SlideShare a Scribd company logo
1 of 32
Download to read offline
1
1.SAYI
FESTİVALDEYİZ
01-15 KASIM İSSN 1309-1174
ULUSLARARASI BURSA KARAGÖZ GÖLGE
VE KUKLA OYUNLARI FESTİVALİ
ULUSLARARASI ESKİŞEHİR FİLM FESTİVALİ
DANS
TİYATRO
FİLM
EL SANATLARI
MÜZİK
FESTİVALLERİ
KÜLTÜR-SANAT DERGİSİ
CAHİT BERKAY SÖYLEŞİ
2
E-TİCARET SİSTEMLERİ
WEBSİTESİ TASARIMI
ALANADI KAYDI
HOSTİNG HİZMETLERİ
TECRÜBE VE KALİTE İLE TANIŞMAK İÇİN
3
EDİTÖR
İlk saymızdan herkese merhaba...
Ülkemizde farklı içeriklere sahip yüzlerce dergi bulunmasına rağmen festivalleri ve
festival kültürünü anlatan ve tanıtan bir dergi yada yayın organı bulunmamakta idi,
festivaller ve festival haberleri gazete ve dergilerin içinde küçük bir bölüme hapsedilmiş
vaziyette idi.
Dergi ekibi olarak bu konuda açığı kapatmak üzere bir araya geldik ve beğenmenizi
umut ettiğimiz ilk sayımızı hazırladık. Yayın hayatımız boyunca gelişerek ve güçlenerek
ülkemizden ve
dünya genelinden festivalleri sizlere ulaştırmaya, duyurmaya ve gidemediğiniz ama
merak ettiğiniz festivalleri sizin için görüp aktarmaya çalışacağız.
İlk sayımızda okuyucularımıza festival ve festival kültürü hakkında biraz açıklayıcı
bilgi vermeye çalıştık, her sayımızda büyüyecek ve gelişecek olan içeriğimizle sizlere
ulaşacağız, gelecek sayımızda görüşmek üzere...
TARKAN GÜROL
EDİTÖR
4
İÇİNDEKİLER
6
8
21
6- FESTİVAL NEDİR?
7- TÜRKİYE’DEKİ MÜZİK FESTİVALLERİ
8- TÜRKİYE’DEKİ
FİLM
FESTİVALLERİ
9- TÜRKİYE’DEKİ TİYATRO
FESTİVALLERİ
10 -TÜRKİYE’DEKİ DANS
FESTİVALLERİ
11- TÜRKİYE’DEKİ EL SANATLARI
FESTİVALLERİ
12- FESTİVALLERİN
EKONOMİYE KATKISI
13-FESTİVALLERİN İŞLEVİ
14- BELEDİYE FESTİVALLERİ
16- FESTİVALDEYDİK
18- İLGİNÇ ÜLKE
FESTİVALLERİ
20- CAZ
21- BLUES
22- FESTİVAL ETKİNLİKLERİ
24- SÖYLEŞİ
26- NOSTALJİ
30- GELECEK
FESTİVALLER
5
12
15
26 20
İMTİYAZ SAHİBİ
TANER YILMAZ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
TUNCAY BAKİ UGANTAŞ
KORAY UGANTAŞ
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
TANER YILMAZ
HALKLA İLİŞKİLER
CEVDET SERDAR EREN
SUAT ORAL
REKLAM SORUMLUSU
UĞUR YAMAN
GRAFİK TASARIM
ZEYNEP CANDAN KARAGÖZ
OZAN YILDIRIM
EDA YILDIZ
FOTOĞRAF
ZEYNEP CANDAN KARAGÖZ
EDA YILDIZ
MUHABİR
TARKAN GÜROL
YAYIN TÜRÜ
YEREL SÜRELİ YAYIN
YAYININ ŞEKLİ
15 GÜNDE BİR TÜRKÇE
YAYIN İDARE MERKEZİ
AŞAĞI ÖVEÇLER MAH.
1330 SOK.NO 16/5
ÇANKAYA /ANKARA
festivaldeyizdergisi@gmail.com
TEL 47217 10
FAX 472 17 11
BASKI YERİ
MATTEK MATBAA
BASKI TARİHİ
01.11.2012
ISSN
1309-1174
FESTİVALDEYİZ
6
HABERLER
Festival
Festival, genellikle yerel bir topluluk tarafından
belirlenmiş ve geleneksel olmuş gün ve
tarihlerde kutlanan, yapıldığı yörenin imgesi
hâlinegelmiş etkinlikler bütünüdür. Festival
kelimesiLatince festa kelimesinden gelir. İlk kez
1200’lü yılların başında kullanıma girmiş ve
yerleşmiştir. Festivaller genelde doyasıya yemeklerin
yendiği, çevrenin en güzel şekilde süslenip,
temizlendiği olgulardır.
DİNLERDE FESTİVALLER
Birçok kültürde festivaller tanrı veya tanrıların hu
zurunda duruştur. Festivallerin insanlara Tanrı
tarafından verildiğine inanılır ve kutsal kabul edilir.
Hıristiyanlıkta Festivaller
Hıristiyanlığın özünde;
- Noel
- Paskalya Yortusu
olmak üzere iki ana festival vardır. Bunun
yanında Katolik, Doğu Ortodoks ve Angelikan
mezheplerinde sayısız küçük festival vardır.
Eski Mısır’da Festivaller
Birçok Mısır festivali dinî kökenlidir ve şaşaası ile
dikkat çeker. Heryıl Firavun’un herhangi özel bir
gününü anmak için büyük festivaller düzenlenir ve
özellikle eğer Firavun hükümdarlığının otuzuncu
yılına ulaşırsa halka hiç bir masraftan kaçınılmazdı.
İslâm’da Festivaller
İslâm dininde festival adı altında kutlamalar
yapılmaz. İslâm kültüründe festivaller bayram adı ile
anılır. İslâm inancında;
- Ramazan Bayramı
- Kurban Bayramı
olmak üzere iki dinî kutlama düzenlenir. Bu dinî
bayramlar insanların en güzel ibadet, kulluk ettiği
zamanlardır.
Diğer Festivaller
Festivaller dinî yönlerinin yanısıra, dinden
tamamen ayrı insanların eğlence için kendilerinin
oluşturduğu eğlencelerde olabilir. Dünyada en
yaygın olarak kutlanan festivallerden birisi de
mevsim festivalleridir. Özellikle Nevruz’da olduğu
gibi ilkbaharın kutlanmasına benzer olarak birçok
kültürde kışın gelişi, beklenen yağmurun yağması
gibi etmenlerle de festivaller düzenlenmektedir.
Türkiye’de tüm bunların haricinde yörelere has
ürünlerin ad sahipliğini yaptığı, sadece ekonomik
kazanç ve tanıtım sağlaması amacıyla da festivaller
düzenlenir. Karpuz Festivali, Kiraz Festivali gibi.
Günümüzde birçok yaylâ kendi festivallerine ev
sahipliği yapar.
7
Uluslararası İstanbul Müzik Festivali,
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından
düzenlenen bir etkinliktir.
İlk organizasyonu 15 Haziran - 15 Temmuz
1973 tarihleri arasında “İstanbul Festivali”
adıyla olan etkinlik, klasik müzik, klasik bale,
çağdaş dans, opera, geleneksel müzik, caz,
pop, sinema, tiyatro ve görsel sanat türlerinde
gerçekleştiriliyordu. 1986 yılından sonra film,
bienal, tiyatro ve caz etkinliklerinin ayrı fes-
tivaller haline gelmesiyle, müzik festivali de
kendine özgü bir kimlik kazanarak bugünkü
adını aldıİstanbul Caz Festivali, klasik ve
modern cazın yanı sıra Latin caz ve Kuzey cazı
gibi farklı türlere ve elektronik müzik ile cazın
birleştiği değişik çalışmalara programında yer
veriyor. Festival kendisini sadece caz müziği
ile sınırlamayıp rock, pop, blues, reggae, funk,
dünya müziği gibi farklı türleri de kucaklıyor.
İstanbul Caz Festivali’nin önemli hedeflerin-
den biri de, Türkiye’de caz müzik üretimini
teşvik etmek ve yurtdışındaki tanıtımına katkıda
bulunmak.
İstanbul
Müzik
festivali
Kraliyet Concertgebouw Orkestrası geliyor!
İKSV, Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik
ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında, 10
Kasım Cumartesi akşamı saat 20.00’de Haliç Kongre
Merkezi’nde, şef Lorin Maazel yönetimindeki Kraliyet
Concertgebouw Orkestrası’nı ağırlıyor.Lorin Maazel
yönetimindeki Kraliyet Concertgebouw Orkestrası
İstanbul konserine Peter van Anrooy’un Piet Hein
Rhapsody isimli eseri ile başlayacak. Daha sonra
Sergei Prokofiev’in Romeo ve Juliet Süiti’nden
bölümler seslendirecek orkestra, programı Piotr Ilyich
Tchaikovsky’nin Op. 36 numaralı Fa minör 4. Senfoni’si
ile tamamlayacak. Günümüzün en saygın şeflerinden
biri olan Lorin Maazel, harika çocuk olarak başladığı
50 yılı aşkın kariyeri boyunca aralarında dünyanın en
iyi orkestraları arasında sayılan Cleveland, Pitsburgh
Senfoni, New York Filarmoni, Arturo Toscanini
Filarmoni ve Valencia Orkestralarının Müzik direktörlüğü
ile Viyana Devlet Operası, Bavyera Radyo Senfoni
Orkestrası ve son olarak Münih Filarmoni Orkestrası’nda
sürekli şeflik görevini üstlendi.
Rock’n Coke
Rock’n Coke ilki 2003 yılında düzenlenen, Coca Cola’nın sponsorluğunda olan ve Çatalca’daki İstanbul
Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleşen festival. Dünya’dan ve Türkiye’den birçok ünlü sanatçı ve grubun
sahne aldığı organizasyon. Limp Bizkit, Motörhead, Travis, Moby, Nine Inch Nails, Ceza (müzisyen), Muse,
Franz Ferdinand, Placebo, The Cure, Korn, Iggy Pop, Gogol Bordello, The Prodigy, Linkin Park,Within
Temptation,The Rasmus,Juliette Lewis gibi ünlü gruplar festivalde yer almıştır.
Dünyaca ünlü grup ve kişilerin katılımından ve gençlerin ilgisinden dolayı Türkiye’de yapılan senelik
müzik festivallerinin en büyüğüdür. Festival 2+1 gün sürer. Cuma gününden açılan kamp alanına günlük ya
da iki günlük çadırlar kurularak konaklama sağlanır. Festival alanında büyük sahne yanı sıra alternatif sahne,
alşveriş alanı, kamp alanı, otopark, lunapark gibi katılımcıların her türlü gereksinim ve eğlence ihtiyaçlarını
temin edebilecekleri yerler bulunmaktadır. Festivalin ana basın sponsorları Kanal D ve Dream TV olmuştur.
Coca-Cola ve pozitif organizasyon 05.02.2010 tarihinde yaptıkları açıklama ile Rock’n Coke festivalinin 2
yılda bir düzenleneceğini duyurmuşlardır.
MÜZİK FESTİVALLERİ
istanbul caz
festivali
8
Altın Koza Film Festivali
Türkiyede Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film
Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana
Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film
Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten
bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil,
ülkemizin en önemli kültür – sanat etkinliklerinden biri oldu.Şenlik, ilk kez
düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek
olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film
dallarında Altın Koza’yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz
Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahipolan ilk Altın Koza’lı sanatçılar oldu.
Ankara Uluslararası Film Festivali
Ankara Uluslararası Film Festivali, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı
tarafından Ankara’da düzenlenen ve bünyesinde ulusal belgesel film,
ulusal kısa film ve ulusal uzun film yarışmalarını barındıran etkinliktir.Şu
zamanakadar 22 defa sinema severleri selamlayan festival, 15-25 Mart 2012
tarihleri arasında 23’cüsüyle tekrar sinema severlerin karşısına çıkacak.
Antalya Altın Portakal Film Festivali
Avrupa ve Asya´nın en köklü film festivallerinden biri, ülkemizin ise en eski
ve uzun soluklu film festivalidir.1950´li yılların ortalarında, tarihi Aspendos
Tiyatrosu´nda düzenlenmeye başlayan konserler ve tiyatrolar, Antalya
Altın Portakal Film Festivali´nin temel taşını oluşturur. Halkın yoğun ilgi
gösterdiği ve her yıl yaz aylarında yapılan gösteriler gelenekselleşirAntalya
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr.Mustafa Akaydın, törende
yaptığı konuşmada, festivalin en çok önem verdiği bölümün ‘Halkın
Portakalı’olduğunu söyledi. Altın Portakal Film Festivali’ni sadece kırmızı halılarda sergilemek
istemediklerini vurgulayan Akaydın, “Amacımız festivali halkın sahiplendiği bir ürün haline
dönüştürmek” dedi. Halkın Portakalı Kısa Film Atölyesi’ne rekor bir katılımın gerçekleştiğini
belirten Akaydın, amatör gruplar arasından profesyoneller çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Bursa İpekyolu Film Festivali
Uluslararası Bursa İpekyolu Film Festivali, Bursa’da aralık ayında düzenlenen bir
film festivalidir. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilir.
İlki 13-17 Aralık 2006, ikincisi 7-13 Aralık 2007, üçüncüsü 28 Kasım–4
Aralık 2008 tarihlerinde düzenlenmiştir. Festival kapsamında Altın Karagöz
FilmYarışması adı altında ulusal-uluslararası yarışmalar düzenlenmektedir. Türk
gölge oyunu Karagöz’ün “düş perdesinin ilk kahramanı olduğu” düşüncesiyle fes-
tival kapsamında yapılan yarışmalara Altın Karagöz adı verilmiştir. Ödül olarak verilen
Karagöz heykelini sanatçı Gülşah Özbek tasarlamış, eserin konsept danışmanlığını Hayali Orhan
Kurt yapmıştır.
FİLM FESTİVALLERİ
9
Uluslararası
Ankara Tiyatro
Festivali
Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali her yıl
Kasım ayında Toplumsal Araştırmalar Kül-
tür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından
Ankara’da düzenlenen bir etkinliktir.1996
yılından beri yapılan festivali bugüne kadar
251.734 kişi izlemiş, 257 farklı grup katılmış,
493 oyun sergilenmiş, 43 atölye çalışması, 34
panel, 57 söyleşi gerçekleştirilmiştir. Belgesel
seyirlik film gösterileri, konser gibi etkinliklerin
de yer aldığı festival, sanat çevreleri tarafından
büyük ilgi görmektedir. Festivalin amacı,
çağdaş yaşamın bir gereği olan sanatı kitlelere
ulaştırmak, ulusal ve uluslararası özel ve amatör
tiyatro topluluklarını destekleyerek etkinliklerini
sürekli kılmak, uluslararası dayanışmaya ve
barışa sanat yolu ile katkıda bulunmaktır.
ODTÜ Tiyatro Şenliği
İlki 1960 yılında gerçekleştirilen ODTÜ Tiyatro Şenliği, 1989 yılına kadar“Amatör
Tiyatrolar Şenliği” olarak adlandırılıyordu. İlk yıl sergilenen oyun; İdam Mahkumu
(Hollwarthy Hall, Robert Middlemass) oldu. 12 Eylül Darbesi’ne kadar kesintisiz et-
kinlik gösterilen şenlik, 1980 yılında kapatıldıktan bir süre sonra, 1982’de iki oyunla
(Yunanlı Bir Kız Aranıyor - Friedrich Dürrenmatt ve Ay Masal Vay Masal - Ahmet
Önel) yeniden açıldı.Geleneksel etkinlik, 1989 yılında “Şenlik’89” adlı tiyatro
çalışmalarıyla birlikte “ODTÜ Üniversite Tiyatroları Şenliği” adı altında yeniden
canlandırıldı.
Uluslararası
İstanbul
Tiyatro Festivali
İstanbul’da yapılan bir tiyatro festivalidir. 1989’dan
bu yana İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından
düzenlenmektedir. 2001 yılına dek her yıl yapılan
festival, bu yıldan itibaren iki yılda bir düzenlenmeye
başlandı. Bünyesinde tiyatro oyunlarının yanında
atölye çalışmaları, seminerler, konferans ve sergilerin
de yer aldığı festivale, dünyanın çeşitli bölgelerinden
tiyatro toplulukları katılır. Festival kapsamındaki oyun-
lar şehrin açık ya da kapalı tiyatro mekanlarında veya
kimi zaman bir sokağında sergilenir. Festivalin amacı,
İstanbul Tiyatro Festivali, uluslararası toplulukları
Türkiye’ye taşımasının yanında, Türkiye’de etkinlik
gösteren kimi toplulukları uluslararası alanda tanıtmak
ve hatta uluslararası işbirliği projelerine kapı açmak
gibi bir işleve de sahiptir.
TİYATRO FESTİVALLERİ
10
Uluslararası Dans Eskişehir Festivali
Eskişehirde düzenlenen müzik, dans, tiyatro gibi çeşitli sanat dallarıyla çocuk etkinliklerine yer
veren festival.Kültür ve sanat etkinliklerinin ufuklarını genişleterek Anadolu’da yaygınlaşmasına katkıda
bulunmak ve Türkiye’nin üç büyük kenti dışına da yaygınlaşmasına öncülük ederken iyi bir örnek
oluşturmak, Eskişehir halkı ile buluşturmak ve çocuklar ile ilgili konuları da kapsama almak amacıyla
başlatılmıştır.Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfı tarafından başlatılan festival, her yıl ekim ya da
kasım ayında 9 gün süren etkinlikler içermektedir.
İstanbul Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans
Festivali 
İki 2007 yılında düzenlenen uluslararası bir dans ve müzik festivali. iDANS’ta, dans gösterilerinin yanı
sıra video çalışmaları, konserler ve enstalasyonlar ile ünlü dans yazarları ve akademisyenlerinkatıldığı kon-
feranslar da gerçekleştirilmektedir.
“Solo” temalı birinci iDANS festivali 20 Eylül - 20 Ekim 2007 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. Bu
festival, Türkiye, Fransa, Belçika,Pakistan, ABD, Portekiz, İsrail, Hollanda, Filistin, Almanya, Norveç, Lüb-
nan, Hırvatistan, Macaristan ve Tayland’dan gelen katılımcıların gösterilerini içerdi.
23 NisanDans Günleri
TÜBAK Bale Sanatını Kalkındırma Tanıtma ve Yayma Derneğince  Geçtiğimiz yıl Leyla Gencer Sahn-
esinde, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı Başkanlığı, Ankara Devlet
Opera ve Balesi Çocuk Balesi Başkanlığı, Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ankara da bulunan
15 özel bale okul ve kursları dansçılarının katılımıyla ilki gerçekleştirilen “23 Nisan Dans Günleri” nin II. si
yine bu yıl Dernek Yönetim Kurulumuzun almış olduğu karar gereği 19 Nisan 2009 günü gerçekleştiridi.
“Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültürdür” düşüncesi ile sanatın ulusal ve evrensel değerlerinden, yaratıcı
ve birleştirici özelliklerinden ülkemizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın yararlanmasını sağlamak, çocuklara
dansı sevdirmek adına etkinlikler yapıldı.
DANS FESTİVALLERİ
11
El Sanatları, insanoğlu var olduğundan beri
tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.
İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek,
korunmak amacıyla ilk örneklerini vermiştir. Daha
sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler
gösteren geleneksel el sanatları, ortaya çıktığı
toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini,
kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek
geleneksellik vasfı kazanmıştır.
Yıllardır, dededen toruna, babadan oğula geçen
sanatkarlık artık hiçbir sosyal güvencesi olmayan,
ürettiğini satamayan sanatkarı bezdirmiştir. Yakın
