gibi çalıĢırken katlanılan zorunlu pozisyonlar uzun dönemde çok önemli Ģekil bozuklukları ve hastalıklar yaratır. UYGUN DURUġ KRĠTERLERĠ Ergonomik açıdan iĢçinin ya da kötü iĢ duruĢunu tayin eden değiĢik kriterler vardır.Bunlardan bazıları bütün iĢlere uygulanabilen anlamlı genel kriterlerdir. ―Enerji harcama açısından‖ iĢçinin iĢ baĢında belirli bir pozisyonda durma zorunluluğu nedeni ile harcanan ek enerji, o iĢin ağırlık ve yoruculuğu hakkında her zaman kesin bir fikir vermez. Kalp frekansı: Kalp frekansları, yapılan iĢin durumu ve yoruculuğu hakkında araĢtırmacıya oldukça güvenilir bir fikir verebilir. Bu yolla iĢçinin iĢ için harcadığı enerji miktarı yanında vücut organlarının kalp seviyesinde yüksekliği, çeĢitli adale gruplarının gerilmeleri ve hidrodinamik kurallara göre kalbin en uç noktadaki hücrelere kadar kan pompalama sırasında kan damarlarının iĢ yüzlerine yüklenen basınç konusunda da yararlı bilgiler alınır. Bununla beraber, uygun bir duruĢla her zaman hidrodinamik Ģartlar tam olarak sağlanamaz. Örneğin, ayakta eğilmiĢ vaziyette dururken vücudun büyük kısmı kalp düzeyinde olduğu halde, omurganın gerilmesi ve omurga diskleri arasında basıncın artması vücutta olumsuz etki yaparak yorulma ve tutukluğa sebep olur. 7
  • 8. Elektromyografi: Elektromyografi metodu ile kasların gerilme dereceleri tespit edilerek, yorulma belirtileri objektif olarak saptanabilir. Fakat bu metotla iĢçinin iĢ duruĢuna destek sağlayan (katılan) tüm adalelerin yorulma durumlarını tespit etmek mümkün değildir. Özel hallerde bazı adale grupları hakkında bilgiler almak Ģüphesiz çok yararlıdır ancak herhangi bir yanılgıya düĢmemek için bu sonuçları diğer bazı kriterlerle birlikte değerlendirmek gerekir. Örneğin normal oturma durumunda omurga dik ve az bir yükleme maruzdur. Durum genelde iyidir ancak bir süre sonra bel ve ayaklar uyuĢur ve sıkıntılı bir durum yaratır. Subjektif Kriterler: Yapılan iĢin subjektif yönü çok önemlidir. ĠĢçi zevkle yaptığı tehlikesiz bir iĢ karĢısında kendinden emin ve rahattır. Tehlikeli kirli iĢler iĢçide ürkeklik ve huzursuzluk yaratır. 8
  • 9. 2.2. Ġġ DURUġUNU BELĠRLEYEN FAKTÖRLER ĠĢ baĢında çalıĢan iĢçinin iĢ duruĢunu doğrudan etkileyen temel faktörler Ģunlardır: GörüĢ Ģartları: Yapılacak iĢin detaylarının inceliği göz-iĢ mesafesini tayin eder.ĠĢin baĢ ve göz ekseninin normal doğrultusunda bulunması gerekir. ĠĢ, iĢçinin ufak baĢ ve göz hareketleri ile görebileceği bir konumda bulunmalı. Vücudun iĢe göre durum alması: Bazı hassas ince iĢler genellikle bedensel hareketten ziyade vücudun belirli bir pozisyonda sabit tutulmasını gerektirir. ĠĢ hassaslaĢtıkça vücut ekseni iĢe karĢıdan ve uygun yatkınlıkta olmalı. ĠĢe kuvvet uygulanması: Kumanda kollarının karĢı direnci, aletlerin ve yer değiĢtirme zorunluluğu olan malzemelerin ağırlığı dolayısıyla iĢçi tarafından uygulanacak kuvvetin miktar seviyesi ve yönü iĢe uygun Ģekilde düzenlenmeli, Vücut dengesi bozulmamalı. ĠĢ mahallinin düzenlenmesi: ĠĢ yapılan tezgah ya da montaj masasında çalıĢma düzeni, malzeme makine ve aletlerin durumu iĢ durumuna ve iĢlem sırasına uygun düzenlenmeli. ĠĢin temposu: ĠĢin gereğine uygun olmalıdır. Yukarıda sıraladığımız hususlar göz önünde bulundurularak, iĢçinin yorulmadan daha verimli Ģekilde çalıĢabilmesini temin amacı ile, iĢçinin iĢ karĢısında uygun bir pozisyonda durması sağlanmalı. Bu duruĢ düzenlenirken vücut dengeli olmalı, dolaĢım sistemi zorlanmamalı ve iĢ duruĢu sık sık değiĢtirilmelidir. Yani iĢçi bazen oturarak bazen ayakta çalıĢabilmelidir. Yukarıda bahsettiğimiz kriteri uygulamaya koyarken özetle Ģu hususlara dikkat edilmelidir: Hareketler kuvvetle değil, insanın yapısına uygun yumuĢak bir esneklikle yapılmalıdır. Bunun için dikey hareketler yerine yatay, doğrusal hareketler yerine devirli, içten dıĢa değil dıĢtan içe, itme yerine çekme hareketleri tercih edilmeli. Hareketlerin kontrolü değil serbest ve otomatik olarak yapılabilmesi çareleri aranmalı, bunu sağlamak için; iĢlem görecek parçaları otomatikman kullanım pozisyonuna getirecek sevk edici, oluklu malzeme kutu ya da kasalarından yararlanmalı, iĢi bitenler eski yerlerine gidebilmeli. 9
  • 10. Lüzumsuz hareketler ekarte edilmeli, zorunlu hareketler en aza indirilmeli bunun için; birkaç parçanın bir defada alınıp kullanılmasını sağlayan düzen geliĢtirilmeli, malzemeyi iĢleme durumunda tutacak taĢıyıcı ya da mengene kullanılmalı. ĠĢin en kısa yoldan ve devamlı olarak yapılması çareleri aranmalı. Yapılacak iĢe uygun ve en az miktarda kas ya da kas grubu kullanmalıdır. Bahsedilen kriterler seri üretimde veya montaj masalarında oturarak çalıĢan iĢçinin pozisyonuna kolaylıkla uygulanabilir. Genelde duruma göre hareket etmeyi ve güç kullanmayı gerektiren diğer üretim faaliyetlerine bu kriterleri tümü ile uygulamak her zaman mümkün değildir. Bu nedenle ergonomist bu gibi durumlarda deneyim görgü ve bilgilerine dayanarak en uygun çözüm yollarını arayıp bulmak durumundadır. Ġġ ARAÇLARININ YA DA ALETLERĠNĠN BOYUTLARI ĠĢyeri tasarımında, ya da insanların araç ve gereçleri kolaylıkla kullanabilmelerini sağlamak için, bu araç ve gereçlerin, insanın anato­mik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapasitesine uygun olarak ta­sarımlanması gerekir.ÇalıĢanın boyuna göre çok yüksek veya alçak olan iĢ tezgahı, kendine uzakta kalan alet ve kumanda kolları sebebiyle, eğilme, uzanma, kalkma gibi hareketler iĢçinin duruĢ dengesini bozar ve yorgunluğa yol açar. Aynı Ģekilde alet saplarının gereğinden ince ya da kalın olması, ayar düğmelerinin, direksiyon simidinin çok küçük veya büyük olması onların avuç içinde tam güçle kavranılmasını engeller, bir oto kaportasının yeterince açılamaması o motor üzerinde yapılacak bir arıza giderme çalıĢmasını zorlaĢtırır. ÇalıĢma yerlerinin düzenlenmesinde insan ölçülerini göz önüne alı­nırken insan, yeni baĢtan tasarlanamayacağına göre onun ölçülerinin dağılımının bilinmesi makinelerinin ve dolayısıyla insanmakine sistemleri tasarımının ön koĢuludur. ĠĢ hayatında iĢ tezgahının düzenlenmesi aletlerin ve makinaların yeri, ağırlıklarının ve hızlarının tespiti gibi iĢlerin çoğu zaman ampirik olarak yapıldığı görülmektedir. Bu tür hareketler Ģüphesiz zaman kaybına, lüzumsuz kuvvet harcamaya ve gereksiz malzeme hareketine neden olur, dolayısıyla iĢ gücü verimliliği düĢer. KurulmuĢ bir düzenin sonradan Ģartlara göre değiĢtirilmesi zor ve masraflıdır, bu sebeple iĢ tezgahı daha henüz tasarım safhasında iken ergonomik esaslara uygun olarak düzenlenmelidir. 10
  • 11. ĠĢ düzeni, araç ve gereçlerin boyut, ağırlık ve biçimleri, o üretim yerinde çalıĢan insan kitlesinin antropometrik ve biomekanik nümerik verilerine dayandırılmalıdır. Ticari amaçla üretilen mallar içinde antropometrik ölçüler çok önemli bir konudur. Örneğin, kaç numara veya hangi boyda elbise ayakkabı ya da alet üreteceğimizi planlayabilmek için, evvela bu talebin piyasalarda hangi boydaki, ağırlıktaki...vb tüketicilerden geldiğini bilmemiz gerekir. Bu çalıĢma ve araĢtırmalar için istatistiki metodlar bize büyük kolaylıklar sağlar. ANTROPOMETRĠK VERĠLER Antropometri Yunanca Antrops (insan) ve Metikos (Ölçü) sözcükle­rinden oluĢan ve insan vücudunun ölçülerini konu edinen bir bilim dalı­dır. Ġnsanlar tarafından kullanılmak üzere tasarlanan objelerin ölçüleri insan ölçüleriyle ilgilidir. Ġnsana yakın çevrenin tasarlanması, insan vücudunun strüktürünü, ölçülerini ve hareketlerinin sınırlarını bilmeyi gerektirir Ġnsan vücuduna ait çeĢitli organların ölçülerini elde ederken bu ölçü­lerin çeĢitli topluluklar, meslekler, yaĢ ve cinse göre farklı oluĢlarını, etkileyen etmenlerin araĢtırılması da antropometrinin araĢtırma konula­rı arasına girer. Bunlar iki türdür, kemik uzunlukları ve mafsallar arası uzunluklar. Bu veriler biomekanik esaslara dayalı olarak kiĢinin maksimum uzanma imkanını ve normal duruĢ eksenine göre vücut hareketli uzuvlarının ulaĢabileceği alanları belirler. Antropometrik Verilerden Yararlanma Mafsal hareketlerinin maksimal alan geniĢlikleri ölçülebildiği için bilinmektedir. Ancak, bu durum yaĢa, yetiĢkinliğe göre değiĢmekte olduğundan, ayrıca montaj masasından (iĢ yerinden) uzak noktalardaki iĢ hareketleri ile mafsal hareketleri arasında yakın iliĢki bulunmadığından söz konusu ölçüler uygulamada fazla kullanılamaz. Çoğu kez iĢ yeri düzenlemelerine konfor açısından bakıldığı için iĢ yerleri ve bürolarda biraz geniĢlik aranır. Bu nedenle içinde çalıĢılan bir mekanın kol veya bacak uzunluklarına göre hassas bir Ģekilde hesaplanması çoğu defa teorik düzeyde kalır. Bu nedenle mekan düzenlemeleri yapılırken genel olarak ana kas gruplarını rahat ettirecek yan onların fazla gerilmesine kasılmasına sebebiyet vermeyecek , sinir ve kas basıncını arttırmayacak dolayısı ile kiĢi üzerinde yorgunluk ve ağrı yaratmayacak ölçü ve sınırlar içinde kalınmaya çalıĢılır. Bu konuda araĢtırma yapan Rebiffe oturarak çalıĢma durumunun konfor Ģartlarını incelemiĢ, oturma yerinin mafsal hareketlerini engellemeyecek Ģekilde geniĢ ve rahat olması, ayaklarının baldıra ve baldırın da vücudun esas üst kısmına rahat destek sağlayacak Ģekilde durması gerektiğini belirlemiĢtir. Antropometrik değerler ait oldukları toplumun cinsiyet farklılıkları, yaĢ ve toplum özelliklerine bağlıdır. 11
