Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Ekim Kasim Aralik 2009 Filmler
1. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ
DESEM SİNEMASI
9 EKIM 2009 - 7 OCAK 2010 PROGRAMI
BARSELONA BARSELONA
Orjinal Adı : Vicky Cristina Barcelona
Yönetmen : Woody Allen
Oyuncular : Scarlett Johansson, Javier Bardem, Penelope Cruz,
Christopher Evan Welch
Senaryo : Woody Allen
Görüntü Yönetmeni : Javier Aguirresarobe
Kurgu : Alisa Lepselter
Sanat Yönetmeni : Inigo Navarro
Tür : Dram / Komedi / Romantik
Süre : 96 dk.
Yapım : 2008, ABD / İspanya
9-15 EKIM 2009 Seanslar
9/10 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15
11/12/13 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
14 Ekim 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
15 Ekim 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
Film kaderleri kesişen üç insan arasında doğan aşk ilişkisini konu ediniyor.
Konu: Woody Allen’ın “Maç Sayısı” ile başlayıp, “Cassandra’nın Rüyası” ile hızlanan suç serisinden sonra,
karşımıza çıkan her yeni Woody Allen filminden benzer bir şok edici bir hamle bekliyorduk. “Maç Sayısı”nda sınıf
atlama hırsının nasıl sarsıcı bir cinayet olayına sebep olduğunu anlatan, “Cassandra’nın Rüyası”nda ise aynı
arzuyu yeniden bir cinayet olayıyla birleştiren Allen, “Barselona Barselona”da bu sefer konuyu değiştirip, hedef
saptırsa da yine aynı şok edici bir senaryo ile karşımıza çıkıyor. Amerikalı Vicky ve Cristina İspanya’da bir yaz
geçirirler ve gösterişli sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat paranoyak eski eşi (Penélope Cruz) ile
tanışırlar. Vicky (Rebecca Hall) evlenmek üzere olan gelenekçi bir kadındır. Cristina (Scarlett Johansson) ise
cinsel maceralara açık özgür ruhlu bir kadındır. Peşlerine takıldığımız dört karakterin tanrısal güzelliklerine, açık
bir Gaudi sergisi olarak tanıtılan Barselona şehrinin büyüleyiciliğine, anlattığı hikâyenin hedonist ve bir o kadar
ütopik yapısına bir de Woody Allen filmlerinin anlatımsal özellikleri de katıldığında ortaya oldukça ilginç bir tablo
çıkıyor.
Yer yer romantik, yer yer de bohem hayatın atmosferini soluduğumuz öykü bazen de şiddetli aşk
sahneleriyle harmanlanan bir tutku rengine bürünüyor. Bu durumun önde gelen sebeplerinden biri de hikâyede
kesintisiz olarak karmaşa getiren tutkulu bir karakter olarak hatırlanan Maria Elena. Javier Bardem tarafından
canlandırılan Juan Antonio’nun eski karısı olarak çıkan Maria Elena, öyküye dâhil olur olmaz gerilim ve şiddet
getiren bir karakter. Juan Antonio’yu bıçakladığına dair ortalıkta gezinen dedikodular dolayısıyla Maria Elena’nın
seyirci üzerinde yarattığı etkinin böylesine güçlü olmasının en büyük sebebi ise Penélope Cruz. Penélope
Cruz’un çalkantılı performansı, karakteri perdeye yansıtış biçimi ve oyunculuğundaki kadınsı-erkeksi yanlar
izleyenleri büyüleyecek düzeyde. Cristina karakterinin kendine özgü naifliği ve Juan Antonio’nun tehlikeli çekiciliği
ve Maria Elena’nın vahşiliği ile Vicky’nin muhafazakâr aşk anlayışı birleştiğinde ortaya oldukça karmaşık bir aşk
üçgeni çıkıyor. Maria Elena ve Juan Antonio’nun şiddetli bir tutkuyla paylaştıkları sıra dışı aşk serüveni, baş
döndürücü tartışmaları ve ilişkilerindeki eksik elementi arayışları ise Woody Allen’ın esprili diyalogları sayesinde
bu tehlikeli naifliği körükleyen bir özelliğe bürünüyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde romantik ve tutkulu bir aşk
filmi olmanın çok ötesine geçen, “Barselona Barselona,” dinamik ritmiyle yönetmenin bizlere kişisel endişelerimizi
ve korkularımızı sorgulatmak için hazırladığı bir oyun belki de. Çünkü film süresince ‘medeni’ karakterleri riske
atacağına inandığımız her öğe nihayetinde bizlere önyargılarımızı, hayat tercihlerimizi ve önceliklerimizi yeniden
yapılandırmamızı öğütleyen bir işaret görevi üstleniyor. İyi izlenceler…
1
2. PAZAR
Orjinal Adı : The Market: A Tale of Trade
Yönetmen : Ben Hopkins
Oyuncular : Tayanç Ayaydın, Genco Erkal, Şenay Aydın,
Hakan Şahin, Rojîn Ulker
Senaryo : Ben Hopkins
Kurgu : Alan Levy
Müzik : Cihan Sezer
Tür : Dram
Görüntü Yönetmeni : Konstantin Kröning
Süre : 93 dk.