akrabalıkla birlikte sanatı yürütemeyen usta, işi
öğrenecek çırak bile bulamamaktadır.
Düne kadar hiçbir ticari kaygı taşımadan
biçimlendirilen el sanatlarımızın, gelişen
teknolojiye bağlı olarak devreye giren iletişim
araçlarıyla uluslararası tanıtımı ve pazarlanması
yapılmaya başlanmış, beğendirme, sipariş kaygısı
da gündeme gelmiştir.
Geleneksel el sanatlarımızda yaşanan sorunların
başında maddi sıkıntı gelmektedir. Ek bir iş,
gelir kaynağı olan el sanatı, Anadolu insanının
yaşamında büyük bir yer tutmaktadır. Sanayileşme
sürecinde birçok sanat yok olmaya yüz tutarken,
makineye karşı direnen, hiçbir sosyal güvencesi
olmayan birkaç sanatkar zamana karşı ayakta
durmaya çalışmaktadır.
Üretimde çekilen sıkıntı, üretilenden maddi
kazanç sağlayamamaktan dolayı çırak
bulunamayışı, gençlerin; getirişi, güvencesi
olmayan bu sanat dallarında zaman, emek
harcamak istemediklerinin göstergesidirBu ve
benzeri nedenlerden dolayı, günümüzde başta
endüstrileşme olmak üzere teknoloji hayranlığı,
değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı
olarak geleneksel yetenekler büyük bir hızla
körelmiş, ihmal edilen el sanatları zayıflamış,
gerilemiş, önemini kaybetmiş ve yok olma sınırına
dayanmıştır.
Türkiye’de geleneksel el sanatlarının üretimi
yoluyla geçimini sağlayan üretici/sanatkârın,
maddî yönden desteklenmesi, yapmış oldukları
çalışmaların devamını teşvik amacıyla 20-27
Haziran 2005 tarihleri arasında, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Araştırma Eğitim Genel Müdürlüğü ve
Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü
işbirliğinde İstanbul Sultanahmet Meydanında
“El Sanatları Festivali” düzenlenmiştir. Festivalde
ayrıca üretici/sanatkârlara ürün ve üretici tanıtım
kartı vererek manevi olarak desteklenmeleri
amaçlanmıştır. Festival 20 Haziran 2005 Pazartesi
günü saat 19.30’da Kültür ve Turizm Bakanı Sayın
Atilla KOÇ’un katılımıyla açılmıştır.
El Sanatları
Festivalleri
EL SANATLARI FESTİVALLERİ
12
FESTİVAL
FESTİVAL ÇEŞİTLERİ
Yerel
Malatya kayısı fest.
Bölgesel
Güneydoğu yemekleri fest.,
veya Balkan müziği festivali
Ulusal
Türkiye üniversitelerarası halk oyunları festivali
Uluslararası
Uluslar arası İstanbul film festivali
Geleneksel-tekrarlanan
27. geleneksel Kemalpaşa kiraz festivali
Tek bir alan/konu/sanat dalı ile ilgili festivaller
Rock ‘n Coke - rock müziği, Mengen Türk yemekleri
Festivaller, kişilerin eğlenmek, gösteri
izlemek, sanat faaliyetlerinden yararlanmak gibi
ihtiyaçlarından doğduğuna göre, doğmuş bir talep var
demektir.Bu talebi karşılamak üzere, çeşitli kişi veya
kuruluşların yeni hizmetler (konser vermek gibi)
veya mallar (resimler, heykeller gibi sanat eserleri)
üretmesi, veya önceden üretilmiş olanları festivalin
yapılacağı yere taşıması gerekir.
Bu ürün ve hizmetlerin alınması (tüketilmesi),
örneğin, yapılan yemeklerin yenmesi, sergilenen
tiyatro oyunlarının izlenmesi için, talep sahipleri
bir bedel öderler. Dolayısıyla, bu mal ve hizmetleri
satanlar para kazanırlar. “ Ayrıca, bir festivalin
düzenlenmesi için yapılan organizasyon faaliyetleri,
tanıtımı için yapılan reklamlar, yeni hizmetlerin
üretilmesinin gerektiği anlamına gelir. 
Hem gösteri sunacak, hem de bunları izleyecek
kişilerin festival yerine gelmesi için ulaşım hizmetleri,
konaklamaları için otel odalarının kiralanması,
örneğin, resimlerin sergilenmesi için galerilerin,
konserler için salonların düzenlenmesi gibi faaliyetler,
hepsi yeni hizmetlerin üretilmesi demektir.
FESTİVALLERİN
EKONOMİYE KATKISI
13
FESTİVAL
FESTİVALLERİN İŞLEVİ	
Festivaller hayatımızın büyük bir parçasını
oluşturuyorlar. Bu kutlamalar, yaşamımızda aile,
din, etnik yapı, politika, ekonomi gibi pek çok
yönü birleştiriyor.
Bu açıdan baktığımızda, festivallerin en büyük
işlevi, ekonomik açıdan bolluğun dağıtılması
diyebiliriz. Festival dönemlerinde artan yiyecek-
içecek ve kıyafet satışları, hediye pazarı, turizm
gelirleri ekonomiyi canlandırma açısından
büyük bir rol oynuyor. Hemen her yerde festival
ve tatiller, bir yandan da fazla para harcama
zamanları ve böylece bunlarla ilişkili ticari bir
ağ var. Diğer taraftan düşündüğümüz zaman ise,
festival zamanı çalışan kesimin tatil yapması,
ekonomiye zarar verir de diyebiliriz.
Festivaller politik açıdan da çeşitli işlevlere
sahip. Festival zamanlarında politikacıların tebrik
kartları göndermesi veya konuşma yapması,
seçmen kitlelerini artırmaya yönelik çalışmalar.
Festivaller uzun zamanlardan beri politik amaçlar
için kullanılmışlar. Yüzyıllardan beri çeşitli
ülkelerde kurucu doğum günleri kutlanmış; bu
uygulamalar vatanseverliği sağlamak, demokratik
yaşam tarzına düşkünlüğün derin duygularını
meydana getirmek için modern ülkelere
uyarlanmış.Festivallerin ayrıca bir takım sosyal
işlevleri de var. Genel katılımın olduğu festivaller,
topluluk üyelerinin bir araya gelmesine de vesile
oluyor.
14
BELEDİYELER
Uluslararası Eskişehir Film Festivali
Anadolu Üniversitesi Sinema Kültürünü Geliştirme Birimi
tarafından düzenlenen, Türkiye’de ‘’üniversite ‘’kimliği
taşıyan uluslararası uzun metrajlı tek film festivali olan
Eskişehir Film Festivali, 14. yılında büyük bir heyecan ve
coşku ile hazırladığı programı seyircilerine sunuyor…
Anadolu Üniversitesi 14. Uluslararası Eskişehir Film Festivali
kapsamında gösterilecek 48 uzun metraj ve 35 kısa film ile
Eskişehir yine sinemaya doyacak. 13 yıl önce büyük bir
heyecanla “sinema günleri” olarak başlayan etkinlik, Anadolu
Üniversitesi’nin sınırlarını aşıp tüm Eskişehir’in heyecanla
beklediği, kent dışından da sinema meraklılarını çeken bir film
festivaline dönüştü. Katılan yönetmen ve oyuncuların, seyirci
ile buluşmanın başka yerde böyle sıcak ve keyifli olmadığını
dile getirdikleri, sinemayı gerçek bir şenliğe dönüştüren
Eskişehir Film Festivali kent dışından da sinema meraklılarını
her yıl Mayıs ayının ilk haftasında Eskişehir’e çekmeye
devam ediyor.
Eskişehir:
Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan aynı adlı
ilin merkezidir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir,
içerisinde Osmangazi Üniversitesi veAnadolu Üniversitesi’nin
bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.
2011 yılının verilerine göre şehir merkezinin toplam
nüfusu 648.396’dır.wMet helvası, Nuga helva, Haşhaşlı
çörek, Kalabak suyu, Çibörek ve Lületaşı ile meşhurdur.
İşlenebilir lületaşı, Türkiye’de yalnız Eskişehir’de çıkarıldığı
için Eskişehir taşı olarak bilinir.Türkiye’de Eskişehir
ve Sivrihisar dolaylarında yetişen bir çoban köpeği
olan akbaş da şehre ait önemli değerlerdendir.Sanat kurumları
ve tesisleri ile kültür ve sanatda gelişmiş bir şehirdir.
Anadolu Üniversitesi ve büyükşehir belediyesi bünyesinde
iki adet senfoni orkestrasıbulunmaktadır. Ayrıca her yıl
düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali ile şehirde müzik,
tiyatro, resim ve sinema gibi dallarında sergiler ve gösteriler
yapılmaktadır.
15
BELEDİYELER
Uluslararası Bursa Karagöz Gölge ve Kukla Oyunları Festivali
Tarihi:2 yılda bir Kasım - Aralık
Niteliği: Uluslararası
Kaç Yılından Beri Düzenlendiği: 1993
Düzenleyen Kuruluş: UNİMA (Uluslararası Kukla Oyunları Birliği) Türkiye Merkezi sanatsal danışmanlığında
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı
Katılımcılar:Ortalama 5 konuk ülke, 5 yerli topluluk, yerli ve yabancı gözlemciler
Etkinliğin Konusu:Kukla ve gölge Tiyatrosu
Etkinliğin Amacı: Karagöz ve Hacivat efsanesinin ve Türk Gölge Oyunu geleneğini başlatan kentimizde, kent
halkına farklı ulusal gölge oyunu gelenek ve tiplemelerini tanıma olanağı sunmak, bu değerleri Bursa’nın geleneksel
gölge oyunu potası içinde kaynaştırarak, kentimizi dünyanın geleneksel tiyatro ve gölge oyunu merkezlerinden biri
olarak lanse etmek... Özellikle son yıllarda komşu ülkelerce sahiplenilmeye çalışılan Karagöz ve Hacivat tiplemeleri
ile geleneksel gölge oyunumuzu yeniden sahiplenmek ve bu alanda uluslar arası platformlarda ortaya çıkan çelişki
ve yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek... Gölge oyununun unutulmasını önlemek, uluslararası platformlarda
yeniden gündeme getirmek... Farklı ulusların Gölge Oyunu ve Geleneksel Tiyatro örneklerini bir araya getirerek
kaynaştırabilmek, ortak noktaların tespiti ile evrensel barış ülküsü çerçevesinde ortaya koymak ve bu yolla dünya
barışına katkıda bulunmak.
Gerçekleştirilen Aktiviteler:Katılımcı topluluklarca oyunlarının sergilenmesi, izleyicilere yönelik farklı konularda
çalışma grupları oluşturarak seminer ve tartışma programları
Kısa Tarihçe Ve Uygulama: Uluslararası Bursa Karagöz Festivali, Bursa Kökenli Karagöz ve Hacivat tiplemeleri ile
ulusal kimlik kazanan; Anadolu köy seyirlik geleneğinde ve Türk Tiyatro tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahip olan gölge
oyunu geleneğini canlandırabilmek ve geliştirebilmek amacıyla, ilk kez 1993 yılında gerçekleştirildi.
16
FESTİVALDEYDİK
17
FESTİVALDEYDİK
18
ÜLKE FESTİVALLERİ
Dünyanın En İlginç
Festivalleri
Kafası olmadığı halde 18 ay boyunca
yaşamaya devam eden horozlar, kötü
ruhlardan korumak için bebeklerin üzerinden
atlayan adamlar.
Hristiyanlar Endülüs Emevileri’ne
karşı (Valenciya; İspanya) 
Geleneksel bir festival olan bu organizasyon üç gün
sürüyor. Alcoy Dağı’nda gerçekleştirilen festivalde
katılımcılar savaş kıyafetleri giyerek savaş anını
canlandırıyor. 
Ivrea Orange: Portakal Fırlatma Festivali
(Turin; İtalya) 
Bir Ortaçağ hikayesine dayanan bu festivalde katılımcılar
Ortaçağ kıyafetleri giyip sadece portakallarla zırhlanarak
antik bir savaşı canlandırıyor.İtalya’nın Ivrea kasabasında
her yıl şubat ayından düzenlenen Portakal Festivali’nde
katılımcılar tonlarca portakalı birbirine fırlatıyor.
Argungu Balık Tutma Festivali (Nijerya)
Nijeryanın en önemli etkinliklerinden olan Arangungu Festivali
her yıl Nijeryanın kuzey doğusundaki Kebbide düzenleniyor.
En büyük balığı yakalayanın ödülü 7 bin 500 dolar. 
19
ÜLKE FESTİVALLERİ
Rapa das Bestas: At Güreşi Festivali
(İspanya) 
İspanya'nın Galicia bölgesinde yapılan festivalin kökeni aslında
Bronz Çağı'na dayanıyor. Geniş bir arenada erkek güreşçiler atlarla
güreşiyor. Vahşi atların makasla yelesini ve kuyruğunu kesmeye
çalışan güreşçiler atlarla çarpışıyor. Tek amacı güç gösterisinde
bulunmak. 
Boryeong Festivali: Çamur Festivali
(Boryeong; Kuzey Kore) 
Güney Kore’nin Boryeong kentinde düzenlenen Gele-
neksel Çamur Festivali milyonlarca ziyaretçinin ilgisini
çekiyor. Festival yaz aylarında gerçekleştiriliyor. Her yıl
ortalama 1.5 milyon ziyaretçi çekiyor.
Naki Sumo: Ağlayan Bebek Festi-
vali (Tokyo; Japonya) 
Hiçbir anne çocuğunun ağlamasını istemez ama
Naki Sumo Ağlayan Bebek Festivali'nde anneler
bebeklerinin ağlaması için ellerinden geleni yapıyor.
Tokyo'da her yıl düzenlenen bu organizasyon 400
yıllık bir gelenek. Bu yıl festivale 80 bebek katıldı. 
Cheung Chau Bun Festivali: Plastik
Kutulara Tırmanma Festivali
(Hong Kong) 
Hong Kong’un en meşhur festivallerinden biri. Her yıl
binlerce turist çeken bu festivalde yarışmacılar binlerce
yuvarlak plastik maddeden oluşturulan dev bir direğe
tırmanıyor.
20
CAZ
CAZİLK kez  ABD’de, 1900’lerin başında
gelişmeye başlamış bir müzik türüdür. Caz
müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu
ritim, atışma, ve doğaçlamatekniklerini kullanır;
Afrikalı-Amerikalı ve Batı müziği tekniklerinin
harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile
tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band’in
ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur.
Caz yalnızca geçmişte değil, bugün dahi en çok
sevilen ve popülaritesi gün geçtikçe artan müzik
türlerinden biridir.
Cazın kökeni 
Eski Afrika  ruhani törenler, blues ve ragtime
ve batı dünyası geleneklerinden - Avrupa ordu
bandoları- gelir. 19. yüzyıl’ın başında
oluşmasından sonra caz stilleri yayılmaya,
müzik akımlarını etkilemeye başlamıştır. Caz
kelimesinin kökeninin o dönemin argosundan
geldiği düşünülmektedir. Önerilen anlamlar
enerjik, ruhani ve titreşimlidir.
Cazın ilk yıllarında en çok beslendiği akım
blues’dur. Blues, Amerika’ya gelen köle
Afrikalıların halk müziğidir. Caz da Afrika’daki
geleneksel müzikten kaynaklanmıştır. Bu
nedenle caz, pek çok caz müzisyeni için Güney
Afrikalıların icat ettiği bir müziktir.
Caz müziği 1880′lerde New Orleans’ta gelişmeye
başladı ve 1920′lerin başında New York, Los
Angles ve Chicago’da yapılan kayıtlarla son
şeklini aldı.Ordu bandolarının müzik aletleri
caz müziğinin en önemli enstrumanları olmaya
başlamıştır: nefesliler, üflemeliler ve vurmalı
gitarlar. Geneli alaylı olan zenci müzisyenler,
kendi ufak gruplarını kurmaya başlamış, gezici
olan ve cenazelerde çalan bu gruplar, müziğin kısa
sürede çok sayıda kişiye ulaşmasını sağlamıştır.
Savaş sonrasında açılan siyahlara özel okullar
ve sivil topluluklar daha fazla eğitimli müzisyen
yetişmesine olanak sağlamıştır. Lorenzo
Tio ve Scott Crabbe klasik Avrupa müzik
eğitiminden geçen ilk caz müzisyenlerindendir.
Eğitilmiş yetenekler, ürettiklerinin daha uzun
ömürlü olmalarını sağlamış ve doğaçlama
müziklerine katkıda bulunmuştur.
Cazın gelişimi
1. Ragtime: Bunun başlangıcı, zencilerin, çeşitli
törenlerde söyledikleri eski şarkılardır. Parçayı,
ritmik bir şekilde ayrı ayrı ve bir çok sesin
meydana getirdiği ses dizisi takip eder. Cazın
1917 yılına kadar sürmüş olan bu devresinde
yetişen musikişinasların en ünlüsü Jelly Roll
Morton’dır. Bu devrede çalınan parçalardan
günümüze tek bir plâk bile kalmamıştır.
2. Blues: Amerikalı zencilerin çalışma sırasında
söyledikleri halk şarkılarından oluşan blues,
cazı meydana getiren en önemli unsurdur. İfade
muhtevası bakımından zencilerin iç sıkıntısını,
hüznünü ifade eder.
3. Hot Caz: Cazın perdeye ve sahneye
geçmesinden sonra gelişen melodilerle meydana
gelmiştir. Bu gelişmede herkes kendi stilinde bir
solo yapar.
4. Cuse: Hot Caz’ın devamı ve daha
olgunlaşmışıdır. Bu gelişimle cazın karakteri
kesin olarak belli olmuş, caz bütün yönleriyle
olgunlaşmış ve tamamlanmış bir müzik haline
gelmiştir.
21
BLUES
Blues
Blues, 400 yıllık geçmişi olan ve temeli  Afrika’ya dayanan, bir  müzik  türüdür. Kökleri
Afrika’da bulunan blues, 17. yüzyıldan itibaren Afrika’dan getirilen kölelerin tarlalarda
çalışırken söyledikleri hüznü, umudu, özgürlüğü ve derin acıyı anlatan şarkılardan doğmuştur.
Blues, 1865 yılından itibaren köleliğin kaldırılmasıyla birlikte Amerikan toplumu içinde
yayılmaya başlar ve buradan da zaman içerisinde tüm dünyaya yayılır. 1910’lu yıllardan itibaren
ise blues, Amerika’da bir çok şehre yayılır. Bu şehirlerdeki kültürle ve müzikle harmanlanır
ve yeni Blues türleri ortaya çıkar, bunlardan bazıları  Delta Blues,  Memphis Blues,  Texas
Blues’dur. 1930’lu yıllara gelindiğinde Blues, Caz müzik ile harmanlanarak Robert Johnson,
Big Bill Broonzy, Sonny Boy Williamson, Lonnie Johnson ve Tampa Red idi.
Blues, özünde en çok ritim özellikleriyle dikkat çekmektedir. Ancak günümüzde icra edilmekte
olan Electric Blues yüksek enstrüman hakimiyeti ve güçlü ritim kabiliyetiyle birlikte iyi bir
armoni bilgisini de gerektirmektedir. Zira Modern Blues, Afrika kökenlerinin yanında çok
yüklü bir etkileşime uğramış ve pek çok müzikten kalıntılar barındırır hale gelmistir
22
FESTİVAL ETKİNLİKLERİ
Festivaller, özellikle yazının konusu olan,
konaklamalı festivaller bünyeyi fena halde yoran,
fakat tüm senenin en güzel anlarını yaşatan bir
oluşumdur. Festival alanına girdiğiniz ilk andan
itibaren bambaşka bir dünya ile karşılaşırsınız.
Sizin gibi müzik dinleyen, size benzer bir yaşam
tarzı olan insanlarla aynı ortamda bulunacaksınızdır
birkaç gün. Festival bilekliğini takıp kamp alanına
doğru yürümeye başlamışsınızdır sırtınızdaki ağır
çantayla. Kamp alanında, zemini çok engebeli ve
sert olmayan bir yer bulup arkadaşlarınızla yan
yana çadırınızı kurarsınız ve çadırın içini, eviniz
gibi düzenledikten sonra, eşyalarınızı bırakıp, fes-