  • 12. Ayrıca toplumları oluĢturan insanların antropometrik ölçüleri de çok farklı olduğundan kiĢilerin tek tek ölçülerinin tespiti hem zor ve hem de bilimsel açıdan bir anlam taĢımaz. Bu bakımdan sonuçları istatistiki bir Ģekilde tespit ve yorumlamak gerekir. Bunun için de genel olarak en küçüklerin %5‘i ve en büyüklerin %5‘i dıĢarıda bırakılacak ana kitleyi %90 kapsayan varyasyonların indice değerleri dikkate almak gerekir. Pratikte bir iĢ yeri dizaynı yapılırken o iĢ yeri planına göre orantılı olarak küçültülmüĢ bir maket yapılır ve içine küçültülmüĢ genelde üç boyutta (büyük, orta, küçük) hazırlanan mankenlerden yararlanılır. Ancak mankenler kullanılarak yapılan etüt o iĢin biomekanik zorlukları ve özellikleri hakkında tam bir bilgi veremez. Bu nedenle iĢ alanlarının boyutsal sorunları, iĢ yer Ģartları ve o iĢe ait iĢ etüdleri Ģile birlikte yapılırsa konu daha hassas ve gerçekçi olarak çözümlenmiĢ olur. Rebiffe‘ in bu konuda yaptığı çalıĢmalar sonucunda önce iĢçinin en önemli iĢ Ģartlarının düzenlenmesini hedef alan yeni bir met od geliĢtirilmiĢtir. Rebiffe‘ ye göre iĢ yeri düzenlenmesine ilk olarak görüĢ Ģartları ve gözün iĢ karĢısındaki bakıĢ açısı belirlenmeli, ikinci olarak çeĢitli eklemlerin boyları ve birbirine destek olacak Ģekilde en uygun duruĢ Ģekli düzenlenmeli, daha sonra iĢçinin rahat çalıĢmasını sağlamak için oturma yeri ve iĢ tezgahı kumanda aletlerinin yerleri gibi araçların Ģekil ve yerleri belirlenmelidir. Atölyelerin, çalıĢma yerlerinin, makinaların, aletlerin, kumanda tertibatlarının boyutsal sorunlarının tasarımı ve düzenlenmesi için çok çeĢitli standart ve doneler geliĢtirilmiĢtir. ġartları iyi belirlenmiĢ bazı rutin iĢlerde bu standart ölçülerden kolaylıkla yararlanılır., komplike iĢlerde ise boyutsal konularda çeĢitli uyumsuzluklar olabilir. Bu sebeple bu gibi durumlarda iĢin karakteristiğine uygun gerekli değiĢiklikler yapılarak uyum sağlamaya çalıĢılmalıdır. ETKĠN ÇALIġMA ALANI ÖLÇÜLERĠ Etkin çalıĢma alanı vücut hareketli organları ile yoğun olarak çalıĢabilen alan olarak tarif edilir.Boyutlar biraz yukarıdaki ölçülere nazaran daha az belirgindir. Bu ölçüler iĢçinin normal iĢ düzeyini, sandalye, tezgah ve ya masasının yüksekliğini, kumanda tablosu ve düğmelerinin mesafelerini alet ve malzemelerin yerlerini..vb. belirleme bakımından önemlidir. Söz konusu yoğun ve en etkin çalıĢma alanına ait bu ölçüler, her iĢçi ve iĢin özelliğine ve iĢçinin kullanacağı ekipmana(alet, eldiven, kask, emniyet ayakkabısı)göre ayarlanmalıdır. Vücudun hareketli organlarının uzunluklarının Ģahıstan Ģahısa farklı olduğu gibi, aynı Ģahsın vücut ölçüleri de zamanla değiĢir.Bu farklılıkların istatistiki metodlarla belirtilmesi gerekir. Bir toplumun antropometrik karakteristiklerini belirleyebilmek için istatistiki yöntemlerle numune alma ve ölçme son derece önemlidir. Antropometrik değerlerin temel karakteristikleri Ģu Ģekilde belirlenir, 12
  • 13. Toplumun antropometrik ölçüleri Gauss eğrisine göre dağılır. Böylece ele alınan her değerin, bu ortalama dağılım değerleri arasındaki yeri belirlenebilir. Vücut hareketli parçalarına ait çeĢitli ölçüler arasında korelasyon katsayısı çok azdır. Bu sebeple örneğin vücudunun üst kısmının uzunluğu bilinene bir kimsenin genelde ayak, kol, baldır gibi diğer hareketli organlarının boyu da hesaplanabilir. Bütün vücut ölçümleri tam tamına ortalamalara uyan bir insan mevcut değildir. DeğiĢikliğin bazı nedenleri Ģunlardır; YaĢ; Ġnsan vücudu 20-25 yaĢına kadar geliĢmesini sürdürür. 35 yaĢından itibaren omurgadaki deformasyon e eğilmeler sebebiyle boy kısalmaya baĢlar. Cinsiyet; Kızlarda geliĢim erkeklere nazaran daha erken yaĢta baĢlar fakat kısa sürer. Ergin yaĢta erkeklerin boyu, toplam nüfusta kadınların boy ortalamasına nazaran 12 cm daha uzundur. Coğrafi farklılıklar; Ġsveçlilerin boy ortalaması Japonlara nazaran genelde 12 cm daha uzundur. Sosyal ortam; Bir çok ülkede düz iĢçiler ile aynı yaĢtaki talebe grupları arasındaki boy farkı talebeler lehine 6-7 cm daha uzundur. Refah durumu; GeliĢmiĢ zengin toplumlarda ortalama boyun her 15 senede 1 cm arttığı tespit edilmiĢtir. ÇALIġMA ġEKLĠNĠN BELĠRLENMESĠ VE DÜZENLENMESĠ Genellikle iĢler, ayakta ve oturarak yapılmaktadır. Yoğun vücut el kol hareketi isteyen iĢler ayakta yapılmakta, buna karĢın sakin bir el hareketi isteyen iĢler veya kontrol iĢleri oturarak yapılır. Fizyolojik ola­rak oturmak ayakta durmaya tercih edilmelidir. Ayakta Durarak Yapılan ÇalıĢma Mümkün olduğunca, kullanıcıların alıĢılagelmiĢ sık sık ve kısa süreli iĢleri ayakta durarak yapacakları esas alınarak tasarım yapılır. Ayakta duran bir kullanıcının çalıĢma alanı oturanınki kadar sınırlı de­ğildir. Çünkü ayakta duran kullanıcı her yöne dönebilir ve daha rahat ve çok durum değiĢtirebilir. Kullanıcılar görevi yaparken fazla serbest de­ğillerse oturarak veya ayakta-oturarak çalıĢma yerleri tasarımlanabilir. Kullanıcının arada sırada baktıkları veya ayarladıkları bir alet yüksekliği uygun olmak Ģartıyla kullanıcının etrafında her han­gi bir yere yerleĢtirilebilir. Kullanıcının dikkatini tek bir yöne yoğunlaĢması gerekmedikçe bu prensip uygulanmaz. 13
  • 14. Ayakta durarak çalıĢma Ģeklinin bazı avantajları Ģunlardır. Kullanıcının kolları daha çok kas kuvveti uygulayabilir ve daha geniĢ hareketler yapabilir. Ayaktaki kullanıcı, oturan kullanıcının görüĢ alanına girmeyen malzemeyi görebilir ve kullanabilir. Kullanıcı yorgunluk ve uyuĢmayı azaltmak için durumunu değiĢ­tirebilir. Ayakta yapılan bir çok iĢ oturarak dayanılabilir. Ayaktaki kullanıcı daha küçük boĢluklara ihtiyaç duyar. Yer tasarrufu sağlar.Ø Ayakta durarak yapılan iĢlerde, çalıĢma yüksekliğinin ayarlanma­sı, kısa boylu ve uzun boylu insanlar dikkate alındığında zorluk gösterir.Ayakta durarak yapılan iĢlerde Ģu rahatsızlıklar görülebilir; Varis hastalığı. Damar iltihaplanmaları, Eğri bacaklılık, Vücut duruĢ hataları ortaya çıkar. Oturarak ÇalıĢma Oturarak yapılan iĢlerde, ―çalıĢma yüksekliği‖, ―oturak yüksekliği‖ ve ―çalıĢma alanı‖ çalıĢma sırasında rahatlık ve yorulmayı önleme bakı­mından önem taĢımaktadır. ÇalıĢma yüksekliği, iĢin türüne göre değiĢiklik gösterir. Ayrıca ba­kıĢ açısı ve göz uzaklığı da önemlidir. ÇalıĢma yüksekliği, çalıĢma masası yüksekliği ile aynı değildir. ÇalıĢılan obje, çalıĢma masası üzerinde bulunacağından, çalıĢma masası yüksekliği daha alçaktır. ÇalıĢma yüksekliği, oturarak yapılan iĢlerde o­turaktan itibaren, ayakta yapılan iĢlerde ise tabandan itibaren ölçülür. Ayakların da kullanıldığı çalıĢma yerlerinde, ayakların serbest hareket edebilmesi bakımından bu ölçülerin önemi büyüktür. Oturma yeri tasarımında esas amaç personelin rahatça çalıĢabile­ceği vücut dengesini sağlamaktır. Bu Ģekilde boyun, omuz ve sırt ağrıları önle­nebilir.Kullanıcı oturma yerini bir oturuĢta bir saatten fazla kullanacaksa sandalyelere minder konulmalıdır. Fasılalı oturmalar için mindersiz ta­bureler veya sıralar yeterlidir. Sürekli olarak kullanılacak aygıtların düzenlenmesinde kollar doğal ve rahat bir biçimde omuzlardan sarkmalı, dirseklerse çalıĢma yüzeyi ile tatmin edici bir bağlantıda 14
  • 15. olmalıdır.Oturma yerlerinin kol dayama yerleri bulunmalıdır. Böylece dir­sekler üst vücut ağırlığını destekler. Kol dayama yerlerinin altları kalça ve uyluklara yer bırakacak Ģekilde açık olmalıdır. Kol dayama yerleri kullanıcının bazı görevleri için gerektiğinde çıkarılabilir olmalı­dır. Kullanıcıların 460 mm‘ den yüksek sandalyelerde çok uzun süre veya 760 mm‘ den geniĢ çalıĢma yüzeylerinde çalıĢmaları gerekiyorsa, ayak dayama yerleri bulunmalıdır. Oturarak yapılan iĢlerde ise Ģu rahatsızlıklarla karĢılaĢılabilir;      Kalp ve nefes Ģikayetleri, Mide hastalıkları, Sırt ağrıları, Omuz Ģikayetleri, Bacaklarda kan hareketi kusurları ortaya çıkar. Gerek ayakta, gerek oturarak yapılan iĢlerde vücudun çeĢitli za­rarlardan korunması için devamlı oturmak veya devamlı ayakta durmak yerine zaman zaman ikisi arasında değiĢtirme yoluna gidilmelidir. FĠZĠKĠ ÇEVRE ġARTLARI Ġnsan, ısı, ses, ıĢık ve titreĢim gibi değiĢiklikleri ölçülebilen fiziki çevre Ģartları içinde yaĢar ve çalıĢır. Fiziki çevre Ģartları belirli sınırlar içinde kaldığı sürece insan bünyesi ona uyum sağlar, bu sebeple ergonomist iĢ sağlığı açısından ―iĢitme organlarını sağırlaĢtıran ses yoğunluğu, mevzii ya da genel rahatsızlık yaratan sıcak ...‖ gibi tehlikeli olan bazı sınırları belirlemek zorundadır. Söz konusu çevre Ģartları insanla iĢ arasındaki iliĢkiyi doğrudan etkiler. Örneğin ani bir gürültü iĢitme organını sakatlamasa dahi insanı daha yorgun hale sokar. Bu nedenle ergonomist yapılan iĢin özelliğine göre çevre Ģartlarını optimal sınırlar içinde tutmaya çaba sarf etmelidir. Diğer taraftan fiziki çevre Ģartları çalıĢan iĢçiye yaptığı iĢ hakkında bazı gerekli bilgiler sağlanmasına da yardımcı olur., örneğin anormal bir ısı ya da ses, makinaların çalıĢma durumu hakkında iĢçiyi uyarır., değiĢik bir aydınlatma düzeyi bir iĢin detaylarının görülmesine gizlenmesine ya da deformasyonuna sebebiyet verir. 15
  • 16. ISI ORTAMI ĠĢ hayatında iĢin gereği olarak çok önemli ısı Ģartlarına maruz kalan pek çok iĢ yeri mevcuttur. DıĢarıda (açıkta) çalıĢma, çok sıcak veya soğuk coğrafi kuĢaklardaki (kutuplar veya ekvator) iĢler, ısı düzenlenmesi olmayan ya da iĢin gereği (soğuk hava deposu veya ocak karĢısında çalıĢma) aĢırı ısı Ģartlarında çalıĢma zorunluluğu gibi olaylara her zaman rastlanmaktadır. Çevre Ģartları çalıĢan insan üzerinde çok önemli etkiler yaratır. Bu noktada ergonomist için yapılması gereken iki önemli iĢ vardır. Birincisi tolerans sınırlarını belirlemek ve onu geçmemek, ikincisi ise iĢ yeri konfor Ģartları diğer bir ifade ile rahat çalıĢma Ģartlarını düzenlemektir. ĠĢ Yerinin Isı Ayar Düzeni Isı alıĢveriĢi: Ġnsan organizması ısı üretir ve bunun belirli bir düzeyde kalması için çaba sarf eder, bu nedenle iĢçi iĢyeri çevre Ģartları ile devamlı ısı alıĢ veriĢi içinde bulunur. Isı alıĢ veriĢi ve ısı düzenlenmesi aĢağıdaki dört Ģekilde olur. Doğrudan temas yoluyla; vücut çevresi ile devamlı temas halindedir. Elbiseler, ayakkabılar, aletler, kullanılan malzemeler temas yoluyla ısı alıĢveriĢini etkiler, Konveksiyon yoluyla; vücut kendini çevreleyen hareket halindeki hava ile temas halindedir. Serbest hava ya da cilt üstünde veya cilt ile elbise arasında kalan hava tabakası, konveksiyon yolu ile ısı alıĢveriĢini etkiler. Hava yoluyla; Bu tür ısı transferi elektro manyetik radyasyon yolu ile olur. Her insan vücudu bu Ģekilde enerji alır ve enerji yayınlar. Ġnsan cildi enfraruj ıĢınlar yoluyla büyük oranda enerji alıĢveriĢinde bulunur. BuharlaĢma yoluyla; terleme sırsında hasıl olan buharlaĢan bir miktar enerjiyi beraberinde götürür. ―580 kcal/1 buharlaĢma‖ sıvı halde görülen akan ter pratik olarak önemli bir ısı kaybına sebep olmaz., ısı alıĢveriĢini arttıran asıl sebep buharlaĢan terdir. Vücut ısı düzen sistemi: Ġnsan organizması sahip olduğu doğal bir ısı düzen sistemi sayesinde, çevre Ģartlarının bazı sınırlar arasında değiĢmesi karĢısında, kendi ısı üretimini düzenler bu suretle bünyemiz ve sinir sistemi merkezlerinde sabit bir ısı düzeyinin korunması sağlanmıĢ olur. Duyu organlarımız yoluyla ciltten alınan ―sıcak, soğuk‖ uyarıları sonucu büyük bir ihtimalle beyindeki bir hypothalamiqoue merkez harekete geçerek organizmayı yönlendirir, gerek enerji üretimini arttırarak gerek önemli kayıpları azaltarak ya da kayıplarını dengeleyerek normal vücut ısısını sabit tutmaya çalıĢır. 16
