SlideShare a Scribd company logo
1 of 46
ULUSLARARASI
HUKUK VE TÜRK
HUKUKUNDA
MÜLTECİLER
GİZEM AY
DOKUZ EYLUL UNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
İÇERİK
 Göç Nedir?
 Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişim Süreci
 Uluslararası Mülteci Hukukunda Temel Belgeler
 Mülteci,Sığınmacı,Göçmen Tanımları
 Türkiye Mevzuatında Mülteciler-YUKK
 Koruma Statüleri
 Geri Kabul Anlaşması
GÖÇ
MIGRATION
DÜZENLİ GÖÇ
REGULAR MIGRATION
DÜZENSİZ GÖÇ
IRREGULAR MIGRATION
• Tanınan, yasal kanallar
kullanılarak gerçekleşen göç.
Gönderen, transit ve alıcı ülkelerin
düzenleme normlarının
dışında gerçekleşen hareketler.
Uluslararası bir sınırı geçerek veya bir
devlet içinde yer değiştirmek.Süresi, yapısı
ve nedeni ne olursa olsun insanların yer
değiştirdiği nüfus hareketleridir.Buna,
mülteciler, yerinden edilmiş kişiler, yerinden
çıkarılmış kişiler ve ekonomik göçmenler
dâhildir.
Mülteci Hukuku’nun
Gelişim Süreci
1930-
Mülteciler
Uluslararası
Nansen
Ofisi
1938-
Hükümetler
Arası
Mülteciler
Komitesi
1948 İnsan
Hakları
Evrensel
Bildirgesi
Kabulü14 Aralık
1950-
BMMYK
(UNHCR)
28 Temmuz
1951-
Cenevre
Sözleşmesi
1967-
Newyork
Protokolü
Mülteci Hukuku’nun Gelişim
Sürecinde Tarihsel Olaylar
Öncesi)
1.1912 Balkan Savaşları
2.1914 Birinci Dünya Savaşı
3.1917 Sovyet Devrimi
4.1945 İkinci Dünya Savaşı
Uluslararası Mülteci Hukukunda Temel
Belgeler
 1. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi
 2.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
 3. 1951 Cenevre Konvansiyonu Mültecilerin Hukuki
Durumuna İlişkin Sözleşme
 4.1967 Newyork Protokolü
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi
14 Aralık 1948
 Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma
olanaklarından yararlanma hakkı vardır. (madde 14)
 Maddenin 2. fıkrasında hakkın özünü korumak ve kötü niyetli uygulamaların
önüne geçmek için iltica hakkı koruma alanının dışında kalan kısım
belirtilmiştir:
 “Gerçekten de siyasi olmayan suçlar veya Birleşmiş Milletler’in amaçları
ve ilkelerini ihlal eden davranışlardan kaynaklanan kovuşturmalar söz
konusu olduğunda bu hakka başvurulamaz.”
 Kabul eden ülkelerin sayısı çok fazla olmasına rağmen İHEB, uluslararası hukuk
anlamında bir sözleşme olmadığından, tanımladığı haklar konusunda takip,
denetim ve yaptırım mekanizmalarına sahip değildir. Bu nedenle İHEB’nde
tanımlanan haklar için ayrı ve özel sözleşmeler düzenlenmesi ihtiyacı
belirmiştir.
 27 Mayıs 1949’da Türkiye kabul etti
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
4 Kasım 1950
 Madde 14
 Ayrımcılık yasağı: Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma,
cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal
köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi
başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır. Eğer
bunlar sağlanmıyorsa bu durum bir insan hakkı suçudur. Örneğin bir
topluluğa gruba cemaate cemiyete mensupsanız veya herhangi bir şekilde bir
bağınız varsa ve bağınızdan dolayı toplum ve devlet tarafından
ötekileştiriliyorsanız dışlanıyorsanız ayrımcılığa tabi tutuluyorsanız. Bu
durumlar bir insan hakı sucudur.
 Bu sebepten dolayı AİHS’e göre güvenli bir ülkeye iltica etme hakkı
doğar.
 Türkiye 18 Mayıs 1954'te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987'de de bireysel
başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak
1990'da kabul etmiştir.
1951- Cenevre Sözleşmesi
 Mülteci kavramı,
 1 Ocak 1951'den önce Avrupa’da meydana gelen olaylar
sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba
mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme
uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı
olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından
yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle ,
yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür
olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında
bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku
nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.
Mülteci Statüsünün Verilemeyeceği
Kişiler
(1951 Cenevre Sözleşmesi 1. maddesi (d),(e),(f) fırkası gereği)
D. Bu Sözleşme, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği dışında, diğer bir Birleşmiş
Milletler organı veya örgütünden halen koruma veya yardım gören kimselere
uygulanmayacaktır. (örnek: Filistinliler)
E. Bu Sözleşme, ikamet ettiği ülkenin yetkili makamlarınca o ülke vatandaşlığına sahip