Yapım: 2008, Almaya / Türkiye / İngiltere / Kazakistan
16-22 EKIM 2009 : Seanslar
16/17 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15
18/19/20 Ekim 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
Ufak bir karaborsa tüccarının hayatını değiştirmek için harika bir iş fikri vardır ancak yeterli sermayeye
sahip değildir. Bu isteğine ulaşmak için ağır bir kumar oynar.
Konu: 90’lı yılların başında Doğu’da bir şehir. Doğuştan ufak bir tüccar olan Mihram, ne istenirse onu bulmasıyla
nam salmıştır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip
değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkân açmakla
bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim
Mihram'dan karaborsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir.
Mihram bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar
oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası Fazıl’ın yaşadığı Nahçivan’a kaçakçılık yapacaktır. Eğer
kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı
burnunda karısına daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram’ın attığı
her adımı dikkatle izleyen ve “Ay’ın ışığını nereden aldığını” öğrenmeye fazlasıyla meraklı olan yerel mafyayı; bir
de gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunlarını Yani kısacası kapitalist pazarın olmazsa
olmazları: arz ve talep…
İyi izlenceler…
2
3. ARAMIZDA CASUS VAR
Orjinal Adı : Burn After Reading
Yönetmen : Ethan Coen, Joel Coen
Oyuncular : George Clooney, Frances McDormand, Brad Pitt,
John Malkovich, Tilda Swinton
Senaryo : Joel Coen, Ethan Coen
Görüntü Yönetmeni : Emmanuel Lubezki
Kurgu : Joel Coen, Ethan Coen
Müzik : Carter Burwell
Tür : Komedi, Suç
Süre : 96 dk.
23/29 EKIM 2009 Seanslar
26/27 Ekim 2009( P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
28 Ekim 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
29 Ekim 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
CIA’deki işinden kovulan emekli ajan intikam peşindedir.
Konu: Alkolik olduğu gerekçesiyle CIA’deki işinden kovulan emekli ajan Ozzie Cox, intikam almak için bildiği gizli
bilgileri bir CD'ye kaydeder. Cox’un boşanmanın eşiğinde olduğu eşi Katie, CD’yi çalar ve gittiği spor salonunda
unutur. Salonda çalıştırıcı olan Chad ve aynı yerde yönetici olarak çalışan Linda, Chad’in tesadüfen bulduğu CD
ile Cox’a şantaj yapmaya başlarlar. İşin içine bir de Katie’nin birlikte olduğu federal ajan Harry girince olaylar daha
karmaşık bir hâl alır.
Coen kardeşleri tanıyan sinemaseverler, “Fargo”, “Blood Simple” ve “İhtiyarlara Yer Yok” gibi vahşi,
karanlık ve alttan ilerleyen bir espri anlayışına sahip suç dramalarını hemen hatırlayacaklardır. Kardeşlerin aynı
sinematografik hazzı ve içten içe ironik dilini özleyenler için tam bir Coen kardeşler klasiği daha. Eksantrik bir sürü
karakterin akıl almaz tesadüfler sonucu bir araya geldiği hareketli ve abartılı bir komedi. Kardeşlerin hayranı
olduğu 30'lu yılların slapstick komedileriyle suç draması arasında gidip gelen yapımlarının ağızlarda kalan tadı
“Aramızda Casus Var” filminin egzantrik öyküsüyle yeniden can buluyor.
