SlideShare a Scribd company logo
1 of 194
Download to read offline
YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Anka-
ra'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stan-
bul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversite-
si Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve
siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin
sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle
olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.
Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 say-
fal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin
hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden
oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün
kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür,
Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de ha-
tem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda,
Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc›
düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yönel-
tilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok
büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme
niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r-
mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular
üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sap-
k›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En-
donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan
‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar
dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okun-
maktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca,
‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavut-
ça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Ma-
layca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili
(Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n
olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›-
yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen
eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›n-
dan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in-
san›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmakta-
d›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay an-
lafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu
eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik
özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen
insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefele-
rin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra sa-
vunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar›
çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›-
s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak-
lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir,
yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin ba-
s›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini
görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik
etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri
karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada
güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak
ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade,
yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edileme-
yece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek
amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmette-
ki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatin-
den anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n
çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kur-
tulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin orta-
ya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde
anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zu-
lüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince
h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›na-
bilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›,
Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve
bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›
"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci Bask›, Ocak 2000 / ‹kinci Bask›, Mart 2006 / Üçüncü Bask›, Mart 2007
ARAfiTIRMA YAYINCILIK
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi
A. Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi
4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15
w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
OKUYUCUYA
● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n ne-
deni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dola-
y›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybet-
mesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca ol-
du¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insan-
lar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma
imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir k›s›m ayr›lmas› uy-
gun görülmüfltür.
● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitaplar›n-
da imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤-
renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n
akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle
herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde,
kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konu-
sunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilen-
mekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›l›kl›
bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup oku-
yucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbir-
lerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunma-
s›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda ispat
ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yön-
tem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.
● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebeple-
ri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve oku-
maktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu
görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulun-
du¤una flahit olacakt›r.
‹Ç‹NDEK‹LER
Girifl: Ar›lar›n Hayat› 8
Ar› Kovan›nda Hayat 12
Ar›lar›n Haberleflme Yöntemleri 84
Koloninin Bölünmesi: "O¤ul Verme" 112
Ar›daki Kusursuz Vücut Tasar›m› 126
Bir Mühendislik Harikas›: Petek 132
Bal Mucizesi 160
Sonuç: Yarat›l›fl Gerçe¤i 168
Evrim Yan›lg›s› 172
...Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler
vard›r. Yine de flükretmeyecekler mi? (Yasin Suresi, 73)
ç savafllar, toplu katliamlar, gözünü k›rpmadan adam öldüren insan-
lar, sokaklarda yatan çocuklar, evi bark› olmad›¤› için so¤uktan do-
nan insanlar, çocuk yaflta cinayet iflleyenler, aile içinde yaflanan
problemler, gençlik çeteleri, yolsuzluklar, …
Günlük yaflam›n bir parças› haline gelen bu gibi toplumsal sorunlar
düflünüldü¤ünde hepsinin temelinde ortak bir eksikli¤in oldu¤u görüle-
cektir. Bütün bu sorunlar›n ortaya ç›kmas›na neden olan adaletsizlik, do-
land›r›c›l›k, sahtekarl›k, merhametsizlik gibi kötü ahlak özelliklerinin te-
melinde yatan da yine bu eksikliktir.
Bu önemli eksiklik insanlar›n düflünmemeleri ve dolay›s›yla gerçekle-
ri görememeleridir. Bu gibi kifliler için ön planda olan kendi ç›karlar›, ken-
di yaflamlar›d›r. Çevrelerinde yaflananlar onlar› ilgilendirmez. Ara s›ra
düflündükleri s›n›rl› konular da yine kendileri ile ilgilidir. Bu nedenle ken-
di do¤ru ve yanl›fllar›n›n s›n›rlar› içinde bir yaflam sürerler. Günlük yafla-
m›n ak›fl› içinde yapt›klar›n› yeterli gören bu kifliler dünyada bulunufl
amaçlar› gibi hayati önemdeki konular› ak›llar›na bile getirmezler.
Çevrelerindeki canl›lar›n özelliklerini, nas›l olup da böyle kusursuz bir
çeflitlili¤in ortaya ç›kt›¤›n›, kendi vücutlar›n›, gökyüzündeki dengeleri k›-
sacas› hiçbir fleyi düflünmezler. Dolay›s›yla da bunlar›n Allah taraf›ndan
"tasarlanm›fl", yani "yarat›lm›fl" oldu¤unu fark edemezler. Tüm evrenin
Yarat›c›s› olan üstün güç sahibi Allah'› gere¤i gibi takdir edemezler. Ne-
den yarat›lm›fl olduklar›n›n ve Allah'a karfl› sorumlu olduklar›n›n bilinci-
ne varmazlar. Oysa Kuran'da düflünmenin önemini, ancak düflünen kim-
selerin ö¤üt alaca¤›n› vurgulayan pek çok ayet vard›r. Ayetlerde düflünen
ve bunun sonucunda Allah'›n kudretinin fark›na varan kiflilerden flöyle
bahsedilir:
fiüphesiz göklerin ve yerin yarat›l›fl›nda, gece ile gündüzün art arda ge-
liflinde temiz ak›l sahipleri için gerçekten ayetler vard›r. Onlar, ayakta
iken, otururken, yan yatarken Allah'› zikrederler ve göklerin ve yerin
yarat›l›fl› konusunda düflünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu
bofluna yaratmad›n. Sen pek Yücesin, bizi ateflin azab›ndan koru."
(Al-i ‹mran Suresi, 190-191)
9
Adnan Oktar
BALARISI MUC‹ZES‹10
‹flte Balar›s› Mucizesi kitab›n›n amac› da Allah'›n yaratmas›ndaki muci-
zelerden birini daha tan›tarak bu düflünce tembelli¤ini k›rmakt›r. Bunun-
la birlikte balar›s›n›n kitap konusu olarak seçilmesinin de çok önemli bir
nedeni vard›r. Balar›lar› Kuran'da Allah'›n dikkat çekti¤i canl›lardand›r.
Allah Nahl Suresi'nde ar›lar›n Kendi vahyi ile hareket eden canl›lar ol-
duklar›n› flöyle bildirmektedir:
Rabbin balar›s›na vahyetti: Da¤larda, a¤açlarda ve onlar›n kurduklar›
çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böyle-
ce Rabbinin sana kolaylaflt›rd›¤› yollarda yürü-uçuver. Onlar›n kar›nla-
r›ndan türlü renklerde flerbetler ç›kar, onda insanlar için bir flifa vard›r.
fiüphesiz düflünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vard›r.
(Nahl Suresi, 68-69)
Görüldü¤ü gibi ayetlerde kendine ev edinen, meyve-
lerden yiyen ve bal üreten ar›lara dikkat çekil-
mektedir. Kitab›n ilerleyen bölümlerinde de
görülece¤i gibi kovandaki ar›larla ilgili
Adnan Oktar
benzer ifllerin tümü iflçi ar›lar ta-
raf›ndan yap›lmaktad›r. Bir ar›
kovan›nda iflçi ar›lar, kraliçe ar›
ve erkek ar›lar bulunur. Kovan-
daki hemen hemen her türlü iflle
görevli olan iflçi ar›lard›r. Bunun-
la birlikte kraliçe ar›n›n, kovan›n
devaml›l›¤›n› sa¤lamak gibi son
derece önemli bir görevi vad›r.
Erkek ar›lar›nsa kovan içindeki
tek fonksiyonlar› kraliçeyi döllemektir. K›sa yaflam süreleri içinde bu gö-
revlerini yerine getirirler ve hemen arkas›ndan ölürler.
Ar›lar›n özelliklerinin detayl› olarak incelenece¤i bu kitapta ayr›ca ar›-
lar›n aralar›nda nas›l anlaflt›klar›, kovandaki on binlerce ar›n›n nas›l olup
da problemsiz bir flekilde yaflad›klar›, yönlerini nas›l bulduklar›, nas›l bal
ürettikleri gibi daha birçok konu ayetlerle birlikte ele al›nacakt›r. Evrim
teorisinin iddia etti¤i gibi ne do¤ada ne de ar›lar›n hayat›nda bafl›bofl ve
tesadüfi bir "yaflam mücadelesi" olmad›¤›n› da ilerleyen bölümlerde bir
kere daha görece¤iz.
AKILLI TASARIM YAN‹ YARATILIfi
Allah'›n yaratmak için tasar›m yapmaya ihtiyac› yoktur
Kitap boyunca yer yer kullan›lan 'tasar›m' ifadesinin do¤ru anlafl›lma-
s› önemlidir. Allah'›n kusursuz bir tasar›m yaratm›fl olmas›, Rabbimiz’in
önce plan yapt›¤› daha sonra yaratt›¤› anlam›na gelmez. Bilinmelidir ki,
yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’›n yaratmak için herhangi bir 'tasa-
r›m' yapmaya ihtiyac› yoktur. Allah'›n tasarlamas› ve yaratmas› ayn› an-
da olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir.
Allah'›n, bir fleyin ya da bir iflin olmas›n› diledi¤inde, onun olmas› için
yaln›zca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle buyurulmaktad›r:
Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yaln›zca: "Ol" demesidir; o da
hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratand›r. O, bir iflin ol-
mas›na karar verirse, ona yaln›zca "OL" der, o da hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)
Sizin yarat›l›fl›n›zda ve türetip-yayd›¤› canl›larda kesin
bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vard›r. (Casiye Suresi, 4)
irmi bin türden oluflan birkaç familyaya sahip olan ar›lar, hay-
vanlar dünyas›ndaki en çarp›c› mühendislik ve mimarl›k bilgisi-
ne sahip, sosyal hayatlar› ile di¤er pek çok canl›dan ayr›lan, ara-
lar›ndaki iletiflim ile kendilerini inceleyen bilim adamlar›n› hayretler için-
de b›rakan canl›lard›r.
Bu kitab›n konusu olan balar›lar› ise di¤er ar›lardan farkl› özelliklere
sahiptir. Koloniler halinde a¤aç kovuklar›nda veya benzeri kapal› mekan-
larda kendilerine yuva yaparlar. Bir ar› kolonisi, bir kraliçe, birkaç yüz er-
kek ve 10-80 bin iflçi ar›dan oluflur. Görünüfl olarak birbirinden farkl› olan
bu üç ar›dan kraliçe ar› ve iflçi ar›lar diflidir.
Ar› kolonilerinin her birinde sadece bir kraliçe bulunur ve bu kraliçe
ar› di¤er diflilere göre daha büyüktür. Temel görevi ise yumurtlamakt›r.
Üreme sadece kraliçe ar› vas›tas›yla olur, onun d›fl›nda di¤er difliler erkek-
lerle çiftleflemezler. Kraliçe, yumurtlamadan baflka, koloninin bütünlü¤ü-
nü ve kovandaki sistemin iflleyiflini sa¤layan önemli maddeler de salg›lar.
Erkekler ise, diflilerden iridirler ama ne i¤neleri vard›r, ne de kendileri
için besin toplayabilecek organlar›. Tek fonksiyonlar› kraliçeyi döllemek-
tir. Kovanda petek örme, yiyecek toplama, ar› sütü üretme, kovan ›s›s›n›
düzenleme, temizlik, savunma gibi akla gelebilecek tüm iflleri ise iflçi ar›-
lar yaparlar.
Ar› kovan›ndaki hayat›n her aflamas›nda bir düzen vard›r. Larvalar›n
bak›m›ndan, kovan›n genel ihtiyaçlar›n›n teminine kadar her görev hiç
aksamadan yerine getirilir. Bu düzenin en belirgin örneklerinden biri de
kovandaki yavrular›n bak›m› s›ras›nda ortaya ç›kar. Di¤er ar›lar›n yavru-
lara gösterdikleri özen ve sergiledikleri özverili davran›fllar detayl› olarak
incelendi¤inde bu konu daha iyi anlafl›lacakt›r.
ARILARIN YAVRULARINA GÖSTERD‹KLER‹ ÖZEN
Baz› canl› türlerinde yavrular›n bak›m› di¤erlerine göre daha fazla
özen gerektirir. Özellikle yumurta, larva, pupa gibi de¤iflik evrelerden ge-
çerek eriflkin hale gelen canl›larda, her evrede farkl› yönde bir bak›m uy-
gulan›r.
13
Adnan Oktar
BALARISI MUC‹ZES‹
Ar›lar da farkl› büyüme evrelerinden geçerler. Ar› yavrular›, s›ras›yla
larva ve pupa evrelerini tamamlayarak eriflkin hale gelirler. Kraliçe ar›n›n
yumurtalar› b›rakmas› ile bafllayan bu dönem boyunca ar› yavrular›na
son derece özenli ve dikkatli bir bak›m uygulan›r.
Ar› kovanlar›ndaki yavrular›n bütün sorumlulu¤u iflçi ar›lara aittir. ‹fl-
çi ar›lar öncelikle kraliçenin yumurtlamas› için peteklerin içinde özel ola-
rak belirlenmifl bir bölgede kuluçka hücreleri haz›rlarlar. Bu hücrelere yu-
murtlamak için gelen kraliçe ar›, hücrenin temizli¤ini ve uygunlu¤unu
kontrol ettikten sonra her pete¤e birer yumurta b›rakarak ilerler.
Yumurtalar›n geliflimi için gerekli olan flartlar›n sa¤lanmas›ndan, yu-
murtadan ç›kacak larvalar›n ihtiyaçlar› olan besin maddelerinin temin
edilmesine, hücre s›cakl›klar›n›n sabit tutulmas›ndan, özel hücre kontrol-
lerine kadar pek çok fley özel olarak ayarlan›r. ‹flçi ar›lar, detayl› metodlar
kullanarak larvalara çok dikkatli bir bak›m uygularlar.
‹flçi Ar›lar›n Larvalara Uygulad›klar› Titiz Kontrol
Kraliçe ar›n›n büyük bir hassasiyetle hücrelere yerlefltirdi¤i ar› yumur-
talar› yaklafl›k 3 gün içinde geliflirler. Bu sürenin sonunda hücrelerden be-
yaz kurt fleklindeki ar› larvalar› ç›kar.1
Yumurtadan ç›kan bu canl›lar›n
gözleri, kanatlar› ve bacaklar› yoktur. D›fl görünüfl olarak balar›s›na hiç
benzemezler.
‹flçi ar›lar bu yeni do¤mufl larvalar› son derece dikkatli ve özenli bir fle-
kilde beslerler. Öyle ki tek bir larvan›n büyüme dönemi boyunca yaklafl›k
10.000 kere iflçi ar›lar taraf›ndan ziyaret edildi¤i tespit edilmifltir.2
Larva-
lar yumurtadan ç›kt›ktan sonraki ilk üç günleri boyunca ar› sütü ile bes-
lenirler. Larva dönemi ar›lar›n sürekli beslendikleri ve beden olarak en
çok gelifltikleri dönemdir. Ar› larvalar› bu dönemdeki düzenli beslenme
sonucunda 6 gün içerisinde ilk a¤›rl›klar›n›n 1500 kat›na kadar ulafl›rlar.3
Kovanda bulunan binlerce larvaya karfl›l›k bir o kadar da dad› iflçi ar›
vard›r. Sürekli hareket halinde olan bu dad› ar›lar yumurtalar› ve larvala-
r› kolayl›kla kontrol alt›nda tutarlar. Kovanda binlerce ar› larvas› olmas›-
na ve bu larvalar›n beslenme flekillerinin günlere göre de¤ifliklik göster-
14
mesine ra¤men hiç kar›fl›kl›k ç›kmaz. Larvalar›n hangisinin kaç günlük
oldu¤u, hangisinin ne ile beslenece¤i gibi detaylar iflçi ar›lar taraf›ndan
hiç atlanmaz.
Bu son derece flafl›rt›c›d›r, çünkü hücrelerde kraliçe ar› taraf›ndan fark-
l› dönemlerde b›rak›lan ve farkl› büyüklüklere sahip olan pek çok yumur-
ta vard›r. Ve yavru ar›lar özellikle larva döneminde kaç günlük olduklar›-
na göre bir beslenme program›na tabi tutulurlar. Buna ra¤men dad› ar›lar
larvalar›n beslenmesinde bir problem yaflamazlar.
Ar› kovan›ndaki özel haz›rlanm›fl peteklerde büyümeye devam eden
larvalar›n yedinci günlerinde flafl›rt›c› bir olay gerçekleflir. Larva yemek
yemeyi keser ve bak›c› ar›lar larvan›n bulundu¤u hücrenin a¤z›n› mum-
dan yap›lm›fl, hafif kubbeli bir kapak ile tamamen kapat›rlar.4
Bu s›rada
larva da kendi üretti¤i bir madde ile bulundu-
¤u odan›n içinde etraf›na koza örerek kendini
buraya adeta hapseder.5
Ar› larvalar› bu flekilde pupa evresine bir
geçifl yaparlar. Pupa döneminin detaylar›na
geçmeden önce dikkatle incelenmesi gereken
nokta, koza örülen maddenin yap›s›d›r.
Harun Yahya 15
Adnan Oktar
Ar› larvalar›, 6 gün
içinde ilk a¤›rl›klar›n›n
1500 kat›na ulafl›r ve
neredeyse bulunduk-
lar› hücrelere
s›¤mazlar (solda).
Bu noktadan sonra
büyüme durur ve
pupa aflamas› bafllar.
(sa¤da)
Kraliçe ar›n›n yumur-
talar› b›rakmas›ndan
3 gün kadar sonra
kurt fleklindeki ar›
larvalar ortaya ç›kar.
BALARISI MUC‹ZES‹
Ar› larvalar›n›n kafalar›nda bulunan çift tarafl› ipek bezleri sayesinde
ürettikleri bu maddenin özelli¤i; hava ile temasa geçmesinden k›sa bir sü-
re sonra sertleflmesidir. Di¤er bir özelli¤i ise içerdi¤i "fibroin" isimli prote-
in sebebiyle kuvvetli bir bakteri öldürücü ve enfeksiyon önleyici etkisi ol-
mas›d›r. Ar›lar üzerinde araflt›rma yapan bilim adamlar›, bu canl›lar›n ör-
dükleri koza sayesinde larvalar›n mikroplardan korunduklar›n› tahmin
etmektedirler.
Kozan›n örülmesinde kullan›lan a¤, farkl› kimyasal maddelerin belirli
oranlarda kar›fl›m›ndan oluflmaktad›r.
1-Elastik bir protein olan "Fibroin" % 53.67. (Bu bileflik, glikol (% 66.5),
alanin (%21), lösin (% 1.5), arjinin (% 1), tirozin (% 10)'den meydana gelir.)
2-Jelatin yap›s›nda yine bir protein olan "Serizin" % 20.36. (Bu madde
serin (% 29), alanin (% 46) ve lösin (% 25)'den meydana gelmifltir.)
3-Di¤er proteinler % 24.43
4-Mum % 1.39
5-Ya¤ ve reçine % 0.10
6-Renk maddesi % 0.05 6
Ar› larvalar›n›n koza ördükleri bu ipe¤in formülü her ar›da ayn› flekil-
de üretilir. Milyonlarca y›ld›r bütün ar› larvalar› son dönemlerinde ördük-
leri kozalar›nda yukar›daki formüle sahip olan ipe¤i kullan›r. Ayr›ca ar›
larvalar› bu karmafl›k yap›l› maddeyi her zaman de¤il, sadece ihtiyaçlar›
olan büyüme dönemlerinde üretmeye bafllarlar. Bunlar göz önünde bu-
lundurularak düflünülecek olursa akla pek çok soru gelecektir. Örne¤in
larvalar›n vücudundaki bu kimyasal madde nas›l ortaya ç›km›flt›r? Gözü,
kanad›, beyni, olmayan, bir et parças›ndan farks›z, henüz dünyay› hiç
görmemifl, nas›l flartlarda bir yaflam sürece¤ini bilmeyen bir larva kendi
bafl›na karar verip, böyle bir fley oluflturabilir mi? Örne¤in kimyasal mad-
denin koruyucu formülünü larvan›n kendisi mi bulmufltur? Üretimini
larva kendi kendine mi baflarm›flt›r? Bu kimyasal maddeyi larvan›n vücu-
duna kim yerlefltirmifltir?
Elbette ki koza örmede kullan›lan ipe¤in oluflmas›n›; hareket bile et-
meyen, bak›m› baflka canl›lar taraf›ndan sa¤lanan, göremeyen, duyama-
yan, sadece çok basit yaflamsal fonksiyonlara sahip olan larvan›n kendisi
16
sa¤lam›fl olamaz. Böyle bir fleyin iddia edilmesi elbette ki bilimsellikten
ve ak›lc›l›ktan uzaklaflmak olacakt›r. Çünkü bu iddia ar› larvas›n›n kim-
yasal madde oluflturabilecek bilgilere sahip oldu¤u, matematiksel hesap-
lar yapabildi¤i gibi ç›kar›mlar›n kabul edilmesi demektir. Bu ise bilimsel
olmaktan çok hayali bir iddia olacakt›r.
Yaln›z burada vurgulanmas› gereken son derece önemli bir nokta var-
d›r. Söz konusu canl› fluur sahibi bir canl› olsa da de¤iflen bir fley yoktur.
Çünkü hiçbir canl›n›n kendi vücudunda var olmayan bir sistemi kendi
kendine oluflturmas› söz konusu de¤ildir. Örne¤in insan, do¤adaki ak›l
sahibi yegane varl›kt›r. Ama buna ra¤men bir insan›n çok basit formüllü
de olsa bir kimyasal madde üretimini sa¤layacak sistemleri kendi vücu-
dunda oluflturmas› mümkün de¤ildir. Bu durumda ak›l ve bilinç sahibi
insanlar›n yapamayaca¤› bir fleyi bir böce¤in yapabilece¤ini iddia etmek
de kesinlikle akla ve mant›¤a s›¤mayacak bir davran›flt›r.
"Larvan›n koza üretiminde kulland›¤› ipek nas›l meydana gelmifltir?"
sorusunun cevab›n› verebilmek için öncelikle ipe¤i oluflturan maddeleri
tekrar hat›rlayal›m. Bunlardan biri olan fibroin; glikol, lösin, arjinin ve ti-
Harun Yahya 17
Adnan Oktar
Solda, bak›m› baflka canl›lar taraf›ndan
sa¤lanan ar› larvalar›n›n anatomik yap›lar›
görülmektedir. Bir et parças› fleklindeki
böyle bir canl›n›n kendi kendine karar ver-
mesi ve geliflimi için gerekli kimyasal
maddeleri üretmesi kuflkusuz imkans›zd›r.
a¤›z
nefes al›p verme de-
likleri
orta haz›m sistemi
arka haz›m sistemisalg›
tüpçükleri
ipek
bezleri
Yavru ar›lar›n geliflim aflamalar›
BALARISI MUC‹ZES‹
rozin maddelerinin belirli oranlarda birleflmesiyle meydana gelen bir
maddedir. ‹pe¤i oluflturan maddelerden baflka biri olan serizin ise serin,
alanin ve lösin'in çok hassas yüzdelerde biraraya gelmesiyle oluflur. Ar›
larvalar›n›n koza örerken kulland›klar› ipe¤in yap›s›ndaki maddeler sa-