olanların sahip bulundukları hak ve yükümlülüklere sahip sayılan bir kişiye
uygulanmayacaktır.,
F. Bu Sözleşme hükümleri:
(a) barışa karşı suç, savaş suçu veya insanlığa karşı suç gibi suçar içn hükümler koyan
uluslararası belgelerde tanımlanan bir suçişlediğine;
(b) (b) mülteci sıfatıyla kabul edildiği ¸ülkeye sığınmadan önce, sığındığı ülkenin dışında ağır
bir siyasi olmayan suç işlediğine;
(c) (c) Birleşmiş Milletler'in amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden suçlu olduğuna; dair hakkında
ciddi kanaat mevcut olan bir kişi hakkında uygulanmayacaktır.
Mültecilik Statüsünü Sona Erdiren
Durumlar
 (1) Vatandaşı olduğu ülkenin korumasından kendi isteği ile tekrar yararlanırsa;
veya
 (2) Vatandaşlığını kaybettikten sonra kendi arzusu ile tekrar kazanırsa;veya
 (3) Yeni bir vatandaşlık kazanmışsa ve vatandaşlığını yeni kazandığı ülkenin
himayesinden yararlanıyorsa; veya
 (4) Kendi arzusu ile terk ettiği veya zulüm korkusu ile dışında bulunduğu
ülkeye kendi arzusu ile, tekrar yerleşmek üzere dönmüşse; veya
 (5) Mülteci tanınmasını sağlayan koşullar ortadan kalktığı için vatandaşı olduğu
ülkenin korumasından yararlanmaktan sakınmaya artık devam edemezse;
 (6) Tabiiyetsiz olup da, mülteci tanınmasını yol açan koşullar ortadan kalktığı
için, normal ikametgahının bulunduğu ülkeye dönebilecek durumda ise;
Geri Göndermeme İlkesi
(Non-refoulement)
 Madde 33:
 "Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba
mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit
altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri
göndermeyecek veya iade etmeyecektir.
 "Bununla beraber, bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılması
yolunda ciddi sebepler bulunan veya özellikle ciddi bir adi suçtan dolayı
kesinleşmiş bir hükümle mahkum olduğu için söz konusu ülkenin halkı
açısından bir tehlike oluşturmaya devam eden bir mülteci, işbu hükümden
yararlanmayı talep edemez."
1967-Newyork Protokolü
 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü’ne göre
mülteci;
 Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya
siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı
sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında
bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da
söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen; yahut
tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı
ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz
konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahıstır.
Coğrafi çekince
 1951 sözleşmesinin koyduğu; 1 Ocak 1951’den önce meydana
gelen olaylar” ve ”Avrupa’da meydana gelen olaylar” 1967
protokolünde kaldırılmıştır.
 Sözleşmenin ilk taraf devletlerinden olan Türkiye, 29 Ağustos
1961 tarihinde bu konudaki deklarasyonunu açıklamış ve
başlangıçtaki ibareyi "Avrupa'da meydana gelen olaylar
nedeniyle" şeklinde anladığını ve kabul ettiğini ifade etmiştir.
 Coğrafi çekinceyi sürdüren 4 ülke bulunmaktadır:
 Türkiye
 Madagaskar,
 Kongo
 Monako
SIĞINMACI
(ASYLUM
SEEKER)
TERMİNOLOJİ KARMAŞASI
MÜLTECİ
(REFUGEE)
GÖÇMEN
IMMIGRANT
" Irkı , dini, milliyeti, belli bir sosyal
gruba .mensubiyeti veya siyasi dü
şünceleri nedeniyle zulüm göreceği
konusunda haklı bir korku taşıyan ve
bu yüzden ülkesinden ayrılan ve
korkusu nedeniyle geri dönerneyen
veya dönmek istemeyen kişi"
Sığınmacı, mülteci olarak uluslararası
koruma arayan ancak statüleri henüz
resmi olarak tanınmamış kişilere denir. Bu
terim genellikle, mülteci statüsü almaya
yönelik başvurularının hükümet ya da
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği (BMMYK) tarafından karara
bağlanmasını bekleyen kişiler için
kullanılır. Statüleri resmi olarak
tanınmamış da olsa, sığınmacılar menşei
ülkelerine zorla geri gönderilemezler ve
haklarının korunması gerekir.
Uluslararası düzeyde genel
kabul gören bir göçmen
tanımı bulunmamaktadır.
Göçmen teriminin, “kişisel
rahatlık” amacıyla ve
dışarıdan herhangi bir
zorlama unsuru olmaksızın
ilgili kişinin hür iradesiyle
göç etmeye karar verdiği
durumları kapsadığı kabul
edilmektedir.
Türk Hukukunda Mülteciler
 1994 Yönetmeliği
 2006 Yönetmeliği
 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK)
 -11 Nisan 2013’te YUKK meclisten geçti
 -2014’de yürürlüğe girdi
 - Oluşum sürecinde STK temsilcileri ve akademisyenler biraraya
geldi.
 -Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu

Bu süreçte kanun olmadığından birçok
problem çıkmaktaydı. Emniyet Genel
Müdürlüğü yetkilendirildiği için AB ve İnsan
hakları örgütleri tarafından çok eleştirildi.
AMAÇ
SİVİLLEŞTİRMEK
Mülteci
Şartlı
Mülteci
İkincil
Koruma
Geçici
Koruma
YUKK’ta belirlenen uluslararası koruma
statüleri
Cenevre Sözleşmesi Tanımını
ifade eder. (Avrupa’dan gelen
şartı)
Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm
cezası infaz edilecek,
b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı
ceza veya muameleye maruz kalacak,
c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı
çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen
şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik
ciddi tehditle karşılaşacak,
Avrupa dışında meydana gelen
olaylar nedeniyle, mülteci
tanımındaki şartlara haiz
olduğunu iddia ederek, üçüncü
ülkelere iltica etmek üzere
Türkiye’den uluslararası koruma
talebinde bulunan kişidir.
kitlesel olarak sınırlarımıza gelen
veya sınırlarımızı geçen ve
haklarında bireysel olarak
uluslararası koruma statüsü
belirleme işlemi yapılamayan
yabancılara sağlanan korumayı
ifade etmektedir.
Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuku
Statüsü nedir?
Geçici Koruma statüsü
Geri kabul anlaşması
 “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin
Geri Kabulüne İlişkin Anlaşma”yı (“GKA”) 16 Aralık 2013’te imzalarken; GKA,
1 Ekim 2014 itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
 GKA, özünde, karşılıklılık temelindedir.GKA’nın iki niteliği, öne çıkmaktadır:
GKA, bir “uluslararası anlaşma”dır ve ülkeden çıkarılma sürecinin “son
halkası” dır.
 AB’nin diğer bir uluslararası anlaşmasının hükümleri gibi, “o anlaşmanın
yürürlüğe girmesinden itibaren, [Birlik] hukukunun ayrılmaz bir parçasını
oluşturur”
 Türkiye açısından, GKA, bir uluslararası anlaşma olarak, “kanun hükmünde”
sayılıp;6 Türk hukukunun bir parçası hâline gelmiştir.
 (Türk mahkemeleri, tıpkı Türkiye’nin diğer uluslararası anlaşmaları gibi,
GKA’yı da yorumlayabilir)
 GKA, ülkeden çıkarılma sürecinin son halkası olup; özünde,gönderme veya
sınır dışı etme kararının tamamlayıcısıdır
ü
Ülkeden çıkarılma süreci bir devletin ülkesinde hukuka aykırı bulunan bir kişinin varlığını gerektirir.
Bu meyanda, hukuka aykırı bulunup bulunmama, ilgili devlet yönünden alakalı hukuk kurallarının ve bu
kurallardaki prosedüre ilişkin güvencelerin uygulanmasını müteakip bir gönderme kararı ile belirlenir
GKA, aslında, ilgili kişinin “transferi” ve “kabulü” ile ilgili detaylı düzenlemeler getirerek, bir nevi, ülkeden çıkarılma
sürecinin bütününün başarısının anahtarı olarak düşünülebilir.
AB AÇISINDAN GKA
 AB, ortak bir göç politikası geliştirmenin aracı olarak, Amsterdam
Antlaşması (1999) ile birlikte geri kabul anlaşmaları bağıtlamak yönünden
yetki kazanmış olup; Lizbon Antlaşması (2009) ile birlikte bu yetki daha da
netleşmiştir.
 Bu geri kabul anlaşmaları, ufak tefek farklılıklar taşısa bile; esas olarak aynı
olup; çoğu kez söz gelişi vize kolaylığı anlaşmaları gibi yan araçlar ile
desteklenerek yapılabilmiştir.
 GKA da, AB açısından,, “üyesi devletlerin ülkeden çıkarmak istediği kişilerin
ülkeden çıkartılmasının sağlanmasının ana mekanizması” ve düzensiz göçle
mücadele aracı olarak görülüp; ancak AB – Türkiye vize liberalizasyonu
diyalogu ve Türkiye ile vizesiz rejime doğru yol haritası eşliğinde
bağıtlanabilmiştir.
TÜRKİYE AÇISINDAN GKA
 Türkiye, geri kabul anlaşmalarına düzensiz göçle mücadelenin bir aracı
olarak yaklaşmakta olup; bugüne kadar 12 devlet ve AB ile geri kabul
anlaşması akdetmiştir.
 GKA da, Türkiye açısından, özellikle kamuoyunda vizesiz Avrupa’nın
anahtarı olarak görülmüşse de; resmi metinlere bakılırsa; bir yandan AB ile
üyelik sürecinde gerekli bir adım, diğer yandan da düzensiz göçle mücadele
aracı olarak ele alınmaktadır.
 GKA, Türkiye’nin veya AB üyesi bir devletin ülkesine girme, burada
bulunma veya ikamet etme şartlarını taşımayan veya artık taşımayan kişileri
kapsamına alır
Anlaşma’nın İçeriği
 Türkiye ile AB arasında imzalanan GKA,temel olarak, Türkiye’den bir AB üyesi
ülkeye ya da AB üyesi bir ülkeden Türkiye’ye giriş yapan ve burada yasal
statüde bulunmayan kişilerin karşı tarafa iade edilmesini öngörmektedir.
 Anlaşmaya göre AB ülkeleri, sınırlarına yasa dışı yollarla girmiş veya burada
bulunmak için yasal koşulları sağlamayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının,
vatansızların ve üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’ye iadesini isteyebilecektir.
 Mütekabiliyet esası uyarınca, AB ülkeleri de Türkiye’de kanunsuz olarak
bulunan vatandaşlarını ve kendi toprakları üzerinden Türkiye’ye geçmiş olan
düzensiz göçmenleri geri kabul etmek zorunda olacaklardır.
 Fakat şimdiye kadar bu yönde kayda değer bir göç dalgası mevcut
olmadığından, GKA esasen Türkiye’ye geri kabul yükümlülüğü getiren bir
anlaşma olarak yorumlanabilir.
 AB üyesi bir ülkenin, Türkiye’den bir kişinin geri kabulünü talep etmek için kişinin AB’ye