tivalin henüz müziğin başlamadığı keşif bölümüne
girersiniz.
Keşif bölümü;
Festivallerde sabahın beşine kadar müziğin
bitmediğini varsayarsak, uyumadığınız zaman
süresince müziğin olmadığı tek saatlerdir. Festi-
val alanını baştan başa dolanmaya başlarsınız; ve
sahneleri, yeme içme yerlerini, standların olduğu
bölümleri ve aktivite bölümlerini gezersiniz. İlk
günün gecesi olan bu saatlerde bir iki isim sahne
alacağından ve sonraki günün asıl başlangıç günü
olmasından dolayı, etrafta bir koşuşturmaca vardır.
Son hazırlıklar yapılmaktadır. İlk performansı izle-
dikten sonra ise o gece pek uyku uyuyasınız yoktur
ve çadır etrafında takılarak saatlerin geçmesini
beklersiniz.
İlk sabah;
Uyandığınızda nefes alıp vermekte zorlandığınız
ve feci biçimde terden sırılsıklam olduğunuz ve
5-6 saniye içerisinde kafanızı çadırdan dışarı
çıkardığınız anın başlangıcıdır ilk sabah. Güneşin
doğmasıyla birlikte çadırın havasız ve çok sıcak
olması, o saatten sonra hala uyumayı başarabilene
“bravo” denilmesine yol açar. Temizlik malzemel-
erinizi yanınıza alıp güzel bir güne merhaba dersin-
iz ayna karşısında. Konserlerin başlamasına çok za-
man vardır, o zamana kadar bir yandan kahvaltınızı
ederken, diğer yandan elinizdeki festival programı
kitapçığından izleyeceğiniz konserlerin saatlerine
göz gezdirirsiniz. Konserler başlayana kadar ise
gölge bir yer bulup, bir şeyler okursunuz veya
çeşitli standlarda takılıp, aktivitelerle oyalanırsınız.
Festivalin yapıldığı yer deniz kenarı ise sıcak
havayı deniz eğlencesiyle yenersiniz.
Konser vakti;
Zamanı gelmiştir artık, sahneden festivalin amacı
olan müzik sesi duyulmaktadır. Tüm gün de-
vam edip sabaha karşı bitecek olan yoğun tempo
başlamıştır. O konser senin, bu konser benim; o
sahne senin bu sahne benim derken akşam saatleri
yaklaşmıştır ve yavaş yavaş alkole de davranırsınız.
Günün en eğlenceli saati ise şüphesiz performansını
uzun süredir beklediğiniz favori gruplarınızın sahn-
ede belirmesidir. Sahnede en önlere gidebilmek için
bir yılan gibi kıvrak hareketlerle ilerleyip mümkün
olduğunca az küfür yemelisiniz.
Festivaller
Nasıl
Geçer?
23
FESTİVAL ETKİNLİKLERİ
İkinci gün;
Bir önceki güne göre daha geç kalkmasını öğrenmişsinizdir artık. Festival ortamına iyice alışmış, o
günün programını kafanızda oluşturmuşsunuzdur. Önceki günün yorgunluğunu eğlenceli aktivitelerle
ve festival hatırası babında alışveriş yaparak atarsınız. İlk günkü gibi yine festival programına göz
gezdirip, izleyeceğiniz konserin yanına bir tik koyar ve aralardaki boşluklarda kendinizi dinlenmeye verir,
arkadaşlarınızla güzel anlarınızı paylaşırsınız.
Festivalden ayrılış;
Evet tüm yıl boyunca heyecanla beklediğiniz bir festival daha son bulmuştur. Çadırınızı ve çantanızı
toplayıp, birkaç harika gün geçirdiğiniz o festival alanına bakıp, seneye görüşürüz dersiniz içinizde büyük
bir buruklukla. Artık bitmiştir, normal hayata alışma süreci ise sancılı başlayacaktır.
FESTİVALE NELER GÖTÜRÜLÜR, FESTİVALLERDE NASIL
HAYATTA KALINIR
Şahsen benim için olmazsa olmaz listemin başında battal boy kloroplast çöp torbası gelir. Her şey den
önce eğer büyük boy bir dağcı çantanız yoksa battaniye, uyku tulumu taşımak için en iyi malzemedir.
Eğer geçtiğimiz senelerde Rock’n Coke’ ta vuku bulan, yurtdışındaki festivallerin ise olmazsa olmazı olan
yağmur-fırtına durumları oluşursa, sizi hem yağmurdan hem de ayakkabınızın çamur içinde yüzmesinden
korur. İkinci sırada ise kamp alanında ve çadırın içerisinde işinize yaraması muhtemel el feneri almanız
sizin yararınızadır. Her festivalden önce internet sitelerinde yazılı olan mat, uyku tulumu, battaniye gibi
sizi soğuktan koruyacak şeylerin yanı sıra kalın kıyafetlerinizi de mutlaka getirmelisiniz. Gündüz güneşten
korunmak için ise güneş gözlüğü, şapka ve güneş kremi, festival alanı deniz kenarında ise bikini, şort ve
plaj havlunuzu da mutlaka yanınızda olmalı.Festivalde hayatta kalmak için ilk şart tabi ki organizasyon
ekibinin her koşula ve duruma hazırlıklı, bilgili kişiler olmasıdır. Her an bir sağlık problemine karşı 24 saat
hizmet verebilen bir sağlık merkezi ve ambulans her daim hazır bulunmalıdır. Ondan sonra kişi olarak,
ilk yapmamız gereken, gündüzleri güneşten; geceleri ise soğuktan korunmaktır. Unutmayın ilk gece
soğuktan, ikinci gece ise sıcaktan uyuyama ihtimaliniz benim bu cümleyi gece yarısından sonra bilimum
tv kanallarında boy gösteren eğitici yayınlardan daha sıkıcı bir şekilde bitirme ihtimalimden yüksektir.
Kendinizi fazla yormamalı, boş olduğunuzu düşündüğünüz tüm ufak aralıklarda dinlenmelisinizdir.
Herkese iyi festivaller.
24
SÖYLEŞİ
Anadolu Rock, Avrupa’da dikkat çekme
arayışımızın sonucunda ortaya çıktı
Moğollar’ın kurucularından, besteci,
gitarcı Cahit Berkay, Cem Karaca’nın
yol arkadaşlarıyla bir araya geldi,
Karadeniz’den Ege’ye Anadolu ezgilerini
rock yaklaşımıyla ele aldığı yeni bir albüm
kaydetti. Zan Üçlüsü’yle hazırladığı
“Toprak”ta, Berkay’a birer parçada
klarnetiyle Hüsnü Şenlendirici, tulumuyla
Mahmut Turan katıldı. Albüm, 2007
Nisanı’nda, “42’nci Sanat Yılı” logosuyla
satışa sunuldu.
CAHİT BERKAY
1960’ların ortalarında müziğe
başladığınızda kulağınızda
Muzaffer Sarısözen’in Ankara
Radyosu programlarında çaldığı
halk ezgileri vardı, Türkiye’nin
starları sanat müziği solistleri ve
aranjman söyleyen popçulardı.
Dünya Beatles dinliyordu.
Anadolu rock ilhamı nereden
geldi?
-1968’de Moğollar’ı
kurduğumuzda hayalimiz
yurtdışına gidip meşhur olmaktı.
Taklit müzik yapıyorduk,
plak firmalarının kapısı bizim
gibilerle doluydu. Kuyruğa
girip, umutsuzca keşfedilmeyi
bekleyecektik. Çözüm,
kendi müziğimizi bulmaktı.
Üstelik farklılık yaratıp dikkat
çekmeliydik. Batı enstrümanlarına
Anadolu’dan yaylı tambur, kabak
kemani, bağlama, asma davul,
darbukayı ekledik. O yıllarda
TRT’de yaylı tambur, darbuka
yasaktı. Kabak kemani çok az
tanınıyordu. Bu ses harmanıyla
Fransa’ya gittiğimizde, ilk
kapısını çaldığımız firmadan plak
teklifi aldık. CBS, Pate Marconi,
Philips arasından CBS’i seçtik.
“Behind The Dark” adlı 45’lik
yayımlandı. Guild Int.’den çıkan
“Anadolu Ritmleri” albümü
1971’de etnik müzik dalında
Charles Cros Akademisi Büyük
Ödülü’nü aldı. Aynı ödülü pop
dalında 1969’da Jimi Hendrix,
1970’de Pink Floyd almıştı.
Anadolu pop ismini de o günlerde
Taner Öngür koydu.
Alkış yerine konser salonuna
bomba attılar
fakat şan şöhret, para umudu
hayal kırıklığına dönüşmüş,
Murat Ses’i Avrupa’da
bırakıp geri dönmek zorunda
kalmıştınız. Neydi bunun
nedeni?
-Eksiğimiz solistti. Enstrümantal
müziğin şansı yoktu. 1971’de
Türkiye’ye dönüp solist aradık.
Barış Manço, Ersen’le denedik.
Bu arada Barış Manço’yla
Kütahya’daki konserimizde,
“Anneniz yerine, babanıza
benzeyin” deyip, bomba attılar.
Fransa’ya döndük. Barış Manço
zirvedeydi, riske girip Fransa’ya
gelmeye çekindi. Biz de bir süre
sonra Türkiye’ye döndük. Engin
yurtdışında kaldı. Murat Ses ise
evlenince gruptan koptu. Solist
arayışı nedeniyle Cem Karaca’yla
çalışmaya başladık. “Namus
Belası” çok ünlü oldu. Fakat solist
sorununu çözemediğimiz için
Moğollar 1976’da dağıldı. 1993’te
bu müziği unutmayanlar 4 bin
imza toplayınca, yine bir araya
geldik.
Barış Manço, Ersen, Erkin
Koray gibi isimlerle yola
çıktığınız halde sonraki yıllarda
onların müzik yaklaşımından
özenle uzak durdunuz. Bu tercih
ne kazandırdı, ne kaybettirdi?
- 1974’ten itibaren film müzikleri
yaptım. 1993’te Moğollar’ı
tekrar kurduğumuzda dünya
da değişmişti biz de. Ailemiz,
çocuklarımız vardı, sosyal
sorumluluğumuzu kavramıştık.
Tepki göstermemiz gereken
konular vardı. Sivas’ta yakılan
aydınlara sahip çıkmalıydık.
Erozyonu dert edinmiştik.
Siyanürlü altıncılara, Türkiye’nin
muhafazakarlaşmasına tepki
vermeliydik. Eğlendirme çabası
yerine, muhalif müziği seçtik.
Tiraj, rating kaygısı olmadan
müzik yaptık. Bizi bu mutlu etti.
Müzikseverler bize sahip çıktı.
Bugün Moğollar bu sayede saygı
duyulan bir topluluk.
25
NOTAKULLANMIYORUM!
Solfej bilmeden müziğe
başlamıştınız. Sonraki yılların
yoğun çalışma temposu içinde
bu eksiği kapatıp, teorik
bilginizi artıracak fırsat
bulabildiniz mi?
- Sonraki yıllarda öğrendim ama
nota kullanmıyorum. Evde beste
taslaklarımı kaydederim. Nota
çıkışını bilgisayardan almak
yerine, demolarla çalışırım. Film
müziklerinin düzenlemesinde
Uğur Dikmen’le çalıştık. Grupta
ise klavyeci arkadaşlarım üstlendi.
Ben de aktif olarak katıldım.
Büyük kentlerde alternatif
müziklerin çalındığı kafe,
kulüpler var. Yetenekli gençlerin
keşfedildiği internet müzik
paylaşım siteleri, You Tube
ücretsiz. Bunlar çözüm olamaz
mı?
- Hepsini kullanmaya çalışıyorum.
Yine de muhalefetimi yüksek
sesle yapabilmek istiyorum.
Örneğin poptaki kalitesizlik
fena halde rahatsız ediyor. Pop
müziğini dünyada yeniyetmeler
dinler. Türkiye’de 40-50
yaşındakiler popla göbek atıyor.
Sanılmasın ki pop müziğine
külliyen karşıyım. Örneğin,
Kenan Doğulu’nun müziğinin
altyapısı çok özenli. Bir şarkıcı
çıkıyor “O şimdi asker, canı
neler ister” diyor şarkısında.
Doğru, askerde insanın canı neler
ister. Beni rahatsız eden sunilik,
sahtelik. 18 yaşındaki
tecrübesiz gencin kötü bestesine
tepki göstermem, sert eleştiri
onu küstürebilir. Ama bu işin
ustası tiraj uğruna kötü Türkçe ile
kötü müzik yaparsa buna sessiz
kalamam.
Vikipedi’deki biyografinize 40
yılın toplam bilançosu olarak
150 film müziği, 56 dizi müziği
yazılmış. Şu anda yekün nedir?
- 170’in üzerinde film müziği
yaptım. Bir kısmı ayrıca 50
filmde daha kullanıldı. 88 dizi,
yaklaşık 15 belgesel, 40 reklam
müziği besteledim. Moğollar için
yazdıklarımdan 6 albüm yaptık.
Moğollar tecrübesi
müziğinize ne
kazandırdı, zaman
zaman engellendiğinizi,
sınırlandığınızı
hissettiniz mi?
- Çalışma disiplini
kazandım. Birlikte
üretme, kazancını
paylaşmanın
mutluluğunu yaşadık.
Moğollar olmasaydı
politik yaklaşımım bu
kadar belirgin olmazdı.
En genç üyemiz Serhat, bugünün
sesini, gruplarını tanımamda çok
yardımcı oldu. Zaten tek başına
çalışmazdım, mutlaka bir grup
olurdu.
Film müzikleri ne kazandırdı,
ne kaybettirdi?
- Görüntünün sesle ifadesi düş
gücünü zorlayan, kışkırtan bir
çalışma. İyi müzikçi olmak
yetmez, görüntüdeki duyguyu
yakalayıp sese çevirmeyi
başarmak lazım. New York’da
geçen filme davul zurna,
Konya’dakine tango yazılmaz.
Yılların tecrübesi düş gücümü çok
geliştirdi. Bir temaya, 10 dakikada
derli toplu taslak sunacak kadar
ustalaştım.
Moğollar üyeleri havlu mu attı,
neden Toprak albümünü Zan
grubuyla yaptınız?
- Moğollar çalışmalarını
sürdürüyor. Arkadaşımız Engin’in
rahatsızlığı nedeniyle bir süre
ara vermiştik. Şimdi yeni albüme
hazırlanıyoruz. Serhat’ın açtığı
stüdyoda önümüzdeki günlerde
kayda gireceğiz. - Karadeniz
ezgileriyle başladık albüme.
İçimizden geldiği gibi, 1970’lerin
rock duygusuyla çaldık.
Anadolu Rock’ın ne olduğunu
merak edenlere hitap edecek,
enstrümantal bir albüm çıktı
ortaya.
26
NOSTALJİK
OSMANLI’DA
KUMPANYA
Özellikle Ramazan günlerinde, Osmanlı’nın son
dönemlerinde (1800’lü yılların sonları) , İstanbul
şehri halkının tek eğlence ve vakit geçirme yeri
var. Direklerarası! Pek tabiki daha sonra da
Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul eğlence
hayatında ikinci önemli merkez Beyoğlu oluyor.
Bunun hikayesini anlatacağım. Ama önce eğlence
kültürümüzde, özellikle Ramazan eğlencelerinde
önemli bir yer edinmiş olan Direklerarası’ndan bir
bahsedelim.Bugün Ramazan deyince, her kuşaktan
insanın aklına farklı şeyler gelir. Benim aklıma
Ramazan ile ilgili çok güzel anılar, heyecanlı
sahur ve iftar vakitleri, kalabalık bir şekilde,
semt camilerinin tavaf edildiği teravih namazları,
yetmişli yıllardan sonra tek kanallı televizyonlarda
gösterilen Karagöz, Kanto ve meddah oyunları..
Ama bugünün genç kuşağı için hiçbir şey ifade
etmeyen, kültürümüze ve literatürmüze giren
“Direklerarası” sözcüğü de, üç - dört kuşak
öncenin İstanbullularında, çok sıcak duygular
yaşatan bir yerin ve eğlence hayatının ismidir..
Yazılı belgelerde, Direklerarası, çoğu insanın
katılmasa da, “İstanbul’da modern tiyatronun
kuruluş ve gelişmesinde çok önemli bir
yere sahiptir,” diye belirtilir. Anlatılanlar ve
tarihçilerin belgelemelerine göre de, bu doğrudur.
Belirttiğimiz gibi, birkaç kuşak geriye gidersek,
Direklerarası’nın bir “eğlence merkezi”, özellikle
de Ramazan eğlencelerinin merkezi olduğunu
görürüz.
Evet, fazla değil, yalnızca 100 yıl öncesinde dahi,
İstanbullular, en çok Ramazan’da eğlenirlerdi.
İstanbul halkının eğlenmesi, hoşça vakit geçirmesi için, Saraçhane, Vezneciler, Şehzadebaşı
civarını kapsayan bölge tiyatroları, musiki fasılları, meddah, Karagöz oyunları, sinemalarıyla orta
sınıfın gözde eğlence mekânı olmuş. Bu zamanlar halk için Ramazan ayı direkler arası eğlenceleri
demektir. Direklerarsı eğlenceleri, eski İstanbul’un eğlence hayatının kaynaştığı en canlı ve
hareketli yer olmuş, Meddah, hokkabaz, kanto, tüluat tiyatrosu, göz boyamacılar (sihirbazlar), halka
oynatıcılar, Karagöz, cambazlar, ateş yutan adamlar, dev adamlar, ve musiki fasılları demektir.
Ramazan günlerinde, erkeklerin teravih namazından sonra, çoluk çocuk soluğu direklerarasında
almaları, bu eğlenceleri ne kadar fazla önemsediklerini gösteriyor. İlk zamanlar, musiki fasılları
ve belki de yalnızca yabancı sanatcıların sundukları Kanto gösterileri varken, Onsekizinci yılın
sonlarına doğru tiyatro gösterileri daha ağırlık kazanmış.
27
NOSTALJİK
Osmanlı Dram Kumpanyası, Mınakyan
Tiyatrosu olarak da bilinen, Mardiros
Mınakyan’ın kurduğu ve yönettiği tiyatro
topluluğudur. Kumpanya, Türk Tiyatrosu’nun
gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Güllü Agop’un Gedikpaşa
Tiyatrosu’nu bırakmasından (1880) sonra
aynı yerde 1884’te (bazı araştırmacılara göre
1882’de) kuruldu. Bu tiyatro yıkılınca kumpanya
Şehzadebaşı’na taşındı.
Dönemin en nitelikli tiyatro topluluğu
olarak nitelendirilebilecek Osmanlı Dram
Kumpanyası 1908’e değin etkinliğini sürdürdü
ve Güllü Agop’tan devraldığı batı tarzı tiyatro
anlayışını Darülbedayi’ye (sonradan İstanbul
Şehir Tiyatrosu) devretti. Aynı dönemdeki tiyatro
toplulukları tuluata dayanır ya da kadrolarında
kantocular bulundururken, Osmanlı Dram
Kumpanyası ağır başlı oyunlar sergiliyordu.
Osmanlı Dram Kumpanyası’nın oyunları
profesyonelce yürütülen uzun ve disiplinli
provalarla hazırlanıyordu. Bu yerleşik kadrolu
ciddi çalışmalar, 1908 sonrası özgürlük ortamında
ortaya çıkan yeni tiyatrocu kuşağını yoğun
biçimde etkiledi.
Kadrosunda Mınakyan ve Ahmed
Fehim dışında Kınar, Siranuş, Eliza
Binemeciyan gibi kadın oyuncularla Ahmet
Necip, H. Aleksanyan, Rupen Binemeciyan,
Hekimyan, Hulusi, Matosyan, Sancakçıyan,
Şahinyan, Vahram Papazyan gibi erkek oyuncular
uzun süre topluluğun yerleşik kadrosunu
oluşturmuşlardı. Bu oyuncuların dışında çok
sayıda oyuncu da sahneye çıkmıştı.Kuruluşundan
1908’e değin 150 dolayında oyun sahneleyen
topluluk 1893-95 yıllarında Ermenice oyunlar da
oynamıştır.
__________________
OSMANLIDA KUMPANYA
28
Festivalin 2. günü gelip çattı ve Brutal death metalin
en saygın grubu olan GORGUTS sahnede hazırlanmaya
başladı. Ukrayna'da bir klasik olan siski show ile seyirci en
güzel göğüslü kızı seçerken Luc Lemay gayet ciddi bir şekilde
akord yapmaya devam etti:) Ardından From Wisdom to Hate
ve daha nice klasik parçalarla seyirciyi kendinden geçiren
Gorguts alçakgönüllü tavırları ile death metal dersini
tamamladığını dakikalarda yokolmanın eşiğindeydik.
Yaralarımızı sarıp sahilde bitip tükenmeyen eğlenceye dogru
yöneldik... Kelimelerle anlatılmayacak bir haftasonu Ukrayna
dinleyicisinin misafirperverliği ve dostluğu ile hayatımın en
güzel tatillerinden birine dönüşmekle birlikte 3 gün boyunca
izlediğimiz gruplarda oldukça tatmin ediciydi. Grup konser
sonrası diğer büyük gruplar gibi kulise çekilmektense
seyircinin arasına karışarak herkez gibi eğlendi.
Samimiyetleri takdir edilesi Gorguts!..
29
30
GELECEK FESTİVALLER
KASIM AYI FESTİVALLERİ
	