. Geçen yılın Oscar şampiyonu “İhtiyarlara Yer Yok” gibi derin ve ağır bir şiddet epiğinin işlendiği kara bir
öykünün ardından “Aramızda Casus Var”ın senaryosu rastgele bir kaç espri ve abartı karakterizasyonun üstüne
çıkmaktan öte bir deneysellik barındırıyor. Film; insan ırkının inanılmaz aptallığını korkusuzca açığa vuran klasik
karakterler ve aynı mantıksız diyaloga durmadan geri dönerek o diyalogu bir komedi unsuruna dönüştüren
dehşetengiz keşiflerle dolu. Örneğin Osbourne Cox’un “Memoir” kelimesini her seferinde inatla bozuk bir Fransız
aksanıyla telaffuz etmesi gibi. Diğer taraftan bu olağanüstü ti’ye alışta Bunda Brad Pitt’in canlandırdığı boş kafalı
Chad karakteriyle karizmatik film yıldızı imajını yerle bir etmesinin de önemli bir rolü var. Her ne kadar bu
sezonun sonlarına doğru gösterime koyacağımız, farklı bir yorum ve karakter ortaya koyan Tarantino’nun
“Soysuzlar Çetesi” adlı filminde aslında oldukça güçlü bir oyuncu olduğunu tekrar göze soksa da Chad
karakteriyle oldukça etkileyici bir performans sergiliyor.
İyi izlenceler…
3
4. TIKANMA
Orjinal Adı : Choke
Eser : Chuck Palahniuk
Yönetmen : Clark Gregg
Oyuncular : Sam Rockwell, Brad William Henke,
Bijou Phillips, Anjelica Huston
Senaryo : Clark Gregg
Müzik : Nathan Larson
Görüntü Yönetmeni : Tim Orr
Kurgu : Joe Klotz
Tür : Komedi / Dram
Süre : 92 dk.
Yapım : 2008, ABD
30 EKIM / 5 KASIM 2009 : Seanslar
30/31 Ekim 2009 ( Cuma - C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00- 21.15
1/2/3 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
4 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
5 Kasım 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
Seks bağımlılığı, aşk, anne-oğul çekişmesi, yaşlanma korkusunu işleyen kara mizah.
Konu: Edebiyatla haşır neşir olanlar Chuck Palahniuk’i yakından tanırlar. Yazarın bestseller sayılabilecek eserleri
“Diary”, “Haunted”, “Survivor”, “Rant”, “Lullaby”, “Invisible Monsters”2n yanında sinemaseverlerinde asla
unutamayacağı bir başka eseri daha var. Çağdaş romanın en önemli temsilcilerinden biri sayılabilecek Chuck
Palahniuk’in belki de tüm zamanların en çarpıcı ‘emperyalizm eleştirisi’ yapan yapıtı, David Fincher’ın dehasıyla
birleşince ortaya atmosfer ve kurgu becerileriyle sentezlenmiş mehabetli bir film çıkarır: “Fight Club”. Yazar,
“Tıkanma” romanıyla da çağdaş Amerikan edebiyatının yıldızlarından biri olmayı hak eden bir performansa sahip.
Onun ‘çok satanlar’ listelerine giren ilk romanı olan 2001 tarihli “Tıkanma” (Choke) ise “Dövüş Kulübü” gibi
oklarını çağdaş insana ve onun alışkanlıklarına yöneltir. 1980’lerin sonlarından bu yana beyazperdenin
müdavimlerinden olan ve ikinci, üçüncü cins rollerde görmeye alıştığımız aktör Clark Gregg, ilk yönetmenlik
denemesinde Palahniuk imzalı romanı alarak güçlü bir metni sinemanın kuralları içinde ‘kompakt’ bir hale
getirmek gibi zorlu bir uğraşa girmiş. Tıp fakültesini bırakan Victor (Sam Rockwell) gündüzleri Kolonyal Dönem’in
canlandırıldığı tematik bir parkta çalışan bir seks bağımlısıdır. Pahalı bir bakımevinde kalan Alzheimer hastası
annesi Ida’nın (Anjelica Huston) masraflarını karşılamak için “ilginç” bir yol bulmuştur.