Türkiye üzerinden geçmiş olduğunu ve kendisine Türkiye makamlarınca vize ya da ikamet
izni düzenlemiş olduğunu belgelemesi gerekmektedir (madde 4/1).
 Eğer şahsın geçerli bir pasaportu ve Türkiye’ye girmesi için gereken vize, ikamet izni gibi
belgeler varsa yazılı bir geri gönderim talebi olmaksızın doğrudan geri
gönderilebilecektir (madde 7/3).
 Gerçek veya sahte bir belge üzerine Türkiye makamlarınca vurulmuş giriş/çıkış damgası,
Türkiye’de düzenlenmiş fatura, kredi kartı fişi, makbuz, bilet, kira sözleşmesi gibi belgeler
de geri gönderim için yeterli delil sayılacaktır (Ek 3).
 Bu tür delillerin mevcut olmadığı durumlar için ise, talep eden devlet tarafından düzensiz
göçmenin sınırı yasa dışı biçimde geçtikten hemen sonra yakalandığına dair beyanları,
kişinin kimliği hakkında üçüncü kişilerin vereceği bilgiler ve kişinin kendi beyanları da
“kesin olmayan karineler” olarak belirtilmektedir (Ek 4).
 Düzensiz göçmenin Türkiye’den AB topraklarına geçtiği yazılı olarak
belgelendirilemediğinde bu tür beyan ve ifadeler de kişinin Türkiye’ye geri gönderilmesi
için temel teşkil edebilecektir.
 Türkiye makamlarının buna itirazı ise, anlaşmada öngörülen süre içerisinde aksi yönde
delil göstermek yoluyla mümkün olabilecektir.
 AB’ye Türkiye yoluyla geçmiş oldukları ancak “kesin olmayan karineler” ile
tespit edilebilen üçüncü ülke vatandaşları ve vatansızların Türkiye’ye
iadeleri için beş yıllık bir zaman aşımı süresi mevcuttur.
 Dolayısıyla bu kişilerden Türkiye’yi beş yıl ve daha fazla süre önce terk
etmiş olanlar için geri kabul talebinde bulunulmayacaktır. Türkiye’den
geçtikleri belgelendirilebilenler için ise herhangi bir zaman aşımı söz
konusu değildir (madde 2/3).
 Üçüncü ülke vatandaşları ve vatansızlardan geri kabul için koşulları haiz
kişinin tespiti üzerine geri gönderim yapmak isteyen ülkenin Türkiye
makamlarına altı ay içerisinde başvuruda bulunacak, Türkiye makamları bu
başvuruya 5 ila 60 gün içinde cevap verecektir (madde 11).
 Talebin uygun bulunmasını müteakip, şahsın geri gönderimi üç ay içinde
tamamlanacaktır. Öte yandan sınırı yasal olmayan yollarla geçtikten hemen
sonra yakalananlar üç günlük hızlandırılmış bir prosedürle geri
gönderilebilecektir (madde 7/4).
 GKA’ya göre aşağıdaki şartları taşıyan kişiler Türkiye’ye iade edilmeyecektir
(madde 4/2):
 Türkiye vizesi bulunmayıp Türkiye yolunu yalnızca havaalanı transferi için
kullananlar
 AB üyesi bir ülkeden vize veya ikamet izni almış olanlar
 Kendileri için vize şartı bulunmayan bir AB ülkesine girmiş olanlar
 Anlaşma çerçevesinde Türkiye’ye gönderileceklerin Türkiye sınırına kadarki
ulaşım masraflarını talep eden devlet karşılayacaktır. Bu kişilerin Türkiye’de
barındırılmaları ve -şayet üçüncü ülke vatandaşları iseler- ülkelerine
gönderilmeleri için gereken masrafları ise Türkiye üstlenecektir (madde
16).
 Türkiye ile AB arasında imzalanan GKA, özgürlük, güvenlik ve adalet
alanlarında Lizbon Anlaşması’nın dışında kalmayı tercih eden
 Birleşik Krallık,
 İrlanda
 Danimarka
 AB üyesi olmayan Schengen bölgesi ülkelerini (İzlanda, Norveç, İsviçre ve
Lihtenştayn) kapsamamaktadır.
 Türkiye, vize yol haritasına koyduğu şartlarda, söz konusu ülkeler Türkiye
vatandaşlarına vize muafiyeti uyguladıkları takdirde GKA’yı bu ülkelere
yönelik de uygulayacağını belirtmiştir.
 Türkiye için ise anlaşmanın başlıca iki önemi vardır.
 Birincisi, anlaşmanın sınır ve göç yönetimine ilişkin yasal ve kurumsal
reformların hızlanması ve uygulamaların uluslararası standartlarda verimli
hale getirilmesi için hızlandırıcı bir etkisi bulunmaktadır.
 İkincisi GKA’nın vize diyaloğu ile birlikte yürütülmesinden dolayı Türkiye’nin
anlaşmayı yürürlüğe koyması sonucunda, AB’nin Türk vatandaşlarına
uyguladığı turistik vizelerin kaldırılması mümkün olacaktır. Türkiye’nin bu
yöndeki beklentisi, GKA’nın sürat ve ciddiyetle uygulanması için bir teşvik
kaynağı olmuştur.
 Türkiye, henüz GKA üzerindeki müzakereler devam etmekteyken 11 Nisan
2013 tarihinde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu
kabul etmiştir.
 Türkiye’deki göçmen ve mültecilerin durumunu düzenleyen bu Kanun’la
İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM)
kurulmuş, böylece göç yönetiminin tek bir kurumsal çatı altında
birleştirilmesi için önemli bir adım atılmıştır.
 GKA’nın imzalanmasının ardından, 16 Nisan 2014 tarihli ve 2014/6 sayılı
Başbakanlık genelgesiyle, ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarından
GİGM’e anlaşmanın uygulamaya konması için her türlü desteği vermeleri
istenmiştir.
 Çeşitli kurumlara bağlı birimlerin GİGM’e devriyle müdürlüğün merkez ve
taşra teşkilatı tamamlanmış, yurt dışı teşkilatının da kurulması için çalışmalar
başlatılmıştır. Müdürlüğün yasal, idari ve teknik kapasitesinin artırılmasında
ve geri gönderme merkezlerinin uluslararası standartlarda
yapılandırılmasında IOM ve yabancı fonlardan destek almıştır.
 Türkiye’nin GKA kapsamında Avrupa’dan geri gönderilecek kişileri geldikleri
ülkelere iade edebilmesi için o ülkelerle arasında ikili geri kabul anlaşmalarının