Akçakoca 17. Bilgi Festivali :2012(09 Kasım 2012 - 09 Kasım 2012)Türkiye» Düzce
Düzcenin Akçakoca ilçesinde 17. Bilgi Festivaline ev sahipliği yapacak. Akçakoca Belediyesinin ev
sahipliğini yaptığı 17. Bilgi Festivalinde Yöneticiler Akçakocada buluşacak. Tekin Acar Yönetim
Uluslararası Eskişehir Film Festivali:ESKİŞEHİR MERKEZ 12-20 KASIM
Telefon : (222) 237 27 04 – (212) 293 62 11 Adres : Eskişehir Merkez
Karagöz Gölge Ve Kukla Festivali: Bursa Kasım /Aralık
Telefon : (224) 234 49 12-13-14 Adres : BURSA MERKEZ
Türkiyedeki Festival Tarihleri - Türkiye İlleri Festival Günleri - İl Fes-
tival Günleri - Toplantılar- Seminerler- Şehirlere Göre Festival Günleri
Türkiyede ki Şenliklerin Yazı Ve Resimlerini Gönderin Yayınlayalım.
AŞAĞI ÖVEÇLER MAH.1330 SOK.16/5 06460 ÇANKAYA /ANKARA
TEL:(0312 472 17 10)
FAX: (0312 272 17 11)
festivaldeyizdergisi@gmail.com
3. Uluslararası Mardin Çocuk ve Gençlik Tiyatro Festivali: 2012(02 Kasım
2012 - 09 Kasım 2012
Türkiye» Mardin
	 19. Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu: 2012(11 Kasım 2012 - 11 Kasım 2012)
Türkiye» İzmir
Karşıyaka Belediyesi’nin bu yıl 19. kez düzenlediği Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu pazar günü yapılacak.
Geleneksel hale gelen koşuya bu yıl da çeşitli illerden yüzlerce katılımın olması bekleniyor.
3.Malatya Film Festivali: 2012(09 Kasım 2012 - 15 Kasım 2012)Türkiye» Malatya
Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından bu yıl üçüncüsü
gerçekleştirilecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali
31
32