  • 17. Soğuk ortamda organizma, deri altındaki kılcal damarları daraltıp ısı kaybı azaltılır, cildin ısısı 28 dereceye kadar iner, diğer taraftan gerek iradi ve gerekse refleksler halinde çoğalan titreme kas hareketleri ile vücut enerji üretmeye çalıĢır. Sıcak ortamda ise aksine kılcal damarlar geniĢler cilt yüzeyine doğru kan akımı olur., çevre ile ısı alıĢveriĢi artar., terlemenin de yardımı ile vücut ısısı normale döner. Ilık ortamda çevre il vücut ısısı arasındaki denge, kılcal damarların basit hareketleri ile büyük bir güç sarf edilmesi sağlanır. Fiziki çalıĢma organizmanın ısı üretimini arttırır. Sıcak ortamda vücudun kaybı çok sınırlıdır. Bu durumda organizma çalıĢan kaslara ve cilt yüzeyine yakın kısımlara daha çok kan sevk ederek ısıyı düĢürmeye çalıĢır. Sıcak ortamda kalp ve dolaĢım sistemi hemen devreye girerek faaliyetini arttırır. Terleme yoluyla da fazla ısı atılmaya çalıĢılır. Terleme çevre ısısına, çevre rutubet derecesine ve hava cereyan hızına bağlıdır. Kısaca, sıcak ortamda çalıĢma durumunda kalp atıĢları ve vücuda pompalanan kan miktarı artar, terleme artar dolayısıyla kilo kaybı meydana gelir. Vücutta tuz kaybı olur, artan ısı Ģartları cildi olduğu kadar vücut iç organlarını ve merkezi sinir sistemini de olumsuz etkiler. Uzun süre sıcak ortamda yapılan çalıĢma sonunda adali gücü azalır, iĢ randımanı düĢer, zihni faaliyet bozulur, iradi hareketler yavaĢlar, dikkat azalır, karar verme süresi uzar. Ġnsan için kabul edilen tehlikeli olmaya ısı sınırları genelde her kiĢinin sağlık durumuna, yaĢına ve çevreye uyum sağlayabilme özelliğine bağlıdır. Söz konusu sınırlar aĢıldığında iĢçi ―ısı çarpması‖ tehlikesine maruz kalır. Ölçümler Fiziki parametrelerin saptanması, aĢırı iĢ yükünün çalıĢan kiĢi üzerinde etkilerini azaltmak ve iĢçilere normal bir çalıĢma ortamı sağlamak açısından önemlidir. Fizyolojik parametrelerin tespiti iĢçinin fiili yükünü hesaplamak ve sonuçlarının kontrolü içinde gereklidir. Çevre ısısının ölçümü: Bu ölçüm Ģu parametrelerle belirlenir. Kuru sıcaklık; klasik bir termometre ile ölçülebilir. Nemli sıcaklık; hygrometres ve pscchrometreles ile ölçülebilir. Ortam sıcaklığı; havadaki su buharının etkisi göz önünde bulundurulur. 17
  • 18. Hava cereyan hızı; anemometrelerle tespit edilebilir. IĢıma sıcaklığı; ıĢıyan sıcaklık akımı dır ve steradiometre veya siyah küreli termometrelerle ölçülür. Halen bazı iĢletmelerde iĢ yerinin çeĢitli noktalarda değiĢik zamanlardaki ısı Ģartlarını izlemek için ―ortam ısı Ģartlarını takip‖ kartlarından yararlanılmaktadır. Isı etkisinin ölçümü: Kalp atıĢlarının ölçümü ile hem fiziki ve hem de ısısal yükün ikisi birden belirlenebilir. Ölçümleri önce normal ısı Ģartlarında yaparak söz konusu iki olayı birbirinden ayırabiliriz. Isı Ģartlarına tahammül konusunda kiĢiden kiĢiye değiĢir görülen farklılık yaratan faktörler; YaĢ. Cinsiyet; kadının küçük dolaĢım sistemi ve iç organları, kan debisinin artıĢına kolay uyum sağlayamaz. Sağlık durumu ve çevreye uyum sağlama; sağlıklı genç insanlarda ısı ortamına uyum sağlama toleransı fazladır. Bu uyum artan ter miktarı ile sağlanır. Erken terleme, uzun süre ve fazla ter atma, stok tuz miktarını gittikçe azaltır. Bunun sonucu olarak iç ısı ve kalp atıĢları yavaĢlar vücut denge sağlamaya çalıĢır. Kontrollü kısa süreli ve tekrarlanarak yapılan çalıĢmalarla ilk yirmi günde vücut ısı Ģartlarına, baĢta hızla ve giderek yavaĢlayan bir tempo ile uyum sağlanır. Gerektiği gibi davranılmazsa uyum 4 hafta sonra durur. Korunma Yolları Isısal Ģartlar değiĢtirilemiyorsa iĢe uygun bir düzen geliĢtirmek veya kiĢisel koruyucu malzeme kullanmak. Bu önlem; uygun bir hava sirkülasyonu sağlayarak ısıyı ayarlamak, sıcak malzeme ile temas halinde ısı geçirmeyen eldiven veya ayakkabı kullanmak Ģeklinde veya iĢi kısa dinlenmelerle yapmak veya ısı düzeni sağlanmıĢ dinlenme salonlarından yararlanarak, iĢ yükü azaltılarak, iĢ yükü ve temposunu azaltarak, iĢçiye bol sulu gıda ve meĢrubat vererek Ģeklinde olabilir. Isısal Ģartlar değiĢtirilebiliyorsa, ısı kaynaklarını tecrit ederek veya mevcut durum uygun hale getirilerek, düzen sağlanır. GÜRÜLTÜ Kulak yolu ile gelen rahatsız edici duygu yaratan belirli bileĢenleri olmayan her akustik olaya ―gürültü‖ denir. 18
  • 19. Sanayi iĢletmelerinde, değiĢik tipte hızlı ve büyük makinaların kullanılması sonucu, gürültü en önemli çevre sorunlarından biri haline gelmiĢtir. Teknolojinin geliĢmesi sonucu artan gürültü çalıĢanlar üzerinde birçok sakıncalar doğurmaktadır. ĠĢgücünün fiziksel ve ruhsal sağlığını bozmakta, belli bir sınırı aĢınca da kulakta onarılmaz hasarlara neden olmaktadır. Gürültü sonucu meydana gelen iĢitme kayıpları gittikçe artmaktadır. ĠĢgücünün ruhsal ve fiziksel sağlığını bozan gürültü önemli öl­çüde iĢgücü verimini olumsuz kılmaktadır. Gürültü çağımızda artık sa­dece iĢyerlerinin değil, tüm toplumun sorunu haline gelmiĢtir. bu nedenle gürültüyü doğru bir biçimde ölçmeli, değerlendirmeli ve gerekli önlemler vakit geçirmeden alınmalıdır. . Gürültüye ĠliĢkin Kavramlar Sesin Ģiddeti: Sesi oluĢturan titreĢimlerin atmosferde yarattığı basınç, sesin Ģid­detini belirler. Ses Ģiddeti ―desibel (dB)‖ ile ölçülür. Kulak 1000 Hz lik sesi ancak 0,00002 N/cm2 (0 desibel) basıncın üstünde duymaya baĢlar. Dayanabileceği en üst ses Ģiddeti ise 130 desibeldir. Bu durumda kulakta ağrı baĢlar. Gürültü 90 desibeli aĢarsa sözle anlaĢma imkanı kaybolur. 19
  • 20. Frekans: Saniyedeki periyot sayısıdır. Frekans sesin tokluğunu veya tizliğini belirler. Frekans sesin tokluğunu veya tizliğini belirler. Al­çak frekanslı ses tok, yüksek frekanslı ses ise tiz sestir. Frekansın birimi ―Hertz (Hz)‖ dir. Genç ve sağlıklı bir insan 16-20.000 Hz frekanslı sesleri duyar. Oktav: Birinin frekansı diğerinin iki katı olan iki titreĢimin aralığıdır. Fon: Gürültünün öznel Ģiddetini ölçebilmek için kullanılan boyutsuz bir ölçü birimidir. Fon ölçüsü aynı Ģiddette (aynı basıncı yaratan) fakat fre­kansları değiĢik seslerin eĢ Ģiddetle algılanmaması olgusuna dayanmak­tadır. Fon değerleri teknik bir aletle ölçülemez. Bu değerler eğitilmiĢ göz­lemcilerin takdir ettikleri öznel ses Ģiddeti değerleridir. Son: Öznel Ģiddeti 40 fon olan bir sesin yüksekliği 1 son olarak kabul görmektedir. dB(A): Kulak duyarlılığının frekansa göre değiĢkenlik göstermesi nede­niyle desibel değeri gürültünün insan kulağına olan etkisini ölçmekte yeterli olamamaktadır. Bu nedenle ses Ģiddetinin ölçü birimi olarak fre­kansa göre değerlendirilmiĢ olan dB(A) değerleri kullanılır. Ses ölçme ci­hazları ses Ģiddetini genellikle dB(A) türünden ölçerler. 4.2.2. Gürültüyü Ölçme Ve Değerlendirme Sesin Ģiddetini ölçmeye yarayan aygıtlara ses ölçer, ses düzeyi ölçe­nlere, sonometre denilmektedir. Ses ölçer sesin Ģiddetini desibel olarak ölçer. Genellikle ses ölçerlerde A, B ve 0 olmak üzere üç filtre mevcut olup sesin Ģiddetinin insan kulağı tarafından algılandığı gibi ölçülmesini sağlarlar. A filtresi kulak duyumuna en yakın karĢılığı verdiği için, gürültünün ki­Ģiye etkisi araĢtırılırken çoğunlukla A konumunda dB (A) birimiyle öl­çüm yapılır. Gürültünün dB türünden Ģiddetinin ölçülmesi gürültünün zararlı etkilerini ortaya koymak için yeterli olmayabilir. Kulak en fazla 1000. 6000 Hz arasındaki frekanslarda duyarlıdır. Bu nedenle frekans analiz­leri yapılarak, gürültünün Ģiddeti yanında frekans değeri de bilinmelidir. Bir iĢyerinde gürültüyü ölçmek için iĢyerinin birçok yerinde en az bir hafta ölçüm yapmak gereklidir. Gürültünün Ġnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi  AĢırı gürültü verilen dikkati azaltmakta, sinirliliğe yol açmak­ta, anlaĢma olanaklarını kısıtlamakta, kiĢiler arasındaki iliĢ­kiler üzerinde olumsuz sonuç doğurmakta ve iĢitme duygusunun azalma­sına kadar gidebilmektedir. 20
  • 21.  Ayrıca gürültülü ortamda çalıĢmalarını zamanla konsantrasyon, dikkat ve reaksiyon kapasitesi zayıflar, bunun sonucu olarak çeĢitli fonk­1siyonel bozukluklar (yorgunluk, uyku bozuklukları baĢ ağrıları, dolaĢım semptomları gibi) ortaya çıkar.  ĠĢitme ile diğer duyu organları, sinir sistemleri ve duyu merkezleri arasında çok çeĢitli etkileĢimler vardır. Ani gürültüde refleks halinde kafa sese doğru döner, gözler o tarafa yönelir uykudan sıçrama halinde kalkılır, vb.  Bir takım yöneticilerin sandığı ve savunduğu gibi gürültüyü alıĢ­mak kolay değildir. Kaldı ki gürültüye alıĢılsa bile yan etkilerinden kur­tulma olasılığı hemen hemen yoktur.  MakinalaĢmanın yoğunlaĢması nedeniyle giderek artan gürültü ve çoğu kez onunla birlikte gelen titreĢimin olumsuz etkileri sadece fizyolojik nitelik taĢımaz. ĠĢ görenin sinir sistemi ve ruhsal yapısı üzerinde izleri çok zor silinebilecek etkilerde yaratır. Gürültüyü zararlı etkileri açısından Ģu aralıklarda incelemek olanaklıdır: 30-65 dB(A) gürültü aralığı: KiĢinin gürültünün kaynağı ile olan iliĢkisi, yaptığı iĢ, ruhsal ve fi­ziksel durumu bu Ģiddetteki gürültüde rahatsız olup olmayacağım belirl­eyen faktörlerdir. 65-90 dB(A) gürültü aralığı: PsiĢik reaksiyonların yanında dolaĢım bozuklukları da bu gürültü düzeyinde söz konusudur. Bunlar kiĢinin gürültüden etkilenme derece­sinden ve gürültüye olan alıĢmıĢlıktan bağımsız olarak oluĢur. 90-120 dB(A) gürültü aralığı: Bu Ģiddetteki bir gürültü uzun sürerse kulakta kalıcı sağırlığa ne­den olabilir. Etkisi belki günler sonra ortadan kalkar. 120 dB(Al) üstü: Bu düzeyde kısa bir süre için bile duyma duyusu hasara uğrayabi­lir. Artan gürültü düzeyi beceri gerektiren el iĢleri ve düĢünsel çalıĢ­malarda, dikkatin toplanamaması nedeniyle baĢarı yüzdesi düĢürmek­tedir. Uygulamada bedensel iĢlerde 80 desibeli geçen ses ortamında iĢ gücü verimi düĢer. Genel olarak çeĢitli iĢlerde üst sınır olarak Ģu değerler geçerlidir;     Sürekli ve yoğun zihinsel çalıĢma gerektiren iĢlerde 50 desibel Büro ve benzeri iĢlerde 70 desibel, Diğer ve bedensel iĢlerde 90 desibel. Gürültü geçici kulak yorgunluğuna ve sağırlığa neden olur. Yoğun ve yüksek frekanslı net sesle, aniden patlama Ģeklinde oluĢan ve uzun süren sesler tehlikelidir. Ġleri yaĢlarda bu risk daha da artar. Tek bir tondan oluĢan gürültü, çeĢitli tonları kapsayanlardan daha çok rahatsızlık verir. Kısa 21