bulunması gerekmektedir.
 Türkiye bugüne kadar yalnızca 13 ülkeyle (Suriye, Yunanistan, Kırgızistan,
Romanya, Ukrayna, Pakistan, Rusya, Nijerya, Yemen, Moldova, Bosna-Hersek,
Belarus ve Karadağ) geri kabul düzenlemeleri imzalamıştır.
 Bunlardan Nijerya, Yemen, Karadağ ile olan anlaşmalar henüz onaylanmamış
olup diğerleri resmen yürürlüktedir.
 Türkiye’nin AB ile GKA imzalamasının ardından özellikle kendi üzerinden
Avrupa’ya göç veren ülkelerle ikili GKA’lar imzalaması beklenmekteydi. Fakat
Aralık 2013’ten bu yana Türkiye yalnızca iki ülkeyle (Belarus ve Karadağ) GKA
imzalamıştır.
 Bu ülkeler ise Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden göç güzergahlarının üzerinde
yer almamaktadır.
Vize Serbestliği
 AB’nin Türkiye’den beklentileri:
 GKA’nın yürürlüğe konması ve gereğince uygulanması
 • Avrupa’ya yönelik yoğun yasa dışı göçlerin olduğu ülkelerle vakit geçirilmeden geri
kabul anlaşmaları imzalanması ve bunların yürürlüğe konması
 • AB standartlarına uygun olmayan pasaportların kullanımına son verilmesi Sınır
kontrollerinin dikkatli uygulanması
 • Sınır geçişleri ve sınır görevlilerine ilişkin AB normlarına uygun yeni bir yasa yapılması
 • AB’ye fazla yasa dışı göçmenin geldiği ve AB için “yüksek güvenlik riski” teşkil eden
ülkelerin vatandaşlarına sınır kapılarında vize verilmemesi ve bunların Türkiye’ye giriş
koşullarının gözden geçirilmesi
 • Havaalanı aktarmalarında üçüncü ülke vatandaşlarına transit vize uygulanması
 • AB üyesi ülke vatandaşlarından Türkiye’ye girişte vize istenmemesi
 • Sığınmacı ve mültecilere yönelik düzenleme ve uygulamaların uluslararası normlara uygun
duruma getirilmesi ve kurumsallaştırılması
 • Mülteci statüsündeki kişilere geçimlerini sağlama, kamu hizmetleri ve sosyal haklardan
yararlanma ve Türkiye’ye entegrasyon imkanlarının tanınması
 • Göçmenlere ilişkin kanunların AB standartlarına uygun hale getirilmesi, bu konuda verilerin
sağlıklı tutulması ve yasa dışı göçlere karşı gerekli tedbirlerin alınması
 • Türkiye sınırları içinde kanunsuz olarak bulunan üçüncü ülke vatandaşlarının sınır dışı
edilmesi
 • Sınır aşan organize suçlar, kaçakçılık, terör ve yolsuzluklarla mücadele edilmesi, bu konulara
ilişkin uluslararası sözleşmelerin uygulanması
 • AB’nin Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşların, mültecilerin ve vatansızların kimlik bilgilerine
erişimine müsaade edilmesi
 • Kişisel verilerin muhafazası hakkındaki yasal prosedürlerin AB standartlarına uyumlu hale
getirilmesi
AB’nin Değerlendirmeleri
 Vize serbestliğinin gerçekleşmesi, öncelikle Türkiye’nin vize yol haritasında
uygulamayı taahhüt ettiği şartları yerine getirmesine bağlı olduğundan
Komisyon, Türkiye’yi yol haritasının uygulanması bakımından düzenli olarak
izlemiş ve bu konuda toplam üç rapor yayımlamıştır. Bunun dışında AB
kurumlarının başka metinler içinde vize serbestisi sürecine değindikleri de
olmuştur.
 Vize Yol Haritası 1. Değerlendirme Raporu 20 Ekim 2014
 Türkiye’nin birçok şartı karşılama yolunda attığı olumlu adımlar not
edilirken özellikle bazı hususlarda henüz gereklilikleri yerine getirmekten
uzak olduğu belirtilmiştir
 2015 Türkiye-AB İlerleme Raporu 10 Kasım 2015
 Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartlara rağmen vize serbestisi yol
haritasının öngördüğü koşulları yerine getirme yolunda ilerleme kaydettiği
belirtilmiştir. Yine de raporda Türkiye’den bazı noktalarda somut adımlar
beklemekte. (Ege kıyıları)
 Vize Yol Haritası 2. Değerlendirme Raporu
 4 Mart 2016 tarihinde yayımlanmıştır. Raporda Türkiye’nin özellikle 29
Kasım 2015 tarihli zirveden sonra birçok olumlu adımı hızla attığına dikkat
çekilmiştir. Buna karşılık, yol haritasında ancak sınırlı bir ilerlemenin
sağlandığı, 72 kriterin 19’unun tamamen, 17’sinin neredeyse karşılandığı,
kriterin kısmen karşılanıp iyi yönde ilerlemeler sağlandığı, 9 kriterin kısmen
karşılandığı, 3 kriterin ise hiç karşılanmadığı kaydedilmiştir.
 20 Nisan 2016 Türkiye-AB Mutabakatı Değerlendirme Raporu
 Vize serbestisi süreci hakkında da bazı görüşler ortaya koymuştur.
Komisyon, Türkiye’nin bütün şartları yerine getirmesi durumunda 4 Mayıs
2016 tarihinde yayımlayacağı üçüncü değerlendirme raporu ile beraber
vizelerin kaldırılması yönünde Konsey ve Parlamento’ya teklifte
bulunacağını açıklamıştır. Mutabakattan kısa süre sonra 6698 sayılı Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu’nun TBMM’de kabul edilmesi, Türkiye ile
Pakistan arasında daha önce imzalanmış olan GKA’nın onaylanarak
yürürlüğe girmesi, Türkiye’nin EUROPOL ile işbirliğini artırması, Avrupa
Konseyi Sınırdışı Sözleşmesi’nin ek protokollerini imzalaması ve Yunanistan
ile arasındaki geri kabul sözleşmesini hakkıyla uygulaması gibi gelişmelerin
olumlu karşılandığı raporda, Türkiye’nin 4 Mayıs tarihine kadar bazı
noktalara yoğunlaşması gerektiğini savunur. (eşit haklar gibi)
 Vize Yol Haritası 3. Değerlendirme Raporu
 AB övgüyle karşılamıştır. Ancak belli şartlar sunmuştur:

