SlideShare a Scribd company logo
1 of 202
Download to read offline
YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Anka-
ra'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Fel-
sefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi
konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekar-
l›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k
ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.
Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 sayfa-
l›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin
hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden olufl-
turulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kulla-
n›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-
› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbi-
ya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve
Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sis-
temlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar›
tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet
ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas›
olarak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r-
mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular
üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n
uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Ameri-
ka'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna
Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal-
ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar
dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okun-
maktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹s-
panyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rus-
ça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli,
S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kulla-
n›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›l›-
yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor),
Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir oku-
yucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insa-
n›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Ki-
taplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve sa-
mimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki
etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r.
Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist
felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savu-
nabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inat-
la savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc›
ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklan-
maktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca
Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya-
y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini gör-
melerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin
de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri kar-
mafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü
ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek
ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n
edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r.
Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsiz-
li¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve sa-
mimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çek-
tikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n
yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve
Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dün-
yan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla orta-
m› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›l-
mas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n iz-
niyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk
ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
OKUYUCUYA
● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n
nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve
dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n›
kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldat-
maca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin
tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kita-
b›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bö-
lüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.
● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla-
r›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetleri-
ni ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular,
okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle
herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde,
kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme ko-
nusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etki-
lenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›-
l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup
okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de
birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
● Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve
okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitapla-
r›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için
en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesi-
dir.
● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebep-
leri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve
okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser ol-
du¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikimi-
nin bulundu¤una flahit olacakt›r.
● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara
dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara,
burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
ARAfiTIRMA YAYINCILIK
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi
A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde
No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15
w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
1. Bask›: Eylül 1999/ 2. Bask›: Haziran 2006 / 3. Bask›: Mart 2007
‹Ç‹NDEK‹LER
Girifl
Bitkilerin Dünyas›
Ve Bir Bitki Do¤uyor
Tohumlar›n Kusursuz
Dizayn›
Do¤al Sondajc›lar: Kökler
Yapraklar ve Fotosentez
Eflsiz Da¤›t›m Sistemi:
Bitki Gövdesi
Bitkilerin ‹lginç
Özellikleri
Bitkilerin Evrimi Senaryosu
Sonuç
Evrim Yan›lg›s›
8
10
16
52
76
86
122
134
144
172
174
epimizin ne oldu¤unu çok iyi bildi¤i "tohum" için flöyle bir so-
ru soral›m: A¤aç kabu¤u kadar sert bir kabuk içinde bulunan
tohumla, bir a¤aç kabu¤unun fark› nedir?
Bu tarz sorular genelde "al›fl›lmad›k" sorulard›r; çünkü tohum
da, a¤aç kabu¤u da günlük hayatta birçok u¤rafl›s› olan insan için önemsiz
detaylard›r. Birçok insana göre, etrafta düflünülmesi gereken çok daha
önemli, çok daha gerekli fleyler vard›r.
Çevresine sadece yüzeysel gözle bakarak hareket eden kiflilerde bu
mant›k oldukça yayg›nd›r. Bu insanlar için, herhangi bir konu hakk›nda yal-
n›zca ihtiyaçlar› karfl›layacak kadar detay bilmek yeterlidir. Bu s›¤ mant›¤a
göre etrafta olan biten her fley al›fl›lagelmifl ve s›radand›r, herfleyin mutlaka
"bilinen", "al›fl›lm›fl" bir aç›klamas› vard›r. Sinek uçar çünkü kanatlar› vard›r,
ay zaten hep gökyüzündedir. Dünya uzaydan gelebilecek tehlikelerden ko-
runmaktad›r çünkü atmosfer vard›r. Oksijen dengesi de hiç bozulmaz. ‹nsan
duyar, görür, koku al›r…
Oysa bu dar mant›¤› b›rak›p da etraf›ndaki olaylara, her fleyle ilk defa
karfl›laflan bir kimse gibi, görüflünü s›n›rlayan al›flkanl›k perdesini kald›ra-
rak bakan insan, önünde çok genifl bir ufkun aç›ld›¤›n› görür. Neden, nas›l,
niçin sorular›n› daha s›k sorarak düflünmeye, etraf›nda olan bitenleri bu
gözle incelemeye bafllar. Daha önceleri kendisine doyurucu gelen aç›klama-
lar yetersizleflmeye bafllar. Çevrede meydana gelen olaylarda, canl›lar›n sa-
hip olduklar› özelliklerde, k›sacas› her fleyde bir ola¤anüstülük oldu¤unu
kavramaya bafllar. Düflünmeye bafllad›kça al›flkanl›k, yerini hayrete b›rak›r.
Sonunda her fleyin sonsuz güç, bilgi ve ak›l sahip bir Yarat›c› taraf›ndan, üs-
tün ve mükemmel bir flekilde yarat›lm›fl oldu¤unu görür. ‹flte o andan itiba-
ren bu insan, alemlerin Rabbi olan Allah'›n, yaratt›¤› tüm canl›lar üzerinde-
ki kudret ve hakimiyetini anlayabilir:
fiüphesiz, göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ile gündüzün art arda
geliflinde, insanlara yararl› fleyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'›n
ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra diriltti¤i suda, her
canl›y› orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar› estirmesinde, gökle yer ara-
s›nda boyun e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen bir toplu-
luk için gerçekten ayetler vard›r. (Bakara Suresi, 164)
B
itkilerin varl›¤› yeryüzündeki canl›l›¤›n devam› için vazgeçil-
mezdir. Bu cümlenin tafl›d›¤› önemin tam olarak kavranabilme-
si için flöyle bir soru sormak gerekir: "‹nsan yaflam› için en önem-
li unsurlar nelerdir?" Bu sorunun cevab› olarak akla elbetteki ok-
sijen, su, besin gibi temel ihtiyaç maddeleri gelir. ‹flte tüm bu temel madde-
lerin yeryüzündeki dengesini sa¤layan en önemli faktör yeflil bitkilerdir.
Bundan baflka yine yeryüzündeki ›s› kontrolünün sa¤lanmas›, atmosferdeki
gazlar›n dengesinin korunmas› gibi, sadece insanlar için de¤il bütün canl›lar
için son derece büyük önem tafl›yan baflka dengeler de vard›r, ki bütün bu
dengeleri sa¤layanlar da yine yeflil bitkilerdir.
Yeflil bitkilerin faaliyetleri sadece bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Bilindi¤i gi-
bi yeryüzündeki yaflam›n ana enerji kayna¤› Günefl'tir. Ancak insanlar ve
hayvanlar, günefl enerjisini do¤rudan kullanamazlar, çünkü bünyelerinde
bu enerjiyi oldu¤u gibi kullanabilecekleri sistemler yoktur. Bu yüzden gü-
nefl enerjisi de ancak bitkilerin üretti¤i besinler arac›l›¤›yla, kullan›labilir
enerji olarak insanlara ve hayvanlara ulafl›r. Hücrelerimiz taraf›ndan kul-
lan›lan enerji hammaddelerinin tümü, gerçekte bitkiler arac›l›¤›yla bize
tafl›nan günefl enerjisidir. Örne¤in çay›m›z› yudumlarken asl›nda günefl
enerjisi yudumlar›z, ekmek yerken difllerimizin aras›nda bir miktar günefl
enerjisi vard›r. Kaslar›m›zdaki kuvvetse gerçekte günefl enerjisinin farkl›
formundan baflka bir fley de¤ildir. Bitkiler günefl enerjisini bizim için kar-
mafl›k ifllemler yaparak bünyelerindeki moleküllere depolam›fllard›r. Hay-
vanlar için de durum insanlardan farkl› de¤ildir. Onlar da bitkilerle besle-
nir ve bu sayede onlar›n enerji paketleri haline getirerek depolad›klar› gü-
nefl enerjisini kullan›rlar.
Bitkilerin kendi besinlerini kendilerinin üretebilmelerini ve di¤er canl›-
lardan ayr›cal›kl› olmalar›n› sa¤layan ise, hücrelerinde insan ve hayvan hüc-
relerinden farkl› olarak günefl enerjisini do¤rudan kullanabilen yap›lar›n bu-
lunmas›d›r. Bitki hücreleri bu yap›lar›n yard›m›yla, güneflten gelen enerjiyi,
insanlar ve hayvanlar taraf›ndan besin yoluyla al›nacak enerjiye çevirirler ve
formülü yap›lar›nda sakl› olan çok özel ifllemlerle, besinlere bu enerjiyi de-
polarlar. Bu özel ifllemlerin tümüne birden fotosentez denir.
Bitkilerin fotosentez yapabilmeleri için gerekli olan mekanizma, daha
do¤ru bir anlat›mla minyatür fabrika, bitkilerin yapraklar›nda bulunur. Ge-
rekli olan mineralleri ve su gibi maddeleri tafl›yacak son derece özel bir ya-
p›ya sahip olan tafl›ma sistemi de bitkinin gövdesinde ve köklerinde mev-
cuttur. Üreme sistemi ise her bitki türü için yine özel olarak düzenlenmifltir.
Bütün bu mekanizmalar›n her birinin kendi içlerinde kompleks yap›la-
r› vard›r. Ve bu mekanizmalar birbirlerine ba¤l› olarak çal›fl›rlar. Biri olma-
dan di¤erleri fonksiyonlar›n› yerine getiremezler. Örnek olarak sadece tafl›-
ma sistemi olmayan bir bitkiyi ele alal›m. Böyle bir bitkinin fotosentez yap-
mas› imkans›zd›r. Çünkü fotosentez yapmas› için gerekli olan suyu tafl›ya-
cak kanallar› yoktur. Bitki besin üretmeyi baflarm›fl olsa bile bunu gövdenin
Bitki hücresinin içinde çok farkl› bölümler vard›r. Her bölüm farkl› kimyasal maddeler-
den oluflmufltur ve her biri farkl› bir görevi yerine getirmek için özel olarak yarat›lm›flt›r.
Yukar›da flematik resmi görülen bitki hücresinin en önemli özelli¤i kuflkusuz ki di¤er bü-
tün canl› hücrelerinden farkl› olarak kendi besinini kendisinin üretebilmesidir.
Çekirdek
Ribozomlar
Ana doku
Thylakoid
Grana
Mitokondrinin
üst k›sm›
Kristal
Koful zar›
KOFUL
DÜZ ENDOPLAZM‹K
RET‹KULUM
M‹TOKONDR‹
KLOROPLAST
GOLG‹ KOMPLEKS‹
HÜCRE
DUVARI
DÜZ ENDOPLAZM‹K
RET‹KULUM
PLAZMA
ZARI
Çekirdek
zarf›
Çekirdek
gözenekleri
Kromatin
ÇEK‹RDEK
Bitki Hücresi
di¤er bölümlerine tafl›yamayaca¤›ndan bir ifle yaramayacak, bir süre son-
ra ölecektir. Bu örnekte oldu¤u gibi bir bitkide bulunan bütün sistemlerin
kusursuz bir biçimde ifllemesi zorunludur. Oluflacak aksakl›klar ya da mev-
cut yap›daki bir eksiklik bitkinin ifllevlerini yerine getirememesine neden
olacak, bu da bitkinin ölümüyle ve türünün yok olmas›yla sonuçlanacakt›r.
‹leriki bölümlerde genifl bir flekilde ele al›nacak olan bu yap›lar detaya
inilerek incelendi¤inde, son derece kompleks ve kusursuz bir düzenin orta-
ya ç›kt›¤› görülecektir. Yeryüzündeki bitki çeflitlili¤i de göz önüne al›narak
de¤erlendirildi¤inde, bitkilerdeki bu ola¤anüstü yap›lar daha da dikkat çe-
kici hale gelecektir.Yeryüzünde 500.000'den fazla bitki çeflidi bulunmakta-
d›r.1 ‹flte bütün bu bitki türlerinin her biri kendi içinde özel tasar›mlara ve
türlerine özgü sistemlere sahiptirler. Temel olarak hepsinde ayn› mükemmel
sistemler bulunmakla beraber, üreme sistemleri, savunma mekanizmalar›,
renk ve desen aç›s›ndan benzersiz bir çeflitlilik söz konusudur. Bu çeflitlilik-
te de¤iflmeyen tek fley; bitkilerde kurulu olan genel düzenin ifllemesi için bit-
kideki bütün parçalar›n (yaprak ve yapraktaki yap›lar, kökler, tafl›ma sistem-
leri, kabuk, saplar) ve daha pek çok mekanizman›n bir anda ve eksiksiz bir
biçimde var olmas› gerekti¤i gerçe¤idir.
Günümüzde bilimadamlar› böyle sistemler için "indirgenemez komp-
lekslik" tan›m›n› kullanmaktad›rlar. Nas›l ki bir motor herhangi bir difllisinin
eksik olmas› durumunda çal›flamaz hale gelirse, ayn› flekilde bitkilerde de
tek bir sistemin dahi eksik olmas› veya sistemin parçalar›n›n görevlerinden
birini yerine getirmemesi de bu bitkinin ölümüne neden olur.
‹ndirgenemez komplekslik özelli¤i, bitkinin bütün sistemlerinde mev-
cuttur. Ayn› anda bulunmas› gereken kompleks yap›lar ve bu inan›lmaz çe-
flitlilik "bitkilerdeki mükemmel sistemlerin nas›l ortaya ç›kt›¤›" sorusunu ak-
la getirmektedir. Bu sorunun cevab›n› bulabilmek için yine sorular sora-
rak düflünelim. Bitkilerdeki mekanizmalardan en önemlisi ve en bilineni
olan fotosentez iflleminin ve ona ba¤l› olarak da tafl›ma sistemlerinin na-
s›l ortaya ç›kt›¤›n› düflünelim.
Her an her yerde gördü¤ümüz a¤açlar, çiçekler besin üretebilmek için,
fotosentez gibi hala baz› noktalar› çözülememifl bir olay› gerçeklefltirebilecek
kadar mükemmel sistemleri bünyelerinde kendileri oluflturmufl olabilirler
13ADNAN OKTAR
mi? Havadaki gazlar›n içinden karbondioksiti (CO2), besin yaparken kul-
lanmak üzere bitkiler mi seçmifltir? Kullanacaklar› CO2 miktar›n› kendileri
mi belirlemifltir? Fotosentez için ihtiyaç duyduklar› maddeleri topraktan
alabilmeleri için gerekli kök sistemini oluflturan mekanizmay› bitkiler tasar-
lam›fl olabilirler mi? Besin tafl›mada ayr›, su tafl›mada ayr› özellikte borular
olacak flekilde bir tafl›ma sistemini bitkiler mi meydana getirmifllerdir?
Bu sorular› ço¤altabiliriz. Ancak her sorunun cevab› ayn› noktaya vara-
cakt›r. Bitkilerdeki her ayr›nt›da ayr› bir tasar›m vard›r. Yukar›da bitkilere
dair sayd›¤›m›z tüm özellikler ak›l, bilgi, ölçme ve de¤erlendirme gibi kav-
ramlar gerektirdi¤inden bitkiler bu say›lanlar›n hiçbirini kendileri yapamaz-
lar. Dahas›, bitkiler böyle bir bilince de sahip de¤ildirler.
Bitkilerin nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusuna cevap arayan evrim teorisi savu-
nucular› her zamanki gibi tek çareleri olan "tesadüfler"e baflvurmufllard›r.
Tesadüflerle meydana geldi¤ini öne sürdükleri bir bitki türünden, yine tesa-
düflerle zaman içinde say›s›z çeflitlilikte bitkinin ortaya ç›kt›¤›n›, her türün
kendine özgü olan koku, tat, renk gibi özelliklerinin de yine bu tesadüfler
sonucu ortaya ç›kt›klar›n› iddia etmifllerdir. Bu iddialar›na da hiçbir bilimsel
kan›t getirememifllerdir. Bir yosunun nas›l olup da bir çile¤e ya da bir kavak
14 HARUN YAHYA
Yaprakta bulunan klo-
rofilin içinde yakalanan
günefl enerjisi, havada-
ki karbondioksiti ve bit-
kideki suyu çeflitli ifl-
lemlerden geçirerek gli-
koza (besin) ve oksije-
ne dönüfltürmekte kul-
lan›l›r. Bu karmafl›k ifl-
lemlerin gerçeklefltiril-
di¤i yer büyük bir fabri-
ka de¤il, yanda resmi
görülen yaprakta bulu-
nan ve boyutu milimet-
renin binde biri gibi öl-
çülerle ifade edilen özel
yap›lard›r.
Günefl ›fl›¤›
Klorofil
Glikoz
6H2O
Su
Ifl›k
Klorofil
Karbondioksit
+
Su
Glikoz
+
Oksijen
6CO2
Karbondioksit
6O2
Oksijen
C6 H12O 6
a¤ac›na veya bir gül a¤ac›na dönüfltü¤ünü evrimciler, tesadüflerin olufltur-
du¤u flartlar›n bunlar› farkl›laflt›rmas› fleklinde aç›klarlar. Oysa bir bitkinin
tek bir hücresi dahi incelendi¤inde, zaman içinde küçük de¤iflikliklerle mey-
dana gelemeyecek kadar kompleks bir sistemin oldu¤u görülecektir. ‹flte bit-
kilerdeki bu kompleks sistem ve mekanizmalar evrimci mant›kla ortaya at›-
lan tesadüf senaryolar›n› daha en bafl›ndan kesin bir biçimde çökertmekte-
dir. Bu durumda ortaya tek bir sonuç ç›kar. Bitkilerdeki her yap› özel olarak
planlanm›flt›r, var edilmifltir. Bu da bize bu kusursuz plan› yapan üstün bir
Akl›n oldu¤unu gösterir. ‹flte bu üstün akl›n sahibi alemlerin Rabbi olan
Allah, kusursuz yarat›fl›n›n delillerini insanlara göstermektedir. Allah canl›-
lar üzerindeki hakimiyetini ve benzersiz yarat›fl›n› ayetlerde flöyle bildirir:
Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin Yaratand›r... (Enam Suresi, 101)
‹flte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baflka ‹lah yoktur. Her fleyin Yara-
t›c›s›'d›r, öyleyse O'na kulluk edin. O, her fleyin üstünde bir vekildir.
(Enam Suresi, 102)
AKILLI TASARIM yani YARATILIfi
Kitapta zaman zaman karfl›n›za Allah'›n yaratmas›ndaki mükemmelli-
¤i vurgulamak için kulland›¤›m›z "tasar›m" kelimesi ç›kacak. Bu kelimenin
hangi maksatla kullan›ld›¤›n›n do¤ru anlafl›lmas› çok önemli. Allah'ın tüm
evrende kusursuz bir tasarım yaratmıfl olması, Rabbimiz'in önce plan yaptı-
¤ı daha sonra yarattı¤ı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve gökle-
rin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiya-
cı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür ek-
sikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir fleyin ya da bir iflin olmasını diledi-
¤inde, onun olması için yalnızca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle bu-
yurulmaktadır:
Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da he-
men oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iflin olması-
na karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Su-
resi, 117)
15ADNAN OKTAR
eryüzündeki ekolojik dengenin ve canl›l›¤›n devam›nda son
derece önemli bir role sahip olan bitkiler, bu önemle do¤ru
orant›l› olarak di¤er canl›lara k›yasla çok daha etkin üreme sis-
temlerine sahiptirler. Bu sayede hiç zorluk çekmeden ço¤alma-
lar›n› gerçeklefltirirler. Bitkilerin üremesi için kimi zaman bir bitkinin sap›-
n›n kesilerek topra¤a gömülmesi, kimi zaman da bir böce¤in bir çiçe¤e
konmas› yeterli olmaktad›r.
Bitkilerin üremelerinin, ifllem olarak son derece basit gibi görünmesi-
ne ra¤men, içerik olarak oldukça kompleks olmas› bilimadamlar›n› hayre-
te düflürmektedir.
Ana Bitkiden Ayr›lmayla Bafllayan Yeni Bir Hayat
Baz› bitkiler cinsiyet ayr›m› olmadan, tek bir cinsin belirli yollarla ço-
¤almas›yla soylar›n› devam ettirebilirler. Bu gerçeklefltirilen ço¤almaya
efleysiz üreme ad› verilir. Bu flekildeki bir üremeden sonra ortaya ç›kan yeni
nesil kendisini meydana getiren neslin t›pat›p ayn›s› olur. Bitkilerdeki en bi-
linen efleysiz üreme flekilleri tomurcuklanma ve parçalara ayr›lmad›r.
Baz› özel enzimlerin yard›m›yla gerçekleflen bu üreme biçimi (tomur-
cuklanma veya parçalanma) pek çok bitkide görülebilir. Örne¤in çimenler
ve çilekler "sürgün" denilen yatay uzant›lar›n› kullanarak ço¤al›rlar. Patates
ise topra¤›n alt›nda yetiflen bir bitki olarak, bu k›s›mlarda aç›lan yeni özel
yerlerden (gözelerden) tomurcuklar vererek ço¤al›r.2
Baz› tür bitkilerde ise yapraklar›ndan bir bölümünün topra¤a düflmesi,
yeni bir bitkinin yetiflmesi için yeterli olmaktad›r. Örne¤in Bryophyllum daig-
remontianum adl› bitkinin üremesi yapraklar›n›n ucunda geliflen tomurcuk-
lar sayesinde gerçekleflir. Bu tomurcuklar yere düfler düflmez, ba¤›ms›z birer
yeni bitki haline gelerek, büyümeye bafllarlar.3
Begonya gibi baz› bitkilerde de kopan yapraklar ›slak bir kuma yerlefl-
tirildi¤i zaman, bir süre sonra küçük yaprakç›klar›n olufltu¤u görülecektir.
‹flte bu yaprakç›klar da yine çok k›sa bir süre sonra ana bitkinin benzeri olan
yeni bitkiyi oluflturmaya bafllarlar.4
Bu örnekleri de göz önüne alarak; bir bitkinin parça atarak ya da to-
murcuklanarak büyümesi için temelde ne gereklidir? Düflünelim! Bitkilerin
genetik yap›s›na bak›ld›¤›nda bu sorunun cevab› kolayl›kla verilecektir.
Bitkilerin de, di¤er canl›larda oldu¤u gibi, tüm yap›sal özellikleri hüc-
relerindeki DNA'larda flifrelenmifltir. Yani her bir bitkinin nas›l ço¤alaca¤›,
nas›l nefes alaca¤›, besinini nas›l sa¤layaca¤›, rengi, kokusu, tad›, içindeki
flekerin miktar›, üreme flekli ve daha bunun gibi birçok bilgi o bitkinin istis-
nas›z bütün hücrelerinde bulunmaktad›r. Bitkinin köklerindeki hücreler
yapraklar›n nas›l fotosentez yapaca¤›n›n bilgisine sahiptir ya da yaprakla-
r›ndaki hücreler köklerin topraktan suyu nas›l çekece¤ini bilirler. K›sacas›
bitkiden ayr›lan her parçada, bitkinin tamam›n› oluflturabilecek flekilde bir
flifrelenme ve düzenlenme mevcuttur. Ana bitkinin tüm özellikleri yani ge-
netik olarak bitkiyle ilgili tüm bilgiler, bitkiden kopan bu küçük parçan›n
her hücresinde de eksiksiz olarak bulunmaktad›r.5
Bu sistemle üreyen bitkilerin her parças›nda ayn› genetik bilginin olma-
s› son derece önemlidir, hatta bu zorunludur. Çünkü bitkinin üremesi sade-
ce bu sistemin ifllemesine ba¤l›d›r. Düflen parçada bitkideki genetik bilgile-
rin tamam› olmasa, ayn› özelliklerde bir bitki geliflemez. Bunu bir örnekle
aç›klayal›m. Genetik bilgilerde eksiklik olsa; örne¤in bir çile¤in rengi ya da
içindeki fleker miktar›, kokusu ile ilgili genetik bilgi yeni düflen parçada ol-
Çilekler ve patatesler di¤er bitkilerde oldu¤u gibi tohum ya da polen kullanarak üre-
mezler. Bu bitkiler ya topra¤›n üstünde ya da alt›nda kök filizleri oluflturarak, efleysiz
ürerler.
18 HARUN YAHYA
YUMRU
KÖKLER
KÖK SAP
KÖK F‹L‹Z
KÖKLER
YEN‹ Ç‹LEK
B‹TK‹S‹
masa çilek, çilek olamazd›. Peki öyleyse bitkinin her parças›na, bitkinin ta-
mam›n› oluflturabilecek bilgiler eksiksiz olarak nas›l ve kim taraf›ndan yer-
lefltirmifltir?
Bir bitkideki tüm bilgilerin eksiksiz bir flekilde bütün hücrelerde ayn›
olmas› ihtimal hesaplar›yla, tesadüflerin yard›m›yla elde edilemez. Bu iflle-
mi gerçeklefltiren, bitkinin kendisi ya da topraktaki mineraller ya da baflka
d›fl etmenler de olamaz. Çünkü bunlar›n hepsi bitkiyi oluflturan sistemin bir
parças›d›r. Nas›l ki bir fabrikadaki tüm robotlara ayn› üretim bilgisini veren
bir mühendis vard›r ve bilgisayarlar›n bu bilgileri tek bafl›na elde etmeleri
mümkün de¤ildir, ayn› flekilde bitkilerdeki sistemin her bir parças›n›n böy-
Efleysiz üreyen
bitkilerin hüc-
relerinin her bi-
rinde, bitkinin
tamam›na ait
genetik bilgi
bulunur. Bu
sayede bitki-
den düflen par-
çalar ana bitki-
nin t›pat›p ben-
zeri yeni bir
bitkiyi olufltu-
rabilirler.
Parça atarak üreyen Bryophyllum
daigremontianum bitkisi
Begonya bitkisi
Steptocarpus
bitkisi
19ADNAN OKTAR
le bir bilgiyi kendi kendine elde etmesi de mümkün de¤ildir.
Yeryüzündeki tüm canl›larda oldu¤u gibi, bitkilerin hücrelerine de ge-
rekli bilgileri yerlefltiren, hiç kuflkusuz ki her fleyi eksiksiz yaratan, her tür-
lü yaratmadan haberdar olan Allah't›r. Allah bu gerçe¤e pek çok ayetinde
dikkat çekmifltir:
O, biri di¤eriyle 'tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratm›fl
oland›r. Rahman (olan Allah)›n yaratmas›nda hiçbir 'çeliflki ve uygun-
suzluk (tefavüt) göremezsin. ‹flte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir
çatlakl›k (bozukluk ve çarp›kl›k) görüyor musun? Sonra gözünü iki ke-
re daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmifl
bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeflil donat›l-
d›. fiüphesiz Allah, lütfedicidir, her fleyden haberdard›r. (Hac Suresi, 63)
Efleyli Üreyen Bitkiler
Bitkinin çiçe¤inde bulunan erkek
ve difli üreme organlar› vas›tas›yla
gerçekleflen üreme flekli, efleyli üre-
me olarak adland›r›l›r. Her çiçe¤in
flekli, rengi, içerdi¤i üreme hücrele-
rinin k›l›flar›, taç yapraklar› gibi
özellikleri bitki türleri aras›nda de-
¤ifliklikler gösterir. Yap›lardaki bu
çeflitlili¤e ra¤men bütün çiçeklerin
görevleri temelde ayn›d›r. Bu görev-
ler; üreme hücrelerini üretmek, da-
¤›t›ma haz›r hale getirmek ve kendi-
sine ulaflan di¤er üreme hücresinin
döllenmesini gerçeklefltirmektir.
Çiçeklerin açmaya bafllad›klar›
dönemde ortaya ç›kan polenler, bit-
kilerin erkek üreme hücreleridirler.
Görevleri, kendi türlerinin çiçekle-
20 HARUN YAHYA
Ölü toprak kendileri için bir
ayettir; Biz onu dirilttik, ondan
taneler ç›kartt›k, böylelikle on-
dan yemektedirler. Biz, orada
hurmal›klardan ve üzüm-ba¤la-
r›ndan bahçeler k›ld›k ve içle-
rinde p›narlar f›flk›rtt›k: Onun
ürünlerinden ve kendi ellerinin
yapt›klar›ndan yemeleri için.
Yine de flükretmiyorlar m›? Yerin
bitirdiklerinden, kendi nefisle-
rinden ve daha bilmedikleri nice
fleylerden bütün çiftleri yaratan
(Allah çok) Yücedir.
(Yasin Suresi, 33-36)
rindeki difli organlara ulaflabilmek ve ait olduklar› bitkinin neslinin deva-
m›n› sa¤lamakt›r.
Her bitkinin polenlerini göndermek için ise kendine özgü bir yöntemi
ya da kulland›¤› bir mekanizmas› vard›r. Bitkilerden kimileri böcekleri kul-
lan›rlar, kimileriyse rüzgar›n özelliklerinden faydalan›rlar. Bitkilerin döllen-
mesinde kuflkusuz ki en önemli nokta her bitkinin yaln›z kendi türünden
olan bir bitkiyi dölleyebilmesidir. Bu yüzden do¤ru polenlerin do¤ru bitki-
ye gitmesi son derece önemlidir.
Peki, özellikle bahar aylar›nda ha-
vada bu kadar çok çeflitte polen dolafl›r-
ken, nas›l olup da döllenmede hiç kar›-
fl›kl›k ç›kmaz? Polenler uzun yolculukla-
ra ve de¤iflen flartlara nas›l dayan›kl›l›k
gösterirler?
Tüm bu sorular›n cevab› polenin ya-
p›s› ve da¤›lma yöntemleri incelendi¤in-
de verilmifl olacakt›r.
Polenlerden Tohuma Do¤ru...
Mükemmel ambalajlanm›fl
genler: Polenler
Polenler ilk olarak çiçeklerin erkek
üreme organlar›nda üretilirler ve oradan
da çiçe¤in d›fl bölümüne do¤ru ilerlerler.
Buraya ulaflt›ktan sonra da olgunlaflma-
ya bafllarlar ve sonraki nesil için dölleme-
ye haz›r hale gelirler. Bu polenin hayat›n-
daki ilk aflamad›r.
Öncelikle polenin yap›s›na biraz
göz atal›m. Polen, gözle görülemeyecek
Havada çok fazla polen dolaflmas›na ra¤-
men bitkiler, sadece kendi türlerinden olan
polenler kendilerine ulaflt›¤›nda döllenme
ifllemini bafllat›rlar. Yandaki resimde polen-
lerini yayan bir bitki görülmektedir.
21ADNAN OKTAR
kadar küçük bir mikroorganizmad›r (kay›n a¤ac›n› poleni 2, kaba¤›n poleni
ise 200 mikron büyüklü¤ündedir) (1 mikron=1/1000mm). ‹çinde büyük
gövdeli bir hücre (vejetatif hücre) ile iki sperm hücresi (generatif hücre) bu-
lunur.
Polen bir tür kutuya benzetilebilir. Polenin içinde bitkinin üreme hüc-
releri vard›r. Bu hücrelerin ço¤u d›fl etkenlerden zarar görmeden canl›l›kla-
r›n› koruyabilmeleri için çok iyi bir flekilde saklanmalar› gerekir. Bu yüzden
kutunun yap›s› son derece sa¤lamd›r. Kutunun etraf› "sporoderm" diye ad-
land›r›lan bir kabuk taraf›ndan sar›lm›flt›r. Bu kabu¤un d›fl k›sm›nda bulu-
nan ve "ekzin" olarak adland›r›lan tabaka, organik alemin bilinen en daya-
n›kl› maddesidir ve kimyasal yap›s› henüz tam olarak ayd›nlat›lamam›flt›r.6
Bu madde genel olarak asitlerin ve enzimlerin yol açt›¤› bozulmalara karfl›
çok dirençlidir. Ayr›ca yüksek s›cakl›k ve bas›nçtan da etkilenmez. Görüldü-
¤ü gibi, bitkilerin devaml›l›¤› için varl›klar› zorunlu olan polenlerin korun-
malar› için çok detayl› tedbirler al›nm›flt›r; polenler adeta özel olarak amba-
lajlanm›fllard›r. Bu sayede polenler hangi metodla tafl›n›rlarsa tafl›ns›nlar,
ana gövdelerinden kilometrelerce uzakl›kta dahi canl›l›klar›n› sürdürebilir-
