SlideShare a Scribd company logo
1 of 12
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ
                                           DESEM SİNEMASI
                                 9 EKIM 2009 - 7 OCAK 2010 PROGRAMI

                                BARSELONA BARSELONA

                                Orjinal Adı         : Vicky Cristina Barcelona
                                Yönetmen            : Woody Allen
                                Oyuncular           : Scarlett Johansson, Javier Bardem, Penelope Cruz,
                                Christopher Evan Welch
                                Senaryo                       : Woody Allen
                                Görüntü Yönetmeni : Javier Aguirresarobe
                                Kurgu                         : Alisa Lepselter
                                Sanat Yönetmeni               : Inigo Navarro
                                Tür                 : Dram / Komedi / Romantik
                                Süre                          : 96 dk.
                                Yapım                         : 2008, ABD / İspanya

9-15 EKIM 2009             Seanslar
9/10 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi )              : 14.30-16.45-19.00- 21.15
11/12/13 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı )      : 14.30-16.45-19.00
14 Ekim 2009 Çarşamba                        : 14.30-16.45-19.00-21.15
15 Ekim 2009 Perşembe                        : 14.30-16.45-19.00



Film kaderleri kesişen üç insan arasında doğan aşk ilişkisini konu ediniyor.

Konu: Woody Allen’ın “Maç Sayısı” ile başlayıp, “Cassandra’nın Rüyası” ile hızlanan suç serisinden sonra,
karşımıza çıkan her yeni Woody Allen filminden benzer bir şok edici bir hamle bekliyorduk. “Maç Sayısı”nda sınıf
atlama hırsının nasıl sarsıcı bir cinayet olayına sebep olduğunu anlatan, “Cassandra’nın Rüyası”nda ise aynı
arzuyu yeniden bir cinayet olayıyla birleştiren Allen, “Barselona Barselona”da bu sefer konuyu değiştirip, hedef
saptırsa da yine aynı şok edici bir senaryo ile karşımıza çıkıyor. Amerikalı Vicky ve Cristina İspanya’da bir yaz
geçirirler ve gösterişli sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat paranoyak eski eşi (Penélope Cruz) ile
tanışırlar. Vicky (Rebecca Hall) evlenmek üzere olan gelenekçi bir kadındır. Cristina (Scarlett Johansson) ise
cinsel maceralara açık özgür ruhlu bir kadındır. Peşlerine takıldığımız dört karakterin tanrısal güzelliklerine, açık
bir Gaudi sergisi olarak tanıtılan Barselona şehrinin büyüleyiciliğine, anlattığı hikâyenin hedonist ve bir o kadar
ütopik yapısına bir de Woody Allen filmlerinin anlatımsal özellikleri de katıldığında ortaya oldukça ilginç bir tablo
çıkıyor.
          Yer yer romantik, yer yer de bohem hayatın atmosferini soluduğumuz öykü bazen de şiddetli aşk
sahneleriyle harmanlanan bir tutku rengine bürünüyor. Bu durumun önde gelen sebeplerinden biri de hikâyede
kesintisiz olarak karmaşa getiren tutkulu bir karakter olarak hatırlanan Maria Elena. Javier Bardem tarafından
canlandırılan Juan Antonio’nun eski karısı olarak çıkan Maria Elena, öyküye dâhil olur olmaz gerilim ve şiddet
getiren bir karakter. Juan Antonio’yu bıçakladığına dair ortalıkta gezinen dedikodular dolayısıyla Maria Elena’nın
seyirci üzerinde yarattığı etkinin böylesine güçlü olmasının en büyük sebebi ise Penélope Cruz. Penélope
Cruz’un çalkantılı performansı, karakteri perdeye yansıtış biçimi ve oyunculuğundaki kadınsı-erkeksi yanlar
izleyenleri büyüleyecek düzeyde. Cristina karakterinin kendine özgü naifliği ve Juan Antonio’nun tehlikeli çekiciliği
ve Maria Elena’nın vahşiliği ile Vicky’nin muhafazakâr aşk anlayışı birleştiğinde ortaya oldukça karmaşık bir aşk
üçgeni çıkıyor. Maria Elena ve Juan Antonio’nun şiddetli bir tutkuyla paylaştıkları sıra dışı aşk serüveni, baş
döndürücü tartışmaları ve ilişkilerindeki eksik elementi arayışları ise Woody Allen’ın esprili diyalogları sayesinde
bu tehlikeli naifliği körükleyen bir özelliğe bürünüyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde romantik ve tutkulu bir aşk
filmi olmanın çok ötesine geçen, “Barselona Barselona,” dinamik ritmiyle yönetmenin bizlere kişisel endişelerimizi
ve korkularımızı sorgulatmak için hazırladığı bir oyun belki de. Çünkü film süresince ‘medeni’ karakterleri riske
atacağına inandığımız her öğe nihayetinde bizlere önyargılarımızı, hayat tercihlerimizi ve önceliklerimizi yeniden
yapılandırmamızı öğütleyen bir işaret görevi üstleniyor. İyi izlenceler…


                                                         1
PAZAR

                                           Orjinal Adı        : The Market: A Tale of Trade
                                           Yönetmen           : Ben Hopkins
                                           Oyuncular          : Tayanç Ayaydın, Genco Erkal, Şenay Aydın,
                                           Hakan Şahin, Rojîn Ulker
                                           Senaryo                     : Ben Hopkins
                                           Kurgu                       : Alan Levy
                                           Müzik                       : Cihan Sezer
                                           Tür                         : Dram
                                           Görüntü Yönetmeni : Konstantin Kröning
                                           Süre                        : 93 dk.
                                           Yapım: 2008, Almaya / Türkiye / İngiltere / Kazakistan




16-22 EKIM 2009         : Seanslar
16/17 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi )            : 14.30-16.45-19.00- 21.15
18/19/20 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı )     : 14.30-16.45-19.00



Ufak bir karaborsa tüccarının hayatını değiştirmek için harika bir iş fikri vardır ancak yeterli sermayeye
sahip değildir. Bu isteğine ulaşmak için ağır bir kumar oynar.

Konu: 90’lı yılların başında Doğu’da bir şehir. Doğuştan ufak bir tüccar olan Mihram, ne istenirse onu bulmasıyla
nam salmıştır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip
değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkân açmakla
bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim
Mihram'dan karaborsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir.
          Mihram bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar
oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası Fazıl’ın yaşadığı Nahçivan’a kaçakçılık yapacaktır. Eğer
kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı
burnunda karısına daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram’ın attığı
her adımı dikkatle izleyen ve “Ay’ın ışığını nereden aldığını” öğrenmeye fazlasıyla meraklı olan yerel mafyayı; bir
de gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunlarını Yani kısacası kapitalist pazarın olmazsa
olmazları: arz ve talep…
İyi izlenceler…




                                                         2
ARAMIZDA CASUS VAR

                                           Orjinal Adı         : Burn After Reading
                                           Yönetmen            : Ethan Coen, Joel Coen
                                           Oyuncular           : George Clooney, Frances McDormand, Brad Pitt,
                                           John Malkovich, Tilda Swinton
                                           Senaryo                      : Joel Coen, Ethan Coen
                                           Görüntü Yönetmeni : Emmanuel Lubezki
                                           Kurgu                        : Joel Coen, Ethan Coen
                                           Müzik                        : Carter Burwell
                                           Tür                          : Komedi, Suç
                                           Süre                         : 96 dk.




23/29 EKIM 2009          Seanslar
26/27 Ekim 2009( P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
28 Ekim 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
29 Ekim 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00



CIA’deki işinden kovulan emekli ajan intikam peşindedir.