 GKA’nın gereğince uygulanması: Türkiye, GKA’yı üçüncü ülke vatandaşları
için 1 Haziran 2016 tarihinden itibaren uygulamaya koyacaktır.
 • AB standartlarına uygun yeni pasaportların kullanıma sunulması: Kısa
vadede yukarıda bahsedilen ara formülle çözüm bulunacaktır.
 • Yolsuzlukla mücadele: Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler
Grubu’nun (GRECO) Türkiye’ye ilişkin son raporunda sunmuş olduğu
tavsiyelerin yerine getirilmesi istenmektedir. Bu tavsiyeler içerisinde yasama
faaliyetlerinde sivil topluma daha fazla danışılması, torba yasa
çıkarılmaması, milletvekillerine mali şeffaflık getirilmesi, milletvekillerinin ve
yakınlarının ekonomik faaliyetlerde bulunmaması, yolsuzluk şüpheleri
karşısında adli kurumların gereğini yerine getirmeleri, yargı bağımsızlığının
güçlendirilmesi, hakim ve savcıların atama ve etik değerlendirmelerinin AB
standartlarında gerçekleştirilmesi gibi yasama ve yargıyı ilgilendiren birçok
hususa vurgu yapılmaktadır.

 Kişisel verilerin korunması: Bu konudaki yasal düzenlemelerin AB
standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi istenmektedir. Özellikle 6698 sayılı
Kanun ile kurulan Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun bağımsızlığının ve
yasa uygulayıcıların kanunlar çerçevesinde hareket etmesinin altı
çizilmektedir.
 • EUROPOL ile operasyonel işbirliği: İki taraf arasında bir işbirliği
için müzakerelerin başlatılması istenmektedir. Bunun için ise öncelikle
kişisel verilerin korunmasına ilişkin değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
 • AB üyesi ülkelerle ceza yargısı konusunda işbirliğinin artırılması
 • Terörle mücadelede insan haklarına uyulması: İlgili kanun ve
uygulamaların AB standartlarına uyumlu hale getirilmesi istenmektedir.
 Türkiye ise özellikle terörün önemli bir güvenlik tehdidi meydana getirdiği
bir dönemde Terörle Mücadele Kanunu’nda herhangi bir değişiklik
yapılamayacağını ifade etmektedir.
 Bu şartlar altında vize serbestisi, Mart 2016 mutabakatında öngörülen
takvime göre hayata geçirilememiştir.
 2016 yılı sonu itibarıyla dünyada,
 65,6 milyon zorla yerinden edilmiş insan,
 22,5 milyon mülteci
 40,3 milyon kendi ülkeleri içinde yerinden edilmiş kişi
 2,8 milyon sığınmacı
UNHCR VERİLERİNE GÖRE;
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
 than