ler. Polenlerin çok dayan›kl› bir maddeyle kaplanm›fl olmalar›n›n yan› s›ra
say›ca çok olmalar› da o bitkinin ço¤almas›n› garanti alt›na alm›fl olur.
Polendeki bu detayl› yap›da da görüldü¤ü gibi Allah yaratt›¤› her fley-
de bize benzersiz sanat›n› gösterir ve bunlar›n üzerinde düflünmemizi ister.
Buna Kuran'daki pek çok ayette dikkat çekilmifltir:
Yeryüzünde birbirine yak›n komflu k›talar vard›r; üzüm ba¤lar›, ekinler,
çatall› ve çatals›z hurmal›klar da vard›r ki, bunlar ayn› su ile sulan›r;
ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) baz›s›n› baz›s›na üstün k›l›yo-
ruz. fiüphesiz, bunlarda akl›n› kullanan bir topluluk için gerçekten ayet-
ler vard›r. (Rad Suresi, 4)
Polenlerin, dölleyecekleri çiçeklere ulaflabilmeleri için genellikle iki
farkl› yol vard›r: Döllenme iflleminin ilk aflamas› olan tafl›nma ifllemi, polen-
lerin bir ar›n›n, bir kelebe¤in ya da herhangi bir böce¤in vücuduna yap›fl›p
kendilerini tafl›tt›rmalar› veya rüzgar›n ak›fl›na uygun olarak yol almalar›
fleklinde gerçekleflir.
22 HARUN YAHYA
D›fl görünüfl olarak hepsi birbirinden farkl› olan polenler, içle-
rinde bitkilerin de¤erli üreme hücrelerinin sakland›¤›, son dere-
ce sa¤lam, milimetrenin binde biri büyüklü¤ündeki kutulard›r.
Bitkiler her üreme
dönemlerinde havaya
milyonlarca polen b›-
rak›rlar. Polenlerin
say›ca bu kadar çok
olmas›n›n nedeni,
herhangi bir etki ile
oluflacak tehlikelere
karfl› bitkinin üreme-
sinin garanti alt›na
al›nmas›d›r.
Rüzgara Yelken Açan Polenler
Yeryüzündeki pek çok bitki, türünün devam›n› polenlerini rüzgar vas›-
tas›yla da¤›tarak sa¤lar. Birçok aç›k tohumlu bitki, çam a¤açlar›, palmiye ve
benzeri a¤açlar ve ayr›ca çiçek veren tüm tohumlu bitkiler ile çimensi otla-
r›n tamam› rüzgarlarla döllenir. Rüzgar, çiçek tozlar›n› bitkilerden al›p, ayn›
türden di¤er bitkilere tafl›yarak döllenmeyi gerçeklefltirir.
Rüzgarla döllenme iflleminde, halen bilimadamlar›n›n aç›klama getir-
mekte zorland›klar› pek çok nokta ve cevap bekleyen pek çok soru vard›r.
Örne¤in rüzgarla tafl›nan binlerce polen çeflidinden her biri, kendi türüne ait
olan bitkinin çiçe¤ini nas›l tan›maktad›r? Bitkiden f›rlat›lan polenler hiçbir
yere tak›lmadan nas›l olup da bu bitkinin diflilik organlar›na ulafl›rlar? Döl-
lenme ihtimali oldukça düflük olmas›na ra¤men nas›l olup da binlerce bitki,
üstelik de milyonlarca y›ld›r bu yolla döllenmektedir?
‹flte bu sorular›n cevab›n› verebilmek için yola ç›kan Cornell Üniversi-
tesi'nden Karl J. Niklas ve ekibi rüzgarla döllenen bitkileri incelemeye alm›fl-
lard›r. Bulduklar› sonuçlar son derece flafl›rt›c› olmufltur. Niklas ve ekibi rüz-
garla döllenen bitkilerin havadan bol miktarda polen yakalayabilmelerini
sa¤layan, aerodinamik çiçek yap›lar›n›n oldu¤unu keflfetmifllerdir.
25ADNAN OKTAR
‹htiflaml› bir
görüntüye sahip olan palmiye
a¤açlar› da rüzgarlar›
kullanarak döllenen
bitkilerdendir.
Bitkilerdeki bu aerodinamik yap› nedir? Nas›l bir etkisi vard›r? Bu so-
rular›n cevaplar›n› verebilmek için öncelikle "aerodinamik yap›" tan›m›n›n
aç›klanmas› gerekir. Havada hareket eden cisimlere hava ak›mlar›ndan kay-
naklanan baz› kuvvetler etki eder. Aerodinamik kuvvetler olarak adland›r›lan
bu kuvvetler sayesinde, hareket etmeyi baflarabilen cisimler de "aerodinamik
yap›ya sahip cisimler" olarak adland›r›l›rlar. Rüzgarla polenleflme sistemini
kullanan baz› bitkiler iflte bu aerodinamik yap›y› çok etkili bir biçimde kulla-
n›rlar. Bu konudaki en güzel örnek çam kozalaklar›n›n yap›s›nda görülür.
Aerodinamik Kozalaklar
Karl Niklas ve ekibinin rüzgarla polenleflmeyi incelemelerine sebep
olan sorulardan belki de en önemlisi, "nas›l olup da havada bu kadar çok çe-
flitte polen dolafl›rken, bir bitki çeflidinin polenleri baflka bir bitki türü tara-
f›ndan tutulmamakta ve sadece kendi türünden di¤er bitkilere ulaflt›r›lmak-
tad›r" sorusu olmufltur. ‹flte bu soru, bilimadamlar›n› rüzgarla döllenen bit-
kileri, özellikle de kozalaklar› incelemeye yöneltmifltir.
Oldukça uzun olan yaflam süreleri ve yüksek boylar›yla tan›nan koza-
lakl› a¤açlarda, kozalaklar erkek ve difli yap›lar› olufltururlar. Erkek ve difli
kozalaklar ayn› a¤açta oldu¤u gibi farkl› a¤açlarda da olabilirler. Kozalak-
larda, polenleri tafl›yan hava ak›m›n› kendilerine çekecek özel tasarlanm›fl
kanallar vard›r. Polenler, oluflan bu kanallar sayesinde üreme alanlar›na ko-
layl›kla gelirler.
Difli kozalaklar, erkek kozalaklara göre daha büyüktürler ve tek olarak
büyürler. Difli kozalaklar›n merkez eksenleri etraf›nda çok fazla miktarda
yaprak benzeri yap›lar olan "sporofil"ler vard›r. Bunlar, bal›k puluna benze-
yen kabuk fleklinde yap›lard›r. Sporofillerin iç yüzeylerinde iki adet ovül
(yumurtan›n oluflturuldu¤u k›s›m) bulunur. Kozalaklar polenleflmeye haz›r
oldu¤unda bu kabuklar iki yana aç›l›r. Böylece erkek kozalaktan gelen po-
lenlerin içeri girmesine olanak sa¤lanm›fl olur.
Bundan baflka polenlerin kolayl›kla kozala¤›n içine girmesini sa¤layan
26 HARUN YAHYA
Kozalakl› a¤açlar di¤er bitki türleri aras›nda
en ilginç üreme sistemine sahip olanlardan bir tanesidir.
Yan sayfadaki resimde bir kozala¤›n döllenme aflamalar› görülmektedir.
Difli kozalaklar
Erkek kozalaklar
Erkek
kozala¤›n
kesiti
Mayoz bölünme için haz›r
olan erkek üreme hücreleri
Mayoz bölünme için haz›r
olan difli üreme hücreleri
Erkek kozalaklar
Mayoz
Erkek üreme hücreleri
Difli üreme hücresi
Genç difli
kozalak
Difli
kozala¤›n
kesiti
Erkek polen
taneleri rüzgarla
difli kozala¤a
tafl›n›r.
Döllenme
Döllenme
Polen tüpü
Zigot
Embriyo
Embriyo
Tohumun
filizlenmesi Olgun difli
kozalak
Tohumun kesiti
Kozalakl› yeni
bitkinin geliflimi Difli gametofit
(besleyici doku)
Polen taneleri
(Erkek üreme hücrelerini
tafl›yan taneler)
Kozalakl› Bir Bitkinin Üreme fiemas›
Difli kozalakta
üreme
hücrelerinin
bulundu¤u bölüm
özel yard›mc› yap›lar da vard›r. Örne¤in difli kozalaklar›n pullar› yap›flkan
k›llarla döflenmifltir. Bu k›llar sayesinde polenler döllenme için kolayl›kla
içeri al›nabilmektedirler. Döllenmeden sonra difli kozalaklar, çekirdek ihtiva
eden odunsu ve derimsi yap›lara dönüflürler. Daha sonra çekirdekler de uy-
gun koflullarda geliflerek yeni bitkileri meydana getirirler. Ayr›ca difli koza-
laklar›n çok flafl›rt›c› bir özellikleri daha vard›r: Yumurtan›n olufltu¤u k›s›m
(ovül) kozala¤›n merkezine çok yak›nd›r. Bu da polenin bu bölüme ulaflma-
s› için bir zorluk gibi görünmektedir. Çünkü kozala¤›n iç k›s›mlar›na ulafla-
bilmek için, iç eksene aç›lan özel bir yoldan da geçilmesi gerekmektedir. Bu
ilk bak›flta kozalaklar›n döllenmesinde bir dezavantaj gibi görülmesine ra¤-
men, yap›lan incelemeler sonucunda böyle olmad›¤› anlafl›lm›flt›r..7
Kozalaklardaki bu özel döllenme sisteminin nas›l iflledi¤inin buluna-
bilmesi için bir model kozalak haz›rlanarak deney yap›lm›flt›r. Helyum
doldurularak yap›lm›fl baloncuklar hava ak›m›na b›rak›larak hareketleri
gözlenmifltir. Bu baloncuklar›n hava ak›m›n› rahatl›kla izleyerek, kozala¤›n
içindeki s›k›fl›k koridorlardan hiç zorlanmadan geçme özelli¤ine sahip ol-
duklar› anlafl›lm›flt›r.
Daha sonra bu maket deneyinde gözlemlenen baloncuklar›n hareketle-
28 HARUN YAHYA
Difli çam kozala¤›n›n etraf›nda yarat›lan hava
ak›m› tozlaflmada çok önemli rol oynar. Önce
rüzgar kozala¤›n merkezine sapt›r›l›r. a)Mer-
kezde eksen etraf›nda döndükten sonra pulla-
r›n yüzeyini f›rçalar b)Her pulun üzerinde ha-
va, yumurta aç›kl›¤›na yak›n yerden aniden
düzensiz bir flekilde dolanmaya bafllar ve po-
lenler bu bölgede birikir. (c) Rüzgar yönüne
paralel olarak kozalaklarda hava afla¤›ya ve
pullara do¤ru gönderilir.
Alttaki resimde ise difli kozala¤›n etraf›ndaki
i¤ne yapraklar görülmektedir.
rüzgar
ovül
pul
mikrofil
a) b)
c)
ri özel bir foto¤raflama tekni¤iyle görüntülenmifltir. Bir bilgisayar yard›m›y-
la görüntüler analiz edilerek rüzgar›n yönü ve h›z› da tespit edilmifltir.
Bilgisayardan elde edilen sonuçlara göre, kozalaklar›n rüzgar›n do¤ru-
sal hareketini üç flekilde de¤ifltirdi¤i anlafl›lm›flt›r. ‹lk olarak rüzgar›n yönü
dallar ve yapraklar vas›tas›yla merkeze do¤ru döndürülmüfltür. Daha sonra
bu bölgedeki rüzgar k›vr›larak yumurtan›n oluflturuldu¤u bölgeye do¤ru
sürüklenmifltir. ‹kinci harekette, kabukçuklar›n tümünü yalayan rüzgar san-
ki bir girdaptaym›fl gibi dönerek kozala¤›n iç eksenine do¤ru aç›lan bölgeye
yönelmifltir. Üçüncüsünde ise kozalak, ç›k›nt›lar› sayesinde çalkant›ya ne-
den olarak, rüzgar› afla¤›ya do¤ru döndürerek kabuklara yönlendirmifltir.
‹flte bu hareketler sayesinde havada uçuflan polenler ço¤unlukla hedef-
lerine ulaflmaktad›rlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hiç kuflkusuz
ki, birbirini tamamlayan üç aflaman›n olmas› ve bunlar›n mutlaka bir arada
olmas› gerekti¤idir. Kozalaklardaki yap›n›n mükemmelli¤i iflte bu noktada
ortaya ç›kmaktad›r.
Evrim teorisi tüm canl›larda oldu¤u gibi bitkilerde de aflamal› olarak,
zaman içinde bir geliflim oldu¤unu iddia eder. Bitkilerdeki kusursuz yap›la-
r›n sebebi evrimcilere göre tesadüflerdir. Bu iddian›n geçersizli¤ini görmek
için sadece kozalaklardaki üreme sisteminin sahip oldu¤u kusursuz yap›y›
incelemek yeterli olacakt›r.
Üreme sistemi olmadan bir canl›n›n neslini devam ettirmesi mümkün
de¤ildir. Bu kaç›n›lmaz gerçek elbette ki çam a¤ac› ve kozalaklar› için de ge-
çerlidir. Yani, kozalaklardaki üreme sisteminin çam a¤açlar›n›n ilk ortaya ç›-
k›fl› ile birlikte var olmas› zorunludur. Kozalaklardaki bu mükemmel yap›-
n›n var oluflunda ise kendili¤inden kademeli oluflma gibi bir süreç imkans›z-
d›r. Çünkü rüzgar› kozala¤a yönlendiren yap›n›n, daha sonra bu rüzgar› ka-
nala yönelten ayr› bir yap›n›n ve en sonunda da yumurtan›n oldu¤u bölüme
ulaflt›ran kanal›n her birinin eksiksizce ayn› anda ortaya ç›km›fl olmalar› ge-
rekmektedir. Bu üç yap›dan birinin eksikli¤i durumunda, bu üreme sistemi-
nin çal›flmas› mümkün de¤ildir. Kald› ki kozalaktaki yumurta hücresinin ve
onu dölleyecek olan sperm hücrelerinin kendiliklerinden tesadüfen olufla-
bilmelerinin imkans›zl›¤› da evrim teorisi aç›s›ndan apayr› bir ç›kmazd›r.
29ADNAN OKTAR
Tek bir parças›n›n dahi tesadüflerle var olmas› imkans›z olan böyle bir
sistemin tüm parçalar›n›n ayn› anda tesadüflerle ortaya ç›kmas›, imkans›z
kavram›n›n dahi ötesinde bir durumdur. Bu durum da evrim teorisinin tesa-
düfen oluflum iddialar›n› her yönüyle geçersiz k›lmaktad›r. Dolay›s›yla, flu
çok aç›k bir gerçektir ki, kozalaklar ilk ortaya ç›kt›klar› andan itibaren, eksik-
siz bir flekilde bu kusursuz sistemle birlikte Allah taraf›ndan yarat›lm›fllard›r.
Çam a¤açlar›n›n, polenlerin yakalanmas›n› h›zland›ran daha baflka
özellikleri de vard›r. Örne¤in yumurta hücrelerinin içinde bulundu¤u difli
kozalaklar genellikle dallar›n ucunda oluflur. Bu da polenlerin kayb›n› en
aza indirir. Bundan baflka çam kozala¤›n›n etraf›ndaki yapraklar, hava ak›-
m›n›n h›z›n› azaltarak kozalak üzerine daha fazla polen düflmesine yard›m
ederler. Kozalak etraf›ndaki yapraklar›n simetrik dizilifli de, herhangi bir
yönden gelen polenlerin kolayl›kla tutulmas›na yard›mc› olur.
Tüm polenlerde oldu¤u gibi çam polenlerinin de türlere göre farkl› bi-
çimleri, büyüklükleri ve yo¤unluklar› vard›r. Bu sayede her polen hava ak›-
m›ndan de¤iflik yönde etkilenmifl olur. Örne¤in, bir türün polenleri, baflka
bir türün kozala¤›n›n oluflturdu¤u hava ak›mlar›n› izleyemeyecek bir yo-
¤unlu¤a sahiptir. Bu sebeple kozala¤›n oluflturdu¤u ak›m›n d›fl›na ç›karak
topra¤a düflerler. Bütün kozalak çeflitleri kendi türlerinin polenlerine en uy-
gun hava ak›m›n› olufltururlar. Kozalaklar›n bu özelli¤i sadece polenleri tut-
maya yaramaz. Hava ak›m›n›n meydana getirdi¤i bu filtre özelli¤ini bitkiler
çok de¤iflik ifller için de kullan›rlar. Ör-
ne¤in bu yöntem sayesinde difli koza-
laklar, yumurta hücrelerine zarar vere-
bilecek mantar polenlerinin yönünü de
de¤ifltirebilirler.
Bitkiler taraf›ndan havaya rastgele
at›lan polenlerin kendi türdefllerine
ulaflabilmesi için al›nan önlemler sade-
ce bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Bitkinin po-
lenlerinin ihtiyaçtan çok daha fazla
30 HARUN YAHYA
Kozalaklar kendi türlerine
göre çeflitli yo¤unluklara ve
biçimlere sahip olurlar.
miktarda üretilmesi de, polenleflme ifllemini bir yere kadar güvence alt›na al-
m›fl olur. Çeflitli sebeplerle oluflabilecek polen kay›plar› bu sayede bitkiyi et-
kilemeyecektir. Örne¤in çam a¤açlar›ndaki her bir erkek kozalak y›lda 5 mil-
yondan fazla polen üretirken, tek bafl›na bir çam a¤ac› ise y›lda 12.5 milyar
civar›nda polen üretmektedir ki bu, di¤er canl›lar›n üreme hücreleriyle kar-
fl›laflt›r›ld›¤›nda son derece ola¤anüstü bir say›d›r.8
Bununla birlikte rüzgarla tafl›nan polenlerin önünde daha pek çok en-
gel vard›r. Bunlardan biri de yapraklard›r. Polenler havada uçuflmaya baflla-
d›klar› s›rada, yapraklara tak›l›p kalmalar›n› engellemek için baz› bitkilerde
(f›nd›k, gürgen, ceviz vs) çiçekler yapraklardan önce açarlar. Bu sebeple po-
lenleflme yapraklar›n henüz geliflmedikleri bir zamanda gerçekleflmifl olur.
Bu¤daygillerde ve çamgillerde ise polenleflmenin kolayl›kla gerçekleflebil-
mesi için çiçekler bitkinin uç k›s›mlar›nda bulunmaktad›r. Böylelikle yap-
raklar polenin hareketine bir engel teflkil etmemifl olurlar.
Al›nan bu önlemlerle polenler oldukça uzak mesafelere kadar gidebi-
lirler. Bu uzakl›k bitkinin türüne göre de¤iflir. Örne¤in üzerlerinde hava ke-
secikleri bulunan polenlerin katedebildikleri mesafe, di¤er türlere göre çok
daha fazla olabilir. 2 tane hava keseci¤i tafl›yan çam polenlerinin yüksek ha-
va ak›mlar› ile 300 km kadar uza¤a tafl›nabildi¤i belirlenmifltir.9 Bununla bir-
likte as›l önemli olan nokta, havada uçan binlerce çeflit polenin bazen kilo-
metrelerle ifade edilen bir uzakl›¤a, ayn› rüzgarlarla tafl›nmas› ve bir kar›fl›k-
l›k ç›kmamas›d›r.
31ADNAN OKTAR
Yandaki resim-
de görülen
Amerikan me-
lez çam›n›n ko-
zalaklar›nda da
döllenmenin
daha kolay ger-
çekleflmesi için
yapraklar, po-
lenlerin uçma-
s›n› engelleme-
yecek flekilde
yerlefltirilmifltir.
Polenler hedefe kilitleniyor
Rüzgar yoluyla döllenen bitkilerin bu hayret uyand›r›c› özelliklerini
daha iyi anlayabilmek için, flöyle bir örnekle k›yas yapabiliriz:
Roketlerin hedeflerine varabilmeleri için belirli bir rotay› izlemeleri gere-
kir. Bu yüzden de roketin her türlü tasar›m›, hedefe ulaflmas›n› sa¤layacak fle-
kilde titiz hesaplamalarla yap›lmal›d›r. Roketin özellikleri, motor kapasitesi,
uçufl h›z› gibi roket ile ilgili ve ya¤›fl, rüzgar, yo¤unluk gibi hava flartlar›yla il-
gili konular detayl› olarak programlanmal›d›r. Ayr›ca hedef bölgenin yap›s› ve
ortam flartlar› da en ince ayr›nt›s›na kadar bilinmelidir. Üstelik bu saptamala-
r›n hassas ölçümlerle yap›lmas› gereklidir. Aksi takdirde roket, rotas›n›n d›fl›-
na ç›kar ve hedefe ulaflamaz. Hedefe kilitlenen bir roketin görevini baflar›yla
tamamlayabilmesi için birçok mühendis çok detayl› düflünerek hareket etme-
lidir. Belli ki hedefe kilitlenmedeki baflar›, ekibin yo¤un çal›flmalar›n›n, ince
hesaplamalar›n ve kullan›lan üstün teknolojinin bir ürünü olacakt›r.
Kozalaklardaki kusursuz üreme sistemlerinde de, roketlerin hedefe ki-
litlenmelerine benzer biçimde, her fley çok ince planlam›fl, son derece hassas
ayarlamalar yap›lm›flt›r. Hava ak›m›n›n yönü, kozalaklar›n yo¤unluk farkla-
r›, yapraklar›n biçimi gibi pek çok detay, özel olarak tasarlanm›fl ve bitkile-
rin üreme plan› bu bilgilere göre kurulmufltur.
Bitkilerdeki bu detayl› yap›lar›n varl›¤›, akla yine bu mekanizmalar›n
nas›l olufltu¤u sorusunu getirecektir. Bu soruya yine bir soruyla cevap vere-
lim. Kozalaklardaki bu yap› tesadüflerin eseri olabilir mi?
Roketlerdeki sistem uzun y›llar süren çal›flmalar sonucunda, ak›l ve bil-
gi sahibi, bu konuda uzmanlaflm›fl mühendislerin yo¤un çal›flmalar›yla orta-
ya ç›km›flt›r. Bu konuda kimsenin bir flüphesi yoktur. Roketlerle hemen he-
men ayn› çal›flma sistemine sahip olan kozalaklardaki kompleks yap›lar da
ayn› flekilde özel olarak tasarlanm›flt›r. Bir roketin tesadüfen olufltu¤unu iddia
etmek, rasgele bir rota tutturdu¤unu söylemek ne derece mant›ks›z bir iddia
olacaksa, benzer flekilde hedefe kilitlenmifl olarak hareket eden polenlerin ola-
¤anüstü hareketlerinin ve kozalaklardaki detayl› yap›n›n da tesadüflerle orta-
ya ç›km›fl oldu¤unu söylemek ayn› derecede mant›ks›z bir iddia olacakt›r.
Ayn› flekilde polenlerin bu yolculukta ayr› yollar›n› bulabilecek yetene-
32 HARUN YAHYA
¤e ve bilgiye sahip olma ihtimalleri de elbetteki imkans›zd›r. Sonuç olarak
polen bir hücreler toplulu¤udur. Daha da derinine inersek fluursuz atomlar-
dan oluflan bir varl›kt›r. Polende böyle bir yetene¤i ortaya ç›karacak bir flu-
ur aramak mümkün de¤ildir. Kuflkusuz bir kozala¤›n böylesine detayl› bil-
gilerle dolu bir sistemi kullanarak döllenebilmesi ancak sonsuz bilgi ve kud-
ret sahibi olan Allah'›n mükemmel yaratmas› ile gerçekleflmektedir.
Çam a¤açlar›n›n döllenmesindeki baflka bir önemli nokta da, rüzgarla-
r›n kontrol alt›nda tutuluyor olmas›d›r. Rüzgarlar›n kendilerine verilen tafl›-
ma görevini kusursuz bir flekilde yerine getirmeleri de hiç kuflkusuz ki yine
alemlerin Rabbi olan Allah'›n, gökten yere her ifli evirip çevirmesi sayesinde-
dir. Allah bu durumu bir ayetinde flu flekilde bildirir:
Ve afl›lay›c›lar olarak rüzgarlar› gönderdik... (Hicr Suresi, 22)
Yeryüzündeki tüm bitki türleri istisnas›z olarak bu ifllemleri gerçeklefl-
tirmektedirler. Her bir tür kendi yapmas› gerekenleri, ilk ortaya ç›kt›¤› an-
dan itibaren bilmektedir. Rüzgar ak›m›n›n yard›m› ile gerçekleflen bu olay,
baflar›ya ulaflmas› oldukça zor ihtimallere dayanmas›na ra¤men milyonlar-
ca y›ld›r hiçbir aksama olmadan devam etmektedir. Görüldü¤ü gibi her fley
çok yerli yerinde ve mükemmel bir zamanlama ile gerçekleflmektedir. Çün-
kü bu mekanizmalar›n her biri, bir bütün olarak ve ayn› zaman dilimi için-
de bir arada ifllemek zorundad›r. Bir tanesinin eksikli¤i veya ifllememesi du-
rumunda bitkinin soyunun tükenmesi kaç›n›lmazd›r.
Ne bir parças›nda ne de bütününde kendilerinden kaynaklanan bir
ak›l, irade ya da bilinç bulunmayan bu sistemler, çok aç›kt›r ki hepsini her
an kontrolü alt›nda tutan, her fleyi en ince ayr›nt›s›yla planlayan, sonsuz bir
güç ve bilgi sahibi olan Allah'›n emri ve yaratmas› ile bu inan›lmaz olaylar-
da rol oynamaktad›rlar. Canl› cans›z her fleyin ve her olay›n meydana gelme-
si Allah'›n her an yaratmas› ile gerçekleflmektedir. Allah bu s›rr› bir ayetinde
insanlara flöyle bildirmektedir:
Allah, yedi gö¤ü ve yerden de onlar›n benzerini yaratt›. Emir, bunlar›n
aras›nda durmadan iner; sizin gerçekten Allah'›n her fleye güç yetirdi¤i-
ni ve gerçekten Allah'›n ilmiyle her fleyi kuflatt›¤›n› bilmeniz, ö¤renme-
niz için. (Talak Suresi, 12)
33ADNAN OKTAR
Konuyla ilgili flöyle bir örnek daha verebiliriz: Her ayr›nt›n›n düflünü-
lerek haz›rland›¤›, hatas›z çal›flan bir teknolojik alet, bir fabrika veya bir bi-
na gördü¤ümüzde bunlar›n planlay›c›lar›n›n oldu¤undan hiç kuflku duy-
may›z. Tüm bunlar›n bilinçli kifliler taraf›ndan yap›ld›¤›n› ve her aflamas›n-
da mutlaka bir denetim oldu¤unu da biliriz. Hiç kimse ç›k›p da bunlar›n
kendi kendilerine zamanla olufltuklar› gibi bir iddiada bulunmaz. Planlayan
kiflinin akl›n› ve sanat›n› yapt›¤› ifller oran›nda takdir ederiz, sayg› duyar›z,
ondan övgüyle bahsederiz.
‹flte yeryüzündeki tüm canl›lar da çok hassas dengelere ba¤l› olarak,
her detay› ince ince planlanm›fl sistemlerle birlikte yarat›lm›fllard›r. Bunu is-
tisnas›z bafl›m›z› çevirdi¤imiz her yerde görürüz. Bütün canl›lar bize kendi-
lerini yaratan Allah'› tan›t›rlar. Hiç kuflkusuz ki burada övülmeye lay›k olan,
tüm canl›lar› sahip olduklar› yeteneklerle yaratan Allah't›r. Yeryüzündeki
her fley gibi tüm bitkiler de Allah'›n özel olarak yaratt›¤› sistemler sayesinde
varl›klar›n› sürdürmektedirler, yani O'nun kontrolündedirler:
Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. fiüphesiz Allah, hiçbir fleye ih-
tiyac› olmayan (Gani)d›r, övülmeye lay›k oland›r. (Hac Suresi, 64)
Gayb›n anahtarlar› O'nun Kat›ndad›r, O'ndan baflka hiç kimse gayb› bil-
mez. Karada ve denizde olanlar›n tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yap-
rak dahi düflmez; yerin karanl›klar›ndaki bir tane, yafl ve kuru d›flta olma-
mak üzere hepsi (ve her fley) apaç›k bir kitaptad›r. (Enam Suresi, 59)
Polen Tafl›y›c›lar› ‹fl Bafl›nda
Baz› bitki türlerinin, polenlerini böcekler, kufllar, ar›lar ve kelebekler gi-
bi hayvanlara tafl›tarak ürediklerinden bahsetmifltik.
Polenlerini hayvanlara da¤›tt›ran bitkilerle bu da¤›t›mda görev alan
hayvanlar›n aralar›ndaki iliflkiler gözlemcileri hayrete düflürmektedir. Çün-
kü bu canl›lar karfl›l›kl› bir al›fl-verifli gerçeklefltirmek için, birbirlerini etkile-
yecek ve cezbedecek yöntemleri ustaca kullan›rlar. Önceleri, genel bir kana-
at olarak bitkilerin hayvanlarla olan iliflkilerde fazla rollerinin olmad›¤› zan-
nedilirdi. Oysa araflt›rmalar bu kanaatin tam tersi bir sonucu ortaya koydu:
Bitkiler hayvanlardaki tav›r ve davran›fllar› do¤rudan etkilemektedirler.
34 HARUN YAHYA
Örne¤in bitkilerdeki renk sinyalleri kufllara ve di¤er hayvanlara hangi
meyvelerin olgunlafl›p yay›lmaya haz›r oldu¤unu haber verir. Çiçeklerin
rengi ile ba¤lant›l› olan nektar miktarlar› da, dölleyicinin çiçek üzerinde da-
ha uzun kalmas›n› sa¤layarak döllenme ihtimalini art›r›r. Özel çiçek kokula-
r› da do¤ru dölleyicileri tam gerekli zamanda çeker. Bitkiler hayvanlar› etki-
lemede çok aktif bir rol oynarlar. Kulland›klar› özel stratejilerle polenlerini
tafl›yacak hayvanlar› mükemmel bir flekilde yönlendirirler.10
Bunlardan baflka bitkiler amaçlar›na ulaflabilmek için kimi zaman da
35ADNAN OKTAR
Resimlerde görü-
len de¤iflik türlere
ait böcekler bitki-
ler için birer po-
len tafl›y›c›s› gibi
görev yaparlar.
Allah böceklerle
çiçekleri birbirle-
riyle tam bir uyum
içinde yaratm›flt›r.
Örne¤in soldaki
resimde görülen
ar›n›n baca¤›nda
polen tafl›mas›
için yarat›lm›fl
olan, özel tüyler-
den oluflan bir se-
pet görülmektedir.
yan›lt›c› yöntemler kullan›rlar. Tozlaflmay› sa¤layacak olan hayvan genellik-
le bitkinin kurmufl oldu¤u tuza¤a düfler ve böylelikle bitki hedefine ulafl›r.
Bitkilerin Kulland›klar› Yöntemler:
Renk, fiekil ve Koku ‹letiflimi
Polen tafl›y›c›s› hayvanlar için renkler, çiçeklerin ne kadar uzakta oldu¤u-
nu belli etmekle beraber, çiçekte nektar olup olmad›¤›n› da haber verirler. Döl-
leyici böcekler yak›nlara geldi¤inde çiçekte koku ve flekil gibi uyar›c› sinyaller
belirir ve böce¤e nektar bölgesine kadar yol gösterir. Çiçeklerdeki renk çeflitli-
li¤i dölleyiciyi, nektar›n oldu¤u merkeze yöneltir ve döllenmeyi sa¤lar.11
Bitkiler de sahip olduklar› bu renklerin rehberli¤inden haberdard›rlar.
Hatta bu özelli¤i son derece fluurlu bir flekilde kullanarak hayvanlar› alda-
t›rlar. Baz› bitkiler, böcekleri kendilerine çekebilecek nektarlar› olmad›¤› hal-
de nektar tafl›yan çiçeklerin renk özelliklerine sahiptirler. Akdeniz ikliminde
bulunan ormanl›k bölgelerde bir arada yaflayan Mor Çan çiçekleri ile bir or-
kide türü olan K›rm›z› Sefalanda bitkisi bu konuya güzel bir örnek olufltu-
rur. Mor Çan çiçekleri ar›lar için cezbedici bir nektar salg›larken, K›rm›z› Se-
falanda bu ifllemi yapacak özelliklere sahip de¤ildir. Her bak›mdan birbirin-
den farkl› olan bu iki bitkinin döllenmesini sa¤layanlar ise yöresel ad› "yap-
rak kesen" olan yaban ar›lar›d›r. Yaprak kesen ar›lar, Çan çiçe¤inin döllen-
mesini sa¤larken K›rm›z› Sefalanday› da dölleme ihtiyac› duyarlar. Nektar›
olmad›¤› halde bir bitkiyi dölleyen ar›lar bilimadamlar›n›n ilgisini çekmifl ve
bunun nedenini araflt›rm›fllard›r.12
Bu sorunun yan›t› "spektrofotometre" olarak adland›r›lan bir alet ile ya-
p›lan araflt›rmalar sonucunda ortaya ç›km›flt›r. Buna göre çiçeklerin saçt›¤›
›fl›nlar›n dalga boylar›n›, yaprak kesen ar›lar›n seçemedi¤i anlafl›lm›flt›r. Ya-
ni insanlar Mor Çan çiçe¤i ile K›rm›z› Sefalanda'n›n saçt›¤› ›fl›nlar›n dalga
boylar›n› ay›rt edip, çiçekleri ayr› renklerde görebildikleri halde, yaban ar›-
lar› bunu fark edemezler. Renk, polen yay›c›lar için önemli bir faktör oldu-
¤undan nektar salg›layan Çan çiçe¤ine giden ar›, onun yan›nda bulunan ve
ayn› renkte gördü¤ü ancak nektar› olmayan K›rm›z› Sefalanda orkidesini de
ziyaret ederek döllenmeyi sa¤lar. Görüldü¤ü gibi bu orkide, Çan çiçe¤i ile
olan "gizli benzerli¤i" sayesinde neslini devam ettirebilmektedir.
36 HARUN YAHYA
Baz› bitki türleriyse çiçeklerinin rengini
de¤ifltirerek polen durumlar› hakk›nda bö-
cekleri adeta haberdar ederler. Bu konuyla
ilgili flöyle bir örnek verebiliriz:
Do¤a bilimci Fritz Müller bir mektubun-
da Brezilya ormanlar›nda yetiflen Lantana ad-
l› bir bitkiden bahsediyordu:
Üç gündür renk de¤ifltiren bir Lantana çi-
çe¤i var burada. ‹lk gün sar›yd›, ikinci gün
turuncu ve üçüncü gün mor. Çeflitli kele-
bekler bu çiçe¤i ziyaret etti. Görebildi¤im
kadar›yla mor çiçeklere hiç dokunulmad›.
Baz› böcekler hortumlar›n› hem sar› hem
de turuncu çiçeklere soktular, di¤erleri bi-
rinci gün sar›ya. Ben bunun ilginç bir du-
rum oldu¤unu düflünüyorum. E¤er çiçek-
teki nektar ilk günün sonunda azal›rsa çi-
çek çok daha az fark edilir duruma gelir; e¤er rengi de¤iflmezse kelebekler
hortumlar›n› daha önce döllenmifl olan çiçeklere sokarak vakit kaybede-
ceklerdi.13
Müller'in de gözlemledi¤i gibi çiçe¤in renginin de¤iflmesi hem bitkinin
37ADNAN OKTAR
Lantana çiçe¤i gibi baz› çiçekler, renk-
lerini de¤ifltirerek, böceklere nektar
durumlar› hakk›nda bilgi verebilirler.
hem de dölleyicinin yarar›nad›r. Çiçeklerinin rengi de¤iflen bitkiler, çiçekle-
ri genç oldu¤unda dölleyicilere bol miktarda nektar ikram ederler. Çiçekler
yaflland›kça yaln›zca renklerini de¤ifltirmekle kalmaz, ayr›ca daha az nektar
bar›nd›r›rlar. Böylece dölleyiciler nektar› olmayan veya az miktarda nektar›
olan, bu yüzden de rengi de¤iflen meyvesiz bitkilere gitmeyerek enerji tasar-
rufu sa¤lam›fl olurlar.
Bitki taraf›ndan bir böce¤i veya kuflu cezbetmek amac› ile kullan›lan
yöntemlerden bir di¤eri de çiçeklerin yayd›klar› kokulard›r. Bizim sadece
hoflumuza giden çiçek kokular›, asl›nda böcekleri cezbetmek için salg›lan›r.
Çiçe¤in yayd›¤› koku da etraftaki böcekler için yol gösterici rehber özelli-
¤ine sahiptir. Kokuyu alan böcek, bu kokunun kayna¤›nda kendisi için lez-
zetli bir nektar›n birikmifl oldu¤unu fark eder. Karfl›l›kl› gerçekleflen bu ha-
berleflme ile böcek, duydu¤u kokunun kayna¤›na do¤ru yol al›r. Böcek çi-
çe¤e ulaflt›¤›nda nektar› almak için u¤raflacak ve polenler üzerine yap›fla-
cakt›r. Ayn› böcek, u¤rad›¤› baflka bir çiçe¤e daha önce yap›flan polenleri
b›rakacak ve bu sayede bitkinin döllenmesi gerçekleflmifl olacakt›r. Böce-
¤in, yapt›¤› bu önemli iflten haberi bile yoktur. O yaln›zca kokusunu ald›-
¤› nektara ulaflmak amac›ndad›r.
38 HARUN YAHYA
Nilüferler suyun üstünde açan çiçeklerinde bu-
lunan polenlerini tafl›tmak için beyaz renge du-
yarl› olan k›nkanatl›lar› kullan›rlar. Nilüferlerin
döllenmesinde ilginç olan yön bu beyaz rengin döllendikten hemen sonra pem-
beye dönüflmesidir. Çiçe¤in renginin de¤iflmesi k›nkanatl›lar için, çiçe¤in bafl-
ka bir böcek taraf›ndan döllendi¤i ve poleninin bitti¤i anlam›na gelmektedir.
Bitkilerin Yan›lt›c› Yöntemleri
Baz› bitkilerin yan›lt›c› yöntemler kulland›klar›ndan bahsetmifltik. Bu
bitki türleri böcekleri cezbedecek nektara sahip de¤ildirler. Bu tür bitkiler
böceklere olan benzerliklerden faydalanarak döllenirler. Bir orkide türü
(mirror orchid) ar›lar› etkileyebilmek için difli bir ar›n›n flekline ve rengine
sahiptir. Hatta bu orkide türü erkek ar›lar› daha kolay cezbedebilmek için
uygun bir kimyasal uyar› yay›p, etkileyici bir feromon (özel bir salg›) bile
üretebilmektedir.
K›br›s Ar› Orkidesi (Cyprus bee orchid) de döllenme iflleminin gerçeklefl-
mesi için ar› taklidi yapan çiçeklerden baflka bir tanesidir. Bu yöntemi kulla-
nan orkidelerin say›s› oldukça fazlad›r ve izledikleri yöntemler de birbirle-
rinden farkl›d›r. Kimisi bafl› yukar› kalk›k difli bir ar›n›n taklidini yaparken,
kimisinin de bafl› afla¤› do¤ru e¤iktir. Örne¤in Sar› Ar› Orkidesi ikinci yön-
temi kullan›r. Bunun nedeni döllenme flekillerindeki farkl›l›klard›r.14
39ADNAN OKTAR
Yukar›daki resimlerde solda K›br›s Ar› Orkidesi, sa¤da ise bu orkideyi difli ar› zannetti¤i için dölle-
meye çal›flan erkek ar› görülmektedir. Erkek ar›, orkideyi döllemek için bir süre u¤rafl›r. Bu s›rada ar›-
n›n bafl›na, orkidenin üreme organ›ndaki polenler yap›fl›r. Ar› daha sonra gidece¤i ayn› flekle sahip
orkidelere bu polenleri bulaflt›r›r. Orkidelerle ar›lar aras›nda evrimle hiçbir flekilde aç›klanamayacak,