dece bu kadar de¤ildir. Bundan baflka mum, ya¤ ve reçine gibi maddeler
de ipe¤in yap›s›nda bulunmaktad›r.
Görüldü¤ü gibi ipe¤in oluflmas› için çok say›da maddenin belirli oran-
larla biraraya gelmesi gerekmektedir. Bir deney yapal›m ve ipe¤i olufltu-
ran maddelerden en basit yap›l› olan›n› ele alarak bu maddenin kendi
kendine oluflmas›n› bekleyelim. Ne kadar beklersek bekleyelim, ne gibi
ifllemler yaparsak yapal›m sonuç asla de¤iflmeyecektir. Ve günlerce, aylar-
ca, y›llarca hatta milyonlarca y›l boyunca beklense de, de¤il bu maddeler-
den tek bir tanesi, bu maddeleri oluflturan atomlardan tek bir tanesi bile
tesadüfen oluflamayacakt›r. Bu durumda koza örmede kullan›lan ipe¤i
oluflturan maddelerin her birinin tesadüfen ortaya ç›kt›¤›n› ve daha son-
ra yine tesadüfen biraraya gelerek ipek oluflturduklar›n› iddia etmekse ta-
mamen ak›l ve mant›k ölçülerinden uzaklaflmak olacakt›r.
‹pe¤in oluflumu bir ar›n›n yumurtadan ç›k›p, uçabilir hale gelmesi için
gerekli olan pek çok mekanizmadan sadece bir tanesidir. Larvan›n ar›ya
dönüflebilmesi için bütün mekanizmalar›n ayn› anda bir bütünlük içinde
çal›flmas› gereklidir. Herhangi bir eksiklik ar›n›n geliflememesine yani,
ölümüne neden olacakt›r. Bu da ar› neslinin zaman içinde yok olmas› de-
mektir. Bu durumda var›lan sonuç, ar›lar›n evrimcilerin iddia ettikleri gi-
bi zaman içinde kendiliklerinden ortaya ç›kmad›klar›, bir anda tüm sis-
temleriyle birlikte var olduklar›d›r. Bu da ar›lar›n bir Yarat›c› taraf›ndan
yarat›ld›klar›n› bize gösterir. Bu Yarat›c› tüm evrene hükmeden, üstün bir
akl›n sahibi olan Allah't›r.
Ar›lar›n ne gibi özelliklere sahip olmalar› gerekti¤ini belirleyen ve
bunlar›n tümünü eksiksiz bir flekilde onlarda var eden, larvaya nas›l ko-
za örece¤ini ilham eden, k›sacas› ar›lar›n her hareketine hükmeden
Allah't›r.
18
Pupa Dönemi
‹flçi ar›lar›n üzerine mumdan hafif kubbeli bir kapak örmeleriyle bir-
likte larva, pupa dönemine girer. Ar› pupas›, bulundu¤u hücrenin içinde
12 gün boyunca kal›r.7
Bu süre içinde hücrede d›fltan herhangi bir de¤iflik-
lik gözlenmez. Oysa hücrenin içindeki pupa sürekli büyüme halindedir.
Ar› yumurtas› kraliçe ar› taraf›ndan hücreye b›rak›ld›ktan tam üç hafta
sonra hücrenin kapa¤› y›rt›l›r ve içinden uçmaya haz›r bir flekilde balar›-
s› ç›kar. Bundan sonra pupan›n d›fl yüzeyi ölü bir kabuk olarak hücrede
kal›r. Pupadan ç›kan balar›s› yaklafl›k 6 hafta sürecek ömrüne bu hücrenin
içinde geçirdi¤i geliflim evrelerinin sonucunda bafllar.8
Balar›s› hücreden
ne larvaya ne de pupaya benzemeyen, bambaflka bir canl› olarak ç›kar.
Balar›s›n›n, son aflaman›n tamamlanmas› ile birlikte, yaflam›n› devam et-
tirmek için ihtiyaç duyaca¤› sistemlerde hiçbir eksik olmadan pupadan
ç›kmas›, üzerinde önemle durulmas› gereken bir konudur. Ar›n›n herfleyi
pupan›n, yani küçük kapal› bir mekan›n içinde oluflmufltur. Örne¤in uzun
uçufllar›nda kullanaca¤› özel yap›l› kanatlar›, yapaca¤› ifllere uygun tasar-
lanm›fl gözleri, düflmanlar›na karfl› kulland›¤› i¤nesi, salg› bezleri, balmu-
mu üretmesini sa¤layacak sistemi, üreme sistemi, polen toplamaya yara-
yan tüyleri k›sacas› bütün vücut sistemleri eksiksiz olarak ar›n›n pupa ev-
Harun Yahya 19
Adnan Oktar
Bir ar›n›n tüm fiziksel özelikleri,
pupa evresindeki kapal›
mekan›n içinde oluflur. Pupadan
ç›kan bir ar›n›n kanatlar›, gözleri
k›sacas› tüm vücut sistemi d›fl
dünyadaki yaflam› için haz›rd›r.
BALARISI MUC‹ZES‹
resini geçirdi¤i kozan›n içinde geliflir.
Larvan›n pupa içinde nas›l olup da bir ar›ya dönüfltü¤ünü sorular so-
rarak inceleyelim. Ar› yumurtalar›n›n pupa dönemindeki büyüme evrele-
ri ilk olarak nas›l ortaya ç›km›flt›r? Bu süreci belirleyen kimdir ya da ne-
dir? Ar›n›n kendisi midir, evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüfler midir,
yoksa hepsinin üstünde baflka bir güç müdür?
Bu sorular›n cevab› asl›nda aç›kt›r. Kozan›n içindeki canl›n›n d›flar›da
neye ihtiyaç duyaca¤›n› bilerek kendinde gerekli de¤iflimleri oluflturdu-
¤unu iddia etmek anlams›zd›r. Kendi kendine geliflen tesadüflerle bir can-
l›daki göz, sindirim sistemi, enzim, hormon gibi yap›lar›n oluflmas› kesin-
likle mümkün de¤ildir. Pupan›n içine d›flar›dan herhangi bir müdahale-
nin yap›lmas› ise söz konusu bile de¤ildir.
Pupa evresinde ar›n›n her organ›n›n eksiksiz bir flekilde, tam gerekti¤i
fonksiyonlarla tamamlanmas›n› sa¤layan ne tesadüfler ne de ar›n›n ken-
disidir. Böyle kusursuz bir oluflum ancak üstün bir güç sahibi taraf›ndan
gerçeklefltirilebilir ki, bu benzersiz gücün sahibi, yaratmada hiçbir orta¤›
olmayan Allah't›r.
20
Her balar›s›, bulundu¤u hüc-
renin içinden bütün vücut
yap›lar› tamamlanm›fl olarak
ç›kar. Ne tesadüfler ne de
ar›n›n kendisi böyle bir olu-
flumu gerçeklefltirebilir.
Hücresinin
kapa¤›n› aça-
rak d›flar› ç›-
kan bir ar›n›n
tüyleri ilk an-
larda ›slakt›r.
Bir süre sonra
bu tüyler ku-
rur ve ar› ko-
van içindeki
görevlerini
yerine getir-
meye bafllar.
‹fi BÖLÜMÜ VE KOVAN DÜZEN‹
Bir kovanda say›lar› 10.000 ile 80.000 aras›nda de¤iflen ar› yaflar. Bira-
rada yaflayan ar› say›s›n›n fazlal›¤›na ra¤men aralar›ndaki kusursuz ifl bö-
lümü ve disiplin sayesinde, kovandaki ifllerde hiçbir aksama olmaz ve ko-
van içinde hiçbir kargafla da yaflanmaz.
Ar›lar aras›ndaki düzen son derece dikkat çekicidir. Bu nedenle bilim
adamlar› kovandaki düzenin nas›l sa¤land›¤›, ifl bölümünün neye göre
belirlendi¤i, bu kadar kalabal›k bir toplulu¤un nas›l olup da rahatl›kla
birlikte hareket etti¤i gibi sorulardan yola ç›karak ar›lar üzerinde çok de-
tayl› araflt›rmalar yapm›fllard›r. Elde ettikleri sonuçlar araflt›rmac›lar aç›-
s›ndan son derece düflündürücü olmufltur. Özellikle canl›lar›n tesadüfen
ortaya ç›kt›¤›n› iddia eden evrim savunucular› bu sonuçlar üzerine teori-
lerinin içine düfltü¤ü çeliflkileri sorgulamak zorunda kalm›fllard›r.
Evrim teorisinin temel iddialar›ndan olan "yaflam mücadelesi" kavra-
m› evrimciler taraf›ndan sorgulanan çeliflkilerden sadece bir tanesidir. Ev-
rimcilere göre do¤adaki her canl› kendi ç›karlar›n› korumak için savafl›r.
Ayr›ca bu çarp›k anlay›fla göre bir canl›n›n, yavrular›na bakma sebebi de
neslini devam ettirme iste¤inden, yani içgüdüsünden baflka bir fley de¤il-
dir. Zaten evrimcilere göre aç›klayamad›klar› tüm canl› davran›fllar›n›n
sebebi "içgüdü"lerdir. Bu içgüdülerin nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusunun man-
t›kl› bir cevab› ise evrimciler taraf›ndan verilememektedir.
Evrimciler içgüdünün do¤al seleksiyon denen evrim mekanizmas› ile
kazan›lm›fl bir özellik oldu¤unu iddia ederler. Do¤al seleksiyon, "bir can-
l› için faydal› olan her türlü de¤iflimin di¤erlerinin aras›ndan seçilerek o
canl›da kal›c› hale gelmesi ve bu flekilde bir sonraki nesle aktar›lmas›" an-
lam›na gelmektedir. Ancak dikkat edilirse burada kastedilen seçimin ya-
p›lmas› için bir bilinç ve bir karar mekanizmas› gerekmektedir. Yani bir
canl›n›n önce bir davran›flta bulunmas›, ard›ndan bu davran›fl›n kendisi-
ne uzun vadede çok ciddi yararlar sa¤layaca¤›n› tespit etmesi ve ard›n-
dan da yine bilinçli bir kararla bu davran›fl› sürekli hale getirerek "içgü-
dülefltirmesi" gerekmektedir. Ancak kuflkusuz böyle bir karar mekaniz-
mas› do¤adaki canl›lardan hiçbirine ait olamaz. De¤il kendileri için yarar
Harun Yahya 21
Adnan Oktar
getirecek olan bir davran›fl› seçip sürdürmeleri, onlar›n kendi içinde bu-
lunduklar› durumdan dahi haberleri yoktur.
Örne¤in bu içgüdü konusunu bir önceki bölümde inceledi¤imiz koza
örme örne¤i üzerinde düflünelim. Söz etti¤imiz gibi, belirli bir vakit gel-
di¤inde iflçi ar›lar pete¤in tepesini kapat›rken, larva da kendi etraf›na ko-
zas›n› örmektedir. Ve Afrika'da yaflayan da, Avustralya'da hayat›n› sürdü-
ren de olsa tüm balar›lar›, milyonlarca y›ld›r ayn› ifllemi yerine getirmek-
tedirler. Yani bu, tüm balar›lar›n›n sahip oldu¤u bir içgüdüdür. Peki ama
ar› larvalar› ve iflçi ar›lar, larvalar için en uygun geliflme ortam›n›n koza-
n›n içi olaca¤›n› nas›l tespit etmifllerdir? Bunlar› kendi hesaplamalar› ve
seçimleri ile yapmalar› mümkün müdür?
‹flte bu noktada evrimcilerin kendi içlerinde büyük bir çeliflkiye düfl-
tükleri a盤a ç›kmaktad›r. Çünkü iddia ettikleri gibi bir seçimi ancak üs-
tün bir güç sahibi yapabilir; ancak bilinçli bir varl›k bu canl›lara tam ihti-
yaçlar› olan özellikleri ve içgüdüsel davran›fllar› verebilir. Bunu kabul et-
mekse bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› kabul etmek demektir. Yani, do¤adaki ku-
sursuz tasar›m Allah'a aittir ve canl›lar›n "içgüdü" olarak tan›mlanan tüm
davran›fl biçimleri Allah'›n onlara ilham›d›r. Evrimciler de asl›nda bu ger-
çe¤in fark›ndad›rlar. Ar› gibi küçük ve bilinçsiz bir canl›n›n bu ola¤anüs-
tü yeteneklere kendi iradesiyle sahip olamayaca¤›n› onlar da bilirler. Ama
evrimciler Allah'›n üstün gücünü gördükleri, kendi iddialar›n›n imkan-
s›zl›¤›n›n da fark›na vard›klar› halde teorilerini savunmaktan vazgeçmez-
ler.
Geçmiflte de bu zihniyeti tafl›yan insanlar yaflam›flt›r. Hz. Musa döne-
minde, bu kutlu peygamberin gösterdi¤i apaç›k mucizeleri görmezlikten
gelen ve Allah'›n apaç›k varl›¤›n› inkar etmekte direnen insanlar olmufl-
tur. Allah bu insanlar›n içinde bulunduklar› durumu Kuran'da flöyle ha-
ber vermifltir:
Vicdanlar› kabul etti¤i halde, zulüm ve büyüklenme dolay›s›yla bunla-
r› inkar ettiler. Art›k sen, bozguncular›n nas›l bir sona u¤rat›ld›klar›na
bir bak. (Neml Suresi, 14)
Harun Yahya 23
Evrimcilere göre do¤adaki her canl› kendi ç›karlar›n› koru-
mak için savafl›r. Oysa ar›lar aras›nda evrimcilerin iddialar›-
n›n tam aksine son derece dikkat çekici bir iflbirli¤i ve bu ifl-
birli¤inden kaynaklanan bir düzen vard›r. ‹flte bu düzen ar›-
lar›n Allah'›n ilham›yla hareket ettiklerinin bir kan›t›d›r.
BALARISI MUC‹ZES‹
EVR‹MC‹LER‹N ‹T‹RAFLARI
Bilim adamlar›, do¤adaki canl›lar› incelediklerinde bir de¤il, iki de¤il,
yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca canl› türünün, birbirinden çok farkl›
yarat›l›fl delilleri ile karfl›laflm›fllard›r. Ve bu yüzden de içgüdü iddialar›-
n›n anlams›zl›¤›n› defalarca itiraf etmek zorunda kalm›fllard›r.
Genetikçi Gordon Taylor'›n afla¤›daki sözü evrimcilerin içinde bulun-
duklar› bu ç›kmaz› aç›kça ortaya koymaktad›r:
‹çgüdüsel bir davran›fl ilk olarak nas›l ortaya ç›k›yor ve bir türde kal›t›msal
olarak nas›l yerlefliyor diye sorsak, bu soruya hiçbir cevap alamay›z.9
Charles Darwin'in o¤lu Francis Darwin, The Life and Letters of Charles
Darwin isimli kitapta babas›n›n bu konuda yaflad›¤› zorluklar› flöyle anlat-
m›flt›r:
Çal›flman›n 3. Bölümü'nde birinci k›s›m tamamlan›yor ve hayvanlar›n
al›flkanl›klar› ile içgüdülerindeki varyasyonlardan söz ediyor... Bu konunun
yaz›n›n bafllang›ç k›sm›na dahil edilmesinin sebebi, içgüdülerle hareket eden
do¤al seleksiyon fikrini imkans›z olarak de¤erlendiren okuyucular›n aceleyle
tüm teoriyi reddetmemesini sa¤lamak. Türlerin Kökeni'nde yer alan "‹çgüdüler
Bölümü" özellikle teorinin en ciddi ve en aç›k zorluklar›n› içeren konu.10
Evrim teorisinin içgüdüler karfl›s›nda içine düfltü¤ü durum Charles
Darwin taraf›ndan çeflitli flekillerde itiraf edilmifltir. Örne¤in Darwin hay-
vanlardaki içgüdülerin teorisini y›kt›¤›n› Türlerin Kökeni adl› kitab›nda
flöyle ifade etmektedir.
‹çgüdülerin ço¤u öylesine flafl›rt›c›d›r ki, onlar›n geliflimi okura belki teorimi
tümüyle y›kmaya yeter güçte görülecektir.11
Yine Charles Darwin baflka bir ifadesinde içgüdülerin geliflemeyece¤i
hakk›nda flöyle söylemektedir:
fiu tahmin üzerimde a¤›r bas›yor. ‹çgüdüler, yap›lar kadar hassas bir de¤iflime
u¤ram›yorlar. Kitab›mda da belirtti¤im gibi, içgüdü veya yap›n›n hangisinin
ilk olarak sezilemeyecek kadar küçük aflamalarla de¤iflti¤ini bilmek neredeyse
imkans›z.2
Teorinin kurucusu olan Darwin canl›larda görülen karmafl›k ve fayda-
l› davran›fllar›n do¤al seleksiyon yoluyla kazan›lm›fl olmas›n›n imkans›z
24
oldu¤unu da çok defalar itiraf etmiflti. Ancak saçma olmas›na ra¤men bu
iddiay› neden sürdürdü¤ünü de flöyle aç›klam›flt›:
Sonunda, yavru gugu¤un üvey kardefllerini yuvadan atmas›, kar›ncalar›n kö-
lelefltirmesi… gibi içgüdüleri, özellikle ba¤›fllanm›fl ya da yarat›lm›fl içgüdüler
olarak de¤il de, bütün organik yarat›klar›n ilerlemesine yol açan genel bir ya-
san›n, yani ço¤alman›n, de¤iflmenin, en güçlülerin yaflamas›n›n ve en zay›fla-
r›n ölmesinin küçük neticeleri olarak görmek, mant›kl› bir sonuç ç›karma ol-
mayabilir, ama benim hayalgücüm için çok daha doyurucudur.13
Evrim teorisinin savunucular›, üstün bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› kabul et-
memek u¤runa her türlü yola baflvurabilmektedirler. Nitekim teorinin
kurucusu Charles Darwin, yukar›daki sözlerinde, içgüdülerin yarat›lm›fl
oldu¤unu kabul etmemenin mant›ks›z olabilece¤ini, ama yine de hayal-
gücüne dayanarak inkarda diretmenin kendisi için daha "doyurucu" ol-
du¤unu ifade etmifltir. Buradan ç›kan sonuç, yukar›da verdi¤imiz ayette
geçen, "vicdanen kabul etti¤i halde inkar etme" saplant›s›n›n aç›k bir ör-
ne¤idir.
Charles Darwin'in örnek olarak verdi¤i guguk kufllar›n›n ve köleci ka-
r›ncalar›n ortak özellikleri; amaçlar› do¤rultusunda bir taktik belirlemek
ve bu takti¤e uygun planlar yaparak, bunlar› eksiksiz uygulamakt›r. Bafl-
ka bir canl›y› kand›rmak için taktik belirlemek, karfl› taraf›n zay›f nokta-
lar›n› tespit ederek içten çökertecek planlar yapmak gibi özellikler ancak
ak›l, planlama ve muhakeme yetene¤i sonucunda gerçekleflecek özellik-
lerdir. Oysa ne kar›ncalar ne de guguk kufllar› akla ve muhakeme yetene-
¤ine sahip de¤ildirler. Bu konularda bir e¤itimden geçmemifllerdir. Uygu-
lad›klar› taktikleri baflkalar›ndan da ö¤renmemifllerdir. Bu konuyla ilgili
bir bilgi birikimine de sahip de¤ildirler. Hiçbir flekilde düflünme yetene¤i
olmayan bu canl›lar sahip olduklar› özelliklerle birlikte Allah taraf›ndan
yarat›lm›fllard›r. Allah'›n kendilerine ilham› sayesinde ak›l ve muhakeme
gerektiren bu gibi iflleri yapabilmektedirler.
Harun Yahya 25
Adnan Oktar
B
alar›lar›n›n bilinçli davran›fllar›
Darwin'i açmaza sürükleyen
konulardan biridir. Ama yaln›z-
ca balar›lar› de¤il birçok canl›n›n bilinç-
li davran›fllar›, evrim teorisi taraf›ndan
aç›klanamaz. Örne¤in difli guguk kufl-
lar› yumurtalar›n› farkl› türde bir ku-
flun yuvas›na b›rakarak büyütürler. Ve
bu flekilde yumurtalar›n bak›m›n› bafl-
ka kufllar›n üstlenmesini sa¤lam›fl olur-
lar. Yuvadaki di¤er yumurtalardan ön-
ce d›flar› ç›kan yavru guguk kuflu –yu-
vaya sonradan dahil olmas›na ra¤men-
ilk ifl olarak yuvadaki di¤er yumurtala-
r› afla¤›ya atar. Bunu yaparken de yu-
van›n as›l sahibi olan kuflun yuvada
bulunmad›¤› zaman› seçer. Yavru gu-
guk bu flekilde kendisini garanti alt›na
alm›fl olur. ‹flte Darwin'i zorda b›rakan
olaylardan biri, yavru guguklar›n do-
¤ar do¤maz yapt›klar› bu bilinçli hare-
kettir.
Ayn› flekilde baz› kar›ncalar›n baflka
kar›nca türlerinin larvalar›n› kaç›rarak
kölelefltirmesi de Darwin'i ç›kmaza sü-
rükleyen hayvan davran›fllar›ndand›r.
Köleci kar›nca olarak adland›r›lan bu
kar›ncalar›n en önemli özellikleri sa-
vaflt›klar› koloninin larvalar›n› çalarak,
daha sonra bu larvalar› kendi ifllerinde
kulland›klar› köleler haline getirmeleri-
dir. Köleci kar›ncalar bunu yaparken
karfl› koloninin salg›lad›¤› alarm koku-
sunu taklit ederek savaflt›klar› koloni
üyelerinin pani¤e kap›lmas›n› sa¤lar-
lar. Bu sayede sald›r›ya u¤rayan kolo-
ninin üyeleri kaçarken, köleci kar›nca-
lar da köle olarak kullanacaklar› larva-
lar› ve besin depolar›n› ganimet olarak
al›rlar.
Yandaki resimlerde difli
guguk kuflu (yanda),
yavru guguk di¤er yu-
murtay› yuvadan atar-
ken (ortada) ve yumur-
tan›n b›rak›ld›¤› yuva-
n›n as›l sahibi kendi-
sinden büyük yavruyu
beslerken (en sa¤da)
görülüyor.
Hemen yukar› soldaki resimde köleci kar›ncalar görülüyor. Hayvanlardaki fluurlu davra-
n›fllar, canl›lar›n tesadüfen ortaya ç›kt›¤› düflüncesini savunmaya çal›flan evrim savunu-
cular›n› zor durumda b›rakmaktad›r. Öyle ki bu konuda yapt›klar› aç›klamalar, evrimin
geçersizli¤ini ortaya koyan birer itiraf niteli¤i tafl›maktad›r.
DARWIN'‹ ÇIKMAZA
SÜRÜKLEYEN CANLILAR
B
"‹çgüdü" ‹ddias›na Balar›lar›ndan Bir Darbe
Evrimciler ne kadar görmezlikten gelseler de do¤adaki canl›lar›n dav-
ran›fllar›, onlar›n iddialar›n› yalanlamaktad›r. Balar›lar› da yaflad›klar›
sosyal düzenle, sahip olduklar› bilinçli davran›fllarla evrimci iddialara
darbe vuran canl›lardand›r.
Ar› kovanlar›nda asla evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir "yaflam sava-
fl›"na rastlanmamaktad›r. Tam tersine ar›lar aras›nda son derece fedakar
ve iflbirli¤i içinde davran›fllar vard›r. Kovandaki genel düzen dikkate al›-
narak yap›lacak bir karfl›laflt›rma ar›lar›n ak›ll›, fedakar ve disiplinli dav-
ran›fllar›n›n bu canl›lar›n kendilerinden kaynaklanmad›¤›n›, tesadüfen de
oluflamayaca¤›n› anlamak için yeterli olacakt›r.
Say› olarak bir kovandaki ar›lar›n say›s› kadar insan›n birarada, ayn›
mekanda yaflad›¤› ve bu kiflilerin her türlü ihtiyaçlar›n› kendilerinin kar-
fl›lad›klar› düflünülecek olursa, ar›lar›n yapt›klar› iflin ne kadar önemli ol-
du¤u daha iyi anlafl›lacakt›r. Bir ar› kovan›ndaki en alt limiti dikkate ala-
rak, 20.000 kiflinin birarada kapal› bir alanda yaflad›¤›n› varsayal›m. Te-
mizlik, beslenme, güvenlik ve bunlara benzer daha pek çok konuda çok
fazla problem ç›kacakt›r. Tam anlam›yla bir düzen ancak kuvvetli bir or-
ganizasyonla yap›lan iflbölümünden sonra sa¤lanacakt›r.
K›sacas› ar›lar›n kurdu¤u düzeni insanlar›n kurmas› oldukça zahmet
gerektiren bir ifllemdir. Oysa bir ar›, hücresinden ilk ç›kt›¤› andan itibaren
bu düzeni nas›l sürdürece¤ini, düzendeki görevini, nerede, ne zaman, na-
s›l davranmas› gerekti¤ini bilir. Üstelik bu canl›lar› yönlendiren, onlara
neler yapmalar› gerekti¤ini bildiren baflka ar›lar yoktur. Bu canl›lar hiçbir
e¤itim de almazlar ama son derece disiplinli bir flekilde görevlerini yeri-
ne getirirler. Çünkü ar›lar bu özelliklerle birlikte Allah taraf›ndan yarat›l-
m›fllard›r. Daha önce Nahl Suresi'nde de gördü¤ümüz gibi Allah onlara
yapacaklar› ifli "ilham etmifltir". Karanl›k bir kovanda on binlercesi birara-
da yaflayan ar›lar›n aralar›ndaki düzeni ve kusursuz disiplini sa¤layan,
sonsuz bir güç ve ilim sahibi olan Allah't›r.
Harun Yahya 27
Adnan Oktar
BALARISI MUC‹ZES‹28
KOVANIN EN ÇALIfiKAN ELEMANLARI: ‹fiÇ‹ ARILAR
Kovandaki ifllerin aksamamas›nda ve düzenin sa¤lanmas›nda en bü-
yük etken iflçi ar›lard›r. Say›n›n çoklu¤u nedeniyle ar› kovanlar›nda yap›l-
mas› gereken çok fazla ifl vard›r. Yavru ar›lar›n bak›m›, temizlik, beslen-
me, yiyecek toplama ve depolama, güvenlik gibi pek çok iflten iflçi ar›lar
sorumludur. Kraliçe gibi difli olan iflçi ar›lar hücrelerinden ç›kar ç›kmaz,
büyük bir h›zla kovan›n ifllerine koyulurlar. ‹flçi ar›lar›n görevlerinin de-
taylar›na geçmeden önce, yapt›klar› belli bafll› ifller flöyle maddelendirile-
bilir:
1. Kovan›n temizli¤i
2. Ar› larvalar›n›n ve yavrular›n›n bak›m›
3. Kraliçe ar› ve erkek ar›lar›n beslenmesi
4. Bal yap›lmas›
5. Peteklerin inflas› ve onar›m iflleri
6. Kovan›n havaland›r›lmas›
7. Kovan›n güvenli¤i
8. Nektar (bal özü), polen (çiçek tozu), su, reçine gibi malzemelerin
toplanmas› ve depolanmas›
On binlerce ar›n›n yaflad›¤› kovandaki düzen, her bireyin üzerine dü-
flen görevleri tam olarak yerine getirmesi ile sa¤lanmaktad›r. Peki kovan-
da nas›l bir düzen vard›r? Ar›lardaki görev da¤›l›m› nas›ld›r ve neye göre
belirlenmektedir?
Bu sorular›n cevaplar›n› araflt›ran Alman böcek bilimci Gustav Rosch
yapt›¤› bir dizi deney sonucunda, iflçi ar›lar›n kovanda ald›klar› görevle-
rin yafllar›yla ba¤lant›l› oldu¤unu keflfetmifltir. Buna göre iflçi ar›lar hayat-
lar›n›n ilk 3 haftas›nda birbirinden tamamen farkl› görevler al›rlar.14
Bu
dönemler;
- Birinci dönem: 1. ve 2. gün
- ‹kinci dönem: 3-9. günler
- Üçüncü dönem: 10-16. günler
- Dördüncü dönem: 17-20. günler
- Beflinci dönem: 21. gün ve sonras› olarak gruplanabilir.
Gerçekte ar›lar›n görevlerinin belirlenmesinde sadece yafl etken de¤il-
dir. Her ar›n›n belli sorumluluklar› olmas›na ra¤men acil durumlarda ar›-
Çok say›da ar›n›n yaflad›¤› bir kovandaki hemen hemen tüm ifllerden iflçi ar›lar so-
rumludur. Kovandaki düzen de iflçi ar›lar›n üzerlerine düflen sorumluluklar› tam
olarak yerine getirmeleri ile sa¤lan›r. On binlerce ar›ya nas›l davranacaklar›n› il-
ham eden, herfleyden haberdar olan Allah't›r.
BALARISI MUC‹ZES‹
lar hemen görevlerinde de¤ifliklik yapabilirler. Bu, ar› kovan› gibi kalaba-
l›k bir topluluk için son derece önemli bir avantajd›r. E¤er ar›lar aras›nda-
ki görev da¤›l›m› kat› kurallara ba¤l› olsayd›, beklenmeyen bir olayla kar-
fl›lafl›ld›¤›nda koloni zor durumda kalabilirdi. Örne¤in kovana büyük bir
sald›r› oldu¤unda sadece gardiyan ar›lar savafla kat›lsalard›, di¤erleri
kendi ifllerine devam etselerdi elbette ki bu kovan aç›s›ndan tehlikeli olur-
du. Oysa böyle bir durumda koloninin büyük bir bölümü savunmaya ka-
t›l›r ve öncelikle kovan güvenli hale getirilir.
Asl›nda ar›lar›n ani görev de¤iflimleri sa¤l›k konusunda görev yapan
bir kiflinin, birdenbire mimarl›k ya da mühendislik yapar hale gelmesin-
den farkl› de¤ildir. Burada bir karfl›laflt›rma yapal›m ve öncelikle insanlar
için düflünelim. De¤iflik konularda görev alabilen kifliler zeki olarak nite-
lendirilirler. Bir insan için normal olan bu özellikler bir böcek için söz ko-
nusu oldu¤unda elbette durum de¤iflmektedir. Çünkü insanlar de¤iflik
alanlarda e¤itim alarak ya da belli bir tecrübe neticesinde bir bilgi biriki-