Konu: Alkolik olduğu gerekçesiyle CIA’deki işinden kovulan emekli ajan Ozzie Cox, intikam almak için bildiği gizli
bilgileri bir CD'ye kaydeder. Cox’un boşanmanın eşiğinde olduğu eşi Katie, CD’yi çalar ve gittiği spor salonunda
unutur. Salonda çalıştırıcı olan Chad ve aynı yerde yönetici olarak çalışan Linda, Chad’in tesadüfen bulduğu CD
ile Cox’a şantaj yapmaya başlarlar. İşin içine bir de Katie’nin birlikte olduğu federal ajan Harry girince olaylar daha
karmaşık bir hâl alır.
           Coen kardeşleri tanıyan sinemaseverler, “Fargo”, “Blood Simple” ve “İhtiyarlara Yer Yok” gibi vahşi,
karanlık ve alttan ilerleyen bir espri anlayışına sahip suç dramalarını hemen hatırlayacaklardır. Kardeşlerin aynı
sinematografik hazzı ve içten içe ironik dilini özleyenler için tam bir Coen kardeşler klasiği daha. Eksantrik bir sürü
karakterin akıl almaz tesadüfler sonucu bir araya geldiği hareketli ve abartılı bir komedi. Kardeşlerin hayranı
olduğu 30'lu yılların slapstick komedileriyle suç draması arasında gidip gelen yapımlarının ağızlarda kalan tadı
“Aramızda Casus Var” filminin egzantrik öyküsüyle yeniden can buluyor.
           . Geçen yılın Oscar şampiyonu “İhtiyarlara Yer Yok” gibi derin ve ağır bir şiddet epiğinin işlendiği kara bir
öykünün ardından “Aramızda Casus Var”ın senaryosu rastgele bir kaç espri ve abartı karakterizasyonun üstüne
çıkmaktan öte bir deneysellik barındırıyor. Film; insan ırkının inanılmaz aptallığını korkusuzca açığa vuran klasik
karakterler ve aynı mantıksız diyaloga durmadan geri dönerek o diyalogu bir komedi unsuruna dönüştüren
dehşetengiz keşiflerle dolu. Örneğin Osbourne Cox’un “Memoir” kelimesini her seferinde inatla bozuk bir Fransız
aksanıyla telaffuz etmesi gibi. Diğer taraftan bu olağanüstü ti’ye alışta Bunda Brad Pitt’in canlandırdığı boş kafalı
Chad karakteriyle karizmatik film yıldızı imajını yerle bir etmesinin de önemli bir rolü var. Her ne kadar bu
sezonun sonlarına doğru gösterime koyacağımız, farklı bir yorum ve karakter ortaya koyan Tarantino’nun
“Soysuzlar Çetesi” adlı filminde aslında oldukça güçlü bir oyuncu olduğunu tekrar göze soksa da Chad
karakteriyle oldukça etkileyici bir performans sergiliyor.
İyi izlenceler…




                                                           3
TIKANMA
                                            Orjinal Adı                  : Choke
                                            Eser                         : Chuck Palahniuk
                                            Yönetmen                     : Clark Gregg
                                            Oyuncular                    : Sam Rockwell, Brad William Henke,
                                            Bijou Phillips, Anjelica Huston
                                            Senaryo                      : Clark Gregg
                                            Müzik                        : Nathan Larson
                                            Görüntü Yönetmeni            : Tim Orr
                                            Kurgu                        : Joe Klotz
                                            Tür                          : Komedi / Dram
                                            Süre                         : 92 dk.
                                            Yapım                        : 2008, ABD




30 EKIM / 5 KASIM 2009 : Seanslar
30/31 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi )               : 14.30-16.45-19.00- 21.15
1/2/3 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı )           : 14.30-16.45-19.00
4 Kasım 2009 Çarşamba                           : 14.30-16.45-19.00-21.15
5 Kasım 2009 Perşembe                           : 14.30-16.45-19.00
Seks bağımlılığı, aşk, anne-oğul çekişmesi, yaşlanma korkusunu işleyen kara mizah.
Konu: Edebiyatla haşır neşir olanlar Chuck Palahniuk’i yakından tanırlar. Yazarın bestseller sayılabilecek eserleri
“Diary”, “Haunted”, “Survivor”, “Rant”, “Lullaby”, “Invisible Monsters”2n yanında sinemaseverlerinde asla
unutamayacağı bir başka eseri daha var. Çağdaş romanın en önemli temsilcilerinden biri sayılabilecek Chuck
Palahniuk’in belki de tüm zamanların en çarpıcı ‘emperyalizm eleştirisi’ yapan yapıtı, David Fincher’ın dehasıyla
birleşince ortaya atmosfer ve kurgu becerileriyle sentezlenmiş mehabetli bir film çıkarır: “Fight Club”. Yazar,
“Tıkanma” romanıyla da çağdaş Amerikan edebiyatının yıldızlarından biri olmayı hak eden bir performansa sahip.
Onun ‘çok satanlar’ listelerine giren ilk romanı olan 2001 tarihli “Tıkanma” (Choke) ise “Dövüş Kulübü” gibi
oklarını çağdaş insana ve onun alışkanlıklarına yöneltir. 1980’lerin sonlarından bu yana beyazperdenin
müdavimlerinden olan ve ikinci, üçüncü cins rollerde görmeye alıştığımız aktör Clark Gregg, ilk yönetmenlik
denemesinde Palahniuk imzalı romanı alarak güçlü bir metni sinemanın kuralları içinde ‘kompakt’ bir hale
getirmek gibi zorlu bir uğraşa girmiş. Tıp fakültesini bırakan Victor (Sam Rockwell) gündüzleri Kolonyal Dönem’in
canlandırıldığı tematik bir parkta çalışan bir seks bağımlısıdır. Pahalı bir bakımevinde kalan Alzheimer hastası
annesi Ida’nın (Anjelica Huston) masraflarını karşılamak için “ilginç” bir yol bulmuştur.
          Lokantalarda boğazına takılan yiyecekle boğulma numarası yapmakta, kurtaran kişinin kendisinden
sorumlu olmasını sağlamaktadır. Böylece, kurtaran kahramanlaşmakta, sıkıcı hayatının bir anlamı, arkadaşlarına
gurur duyarak anlatacağı bir hikâyesi olmakta, daha sonra da hayatını kurtaran kişiden kendini sorumlu
hissederek, ona sık sık yardım etmektedir.Fakat Victor’un, annesinin hastalığına sebep olan çarpıcı gerçekleri
öğrenmesiyle hayatı hiç beklemediği şekilde değişir.
Temelde bir anne-oğul hikâyesi anlatıyor gibi görünse de, insan doğasının ‘hastalıklı’ yüzünü perdeye yansıtma
niyetinde bir film “Tıkanma”. Filme adını veren tıkanma eylemi, başkarakterin bir sahtekârlık yöntemi olarak
benimsediği ‘yemek yerken boğulma numarası’, onun kötülük tohumlarının yeşerdiği bir arena gibi. İnsanların
kahramanlaşma içgüdülerini sömüren bu durum, karakterin annesinden devraldığı kimi alışkanlıkların ışığında
kendine yol bulur.
“Tıkanma”nın oyunculuklarda problemsiz bir yapısı var. Sam Rockwell’in her zamanki ‘serbest vezin’
performansını keyifle izlerken, anne karakterinde Anjelica Huston da ona ayak uydurmakta zorlanmıyor, hatta
bazı sahnelerde iki adım önüne geçiyor. Kadronun İskoç transferi Kelly Macdonald, ‘kilit’ bir karakteri
canlandırmasına karşın etkisiz görünüyor. Öte yandan başkarakterin kendisi gibi seks bağımlısı (mastürbasyona
takmış durumda) arkadaşını canlandıran Brad William Henke, en az ana karakterler kadar dikkat çekici bir
kompozisyon çalışması içine giriyor filmde.
İnsanoğlunun defoları üzerinde gezinen Palahniuk’in metni sıkılmadan izlenen bir film. İyi izlenceler…

                                                         4
RUMBA

                                                Orjinal Adı            : Rumba
                                                Yönetmen               : Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno
                                                Romy
                                                Oyuncular              : Dominique Abel, Fiona Gordon, Philippe
                                                Martz, Bruno Romy, Clément Morel
                                                Senaryo                          : Dominique Abel, Fiona Gordon,
                                                Bruno Romy
                                                Görüntü Yönetmeni      : Claire Childeric
                                                Kurgu                  : Sandrine Deegen
                                                Kostüm                           : Claire Dubien
                                                Tür                    : Komedi / Dram
                                                Süre                   : 78 dk.




    6/12 KASIM 2009        Seanslar
   6/7 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi )              : 14.30-16.45-19.00-21.15
   8/9/10 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı)      : 14.30-16.45-19.00
   11 Kasım 2009 Çarşamba                      : 14.30-16.45-19.00-21.15
   12 Kasım 2009 Perşembe                      : 14.30- 16.45-19.00

Latin dansına ve birbirlerine âşık bir çift.