Lokantalarda boğazına takılan yiyecekle boğulma numarası yapmakta, kurtaran kişinin kendisinden
sorumlu olmasını sağlamaktadır. Böylece, kurtaran kahramanlaşmakta, sıkıcı hayatının bir anlamı, arkadaşlarına
gurur duyarak anlatacağı bir hikâyesi olmakta, daha sonra da hayatını kurtaran kişiden kendini sorumlu
hissederek, ona sık sık yardım etmektedir.Fakat Victor’un, annesinin hastalığına sebep olan çarpıcı gerçekleri
öğrenmesiyle hayatı hiç beklemediği şekilde değişir.
Temelde bir anne-oğul hikâyesi anlatıyor gibi görünse de, insan doğasının ‘hastalıklı’ yüzünü perdeye yansıtma
niyetinde bir film “Tıkanma”. Filme adını veren tıkanma eylemi, başkarakterin bir sahtekârlık yöntemi olarak
benimsediği ‘yemek yerken boğulma numarası’, onun kötülük tohumlarının yeşerdiği bir arena gibi. İnsanların
kahramanlaşma içgüdülerini sömüren bu durum, karakterin annesinden devraldığı kimi alışkanlıkların ışığında
kendine yol bulur.
“Tıkanma”nın oyunculuklarda problemsiz bir yapısı var. Sam Rockwell’in her zamanki ‘serbest vezin’
performansını keyifle izlerken, anne karakterinde Anjelica Huston da ona ayak uydurmakta zorlanmıyor, hatta
bazı sahnelerde iki adım önüne geçiyor. Kadronun İskoç transferi Kelly Macdonald, ‘kilit’ bir karakteri
canlandırmasına karşın etkisiz görünüyor. Öte yandan başkarakterin kendisi gibi seks bağımlısı (mastürbasyona
takmış durumda) arkadaşını canlandıran Brad William Henke, en az ana karakterler kadar dikkat çekici bir
kompozisyon çalışması içine giriyor filmde.
İnsanoğlunun defoları üzerinde gezinen Palahniuk’in metni sıkılmadan izlenen bir film. İyi izlenceler…
4
5. RUMBA
Orjinal Adı : Rumba
Yönetmen : Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno
Romy
Oyuncular : Dominique Abel, Fiona Gordon, Philippe
Martz, Bruno Romy, Clément Morel
Senaryo : Dominique Abel, Fiona Gordon,
Bruno Romy
Görüntü Yönetmeni : Claire Childeric
Kurgu : Sandrine Deegen
Kostüm : Claire Dubien
Tür : Komedi / Dram
Süre : 78 dk.
6/12 KASIM 2009 Seanslar
6/7 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15
8/9/10 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı) : 14.30-16.45-19.00
11 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
12 Kasım 2009 Perşembe : 14.30- 16.45-19.00
Latin dansına ve birbirlerine âşık bir çift.
Konu: Fiona ve Dom, huzurlu bir taşra kasabasında öğretmenlik yapmaktadır. Latin dansına olduğu kadar
birbirlerine de âşıktırlar. Hatta birçok dans yarışmasından ödül kazanmışlardır. Bir gece yine böyle bir yarışmadan
eve dönerken, intihar etmek için kendini yolun ortasına atan birine çarpmamak için direksiyonu kırıp duvara
toslamalarıyla hayatları altüst olur.
Bir ilkokulda çalışmakta olan dans düşkünü Fiona ve Dom’un ‘melodramatik’ öyküsünü aktaran “Rumba,”
esinini Jacques Tati’nin, “Mr. Hulot's Holiday” (1953) ve “My Uncle” (1958) filmlerinden alıyor.