mi ve deneyim kazanabilirler. Ama burada söz konusu olan ar›lard›r. Ar›-
lar›n yetenekleri ve bilgi birikimleridir. Bunun ola¤anüstü bir durum ol-
du¤u aç›kt›r. Bu durumda flu soruyu sormak gerekir: Ar›lardaki bilgi biri-
kimi ve yeteneklerin aç›klamas› nedir? Onlara kim taraf›ndan verilmifltir?
Ar›lardaki bu yeteneklerin nedeni evrim teorisi savunucular›na göre
ya tesadüflerdir ya da "tabiat ana"n›n onlara bir hediyesidir. Evrimciler
do¤a ya da tabiat ana olarak nitelendirdikleri gücün ar›lar› usta birer mi-
mar, usta birer bak›c›, usta birer bal üreticisi haline getirdi¤ini iddia eder-
ler. Oysa kufllar›n, böceklerin, sürüngenlerin, a¤açlar›n, tafllar›n, çimenle-
rin, çiçeklerin oluflturdu¤u "do¤a " kavram› tesadüfleri kullanarak bir ar›
meydana getiremez. Bir ar›n›n kanad›n›, ar›lardaki peteklerin hepsini ay-
n› ölçülerde alt›genlerden yapabilecek bir yetene¤i, ar›lar›n üreme siste-
mini k›sacas› ar›n›n tek bir vücut parças›n› bile yaratamaz. Çünkü do¤a-
n›n kendisi de Allah taraf›ndan yarat›lm›flt›r. Do¤ay› oluflturan her parça
tüm detaylar›yla birlikte Allah taraf›ndan tasarlanm›flt›r.
Ar›lar da yeryüzündeki bütün canl›lar gibi Allah'›n ilham›yla hareket
ederler. Yapt›klar› bilinçli hareketlerin, sahip olduklar› yeteneklerin tek
kayna¤› budur.
30
‹flçi Ar›lar›n Hayatlar›ndaki Önemli Dönemler
Birinci Dönem: Kuluçka Temizleyicisi Ar›lar
‹flçi ar›lar dünyaya gözlerini açar açmaz flafl›rt›c› bir flekilde kovan için-
deki ifllere destek olmaya bafllarlar. Onlara yapacaklar› ifli ö¤reten, yol
gösteren e¤itmenler bulunmaz. Yumurtadan ilk ç›kt›klar› andan itibaren
bilinçli bir flekilde hareket ederler. Her ar›n›n görevi bellidir. Hiçbir kar›-
fl›kl›k ç›kmadan, on binlerce ar› tam bir uyum içinde hareket eder ve ko-
vandaki düzeni k›sa bir süre içinde sa¤lar.
Bir iflçi ar›n›n kovandaki ilk görevi temizliktir. Pupadan ç›kan ar› he-
men temizli¤e bafllar. Öncelikle kendi hücresinden bafllayarak ilk iki gün
Harun Yahya 31
Adnan Oktar
Hücresinden ilk ç›kt›¤›nda ar›n›n vücudu adeta suya düflmüfl gibi ›slakt›r. Tüyleri bir-
birine yap›fl›kt›r. Öncelikle ayaklar›yla bu tüyleri düzene koyar. Bundan sonra hemen
temizli¤e giriflir. ‹lk olarak kendisinin ç›kt›¤› hücreden bafllamak üzere kuluçka hücre-
lerini temizleyerek, kraliçenin yeniden yumurtlayabilece¤i hale getirir.
BALARISI MUC‹ZES‹
boyunca kuluçka hücrelerini temizler. Kraliçe ar› sürekli yumurtlad›¤›
için yeni hücrelere ihtiyaç vard›r. Bu nedenle boflalan hücrelerin hemen
temizlenerek yeni yumurtalar için haz›rlanmas› gerekmektedir. ‹flçi ar› te-
mizleyece¤i hücrenin içine girer bazen dakikalarca içeride kal›r. Bütün
hücre duvarlar›n› yalayarak özenle temizler. ‹flçi ar›lar kovandaki ilk iki
günlerini temizlik d›fl›nda kovan› tan›mak için içeride dolaflarak da geçi-
rirler. Yaflamlar›n›n daha sonraki bölümlerinde de iflçi ar›lar kovan›n ge-
nel temizli¤inden sorumlu olacaklard›r.15
‹kinci dönem: Larva Bak›c›s› Ar›lar
‹flçi ar›lar hayatlar›n›n 3. gününden itibaren larvalar› besleme iflini üst-
lenirler. Bu konuyla ilgili her türlü detayla özenli bir flekilde ilgilenirler.16
32
‹flçi ar›lar›n en
önemli görevle-
rinden biri ko-
van temizli¤idir.
Yandaki resimde
larvalar›n bo-
flaltt›klar› hücre-
lerin kapaklar›n›
açarak, kraliçe-
nin yumurtlama-
s› için bu hücre-
lerin uygun olup
olmad›¤›n› kont-
rol eden ve te-
mizlik ifliyle ilgi-
lenen iflçi ar›lar
görülmektedir.
Adnan Oktar
Harun Yahya 33
Ar› larvalar›n›n bak›m› di¤er pek çok canl› türüne oranla daha fazla
özen ve dikkat ister. Burada önemli olan nokta larvalar›n beslenme flekil-
lerinin flartlara göre de¤ifliklik göstermesidir. Larvan›n yafl›, ileride kovan
içinde ne gibi bir görevinin olaca¤› gibi etmenler bu beslenme üzerinde
rol oynar. Dad› ar›lar özel bir beslenme listesine uyarak larvalar›n bak›m›-
n› yaparlar.
Ar›lardaki larva bak›m›, larvalar›n yafllar›na göre iki aflamal› olarak
gerçekleflir.
1) ‹flçi ar›lar hayatlar›n›n 3.-5. günlerini "larvalardan üç gününü dol-
durmufl olanlar›" beslemekle geçirirler. Onlar›, polen ve bal› kar›flt›rarak
yapt›klar› 'ar› ekme¤i' ad› verilen besin ile doyururlar.17
3 günlük olmayan
larvalar ar› ekme¤ini sindiremedikleri için, onlar› da farkl› bir yiyecekle
beslerler.
Kovanda bulunan larvalar›n her birinin beslenme flekli, yafllar›na ve kovan içinde
alacaklar› göreve göre de¤ifliklik gösterir. Buna ra¤men iflçi ar›lar binlerce ar› larva-
s›n› hiç kar›fl›kl›k ç›kmadan bir düzen içinde beslerler. Hücrelerdeki larvalar› gün
boyunca ziyaret eden iflçi ar›lar, larvalara son derece özenli bir bak›m uygularlar.
BALARISI MUC‹ZES‹
2) Yumurtadan yeni ç›km›fl larvalar›n besinleri iflçi ar›lar›n salg›lad›¤›
bir tür süttür. ‹flçi ar›lar geliflimlerinin 6. gününe girdiklerinde kafalar›n›n
üzerinde bulunan bir çift bez faaliyete geçer. Dad› bezi olarak adland›r›-
lan bu organdan "ar› sütü" veya "royal jelly" (kraliyet jölesi) ad› verilen bir
s›v› salg›lan›r. ‹flte bu s›v› 1-3 günlük ar›lar›n besinidir. Ar› sütü bilim
adamlar›n› hayretler içinde b›rakan çok özel bir maddedir. Çünkü bir lar-
van›n kraliçe veya iflçi ar› olmas› tamamen iflçi ar›lar›n salg›lad›klar› bu
maddeye ba¤l›d›r. Bak›c›lar, larvalar› sadece yumurtadan ç›kt›klar› ilk 3
gün ar› sütü ile beslerler. Larva -yukar›da da belirtti¤imiz gibi- daha son-
ra ar› ekme¤i verilerek beslenir. Ancak kraliçe aday› olan larvalara hiçbir
zaman ar› ekme¤i verilmez. Kraliçelere di¤er ar›lardan farkl› olarak larva
dönemi boyunca (6 gün süreyle) ar› sütü verilir.18
Üçüncü Dönem: ‹nflaat ‹flçileri Görev Bafl›nda
10. günden itibaren ar›lar kovan d›fl›na ç›karak çevre hakk›nda bilgi
edinirler. Bu onlar›n kovan› ilk terk ediflleridir. Bu arada iflçilerin karn›n-
daki balmumu bezleri geliflmeye bafllar ve 12. günlerinde olgunlaflarak
balmumu üretecek hale gelirler.19
Dad› bezleri ise art›k faaliyetlerini dur-
durmufltur. 12 günlük olan iflçiler, ar› yavrular›n› beslemeyi keserler ve
birbirine eflit alt›genlerden oluflan pete¤in inflaas›na koyulurlar. (Bu konu
son derece önemli oldu¤u için kitab›n bundan sonraki bölümlerinde ay-
r›nt›l› bir biçimde incelenecektir.)
Ar›lar›n kovan içinde sürekli olarak petek infla etmeleri gerekmez. An-
cak yaflad›klar› yer ihtiyaçlar›n› karfl›lamad›¤›nda veya baflka bir yere göç
ettiklerinde yeni petekler örerler. Bunun d›fl›nda balmumunu genellikle
petek tamirat›nda kullan›rlar ki, bu ifl çok fazla vakitlerini almaz. Bu dö-
nemde ar›lar çok önemli üç ifl daha yaparlar.
Bunlardan ikisi, d›flar›dan getirilen yiyecekleri di¤er ar›lara da¤›tmak
ve petek hücrelerine depolamakt›r. Ar›lar kovana dönen nektar toplay›c›-
lar›ndan bal› al›r, bunu aç arkadafllar›na bölüfltürür veya duruma göre bal
odalar›na depo ederler.20
34
Adnan Oktar
Harun Yahya 35
Kovandaki Büyük Temizlik
‹flçi ar›lar›n ayn› dönemde yapt›klar› üçüncü ifl ise kovan temizli¤idir.
Temizlik, kovan sa¤l›¤› aç›s›ndan çok önemlidir. Bu yafltaki ar›lar, hücre-
lerden yeni ç›kan ar›lar›n geride b›rakt›klar› parçalar›, ifli biten petek ka-
pakç›klar›n›, kovan içinde ölmüfl olan ar›lar›n cesetlerini ve buna benzer
pek çok yabanc› maddeyi kovan›n ç›k›fl›na sürükler ve metrelerce uçarak
kovandan uza¤a atarlar.21
Ancak e¤er kovan içinde bulunan fley tafl›yamayacaklar› kadar büyük-
se bunu "propolis" ad› verilen bir madde ile kaplarlar. Ar›lar propolisi ba-
z› a¤açlar›n yap›flkan tomurcuklar›ndan alt çeneleri yard›m›yla kemirdik-
leri reçineye a¤›z salg›lar›n› ekleyerek üretir. Daha sonra arka ayaklar›n-
daki özel keselere yerlefltirerek kovana tafl›rlar. Ar› reçinas› da denen pro-
polisin özelli¤i içinde bakteri bar›namamas›d›r.22
Ar›lar propolisin antibakteriyel özelli¤inden çok isabetli bir flekilde ya-
rarlan›rlar. Kovan içinde öldürdükleri ve d›flar› tafl›yamayacaklar› kadar
büyük olan böcekleri propolisle kaplayarak bir nevi mumyalama ifllemi
yaparlar.
Son cümle dikkatle üzerinde düflünülerek okundu¤unda flafl›rt›c› ay-
r›nt›lar tafl›d›¤› görülecektir. Bu ayr›nt›lar›n tam anlafl›lmas› için ar›lar›n
propolosi kullanma fleklini ve yapt›klar› ifllemleri s›ras›yla düflünelim.
Öncelikle ar›lar bir canl› öldü¤ünde bedeninde bozulmalar›n olaca¤›n›
ve ortaya ç›kan maddelerin kovandaki canl›lara zarar verebilece¤ini bil-
Besinle yüklü
bir flekilde ko-
vana dönen ar›-
lar, toplad›klar›
besinleri di¤er
ar›lara da¤›t›r
ya da peteklere
depolar.
BALARISI MUC‹ZES‹
mektedirler. Ayr›ca bu bozulmay› engelle-
mek için ölen canl›n›n özel bir kimyasal ifl-
leme tabi tutulmas› gerekti¤inin de fark›n-
dad›rlar. Mumyalama ifllemi için de bakte-
ri bar›nd›rmama özelli¤ine sahip bir madde
olan propolisi kullanmaktad›rlar.
Buraya kadar s›ralanm›fl olan bilgiler ›fl›-
¤›nda düflünerek flu sorular› soral›m: Acaba ar›-
lar bir canl›da meydana gelebilecek bozulmalar› ve
bu bozulman›n zararl› etkilerini nas›l yok edebilecekle-
rini nereden bilmektedirler? Üstelik sadece bunlar› bilmekle
kalmay›p propolis gibi bir maddeyi kullan›ma geçirmeyi nas›l akletmifl
olabilirler? Ar›lara bunu ö¤reten kimdir? Bu maddeyi ar›lar nas›l keflfet-
mifllerdir? Formülünü nas›l bulup, üretime nas›l geçmifllerdir? Bu formü-
lün bilgisini di¤er koloni üyelerine ve kendilerinden sonra gelen nesillere
nas›l aktarm›fllard›r?
36
Ar›lar reçineyi yandaki çizimlerde ve yukar›daki
resimde görüldü¤ü gibi çenelerini kullanarak
a¤açlardan kaz›r.
Adnan Oktar
Harun Yahya 37
Mumyalama ifllemi, antiseptik maddenin içeri¤i ve üretimi veya nere-
lerde kullan›laca¤› gibi konularda ar›lar›n bir bilgisinin olamayaca¤› ve
vücutlar›nda bunlar› üretebilecekleri bir sistemi de kendilerinin meydana
getiremeyece¤i aç›kt›r. Bütün bunlar› ar›lar kendi kendilerine akledemez-
ler. Her aflamas›nda belli bir ak›l ve bilgi gerektiren bu ifllemleri ar›lar te-
sadüfen de ö¤renmifl de¤ildirler. Çünkü tesadüfler, fluurlu ve ak›lc› hare-
ketler ortaya ç›karamazlar.
Bunlar, tüm bu ifllemlerin nas›l yap›laca¤›n›n ar›lara baflka bir Ak›l ta-
raf›ndan ö¤retilmifl oldu¤unu gösterir. Bu bilgilerin tümü ar›lara herfleyin
Yarat›c›s› olan Allah taraf›ndan ilham edilmektedir. Yeryüzündeki herfley
gibi ar›lar da Melik (bütün kainat›n sahibi ve mutlak surette hükümdar›)
olan Allah'a boyun e¤mifllerdir:
Hak Melik olan Allah pek Yücedir. O'ndan baflka ‹lah yoktur; Kerim
olan Arfl'›n Rabbi'dir. (Mü'minun Suresi, 116)
Propolisin Çok Yönlü Kullan›m›
Ar› reçinesinin (propolisin) di¤er bir kullan›m yeri ise kovan inflaat›d›r.
Ar›lar kovandaki çatlak ve delikleri bu maddeyle s›varlar. Ayr›ca s›cakl›-
¤›n çok yüksek oldu¤u baz› volkanik arazilerde (‹talya'n›n güneyindeki
Salerno arazileri gibi) peteklerin erimemesi için, petek hammaddesi olan
balmumuna reçine ekleyerek balmumunun dayan›kl›l›¤›n› art›rd›klar› da
gözlenmifltir.23
Kovan içinde de¤iflik alanlarda kullan›lan propolisin toplanmas› ve ta-
fl›nmas› gibi konularda ar›lar aras›nda tam anlam›yla bir iflbölümü vard›r.
Propolis tafl›yan ar›n›n kovana dönüflü polen tafl›yan bir ar›n›nkinden
farkl›d›r. Polen tafl›y›c›s› yükünü koymak için bofl bir hücre arar. Propolis
tafl›y›c›s› ise hemen bu maddeye ihtiyaç duyulan inflaat alan›na gider ve
toplad›¤› maddeyi di¤er ar›lara gösterir. ‹flçiler propolise ihtiyaç duyduk-
lar›nda, tafl›y›c›n›n yan›na giderler ve gereken miktarda maddeyi torba-
n›n içinden al›rlar. Hemen balmumu ile kar›flt›rarak yap›flkan bir tutkal
haline getirirler ve inflaat ifllemlerinde kullan›rlar. Burada dikkat çekici
olan nokta propolis tafl›y›c›s› ar›n›n inflaat ifline kar›flmamas› ve bu iflle u¤-
BALARISI MUC‹ZES‹
raflan arkadafllar›n›n yükünü almalar›n› beklemesi-
dir.24
Ar› kolonilerindeki her üyenin belli bir ifli var-
d›r. Herkes kendi göreviyle ilgilenir, sadece bir ifl
aksad›¤›nda di¤er ar›lar aksayan ifllere destek olur.
Bu nedenle ar› reçineyi hem toplay›p hem yama-
makla veya mumyalamakla, hem de mumyalad›¤›-
n› d›flar› tafl›makla u¤raflmaz. Kovandaki iflçi ar›la-
r›n tümü bu ifllerin her birini yapabilecek yetenek-
lere sahip olsalar da, sadece kendi ifllerini en iyi fle-
kilde yap›p, di¤er iflleri o konuda görevlendirilmifl
arkadafllar›na b›rak›rlar.
‹flçi ar›lar›n hayatlar› incelenirken unutulmamas› gereken çok önemli
bir nokta vard›r. 5-6 haftal›k yaflamlar› boyunca iflçi ar›larda gerçekleflen
görev de¤iflikliklerinin tümü vücutlar›nda meydana gelen de¤iflimlere
ba¤l›d›r. Baz› bezler etkisizleflirken, yeni bezler ortaya ç›kmakta ve farkl›
bir görev için harekete geçmektedir. Örne¤in ar›lar›n petek yapma dö-
nemlerinde balmumu bezleri geliflir, dad›l›k dönemlerinde ise larvalar
için besin üreten bezleri geliflir. Gardiyanl›k dönemleri geldi¤indeyse iflçi
ar›lar›n vücutlar›ndaki salg› bezleri birdenbire zehir salg›lamaya bafllar.
E¤er tesadüfi bir geliflim söz konusu olsayd›, pek çok problem yaflan›rd›;
daha do¤rusu tesadüfi bir geliflimle böyle düzenli bir sistemin meydana
gelmesi asla mümkün olmazd›. Örne¤in larva besleme döneminde iflçi
ar›lar›n vücudundan ar› sütü yerine zehir salg›lanabilirdi. Bu durumda
larvalar›n tümü ölür ve ar›lar›n da soyu tükenirdi. Ama bütün bu görev
de¤iflimleri s›ras›nda hiçbir problem ç›kmaz. Herfley çok kontrollü bir fle-
kilde, kusursuz bir düzen içinde gerçekleflir.
‹flçi ar›lar hayatlar›n›n dördüncü dönemlerinde yine bir görev de¤iflik-
li¤i yaflarlar.
Dördüncü Dönem: Kovan Bekçileri
Ar›lar hayatlar›n›n dördüncü dönemlerinde kovan giriflinde nöbetçilik
yaparlar. Vücutlar›nda bir de¤iflim olur; i¤ne bezleri geliflir ve zehir üret-
meye bafllar. ‹flte bu dönemdeki ar›lar, kovan kap›s›nda nöbet tutarak da-
vetsiz misafirlerin içeri girmesini engellerler. Gelen her canl› -ar›lar bile-
38
Göklerde ve
yerde olanlar
Allah'›nd›r ve
(bütün) ifller
Allah'a
döndürülür.
(Al-i ‹mran
Suresi, 109)
Adnan Oktar
39
kap›daki nöbetçinin kontrolünden geçerek içeri girebilir. Nöbetçi ar›n›n
yerinden ayr›lmas› durumunda ise hemen baflka bir iflçi ar› gelir ve kovan
kap›s›ndaki nöbeti devral›r.25
Ar›lar›n kovan bekçili¤ini, s›n›r kap›lar›nda girifl yapmaya çal›flanlara
uygulanan kontrollere benzetebiliriz. Bir ülkenin s›n›r güvenli¤i çok
önemlidir. Bu nedenle al›nan güvenlik önlemleri son derece fazlad›r. Ay-
n› flekilde kovanlardaki güvenlik önlemleri de son derece s›k›d›r. Gardi-
yan ar›lar kovana yabanc› girifline hiçbir flekilde izin vermezler.
Bütün ar›lar d›fl görünüfl olarak birbirlerine çok benzemelerine ra¤men
kovana giren yabanc› ar›lar hemen teflhis edilir. Bu ayr›m› ar›lar›n nas›l
yapt›¤›n› araflt›ran bilim adamlar› flafl›rt›c› sonuçlar elde etmifllerdir. Ar›-
Kovan ka-
p›s› önün-
de bekle-
yen bir gar-
diyan ar›.
Sald›r› kokusunu kovana yayan iflçiler.
BALARISI MUC‹ZES‹
lar›n birbirini tan›mas›ndaki en önemli etken kovan kokusudur. Her ar›
kolonisinin kendine özgü, di¤er kovanlardan onlar› ay›ran bir kovan ko-
kusu vard›r. Ar›lar birbirlerini bu koku sayesinde ay›rt ederler. Kovan ko-
kusunu tafl›mayan canl›lar kovan için tehlike demektir. Bu nedenle ko-
vandan olmayan her canl›, hiç ayr›m yap›lmadan, kap›daki nöbetçilerin
sald›r›s›na u¤rar.
Baflka bir kovana girmeye çal›flan ar›lar farkl› kokular› nedeniyle nö-
betçiler taraf›ndan hemen teflhis edilirler ve yine nöbetçiler taraf›ndan ko-
vandan d›flar› at›l›rlar ya da öldürülürler.
Yabanc› bir canl›, kovan giriflinde göründü¤ü zaman, nöbetçi ar›lar he-
men sert tepkiler vermeye bafllarlar. Kovan d›fl›ndan oldu¤u tespit edilen
40
Kovan kokusunu tafl›mamas›na ra¤-
men kovana girmeye çal›flan canl›-
lar gardiyan ar›lar›n sald›r›s›na u¤-
rar ve kovandan at›l›r.
Adnan Oktar
Harun Yahya 41
davetsiz misafire karfl› nöbetçiler zehirli i¤nelerini kullan›rlar. Nöbetçi
ar›lar›n ilk hamlesinin hemen ard›ndan genelde di¤er kovan üyeleri de
sald›r›ya kat›l›rlar.
Kovandaki kitlesel sald›r›y› ateflleyen sinyal, yabanc›ya sald›ran nöbet-
çi ar›n›n i¤nesinden salg›lanan kokulu bir kimyasald›r. Baz› durumlarda
sald›r›y› bafllatan kokular›n salg›lanmas›n›n yan›s›ra huzursuz olan hay-
vandaki karakteristik durufl ve uçufl tipleri de kovandaki di¤er ar›lar için
alarm sinyali anlam›na gelir. Alarm sinyallerinin yay›lmas›n›n ard›ndan
yüzlerce ar› kovan kap›s›na birikir. Nöbetçi ar›dan yay›lan koku ne kadar
kuvvetli olursa, ar›lar da o kadar heyecanl› ve savaflç› olurlar.26
Ar›lar›n anlaflmas›nda son derece önemli bir yeri olan bu özel kokular,
ar›lar ilk ortaya ç›kt›klar›ndan beri kullan›lmaktad›r. Ar›lar Allah'›n ken-
dileri için yaratm›fl oldu¤u özel tasar›mlara sahip bedenlerinde bu koku-
lar› üretmekte ve bu yolla aralar›ndaki iletiflimi sürdürebilmektedirler.
‹flçi Ar›lar›n Fedakarl›¤›
Gardiyanl›k yapt›klar› bu dönemde iflçi ar›lar asl›nda kendi hayatlar›-
Kovan sald›r›ya
u¤rad›¤›nda gar-
diyan ar›lar he-
men kokulu bir
kimyasal madde
salg›lar (yanda).
Bu koku ve ar›la-
r›n durufl biçimi
tüm kovan› hare-
kete geçirir. ‹flçi
ar›lar kendi ha-
yatlar› pahas›na
kovan› savunur.
sinir
dü¤ümü
kas
zehir
kesesi
uzat›c› kas
geriye çekici kas
i¤ne
çengel
BALARISI MUC‹ZES‹42
Üstteki çizimde, kaslar, zehir ke-
sesi gibi yap›lar›n bulundu¤u, ar›-
n›n i¤ne tak›m› görülüyor.
Bir balar›s› soktu¤u zaman, i¤ne-
sindeki çengeller kurban›n etine
saplan›r ve sonuçta tüm i¤ne tak›-
m› yerinden sökülür ve ar› ölüm-
cül flekilde yaralan›r. Sald›ran ar›
ayr›ld›ktan sonra bile, kaslar çen-
gelleri daha da içeri sokacak ve
yaran›n içine zehir pompalayacak
flekilde kas›lmaya devam edecek-
tir. Küçük resimde ar›n›n b›rakt›¤›
bir i¤ne görülmektedir.
Adnan Oktar
Harun Yahya 43
n› riske atmaktad›rlar. Çünkü düflmana sald›ran ar›, i¤nesini geri çekeme-
di¤i zaman ölüm tehlikesi ile karfl› karfl›ya kal›r. Balar›lar›n›n i¤nesi bir
kirpinin dikeni gibi küçük oklara sahiptir. Bu yap›s› nedeniyle i¤ne birçok
hayvan›n etinden geri çekilemeyebilir. Nöbetçi ar›lar i¤nelerini ancak bafl-
ka bir ar›y› ya da baz› hayvanlar› soktuklar›nda geri çekebilirler ve kendi-
lerine bir zarar gelmez. Ama özellikle insanlar› soktuktan sonra uçmaya
çal›fl›rken ar›lar›n i¤neleri soktuklar› yerde tak›l› kal›r ve ar›n›n karn›n›n
arka taraf› y›rt›l›r. Karn›n y›rt›lm›fl k›sm›nda, zehir salg›s› ve onu kontrol
eden sinirler vard›r. ‹ç organlar›ndaki bu tahribat sonucunda ar› ölür.
Ölen ar›dan kopan salg› bezinin baflka bir özelli¤i de, ar›n›n vücudundan
ayr›lm›fl olmas›na ra¤men soktu¤unu canl›n›n yaras›na belli bir süre da-
ha zehir pompalamaya devam etmesidir.27
Kovan›n korunmas› bütün koloniyi ilgilendiren önemli bir sorumlu-
luktur. Nöbetçi ar›lar da bu sorumlulu¤u kendi hayatlar›n› tehlikeye ata-
rak yerine getirirler. Kovandaki her ar›, zaman› gelip de nöbetçilik göre-
vini devrald›¤›nda ayn› flekilde hareket eder ve kendi can› pahas›na da ol-
sa kovan› korur.
Ar›lar›n bu fedakar tav›rlar›, evrim savunucular›n›n do¤ada bir "ya-
flam savafl›" oldu¤u, her canl›n›n yaln›zca kendi soyunu korumaya çal›fl-
t›¤› yönündeki iddialar›n› yalanlamaktad›r.
Ar›lar›n Fedakar Davran›fllar›n›n Gerçek Nedeni
Evrim teorisinin "hayatta kalma mücadelesi" tezine göre fedakarl›k,
aç›klanmas› imkans›z bir davran›flt›r. Evrimcilerin iddialar› canl›lar›n
kendilerini korumak ve hayatta kalabilmek için savaflt›klar› do¤rultusun-
dad›r. Oysa do¤an›n sadece savaflan bireylerden olufltu¤unu söylemek
mümkün de¤ildir. Çünkü canl›lar aras›nda yard›mlaflma, fedakarl›k gibi
pek çok davran›fl vard›r. Bu durum karfl›s›nda baz› evrimciler canl›lar›n
tüm neslin devam› için kendilerini feda ettiklerini, yani bu iflten ç›karlar›
oldu¤u için fedakarl›k yapt›klar›n› iddia ederler. Elbette bu iddia kendi
içinde pek çok çeliflkiyi bar›nd›rmaktad›r.
Örne¤in nöbetçi ar›lar ço¤u zaman kendilerinden çok daha büyük olan
eflekar›s› gibi canl›lar›n üzerine hiç düflünmeden at›l›rlar ve savafl›rlar.
BALARISI MUC‹ZES‹
Ar›lar›n bütün bunlar› kendi kendilerini düflünerek yapt›klar›n› ve bun-
dan bir ç›karlar›n›n oldu¤unu iddia etmek cevaplanmas› gereken baz› so-
rular› da beraberinde getirecektir. Ar›lar bunu yaparken acaba "kolonide-
ki yavrular›n korunmas›" gibi bir mant›k yürütebilirler mi? Ar›lar›n geç-
mifl-gelecek gibi kavramlar›, bunlara yönelik kayg› ve beklentileri olabilir
mi? ‹flçi ar›lar›n kovan savunmas› yaparken ölmelerinde ne gibi bir ç›kar-
lar› olabilir?
Elbette ki ar›lar›n mant›k yürütmesi söz konusu de¤ildir. Ar›lar›n bu
iflten hiçbir ç›karlar› da yoktur. Zaten ç›karlar› olsa bile kendi hayatlar›n›
tehlikeye atmalar›n›n bir anlam› yoktur. Nöbetçi ar›lar sadece kovan› ko-
ruma görevi kendilerine verildi¤i için böyle yaparlar.
Hiçbir akla ve fluura sahip olmayan canl›lar›n bir plan belirleyip, ona
göre hareket etmesi, örnek yard›mlaflmalar sergilemesi, özveride bulun-
mas› tesadüfen meydana gelecek davran›fllar de¤ildir. Bunlar›n o canl›ya
ö¤retilmifl, di¤er bir deyiflle Allah taraf›ndan ilham edilmifl olmas› gere-
kir.
Bu kitab›n konusu olan ar›lar da yeryüzündeki di¤er canl›lar gibi
Allah'›n ilham›yla hareket eder. Evrendeki tüm canl›lar, atlar, kufllar, bö-
cekler, a¤açlar, çiçekler, kaplanlar, filler Allah'a boyun e¤mifldir. Yapt›kla-
r› her hareketi Allah'›n ilham›yla yapmaktad›rlar. Allah Hud Suresi'nde
canl›lar üzerindeki hakimiyetini bize flöyle bildirmektedir:
...O'nun aln›ndan yakalay›p denetlemedi¤i hiçbir canl› yoktur. Muhak-
kak benim Rabbim, dosdo¤ru bir yol üzerindedir (dosdo¤ru yolda ola-
n› korumaktad›r). (Hud Suresi, 56)
Beflinci Dönem: Besin Toplay›c›s› Ar›lar
‹flçi balar›lar›n›n hayatlar›n›n son dönemlerindeki görevleri besin top-
lamakt›r. ‹htiyaçlar› olan tüm besin maddelerini çiçeklerden temin ettikle-
ri polen (çiçek tozu) ve nektar (bal özü) sayesinde karfl›larlar. Polen pro-
tein yönünden zengin bir maddedir, nektar ise hem enerji kayna¤›d›r,