Konu: Fiona ve Dom, huzurlu bir taşra kasabasında öğretmenlik yapmaktadır. Latin dansına olduğu kadar
birbirlerine de âşıktırlar. Hatta birçok dans yarışmasından ödül kazanmışlardır. Bir gece yine böyle bir yarışmadan
eve dönerken, intihar etmek için kendini yolun ortasına atan birine çarpmamak için direksiyonu kırıp duvara
toslamalarıyla hayatları altüst olur.
           Bir ilkokulda çalışmakta olan dans düşkünü Fiona ve Dom’un ‘melodramatik’ öyküsünü aktaran “Rumba,”
esinini Jacques Tati’nin, “Mr. Hulot's Holiday” (1953) ve “My Uncle” (1958) filmlerinden alıyor.
           İzleyenleri kendisine hayran bırakan renkleri, beyazperdenin hatlarını zekice kullanışı ve diyalogdan
hemen hemen yoksun yapısıyla Tati’nin filmleriyle aynı bir çizgide ilerleyen “Rumba,” eski ve yeni sinema anlayışı
arasında ilginç bir paralellik kuruyor. Bu özellikleriyle birlikte bugüne kadar birçok ortak projeye imza atan
Dominique Abel, Fiona Gordon ve Bruno Romy’nin çalışması, ilk bakışta hareketli bir dans filmi gibi gözükse de
çoğunlukla bedensel esneklik ve fiziksel komedi konularına yoğunlaşan uçta bir yapım. Filmin hem yönetmenliğini
hem de başrollerini üstlenen Dominique Abel ve Fiona Gordon, hikâye boyunca, bedensel yeteneklerinin
limitlerini test eder bir strateji sergiliyorlar. Bazen adaleli, bazen cılız bedenlerinin her hareketini ve her kıvrımını
izleyiciye sergilemekten yana olan ikili, bir yandan oldukça komik sakarlıklar yaparken, diğer yandan da sessizce
fiziksel komediye yöneliyorlar. Fiona ve Dom, paradoksal performanslarıyla bedensel deformasyonun anlamını
araştırmakla birlikte Jacques Tati sinemasına ve fiziksel komediye felsefi bir açıklama getiriyorlar. Bu anlatım
biçimi ve biçem filmin yapısı üzerinde doğrudan etkili bir atmosferin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuş ve
diğer yandan, sinemanın doğal yapısında barındırdığı tüm özellikleri taşıması bakımında da eskiye ve sinemaya
bir saygı duruşu gibi. Bütün bunların sonucunda, “Rumba,” Hollywood yapımı bilinen fiziksel komedi filmlerine
oranla çok daha gelenekçi bir karaktere sahip olduğunu ve komedi türünün özünü ortaya koyan bir tutum
sergilemekle birlikte yenilikçi bir tutuma da sahip.
Eğer amacınız bugünün komedi anlayışını yansıtan alışılmadık bir film izlemekse ve içinizde hala Monsieur
Hulot’nun gücünü koruduğu günlere dair bir özlem duyuyorsanız “Rumba”dan zevk alacağınız kesin.
İyi izlenceler…

                                                           5
LİMON AĞACI


                                             Orjinal Adı              : Etz Limon, Lemon Tree
                                             Yönetmen                 : Eran Riklis
                                             Oyuncular                : Hiam Abbass, Doron Tavory, Ali
                                             Suliman, Rona-Lipaz Michael
                                             Senaryo                  : Suha Arraf, Eran Riklis
                                             Görüntü Yönetmeni        : Rainer Klausmann
                                             Kurgu                    : Tova Asher
                                             Müzik                    : Habib Shadah
                                             Tür                      : Dram
                                             Süre                     : 106 dk.
                                             Yapım                    : 2008, İsrail - Almanya – Fransa




13/19 KASIM 2009 Seanslar
13/14 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi)               : 14.30-16.45-19.00-21.15
15 /16/17 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı )    : 14.30-16.45-19.00
18 Kasım 2009 Çarşamba                        : 14.30-16.45-19.00-21.15
19 Kasım 2009 Perşembe                        : 14.30-16.45-19.00




Film, Filistin İsrail sorununa insani bir açıdan ve her iki tarafı da eleştirerek bakıyor.

Konu: Limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın, Selma.
Duvarın İsrail tarafına İsrail savunma bakanı bir villa inşa edince, Selma’nın limon bahçesi, ulusal güvenliği tehdit
eden bir unsur olarak tanımlanır ve yıkılmasına karar verilir. Hakkını ve limon ağaçlarını korumak için elinden
geleni esirgemeyen Selma, tuttuğu avukata âşık olup, bir de üzerine davası uluslararası bir hadiseye dönüşünce
her şey karmakarışık olur.




                                                          6
SONBAHAR
                                             Yönetmen                  : Özcan Alper
                                             Oyuncular                 : Onur Saylak, Megi Aboulzade,
                                             Serkan Keskin, Gülefer Yenigül
                                             Senaryo                   : Özcan Alper
                                             Görüntü Yönetmeni         : Feza Çaldıran
                                             Tür                       : Dram
                                             Süre                      : 95 dk.
                                             Yapım                     : 2007, Türkiye




20/25 KASIM 2009       Seanslar
20/21 Kasım 2009 ( Cuma- C.tesi )                     : 14.30-16.45-19.00-21.15
22/23/ 24 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı )            : 14.30-16.45-19.00
25 Kasım 2009 Çarşamba                                : 14.30-16.45-19.00-21.15


Altın Koza Film Festivali "En İyi Film" ödülü.

Konu: Özcan Alper’in ilk uzun metrajlı filmi Sonbahar, siyasi gerekçelerle yaklaşık 10 yıl boyunca hapis yatmış
Yusuf’un, akciğerleri iflas ettiği için aftan yararlanıp ölümü beklemek üzere memleketine dönüşünü ve burada
geçirdiği sonbaharı anlatıyor.
Yusuf, 1992’de, 22 yaşında girdiği cezaevinden 12 yıl sonra çıkıp köyüne gelir. Aslında iki yıl daha yatması
gerekirken geçirdiği ağır hastalık yüzünden çok az ömrünün kaldığının anlaşılması üzerine serbest bırakılır.
Yakalandığı verem hastalığı akciğerlerini iyice zayıflatmıştır. Bir de F Tipi hapishane sistemine karşı yapılan ölüm
orucu eylemlerine katılması sağlığını iyice kötüleştirmiştir. Doktor durumunu kendisine açıklayıp yazdığı raporla
bırakılmasını sağlar.
Yusuf’u, cezaevinden çıkıp geldiği köyünde (Çamlıhemşin-Fırtına vadisi) bir tek yaşlı hasta annesi beklemektedir.
Babası kendisi cezaevindeyken ölmüştür... Ablası Meliha ise evlenmiştir. Annesi Rukiye Hanım ağır hastadır ama
tüm duaları oğlunu tekrar yanında görebilmek içindir, duaları sonunda kabul olmuştur. Artık tek düşüncesi huzur
içinde ölmeden önce Yusuf’u evlendirmektir. Bu mesele için köyün önde gelen ihtiyarlarından Mustafa Amca ile
konuşur... Ama bilmemektedir ki zamanın akışı Yusuf için artık onunkiyle bir değildir.
Yusuf’u evinin önünde, dağlara karşı uzanırken veya sigara içerken izlediğimiz planların çoğunu, bir pencerenin
veya kapı kirişinin böldüğü çerçevelerle veren yönetmen, karakterin dışarıdayken bile hapishane yaşamının dört
duvarı arasında kalmış ruhunu ve kıstırılmışlık duygusundan kurtulamadığını başarıyla anlatıyor. Sonbahar’ın
muhteşem Karadeniz mekanlarında gezinen kamerası filmin görsel atmosferine zenginlik katan unsurlardan biri.
Filmin ağır temposuna önemli bir katkı sağlıyor bu tür manzaralar. Hatta görüntülerin güzelliğine kıyılamamış,
bunlara gereğinden fazla yer verilmiş gibi duruyor.
Diğer yandan bu tür filmlerde sıkça rastladığımız bazı acemi oyunculuk ve metnin zayıflığı karşısında bir okuma
tiyatrosu gibi süre giden diyalogları ve bazı tekrar görsel unsurlar izleyicinin yoğunlaşmasını zorluyor. Oysa
amaçlanan etki ritmi ve atmosferiyle izleyiciyi kendine hapseden bir olması gerektiği hissediliyor.
Tüm bu bilgilerin ışığında “Sonbahar” çok güçlü sayılamayacak ama yönetmeni adına umut verici bir film.
İyi izlenceler…