  • 22. aralıklarla oluĢan gürültü, sürekli gürültüden daha çok rahatsızlık verir. Gürültü sessiz ortamlarda daha etkilidir. Gürültülerin ĠĢ Üzerindeki Etkisi Endüstride gürültü pek çok açıdan önemli bir sorun olmaktadır. Öncelikle gürültü ortalama iĢ gücünü, çalıĢma verimliliğini azaltıcı et­kide bulunur. Gürültü arttıkça dikkatin toplanması zorlaĢmakta, beceri isteyen el iĢlerinde ve düĢünsel çalıĢmada verimlilik düĢmektedir. Verimli bir çalıĢmanın olabilmesi için;     Devamlı dikkat isteyen el iĢlerinde, Göstergelerdeki iĢaretlerin az belirli ve sinyallerin sık verildiği gözetleme iĢlerinde, Çabukluk gereken iĢlerde, DüĢüncenin ve dikkatin bir noktada toplanması gereken zihinsel iĢlerde, gürültünün iĢ verimine olumsuz etkisi yanında, iĢ kazaları yönün­den de önemi büyüktür.  Gürültüler devamlı kapsamlı zihinsel çalıĢmaları engeller. KonuĢma gibi anlamlı gürültüler basit iĢlerdeki monotonluğu azaltır denebilir ise de kompleks zihinsel yoğun çalıĢmaları olumsuz Ģekilde etkiler.  Ayrıca gürültü iĢ emniyeti açısından Ģöyle bir önem teĢkil eder; bir makinanın çıkaracağı anormal ses veya sesli ikaz iĢaretlerinin duyulmaması özellikle iĢ güvenliği açısından çok önemlidir. Gürültünün Azaltılması Veya Önlenmesi Gürültü ve titreĢimin olumsuz etkilerini gidermek, hiç değilse azaltmak için bir dizi önlemler önerilmekte ve uygulanmaktadır. Örne­ğin, duvar ve ekranların örülmesi, yankının önlenmesi, gürültü kaynakları arasına küçük levhalar ya da kalın keçe konularak titreĢimin sınırlandırılması, kulaklara tampon yerleĢtirilmesi, kulak koruyucu kaskları kullanılması gibi. Gürültüye karĢı alınabilecek tedbirleri Ģöyle sıralayabiliriz.   Gürültünün oluĢması engellenmelidir. Tasarım aĢamalarında ses emici iç kaplamaların kullanılmasına malzemelerin seçiminde bu etmenin de düĢünülmesine çalıĢılmalıdır.  Etkili periyodik bakım programları sonucu eskiyen bakımsız makinalardaki gürültü de azaltılabilir.  ĠĢin yapım yöntemi için Ģartlar uygun olduğu takdirde daha az gü­rültülü yöntemler seçilmeye çalıĢılmalıdır.  Makinaya teçhizatın yerleĢtirildiği düzlem, gürültü ve titreĢimi azaltacak biçimde düzenlenmeye çalıĢılmalıdır.  Gürültünün yayılması önlenmelidir 22
  • 23.   Gürültülü kaynaklar mümkün olduğu kadar iĢyerinin uzağında ta­sarlanmalıdır.    Ses emici akustik tuğla ve sıvalar, cam pa­mukları yüksek frekanslı sesleri emer. Bunların yerleĢtirileceği binaların tavan ve döĢemeleri ses geçirmeyen malzeme ile kaplanırsa, gürültüyle mücadele konusunda önemli bir adım atılmıĢ olur. Gürültünün kulağa gelmesi önlenmelidir Gürültünün kiĢisel koruyucu önlemlerle kulağı rahatsız etmesi ön­lenmeye çalıĢılmalıdır. Gürültülü yerlerde çalıĢanlar mutlaka kulak ko­ruyucuları kullanmalıdır.  Kullanmayı ihmal veya ret edenler mutlaka uyarılmalıdır. Ġyi bir kulak koruyucusu gürültüyü 25-40 dB‘ e indirebil­mektedir.  Gürültüyle savaĢta öznel duyarlılık sön derece önemlidir. Gürül­tüye duyarlı kiĢiler gürültülü yerlerde çalıĢtırılmamalıdır. Mümkünse çok gürültülü yerlerde doğuĢtan sağır elemanların çalıĢması sağlanmalı­dır. Bu aynı zamanda iĢyerlerinde belli alanda sakat çalıĢtırma yasasına uymaktadır.  Ayrıca gürültülü yerlerde çalıĢanlara düzenli kontrollerden geçirilip duyma eksikliği gözlenenler, tekrar gürültülü yerlerde çalıĢtırıl­mamalıdır.  Tüm bu önlemler alınamıyor ve sonuç olumsuz ise, çalıĢma süresi mümkün olduğu kadar kısa tutulmalı, yeterli dinlenme aralıkları ve­rilmeli iĢçiler değiĢimli olarak çalıĢtırılmalıdır AYDINLATMA 23
  • 24. IĢık, gözün duyarlı olduğu elektro manyetik titreĢimlerin bir parçasıdır. Diğer bir ifade iler ıĢık enerji paçacıklarının dalgalı yayılma olayıdır. Endüstri tesislerindeki aydınlatmalar, yapılan iĢin cinsine, çalıĢılan alanın büyüklüğüne, yerleĢme düzenine ve tavan yüksekliğine göre farklılıklar gösterir. Ġstenilen aydınlatma kriterini sağlayan çözümlerden en ekonomik olanı tercih edilir. Ekonomiklik analizinde sadece tesis masrafı değil, iĢletme ve bakım masrafları da göz önüne alınmalıdır. Yaratılan kaliteli aydınlatma ile üretimin maksimum, iĢ kazalarının ise minimum olması amaçlanır. ĠĢ türüne veya bazı endüstri kollarında önerilecek aydınlatma Ģid­detleri için aydınlatmayı belirleyecek birimlere ihtiyaç vardır. Kandela , ıĢık Ģiddeti birimi; lümen ıĢık akısı birimi; lüks aydınlatma birimidir. Ayrıca, ıĢık gücü, ıĢık verimi, aydınlatma gücü, kontrastlık, görünüm açısı, bakma süresi, zeminin ıĢıklılığı, zeminin yapısı gibi verilere de ihtiyaç vardır. Ġyi bir aydınlatma ile birçok gereksinmeye yanıt verirken genel ol­arak gereksinmelerden birine öncelik verilir. Hiç kuĢku yok ki çalıĢma yerinin yeterince ıĢıklandırılması ile iĢin kolaylıkla yapılması verimlilik arasında yakın bir iliĢki vardır. Ġyi aydınlatma iĢ baĢarımını arttırırken, kötü aydınlatma göz yor­gunluğuna neden olarak iĢ baĢarımını önemli ölçüde düĢürür. Özellikle iyi 24
  • 25. görmenin önemli olduğu, ince iĢlerin uzunca süre yapıldığı iĢyerle­rinde görme konforuna özen vermek ve bu konforu sağlayacak tüm ay­dınlatma ilkelerini gerçekleĢtirmek yararlı olur. Ġyi Bir Aydınlatmadan Ġstenen Özellikler IĢığın miktarı ve kalitesi görüĢü çok etkiler; bunun için ince, hassas, hızlı, devamlı iĢlerde ıĢık verimli bir üretimin temel unsurudur. ĠĢyerlerinde iyi bir aydınlatmanın iĢyeri üzerine etkisi büyüktür. Aydınlatma sistemlerinde Ģu özelliklere dikkat etmek gerektirir.         Aydınlatma Ģiddeti yeterli olmalı, Aydınlatma bütün alana eĢit yayılmalı, IĢık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli, IĢık yansımalarından kaçınmalı (göz kamaĢması), Kullanılan ıĢığın niteliği uygun olmalı, Aydınlatma sabit olmalı (TitreĢim ve parlaklık değiĢmeleri engel­lenmeli). ĠĢ yerlerinde uygun renkler seçilmelik yansıma ve psikolojik et­ki), Yeterli aydınlatma düzeyi iĢin türüne göre değiĢir. ÇeĢitli iĢlere göre aydınlatma Ģiddeti; depolama ambalaj için 70-100lüx ; kalite ve renk kontrol için 2000lüx; mekanik atölyelerde kaba iĢler için 100lüx; ortalama iĢler için 200-300; ince iĢler ve küçük parça rektifiyeleri için 300-500lüx; parça kontrolü için 500-200lüx; basın iĢleri için 150-300lüx; laboratuar için 300lüx; dikimevlerinde açık renk dikiĢ için 200-300lüx; koyu renk dikiĢ için 300-1000lüx; bürolarda koridor, bekleme salonu ve lavabolar için 70lüx; arĢiv, büro için 150lüx; elektrik hesap yapılan yerlerde 300lüx olarak; demir iĢlerinde, büyük parçalar için 70lüx; orta ve küçük parçalar için 100lüx olarak, vb. belirlenmiĢtir. 25
  • 26.  Aydınlatma Ģiddetini belirleyen etmenler arasında çalıĢanın yaĢı da önemlidir. Aydınlatma Sistemleri Endüstri tesislerinde üç tip aydınlatma sistemi kullanılır. Bunlar; genel aydınlatma, çalıĢma düzlemlerinde yoğunlaĢtırılmıĢ lokalize aydınlatma, lokal aydınlatmadır. 1. Genel aydınlatma Tüm çalıĢma alanında makine ve bantların yerleĢim konumlarına bakılmaksızın belli bir düzgünlük derecesi sağlanarak yapılan aydınlatmadır. IĢık kaynaklarının ve armatürlerin seçimi olası montaj yüksekliklerine göre değiĢir. Montaj yüksekliği 2,5-3 m ise; Ofis tipli bu tür binaların tavanları genelde düz ve beyazdır. Tavanlar ıĢığın hacim içinde daha iyi yayılmasını sağlayarak aydınlatmaya katkıda bulunan elemanlardır. Bu tür binalarda en iyi çözüm flüoresan lambalı aydınlatmadır. Armatürler tavan eĢit aralıklı bantlar veya kareler halinde yerleĢtirilebilir. Montaj yüksekliği 3-4 m ise; Yine flüoresan lambalı ve reflektörlü armatürlerin kullanılması en iyi çözümdür. Armatürler genellikle pencerelere ve çalıĢanların bakıĢ doğrultularına paralel, çalıĢma bantları ve makine sırlarına dik olarak uzanan sürekli veya eĢit aralıklarla kesintili bantlar Ģeklinde yerleĢtirilirler. Ġyi ekranlanmıĢ armatürler bakıĢ doğrultusuna dik olarak da yerleĢtirilebilirler. Ekranlı armatürler düĢük verimi ve temizlik sorunları düĢünüldüğünde il düzenin tercih edilmesi doğrudur. ÇalıĢma alanlarının yer değiĢtirme olasılığı olan hacimlerde armatürlerin kolayca hareket edebilecekleri raylı sistemlere monte edilmesi önerilir. Montaj yüksekliği 4-7 m ise; Genelde tavanlarda düz veya testere diĢ Ģeklinde ya da duvarlarının en üst kısımlarında pencereler bulunmaktadır. Yapılan iĢin cinsine olursa olsun, gündüz saatlerinde bile doğal aydınlatma yeterli olmamakta yapay aydınlatmaya ihtiyaç duyulmaktadır. 6m‘ den alçak montaj yüksekliklerinde tavana veya çatı konstrüksiyonuna monte edilmiĢ ya da birkaç metrelik askı çubukları ile asılmıĢ flüoresan lambalı ve reflektörlü armatürler pencerelere dik veya paralel uzanan sıralar Ģeklinde yerleĢtirilmelidir. Gün ıĢığı seviyesinin yüksek olduğu yerlerde, gün ıĢığı kontrollü, ıĢık akısı ayarlanabilen yüksek frekanslı flüoresan lambalı aydınlatma ekonomik bir çözüm olmaktadır. Montaj yüksekliği 6m.‘yi aĢtığında ise; 26
