SlideShare a Scribd company logo
1 of 2
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, finansal risk yönetiminin
yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortamın ölümcül bir
ortam olduğunu söyledi.

Denetim, Vergi ve Danışmanlık Firması KFMG'nin düzenlediği "1'inci KFMG Türkiye
Finansal Risk Yönetimi Konferansı"nın açılışında konuşan Ertürk, Türkiye'nin finansal risk
yönetimi kavramının asla hayat bulmadığı yılları çok büyük acılarla yaşadığını, daha sonra bu
kavramın hayat bulduğu, ancak bu kavrama hayat veren anlayışın terk edilmediği yılların
olduğunu söyledi. Ertürk, "Bizim çok önemli bir finansal risk ilkemiz var; 'bize bir şey olmaz'.
Başında bulunduğum kurum için bu kavram çok daha büyük önem taşıyor. Çünkü, finansal
risk yönetiminin yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortam
bizim açımızdan ölümcül bir ortamdır" diye konuştu.

Ahmet Ertürk, uluslararası finansal sistemin son bir yılda yaşadığı şiddetli sarsıntının, finansal
sistemin istikrarının en önemli unsurlarından biri olan risk yönetimi alanında da artık sınıra
gelindiğini ve mevcut risk yönetim anlayışı ile tekniklerinin bu yeni finansal mimarinin
risklerini ölçmekte ve kontrol etmekte yetersiz kaldığını gösterdiğini kaydetti. Finansal
sistemin aşırı likidite ve dizginlenemez risk iştahı ve geleneksel tekniklerle nüfuz edilmesi
güç olan yeni finansal kurum ve enstrümanlar karşısında, risk yönetimi alanında da benzer bir
agresiflik ve inovasyon özelliği göstermesi gerekirken, bunu gösteremediği veya
önemsemediği için bugünkü derin sarsıntıyı yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Ertürk,
şöyle devam etti:

"Bugünkü küresel finansal sistemin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehdit, ne olağanüstü
büyük finansal kayıplar, ne yol açtığı derin belirsizliktir. Tersine, en büyük tehdit finansal
sistemin bu küresel yaygınlığı ve karmaşıklığıyla artık, yönetilemez hale gelmiş olması
riskidir. Bunu gördükleri içindir ki, uluslararası sistemin bütün temel oyuncuları, bu tehdidi
oluşturan kör noktaların neler olduğunu anlamaya, istikrarı ve yönetilebilirliği yeniden
kazanmak için neler yapılması gerektiğini tartışmaya başladılar. Kusursuz bir finansal sistem,
oyuncular ile denetleyiciler arasındaki kontrol ilişkisinin etkin olması halinde mümkün
olabilir. Oyuncuların ve denetleyicilerin kendilerinden beklenen rolleri yeterli biçimde
oynamamaları, uzun vadede mutlaka bir aksaklığa veya krize neden olacaktır."

"Subprime kredileri, global finansal istikrar için bir tehdit"

Ahmet Ertürk, bugün yaşanılan krizi tetikleyen olgunun subprime mortgage (tutsat)
kredilerinin geri dönmesine ilişkin olumsuz tahminler ve beklentiler olduğunu belirterek,
istatistiğin risk yönetiminde doğru kullanılmaması nedeniyle bankacılıkta kötü kredi olarak
tanımlanabilecek subprime kredilerin, global finansal istikrar için bir tehdit haline geldiğini
söyledi. En son krizin esas sorumlularından biri olarak derecelendirme kuruluşları
görülmekteyse de, merkez bankaları, denetim otoriteleri, mevduat sigortacıları ve hazine
yönetimlerinden oluşan finansal güvenlik ağındaki eksiklikleri ve boşlukları da unutmamak
gerektiğini ifade eden Ertürk, uluslararası finansal sistemin önemli oyuncuları olan büyük
bankaların öncelikle piyasa, kredi ve son olarak da operasyonel risk yönetimi modellerini
daha da geliştirmek zorunda olduklarını bu krizin öğrettiğini kaydetti.