hem de bal›n ana maddesidir. Ar›lar k›fl›n besin bulamayacaklar› için ko-
vanlar›na bal depo ederler. K›fl için ayr›ca polen depo edilmez, yaln›z ya¤-
44
A
vrupa'dan getirilen balar›lar›
için, Japonya'daki eflek ar›lar›
tam bir bafl belas›d›r. Ya¤ma
için bir kovana sald›ran 30 eflek ar›s›, üç
saat içinde tam 30.000 balar›s›n› öldüre-
bilir. Ancak yerli balar›lar› yaban ar›lar›-
na karfl› mükemmel bir savunma meka-
nizmas›na sahip olarak yarat›lm›fllard›r.
Bir eflek ar›s›, yeni bir ar› kolonisi
keflfetti¤inde, bunu hemcinslerine du-
yurmak için özel bir koku salg›lar. Ko-
kuyu balar›lar› da alg›lad›¤›ndan, kova-
n› savunmak üzere hemen girifle top-
lanmaya bafllarlar. Bir eflek ar›s› yaklafl-
t›¤›nda 500 balar›s› havalan›p hemen
eflek ar›s›n›n etraf›n› sararlar. Bedenleri-
ni h›zla titrefltirmeye bafllarlar. Bu hare-
ket ar›lar›n vücut ›s›lar›n›n artmas›na
neden olur. Bu esnada eflek ar›s› adeta
bir f›r›nda pifliriliyormuflças›na ›s›n›r ve
sonunda kavrularak ölür.
Bu türden bir sald›r›n›n, ›s›ya duyarl›
filmle çekilmifl foto¤raf›nda, görünen
beyaz bölgelerdeki s›cakl›k 50 o
C'ye ka-
dar ç›kmaktad›r. Balar›lar›n›n dayanabil-
di¤i bu s›cakl›k eflek ar›lar› için ölüm de-
mektir.
Nature, Vol.377, No.654, s.334-336,
September 1995
Balar›lar›,
kendilerine
sald›ran
eflek ar›lar›n›
›s› üreterek
öldürür.
A
BALARILARINDA SAVUNMA STRATEJ‹S‹:
DÜfiMANI YOK ETMEK ‹Ç‹N ISI KULLANMA
BALARISI MUC‹ZES‹46
murlu havalarda kullan›lmak üzere yavru ar›lara yetecek kadar polen bi-
riktirilir.28
Ar›lar çiçeklerden toplad›klar› poleni do¤rudan do¤ruya kullanmaz,
"ar› poleni" veya "ar› ekme¤i" ad› verilen bir maddeye dönüfltürürler. Bu
dönüflüm çiçeklerden toplanan polenlere nektarla birlikte baz› enzimlerin
eklenmesiyle sa¤lan›r. Elde edilen bu madde sadece beslenme için kulla-
n›l›r.29
Polen ve nektar toplama görevi 21 günlük iflçi ar›lara düflmektedir. Bu
Adnan Oktar
aflamada art›k balmumu yapmaya yara-
yan mum bezleri mum salg›lamay› dur-
durur. ‹flçi ar›lar kovan d›fl›na ç›karak
yeni ve tehlikeli görevlerine bafllarlar.
Çiçekler aras›nda dolaflma görevi tehli-
kelidir çünkü ar›lar›n bütün düflmanla-
r› (örümcekler, yusufçuklar gibi) d›flar›-
dad›r. Ayn› zamanda ar›lar, kovan ve yi-
yecek kayna¤› aras›nda sürekli uçufl ha-
linde olduklar› için de bu görev olduk-
ça yorucudur. Uçufl kaslar› y›pranan
ar›lar k›sa bir süre sonra ölürler.
Ar›lar›n vücutlar› polen ve nektar
toplamak için tasarlanm›fl özel sistem-
lerle donat›lm›flt›r. Ar›lar, nektar› bal kesesine doldurmak için yutar. Po-
lenler ise nektar gibi yutulmaz, kümeler halinde ar›lar›n arka bacaklar›n›n
yan taraflar›na yap›fl›k olarak aç›kta kovana tafl›n›r.
Ar›lar›n Polen Sepetleri
Ar›lar›n arka bacaklar›n›n d›fl taraf› çok hafif bir çukur oluflturacak fle-
kilde bir tasar›ma sahiptir. Vücutlar›n›n bu bölümü adeta polenleri tafl›-
maya yarayan bir kafl›k gibidir. Ayr›ca bacaklar›n›n çevresinde uzun tüy-
ler vard›r. Bu bölüme "polen kesesi" ad› verilir. Ar›lar›n kar›nlar›n›n alt ta-
raf› ise tamamen yumuflak tüylerle kaplanm›flt›r. Çiçekten polen toplar-
ken bunlar›n üzerine de çiçek tozlar› yap›fl›r. ‹flçi ar›lar›n bacaklar›ndaki
f›rçay› and›ran tüyler ise kar›nlar›n›n alt›na yap›flan çiçek tozlar›n› f›rçala-
yarak, bunlar› polen keselerinde biriktirebilmelerine yarar.30
Besin toplay›c›l›¤› yapma zaman› gelen bir balar›s›, uçufla ç›kmadan
önce enerji kazanabilmek için kursa¤›n› bir miktar bal ile doldurur. Bun-
dan baflka toplad›¤› polenleri sepete yerlefltirmek için de kursa¤›ndaki bu
baldan kullan›r. Polen toplayan ar› çiçe¤in erkek organ› üstüne kondu-
¤unda, burada bulunan polenleri çenelerini ve ön ayaklar›n› kullanarak
kaz›r ve onlar› yap›flkan hale getirmek için de kursa¤›ndaki bal ile ›slat›r.
Harun Yahya 47
Polen toplamaya ç›kan ar›lar›n Mantis
(yukar›da), yusufçuk ve örümcek gibi
pek çok tehlikeli düflman› vard›r.
Göklerin ve yerin anahtarlar›
O'nundur. O, diledi¤ine r›zk›
geniflletip-yayar ve k›sar da. Çünkü
O, herfleyi bilendir. (fiura Suresi, 12)
Göklerin ve yerin anahtarlar›
O'nundur. O, diledi¤ine r›zk›
geniflletip-yayar ve k›sar da. Çünkü
O, herfleyi bilendir. (fiura Suresi, 12)
Ar› bu iflleri yaparken polenlerin bir k›sm› da vücudundaki k›llar›n aras›-
na bulafl›r. Bu nedenle ar›n›n görüntüsü kimi zaman una bulanm›fl gibi
olur.
Polenleri, polen kesesine f›rçalama iflini -bu ifllem süpürme olarak da
tan›mlanabilir- ar› uçarken yapar. Bir çiçekten baflka bir çiçe¤e do¤ru
uçarken bir yandan da arka baca¤›nda bulunan
f›rças›yla vücuduna ve arka baca¤›na yap›flm›fl
olan polenleri biraraya toplar. Sonra ayn› ifllemi
di¤er baca¤›yla da yapar. Yani ar› bir sa¤ bir sol
aya¤›n› kullanarak polenleri toplar ve baca¤›n›n
d›fl taraf›nda bulunan sepetçi¤e do¤ru iter. Bu
flekilde polenler birikir. Ar› bu ifllemi sepetçik
doluncaya kadar devam ettirir. En so-
nunda burada irice ve yo¤un bir çi-
çek tozu topa¤› oluflur, art›k ar›n›n
polen kesesi dolmufltur. Polenlerin
düflmemesi için de ar›, ara s›ra baca-
¤›yla sepetçi¤in d›fl taraf›ndan vura-
rak, polenleri sepete iyice yerlefltirir
ve kovana do¤ru yola ç›kar. Kovana
vard›¤›nda ise polenleri, özel olarak
ayr›lm›fl olan polen hücrelerinden bi-
rine yerlefltirecektir.31
Pek çok böcek çiçeklerden polen
tafl›r ama hiçbiri ar›lar kadar verimli
sonuç alamaz. Bunun en önemli ne-
deni ar›lar›n polen toplamaya son de-
rece elveriflli olan vücut yap›lar›d›r.
Polen toplama ifli yo¤un bir çal›flma
gerektirir, çünkü ar›n›n uzun süre ça-
l›fl›p toplayarak kovana tafl›d›¤› po-
len paketi ancak bir çifttir. Oysa tek
Harun Yahya 49
1
2
3
Ar›lar arka ayaklar›nda Allah taraf›ndan
yarat›lm›fl olan özel sistemleri kullanarak
polen tafl›rlar. 1-Ar› polen f›rças›n› kulla-
narak taraklarda birikmifl olan polenleri
kaz›r ve bir bölgede depolar. 2-Polenler
daha sonra sepetin içine do¤ru itilir. 3-
Son olarak toplanan polen ar›n›n a¤z›n-
dan ç›kan bir miktar bal ile nemlen-
dirilerek, yap›flkan bir top haline getirilir
ve sepete konur.
BALARISI MUC‹ZES‹
bir petek gözünün polenle dolmas› için ortalama 20 çift polen paketine
gereksinim vard›r. Bu da ar›lar›n hiç durmadan hareket halinde olmas›
demektir.32
Ar›lar çiçeklerden iki ayr› madde toplar. Bu iki maddenin hem içerik-
leri, hem toplan›fl biçimleri, hem de kullan›m alanlar› birbirinden çok
farkl›d›r. Çiçeklerdeki nektar› toplayabilmek için de ar›lar polen tafl›mak
için kulland›klar›ndan daha farkl› bir sisteme ihtiyaç duyar. Çünkü çiçek-
lerin yap›lar›na göre nektarlar›n bulundu¤u yer de de¤ifliklik gösterir. Ba-
z› çiçeklerin nektarlar› çiçek yapraklar›n›n üzerinde serbestçe görülecek
flekildedir ve bu bölgeye böcekler kolayca ulaflabilir. Ancak baz› çiçek tür-
lerinin nektarlar› ulafl›lmas› daha zor olan, çiçe¤in boru fleklinde uzayan
dip taraf›nda bulunur. Bu yüzden böceklerin daha diplere inmesi ve nek-
tar› çiçe¤in o bölümünden ç›karmas› gerekir.
Bu durum pek çok böcek için sorun yarat›rken ar›lar için bir problem
oluflturmaz, çünkü ar›lar›n derinlerdeki bal özüne ulaflmalar›n› sa¤layan
boru biçiminde "proboscis" ad› verilen bir organlar› vard›r. Proboscis ar›-
n›n çiçeklerden kolay nektar toplamas›n› sa¤lar. Bundan baflka bal ve su
50
Ar›lar özel a¤›z yap›lar›, tüylü vücut-
lar› ve polen keseleri sayesinde di¤er
böceklerden çok daha verimli bir fle-
kilde polen toplar. Resimlerde polen
ile keselerini doldurmufl ar›lar görül-
mektedir.
Harun Yahya 51
gibi maddeleri de bu organlar› ile toplar. Uzun bir burun olarak nitelen-
dirilebilecek olan proboscis, ar›lar aras›ndaki besin de¤ifliminde de rol oy-
nar. Bu organ ayn› zamanda kraliçe ar›n›n salg›s›n›n yalanmas›nda ve di-
¤er ar›lara aktar›lmas›nda da kullan›l›r. ‹flçi ar›lar proboscislerini kullan-
mad›klar› zamanlarda, a¤›zlar›n›n alt bölümünde bulunan bofllukta, z
harfi görünümünde olacak flekilde içeri do¤ru katlarlar. Nektar, polen ya
da su toplamak istediklerinde ise tekrar açarlar.33
Ar› bir çiçe¤e konunca nektar damlac›klar› önce emme hortumundan
sonra da yemek borusundan geçerek "bal midesi" ad› verilen bölüme
Ar›lar kusursuz vücut yap›lar› sayesinde, di¤er böceklerin
ulaflamayaca¤› kadar derinlerde bulunan nektarlar› dahi çi-
çeklerden kolayl›kla toplar. Allah, ar›lar› görevlerine
uygun özelliklerle birlikte
yaratm›flt›r.
BALARISI MUC‹ZES‹
akar. Ar›lar tafl›yabilecekleri kadar bal özü-
nü buraya doldurur ve kovana döner. Bu
arada balar›lar›n›n yaklafl›k 50 mm3
'lük
bir kapasitesi olan bal keselerini tama-
men nektarla doldurabilmeleri için 100
ile 150 aras›nda çiçe¤i ziyaret etmeleri ge-
reklidir. 34
Ar›lar aras›ndaki ifl bölümü nektar toplan-
mas› ve yerlefltirilmesi ifllerinde de aç›kça görül-
mektedir. fiöyle ki nektar yüküyle dönen topla-
y›c› ar› bunu hücrelere yerlefltirmekle u¤rafla-
rak hiç vakit kaybetmez. Bunun yerine bu iflle
görevlendirilmifl olan ar›lara nektar› a¤›z yo-
luyla aktar›r. Midesinde kendisine enerji ve-
recek kadar bal b›rak›r ve hemen besin kay-
na¤›na do¤ru uçar. Kendisine nektar akta-
r›lan görevli de duruma göre nektar› bafl-
ka ar›lara verebilir veya depolayabi-
lir. Bu ifllem kovandaki ar›lar›n o an-
daki g›da ihtiyac›na ba¤l›d›r. 35
52
Bir iflçi ar›n›n proboscis'i (burnu),
ar›n›n türüne göre 5.3-7.2 mm
uzunlu¤unda olabilir. Baz› çiçekle-
rin nektarlar› di¤erlerine oranla
daha derinlerde bulunur. Bu ne-
denle ar›lar›n bu gibi çiçeklerin ta-
banlar›ndan nektar çekebilmeleri
için uygun özelliklere sahip olan
uzun burun yap›lar› büyük bir
avantajd›r. Sol üst çizim resimler-
de ar› proboscis'inin aç›k ve ka-
pal› hali görülmektedir. Alttaki fle-
kilde de görüldü¤ü gibi ar›lar pro-
boscislerini kullanmad›klar› za-
manlarda "z" fleklinde içeri do¤ru
katlarlar.
alt çene
kemi¤i
z fleklindeki hortum
üst çene
kemi¤i
dudak
O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde)
kusursuzca var edendir, 'flekil ve suret' veren-
dir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve
yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir.
O, Aziz, Hakim'dir.
(Haflr Suresi, 24)
O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde)
kusursuzca var edendir, 'flekil ve suret' veren-
dir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve
yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir.
O, Aziz, Hakim'dir.
(Haflr Suresi, 24)
BALARISI MUC‹ZES‹
Di¤er Görevler...
Balar›lar› besin toplamaya bafllad›ktan ve yetiflkin bir ar› olduktan son-
ra her ifli yapabilir. Bunun için sadece ar›lar›n 3 haftal›k olmas› yeterlidir.
Daha önce ar›lar›n büyüme dönemleri boyunca vücutlar›nda çeflitli de-
¤iflikliklerin meydana geldi¤inden ve bu de¤iflikliklerle do¤ru orant›l›
olarak kovan içindeki görevlerinin de¤iflti¤inden bahsetmifltik. Ar›lar›n
vücutlar›nda dönem dönem gerçekleflen bu de¤ifliklikler geri dönülmez
de¤ifliklikler de¤ildir. Kovandaki ihtiyaçlar do¤rultusunda ar›lar›n organ-
lar› eski fonksiyonlar›n› tekrar kazanabilir. Örne¤in bir sald›r› ya da bir
yang›n sonucunda kovanda herhangi bir tahribat meydana geldi¤inde,
bunu telafi etmek için art›k balmumu üretmeyen yetiflkinler birdenbire
balmumu üretmeye bafllayabilir. Benzer flekilde, larvalar›n beslenmesinde
bir aksakl›k ihtimali belirirse bu defa dad›l›k yapan ar›lar›n d›fl›nda da,
dad› bezleri faaliyete geçen ar›lar olabilir. Bundan baflka bal sto¤u yeter-
siz oldu¤unda da daha fazla ar› nektar toplamaya ç›kabilir veya kovan›n
acil olarak serinletilmesi gerekiyorsa di¤er ar›lar o s›rada yapt›klar› iflleri
b›rak›p, hemen bu ifle yönelebilir. Kovan büyük bir sald›r›ya u¤rad›¤›nda
ar›lar›n ço¤u savunmaya kat›l›r, yüzlerce iflçi ar› kovan girifline birikir ve
sald›r› hep birlikte geri püskürtülür.36
K›sacas› her ar› o anda kovanda ne
gibi ihtiyaçlar›n ortaya ç›kt›¤›n› ve buna ba¤l› olarak nerede, nas›l davran-
mas› gerekti¤ini çok iyi bilir. fiimdiye kadar ele
al›nan konularda da görüldü¤ü gibi ar›lar›n
tüm hareketlerine bir "bilinç" hakimdir. Ar›lar
üstlerine düflen görevleri son derece baflar›l›
bir flekilde yerine getirmektedir.
Bu bilgiler do¤rultusunda düflünüldü¤ün-
de çok önemli bir sonuç ortaya ç›kmaktad›r.
Ar›lar›n her türlü özelliklerini (hem davran›fl-
sal, hem de fiziksel olarak) kendi iradeleri ile
ya da tesadüfen kazand›klar›n› iddia etmek
akla, mant›¤a ve bilime uymayan bir iddiad›r.
Ar›lar›n tümünün ayn› dönemlerde ayn› fle-
kilde hareket etmesi, kovandaki düzenin ar›-
54
Göklerin ve yerin
mülkü O'nundur;
çocuk edinmemifl-
tir. O'na mülkünde
ortak yoktur, her-
fleyi yaratm›fl, ona
bir düzen vermifl,
belli bir ölçüyle
takdir etmifltir.
(Furkan Suresi, 2)
lar ilk ortaya ç›kt›¤›ndan beri hiç de¤iflmeden devam etmesi gibi detaylar
ar›lar› yöneten akl›n aç›k göstergelerindendir. Ar›lar›n sahip olduklar› bil-
gilerin tümü bu canl›lara üstün bir ak›l sahibi taraf›ndan verilmektedir.
Ar›lara neler yapmalar› gerekti¤ini, hangi dönemde ne gibi görevlerde
bulunacaklar›n› ilham eden bu akl›n sahibi, sonsuz bir ilmin sahibi olan
Allah't›r. Allah herfleyi bir düzen içinde yaratand›r.
O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir,
'flekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde
olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir. (Haflr Sure-
si, 24)
Kovandaki Is›n›n Ayarlanmas›
Baz› canl›lar yaflad›klar› ortam›n s›cakl›¤›n› dengede tutabilmek için
kendi vücut ›s›lar›n› kullan›rlar. Vücut s›cakl›klar›yla bu ayarlamay› ya-
pabilenler memeli hayvanlar ve kufllard›r. Di¤er pek çok canl›n›n (kerten-
kele, y›lan, kurba¤a, bal›k, salyangoz, solucan, ›stakoz, böcek vs.) vücut
›s›lar› ise yaflad›klar› bölgenin ›s›s›na göre de¤ifliklik gösterir.
Bu bilgiler göz önüne al›nd›¤›nda ar› kovanlar›ndaki 35°C'lik de¤iflme-
yen ›s› son derece dikkat çekicidir. Çünkü ar›lar da vücut s›cakl›klar›nda
de¤ifliklik yapamayan canl›lardand›r. Bu nedenle kovan içindeki s›cakl›¤›
vücut s›cakl›klar› ile dengeleyemezler. Ancak hareket etmelerinin sonu-
cunda ortaya ç›kan ›s› ile kovandaki ›s› dengesini sa¤larlar.37
‹flçi ar›lar›n
kovan içindeki en önemli görevlerinden biri de kovandaki ›s›n›n ayarlan-
mas›d›r. Balar›lar›, bulunduklar› ortam (a¤aç kovu¤u, kaya aras› vs.) ve
d›flar›n›n ›s›s› ne olursa olsun kovandaki ›s›y› her zaman kontrolleri alt›n-
da tutarlar. Bahar sonundan sonbahara kadar kovan ›s›s› 34.5°C-35.5°C
aras›nda korunur. Balar›lar› ›s› de¤iflikliklerinden etkilenen canl›lard›r.
Balmumu üretimleri, bal›n oluflumu gibi ifllemlerin tümü belirli bir s›cak-
l›kta gerçeklefltirilir. Kovandaki ›s› de¤iflikli¤inden en çok etkilenenlerse
yavru ar›lard›r. Bu nedenle kuluçka odalar›n›n s›cakl›¤›na özellikle çok
dikkat edilir. Gün içinde gerçekleflen s›cakl›k de¤iflikliklerine göre ar›lar
kovan ›s›s›n› korumak için çeflitli çal›flmalar yaparlar. Örne¤in havan›n
Harun Yahya 55
Adnan Oktar
BALARISI MUC‹ZES‹
daha so¤uk oldu¤u sabah›n erken saatlerinde iflçiler petek çevresinde kü-
melenir ve vücut s›cakl›klar› ile yumurtalar› ›s›t›rlar. Gün ilerledikçe ve
hava ›s›nmaya bafllad›kça ar›lar taraf›ndan örülen küme yavafl yavafl da-
¤›l›r. E¤er s›cakl›k artmaya devam ederse iflçilerin bir bölümü ›s›y› düflür-
mek için kanatlar›n› yelpaze gibi sallamaya bafllar. Hava ak›m›n› kovan›n
girifline ve peteklerin üzerine do¤ru yönlendirerek kovan ›s›s›n› düflür-
meye çal›fl›rlar.
Çok s›cak günlerde ise ar›lar daha fliddetli bir so¤utma yöntemi kulla-
n›rlar. Yiyecek toplayan ar›lar kovan ›s›s› çok yükseldi¤inde polen veya
nektar yerine kovana, yak›ndaki su kaynaklar›ndan ald›klar› su damlala-
r›n› getirir ve bunlar› kuluçka hücrelerinin üzerine serperler.38
Daha son-
ra kanatlar›yla hava ak›m› oluflturarak bu damlalar›n içerisindeki suyu
buharlaflt›r›rlar. Bu so¤utma sistemiyle kovan›n ›s›s› k›sa sürede eski hali-
ne döner.39
Bu konuyla ilgili olarak yap›lan bir deneyde, s›cakl›¤›n
50 °C'ye yükseldi¤i bir günde kovan tam Günefl'in alt›na konulmufl, ar›la-
r›n yak›ndaki bir su kayna¤›ndan sürekli su tafl›yarak kovan içi s›cakl›¤›-
n› yaklafl›k 35 °C'de sabit tuttuklar› gözlenmifltir.
Ar›lar k›fl aylar›nda ›s›nmak için de yaz›n kovan› so¤uturken kullan-
d›klar›na benzer bir yöntem kullan›rlar. Kovan ›s›s› düfltü¤ünde ar›lar ön-
ce s›k›ca birbirlerine kümelenirler. Kal›nl›¤› so¤u¤un fliddetine göre 2.5
56
Kovandaki ›s› dengesi ar›lar›n uygulad›klar› de¤iflik yöntem-
ler ile sa¤lan›r. Kovan ›s›s›n›n artmas› durumunda ar›lar›n
kanatlar›n› kullanarak yapt›klar› havaland›rma ile ›s›n›n düflü-
rülmesi bunlardan bir tanesidir. (yukar›da ve yanda)
cm ile 7.5 cm aras›nda olan bu ar› kümesi, bir kabuk gibi pete¤i kaplar.
Ana kümeye dahil olmayan ar›lar iç taraftad›r, birbirlerine yak›n olmala-
r›na ra¤men d›flar›dakiler kadar s›k›fl›k de¤ildirler. Bu ar›lar sürekli hare-
ket ederek d›flar›daki ar›lar için ›s› a盤a ç›kar›rlar. (Her bir ar›n›n 10 °C s›-
cakl›kta, dakikada 0.1 kalori ›s› üretebildi¤i bilinmektedir.) Ar›lar daha
çok ›s› elde etmek için daha fazla hareket ederler. D›flar›dakiler ise büzü-
lerek vücutlar›n›n so¤u¤a daha az temas etmesini sa¤larlar. Kümenin d›-
fl›nda yer alan ar›lar›n kar›nlar›na depolad›klar› besin bir süre sonra biter.
Bunun üzerine iç k›s›mdaki ar›larla di¤erleri aras›nda yer de¤iflimi yafla-
n›r. Ar›lar aras›ndaki bu de¤iflim, gerekli olan s›cakl›k elde edilene kadar
devam eder.40
Ar›lar bu yöntemi kullanarak hava s›cakl›¤› -30 °C'ye düfl-
tü¤ünde bile kovan ›s›s›n› yaklafl›k olarak 35 °C'de tutabilmektedirler.41
fiu ana kadar anlafl›ld›¤› gibi, kovan ›s›s›n›n ayarlanmas›nda ar›lar›n
kulland›klar› çözümler son derece etkili ve pratiktir. Burada üzerinde dü-
flünülmesi gereken nokta, ar›lar›n bu çözümleri nas›l keflfettikleri ve ko-
van›n ›s›s›n› nas›l do¤ru olarak tespit ettikleri konusudur. Bir böce¤in s›-
cakl›k konusunda bu kadar hassas ölçümler yapabilmesi son derece flafl›r-
t›c›d›r.
Öncelikle s›cakl›k ölçümü yapabilmesi için ar›n›n vücudunda bir ›s› öl-
çerin bulunmas› flartt›r. Bu durumda termometre hassasl›¤›ndaki bu orga-
n›n ar›n›n vücudunda nas›l olufltu¤u sorusunun cevab›n›n verilmesi gere-
kecektir. Ar›lar bu sisteme tesadüfen sahip olamayacaklar›na ve kovan ›s›-
s›n›n kaç derecede olaca¤›n›, ›s›n›n nas›l korunaca¤›n› tesadüfen keflfede-
meyeceklerine göre bütün bunlar› ar›larda var eden bir güç vard›r.
Ar›lar›n bütün bunlar› kendi kendilerine yapmalar› imkans›zd›r. Ar›-
lardaki ›s› ölçüm sisteminin tasar›m› ve bunun vücutlar›na yerlefltirilme-
si, kovan› ne zaman ve nas›l ›s›t›p so¤utacaklar› gibi bilgilere ar›lar kendi-
liklerinden ulaflm›fl olamazlar.
Tüm bunlar bizi tek bir sonuca ulaflt›r›r. Ar›lara, yapt›klar› her hareket
Yarat›c›m›z olan üstün güç sahibi Allah taraf›ndan ilham edilmektedir. Sa-
hip olduklar› sistemlerin tasar›m› da benzersiz sanat›n› bize yaratt›¤› can-
l›larda tan›tan Allah'a aittir.
Harun Yahya 57
Adnan Oktar
E
vrimci bir çizgiye sahip olan "New
Scientist" Dergisi'nde yay›nlanan
12 Ekim 1996 tarihli bir yaz›da bö-
ceklerin uçufllar›n›n dikkate de¤er bir fle-
kilde etkisiz ve verimli olmayan uçufllar ol-
du¤u ve sarfettikleri enerjinin sadece %
6's›n› mekanik enerjiye dönüfltürdükleri
ifade ediliyordu. Enerjinin geri kalan›n›n
ise ›s› olarak kayboldu¤u iddia ediliyordu.
Bunun üzerine Arizona State Üniversi-
tesi'nden Jon Harrison ve ekibi ayn› konu-
da araflt›rmalar yapt›lar. Bulduklar› sonuç-
lar son derece flafl›rt›c›yd›. Böceklerin
uçufllar›ndaki düflük verimin asl›nda son
derece önemli nedenleri vard›. Bu araflt›r-
man›n sonuçlar› Science Dergisi'nde
(1996, vol. 274, s.88) yay›nland›. Bu de-
neylerde bir ar› kovan›n›n bulundu¤u yer-
deki çevre ›s›s› de¤ifltirilerek, ar›lar›n vü-
cut ›s›lar›, kanat ç›rpma ve metabolizma
h›zlar› ölçüldü. Is› 20 dereceden 40 derece-
ye yükseldikçe ar›lar›n kanat ç›rpma fre-
kans› % 16, metabolizma h›zlar› ise % 50
azald› ve gö¤üs ›s›s› da buna ba¤l› olarak
sabit kald›. Ar›lar›n düflüfl gösteren kanat
ç›rpma frekanslar› uçuflta bir sorun yaflan-
mas›na neden olmad›. Bütün bunlar›n so-
nucunda ›s› yükseldikçe ar›n›n uçuflunun
daha etkili ve verimli bir hale geldi¤i anla-
fl›lm›fl oldu. Neticede ar›lar›n kaslar›n›n s›-
cak olan günlerde daha çok verimli oldu-
¤u ortaya ç›kt›.
Bunun üzerine Harrison, ar›lar›n uçuflla-
r›n›n so¤uk havalarda neden daha az ve-
rimli oldu¤u konusunu araflt›rd›. Etkisiz ve
verimli olmayan uçufllarda a盤a ç›kan ›s›-
n›n ar›lar› so¤uk günlerde s›cak tutmaya
yard›mc› oldu¤u sonucuna vard›. Bu, ko-
van›n ›s› düzeninde çok önemli bir yer tut-
maktayd›. Yap›lan bu detayl› araflt›rmalar
sonucunda ortaya ç›kan sonuç ar›lar›n ka-
nat kaslar›n›n iki önemli görevi oldu¤uy-
du. Bunlardan biri ar›lar›n uçmalar›n› sa¤-
lamak, di¤eri ise ihtiyaçlar› olan ›s›y› olufl-
turmakt›. Kanatlardaki bu tasar›m saye-
sinde ar›, çevre koflullar›na göre hem uçufl
etkinli¤ini hem de ›s› üretimini ihtiyac›
do¤rultusunda de¤ifltirebiliyordu.
Bu örnekte görüldü¤ü gibi, bilim adam-
lar› do¤adaki bir canl› üzerinde araflt›rma
yaparken o canl›da tesadüfi oluflumlar,
hatal› tasar›mlar ararlarsa, do¤ru bir so-
nuca ulaflamazlar. Bunlar› ararken de çok
büyük bir zaman kayb›na u¤rarlar. Oysa
bugün kesin olarak görmekteyiz ki, do¤a-
da kusursuz tasar›mlar vard›r. Tüm canl›-
lar, tam ihtiyaçlar› olan özelliklere sahip-
tirler. Kuflkusuz bu noktada karfl›m›za ç›-
kan Allah'›n sonsuz kudreti ve ilmiyle do-
¤adaki tüm canl›lar› kusursuzca var etti¤i-
dir. ‹flte insanlar bu bak›fl aç›s›yla araflt›r-
ma yapt›klar›nda, yani kusursuzlu¤u arafl-
t›rd›klar›nda, çok daha çabuk sonuca ula-
flabilir, do¤adaki üstün yarat›l›fl sanat›na
çok daha yak›ndan flahit olabilirler.
E
BÖCEKLER‹N
VER‹ML‹ UÇUfiLARI
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)