İzleyenleri kendisine hayran bırakan renkleri, beyazperdenin hatlarını zekice kullanışı ve diyalogdan
hemen hemen yoksun yapısıyla Tati’nin filmleriyle aynı bir çizgide ilerleyen “Rumba,” eski ve yeni sinema anlayışı
arasında ilginç bir paralellik kuruyor. Bu özellikleriyle birlikte bugüne kadar birçok ortak projeye imza atan
Dominique Abel, Fiona Gordon ve Bruno Romy’nin çalışması, ilk bakışta hareketli bir dans filmi gibi gözükse de
çoğunlukla bedensel esneklik ve fiziksel komedi konularına yoğunlaşan uçta bir yapım. Filmin hem yönetmenliğini
hem de başrollerini üstlenen Dominique Abel ve Fiona Gordon, hikâye boyunca, bedensel yeteneklerinin
limitlerini test eder bir strateji sergiliyorlar. Bazen adaleli, bazen cılız bedenlerinin her hareketini ve her kıvrımını
izleyiciye sergilemekten yana olan ikili, bir yandan oldukça komik sakarlıklar yaparken, diğer yandan da sessizce
fiziksel komediye yöneliyorlar. Fiona ve Dom, paradoksal performanslarıyla bedensel deformasyonun anlamını
araştırmakla birlikte Jacques Tati sinemasına ve fiziksel komediye felsefi bir açıklama getiriyorlar. Bu anlatım
biçimi ve biçem filmin yapısı üzerinde doğrudan etkili bir atmosferin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuş ve
diğer yandan, sinemanın doğal yapısında barındırdığı tüm özellikleri taşıması bakımında da eskiye ve sinemaya
bir saygı duruşu gibi. Bütün bunların sonucunda, “Rumba,” Hollywood yapımı bilinen fiziksel komedi filmlerine
oranla çok daha gelenekçi bir karaktere sahip olduğunu ve komedi türünün özünü ortaya koyan bir tutum
sergilemekle birlikte yenilikçi bir tutuma da sahip.
Eğer amacınız bugünün komedi anlayışını yansıtan alışılmadık bir film izlemekse ve içinizde hala Monsieur
Hulot’nun gücünü koruduğu günlere dair bir özlem duyuyorsanız “Rumba”dan zevk alacağınız kesin.
İyi izlenceler…
5
6. LİMON AĞACI
Orjinal Adı : Etz Limon, Lemon Tree
Yönetmen : Eran Riklis
Oyuncular : Hiam Abbass, Doron Tavory, Ali
Suliman, Rona-Lipaz Michael
Senaryo : Suha Arraf, Eran Riklis
Görüntü Yönetmeni : Rainer Klausmann
Kurgu : Tova Asher
Müzik : Habib Shadah
Tür : Dram
Süre : 106 dk.
Yapım : 2008, İsrail - Almanya – Fransa
13/19 KASIM 2009 Seanslar
13/14 Kasım 2009 ( Cuma-C.tesi) : 14.30-16.45-19.00-21.15
15 /16/17 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
18 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
19 Kasım 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
Film, Filistin İsrail sorununa insani bir açıdan ve her iki tarafı da eleştirerek bakıyor.
Konu: Limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın, Selma.
Duvarın İsrail tarafına İsrail savunma bakanı bir villa inşa edince, Selma’nın limon bahçesi, ulusal güvenliği tehdit
eden bir unsur olarak tanımlanır ve yıkılmasına karar verilir. Hakkını ve limon ağaçlarını korumak için elinden
geleni esirgemeyen Selma, tuttuğu avukata âşık olup, bir de üzerine davası uluslararası bir hadiseye dönüşünce
her şey karmakarışık olur.
6
7. SONBAHAR
Yönetmen : Özcan Alper
Oyuncular : Onur Saylak, Megi Aboulzade,
Serkan Keskin, Gülefer Yenigül
Senaryo : Özcan Alper
Görüntü Yönetmeni : Feza Çaldıran
Tür : Dram
Süre : 95 dk.
Yapım : 2007, Türkiye
20/25 KASIM 2009 Seanslar
20/21 Kasım 2009 ( Cuma- C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15
22/23/ 24 Kasım 2009 ( Pazar-P.tesi-Salı ) : 14.30-16.45-19.00
25 Kasım 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
Altın Koza Film Festivali "En İyi Film" ödülü.
Konu: Özcan Alper’in ilk uzun metrajlı filmi Sonbahar, siyasi gerekçelerle yaklaşık 10 yıl boyunca hapis yatmış
Yusuf’un, akciğerleri iflas ettiği için aftan yararlanıp ölümü beklemek üzere memleketine dönüşünü ve burada
geçirdiği sonbaharı anlatıyor.