her detay› çok ayr›nt›l› bir flekilde planlanm›fl bir uyum vard›r. Bu uyum bize yeryüzündeki tüm
varl›klar gibi orkideleri ve ar›lar› da Allah'›n yaratt›¤›n› gösterir.
Difli ar› taklidi yapan bir di¤er orkide türü de Korsan Ar› Orkidesi'dir.
Bu orkideler difli ar›lar›n d›fl görünüfllerini o kadar mükemmel taklit ederler
ki sadece erkek ar›lar bu orkidelerle ilgilenir. Difli ar›lar bu orkidelerle hiç il-
gilenmezler. Orkide familyas›n›n baz› üyeleri ise ar›lara verecek nektarlar›
olmasa da ar›lar› kendilerine çekmeyi baflar›rlar. Yine difli ar› taklidi yap›p
çekici bir koku salg›layarak erkek yaban ar›s›n›n çiçe¤in alt bölümünde yer
alan k›sm›na konmas›n› sa¤larlar. Çiçe¤e konan yaban ar›s› çiftleflmeye çal›-
fl›r ve sonuçta da çiçe¤in üzerindeki polenleri vücuduna bulaflt›r›r. Bu kan-
d›rmaca sonucunda da vücuduna yap›flan polenleri ayn› amaçla kondu¤u
bir baflka orkide çiçe¤ine tafl›r.15
40 HARUN YAHYA
Resimlerde sadece birkaç
tane örne¤i görülen ar› tak-
lidi yapan orkideler, gerçek-
te say› olarak çok fazlad›r-
lar. ‹lginç olan bu çiçeklerin
her birinin kendisini baflka
bir cins ar›ya benzetmesi-
dir. Böyle kusursuz bir ben-
zerli¤in tesadüfen gerçek-
leflti¤ini iddia etmek elbette
ki son derece gülünç ola-
cakt›r. Orkideler bu özellik-
lere sahip olarak Allah tara-
f›ndan yarat›lm›fllard›r.
Hayvanlar›n diflilik özelli¤ini taklit eden bir baflka bitki de Çekiç Orki-
desidir. Güney Avustralya'da yetiflen bu orkidenin üreme mekanizmas› hay-
ret uyand›racak kadar ilginçtir. Kalp fleklinde tek bir yapra¤a sahip olan Çe-
kiç Orkideleri t›pat›p yaban ar›s› diflisine benzerlik gösterirler. Bu yaban ar›-
lar›n›n sadece erkekleri uçarken, diflileri kanats›z olup zamanlar›n›n büyük
bir k›sm›n› topra¤›n alt›nda geçirirler. Difli yaban ar›lar› çiftleflme zaman›
geldi¤i zaman, erkek ar›lar›n onlara kolay ulaflmas› için topra¤›n alt›ndan ç›-
karak Çekiç Orkidesine t›rman›rlar. Orkideye ç›kt›klar›nda çiftleflmek için
bir koku salg›larlar ve erkek ar›n›n gelmesini beklerler.
Erkek yaban ar›lar›n›n özelli¤iyse orkidelere difli ar›lardan iki hafta ön-
ce zaten gelmifl olmalar›d›r. Bu son derece ilginç bir durumdur. Çünkü orta-
da difli yaban ar›lar› yoktur ama difli yaban ar›lar›na t›pat›p benzeyen ve döl-
lenmeyi bekleyen orkideler vard›r. Ve erkek yaban ar›lar› orkideye geldikle-
rinde, difli ar›lar›n yayd›¤› kokunun benzeri ile karfl›lafl›rlar. Çünkü orkide,
difli ar›lar›n kokusuna benzer bir koku yaymaktad›r. Bu kokunun da etkisi
ile birlikte erkek ar›lar orkidenin yapra¤›na konarlar. Orkide, yapra¤›n›n bir
bölümünü hareket ettirerek ar›n›n kendi üreme organ›na düflmesini sa¤lar.
Ar› çiçekten kurtulmaya çal›fl›rken bu s›rada polen yüklü iki kesecik kafas›-
n›n arkas›na ve s›rt›na yap›fl›r. Böylece ar› baflka orkidelere gitti¤inde, s›rt›-
na yap›flan polenler di¤er orkidelerin döllenmesini sa¤lar.16 Görüldü¤ü gibi
Çekiç Orkidesi ve ar› aras›nda son derece uyumlu bir iliflki söz konusudur.
Bu uyum bitkilerin üreyebilmesi için son derece önemlidir. Çünkü baflar›l›
bir polenleflmenin sa¤lanamamas›, yani böcekten gelen polenlerin ayn› tür-
de bitkiye iletilmemesi durumunda döllenme gerçekleflmeyecektir.
Çekiç Orkidesi ve yaban ar›lar› aras›ndaki bu uyumun do¤ada pek çok
örne¤i vard›r. Çiçeklerin yap›lar›ndaki farkl›l›klar bazen bu uyumlu iliflkinin
sebebi olabilmektedir. Örne¤in baz› çiçeklerin içine girebilmek baz› böcekler
için son derece kolayd›r, çünkü çiçe¤in polenlerinin bulundu¤u k›s›m aç›k-
t›r, bu bölümden böcekler ve ar›lar kolayl›kla girip polenlere ulaflabilirler.
Baz› bitkilerde ise sadece belirli hayvanlar›n girebilece¤i büyüklükte bir nek-
tar girifli vard›r. Mesela ar›lar baz› durumlarda çiçekteki nektara ulaflmak
için bu aral›klardan kendilerini içeri do¤ru iterler. Oysa ar›lar›n kolayl›kla
41ADNAN OKTAR
yapt›klar› bu ifllemi yapmak baflka canl›lar için çok zor, hatta imkans›zd›r.
Normal çiçeklerden daha uzun çiçek tac› tüplerine sahip olan bitkiler-
deyse a¤›z yap›lar› sebebiyle ar›lar ve baz› böcekler bu bitkileri dölleyemez-
ler. Sadece gece kelebekleri ve güveler gibi uzun dilleri olan böcekler, uzun
çiçek tac› tüplerine sahip olan bu çiçekleri dölleyebilirler.17
Bütün örneklerde de görüldü¤ü gibi baz› çiçeklerin yap›lar›na t›pat›p
uygun bir vücut yap›s›na sahip olan böceklerle bu çiçekler aras›nda son de-
rece kusursuz bir uyum vard›r.
Bir kilit ve anahtar iliflkisi fleklinde olan bu uyumun evrimcilerin iddia
ettikleri gibi tesadüflerle elde edilmesi imkans›zd›r. Kald› ki bu uyumun te-
sadüflerle meydana gelmesini beklemek yine evrimcilerin savundu¤u do¤al
seleksiyon mant›¤›yla çeliflir. Çünkü evrimcilerin do¤al seleksiyon iddialar›-
na göre, çevreye adapte olamayan bir canl› ya kendisinde yeni mekanizma-
lar oluflturmal› ya da yavafl yavafl yok olmal›d›r. Bu durumda do¤al seleksi-
42 HARUN YAHYA
Üstteki resimlerde difli yaban ar›s› zannet-
ti¤i için bir çiçekle çiftleflmeye çal›flan er-
kek bir yaban ar›s› görülmektedir. Yanda
görülen Çekiç Orkideleri ise difli ar›lar›n
sadece rengini, fleklini ve tüylerle kapl› alt
k›s›mlar›n› taklit etmekle kalmazlar, difli
ar›lar›n salg›lad›klar› kokunun da ayn›s›n›
taklit edebilirler.
yon mekanizmas›na göre bu bitkiler özel çiçek yap›lar› nedeniyle tafl›y›c› bö-
cekler taraf›ndan döllenemeyecekleri için yok olacaklard›r veya çiçeklerinin
fleklini de¤ifltirmek zorunda kalacaklard›r. Yine ayn› flekilde a¤›z yap›lar› se-
bebiyle sadece bu çiçekleri dölleyebilen böcekler de, ya besin bulamad›kla-
r› için yok olacaklard› ya da besin toplamakta kulland›klar› organlar›n›n
yap›s›n› de¤ifltireceklerdi.
Oysa uzun çiçek tac› olan bitkilere ya da di¤er bitkilere bakt›¤›m›zda
herhangi bir adaptasyonun, yani de¤iflikli¤in ya da baflka bir ek mekanizma-
n›n oluflmad›¤›n› görürüz. Ayn› flekilde kelebekler ve güveler gibi canl›larda
herhangi bir adaptasyon görülmemektedir.
Bu çiçekler de, onlar› dölleyen tafl›y›c›lar da çok uzun y›llardan bu ya-
na yaflamlar›n› ayn› uyum içerisinde sürdürmektedirler.
Buraya kadar anlat›lanlar, birkaç ayr› türdeki bitkinin nesillerini sürdü-
rebilmeleri için baflvurduklar› yöntemlerin k›sa birer özeti idi. Herhangi bir
biyoloji kitab›nda tüm detaylar›n› bulaca¤›n›z bitkilerin tozlaflmas› ifllemi-
nin sebepleri hakk›nda ayn› kaynaklar doyurucu bir aç›klama getiremezler.
Çünkü yap›lan her ifllemde, bitkiye mal edemeyece¤imiz düflünme, aklet-
me, karar verme, hesap etme gibi özellikler ön plandad›r. Oysa bir bitkinin
bu fiilleri gerçeklefltirecek bir fluurunun olmad›¤›n› hepimiz biliriz. E¤er bit-
kinin tüm bu ifllemleri kendi iradesiyle yapt›¤›n› söylersek bak›n nas›l bir se-
naryo ç›kar karfl›m›za:
Bitki, aerodinamik yap›s›n›n rüzgar ile tozlaflmaya uygun oldu¤unu
"hesap eder" ve ondan sonra gelen her nesil ayn› yöntemi kullan›r. Di¤erle-
ri ise rüzgardan yeterince faydalanamayacaklar›n› "anlar" ve bu nedenle toz-
laflma için böcekleri kullan›rlar. Ço¤alabilmek için böcekleri kendilerine çek-
meleri gerekti¤ini "bilir", bunu sa¤lamak için çeflitli yöntemler denerler. Ön-
celikle böceklerin nelerden hoflland›¤›n› tespit ederler. Bu tespiti yapabilme-
leri için böcekleri gözlemlemeleri, çeflitli araflt›rmalar yapmalar› gerekmek-
tedir. Hangi nektar›n ve kokunun hangi böcek üzerinde etkili oldu¤unu bul-
duktan sonra çeflitli kimyasal ifllemler yaparak kokular üretirler ve bunu
tam gerekti¤i zaman› belirleyerek salg›larlar. Nektar› böcekler için cazip k›-
lan tad›n, içindeki maddelerin miktar›n› tesbit eder ve bunu da kendileri
43ADNAN OKTAR
üretirler. Nektar ve koku böcekleri kendilerine çekmede yeterli olmuyorsa
düflünüp baflka bir yöntem denemeye karar verir ve böyle durumlarda "al-
dat›c› taklitler" yaparlar. Dahas› kendi türlerinden baflka bir bitkiye ulaflacak
olan polenlerin boyutlar›n› ve gidece¤i mesafeyi "hesap eder" ve buna göre
en uygun flekilde ve en uygun zamanda polenlerini üretirler. Polenlerin ye-
rine ulaflmas›n› engelleyebilecek ihtimalleri "düflünür" ve bunlara karfl› "ön-
lemler al›rlar."
44 HARUN YAHYA
Avize a¤ac› bitkisinin üzerinde büyük yaprak-
lardan oluflan bir rozet flekli, bunun da merke-
zinde krem renkli çiçekleri tafl›yan bir sap bu-
lunur. Avize a¤ac›n›n özelli¤i polenlerinin e¤im-
li bir bölgede bulunmas›d›r. Bu yüzden bitkinin
erkek üreme organlar›nda bulunan çiçek tozu-
nu ancak e¤imli bir a¤›z yap›s›na sahip olan bu
güve toplayabilir. Güve çiçek tozlar›n› birbirine
bast›r›p top flekline sokar ve bunu baflka bir
avize a¤ac› çiçe¤ine götürür. Önce çiçe¤in di-
bine iner ve kendi yumurtalar›n› b›rak›r. Sonra
tepeci¤e ç›kar ve çiçek tozu topunu buraya vu-
rarak polenlerin dökülmesini sa¤lar. Bir süre
sonra yumurtalardan güve t›rt›llar› ç›kar ve bu
polenlerle beslenirler. E¤er güveler olmasa avi-
ze a¤açlar› kendi kendilerini dölleyemezler.19
Baz› çiçekler gece açarlar bu yüz-
den de gece yaflayan canl›lar tara-
f›ndan döllenirler. Gece çiçeklerini
dölleyen hayvanlardan bir tanesi de
çiçeklerdeki nektar ile beslenen ya-
rasalard›r. Yarasalar taraf›ndan döl-
lenen ve beyaz, yeflilimsi ve mor
renklere sahip olan bu gece çiçekle-
ri öyle güçlü bir kokuya sahiptirler
ki, karanl›kta uçan kör yarasalar bu
sayede onlar› kolayl›kla bulabilirler.
Bu çiçekler ayr›ca çok bol miktarda
nektar da üretirler. Görüldü¤ü gibi
her iki canl› da kusursuz bir uyum
içindedir. Bu uyumu yaratan, hiç
kuflkusuz ki Rahman ve Rahim olan
Allah't›r.18
Baz› çiçeklerde nektar çiçe¤in derinlik-
lerinde bulunur. Bu da böceklerin ve
kufllar›n nektar toplamalar›n›, yani çiçe-
¤in döllenmesini zorlaflt›racak bir deza-
vantaj gibi görünür. Oysa çiçeler için
böyle bir fley söz konusu bile de¤ildir.
Çünkü Allah, nektar› derinlerde bulunan
çiçeklerin özelliklerine t›pat›p uygun ya-
p›lara sahip canl›lar yaratarak bu bitki-
lerin de döllenmesini sa¤lam›flt›r.
Elbette böyle bir senaryonun gerçekleflmesi mümkün de¤ildir, hatta bu
senaryo tamamen mant›k kurallar›na ayk›r›d›r. Bütün bunlar s›radan bir bit-
ki taraf›ndan gerçeklefltirilemez. Çünkü bir bitki akledemez, zaman ayar›
yapamaz, ebat ve flekil tesbit edemez, rüzgar›n h›z›n› ve yönünü hesaplaya-
maz, döllenebilmek için ne tip yöntemlere ihtiyac› oldu¤unu kendisi belirle-
yemez, hiç tan›mad›¤› bir hayvan› cezbetmesi gerekti¤ini düflünemez, üste-
lik bunu sa¤lamak için nas›l yöntemler kullanaca¤›na karar veremez.
Bu detaylar ne kadar ço¤alt›l›rsa ço¤alt›ls›n, hangi yönden yaklafl›l›rsa
yaklafl›ls›n, ne gibi mant›klar kurulursa kurulsun bitkilerle hayvanlar ara-
s›ndaki bu iliflkide bir ola¤anüstülük oldu¤u sonucu de¤iflmeyecektir.
Çünkü bu canl›lar birbirleri ile uyumlu yarat›lm›fllard›r. Bu kusursuz
uyum bize hem çiçekleri hem de böcekleri yaratan gücün her iki canl›y› da
çok iyi tan›d›¤›n›, onlar›n her türlü ihtiyac›ndan haberdar oldu¤unu ve on-
lar› birbirlerine uygun yaratt›¤›n› gösterir. Her iki canl› da kendilerini çok iyi
tan›yan, bilen alemlerin Rabbi olan, her fleyden haberdar olan Allah'›n eseri-
dirler. Onlar Allah'›n büyüklü¤ünü, Yüce kudretini, kusursuz sanat›n› in-
sanlara gösterip tan›tmakla görevlidirler.
Bitkinin ne kendi varl›¤›ndan, ne de gerçeklefltirdi¤i bu mucizevi ifllem-
lerden haberi vard›r. Çünkü o, sahip oldu¤u her özelli¤i planlayan, kainat-
taki her fley gibi kendisini de yaratm›fl olan ve her an yaratmaya devam eden
Allah'›n kontrolündedir, ki bu gerçe¤i de Kuran'da Allah bizlere bildirmek-
tedir:
Bitki ve a¤aç (O'na) secde etmektedirler. (Rahman Suresi, 6)
Deniz Alt› Bitkilerinde Polenleflme Yöntemi ile Üreme
Polenle üreme yöntemi, bilinenin aksine, sadece kara bitkilerine özgü bir
yöntem de¤ildir. Deniz bitkilerinde de bu yöntemle üreyen türler vard›r. ‹lk
olarak 1787 y›l›nda ‹talyan botanikçi Filippo Cavollini, aç›k denizde yaflayan
ve polenleflme yöntemi ile üreyen "Zostera" isimli bitkiyi keflfetmifltir.20
Polenleflme yönteminin sadece kara bitkilerine özgü oldu¤unun zanne-
dilmesinin nedeni; su ile temas eden kara bitkilerinin polenlerinin, yar›larak
ifle yaramaz hale gelmeleriydi.
46 HARUN YAHYA
Suda polenleflme yöntemiyle üreyen bitkiler üzerinde yap›lan incele-
meler, bu konunun evrim teorisinin içinden ç›kamad›¤› problemlerden bir
yenisi oldu¤unu göstermifltir.
Polenleri suyla tafl›nan bitkilere 11 farkl› familyada 31 cins olarak Ku-
zey ‹sveç'ten, Güney Arjantin'e, deniz seviyesinin 40 m alt›ndan, 4800 m
yüksekte And Da¤lar›ndaki Titicaca Gölü'ne kadar pek çok farkl› yerde rast-
lan›l›r. Ekolojik yönden bak›lacak olursa tropik ya¤mur ormanlar›ndan, çöl-
lerdeki mevsimlik göllere kadar çok farkl› flartlarda yaflayanlar› vard›r.21
Evrimcilerin bu konudaki problemleri, evrim teorisinin kendi tezle-
rinden kaynaklan›r. Çünkü teoriye göre polenleflme, bitkilerin karada ya-
flamaya bafllamas›ndan sonra kulland›klar› "geliflmifl" bir üreme biçimidir.
Oysa, bu yöntemi kullanan su bitkilerinin varl›¤› ortadad›r. Bu nedenle
evrimciler bu bitkileri, "yeniden suya dönen çiçekli bitkiler" olarak adlan-
d›rm›fllard›r. Ne var ki evrimciler bu bitkilerin ne suya dönüfl zamanlar›,
ne suya dönüfllerini gerektiren
nedenler, ne de suya dönüfllerinin
flekli ve ara formlar› hakk›nda
mant›kl› ve bilimsel bir aç›klama
yapamam›fllard›r.
Evrimcilerin di¤er bir problemi ise
suyun baz› özelliklerinden kay-
naklan›r. Daha önce de belirtti¤i-
miz gibi su, polenin yay›lmas› için
hiç de etkin bir ortam de¤ildir ve
genellikle polen tanelerinin yar›l-
mas›na yol açar. Ayr›ca, suyun ha-
reketini tahmin etmek de zordur.
Suda oldukça düzensiz ak›nt›lar
olabilir, gel-git olmas› bitkileri ani-
den bat›rabilir ya da suyun üstün-
de oldukça uzaklara götürebilir.
Tüm bunlara karfl›n suda yetiflen
bitkiler, polenleflme tafl›y›c›s› ola-
47ADNAN OKTAR
O, gökleri dayanak
olmaks›z›n yaratm›flt›r,
bunu görmektesiniz. Arzda
da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r
diye sars›lmaz da¤lar
b›rakt› ve orada her
canl›dan türetip yay›verdi.
Biz gökten su indirdik,
böylelikle orada her güzel
olan çiftten bir bitki
bitirdik.
(Lokman Suresi, 10)
rak suyu büyük bir baflar› ile kullan›rlar. Çünkü bu bitkiler suda bu ifllemle-
ri rahatl›kla baflaracaklar› flekilde yarat›lm›fllard›r. ‹flte bu bitkilerden birkaç
örnek:
Vallisneria
Erkek Vallisneria'n›n çiçekleri, bitkinin su içinde kalan bölümünde olu-
flur. Bunlar daha sonra difli özellikli bitkinin çiçeklerine ulaflabilmesi için,
gövdeden ayr›larak serbest kal›rlar. Çiçek, serbest kald›¤›nda kolayl›kla su
yüzeyine ç›kabilecek bir biçimde yarat›lm›flt›r. Bu esnada çiçek küresel bir
tomurcuk görünümündedir. Taç yapraklar› birbirleri üzerine kapanm›flt›r ve
portakal kabu¤u gibi çiçe¤in etraf›n› sarm›fllard›r. Bu özel yap›l› form, polen-
lerin tafl›nd›¤› bölümün, suyun olumsuz etkisinden korunmas›n› sa¤lar. Çi-
çekler yüzeye ç›kt›¤›nda, daha önce kapal› olan taç yapraklar birbirlerinden
ayr›l›r ve geriye do¤ru k›vr›larak su üzerine yay›l›rlar. Polenleri tafl›yan or-
ganlar, taç yapraklar›n üzerinde yükselmifl bir biçimde ortaya ç›karlar. Bun-
lar en hafif bir esintiyle bile hareket edebilecek yelken görevini üstlenirler.
Bu organlar, bir yandan yelken gibi ifl görürken, öte yandan Vallisneria'n›n
polenlerini de su yüzeyinden yukar›da tutarlar.
48 HARUN YAHYA
Vallisneria bitkisi polenlerini tafl›tmak için suyu kullan›r. Bitkinin çiçeklerinin, açacakla-
r› zaman› ve yeri bilmeleri ve polenlerinin suya dayan›kl› özel yap›lar› gibi detaylar bit-
kinin bu ifllemler için özel olarak yarat›ld›¤›n› bize gösterir.
Erkek organ
Erkek bitki
Difli bitki
Çiçek
Difli bitkinin çiçekleri ise, su dibinden gelen uzun bir sap›n ucunda ve
su yüzeyinde yer al›rlar. Difli çiçe¤in yapraklar› da su yüzeyinde hafif bir çö-
küntü oluflturacak flekilde aç›lm›fllard›r. Bu çöküntü erkek çiçek kendine
yaklaflt›¤›nda, difli çiçe¤in bir çekim alan› oluflturmas›na yarar. Nitekim er-
kek çiçek, difli çiçe¤in yan›ndan geçerken bu çekim alan›na girer ve iki çiçek
buluflur. Böylece polenler difli çiçe¤in üreme organ›na ulafl›r ve polenleflme
gerçeklefltirilmifl olur.
Erkek çiçe¤in, suda iken kapal› olup polenleri korumas›, yükselerek su
yüzünde açmas› ve suda rahatl›kla ilerleyebilecek bir form oluflturmas›, üze-
rinde özel olarak düflünülmesi gereken detaylard›r. Çiçe¤in bu özelli¤i deniz
tafl›tlar›nda kullan›lan ve denize at›ld›¤›nda otomatik olarak aç›lan tahliye
botlar›na benzer. Bu botlar birçok endüstri ürünleri tasar›mc›s›n›n uzun sü-
ren ortak çal›flmalar› sonucu ortaya ç›km›flt›r. Botun ilk üretiminde karfl›lafl›-
lan planlama hatalar› ve dolay›s›yla botun çal›flmas› s›ras›nda ortaya ç›kan
aksakl›klar tekrar tekrar ele al›nm›fl, hatalar düzeltilmifl ve tekrarl› çal›flma-
lar sonunda iflleyen do¤ru bir sisteme ulafl›lm›flt›r.
Tüm bu çal›flmalar› Vallisneria'n›n durumunu düflünerek göz önüne
alal›m: Vallisneria'n›n, tahliye botunu tasarlayanlar gibi birden fazla ihtima-
li yoktur. Yeryüzündeki ilk Vallisneria'n›n tek f›rsat› vard›r. Ancak ilk dene-
mede tam anlam›yla baflar›l› olan bir sistemin kullan›lmas› sonraki nesillere
yaflama imkan› yaratacakt›r. Aksakl›klar› olan bir sistem ise difli çiçe¤i polen-
leyemeyecek ve bu bitki hiçbir zaman ço¤alamayaca¤› için yeryüzünden
yok olup gidecekti. Görüldü¤ü gibi Vallisneria'n›n polenleme stratejisinin
aflamal› olarak ortaya ç›kmas› imkans›zd›r. Bu bitki suda polenlerini gönde-
rebilece¤i yap›s›yla birlikte yarat›lm›flt›r.22
Halodule
Etkileyici polenlenme stratejisine sahip bir baflka su bitkisi de Fiji Ada-
lar›n›n kumlu k›y›lar›nda yetiflen Halodule'dir. Bu bitkinin polen tafl›y›c›lar›
uzun yüzücü iplikler biçimindedir ve suyun içinden yüzeye sal›n›rlar. Bu
yap› Halodule'ye Valisneria'dan bile çok daha fazla isabet sa¤lama imkan›
verir. Ayr›ca bu ipliklerin yap›s›nda son derece özel karbonhidrat ve protein
tabakalar› vard›r. Bu özel yap› da Halodulelerin yap›flkanl›k özelli¤i tafl›ma-
49ADNAN OKTAR
lar›n› sa¤lam›flt›r. ‹plikler su yüzeyinde birbirine yap›flarak uzun sallar olufl-
tururlar. Bitkiye ait bu tip milyonlarca arama arac›, gel-git dalgalar›n› kulla-
narak difli bitkilerin bulundu¤u s›¤ sulara do¤ru yol al›rlar. Bu arama araç-
lar›n›n birbiriyle çarp›flmas›yla döllenme ifllemi kolayl›kla baflar›lm›fl olur..23
Thalassia
Buraya kadar polenleri su yüzeyinde tafl›nan bitkilerden bahsettik. Bu
durumda polenlerin hareketi iki boyutludur. Baz› bitkilerde ise üreme siste-
mi üç boyutlu olarak ifller. Üçüncü boyut su yüzeyinin alt›d›r.
Su alt›ndaki polenleflme stratejileri, su yüzeyinde gerçeklefltirilenler-
den daha zordur. Çünkü üç boyutlu polenleflmede, polenlerin hareketle-
rindeki ufak bir de¤ifliklik dahi sonucu daha fazla etkiler. Bu nedenle bir
polenin, su içinde iken difli organ› yakalamas›, yüzeydeyken yakalamas›n-
dan çok daha zordur.
Buna karfl›n, Karaib Adalar›ndan St. Croix'da yetiflen "Thalassia" bitki-
si yaflam›n› her zaman su alt›nda sürdürür. Çünkü Thalassia, bu zor gözü-
ken döllenme koflullar›n› kolaylaflt›racak bir polenleflme stratejisine sahip
50 HARUN YAHYA
Halodule gel-git dalgalar›n› kullanarak, uzun ve yap›flkan yüzücü iplikleri sayesinde po-
lenlerini difli bitkilere göndermede hep baflar›l› olur.
Polen
Erkek Bitki
Erkek Organ
Bafl›
Stigma
Difli Bitki
olarak yarat›lm›flt›r. Thalassia, yuvarlak polenlerini uzun yap›flkanl› iplikler
içine gömülü durumda su alt›na salar. Su alt›nda yüzen ve dalgalar taraf›n-
dan yönlendirilen bu iplikler, difli çiçeklerin üreme organlar›na tak›larak ço-
¤almay› sa¤lar.24
Thalassia ve Halodule'nin polenlerini iplikçik paketleri fleklinde yollama-
lar›yla arama araçlar›n›n tarad›¤› yol daha da büyütülmüfl olur. Hiç flüphesiz ki
bu ak›l dolu plan, hem su bitkilerini hem de onlar›n suda polenleflme stratejile-
rini yaratan ve her türlü yaratmadan haberdar olan Allah'›n eseridir.
O, gökleri dayanak olmaks›z›n yaratm›flt›r, bunu görmektesiniz. Arzda
da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r diye sars›lmaz da¤lar b›rakt› ve orada her can-
l›dan türetip yay›verdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her gü-
zel olan çiftten bir bitki bitirdik. Bu, Allah'›n yaratmas›d›r. fiu halde,
O'nun d›fl›nda olanlar›n yaratt›klar›n› Bana gösterin. Hay›r, zulmeden-
ler, aç›kça bir sap›kl›k içindedirler. (Lokman Suresi, 10-11)
51ADNAN OKTAR
Thalassia bitkisi di¤er su bitkilerinden farkl› olarak tüm yaflam›n› suyun alt›nda geçirir.
Buna ra¤men o da polenlerini su yoluyla difli bitkiye ulaflt›r›r. Thalassia'n›n da yukar›da-
ki flekilde de görüldü¤ü gibi yap›flkanl› iplikçikleri vard›r. Thalassia'n›n özel yap›s›n›
Allah su alt›nda yaflamas› için özel olarak yaratm›flt›r.
Polenler
Erkek Bitki Difli Bitki
erek rüzgarlarla, gerekse di¤er tafl›y›c›larla çiçeklerin difli or-
ganlar›na ulaflan erkek polenler için art›k yolculuklar›n›n sonu
gelmifltir. Tohumun oluflturulmas› için her fley haz›rd›r. Efleyli
üreme olarak adland›rd›¤›m›z üreme biçiminin gerçekleflmesi
için en önemli aflama tohumun oluflmas›d›r. Söz konusu oluflumu, en bafl›n-
dan çiçe¤in genel yap›s›ndan bafllayarak incelemekte fayda vard›r.
Çiçeklerin tam ortas›nda, meyve yapraklar›ndan (karpellerden) olufl-
mufl tek ya da birkaç tane difli organ bulunur. Her difli organ›n en üst bölü-
münde bir tepecik, bunun alt›nda tepeci¤i tafl›yan bir boyuncuk ve en dipte
de tohum taslaklar›n› bar›nd›ran fliflkince bir yumurtal›k vard›r.
Erkek organlardan gelen çiçek tozlar›, yüzeyi yap›flkan bir s›v›yla kap-
l› olan tepeci¤e konarlar, sonra boyuncuk kanal›yla dipteki yumurtal›¤a ula-
fl›rlar. Bu yap›flkan s›v›n›n çok önemli bir görevi vard›r: Çiçek tozlar› boyun-
cu¤un alt›ndaki yumurtal›¤a ulaflamad›kça buradaki tohum taslaklar›n› döl-
leyemezler, bu s›v› ise çiçek tozlar›n›n bofl yere harcanmas›n› önler ve birlefl-
meyi sa¤lar. Tohum tasla¤›, ancak bu difli ve erkek üreme hücreleri birleflti-
¤inde tohuma dönüflür.
Çiçek tozlar›, tepeci¤in üstüne konduktan sonra büyümeye bafllar ve
her çiçek tozu taneci¤i yani her erkek üreme hücresi, kök kadar ince bir bo-
rucuk gelifltirerek, difli organ›n boyuncu¤undan yumurtal›¤a do¤ru uzat›r.
Bu borucuklardan her birinin içinde iki tane çekirdek vard›r. Borucuk uza-
yarak yumurtal›¤a ulaflt›¤›nda kopar ve içindeki hücre çekirdekleri serbest
kal›r. Böylece çekirdeklerden biri yumurtal›ktaki yumurta hücresiyle birle-
flir. Bu oluflum ileride tohumu meydana getirecektir. Di¤er çekirdek de ayn›
tohum tasla¤›ndaki baflka bir hücreyle birleflerek tohumun çimlenmesi için
gerekli besin deposunu oluflturur. ‹flte bu olaya döllenme denir.
Döllenmeden sonra dayan›kl› bir tabaka yumurtay› sarar ve embriyo
bir tür dinlenme evresine girer, çevresinde depolanan besin maddeleriyle to-
humu oluflturur.
Erkek ve difli efley hücrelerinin birleflmesiyle oluflan her tohumda, bir
bitki embriyosu ve bir de besin deposu vard›r. Bu, tohumun geliflimi için çok
önemli bir detayd›r çünkü toprak alt›nda bulundu¤u ilk zamanlarda, tohu-
mun kökleri ve besin üretebilecek yapraklar› yoktur ve bu süre zarf›nda bü-
Üstteki resimde çiçek açan bir bitkinin
genellefltirilmifl geliflim flemas› görül-
mektedir. Çifte döllenme özelli¤ine sa-
hip olan bu bitki flematik anlat›mda da
görüldü¤ü gibi son derece detayl› ifl-
lemlerle ürer. Tohum haline gelene ka-
dar birçok aflamadan geçer.
Yandaki resimlerde ise bir çiçe¤in ken-
disi ve enine al›nm›fl kesitinde üreme
organlar› görülmektedir.
Difli çiçek
bölümü
Difli üreme
hücresi
Mayoz Bölünme
Erkek üreme
hücresi
Çeflitli flekillerde
gerçekleflen
polenleflme
Polen borusu
Çifte döllenme
Çiçek açan bitkinin geliflimi
Sperm
çekirde¤i
TohumMeyve
Erkek çiçek
bölümü
Embriyo kesesi
‹ki çekirdek kutbu
Yumurtan›n çekirde¤i
Tohumun geliflmesi
için gerekli olan
besin deposu
Yeni bitkiyi olufltura-
cak olan embriyo
Mayoz bölünme
geçirmek için haz›r olan
difli üreme hücrelerini
gösteren bölüm
Bitkinin üremesi
için gerekli olan
erkek üreme
hücrelerinin
üretildi¤i baflç›k
Polen tanesi
(erkek
gametofit )
Çiçek Açan Bir Bitkinin Geliflim fiemas›
‹kili zigot
Üçlü endosperm
yüyebilmek için bir besin kayna¤›na ihtiyac› olacakt›r.25
Bu tohumlar› çevreleyen embriyo ve besin deposu gerçekte bizim mey-
ve olarak adland›rd›¤›m›z besinlerdir. Bu yap›lar, tohumu beslemek amaçl›
oldu¤u için besin de¤eri yüksek olan proteinleri ve karbonhidratlar› içerir-
ler. Bu haliyle hem insanlar, hem de di¤er canl›lar için vazgeçilmez bir besin
kayna¤› olufltururlar. Her meyve içerdi¤i tohumu en iyi flekilde koruyup
besleyecek niteliklere sahiptir. Etli k›sm›, su miktar›, d›fl zar›n›n yap›s› tohu-
mu en etkili koruyacak flekildedir.
Burada önemli bir detay daha vard›r: Her bitki yaln›z kendi türünden
bir bitkiyi dölleyebilir. E¤er bir bitkinin çiçek tozlar› baflka türden bir bitki-
nin tepeci¤ine konarsa, bitki bunu anlar ve yumurtal›¤a ulaflmak üzere bir
borucuk uzatmaz; sonuçta döllenme olmad›¤›ndan tohum geliflmez.26
Mesela bu¤day›n çiçek tozlar› bir elma a¤ac›n›n çiçeklerine tafl›n›rsa
a¤aç elma vermez. Bu noktada biraz durup düflünmek, olay›n ola¤anüstülü-
Meyvelerin içerdikleri vitamin, protein ve karbonhidrat
gibi besin maddeleri hem tohumu besler ve korur,
hem de di¤er canl›lar için en önemli besin kaynakla-
r›ndand›r. Ayn› kuru topraktan ç›kan, ayn› su ile sula-
nan meyveler ve sebzeler inan›lmaz bir çeflitlili¤e sa-
hiptirler. Ayr›ca görünümleri, tatlar› ve kokular› ile de
birer yarat›l›fl harikas›d›rlar.
Tohumluk
duvar›
Çekirdek
tohumlar
Meyve suyu
keseleri
Carpel duvar›
¤ünü kavramam›z aç›s›ndan faydal› olacakt›r. Bir bitkinin çiçe¤i kendi tü-
ründeki bir bitkinin çiçe¤inden gelen poleni tan›maktad›r. fiayet kendi tü-
ründen ise döllenmeyi bafllatacak ifllemleri yapar. E¤er gelen polen kendi tü-
ründen bir bitkiye ait de¤ilse, bitki döllenmeyi bafllatmaz. Peki belirli kriter-
lere göre kendi türüne ait poleni ay›rt eden "çiçek tepeci¤i" bu teflhisi yap-
may› nas›l ö¤renmifltir? Yabanc› polenlere karfl› mekanizmay› kilitlemesi ge-
rekti¤ini nereden bilmektedir? Hiç kuflkusuz bitkinin her ayr›nt›s›na hakim
olan ak›l, çiçe¤indeki bu mekanizmay› da en güzel biçimde düzenlemifl ve
nesillerin devam›n› garanti alt›na alm›flt›r.
Tohum embriyosunun ne gibi bir ortamda geliflece¤i, geliflme evrelerin-
de nelere ihtiyac›n›n olaca¤›, topraktan ç›kt›¤› zaman nelerle karfl›laflaca¤› ve
nas›l bir korunmaya gereksinim duyaca¤› gibi, ihtiyac› olacak her detay ön-
ceden düflünülmüfl ve tohum bu ihtiyaçlara göre düzenlenmifltir. Tohumla-
r›n koruyucu d›fl katmanlar› (tohum k›l›flar›) genellikle çok serttir. Bu yap›,
tohumu karfl›laflaca¤› d›fl etkenlere karfl› korur ve bulunulan ortama göre de-
¤ifliklikler gösterir. Örne¤in baz› tohumlar›n gelifliminin son aflamas›nda d›fl
yüzeylerinde dayan›kl› mumlu bir yap› birikir, bu sayede su ve gaz tesirine
karfl› dirençli olurlar.
Bitkilerin yaflam›ndaki kusursuz yap›lar sadece bu kadarla s›n›rl› de¤il-
dir. Tohum k›l›flar› da bitkinin türüne göre de¤iflik malzemelerle kaplanabi-
lir; mesela fasulye tanesinde oldu¤u gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirde¤in-
de oldu¤u gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayan›kl› ol-
mas› gereken tohumlar›n kabuklar› di¤erlerine göre daha sert ve kal›nd›r. Ay-
r›ca her türe göre tohumlara çok farkl› flekiller ve farkl› büyüklükler verilmifl-
tir. Uzun süre çimlenmeden dayanmas› gerekenlerin (örne¤in hindistan cevi-
zi tohumlar›) içindeki besin miktar› ile suyla karfl›laflt›ktan k›sa bir süre son-
ra filizlenmeye bafllayanlar›n (kavun, karpuz vs.) besin miktar› farkl›d›r.
Görüldü¤ü gibi tohumlar›n bozulmadan kalmalar› ve kolay üremeleri
için çok ayr›nt›l› sistemler vard›r. Bitkilerin üremeleri için gereken, özel olarak
düzenlenmifl bu sistemlerin her kademesinde görülen ak›l, bu sistemlerin üs-
tün güç sahibi olan Allah taraf›ndan yarat›lm›fl oldu¤unun çok aç›k bir delili-
dir.
56 HARUN YAHYA
Bir bilgi bankas›na benzeti-
lebilecek tohumlar›n içinde,
ait olduklar› bitkiye dair her
türlü bilgi bulunur. Tohu-
mun yap›s›nda çok detayl›
bir yap› vard›r.
Örne¤in sol üstteki resimde
yer alan tohum kesitinde de
görüldü¤ü gibi tohumlar›n
içinde topra¤›n üstüne ç›-
k›p, fotosentez yapana ka-
dar, bitkiye yetecek miktar-
da besin bulunur.
Sa¤ üstteki resimde ise to-
hum atan bir bitkinin hava-
ya saç›lmak üzere aç›lm›fl
tohumu görülmektedir.
Di¤er resimlerde ise rüzgar-
la tafl›narak üreyen bitkile-
rin tohum flekillerinden çe-
flitli örnekler verilmektedir.
Bu tohumlar›n hepsinin or-
tak özelli¤i havada kolay
süzülmelerini sa¤layan ya-
p›lara sahip olmalar›d›r.
Kök
gövdeyi
koruyan
tabaka
Endosperm
Tohum k›l›f›
Tohumlar› rüzgarla tafl›nan bitkilere çeflitli örnekler
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)