More Related Content

What's hot

What's hot (20)

Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
 
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
 
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
 
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
 
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
 
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
 
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
 
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
 
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
 
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
 
Islam ve uzakdoğu dinleri. turkish (türkçe)
Islam ve uzakdoğu dinleri. turkish (türkçe)Islam ve uzakdoğu dinleri. turkish (türkçe)
Islam ve uzakdoğu dinleri. turkish (türkçe)
 
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
 
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
 
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
 
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
 

Viewers also liked (10)

Carlos Pinta
Carlos PintaCarlos Pinta
Carlos Pinta
 
Mapas mentales
Mapas mentales Mapas mentales
Mapas mentales
 
pp Presentation mlk fest 12
pp Presentation mlk fest 12pp Presentation mlk fest 12
pp Presentation mlk fest 12
 
Business Street view - Tour Virtual para Concesionarios
Business Street view - Tour Virtual para ConcesionariosBusiness Street view - Tour Virtual para Concesionarios
Business Street view - Tour Virtual para Concesionarios
 
Potato marketing in Rwanda
Potato marketing in RwandaPotato marketing in Rwanda
Potato marketing in Rwanda
 
Marking essays
Marking essaysMarking essays
Marking essays
 
(Sim) from b2 c to c2c e commerce
(Sim) from b2 c to c2c e commerce(Sim) from b2 c to c2c e commerce
(Sim) from b2 c to c2c e commerce
 
Periodismo deportivo
Periodismo deportivoPeriodismo deportivo
Periodismo deportivo
 
Progression assignment
Progression assignment Progression assignment
Progression assignment
 
Save your Projects. Use the Right Tool.
Save your Projects. Use the Right Tool.Save your Projects. Use the Right Tool.
Save your Projects. Use the Right Tool.
 