More Related Content

Similar to Festivaldeyiz Dergisi 1. Sayı

kentsel festivaller
kentsel festivallerkentsel festivaller
kentsel festivallerKenanzyn
 
Yeni microsoft power point sunusu1
Yeni microsoft power point sunusu1Yeni microsoft power point sunusu1
Yeni microsoft power point sunusu1edagnrr
 
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )edagnrr
 
Alaçatı ot festivali turu
Alaçatı ot festivali turuAlaçatı ot festivali turu
Alaçatı ot festivali turuLisinyaTur
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcellvehbik
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcellvehbik
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcellvehbik
 
Foto - ISTANBUL - Naturel Can Akin
Foto - ISTANBUL - Naturel Can AkinFoto - ISTANBUL - Naturel Can Akin
Foto - ISTANBUL - Naturel Can AkinCan Akin
 
şEhr'i istanbul sponsorluk teklif
şEhr'i istanbul sponsorluk teklifşEhr'i istanbul sponsorluk teklif
şEhr'i istanbul sponsorluk teklifKİYMET GUZELİS
 

Similar to Festivaldeyiz Dergisi 1. Sayı (15)

kentsel festivaller
kentsel festivallerkentsel festivaller
kentsel festivaller
 
Yeni microsoft power point sunusu1
Yeni microsoft power point sunusu1Yeni microsoft power point sunusu1
Yeni microsoft power point sunusu1
 
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )
Festivaller [Türkiyedeki ve Dünyadaki )
 
Alaçatı ot festivali turu
Alaçatı ot festivali turuAlaçatı ot festivali turu
Alaçatı ot festivali turu
 
Festival
FestivalFestival
Festival
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcell
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcell
 
turkcell
turkcellturkcell
turkcell
 
Dizi2
Dizi2Dizi2
Dizi2
 
Dizi2
Dizi2Dizi2
Dizi2
 
Dizi2
Dizi2Dizi2
Dizi2
 
Foto - ISTANBUL - Naturel Can Akin
Foto - ISTANBUL - Naturel Can AkinFoto - ISTANBUL - Naturel Can Akin
Foto - ISTANBUL - Naturel Can Akin
 
şeydanur somuncu
şeydanur somuncuşeydanur somuncu
şeydanur somuncu
 
Nisan2017 istanbul-bulteni
Nisan2017 istanbul-bulteniNisan2017 istanbul-bulteni
Nisan2017 istanbul-bulteni
 
şEhr'i istanbul sponsorluk teklif
şEhr'i istanbul sponsorluk teklifşEhr'i istanbul sponsorluk teklif
şEhr'i istanbul sponsorluk teklif
 