                                                         7
GÖLGELER

                                             Orjinal Adı                  : Shadows, Senki
                                             Yönetmen                     : Milcho Manchevski
                                             Oyuncular                    : Borce Nacev, Vesna Stanojevska,
                                             Sabina Ajrula-Tozija
                                             Senaryo                      : Milcho Manchevski
                                             Görüntü Yönetmeni            : Fabio Cianchetti
                                             Müzik                        : Ryan Shore
                                             Kurgu                        : Marty Levenstein, David Ray
                                             Tür                          : Macera, Aksiyon
                                             Süre                         : 120 dk.
                                             Yapım                        : 2007 - Makedonya, Almanya, İtalya,
                                             Bulgaristan, İspanya




4/10 ARALIK 2009 Seanslar
4/5 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi )                       : 14.30-16.45-19.00-21.15
6/7/8 Aralık 2009 ( Pazar- P.tesi- Salı )              : 14.30-16.45-19.00
9 Aralık 2009 Çarşamba                                 : 14.30-16.45-19.00-21.15
10 Aralık 2009 Perşembe                                : 14.30-16.45-19.00




"Yağmurdan Önce" ile tanınan Milcho Manchevski'nin cinsellik, ölüm ve bu ikisinin arasındaki birkaç
önemli şeyle ilgili filmi

Konu: Korkunç bir araba kazasından kurtulduktan sonra hayatı değişen genç ve yakışıklı Şanslı Lazar'ın
hikâyesini anlatıyor. Lazar, tuhaf insanlarla tanışır: Yaşlı, bebekli bir adam, unutulmuş bir lehçe konuşan ihtiyar bir
kadın, hazin bir sırrı olan genç ve güzel bir kadın... Peki, ama bu insanlar neden onu seçmiştir? Bu soruya cevap
verebilmek için Şanslı artık büyümeli ve olmayı istediği adam olmalıdır.
İyi izlenceler…




                                                          8
İŞTE ÖZGÜR DÜNYA

                                             Orjinal Adı: It’s a Free World
                                             Yönetmen: Ken Loach
                                             Oyuncular: Kierston Wareing, Juliet Ellis, Leslaw Zurek, Joe Siffleet
                                             Senaryo: Paul Laverty
                                             Görüntü Yönetmeni: Nigel Willoughby
                                             Müzik: George Fenton
                                             Kurgu: Jonathan Morris
                                             Tür: Dram
                                             Süre: 96 dk.
                                             Yapım: 2008 - İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya




11/17 ARALIK Seanslar
11/12 Aralık 2009 ( Cuma , C.tesi )          : 14.30-16.45-19.00-21.15
13/14/15 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi, Salı)   : 14.30-16.45-19.00
16 Aralık 2009 Çarşamba                      : 14.30-16.45-19.00-21.15
17 Aralık 2009 Perşembe                      : 14.30-16.45-19.00


Ken Loach, Özgürlük Rüzgârı'nın hemen ardından çektiği bu son dramıyla günümüz Londra'sına dönüyor
ve kamerasını yeniden toplumsal konulara çeviriyor.


Konu: İş yerinde gördüğü kötü muameleden bıkmış olan ve oğlunun geleceği için endişe eden Essexli genç kadın
Angie, kendi işini kurmaya karar verir: Londra’da bir barın arka tarafında kurduğu ofiste göçmen işçilere iş
bulacaktır. Angie başarı ve servet basamaklarını tırmanırken, dünyayı döndüren para illetiyle ne kadar ileri
gidebildiğine tanık oluruz.




                                                         9
SOYSUZLAR ÇETESİ

                                             Orjinal Adı: Inglorious Basterds
                                             Yönetmen: Quentin Tarantino
                                             Oyuncular: Brad Pitt, Eli Roth, Diane Kruger, Daniel Brühl, Til
                                             Schweiger
                                             Senaryo: Quentin Tarantino
                                             Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson
                                             Kurgu: Sally Menke
                                             Tür: Savaş / Dram
                                             Süre: 153 dk.
                                             Yapım: 2009, ABD, Almanya, Fransa




18/24 ARALIK 2009       Seanslar
18/19 Aralık 2009 ( Cuma- C.tesi )           : 12.00-15.00-18.00-21.00
20/21/22 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı )   : 12.00-15.00-18.00
23 Aralık 2009 Çarşamba                      : 12.00-15.00-18.00-21.00
24 Aralık 2009 Perşembe                      : 12.00-15.00-18.00


2. Dünya Savaşı’nın yüz kızartıcı, iğrenç ama bir o kadar da gerçek ve olağanüstü öyküleri.

Konu: Shosanna Dreyfus, Fransa’nın Alman orduları tarafından işgalinin ilk yılında ailesinin Nazi Albay Hans
Landa tarafından katledilişine tanık olur. Katliamdan kıl payı kaçmayı başaran Shosanna, Paris’e yerleşir ve
sinema salonu işletmecisi sıfatıyla yeni bir kimlik edinir.
          Öte yandan Avrupa’nın başka bir yerinde Teğmen Aldo Raine, Naziler’e yönelik intikam eylemlerini
organize etmek için Yahudi kökenli Amerikalı bir grup askeri bir araya getirmiştir. Daha sonra düşmanlar
tarafından “soysuzlar” olarak bilinen ve Üçüncü Reich’ın liderlerini devirme görevi yüklenen Raine’in grubuna gizli
ajanlık da yapan Alman kadın sanatçı Bridget von Hammersmark da katılır. Shosanna’nın kendi intikam planını
devreye sokmasıyla birlikte hepsinin kaderleri aynı noktada kesişecektir.
İyi izlenceler…




                                                         10
MİLYONER

                                 Orjinal Adı       : Slumdog Millionaire
                                 Yönetmen          : Danny Boyle
                                 Oyuncular         : Dev Patel, Freida Pinto, Ayush Mahesh Khedekar,
                                 Azharuddin Mohammed Ismail, Feroz Abbas Khan
                                 Senaryo                   : Simon Beaufoy
                                 Görüntü Yönetmeni : Anthony Dod Mantle
                                 Kurgu                     : Chris Dickens
                                 Müzik                     : A.R. Rahman
                                 Tür                       : Dram / Suç / Romantik
                                 Süre                      : 120 dk.
                                 Yapım                     : 2008, İngiltere

25/31 Aralık 2009 Seanslar
25/26 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi )          : 14.30-16.45-19.00-21.15
27/28/29 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı)   : 14.30-16.45-19.00
30 Aralık 2009 Çarşamba                     : 14.30-16.45-19.00-21.15
31 Aralık 2009 Perşembe                     : 14.30-16.45


10 Dalda OSCAR

“Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasında 20 milyon kazanan fakir genç.

Programın sunucusu Prem Kumar, sıfırdan zengin olacak bu sokak çocuğunun tüm soruları bilebilme ihtimaline
inanmaz ve onu hile yaptığı iddiasıyla polise ihbar eder. Şova ara verildiğinde, polisler Jamal’ı hile yapmak
suçuyla tutuklarlar. Gece boyunca sorguya çekilen yarışmacının karşısına soruları tekrar çıkarırlar. Jamal her
sorunun doğru cevabını nasıl bulduğunu anlatmaya başlar. Bunun sonucunda, genç çocuğunun inanılmaz yaşam
hikâyesi gün yüzüne çıkar. Jamal’ın hikâyesi, modern Hindistan’ın hikâyesi. Mumbai şehrinin gecekondu
mahallesinde büyüyen Jamal’ın annesi çıkan bir din çatışmasında gözlerinin önünde katledilir. Bu olaydan sonra
Jamal, abisi Salim ve tek aşkı yetim Latika’yla birlikte sokaklarda yaşar. Şehrin en fakir bölgelerinde sokak
çeteleri içinde geçen çocukluğu Jamal’ın iyi huylu yapısını hiç bozmaz. Ama kardeşi Salim güç ve paraya açtır. İki
kardeş arasındaki gerilim ve çekişme yetişkin birer kişi oldukça artar. Ve bir gece yaşanan bir olay Jamal’ın
kardeşinden tamamen kopmasına ve gerçek aşkı Latika’yı kaybetmesine neden olur.
İyi izlenceler…




                                                       11
KARANLIĞIN GÖLGESİNDE

                                            Orjinal Adı         : Age of Ignorance / L’Age Des Tenebres
                                            Yönetmen            : Denys Arcand
                                            Oyuncular           : Marc Labreche, Diane Kruger, Sylvie Leonard,
                                            Caroline Neron, Rufus Wainwright
                                            Senaryo                       : Denys Arcand
                                            Görüntü Yönetmeni : Guy Dufaux
                                            Müzik                         : Philippe Miller
                                            Kurgu                         : Isabelle Dedieu
                                            Tür                           : Komedi
                                            Süre                          : 104 Dk.
                                            Yapım                         : 2007 – Kanada




1/7 OCAK 2010 Seanslar
2 Ocak 2010 C.tesi                             : 14.30-16.45-19.00-21.15
3/4/5 Ocak 2010 ( Pazar, P.tesi, Salı )        : 14.30-16.45-19.00
6 Ocak 2010 Çarşamba                           : 14.30-16.45-19.00-21.15
7 Ocak 2010 Perşembe                           : 14.30-16.45-19.00




Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara içen biri...