Similar to Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)

Similar to Balarısı mucizesi. turkish (türkçe) (12)

Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
 
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
 
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
 
Insanın yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Insanın yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)Insanın yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
Insanın yaratılış mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
 
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
 
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
Darwin'in türk düşmanlığı. turkish (türkçe)
 
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
 
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
 

Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4. YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Anka- ra'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stan- bul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversite- si Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 say- fal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir. Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de ha- tem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yönel- tilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r. Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r- mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sap- k›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En- donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okun- maktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavut- ça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Ma- layca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›- yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›n- dan takip edilmektedir.
  • 5. Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in- san›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmakta- d›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay an- lafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefele- rin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra sa- vunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›- s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak- lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin ba- s›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edileme- yece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmette- ki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatin- den anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kur- tulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin orta- ya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zu- lüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›na- bilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
  • 6.
  • 7.
  • 8. Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤› "Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r. Birinci Bask›, Ocak 2000 / ‹kinci Bask›, Mart 2006 / Üçüncü Bask›, Mart 2007 ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi A. Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t OKUYUCUYA ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n ne- deni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dola- y›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybet- mesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca ol- du¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insan- lar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir k›s›m ayr›lmas› uy- gun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitaplar›n- da imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤- renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r. ● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konu- sunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilen- mekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. ● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup oku- yucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbir- lerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunma- s›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yön- tem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebeple- ri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve oku- maktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulun- du¤una flahit olacakt›r.
  • 9. ‹Ç‹NDEK‹LER Girifl: Ar›lar›n Hayat› 8 Ar› Kovan›nda Hayat 12 Ar›lar›n Haberleflme Yöntemleri 84 Koloninin Bölünmesi: "O¤ul Verme" 112 Ar›daki Kusursuz Vücut Tasar›m› 126 Bir Mühendislik Harikas›: Petek 132 Bal Mucizesi 160 Sonuç: Yarat›l›fl Gerçe¤i 168 Evrim Yan›lg›s› 172
  • 10. ...Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vard›r. Yine de flükretmeyecekler mi? (Yasin Suresi, 73)
  • 11. ç savafllar, toplu katliamlar, gözünü k›rpmadan adam öldüren insan- lar, sokaklarda yatan çocuklar, evi bark› olmad›¤› için so¤uktan do- nan insanlar, çocuk yaflta cinayet iflleyenler, aile içinde yaflanan problemler, gençlik çeteleri, yolsuzluklar, … Günlük yaflam›n bir parças› haline gelen bu gibi toplumsal sorunlar düflünüldü¤ünde hepsinin temelinde ortak bir eksikli¤in oldu¤u görüle- cektir. Bütün bu sorunlar›n ortaya ç›kmas›na neden olan adaletsizlik, do- land›r›c›l›k, sahtekarl›k, merhametsizlik gibi kötü ahlak özelliklerinin te- melinde yatan da yine bu eksikliktir. Bu önemli eksiklik insanlar›n düflünmemeleri ve dolay›s›yla gerçekle- ri görememeleridir. Bu gibi kifliler için ön planda olan kendi ç›karlar›, ken- di yaflamlar›d›r. Çevrelerinde yaflananlar onlar› ilgilendirmez. Ara s›ra düflündükleri s›n›rl› konular da yine kendileri ile ilgilidir. Bu nedenle ken- di do¤ru ve yanl›fllar›n›n s›n›rlar› içinde bir yaflam sürerler. Günlük yafla- m›n ak›fl› içinde yapt›klar›n› yeterli gören bu kifliler dünyada bulunufl amaçlar› gibi hayati önemdeki konular› ak›llar›na bile getirmezler. Çevrelerindeki canl›lar›n özelliklerini, nas›l olup da böyle kusursuz bir çeflitlili¤in ortaya ç›kt›¤›n›, kendi vücutlar›n›, gökyüzündeki dengeleri k›- sacas› hiçbir fleyi düflünmezler. Dolay›s›yla da bunlar›n Allah taraf›ndan "tasarlanm›fl", yani "yarat›lm›fl" oldu¤unu fark edemezler. Tüm evrenin Yarat›c›s› olan üstün güç sahibi Allah'› gere¤i gibi takdir edemezler. Ne- den yarat›lm›fl olduklar›n›n ve Allah'a karfl› sorumlu olduklar›n›n bilinci- ne varmazlar. Oysa Kuran'da düflünmenin önemini, ancak düflünen kim- selerin ö¤üt alaca¤›n› vurgulayan pek çok ayet vard›r. Ayetlerde düflünen ve bunun sonucunda Allah'›n kudretinin fark›na varan kiflilerden flöyle bahsedilir: fiüphesiz göklerin ve yerin yarat›l›fl›nda, gece ile gündüzün art arda ge- liflinde temiz ak›l sahipleri için gerçekten ayetler vard›r. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'› zikrederler ve göklerin ve yerin yarat›l›fl› konusunda düflünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu bofluna yaratmad›n. Sen pek Yücesin, bizi ateflin azab›ndan koru." (Al-i ‹mran Suresi, 190-191) 9 Adnan Oktar
  • 12. BALARISI MUC‹ZES‹10 ‹flte Balar›s› Mucizesi kitab›n›n amac› da Allah'›n yaratmas›ndaki muci- zelerden birini daha tan›tarak bu düflünce tembelli¤ini k›rmakt›r. Bunun- la birlikte balar›s›n›n kitap konusu olarak seçilmesinin de çok önemli bir nedeni vard›r. Balar›lar› Kuran'da Allah'›n dikkat çekti¤i canl›lardand›r. Allah Nahl Suresi'nde ar›lar›n Kendi vahyi ile hareket eden canl›lar ol- duklar›n› flöyle bildirmektedir: Rabbin balar›s›na vahyetti: Da¤larda, a¤açlarda ve onlar›n kurduklar› çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böyle- ce Rabbinin sana kolaylaflt›rd›¤› yollarda yürü-uçuver. Onlar›n kar›nla- r›ndan türlü renklerde flerbetler ç›kar, onda insanlar için bir flifa vard›r. fiüphesiz düflünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vard›r. (Nahl Suresi, 68-69) Görüldü¤ü gibi ayetlerde kendine ev edinen, meyve- lerden yiyen ve bal üreten ar›lara dikkat çekil- mektedir. Kitab›n ilerleyen bölümlerinde de görülece¤i gibi kovandaki ar›larla ilgili
  • 13. Adnan Oktar benzer ifllerin tümü iflçi ar›lar ta- raf›ndan yap›lmaktad›r. Bir ar› kovan›nda iflçi ar›lar, kraliçe ar› ve erkek ar›lar bulunur. Kovan- daki hemen hemen her türlü iflle görevli olan iflçi ar›lard›r. Bunun- la birlikte kraliçe ar›n›n, kovan›n devaml›l›¤›n› sa¤lamak gibi son derece önemli bir görevi vad›r. Erkek ar›lar›nsa kovan içindeki tek fonksiyonlar› kraliçeyi döllemektir. K›sa yaflam süreleri içinde bu gö- revlerini yerine getirirler ve hemen arkas›ndan ölürler. Ar›lar›n özelliklerinin detayl› olarak incelenece¤i bu kitapta ayr›ca ar›- lar›n aralar›nda nas›l anlaflt›klar›, kovandaki on binlerce ar›n›n nas›l olup da problemsiz bir flekilde yaflad›klar›, yönlerini nas›l bulduklar›, nas›l bal ürettikleri gibi daha birçok konu ayetlerle birlikte ele al›nacakt›r. Evrim teorisinin iddia etti¤i gibi ne do¤ada ne de ar›lar›n hayat›nda bafl›bofl ve tesadüfi bir "yaflam mücadelesi" olmad›¤›n› da ilerleyen bölümlerde bir kere daha görece¤iz. AKILLI TASARIM YAN‹ YARATILIfi Allah'›n yaratmak için tasar›m yapmaya ihtiyac› yoktur Kitap boyunca yer yer kullan›lan 'tasar›m' ifadesinin do¤ru anlafl›lma- s› önemlidir. Allah'›n kusursuz bir tasar›m yaratm›fl olmas›, Rabbimiz’in önce plan yapt›¤› daha sonra yaratt›¤› anlam›na gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’›n yaratmak için herhangi bir 'tasa- r›m' yapmaya ihtiyac› yoktur. Allah'›n tasarlamas› ve yaratmas› ayn› an- da olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'›n, bir fleyin ya da bir iflin olmas›n› diledi¤inde, onun olmas› için yaln›zca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle buyurulmaktad›r: Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yaln›zca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82) Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratand›r. O, bir iflin ol- mas›na karar verirse, ona yaln›zca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
  • 14. Sizin yarat›l›fl›n›zda ve türetip-yayd›¤› canl›larda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vard›r. (Casiye Suresi, 4)
  • 15. irmi bin türden oluflan birkaç familyaya sahip olan ar›lar, hay- vanlar dünyas›ndaki en çarp›c› mühendislik ve mimarl›k bilgisi- ne sahip, sosyal hayatlar› ile di¤er pek çok canl›dan ayr›lan, ara- lar›ndaki iletiflim ile kendilerini inceleyen bilim adamlar›n› hayretler için- de b›rakan canl›lard›r. Bu kitab›n konusu olan balar›lar› ise di¤er ar›lardan farkl› özelliklere sahiptir. Koloniler halinde a¤aç kovuklar›nda veya benzeri kapal› mekan- larda kendilerine yuva yaparlar. Bir ar› kolonisi, bir kraliçe, birkaç yüz er- kek ve 10-80 bin iflçi ar›dan oluflur. Görünüfl olarak birbirinden farkl› olan bu üç ar›dan kraliçe ar› ve iflçi ar›lar diflidir. Ar› kolonilerinin her birinde sadece bir kraliçe bulunur ve bu kraliçe ar› di¤er diflilere göre daha büyüktür. Temel görevi ise yumurtlamakt›r. Üreme sadece kraliçe ar› vas›tas›yla olur, onun d›fl›nda di¤er difliler erkek- lerle çiftleflemezler. Kraliçe, yumurtlamadan baflka, koloninin bütünlü¤ü- nü ve kovandaki sistemin iflleyiflini sa¤layan önemli maddeler de salg›lar. Erkekler ise, diflilerden iridirler ama ne i¤neleri vard›r, ne de kendileri için besin toplayabilecek organlar›. Tek fonksiyonlar› kraliçeyi döllemek- tir. Kovanda petek örme, yiyecek toplama, ar› sütü üretme, kovan ›s›s›n› düzenleme, temizlik, savunma gibi akla gelebilecek tüm iflleri ise iflçi ar›- lar yaparlar. Ar› kovan›ndaki hayat›n her aflamas›nda bir düzen vard›r. Larvalar›n bak›m›ndan, kovan›n genel ihtiyaçlar›n›n teminine kadar her görev hiç aksamadan yerine getirilir. Bu düzenin en belirgin örneklerinden biri de kovandaki yavrular›n bak›m› s›ras›nda ortaya ç›kar. Di¤er ar›lar›n yavru- lara gösterdikleri özen ve sergiledikleri özverili davran›fllar detayl› olarak incelendi¤inde bu konu daha iyi anlafl›lacakt›r. ARILARIN YAVRULARINA GÖSTERD‹KLER‹ ÖZEN Baz› canl› türlerinde yavrular›n bak›m› di¤erlerine göre daha fazla özen gerektirir. Özellikle yumurta, larva, pupa gibi de¤iflik evrelerden ge- çerek eriflkin hale gelen canl›larda, her evrede farkl› yönde bir bak›m uy- gulan›r. 13 Adnan Oktar
  • 16. BALARISI MUC‹ZES‹ Ar›lar da farkl› büyüme evrelerinden geçerler. Ar› yavrular›, s›ras›yla larva ve pupa evrelerini tamamlayarak eriflkin hale gelirler. Kraliçe ar›n›n yumurtalar› b›rakmas› ile bafllayan bu dönem boyunca ar› yavrular›na son derece özenli ve dikkatli bir bak›m uygulan›r. Ar› kovanlar›ndaki yavrular›n bütün sorumlulu¤u iflçi ar›lara aittir. ‹fl- çi ar›lar öncelikle kraliçenin yumurtlamas› için peteklerin içinde özel ola- rak belirlenmifl bir bölgede kuluçka hücreleri haz›rlarlar. Bu hücrelere yu- murtlamak için gelen kraliçe ar›, hücrenin temizli¤ini ve uygunlu¤unu kontrol ettikten sonra her pete¤e birer yumurta b›rakarak ilerler. Yumurtalar›n geliflimi için gerekli olan flartlar›n sa¤lanmas›ndan, yu- murtadan ç›kacak larvalar›n ihtiyaçlar› olan besin maddelerinin temin edilmesine, hücre s›cakl›klar›n›n sabit tutulmas›ndan, özel hücre kontrol- lerine kadar pek çok fley özel olarak ayarlan›r. ‹flçi ar›lar, detayl› metodlar kullanarak larvalara çok dikkatli bir bak›m uygularlar. ‹flçi Ar›lar›n Larvalara Uygulad›klar› Titiz Kontrol Kraliçe ar›n›n büyük bir hassasiyetle hücrelere yerlefltirdi¤i ar› yumur- talar› yaklafl›k 3 gün içinde geliflirler. Bu sürenin sonunda hücrelerden be- yaz kurt fleklindeki ar› larvalar› ç›kar.1 Yumurtadan ç›kan bu canl›lar›n gözleri, kanatlar› ve bacaklar› yoktur. D›fl görünüfl olarak balar›s›na hiç benzemezler. ‹flçi ar›lar bu yeni do¤mufl larvalar› son derece dikkatli ve özenli bir fle- kilde beslerler. Öyle ki tek bir larvan›n büyüme dönemi boyunca yaklafl›k 10.000 kere iflçi ar›lar taraf›ndan ziyaret edildi¤i tespit edilmifltir.2 Larva- lar yumurtadan ç›kt›ktan sonraki ilk üç günleri boyunca ar› sütü ile bes- lenirler. Larva dönemi ar›lar›n sürekli beslendikleri ve beden olarak en çok gelifltikleri dönemdir. Ar› larvalar› bu dönemdeki düzenli beslenme sonucunda 6 gün içerisinde ilk a¤›rl›klar›n›n 1500 kat›na kadar ulafl›rlar.3 Kovanda bulunan binlerce larvaya karfl›l›k bir o kadar da dad› iflçi ar› vard›r. Sürekli hareket halinde olan bu dad› ar›lar yumurtalar› ve larvala- r› kolayl›kla kontrol alt›nda tutarlar. Kovanda binlerce ar› larvas› olmas›- na ve bu larvalar›n beslenme flekillerinin günlere göre de¤ifliklik göster- 14
  • 17. mesine ra¤men hiç kar›fl›kl›k ç›kmaz. Larvalar›n hangisinin kaç günlük oldu¤u, hangisinin ne ile beslenece¤i gibi detaylar iflçi ar›lar taraf›ndan hiç atlanmaz. Bu son derece flafl›rt›c›d›r, çünkü hücrelerde kraliçe ar› taraf›ndan fark- l› dönemlerde b›rak›lan ve farkl› büyüklüklere sahip olan pek çok yumur- ta vard›r. Ve yavru ar›lar özellikle larva döneminde kaç günlük olduklar›- na göre bir beslenme program›na tabi tutulurlar. Buna ra¤men dad› ar›lar larvalar›n beslenmesinde bir problem yaflamazlar. Ar› kovan›ndaki özel haz›rlanm›fl peteklerde büyümeye devam eden larvalar›n yedinci günlerinde flafl›rt›c› bir olay gerçekleflir. Larva yemek yemeyi keser ve bak›c› ar›lar larvan›n bulundu¤u hücrenin a¤z›n› mum- dan yap›lm›fl, hafif kubbeli bir kapak ile tamamen kapat›rlar.4 Bu s›rada larva da kendi üretti¤i bir madde ile bulundu- ¤u odan›n içinde etraf›na koza örerek kendini buraya adeta hapseder.5 Ar› larvalar› bu flekilde pupa evresine bir geçifl yaparlar. Pupa döneminin detaylar›na geçmeden önce dikkatle incelenmesi gereken nokta, koza örülen maddenin yap›s›d›r. Harun Yahya 15 Adnan Oktar Ar› larvalar›, 6 gün içinde ilk a¤›rl›klar›n›n 1500 kat›na ulafl›r ve neredeyse bulunduk- lar› hücrelere s›¤mazlar (solda). Bu noktadan sonra büyüme durur ve pupa aflamas› bafllar. (sa¤da) Kraliçe ar›n›n yumur- talar› b›rakmas›ndan 3 gün kadar sonra kurt fleklindeki ar› larvalar ortaya ç›kar.
  • 18. BALARISI MUC‹ZES‹ Ar› larvalar›n›n kafalar›nda bulunan çift tarafl› ipek bezleri sayesinde ürettikleri bu maddenin özelli¤i; hava ile temasa geçmesinden k›sa bir sü- re sonra sertleflmesidir. Di¤er bir özelli¤i ise içerdi¤i "fibroin" isimli prote- in sebebiyle kuvvetli bir bakteri öldürücü ve enfeksiyon önleyici etkisi ol- mas›d›r. Ar›lar üzerinde araflt›rma yapan bilim adamlar›, bu canl›lar›n ör- dükleri koza sayesinde larvalar›n mikroplardan korunduklar›n› tahmin etmektedirler. Kozan›n örülmesinde kullan›lan a¤, farkl› kimyasal maddelerin belirli oranlarda kar›fl›m›ndan oluflmaktad›r. 1-Elastik bir protein olan "Fibroin" % 53.67. (Bu bileflik, glikol (% 66.5), alanin (%21), lösin (% 1.5), arjinin (% 1), tirozin (% 10)'den meydana gelir.) 2-Jelatin yap›s›nda yine bir protein olan "Serizin" % 20.36. (Bu madde serin (% 29), alanin (% 46) ve lösin (% 25)'den meydana gelmifltir.) 3-Di¤er proteinler % 24.43 4-Mum % 1.39 5-Ya¤ ve reçine % 0.10 6-Renk maddesi % 0.05 6 Ar› larvalar›n›n koza ördükleri bu ipe¤in formülü her ar›da ayn› flekil- de üretilir. Milyonlarca y›ld›r bütün ar› larvalar› son dönemlerinde ördük- leri kozalar›nda yukar›daki formüle sahip olan ipe¤i kullan›r. Ayr›ca ar› larvalar› bu karmafl›k yap›l› maddeyi her zaman de¤il, sadece ihtiyaçlar› olan büyüme dönemlerinde üretmeye bafllarlar. Bunlar göz önünde bu- lundurularak düflünülecek olursa akla pek çok soru gelecektir. Örne¤in larvalar›n vücudundaki bu kimyasal madde nas›l ortaya ç›km›flt›r? Gözü, kanad›, beyni, olmayan, bir et parças›ndan farks›z, henüz dünyay› hiç görmemifl, nas›l flartlarda bir yaflam sürece¤ini bilmeyen bir larva kendi bafl›na karar verip, böyle bir fley oluflturabilir mi? Örne¤in kimyasal mad- denin koruyucu formülünü larvan›n kendisi mi bulmufltur? Üretimini larva kendi kendine mi baflarm›flt›r? Bu kimyasal maddeyi larvan›n vücu- duna kim yerlefltirmifltir? Elbette ki koza örmede kullan›lan ipe¤in oluflmas›n›; hareket bile et- meyen, bak›m› baflka canl›lar taraf›ndan sa¤lanan, göremeyen, duyama- yan, sadece çok basit yaflamsal fonksiyonlara sahip olan larvan›n kendisi 16
  • 19. sa¤lam›fl olamaz. Böyle bir fleyin iddia edilmesi elbette ki bilimsellikten ve ak›lc›l›ktan uzaklaflmak olacakt›r. Çünkü bu iddia ar› larvas›n›n kim- yasal madde oluflturabilecek bilgilere sahip oldu¤u, matematiksel hesap- lar yapabildi¤i gibi ç›kar›mlar›n kabul edilmesi demektir. Bu ise bilimsel olmaktan çok hayali bir iddia olacakt›r. Yaln›z burada vurgulanmas› gereken son derece önemli bir nokta var- d›r. Söz konusu canl› fluur sahibi bir canl› olsa da de¤iflen bir fley yoktur. Çünkü hiçbir canl›n›n kendi vücudunda var olmayan bir sistemi kendi kendine oluflturmas› söz konusu de¤ildir. Örne¤in insan, do¤adaki ak›l sahibi yegane varl›kt›r. Ama buna ra¤men bir insan›n çok basit formüllü de olsa bir kimyasal madde üretimini sa¤layacak sistemleri kendi vücu- dunda oluflturmas› mümkün de¤ildir. Bu durumda ak›l ve bilinç sahibi insanlar›n yapamayaca¤› bir fleyi bir böce¤in yapabilece¤ini iddia etmek de kesinlikle akla ve mant›¤a s›¤mayacak bir davran›flt›r. "Larvan›n koza üretiminde kulland›¤› ipek nas›l meydana gelmifltir?" sorusunun cevab›n› verebilmek için öncelikle ipe¤i oluflturan maddeleri tekrar hat›rlayal›m. Bunlardan biri olan fibroin; glikol, lösin, arjinin ve ti- Harun Yahya 17 Adnan Oktar Solda, bak›m› baflka canl›lar taraf›ndan sa¤lanan ar› larvalar›n›n anatomik yap›lar› görülmektedir. Bir et parças› fleklindeki böyle bir canl›n›n kendi kendine karar ver- mesi ve geliflimi için gerekli kimyasal maddeleri üretmesi kuflkusuz imkans›zd›r. a¤›z nefes al›p verme de- likleri orta haz›m sistemi arka haz›m sistemisalg› tüpçükleri ipek bezleri Yavru ar›lar›n geliflim aflamalar›
  • 20. BALARISI MUC‹ZES‹ rozin maddelerinin belirli oranlarda birleflmesiyle meydana gelen bir maddedir. ‹pe¤i oluflturan maddelerden baflka biri olan serizin ise serin, alanin ve lösin'in çok hassas yüzdelerde biraraya gelmesiyle oluflur. Ar› larvalar›n›n koza örerken kulland›klar› ipe¤in yap›s›ndaki maddeler sa- dece bu kadar de¤ildir. Bundan baflka mum, ya¤ ve reçine gibi maddeler de ipe¤in yap›s›nda bulunmaktad›r. Görüldü¤ü gibi ipe¤in oluflmas› için çok say›da maddenin belirli oran- larla biraraya gelmesi gerekmektedir. Bir deney yapal›m ve ipe¤i olufltu- ran maddelerden en basit yap›l› olan›n› ele alarak bu maddenin kendi kendine oluflmas›n› bekleyelim. Ne kadar beklersek bekleyelim, ne gibi ifllemler yaparsak yapal›m sonuç asla de¤iflmeyecektir. Ve günlerce, aylar- ca, y›llarca hatta milyonlarca y›l boyunca beklense de, de¤il bu maddeler- den tek bir tanesi, bu maddeleri oluflturan atomlardan tek bir tanesi bile tesadüfen oluflamayacakt›r. Bu durumda koza örmede kullan›lan ipe¤i oluflturan maddelerin her birinin tesadüfen ortaya ç›kt›¤›n› ve daha son- ra yine tesadüfen biraraya gelerek ipek oluflturduklar›n› iddia etmekse ta- mamen ak›l ve mant›k ölçülerinden uzaklaflmak olacakt›r. ‹pe¤in oluflumu bir ar›n›n yumurtadan ç›k›p, uçabilir hale gelmesi için gerekli olan pek çok mekanizmadan sadece bir tanesidir. Larvan›n ar›ya dönüflebilmesi için bütün mekanizmalar›n ayn› anda bir bütünlük içinde çal›flmas› gereklidir. Herhangi bir eksiklik ar›n›n geliflememesine yani, ölümüne neden olacakt›r. Bu da ar› neslinin zaman içinde yok olmas› de- mektir. Bu durumda var›lan sonuç, ar›lar›n evrimcilerin iddia ettikleri gi- bi zaman içinde kendiliklerinden ortaya ç›kmad›klar›, bir anda tüm sis- temleriyle birlikte var olduklar›d›r. Bu da ar›lar›n bir Yarat›c› taraf›ndan yarat›ld›klar›n› bize gösterir. Bu Yarat›c› tüm evrene hükmeden, üstün bir akl›n sahibi olan Allah't›r. Ar›lar›n ne gibi özelliklere sahip olmalar› gerekti¤ini belirleyen ve bunlar›n tümünü eksiksiz bir flekilde onlarda var eden, larvaya nas›l ko- za örece¤ini ilham eden, k›sacas› ar›lar›n her hareketine hükmeden Allah't›r. 18
  • 21. Pupa Dönemi ‹flçi ar›lar›n üzerine mumdan hafif kubbeli bir kapak örmeleriyle bir- likte larva, pupa dönemine girer. Ar› pupas›, bulundu¤u hücrenin içinde 12 gün boyunca kal›r.7 Bu süre içinde hücrede d›fltan herhangi bir de¤iflik- lik gözlenmez. Oysa hücrenin içindeki pupa sürekli büyüme halindedir. Ar› yumurtas› kraliçe ar› taraf›ndan hücreye b›rak›ld›ktan tam üç hafta sonra hücrenin kapa¤› y›rt›l›r ve içinden uçmaya haz›r bir flekilde balar›- s› ç›kar. Bundan sonra pupan›n d›fl yüzeyi ölü bir kabuk olarak hücrede kal›r. Pupadan ç›kan balar›s› yaklafl›k 6 hafta sürecek ömrüne bu hücrenin içinde geçirdi¤i geliflim evrelerinin sonucunda bafllar.8 Balar›s› hücreden ne larvaya ne de pupaya benzemeyen, bambaflka bir canl› olarak ç›kar. Balar›s›n›n, son aflaman›n tamamlanmas› ile birlikte, yaflam›n› devam et- tirmek için ihtiyaç duyaca¤› sistemlerde hiçbir eksik olmadan pupadan ç›kmas›, üzerinde önemle durulmas› gereken bir konudur. Ar›n›n herfleyi pupan›n, yani küçük kapal› bir mekan›n içinde oluflmufltur. Örne¤in uzun uçufllar›nda kullanaca¤› özel yap›l› kanatlar›, yapaca¤› ifllere uygun tasar- lanm›fl gözleri, düflmanlar›na karfl› kulland›¤› i¤nesi, salg› bezleri, balmu- mu üretmesini sa¤layacak sistemi, üreme sistemi, polen toplamaya yara- yan tüyleri k›sacas› bütün vücut sistemleri eksiksiz olarak ar›n›n pupa ev- Harun Yahya 19 Adnan Oktar Bir ar›n›n tüm fiziksel özelikleri, pupa evresindeki kapal› mekan›n içinde oluflur. Pupadan ç›kan bir ar›n›n kanatlar›, gözleri k›sacas› tüm vücut sistemi d›fl dünyadaki yaflam› için haz›rd›r.
  • 22. BALARISI MUC‹ZES‹ resini geçirdi¤i kozan›n içinde geliflir. Larvan›n pupa içinde nas›l olup da bir ar›ya dönüfltü¤ünü sorular so- rarak inceleyelim. Ar› yumurtalar›n›n pupa dönemindeki büyüme evrele- ri ilk olarak nas›l ortaya ç›km›flt›r? Bu süreci belirleyen kimdir ya da ne- dir? Ar›n›n kendisi midir, evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüfler midir, yoksa hepsinin üstünde baflka bir güç müdür? Bu sorular›n cevab› asl›nda aç›kt›r. Kozan›n içindeki canl›n›n d›flar›da neye ihtiyaç duyaca¤›n› bilerek kendinde gerekli de¤iflimleri oluflturdu- ¤unu iddia etmek anlams›zd›r. Kendi kendine geliflen tesadüflerle bir can- l›daki göz, sindirim sistemi, enzim, hormon gibi yap›lar›n oluflmas› kesin- likle mümkün de¤ildir. Pupan›n içine d›flar›dan herhangi bir müdahale- nin yap›lmas› ise söz konusu bile de¤ildir. Pupa evresinde ar›n›n her organ›n›n eksiksiz bir flekilde, tam gerekti¤i fonksiyonlarla tamamlanmas›n› sa¤layan ne tesadüfler ne de ar›n›n ken- disidir. Böyle kusursuz bir oluflum ancak üstün bir güç sahibi taraf›ndan gerçeklefltirilebilir ki, bu benzersiz gücün sahibi, yaratmada hiçbir orta¤› olmayan Allah't›r. 20 Her balar›s›, bulundu¤u hüc- renin içinden bütün vücut yap›lar› tamamlanm›fl olarak ç›kar. Ne tesadüfler ne de ar›n›n kendisi böyle bir olu- flumu gerçeklefltirebilir. Hücresinin kapa¤›n› aça- rak d›flar› ç›- kan bir ar›n›n tüyleri ilk an- larda ›slakt›r. Bir süre sonra bu tüyler ku- rur ve ar› ko- van içindeki görevlerini yerine getir- meye bafllar.
  • 23. ‹fi BÖLÜMÜ VE KOVAN DÜZEN‹ Bir kovanda say›lar› 10.000 ile 80.000 aras›nda de¤iflen ar› yaflar. Bira- rada yaflayan ar› say›s›n›n fazlal›¤›na ra¤men aralar›ndaki kusursuz ifl bö- lümü ve disiplin sayesinde, kovandaki ifllerde hiçbir aksama olmaz ve ko- van içinde hiçbir kargafla da yaflanmaz. Ar›lar aras›ndaki düzen son derece dikkat çekicidir. Bu nedenle bilim adamlar› kovandaki düzenin nas›l sa¤land›¤›, ifl bölümünün neye göre belirlendi¤i, bu kadar kalabal›k bir toplulu¤un nas›l olup da rahatl›kla birlikte hareket etti¤i gibi sorulardan yola ç›karak ar›lar üzerinde çok de- tayl› araflt›rmalar yapm›fllard›r. Elde ettikleri sonuçlar araflt›rmac›lar aç›- s›ndan son derece düflündürücü olmufltur. Özellikle canl›lar›n tesadüfen ortaya ç›kt›¤›n› iddia eden evrim savunucular› bu sonuçlar üzerine teori- lerinin içine düfltü¤ü çeliflkileri sorgulamak zorunda kalm›fllard›r. Evrim teorisinin temel iddialar›ndan olan "yaflam mücadelesi" kavra- m› evrimciler taraf›ndan sorgulanan çeliflkilerden sadece bir tanesidir. Ev- rimcilere göre do¤adaki her canl› kendi ç›karlar›n› korumak için savafl›r. Ayr›ca bu çarp›k anlay›fla göre bir canl›n›n, yavrular›na bakma sebebi de neslini devam ettirme iste¤inden, yani içgüdüsünden baflka bir fley de¤il- dir. Zaten evrimcilere göre aç›klayamad›klar› tüm canl› davran›fllar›n›n sebebi "içgüdü"lerdir. Bu içgüdülerin nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusunun man- t›kl› bir cevab› ise evrimciler taraf›ndan verilememektedir. Evrimciler içgüdünün do¤al seleksiyon denen evrim mekanizmas› ile kazan›lm›fl bir özellik oldu¤unu iddia ederler. Do¤al seleksiyon, "bir can- l› için faydal› olan her türlü de¤iflimin di¤erlerinin aras›ndan seçilerek o canl›da kal›c› hale gelmesi ve bu flekilde bir sonraki nesle aktar›lmas›" an- lam›na gelmektedir. Ancak dikkat edilirse burada kastedilen seçimin ya- p›lmas› için bir bilinç ve bir karar mekanizmas› gerekmektedir. Yani bir canl›n›n önce bir davran›flta bulunmas›, ard›ndan bu davran›fl›n kendisi- ne uzun vadede çok ciddi yararlar sa¤layaca¤›n› tespit etmesi ve ard›n- dan da yine bilinçli bir kararla bu davran›fl› sürekli hale getirerek "içgü- dülefltirmesi" gerekmektedir. Ancak kuflkusuz böyle bir karar mekaniz- mas› do¤adaki canl›lardan hiçbirine ait olamaz. De¤il kendileri için yarar Harun Yahya 21 Adnan Oktar
  • 24.