Bankaların kurumsal riski yönetmedeki, finansal güvenlik ağı üyelerinin ise finansal istikrarı
sağlamadaki güçlüklerine de değinen Ertürk, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bugün gelişmiş piyasalarda bulunan yapılandırılmış finansal ürünlerin Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerde bulunmaması krizin etkisini azaltmıştır. Ancak bu enstrümanların
yaygınlaşması ve uluslararası bankaların daha fazla ülkede faaliyet göstermesi, kurumsal
riskin yönetilmesi ve finansal istikrarın sağlanmasını daha da zorlaştıracaktır. Finansal alanda
uluslararası düzenlemelerin bulunmaması ve denetim altyapısının güçlü olmaması bir sonraki
kriz için risk oluşturmaktadır. Her ne kadar uluslararası düzeyde Basel II ve Sermaye
Yükümlülüğü Direktifi gibi düzenlemeler standartlaşmada öncülük yapsa da iflas hukukunda
farklılıklar ve finansal kriz yönetiminde yetersizlikler bulunmaktadır. Finansal güvenlik ağı
üyeleri arasında ulusal ve uluslararası alanda işbirliği ve koordinasyonun sağlanması bir
zorunluluktur."

Dünya, 15.052008

More Related Content

Viewers also liked (15)

NME Dizzee Mag ppt
NME Dizzee Mag pptNME Dizzee Mag ppt
NME Dizzee Mag ppt
 
primeras consolas de videojuegos
primeras consolas de videojuegosprimeras consolas de videojuegos
primeras consolas de videojuegos
 
Actividades logica blogs
Actividades logica blogs  Actividades logica blogs
Actividades logica blogs
 
Cortes transversales
Cortes transversalesCortes transversales
Cortes transversales
 
åBne atelier døre plakat
åBne atelier døre plakatåBne atelier døre plakat
åBne atelier døre plakat
 
C05ex02,healt
C05ex02,healtC05ex02,healt
C05ex02,healt
 
Sandra y anna
Sandra y annaSandra y anna
Sandra y anna
 
Survey answers
Survey answersSurvey answers
Survey answers
 
Inception
InceptionInception
Inception
 
„Choose your own any“
„Choose your own any“„Choose your own any“
„Choose your own any“
 
Energetyka kompleksowa kreft
Energetyka kompleksowa kreftEnergetyka kompleksowa kreft
Energetyka kompleksowa kreft
 
baby
babybaby
baby
 
Invest mercado 1
Invest mercado 1Invest mercado 1
Invest mercado 1
 
Style sheet
Style sheetStyle sheet
Style sheet
 
Bethany's noodletools for wikispaces
Bethany's noodletools for wikispacesBethany's noodletools for wikispaces
Bethany's noodletools for wikispaces
 