More Related Content

What's hot

Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Atom mucizesi. turkish (türkçe)
Atom mucizesi. turkish (türkçe)Atom mucizesi. turkish (türkçe)
Atom mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)Hormon mucizesi. turkish (türkçe)
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)Komünizm pusuda. turkish (türkçe)
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kiyamet alametleri
Kiyamet  alametleriKiyamet  alametleri
Kiyamet alametlerigelresule
 
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

What's hot (20)

Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
 
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)
çocuklar sizin için 1. turkish (türkçe)
 
Atom mucizesi. turkish (türkçe)
Atom mucizesi. turkish (türkçe)Atom mucizesi. turkish (türkçe)
Atom mucizesi. turkish (türkçe)
 
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
 
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)Hormon mucizesi. turkish (türkçe)
Hormon mucizesi. turkish (türkçe)
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
 
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
 
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
 
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)Komünizm pusuda. turkish (türkçe)
Komünizm pusuda. turkish (türkçe)
 
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
 
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
 
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
 
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
 
Kiyamet alametleri
Kiyamet  alametleriKiyamet  alametleri
Kiyamet alametleri
 
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
 
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)
Darwin'in açmazı. ruh. turkish (türkçe)
 

Viewers also liked

Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
2016 0630 期末校務會議報告
2016 0630 期末校務會議報告2016 0630 期末校務會議報告
2016 0630 期末校務會議報告Jin-yuh Huang
 
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...IJMTST Journal
 
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Raising revenue for health
Raising revenue for healthRaising revenue for health
Raising revenue for healthHFG Project
 
Andrew L4A-PNMNM-1.5
Andrew L4A-PNMNM-1.5Andrew L4A-PNMNM-1.5
Andrew L4A-PNMNM-1.5savomir
 
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
앞서나가는방법
앞서나가는방법앞서나가는방법
앞서나가는방법Dong Wook Kim
 
รวมข้อสอบ 183 หน้า
รวมข้อสอบ 183 หน้ารวมข้อสอบ 183 หน้า
รวมข้อสอบ 183 หน้าthepower mancity
 
Causas de la pérdida de biodiversidad
Causas de la pérdida de biodiversidadCausas de la pérdida de biodiversidad
Causas de la pérdida de biodiversidadFelipe Tamayo
 

Viewers also liked (17)

Cool Point Group Profile
Cool Point Group ProfileCool Point Group Profile
Cool Point Group Profile
 
Resultados 20160626
Resultados 20160626Resultados 20160626
Resultados 20160626
 
Parkour
ParkourParkour
Parkour
 
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
 
2016 0630 期末校務會議報告
2016 0630 期末校務會議報告2016 0630 期末校務會議報告
2016 0630 期末校務會議報告
 
Santhan CV-2016
Santhan CV-2016Santhan CV-2016
Santhan CV-2016
 
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...
A Three Phase D-STATCOM to Compensate AC and DC loads by using Fuzzy Logic DC...
 