  • 25. getirecek olan bir davran›fl› seçip sürdürmeleri, onlar›n kendi içinde bu- lunduklar› durumdan dahi haberleri yoktur. Örne¤in bu içgüdü konusunu bir önceki bölümde inceledi¤imiz koza örme örne¤i üzerinde düflünelim. Söz etti¤imiz gibi, belirli bir vakit gel- di¤inde iflçi ar›lar pete¤in tepesini kapat›rken, larva da kendi etraf›na ko- zas›n› örmektedir. Ve Afrika'da yaflayan da, Avustralya'da hayat›n› sürdü- ren de olsa tüm balar›lar›, milyonlarca y›ld›r ayn› ifllemi yerine getirmek- tedirler. Yani bu, tüm balar›lar›n›n sahip oldu¤u bir içgüdüdür. Peki ama ar› larvalar› ve iflçi ar›lar, larvalar için en uygun geliflme ortam›n›n koza- n›n içi olaca¤›n› nas›l tespit etmifllerdir? Bunlar› kendi hesaplamalar› ve seçimleri ile yapmalar› mümkün müdür? ‹flte bu noktada evrimcilerin kendi içlerinde büyük bir çeliflkiye düfl- tükleri a盤a ç›kmaktad›r. Çünkü iddia ettikleri gibi bir seçimi ancak üs- tün bir güç sahibi yapabilir; ancak bilinçli bir varl›k bu canl›lara tam ihti- yaçlar› olan özellikleri ve içgüdüsel davran›fllar› verebilir. Bunu kabul et- mekse bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› kabul etmek demektir. Yani, do¤adaki ku- sursuz tasar›m Allah'a aittir ve canl›lar›n "içgüdü" olarak tan›mlanan tüm davran›fl biçimleri Allah'›n onlara ilham›d›r. Evrimciler de asl›nda bu ger- çe¤in fark›ndad›rlar. Ar› gibi küçük ve bilinçsiz bir canl›n›n bu ola¤anüs- tü yeteneklere kendi iradesiyle sahip olamayaca¤›n› onlar da bilirler. Ama evrimciler Allah'›n üstün gücünü gördükleri, kendi iddialar›n›n imkan- s›zl›¤›n›n da fark›na vard›klar› halde teorilerini savunmaktan vazgeçmez- ler. Geçmiflte de bu zihniyeti tafl›yan insanlar yaflam›flt›r. Hz. Musa döne- minde, bu kutlu peygamberin gösterdi¤i apaç›k mucizeleri görmezlikten gelen ve Allah'›n apaç›k varl›¤›n› inkar etmekte direnen insanlar olmufl- tur. Allah bu insanlar›n içinde bulunduklar› durumu Kuran'da flöyle ha- ber vermifltir: Vicdanlar› kabul etti¤i halde, zulüm ve büyüklenme dolay›s›yla bunla- r› inkar ettiler. Art›k sen, bozguncular›n nas›l bir sona u¤rat›ld›klar›na bir bak. (Neml Suresi, 14) Harun Yahya 23 Evrimcilere göre do¤adaki her canl› kendi ç›karlar›n› koru- mak için savafl›r. Oysa ar›lar aras›nda evrimcilerin iddialar›- n›n tam aksine son derece dikkat çekici bir iflbirli¤i ve bu ifl- birli¤inden kaynaklanan bir düzen vard›r. ‹flte bu düzen ar›- lar›n Allah'›n ilham›yla hareket ettiklerinin bir kan›t›d›r.
  • 26. BALARISI MUC‹ZES‹ EVR‹MC‹LER‹N ‹T‹RAFLARI Bilim adamlar›, do¤adaki canl›lar› incelediklerinde bir de¤il, iki de¤il, yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca canl› türünün, birbirinden çok farkl› yarat›l›fl delilleri ile karfl›laflm›fllard›r. Ve bu yüzden de içgüdü iddialar›- n›n anlams›zl›¤›n› defalarca itiraf etmek zorunda kalm›fllard›r. Genetikçi Gordon Taylor'›n afla¤›daki sözü evrimcilerin içinde bulun- duklar› bu ç›kmaz› aç›kça ortaya koymaktad›r: ‹çgüdüsel bir davran›fl ilk olarak nas›l ortaya ç›k›yor ve bir türde kal›t›msal olarak nas›l yerlefliyor diye sorsak, bu soruya hiçbir cevap alamay›z.9 Charles Darwin'in o¤lu Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin isimli kitapta babas›n›n bu konuda yaflad›¤› zorluklar› flöyle anlat- m›flt›r: Çal›flman›n 3. Bölümü'nde birinci k›s›m tamamlan›yor ve hayvanlar›n al›flkanl›klar› ile içgüdülerindeki varyasyonlardan söz ediyor... Bu konunun yaz›n›n bafllang›ç k›sm›na dahil edilmesinin sebebi, içgüdülerle hareket eden do¤al seleksiyon fikrini imkans›z olarak de¤erlendiren okuyucular›n aceleyle tüm teoriyi reddetmemesini sa¤lamak. Türlerin Kökeni'nde yer alan "‹çgüdüler Bölümü" özellikle teorinin en ciddi ve en aç›k zorluklar›n› içeren konu.10 Evrim teorisinin içgüdüler karfl›s›nda içine düfltü¤ü durum Charles Darwin taraf›ndan çeflitli flekillerde itiraf edilmifltir. Örne¤in Darwin hay- vanlardaki içgüdülerin teorisini y›kt›¤›n› Türlerin Kökeni adl› kitab›nda flöyle ifade etmektedir. ‹çgüdülerin ço¤u öylesine flafl›rt›c›d›r ki, onlar›n geliflimi okura belki teorimi tümüyle y›kmaya yeter güçte görülecektir.11 Yine Charles Darwin baflka bir ifadesinde içgüdülerin geliflemeyece¤i hakk›nda flöyle söylemektedir: fiu tahmin üzerimde a¤›r bas›yor. ‹çgüdüler, yap›lar kadar hassas bir de¤iflime u¤ram›yorlar. Kitab›mda da belirtti¤im gibi, içgüdü veya yap›n›n hangisinin ilk olarak sezilemeyecek kadar küçük aflamalarla de¤iflti¤ini bilmek neredeyse imkans›z.2 Teorinin kurucusu olan Darwin canl›larda görülen karmafl›k ve fayda- l› davran›fllar›n do¤al seleksiyon yoluyla kazan›lm›fl olmas›n›n imkans›z 24
  • 27. oldu¤unu da çok defalar itiraf etmiflti. Ancak saçma olmas›na ra¤men bu iddiay› neden sürdürdü¤ünü de flöyle aç›klam›flt›: Sonunda, yavru gugu¤un üvey kardefllerini yuvadan atmas›, kar›ncalar›n kö- lelefltirmesi… gibi içgüdüleri, özellikle ba¤›fllanm›fl ya da yarat›lm›fl içgüdüler olarak de¤il de, bütün organik yarat›klar›n ilerlemesine yol açan genel bir ya- san›n, yani ço¤alman›n, de¤iflmenin, en güçlülerin yaflamas›n›n ve en zay›fla- r›n ölmesinin küçük neticeleri olarak görmek, mant›kl› bir sonuç ç›karma ol- mayabilir, ama benim hayalgücüm için çok daha doyurucudur.13 Evrim teorisinin savunucular›, üstün bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› kabul et- memek u¤runa her türlü yola baflvurabilmektedirler. Nitekim teorinin kurucusu Charles Darwin, yukar›daki sözlerinde, içgüdülerin yarat›lm›fl oldu¤unu kabul etmemenin mant›ks›z olabilece¤ini, ama yine de hayal- gücüne dayanarak inkarda diretmenin kendisi için daha "doyurucu" ol- du¤unu ifade etmifltir. Buradan ç›kan sonuç, yukar›da verdi¤imiz ayette geçen, "vicdanen kabul etti¤i halde inkar etme" saplant›s›n›n aç›k bir ör- ne¤idir. Charles Darwin'in örnek olarak verdi¤i guguk kufllar›n›n ve köleci ka- r›ncalar›n ortak özellikleri; amaçlar› do¤rultusunda bir taktik belirlemek ve bu takti¤e uygun planlar yaparak, bunlar› eksiksiz uygulamakt›r. Bafl- ka bir canl›y› kand›rmak için taktik belirlemek, karfl› taraf›n zay›f nokta- lar›n› tespit ederek içten çökertecek planlar yapmak gibi özellikler ancak ak›l, planlama ve muhakeme yetene¤i sonucunda gerçekleflecek özellik- lerdir. Oysa ne kar›ncalar ne de guguk kufllar› akla ve muhakeme yetene- ¤ine sahip de¤ildirler. Bu konularda bir e¤itimden geçmemifllerdir. Uygu- lad›klar› taktikleri baflkalar›ndan da ö¤renmemifllerdir. Bu konuyla ilgili bir bilgi birikimine de sahip de¤ildirler. Hiçbir flekilde düflünme yetene¤i olmayan bu canl›lar sahip olduklar› özelliklerle birlikte Allah taraf›ndan yarat›lm›fllard›r. Allah'›n kendilerine ilham› sayesinde ak›l ve muhakeme gerektiren bu gibi iflleri yapabilmektedirler. Harun Yahya 25 Adnan Oktar
  • 28. B alar›lar›n›n bilinçli davran›fllar› Darwin'i açmaza sürükleyen konulardan biridir. Ama yaln›z- ca balar›lar› de¤il birçok canl›n›n bilinç- li davran›fllar›, evrim teorisi taraf›ndan aç›klanamaz. Örne¤in difli guguk kufl- lar› yumurtalar›n› farkl› türde bir ku- flun yuvas›na b›rakarak büyütürler. Ve bu flekilde yumurtalar›n bak›m›n› bafl- ka kufllar›n üstlenmesini sa¤lam›fl olur- lar. Yuvadaki di¤er yumurtalardan ön- ce d›flar› ç›kan yavru guguk kuflu –yu- vaya sonradan dahil olmas›na ra¤men- ilk ifl olarak yuvadaki di¤er yumurtala- r› afla¤›ya atar. Bunu yaparken de yu- van›n as›l sahibi olan kuflun yuvada bulunmad›¤› zaman› seçer. Yavru gu- guk bu flekilde kendisini garanti alt›na alm›fl olur. ‹flte Darwin'i zorda b›rakan olaylardan biri, yavru guguklar›n do- ¤ar do¤maz yapt›klar› bu bilinçli hare- kettir. Ayn› flekilde baz› kar›ncalar›n baflka kar›nca türlerinin larvalar›n› kaç›rarak kölelefltirmesi de Darwin'i ç›kmaza sü- rükleyen hayvan davran›fllar›ndand›r. Köleci kar›nca olarak adland›r›lan bu kar›ncalar›n en önemli özellikleri sa- vaflt›klar› koloninin larvalar›n› çalarak, daha sonra bu larvalar› kendi ifllerinde kulland›klar› köleler haline getirmeleri- dir. Köleci kar›ncalar bunu yaparken karfl› koloninin salg›lad›¤› alarm koku- sunu taklit ederek savaflt›klar› koloni üyelerinin pani¤e kap›lmas›n› sa¤lar- lar. Bu sayede sald›r›ya u¤rayan kolo- ninin üyeleri kaçarken, köleci kar›nca- lar da köle olarak kullanacaklar› larva- lar› ve besin depolar›n› ganimet olarak al›rlar. Yandaki resimlerde difli guguk kuflu (yanda), yavru guguk di¤er yu- murtay› yuvadan atar- ken (ortada) ve yumur- tan›n b›rak›ld›¤› yuva- n›n as›l sahibi kendi- sinden büyük yavruyu beslerken (en sa¤da) görülüyor. Hemen yukar› soldaki resimde köleci kar›ncalar görülüyor. Hayvanlardaki fluurlu davra- n›fllar, canl›lar›n tesadüfen ortaya ç›kt›¤› düflüncesini savunmaya çal›flan evrim savunu- cular›n› zor durumda b›rakmaktad›r. Öyle ki bu konuda yapt›klar› aç›klamalar, evrimin geçersizli¤ini ortaya koyan birer itiraf niteli¤i tafl›maktad›r. DARWIN'‹ ÇIKMAZA SÜRÜKLEYEN CANLILAR B
  • 29. "‹çgüdü" ‹ddias›na Balar›lar›ndan Bir Darbe Evrimciler ne kadar görmezlikten gelseler de do¤adaki canl›lar›n dav- ran›fllar›, onlar›n iddialar›n› yalanlamaktad›r. Balar›lar› da yaflad›klar› sosyal düzenle, sahip olduklar› bilinçli davran›fllarla evrimci iddialara darbe vuran canl›lardand›r. Ar› kovanlar›nda asla evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir "yaflam sava- fl›"na rastlanmamaktad›r. Tam tersine ar›lar aras›nda son derece fedakar ve iflbirli¤i içinde davran›fllar vard›r. Kovandaki genel düzen dikkate al›- narak yap›lacak bir karfl›laflt›rma ar›lar›n ak›ll›, fedakar ve disiplinli dav- ran›fllar›n›n bu canl›lar›n kendilerinden kaynaklanmad›¤›n›, tesadüfen de oluflamayaca¤›n› anlamak için yeterli olacakt›r. Say› olarak bir kovandaki ar›lar›n say›s› kadar insan›n birarada, ayn› mekanda yaflad›¤› ve bu kiflilerin her türlü ihtiyaçlar›n› kendilerinin kar- fl›lad›klar› düflünülecek olursa, ar›lar›n yapt›klar› iflin ne kadar önemli ol- du¤u daha iyi anlafl›lacakt›r. Bir ar› kovan›ndaki en alt limiti dikkate ala- rak, 20.000 kiflinin birarada kapal› bir alanda yaflad›¤›n› varsayal›m. Te- mizlik, beslenme, güvenlik ve bunlara benzer daha pek çok konuda çok fazla problem ç›kacakt›r. Tam anlam›yla bir düzen ancak kuvvetli bir or- ganizasyonla yap›lan iflbölümünden sonra sa¤lanacakt›r. K›sacas› ar›lar›n kurdu¤u düzeni insanlar›n kurmas› oldukça zahmet gerektiren bir ifllemdir. Oysa bir ar›, hücresinden ilk ç›kt›¤› andan itibaren bu düzeni nas›l sürdürece¤ini, düzendeki görevini, nerede, ne zaman, na- s›l davranmas› gerekti¤ini bilir. Üstelik bu canl›lar› yönlendiren, onlara neler yapmalar› gerekti¤ini bildiren baflka ar›lar yoktur. Bu canl›lar hiçbir e¤itim de almazlar ama son derece disiplinli bir flekilde görevlerini yeri- ne getirirler. Çünkü ar›lar bu özelliklerle birlikte Allah taraf›ndan yarat›l- m›fllard›r. Daha önce Nahl Suresi'nde de gördü¤ümüz gibi Allah onlara yapacaklar› ifli "ilham etmifltir". Karanl›k bir kovanda on binlercesi birara- da yaflayan ar›lar›n aralar›ndaki düzeni ve kusursuz disiplini sa¤layan, sonsuz bir güç ve ilim sahibi olan Allah't›r. Harun Yahya 27 Adnan Oktar
  • 30. BALARISI MUC‹ZES‹28 KOVANIN EN ÇALIfiKAN ELEMANLARI: ‹fiÇ‹ ARILAR Kovandaki ifllerin aksamamas›nda ve düzenin sa¤lanmas›nda en bü- yük etken iflçi ar›lard›r. Say›n›n çoklu¤u nedeniyle ar› kovanlar›nda yap›l- mas› gereken çok fazla ifl vard›r. Yavru ar›lar›n bak›m›, temizlik, beslen- me, yiyecek toplama ve depolama, güvenlik gibi pek çok iflten iflçi ar›lar sorumludur. Kraliçe gibi difli olan iflçi ar›lar hücrelerinden ç›kar ç›kmaz, büyük bir h›zla kovan›n ifllerine koyulurlar. ‹flçi ar›lar›n görevlerinin de- taylar›na geçmeden önce, yapt›klar› belli bafll› ifller flöyle maddelendirile- bilir: 1. Kovan›n temizli¤i 2. Ar› larvalar›n›n ve yavrular›n›n bak›m› 3. Kraliçe ar› ve erkek ar›lar›n beslenmesi 4. Bal yap›lmas› 5. Peteklerin inflas› ve onar›m iflleri 6. Kovan›n havaland›r›lmas› 7. Kovan›n güvenli¤i 8. Nektar (bal özü), polen (çiçek tozu), su, reçine gibi malzemelerin toplanmas› ve depolanmas› On binlerce ar›n›n yaflad›¤› kovandaki düzen, her bireyin üzerine dü- flen görevleri tam olarak yerine getirmesi ile sa¤lanmaktad›r. Peki kovan- da nas›l bir düzen vard›r? Ar›lardaki görev da¤›l›m› nas›ld›r ve neye göre belirlenmektedir? Bu sorular›n cevaplar›n› araflt›ran Alman böcek bilimci Gustav Rosch yapt›¤› bir dizi deney sonucunda, iflçi ar›lar›n kovanda ald›klar› görevle- rin yafllar›yla ba¤lant›l› oldu¤unu keflfetmifltir. Buna göre iflçi ar›lar hayat- lar›n›n ilk 3 haftas›nda birbirinden tamamen farkl› görevler al›rlar.14 Bu dönemler; - Birinci dönem: 1. ve 2. gün - ‹kinci dönem: 3-9. günler - Üçüncü dönem: 10-16. günler - Dördüncü dönem: 17-20. günler - Beflinci dönem: 21. gün ve sonras› olarak gruplanabilir. Gerçekte ar›lar›n görevlerinin belirlenmesinde sadece yafl etken de¤il- dir. Her ar›n›n belli sorumluluklar› olmas›na ra¤men acil durumlarda ar›-
  • 31. Çok say›da ar›n›n yaflad›¤› bir kovandaki hemen hemen tüm ifllerden iflçi ar›lar so- rumludur. Kovandaki düzen de iflçi ar›lar›n üzerlerine düflen sorumluluklar› tam olarak yerine getirmeleri ile sa¤lan›r. On binlerce ar›ya nas›l davranacaklar›n› il- ham eden, herfleyden haberdar olan Allah't›r.
  • 32. BALARISI MUC‹ZES‹ lar hemen görevlerinde de¤ifliklik yapabilirler. Bu, ar› kovan› gibi kalaba- l›k bir topluluk için son derece önemli bir avantajd›r. E¤er ar›lar aras›nda- ki görev da¤›l›m› kat› kurallara ba¤l› olsayd›, beklenmeyen bir olayla kar- fl›lafl›ld›¤›nda koloni zor durumda kalabilirdi. Örne¤in kovana büyük bir sald›r› oldu¤unda sadece gardiyan ar›lar savafla kat›lsalard›, di¤erleri kendi ifllerine devam etselerdi elbette ki bu kovan aç›s›ndan tehlikeli olur- du. Oysa böyle bir durumda koloninin büyük bir bölümü savunmaya ka- t›l›r ve öncelikle kovan güvenli hale getirilir. Asl›nda ar›lar›n ani görev de¤iflimleri sa¤l›k konusunda görev yapan bir kiflinin, birdenbire mimarl›k ya da mühendislik yapar hale gelmesin- den farkl› de¤ildir. Burada bir karfl›laflt›rma yapal›m ve öncelikle insanlar için düflünelim. De¤iflik konularda görev alabilen kifliler zeki olarak nite- lendirilirler. Bir insan için normal olan bu özellikler bir böcek için söz ko- nusu oldu¤unda elbette durum de¤iflmektedir. Çünkü insanlar de¤iflik alanlarda e¤itim alarak ya da belli bir tecrübe neticesinde bir bilgi biriki- mi ve deneyim kazanabilirler. Ama burada söz konusu olan ar›lard›r. Ar›- lar›n yetenekleri ve bilgi birikimleridir. Bunun ola¤anüstü bir durum ol- du¤u aç›kt›r. Bu durumda flu soruyu sormak gerekir: Ar›lardaki bilgi biri- kimi ve yeteneklerin aç›klamas› nedir? Onlara kim taraf›ndan verilmifltir? Ar›lardaki bu yeteneklerin nedeni evrim teorisi savunucular›na göre ya tesadüflerdir ya da "tabiat ana"n›n onlara bir hediyesidir. Evrimciler do¤a ya da tabiat ana olarak nitelendirdikleri gücün ar›lar› usta birer mi- mar, usta birer bak›c›, usta birer bal üreticisi haline getirdi¤ini iddia eder- ler. Oysa kufllar›n, böceklerin, sürüngenlerin, a¤açlar›n, tafllar›n, çimenle- rin, çiçeklerin oluflturdu¤u "do¤a " kavram› tesadüfleri kullanarak bir ar› meydana getiremez. Bir ar›n›n kanad›n›, ar›lardaki peteklerin hepsini ay- n› ölçülerde alt›genlerden yapabilecek bir yetene¤i, ar›lar›n üreme siste- mini k›sacas› ar›n›n tek bir vücut parças›n› bile yaratamaz. Çünkü do¤a- n›n kendisi de Allah taraf›ndan yarat›lm›flt›r. Do¤ay› oluflturan her parça tüm detaylar›yla birlikte Allah taraf›ndan tasarlanm›flt›r. Ar›lar da yeryüzündeki bütün canl›lar gibi Allah'›n ilham›yla hareket ederler. Yapt›klar› bilinçli hareketlerin, sahip olduklar› yeteneklerin tek kayna¤› budur. 30
  • 33. ‹flçi Ar›lar›n Hayatlar›ndaki Önemli Dönemler Birinci Dönem: Kuluçka Temizleyicisi Ar›lar ‹flçi ar›lar dünyaya gözlerini açar açmaz flafl›rt›c› bir flekilde kovan için- deki ifllere destek olmaya bafllarlar. Onlara yapacaklar› ifli ö¤reten, yol gösteren e¤itmenler bulunmaz. Yumurtadan ilk ç›kt›klar› andan itibaren bilinçli bir flekilde hareket ederler. Her ar›n›n görevi bellidir. Hiçbir kar›- fl›kl›k ç›kmadan, on binlerce ar› tam bir uyum içinde hareket eder ve ko- vandaki düzeni k›sa bir süre içinde sa¤lar. Bir iflçi ar›n›n kovandaki ilk görevi temizliktir. Pupadan ç›kan ar› he- men temizli¤e bafllar. Öncelikle kendi hücresinden bafllayarak ilk iki gün Harun Yahya 31 Adnan Oktar Hücresinden ilk ç›kt›¤›nda ar›n›n vücudu adeta suya düflmüfl gibi ›slakt›r. Tüyleri bir- birine yap›fl›kt›r. Öncelikle ayaklar›yla bu tüyleri düzene koyar. Bundan sonra hemen temizli¤e giriflir. ‹lk olarak kendisinin ç›kt›¤› hücreden bafllamak üzere kuluçka hücre- lerini temizleyerek, kraliçenin yeniden yumurtlayabilece¤i hale getirir.
  • 34. BALARISI MUC‹ZES‹ boyunca kuluçka hücrelerini temizler. Kraliçe ar› sürekli yumurtlad›¤› için yeni hücrelere ihtiyaç vard›r. Bu nedenle boflalan hücrelerin hemen temizlenerek yeni yumurtalar için haz›rlanmas› gerekmektedir. ‹flçi ar› te- mizleyece¤i hücrenin içine girer bazen dakikalarca içeride kal›r. Bütün hücre duvarlar›n› yalayarak özenle temizler. ‹flçi ar›lar kovandaki ilk iki günlerini temizlik d›fl›nda kovan› tan›mak için içeride dolaflarak da geçi- rirler. Yaflamlar›n›n daha sonraki bölümlerinde de iflçi ar›lar kovan›n ge- nel temizli¤inden sorumlu olacaklard›r.15 ‹kinci dönem: Larva Bak›c›s› Ar›lar ‹flçi ar›lar hayatlar›n›n 3. gününden itibaren larvalar› besleme iflini üst- lenirler. Bu konuyla ilgili her türlü detayla özenli bir flekilde ilgilenirler.16 32 ‹flçi ar›lar›n en önemli görevle- rinden biri ko- van temizli¤idir. Yandaki resimde larvalar›n bo- flaltt›klar› hücre- lerin kapaklar›n› açarak, kraliçe- nin yumurtlama- s› için bu hücre- lerin uygun olup olmad›¤›n› kont- rol eden ve te- mizlik ifliyle ilgi- lenen iflçi ar›lar görülmektedir.
  • 35. Adnan Oktar Harun Yahya 33 Ar› larvalar›n›n bak›m› di¤er pek çok canl› türüne oranla daha fazla özen ve dikkat ister. Burada önemli olan nokta larvalar›n beslenme flekil- lerinin flartlara göre de¤ifliklik göstermesidir. Larvan›n yafl›, ileride kovan içinde ne gibi bir görevinin olaca¤› gibi etmenler bu beslenme üzerinde rol oynar. Dad› ar›lar özel bir beslenme listesine uyarak larvalar›n bak›m›- n› yaparlar. Ar›lardaki larva bak›m›, larvalar›n yafllar›na göre iki aflamal› olarak gerçekleflir. 1) ‹flçi ar›lar hayatlar›n›n 3.-5. günlerini "larvalardan üç gününü dol- durmufl olanlar›" beslemekle geçirirler. Onlar›, polen ve bal› kar›flt›rarak yapt›klar› 'ar› ekme¤i' ad› verilen besin ile doyururlar.17 3 günlük olmayan larvalar ar› ekme¤ini sindiremedikleri için, onlar› da farkl› bir yiyecekle beslerler. Kovanda bulunan larvalar›n her birinin beslenme flekli, yafllar›na ve kovan içinde alacaklar› göreve göre de¤ifliklik gösterir. Buna ra¤men iflçi ar›lar binlerce ar› larva- s›n› hiç kar›fl›kl›k ç›kmadan bir düzen içinde beslerler. Hücrelerdeki larvalar› gün boyunca ziyaret eden iflçi ar›lar, larvalara son derece özenli bir bak›m uygularlar.
  • 36. BALARISI MUC‹ZES‹ 2) Yumurtadan yeni ç›km›fl larvalar›n besinleri iflçi ar›lar›n salg›lad›¤› bir tür süttür. ‹flçi ar›lar geliflimlerinin 6. gününe girdiklerinde kafalar›n›n üzerinde bulunan bir çift bez faaliyete geçer. Dad› bezi olarak adland›r›- lan bu organdan "ar› sütü" veya "royal jelly" (kraliyet jölesi) ad› verilen bir s›v› salg›lan›r. ‹flte bu s›v› 1-3 günlük ar›lar›n besinidir. Ar› sütü bilim adamlar›n› hayretler içinde b›rakan çok özel bir maddedir. Çünkü bir lar- van›n kraliçe veya iflçi ar› olmas› tamamen iflçi ar›lar›n salg›lad›klar› bu maddeye ba¤l›d›r. Bak›c›lar, larvalar› sadece yumurtadan ç›kt›klar› ilk 3 gün ar› sütü ile beslerler. Larva -yukar›da da belirtti¤imiz gibi- daha son- ra ar› ekme¤i verilerek beslenir. Ancak kraliçe aday› olan larvalara hiçbir zaman ar› ekme¤i verilmez. Kraliçelere di¤er ar›lardan farkl› olarak larva dönemi boyunca (6 gün süreyle) ar› sütü verilir.18 Üçüncü Dönem: ‹nflaat ‹flçileri Görev Bafl›nda 10. günden itibaren ar›lar kovan d›fl›na ç›karak çevre hakk›nda bilgi edinirler. Bu onlar›n kovan› ilk terk ediflleridir. Bu arada iflçilerin karn›n- daki balmumu bezleri geliflmeye bafllar ve 12. günlerinde olgunlaflarak balmumu üretecek hale gelirler.19 Dad› bezleri ise art›k faaliyetlerini dur- durmufltur. 12 günlük olan iflçiler, ar› yavrular›n› beslemeyi keserler ve birbirine eflit alt›genlerden oluflan pete¤in inflaas›na koyulurlar. (Bu konu son derece önemli oldu¤u için kitab›n bundan sonraki bölümlerinde ay- r›nt›l› bir biçimde incelenecektir.) Ar›lar›n kovan içinde sürekli olarak petek infla etmeleri gerekmez. An- cak yaflad›klar› yer ihtiyaçlar›n› karfl›lamad›¤›nda veya baflka bir yere göç ettiklerinde yeni petekler örerler. Bunun d›fl›nda balmumunu genellikle petek tamirat›nda kullan›rlar ki, bu ifl çok fazla vakitlerini almaz. Bu dö- nemde ar›lar çok önemli üç ifl daha yaparlar. Bunlardan ikisi, d›flar›dan getirilen yiyecekleri di¤er ar›lara da¤›tmak ve petek hücrelerine depolamakt›r. Ar›lar kovana dönen nektar toplay›c›- lar›ndan bal› al›r, bunu aç arkadafllar›na bölüfltürür veya duruma göre bal odalar›na depo ederler.20 34
  • 37. Adnan Oktar Harun Yahya 35 Kovandaki Büyük Temizlik ‹flçi ar›lar›n ayn› dönemde yapt›klar› üçüncü ifl ise kovan temizli¤idir. Temizlik, kovan sa¤l›¤› aç›s›ndan çok önemlidir. Bu yafltaki ar›lar, hücre- lerden yeni ç›kan ar›lar›n geride b›rakt›klar› parçalar›, ifli biten petek ka- pakç›klar›n›, kovan içinde ölmüfl olan ar›lar›n cesetlerini ve buna benzer pek çok yabanc› maddeyi kovan›n ç›k›fl›na sürükler ve metrelerce uçarak kovandan uza¤a atarlar.21 Ancak e¤er kovan içinde bulunan fley tafl›yamayacaklar› kadar büyük- se bunu "propolis" ad› verilen bir madde ile kaplarlar. Ar›lar propolisi ba- z› a¤açlar›n yap›flkan tomurcuklar›ndan alt çeneleri yard›m›yla kemirdik- leri reçineye a¤›z salg›lar›n› ekleyerek üretir. Daha sonra arka ayaklar›n- daki özel keselere yerlefltirerek kovana tafl›rlar. Ar› reçinas› da denen pro- polisin özelli¤i içinde bakteri bar›namamas›d›r.22 Ar›lar propolisin antibakteriyel özelli¤inden çok isabetli bir flekilde ya- rarlan›rlar. Kovan içinde öldürdükleri ve d›flar› tafl›yamayacaklar› kadar büyük olan böcekleri propolisle kaplayarak bir nevi mumyalama ifllemi yaparlar. Son cümle dikkatle üzerinde düflünülerek okundu¤unda flafl›rt›c› ay- r›nt›lar tafl›d›¤› görülecektir. Bu ayr›nt›lar›n tam anlafl›lmas› için ar›lar›n propolosi kullanma fleklini ve yapt›klar› ifllemleri s›ras›yla düflünelim. Öncelikle ar›lar bir canl› öldü¤ünde bedeninde bozulmalar›n olaca¤›n› ve ortaya ç›kan maddelerin kovandaki canl›lara zarar verebilece¤ini bil- Besinle yüklü bir flekilde ko- vana dönen ar›- lar, toplad›klar› besinleri di¤er ar›lara da¤›t›r ya da peteklere depolar.
  • 38. BALARISI MUC‹ZES‹ mektedirler. Ayr›ca bu bozulmay› engelle- mek için ölen canl›n›n özel bir kimyasal ifl- leme tabi tutulmas› gerekti¤inin de fark›n- dad›rlar. Mumyalama ifllemi için de bakte- ri bar›nd›rmama özelli¤ine sahip bir madde olan propolisi kullanmaktad›rlar. Buraya kadar s›ralanm›fl olan bilgiler ›fl›- ¤›nda düflünerek flu sorular› soral›m: Acaba ar›- lar bir canl›da meydana gelebilecek bozulmalar› ve bu bozulman›n zararl› etkilerini nas›l yok edebilecekle- rini nereden bilmektedirler? Üstelik sadece bunlar› bilmekle kalmay›p propolis gibi bir maddeyi kullan›ma geçirmeyi nas›l akletmifl olabilirler? Ar›lara bunu ö¤reten kimdir? Bu maddeyi ar›lar nas›l keflfet- mifllerdir? Formülünü nas›l bulup, üretime nas›l geçmifllerdir? Bu formü- lün bilgisini di¤er koloni üyelerine ve kendilerinden sonra gelen nesillere nas›l aktarm›fllard›r? 36 Ar›lar reçineyi yandaki çizimlerde ve yukar›daki resimde görüldü¤ü gibi çenelerini kullanarak a¤açlardan kaz›r.
  • 39. Adnan Oktar Harun Yahya 37 Mumyalama ifllemi, antiseptik maddenin içeri¤i ve üretimi veya nere- lerde kullan›laca¤› gibi konularda ar›lar›n bir bilgisinin olamayaca¤› ve vücutlar›nda bunlar› üretebilecekleri bir sistemi de kendilerinin meydana getiremeyece¤i aç›kt›r. Bütün bunlar› ar›lar kendi kendilerine akledemez- ler. Her aflamas›nda belli bir ak›l ve bilgi gerektiren bu ifllemleri ar›lar te- sadüfen de ö¤renmifl de¤ildirler. Çünkü tesadüfler, fluurlu ve ak›lc› hare- ketler ortaya ç›karamazlar. Bunlar, tüm bu ifllemlerin nas›l yap›laca¤›n›n ar›lara baflka bir Ak›l ta- raf›ndan ö¤retilmifl oldu¤unu gösterir. Bu bilgilerin tümü ar›lara herfleyin Yarat›c›s› olan Allah taraf›ndan ilham edilmektedir. Yeryüzündeki herfley gibi ar›lar da Melik (bütün kainat›n sahibi ve mutlak surette hükümdar›) olan Allah'a boyun e¤mifllerdir: Hak Melik olan Allah pek Yücedir. O'ndan baflka ‹lah yoktur; Kerim olan Arfl'›n Rabbi'dir. (Mü'minun Suresi, 116) Propolisin Çok Yönlü Kullan›m› Ar› reçinesinin (propolisin) di¤er bir kullan›m yeri ise kovan inflaat›d›r. Ar›lar kovandaki çatlak ve delikleri bu maddeyle s›varlar. Ayr›ca s›cakl›- ¤›n çok yüksek oldu¤u baz› volkanik arazilerde (‹talya'n›n güneyindeki Salerno arazileri gibi) peteklerin erimemesi için, petek hammaddesi olan balmumuna reçine ekleyerek balmumunun dayan›kl›l›¤›n› art›rd›klar› da gözlenmifltir.23 Kovan içinde de¤iflik alanlarda kullan›lan propolisin toplanmas› ve ta- fl›nmas› gibi konularda ar›lar aras›nda tam anlam›yla bir iflbölümü vard›r. Propolis tafl›yan ar›n›n kovana dönüflü polen tafl›yan bir ar›n›nkinden farkl›d›r. Polen tafl›y›c›s› yükünü koymak için bofl bir hücre arar. Propolis tafl›y›c›s› ise hemen bu maddeye ihtiyaç duyulan inflaat alan›na gider ve toplad›¤› maddeyi di¤er ar›lara gösterir. ‹flçiler propolise ihtiyaç duyduk- lar›nda, tafl›y›c›n›n yan›na giderler ve gereken miktarda maddeyi torba- n›n içinden al›rlar. Hemen balmumu ile kar›flt›rarak yap›flkan bir tutkal haline getirirler ve inflaat ifllemlerinde kullan›rlar. Burada dikkat çekici olan nokta propolis tafl›y›c›s› ar›n›n inflaat ifline kar›flmamas› ve bu iflle u¤-
  • 40. BALARISI MUC‹ZES‹ raflan arkadafllar›n›n yükünü almalar›n› beklemesi- dir.24 Ar› kolonilerindeki her üyenin belli bir ifli var- d›r. Herkes kendi göreviyle ilgilenir, sadece bir ifl aksad›¤›nda di¤er ar›lar aksayan ifllere destek olur. Bu nedenle ar› reçineyi hem toplay›p hem yama- makla veya mumyalamakla, hem de mumyalad›¤›- n› d›flar› tafl›makla u¤raflmaz. Kovandaki iflçi ar›la- r›n tümü bu ifllerin her birini yapabilecek yetenek- lere sahip olsalar da, sadece kendi ifllerini en iyi fle- kilde yap›p, di¤er iflleri o konuda görevlendirilmifl arkadafllar›na b›rak›rlar. ‹flçi ar›lar›n hayatlar› incelenirken unutulmamas› gereken çok önemli bir nokta vard›r. 5-6 haftal›k yaflamlar› boyunca iflçi ar›larda gerçekleflen görev de¤iflikliklerinin tümü vücutlar›nda meydana gelen de¤iflimlere ba¤l›d›r. Baz› bezler etkisizleflirken, yeni bezler ortaya ç›kmakta ve farkl› bir görev için harekete geçmektedir. Örne¤in ar›lar›n petek yapma dö- nemlerinde balmumu bezleri geliflir, dad›l›k dönemlerinde ise larvalar için besin üreten bezleri geliflir. Gardiyanl›k dönemleri geldi¤indeyse iflçi ar›lar›n vücutlar›ndaki salg› bezleri birdenbire zehir salg›lamaya bafllar. E¤er tesadüfi bir geliflim söz konusu olsayd›, pek çok problem yaflan›rd›; daha do¤rusu tesadüfi bir geliflimle böyle düzenli bir sistemin meydana gelmesi asla mümkün olmazd›. Örne¤in larva besleme döneminde iflçi ar›lar›n vücudundan ar› sütü yerine zehir salg›lanabilirdi. Bu durumda larvalar›n tümü ölür ve ar›lar›n da soyu tükenirdi. Ama bütün bu görev de¤iflimleri s›ras›nda hiçbir problem ç›kmaz. Herfley çok kontrollü bir fle- kilde, kusursuz bir düzen içinde gerçekleflir. ‹flçi ar›lar hayatlar›n›n dördüncü dönemlerinde yine bir görev de¤iflik- li¤i yaflarlar. Dördüncü Dönem: Kovan Bekçileri Ar›lar hayatlar›n›n dördüncü dönemlerinde kovan giriflinde nöbetçilik yaparlar. Vücutlar›nda bir de¤iflim olur; i¤ne bezleri geliflir ve zehir üret- meye bafllar. ‹flte bu dönemdeki ar›lar, kovan kap›s›nda nöbet tutarak da- vetsiz misafirlerin içeri girmesini engellerler. Gelen her canl› -ar›lar bile- 38 Göklerde ve yerde olanlar Allah'›nd›r ve (bütün) ifller Allah'a döndürülür. (Al-i ‹mran Suresi, 109)
  • 41. Adnan Oktar 39 kap›daki nöbetçinin kontrolünden geçerek içeri girebilir. Nöbetçi ar›n›n yerinden ayr›lmas› durumunda ise hemen baflka bir iflçi ar› gelir ve kovan kap›s›ndaki nöbeti devral›r.25 Ar›lar›n kovan bekçili¤ini, s›n›r kap›lar›nda girifl yapmaya çal›flanlara uygulanan kontrollere benzetebiliriz. Bir ülkenin s›n›r güvenli¤i çok önemlidir. Bu nedenle al›nan güvenlik önlemleri son derece fazlad›r. Ay- n› flekilde kovanlardaki güvenlik önlemleri de son derece s›k›d›r. Gardi- yan ar›lar kovana yabanc› girifline hiçbir flekilde izin vermezler. Bütün ar›lar d›fl görünüfl olarak birbirlerine çok benzemelerine ra¤men kovana giren yabanc› ar›lar hemen teflhis edilir. Bu ayr›m› ar›lar›n nas›l yapt›¤›n› araflt›ran bilim adamlar› flafl›rt›c› sonuçlar elde etmifllerdir. Ar›- Kovan ka- p›s› önün- de bekle- yen bir gar- diyan ar›. Sald›r› kokusunu kovana yayan iflçiler.