  • 27. Etkinlik faktörleri ve ekonomik ömürleri daha yüksek olan diğer deĢarj lambalarının kullanılması iĢletme ve bakım giderlerinde önemli bir ekonomi sağlamaktadır. Endüstri tesislerinde yüksek basınçlı cıva buharlı, rengi düzenlenmiĢ yüksek basınçlı sodyum buharlı ve metal halojen (halide) lambalar kullanılmaktadır. Seçim yapılırken ekonomiden önce yaratılan aydınlatmanın kalitesinin sağlanmasına çok dikkat edilmelidir. Renk ayırım özellikleri çok farklı olan bu ıĢık kaynakları hacimde yapılan iĢin cinsine göre seçilmelidir. Örneğin boya renklerinin ayırt edilmesi gereken alanlarda mutlaka metal halojen lambalar kullanılmalıdır. Çok yükseğe monte edilen bu kompakt lambalar noktasal kaynaklar oluĢturduklarından, aydınlatmanın düzgünlüğünün sağlanmasına ve sert gölgelerin önlenmesine de ayrı bir özen gösterilmelidir. Bu ıĢık kaynakları reflektörlü high-bay diye adlandırılan armatürler içine yerleĢtirildikleri ve çok yükseğe monte edildikleri için görüĢ alanındaki kamaĢma tehlikesi büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Söz konusu high-bay armatürler dar veya geniĢ açılı ıĢık dağılımına sahip olabilirler. Makinaların veya yüksek elemanların sık bulunduğu alanlarda dar açılı armatürlerin kullanılması avantajlıdır. Diğer taraftan kontrol panelleri, stok rafları gibi açıkça görülmesi gereken büyük düĢey çalıĢma düzlemlerinin bulunduğu alanlarda ise geniĢ açılı armatürlerin kullanılması daha uygundur. Montaj yüksekliği 7,0m‘den fazla ise; Çok yüksek fabrika hacimlerinde armatürler tavana sıralar halinde yerleĢtirilir. Bakım çalıĢmaları nedeniyle armatürlerin monte edildikleri düzleme vinç veya benzeri cihazlarla ulaĢılabilmelidir. Ġhtiyaca göre dar veya geniĢ açılı ıĢık dağılımına sahip olabilen bu armatürlerin içlerinde güçleri 400 W‘ dan büyük olan yüksek ıĢık akılı deĢarj lambaları kullanılmaktadır. Yüksek güçlü lambaların kullanılması her zaman daha ekonomik olmaktadır. Bu nedenle düzgünlük koĢullarının sağlanabildiği en yüksek güçlü ıĢık kaynakları seçilmelidir. Yüksek düĢey düzlemlerde yüksek aydınlık düzeylerine ihtiyaç duyulduğunda ise, içlerinde 1 kW‘ lık deĢarj lambaları bulunan asimetrik ıĢık dağılımlı projektör tipli armatürlerin bu düzlemlere yönlendirilmesi daha uygun olmaktadır. 2. Lokalize aydınlatma ÇalıĢma konumlarının sabit olduğu hacimlerde genel aydınlatma yerine, çalıĢma düzlemlerinde yoğunlaĢtırılmıĢ lokalize aydınlatmanın tercih edilmesi bazı iĢletme ve bakım masrafları açısından daha ekonomik olmaktadır. Bu sistemde armatürler çalıĢma düzlemlerinin üzerinde oldukça alçak seviyelere monte edilmektedir. KamaĢma bu sistemde de çevredeki parıltının genel aydınlatmadaki sınır değeri aĢmamasına özen gösterilmelidir. Ayrıca çalıĢma düzlemlerinin arasındaki geçiĢ yollarının da rahatça görme koĢullarının sağlanabileceği bir seviyede aydınlatması gerekmektedir. 27
  • 28. 3. Lokal aydınlatma Aydınlık düzeyi yüksek değerlerin genel aydınlatma ile tüm hacimde sağlanması hem teknik hem de ekonomik açıdan çoğu kez mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda normal düzeyde genel aydınlatma ile beraber, sadece üzerinde çalıĢılan iĢin ve onun yakın çevresinin yoğun olarak aydınlatıldığı lokal aydınlatmalar soruna çare olmaktadır. Bakılan iĢ ile onun arka fonu arasında iyi bir parıltı kontrastı yaratarak görme iĢini kolaylaĢtıran lokal aydınlatma tek baĢına bir çözüm olarak düĢünülmemeli, her zaman genel aydınlatmanın tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. ÇalıĢanların gözlerinde direkt kamaĢmanın olmasını önleyecek Ģekilde gerçekleĢtirilen lokal aydınlatmada kullanılan ıĢık kaynaklarının cinsleri, renkleri ve yönleri iyi seçilerek yapılan iĢin daha kolay görünmesi sağlanabilir. Büyükçe iĢyerlerinde pencereler ne kadar büyük olursa olsun, gün­düz de yapay aydınlatma kaçınılmaz olmaktadır. Ancak aydınlanma açısından pek yarar sağlamasa da bir çalıĢanın iĢ baĢındayken pencereyi görebilmesi büyük önem taĢır. Pencereden 5 metre uzakta gün ıĢığının kayda değer bir fizyolojik etkisi bulunmasa bile, bu bağlantı insanın za­man kavramına yardımcı olur. Aksi halde psikomatik nedenlerden kay­naklanan vücut rahatsızlıkları görülebilir. DıĢarıya görüntü bağlantısını sağlayan pencere, salonun yüzölçümünün en az % lO u büyüklüğünde olmalıdır. Küçük bir iĢyerinin düzenlenmesinde çok kere Ģu basit kurallar büyük yarar sağlar: Bir noktadan bakıldığında gökyüzü, bulutlar gözükmüyorsa gün ıĢığının sağladığı aydınlatma zaten yeterli değildir. Yapay aydınlatma ile takviyesi Ģarttır. Boydan boya pencere kapalı bir salonda çalıĢılan yerden gökyüzü gözükse bile Ģu kural uygulanmalıdır. ÇalıĢma zemini ile pencerenin üst kenarı arasındaki yükseklik farkı iki ile çarpılır. Söz konusu çalıĢma noktasının (tezgah veya masa) pen­cereden uzaklığı bu sayıdan fazla ise, gün ıĢığı aydınlanması yine yeterli değildir. Genel dar ama yüksek pencereler, geniĢ ama üst kenarı fazla yüksekte bulunmayan pencerelerden daha avantajlıdır. Doğuya, güneye veya batıya bakan pencerelerde güneĢe karĢı ön­lemler alınmalıdır. En iyi çözüm dıĢtan kademesiz ayarlanabilir panjur takılmasıdır Kötü hava koĢullarına dayanabilen ayarlı panjurlar pahalı olduğu için içten takıldığı da görülür. Fakat bu sıcağa karĢı hiçbir korunma sağlamaz ve sadece güneĢin göz kamaĢtırmasını önlemeye yöneliktir.Bazen de pencerelerin önüne sabit ızgara takılır. Bunlar güneĢin du­rumuna göre ayarlanamadığı için kapalı havalarda içeriye giren gün ıĢığı miktarını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca güneĢ ıĢığından korunmanın ge­reksiz olduğu saatlerde veya hava koĢullarında görüntüyü gereksiz yere kapattığından psikolojik etkisi 28
  • 29. olumsuzdur. GüneĢten koruyucu renkli takılması, içerisindeki renklerin algılanmasını etkilemeyecek koyulukta tonlara sahip olduğu için uygun bir korunma yoludur. Ancak bu tip ko­ruyucu camlar da aydınlatmanın tümüyle yapay ıĢığa dayalı olduğu ve pencerenin sadece dıĢarıyla görüntü bağlantısı oluĢturduğu büyük bürolar içindir. Çoğu iĢyerinde aydınlatma düzeni kademesizdir. Oysa aydınlat­mayı sadece gündüz yanacak ve gece ek aydınlanma sağlayacak ıĢık sis­temi olarak iki ayrı elektrik devresi oluĢturacak harcama, sağlanacaksa büyük tasarrufun yanında önemsiz kalır. Büyük büroların özel bir soru­nu, iĢ için yeterli aydınlanma sağlanmıĢ olmasına karĢın pencerenin ay­dınlığının göz alması ve koyu gölgeler oluĢturmasıdır Hava kararmaya baĢladığında, en geç pencere aydınlığı içteki ay­dınlığın seviyesine yaklaĢtığı zaman, gece aydınlatması tek veya birkaç kademe halinde devreye sokulmalıdır. Hava karardığı zaman büyük bü­rolarda baĢka bir sorun daha ortaya çıkar. Normal olarak iç tarafın ay­dınlanmasına ağırlık verilmiĢ olduğu için akĢamları iç taraflar diğer tar­aflardan daha aydınlık olabilir. Aydınlanma yönünün bu Ģekilde tersine dönmesi ise bütün ıĢık, gölge dağılmasını değiĢtirir ve gündüz koĢulları­na göre yerleĢmiĢ olan personelin çalıĢmasını çok zorlaĢtırır. Gece aydın­latması ya düzgün bir ıĢık dağılımı sağlamalı veya daha iyisi, gündüzdeki koĢullara benzer bir ıĢık dağılımı yaratmalıdır, yani pencere yakınların­da daha yüksek aydınlık sağlanarak ıĢık yönü korunmalıdır. Hava karardıktan sonra da çalıĢılan iĢyerlerinde açık renk perde kullanılmasında büyük yarar vardır. Geceleri pencereler simsiyah oldu­ğundan içerideki ıĢık pencereden dıĢarıya dağılır. Bu Ģekilde kaybedilen ıĢık akıĢı önemli bir enerji harcamasına denk düĢtüğü için, ıĢığın çoğun içeriye doğru yansıtacak açık renkte perdeler enerji tasarrufu demektir. Gün ıĢığı ile yapay ıĢığın birlikte kullanıldığı durumlarda, yapa ıĢığın renginin gün ıĢığı beyazına özellikle yakın seçilmesinde yarar vardır. Ayrıca hava kararmayı baĢladığı sırada dıĢ aydınlanma yeterli olsa bile gece aydınlanmasına geçilmelidir. Aksi halde, dıĢ aydınlanmanın azalması kontrastın azalmasına, dolayısıyla görüĢün zorlaĢmasına yol açar. Aynı nedenle motorlu taĢıtların farları akĢamları henüz hava aydınlıkken yakılmalıdır. Bir elemanın çalıĢtığı alanın çevresindeki ıĢık çalıĢma zeminindekinden fazla olmamalıdır. Yakın çevredeki aydınlık çalıĢma zeminindekinin üçte birinden, uzak çevredeki aydınlık da çalıĢma zeminindekinin onda birinden düĢük olursa rahatsızlık kaynağı olur. Aydınlatmanın ve­rimliliği açısından iĢyerinin açık renkte badana, açık renk eĢyalar ile donatılmasında yarar vardır. Ancak özellikle büyük salonlarda tek düzelikten kaçınılmalıdır. Çevreyle kontrast içinde çalıĢan kiĢiye farklı uzak­lıklardaki nesnelerin yokluğu diğer bakımlardan son derece uygun bir aydınlatmada bile baĢ ağrılarına yol açabilir. Aydınlık farklarına adap­tasyon zorluğundan koridorlar bile personelin çalıĢma aydınlığının en az onda biri gücünde aydınlatılmalıdır. Flüoresanlarla yapılan aydınlatmada biraz özenli bir yerleĢtir­meyle aĢırı gölgeler kolayca önlenir. Ancak bir ıĢık dağılımı her zaman ideal değildir. Gölgeler üç boyutlu görmeyi oldukça kolaylaĢtırır. 29
  • 30. Bir yü­zeyin düzgün olup olmadığını düzgün bir ıĢık dağılımında anlamak zordur. Oysa sert gölgeler yapan yönlendirilmiĢ ıĢık altında yüzeydeki kü­çük düzensizlikler yaptıkları gölgelerle hemen kendini belli eder. IĢık bir yüzeye çok eğimli düĢtüğü zaman gölgeler oluĢur. Bazı yerlerde gölgeler hemen hemen hiç ıĢık olmayan. koyuluktadır Koyu bölgeler, ıĢık çok eğimli düĢtüğü zaman büyükçe pürüzlerde, hiç ıĢık almayan yerlerde ol­uĢur. Çoğunlukla böylesi bir aydınlanma elveriĢsizdir ve kesinlikle kaçı­nılması gereken bir durumdur. Bu nispetteki eğimli ıĢıklandırma tekstil ürünlerindeki dokuma hatalarını bulmak, metal yüzeylerin pürüzlerini veya bombesini görmeye yarar. Buna karĢılık çeĢitli ürünlerin üzerinde­ki boyanın düzgün olup olmadığını veya renkli bir afiĢi değerlendirmek isteyecek bu tür gölgelenmeler ve eğimli ıĢığın yol açtığı yansımalar iĢi çok zorlaĢtırır. Hatta ıĢık yönleniĢi dolaylı aydınlatma yolu ile hemen he­men tümüyle ortadan kaldırılmalıdır. 30
  • 31. 31
