2. Ajanda
• Teknoloji Politikası
• Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK)
• Türkiye’de Bilim ve Teknoloji Politikalarının Tarihçesi
• VİZYON 2023 - Bilim ve Teknoloji Stratejileri
• Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi - 2011-2016
• Bilim, Teknoloji ve Yenilik İstatistikleri
• Referanslar
4. • Teknolojik gelişme sürecinin hızı ve yönünü etkilemek
amacıyla bu sürecin tüm aşamalarına (bilimsel buluş,
teknolojik yenilik, teknolojik yayılma) yönelik politikalar
teknoloji politikası olarak tanımlanır (Taymaz, 2001).
• Genel olarak bakıldığında iki tür teknoloji politikası
mevcuttur. Bunlardan birincisi Amerika Birleşik Devletleri,
İngiltere ve Fransa’nın temsil ettiği misyon odaklı teknoloji
politikası, diğeri ise Almanya ve Japonya gibi ülkelerin
temsil ettiği yayılma odaklı teknoloji politikasıdır. Misyon
odaklı teknoloji politikaları daha çok askeri amaçlı
teknoloji geliştirirken, yayılma odaklı teknoloji politikaları
ise sivil tüketime yönelik mal ve hizmetleri karşılamaya
yöneliktir (Seyrek ve Sarıkaya, 2008).
5. • Seyrek ve Sarıkaya (2008) tarafından etkin bir teknoloji
politikası oluşturulması için politikaların aşağıdaki özelliklere
sahip olması gerektiği belirtilmiştir. Seyrek ve Sarıkaya bu
tespitlerini Porter’in 1990 yılındaki çalışmasına
dayandırmaktadırlar:
• Ulusal sanayide bilimsel politikalarla rekabetçi avantajlar
arasında bir uyum ortamı sağlanmalıdır.
• Kamu ve üniversite bünyesindeki araştırma birimleri,
devlet-üniversite-sanayi ilişkisi üzerine tahsis edilmelidir.
• Ticari ilişkisi olan teknolojilere öncelik verilmelidir. Sanayi
ve araştırma kurumları arasında güçlü finansal ve
organik bağ kurulmalıdır.
6. • Endüstriler üzerine yoğunlaşmış, uzmanlaşmış
araştırma kurumları oluşturulmalıdır.
• Ar-Ge faaliyetleri hükümetlerin yasal
düzenlemeleri içerisinde yapılmalıdır.
• Firmalar Ar-Ge faaliyetlerini teşvik edici
yöntemler geliştirmelidirler.
• Yayılmanın engellenmesinden çok, yenilik
hızının artırılmasına çalışılmalıdır.
7. • Günümüz koşullarında bir ülkenin uluslararası
platformda rekabet edebilmesi ve kalkınması; Ar-Ge’ye
GSYH’den ayrılan pay, araştırmacı sayısı, bilimsel yayın,
teknolojik performans, patent sayısı ve ileri teknoloji
ihracatı gibi verilere bağlıdır (Pınar, Boran ve Sevilmiş,
2013).
• Gelişmekte olan ülkelerin bilim ve teknoloji politikaları,
daha çok dünyada mevcut teknolojilerin ithalini ve yerli
koşullara uydurulmasından oluşmaktadır. Çünkü yeni
teknolojiyi geliştirmek zor ve bir o kadar da pahalıdır.
Öte yandan, başarılı bir teknoloji transferi için asgari bir
bilimsel ve teknolojik altyapının da gerekliliği şarttır (Ağır,
2010).
8. • Khan (2007) ulusal yatırım ve teknoloji politikaları
geliştirilmesi bağlamı için üç adımlı bir yapı
önermektedir.
• 1. Adım: Desteklenecek Sektörlerin Belirlenmesi
• 2. Adım: Etkin Uygulama için Enstrümanların ve
Politikaların Belirlenmesi
• 3. Adım: Kurumsal ve Yönetsel Kapasite
Yeterliliğinin Etkin Uygulama için Sorgulanması
11. • Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) 4 Ekim 1983 tarih ve
77 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulmuştur.
