"Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir. Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır. Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken bir konudur."
Bu kitabın yazarı iki bin beş yüz yıl önce Çin'de yaşayan SUN TZU. Kitabına şöyle başlamış: "Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir.
Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır.
Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken bir konudur."
"Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir. Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır. Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken bir konudur."
Bu kitabın yazarı iki bin beş yüz yıl önce Çin'de yaşayan SUN TZU. Kitabına şöyle başlamış: "Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir.
Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır.
Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken bir konudur."
Seminario: Comercializacion de Contenidos: Retos Función Social de los Medios de Comunicación, impartido por la periodista y conferencista norteamericana Janine Warner
Compartimos con ustedes en seis videos el contenido completo de este seminario realizado en la Pontificia Universidad Católica Madre y Maestra (PUCMM) con el objetivo de abordar los cambios en los paradigmas y modelo de negocio de los medios de comunicación a partir de los cambios en los patrones de consumo de información por las diferentes audiencias.
“Naziler ve Atatürk” mukayeseli tarih anlayışının bir ürünü olarak Temmuz 2015’te raflardaki
yerini aldı. Stefan Ihrig’ın Türkiye’de, ismiyle adeta infial yaratan bu eseri esasında Cambridge
Üniversite Tarih Bölümünde yapılan doktora tezinin kitap haline getirilmiş suretidir. Bu çalışma,
Atatürk ile Hitler’i, Mussolini’yi hatta General Franco’yu kıyaslayarak, bu liderlerin aralarındaki
etkileşime dikkat çekmeye çalışıyor. Liderlerin birbirleri hakkındaki görüşlerine, tutumlarına ve
değerlendirmelerine sıkça değiniliyor. Özellikle de Atatürk ve Hitler arasında… Ayrıca sadece bu
iki liderle de sınırlı kalınmıyor. Türk devrimiyle Nazi hareketinin kişiler, kurumlar, ideolojiler ve
eylemler bağlamında mukayeseleri yapılıp etkileşimleri irdeleniyor. Bunu yaparken mecburen
dönemin Türk-Alman ilişkilerine de pek tabii değiniliyor. Bu değinimin Kurtuluş Savaşı’ndan
İkinci Cihan Harbinin sonuna kadar olduğunu söylemek gerek. Tabii eserin dünyanın sayılı
üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi’nde yapılmış bir tez olması okuyucuya
yeterince objektif ve bilimsel nitelikte titizlikle yazıldığını düşündürtüyor. Peki, bu yargı gerçekle
ne kadar uyuşmaktadır?
Yüzyıllardır değişmeyen tek şey değişim. Bu nedenle iş dünyası bu hızlı, akışkan ve değişken atmosferde yaşayabilmek için sürekli yenilenmek ve değişmek zorunda.
Değişim ile yenilikçilik birbirini tamamlayan kavramlar.
MOTİVASYON
KENDİMİZİ MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı en büyük motive edicidir.
2. Ne yaptığınızı bildiğiniz sürece bunu diğerlerine kanıtlamaya gerek yoktur.
3. Başarmak için başarıyı hayal et ve inan.
Seminario: Comercializacion de Contenidos: Retos Función Social de los Medios de Comunicación, impartido por la periodista y conferencista norteamericana Janine Warner
Compartimos con ustedes en seis videos el contenido completo de este seminario realizado en la Pontificia Universidad Católica Madre y Maestra (PUCMM) con el objetivo de abordar los cambios en los paradigmas y modelo de negocio de los medios de comunicación a partir de los cambios en los patrones de consumo de información por las diferentes audiencias.
“Naziler ve Atatürk” mukayeseli tarih anlayışının bir ürünü olarak Temmuz 2015’te raflardaki
yerini aldı. Stefan Ihrig’ın Türkiye’de, ismiyle adeta infial yaratan bu eseri esasında Cambridge
Üniversite Tarih Bölümünde yapılan doktora tezinin kitap haline getirilmiş suretidir. Bu çalışma,
Atatürk ile Hitler’i, Mussolini’yi hatta General Franco’yu kıyaslayarak, bu liderlerin aralarındaki
etkileşime dikkat çekmeye çalışıyor. Liderlerin birbirleri hakkındaki görüşlerine, tutumlarına ve
değerlendirmelerine sıkça değiniliyor. Özellikle de Atatürk ve Hitler arasında… Ayrıca sadece bu
iki liderle de sınırlı kalınmıyor. Türk devrimiyle Nazi hareketinin kişiler, kurumlar, ideolojiler ve
eylemler bağlamında mukayeseleri yapılıp etkileşimleri irdeleniyor. Bunu yaparken mecburen
dönemin Türk-Alman ilişkilerine de pek tabii değiniliyor. Bu değinimin Kurtuluş Savaşı’ndan
İkinci Cihan Harbinin sonuna kadar olduğunu söylemek gerek. Tabii eserin dünyanın sayılı
üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi’nde yapılmış bir tez olması okuyucuya
yeterince objektif ve bilimsel nitelikte titizlikle yazıldığını düşündürtüyor. Peki, bu yargı gerçekle
ne kadar uyuşmaktadır?
Yüzyıllardır değişmeyen tek şey değişim. Bu nedenle iş dünyası bu hızlı, akışkan ve değişken atmosferde yaşayabilmek için sürekli yenilenmek ve değişmek zorunda.
Değişim ile yenilikçilik birbirini tamamlayan kavramlar.
MOTİVASYON
KENDİMİZİ MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı en büyük motive edicidir.