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
 
MARIA TZIOUVARAS RESUME
MARIA TZIOUVARAS RESUMEMARIA TZIOUVARAS RESUME
MARIA TZIOUVARAS RESUME
 
Raising revenue for health
Raising revenue for healthRaising revenue for health
Raising revenue for health
 
Denzel Riley
Denzel RileyDenzel Riley
Denzel Riley
 
Andrew L4A-PNMNM-1.5
Andrew L4A-PNMNM-1.5Andrew L4A-PNMNM-1.5
Andrew L4A-PNMNM-1.5
 
Metodo ABP
Metodo ABPMetodo ABP
Metodo ABP
 
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)
Duzenleyenler tapinakcilar ve masonlar. turkish (türkçe)
 
앞서나가는방법
앞서나가는방법앞서나가는방법
앞서나가는방법
 
รวมข้อสอบ 183 หน้า
รวมข้อสอบ 183 หน้ารวมข้อสอบ 183 หน้า
รวมข้อสอบ 183 หน้า
 
Causas de la pérdida de biodiversidad
Causas de la pérdida de biodiversidadCausas de la pérdida de biodiversidad
Causas de la pérdida de biodiversidad
 

Similar to Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)

Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)
Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)
Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Similar to Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe) (11)

Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)
Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)
Bir tartışmanın ardından. turkish (türkçe)
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
 
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)
Imanın güzellikleri. turkish (türkçe)
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
 
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)
Biyomimetik teknoloji dogayi taklit ediyor. turkish (türkçe)
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
 
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
 
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)
Darwinizm ile ilmi mücadelenin önemi. turkish (türkçe)
 