• Yüksek Kurulun KHK ile belirlenen görevleri:
• uzun vadeli bilim ve teknoloji politikalarının tespitinde
hükümete yardımcı olunması,
• hedeflerin saptanması,
• öncelikli alanların belirlenmesi,
• plan ve programların hazırlanması,
• kamu kuruluşlarının görevlendirilmesi,
12. • özel kuruluşlarla işbirliği sağlanması,
• gerekli yasa tasarıları ve mevzuatın
hazırlanması,
• araştırıcı insan gücünün yetiştirilmesinin
sağlanması,
• özel sektör araştırma merkezlerinin kurulması
için tedbirler alınması ve
• sektörler ve kuruluşlar arasında
koordinasyonunun sağlanmasıdır.
13. • 20 yıllık sürede (1983 – 2004) 9 kez toplanan BTYK, 2004 – 2014 yılları
arasında düzenli olarak yılda iki kez olmak üzere toplam 18 kez
toplanmıştır.
• Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Başbakan’ın başkanlığında, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, Maliye Bakanı,
Milli Eğitim Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Sağlık Bakanı, Orman ve Su
İşleri Bakanı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı, Hazine Müsteşarı,
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı, Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı ile bir Yardımcısı, Türkiye Radyo
Televizyon Kurumu (TRT) Genel Müdürü, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başkanı, YÖK’ün belirlediği bir üniversitenin seçeceği
bir üyeden oluşur.
• Ayrıca, ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri de BTYK’de davetli sıfatıyla
yer alırlar.
15. • Cumhuriyet Öncesi Dönem: 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı
İmparatorluğu ve Avrupa arasında bilim ve teknik
yönünden ortaya çıkan farklılık oldukça belirginleşmiştir. 18.
yüzyıldan itibaren bu durumun farkına varılmış ve bu
olumsuzluğu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar
yapılmaya başlanmıştır. Ancak 17. yüzyıla kadar olan
dönemde devlet tarafından bilime ve bilim adamına verilen
değerin bu dönem sürecinde zamanla azaldığı
görülmektedir. Batı’daki Rönesans ve yenileşme
hareketlerinin yaşandığı, on beş, on altı ve on yedinci
yüzyıllarda gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar Avrupa’yı on
sekizinci yüzyılda aydınlanma dönemine ulaştırırken, aynı
yüzyıllar içinde Osmanlı İmparatorluğu’nda bunun tam tersi
gelişmeler yaşanmaktaydı (Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve
Seferoğlu, 2010).
16. • 1920-1950 Dönemi: Bu dönemin başlangıcında Osmanlı
İmparatorluğu yıkılmış ve arkasında her şeye yeniden
başlama mücadelesi veren bir ulus bırakmıştır. Yeni bir
devletin kurulmasından sonra ilk önce ekonomiyi düzeltme
kararı verilmiştir. Bu amaçla yapılan ilk çalışmalardan birisi
sanayiye ağırlık verilmesi olmuştur. Teknoloji transferi
yoluyla şeker ve çimento sanayinin kurulması ile ekonomi
iki önemli ürüne kavuşmuştur. Teknolojik gelişim için gerekli
olan kültürel, bilimsel ve ekonomik alt yapının çok zayıf
olduğu Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında ilerleme oldukça
yavaş olmuştur. Bu arada ilk defa Planlı Kalkınma modeli
uygulamaya konulmuş ve 1933-38 yıllarını kapsayan Beş
Yıllık Kalkınma Planında maden, kâğıt, seramik, cam ve
kimya sanayisinde yatırımların düzenlenmesi ele alınmıştır
(Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu, 2010).