  • 42. BALARISI MUC‹ZES‹ lar›n birbirini tan›mas›ndaki en önemli etken kovan kokusudur. Her ar› kolonisinin kendine özgü, di¤er kovanlardan onlar› ay›ran bir kovan ko- kusu vard›r. Ar›lar birbirlerini bu koku sayesinde ay›rt ederler. Kovan ko- kusunu tafl›mayan canl›lar kovan için tehlike demektir. Bu nedenle ko- vandan olmayan her canl›, hiç ayr›m yap›lmadan, kap›daki nöbetçilerin sald›r›s›na u¤rar. Baflka bir kovana girmeye çal›flan ar›lar farkl› kokular› nedeniyle nö- betçiler taraf›ndan hemen teflhis edilirler ve yine nöbetçiler taraf›ndan ko- vandan d›flar› at›l›rlar ya da öldürülürler. Yabanc› bir canl›, kovan giriflinde göründü¤ü zaman, nöbetçi ar›lar he- men sert tepkiler vermeye bafllarlar. Kovan d›fl›ndan oldu¤u tespit edilen 40 Kovan kokusunu tafl›mamas›na ra¤- men kovana girmeye çal›flan canl›- lar gardiyan ar›lar›n sald›r›s›na u¤- rar ve kovandan at›l›r.
  • 43. Adnan Oktar Harun Yahya 41 davetsiz misafire karfl› nöbetçiler zehirli i¤nelerini kullan›rlar. Nöbetçi ar›lar›n ilk hamlesinin hemen ard›ndan genelde di¤er kovan üyeleri de sald›r›ya kat›l›rlar. Kovandaki kitlesel sald›r›y› ateflleyen sinyal, yabanc›ya sald›ran nöbet- çi ar›n›n i¤nesinden salg›lanan kokulu bir kimyasald›r. Baz› durumlarda sald›r›y› bafllatan kokular›n salg›lanmas›n›n yan›s›ra huzursuz olan hay- vandaki karakteristik durufl ve uçufl tipleri de kovandaki di¤er ar›lar için alarm sinyali anlam›na gelir. Alarm sinyallerinin yay›lmas›n›n ard›ndan yüzlerce ar› kovan kap›s›na birikir. Nöbetçi ar›dan yay›lan koku ne kadar kuvvetli olursa, ar›lar da o kadar heyecanl› ve savaflç› olurlar.26 Ar›lar›n anlaflmas›nda son derece önemli bir yeri olan bu özel kokular, ar›lar ilk ortaya ç›kt›klar›ndan beri kullan›lmaktad›r. Ar›lar Allah'›n ken- dileri için yaratm›fl oldu¤u özel tasar›mlara sahip bedenlerinde bu koku- lar› üretmekte ve bu yolla aralar›ndaki iletiflimi sürdürebilmektedirler. ‹flçi Ar›lar›n Fedakarl›¤› Gardiyanl›k yapt›klar› bu dönemde iflçi ar›lar asl›nda kendi hayatlar›- Kovan sald›r›ya u¤rad›¤›nda gar- diyan ar›lar he- men kokulu bir kimyasal madde salg›lar (yanda). Bu koku ve ar›la- r›n durufl biçimi tüm kovan› hare- kete geçirir. ‹flçi ar›lar kendi ha- yatlar› pahas›na kovan› savunur.
  • 44. sinir dü¤ümü kas zehir kesesi uzat›c› kas geriye çekici kas i¤ne çengel BALARISI MUC‹ZES‹42 Üstteki çizimde, kaslar, zehir ke- sesi gibi yap›lar›n bulundu¤u, ar›- n›n i¤ne tak›m› görülüyor. Bir balar›s› soktu¤u zaman, i¤ne- sindeki çengeller kurban›n etine saplan›r ve sonuçta tüm i¤ne tak›- m› yerinden sökülür ve ar› ölüm- cül flekilde yaralan›r. Sald›ran ar› ayr›ld›ktan sonra bile, kaslar çen- gelleri daha da içeri sokacak ve yaran›n içine zehir pompalayacak flekilde kas›lmaya devam edecek- tir. Küçük resimde ar›n›n b›rakt›¤› bir i¤ne görülmektedir.
  • 45. Adnan Oktar Harun Yahya 43 n› riske atmaktad›rlar. Çünkü düflmana sald›ran ar›, i¤nesini geri çekeme- di¤i zaman ölüm tehlikesi ile karfl› karfl›ya kal›r. Balar›lar›n›n i¤nesi bir kirpinin dikeni gibi küçük oklara sahiptir. Bu yap›s› nedeniyle i¤ne birçok hayvan›n etinden geri çekilemeyebilir. Nöbetçi ar›lar i¤nelerini ancak bafl- ka bir ar›y› ya da baz› hayvanlar› soktuklar›nda geri çekebilirler ve kendi- lerine bir zarar gelmez. Ama özellikle insanlar› soktuktan sonra uçmaya çal›fl›rken ar›lar›n i¤neleri soktuklar› yerde tak›l› kal›r ve ar›n›n karn›n›n arka taraf› y›rt›l›r. Karn›n y›rt›lm›fl k›sm›nda, zehir salg›s› ve onu kontrol eden sinirler vard›r. ‹ç organlar›ndaki bu tahribat sonucunda ar› ölür. Ölen ar›dan kopan salg› bezinin baflka bir özelli¤i de, ar›n›n vücudundan ayr›lm›fl olmas›na ra¤men soktu¤unu canl›n›n yaras›na belli bir süre da- ha zehir pompalamaya devam etmesidir.27 Kovan›n korunmas› bütün koloniyi ilgilendiren önemli bir sorumlu- luktur. Nöbetçi ar›lar da bu sorumlulu¤u kendi hayatlar›n› tehlikeye ata- rak yerine getirirler. Kovandaki her ar›, zaman› gelip de nöbetçilik göre- vini devrald›¤›nda ayn› flekilde hareket eder ve kendi can› pahas›na da ol- sa kovan› korur. Ar›lar›n bu fedakar tav›rlar›, evrim savunucular›n›n do¤ada bir "ya- flam savafl›" oldu¤u, her canl›n›n yaln›zca kendi soyunu korumaya çal›fl- t›¤› yönündeki iddialar›n› yalanlamaktad›r. Ar›lar›n Fedakar Davran›fllar›n›n Gerçek Nedeni Evrim teorisinin "hayatta kalma mücadelesi" tezine göre fedakarl›k, aç›klanmas› imkans›z bir davran›flt›r. Evrimcilerin iddialar› canl›lar›n kendilerini korumak ve hayatta kalabilmek için savaflt›klar› do¤rultusun- dad›r. Oysa do¤an›n sadece savaflan bireylerden olufltu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Çünkü canl›lar aras›nda yard›mlaflma, fedakarl›k gibi pek çok davran›fl vard›r. Bu durum karfl›s›nda baz› evrimciler canl›lar›n tüm neslin devam› için kendilerini feda ettiklerini, yani bu iflten ç›karlar› oldu¤u için fedakarl›k yapt›klar›n› iddia ederler. Elbette bu iddia kendi içinde pek çok çeliflkiyi bar›nd›rmaktad›r. Örne¤in nöbetçi ar›lar ço¤u zaman kendilerinden çok daha büyük olan eflekar›s› gibi canl›lar›n üzerine hiç düflünmeden at›l›rlar ve savafl›rlar.
  • 46. BALARISI MUC‹ZES‹ Ar›lar›n bütün bunlar› kendi kendilerini düflünerek yapt›klar›n› ve bun- dan bir ç›karlar›n›n oldu¤unu iddia etmek cevaplanmas› gereken baz› so- rular› da beraberinde getirecektir. Ar›lar bunu yaparken acaba "kolonide- ki yavrular›n korunmas›" gibi bir mant›k yürütebilirler mi? Ar›lar›n geç- mifl-gelecek gibi kavramlar›, bunlara yönelik kayg› ve beklentileri olabilir mi? ‹flçi ar›lar›n kovan savunmas› yaparken ölmelerinde ne gibi bir ç›kar- lar› olabilir? Elbette ki ar›lar›n mant›k yürütmesi söz konusu de¤ildir. Ar›lar›n bu iflten hiçbir ç›karlar› da yoktur. Zaten ç›karlar› olsa bile kendi hayatlar›n› tehlikeye atmalar›n›n bir anlam› yoktur. Nöbetçi ar›lar sadece kovan› ko- ruma görevi kendilerine verildi¤i için böyle yaparlar. Hiçbir akla ve fluura sahip olmayan canl›lar›n bir plan belirleyip, ona göre hareket etmesi, örnek yard›mlaflmalar sergilemesi, özveride bulun- mas› tesadüfen meydana gelecek davran›fllar de¤ildir. Bunlar›n o canl›ya ö¤retilmifl, di¤er bir deyiflle Allah taraf›ndan ilham edilmifl olmas› gere- kir. Bu kitab›n konusu olan ar›lar da yeryüzündeki di¤er canl›lar gibi Allah'›n ilham›yla hareket eder. Evrendeki tüm canl›lar, atlar, kufllar, bö- cekler, a¤açlar, çiçekler, kaplanlar, filler Allah'a boyun e¤mifldir. Yapt›kla- r› her hareketi Allah'›n ilham›yla yapmaktad›rlar. Allah Hud Suresi'nde canl›lar üzerindeki hakimiyetini bize flöyle bildirmektedir: ...O'nun aln›ndan yakalay›p denetlemedi¤i hiçbir canl› yoktur. Muhak- kak benim Rabbim, dosdo¤ru bir yol üzerindedir (dosdo¤ru yolda ola- n› korumaktad›r). (Hud Suresi, 56) Beflinci Dönem: Besin Toplay›c›s› Ar›lar ‹flçi balar›lar›n›n hayatlar›n›n son dönemlerindeki görevleri besin top- lamakt›r. ‹htiyaçlar› olan tüm besin maddelerini çiçeklerden temin ettikle- ri polen (çiçek tozu) ve nektar (bal özü) sayesinde karfl›larlar. Polen pro- tein yönünden zengin bir maddedir, nektar ise hem enerji kayna¤›d›r, hem de bal›n ana maddesidir. Ar›lar k›fl›n besin bulamayacaklar› için ko- vanlar›na bal depo ederler. K›fl için ayr›ca polen depo edilmez, yaln›z ya¤- 44
  • 47. A vrupa'dan getirilen balar›lar› için, Japonya'daki eflek ar›lar› tam bir bafl belas›d›r. Ya¤ma için bir kovana sald›ran 30 eflek ar›s›, üç saat içinde tam 30.000 balar›s›n› öldüre- bilir. Ancak yerli balar›lar› yaban ar›lar›- na karfl› mükemmel bir savunma meka- nizmas›na sahip olarak yarat›lm›fllard›r. Bir eflek ar›s›, yeni bir ar› kolonisi keflfetti¤inde, bunu hemcinslerine du- yurmak için özel bir koku salg›lar. Ko- kuyu balar›lar› da alg›lad›¤›ndan, kova- n› savunmak üzere hemen girifle top- lanmaya bafllarlar. Bir eflek ar›s› yaklafl- t›¤›nda 500 balar›s› havalan›p hemen eflek ar›s›n›n etraf›n› sararlar. Bedenleri- ni h›zla titrefltirmeye bafllarlar. Bu hare- ket ar›lar›n vücut ›s›lar›n›n artmas›na neden olur. Bu esnada eflek ar›s› adeta bir f›r›nda pifliriliyormuflças›na ›s›n›r ve sonunda kavrularak ölür. Bu türden bir sald›r›n›n, ›s›ya duyarl› filmle çekilmifl foto¤raf›nda, görünen beyaz bölgelerdeki s›cakl›k 50 o C'ye ka- dar ç›kmaktad›r. Balar›lar›n›n dayanabil- di¤i bu s›cakl›k eflek ar›lar› için ölüm de- mektir. Nature, Vol.377, No.654, s.334-336, September 1995 Balar›lar›, kendilerine sald›ran eflek ar›lar›n› ›s› üreterek öldürür. A BALARILARINDA SAVUNMA STRATEJ‹S‹: DÜfiMANI YOK ETMEK ‹Ç‹N ISI KULLANMA
  • 48. BALARISI MUC‹ZES‹46 murlu havalarda kullan›lmak üzere yavru ar›lara yetecek kadar polen bi- riktirilir.28 Ar›lar çiçeklerden toplad›klar› poleni do¤rudan do¤ruya kullanmaz, "ar› poleni" veya "ar› ekme¤i" ad› verilen bir maddeye dönüfltürürler. Bu dönüflüm çiçeklerden toplanan polenlere nektarla birlikte baz› enzimlerin eklenmesiyle sa¤lan›r. Elde edilen bu madde sadece beslenme için kulla- n›l›r.29 Polen ve nektar toplama görevi 21 günlük iflçi ar›lara düflmektedir. Bu
  • 49. Adnan Oktar aflamada art›k balmumu yapmaya yara- yan mum bezleri mum salg›lamay› dur- durur. ‹flçi ar›lar kovan d›fl›na ç›karak yeni ve tehlikeli görevlerine bafllarlar. Çiçekler aras›nda dolaflma görevi tehli- kelidir çünkü ar›lar›n bütün düflmanla- r› (örümcekler, yusufçuklar gibi) d›flar›- dad›r. Ayn› zamanda ar›lar, kovan ve yi- yecek kayna¤› aras›nda sürekli uçufl ha- linde olduklar› için de bu görev olduk- ça yorucudur. Uçufl kaslar› y›pranan ar›lar k›sa bir süre sonra ölürler. Ar›lar›n vücutlar› polen ve nektar toplamak için tasarlanm›fl özel sistem- lerle donat›lm›flt›r. Ar›lar, nektar› bal kesesine doldurmak için yutar. Po- lenler ise nektar gibi yutulmaz, kümeler halinde ar›lar›n arka bacaklar›n›n yan taraflar›na yap›fl›k olarak aç›kta kovana tafl›n›r. Ar›lar›n Polen Sepetleri Ar›lar›n arka bacaklar›n›n d›fl taraf› çok hafif bir çukur oluflturacak fle- kilde bir tasar›ma sahiptir. Vücutlar›n›n bu bölümü adeta polenleri tafl›- maya yarayan bir kafl›k gibidir. Ayr›ca bacaklar›n›n çevresinde uzun tüy- ler vard›r. Bu bölüme "polen kesesi" ad› verilir. Ar›lar›n kar›nlar›n›n alt ta- raf› ise tamamen yumuflak tüylerle kaplanm›flt›r. Çiçekten polen toplar- ken bunlar›n üzerine de çiçek tozlar› yap›fl›r. ‹flçi ar›lar›n bacaklar›ndaki f›rçay› and›ran tüyler ise kar›nlar›n›n alt›na yap›flan çiçek tozlar›n› f›rçala- yarak, bunlar› polen keselerinde biriktirebilmelerine yarar.30 Besin toplay›c›l›¤› yapma zaman› gelen bir balar›s›, uçufla ç›kmadan önce enerji kazanabilmek için kursa¤›n› bir miktar bal ile doldurur. Bun- dan baflka toplad›¤› polenleri sepete yerlefltirmek için de kursa¤›ndaki bu baldan kullan›r. Polen toplayan ar› çiçe¤in erkek organ› üstüne kondu- ¤unda, burada bulunan polenleri çenelerini ve ön ayaklar›n› kullanarak kaz›r ve onlar› yap›flkan hale getirmek için de kursa¤›ndaki bal ile ›slat›r. Harun Yahya 47 Polen toplamaya ç›kan ar›lar›n Mantis (yukar›da), yusufçuk ve örümcek gibi pek çok tehlikeli düflman› vard›r.
  • 50. Göklerin ve yerin anahtarlar› O'nundur. O, diledi¤ine r›zk› geniflletip-yayar ve k›sar da. Çünkü O, herfleyi bilendir. (fiura Suresi, 12) Göklerin ve yerin anahtarlar› O'nundur. O, diledi¤ine r›zk› geniflletip-yayar ve k›sar da. Çünkü O, herfleyi bilendir. (fiura Suresi, 12)
  • 51. Ar› bu iflleri yaparken polenlerin bir k›sm› da vücudundaki k›llar›n aras›- na bulafl›r. Bu nedenle ar›n›n görüntüsü kimi zaman una bulanm›fl gibi olur. Polenleri, polen kesesine f›rçalama iflini -bu ifllem süpürme olarak da tan›mlanabilir- ar› uçarken yapar. Bir çiçekten baflka bir çiçe¤e do¤ru uçarken bir yandan da arka baca¤›nda bulunan f›rças›yla vücuduna ve arka baca¤›na yap›flm›fl olan polenleri biraraya toplar. Sonra ayn› ifllemi di¤er baca¤›yla da yapar. Yani ar› bir sa¤ bir sol aya¤›n› kullanarak polenleri toplar ve baca¤›n›n d›fl taraf›nda bulunan sepetçi¤e do¤ru iter. Bu flekilde polenler birikir. Ar› bu ifllemi sepetçik doluncaya kadar devam ettirir. En so- nunda burada irice ve yo¤un bir çi- çek tozu topa¤› oluflur, art›k ar›n›n polen kesesi dolmufltur. Polenlerin düflmemesi için de ar›, ara s›ra baca- ¤›yla sepetçi¤in d›fl taraf›ndan vura- rak, polenleri sepete iyice yerlefltirir ve kovana do¤ru yola ç›kar. Kovana vard›¤›nda ise polenleri, özel olarak ayr›lm›fl olan polen hücrelerinden bi- rine yerlefltirecektir.31 Pek çok böcek çiçeklerden polen tafl›r ama hiçbiri ar›lar kadar verimli sonuç alamaz. Bunun en önemli ne- deni ar›lar›n polen toplamaya son de- rece elveriflli olan vücut yap›lar›d›r. Polen toplama ifli yo¤un bir çal›flma gerektirir, çünkü ar›n›n uzun süre ça- l›fl›p toplayarak kovana tafl›d›¤› po- len paketi ancak bir çifttir. Oysa tek Harun Yahya 49 1 2 3 Ar›lar arka ayaklar›nda Allah taraf›ndan yarat›lm›fl olan özel sistemleri kullanarak polen tafl›rlar. 1-Ar› polen f›rças›n› kulla- narak taraklarda birikmifl olan polenleri kaz›r ve bir bölgede depolar. 2-Polenler daha sonra sepetin içine do¤ru itilir. 3- Son olarak toplanan polen ar›n›n a¤z›n- dan ç›kan bir miktar bal ile nemlen- dirilerek, yap›flkan bir top haline getirilir ve sepete konur.
  • 52. BALARISI MUC‹ZES‹ bir petek gözünün polenle dolmas› için ortalama 20 çift polen paketine gereksinim vard›r. Bu da ar›lar›n hiç durmadan hareket halinde olmas› demektir.32 Ar›lar çiçeklerden iki ayr› madde toplar. Bu iki maddenin hem içerik- leri, hem toplan›fl biçimleri, hem de kullan›m alanlar› birbirinden çok farkl›d›r. Çiçeklerdeki nektar› toplayabilmek için de ar›lar polen tafl›mak için kulland›klar›ndan daha farkl› bir sisteme ihtiyaç duyar. Çünkü çiçek- lerin yap›lar›na göre nektarlar›n bulundu¤u yer de de¤ifliklik gösterir. Ba- z› çiçeklerin nektarlar› çiçek yapraklar›n›n üzerinde serbestçe görülecek flekildedir ve bu bölgeye böcekler kolayca ulaflabilir. Ancak baz› çiçek tür- lerinin nektarlar› ulafl›lmas› daha zor olan, çiçe¤in boru fleklinde uzayan dip taraf›nda bulunur. Bu yüzden böceklerin daha diplere inmesi ve nek- tar› çiçe¤in o bölümünden ç›karmas› gerekir. Bu durum pek çok böcek için sorun yarat›rken ar›lar için bir problem oluflturmaz, çünkü ar›lar›n derinlerdeki bal özüne ulaflmalar›n› sa¤layan boru biçiminde "proboscis" ad› verilen bir organlar› vard›r. Proboscis ar›- n›n çiçeklerden kolay nektar toplamas›n› sa¤lar. Bundan baflka bal ve su 50 Ar›lar özel a¤›z yap›lar›, tüylü vücut- lar› ve polen keseleri sayesinde di¤er böceklerden çok daha verimli bir fle- kilde polen toplar. Resimlerde polen ile keselerini doldurmufl ar›lar görül- mektedir.
  • 53. Harun Yahya 51 gibi maddeleri de bu organlar› ile toplar. Uzun bir burun olarak nitelen- dirilebilecek olan proboscis, ar›lar aras›ndaki besin de¤ifliminde de rol oy- nar. Bu organ ayn› zamanda kraliçe ar›n›n salg›s›n›n yalanmas›nda ve di- ¤er ar›lara aktar›lmas›nda da kullan›l›r. ‹flçi ar›lar proboscislerini kullan- mad›klar› zamanlarda, a¤›zlar›n›n alt bölümünde bulunan bofllukta, z harfi görünümünde olacak flekilde içeri do¤ru katlarlar. Nektar, polen ya da su toplamak istediklerinde ise tekrar açarlar.33 Ar› bir çiçe¤e konunca nektar damlac›klar› önce emme hortumundan sonra da yemek borusundan geçerek "bal midesi" ad› verilen bölüme Ar›lar kusursuz vücut yap›lar› sayesinde, di¤er böceklerin ulaflamayaca¤› kadar derinlerde bulunan nektarlar› dahi çi- çeklerden kolayl›kla toplar. Allah, ar›lar› görevlerine uygun özelliklerle birlikte yaratm›flt›r.
  • 54. BALARISI MUC‹ZES‹ akar. Ar›lar tafl›yabilecekleri kadar bal özü- nü buraya doldurur ve kovana döner. Bu arada balar›lar›n›n yaklafl›k 50 mm3 'lük bir kapasitesi olan bal keselerini tama- men nektarla doldurabilmeleri için 100 ile 150 aras›nda çiçe¤i ziyaret etmeleri ge- reklidir. 34 Ar›lar aras›ndaki ifl bölümü nektar toplan- mas› ve yerlefltirilmesi ifllerinde de aç›kça görül- mektedir. fiöyle ki nektar yüküyle dönen topla- y›c› ar› bunu hücrelere yerlefltirmekle u¤rafla- rak hiç vakit kaybetmez. Bunun yerine bu iflle görevlendirilmifl olan ar›lara nektar› a¤›z yo- luyla aktar›r. Midesinde kendisine enerji ve- recek kadar bal b›rak›r ve hemen besin kay- na¤›na do¤ru uçar. Kendisine nektar akta- r›lan görevli de duruma göre nektar› bafl- ka ar›lara verebilir veya depolayabi- lir. Bu ifllem kovandaki ar›lar›n o an- daki g›da ihtiyac›na ba¤l›d›r. 35 52 Bir iflçi ar›n›n proboscis'i (burnu), ar›n›n türüne göre 5.3-7.2 mm uzunlu¤unda olabilir. Baz› çiçekle- rin nektarlar› di¤erlerine oranla daha derinlerde bulunur. Bu ne- denle ar›lar›n bu gibi çiçeklerin ta- banlar›ndan nektar çekebilmeleri için uygun özelliklere sahip olan uzun burun yap›lar› büyük bir avantajd›r. Sol üst çizim resimler- de ar› proboscis'inin aç›k ve ka- pal› hali görülmektedir. Alttaki fle- kilde de görüldü¤ü gibi ar›lar pro- boscislerini kullanmad›klar› za- manlarda "z" fleklinde içeri do¤ru katlarlar. alt çene kemi¤i z fleklindeki hortum üst çene kemi¤i dudak
  • 55. O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'flekil ve suret' veren- dir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir. (Haflr Suresi, 24) O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'flekil ve suret' veren- dir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir. (Haflr Suresi, 24)
  • 56. BALARISI MUC‹ZES‹ Di¤er Görevler... Balar›lar› besin toplamaya bafllad›ktan ve yetiflkin bir ar› olduktan son- ra her ifli yapabilir. Bunun için sadece ar›lar›n 3 haftal›k olmas› yeterlidir. Daha önce ar›lar›n büyüme dönemleri boyunca vücutlar›nda çeflitli de- ¤iflikliklerin meydana geldi¤inden ve bu de¤iflikliklerle do¤ru orant›l› olarak kovan içindeki görevlerinin de¤iflti¤inden bahsetmifltik. Ar›lar›n vücutlar›nda dönem dönem gerçekleflen bu de¤ifliklikler geri dönülmez de¤ifliklikler de¤ildir. Kovandaki ihtiyaçlar do¤rultusunda ar›lar›n organ- lar› eski fonksiyonlar›n› tekrar kazanabilir. Örne¤in bir sald›r› ya da bir yang›n sonucunda kovanda herhangi bir tahribat meydana geldi¤inde, bunu telafi etmek için art›k balmumu üretmeyen yetiflkinler birdenbire balmumu üretmeye bafllayabilir. Benzer flekilde, larvalar›n beslenmesinde bir aksakl›k ihtimali belirirse bu defa dad›l›k yapan ar›lar›n d›fl›nda da, dad› bezleri faaliyete geçen ar›lar olabilir. Bundan baflka bal sto¤u yeter- siz oldu¤unda da daha fazla ar› nektar toplamaya ç›kabilir veya kovan›n acil olarak serinletilmesi gerekiyorsa di¤er ar›lar o s›rada yapt›klar› iflleri b›rak›p, hemen bu ifle yönelebilir. Kovan büyük bir sald›r›ya u¤rad›¤›nda ar›lar›n ço¤u savunmaya kat›l›r, yüzlerce iflçi ar› kovan girifline birikir ve sald›r› hep birlikte geri püskürtülür.36 K›sacas› her ar› o anda kovanda ne gibi ihtiyaçlar›n ortaya ç›kt›¤›n› ve buna ba¤l› olarak nerede, nas›l davran- mas› gerekti¤ini çok iyi bilir. fiimdiye kadar ele al›nan konularda da görüldü¤ü gibi ar›lar›n tüm hareketlerine bir "bilinç" hakimdir. Ar›lar üstlerine düflen görevleri son derece baflar›l› bir flekilde yerine getirmektedir. Bu bilgiler do¤rultusunda düflünüldü¤ün- de çok önemli bir sonuç ortaya ç›kmaktad›r. Ar›lar›n her türlü özelliklerini (hem davran›fl- sal, hem de fiziksel olarak) kendi iradeleri ile ya da tesadüfen kazand›klar›n› iddia etmek akla, mant›¤a ve bilime uymayan bir iddiad›r. Ar›lar›n tümünün ayn› dönemlerde ayn› fle- kilde hareket etmesi, kovandaki düzenin ar›- 54 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemifl- tir. O'na mülkünde ortak yoktur, her- fleyi yaratm›fl, ona bir düzen vermifl, belli bir ölçüyle takdir etmifltir. (Furkan Suresi, 2)
  • 57. lar ilk ortaya ç›kt›¤›ndan beri hiç de¤iflmeden devam etmesi gibi detaylar ar›lar› yöneten akl›n aç›k göstergelerindendir. Ar›lar›n sahip olduklar› bil- gilerin tümü bu canl›lara üstün bir ak›l sahibi taraf›ndan verilmektedir. Ar›lara neler yapmalar› gerekti¤ini, hangi dönemde ne gibi görevlerde bulunacaklar›n› ilham eden bu akl›n sahibi, sonsuz bir ilmin sahibi olan Allah't›r. Allah herfleyi bir düzen içinde yaratand›r. O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'flekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir. (Haflr Sure- si, 24) Kovandaki Is›n›n Ayarlanmas› Baz› canl›lar yaflad›klar› ortam›n s›cakl›¤›n› dengede tutabilmek için kendi vücut ›s›lar›n› kullan›rlar. Vücut s›cakl›klar›yla bu ayarlamay› ya- pabilenler memeli hayvanlar ve kufllard›r. Di¤er pek çok canl›n›n (kerten- kele, y›lan, kurba¤a, bal›k, salyangoz, solucan, ›stakoz, böcek vs.) vücut ›s›lar› ise yaflad›klar› bölgenin ›s›s›na göre de¤ifliklik gösterir. Bu bilgiler göz önüne al›nd›¤›nda ar› kovanlar›ndaki 35°C'lik de¤iflme- yen ›s› son derece dikkat çekicidir. Çünkü ar›lar da vücut s›cakl›klar›nda de¤ifliklik yapamayan canl›lardand›r. Bu nedenle kovan içindeki s›cakl›¤› vücut s›cakl›klar› ile dengeleyemezler. Ancak hareket etmelerinin sonu- cunda ortaya ç›kan ›s› ile kovandaki ›s› dengesini sa¤larlar.37 ‹flçi ar›lar›n kovan içindeki en önemli görevlerinden biri de kovandaki ›s›n›n ayarlan- mas›d›r. Balar›lar›, bulunduklar› ortam (a¤aç kovu¤u, kaya aras› vs.) ve d›flar›n›n ›s›s› ne olursa olsun kovandaki ›s›y› her zaman kontrolleri alt›n- da tutarlar. Bahar sonundan sonbahara kadar kovan ›s›s› 34.5°C-35.5°C aras›nda korunur. Balar›lar› ›s› de¤iflikliklerinden etkilenen canl›lard›r. Balmumu üretimleri, bal›n oluflumu gibi ifllemlerin tümü belirli bir s›cak- l›kta gerçeklefltirilir. Kovandaki ›s› de¤iflikli¤inden en çok etkilenenlerse yavru ar›lard›r. Bu nedenle kuluçka odalar›n›n s›cakl›¤›na özellikle çok dikkat edilir. Gün içinde gerçekleflen s›cakl›k de¤iflikliklerine göre ar›lar kovan ›s›s›n› korumak için çeflitli çal›flmalar yaparlar. Örne¤in havan›n Harun Yahya 55 Adnan Oktar
  • 58. BALARISI MUC‹ZES‹ daha so¤uk oldu¤u sabah›n erken saatlerinde iflçiler petek çevresinde kü- melenir ve vücut s›cakl›klar› ile yumurtalar› ›s›t›rlar. Gün ilerledikçe ve hava ›s›nmaya bafllad›kça ar›lar taraf›ndan örülen küme yavafl yavafl da- ¤›l›r. E¤er s›cakl›k artmaya devam ederse iflçilerin bir bölümü ›s›y› düflür- mek için kanatlar›n› yelpaze gibi sallamaya bafllar. Hava ak›m›n› kovan›n girifline ve peteklerin üzerine do¤ru yönlendirerek kovan ›s›s›n› düflür- meye çal›fl›rlar. Çok s›cak günlerde ise ar›lar daha fliddetli bir so¤utma yöntemi kulla- n›rlar. Yiyecek toplayan ar›lar kovan ›s›s› çok yükseldi¤inde polen veya nektar yerine kovana, yak›ndaki su kaynaklar›ndan ald›klar› su damlala- r›n› getirir ve bunlar› kuluçka hücrelerinin üzerine serperler.38 Daha son- ra kanatlar›yla hava ak›m› oluflturarak bu damlalar›n içerisindeki suyu buharlaflt›r›rlar. Bu so¤utma sistemiyle kovan›n ›s›s› k›sa sürede eski hali- ne döner.39 Bu konuyla ilgili olarak yap›lan bir deneyde, s›cakl›¤›n 50 °C'ye yükseldi¤i bir günde kovan tam Günefl'in alt›na konulmufl, ar›la- r›n yak›ndaki bir su kayna¤›ndan sürekli su tafl›yarak kovan içi s›cakl›¤›- n› yaklafl›k 35 °C'de sabit tuttuklar› gözlenmifltir. Ar›lar k›fl aylar›nda ›s›nmak için de yaz›n kovan› so¤uturken kullan- d›klar›na benzer bir yöntem kullan›rlar. Kovan ›s›s› düfltü¤ünde ar›lar ön- ce s›k›ca birbirlerine kümelenirler. Kal›nl›¤› so¤u¤un fliddetine göre 2.5 56 Kovandaki ›s› dengesi ar›lar›n uygulad›klar› de¤iflik yöntem- ler ile sa¤lan›r. Kovan ›s›s›n›n artmas› durumunda ar›lar›n kanatlar›n› kullanarak yapt›klar› havaland›rma ile ›s›n›n düflü- rülmesi bunlardan bir tanesidir. (yukar›da ve yanda)
  • 59. cm ile 7.5 cm aras›nda olan bu ar› kümesi, bir kabuk gibi pete¤i kaplar. Ana kümeye dahil olmayan ar›lar iç taraftad›r, birbirlerine yak›n olmala- r›na ra¤men d›flar›dakiler kadar s›k›fl›k de¤ildirler. Bu ar›lar sürekli hare- ket ederek d›flar›daki ar›lar için ›s› a盤a ç›kar›rlar. (Her bir ar›n›n 10 °C s›- cakl›kta, dakikada 0.1 kalori ›s› üretebildi¤i bilinmektedir.) Ar›lar daha çok ›s› elde etmek için daha fazla hareket ederler. D›flar›dakiler ise büzü- lerek vücutlar›n›n so¤u¤a daha az temas etmesini sa¤larlar. Kümenin d›- fl›nda yer alan ar›lar›n kar›nlar›na depolad›klar› besin bir süre sonra biter. Bunun üzerine iç k›s›mdaki ar›larla di¤erleri aras›nda yer de¤iflimi yafla- n›r. Ar›lar aras›ndaki bu de¤iflim, gerekli olan s›cakl›k elde edilene kadar devam eder.40 Ar›lar bu yöntemi kullanarak hava s›cakl›¤› -30 °C'ye düfl- tü¤ünde bile kovan ›s›s›n› yaklafl›k olarak 35 °C'de tutabilmektedirler.41 fiu ana kadar anlafl›ld›¤› gibi, kovan ›s›s›n›n ayarlanmas›nda ar›lar›n kulland›klar› çözümler son derece etkili ve pratiktir. Burada üzerinde dü- flünülmesi gereken nokta, ar›lar›n bu çözümleri nas›l keflfettikleri ve ko- van›n ›s›s›n› nas›l do¤ru olarak tespit ettikleri konusudur. Bir böce¤in s›- cakl›k konusunda bu kadar hassas ölçümler yapabilmesi son derece flafl›r- t›c›d›r. Öncelikle s›cakl›k ölçümü yapabilmesi için ar›n›n vücudunda bir ›s› öl- çerin bulunmas› flartt›r. Bu durumda termometre hassasl›¤›ndaki bu orga- n›n ar›n›n vücudunda nas›l olufltu¤u sorusunun cevab›n›n verilmesi gere- kecektir. Ar›lar bu sisteme tesadüfen sahip olamayacaklar›na ve kovan ›s›- s›n›n kaç derecede olaca¤›n›, ›s›n›n nas›l korunaca¤›n› tesadüfen keflfede- meyeceklerine göre bütün bunlar› ar›larda var eden bir güç vard›r. Ar›lar›n bütün bunlar› kendi kendilerine yapmalar› imkans›zd›r. Ar›- lardaki ›s› ölçüm sisteminin tasar›m› ve bunun vücutlar›na yerlefltirilme- si, kovan› ne zaman ve nas›l ›s›t›p so¤utacaklar› gibi bilgilere ar›lar kendi- liklerinden ulaflm›fl olamazlar. Tüm bunlar bizi tek bir sonuca ulaflt›r›r. Ar›lara, yapt›klar› her hareket Yarat›c›m›z olan üstün güç sahibi Allah taraf›ndan ilham edilmektedir. Sa- hip olduklar› sistemlerin tasar›m› da benzersiz sanat›n› bize yaratt›¤› can- l›larda tan›tan Allah'a aittir. Harun Yahya 57 Adnan Oktar
  • 60. E vrimci bir çizgiye sahip olan "New Scientist" Dergisi'nde yay›nlanan 12 Ekim 1996 tarihli bir yaz›da bö- ceklerin uçufllar›n›n dikkate de¤er bir fle- kilde etkisiz ve verimli olmayan uçufllar ol- du¤u ve sarfettikleri enerjinin sadece % 6's›n› mekanik enerjiye dönüfltürdükleri ifade ediliyordu. Enerjinin geri kalan›n›n ise ›s› olarak kayboldu¤u iddia ediliyordu. Bunun üzerine Arizona State Üniversi- tesi'nden Jon Harrison ve ekibi ayn› konu- da araflt›rmalar yapt›lar. Bulduklar› sonuç- lar son derece flafl›rt›c›yd›. Böceklerin uçufllar›ndaki düflük verimin asl›nda son derece önemli nedenleri vard›. Bu araflt›r- man›n sonuçlar› Science Dergisi'nde (1996, vol. 274, s.88) yay›nland›. Bu de- neylerde bir ar› kovan›n›n bulundu¤u yer- deki çevre ›s›s› de¤ifltirilerek, ar›lar›n vü- cut ›s›lar›, kanat ç›rpma ve metabolizma h›zlar› ölçüldü. Is› 20 dereceden 40 derece- ye yükseldikçe ar›lar›n kanat ç›rpma fre- kans› % 16, metabolizma h›zlar› ise % 50 azald› ve gö¤üs ›s›s› da buna ba¤l› olarak sabit kald›. Ar›lar›n düflüfl gösteren kanat ç›rpma frekanslar› uçuflta bir sorun yaflan- mas›na neden olmad›. Bütün bunlar›n so- nucunda ›s› yükseldikçe ar›n›n uçuflunun daha etkili ve verimli bir hale geldi¤i anla- fl›lm›fl oldu. Neticede ar›lar›n kaslar›n›n s›- cak olan günlerde daha çok verimli oldu- ¤u ortaya ç›kt›. Bunun üzerine Harrison, ar›lar›n uçuflla- r›n›n so¤uk havalarda neden daha az ve- rimli oldu¤u konusunu araflt›rd›. Etkisiz ve verimli olmayan uçufllarda a盤a ç›kan ›s›- n›n ar›lar› so¤uk günlerde s›cak tutmaya yard›mc› oldu¤u sonucuna vard›. Bu, ko- van›n ›s› düzeninde çok önemli bir yer tut- maktayd›. Yap›lan bu detayl› araflt›rmalar sonucunda ortaya ç›kan sonuç ar›lar›n ka- nat kaslar›n›n iki önemli görevi oldu¤uy- du. Bunlardan biri ar›lar›n uçmalar›n› sa¤- lamak, di¤eri ise ihtiyaçlar› olan ›s›y› olufl- turmakt›. Kanatlardaki bu tasar›m saye- sinde ar›, çevre koflullar›na göre hem uçufl etkinli¤ini hem de ›s› üretimini ihtiyac› do¤rultusunda de¤ifltirebiliyordu. Bu örnekte görüldü¤ü gibi, bilim adam- lar› do¤adaki bir canl› üzerinde araflt›rma yaparken o canl›da tesadüfi oluflumlar, hatal› tasar›mlar ararlarsa, do¤ru bir so- nuca ulaflamazlar. Bunlar› ararken de çok büyük bir zaman kayb›na u¤rarlar. Oysa bugün kesin olarak görmekteyiz ki, do¤a- da kusursuz tasar›mlar vard›r. Tüm canl›- lar, tam ihtiyaçlar› olan özelliklere sahip- tirler. Kuflkusuz bu noktada karfl›m›za ç›- kan Allah'›n sonsuz kudreti ve ilmiyle do- ¤adaki tüm canl›lar› kusursuzca var etti¤i- dir. ‹flte insanlar bu bak›fl aç›s›yla araflt›r- ma yapt›klar›nda, yani kusursuzlu¤u arafl- t›rd›klar›nda, çok daha çabuk sonuca ula- flabilir, do¤adaki üstün yarat›l›fl sanat›na çok daha yak›ndan flahit olabilirler. E BÖCEKLER‹N VER‹ML‹ UÇUfiLARI