More Related Content

Similar to Uluslararası Hukuk ve Türk Hukukunda Mülteciler

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı Kanun
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı KanunYabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı Kanun
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı KanunODTÜ TEKNOKENT YÖNETİM A.Ş.
 
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptx
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptxMigration Studies Eurasian Perspectives.pptx
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptxhazer3
 
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesi
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesiÇocuk hakları sözleşmesinin tarihçesi
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesideniz
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNGörkem Tezcanlı
 
Karsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum PaketiKarsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum Paketikantaron
 
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuAnayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuBilal Erdeve
 
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Istanbul Bilgi University
 
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuanayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuBilal Erdeve
 
1960 REPUBLIC OF CYPRUS CONSTITUTION..
1960 REPUBLIC OF  CYPRUS  CONSTITUTION..1960 REPUBLIC OF  CYPRUS  CONSTITUTION..
1960 REPUBLIC OF CYPRUS CONSTITUTION..EfruzAsilolu
 

Similar to Uluslararası Hukuk ve Türk Hukukunda Mülteciler (12)

1961 ANAYASAMIZ (CUMHURİYET'İN ÜÇÜNCÜ)
1961 ANAYASAMIZ (CUMHURİYET'İN ÜÇÜNCÜ)1961 ANAYASAMIZ (CUMHURİYET'İN ÜÇÜNCÜ)
1961 ANAYASAMIZ (CUMHURİYET'İN ÜÇÜNCÜ)
 
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı Kanun
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı KanunYabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı Kanun
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu- 6458 Sayılı Kanun
 
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptx
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptxMigration Studies Eurasian Perspectives.pptx
Migration Studies Eurasian Perspectives.pptx
 
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesi
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesiÇocuk hakları sözleşmesinin tarihçesi
Çocuk hakları sözleşmesinin tarihçesi
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
 
Karsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum PaketiKarsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum Paketi
 
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuAnayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
 
Anayasa Karşılaştırma
Anayasa KarşılaştırmaAnayasa Karşılaştırma
Anayasa Karşılaştırma
 
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
 
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuanayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
 
Evet hayır
Evet hayırEvet hayır
Evet hayır
 
1960 REPUBLIC OF CYPRUS CONSTITUTION..
1960 REPUBLIC OF  CYPRUS  CONSTITUTION..1960 REPUBLIC OF  CYPRUS  CONSTITUTION..
1960 REPUBLIC OF CYPRUS CONSTITUTION..
 