Konu: Jean-Marc rüyalarında parlak zırhlı bir şövalye, sahne ve perdenin yıldızı, başarılı bir yazardır. Sürüyle
kadın ayaklarının dibine ve yatağına düşer.
           Gerçekte o hiç kimsedir... Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara
içen biri. Ama Jean-Marc hayal dünyasının ayartmasına direnir ve gerçek dünyada kendine yeni bir şans
tanımaya karar verir.
Bir önceki filmi “Barbarların İstilası” ile En İyi Yabancı Film Oscar’ının sahibi olan Denys Arcand’in yeni çalışması
izlenmeye değer bir film.
İyi izlenceler…




Programı Hazırlayanlar        : Pınar PINARBAŞI – Lale GERS
Tel                           :422 29 46 - 4121085- 4121089- 4121091
Yer                           :DESEM 75.Yıl Amfisi
Adres                         : D.E.Ü. Rektörlük Binası – Cumhuriyet Bulv. No:144 Alsancak-İZMİR
Web Adresi                    : www. deu.edu.tr / desem
E.-posta                      : desem@deu.edu.tr
Ücret:
Tam                           :4.50 YTL
D.E.Ü. Personeli ve öğrenci   :3.50 YTL




                                                          12

More Related Content

Featured

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by HubspotMarius Sescu
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTExpeed Software
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsPixeldarts
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthThinkNow
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfmarketingartwork
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024Neil Kimberley
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)contently
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024Albert Qian
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsKurio // The Social Media Age(ncy)
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Search Engine Journal
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summarySpeakerHub
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Tessa Mero
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentLily Ray
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best PracticesVit Horky
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementMindGenius
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...RachelPearson36
 

Featured (20)

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPT
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 