Yeni microsoft office word belgesi

  • 1. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, finansal risk yönetiminin yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortamın ölümcül bir ortam olduğunu söyledi. Denetim, Vergi ve Danışmanlık Firması KFMG'nin düzenlediği "1'inci KFMG Türkiye Finansal Risk Yönetimi Konferansı"nın açılışında konuşan Ertürk, Türkiye'nin finansal risk yönetimi kavramının asla hayat bulmadığı yılları çok büyük acılarla yaşadığını, daha sonra bu kavramın hayat bulduğu, ancak bu kavrama hayat veren anlayışın terk edilmediği yılların olduğunu söyledi. Ertürk, "Bizim çok önemli bir finansal risk ilkemiz var; 'bize bir şey olmaz'. Başında bulunduğum kurum için bu kavram çok daha büyük önem taşıyor. Çünkü, finansal risk yönetiminin yeterli olmadığı, bu kavramın gereğince anlaşılıp uygulanmadığı bir ortam bizim açımızdan ölümcül bir ortamdır" diye konuştu. Ahmet Ertürk, uluslararası finansal sistemin son bir yılda yaşadığı şiddetli sarsıntının, finansal sistemin istikrarının en önemli unsurlarından biri olan risk yönetimi alanında da artık sınıra gelindiğini ve mevcut risk yönetim anlayışı ile tekniklerinin bu yeni finansal mimarinin risklerini ölçmekte ve kontrol etmekte yetersiz kaldığını gösterdiğini kaydetti. Finansal sistemin aşırı likidite ve dizginlenemez risk iştahı ve geleneksel tekniklerle nüfuz edilmesi güç olan yeni finansal kurum ve enstrümanlar karşısında, risk yönetimi alanında da benzer bir agresiflik ve inovasyon özelliği göstermesi gerekirken, bunu gösteremediği veya önemsemediği için bugünkü derin sarsıntıyı yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Ertürk, şöyle devam etti: "Bugünkü küresel finansal sistemin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehdit, ne olağanüstü büyük finansal kayıplar, ne yol açtığı derin belirsizliktir. Tersine, en büyük tehdit finansal sistemin bu küresel yaygınlığı ve karmaşıklığıyla artık, yönetilemez hale gelmiş olması riskidir. Bunu gördükleri içindir ki, uluslararası sistemin bütün temel oyuncuları, bu tehdidi oluşturan kör noktaların neler olduğunu anlamaya, istikrarı ve yönetilebilirliği yeniden kazanmak için neler yapılması gerektiğini tartışmaya başladılar. Kusursuz bir finansal sistem, oyuncular ile denetleyiciler arasındaki kontrol ilişkisinin etkin olması halinde mümkün olabilir. Oyuncuların ve denetleyicilerin kendilerinden beklenen rolleri yeterli biçimde oynamamaları, uzun vadede mutlaka bir aksaklığa veya krize neden olacaktır." "Subprime kredileri, global finansal istikrar için bir tehdit" Ahmet Ertürk, bugün yaşanılan krizi tetikleyen olgunun subprime mortgage (tutsat) kredilerinin geri dönmesine ilişkin olumsuz tahminler ve beklentiler olduğunu belirterek, istatistiğin risk yönetiminde doğru kullanılmaması nedeniyle bankacılıkta kötü kredi olarak tanımlanabilecek subprime kredilerin, global finansal istikrar için bir tehdit haline geldiğini söyledi. En son krizin esas sorumlularından biri olarak derecelendirme kuruluşları görülmekteyse de, merkez bankaları, denetim otoriteleri, mevduat sigortacıları ve hazine yönetimlerinden oluşan finansal güvenlik ağındaki eksiklikleri ve boşlukları da unutmamak gerektiğini ifade eden Ertürk, uluslararası finansal sistemin önemli oyuncuları olan büyük bankaların öncelikle piyasa, kredi ve son olarak da operasyonel risk yönetimi modellerini daha da geliştirmek zorunda olduklarını bu krizin öğrettiğini kaydetti. Bankaların kurumsal riski yönetmedeki, finansal güvenlik ağı üyelerinin ise finansal istikrarı sağlamadaki güçlüklerine de değinen Ertürk, konuşmasını şöyle tamamladı:
  • 2. "Bugün gelişmiş piyasalarda bulunan yapılandırılmış finansal ürünlerin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bulunmaması krizin etkisini azaltmıştır. Ancak bu enstrümanların yaygınlaşması ve uluslararası bankaların daha fazla ülkede faaliyet göstermesi, kurumsal riskin yönetilmesi ve finansal istikrarın sağlanmasını daha da zorlaştıracaktır. Finansal alanda uluslararası düzenlemelerin bulunmaması ve denetim altyapısının güçlü olmaması bir sonraki kriz için risk oluşturmaktadır. Her ne kadar uluslararası düzeyde Basel II ve Sermaye Yükümlülüğü Direktifi gibi düzenlemeler standartlaşmada öncülük yapsa da iflas hukukunda farklılıklar ve finansal kriz yönetiminde yetersizlikler bulunmaktadır. Finansal güvenlik ağı üyeleri arasında ulusal ve uluslararası alanda işbirliği ve koordinasyonun sağlanması bir zorunluluktur." Dünya, 15.052008