17. • Planlı kalkınma modelinin uygulamaya konulduğu bu yıllarda
Batı’da yoğun bir şekilde yaşanan siyasi huzursuzluklardan
dolayı rahatsız olan birçok bilim adamı Türkiye’ye gelerek
Türk bilimine katkıda bulunmuşlardır. Özellikle 1933 yılı
yabancı bilim adamlarının yoğun bir şekilde Türk
üniversitelerinde eğitime ve bilime katkıda bulunmak için
istihdam edildikleri bir yıl olmuştur. Üniversitelerde istihdam
edilen yabancı bilim adamları yeni kurulan üniversitelerin
gelişmesine ve bilimsel düşüncenin üniversitelerde
yerleşmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak öte
yandan, bu dönemde uygulamaya konulan varlık ve
muamele vergisi gibi vergiler, sermaye birikimi ve teknoloji
üretme kabiliyeti olmayan daha emekleme çağındaki
sanayinin gelişmesini olumsuz yönde etkileyen unsurlar
olmuştur (Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu, 2010).
18. • 1950-1960 Dönemi: Bu dönemde devlet daha çok yol,
baraj, liman gibi altyapı yatırımlarına ağırlık verirken,
teknoloji transferi ağırlıklı yatırımların özel sektör tarafından
üstlenmesi şeklinde bir teşvik politikası uygulamaya
konmuştur. Bu politikalara karşın kamu iktisadi kuruluşları
gelişmelerine devam etmiştir. Kamu iktisadi kuruluşlarının
yatırımlarının devam etmesinin arkasında gelişmeyi
hızlandırma arzusu yanında özel teşebbüsün yatırım
yapacak sermaye birikimine sahip olmasının da bu
uygulamada önemi büyük olmuştur. Bu dönemde Türk
Sanayi Kalkınma Bankası kurulmuş, özel kesime dış
kaynaklı krediler sağlanmış ve iç kredi hacmi enflasyonist
bir para politikası ile desteklenerek sanayinin yatırımlarının
finansmanı için gereken tasarruf sağlanmaya çalışılmıştır
(Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu, 2010).
19. • 1960-1980 Dönemi: Planlı kalkınma sürecine 1960’lardan sonra
yeniden geri dönülmüştür. Bu süreci yönetmek üzere Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT) görevlendirilmiştir. Modern teknolojinin
temin edilmesinde güçlüklerle karşılaşılmış, bazı sektörlerde ise
rekabet amacıyla küçük ölçekli verimsiz tesisler kurulmuştur. Başka
bir ifadeyle teşvik politikaları seçici olamamıştır. Ekonomik politikada
ithal ikameci, özellikle aşırı değerlenmiş kur politikaları uygulanmış
ve yüksek gümrük duvarları ve korumacılık ön plana çıkmıştır. Bu
durum bilim ve teknoloji politikalarının uygulanmasında aksamalara
yol açmıştır. Düşük bütçeli araştırma-geliştirme çalışmaları yüksek
gümrük vergileriyle birleşince yeni teknolojik gelişmelerin gereğince
izlenebilmesi, uyarlanması, ulusal pazarda üretilmesi ve verimlilik
artışı yeterli düzeyde sağlanamamış daha da kötüsü bunlar
gereksiz çabalar olarak algılanmıştır. Bunların yanı sıra bu dönemde
4. Beş yıllık kalkınma planında Teknoloji Politikaları’na ilk kez yer
verildiği gözlenmiştir (Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu,
2010).