Yusuf, 1992’de, 22 yaşında girdiği cezaevinden 12 yıl sonra çıkıp köyüne gelir. Aslında iki yıl daha yatması
gerekirken geçirdiği ağır hastalık yüzünden çok az ömrünün kaldığının anlaşılması üzerine serbest bırakılır.
Yakalandığı verem hastalığı akciğerlerini iyice zayıflatmıştır. Bir de F Tipi hapishane sistemine karşı yapılan ölüm
orucu eylemlerine katılması sağlığını iyice kötüleştirmiştir. Doktor durumunu kendisine açıklayıp yazdığı raporla
bırakılmasını sağlar.
Yusuf’u, cezaevinden çıkıp geldiği köyünde (Çamlıhemşin-Fırtına vadisi) bir tek yaşlı hasta annesi beklemektedir.
Babası kendisi cezaevindeyken ölmüştür... Ablası Meliha ise evlenmiştir. Annesi Rukiye Hanım ağır hastadır ama
tüm duaları oğlunu tekrar yanında görebilmek içindir, duaları sonunda kabul olmuştur. Artık tek düşüncesi huzur
içinde ölmeden önce Yusuf’u evlendirmektir. Bu mesele için köyün önde gelen ihtiyarlarından Mustafa Amca ile
konuşur... Ama bilmemektedir ki zamanın akışı Yusuf için artık onunkiyle bir değildir.
Yusuf’u evinin önünde, dağlara karşı uzanırken veya sigara içerken izlediğimiz planların çoğunu, bir pencerenin
veya kapı kirişinin böldüğü çerçevelerle veren yönetmen, karakterin dışarıdayken bile hapishane yaşamının dört
duvarı arasında kalmış ruhunu ve kıstırılmışlık duygusundan kurtulamadığını başarıyla anlatıyor. Sonbahar’ın
muhteşem Karadeniz mekanlarında gezinen kamerası filmin görsel atmosferine zenginlik katan unsurlardan biri.
Filmin ağır temposuna önemli bir katkı sağlıyor bu tür manzaralar. Hatta görüntülerin güzelliğine kıyılamamış,
bunlara gereğinden fazla yer verilmiş gibi duruyor.
Diğer yandan bu tür filmlerde sıkça rastladığımız bazı acemi oyunculuk ve metnin zayıflığı karşısında bir okuma
tiyatrosu gibi süre giden diyalogları ve bazı tekrar görsel unsurlar izleyicinin yoğunlaşmasını zorluyor. Oysa
amaçlanan etki ritmi ve atmosferiyle izleyiciyi kendine hapseden bir olması gerektiği hissediliyor.
Tüm bu bilgilerin ışığında “Sonbahar” çok güçlü sayılamayacak ama yönetmeni adına umut verici bir film.
İyi izlenceler…
7
8. GÖLGELER
Orjinal Adı : Shadows, Senki
Yönetmen : Milcho Manchevski
Oyuncular : Borce Nacev, Vesna Stanojevska,
Sabina Ajrula-Tozija
Senaryo : Milcho Manchevski
Görüntü Yönetmeni : Fabio Cianchetti
Müzik : Ryan Shore
Kurgu : Marty Levenstein, David Ray
Tür : Macera, Aksiyon
Süre : 120 dk.
Yapım : 2007 - Makedonya, Almanya, İtalya,
Bulgaristan, İspanya
4/10 ARALIK 2009 Seanslar
4/5 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15
6/7/8 Aralık 2009 ( Pazar- P.tesi- Salı ) : 14.30-16.45-19.00
9 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
10 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
"Yağmurdan Önce" ile tanınan Milcho Manchevski'nin cinsellik, ölüm ve bu ikisinin arasındaki birkaç
önemli şeyle ilgili filmi
Konu: Korkunç bir araba kazasından kurtulduktan sonra hayatı değişen genç ve yakışıklı Şanslı Lazar'ın
hikâyesini anlatıyor. Lazar, tuhaf insanlarla tanışır: Yaşlı, bebekli bir adam, unutulmuş bir lehçe konuşan ihtiyar bir
kadın, hazin bir sırrı olan genç ve güzel bir kadın... Peki, ama bu insanlar neden onu seçmiştir? Bu soruya cevap
verebilmek için Şanslı artık büyümeli ve olmayı istediği adam olmalıdır.