  • 32. Aydınlatmada Dikkat Edilecek Hususlar a. Göz kamaĢması ve yansıma IĢık bolluğunun tek baĢına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Lambalar çalıĢanın gözünün kamaĢmasına yol açarak iĢini zorlaĢtırab­ilir. Göz kamaĢmasının nedeni göze gelen güçlü ıĢığın gözün koruyucu tabakasında ve merceğinde kırılması ve ağ tabakasının üzerindeki görüntüyü aydınlatmasıdır. Bir ıĢık kaynağından direkt olarak veya üzerine yansıdığı bir par­lak yüzey aracılığıyla göze gelen her ıĢık kamaĢmaya yol açar: Göz ka­maĢmasının ortaya çıkmaması için normal çalıĢma konumunda hiçbir ıĢık kaynağının görülmemesi ve ayrıca ıĢığın hiçbir yüzeyin üzerinde parlama yapmaması gerekir. Göz kamaĢmasını önlemenin birinci yolu göz doğrultusu ile ıĢık kaynağı arasındaki açıyı arttırmak. (lambaları. yükseltmek veya tezgahın tepesine yaklaĢtırmak), diğer yolu ise uygun ıĢık gücü dağılımı eğrilerine sahip lambalar seçmeye çalıĢmaktır. Modern ıĢıklandırmada karĢılaĢılan en önemli sorunlardan birisi yansımanın göz kamaĢtırmasıdır IĢık parlak bir yerde baĢlangıçta ki gücünü büyük ölçüde kaybetse de, ıĢık yansıması ile göz doğrultusu arasındaki açı çok daha küçük olduğundan, yansıma yoluyla olan göz ka­maĢması doğrudan ıĢık kaynağındakinden çok fazladır. Yansımanın zararlı etkisinin azaltılmasında baĢvurulan en kesin yöntem, iĢyerinde çalıĢma sırasında yansıtma özelliği olmayan malze­melerin seçilmesidir. Diğer bir yolu da, yüzey parlaklığı daha düĢük, daha geniĢ yüzeyli lambalar kullanmaktır. ĠĢin türünden dolayı parlak malzemelerle çalıĢmak zorunluluğu varsa, yansıma yoluyla göz kamaĢ­masını önlemenin yolu dolaylı ıĢıklandırma düzeni ve iĢin türüne uy­gun özel bir ıĢık kaynağı kullanmaktır. Yansıma kamaĢmasını değerlen­dirmede mutlaka çalıĢmanın normal konumlarına yerleĢilmeli, ıĢık aydınlatma hesabı öyle yapılmalıdır. Özellikle penceresi olmayan yer­lerde göz kamaĢması çok daha rahatsız edicidir. Bu nedenle penceresiz yerlerde bu konuda özel bir titizlik gösterilmelidir. b. Renk faktörü Renk ve ıĢıklandırma birbiri ile çok yakın iliĢkisi olan iki konudur Renk konusunda geçerli üç temel prensip vardır; IĢık kaynaklarında maksimum fayda sağlamak ve ıĢığın düzgün Ģekilde yayılmasını sağlamak için renklerin yansıtma özelliklerinden yararlanılmalıdır. IĢık kontrastı gözü yorduğundan, bu durum renklerle giderilmelidir. Renklerin psikolojik özelliklerinden yararlanarak atölyelere veya bürolara, sıcak, serin ya da dinlendirici hava verilmelidir. Beyaz flüoresan ıĢığı insan psikolojisi üzerinde uyarıcı, faaliyete yö­neltici bir etki uyandırır. Bu psikolojik etkenden baĢka, geçici miyopluk ve hipermetropluk yarattıkları için mavi ve kırmızı 32
  • 33. renkteki ıĢıklardan kaçınılmalıdır. Parlak beyaz ile mavi-beyaz arasındaki renklerde aynı Ģekilde rahatsızlık vericidir. ĠĢyerinde sarı-beyaz ile beyaz arasındaki 1ıĢık tonları kullanılmalıdır. Aydınlanma gücü yükseldikçe ıĢığın rengi gün ıĢığı beyazına doğru kaymalıdır. Aydınlanma gücü düĢtükçe de sarı-beyaza yakın tonlar ter­cih edilmelidir. Sarı-beyaz tonlardaki yüksek aydınlanma güçleri (1000 lüks ve fazlası) yapaylık izlenimi uyandırır ve düĢük aydınlanmada flüoresan ıĢığınınki gibi rahatsızlık verir. IĢığın renginden baĢka renkleri gösterme özelliği de önemlidir. Renkli ıĢık altında cisimlerin renklerinin değiĢtiği bilinmektedir. Ancak aynı renkteki iki ıĢığın da renkleri farklı gösterdiğinin farkına genellikle varılmaz. Duvarlar ıĢık yansıtma oranı %60-75 olan , makinalar ise %15-20 olan renklere boyanmalıdır. Eğer duvarlar soluk sıcak renklere boyanmıĢ ise, makinalar soluk fakat soğuk renklere boyanmalıdır. Sıcak iĢ yerlerinde duvarlara soğuk renk makinalara sıcak renk uygulamalı. DöĢemede beyaz bir zemin olursa o iĢ yerinde genel bir serinlik ve ferahlık yaratılır. Uygulamada pratik olarak genellikle tavan ile duvarların üst kısımları, ıĢık yansıtma özellikleri dolayısıyla beyaz renkle boyanır. c. Yorgunluğu önleme Tüm aydınlatma kuralları çerçevesinde yorgunluğu kaldırmak için Ģu noktalara dikkat etmek gerekir:    Yeterince yüksek aydınlatmalı sarı-beyaz ıĢık kullanmak. Cisimler çok küçük veya kontrastları düĢükse özel aydınlatma koĢulları sağlanmalıdır. Monoton iĢlerde fırsat buldukça gözü birkaç saniyeliğine yum­mak veya iĢlem aralarında bazı zaman etrafta göz gezdirmek rahatlama sağlar.  Sürekli yakma bakarak iĢ yapanların birkaç metre uzaklıktaki nesnelere bakması yeterlidir. Buna karĢılık normal olarak uzağa bakan­larsa (sürücüler) fırsat buldukça yakına bakmalıdır. Ġyi Aydınlatmanın Etkileri   Ġyi aydınlatma görme keskinliğini artırır. Ġyi aydınlatma ile iĢ kazaları azalır. Algılama, karar verme ve uy­gulamanın çabuk ve daha görülebilir biçimde yapılması sonucu, yorgun­luğun azalmasıyla kazalarda düĢüĢ olur.  Ġyi aydınlatmayla iĢçinin baĢarısı artmaktadır. Aydınlatma Ģid­deti arttıkça yorgunluk azalmakta, baĢarı durumu artmaktadır.  Ġyi aydınlatma iĢ görmede çabukluk sağlar. Uygun aydınlatma iyi görmeyi sağlayarak bir iĢin daha kısa sürede bitirilmesine yardım eder. 33
  • 34. HAVA KOġULLARI Ġnsan vücudu devamlı bir sıcaklık dengesine sahiptir. Genellikle 370C civarında bulunan vücut sıcaklığı, soğuk havalarda oksijenle besin maddeleri yakılarak, sıcak havalarda ise terleme fonksiyonu ile dengede tutulur. Soğukta kan dolaĢımı yavaĢlar, sıcakta ise hızlanır. Vücut ısı dengesinin bu Ģekilde korunması sınırlıdır. Havalandırmanın etkisi; Hastalıklar üzerinde etkisi; ısı 20‘ den 35 dereceye yükseldiği za­man özellikle maden iĢçilerinde solunum hastalıklarının % 63 oranında yükseldiği saptanmıĢtır. Kazalar üzerinde etkisi: Isı 25 dereceyi geçtiği zaman iĢ kazaları­na % 40 arttığı görülmüĢtür. Yorgunluk üzerine etkisi: Toplam ısı 25 derece ile 35 derece ara­sında olduğu zaman çalıĢma kapasitesi % 60 azalmıĢtır. BaĢarı üzerine etkisi: Isı 16 dereceden 24 dereceye yükseldiğinde iĢçilerin verimi % 100‘den % 74‘e düĢmüĢtür. ĠĢ yerinde ısının yükselmesi kadar belirli düzeyin altında düĢmesi de iĢ görenlerin çalıĢma verimini olumsuz yönde etkileyecek, iĢin yavaĢla­tılmasına ya da devamsızlık ve çalıĢma isteksizliğine yol açabilecektir. Ġnsan vücudunun ürettiği ısı miktarı kontrol edilemediği için, ısı düzenlenmesi ancak çevreyle olan ısı alıĢveriĢi ile sağlanabilir. Birimler Ve Kavramlar Nem: Havada bulunan su buharı miktarıdır. Radyant ısı: Katı çevreden (çevredeki cisimlerden) yayılan sıcaklıktır. Efektif ısı: Çevredeki sıcaklık tek bir değiĢkene bağlı değildir. Nemin ve hava akım hızının da sıcaklığa etkisi vardır. Hava KoĢullarının Ölçümü Havanın sıcaklığı termometre, nemi psikrometre veya higrometre ve akım hızı anemometre ile ölçülür. Hava koĢullarının iĢe etkisi incelenirken, sıcaklık denildiğinde ona etki eden nem ve hava akım hızı hata radyant ısının da sıcaklığı etkiledikleri unutulma­malıdır. Sıcaklık ve baĢarının düĢmesi ÇalıĢılan yerdeki hava koĢulları ne kadar çalıĢana uygun olursa, çalıĢan o kadar kendini rahat hisseder. Bit durumda düĢünme ve çalıĢma kapasitesi baĢarısı artan iĢgücü verimli çalıĢır. Yüksek sıcaklık gibi düĢük sıcaklığın da çalıĢma baĢarısı üzerine olumsuz etkileri vardır. DüĢük sıcaklıkta algılama ve reaksiyon süresi uzar. Ellerin becerisi azalır. DüĢük sıcaklığın etkisi yüksek sıcaklığın et­kisinden daha azdır. DüĢük sıcaklıkta daha fazla giyinerek etkiler azaltı­labilir~ 34
  • 35. Sıcaklık ve iĢ kazaları Yüksek sıcaklık usanmaya, çabuk kızmaya, dikkatin azalmasına neden olup iĢ kazalarının artmasına yol açar. Özellikle çok dikkat isteyen iĢlerde, iĢ fazla yorucu olmasa bile belli bir sıcaklığa kadar kaza sayısı sabit olmakta, bu sıcaklıktan daha üst değerlere doğru ise kaza sayısı artmaktadır. Ortamın, normalin üstünde sıcak olması ile Ģu olumsuz özellikler ortaya çıkabilir;            Bıkkınlık, Sinirlilik, Dikkatsizlik, Hataların yoğunlaĢması, Zihinsel çalıĢmalarda yerini düĢüklüğü, Yetenek ve becerilerin azalması, ĠĢ kazalarının fazlalaĢması, Ağır bedensel iĢlerde verim düĢüklüğü, Vücutta su ve asit-tuz dengesinin bozulması, Kan dolaĢımının zorlaĢması, Yorgunluk. Soğukta ve sıcak ortamda çalıĢmak, iĢ veriminin düĢmesine neden olur. Soğukta çalıĢma, uygun giyim ile belli ölçülerde telafi edilebilmek­tedir. bu bakımdan sıcak ortamda çalıĢmak, daha fazla sorunlar ortaya çıkarmaktadır. ÇalıĢma ortamına hava nem oranı da etki etmektedir. Nem, havada bulunan su buharı miktarıdır. ÇalıĢanların üzerindeki fizyolojik olaylar, iĢ baĢarısını büyük öl­çüde etkiler. BaĢarı ve fizyolojik faaliyetler iliĢkisi için yapılan bir araĢ­tırma sonucunda, iĢ baĢarısının sıcaklığa ve havadaki nem oranına bağlı olduğu anlaĢılmıĢtır. Zihinsel faaliyet isteyen iĢlerde ise, sıcaklıktan dolayı meydana ge­len gerilim, isteki baĢarıyı etkiler. Bu gibi durumlarda, iĢ baĢarısını, iĢin süresi, cinsi, kiĢilerin çevreye uyabilme derecesi ve eğitim düzeyleri gibi faktörle de etkiler. ÇalıĢılan iĢyerleri iyi bir havalandırmayı gerektirir. Özellikle kü­çük odalarda veya çalıĢanların sayısının fazla olduğu yerlerde havalan­dırmanın önemi büyüktür. Hava KoĢullarının Ayarlanması 35
  • 36. Ürünün ve kalitenin artması için iĢçiye konforlu bir hava ortamı sağlanmalıdır Hava çok soğuk ve çok sıcak olmamalı, nemi uygun olma­lı, hissedilir bir hava akımı olmalıdır. Konforlu bir yerde çalıĢan iĢçi­nin rahat etmesi sonucu verimliliğin artması doğaldır. ĠĢ gücünün üzerinde çalıĢtığı döĢeme uygun bir malzeme ile ka­planarak yerden gelebilecek soğuk önlenmelidir. Sıcak iĢyerlerinde havalandırma içi doğal veya mekanik havalan­dırmadan yararlanılmalıdır. Doğal havalandırma yetersiz kalırsa vantilatörlerden faydalanıl­malıdır. Tüm iĢyerini havalandırmak pahalı olduğunda sadece belli yerl­er havalandırılabilir. Ortam sıcaklığı çok yüksekse sadece havalandırma yetmeyeceğinden, soğutma fazlasıyla ısıtma kaynakları yerinde soğutul­malıdır. Pencerelerden veya havalandırma deliklerinden gelen hava, iĢgü­cüne ulaĢmadan önce ısıtılacak Ģekilde ısıtıcıların konumu ayarlanmalı­dır. Uygun bir ısıtma sistemiyle iĢyeri istenilen düzeyde ısıtılmalıdır. ĠĢyerinin ısıtma düzeyi, çevrenin iklim koĢullarına, içinde bulunulan mevsime, yapının tipine, yapılan iĢin gerektirdiği kas çalıĢmasına, üre­tim sürecine ve iĢçilerin giyinme alıĢkanlıklarına bağlıdır. Isınan hava yükselir. Sıcak havayı dıĢarıya atabilmek için yerd­en ayarlanan çatı pencereleri olmalıdır. Ġyi bir havalandırma sisteminin kurulması gerekir. ÇalıĢma yerlerinin kuzeye bakan kısımlarının yalıtılması soğuğa karĢı etkin bir önlemdir. ĠĢyerinin sıcaklığına üretim süreci neden oluyorsa, sistemden do­ğan ısının ortama yayılmasını önlemek gerekir. Bu tür ısı kaynakları yapının ortasına yerleĢtirilmemeli, iĢyerinin geriye kalan bölümlerinden ayrılmalı, çıkan ısının iĢçilere ulaĢmadan dıĢarıya atılma yolları araĢtı­rılmalıdır. Isıdan etkilenen kiĢiler ciltlerini özel giysilerle, gözlerini gözlük­lerle korumalıdır. 36