20. • 1980 Sonrası Dönem: 1970’lerin sonunda ülkenin girdiği
sıkışık dönemi rahatlatmak için 24 Ocak kararları adıyla
bilinen bir politika ile dışa açılmaya karar verilmiştir. Bu
politika ile gelişme sürecindeki ülkelerde yerli üretimin,
ithalatın yerini alması beklentisi gerçekleştirilmeye
çalışılmış ve “ithal ikamesi” işletilmeye başlanmıştır. Ancak
ihracat yapılmamış, dışarıda gelişen teknolojiler de takip
edilerek ülkeye getirilememiştir. Ülke içinde de rekabetçi
bir ortam oluşturulamadığı için istenen hedeflere
ulaşılamamıştır. 70’lerin sonunda teknoloji politikalarından
ilk kez bahsedilmeye başlanmış ve 7. Beş Yıllık Kalkınma
Planı’nda “bilim teknoloji politikası” öncelikli ele alınması
gereken Bilim Teknoloji Atılım Projesi ile Plan’a girmiştir
(Yücel, 1997 ve Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu, 2010).
21. • 1980’li yılların başlarında Türkiye yoğun bir şekilde
sanayi sektörüne yatırım yapmaktaydı. Ancak 1990’lı
yıllara gelindiğinde bu yatırımların daha çok hizmetler
sektörüne kaydığı görülmektedir. Özellikle
haberleşme, konut yatırımları gibi alanlarda yatırımların
arttırılması da tarım kesimi yatırımlarını büyük ölçüde
düşürmüştür. Üniversite sanayi işbirliğinin de öneminin
fark edilmesi ile 2001 yılında Teknokent yasası olarak
da bilinen “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu”
çıkarılmıştır. Bu yasa ile teknoloji geliştirme
bölgelerinde akademisyenlerin de çalışmaları ve
teknoloji üretimine katkı sağlayabilmeleri
kolaylaştırılmıştır (Yıldız, Ilgaz ve Seferoğlu, 2010).
23. • Türkiye’de 1960’larda Planlı Dönem ile başlayan Bilim ve Teknoloji
(B&T) politikaları oluşturma çalışmaları özellikle "Türk Bilim Politikası
1983-2003" ve "Türk Bilim ve Teknoloji Politikası 1993-2003"
dokümanlarıyla önemli bir boyut kazanmıştır.
• Refah toplumuna ulaşma sürecinde bilim ve teknolojiden etkin bir
araç olarak yararlanılmasını sağlamak üzere, Bilim ve Teknoloji
Yüksek Kurulu 13 Aralık 2000 tarihli toplantısında 2003-2023 yılları
için Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji Stratejileri Belgesi’nin hazırlanması
kararını almıştır.
• Yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları ardından, 24 Aralık 2001
tarihli Yedinci Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında,
Projenin adı "Vizyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileri" olarak
belirlenmiş; projenin ana teması, temel yaklaşımı ve bu kapsamda
yürütülecek alt projelerin ayrıntılı içeriği ile yürütme planı ve yönetim
şekli onaylanmıştır.
24. • Vizyon 2023 Projesinin ana teması; Türkiye
Cumhuriyeti’nin 100. yılında, Atatürk’ün işaret ettiği
muasır medeniyet seviyesine ulaşma hedefi
doğrultusunda
• bilim ve teknolojiye hakim,
• teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler
üretebilen ve
• teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik
faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir
"refah toplumu" yaratmak olarak belirlenmiştir.
25. • Projede aşağıdaki çalışmaların kapsanması planlanmıştır:
• Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanında mevcut konumunun
saptanması,
• Dünyada bilim ve teknoloji alanındaki uzun dönemli
gelişmelerin saptanması,
• Türkiye’nin 2023 hedefleri bağlamında, bilim ve teknoloji
taleplerinin belirlenmesi,
• Bu hedeflere ulaşılabilmesi için gerekli stratejik
teknolojilerinin saptanması ve
• Bu teknolojilerin geliştirilmesi ve/veya edinilmesine yönelik
politikaların önerilmesi.