İyi izlenceler…
8
9. İŞTE ÖZGÜR DÜNYA
Orjinal Adı: It’s a Free World
Yönetmen: Ken Loach
Oyuncular: Kierston Wareing, Juliet Ellis, Leslaw Zurek, Joe Siffleet
Senaryo: Paul Laverty
Görüntü Yönetmeni: Nigel Willoughby
Müzik: George Fenton
Kurgu: Jonathan Morris
Tür: Dram
Süre: 96 dk.
Yapım: 2008 - İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya
11/17 ARALIK Seanslar
11/12 Aralık 2009 ( Cuma , C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15
13/14/15 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi, Salı) : 14.30-16.45-19.00
16 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
17 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
Ken Loach, Özgürlük Rüzgârı'nın hemen ardından çektiği bu son dramıyla günümüz Londra'sına dönüyor
ve kamerasını yeniden toplumsal konulara çeviriyor.
Konu: İş yerinde gördüğü kötü muameleden bıkmış olan ve oğlunun geleceği için endişe eden Essexli genç kadın
Angie, kendi işini kurmaya karar verir: Londra’da bir barın arka tarafında kurduğu ofiste göçmen işçilere iş
bulacaktır. Angie başarı ve servet basamaklarını tırmanırken, dünyayı döndüren para illetiyle ne kadar ileri
gidebildiğine tanık oluruz.
9
10. SOYSUZLAR ÇETESİ
Orjinal Adı: Inglorious Basterds
Yönetmen: Quentin Tarantino
Oyuncular: Brad Pitt, Eli Roth, Diane Kruger, Daniel Brühl, Til
Schweiger
Senaryo: Quentin Tarantino
Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson
Kurgu: Sally Menke
Tür: Savaş / Dram
Süre: 153 dk.
Yapım: 2009, ABD, Almanya, Fransa
18/24 ARALIK 2009 Seanslar
18/19 Aralık 2009 ( Cuma- C.tesi ) : 12.00-15.00-18.00-21.00
20/21/22 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı ) : 12.00-15.00-18.00
23 Aralık 2009 Çarşamba : 12.00-15.00-18.00-21.00
24 Aralık 2009 Perşembe : 12.00-15.00-18.00
2. Dünya Savaşı’nın yüz kızartıcı, iğrenç ama bir o kadar da gerçek ve olağanüstü öyküleri.
Konu: Shosanna Dreyfus, Fransa’nın Alman orduları tarafından işgalinin ilk yılında ailesinin Nazi Albay Hans
Landa tarafından katledilişine tanık olur. Katliamdan kıl payı kaçmayı başaran Shosanna, Paris’e yerleşir ve
sinema salonu işletmecisi sıfatıyla yeni bir kimlik edinir.
Öte yandan Avrupa’nın başka bir yerinde Teğmen Aldo Raine, Naziler’e yönelik intikam eylemlerini
organize etmek için Yahudi kökenli Amerikalı bir grup askeri bir araya getirmiştir. Daha sonra düşmanlar
tarafından “soysuzlar” olarak bilinen ve Üçüncü Reich’ın liderlerini devirme görevi yüklenen Raine’in grubuna gizli
ajanlık da yapan Alman kadın sanatçı Bridget von Hammersmark da katılır. Shosanna’nın kendi intikam planını
devreye sokmasıyla birlikte hepsinin kaderleri aynı noktada kesişecektir.
İyi izlenceler…
10
11. MİLYONER
Orjinal Adı : Slumdog Millionaire
Yönetmen : Danny Boyle
Oyuncular : Dev Patel, Freida Pinto, Ayush Mahesh Khedekar,
Azharuddin Mohammed Ismail, Feroz Abbas Khan
Senaryo : Simon Beaufoy
Görüntü Yönetmeni : Anthony Dod Mantle
Kurgu : Chris Dickens
Müzik : A.R. Rahman
Tür : Dram / Suç / Romantik
Süre : 120 dk.