Bitkilerdeki yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4. YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Anka- ra'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Fel- sefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekar- l›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 sayfa- l›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir. Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden olufl- turulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kulla- n›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran- › Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbi- ya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sis- temlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r. Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r- mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Ameri- ka'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal- ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okun- maktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹s- panyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rus- ça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kulla- n›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›l›- yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor),
  • 5. Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir oku- yucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir. Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insa- n›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Ki- taplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve sa- mimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savu- nabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inat- la savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklan- maktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya- y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini gör- melerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri kar- mafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsiz- li¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve sa- mimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çek- tikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dün- yan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla orta- m› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›l- mas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n iz- niyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
  • 6.
  • 7.
  • 8. OKUYUCUYA ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldat- maca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kita- b›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bö- lüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla- r›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetleri- ni ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r. ● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme ko- nusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etki- lenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. ● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›- l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitapla- r›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesi- dir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebep- leri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser ol- du¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikimi- nin bulundu¤una flahit olacakt›r. ● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z. ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t 1. Bask›: Eylül 1999/ 2. Bask›: Haziran 2006 / 3. Bask›: Mart 2007
  • 9. ‹Ç‹NDEK‹LER Girifl Bitkilerin Dünyas› Ve Bir Bitki Do¤uyor Tohumlar›n Kusursuz Dizayn› Do¤al Sondajc›lar: Kökler Yapraklar ve Fotosentez Eflsiz Da¤›t›m Sistemi: Bitki Gövdesi Bitkilerin ‹lginç Özellikleri Bitkilerin Evrimi Senaryosu Sonuç Evrim Yan›lg›s› 8 10 16 52 76 86 122 134 144 172 174
  • 10.
  • 11. epimizin ne oldu¤unu çok iyi bildi¤i "tohum" için flöyle bir so- ru soral›m: A¤aç kabu¤u kadar sert bir kabuk içinde bulunan tohumla, bir a¤aç kabu¤unun fark› nedir? Bu tarz sorular genelde "al›fl›lmad›k" sorulard›r; çünkü tohum da, a¤aç kabu¤u da günlük hayatta birçok u¤rafl›s› olan insan için önemsiz detaylard›r. Birçok insana göre, etrafta düflünülmesi gereken çok daha önemli, çok daha gerekli fleyler vard›r. Çevresine sadece yüzeysel gözle bakarak hareket eden kiflilerde bu mant›k oldukça yayg›nd›r. Bu insanlar için, herhangi bir konu hakk›nda yal- n›zca ihtiyaçlar› karfl›layacak kadar detay bilmek yeterlidir. Bu s›¤ mant›¤a göre etrafta olan biten her fley al›fl›lagelmifl ve s›radand›r, herfleyin mutlaka "bilinen", "al›fl›lm›fl" bir aç›klamas› vard›r. Sinek uçar çünkü kanatlar› vard›r, ay zaten hep gökyüzündedir. Dünya uzaydan gelebilecek tehlikelerden ko- runmaktad›r çünkü atmosfer vard›r. Oksijen dengesi de hiç bozulmaz. ‹nsan duyar, görür, koku al›r… Oysa bu dar mant›¤› b›rak›p da etraf›ndaki olaylara, her fleyle ilk defa karfl›laflan bir kimse gibi, görüflünü s›n›rlayan al›flkanl›k perdesini kald›ra- rak bakan insan, önünde çok genifl bir ufkun aç›ld›¤›n› görür. Neden, nas›l, niçin sorular›n› daha s›k sorarak düflünmeye, etraf›nda olan bitenleri bu gözle incelemeye bafllar. Daha önceleri kendisine doyurucu gelen aç›klama- lar yetersizleflmeye bafllar. Çevrede meydana gelen olaylarda, canl›lar›n sa- hip olduklar› özelliklerde, k›sacas› her fleyde bir ola¤anüstülük oldu¤unu kavramaya bafllar. Düflünmeye bafllad›kça al›flkanl›k, yerini hayrete b›rak›r. Sonunda her fleyin sonsuz güç, bilgi ve ak›l sahip bir Yarat›c› taraf›ndan, üs- tün ve mükemmel bir flekilde yarat›lm›fl oldu¤unu görür. ‹flte o andan itiba- ren bu insan, alemlerin Rabbi olan Allah'›n, yaratt›¤› tüm canl›lar üzerinde- ki kudret ve hakimiyetini anlayabilir: fiüphesiz, göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ile gündüzün art arda geliflinde, insanlara yararl› fleyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'›n ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra diriltti¤i suda, her canl›y› orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar› estirmesinde, gökle yer ara- s›nda boyun e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen bir toplu- luk için gerçekten ayetler vard›r. (Bakara Suresi, 164)
  • 12.
  • 13. B itkilerin varl›¤› yeryüzündeki canl›l›¤›n devam› için vazgeçil- mezdir. Bu cümlenin tafl›d›¤› önemin tam olarak kavranabilme- si için flöyle bir soru sormak gerekir: "‹nsan yaflam› için en önem- li unsurlar nelerdir?" Bu sorunun cevab› olarak akla elbetteki ok- sijen, su, besin gibi temel ihtiyaç maddeleri gelir. ‹flte tüm bu temel madde- lerin yeryüzündeki dengesini sa¤layan en önemli faktör yeflil bitkilerdir. Bundan baflka yine yeryüzündeki ›s› kontrolünün sa¤lanmas›, atmosferdeki gazlar›n dengesinin korunmas› gibi, sadece insanlar için de¤il bütün canl›lar için son derece büyük önem tafl›yan baflka dengeler de vard›r, ki bütün bu dengeleri sa¤layanlar da yine yeflil bitkilerdir. Yeflil bitkilerin faaliyetleri sadece bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Bilindi¤i gi- bi yeryüzündeki yaflam›n ana enerji kayna¤› Günefl'tir. Ancak insanlar ve hayvanlar, günefl enerjisini do¤rudan kullanamazlar, çünkü bünyelerinde bu enerjiyi oldu¤u gibi kullanabilecekleri sistemler yoktur. Bu yüzden gü- nefl enerjisi de ancak bitkilerin üretti¤i besinler arac›l›¤›yla, kullan›labilir enerji olarak insanlara ve hayvanlara ulafl›r. Hücrelerimiz taraf›ndan kul- lan›lan enerji hammaddelerinin tümü, gerçekte bitkiler arac›l›¤›yla bize tafl›nan günefl enerjisidir. Örne¤in çay›m›z› yudumlarken asl›nda günefl enerjisi yudumlar›z, ekmek yerken difllerimizin aras›nda bir miktar günefl enerjisi vard›r. Kaslar›m›zdaki kuvvetse gerçekte günefl enerjisinin farkl› formundan baflka bir fley de¤ildir. Bitkiler günefl enerjisini bizim için kar- mafl›k ifllemler yaparak bünyelerindeki moleküllere depolam›fllard›r. Hay- vanlar için de durum insanlardan farkl› de¤ildir. Onlar da bitkilerle besle- nir ve bu sayede onlar›n enerji paketleri haline getirerek depolad›klar› gü- nefl enerjisini kullan›rlar. Bitkilerin kendi besinlerini kendilerinin üretebilmelerini ve di¤er canl›- lardan ayr›cal›kl› olmalar›n› sa¤layan ise, hücrelerinde insan ve hayvan hüc- relerinden farkl› olarak günefl enerjisini do¤rudan kullanabilen yap›lar›n bu- lunmas›d›r. Bitki hücreleri bu yap›lar›n yard›m›yla, güneflten gelen enerjiyi, insanlar ve hayvanlar taraf›ndan besin yoluyla al›nacak enerjiye çevirirler ve formülü yap›lar›nda sakl› olan çok özel ifllemlerle, besinlere bu enerjiyi de- polarlar. Bu özel ifllemlerin tümüne birden fotosentez denir.
  • 14. Bitkilerin fotosentez yapabilmeleri için gerekli olan mekanizma, daha do¤ru bir anlat›mla minyatür fabrika, bitkilerin yapraklar›nda bulunur. Ge- rekli olan mineralleri ve su gibi maddeleri tafl›yacak son derece özel bir ya- p›ya sahip olan tafl›ma sistemi de bitkinin gövdesinde ve köklerinde mev- cuttur. Üreme sistemi ise her bitki türü için yine özel olarak düzenlenmifltir. Bütün bu mekanizmalar›n her birinin kendi içlerinde kompleks yap›la- r› vard›r. Ve bu mekanizmalar birbirlerine ba¤l› olarak çal›fl›rlar. Biri olma- dan di¤erleri fonksiyonlar›n› yerine getiremezler. Örnek olarak sadece tafl›- ma sistemi olmayan bir bitkiyi ele alal›m. Böyle bir bitkinin fotosentez yap- mas› imkans›zd›r. Çünkü fotosentez yapmas› için gerekli olan suyu tafl›ya- cak kanallar› yoktur. Bitki besin üretmeyi baflarm›fl olsa bile bunu gövdenin Bitki hücresinin içinde çok farkl› bölümler vard›r. Her bölüm farkl› kimyasal maddeler- den oluflmufltur ve her biri farkl› bir görevi yerine getirmek için özel olarak yarat›lm›flt›r. Yukar›da flematik resmi görülen bitki hücresinin en önemli özelli¤i kuflkusuz ki di¤er bü- tün canl› hücrelerinden farkl› olarak kendi besinini kendisinin üretebilmesidir. Çekirdek Ribozomlar Ana doku Thylakoid Grana Mitokondrinin üst k›sm› Kristal Koful zar› KOFUL DÜZ ENDOPLAZM‹K RET‹KULUM M‹TOKONDR‹ KLOROPLAST GOLG‹ KOMPLEKS‹ HÜCRE DUVARI DÜZ ENDOPLAZM‹K RET‹KULUM PLAZMA ZARI Çekirdek zarf› Çekirdek gözenekleri Kromatin ÇEK‹RDEK Bitki Hücresi
  • 15. di¤er bölümlerine tafl›yamayaca¤›ndan bir ifle yaramayacak, bir süre son- ra ölecektir. Bu örnekte oldu¤u gibi bir bitkide bulunan bütün sistemlerin kusursuz bir biçimde ifllemesi zorunludur. Oluflacak aksakl›klar ya da mev- cut yap›daki bir eksiklik bitkinin ifllevlerini yerine getirememesine neden olacak, bu da bitkinin ölümüyle ve türünün yok olmas›yla sonuçlanacakt›r. ‹leriki bölümlerde genifl bir flekilde ele al›nacak olan bu yap›lar detaya inilerek incelendi¤inde, son derece kompleks ve kusursuz bir düzenin orta- ya ç›kt›¤› görülecektir. Yeryüzündeki bitki çeflitlili¤i de göz önüne al›narak de¤erlendirildi¤inde, bitkilerdeki bu ola¤anüstü yap›lar daha da dikkat çe- kici hale gelecektir.Yeryüzünde 500.000'den fazla bitki çeflidi bulunmakta- d›r.1 ‹flte bütün bu bitki türlerinin her biri kendi içinde özel tasar›mlara ve türlerine özgü sistemlere sahiptirler. Temel olarak hepsinde ayn› mükemmel sistemler bulunmakla beraber, üreme sistemleri, savunma mekanizmalar›, renk ve desen aç›s›ndan benzersiz bir çeflitlilik söz konusudur. Bu çeflitlilik- te de¤iflmeyen tek fley; bitkilerde kurulu olan genel düzenin ifllemesi için bit- kideki bütün parçalar›n (yaprak ve yapraktaki yap›lar, kökler, tafl›ma sistem- leri, kabuk, saplar) ve daha pek çok mekanizman›n bir anda ve eksiksiz bir biçimde var olmas› gerekti¤i gerçe¤idir. Günümüzde bilimadamlar› böyle sistemler için "indirgenemez komp- lekslik" tan›m›n› kullanmaktad›rlar. Nas›l ki bir motor herhangi bir difllisinin eksik olmas› durumunda çal›flamaz hale gelirse, ayn› flekilde bitkilerde de tek bir sistemin dahi eksik olmas› veya sistemin parçalar›n›n görevlerinden birini yerine getirmemesi de bu bitkinin ölümüne neden olur. ‹ndirgenemez komplekslik özelli¤i, bitkinin bütün sistemlerinde mev- cuttur. Ayn› anda bulunmas› gereken kompleks yap›lar ve bu inan›lmaz çe- flitlilik "bitkilerdeki mükemmel sistemlerin nas›l ortaya ç›kt›¤›" sorusunu ak- la getirmektedir. Bu sorunun cevab›n› bulabilmek için yine sorular sora- rak düflünelim. Bitkilerdeki mekanizmalardan en önemlisi ve en bilineni olan fotosentez iflleminin ve ona ba¤l› olarak da tafl›ma sistemlerinin na- s›l ortaya ç›kt›¤›n› düflünelim. Her an her yerde gördü¤ümüz a¤açlar, çiçekler besin üretebilmek için, fotosentez gibi hala baz› noktalar› çözülememifl bir olay› gerçeklefltirebilecek kadar mükemmel sistemleri bünyelerinde kendileri oluflturmufl olabilirler 13ADNAN OKTAR
  • 16. mi? Havadaki gazlar›n içinden karbondioksiti (CO2), besin yaparken kul- lanmak üzere bitkiler mi seçmifltir? Kullanacaklar› CO2 miktar›n› kendileri mi belirlemifltir? Fotosentez için ihtiyaç duyduklar› maddeleri topraktan alabilmeleri için gerekli kök sistemini oluflturan mekanizmay› bitkiler tasar- lam›fl olabilirler mi? Besin tafl›mada ayr›, su tafl›mada ayr› özellikte borular olacak flekilde bir tafl›ma sistemini bitkiler mi meydana getirmifllerdir? Bu sorular› ço¤altabiliriz. Ancak her sorunun cevab› ayn› noktaya vara- cakt›r. Bitkilerdeki her ayr›nt›da ayr› bir tasar›m vard›r. Yukar›da bitkilere dair sayd›¤›m›z tüm özellikler ak›l, bilgi, ölçme ve de¤erlendirme gibi kav- ramlar gerektirdi¤inden bitkiler bu say›lanlar›n hiçbirini kendileri yapamaz- lar. Dahas›, bitkiler böyle bir bilince de sahip de¤ildirler. Bitkilerin nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusuna cevap arayan evrim teorisi savu- nucular› her zamanki gibi tek çareleri olan "tesadüfler"e baflvurmufllard›r. Tesadüflerle meydana geldi¤ini öne sürdükleri bir bitki türünden, yine tesa- düflerle zaman içinde say›s›z çeflitlilikte bitkinin ortaya ç›kt›¤›n›, her türün kendine özgü olan koku, tat, renk gibi özelliklerinin de yine bu tesadüfler sonucu ortaya ç›kt›klar›n› iddia etmifllerdir. Bu iddialar›na da hiçbir bilimsel kan›t getirememifllerdir. Bir yosunun nas›l olup da bir çile¤e ya da bir kavak 14 HARUN YAHYA Yaprakta bulunan klo- rofilin içinde yakalanan günefl enerjisi, havada- ki karbondioksiti ve bit- kideki suyu çeflitli ifl- lemlerden geçirerek gli- koza (besin) ve oksije- ne dönüfltürmekte kul- lan›l›r. Bu karmafl›k ifl- lemlerin gerçeklefltiril- di¤i yer büyük bir fabri- ka de¤il, yanda resmi görülen yaprakta bulu- nan ve boyutu milimet- renin binde biri gibi öl- çülerle ifade edilen özel yap›lard›r. Günefl ›fl›¤› Klorofil Glikoz 6H2O Su Ifl›k Klorofil Karbondioksit + Su Glikoz + Oksijen 6CO2 Karbondioksit 6O2 Oksijen C6 H12O 6
  • 17. a¤ac›na veya bir gül a¤ac›na dönüfltü¤ünü evrimciler, tesadüflerin olufltur- du¤u flartlar›n bunlar› farkl›laflt›rmas› fleklinde aç›klarlar. Oysa bir bitkinin tek bir hücresi dahi incelendi¤inde, zaman içinde küçük de¤iflikliklerle mey- dana gelemeyecek kadar kompleks bir sistemin oldu¤u görülecektir. ‹flte bit- kilerdeki bu kompleks sistem ve mekanizmalar evrimci mant›kla ortaya at›- lan tesadüf senaryolar›n› daha en bafl›ndan kesin bir biçimde çökertmekte- dir. Bu durumda ortaya tek bir sonuç ç›kar. Bitkilerdeki her yap› özel olarak planlanm›flt›r, var edilmifltir. Bu da bize bu kusursuz plan› yapan üstün bir Akl›n oldu¤unu gösterir. ‹flte bu üstün akl›n sahibi alemlerin Rabbi olan Allah, kusursuz yarat›fl›n›n delillerini insanlara göstermektedir. Allah canl›- lar üzerindeki hakimiyetini ve benzersiz yarat›fl›n› ayetlerde flöyle bildirir: Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin Yaratand›r... (Enam Suresi, 101) ‹flte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baflka ‹lah yoktur. Her fleyin Yara- t›c›s›'d›r, öyleyse O'na kulluk edin. O, her fleyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 102) AKILLI TASARIM yani YARATILIfi Kitapta zaman zaman karfl›n›za Allah'›n yaratmas›ndaki mükemmelli- ¤i vurgulamak için kulland›¤›m›z "tasar›m" kelimesi ç›kacak. Bu kelimenin hangi maksatla kullan›ld›¤›n›n do¤ru anlafl›lmas› çok önemli. Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmıfl olması, Rabbimiz'in önce plan yaptı- ¤ı daha sonra yarattı¤ı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve gökle- rin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiya- cı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür ek- sikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir fleyin ya da bir iflin olmasını diledi- ¤inde, onun olması için yalnızca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle bu- yurulmaktadır: Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da he- men oluverir. (Yasin Suresi, 82) Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iflin olması- na karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Su- resi, 117) 15ADNAN OKTAR
  • 18.
  • 19. eryüzündeki ekolojik dengenin ve canl›l›¤›n devam›nda son derece önemli bir role sahip olan bitkiler, bu önemle do¤ru orant›l› olarak di¤er canl›lara k›yasla çok daha etkin üreme sis- temlerine sahiptirler. Bu sayede hiç zorluk çekmeden ço¤alma- lar›n› gerçeklefltirirler. Bitkilerin üremesi için kimi zaman bir bitkinin sap›- n›n kesilerek topra¤a gömülmesi, kimi zaman da bir böce¤in bir çiçe¤e konmas› yeterli olmaktad›r. Bitkilerin üremelerinin, ifllem olarak son derece basit gibi görünmesi- ne ra¤men, içerik olarak oldukça kompleks olmas› bilimadamlar›n› hayre- te düflürmektedir. Ana Bitkiden Ayr›lmayla Bafllayan Yeni Bir Hayat Baz› bitkiler cinsiyet ayr›m› olmadan, tek bir cinsin belirli yollarla ço- ¤almas›yla soylar›n› devam ettirebilirler. Bu gerçeklefltirilen ço¤almaya efleysiz üreme ad› verilir. Bu flekildeki bir üremeden sonra ortaya ç›kan yeni nesil kendisini meydana getiren neslin t›pat›p ayn›s› olur. Bitkilerdeki en bi- linen efleysiz üreme flekilleri tomurcuklanma ve parçalara ayr›lmad›r. Baz› özel enzimlerin yard›m›yla gerçekleflen bu üreme biçimi (tomur- cuklanma veya parçalanma) pek çok bitkide görülebilir. Örne¤in çimenler ve çilekler "sürgün" denilen yatay uzant›lar›n› kullanarak ço¤al›rlar. Patates ise topra¤›n alt›nda yetiflen bir bitki olarak, bu k›s›mlarda aç›lan yeni özel yerlerden (gözelerden) tomurcuklar vererek ço¤al›r.2 Baz› tür bitkilerde ise yapraklar›ndan bir bölümünün topra¤a düflmesi, yeni bir bitkinin yetiflmesi için yeterli olmaktad›r. Örne¤in Bryophyllum daig- remontianum adl› bitkinin üremesi yapraklar›n›n ucunda geliflen tomurcuk- lar sayesinde gerçekleflir. Bu tomurcuklar yere düfler düflmez, ba¤›ms›z birer yeni bitki haline gelerek, büyümeye bafllarlar.3 Begonya gibi baz› bitkilerde de kopan yapraklar ›slak bir kuma yerlefl- tirildi¤i zaman, bir süre sonra küçük yaprakç›klar›n olufltu¤u görülecektir. ‹flte bu yaprakç›klar da yine çok k›sa bir süre sonra ana bitkinin benzeri olan yeni bitkiyi oluflturmaya bafllarlar.4 Bu örnekleri de göz önüne alarak; bir bitkinin parça atarak ya da to- murcuklanarak büyümesi için temelde ne gereklidir? Düflünelim! Bitkilerin
  • 20. genetik yap›s›na bak›ld›¤›nda bu sorunun cevab› kolayl›kla verilecektir. Bitkilerin de, di¤er canl›larda oldu¤u gibi, tüm yap›sal özellikleri hüc- relerindeki DNA'larda flifrelenmifltir. Yani her bir bitkinin nas›l ço¤alaca¤›, nas›l nefes alaca¤›, besinini nas›l sa¤layaca¤›, rengi, kokusu, tad›, içindeki flekerin miktar›, üreme flekli ve daha bunun gibi birçok bilgi o bitkinin istis- nas›z bütün hücrelerinde bulunmaktad›r. Bitkinin köklerindeki hücreler yapraklar›n nas›l fotosentez yapaca¤›n›n bilgisine sahiptir ya da yaprakla- r›ndaki hücreler köklerin topraktan suyu nas›l çekece¤ini bilirler. K›sacas› bitkiden ayr›lan her parçada, bitkinin tamam›n› oluflturabilecek flekilde bir flifrelenme ve düzenlenme mevcuttur. Ana bitkinin tüm özellikleri yani ge- netik olarak bitkiyle ilgili tüm bilgiler, bitkiden kopan bu küçük parçan›n her hücresinde de eksiksiz olarak bulunmaktad›r.5 Bu sistemle üreyen bitkilerin her parças›nda ayn› genetik bilginin olma- s› son derece önemlidir, hatta bu zorunludur. Çünkü bitkinin üremesi sade- ce bu sistemin ifllemesine ba¤l›d›r. Düflen parçada bitkideki genetik bilgile- rin tamam› olmasa, ayn› özelliklerde bir bitki geliflemez. Bunu bir örnekle aç›klayal›m. Genetik bilgilerde eksiklik olsa; örne¤in bir çile¤in rengi ya da içindeki fleker miktar›, kokusu ile ilgili genetik bilgi yeni düflen parçada ol- Çilekler ve patatesler di¤er bitkilerde oldu¤u gibi tohum ya da polen kullanarak üre- mezler. Bu bitkiler ya topra¤›n üstünde ya da alt›nda kök filizleri oluflturarak, efleysiz ürerler. 18 HARUN YAHYA YUMRU KÖKLER KÖK SAP KÖK F‹L‹Z KÖKLER YEN‹ Ç‹LEK B‹TK‹S‹
  • 21. masa çilek, çilek olamazd›. Peki öyleyse bitkinin her parças›na, bitkinin ta- mam›n› oluflturabilecek bilgiler eksiksiz olarak nas›l ve kim taraf›ndan yer- lefltirmifltir? Bir bitkideki tüm bilgilerin eksiksiz bir flekilde bütün hücrelerde ayn› olmas› ihtimal hesaplar›yla, tesadüflerin yard›m›yla elde edilemez. Bu iflle- mi gerçeklefltiren, bitkinin kendisi ya da topraktaki mineraller ya da baflka d›fl etmenler de olamaz. Çünkü bunlar›n hepsi bitkiyi oluflturan sistemin bir parças›d›r. Nas›l ki bir fabrikadaki tüm robotlara ayn› üretim bilgisini veren bir mühendis vard›r ve bilgisayarlar›n bu bilgileri tek bafl›na elde etmeleri mümkün de¤ildir, ayn› flekilde bitkilerdeki sistemin her bir parças›n›n böy- Efleysiz üreyen bitkilerin hüc- relerinin her bi- rinde, bitkinin tamam›na ait genetik bilgi bulunur. Bu sayede bitki- den düflen par- çalar ana bitki- nin t›pat›p ben- zeri yeni bir bitkiyi olufltu- rabilirler. Parça atarak üreyen Bryophyllum daigremontianum bitkisi Begonya bitkisi Steptocarpus bitkisi 19ADNAN OKTAR
  • 22. le bir bilgiyi kendi kendine elde etmesi de mümkün de¤ildir. Yeryüzündeki tüm canl›larda oldu¤u gibi, bitkilerin hücrelerine de ge- rekli bilgileri yerlefltiren, hiç kuflkusuz ki her fleyi eksiksiz yaratan, her tür- lü yaratmadan haberdar olan Allah't›r. Allah bu gerçe¤e pek çok ayetinde dikkat çekmifltir: O, biri di¤eriyle 'tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratm›fl oland›r. Rahman (olan Allah)›n yaratmas›nda hiçbir 'çeliflki ve uygun- suzluk (tefavüt) göremezsin. ‹flte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlakl›k (bozukluk ve çarp›kl›k) görüyor musun? Sonra gözünü iki ke- re daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmifl bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4) Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeflil donat›l- d›. fiüphesiz Allah, lütfedicidir, her fleyden haberdard›r. (Hac Suresi, 63) Efleyli Üreyen Bitkiler Bitkinin çiçe¤inde bulunan erkek ve difli üreme organlar› vas›tas›yla gerçekleflen üreme flekli, efleyli üre- me olarak adland›r›l›r. Her çiçe¤in flekli, rengi, içerdi¤i üreme hücrele- rinin k›l›flar›, taç yapraklar› gibi özellikleri bitki türleri aras›nda de- ¤ifliklikler gösterir. Yap›lardaki bu çeflitlili¤e ra¤men bütün çiçeklerin görevleri temelde ayn›d›r. Bu görev- ler; üreme hücrelerini üretmek, da- ¤›t›ma haz›r hale getirmek ve kendi- sine ulaflan di¤er üreme hücresinin döllenmesini gerçeklefltirmektir. Çiçeklerin açmaya bafllad›klar› dönemde ortaya ç›kan polenler, bit- kilerin erkek üreme hücreleridirler. Görevleri, kendi türlerinin çiçekle- 20 HARUN YAHYA Ölü toprak kendileri için bir ayettir; Biz onu dirilttik, ondan taneler ç›kartt›k, böylelikle on- dan yemektedirler. Biz, orada hurmal›klardan ve üzüm-ba¤la- r›ndan bahçeler k›ld›k ve içle- rinde p›narlar f›flk›rtt›k: Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yapt›klar›ndan yemeleri için. Yine de flükretmiyorlar m›? Yerin bitirdiklerinden, kendi nefisle- rinden ve daha bilmedikleri nice fleylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir. (Yasin Suresi, 33-36)
  • 23. rindeki difli organlara ulaflabilmek ve ait olduklar› bitkinin neslinin deva- m›n› sa¤lamakt›r. Her bitkinin polenlerini göndermek için ise kendine özgü bir yöntemi ya da kulland›¤› bir mekanizmas› vard›r. Bitkilerden kimileri böcekleri kul- lan›rlar, kimileriyse rüzgar›n özelliklerinden faydalan›rlar. Bitkilerin döllen- mesinde kuflkusuz ki en önemli nokta her bitkinin yaln›z kendi türünden olan bir bitkiyi dölleyebilmesidir. Bu yüzden do¤ru polenlerin do¤ru bitki- ye gitmesi son derece önemlidir. Peki, özellikle bahar aylar›nda ha- vada bu kadar çok çeflitte polen dolafl›r- ken, nas›l olup da döllenmede hiç kar›- fl›kl›k ç›kmaz? Polenler uzun yolculukla- ra ve de¤iflen flartlara nas›l dayan›kl›l›k gösterirler? Tüm bu sorular›n cevab› polenin ya- p›s› ve da¤›lma yöntemleri incelendi¤in- de verilmifl olacakt›r. Polenlerden Tohuma Do¤ru... Mükemmel ambalajlanm›fl genler: Polenler Polenler ilk olarak çiçeklerin erkek üreme organlar›nda üretilirler ve oradan da çiçe¤in d›fl bölümüne do¤ru ilerlerler. Buraya ulaflt›ktan sonra da olgunlaflma- ya bafllarlar ve sonraki nesil için dölleme- ye haz›r hale gelirler. Bu polenin hayat›n- daki ilk aflamad›r. Öncelikle polenin yap›s›na biraz göz atal›m. Polen, gözle görülemeyecek Havada çok fazla polen dolaflmas›na ra¤- men bitkiler, sadece kendi türlerinden olan polenler kendilerine ulaflt›¤›nda döllenme ifllemini bafllat›rlar. Yandaki resimde polen- lerini yayan bir bitki görülmektedir. 21ADNAN OKTAR
  • 24. kadar küçük bir mikroorganizmad›r (kay›n a¤ac›n› poleni 2, kaba¤›n poleni ise 200 mikron büyüklü¤ündedir) (1 mikron=1/1000mm). ‹çinde büyük gövdeli bir hücre (vejetatif hücre) ile iki sperm hücresi (generatif hücre) bu- lunur. Polen bir tür kutuya benzetilebilir. Polenin içinde bitkinin üreme hüc- releri vard›r. Bu hücrelerin ço¤u d›fl etkenlerden zarar görmeden canl›l›kla- r›n› koruyabilmeleri için çok iyi bir flekilde saklanmalar› gerekir. Bu yüzden kutunun yap›s› son derece sa¤lamd›r. Kutunun etraf› "sporoderm" diye ad- land›r›lan bir kabuk taraf›ndan sar›lm›flt›r. Bu kabu¤un d›fl k›sm›nda bulu- nan ve "ekzin" olarak adland›r›lan tabaka, organik alemin bilinen en daya- n›kl› maddesidir ve kimyasal yap›s› henüz tam olarak ayd›nlat›lamam›flt›r.6 Bu madde genel olarak asitlerin ve enzimlerin yol açt›¤› bozulmalara karfl› çok dirençlidir. Ayr›ca yüksek s›cakl›k ve bas›nçtan da etkilenmez. Görüldü- ¤ü gibi, bitkilerin devaml›l›¤› için varl›klar› zorunlu olan polenlerin korun- malar› için çok detayl› tedbirler al›nm›flt›r; polenler adeta özel olarak amba- lajlanm›fllard›r. Bu sayede polenler hangi metodla tafl›n›rlarsa tafl›ns›nlar, ana gövdelerinden kilometrelerce uzakl›kta dahi canl›l›klar›n› sürdürebilir- ler. Polenlerin çok dayan›kl› bir maddeyle kaplanm›fl olmalar›n›n yan› s›ra say›ca çok olmalar› da o bitkinin ço¤almas›n› garanti alt›na alm›fl olur. Polendeki bu detayl› yap›da da görüldü¤ü gibi Allah yaratt›¤› her fley- de bize benzersiz sanat›n› gösterir ve bunlar›n üzerinde düflünmemizi ister. Buna Kuran'daki pek çok ayette dikkat çekilmifltir: Yeryüzünde birbirine yak›n komflu k›talar vard›r; üzüm ba¤lar›, ekinler, çatall› ve çatals›z hurmal›klar da vard›r ki, bunlar ayn› su ile sulan›r; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) baz›s›n› baz›s›na üstün k›l›yo- ruz. fiüphesiz, bunlarda akl›n› kullanan bir topluluk için gerçekten ayet- ler vard›r. (Rad Suresi, 4) Polenlerin, dölleyecekleri çiçeklere ulaflabilmeleri için genellikle iki farkl› yol vard›r: Döllenme iflleminin ilk aflamas› olan tafl›nma ifllemi, polen- lerin bir ar›n›n, bir kelebe¤in ya da herhangi bir böce¤in vücuduna yap›fl›p kendilerini tafl›tt›rmalar› veya rüzgar›n ak›fl›na uygun olarak yol almalar› fleklinde gerçekleflir. 22 HARUN YAHYA D›fl görünüfl olarak hepsi birbirinden farkl› olan polenler, içle- rinde bitkilerin de¤erli üreme hücrelerinin sakland›¤›, son dere- ce sa¤lam, milimetrenin binde biri büyüklü¤ündeki kutulard›r.
  • 25.
  • 26. Bitkiler her üreme dönemlerinde havaya milyonlarca polen b›- rak›rlar. Polenlerin say›ca bu kadar çok olmas›n›n nedeni, herhangi bir etki ile oluflacak tehlikelere karfl› bitkinin üreme- sinin garanti alt›na al›nmas›d›r.