Festivaldeyiz Dergisi 1. Sayı

  • 1. 1 1.SAYI FESTİVALDEYİZ 01-15 KASIM İSSN 1309-1174 ULUSLARARASI BURSA KARAGÖZ GÖLGE VE KUKLA OYUNLARI FESTİVALİ ULUSLARARASI ESKİŞEHİR FİLM FESTİVALİ DANS TİYATRO FİLM EL SANATLARI MÜZİK FESTİVALLERİ KÜLTÜR-SANAT DERGİSİ CAHİT BERKAY SÖYLEŞİ
  • 2. 2 E-TİCARET SİSTEMLERİ WEBSİTESİ TASARIMI ALANADI KAYDI HOSTİNG HİZMETLERİ TECRÜBE VE KALİTE İLE TANIŞMAK İÇİN
  • 3. 3 EDİTÖR İlk saymızdan herkese merhaba... Ülkemizde farklı içeriklere sahip yüzlerce dergi bulunmasına rağmen festivalleri ve festival kültürünü anlatan ve tanıtan bir dergi yada yayın organı bulunmamakta idi, festivaller ve festival haberleri gazete ve dergilerin içinde küçük bir bölüme hapsedilmiş vaziyette idi. Dergi ekibi olarak bu konuda açığı kapatmak üzere bir araya geldik ve beğenmenizi umut ettiğimiz ilk sayımızı hazırladık. Yayın hayatımız boyunca gelişerek ve güçlenerek ülkemizden ve dünya genelinden festivalleri sizlere ulaştırmaya, duyurmaya ve gidemediğiniz ama merak ettiğiniz festivalleri sizin için görüp aktarmaya çalışacağız. İlk sayımızda okuyucularımıza festival ve festival kültürü hakkında biraz açıklayıcı bilgi vermeye çalıştık, her sayımızda büyüyecek ve gelişecek olan içeriğimizle sizlere ulaşacağız, gelecek sayımızda görüşmek üzere... TARKAN GÜROL EDİTÖR
  • 4. 4 İÇİNDEKİLER 6 8 21 6- FESTİVAL NEDİR? 7- TÜRKİYE’DEKİ MÜZİK FESTİVALLERİ 8- TÜRKİYE’DEKİ FİLM FESTİVALLERİ 9- TÜRKİYE’DEKİ TİYATRO FESTİVALLERİ 10 -TÜRKİYE’DEKİ DANS FESTİVALLERİ 11- TÜRKİYE’DEKİ EL SANATLARI FESTİVALLERİ 12- FESTİVALLERİN EKONOMİYE KATKISI 13-FESTİVALLERİN İŞLEVİ 14- BELEDİYE FESTİVALLERİ 16- FESTİVALDEYDİK 18- İLGİNÇ ÜLKE FESTİVALLERİ 20- CAZ 21- BLUES 22- FESTİVAL ETKİNLİKLERİ 24- SÖYLEŞİ 26- NOSTALJİ 30- GELECEK FESTİVALLER
  • 5. 5 12 15 26 20 İMTİYAZ SAHİBİ TANER YILMAZ GENEL YAYIN YÖNETMENİ TUNCAY BAKİ UGANTAŞ KORAY UGANTAŞ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ TANER YILMAZ HALKLA İLİŞKİLER CEVDET SERDAR EREN SUAT ORAL REKLAM SORUMLUSU UĞUR YAMAN GRAFİK TASARIM ZEYNEP CANDAN KARAGÖZ OZAN YILDIRIM EDA YILDIZ FOTOĞRAF ZEYNEP CANDAN KARAGÖZ EDA YILDIZ MUHABİR TARKAN GÜROL YAYIN TÜRÜ YEREL SÜRELİ YAYIN YAYININ ŞEKLİ 15 GÜNDE BİR TÜRKÇE YAYIN İDARE MERKEZİ AŞAĞI ÖVEÇLER MAH. 1330 SOK.NO 16/5 ÇANKAYA /ANKARA festivaldeyizdergisi@gmail.com TEL 47217 10 FAX 472 17 11 BASKI YERİ MATTEK MATBAA BASKI TARİHİ 01.11.2012 ISSN 1309-1174 FESTİVALDEYİZ
  • 6. 6 HABERLER Festival Festival, genellikle yerel bir topluluk tarafından belirlenmiş ve geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan, yapıldığı yörenin imgesi hâlinegelmiş etkinlikler bütünüdür. Festival kelimesiLatince festa kelimesinden gelir. İlk kez 1200’lü yılların başında kullanıma girmiş ve yerleşmiştir. Festivaller genelde doyasıya yemeklerin yendiği, çevrenin en güzel şekilde süslenip, temizlendiği olgulardır. DİNLERDE FESTİVALLER Birçok kültürde festivaller tanrı veya tanrıların hu zurunda duruştur. Festivallerin insanlara Tanrı tarafından verildiğine inanılır ve kutsal kabul edilir. Hıristiyanlıkta Festivaller Hıristiyanlığın özünde; - Noel - Paskalya Yortusu olmak üzere iki ana festival vardır. Bunun yanında Katolik, Doğu Ortodoks ve Angelikan mezheplerinde sayısız küçük festival vardır. Eski Mısır’da Festivaller Birçok Mısır festivali dinî kökenlidir ve şaşaası ile dikkat çeker. Heryıl Firavun’un herhangi özel bir gününü anmak için büyük festivaller düzenlenir ve özellikle eğer Firavun hükümdarlığının otuzuncu yılına ulaşırsa halka hiç bir masraftan kaçınılmazdı. İslâm’da Festivaller İslâm dininde festival adı altında kutlamalar yapılmaz. İslâm kültüründe festivaller bayram adı ile anılır. İslâm inancında; - Ramazan Bayramı - Kurban Bayramı olmak üzere iki dinî kutlama düzenlenir. Bu dinî bayramlar insanların en güzel ibadet, kulluk ettiği zamanlardır. Diğer Festivaller Festivaller dinî yönlerinin yanısıra, dinden tamamen ayrı insanların eğlence için kendilerinin oluşturduğu eğlencelerde olabilir. Dünyada en yaygın olarak kutlanan festivallerden birisi de mevsim festivalleridir. Özellikle Nevruz’da olduğu gibi ilkbaharın kutlanmasına benzer olarak birçok kültürde kışın gelişi, beklenen yağmurun yağması gibi etmenlerle de festivaller düzenlenmektedir. Türkiye’de tüm bunların haricinde yörelere has ürünlerin ad sahipliğini yaptığı, sadece ekonomik kazanç ve tanıtım sağlaması amacıyla da festivaller düzenlenir. Karpuz Festivali, Kiraz Festivali gibi. Günümüzde birçok yaylâ kendi festivallerine ev sahipliği yapar.
  • 7. 7 Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen bir etkinliktir. İlk organizasyonu 15 Haziran - 15 Temmuz 1973 tarihleri arasında “İstanbul Festivali” adıyla olan etkinlik, klasik müzik, klasik bale, çağdaş dans, opera, geleneksel müzik, caz, pop, sinema, tiyatro ve görsel sanat türlerinde gerçekleştiriliyordu. 1986 yılından sonra film, bienal, tiyatro ve caz etkinliklerinin ayrı fes- tivaller haline gelmesiyle, müzik festivali de kendine özgü bir kimlik kazanarak bugünkü adını aldıİstanbul Caz Festivali, klasik ve modern cazın yanı sıra Latin caz ve Kuzey cazı gibi farklı türlere ve elektronik müzik ile cazın birleştiği değişik çalışmalara programında yer veriyor. Festival kendisini sadece caz müziği ile sınırlamayıp rock, pop, blues, reggae, funk, dünya müziği gibi farklı türleri de kucaklıyor. İstanbul Caz Festivali’nin önemli hedeflerin- den biri de, Türkiye’de caz müzik üretimini teşvik etmek ve yurtdışındaki tanıtımına katkıda bulunmak. İstanbul Müzik festivali Kraliyet Concertgebouw Orkestrası geliyor! İKSV, Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında, 10 Kasım Cumartesi akşamı saat 20.00’de Haliç Kongre Merkezi’nde, şef Lorin Maazel yönetimindeki Kraliyet Concertgebouw Orkestrası’nı ağırlıyor.Lorin Maazel yönetimindeki Kraliyet Concertgebouw Orkestrası İstanbul konserine Peter van Anrooy’un Piet Hein Rhapsody isimli eseri ile başlayacak. Daha sonra Sergei Prokofiev’in Romeo ve Juliet Süiti’nden bölümler seslendirecek orkestra, programı Piotr Ilyich Tchaikovsky’nin Op. 36 numaralı Fa minör 4. Senfoni’si ile tamamlayacak. Günümüzün en saygın şeflerinden biri olan Lorin Maazel, harika çocuk olarak başladığı 50 yılı aşkın kariyeri boyunca aralarında dünyanın en iyi orkestraları arasında sayılan Cleveland, Pitsburgh Senfoni, New York Filarmoni, Arturo Toscanini Filarmoni ve Valencia Orkestralarının Müzik direktörlüğü ile Viyana Devlet Operası, Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası ve son olarak Münih Filarmoni Orkestrası’nda sürekli şeflik görevini üstlendi. Rock’n Coke Rock’n Coke ilki 2003 yılında düzenlenen, Coca Cola’nın sponsorluğunda olan ve Çatalca’daki İstanbul Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleşen festival. Dünya’dan ve Türkiye’den birçok ünlü sanatçı ve grubun sahne aldığı organizasyon. Limp Bizkit, Motörhead, Travis, Moby, Nine Inch Nails, Ceza (müzisyen), Muse, Franz Ferdinand, Placebo, The Cure, Korn, Iggy Pop, Gogol Bordello, The Prodigy, Linkin Park,Within Temptation,The Rasmus,Juliette Lewis gibi ünlü gruplar festivalde yer almıştır. Dünyaca ünlü grup ve kişilerin katılımından ve gençlerin ilgisinden dolayı Türkiye’de yapılan senelik müzik festivallerinin en büyüğüdür. Festival 2+1 gün sürer. Cuma gününden açılan kamp alanına günlük ya da iki günlük çadırlar kurularak konaklama sağlanır. Festival alanında büyük sahne yanı sıra alternatif sahne, alşveriş alanı, kamp alanı, otopark, lunapark gibi katılımcıların her türlü gereksinim ve eğlence ihtiyaçlarını temin edebilecekleri yerler bulunmaktadır. Festivalin ana basın sponsorları Kanal D ve Dream TV olmuştur. Coca-Cola ve pozitif organizasyon 05.02.2010 tarihinde yaptıkları açıklama ile Rock’n Coke festivalinin 2 yılda bir düzenleneceğini duyurmuşlardır. MÜZİK FESTİVALLERİ istanbul caz festivali
  • 8. 8 Altın Koza Film Festivali Türkiyede Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, ülkemizin en önemli kültür – sanat etkinliklerinden biri oldu.Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza’yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahipolan ilk Altın Koza’lı sanatçılar oldu. Ankara Uluslararası Film Festivali Ankara Uluslararası Film Festivali, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından Ankara’da düzenlenen ve bünyesinde ulusal belgesel film, ulusal kısa film ve ulusal uzun film yarışmalarını barındıran etkinliktir.Şu zamanakadar 22 defa sinema severleri selamlayan festival, 15-25 Mart 2012 tarihleri arasında 23’cüsüyle tekrar sinema severlerin karşısına çıkacak. Antalya Altın Portakal Film Festivali Avrupa ve Asya´nın en köklü film festivallerinden biri, ülkemizin ise en eski ve uzun soluklu film festivalidir.1950´li yılların ortalarında, tarihi Aspendos Tiyatrosu´nda düzenlenmeye başlayan konserler ve tiyatrolar, Antalya Altın Portakal Film Festivali´nin temel taşını oluşturur. Halkın yoğun ilgi gösterdiği ve her yıl yaz aylarında yapılan gösteriler gelenekselleşirAntalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr.Mustafa Akaydın, törende yaptığı konuşmada, festivalin en çok önem verdiği bölümün ‘Halkın Portakalı’olduğunu söyledi. Altın Portakal Film Festivali’ni sadece kırmızı halılarda sergilemek istemediklerini vurgulayan Akaydın, “Amacımız festivali halkın sahiplendiği bir ürün haline dönüştürmek” dedi. Halkın Portakalı Kısa Film Atölyesi’ne rekor bir katılımın gerçekleştiğini belirten Akaydın, amatör gruplar arasından profesyoneller çıkarmayı amaçladıklarını söyledi. Bursa İpekyolu Film Festivali Uluslararası Bursa İpekyolu Film Festivali, Bursa’da aralık ayında düzenlenen bir film festivalidir. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilir. İlki 13-17 Aralık 2006, ikincisi 7-13 Aralık 2007, üçüncüsü 28 Kasım–4 Aralık 2008 tarihlerinde düzenlenmiştir. Festival kapsamında Altın Karagöz FilmYarışması adı altında ulusal-uluslararası yarışmalar düzenlenmektedir. Türk gölge oyunu Karagöz’ün “düş perdesinin ilk kahramanı olduğu” düşüncesiyle fes- tival kapsamında yapılan yarışmalara Altın Karagöz adı verilmiştir. Ödül olarak verilen Karagöz heykelini sanatçı Gülşah Özbek tasarlamış, eserin konsept danışmanlığını Hayali Orhan Kurt yapmıştır. FİLM FESTİVALLERİ
  • 9. 9 Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali her yıl Kasım ayında Toplumsal Araştırmalar Kül- tür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından Ankara’da düzenlenen bir etkinliktir.1996 yılından beri yapılan festivali bugüne kadar 251.734 kişi izlemiş, 257 farklı grup katılmış, 493 oyun sergilenmiş, 43 atölye çalışması, 34 panel, 57 söyleşi gerçekleştirilmiştir. Belgesel seyirlik film gösterileri, konser gibi etkinliklerin de yer aldığı festival, sanat çevreleri tarafından büyük ilgi görmektedir. Festivalin amacı, çağdaş yaşamın bir gereği olan sanatı kitlelere ulaştırmak, ulusal ve uluslararası özel ve amatör tiyatro topluluklarını destekleyerek etkinliklerini sürekli kılmak, uluslararası dayanışmaya ve barışa sanat yolu ile katkıda bulunmaktır. ODTÜ Tiyatro Şenliği İlki 1960 yılında gerçekleştirilen ODTÜ Tiyatro Şenliği, 1989 yılına kadar“Amatör Tiyatrolar Şenliği” olarak adlandırılıyordu. İlk yıl sergilenen oyun; İdam Mahkumu (Hollwarthy Hall, Robert Middlemass) oldu. 12 Eylül Darbesi’ne kadar kesintisiz et- kinlik gösterilen şenlik, 1980 yılında kapatıldıktan bir süre sonra, 1982’de iki oyunla (Yunanlı Bir Kız Aranıyor - Friedrich Dürrenmatt ve Ay Masal Vay Masal - Ahmet Önel) yeniden açıldı.Geleneksel etkinlik, 1989 yılında “Şenlik’89” adlı tiyatro çalışmalarıyla birlikte “ODTÜ Üniversite Tiyatroları Şenliği” adı altında yeniden canlandırıldı. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali İstanbul’da yapılan bir tiyatro festivalidir. 1989’dan bu yana İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenmektedir. 2001 yılına dek her yıl yapılan festival, bu yıldan itibaren iki yılda bir düzenlenmeye başlandı. Bünyesinde tiyatro oyunlarının yanında atölye çalışmaları, seminerler, konferans ve sergilerin de yer aldığı festivale, dünyanın çeşitli bölgelerinden tiyatro toplulukları katılır. Festival kapsamındaki oyun- lar şehrin açık ya da kapalı tiyatro mekanlarında veya kimi zaman bir sokağında sergilenir. Festivalin amacı, İstanbul Tiyatro Festivali, uluslararası toplulukları Türkiye’ye taşımasının yanında, Türkiye’de etkinlik gösteren kimi toplulukları uluslararası alanda tanıtmak ve hatta uluslararası işbirliği projelerine kapı açmak gibi bir işleve de sahiptir. TİYATRO FESTİVALLERİ
  • 10. 10 Uluslararası Dans Eskişehir Festivali Eskişehirde düzenlenen müzik, dans, tiyatro gibi çeşitli sanat dallarıyla çocuk etkinliklerine yer veren festival.Kültür ve sanat etkinliklerinin ufuklarını genişleterek Anadolu’da yaygınlaşmasına katkıda bulunmak ve Türkiye’nin üç büyük kenti dışına da yaygınlaşmasına öncülük ederken iyi bir örnek oluşturmak, Eskişehir halkı ile buluşturmak ve çocuklar ile ilgili konuları da kapsama almak amacıyla başlatılmıştır.Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfı tarafından başlatılan festival, her yıl ekim ya da kasım ayında 9 gün süren etkinlikler içermektedir. İstanbul Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali  İki 2007 yılında düzenlenen uluslararası bir dans ve müzik festivali. iDANS’ta, dans gösterilerinin yanı sıra video çalışmaları, konserler ve enstalasyonlar ile ünlü dans yazarları ve akademisyenlerinkatıldığı kon- feranslar da gerçekleştirilmektedir. “Solo” temalı birinci iDANS festivali 20 Eylül - 20 Ekim 2007 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. Bu festival, Türkiye, Fransa, Belçika,Pakistan, ABD, Portekiz, İsrail, Hollanda, Filistin, Almanya, Norveç, Lüb- nan, Hırvatistan, Macaristan ve Tayland’dan gelen katılımcıların gösterilerini içerdi. 23 NisanDans Günleri TÜBAK Bale Sanatını Kalkındırma Tanıtma ve Yayma Derneğince  Geçtiğimiz yıl Leyla Gencer Sahn- esinde, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı Başkanlığı, Ankara Devlet Opera ve Balesi Çocuk Balesi Başkanlığı, Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ankara da bulunan 15 özel bale okul ve kursları dansçılarının katılımıyla ilki gerçekleştirilen “23 Nisan Dans Günleri” nin II. si yine bu yıl Dernek Yönetim Kurulumuzun almış olduğu karar gereği 19 Nisan 2009 günü gerçekleştiridi. “Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültürdür” düşüncesi ile sanatın ulusal ve evrensel değerlerinden, yaratıcı ve birleştirici özelliklerinden ülkemizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın yararlanmasını sağlamak, çocuklara dansı sevdirmek adına etkinlikler yapıldı. DANS FESTİVALLERİ
  • 11. 11 El Sanatları, insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek, korunmak amacıyla ilk örneklerini vermiştir. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren geleneksel el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini, kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek geleneksellik vasfı kazanmıştır. Yıllardır, dededen toruna, babadan oğula geçen sanatkarlık artık hiçbir sosyal güvencesi olmayan, ürettiğini satamayan sanatkarı bezdirmiştir. Yakın akrabalıkla birlikte sanatı yürütemeyen usta, işi öğrenecek çırak bile bulamamaktadır. Düne kadar hiçbir ticari kaygı taşımadan biçimlendirilen el sanatlarımızın, gelişen teknolojiye bağlı olarak devreye giren iletişim araçlarıyla uluslararası tanıtımı ve pazarlanması yapılmaya başlanmış, beğendirme, sipariş kaygısı da gündeme gelmiştir. Geleneksel el sanatlarımızda yaşanan sorunların başında maddi sıkıntı gelmektedir. Ek bir iş, gelir kaynağı olan el sanatı, Anadolu insanının yaşamında büyük bir yer tutmaktadır. Sanayileşme sürecinde birçok sanat yok olmaya yüz tutarken, makineye karşı direnen, hiçbir sosyal güvencesi olmayan birkaç sanatkar zamana karşı ayakta durmaya çalışmaktadır. Üretimde çekilen sıkıntı, üretilenden maddi kazanç sağlayamamaktan dolayı çırak bulunamayışı, gençlerin; getirişi, güvencesi olmayan bu sanat dallarında zaman, emek harcamak istemediklerinin göstergesidirBu ve benzeri nedenlerden dolayı, günümüzde başta endüstrileşme olmak üzere teknoloji hayranlığı, değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı olarak geleneksel yetenekler büyük bir hızla körelmiş, ihmal edilen el sanatları zayıflamış, gerilemiş, önemini kaybetmiş ve yok olma sınırına dayanmıştır. Türkiye’de geleneksel el sanatlarının üretimi yoluyla geçimini sağlayan üretici/sanatkârın, maddî yönden desteklenmesi, yapmış oldukları çalışmaların devamını teşvik amacıyla 20-27 Haziran 2005 tarihleri arasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Eğitim Genel Müdürlüğü ve Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü işbirliğinde İstanbul Sultanahmet Meydanında “El Sanatları Festivali” düzenlenmiştir. Festivalde ayrıca üretici/sanatkârlara ürün ve üretici tanıtım kartı vererek manevi olarak desteklenmeleri amaçlanmıştır. Festival 20 Haziran 2005 Pazartesi günü saat 19.30’da Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla KOÇ’un katılımıyla açılmıştır. El Sanatları Festivalleri EL SANATLARI FESTİVALLERİ