26. • Vizyon 2023 Projesi aşağıdaki Alt Projelerden
oluşmaktadır:
• Teknoloji Öngörü Projesi
• Ulusal Teknoloji Envanteri Projesi
• Araştırmacı Bilgi Sistemi (ARBİS)
• TÜBİTAK Ulusal Araştırma Altyapısı Bilgi
Sistemi (TARABİS)
27. • TEKNOLOJİ ÖNGÖRÜ PROJESİ
• TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, ilgili kamu ve özel kuruluşlar,
üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdüm içinde
yürütülmesi planlanan Vizyon 2023 Projesi’nin temel eksenini,
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen “Teknoloji Öngörü″ alt projesi
oluşturmuştur.
• Proje sonucunda elde edilen bulgular ve kazanımlar:
• Türkiye için stratejik teknolojiler ile öncelikli Ar-Gr alanlarının
belirlenmesi,
• B&T’nin ülke gündemine girmesi, farkındalığın arttırılması,
• Sürece geniş ve etkin katılım.
28. • ULUSAL TEKNOLOJİK YETENEK PROJESİ
• Ulusal Teknoloji Yetenek Projesi ile Türkiye’de ilk
kez uluslararası normlarda kapsamlı bir teknolojik
yetenek düzeyi saptanması hedeflenmiştir. Proje
sonucu ortaya konan Türkiye’nin teknolojik yetenek
envanteri, hem "Teknoloji Öngörüsü Projesi"ne hem
de "2003-2023 Strateji Belgesi"nin hazırlanmasına
girdi oluşturmuştur.
• Bu projenin sonucunda Ulusal Teknolojik Yetenek
Projesi Raporu ortaya çıkmıştır. Rapor ODTÜ’den
Erol Taymaz tarafından 2004 yılında tamamlanmıştır.
29. • Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre, Türkiye imalat
sanayisinde yenilik yeteneği geliştirebilmiş işyeri sayısı oldukça
düşüktür. İşyerlerinin ancak %10’dan azı yeni teknolojiler
geliştirebilmekte, ürün ve proses teknolojisi geliştirilmesinde
dünya ölçeğinde ileri ülkeler arasında yer alabilmektedir.
• Yenilik yeteneğine sahip olan işyerlerinin sayısının az olmasına
ve Ar-Ge harcamalarına ayrılan kaynakların yetersizliğine
karşın, teknolojik yetenek/teknolojik faaliyetler ve ekonomik
performans göstergeleri arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır.
Teknolojik yeteneğini geliştirebilmiş işyerleri, teknolojik ve
ekonomik performans göstergeleri açısından başarılı
olmaktadır. Bu durum, teknolojik yeteneğin, ülkenin rekabetçi
gücünü geliştirebilmesi açısından ne kadar önemli olduğunu
açıkça göstermektedir.
30. • Genel olarak bakıldığında, imalat sanayisindeki işyerlerinin ürün geliştirme
yeteneğinin, proses geliştirme yeteneğinden daha gelişmiş olduğu
görülmektedir. Teknolojik yeniliklerin önemli bir kısmı ürün yeniliklerinden
oluşmakta, işyerleri ürün tasarımını geliştirebilme açısından kendilerini daha
başarılı görmektedir. Bu doğrultuda, proses teknolojisi geliştirebilen işyerleri
genellikle ürün teknolojisi de geliştirebilmekte, fakat bunun tersi geçerli
olmamaktadır. Yani, ürün teknolojisi geliştirebilen işyerleri arasında proses
teknoloji geliştirebilenlerin oranı daha düşüktür.
• Ürün teknolojisi geliştirme yeteneği daha gelişmiş olmakla birlikte, işyerlerinin
önemli bir kısmı fikri mülkiyet hakları, marka ve sertifikasyon konularında önemli
sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu durum, imalat sanayisindeki işyerlerinin bir
kesiminin ürün teknolojisi geliştirilmesi açısından gelişmiş ülkelerdeki rakipleri ile
arasındaki farkı önemli ölçüde kapattığını ve kritik bir eşiğe geldiğini
göstermektedir. Bu kritik eşik, işyerlerinin tersine mühendislikten özgün tasarım
yapmasını ve yeniliklerini patent ve marka gibi fikri mülkiyet hakları ile güvence
almasını sağlayacak bir teknolojik atılım ile aşılabilir. Bu teknolojik atılımın
gerçekleşmesi için hem işyerlerinin Ar-Ge başta olmak üzere teknolojik
faaliyetlerini geliştirmeleri, hem de standartlar ve belgelendirme gibi
düzenlemeler ile desteklenmeleri gereklidir.