Ekim Kasim Aralik 2009 Filmler

  • 1. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ DESEM SİNEMASI 9 EKIM 2009 - 7 OCAK 2010 PROGRAMI BARSELONA BARSELONA Orjinal Adı : Vicky Cristina Barcelona Yönetmen : Woody Allen Oyuncular : Scarlett Johansson, Javier Bardem, Penelope Cruz, Christopher Evan Welch Senaryo : Woody Allen Görüntü Yönetmeni : Javier Aguirresarobe Kurgu : Alisa Lepselter Sanat Yönetmeni : Inigo Navarro Tür : Dram / Komedi / Romantik Süre : 96 dk. Yapım : 2008, ABD / İspanya 9-15 EKIM 2009 Seanslar 9/10 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15 11/12/13 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 14 Ekim 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 15 Ekim 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 Film kaderleri kesişen üç insan arasında doğan aşk ilişkisini konu ediniyor. Konu: Woody Allen’ın “Maç Sayısı” ile başlayıp, “Cassandra’nın Rüyası” ile hızlanan suç serisinden sonra, karşımıza çıkan her yeni Woody Allen filminden benzer bir şok edici bir hamle bekliyorduk. “Maç Sayısı”nda sınıf atlama hırsının nasıl sarsıcı bir cinayet olayına sebep olduğunu anlatan, “Cassandra’nın Rüyası”nda ise aynı arzuyu yeniden bir cinayet olayıyla birleştiren Allen, “Barselona Barselona”da bu sefer konuyu değiştirip, hedef saptırsa da yine aynı şok edici bir senaryo ile karşımıza çıkıyor. Amerikalı Vicky ve Cristina İspanya’da bir yaz geçirirler ve gösterişli sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat paranoyak eski eşi (Penélope Cruz) ile tanışırlar. Vicky (Rebecca Hall) evlenmek üzere olan gelenekçi bir kadındır. Cristina (Scarlett Johansson) ise cinsel maceralara açık özgür ruhlu bir kadındır. Peşlerine takıldığımız dört karakterin tanrısal güzelliklerine, açık bir Gaudi sergisi olarak tanıtılan Barselona şehrinin büyüleyiciliğine, anlattığı hikâyenin hedonist ve bir o kadar ütopik yapısına bir de Woody Allen filmlerinin anlatımsal özellikleri de katıldığında ortaya oldukça ilginç bir tablo çıkıyor. Yer yer romantik, yer yer de bohem hayatın atmosferini soluduğumuz öykü bazen de şiddetli aşk sahneleriyle harmanlanan bir tutku rengine bürünüyor. Bu durumun önde gelen sebeplerinden biri de hikâyede kesintisiz olarak karmaşa getiren tutkulu bir karakter olarak hatırlanan Maria Elena. Javier Bardem tarafından canlandırılan Juan Antonio’nun eski karısı olarak çıkan Maria Elena, öyküye dâhil olur olmaz gerilim ve şiddet getiren bir karakter. Juan Antonio’yu bıçakladığına dair ortalıkta gezinen dedikodular dolayısıyla Maria Elena’nın seyirci üzerinde yarattığı etkinin böylesine güçlü olmasının en büyük sebebi ise Penélope Cruz. Penélope Cruz’un çalkantılı performansı, karakteri perdeye yansıtış biçimi ve oyunculuğundaki kadınsı-erkeksi yanlar izleyenleri büyüleyecek düzeyde. Cristina karakterinin kendine özgü naifliği ve Juan Antonio’nun tehlikeli çekiciliği ve Maria Elena’nın vahşiliği ile Vicky’nin muhafazakâr aşk anlayışı birleştiğinde ortaya oldukça karmaşık bir aşk üçgeni çıkıyor. Maria Elena ve Juan Antonio’nun şiddetli bir tutkuyla paylaştıkları sıra dışı aşk serüveni, baş döndürücü tartışmaları ve ilişkilerindeki eksik elementi arayışları ise Woody Allen’ın esprili diyalogları sayesinde bu tehlikeli naifliği körükleyen bir özelliğe bürünüyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde romantik ve tutkulu bir aşk filmi olmanın çok ötesine geçen, “Barselona Barselona,” dinamik ritmiyle yönetmenin bizlere kişisel endişelerimizi ve korkularımızı sorgulatmak için hazırladığı bir oyun belki de. Çünkü film süresince ‘medeni’ karakterleri riske atacağına inandığımız her öğe nihayetinde bizlere önyargılarımızı, hayat tercihlerimizi ve önceliklerimizi yeniden yapılandırmamızı öğütleyen bir işaret görevi üstleniyor. İyi izlenceler… 1
  • 2. PAZAR Orjinal Adı : The Market: A Tale of Trade Yönetmen : Ben Hopkins Oyuncular : Tayanç Ayaydın, Genco Erkal, Şenay Aydın, Hakan Şahin, Rojîn Ulker Senaryo : Ben Hopkins Kurgu : Alan Levy Müzik : Cihan Sezer Tür : Dram Görüntü Yönetmeni : Konstantin Kröning Süre : 93 dk. Yapım: 2008, Almaya / Türkiye / İngiltere / Kazakistan 16-22 EKIM 2009 : Seanslar 16/17 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15 18/19/20 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 Ufak bir karaborsa tüccarının hayatını değiştirmek için harika bir iş fikri vardır ancak yeterli sermayeye sahip değildir. Bu isteğine ulaşmak için ağır bir kumar oynar. Konu: 90’lı yılların başında Doğu’da bir şehir. Doğuştan ufak bir tüccar olan Mihram, ne istenirse onu bulmasıyla nam salmıştır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkân açmakla bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim Mihram'dan karaborsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir. Mihram bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası Fazıl’ın yaşadığı Nahçivan’a kaçakçılık yapacaktır. Eğer kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı burnunda karısına daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram’ın attığı her adımı dikkatle izleyen ve “Ay’ın ışığını nereden aldığını” öğrenmeye fazlasıyla meraklı olan yerel mafyayı; bir de gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunlarını Yani kısacası kapitalist pazarın olmazsa olmazları: arz ve talep… İyi izlenceler… 2
  • 3. ARAMIZDA CASUS VAR Orjinal Adı : Burn After Reading Yönetmen : Ethan Coen, Joel Coen Oyuncular : George Clooney, Frances McDormand, Brad Pitt, John Malkovich, Tilda Swinton Senaryo : Joel Coen, Ethan Coen Görüntü Yönetmeni : Emmanuel Lubezki Kurgu : Joel Coen, Ethan Coen Müzik : Carter Burwell Tür : Komedi, Suç Süre : 96 dk. 23/29 EKIM 2009 Seanslar 26/27 Ekim 2009( P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 28 Ekim 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 29 Ekim 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 CIA’deki işinden kovulan emekli ajan intikam peşindedir. Konu: Alkolik olduğu gerekçesiyle CIA’deki işinden kovulan emekli ajan Ozzie Cox, intikam almak için bildiği gizli bilgileri bir CD'ye kaydeder. Cox’un boşanmanın eşiğinde olduğu eşi Katie, CD’yi çalar ve gittiği spor salonunda unutur. Salonda çalıştırıcı olan Chad ve aynı yerde yönetici olarak çalışan Linda, Chad’in tesadüfen bulduğu CD ile Cox’a şantaj yapmaya başlarlar. İşin içine bir de Katie’nin birlikte olduğu federal ajan Harry girince olaylar daha karmaşık bir hâl alır. Coen kardeşleri tanıyan sinemaseverler, “Fargo”, “Blood Simple” ve “İhtiyarlara Yer Yok” gibi vahşi, karanlık ve alttan ilerleyen bir espri anlayışına sahip suç dramalarını hemen hatırlayacaklardır. Kardeşlerin aynı sinematografik hazzı ve içten içe ironik dilini özleyenler için tam bir Coen kardeşler klasiği daha. Eksantrik bir sürü karakterin akıl almaz tesadüfler sonucu bir araya geldiği hareketli ve abartılı bir komedi. Kardeşlerin hayranı olduğu 30'lu yılların slapstick komedileriyle suç draması arasında gidip gelen yapımlarının ağızlarda kalan tadı “Aramızda Casus Var” filminin egzantrik öyküsüyle yeniden can buluyor. . Geçen yılın Oscar şampiyonu “İhtiyarlara Yer Yok” gibi derin ve ağır bir şiddet epiğinin işlendiği kara bir öykünün ardından “Aramızda Casus Var”ın senaryosu rastgele bir kaç espri ve abartı karakterizasyonun üstüne çıkmaktan öte bir deneysellik barındırıyor. Film; insan ırkının inanılmaz aptallığını korkusuzca açığa vuran klasik karakterler ve aynı mantıksız diyaloga durmadan geri dönerek o diyalogu bir komedi unsuruna dönüştüren dehşetengiz keşiflerle dolu. Örneğin Osbourne Cox’un “Memoir” kelimesini her seferinde inatla bozuk bir Fransız aksanıyla telaffuz etmesi gibi. Diğer taraftan bu olağanüstü ti’ye alışta Bunda Brad Pitt’in canlandırdığı boş kafalı Chad karakteriyle karizmatik film yıldızı imajını yerle bir etmesinin de önemli bir rolü var. Her ne kadar bu sezonun sonlarına doğru gösterime koyacağımız, farklı bir yorum ve karakter ortaya koyan Tarantino’nun “Soysuzlar Çetesi” adlı filminde aslında oldukça güçlü bir oyuncu olduğunu tekrar göze soksa da Chad karakteriyle oldukça etkileyici bir performans sergiliyor. İyi izlenceler… 3