  • 12. 12 FESTİVAL FESTİVAL ÇEŞİTLERİ Yerel Malatya kayısı fest. Bölgesel Güneydoğu yemekleri fest., veya Balkan müziği festivali Ulusal Türkiye üniversitelerarası halk oyunları festivali Uluslararası Uluslar arası İstanbul film festivali Geleneksel-tekrarlanan 27. geleneksel Kemalpaşa kiraz festivali Tek bir alan/konu/sanat dalı ile ilgili festivaller Rock ‘n Coke - rock müziği, Mengen Türk yemekleri Festivaller, kişilerin eğlenmek, gösteri izlemek, sanat faaliyetlerinden yararlanmak gibi ihtiyaçlarından doğduğuna göre, doğmuş bir talep var demektir.Bu talebi karşılamak üzere, çeşitli kişi veya kuruluşların yeni hizmetler (konser vermek gibi) veya mallar (resimler, heykeller gibi sanat eserleri) üretmesi, veya önceden üretilmiş olanları festivalin yapılacağı yere taşıması gerekir. Bu ürün ve hizmetlerin alınması (tüketilmesi), örneğin, yapılan yemeklerin yenmesi, sergilenen tiyatro oyunlarının izlenmesi için, talep sahipleri bir bedel öderler. Dolayısıyla, bu mal ve hizmetleri satanlar para kazanırlar. “ Ayrıca, bir festivalin düzenlenmesi için yapılan organizasyon faaliyetleri, tanıtımı için yapılan reklamlar, yeni hizmetlerin üretilmesinin gerektiği anlamına gelir.  Hem gösteri sunacak, hem de bunları izleyecek kişilerin festival yerine gelmesi için ulaşım hizmetleri, konaklamaları için otel odalarının kiralanması, örneğin, resimlerin sergilenmesi için galerilerin, konserler için salonların düzenlenmesi gibi faaliyetler, hepsi yeni hizmetlerin üretilmesi demektir. FESTİVALLERİN EKONOMİYE KATKISI
  • 13. 13 FESTİVAL FESTİVALLERİN İŞLEVİ Festivaller hayatımızın büyük bir parçasını oluşturuyorlar. Bu kutlamalar, yaşamımızda aile, din, etnik yapı, politika, ekonomi gibi pek çok yönü birleştiriyor. Bu açıdan baktığımızda, festivallerin en büyük işlevi, ekonomik açıdan bolluğun dağıtılması diyebiliriz. Festival dönemlerinde artan yiyecek- içecek ve kıyafet satışları, hediye pazarı, turizm gelirleri ekonomiyi canlandırma açısından büyük bir rol oynuyor. Hemen her yerde festival ve tatiller, bir yandan da fazla para harcama zamanları ve böylece bunlarla ilişkili ticari bir ağ var. Diğer taraftan düşündüğümüz zaman ise, festival zamanı çalışan kesimin tatil yapması, ekonomiye zarar verir de diyebiliriz. Festivaller politik açıdan da çeşitli işlevlere sahip. Festival zamanlarında politikacıların tebrik kartları göndermesi veya konuşma yapması, seçmen kitlelerini artırmaya yönelik çalışmalar. Festivaller uzun zamanlardan beri politik amaçlar için kullanılmışlar. Yüzyıllardan beri çeşitli ülkelerde kurucu doğum günleri kutlanmış; bu uygulamalar vatanseverliği sağlamak, demokratik yaşam tarzına düşkünlüğün derin duygularını meydana getirmek için modern ülkelere uyarlanmış.Festivallerin ayrıca bir takım sosyal işlevleri de var. Genel katılımın olduğu festivaller, topluluk üyelerinin bir araya gelmesine de vesile oluyor.
  • 14. 14 BELEDİYELER Uluslararası Eskişehir Film Festivali Anadolu Üniversitesi Sinema Kültürünü Geliştirme Birimi tarafından düzenlenen, Türkiye’de ‘’üniversite ‘’kimliği taşıyan uluslararası uzun metrajlı tek film festivali olan Eskişehir Film Festivali, 14. yılında büyük bir heyecan ve coşku ile hazırladığı programı seyircilerine sunuyor… Anadolu Üniversitesi 14. Uluslararası Eskişehir Film Festivali kapsamında gösterilecek 48 uzun metraj ve 35 kısa film ile Eskişehir yine sinemaya doyacak. 13 yıl önce büyük bir heyecanla “sinema günleri” olarak başlayan etkinlik, Anadolu Üniversitesi’nin sınırlarını aşıp tüm Eskişehir’in heyecanla beklediği, kent dışından da sinema meraklılarını çeken bir film festivaline dönüştü. Katılan yönetmen ve oyuncuların, seyirci ile buluşmanın başka yerde böyle sıcak ve keyifli olmadığını dile getirdikleri, sinemayı gerçek bir şenliğe dönüştüren Eskişehir Film Festivali kent dışından da sinema meraklılarını her yıl Mayıs ayının ilk haftasında Eskişehir’e çekmeye devam ediyor. Eskişehir: Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan aynı adlı ilin merkezidir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osmangazi Üniversitesi veAnadolu Üniversitesi’nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir. 2011 yılının verilerine göre şehir merkezinin toplam nüfusu 648.396’dır.wMet helvası, Nuga helva, Haşhaşlı çörek, Kalabak suyu, Çibörek ve Lületaşı ile meşhurdur. İşlenebilir lületaşı, Türkiye’de yalnız Eskişehir’de çıkarıldığı için Eskişehir taşı olarak bilinir.Türkiye’de Eskişehir ve Sivrihisar dolaylarında yetişen bir çoban köpeği olan akbaş da şehre ait önemli değerlerdendir.Sanat kurumları ve tesisleri ile kültür ve sanatda gelişmiş bir şehirdir. Anadolu Üniversitesi ve büyükşehir belediyesi bünyesinde iki adet senfoni orkestrasıbulunmaktadır. Ayrıca her yıl düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali ile şehirde müzik, tiyatro, resim ve sinema gibi dallarında sergiler ve gösteriler yapılmaktadır.
  • 15. 15 BELEDİYELER Uluslararası Bursa Karagöz Gölge ve Kukla Oyunları Festivali Tarihi:2 yılda bir Kasım - Aralık Niteliği: Uluslararası Kaç Yılından Beri Düzenlendiği: 1993 Düzenleyen Kuruluş: UNİMA (Uluslararası Kukla Oyunları Birliği) Türkiye Merkezi sanatsal danışmanlığında Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Katılımcılar:Ortalama 5 konuk ülke, 5 yerli topluluk, yerli ve yabancı gözlemciler Etkinliğin Konusu:Kukla ve gölge Tiyatrosu Etkinliğin Amacı: Karagöz ve Hacivat efsanesinin ve Türk Gölge Oyunu geleneğini başlatan kentimizde, kent halkına farklı ulusal gölge oyunu gelenek ve tiplemelerini tanıma olanağı sunmak, bu değerleri Bursa’nın geleneksel gölge oyunu potası içinde kaynaştırarak, kentimizi dünyanın geleneksel tiyatro ve gölge oyunu merkezlerinden biri olarak lanse etmek... Özellikle son yıllarda komşu ülkelerce sahiplenilmeye çalışılan Karagöz ve Hacivat tiplemeleri ile geleneksel gölge oyunumuzu yeniden sahiplenmek ve bu alanda uluslar arası platformlarda ortaya çıkan çelişki ve yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek... Gölge oyununun unutulmasını önlemek, uluslararası platformlarda yeniden gündeme getirmek... Farklı ulusların Gölge Oyunu ve Geleneksel Tiyatro örneklerini bir araya getirerek kaynaştırabilmek, ortak noktaların tespiti ile evrensel barış ülküsü çerçevesinde ortaya koymak ve bu yolla dünya barışına katkıda bulunmak. Gerçekleştirilen Aktiviteler:Katılımcı topluluklarca oyunlarının sergilenmesi, izleyicilere yönelik farklı konularda çalışma grupları oluşturarak seminer ve tartışma programları Kısa Tarihçe Ve Uygulama: Uluslararası Bursa Karagöz Festivali, Bursa Kökenli Karagöz ve Hacivat tiplemeleri ile ulusal kimlik kazanan; Anadolu köy seyirlik geleneğinde ve Türk Tiyatro tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahip olan gölge oyunu geleneğini canlandırabilmek ve geliştirebilmek amacıyla, ilk kez 1993 yılında gerçekleştirildi.
  • 18. 18 ÜLKE FESTİVALLERİ Dünyanın En İlginç Festivalleri Kafası olmadığı halde 18 ay boyunca yaşamaya devam eden horozlar, kötü ruhlardan korumak için bebeklerin üzerinden atlayan adamlar. Hristiyanlar Endülüs Emevileri’ne karşı (Valenciya; İspanya)  Geleneksel bir festival olan bu organizasyon üç gün sürüyor. Alcoy Dağı’nda gerçekleştirilen festivalde katılımcılar savaş kıyafetleri giyerek savaş anını canlandırıyor.  Ivrea Orange: Portakal Fırlatma Festivali (Turin; İtalya)  Bir Ortaçağ hikayesine dayanan bu festivalde katılımcılar Ortaçağ kıyafetleri giyip sadece portakallarla zırhlanarak antik bir savaşı canlandırıyor.İtalya’nın Ivrea kasabasında her yıl şubat ayından düzenlenen Portakal Festivali’nde katılımcılar tonlarca portakalı birbirine fırlatıyor. Argungu Balık Tutma Festivali (Nijerya) Nijeryanın en önemli etkinliklerinden olan Arangungu Festivali her yıl Nijeryanın kuzey doğusundaki Kebbide düzenleniyor. En büyük balığı yakalayanın ödülü 7 bin 500 dolar. 
  • 19. 19 ÜLKE FESTİVALLERİ Rapa das Bestas: At Güreşi Festivali (İspanya)  İspanya'nın Galicia bölgesinde yapılan festivalin kökeni aslında Bronz Çağı'na dayanıyor. Geniş bir arenada erkek güreşçiler atlarla güreşiyor. Vahşi atların makasla yelesini ve kuyruğunu kesmeye çalışan güreşçiler atlarla çarpışıyor. Tek amacı güç gösterisinde bulunmak.  Boryeong Festivali: Çamur Festivali (Boryeong; Kuzey Kore)  Güney Kore’nin Boryeong kentinde düzenlenen Gele- neksel Çamur Festivali milyonlarca ziyaretçinin ilgisini çekiyor. Festival yaz aylarında gerçekleştiriliyor. Her yıl ortalama 1.5 milyon ziyaretçi çekiyor. Naki Sumo: Ağlayan Bebek Festi- vali (Tokyo; Japonya)  Hiçbir anne çocuğunun ağlamasını istemez ama Naki Sumo Ağlayan Bebek Festivali'nde anneler bebeklerinin ağlaması için ellerinden geleni yapıyor. Tokyo'da her yıl düzenlenen bu organizasyon 400 yıllık bir gelenek. Bu yıl festivale 80 bebek katıldı.  Cheung Chau Bun Festivali: Plastik Kutulara Tırmanma Festivali (Hong Kong)  Hong Kong’un en meşhur festivallerinden biri. Her yıl binlerce turist çeken bu festivalde yarışmacılar binlerce yuvarlak plastik maddeden oluşturulan dev bir direğe tırmanıyor.
  • 20. 20 CAZ CAZİLK kez  ABD’de, 1900’lerin başında gelişmeye başlamış bir müzik türüdür. Caz müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu ritim, atışma, ve doğaçlamatekniklerini kullanır; Afrikalı-Amerikalı ve Batı müziği tekniklerinin harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band’in ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur. Caz yalnızca geçmişte değil, bugün dahi en çok sevilen ve popülaritesi gün geçtikçe artan müzik türlerinden biridir. Cazın kökeni  Eski Afrika  ruhani törenler, blues ve ragtime ve batı dünyası geleneklerinden - Avrupa ordu bandoları- gelir. 19. yüzyıl’ın başında oluşmasından sonra caz stilleri yayılmaya, müzik akımlarını etkilemeye başlamıştır. Caz kelimesinin kökeninin o dönemin argosundan geldiği düşünülmektedir. Önerilen anlamlar enerjik, ruhani ve titreşimlidir. Cazın ilk yıllarında en çok beslendiği akım blues’dur. Blues, Amerika’ya gelen köle Afrikalıların halk müziğidir. Caz da Afrika’daki geleneksel müzikten kaynaklanmıştır. Bu nedenle caz, pek çok caz müzisyeni için Güney Afrikalıların icat ettiği bir müziktir. Caz müziği 1880′lerde New Orleans’ta gelişmeye başladı ve 1920′lerin başında New York, Los Angles ve Chicago’da yapılan kayıtlarla son şeklini aldı.Ordu bandolarının müzik aletleri caz müziğinin en önemli enstrumanları olmaya başlamıştır: nefesliler, üflemeliler ve vurmalı gitarlar. Geneli alaylı olan zenci müzisyenler, kendi ufak gruplarını kurmaya başlamış, gezici olan ve cenazelerde çalan bu gruplar, müziğin kısa sürede çok sayıda kişiye ulaşmasını sağlamıştır. Savaş sonrasında açılan siyahlara özel okullar ve sivil topluluklar daha fazla eğitimli müzisyen yetişmesine olanak sağlamıştır. Lorenzo Tio ve Scott Crabbe klasik Avrupa müzik eğitiminden geçen ilk caz müzisyenlerindendir. Eğitilmiş yetenekler, ürettiklerinin daha uzun ömürlü olmalarını sağlamış ve doğaçlama müziklerine katkıda bulunmuştur. Cazın gelişimi 1. Ragtime: Bunun başlangıcı, zencilerin, çeşitli törenlerde söyledikleri eski şarkılardır. Parçayı, ritmik bir şekilde ayrı ayrı ve bir çok sesin meydana getirdiği ses dizisi takip eder. Cazın 1917 yılına kadar sürmüş olan bu devresinde yetişen musikişinasların en ünlüsü Jelly Roll Morton’dır. Bu devrede çalınan parçalardan günümüze tek bir plâk bile kalmamıştır. 2. Blues: Amerikalı zencilerin çalışma sırasında söyledikleri halk şarkılarından oluşan blues, cazı meydana getiren en önemli unsurdur. İfade muhtevası bakımından zencilerin iç sıkıntısını, hüznünü ifade eder. 3. Hot Caz: Cazın perdeye ve sahneye geçmesinden sonra gelişen melodilerle meydana gelmiştir. Bu gelişmede herkes kendi stilinde bir solo yapar. 4. Cuse: Hot Caz’ın devamı ve daha olgunlaşmışıdır. Bu gelişimle cazın karakteri kesin olarak belli olmuş, caz bütün yönleriyle olgunlaşmış ve tamamlanmış bir müzik haline gelmiştir.
  • 21. 21 BLUES Blues Blues, 400 yıllık geçmişi olan ve temeli  Afrika’ya dayanan, bir  müzik  türüdür. Kökleri Afrika’da bulunan blues, 17. yüzyıldan itibaren Afrika’dan getirilen kölelerin tarlalarda çalışırken söyledikleri hüznü, umudu, özgürlüğü ve derin acıyı anlatan şarkılardan doğmuştur. Blues, 1865 yılından itibaren köleliğin kaldırılmasıyla birlikte Amerikan toplumu içinde yayılmaya başlar ve buradan da zaman içerisinde tüm dünyaya yayılır. 1910’lu yıllardan itibaren ise blues, Amerika’da bir çok şehre yayılır. Bu şehirlerdeki kültürle ve müzikle harmanlanır ve yeni Blues türleri ortaya çıkar, bunlardan bazıları  Delta Blues,  Memphis Blues,  Texas Blues’dur. 1930’lu yıllara gelindiğinde Blues, Caz müzik ile harmanlanarak Robert Johnson, Big Bill Broonzy, Sonny Boy Williamson, Lonnie Johnson ve Tampa Red idi. Blues, özünde en çok ritim özellikleriyle dikkat çekmektedir. Ancak günümüzde icra edilmekte olan Electric Blues yüksek enstrüman hakimiyeti ve güçlü ritim kabiliyetiyle birlikte iyi bir armoni bilgisini de gerektirmektedir. Zira Modern Blues, Afrika kökenlerinin yanında çok yüklü bir etkileşime uğramış ve pek çok müzikten kalıntılar barındırır hale gelmistir
  • 22. 22 FESTİVAL ETKİNLİKLERİ Festivaller, özellikle yazının konusu olan, konaklamalı festivaller bünyeyi fena halde yoran, fakat tüm senenin en güzel anlarını yaşatan bir oluşumdur. Festival alanına girdiğiniz ilk andan itibaren bambaşka bir dünya ile karşılaşırsınız. Sizin gibi müzik dinleyen, size benzer bir yaşam tarzı olan insanlarla aynı ortamda bulunacaksınızdır birkaç gün. Festival bilekliğini takıp kamp alanına doğru yürümeye başlamışsınızdır sırtınızdaki ağır çantayla. Kamp alanında, zemini çok engebeli ve sert olmayan bir yer bulup arkadaşlarınızla yan yana çadırınızı kurarsınız ve çadırın içini, eviniz gibi düzenledikten sonra, eşyalarınızı bırakıp, fes- tivalin henüz müziğin başlamadığı keşif bölümüne girersiniz. Keşif bölümü; Festivallerde sabahın beşine kadar müziğin bitmediğini varsayarsak, uyumadığınız zaman süresince müziğin olmadığı tek saatlerdir. Festi- val alanını baştan başa dolanmaya başlarsınız; ve sahneleri, yeme içme yerlerini, standların olduğu bölümleri ve aktivite bölümlerini gezersiniz. İlk günün gecesi olan bu saatlerde bir iki isim sahne alacağından ve sonraki günün asıl başlangıç günü olmasından dolayı, etrafta bir koşuşturmaca vardır. Son hazırlıklar yapılmaktadır. İlk performansı izle- dikten sonra ise o gece pek uyku uyuyasınız yoktur ve çadır etrafında takılarak saatlerin geçmesini beklersiniz. İlk sabah; Uyandığınızda nefes alıp vermekte zorlandığınız ve feci biçimde terden sırılsıklam olduğunuz ve 5-6 saniye içerisinde kafanızı çadırdan dışarı çıkardığınız anın başlangıcıdır ilk sabah. Güneşin doğmasıyla birlikte çadırın havasız ve çok sıcak olması, o saatten sonra hala uyumayı başarabilene “bravo” denilmesine yol açar. Temizlik malzemel- erinizi yanınıza alıp güzel bir güne merhaba dersin- iz ayna karşısında. Konserlerin başlamasına çok za- man vardır, o zamana kadar bir yandan kahvaltınızı ederken, diğer yandan elinizdeki festival programı kitapçığından izleyeceğiniz konserlerin saatlerine göz gezdirirsiniz. Konserler başlayana kadar ise gölge bir yer bulup, bir şeyler okursunuz veya çeşitli standlarda takılıp, aktivitelerle oyalanırsınız. Festivalin yapıldığı yer deniz kenarı ise sıcak havayı deniz eğlencesiyle yenersiniz. Konser vakti; Zamanı gelmiştir artık, sahneden festivalin amacı olan müzik sesi duyulmaktadır. Tüm gün de- vam edip sabaha karşı bitecek olan yoğun tempo başlamıştır. O konser senin, bu konser benim; o sahne senin bu sahne benim derken akşam saatleri yaklaşmıştır ve yavaş yavaş alkole de davranırsınız. Günün en eğlenceli saati ise şüphesiz performansını uzun süredir beklediğiniz favori gruplarınızın sahn- ede belirmesidir. Sahnede en önlere gidebilmek için bir yılan gibi kıvrak hareketlerle ilerleyip mümkün olduğunca az küfür yemelisiniz. Festivaller Nasıl Geçer?