  • 27. Rüzgara Yelken Açan Polenler Yeryüzündeki pek çok bitki, türünün devam›n› polenlerini rüzgar vas›- tas›yla da¤›tarak sa¤lar. Birçok aç›k tohumlu bitki, çam a¤açlar›, palmiye ve benzeri a¤açlar ve ayr›ca çiçek veren tüm tohumlu bitkiler ile çimensi otla- r›n tamam› rüzgarlarla döllenir. Rüzgar, çiçek tozlar›n› bitkilerden al›p, ayn› türden di¤er bitkilere tafl›yarak döllenmeyi gerçeklefltirir. Rüzgarla döllenme iflleminde, halen bilimadamlar›n›n aç›klama getir- mekte zorland›klar› pek çok nokta ve cevap bekleyen pek çok soru vard›r. Örne¤in rüzgarla tafl›nan binlerce polen çeflidinden her biri, kendi türüne ait olan bitkinin çiçe¤ini nas›l tan›maktad›r? Bitkiden f›rlat›lan polenler hiçbir yere tak›lmadan nas›l olup da bu bitkinin diflilik organlar›na ulafl›rlar? Döl- lenme ihtimali oldukça düflük olmas›na ra¤men nas›l olup da binlerce bitki, üstelik de milyonlarca y›ld›r bu yolla döllenmektedir? ‹flte bu sorular›n cevab›n› verebilmek için yola ç›kan Cornell Üniversi- tesi'nden Karl J. Niklas ve ekibi rüzgarla döllenen bitkileri incelemeye alm›fl- lard›r. Bulduklar› sonuçlar son derece flafl›rt›c› olmufltur. Niklas ve ekibi rüz- garla döllenen bitkilerin havadan bol miktarda polen yakalayabilmelerini sa¤layan, aerodinamik çiçek yap›lar›n›n oldu¤unu keflfetmifllerdir. 25ADNAN OKTAR ‹htiflaml› bir görüntüye sahip olan palmiye a¤açlar› da rüzgarlar› kullanarak döllenen bitkilerdendir.
  • 28. Bitkilerdeki bu aerodinamik yap› nedir? Nas›l bir etkisi vard›r? Bu so- rular›n cevaplar›n› verebilmek için öncelikle "aerodinamik yap›" tan›m›n›n aç›klanmas› gerekir. Havada hareket eden cisimlere hava ak›mlar›ndan kay- naklanan baz› kuvvetler etki eder. Aerodinamik kuvvetler olarak adland›r›lan bu kuvvetler sayesinde, hareket etmeyi baflarabilen cisimler de "aerodinamik yap›ya sahip cisimler" olarak adland›r›l›rlar. Rüzgarla polenleflme sistemini kullanan baz› bitkiler iflte bu aerodinamik yap›y› çok etkili bir biçimde kulla- n›rlar. Bu konudaki en güzel örnek çam kozalaklar›n›n yap›s›nda görülür. Aerodinamik Kozalaklar Karl Niklas ve ekibinin rüzgarla polenleflmeyi incelemelerine sebep olan sorulardan belki de en önemlisi, "nas›l olup da havada bu kadar çok çe- flitte polen dolafl›rken, bir bitki çeflidinin polenleri baflka bir bitki türü tara- f›ndan tutulmamakta ve sadece kendi türünden di¤er bitkilere ulaflt›r›lmak- tad›r" sorusu olmufltur. ‹flte bu soru, bilimadamlar›n› rüzgarla döllenen bit- kileri, özellikle de kozalaklar› incelemeye yöneltmifltir. Oldukça uzun olan yaflam süreleri ve yüksek boylar›yla tan›nan koza- lakl› a¤açlarda, kozalaklar erkek ve difli yap›lar› olufltururlar. Erkek ve difli kozalaklar ayn› a¤açta oldu¤u gibi farkl› a¤açlarda da olabilirler. Kozalak- larda, polenleri tafl›yan hava ak›m›n› kendilerine çekecek özel tasarlanm›fl kanallar vard›r. Polenler, oluflan bu kanallar sayesinde üreme alanlar›na ko- layl›kla gelirler. Difli kozalaklar, erkek kozalaklara göre daha büyüktürler ve tek olarak büyürler. Difli kozalaklar›n merkez eksenleri etraf›nda çok fazla miktarda yaprak benzeri yap›lar olan "sporofil"ler vard›r. Bunlar, bal›k puluna benze- yen kabuk fleklinde yap›lard›r. Sporofillerin iç yüzeylerinde iki adet ovül (yumurtan›n oluflturuldu¤u k›s›m) bulunur. Kozalaklar polenleflmeye haz›r oldu¤unda bu kabuklar iki yana aç›l›r. Böylece erkek kozalaktan gelen po- lenlerin içeri girmesine olanak sa¤lanm›fl olur. Bundan baflka polenlerin kolayl›kla kozala¤›n içine girmesini sa¤layan 26 HARUN YAHYA Kozalakl› a¤açlar di¤er bitki türleri aras›nda en ilginç üreme sistemine sahip olanlardan bir tanesidir. Yan sayfadaki resimde bir kozala¤›n döllenme aflamalar› görülmektedir.
  • 29. Difli kozalaklar Erkek kozalaklar Erkek kozala¤›n kesiti Mayoz bölünme için haz›r olan erkek üreme hücreleri Mayoz bölünme için haz›r olan difli üreme hücreleri Erkek kozalaklar Mayoz Erkek üreme hücreleri Difli üreme hücresi Genç difli kozalak Difli kozala¤›n kesiti Erkek polen taneleri rüzgarla difli kozala¤a tafl›n›r. Döllenme Döllenme Polen tüpü Zigot Embriyo Embriyo Tohumun filizlenmesi Olgun difli kozalak Tohumun kesiti Kozalakl› yeni bitkinin geliflimi Difli gametofit (besleyici doku) Polen taneleri (Erkek üreme hücrelerini tafl›yan taneler) Kozalakl› Bir Bitkinin Üreme fiemas› Difli kozalakta üreme hücrelerinin bulundu¤u bölüm
  • 30. özel yard›mc› yap›lar da vard›r. Örne¤in difli kozalaklar›n pullar› yap›flkan k›llarla döflenmifltir. Bu k›llar sayesinde polenler döllenme için kolayl›kla içeri al›nabilmektedirler. Döllenmeden sonra difli kozalaklar, çekirdek ihtiva eden odunsu ve derimsi yap›lara dönüflürler. Daha sonra çekirdekler de uy- gun koflullarda geliflerek yeni bitkileri meydana getirirler. Ayr›ca difli koza- laklar›n çok flafl›rt›c› bir özellikleri daha vard›r: Yumurtan›n olufltu¤u k›s›m (ovül) kozala¤›n merkezine çok yak›nd›r. Bu da polenin bu bölüme ulaflma- s› için bir zorluk gibi görünmektedir. Çünkü kozala¤›n iç k›s›mlar›na ulafla- bilmek için, iç eksene aç›lan özel bir yoldan da geçilmesi gerekmektedir. Bu ilk bak›flta kozalaklar›n döllenmesinde bir dezavantaj gibi görülmesine ra¤- men, yap›lan incelemeler sonucunda böyle olmad›¤› anlafl›lm›flt›r..7 Kozalaklardaki bu özel döllenme sisteminin nas›l iflledi¤inin buluna- bilmesi için bir model kozalak haz›rlanarak deney yap›lm›flt›r. Helyum doldurularak yap›lm›fl baloncuklar hava ak›m›na b›rak›larak hareketleri gözlenmifltir. Bu baloncuklar›n hava ak›m›n› rahatl›kla izleyerek, kozala¤›n içindeki s›k›fl›k koridorlardan hiç zorlanmadan geçme özelli¤ine sahip ol- duklar› anlafl›lm›flt›r. Daha sonra bu maket deneyinde gözlemlenen baloncuklar›n hareketle- 28 HARUN YAHYA Difli çam kozala¤›n›n etraf›nda yarat›lan hava ak›m› tozlaflmada çok önemli rol oynar. Önce rüzgar kozala¤›n merkezine sapt›r›l›r. a)Mer- kezde eksen etraf›nda döndükten sonra pulla- r›n yüzeyini f›rçalar b)Her pulun üzerinde ha- va, yumurta aç›kl›¤›na yak›n yerden aniden düzensiz bir flekilde dolanmaya bafllar ve po- lenler bu bölgede birikir. (c) Rüzgar yönüne paralel olarak kozalaklarda hava afla¤›ya ve pullara do¤ru gönderilir. Alttaki resimde ise difli kozala¤›n etraf›ndaki i¤ne yapraklar görülmektedir. rüzgar ovül pul mikrofil a) b) c)
  • 31. ri özel bir foto¤raflama tekni¤iyle görüntülenmifltir. Bir bilgisayar yard›m›y- la görüntüler analiz edilerek rüzgar›n yönü ve h›z› da tespit edilmifltir. Bilgisayardan elde edilen sonuçlara göre, kozalaklar›n rüzgar›n do¤ru- sal hareketini üç flekilde de¤ifltirdi¤i anlafl›lm›flt›r. ‹lk olarak rüzgar›n yönü dallar ve yapraklar vas›tas›yla merkeze do¤ru döndürülmüfltür. Daha sonra bu bölgedeki rüzgar k›vr›larak yumurtan›n oluflturuldu¤u bölgeye do¤ru sürüklenmifltir. ‹kinci harekette, kabukçuklar›n tümünü yalayan rüzgar san- ki bir girdaptaym›fl gibi dönerek kozala¤›n iç eksenine do¤ru aç›lan bölgeye yönelmifltir. Üçüncüsünde ise kozalak, ç›k›nt›lar› sayesinde çalkant›ya ne- den olarak, rüzgar› afla¤›ya do¤ru döndürerek kabuklara yönlendirmifltir. ‹flte bu hareketler sayesinde havada uçuflan polenler ço¤unlukla hedef- lerine ulaflmaktad›rlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hiç kuflkusuz ki, birbirini tamamlayan üç aflaman›n olmas› ve bunlar›n mutlaka bir arada olmas› gerekti¤idir. Kozalaklardaki yap›n›n mükemmelli¤i iflte bu noktada ortaya ç›kmaktad›r. Evrim teorisi tüm canl›larda oldu¤u gibi bitkilerde de aflamal› olarak, zaman içinde bir geliflim oldu¤unu iddia eder. Bitkilerdeki kusursuz yap›la- r›n sebebi evrimcilere göre tesadüflerdir. Bu iddian›n geçersizli¤ini görmek için sadece kozalaklardaki üreme sisteminin sahip oldu¤u kusursuz yap›y› incelemek yeterli olacakt›r. Üreme sistemi olmadan bir canl›n›n neslini devam ettirmesi mümkün de¤ildir. Bu kaç›n›lmaz gerçek elbette ki çam a¤ac› ve kozalaklar› için de ge- çerlidir. Yani, kozalaklardaki üreme sisteminin çam a¤açlar›n›n ilk ortaya ç›- k›fl› ile birlikte var olmas› zorunludur. Kozalaklardaki bu mükemmel yap›- n›n var oluflunda ise kendili¤inden kademeli oluflma gibi bir süreç imkans›z- d›r. Çünkü rüzgar› kozala¤a yönlendiren yap›n›n, daha sonra bu rüzgar› ka- nala yönelten ayr› bir yap›n›n ve en sonunda da yumurtan›n oldu¤u bölüme ulaflt›ran kanal›n her birinin eksiksizce ayn› anda ortaya ç›km›fl olmalar› ge- rekmektedir. Bu üç yap›dan birinin eksikli¤i durumunda, bu üreme sistemi- nin çal›flmas› mümkün de¤ildir. Kald› ki kozalaktaki yumurta hücresinin ve onu dölleyecek olan sperm hücrelerinin kendiliklerinden tesadüfen olufla- bilmelerinin imkans›zl›¤› da evrim teorisi aç›s›ndan apayr› bir ç›kmazd›r. 29ADNAN OKTAR
  • 32. Tek bir parças›n›n dahi tesadüflerle var olmas› imkans›z olan böyle bir sistemin tüm parçalar›n›n ayn› anda tesadüflerle ortaya ç›kmas›, imkans›z kavram›n›n dahi ötesinde bir durumdur. Bu durum da evrim teorisinin tesa- düfen oluflum iddialar›n› her yönüyle geçersiz k›lmaktad›r. Dolay›s›yla, flu çok aç›k bir gerçektir ki, kozalaklar ilk ortaya ç›kt›klar› andan itibaren, eksik- siz bir flekilde bu kusursuz sistemle birlikte Allah taraf›ndan yarat›lm›fllard›r. Çam a¤açlar›n›n, polenlerin yakalanmas›n› h›zland›ran daha baflka özellikleri de vard›r. Örne¤in yumurta hücrelerinin içinde bulundu¤u difli kozalaklar genellikle dallar›n ucunda oluflur. Bu da polenlerin kayb›n› en aza indirir. Bundan baflka çam kozala¤›n›n etraf›ndaki yapraklar, hava ak›- m›n›n h›z›n› azaltarak kozalak üzerine daha fazla polen düflmesine yard›m ederler. Kozalak etraf›ndaki yapraklar›n simetrik dizilifli de, herhangi bir yönden gelen polenlerin kolayl›kla tutulmas›na yard›mc› olur. Tüm polenlerde oldu¤u gibi çam polenlerinin de türlere göre farkl› bi- çimleri, büyüklükleri ve yo¤unluklar› vard›r. Bu sayede her polen hava ak›- m›ndan de¤iflik yönde etkilenmifl olur. Örne¤in, bir türün polenleri, baflka bir türün kozala¤›n›n oluflturdu¤u hava ak›mlar›n› izleyemeyecek bir yo- ¤unlu¤a sahiptir. Bu sebeple kozala¤›n oluflturdu¤u ak›m›n d›fl›na ç›karak topra¤a düflerler. Bütün kozalak çeflitleri kendi türlerinin polenlerine en uy- gun hava ak›m›n› olufltururlar. Kozalaklar›n bu özelli¤i sadece polenleri tut- maya yaramaz. Hava ak›m›n›n meydana getirdi¤i bu filtre özelli¤ini bitkiler çok de¤iflik ifller için de kullan›rlar. Ör- ne¤in bu yöntem sayesinde difli koza- laklar, yumurta hücrelerine zarar vere- bilecek mantar polenlerinin yönünü de de¤ifltirebilirler. Bitkiler taraf›ndan havaya rastgele at›lan polenlerin kendi türdefllerine ulaflabilmesi için al›nan önlemler sade- ce bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Bitkinin po- lenlerinin ihtiyaçtan çok daha fazla 30 HARUN YAHYA Kozalaklar kendi türlerine göre çeflitli yo¤unluklara ve biçimlere sahip olurlar.
  • 33. miktarda üretilmesi de, polenleflme ifllemini bir yere kadar güvence alt›na al- m›fl olur. Çeflitli sebeplerle oluflabilecek polen kay›plar› bu sayede bitkiyi et- kilemeyecektir. Örne¤in çam a¤açlar›ndaki her bir erkek kozalak y›lda 5 mil- yondan fazla polen üretirken, tek bafl›na bir çam a¤ac› ise y›lda 12.5 milyar civar›nda polen üretmektedir ki bu, di¤er canl›lar›n üreme hücreleriyle kar- fl›laflt›r›ld›¤›nda son derece ola¤anüstü bir say›d›r.8 Bununla birlikte rüzgarla tafl›nan polenlerin önünde daha pek çok en- gel vard›r. Bunlardan biri de yapraklard›r. Polenler havada uçuflmaya baflla- d›klar› s›rada, yapraklara tak›l›p kalmalar›n› engellemek için baz› bitkilerde (f›nd›k, gürgen, ceviz vs) çiçekler yapraklardan önce açarlar. Bu sebeple po- lenleflme yapraklar›n henüz geliflmedikleri bir zamanda gerçekleflmifl olur. Bu¤daygillerde ve çamgillerde ise polenleflmenin kolayl›kla gerçekleflebil- mesi için çiçekler bitkinin uç k›s›mlar›nda bulunmaktad›r. Böylelikle yap- raklar polenin hareketine bir engel teflkil etmemifl olurlar. Al›nan bu önlemlerle polenler oldukça uzak mesafelere kadar gidebi- lirler. Bu uzakl›k bitkinin türüne göre de¤iflir. Örne¤in üzerlerinde hava ke- secikleri bulunan polenlerin katedebildikleri mesafe, di¤er türlere göre çok daha fazla olabilir. 2 tane hava keseci¤i tafl›yan çam polenlerinin yüksek ha- va ak›mlar› ile 300 km kadar uza¤a tafl›nabildi¤i belirlenmifltir.9 Bununla bir- likte as›l önemli olan nokta, havada uçan binlerce çeflit polenin bazen kilo- metrelerle ifade edilen bir uzakl›¤a, ayn› rüzgarlarla tafl›nmas› ve bir kar›fl›k- l›k ç›kmamas›d›r. 31ADNAN OKTAR Yandaki resim- de görülen Amerikan me- lez çam›n›n ko- zalaklar›nda da döllenmenin daha kolay ger- çekleflmesi için yapraklar, po- lenlerin uçma- s›n› engelleme- yecek flekilde yerlefltirilmifltir.
  • 34. Polenler hedefe kilitleniyor Rüzgar yoluyla döllenen bitkilerin bu hayret uyand›r›c› özelliklerini daha iyi anlayabilmek için, flöyle bir örnekle k›yas yapabiliriz: Roketlerin hedeflerine varabilmeleri için belirli bir rotay› izlemeleri gere- kir. Bu yüzden de roketin her türlü tasar›m›, hedefe ulaflmas›n› sa¤layacak fle- kilde titiz hesaplamalarla yap›lmal›d›r. Roketin özellikleri, motor kapasitesi, uçufl h›z› gibi roket ile ilgili ve ya¤›fl, rüzgar, yo¤unluk gibi hava flartlar›yla il- gili konular detayl› olarak programlanmal›d›r. Ayr›ca hedef bölgenin yap›s› ve ortam flartlar› da en ince ayr›nt›s›na kadar bilinmelidir. Üstelik bu saptamala- r›n hassas ölçümlerle yap›lmas› gereklidir. Aksi takdirde roket, rotas›n›n d›fl›- na ç›kar ve hedefe ulaflamaz. Hedefe kilitlenen bir roketin görevini baflar›yla tamamlayabilmesi için birçok mühendis çok detayl› düflünerek hareket etme- lidir. Belli ki hedefe kilitlenmedeki baflar›, ekibin yo¤un çal›flmalar›n›n, ince hesaplamalar›n ve kullan›lan üstün teknolojinin bir ürünü olacakt›r. Kozalaklardaki kusursuz üreme sistemlerinde de, roketlerin hedefe ki- litlenmelerine benzer biçimde, her fley çok ince planlam›fl, son derece hassas ayarlamalar yap›lm›flt›r. Hava ak›m›n›n yönü, kozalaklar›n yo¤unluk farkla- r›, yapraklar›n biçimi gibi pek çok detay, özel olarak tasarlanm›fl ve bitkile- rin üreme plan› bu bilgilere göre kurulmufltur. Bitkilerdeki bu detayl› yap›lar›n varl›¤›, akla yine bu mekanizmalar›n nas›l olufltu¤u sorusunu getirecektir. Bu soruya yine bir soruyla cevap vere- lim. Kozalaklardaki bu yap› tesadüflerin eseri olabilir mi? Roketlerdeki sistem uzun y›llar süren çal›flmalar sonucunda, ak›l ve bil- gi sahibi, bu konuda uzmanlaflm›fl mühendislerin yo¤un çal›flmalar›yla orta- ya ç›km›flt›r. Bu konuda kimsenin bir flüphesi yoktur. Roketlerle hemen he- men ayn› çal›flma sistemine sahip olan kozalaklardaki kompleks yap›lar da ayn› flekilde özel olarak tasarlanm›flt›r. Bir roketin tesadüfen olufltu¤unu iddia etmek, rasgele bir rota tutturdu¤unu söylemek ne derece mant›ks›z bir iddia olacaksa, benzer flekilde hedefe kilitlenmifl olarak hareket eden polenlerin ola- ¤anüstü hareketlerinin ve kozalaklardaki detayl› yap›n›n da tesadüflerle orta- ya ç›km›fl oldu¤unu söylemek ayn› derecede mant›ks›z bir iddia olacakt›r. Ayn› flekilde polenlerin bu yolculukta ayr› yollar›n› bulabilecek yetene- 32 HARUN YAHYA
  • 35. ¤e ve bilgiye sahip olma ihtimalleri de elbetteki imkans›zd›r. Sonuç olarak polen bir hücreler toplulu¤udur. Daha da derinine inersek fluursuz atomlar- dan oluflan bir varl›kt›r. Polende böyle bir yetene¤i ortaya ç›karacak bir flu- ur aramak mümkün de¤ildir. Kuflkusuz bir kozala¤›n böylesine detayl› bil- gilerle dolu bir sistemi kullanarak döllenebilmesi ancak sonsuz bilgi ve kud- ret sahibi olan Allah'›n mükemmel yaratmas› ile gerçekleflmektedir. Çam a¤açlar›n›n döllenmesindeki baflka bir önemli nokta da, rüzgarla- r›n kontrol alt›nda tutuluyor olmas›d›r. Rüzgarlar›n kendilerine verilen tafl›- ma görevini kusursuz bir flekilde yerine getirmeleri de hiç kuflkusuz ki yine alemlerin Rabbi olan Allah'›n, gökten yere her ifli evirip çevirmesi sayesinde- dir. Allah bu durumu bir ayetinde flu flekilde bildirir: Ve afl›lay›c›lar olarak rüzgarlar› gönderdik... (Hicr Suresi, 22) Yeryüzündeki tüm bitki türleri istisnas›z olarak bu ifllemleri gerçeklefl- tirmektedirler. Her bir tür kendi yapmas› gerekenleri, ilk ortaya ç›kt›¤› an- dan itibaren bilmektedir. Rüzgar ak›m›n›n yard›m› ile gerçekleflen bu olay, baflar›ya ulaflmas› oldukça zor ihtimallere dayanmas›na ra¤men milyonlar- ca y›ld›r hiçbir aksama olmadan devam etmektedir. Görüldü¤ü gibi her fley çok yerli yerinde ve mükemmel bir zamanlama ile gerçekleflmektedir. Çün- kü bu mekanizmalar›n her biri, bir bütün olarak ve ayn› zaman dilimi için- de bir arada ifllemek zorundad›r. Bir tanesinin eksikli¤i veya ifllememesi du- rumunda bitkinin soyunun tükenmesi kaç›n›lmazd›r. Ne bir parças›nda ne de bütününde kendilerinden kaynaklanan bir ak›l, irade ya da bilinç bulunmayan bu sistemler, çok aç›kt›r ki hepsini her an kontrolü alt›nda tutan, her fleyi en ince ayr›nt›s›yla planlayan, sonsuz bir güç ve bilgi sahibi olan Allah'›n emri ve yaratmas› ile bu inan›lmaz olaylar- da rol oynamaktad›rlar. Canl› cans›z her fleyin ve her olay›n meydana gelme- si Allah'›n her an yaratmas› ile gerçekleflmektedir. Allah bu s›rr› bir ayetinde insanlara flöyle bildirmektedir: Allah, yedi gö¤ü ve yerden de onlar›n benzerini yaratt›. Emir, bunlar›n aras›nda durmadan iner; sizin gerçekten Allah'›n her fleye güç yetirdi¤i- ni ve gerçekten Allah'›n ilmiyle her fleyi kuflatt›¤›n› bilmeniz, ö¤renme- niz için. (Talak Suresi, 12) 33ADNAN OKTAR
  • 36. Konuyla ilgili flöyle bir örnek daha verebiliriz: Her ayr›nt›n›n düflünü- lerek haz›rland›¤›, hatas›z çal›flan bir teknolojik alet, bir fabrika veya bir bi- na gördü¤ümüzde bunlar›n planlay›c›lar›n›n oldu¤undan hiç kuflku duy- may›z. Tüm bunlar›n bilinçli kifliler taraf›ndan yap›ld›¤›n› ve her aflamas›n- da mutlaka bir denetim oldu¤unu da biliriz. Hiç kimse ç›k›p da bunlar›n kendi kendilerine zamanla olufltuklar› gibi bir iddiada bulunmaz. Planlayan kiflinin akl›n› ve sanat›n› yapt›¤› ifller oran›nda takdir ederiz, sayg› duyar›z, ondan övgüyle bahsederiz. ‹flte yeryüzündeki tüm canl›lar da çok hassas dengelere ba¤l› olarak, her detay› ince ince planlanm›fl sistemlerle birlikte yarat›lm›fllard›r. Bunu is- tisnas›z bafl›m›z› çevirdi¤imiz her yerde görürüz. Bütün canl›lar bize kendi- lerini yaratan Allah'› tan›t›rlar. Hiç kuflkusuz ki burada övülmeye lay›k olan, tüm canl›lar› sahip olduklar› yeteneklerle yaratan Allah't›r. Yeryüzündeki her fley gibi tüm bitkiler de Allah'›n özel olarak yaratt›¤› sistemler sayesinde varl›klar›n› sürdürmektedirler, yani O'nun kontrolündedirler: Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. fiüphesiz Allah, hiçbir fleye ih- tiyac› olmayan (Gani)d›r, övülmeye lay›k oland›r. (Hac Suresi, 64) Gayb›n anahtarlar› O'nun Kat›ndad›r, O'ndan baflka hiç kimse gayb› bil- mez. Karada ve denizde olanlar›n tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yap- rak dahi düflmez; yerin karanl›klar›ndaki bir tane, yafl ve kuru d›flta olma- mak üzere hepsi (ve her fley) apaç›k bir kitaptad›r. (Enam Suresi, 59) Polen Tafl›y›c›lar› ‹fl Bafl›nda Baz› bitki türlerinin, polenlerini böcekler, kufllar, ar›lar ve kelebekler gi- bi hayvanlara tafl›tarak ürediklerinden bahsetmifltik. Polenlerini hayvanlara da¤›tt›ran bitkilerle bu da¤›t›mda görev alan hayvanlar›n aralar›ndaki iliflkiler gözlemcileri hayrete düflürmektedir. Çün- kü bu canl›lar karfl›l›kl› bir al›fl-verifli gerçeklefltirmek için, birbirlerini etkile- yecek ve cezbedecek yöntemleri ustaca kullan›rlar. Önceleri, genel bir kana- at olarak bitkilerin hayvanlarla olan iliflkilerde fazla rollerinin olmad›¤› zan- nedilirdi. Oysa araflt›rmalar bu kanaatin tam tersi bir sonucu ortaya koydu: Bitkiler hayvanlardaki tav›r ve davran›fllar› do¤rudan etkilemektedirler. 34 HARUN YAHYA
  • 37. Örne¤in bitkilerdeki renk sinyalleri kufllara ve di¤er hayvanlara hangi meyvelerin olgunlafl›p yay›lmaya haz›r oldu¤unu haber verir. Çiçeklerin rengi ile ba¤lant›l› olan nektar miktarlar› da, dölleyicinin çiçek üzerinde da- ha uzun kalmas›n› sa¤layarak döllenme ihtimalini art›r›r. Özel çiçek kokula- r› da do¤ru dölleyicileri tam gerekli zamanda çeker. Bitkiler hayvanlar› etki- lemede çok aktif bir rol oynarlar. Kulland›klar› özel stratejilerle polenlerini tafl›yacak hayvanlar› mükemmel bir flekilde yönlendirirler.10 Bunlardan baflka bitkiler amaçlar›na ulaflabilmek için kimi zaman da 35ADNAN OKTAR Resimlerde görü- len de¤iflik türlere ait böcekler bitki- ler için birer po- len tafl›y›c›s› gibi görev yaparlar. Allah böceklerle çiçekleri birbirle- riyle tam bir uyum içinde yaratm›flt›r. Örne¤in soldaki resimde görülen ar›n›n baca¤›nda polen tafl›mas› için yarat›lm›fl olan, özel tüyler- den oluflan bir se- pet görülmektedir.
  • 38. yan›lt›c› yöntemler kullan›rlar. Tozlaflmay› sa¤layacak olan hayvan genellik- le bitkinin kurmufl oldu¤u tuza¤a düfler ve böylelikle bitki hedefine ulafl›r. Bitkilerin Kulland›klar› Yöntemler: Renk, fiekil ve Koku ‹letiflimi Polen tafl›y›c›s› hayvanlar için renkler, çiçeklerin ne kadar uzakta oldu¤u- nu belli etmekle beraber, çiçekte nektar olup olmad›¤›n› da haber verirler. Döl- leyici böcekler yak›nlara geldi¤inde çiçekte koku ve flekil gibi uyar›c› sinyaller belirir ve böce¤e nektar bölgesine kadar yol gösterir. Çiçeklerdeki renk çeflitli- li¤i dölleyiciyi, nektar›n oldu¤u merkeze yöneltir ve döllenmeyi sa¤lar.11 Bitkiler de sahip olduklar› bu renklerin rehberli¤inden haberdard›rlar. Hatta bu özelli¤i son derece fluurlu bir flekilde kullanarak hayvanlar› alda- t›rlar. Baz› bitkiler, böcekleri kendilerine çekebilecek nektarlar› olmad›¤› hal- de nektar tafl›yan çiçeklerin renk özelliklerine sahiptirler. Akdeniz ikliminde bulunan ormanl›k bölgelerde bir arada yaflayan Mor Çan çiçekleri ile bir or- kide türü olan K›rm›z› Sefalanda bitkisi bu konuya güzel bir örnek olufltu- rur. Mor Çan çiçekleri ar›lar için cezbedici bir nektar salg›larken, K›rm›z› Se- falanda bu ifllemi yapacak özelliklere sahip de¤ildir. Her bak›mdan birbirin- den farkl› olan bu iki bitkinin döllenmesini sa¤layanlar ise yöresel ad› "yap- rak kesen" olan yaban ar›lar›d›r. Yaprak kesen ar›lar, Çan çiçe¤inin döllen- mesini sa¤larken K›rm›z› Sefalanday› da dölleme ihtiyac› duyarlar. Nektar› olmad›¤› halde bir bitkiyi dölleyen ar›lar bilimadamlar›n›n ilgisini çekmifl ve bunun nedenini araflt›rm›fllard›r.12 Bu sorunun yan›t› "spektrofotometre" olarak adland›r›lan bir alet ile ya- p›lan araflt›rmalar sonucunda ortaya ç›km›flt›r. Buna göre çiçeklerin saçt›¤› ›fl›nlar›n dalga boylar›n›, yaprak kesen ar›lar›n seçemedi¤i anlafl›lm›flt›r. Ya- ni insanlar Mor Çan çiçe¤i ile K›rm›z› Sefalanda'n›n saçt›¤› ›fl›nlar›n dalga boylar›n› ay›rt edip, çiçekleri ayr› renklerde görebildikleri halde, yaban ar›- lar› bunu fark edemezler. Renk, polen yay›c›lar için önemli bir faktör oldu- ¤undan nektar salg›layan Çan çiçe¤ine giden ar›, onun yan›nda bulunan ve ayn› renkte gördü¤ü ancak nektar› olmayan K›rm›z› Sefalanda orkidesini de ziyaret ederek döllenmeyi sa¤lar. Görüldü¤ü gibi bu orkide, Çan çiçe¤i ile olan "gizli benzerli¤i" sayesinde neslini devam ettirebilmektedir. 36 HARUN YAHYA
  • 39. Baz› bitki türleriyse çiçeklerinin rengini de¤ifltirerek polen durumlar› hakk›nda bö- cekleri adeta haberdar ederler. Bu konuyla ilgili flöyle bir örnek verebiliriz: Do¤a bilimci Fritz Müller bir mektubun- da Brezilya ormanlar›nda yetiflen Lantana ad- l› bir bitkiden bahsediyordu: Üç gündür renk de¤ifltiren bir Lantana çi- çe¤i var burada. ‹lk gün sar›yd›, ikinci gün turuncu ve üçüncü gün mor. Çeflitli kele- bekler bu çiçe¤i ziyaret etti. Görebildi¤im kadar›yla mor çiçeklere hiç dokunulmad›. Baz› böcekler hortumlar›n› hem sar› hem de turuncu çiçeklere soktular, di¤erleri bi- rinci gün sar›ya. Ben bunun ilginç bir du- rum oldu¤unu düflünüyorum. E¤er çiçek- teki nektar ilk günün sonunda azal›rsa çi- çek çok daha az fark edilir duruma gelir; e¤er rengi de¤iflmezse kelebekler hortumlar›n› daha önce döllenmifl olan çiçeklere sokarak vakit kaybede- ceklerdi.13 Müller'in de gözlemledi¤i gibi çiçe¤in renginin de¤iflmesi hem bitkinin 37ADNAN OKTAR Lantana çiçe¤i gibi baz› çiçekler, renk- lerini de¤ifltirerek, böceklere nektar durumlar› hakk›nda bilgi verebilirler.
  • 40. hem de dölleyicinin yarar›nad›r. Çiçeklerinin rengi de¤iflen bitkiler, çiçekle- ri genç oldu¤unda dölleyicilere bol miktarda nektar ikram ederler. Çiçekler yaflland›kça yaln›zca renklerini de¤ifltirmekle kalmaz, ayr›ca daha az nektar bar›nd›r›rlar. Böylece dölleyiciler nektar› olmayan veya az miktarda nektar› olan, bu yüzden de rengi de¤iflen meyvesiz bitkilere gitmeyerek enerji tasar- rufu sa¤lam›fl olurlar. Bitki taraf›ndan bir böce¤i veya kuflu cezbetmek amac› ile kullan›lan yöntemlerden bir di¤eri de çiçeklerin yayd›klar› kokulard›r. Bizim sadece hoflumuza giden çiçek kokular›, asl›nda böcekleri cezbetmek için salg›lan›r. Çiçe¤in yayd›¤› koku da etraftaki böcekler için yol gösterici rehber özelli- ¤ine sahiptir. Kokuyu alan böcek, bu kokunun kayna¤›nda kendisi için lez- zetli bir nektar›n birikmifl oldu¤unu fark eder. Karfl›l›kl› gerçekleflen bu ha- berleflme ile böcek, duydu¤u kokunun kayna¤›na do¤ru yol al›r. Böcek çi- çe¤e ulaflt›¤›nda nektar› almak için u¤raflacak ve polenler üzerine yap›fla- cakt›r. Ayn› böcek, u¤rad›¤› baflka bir çiçe¤e daha önce yap›flan polenleri b›rakacak ve bu sayede bitkinin döllenmesi gerçekleflmifl olacakt›r. Böce- ¤in, yapt›¤› bu önemli iflten haberi bile yoktur. O yaln›zca kokusunu ald›- ¤› nektara ulaflmak amac›ndad›r. 38 HARUN YAHYA Nilüferler suyun üstünde açan çiçeklerinde bu- lunan polenlerini tafl›tmak için beyaz renge du- yarl› olan k›nkanatl›lar› kullan›rlar. Nilüferlerin döllenmesinde ilginç olan yön bu beyaz rengin döllendikten hemen sonra pem- beye dönüflmesidir. Çiçe¤in renginin de¤iflmesi k›nkanatl›lar için, çiçe¤in bafl- ka bir böcek taraf›ndan döllendi¤i ve poleninin bitti¤i anlam›na gelmektedir.
  • 41. Bitkilerin Yan›lt›c› Yöntemleri Baz› bitkilerin yan›lt›c› yöntemler kulland›klar›ndan bahsetmifltik. Bu bitki türleri böcekleri cezbedecek nektara sahip de¤ildirler. Bu tür bitkiler böceklere olan benzerliklerden faydalanarak döllenirler. Bir orkide türü (mirror orchid) ar›lar› etkileyebilmek için difli bir ar›n›n flekline ve rengine sahiptir. Hatta bu orkide türü erkek ar›lar› daha kolay cezbedebilmek için uygun bir kimyasal uyar› yay›p, etkileyici bir feromon (özel bir salg›) bile üretebilmektedir. K›br›s Ar› Orkidesi (Cyprus bee orchid) de döllenme iflleminin gerçeklefl- mesi için ar› taklidi yapan çiçeklerden baflka bir tanesidir. Bu yöntemi kulla- nan orkidelerin say›s› oldukça fazlad›r ve izledikleri yöntemler de birbirle- rinden farkl›d›r. Kimisi bafl› yukar› kalk›k difli bir ar›n›n taklidini yaparken, kimisinin de bafl› afla¤› do¤ru e¤iktir. Örne¤in Sar› Ar› Orkidesi ikinci yön- temi kullan›r. Bunun nedeni döllenme flekillerindeki farkl›l›klard›r.14 39ADNAN OKTAR Yukar›daki resimlerde solda K›br›s Ar› Orkidesi, sa¤da ise bu orkideyi difli ar› zannetti¤i için dölle- meye çal›flan erkek ar› görülmektedir. Erkek ar›, orkideyi döllemek için bir süre u¤rafl›r. Bu s›rada ar›- n›n bafl›na, orkidenin üreme organ›ndaki polenler yap›fl›r. Ar› daha sonra gidece¤i ayn› flekle sahip orkidelere bu polenleri bulaflt›r›r. Orkidelerle ar›lar aras›nda evrimle hiçbir flekilde aç›klanamayacak, her detay› çok ayr›nt›l› bir flekilde planlanm›fl bir uyum vard›r. Bu uyum bize yeryüzündeki tüm varl›klar gibi orkideleri ve ar›lar› da Allah'›n yaratt›¤›n› gösterir.