  • 4. TIKANMA Orjinal Adı : Choke Eser : Chuck Palahniuk Yönetmen : Clark Gregg Oyuncular : Sam Rockwell, Brad William Henke, Bijou Phillips, Anjelica Huston Senaryo : Clark Gregg Müzik : Nathan Larson Görüntü Yönetmeni : Tim Orr Kurgu : Joe Klotz Tür : Komedi / Dram Süre : 92 dk. Yapım : 2008, ABD 30 EKIM / 5 KASIM 2009 : Seanslar 30/31 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15 1/2/3 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 4 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 5 Kasım 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 Seks bağımlılığı, aşk, anne-oğul çekişmesi, yaşlanma korkusunu işleyen kara mizah. Konu: Edebiyatla haşır neşir olanlar Chuck Palahniuk’i yakından tanırlar. Yazarın bestseller sayılabilecek eserleri “Diary”, “Haunted”, “Survivor”, “Rant”, “Lullaby”, “Invisible Monsters”2n yanında sinemaseverlerinde asla unutamayacağı bir başka eseri daha var. Çağdaş romanın en önemli temsilcilerinden biri sayılabilecek Chuck Palahniuk’in belki de tüm zamanların en çarpıcı ‘emperyalizm eleştirisi’ yapan yapıtı, David Fincher’ın dehasıyla birleşince ortaya atmosfer ve kurgu becerileriyle sentezlenmiş mehabetli bir film çıkarır: “Fight Club”. Yazar, “Tıkanma” romanıyla da çağdaş Amerikan edebiyatının yıldızlarından biri olmayı hak eden bir performansa sahip. Onun ‘çok satanlar’ listelerine giren ilk romanı olan 2001 tarihli “Tıkanma” (Choke) ise “Dövüş Kulübü” gibi oklarını çağdaş insana ve onun alışkanlıklarına yöneltir. 1980’lerin sonlarından bu yana beyazperdenin müdavimlerinden olan ve ikinci, üçüncü cins rollerde görmeye alıştığımız aktör Clark Gregg, ilk yönetmenlik denemesinde Palahniuk imzalı romanı alarak güçlü bir metni sinemanın kuralları içinde ‘kompakt’ bir hale getirmek gibi zorlu bir uğraşa girmiş. Tıp fakültesini bırakan Victor (Sam Rockwell) gündüzleri Kolonyal Dönem’in canlandırıldığı tematik bir parkta çalışan bir seks bağımlısıdır. Pahalı bir bakımevinde kalan Alzheimer hastası annesi Ida’nın (Anjelica Huston) masraflarını karşılamak için “ilginç” bir yol bulmuştur. Lokantalarda boğazına takılan yiyecekle boğulma numarası yapmakta, kurtaran kişinin kendisinden sorumlu olmasını sağlamaktadır. Böylece, kurtaran kahramanlaşmakta, sıkıcı hayatının bir anlamı, arkadaşlarına gurur duyarak anlatacağı bir hikâyesi olmakta, daha sonra da hayatını kurtaran kişiden kendini sorumlu hissederek, ona sık sık yardım etmektedir.Fakat Victor’un, annesinin hastalığına sebep olan çarpıcı gerçekleri öğrenmesiyle hayatı hiç beklemediği şekilde değişir. Temelde bir anne-oğul hikâyesi anlatıyor gibi görünse de, insan doğasının ‘hastalıklı’ yüzünü perdeye yansıtma niyetinde bir film “Tıkanma”. Filme adını veren tıkanma eylemi, başkarakterin bir sahtekârlık yöntemi olarak benimsediği ‘yemek yerken boğulma numarası’, onun kötülük tohumlarının yeşerdiği bir arena gibi. İnsanların kahramanlaşma içgüdülerini sömüren bu durum, karakterin annesinden devraldığı kimi alışkanlıkların ışığında kendine yol bulur. “Tıkanma”nın oyunculuklarda problemsiz bir yapısı var. Sam Rockwell’in her zamanki ‘serbest vezin’ performansını keyifle izlerken, anne karakterinde Anjelica Huston da ona ayak uydurmakta zorlanmıyor, hatta bazı sahnelerde iki adım önüne geçiyor. Kadronun İskoç transferi Kelly Macdonald, ‘kilit’ bir karakteri canlandırmasına karşın etkisiz görünüyor. Öte yandan başkarakterin kendisi gibi seks bağımlısı (mastürbasyona takmış durumda) arkadaşını canlandıran Brad William Henke, en az ana karakterler kadar dikkat çekici bir kompozisyon çalışması içine giriyor filmde. İnsanoğlunun defoları üzerinde gezinen Palahniuk’in metni sıkılmadan izlenen bir film. İyi izlenceler… 4
  • 5. RUMBA Orjinal Adı : Rumba Yönetmen : Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy Oyuncular : Dominique Abel, Fiona Gordon, Philippe Martz, Bruno Romy, Clément Morel Senaryo : Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy Görüntü Yönetmeni : Claire Childeric Kurgu : Sandrine Deegen Kostüm : Claire Dubien Tür : Komedi / Dram Süre : 78 dk. 6/12 KASIM 2009 Seanslar 6/7 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15 8/9/10 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı) : 14.30-16.45-19.00 11 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 12 Kasım 2009 Perşembe : 14.30- 16.45-19.00 Latin dansına ve birbirlerine âşık bir çift. Konu: Fiona ve Dom, huzurlu bir taşra kasabasında öğretmenlik yapmaktadır. Latin dansına olduğu kadar birbirlerine de âşıktırlar. Hatta birçok dans yarışmasından ödül kazanmışlardır. Bir gece yine böyle bir yarışmadan eve dönerken, intihar etmek için kendini yolun ortasına atan birine çarpmamak için direksiyonu kırıp duvara toslamalarıyla hayatları altüst olur. Bir ilkokulda çalışmakta olan dans düşkünü Fiona ve Dom’un ‘melodramatik’ öyküsünü aktaran “Rumba,” esinini Jacques Tati’nin, “Mr. Hulot's Holiday” (1953) ve “My Uncle” (1958) filmlerinden alıyor. İzleyenleri kendisine hayran bırakan renkleri, beyazperdenin hatlarını zekice kullanışı ve diyalogdan hemen hemen yoksun yapısıyla Tati’nin filmleriyle aynı bir çizgide ilerleyen “Rumba,” eski ve yeni sinema anlayışı arasında ilginç bir paralellik kuruyor. Bu özellikleriyle birlikte bugüne kadar birçok ortak projeye imza atan Dominique Abel, Fiona Gordon ve Bruno Romy’nin çalışması, ilk bakışta hareketli bir dans filmi gibi gözükse de çoğunlukla bedensel esneklik ve fiziksel komedi konularına yoğunlaşan uçta bir yapım. Filmin hem yönetmenliğini hem de başrollerini üstlenen Dominique Abel ve Fiona Gordon, hikâye boyunca, bedensel yeteneklerinin limitlerini test eder bir strateji sergiliyorlar. Bazen adaleli, bazen cılız bedenlerinin her hareketini ve her kıvrımını izleyiciye sergilemekten yana olan ikili, bir yandan oldukça komik sakarlıklar yaparken, diğer yandan da sessizce fiziksel komediye yöneliyorlar. Fiona ve Dom, paradoksal performanslarıyla bedensel deformasyonun anlamını araştırmakla birlikte Jacques Tati sinemasına ve fiziksel komediye felsefi bir açıklama getiriyorlar. Bu anlatım biçimi ve biçem filmin yapısı üzerinde doğrudan etkili bir atmosferin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuş ve diğer yandan, sinemanın doğal yapısında barındırdığı tüm özellikleri taşıması bakımında da eskiye ve sinemaya bir saygı duruşu gibi. Bütün bunların sonucunda, “Rumba,” Hollywood yapımı bilinen fiziksel komedi filmlerine oranla çok daha gelenekçi bir karaktere sahip olduğunu ve komedi türünün özünü ortaya koyan bir tutum sergilemekle birlikte yenilikçi bir tutuma da sahip. Eğer amacınız bugünün komedi anlayışını yansıtan alışılmadık bir film izlemekse ve içinizde hala Monsieur Hulot’nun gücünü koruduğu günlere dair bir özlem duyuyorsanız “Rumba”dan zevk alacağınız kesin. İyi izlenceler… 5
  • 6. LİMON AĞACI Orjinal Adı : Etz Limon, Lemon Tree Yönetmen : Eran Riklis Oyuncular : Hiam Abbass, Doron Tavory, Ali Suliman, Rona-Lipaz Michael Senaryo : Suha Arraf, Eran Riklis Görüntü Yönetmeni : Rainer Klausmann Kurgu : Tova Asher Müzik : Habib Shadah Tür : Dram Süre : 106 dk. Yapım : 2008, İsrail - Almanya – Fransa 13/19 KASIM 2009 Seanslar 13/14 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi) : 14.30-16.45-19.00-21.15 15 /16/17 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 18 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 19 Kasım 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 Film, Filistin İsrail sorununa insani bir açıdan ve her iki tarafı da eleştirerek bakıyor. Konu: Limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın, Selma. Duvarın İsrail tarafına İsrail savunma bakanı bir villa inşa edince, Selma’nın limon bahçesi, ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur olarak tanımlanır ve yıkılmasına karar verilir. Hakkını ve limon ağaçlarını korumak için elinden geleni esirgemeyen Selma, tuttuğu avukata âşık olup, bir de üzerine davası uluslararası bir hadiseye dönüşünce her şey karmakarışık olur. 6
  • 7. SONBAHAR Yönetmen : Özcan Alper Oyuncular : Onur Saylak, Megi Aboulzade, Serkan Keskin, Gülefer Yenigül Senaryo : Özcan Alper Görüntü Yönetmeni : Feza Çaldıran Tür : Dram Süre : 95 dk. Yapım : 2007, Türkiye 20/25 KASIM 2009 Seanslar 20/21 Kasım 2009 ( Cuma- C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15 22/23/ 24 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00 25 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 Altın Koza Film Festivali "En İyi Film" ödülü. Konu: Özcan Alper’in ilk uzun metrajlı filmi Sonbahar, siyasi gerekçelerle yaklaşık 10 yıl boyunca hapis yatmış Yusuf’un, akciğerleri iflas ettiği için aftan yararlanıp ölümü beklemek üzere memleketine dönüşünü ve burada geçirdiği sonbaharı anlatıyor. Yusuf, 1992’de, 22 yaşında girdiği cezaevinden 12 yıl sonra çıkıp köyüne gelir. Aslında iki yıl daha yatması gerekirken geçirdiği ağır hastalık yüzünden çok az ömrünün kaldığının anlaşılması üzerine serbest bırakılır. Yakalandığı verem hastalığı akciğerlerini iyice zayıflatmıştır. Bir de F Tipi hapishane sistemine karşı yapılan ölüm orucu eylemlerine katılması sağlığını iyice kötüleştirmiştir. Doktor durumunu kendisine açıklayıp yazdığı raporla bırakılmasını sağlar. Yusuf’u, cezaevinden çıkıp geldiği köyünde (Çamlıhemşin-Fırtına vadisi) bir tek yaşlı