Yapım : 2008, İngiltere
25/31 Aralık 2009 Seanslar
25/26 Aralık 2009 ( Cuma, C.tesi ) : 14.30-16.45-19.00-21.15
27/28/29 Aralık 2009 ( Pazar,P.tesi,Salı) : 14.30-16.45-19.00
30 Aralık 2009 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
31 Aralık 2009 Perşembe : 14.30-16.45
10 Dalda OSCAR
“Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasında 20 milyon kazanan fakir genç.
Programın sunucusu Prem Kumar, sıfırdan zengin olacak bu sokak çocuğunun tüm soruları bilebilme ihtimaline
inanmaz ve onu hile yaptığı iddiasıyla polise ihbar eder. Şova ara verildiğinde, polisler Jamal’ı hile yapmak
suçuyla tutuklarlar. Gece boyunca sorguya çekilen yarışmacının karşısına soruları tekrar çıkarırlar. Jamal her
sorunun doğru cevabını nasıl bulduğunu anlatmaya başlar. Bunun sonucunda, genç çocuğunun inanılmaz yaşam
hikâyesi gün yüzüne çıkar. Jamal’ın hikâyesi, modern Hindistan’ın hikâyesi. Mumbai şehrinin gecekondu
mahallesinde büyüyen Jamal’ın annesi çıkan bir din çatışmasında gözlerinin önünde katledilir. Bu olaydan sonra
Jamal, abisi Salim ve tek aşkı yetim Latika’yla birlikte sokaklarda yaşar. Şehrin en fakir bölgelerinde sokak
çeteleri içinde geçen çocukluğu Jamal’ın iyi huylu yapısını hiç bozmaz. Ama kardeşi Salim güç ve paraya açtır. İki
kardeş arasındaki gerilim ve çekişme yetişkin birer kişi oldukça artar. Ve bir gece yaşanan bir olay Jamal’ın
kardeşinden tamamen kopmasına ve gerçek aşkı Latika’yı kaybetmesine neden olur.
İyi izlenceler…
11
12. KARANLIĞIN GÖLGESİNDE
Orjinal Adı : Age of Ignorance / L’Age Des Tenebres
Yönetmen : Denys Arcand
Oyuncular : Marc Labreche, Diane Kruger, Sylvie Leonard,
Caroline Neron, Rufus Wainwright
Senaryo : Denys Arcand
Görüntü Yönetmeni : Guy Dufaux
Müzik : Philippe Miller
Kurgu : Isabelle Dedieu
Tür : Komedi
Süre : 104 Dk.
Yapım : 2007 – Kanada
1/7 OCAK 2010 Seanslar
2 Ocak 2010 C.tesi : 14.30-16.45-19.00-21.15
3/4/5 Ocak 2010 ( Pazar, P.tesi, Salı ) : 14.30-16.45-19.00
6 Ocak 2010 Çarşamba : 14.30-16.45-19.00-21.15
7 Ocak 2010 Perşembe : 14.30-16.45-19.00
Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara içen biri...
Konu: Jean-Marc rüyalarında parlak zırhlı bir şövalye, sahne ve perdenin yıldızı, başarılı bir yazardır. Sürüyle
kadın ayaklarının dibine ve yatağına düşer.
Gerçekte o hiç kimsedir... Bir devlet memuru, anlamsız bir koca, başarısız bir baba ve gizli saklı sigara
içen biri. Ama Jean-Marc hayal dünyasının ayartmasına direnir ve gerçek dünyada kendine yeni bir şans
tanımaya karar verir.
Bir önceki filmi “Barbarların İstilası” ile En İyi Yabancı Film Oscar’ının sahibi olan Denys Arcand’in yeni çalışması
izlenmeye değer bir film.
İyi izlenceler…
Programı Hazırlayanlar : Pınar PINARBAŞI – Lale GERS
Tel :422 29 46 - 4121085- 4121089- 4121091
Yer :DESEM 75.Yıl Amfisi
Adres : D.E.Ü. Rektörlük Binası – Cumhuriyet Bulv. No:144 Alsancak-İZMİR
Web Adresi : www. deu.edu.tr / desem
E.-posta : desem@deu.edu.tr
Ücret:
Tam :4.50 YTL
D.E.Ü. Personeli ve öğrenci :3.50 YTL
12