  • 23. 23 FESTİVAL ETKİNLİKLERİ İkinci gün; Bir önceki güne göre daha geç kalkmasını öğrenmişsinizdir artık. Festival ortamına iyice alışmış, o günün programını kafanızda oluşturmuşsunuzdur. Önceki günün yorgunluğunu eğlenceli aktivitelerle ve festival hatırası babında alışveriş yaparak atarsınız. İlk günkü gibi yine festival programına göz gezdirip, izleyeceğiniz konserin yanına bir tik koyar ve aralardaki boşluklarda kendinizi dinlenmeye verir, arkadaşlarınızla güzel anlarınızı paylaşırsınız. Festivalden ayrılış; Evet tüm yıl boyunca heyecanla beklediğiniz bir festival daha son bulmuştur. Çadırınızı ve çantanızı toplayıp, birkaç harika gün geçirdiğiniz o festival alanına bakıp, seneye görüşürüz dersiniz içinizde büyük bir buruklukla. Artık bitmiştir, normal hayata alışma süreci ise sancılı başlayacaktır. FESTİVALE NELER GÖTÜRÜLÜR, FESTİVALLERDE NASIL HAYATTA KALINIR Şahsen benim için olmazsa olmaz listemin başında battal boy kloroplast çöp torbası gelir. Her şey den önce eğer büyük boy bir dağcı çantanız yoksa battaniye, uyku tulumu taşımak için en iyi malzemedir. Eğer geçtiğimiz senelerde Rock’n Coke’ ta vuku bulan, yurtdışındaki festivallerin ise olmazsa olmazı olan yağmur-fırtına durumları oluşursa, sizi hem yağmurdan hem de ayakkabınızın çamur içinde yüzmesinden korur. İkinci sırada ise kamp alanında ve çadırın içerisinde işinize yaraması muhtemel el feneri almanız sizin yararınızadır. Her festivalden önce internet sitelerinde yazılı olan mat, uyku tulumu, battaniye gibi sizi soğuktan koruyacak şeylerin yanı sıra kalın kıyafetlerinizi de mutlaka getirmelisiniz. Gündüz güneşten korunmak için ise güneş gözlüğü, şapka ve güneş kremi, festival alanı deniz kenarında ise bikini, şort ve plaj havlunuzu da mutlaka yanınızda olmalı.Festivalde hayatta kalmak için ilk şart tabi ki organizasyon ekibinin her koşula ve duruma hazırlıklı, bilgili kişiler olmasıdır. Her an bir sağlık problemine karşı 24 saat hizmet verebilen bir sağlık merkezi ve ambulans her daim hazır bulunmalıdır. Ondan sonra kişi olarak, ilk yapmamız gereken, gündüzleri güneşten; geceleri ise soğuktan korunmaktır. Unutmayın ilk gece soğuktan, ikinci gece ise sıcaktan uyuyama ihtimaliniz benim bu cümleyi gece yarısından sonra bilimum tv kanallarında boy gösteren eğitici yayınlardan daha sıkıcı bir şekilde bitirme ihtimalimden yüksektir. Kendinizi fazla yormamalı, boş olduğunuzu düşündüğünüz tüm ufak aralıklarda dinlenmelisinizdir. Herkese iyi festivaller.
  • 24. 24 SÖYLEŞİ Anadolu Rock, Avrupa’da dikkat çekme arayışımızın sonucunda ortaya çıktı Moğollar’ın kurucularından, besteci, gitarcı Cahit Berkay, Cem Karaca’nın yol arkadaşlarıyla bir araya geldi, Karadeniz’den Ege’ye Anadolu ezgilerini rock yaklaşımıyla ele aldığı yeni bir albüm kaydetti. Zan Üçlüsü’yle hazırladığı “Toprak”ta, Berkay’a birer parçada klarnetiyle Hüsnü Şenlendirici, tulumuyla Mahmut Turan katıldı. Albüm, 2007 Nisanı’nda, “42’nci Sanat Yılı” logosuyla satışa sunuldu. CAHİT BERKAY 1960’ların ortalarında müziğe başladığınızda kulağınızda Muzaffer Sarısözen’in Ankara Radyosu programlarında çaldığı halk ezgileri vardı, Türkiye’nin starları sanat müziği solistleri ve aranjman söyleyen popçulardı. Dünya Beatles dinliyordu. Anadolu rock ilhamı nereden geldi? -1968’de Moğollar’ı kurduğumuzda hayalimiz yurtdışına gidip meşhur olmaktı. Taklit müzik yapıyorduk, plak firmalarının kapısı bizim gibilerle doluydu. Kuyruğa girip, umutsuzca keşfedilmeyi bekleyecektik. Çözüm, kendi müziğimizi bulmaktı. Üstelik farklılık yaratıp dikkat çekmeliydik. Batı enstrümanlarına Anadolu’dan yaylı tambur, kabak kemani, bağlama, asma davul, darbukayı ekledik. O yıllarda TRT’de yaylı tambur, darbuka yasaktı. Kabak kemani çok az tanınıyordu. Bu ses harmanıyla Fransa’ya gittiğimizde, ilk kapısını çaldığımız firmadan plak teklifi aldık. CBS, Pate Marconi, Philips arasından CBS’i seçtik. “Behind The Dark” adlı 45’lik yayımlandı. Guild Int.’den çıkan “Anadolu Ritmleri” albümü 1971’de etnik müzik dalında Charles Cros Akademisi Büyük Ödülü’nü aldı. Aynı ödülü pop dalında 1969’da Jimi Hendrix, 1970’de Pink Floyd almıştı. Anadolu pop ismini de o günlerde Taner Öngür koydu. Alkış yerine konser salonuna bomba attılar fakat şan şöhret, para umudu hayal kırıklığına dönüşmüş, Murat Ses’i Avrupa’da bırakıp geri dönmek zorunda kalmıştınız. Neydi bunun nedeni? -Eksiğimiz solistti. Enstrümantal müziğin şansı yoktu. 1971’de Türkiye’ye dönüp solist aradık. Barış Manço, Ersen’le denedik. Bu arada Barış Manço’yla Kütahya’daki konserimizde, “Anneniz yerine, babanıza benzeyin” deyip, bomba attılar. Fransa’ya döndük. Barış Manço zirvedeydi, riske girip Fransa’ya gelmeye çekindi. Biz de bir süre sonra Türkiye’ye döndük. Engin yurtdışında kaldı. Murat Ses ise evlenince gruptan koptu. Solist arayışı nedeniyle Cem Karaca’yla çalışmaya başladık. “Namus Belası” çok ünlü oldu. Fakat solist sorununu çözemediğimiz için Moğollar 1976’da dağıldı. 1993’te bu müziği unutmayanlar 4 bin imza toplayınca, yine bir araya geldik. Barış Manço, Ersen, Erkin Koray gibi isimlerle yola çıktığınız halde sonraki yıllarda onların müzik yaklaşımından özenle uzak durdunuz. Bu tercih ne kazandırdı, ne kaybettirdi? - 1974’ten itibaren film müzikleri yaptım. 1993’te Moğollar’ı tekrar kurduğumuzda dünya da değişmişti biz de. Ailemiz, çocuklarımız vardı, sosyal sorumluluğumuzu kavramıştık. Tepki göstermemiz gereken konular vardı. Sivas’ta yakılan aydınlara sahip çıkmalıydık. Erozyonu dert edinmiştik. Siyanürlü altıncılara, Türkiye’nin muhafazakarlaşmasına tepki vermeliydik. Eğlendirme çabası yerine, muhalif müziği seçtik. Tiraj, rating kaygısı olmadan müzik yaptık. Bizi bu mutlu etti. Müzikseverler bize sahip çıktı. Bugün Moğollar bu sayede saygı duyulan bir topluluk.
  • 25. 25 NOTAKULLANMIYORUM! Solfej bilmeden müziğe başlamıştınız. Sonraki yılların yoğun çalışma temposu içinde bu eksiği kapatıp, teorik bilginizi artıracak fırsat bulabildiniz mi? - Sonraki yıllarda öğrendim ama nota kullanmıyorum. Evde beste taslaklarımı kaydederim. Nota çıkışını bilgisayardan almak yerine, demolarla çalışırım. Film müziklerinin düzenlemesinde Uğur Dikmen’le çalıştık. Grupta ise klavyeci arkadaşlarım üstlendi. Ben de aktif olarak katıldım. Büyük kentlerde alternatif müziklerin çalındığı kafe, kulüpler var. Yetenekli gençlerin keşfedildiği internet müzik paylaşım siteleri, You Tube ücretsiz. Bunlar çözüm olamaz mı? - Hepsini kullanmaya çalışıyorum. Yine de muhalefetimi yüksek sesle yapabilmek istiyorum. Örneğin poptaki kalitesizlik fena halde rahatsız ediyor. Pop müziğini dünyada yeniyetmeler dinler. Türkiye’de 40-50 yaşındakiler popla göbek atıyor. Sanılmasın ki pop müziğine külliyen karşıyım. Örneğin, Kenan Doğulu’nun müziğinin altyapısı çok özenli. Bir şarkıcı çıkıyor “O şimdi asker, canı neler ister” diyor şarkısında. Doğru, askerde insanın canı neler ister. Beni rahatsız eden sunilik, sahtelik. 18 yaşındaki tecrübesiz gencin kötü bestesine tepki göstermem, sert eleştiri onu küstürebilir. Ama bu işin ustası tiraj uğruna kötü Türkçe ile kötü müzik yaparsa buna sessiz kalamam. Vikipedi’deki biyografinize 40 yılın toplam bilançosu olarak 150 film müziği, 56 dizi müziği yazılmış. Şu anda yekün nedir? - 170’in üzerinde film müziği yaptım. Bir kısmı ayrıca 50 filmde daha kullanıldı. 88 dizi, yaklaşık 15 belgesel, 40 reklam müziği besteledim. Moğollar için yazdıklarımdan 6 albüm yaptık. Moğollar tecrübesi müziğinize ne kazandırdı, zaman zaman engellendiğinizi, sınırlandığınızı hissettiniz mi? - Çalışma disiplini kazandım. Birlikte üretme, kazancını paylaşmanın mutluluğunu yaşadık. Moğollar olmasaydı politik yaklaşımım bu kadar belirgin olmazdı. En genç üyemiz Serhat, bugünün sesini, gruplarını tanımamda çok yardımcı oldu. Zaten tek başına çalışmazdım, mutlaka bir grup olurdu. Film müzikleri ne kazandırdı, ne kaybettirdi? - Görüntünün sesle ifadesi düş gücünü zorlayan, kışkırtan bir çalışma. İyi müzikçi olmak yetmez, görüntüdeki duyguyu yakalayıp sese çevirmeyi başarmak lazım. New York’da geçen filme davul zurna, Konya’dakine tango yazılmaz. Yılların tecrübesi düş gücümü çok geliştirdi. Bir temaya, 10 dakikada derli toplu taslak sunacak kadar ustalaştım. Moğollar üyeleri havlu mu attı, neden Toprak albümünü Zan grubuyla yaptınız? - Moğollar çalışmalarını sürdürüyor. Arkadaşımız Engin’in rahatsızlığı nedeniyle bir süre ara vermiştik. Şimdi yeni albüme hazırlanıyoruz. Serhat’ın açtığı stüdyoda önümüzdeki günlerde kayda gireceğiz. - Karadeniz ezgileriyle başladık albüme. İçimizden geldiği gibi, 1970’lerin rock duygusuyla çaldık. Anadolu Rock’ın ne olduğunu merak edenlere hitap edecek, enstrümantal bir albüm çıktı ortaya.
  • 26. 26 NOSTALJİK OSMANLI’DA KUMPANYA Özellikle Ramazan günlerinde, Osmanlı’nın son dönemlerinde (1800’lü yılların sonları) , İstanbul şehri halkının tek eğlence ve vakit geçirme yeri var. Direklerarası! Pek tabiki daha sonra da Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul eğlence hayatında ikinci önemli merkez Beyoğlu oluyor. Bunun hikayesini anlatacağım. Ama önce eğlence kültürümüzde, özellikle Ramazan eğlencelerinde önemli bir yer edinmiş olan Direklerarası’ndan bir bahsedelim.Bugün Ramazan deyince, her kuşaktan insanın aklına farklı şeyler gelir. Benim aklıma Ramazan ile ilgili çok güzel anılar, heyecanlı sahur ve iftar vakitleri, kalabalık bir şekilde, semt camilerinin tavaf edildiği teravih namazları, yetmişli yıllardan sonra tek kanallı televizyonlarda gösterilen Karagöz, Kanto ve meddah oyunları.. Ama bugünün genç kuşağı için hiçbir şey ifade etmeyen, kültürümüze ve literatürmüze giren “Direklerarası” sözcüğü de, üç - dört kuşak öncenin İstanbullularında, çok sıcak duygular yaşatan bir yerin ve eğlence hayatının ismidir.. Yazılı belgelerde, Direklerarası, çoğu insanın katılmasa da, “İstanbul’da modern tiyatronun kuruluş ve gelişmesinde çok önemli bir yere sahiptir,” diye belirtilir. Anlatılanlar ve tarihçilerin belgelemelerine göre de, bu doğrudur. Belirttiğimiz gibi, birkaç kuşak geriye gidersek, Direklerarası’nın bir “eğlence merkezi”, özellikle de Ramazan eğlencelerinin merkezi olduğunu görürüz. Evet, fazla değil, yalnızca 100 yıl öncesinde dahi, İstanbullular, en çok Ramazan’da eğlenirlerdi. İstanbul halkının eğlenmesi, hoşça vakit geçirmesi için, Saraçhane, Vezneciler, Şehzadebaşı civarını kapsayan bölge tiyatroları, musiki fasılları, meddah, Karagöz oyunları, sinemalarıyla orta sınıfın gözde eğlence mekânı olmuş. Bu zamanlar halk için Ramazan ayı direkler arası eğlenceleri demektir. Direklerarsı eğlenceleri, eski İstanbul’un eğlence hayatının kaynaştığı en canlı ve hareketli yer olmuş, Meddah, hokkabaz, kanto, tüluat tiyatrosu, göz boyamacılar (sihirbazlar), halka oynatıcılar, Karagöz, cambazlar, ateş yutan adamlar, dev adamlar, ve musiki fasılları demektir. Ramazan günlerinde, erkeklerin teravih namazından sonra, çoluk çocuk soluğu direklerarasında almaları, bu eğlenceleri ne kadar fazla önemsediklerini gösteriyor. İlk zamanlar, musiki fasılları ve belki de yalnızca yabancı sanatcıların sundukları Kanto gösterileri varken, Onsekizinci yılın sonlarına doğru tiyatro gösterileri daha ağırlık kazanmış.
  • 27. 27 NOSTALJİK Osmanlı Dram Kumpanyası, Mınakyan Tiyatrosu olarak da bilinen, Mardiros Mınakyan’ın kurduğu ve yönettiği tiyatro topluluğudur. Kumpanya, Türk Tiyatrosu’nun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Güllü Agop’un Gedikpaşa Tiyatrosu’nu bırakmasından (1880) sonra aynı yerde 1884’te (bazı araştırmacılara göre 1882’de) kuruldu. Bu tiyatro yıkılınca kumpanya Şehzadebaşı’na taşındı. Dönemin en nitelikli tiyatro topluluğu olarak nitelendirilebilecek Osmanlı Dram Kumpanyası 1908’e değin etkinliğini sürdürdü ve Güllü Agop’tan devraldığı batı tarzı tiyatro anlayışını Darülbedayi’ye (sonradan İstanbul Şehir Tiyatrosu) devretti. Aynı dönemdeki tiyatro toplulukları tuluata dayanır ya da kadrolarında kantocular bulundururken, Osmanlı Dram Kumpanyası ağır başlı oyunlar sergiliyordu. Osmanlı Dram Kumpanyası’nın oyunları profesyonelce yürütülen uzun ve disiplinli provalarla hazırlanıyordu. Bu yerleşik kadrolu ciddi çalışmalar, 1908 sonrası özgürlük ortamında ortaya çıkan yeni tiyatrocu kuşağını yoğun biçimde etkiledi. Kadrosunda Mınakyan ve Ahmed Fehim dışında Kınar, Siranuş, Eliza Binemeciyan gibi kadın oyuncularla Ahmet Necip, H. Aleksanyan, Rupen Binemeciyan, Hekimyan, Hulusi, Matosyan, Sancakçıyan, Şahinyan, Vahram Papazyan gibi erkek oyuncular uzun süre topluluğun yerleşik kadrosunu oluşturmuşlardı. Bu oyuncuların dışında çok sayıda oyuncu da sahneye çıkmıştı.Kuruluşundan 1908’e değin 150 dolayında oyun sahneleyen topluluk 1893-95 yıllarında Ermenice oyunlar da oynamıştır. __________________ OSMANLIDA KUMPANYA
  • 28. 28 Festivalin 2. günü gelip çattı ve Brutal death metalin en saygın grubu olan GORGUTS sahnede hazırlanmaya başladı. Ukrayna'da bir klasik olan siski show ile seyirci en güzel göğüslü kızı seçerken Luc Lemay gayet ciddi bir şekilde akord yapmaya devam etti:) Ardından From Wisdom to Hate ve daha nice klasik parçalarla seyirciyi kendinden geçiren Gorguts alçakgönüllü tavırları ile death metal dersini tamamladığını dakikalarda yokolmanın eşiğindeydik. Yaralarımızı sarıp sahilde bitip tükenmeyen eğlenceye dogru yöneldik... Kelimelerle anlatılmayacak bir haftasonu Ukrayna dinleyicisinin misafirperverliği ve dostluğu ile hayatımın en güzel tatillerinden birine dönüşmekle birlikte 3 gün boyunca izlediğimiz gruplarda oldukça tatmin ediciydi. Grup konser sonrası diğer büyük gruplar gibi kulise çekilmektense seyircinin arasına karışarak herkez gibi eğlendi. Samimiyetleri takdir edilesi Gorguts!..
  • 29. 29
  • 30. 30 GELECEK FESTİVALLER KASIM AYI FESTİVALLERİ Akçakoca 17. Bilgi Festivali :2012(09 Kasım 2012 - 09 Kasım 2012)Türkiye» Düzce Düzcenin Akçakoca ilçesinde 17. Bilgi Festivaline ev sahipliği yapacak. Akçakoca Belediyesinin ev sahipliğini yaptığı 17. Bilgi Festivalinde Yöneticiler Akçakocada buluşacak. Tekin Acar Yönetim Uluslararası Eskişehir Film Festivali:ESKİŞEHİR MERKEZ 12-20 KASIM Telefon : (222) 237 27 04 – (212) 293 62 11 Adres : Eskişehir Merkez Karagöz Gölge Ve Kukla Festivali: Bursa Kasım /Aralık Telefon : (224) 234 49 12-13-14 Adres : BURSA MERKEZ Türkiyedeki Festival Tarihleri - Türkiye İlleri Festival Günleri - İl Fes- tival Günleri - Toplantılar- Seminerler- Şehirlere Göre Festival Günleri Türkiyede ki Şenliklerin Yazı Ve Resimlerini Gönderin Yayınlayalım. AŞAĞI ÖVEÇLER MAH.1330 SOK.16/5 06460 ÇANKAYA /ANKARA TEL:(0312 472 17 10) FAX: (0312 272 17 11) festivaldeyizdergisi@gmail.com 3. Uluslararası Mardin Çocuk ve Gençlik Tiyatro Festivali: 2012(02 Kasım 2012 - 09 Kasım 2012 Türkiye» Mardin 19. Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu: 2012(11 Kasım 2012 - 11 Kasım 2012) Türkiye» İzmir Karşıyaka Belediyesi’nin bu yıl 19. kez düzenlediği Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu pazar günü yapılacak. Geleneksel hale gelen koşuya bu yıl da çeşitli illerden yüzlerce katılımın olması bekleniyor. 3.Malatya Film Festivali: 2012(09 Kasım 2012 - 15 Kasım 2012)Türkiye» Malatya Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali
  • 31. 31
  • 32. 32