  • 37. Nemli veya nemsiz ortamın çalıĢanın sağlığını etkileyecek düzeyde olduğunda nem gücünü kontrol edebilen klimalar kullanılmalıdır. ÇalıĢ­ma süreci nedeniyle önlenemeyen nem durumunda az iĢçi çalıĢtırılmalı, dinlenme süreleri uzun ve sık olmalıdır. Sıcak havalarda az miktarda sıvı içilmelidir. Çok soğuk meĢru­bat, hazmı zor olan süt, alkollü içkinin sıcakta içilmemesi gerekir. ĠĢyerinde gerektiği vakit açılıp kapanabilen çok sayıda pencere bulundurulmalıdır. Mümkünse aĢırı kas çalıĢması yapılmamalıdır. Hiç bir Ģey yapılamıyorsa ısıda çalıĢan iĢçi sayısı azaltılmalı, ça­lıĢma süresi kısaltılmalı, çalıĢma süresi içinde uzun ve sık dinlenme süresi bulunmalıdır. Ekranlı Araçlarla ÇalıĢmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç 37
  • 38. Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı, ekranlı araçlarla çalıĢmalarda alınacak asgari sağlık ve güvenlik önlemlerini belirlemektir. Bu Yönetmelikte belirtilen daha sıkı ve özel önlemler saklı kalmak kaydı ile 4 üncü maddede tanımlanan ekranlı araçların kullanımında, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği hükümleri de uygulanır. Kapsam Madde 2 — Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı ĠĢ Kanunu kapsamına giren ve ekranlı araçlarla çalıĢmaların yapıldığı tüm iĢyerlerini kapsar. Ancak, bu Yönetmelik hükümleri: a) Hareketli makine ve araçların kumanda kabinleri ve sürücü mahallinde, b) TaĢıma araçlarındaki bilgisayar sistemlerinde, c) Toplumun kullanımına açık bilgisayar sistemlerinde, d) ĠĢyerinde, kullanımı sürekli olmayan taĢınabilir sistemlerde, e) Hesap makineleri, yazar kasa ve benzeri, data veya ölçüm sonuçlarını gösteren küçük ekranlı cihazlarda, f) Ekranlı daktilolarda, uygulanmaz. Kanuni Dayanak Madde 3 — Bu Yönetmelik, 4857 sayılı ĠĢ Kanunu'nun 78 inci maddesi uyarınca hazırlanmıĢtır. Tanımlar Madde 4 — Bu Yönetmelikte geçen; a) Ekranlı araç : Uygulanan iĢlemin içeriğine bakılmaksızın ekranında harf, rakam, Ģekil, grafik ve resim gösteren her türlü aracı, b) Operatör : Ekranlı aracı kullanan kiĢiyi, c) Zorlayıcı Travmalar : Göz yorgunluğu, kas gücünün aĢırı kullanımı, uygun olmayan duruĢ biçimi, uzun süre ekranlı araç karĢısında ara vermeden çalıĢma, aĢırı iĢ yükü duygusu, zihinsel yorgunluk ve stres ile gürültü, ısı, nem ve aydınlatmanın neden olduğu olumsuzluklarının tümünü, d) ÇalıĢma merkezi : Operatörün oturduğu sandalye, ekranlı aracın konulduğu masa, bilgi kayıt ünitesi, monitör, klavye, yazıcı, telefon, faks, modem ve benzeri aksesuar ve ekranlı araçla ilgili tüm donanımların tamamının veya bir kısmının bulunduğu çalıĢma yerini, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM ĠĢverenin Yükümlülükleri ÇalıĢma Merkezleri Madde 5 — ĠĢveren, çalıĢma merkezlerinde, ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan zorlayıcı travmalara neden olabilecek riskleri belirleyecek ve bu riskleri ortadan kaldıracak veya en aza indirecek sağlık ve güvenlik önlemlerini alacaktır. 38
  • 39. ÇalıĢanların Bilgilendirilmesi ve Eğitimi Madde 6 — Ekranlı araçlarla çalıĢmalarda, çalıĢanların bilgilendirilmesi ve eğitimi ile ilgili olarak aĢağıdaki hususlara uyulacaktır: a) ĠĢveren, iĢçilere ve temsilcilerine çalıĢma yerlerinde sağlık ve güvenlik ile ilgili bütün konularda ve özellikle bu Yönetmeliğin 5, 7 ve 9 uncu maddelerinde belirtilen hususlarda bilgi verecektir. b) ĠĢveren ekranlı araçlarla çalıĢanlara, iĢe baĢlamadan önce ve çalıĢma koĢullarında önemli bir değiĢiklik olduğunda gerekli eğitimi verecek ve bu eğitimler periyodik olarak tekrarlanacaktır. Eğitim, özellikle aĢağıdaki konuları içerecektir; 1) Zorlayıcı travmalar ve korunma yolları, 2) Doğru oturuĢ, 3) Gözlerin korunması, 4) Gözleri en az yoran yazı karakterleri ve renkler, 5) ÇalıĢma sırasında gözleri kısa sürelerle dinlendirme alıĢkanlığı, 6) Gözlerin, kas ve iskelet sisteminin dinlendirilmesi, 7) Ara dinlenmeleri. Günlük ÇalıĢma Düzeni Madde 7 — ĠĢveren, ekranlı araçlarla yapılan çalıĢmalardan kaynaklanan iĢ yükünü ve etkilenmeyi azaltmak amacıyla, uygun çalıĢma planı yaparak, operatörlerin periyodik olarak ara vermesini veya dönüĢümlü olarak baĢka iĢlerde çalıĢmalarını sağlayacaktır. ÇalıĢanların GörüĢlerinin Alınması ve Katılımlarının Sağlanması Madde 8 — ĠĢveren çalıĢanların ve temsilcilerinin bu Yönetmelik ve ekinde belirtilen konularda ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği‘nde belirtildiği Ģekilde görüĢ ve önerilerini dikkate alacak ve katılımlarını sağlayacaktır. Gözlerin Korunması Madde 9 — Ekranlı araçlarla çalıĢmalarda iĢçilerin gözlerinin korunması için uyulacak hususlar aĢağıda belirtilmiĢtir: a) AĢağıdaki durumlarda iĢçilerin göz muayeneleri yapılacaktır; - ekranlı araçlarla çalıĢmaya baĢlamadan önce, - düzenli aralıklarla ve - ekranlı araçla çalıĢmalardan kaynaklanacak görme zorluğu olduğunda. b) Yukarıda belirtilen muayene sonuçlarına göre gerekiyorsa iĢçiler oftalmolojik testlere tabi tutulacaktır. c) Yukarıda (a) ve (b) bentlerinde belirtilen muayene ve test sonuçlarına göre gerekiyorsa iĢçilere yaptıkları iĢe uygun araç ve gereç verilecektir. d) Bu madde uyarınca alınacak önlemler iĢçilere herhangi bir maddi yük getirmeyecektir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÇeĢitli Hükümler Yönetmelik Hükümlerine Uyum 39
  • 40. Madde 10 — Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten sonra açılacak çalıĢma merkezleri bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak kurulacaklardır. Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte faaliyette olan çalıĢma merkezleri ise 2 yıl içinde Yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilecektir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ġlgili Avrupa Birliği Mevzuatı, Yürürlük, Yürütme Ġlgili Avrupa Birliği Mevzuatı Madde 11 — Bu Yönetmelik 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifi esas alınarak hazırlanmıĢtır. Yürürlük Madde 12 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 13 — Bu Yönetmelik hükümlerini ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür. EK 1 EKRANLI ARAÇLARLA ÇALIġMALARDA ARANACAK ASGARĠ GEREKLER 1. Ekipman a) Genel hususlar Bu tür ekipmanın kullanımı iĢçiler için risk kaynağı olmayacaktır. b) Monitör Ekranda görünen karakterler kolayca seçilebilecek Ģekil ve formda, uygun büyüklükte olacak, satır ve karakterler arasında yeterli boĢluk bulunacaktır. Ekran görüntüsü stabil olacak, görüntünün titremesi ve benzeri olumsuzluklar bulunmayacaktır. Parlaklık ve karakterler ile arka plan arasındaki kontrast, operatör tarafından kolaylıkla ayarlanabilecektir. Ekran, operatörün ihtiyacına göre kolaylıkla her yöne döndürülerek ayarlanabilir olacaktır. Ekranın ayrı bir kaide veya ayarlanabilir bir masa üzerinde kullanılması mümkün olacaktır. Kullanıcıyı rahatsız edebilecek yansıma ve parlamalar önlenecektir. c) Klavye Klavye, operatörün el ve kollarının yorulmaması ve rahatça çalıĢabilmesi için ekrandan ayrı ve hareketli olacaktır. Klavyenin ön tarafına, operatörün bileklerini dayayabileceği özel destek konulacaktır. Operatörün elleri ve kolları için klavyenin önünde yeterli boĢluk olacaktır. Klavyenin rengi mat olacak ve ıĢığı yansıtmayacaktır. Klavye karakterlerinin yerleri kullanımı kolaylaĢtıracak Ģekilde düzenlenmiĢ olacaktır. 40
  • 41. ÇalıĢma pozisyonuna göre, tuĢlar üzerindeki semboller kolaylıkla seçilebilecek, düzgün ve okunaklı olacaktır. d) ÇalıĢma masası veya çalıĢma yüzeyi ÇalıĢma masası veya çalıĢma yüzeyi; ekran, klavye, dokümanlar ve diğer ilgili malzemelerin rahat bir Ģekilde düzenlenebilmesine olanak sağlayacak Ģekilde ve yeterli büyüklükte olacak ve yüzeyi ıĢığı yansıtmayacak nitelikte olacaktır. Operatörün rahatsız edici göz ve baĢ hareketleri ihtiyacını en aza indirecek Ģekilde yerleĢtirilmiĢ ve ayarlanabilir özellikte doküman tutucu kullanılacaktır. ÇalıĢanın rahat bir pozisyonda olması için yeterli alan olacaktır. e) ÇalıĢma sandalyesi Sandalye dengeli ve operatörün rahat bir pozisyonda oturabileceği ve kolaylıkla hareket edebileceği Ģekilde olacaktır. Oturma yerinin yüksekliği ayarlanabilir olacaktır. Sırt dayama yeri öne-arkaya ve yukarı-aĢağı ayarlanabilir, sırt desteği bele uygun ve esnek olacaktır. Ġstendiğinde operatöre uygun bir ayak dayanağı sağlanacaktır. 2. ÇalıĢma ortamı a) Gerekli alan Operatörün oturma Ģeklini değiĢtirebilmesi ve rahatça hareket edebilmesi için çalıĢma merkezi yeterli geniĢlikte olacak ve uygun Ģekilde düzenlenecektir. b) Aydınlatma Operatörün gereksinimleri ve yapılan iĢin türü dikkate alınarak uygun aydınlatma Ģartları sağlanacak, arka planla ekran arasında uygun kontrast bulunacaktır. Yapay aydınlatma kaynaklarının yeri ve teknik özellikleri ekrandaki ve diğer ekipmanlar üzerindeki parlama ve yansımaları önlenecek Ģekilde olacaktır. c) Yansıma ve parlama Pencereler, açıklıklar ve benzeri yerler, saydam veya yarı saydam duvarlar ve parlak renkli cisim ve yüzeylerden ekran üzerine direk ıĢık gelmeyecek ve mümkünse yansımalar önlenecektir. Ekrana gelen gün ıĢığının kontrol edilebilmesi için yatay ve dikey ayarlanabilir perdeler kullanılacaktır. d) Gürültü ÇalıĢma merkezlerinde kullanılan ekipmanların gürültüsü çalıĢanların dikkatini dağıtmayacak ve karĢılıklı konuĢmayı engellemeyecek düzeyde olacaktır. e) Isı ÇalıĢma merkezindeki ekipmanlar çalıĢanları rahatsız edecek düzeyde ortama ısı vermeyecektir. f) Radyasyon ÇalıĢma merkezindeki görünür ıĢık dıĢındaki tüm radyasyonların sağlığa zarar vermeyecek düzeylerde olması için gerekli önlemler alınacaktır. g) Nem ÇalıĢma ortamındaki nemin uygun düzeyde olması sağlanacak ve bu düzey korunacaktır. 3. Bilgisayar programları 41