31. • Proses teknolojilerinin geliştirilmesindeki yetersizlik
sonucu işyerleri proses tasarımının elde edilmesi
için içerilmiş teknolojiye ve yurt dışındaki
tedarikçilere bağımlı olmakta, yatırım yeteneği
gelişememektedir. Bu durum, yurt içinde proses
geliştirebilecek (yatırım malı ve sistem
entegrasyonu sağlayan) tedarikçilerin yeterince
gelişememesinin bir sonucu olarak görülmektedir.
Gelecekte rekabet gücünün artması açısından
proses teknolojilerinin daha önem kazanacağı
açıktır. Bu nedenle yerel tedarikçilerin teknolojik
yeteneğinin geliştirilmesi de önemli bir politika
konusu haline gelmektedir.
32. • Sektörsel düzeyde bakıldığında, Türkiye’nin ihracat gelirleri ve istihdam
yaratma kapasitesi açısından önemli olan gıda, tekstil ve ulaşım araçları
sektörlerinde teknolojik yetenek düzeyinin kaygı verici durumda olduğu
görülmektedir. Özellikle ulaşım araçları sektörünün rekabet gücünü
geliştirebilmesi için teknolojik yeteneğini hızla geliştirmesi gerekmektedir.
Makine, ilaç ve BİT gibi sektörlerde yenilikçi firma oranları göreli olarak yüksek
olmakla birlikte, bu sektörlerdeki yenilikçi firmaların diğer firma ve kuruluşlarla
ilişkileri çok zayıftır. Bir başka deyişle, yenilikçi firma oranlarının yüksek olduğu
sektörlerde henüz araştırma ağı geliştirme yeteneği kazanılamamıştır. Bu
sektörlerdeki teknolojik yeteneğin geliştirilmesi açısından, ulusal yenilik
sisteminin etkin olarak çalışması ve firmaları işbirliği yapmaya yöneltecek
büyük araştırma programlarının oluşturulması önem kazanmaktadır.
• Teknolojik Yetenek Anketi ile teknolojik yeteneği oluşturan unsurlara ilişkin
sektörsel düzeyde kapsamlı bir veri tabanı oluşturulmuştur. Bu verilerin, Vizyon
2023 çalışması kapsamında derlenen veriler ile karşılaştırılması, mevcut
teknolojik konumun ve potansiyelin saptanması açısından çok yararlı olacaktır.
33. • ARAŞTIRMACI BİLGİ SİSTEMİ (ARBİS)
• Türkiye’de üniversite, kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan
araştırmacı personel ve yurt dışında çalışan Türk araştırmacılarına yönelik
bir sistem olarak tasarlanmıştır. ARBİS, araştırmacı bilgilerinin toplanması,
toplanan verilerin sürekli güncellenmesi ve bu verilerin farklı kuruluşlarca
farklı amaçlarla kullanılmak üzere değerlendirilmesine olanak sağlayan,
dinamik bir sistemdir.
• Bu sistemle;
• yurt içi ve yurt dışındaki araştırmacıların bilimsel faaliyet alanları,
yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarının uygulanabileceği endüstriyel iş kolları
ve bu çalışmalar sonucu geliştirilen ürün ve teknolojiler hakkında
kodlanmış bilgi derlenmesi,
• ulusal bilim insanları veritabanı oluşturulması ve
• bibliyometrik analiz yapılması planlanmıştır.