2. Ne yaptığınızı bildiğiniz sürece bunu diğerlerine kanıtlamaya gerek yoktur.
3. Başarmak için başarıyı hayal et ve inan.
-“Zeka nedir?”
İşte can alıcı soru budur. “Zekayı nasıl tanımlar, nelerle ölçeriz?” Bu sorunun yanıtında en önemli ölçek “matematik ve fen bilimleri”ne akıl erdirmek olmaktadır. “Bu çocukta matematik zekası var” dendiği zaman akan sular durur, başka bir kanıta gerek kalmadan “çocuğumuzun çok zeki” olduğu onaylanır.
Davranışlarımızın iki önemli unsuru vardır; Bilişsel ve duygusal.
Bilişsel unsur, bir konu hakkında bildiklerimizden oluşur. Duygusal unsur ise, bir konu hakkında hissettiklerimizden oluşur.
6 Ekim İstanbul’un kurtuluş günü.
Atatürk’ü beğenmeyip Osmanlı sevdalısı olan arkadaşlarda bu resimlere bakıp o günleri hissetmeye çalışsınlar.
Şayet kanları donmuyorsa bozulmuştur…
“Kurtuluş”u özümseyebilmek için işgali bilmek gerek.
Yalnız Boğaz’a düşman zırhlıları demirlemedi, İstanbul işgal edildi.
13 Kasım 1918’den 6 Ekim 1923’e kadar…
Yaklaşık beş yıl…
Her köşesi...
Dile kolay, tam 1789 gün…
İşte o kâbusun görsel belgeleri…
1. Bir yönetim ne zaman çöker?Bir yönetim ne zaman çöker?
numanyakut@gmail.com
Bir ibret vesikası
2. Bir yönetim neBir yönetim ne
zaman çöker?zaman çöker?
Kanuni Sultan
Süleyman, en yüksek
duruma getirmiş
olduğu devletin
akıbetini hayal eder,
günün birinde
Osmanoğulları da
inişe geçer çökmeye
yüz tutar mı diye
derin derin
düşünmeye başlar…
3. Bir yönetim ne zaman çöker?Bir yönetim ne zaman çöker?
Bu gibi soruları çoğu zaman
süt kardeşi meşhur alim Yahya
Efendi ‘ye sorduğundan bunu
da sormaya niyet eder. Güzel
bir hatla yazdığı mektubu
keşfine inandığı Yahya
Efendiye gönderir…
“Sen ilahi sırlara vakıfsın.
Kerem eylede bizi aydınlat.
Bir devlet hangi halde çöker?
Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl
olur? Bir gün olurda izmihlale
uğrar mı?” şeklinde
mektubunu gönderir.
4. Bir yönetim ne zamanBir yönetim ne zaman
çöker?çöker?
Güzel bir hatla yazılmış
mektubu okuyan Yahya
Efendinin cevabı bir
bakıma çok kısa bir
bakıma içinden çıkılmaz
bir hal alır:
“Nemelazım be
Sultanım!”
5. Bir yönetim ne zaman çöker?Bir yönetim ne zaman çöker?
Topkapı Sarayında bu cevabı
hayretle okuyan Sultan, bir
mana veremez.. Yahya efendi
gibi bir zatın böylesine basit
bir cevapla işi geçiştireceğini
pek düşünmez. Söylenmeye
başlar:
“Acaba bilmediğimiz bir mana
mı vardır bu cevapta?”
Nihayet kalkar,Yahya
Efendinin Beşiktaş’taki
dergahına gelir..
Sitem dolu sorusunu tekrar
sorar:
“Ağabey ne olur mektubuma
cevap ver. Bizi geçiştirme,
soruyu ciddiye al!”
6. Bir yönetim ne zamanBir yönetim ne zaman
çöker?çöker?
Yahya efendi duraklar:
“Sultanım sizin
sorunuzu ciddiye
almamak kabil mi? Ben
sorunuzun üzerine iyice
düşündüm ve kanaatimi
de açıkça arz
etmiştim.”
“İyi ama bu cevaptan
bir şey anlamadım.
Sadece nemelazım be
sultanım demişsiniz.
Sanki beni böyle işlere
karıştırma der gibi bir
anlam çıkarıyorum.”
7. Bir yönetim ne zaman çöker?Bir yönetim ne zaman çöker?
Yahya Efendi bu cevaptan sonra
şu akıl almaz açıklamasını yapar:
“Sultanım!Bir devlette zulüm
yayılsa,haksızlık şayi olsa,
işitenler de nemelazım, deyip
uzaklaşsalar, sonra koyunları
kurtlar değil de çobanlar yese,
bilenler bunu söylemeyip sussa,
gizleseler, fakirlerin,
muhtaçların, yoksulların,
kimsesizlerin, feryadı göklere
çıksa da bunu da taşlardan
başkası işitmese, işte o zaman
devletin sonu görünür. Böyle
durumlardan sonra devletin
hazinesi boşalır, halkın itimat
ve hürmeti sarsılır. Asayişe
itaat hissi gider, halkta
hürmet duygusu yok olur.
Çöküş ve izmihlal de böylece
mukadder hale gelir….”
8. Bir yönetim ne zamanBir yönetim ne zaman
çöker?çöker?
Bunları dinlerken
ağlamaya başlayan koca
sultan, söyleneni başını
sallayarak tasdik
eder,sonra da kendisini
böyle ikaz eden bir
alime memleketinin
sahip olduğu için Allah’a
şükreder, bu türlü
ikazlardan geri
kalmaması için
tembihte bulunarak
oradan ayrılır…
Mektup bugün Topkapı
da sergi halindedir…
numanyakut@gmail.com