  • 42. ĠĢveren, ekranlı araçlarla yapılacak iĢin düzenlenmesinde ve kullanılacak programların seçiminde aĢağıdaki hususlara uyacaktır. a) Programlar iĢe uygun olacaktır. b) Programlar kolay kullanılabilir ve eğer uygunsa operatörün bilgi düzeyine ve deneyimine göre ayarlanabilir olacaktır. Operatörün bilgisi dıĢında programlara müdahale edilemeyecektir. c) Sistemler çalıĢanların verimini artıracak ve kolaylık sağlayacak Ģekilde geri beslemeli olacaktır. d) Sistemler operatöre uygun hız ve formatta bilgi verecek Ģekilde olacaktır. e) Programlar, özellikle verilerin algılanması ve kullanılması konusunda ergonomi prensiplerine uygun olacaktır. OFİS ERGONOMİSİNDE PRATİK BİLGİLER 42
  • 43. 43
  • 44. 44
  • 45. 45
  • 46. Günümüz teknolojisinin hızlı geliĢimi , özellikle bilgisayar kullanımının her sektörde ve her çalıĢma alanında ―ofis‖ tarzı çalıĢmanın önemli ölçüde artmasına yol açmıĢtır. Ofis yaĢamındaki daktilo, hesap makinesi gibi geleneksel araçlar , planlamadan uygulamaya kadar 46
  • 47. yapılan iĢlerin her safhasında yerini bilgisayarlara bırakmıĢ, kuruluĢların amaçladığı her fonksiyon bilgisayar ortamında yerine getirilmeye baĢlanmıĢtır. Bu Ģartlar, ofislerdeki çalıĢma ortamının optimizasyonunu zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde endüstri mühendisliğinin alt konuları arasında yer alan ―ergonomi‖; maksimum iĢ güvenliği ve verimlilik sağlamak amacıyla , insanların anatomik ve biliĢsel özelliklerinin, çalıĢtıkları çevre ve sistemlerin incelenmesine ve bu öğeler arasında maksimum uyumun sağlanmasına yönelik çalıĢmaların bütünü olarak tanımlanabilir. Endüstriyel yaĢamın güçlendiği yüzyılımızın baĢlarından itibaren, insan faktörü fikir aĢamasında ele alınmıĢ, özellikle silah sistemlerinin geliĢtiği ve karmaĢıklaĢtığı, insan –sistem uyumundaki eksikliğin ölümcül sonuçlarının hissedildiği ikinci dünya savaĢında insan faktörüne yönelik çalıĢmalar hız kazanmıĢtır. Eski Yunanca‘da ―iĢ yasası ― anlamına gelen ―ergonomi ―, terim olarak ilk kez 1949‘da Oxford Üniversitesinde anatomi, fizyoloji, psikoloji ve mühendislik gibi farklı disiplinlerden gelen araĢtırmacıların katıldığı bir toplantıda önerilmiĢ ve kabul görmüĢtür. Genel olarak insan ve yaptığı iĢ arasında uyum sağlamayı amaçlayan ergonominin sosyal anlamda ―yaĢamı daha yaĢanılabilir kılma‖ çabası olduğu söylenebilir. ÇalıĢma ortamlarında ergonomik Ģartların sağlanması, personelin verimini, iĢ tatminini ve memnuniyetini artıracak , ve uzun vadede baĢ gösteren iĢ hastalıklarını önleyecek çok önemli bir faktördür. Günlük faaliyetler içerisinde yerine getirilebilecek pratik metotlar ve alınacak pratik yöntemler sayesinde, ofis ortamlarının ergonomik koĢullara uygunluğunu sağlamak mümkün olacaktır. 1- GENEL ÇEVRESEL ġARTLAR:  Ofisler topluca ve uzun süreli bulunulan yerler olduğundan dolayı temiz ve bakımlı olmasına azami özen gösterilmelidir.    Personelin vücut ölçülerine göre ayarlanabilir mefruĢat tercih edilmelidir.  Statik(durağan) hareketler minimuma indirilmeli, dinamik hareketler hedeflenmelidir. Bu amaçla ofisler personelin rahatça hareket edeceği, her personele minimum 2 m2 hareket olanağı sağlanacak Ģekilde düzenlenmelidir.   Tüm açma – kapatma düğmelerinin hareket yönünün aynı olasına dikkat edilmelidir.  Genel aydınlatmada ıĢık kaynakları mümkün olduğu kadar yükseğe yerleĢtirilmelidir. Alçak ıĢık kaynakları yansımayı ve kamaĢmayı arttırır.  Hassas ve göz yorucu iĢlerde lokal aydınlatmaya baĢvurulmalı, gözler sık sık kapatılarak ve uzak Sürekli kullanılan cihazlar personelin kol eriĢim mesafesinde olmadır. Sürekli baĢvurulan tablo, grafik, vb. iĢ yardımcıları, okunaklı, açık ve kolay algılanabilir olmalı, personelin normal görüĢ açısı ±15o içerisine yerleĢtirilmeli, personelin görüĢ mesafesinde engelleyici cisimler bulunmamalıdır. Ofisler sık sık havalandırılmalı, ortamdaki hava kalitesinin düĢmesi önlenmeli, her personele minimum 10 m3 hava düĢecek Ģekilde düzenleme yapılmalıdır.Toz, polen gibi uçuĢan partiküller için portatif hava temizleyicilerin kullanılması faydalı olacaktır. 47
  • 48. objelere bakmak suretiyle dinlendirilmelidir.  Açık renkli demirbaĢ eĢyalar, camlar ve parlak yüzeyler,ıĢığı yansıttığı için görüĢte rahatsızlığa ve kamaĢmaya sebep olurlar. Böyle bir durum söz konusu ise, aydınlatma azaltılmalı ve mat eĢyalar tercih edilmelidir.   Tavan aydınlatmaları çalıĢma yüzeyi ile 45 o açı yapmalı, direk çalıĢma noktasına vurmamalıdır.  Fotoğraf, bitki, tablo gibi kiĢiliğe hitap eden öğeler kullanılması psikolojik olarak çalıĢma ortamına bağlılığı güçlendirecektir.  Personelin sürekli olarak koyu- açık renk ortalar arasında göz hareketi yapmasını gerektirecek iĢlerden kaçınılmalıdır.  Ofis çalıĢmaları yüksek dikkat gerektirdiğinden dolayı, sürekli gürültü önlenmeli, yüksek ses çıkaran cihazlar izole edilmelidir.  Ofis ortamında ısı 20 – 22 ÇalıĢma pozisyonu düzenli olarak değiĢtirilmelidir. Ofislerde pencere bulunmasının ve pencerelerin açık tutulmasının personelin motivasyonu üzerinde olumlu etkisi olacaktır. o C civarında tutulmalıdır. 2- BĠLGĠSAYARLA ÇALIġMA ġARTLARI  Bilgisayarla çalıĢmada bakıĢ yönü belge – ekran – masa arsında sürekli değiĢtiğinden oturma yeri olarak eksenden dönebilen, yüksekliği ayarlanabilir, kolçaklı ve devrilmeye karĢı güvenli 5 tekerlekli sandalyeler kullanılmalıdır.  ÇalıĢma esnasında ayaklar ve bacaklar için yeterli hareket alanı bulunmalı ve çalıĢma yüzeyi yansıtma katsayısı % 30 – 50 olmalıdır.  ÇalıĢma masası sabit ise alt kenarının yerden yüksekliği 680 mm, ayarlanabilir ise 640 – 740 mm arasında olmalıdır.   Klavye ortasının yerden yüksekliği 710 – 740 mm. olmalıdır. Sandalye ve arkalık yüksekliği otururken kolayca ayarlanabilir olmalı, oturma yüksekliği kolların mümkün olduğu kadar az gergin ve yatay olmasına, baldırın iç yüzeyine gelen basıncı azaltmak için de ayakların zemine veya ayak altlığına yeterince oturmasına dikkat edilmelidir. 48
  • 49.  Ġdeal bir çalıĢma sandalyesinin boyutları Ģöyle sıralanabilir; Oturma yüzeyi:  Eni : 400 – 450 mm. Boyu : 400 – 440 mm Eğimi : 3 o – 5 o  Sırt yüzeyi: Oturma yüzeyindenYükseklği : 100 – 250 mm.  GeniĢliği : 330 mm Geriye yatıĢ toleransı : 104 o - 120 o  Kolçak yüksekliği (oturma yüzeyinden) : 200 mm.  Dik oturma, omurgaya yaklaĢık % 25 daha az yük binmesini sağlar ve bir çok sırt problemini önler. Bu sebeple personele doğru oturma pozisyonun önemi aĢılanmalıdır.  Bilgisayar ekranının görüntü kalitesi, göz sağlığı açısından çok önemlidir. Ekrandaki yazı karakterlerinin büyüklüğü 2.6 mm. ‗nin altına düĢmemeli, ekran tozlu kalmamalı ve görüntüde titreĢim olmamalıdır.  Ekrana bakıĢ uzaklığı 500 – 700 mm. arasında olmalıdır. IĢık yansımasını minimuma indirebilmek amacıyla ekranlar mümkünse pencerelere 90o dik olacak Ģekilde yerleĢtirilmelidir.  Ekranlarda siyah fon kullanmak, personelde koyu bir tünele giriĢ etkisi yapabilir ve aydınlık ortamda göz kamaĢma etkisini de arttırır.  Ekranın üst kenarı göz hizasında veya az aĢağısında olmalı, personel çalıĢırken baĢının eğmek veya geriye atmak eğiliminde olmamalıdır. Bu durum boyun bölgesine uzun süreli statik yük getireceği için rahatsızlıklara yol açılabilir. 49
  • 50.  Uzun süreli klavye kullanımında, kolların masa yüzeyinden aĢağıda kalması ve buna bağlı olarak bileklerin sürekli masa kenarına dayalı tutulması, bilek bölgesindeki sinirlere zarar verebilmektedir. Kollar yazı yazarken, yere paralel tutulmalı ve bilekler bükülmemelidir.   Klavyenin yüzeyi parlamamalı, rengi nötr olmalıdır.  Uzun süreli mouse(fare), kullanımı avuç içi, parmak ve bilek sinirlerini zedeleyebilmektedir. Bu yüzden mouse kullanımı minimuma indirilmeli, iĢlemler mümkün olduğunca klavye ile yapılmalıdır.  Özellikle veri giriĢi gibi materyale sürekli bakmayı gerektiren iĢlerde, baĢ hareketini minimuma indirmek amacıyla ekrana monte edilen doküman tutma aparatlarının kullanılması, performansı olumlu yönde etkiler.  Sağlıklı bilgisayar çalıĢması için ofisteki gürültü maximum 55 – 65 desibel, ortam ısısı 21 – 23 o C, nem oranı % 45 – 55 olmalıdır.  Bilgisayar çalıĢmasında ıĢık üst – yanlardan 45 o açıyla gelmelidir, karĢıdan gelen ıĢık gözleri rahatsız eder.  1 saatlik çalıĢma sonunda 5 – 10 dakikalık, 2 saatlik çalıĢma sonunda 15 – 20 dakikalık dinlenme verilmeli, bu süre ekrandan uzakta, mümkünse dinamik hareket içeren bir Ģekilde değerlendirilmelidir.  Lekeli veya tozlu gözlük camları görüĢü engellediği gibi yansımaya da yol açacağı için kullanılmalıdır.  Çok göze çarpıcı veya Ģiddetli karĢıt renk giysiler ekrana rahatsız edici Ģekillerde yansıyabileceği için tercih edilmemelidir. Nümerik tuĢların telefon düzeninde yerleĢtirilmiĢ olması, zihinsel iĢlemlerin etkinliği için önemlidir. 50
  • 51. ĠĢ planlaması yapılırken çok uzun süreyle, kesintisiz olarak veri giriĢi, vb. bilgisayar çalıĢması yapan personelin monotonluk ve diyalog eksikliği sebebiyle psikolojik rahatsızlıklar yaĢayabileceği, göz önünde bulundurulmalıdır.  KAYNAKLAR 1. ĠĢ sistemi ve süreç düzenleme Cilt: II MESS yayınları 2. Leyla Kılıç ―ĠĢverenin iĢ sağlığı ve güvenliğini sağlama hükümlülüğü ve sorumluluğu‖ Yetkin yayınları ,2006 3. ĠĢ Sağlığı ve Meslek Hastalıkları ;Dr Cahit Erkan ;Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınlarından Sayı.441;Ankara-1984 4. Halk Sağlığı Temel Bilgiler ;Hacettepe Üniversitesi Yayınları 2006;Editörler:Prof.Dr. Çağatay Güler-Prof.Dr. Levent Akın 5. ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Metodolojileri ; Özlem Özkılıç;TĠSK,Ankara-Mart 2005 6. Hukuki ve teknik yönleriyle ( mevzuat kapsamında) ĠĢçi sağlığı ve ĠĢ Güvenliği Esasları Eğitim-Ders Notları ),MESA Ġmalat,Avukat Murat Erokay, Ocak 2000 7. ĠĢyeri Hekimliği, Türk Tabipleri Birliği ,Av.Ziynet Özçelik-Av.Mustafa Güler-Dr Hakan Giritlioğlu, Eylül 1997 51