34. • TÜBİTAK ULUSAL ARAŞTIRMA ALTYAPISI BİLGİ
SİSTEMİ (TARABİS)
• Türkiye’de araştırma, deneysel geliştirme, test/analiz
ve tanı çalışmalarına yönelik kullanılan makine/sistem/
cihaz stokuyla Ar-Ge proje birikiminin veritabanını
oluşturmak amacıyla, TÜBİTAK tarafından tasarlanan
ve geliştirilen web tabanlı bir uygulamadır. TARABİS
makine/sistem/cihaz stoku ve proje birikimi bilgilerinin
toplanması, toplanan verilerin sürekli güncellenmesi
ve bu verilerin farklı amaçlarla kullanılmak üzere
değerlendirilmesine olanak sağlayan, dinamik bir
sistem olarak tasarlanmıştır.
36. • Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi
(UBTYS) 2011-2016, altı yıllık dönem için,
Türkiye’nin BTY vizyonunu, önceliklerini ve ana
hedeflerini içeren temel strateji belgesidir. Bu
strateji belgesi ile Türkiye’nin 2023 yılına yönelik
olarak bilim, teknoloji ve yenilik (BTY) atılımının
zeminini oluşturan Bilim ve Teknoloji Politikaları
Uygulama Planı (BTP-UP) 2005-2010 aracılığıyla
yakalanan ivmenin sürdürülebilirliğinin
sağlanması hedeflenmiştir.
37. • BTY insan kaynaklarının geliştirilmesi
• Araştırma sonuçlarının ticari ürün ve hizmete dönüşümünün teşvik edilmesi
• Çok ortaklı ve çok disiplinli Ar-Ge ve yenilik işbirliği kültürünün yaygınlaştırılması
• KOBİ’lerin yenilik sisteminde daha güçlü aktörler olmalarının teşvik edilmesi
• Araştırma altyapılarının bilgi üretme gücüne katkısının artırılması
• Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda uluslararası BTY işbirliğinin etkinleştirilmesi
• Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlarda hedef odaklı yaklaşımlar,
• İvme kazanmamız gereken alanlarda ihtiyaç odaklı yaklaşımlar,
• Çeşitli alanlarda yaratıcılığın destekleneceği tabandan yukarı yaklaşımların
hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
38.
39.
40. • UBTYS 2011-2016 Vizyonu: “Ürettiği bilgi ve geliştirdiği
teknolojileri, ülke ve insanlığın yararına yenilikçi ürün,
süreç ve hizmetlere dönüştürebilen Türkiye.”
• UBTYS 2011-2016 Strateji Belgesi 2011-2016
dönemindeki bilim, teknoloji ve yenilik faaliyetleriyle
Ülkemizde ulaşılması istenen vizyonun
gerçekleştirilmesine hizmet eden eksenler üzerine inşa
edilmiştir. Bu eksenler (stratejik amaçlar), UBTYS
2011-2016 Stratejik Çerçevesi içerisinde izlenecek olan
yaklaşımları temsil eden dikey eksenler (stratejik
amaçlar D1-D3) ve bunlara hizmet edecek olan yatay
eksenler (stratejik amaçlar Y1-Y6) bazında verilmektedir.
41.