  • 42. Difli ar› taklidi yapan bir di¤er orkide türü de Korsan Ar› Orkidesi'dir. Bu orkideler difli ar›lar›n d›fl görünüfllerini o kadar mükemmel taklit ederler ki sadece erkek ar›lar bu orkidelerle ilgilenir. Difli ar›lar bu orkidelerle hiç il- gilenmezler. Orkide familyas›n›n baz› üyeleri ise ar›lara verecek nektarlar› olmasa da ar›lar› kendilerine çekmeyi baflar›rlar. Yine difli ar› taklidi yap›p çekici bir koku salg›layarak erkek yaban ar›s›n›n çiçe¤in alt bölümünde yer alan k›sm›na konmas›n› sa¤larlar. Çiçe¤e konan yaban ar›s› çiftleflmeye çal›- fl›r ve sonuçta da çiçe¤in üzerindeki polenleri vücuduna bulaflt›r›r. Bu kan- d›rmaca sonucunda da vücuduna yap›flan polenleri ayn› amaçla kondu¤u bir baflka orkide çiçe¤ine tafl›r.15 40 HARUN YAHYA Resimlerde sadece birkaç tane örne¤i görülen ar› tak- lidi yapan orkideler, gerçek- te say› olarak çok fazlad›r- lar. ‹lginç olan bu çiçeklerin her birinin kendisini baflka bir cins ar›ya benzetmesi- dir. Böyle kusursuz bir ben- zerli¤in tesadüfen gerçek- leflti¤ini iddia etmek elbette ki son derece gülünç ola- cakt›r. Orkideler bu özellik- lere sahip olarak Allah tara- f›ndan yarat›lm›fllard›r.
  • 43. Hayvanlar›n diflilik özelli¤ini taklit eden bir baflka bitki de Çekiç Orki- desidir. Güney Avustralya'da yetiflen bu orkidenin üreme mekanizmas› hay- ret uyand›racak kadar ilginçtir. Kalp fleklinde tek bir yapra¤a sahip olan Çe- kiç Orkideleri t›pat›p yaban ar›s› diflisine benzerlik gösterirler. Bu yaban ar›- lar›n›n sadece erkekleri uçarken, diflileri kanats›z olup zamanlar›n›n büyük bir k›sm›n› topra¤›n alt›nda geçirirler. Difli yaban ar›lar› çiftleflme zaman› geldi¤i zaman, erkek ar›lar›n onlara kolay ulaflmas› için topra¤›n alt›ndan ç›- karak Çekiç Orkidesine t›rman›rlar. Orkideye ç›kt›klar›nda çiftleflmek için bir koku salg›larlar ve erkek ar›n›n gelmesini beklerler. Erkek yaban ar›lar›n›n özelli¤iyse orkidelere difli ar›lardan iki hafta ön- ce zaten gelmifl olmalar›d›r. Bu son derece ilginç bir durumdur. Çünkü orta- da difli yaban ar›lar› yoktur ama difli yaban ar›lar›na t›pat›p benzeyen ve döl- lenmeyi bekleyen orkideler vard›r. Ve erkek yaban ar›lar› orkideye geldikle- rinde, difli ar›lar›n yayd›¤› kokunun benzeri ile karfl›lafl›rlar. Çünkü orkide, difli ar›lar›n kokusuna benzer bir koku yaymaktad›r. Bu kokunun da etkisi ile birlikte erkek ar›lar orkidenin yapra¤›na konarlar. Orkide, yapra¤›n›n bir bölümünü hareket ettirerek ar›n›n kendi üreme organ›na düflmesini sa¤lar. Ar› çiçekten kurtulmaya çal›fl›rken bu s›rada polen yüklü iki kesecik kafas›- n›n arkas›na ve s›rt›na yap›fl›r. Böylece ar› baflka orkidelere gitti¤inde, s›rt›- na yap›flan polenler di¤er orkidelerin döllenmesini sa¤lar.16 Görüldü¤ü gibi Çekiç Orkidesi ve ar› aras›nda son derece uyumlu bir iliflki söz konusudur. Bu uyum bitkilerin üreyebilmesi için son derece önemlidir. Çünkü baflar›l› bir polenleflmenin sa¤lanamamas›, yani böcekten gelen polenlerin ayn› tür- de bitkiye iletilmemesi durumunda döllenme gerçekleflmeyecektir. Çekiç Orkidesi ve yaban ar›lar› aras›ndaki bu uyumun do¤ada pek çok örne¤i vard›r. Çiçeklerin yap›lar›ndaki farkl›l›klar bazen bu uyumlu iliflkinin sebebi olabilmektedir. Örne¤in baz› çiçeklerin içine girebilmek baz› böcekler için son derece kolayd›r, çünkü çiçe¤in polenlerinin bulundu¤u k›s›m aç›k- t›r, bu bölümden böcekler ve ar›lar kolayl›kla girip polenlere ulaflabilirler. Baz› bitkilerde ise sadece belirli hayvanlar›n girebilece¤i büyüklükte bir nek- tar girifli vard›r. Mesela ar›lar baz› durumlarda çiçekteki nektara ulaflmak için bu aral›klardan kendilerini içeri do¤ru iterler. Oysa ar›lar›n kolayl›kla 41ADNAN OKTAR
  • 44. yapt›klar› bu ifllemi yapmak baflka canl›lar için çok zor, hatta imkans›zd›r. Normal çiçeklerden daha uzun çiçek tac› tüplerine sahip olan bitkiler- deyse a¤›z yap›lar› sebebiyle ar›lar ve baz› böcekler bu bitkileri dölleyemez- ler. Sadece gece kelebekleri ve güveler gibi uzun dilleri olan böcekler, uzun çiçek tac› tüplerine sahip olan bu çiçekleri dölleyebilirler.17 Bütün örneklerde de görüldü¤ü gibi baz› çiçeklerin yap›lar›na t›pat›p uygun bir vücut yap›s›na sahip olan böceklerle bu çiçekler aras›nda son de- rece kusursuz bir uyum vard›r. Bir kilit ve anahtar iliflkisi fleklinde olan bu uyumun evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüflerle elde edilmesi imkans›zd›r. Kald› ki bu uyumun te- sadüflerle meydana gelmesini beklemek yine evrimcilerin savundu¤u do¤al seleksiyon mant›¤›yla çeliflir. Çünkü evrimcilerin do¤al seleksiyon iddialar›- na göre, çevreye adapte olamayan bir canl› ya kendisinde yeni mekanizma- lar oluflturmal› ya da yavafl yavafl yok olmal›d›r. Bu durumda do¤al seleksi- 42 HARUN YAHYA Üstteki resimlerde difli yaban ar›s› zannet- ti¤i için bir çiçekle çiftleflmeye çal›flan er- kek bir yaban ar›s› görülmektedir. Yanda görülen Çekiç Orkideleri ise difli ar›lar›n sadece rengini, fleklini ve tüylerle kapl› alt k›s›mlar›n› taklit etmekle kalmazlar, difli ar›lar›n salg›lad›klar› kokunun da ayn›s›n› taklit edebilirler.
  • 45. yon mekanizmas›na göre bu bitkiler özel çiçek yap›lar› nedeniyle tafl›y›c› bö- cekler taraf›ndan döllenemeyecekleri için yok olacaklard›r veya çiçeklerinin fleklini de¤ifltirmek zorunda kalacaklard›r. Yine ayn› flekilde a¤›z yap›lar› se- bebiyle sadece bu çiçekleri dölleyebilen böcekler de, ya besin bulamad›kla- r› için yok olacaklard› ya da besin toplamakta kulland›klar› organlar›n›n yap›s›n› de¤ifltireceklerdi. Oysa uzun çiçek tac› olan bitkilere ya da di¤er bitkilere bakt›¤›m›zda herhangi bir adaptasyonun, yani de¤iflikli¤in ya da baflka bir ek mekanizma- n›n oluflmad›¤›n› görürüz. Ayn› flekilde kelebekler ve güveler gibi canl›larda herhangi bir adaptasyon görülmemektedir. Bu çiçekler de, onlar› dölleyen tafl›y›c›lar da çok uzun y›llardan bu ya- na yaflamlar›n› ayn› uyum içerisinde sürdürmektedirler. Buraya kadar anlat›lanlar, birkaç ayr› türdeki bitkinin nesillerini sürdü- rebilmeleri için baflvurduklar› yöntemlerin k›sa birer özeti idi. Herhangi bir biyoloji kitab›nda tüm detaylar›n› bulaca¤›n›z bitkilerin tozlaflmas› ifllemi- nin sebepleri hakk›nda ayn› kaynaklar doyurucu bir aç›klama getiremezler. Çünkü yap›lan her ifllemde, bitkiye mal edemeyece¤imiz düflünme, aklet- me, karar verme, hesap etme gibi özellikler ön plandad›r. Oysa bir bitkinin bu fiilleri gerçeklefltirecek bir fluurunun olmad›¤›n› hepimiz biliriz. E¤er bit- kinin tüm bu ifllemleri kendi iradesiyle yapt›¤›n› söylersek bak›n nas›l bir se- naryo ç›kar karfl›m›za: Bitki, aerodinamik yap›s›n›n rüzgar ile tozlaflmaya uygun oldu¤unu "hesap eder" ve ondan sonra gelen her nesil ayn› yöntemi kullan›r. Di¤erle- ri ise rüzgardan yeterince faydalanamayacaklar›n› "anlar" ve bu nedenle toz- laflma için böcekleri kullan›rlar. Ço¤alabilmek için böcekleri kendilerine çek- meleri gerekti¤ini "bilir", bunu sa¤lamak için çeflitli yöntemler denerler. Ön- celikle böceklerin nelerden hoflland›¤›n› tespit ederler. Bu tespiti yapabilme- leri için böcekleri gözlemlemeleri, çeflitli araflt›rmalar yapmalar› gerekmek- tedir. Hangi nektar›n ve kokunun hangi böcek üzerinde etkili oldu¤unu bul- duktan sonra çeflitli kimyasal ifllemler yaparak kokular üretirler ve bunu tam gerekti¤i zaman› belirleyerek salg›larlar. Nektar› böcekler için cazip k›- lan tad›n, içindeki maddelerin miktar›n› tesbit eder ve bunu da kendileri 43ADNAN OKTAR
  • 46. üretirler. Nektar ve koku böcekleri kendilerine çekmede yeterli olmuyorsa düflünüp baflka bir yöntem denemeye karar verir ve böyle durumlarda "al- dat›c› taklitler" yaparlar. Dahas› kendi türlerinden baflka bir bitkiye ulaflacak olan polenlerin boyutlar›n› ve gidece¤i mesafeyi "hesap eder" ve buna göre en uygun flekilde ve en uygun zamanda polenlerini üretirler. Polenlerin ye- rine ulaflmas›n› engelleyebilecek ihtimalleri "düflünür" ve bunlara karfl› "ön- lemler al›rlar." 44 HARUN YAHYA Avize a¤ac› bitkisinin üzerinde büyük yaprak- lardan oluflan bir rozet flekli, bunun da merke- zinde krem renkli çiçekleri tafl›yan bir sap bu- lunur. Avize a¤ac›n›n özelli¤i polenlerinin e¤im- li bir bölgede bulunmas›d›r. Bu yüzden bitkinin erkek üreme organlar›nda bulunan çiçek tozu- nu ancak e¤imli bir a¤›z yap›s›na sahip olan bu güve toplayabilir. Güve çiçek tozlar›n› birbirine bast›r›p top flekline sokar ve bunu baflka bir avize a¤ac› çiçe¤ine götürür. Önce çiçe¤in di- bine iner ve kendi yumurtalar›n› b›rak›r. Sonra tepeci¤e ç›kar ve çiçek tozu topunu buraya vu- rarak polenlerin dökülmesini sa¤lar. Bir süre sonra yumurtalardan güve t›rt›llar› ç›kar ve bu polenlerle beslenirler. E¤er güveler olmasa avi- ze a¤açlar› kendi kendilerini dölleyemezler.19 Baz› çiçekler gece açarlar bu yüz- den de gece yaflayan canl›lar tara- f›ndan döllenirler. Gece çiçeklerini dölleyen hayvanlardan bir tanesi de çiçeklerdeki nektar ile beslenen ya- rasalard›r. Yarasalar taraf›ndan döl- lenen ve beyaz, yeflilimsi ve mor renklere sahip olan bu gece çiçekle- ri öyle güçlü bir kokuya sahiptirler ki, karanl›kta uçan kör yarasalar bu sayede onlar› kolayl›kla bulabilirler. Bu çiçekler ayr›ca çok bol miktarda nektar da üretirler. Görüldü¤ü gibi her iki canl› da kusursuz bir uyum içindedir. Bu uyumu yaratan, hiç kuflkusuz ki Rahman ve Rahim olan Allah't›r.18
  • 47. Baz› çiçeklerde nektar çiçe¤in derinlik- lerinde bulunur. Bu da böceklerin ve kufllar›n nektar toplamalar›n›, yani çiçe- ¤in döllenmesini zorlaflt›racak bir deza- vantaj gibi görünür. Oysa çiçeler için böyle bir fley söz konusu bile de¤ildir. Çünkü Allah, nektar› derinlerde bulunan çiçeklerin özelliklerine t›pat›p uygun ya- p›lara sahip canl›lar yaratarak bu bitki- lerin de döllenmesini sa¤lam›flt›r.
  • 48. Elbette böyle bir senaryonun gerçekleflmesi mümkün de¤ildir, hatta bu senaryo tamamen mant›k kurallar›na ayk›r›d›r. Bütün bunlar s›radan bir bit- ki taraf›ndan gerçeklefltirilemez. Çünkü bir bitki akledemez, zaman ayar› yapamaz, ebat ve flekil tesbit edemez, rüzgar›n h›z›n› ve yönünü hesaplaya- maz, döllenebilmek için ne tip yöntemlere ihtiyac› oldu¤unu kendisi belirle- yemez, hiç tan›mad›¤› bir hayvan› cezbetmesi gerekti¤ini düflünemez, üste- lik bunu sa¤lamak için nas›l yöntemler kullanaca¤›na karar veremez. Bu detaylar ne kadar ço¤alt›l›rsa ço¤alt›ls›n, hangi yönden yaklafl›l›rsa yaklafl›ls›n, ne gibi mant›klar kurulursa kurulsun bitkilerle hayvanlar ara- s›ndaki bu iliflkide bir ola¤anüstülük oldu¤u sonucu de¤iflmeyecektir. Çünkü bu canl›lar birbirleri ile uyumlu yarat›lm›fllard›r. Bu kusursuz uyum bize hem çiçekleri hem de böcekleri yaratan gücün her iki canl›y› da çok iyi tan›d›¤›n›, onlar›n her türlü ihtiyac›ndan haberdar oldu¤unu ve on- lar› birbirlerine uygun yaratt›¤›n› gösterir. Her iki canl› da kendilerini çok iyi tan›yan, bilen alemlerin Rabbi olan, her fleyden haberdar olan Allah'›n eseri- dirler. Onlar Allah'›n büyüklü¤ünü, Yüce kudretini, kusursuz sanat›n› in- sanlara gösterip tan›tmakla görevlidirler. Bitkinin ne kendi varl›¤›ndan, ne de gerçeklefltirdi¤i bu mucizevi ifllem- lerden haberi vard›r. Çünkü o, sahip oldu¤u her özelli¤i planlayan, kainat- taki her fley gibi kendisini de yaratm›fl olan ve her an yaratmaya devam eden Allah'›n kontrolündedir, ki bu gerçe¤i de Kuran'da Allah bizlere bildirmek- tedir: Bitki ve a¤aç (O'na) secde etmektedirler. (Rahman Suresi, 6) Deniz Alt› Bitkilerinde Polenleflme Yöntemi ile Üreme Polenle üreme yöntemi, bilinenin aksine, sadece kara bitkilerine özgü bir yöntem de¤ildir. Deniz bitkilerinde de bu yöntemle üreyen türler vard›r. ‹lk olarak 1787 y›l›nda ‹talyan botanikçi Filippo Cavollini, aç›k denizde yaflayan ve polenleflme yöntemi ile üreyen "Zostera" isimli bitkiyi keflfetmifltir.20 Polenleflme yönteminin sadece kara bitkilerine özgü oldu¤unun zanne- dilmesinin nedeni; su ile temas eden kara bitkilerinin polenlerinin, yar›larak ifle yaramaz hale gelmeleriydi. 46 HARUN YAHYA
  • 49. Suda polenleflme yöntemiyle üreyen bitkiler üzerinde yap›lan incele- meler, bu konunun evrim teorisinin içinden ç›kamad›¤› problemlerden bir yenisi oldu¤unu göstermifltir. Polenleri suyla tafl›nan bitkilere 11 farkl› familyada 31 cins olarak Ku- zey ‹sveç'ten, Güney Arjantin'e, deniz seviyesinin 40 m alt›ndan, 4800 m yüksekte And Da¤lar›ndaki Titicaca Gölü'ne kadar pek çok farkl› yerde rast- lan›l›r. Ekolojik yönden bak›lacak olursa tropik ya¤mur ormanlar›ndan, çöl- lerdeki mevsimlik göllere kadar çok farkl› flartlarda yaflayanlar› vard›r.21 Evrimcilerin bu konudaki problemleri, evrim teorisinin kendi tezle- rinden kaynaklan›r. Çünkü teoriye göre polenleflme, bitkilerin karada ya- flamaya bafllamas›ndan sonra kulland›klar› "geliflmifl" bir üreme biçimidir. Oysa, bu yöntemi kullanan su bitkilerinin varl›¤› ortadad›r. Bu nedenle evrimciler bu bitkileri, "yeniden suya dönen çiçekli bitkiler" olarak adlan- d›rm›fllard›r. Ne var ki evrimciler bu bitkilerin ne suya dönüfl zamanlar›, ne suya dönüfllerini gerektiren nedenler, ne de suya dönüfllerinin flekli ve ara formlar› hakk›nda mant›kl› ve bilimsel bir aç›klama yapamam›fllard›r. Evrimcilerin di¤er bir problemi ise suyun baz› özelliklerinden kay- naklan›r. Daha önce de belirtti¤i- miz gibi su, polenin yay›lmas› için hiç de etkin bir ortam de¤ildir ve genellikle polen tanelerinin yar›l- mas›na yol açar. Ayr›ca, suyun ha- reketini tahmin etmek de zordur. Suda oldukça düzensiz ak›nt›lar olabilir, gel-git olmas› bitkileri ani- den bat›rabilir ya da suyun üstün- de oldukça uzaklara götürebilir. Tüm bunlara karfl›n suda yetiflen bitkiler, polenleflme tafl›y›c›s› ola- 47ADNAN OKTAR O, gökleri dayanak olmaks›z›n yaratm›flt›r, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r diye sars›lmaz da¤lar b›rakt› ve orada her canl›dan türetip yay›verdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik. (Lokman Suresi, 10)
  • 50. rak suyu büyük bir baflar› ile kullan›rlar. Çünkü bu bitkiler suda bu ifllemle- ri rahatl›kla baflaracaklar› flekilde yarat›lm›fllard›r. ‹flte bu bitkilerden birkaç örnek: Vallisneria Erkek Vallisneria'n›n çiçekleri, bitkinin su içinde kalan bölümünde olu- flur. Bunlar daha sonra difli özellikli bitkinin çiçeklerine ulaflabilmesi için, gövdeden ayr›larak serbest kal›rlar. Çiçek, serbest kald›¤›nda kolayl›kla su yüzeyine ç›kabilecek bir biçimde yarat›lm›flt›r. Bu esnada çiçek küresel bir tomurcuk görünümündedir. Taç yapraklar› birbirleri üzerine kapanm›flt›r ve portakal kabu¤u gibi çiçe¤in etraf›n› sarm›fllard›r. Bu özel yap›l› form, polen- lerin tafl›nd›¤› bölümün, suyun olumsuz etkisinden korunmas›n› sa¤lar. Çi- çekler yüzeye ç›kt›¤›nda, daha önce kapal› olan taç yapraklar birbirlerinden ayr›l›r ve geriye do¤ru k›vr›larak su üzerine yay›l›rlar. Polenleri tafl›yan or- ganlar, taç yapraklar›n üzerinde yükselmifl bir biçimde ortaya ç›karlar. Bun- lar en hafif bir esintiyle bile hareket edebilecek yelken görevini üstlenirler. Bu organlar, bir yandan yelken gibi ifl görürken, öte yandan Vallisneria'n›n polenlerini de su yüzeyinden yukar›da tutarlar. 48 HARUN YAHYA Vallisneria bitkisi polenlerini tafl›tmak için suyu kullan›r. Bitkinin çiçeklerinin, açacakla- r› zaman› ve yeri bilmeleri ve polenlerinin suya dayan›kl› özel yap›lar› gibi detaylar bit- kinin bu ifllemler için özel olarak yarat›ld›¤›n› bize gösterir. Erkek organ Erkek bitki Difli bitki Çiçek
  • 51. Difli bitkinin çiçekleri ise, su dibinden gelen uzun bir sap›n ucunda ve su yüzeyinde yer al›rlar. Difli çiçe¤in yapraklar› da su yüzeyinde hafif bir çö- küntü oluflturacak flekilde aç›lm›fllard›r. Bu çöküntü erkek çiçek kendine yaklaflt›¤›nda, difli çiçe¤in bir çekim alan› oluflturmas›na yarar. Nitekim er- kek çiçek, difli çiçe¤in yan›ndan geçerken bu çekim alan›na girer ve iki çiçek buluflur. Böylece polenler difli çiçe¤in üreme organ›na ulafl›r ve polenleflme gerçeklefltirilmifl olur. Erkek çiçe¤in, suda iken kapal› olup polenleri korumas›, yükselerek su yüzünde açmas› ve suda rahatl›kla ilerleyebilecek bir form oluflturmas›, üze- rinde özel olarak düflünülmesi gereken detaylard›r. Çiçe¤in bu özelli¤i deniz tafl›tlar›nda kullan›lan ve denize at›ld›¤›nda otomatik olarak aç›lan tahliye botlar›na benzer. Bu botlar birçok endüstri ürünleri tasar›mc›s›n›n uzun sü- ren ortak çal›flmalar› sonucu ortaya ç›km›flt›r. Botun ilk üretiminde karfl›lafl›- lan planlama hatalar› ve dolay›s›yla botun çal›flmas› s›ras›nda ortaya ç›kan aksakl›klar tekrar tekrar ele al›nm›fl, hatalar düzeltilmifl ve tekrarl› çal›flma- lar sonunda iflleyen do¤ru bir sisteme ulafl›lm›flt›r. Tüm bu çal›flmalar› Vallisneria'n›n durumunu düflünerek göz önüne alal›m: Vallisneria'n›n, tahliye botunu tasarlayanlar gibi birden fazla ihtima- li yoktur. Yeryüzündeki ilk Vallisneria'n›n tek f›rsat› vard›r. Ancak ilk dene- mede tam anlam›yla baflar›l› olan bir sistemin kullan›lmas› sonraki nesillere yaflama imkan› yaratacakt›r. Aksakl›klar› olan bir sistem ise difli çiçe¤i polen- leyemeyecek ve bu bitki hiçbir zaman ço¤alamayaca¤› için yeryüzünden yok olup gidecekti. Görüldü¤ü gibi Vallisneria'n›n polenleme stratejisinin aflamal› olarak ortaya ç›kmas› imkans›zd›r. Bu bitki suda polenlerini gönde- rebilece¤i yap›s›yla birlikte yarat›lm›flt›r.22 Halodule Etkileyici polenlenme stratejisine sahip bir baflka su bitkisi de Fiji Ada- lar›n›n kumlu k›y›lar›nda yetiflen Halodule'dir. Bu bitkinin polen tafl›y›c›lar› uzun yüzücü iplikler biçimindedir ve suyun içinden yüzeye sal›n›rlar. Bu yap› Halodule'ye Valisneria'dan bile çok daha fazla isabet sa¤lama imkan› verir. Ayr›ca bu ipliklerin yap›s›nda son derece özel karbonhidrat ve protein tabakalar› vard›r. Bu özel yap› da Halodulelerin yap›flkanl›k özelli¤i tafl›ma- 49ADNAN OKTAR
  • 52. lar›n› sa¤lam›flt›r. ‹plikler su yüzeyinde birbirine yap›flarak uzun sallar olufl- tururlar. Bitkiye ait bu tip milyonlarca arama arac›, gel-git dalgalar›n› kulla- narak difli bitkilerin bulundu¤u s›¤ sulara do¤ru yol al›rlar. Bu arama araç- lar›n›n birbiriyle çarp›flmas›yla döllenme ifllemi kolayl›kla baflar›lm›fl olur..23 Thalassia Buraya kadar polenleri su yüzeyinde tafl›nan bitkilerden bahsettik. Bu durumda polenlerin hareketi iki boyutludur. Baz› bitkilerde ise üreme siste- mi üç boyutlu olarak ifller. Üçüncü boyut su yüzeyinin alt›d›r. Su alt›ndaki polenleflme stratejileri, su yüzeyinde gerçeklefltirilenler- den daha zordur. Çünkü üç boyutlu polenleflmede, polenlerin hareketle- rindeki ufak bir de¤ifliklik dahi sonucu daha fazla etkiler. Bu nedenle bir polenin, su içinde iken difli organ› yakalamas›, yüzeydeyken yakalamas›n- dan çok daha zordur. Buna karfl›n, Karaib Adalar›ndan St. Croix'da yetiflen "Thalassia" bitki- si yaflam›n› her zaman su alt›nda sürdürür. Çünkü Thalassia, bu zor gözü- ken döllenme koflullar›n› kolaylaflt›racak bir polenleflme stratejisine sahip 50 HARUN YAHYA Halodule gel-git dalgalar›n› kullanarak, uzun ve yap›flkan yüzücü iplikleri sayesinde po- lenlerini difli bitkilere göndermede hep baflar›l› olur. Polen Erkek Bitki Erkek Organ Bafl› Stigma Difli Bitki
  • 53. olarak yarat›lm›flt›r. Thalassia, yuvarlak polenlerini uzun yap›flkanl› iplikler içine gömülü durumda su alt›na salar. Su alt›nda yüzen ve dalgalar taraf›n- dan yönlendirilen bu iplikler, difli çiçeklerin üreme organlar›na tak›larak ço- ¤almay› sa¤lar.24 Thalassia ve Halodule'nin polenlerini iplikçik paketleri fleklinde yollama- lar›yla arama araçlar›n›n tarad›¤› yol daha da büyütülmüfl olur. Hiç flüphesiz ki bu ak›l dolu plan, hem su bitkilerini hem de onlar›n suda polenleflme stratejile- rini yaratan ve her türlü yaratmadan haberdar olan Allah'›n eseridir. O, gökleri dayanak olmaks›z›n yaratm›flt›r, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r diye sars›lmaz da¤lar b›rakt› ve orada her can- l›dan türetip yay›verdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her gü- zel olan çiftten bir bitki bitirdik. Bu, Allah'›n yaratmas›d›r. fiu halde, O'nun d›fl›nda olanlar›n yaratt›klar›n› Bana gösterin. Hay›r, zulmeden- ler, aç›kça bir sap›kl›k içindedirler. (Lokman Suresi, 10-11) 51ADNAN OKTAR Thalassia bitkisi di¤er su bitkilerinden farkl› olarak tüm yaflam›n› suyun alt›nda geçirir. Buna ra¤men o da polenlerini su yoluyla difli bitkiye ulaflt›r›r. Thalassia'n›n da yukar›da- ki flekilde de görüldü¤ü gibi yap›flkanl› iplikçikleri vard›r. Thalassia'n›n özel yap›s›n› Allah su alt›nda yaflamas› için özel olarak yaratm›flt›r. Polenler Erkek Bitki Difli Bitki
  • 54.
  • 55. erek rüzgarlarla, gerekse di¤er tafl›y›c›larla çiçeklerin difli or- ganlar›na ulaflan erkek polenler için art›k yolculuklar›n›n sonu gelmifltir. Tohumun oluflturulmas› için her fley haz›rd›r. Efleyli üreme olarak adland›rd›¤›m›z üreme biçiminin gerçekleflmesi için en önemli aflama tohumun oluflmas›d›r. Söz konusu oluflumu, en bafl›n- dan çiçe¤in genel yap›s›ndan bafllayarak incelemekte fayda vard›r. Çiçeklerin tam ortas›nda, meyve yapraklar›ndan (karpellerden) olufl- mufl tek ya da birkaç tane difli organ bulunur. Her difli organ›n en üst bölü- münde bir tepecik, bunun alt›nda tepeci¤i tafl›yan bir boyuncuk ve en dipte de tohum taslaklar›n› bar›nd›ran fliflkince bir yumurtal›k vard›r. Erkek organlardan gelen çiçek tozlar›, yüzeyi yap›flkan bir s›v›yla kap- l› olan tepeci¤e konarlar, sonra boyuncuk kanal›yla dipteki yumurtal›¤a ula- fl›rlar. Bu yap›flkan s›v›n›n çok önemli bir görevi vard›r: Çiçek tozlar› boyun- cu¤un alt›ndaki yumurtal›¤a ulaflamad›kça buradaki tohum taslaklar›n› döl- leyemezler, bu s›v› ise çiçek tozlar›n›n bofl yere harcanmas›n› önler ve birlefl- meyi sa¤lar. Tohum tasla¤›, ancak bu difli ve erkek üreme hücreleri birleflti- ¤inde tohuma dönüflür. Çiçek tozlar›, tepeci¤in üstüne konduktan sonra büyümeye bafllar ve her çiçek tozu taneci¤i yani her erkek üreme hücresi, kök kadar ince bir bo- rucuk gelifltirerek, difli organ›n boyuncu¤undan yumurtal›¤a do¤ru uzat›r. Bu borucuklardan her birinin içinde iki tane çekirdek vard›r. Borucuk uza- yarak yumurtal›¤a ulaflt›¤›nda kopar ve içindeki hücre çekirdekleri serbest kal›r. Böylece çekirdeklerden biri yumurtal›ktaki yumurta hücresiyle birle- flir. Bu oluflum ileride tohumu meydana getirecektir. Di¤er çekirdek de ayn› tohum tasla¤›ndaki baflka bir hücreyle birleflerek tohumun çimlenmesi için gerekli besin deposunu oluflturur. ‹flte bu olaya döllenme denir. Döllenmeden sonra dayan›kl› bir tabaka yumurtay› sarar ve embriyo bir tür dinlenme evresine girer, çevresinde depolanan besin maddeleriyle to- humu oluflturur. Erkek ve difli efley hücrelerinin birleflmesiyle oluflan her tohumda, bir bitki embriyosu ve bir de besin deposu vard›r. Bu, tohumun geliflimi için çok önemli bir detayd›r çünkü toprak alt›nda bulundu¤u ilk zamanlarda, tohu- mun kökleri ve besin üretebilecek yapraklar› yoktur ve bu süre zarf›nda bü-
  • 56. Üstteki resimde çiçek açan bir bitkinin genellefltirilmifl geliflim flemas› görül- mektedir. Çifte döllenme özelli¤ine sa- hip olan bu bitki flematik anlat›mda da görüldü¤ü gibi son derece detayl› ifl- lemlerle ürer. Tohum haline gelene ka- dar birçok aflamadan geçer. Yandaki resimlerde ise bir çiçe¤in ken- disi ve enine al›nm›fl kesitinde üreme organlar› görülmektedir. Difli çiçek bölümü Difli üreme hücresi Mayoz Bölünme Erkek üreme hücresi Çeflitli flekillerde gerçekleflen polenleflme Polen borusu Çifte döllenme Çiçek açan bitkinin geliflimi Sperm çekirde¤i TohumMeyve Erkek çiçek bölümü Embriyo kesesi ‹ki çekirdek kutbu Yumurtan›n çekirde¤i Tohumun geliflmesi için gerekli olan besin deposu Yeni bitkiyi olufltura- cak olan embriyo Mayoz bölünme geçirmek için haz›r olan difli üreme hücrelerini gösteren bölüm Bitkinin üremesi için gerekli olan erkek üreme hücrelerinin üretildi¤i baflç›k Polen tanesi (erkek gametofit ) Çiçek Açan Bir Bitkinin Geliflim fiemas› ‹kili zigot Üçlü endosperm
  • 57. yüyebilmek için bir besin kayna¤›na ihtiyac› olacakt›r.25 Bu tohumlar› çevreleyen embriyo ve besin deposu gerçekte bizim mey- ve olarak adland›rd›¤›m›z besinlerdir. Bu yap›lar, tohumu beslemek amaçl› oldu¤u için besin de¤eri yüksek olan proteinleri ve karbonhidratlar› içerir- ler. Bu haliyle hem insanlar, hem de di¤er canl›lar için vazgeçilmez bir besin kayna¤› olufltururlar. Her meyve içerdi¤i tohumu en iyi flekilde koruyup besleyecek niteliklere sahiptir. Etli k›sm›, su miktar›, d›fl zar›n›n yap›s› tohu- mu en etkili koruyacak flekildedir. Burada önemli bir detay daha vard›r: Her bitki yaln›z kendi türünden bir bitkiyi dölleyebilir. E¤er bir bitkinin çiçek tozlar› baflka türden bir bitki- nin tepeci¤ine konarsa, bitki bunu anlar ve yumurtal›¤a ulaflmak üzere bir borucuk uzatmaz; sonuçta döllenme olmad›¤›ndan tohum geliflmez.26 Mesela bu¤day›n çiçek tozlar› bir elma a¤ac›n›n çiçeklerine tafl›n›rsa a¤aç elma vermez. Bu noktada biraz durup düflünmek, olay›n ola¤anüstülü- Meyvelerin içerdikleri vitamin, protein ve karbonhidrat gibi besin maddeleri hem tohumu besler ve korur, hem de di¤er canl›lar için en önemli besin kaynakla- r›ndand›r. Ayn› kuru topraktan ç›kan, ayn› su ile sula- nan meyveler ve sebzeler inan›lmaz bir çeflitlili¤e sa- hiptirler. Ayr›ca görünümleri, tatlar› ve kokular› ile de birer yarat›l›fl harikas›d›rlar. Tohumluk duvar› Çekirdek tohumlar Meyve suyu keseleri Carpel duvar›
  • 58. ¤ünü kavramam›z aç›s›ndan faydal› olacakt›r. Bir bitkinin çiçe¤i kendi tü- ründeki bir bitkinin çiçe¤inden gelen poleni tan›maktad›r. fiayet kendi tü- ründen ise döllenmeyi bafllatacak ifllemleri yapar. E¤er gelen polen kendi tü- ründen bir bitkiye ait de¤ilse, bitki döllenmeyi bafllatmaz. Peki belirli kriter- lere göre kendi türüne ait poleni ay›rt eden "çiçek tepeci¤i" bu teflhisi yap- may› nas›l ö¤renmifltir? Yabanc› polenlere karfl› mekanizmay› kilitlemesi ge- rekti¤ini nereden bilmektedir? Hiç kuflkusuz bitkinin her ayr›nt›s›na hakim olan ak›l, çiçe¤indeki bu mekanizmay› da en güzel biçimde düzenlemifl ve nesillerin devam›n› garanti alt›na alm›flt›r. Tohum embriyosunun ne gibi bir ortamda geliflece¤i, geliflme evrelerin- de nelere ihtiyac›n›n olaca¤›, topraktan ç›kt›¤› zaman nelerle karfl›laflaca¤› ve nas›l bir korunmaya gereksinim duyaca¤› gibi, ihtiyac› olacak her detay ön- ceden düflünülmüfl ve tohum bu ihtiyaçlara göre düzenlenmifltir. Tohumla- r›n koruyucu d›fl katmanlar› (tohum k›l›flar›) genellikle çok serttir. Bu yap›, tohumu karfl›laflaca¤› d›fl etkenlere karfl› korur ve bulunulan ortama göre de- ¤ifliklikler gösterir. Örne¤in baz› tohumlar›n gelifliminin son aflamas›nda d›fl yüzeylerinde dayan›kl› mumlu bir yap› birikir, bu sayede su ve gaz tesirine karfl› dirençli olurlar. Bitkilerin yaflam›ndaki kusursuz yap›lar sadece bu kadarla s›n›rl› de¤il- dir. Tohum k›l›flar› da bitkinin türüne göre de¤iflik malzemelerle kaplanabi- lir; mesela fasulye tanesinde oldu¤u gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirde¤in- de oldu¤u gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayan›kl› ol- mas› gereken tohumlar›n kabuklar› di¤erlerine göre daha sert ve kal›nd›r. Ay- r›ca her türe göre tohumlara çok farkl› flekiller ve farkl› büyüklükler verilmifl- tir. Uzun süre çimlenmeden dayanmas› gerekenlerin (örne¤in hindistan cevi- zi tohumlar›) içindeki besin miktar› ile suyla karfl›laflt›ktan k›sa bir süre son- ra filizlenmeye bafllayanlar›n (kavun, karpuz vs.) besin miktar› farkl›d›r. Görüldü¤ü gibi tohumlar›n bozulmadan kalmalar› ve kolay üremeleri için çok ayr›nt›l› sistemler vard›r. Bitkilerin üremeleri için gereken, özel olarak düzenlenmifl bu sistemlerin her kademesinde görülen ak›l, bu sistemlerin üs- tün güç sahibi olan Allah taraf›ndan yarat›lm›fl oldu¤unun çok aç›k bir delili- dir. 56 HARUN YAHYA
  • 59. Bir bilgi bankas›na benzeti- lebilecek tohumlar›n içinde, ait olduklar› bitkiye dair her türlü bilgi bulunur. Tohu- mun yap›s›nda çok detayl› bir yap› vard›r. Örne¤in sol üstteki resimde yer alan tohum kesitinde de görüldü¤ü gibi tohumlar›n içinde topra¤›n üstüne ç›- k›p, fotosentez yapana ka- dar, bitkiye yetecek miktar- da besin bulunur. Sa¤ üstteki resimde ise to- hum atan bir bitkinin hava- ya saç›lmak üzere aç›lm›fl tohumu görülmektedir. Di¤er resimlerde ise rüzgar- la tafl›narak üreyen bitkile- rin tohum flekillerinden çe- flitli örnekler verilmektedir. Bu tohumlar›n hepsinin or- tak özelli¤i havada kolay süzülmelerini sa¤layan ya- p›lara sahip olmalar›d›r. Kök gövdeyi koruyan tabaka Endosperm Tohum k›l›f› Tohumlar› rüzgarla tafl›nan bitkilere çeflitli örnekler