hasta annesi beklemektedir. Babası kendisi cezaevindeyken ölmüştür... Ablası Meliha ise evlenmiştir. Annesi Rukiye Hanım ağır hastadır ama tüm duaları oğlunu tekrar yanında görebilmek içindir, duaları sonunda kabul olmuştur. Artık tek düşüncesi huzur içinde ölmeden önce Yusuf’u evlendirmektir. Bu mesele için köyün önde gelen ihtiyarlarından Mustafa Amca ile konuşur... Ama bilmemektedir ki zamanın akışı Yusuf için artık onunkiyle bir değildir. Yusuf’u evinin önünde, dağlara karşı uzanırken veya sigara içerken izlediğimiz planların çoğunu, bir pencerenin veya kapı kirişinin böldüğü çerçevelerle veren yönetmen, karakterin dışarıdayken bile hapishane yaşamının dört duvarı arasında kalmış ruhunu ve kıstırılmışlık duygusundan kurtulamadığını başarıyla anlatıyor. Sonbahar’ın muhteşem Karadeniz mekanlarında gezinen kamerası filmin görsel atmosferine zenginlik katan unsurlardan biri. Filmin ağır temposuna önemli bir katkı sağlıyor bu tür manzaralar. Hatta görüntülerin güzelliğine kıyılamamış, bunlara gereğinden fazla yer verilmiş gibi duruyor. Diğer yandan bu tür filmlerde sıkça rastladığımız bazı acemi oyunculuk ve metnin zayıflığı karşısında bir okuma tiyatrosu gibi süre giden diyalogları ve bazı tekrar görsel unsurlar izleyicinin yoğunlaşmasını zorluyor. Oysa amaçlanan etki ritmi ve atmosferiyle izleyiciyi kendine hapseden bir olması gerektiği hissediliyor. Tüm bu bilgilerin ışığında “Sonbahar” çok güçlü sayılamayacak ama yönetmeni adına umut verici bir film. İyi izlenceler… 7
  • 8. GÖLGELER Orjinal Adı : Shadows, Senki Yönetmen : Milcho Manchevski Oyuncular : Borce Nacev, Vesna Stanojevska, Sabina Ajrula-Tozija Senaryo : Milcho Manchevski Görüntü Yönetmeni : Fabio Cianchetti Müzik : Ryan Shore Kurgu : Marty Levenstein, David Ray Tür : Macera, Aksiyon Süre : 120 dk. Yapım : 2007 - Makedonya, Almanya, İtalya, Bulgaristan, İspanya 4/10 ARALIK 2009 Seanslar 4/5 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15 6/7/8 Aralık 2009 ( Pazar- P.tesi- Salı ) : 14.30-16.45-19.00 9 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 10 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 "Yağmurdan Önce" ile tanınan Milcho Manchevski'nin cinsellik, ölüm ve bu ikisinin arasındaki birkaç önemli şeyle ilgili filmi Konu: Korkunç bir araba kazasından kurtulduktan sonra hayatı değişen genç ve yakışıklı Şanslı Lazar'ın hikâyesini anlatıyor. Lazar, tuhaf insanlarla tanışır: Yaşlı, bebekli bir adam, unutulmuş bir lehçe konuşan ihtiyar bir kadın, hazin bir sırrı olan genç ve güzel bir kadın... Peki, ama bu insanlar neden onu seçmiştir? Bu soruya cevap verebilmek için Şanslı artık büyümeli ve olmayı istediği adam olmalıdır. İyi izlenceler… 8
  • 9. İŞTE ÖZGÜR DÜNYA Orjinal Adı: It’s a Free World Yönetmen: Ken Loach Oyuncular: Kierston Wareing, Juliet Ellis, Leslaw Zurek, Joe Siffleet Senaryo: Paul Laverty Görüntü Yönetmeni: Nigel Willoughby Müzik: George Fenton Kurgu: Jonathan Morris Tür: Dram Süre: 96 dk. Yapım: 2008 - İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya 11/17 ARALIK Seanslar 11/12 Aralık 2009 ( Cuma , C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15 13/14/15 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi, Salı) : 14.30-16.45-19.00 16 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 17 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 Ken Loach, Özgürlük Rüzgârı'nın hemen ardından çektiği bu son dramıyla günümüz Londra'sına dönüyor ve kamerasını yeniden toplumsal konulara çeviriyor. Konu: İş yerinde gördüğü kötü muameleden bıkmış olan ve oğlunun geleceği için endişe eden Essexli genç kadın Angie, kendi işini kurmaya karar verir: Londra’da bir barın arka tarafında kurduğu ofiste göçmen işçilere iş bulacaktır. Angie başarı ve servet basamaklarını tırmanırken, dünyayı döndüren para illetiyle ne kadar ileri gidebildiğine tanık oluruz. 9
  • 10. SOYSUZLAR ÇETESİ Orjinal Adı: Inglorious Basterds Yönetmen: Quentin Tarantino Oyuncular: Brad Pitt, Eli Roth, Diane Kruger, Daniel Brühl, Til Schweiger Senaryo: Quentin Tarantino Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson Kurgu: Sally Menke Tür: Savaş / Dram Süre: 153 dk. Yapım: 2009, ABD, Almanya, Fransa 18/24 ARALIK 2009 Seanslar 18/19 Aralık 2009 ( Cuma- C.tesi ) : 12.00-15.00-18.00-21.00 20/21/22 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı ) : 12.00-15.00-18.00 23 Aralık 2009 Çarşamba : 12.00-15.00-18.00-21.00 24 Aralık 2009 Perşembe : 12.00-15.00-18.00 2. Dünya Savaşı’nın yüz kızartıcı, iğrenç ama bir o kadar da gerçek ve olağanüstü öyküleri. Konu: Shosanna Dreyfus, Fransa’nın Alman orduları tarafından işgalinin ilk yılında ailesinin Nazi Albay Hans Landa tarafından katledilişine tanık olur. Katliamdan kıl payı kaçmayı başaran Shosanna, Paris’e yerleşir ve sinema salonu işletmecisi sıfatıyla yeni bir kimlik edinir. Öte yandan Avrupa’nın başka bir yerinde Teğmen Aldo Raine, Naziler’e yönelik intikam eylemlerini organize etmek için Yahudi kökenli Amerikalı bir grup askeri bir araya getirmiştir. Daha sonra düşmanlar tarafından “soysuzlar” olarak bilinen ve Üçüncü Reich’ın liderlerini devirme görevi yüklenen Raine’in grubuna gizli ajanlık da yapan Alman kadın sanatçı Bridget von Hammersmark da katılır. Shosanna’nın kendi intikam planını devreye sokmasıyla birlikte hepsinin kaderleri aynı noktada kesişecektir. İyi izlenceler… 10
  • 11. MİLYONER Orjinal Adı : Slumdog Millionaire Yönetmen : Danny Boyle Oyuncular : Dev Patel, Freida Pinto, Ayush Mahesh Khedekar, Azharuddin Mohammed Ismail, Feroz Abbas Khan Senaryo : Simon Beaufoy Görüntü Yönetmeni : Anthony Dod Mantle Kurgu : Chris Dickens Müzik : A.R. Rahman Tür : Dram / Suç / Romantik Süre : 120 dk. Yapım : 2008, İngiltere 25/31 Aralık 2009 Seanslar 25/26 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15 27/28/29 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı) : 14.30-16.45-19.00 30 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 31 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45 10 Dalda OSCAR “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasında 20 milyon kazanan fakir genç. Programın sunucusu Prem Kumar, sıfırdan zengin olacak bu sokak çocuğunun tüm soruları bilebilme ihtimaline inanmaz ve onu hile yaptığı iddiasıyla polise ihbar eder. Şova ara verildiğinde, polisler Jamal’ı hile yapmak suçuyla tutuklarlar. Gece boyunca sorguya çekilen yarışmacının karşısına soruları tekrar çıkarırlar. Jamal her sorunun doğru cevabını nasıl bulduğunu anlatmaya başlar. Bunun sonucunda, genç çocuğunun inanılmaz yaşam hikâyesi gün yüzüne çıkar. Jamal’ın hikâyesi, modern Hindistan’ın hikâyesi. Mumbai şehrinin gecekondu mahallesinde büyüyen Jamal’ın annesi çıkan bir din çatışmasında gözlerinin önünde katledilir. Bu olaydan sonra Jamal, abisi Salim ve tek aşkı yetim Latika’yla birlikte sokaklarda yaşar. Şehrin en fakir bölgelerinde sokak çeteleri içinde geçen çocukluğu Jamal’ın iyi huylu yapısını hiç bozmaz. Ama kardeşi Salim güç ve paraya açtır. İki kardeş arasındaki gerilim ve çekişme yetişkin birer kişi oldukça artar. Ve bir gece yaşanan bir olay Jamal’ın kardeşinden tamamen kopmasına ve gerçek aşkı Latika’yı kaybetmesine neden olur. İyi izlenceler… 11
  • 12. KARANLIĞIN GÖLGESİNDE Orjinal Adı : Age of Ignorance / L’Age Des Tenebres Yönetmen : Denys Arcand Oyuncular : Marc Labreche, Diane Kruger, Sylvie Leonard, Caroline Neron, Rufus Wainwright Senaryo : Denys Arcand Görüntü Yönetmeni : Guy Dufaux Müzik : Philippe Miller Kurgu : Isabelle Dedieu Tür : Komedi Süre : 104 Dk. Yapım : 2007 – Kanada 1/7 OCAK 2010 Seanslar 2 Ocak 2010 C.tesi : 14.30-16.45-19.00-21.15 3/4/5 Ocak 2010 ( Pazar, P.tesi, Salı ) : 14.30-16.45-19.00 6 Ocak 2010 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15 7 Ocak 2010 Perşembe : 14.30-16.45-19.00 Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara içen biri... Konu: Jean-Marc rüyalarında parlak zırhlı bir şövalye, sahne ve perdenin yıldızı, başarılı bir yazardır. Sürüyle kadın ayaklarının dibine ve yatağına düşer. Gerçekte o hiç kimsedir... Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara içen biri. Ama Jean-Marc hayal dünyasının ayartmasına direnir ve gerçek dünyada kendine yeni bir şans tanımaya karar verir. Bir önceki filmi “Barbarların İstilası” ile En İyi Yabancı Film Oscar’ının sahibi olan Denys Arcand’in yeni çalışması izlenmeye değer bir film. İyi izlenceler… Programı Hazırlayanlar : Pınar PINARBAŞI – Lale GERS Tel :422 29 46 - 4121085- 4121089- 4121091 Yer :DESEM 75.Yıl Amfisi Adres : D.E.Ü. Rektörlük Binası – Cumhuriyet Bulv. No:144 Alsancak-İZMİR Web Adresi : www. deu.edu.tr / desem E.-posta : desem@deu.edu.tr Ücret: Tam :4.50 YTL D.E.Ü. Personeli ve öğrenci :3.50 YTL 12