42. • Amaç D1.1: Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlarda Ar-Ge ve
yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların artırılması
• Amaç D2.1: İhtiyaç-Odaklı Alanlarda Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin İvmelenmesi
• Amaç D3.1: Tabandan yukarı yaklaşımların desteklenmesine yönelik mevcut
desteklerin iyileştirilmesi
• Amaç D3.2: Yeni gelişmekte olan teknolojilere temel oluşturacak araştırmaların
desteklenmesi
• Amaç Y1.1: BT İK Sayısının Artırılması ve Sektörel Dağılımın İyileştirilmesi
• Amaç Y1.2: Araştırma kültürünün, araştırmacıların yetenek ve deneyimlerinin
geliştirilmesi
• Amaç Y1.3: BT İK personelinin çalışma ortamlarının iyileştirilmesi
• Amaç Y1.4: Araştırmacıların Dolaşımının Artırılması
43. • Amaç Y1.5: Ar-Ge Personeli İstihdam Kapasitesinin Geliştirilmesi
• Amaç Y2.1:Araştırma sonuçlarından yeni ürün, süreç ve hizmetlerin
ekonomide katma değer yaratması
• Amaç Y3.1: Sistem etkileşimlerinin sektörler ve disiplinlerarası yöne
çekilmesi
• Amaç Y4.1: Daha çok KOBİ’nin Ar-Ge ve yenilik yapanlar halkasına
eklenmesi
• Amaç Y5.1: Mevcut ve yeni araştırma altyapılarının UBTYS
2011-2016’nın stratejik yaklaşımına taban oluşturması
• Amaç Y6.1: Uluslararası BTY işbirliklerinin ülkemizin çok taraflı
taahhütleri de dikkate alınarak UBTYS 2011-2016 stratejik
çerçevesini desteklemesi
55. • Ağır, H. (2010). Türkiye İle Güney Kore’de Bilim ve Teknoloji Politikalarının Karşılaştırması, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi. Cilt: 5, Sayı: 2, Sayfa: 43-55.
• Chang, H. J. (2002). Who needs technology policy?, Technopolicy Brief 4, African Technology Policy Studies Network, Nairobi, Kenya. ISBN: 9966-916-18-0.
• Eurostat. (2013). Science, Technology and Innovation in Europe. ISSN 1830-754X.
• Khan, M. H. (2007). Investment and Technology Policies, United Nations Department for Economic And Social Affairs (UNDESA) – New York: USA.
• Pınar, Ö., Boran, Ş. ve Sevilmiş, G. (2013). Dünyadaki Trendler Işığında Türkiye’de Teknoloji Geliştirme Politikaları, Ar&Ge Bülten 2013 Şubat – Sektörel, Sayfa: 19-34.
• Seyrek, İ. ve Sarıkaya, M. (2008). Teknoloji Politikaları ve Türkiye: Bir İnceleme, Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Sayı 15. Sayfa 53-79.
• Taymaz, E. (2001). Ulusal Yenilik Sistemi Türkiye İmalat Sanayiinde Teknolojik Değişim ve Yenilik Süreçleri. TÜBİTAK / TTGV / DİE – Ankara.
• Taymaz, E. (2004). Türkiye İmalat Sanayiinde Teknolojik Yetenek. Ankara.
• TÜBİTAK. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu. http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/icerik-bilim-ve-teknoloji-yuksek-kurulu
• TÜBİTAK (2004). Vizyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileri - Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu – Ankara. http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/politikalar/icerik-vizyon-2023
• TÜBİTAK (2010). Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi - 2011-2016. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu – Ankara. http://www.tubitak.gov.tr/
tubitak_content_files/BTYPD/strateji_belgeleri/UBTYS_2011-2016.pdf
• TÜBİTAK (2014). Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik İstatistikleri. http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/politikalar/icerik-bty-istatistikleri
• Yamaç, K. (2008). Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası Bilgi Toplumu ve Bilgiye Dayalı Ekonomi Bağlamında Bazı Görüşler, Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık – Türk Tıp
Dizini, Sayfa 71-79.
• Yıldız, B., Ilgaz, H. ve Seferoğlu, S. S. (2010). Türkiye'de Bilim ve Teknoloji Politikaları: 1963’ten 2013’e Kalkınma Planlarına Genel Bir Bakış, Akademik Bilişim 2010, 10-12
Şubat 2010 / Muğla Üniversitesi, Muğla.
• Yücel, İ. H. (1997). Bilim-Teknoloji Politikaları ve 21. Yüzyılın Toplumu. Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi Başkanlığı – Ankara. ISBN
975-19-1806-5.