Uluslararası Hukuk ve Türk Hukukunda Mülteciler

  • 1. ULUSLARARASI HUKUK VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİLER GİZEM AY DOKUZ EYLUL UNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER
  • 2. İÇERİK  Göç Nedir?  Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişim Süreci  Uluslararası Mülteci Hukukunda Temel Belgeler  Mülteci,Sığınmacı,Göçmen Tanımları  Türkiye Mevzuatında Mülteciler-YUKK  Koruma Statüleri  Geri Kabul Anlaşması
  • 3. GÖÇ MIGRATION DÜZENLİ GÖÇ REGULAR MIGRATION DÜZENSİZ GÖÇ IRREGULAR MIGRATION • Tanınan, yasal kanallar kullanılarak gerçekleşen göç. Gönderen, transit ve alıcı ülkelerin düzenleme normlarının dışında gerçekleşen hareketler. Uluslararası bir sınırı geçerek veya bir devlet içinde yer değiştirmek.Süresi, yapısı ve nedeni ne olursa olsun insanların yer değiştirdiği nüfus hareketleridir.Buna, mülteciler, yerinden edilmiş kişiler, yerinden çıkarılmış kişiler ve ekonomik göçmenler dâhildir.
  • 4. Mülteci Hukuku’nun Gelişim Süreci 1930- Mülteciler Uluslararası Nansen Ofisi 1938- Hükümetler Arası Mülteciler Komitesi 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Kabulü14 Aralık 1950- BMMYK (UNHCR) 28 Temmuz 1951- Cenevre Sözleşmesi 1967- Newyork Protokolü Mülteci Hukuku’nun Gelişim Sürecinde Tarihsel Olaylar Öncesi) 1.1912 Balkan Savaşları 2.1914 Birinci Dünya Savaşı 3.1917 Sovyet Devrimi 4.1945 İkinci Dünya Savaşı
  • 5. Uluslararası Mülteci Hukukunda Temel Belgeler  1. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi  2.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi  3. 1951 Cenevre Konvansiyonu Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme  4.1967 Newyork Protokolü
  • 6. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi 14 Aralık 1948  Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır. (madde 14)  Maddenin 2. fıkrasında hakkın özünü korumak ve kötü niyetli uygulamaların önüne geçmek için iltica hakkı koruma alanının dışında kalan kısım belirtilmiştir:  “Gerçekten de siyasi olmayan suçlar veya Birleşmiş Milletler’in amaçları ve ilkelerini ihlal eden davranışlardan kaynaklanan kovuşturmalar söz konusu olduğunda bu hakka başvurulamaz.”  Kabul eden ülkelerin sayısı çok fazla olmasına rağmen İHEB, uluslararası hukuk anlamında bir sözleşme olmadığından, tanımladığı haklar konusunda takip, denetim ve yaptırım mekanizmalarına sahip değildir. Bu nedenle İHEB’nde tanımlanan haklar için ayrı ve özel sözleşmeler düzenlenmesi ihtiyacı belirmiştir.  27 Mayıs 1949’da Türkiye kabul etti
  • 7. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 Kasım 1950  Madde 14  Ayrımcılık yasağı: Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır. Eğer bunlar sağlanmıyorsa bu durum bir insan hakkı suçudur. Örneğin bir topluluğa gruba cemaate cemiyete mensupsanız veya herhangi bir şekilde bir bağınız varsa ve bağınızdan dolayı toplum ve devlet tarafından ötekileştiriliyorsanız dışlanıyorsanız ayrımcılığa tabi tutuluyorsanız. Bu durumlar bir insan hakı sucudur.  Bu sebepten dolayı AİHS’e göre güvenli bir ülkeye iltica etme hakkı doğar.  Türkiye 18 Mayıs 1954'te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987'de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990'da kabul etmiştir.
  • 8. 1951- Cenevre Sözleşmesi  Mülteci kavramı,  1 Ocak 1951'den önce Avrupa’da meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle , yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.
  • 9. Mülteci Statüsünün Verilemeyeceği Kişiler (1951 Cenevre Sözleşmesi 1. maddesi (d),(e),(f) fırkası gereği) D. Bu Sözleşme, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği dışında, diğer bir Birleşmiş Milletler organı veya örgütünden halen koruma veya yardım gören kimselere uygulanmayacaktır. (örnek: Filistinliler) E. Bu Sözleşme, ikamet ettiği ülkenin yetkili makamlarınca o ülke vatandaşlığına sahip olanların sahip bulundukları hak ve yükümlülüklere sahip sayılan bir kişiye uygulanmayacaktır., F. Bu Sözleşme hükümleri: (a) barışa karşı suç, savaş suçu veya insanlığa karşı suç gibi suçar içn hükümler koyan uluslararası belgelerde tanımlanan bir suçişlediğine; (b) (b) mülteci sıfatıyla kabul edildiği ¸ülkeye sığınmadan önce, sığındığı ülkenin dışında ağır bir siyasi olmayan suç işlediğine; (c) (c) Birleşmiş Milletler'in amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden suçlu olduğuna; dair hakkında ciddi kanaat mevcut olan bir kişi hakkında uygulanmayacaktır.
  • 10. Mültecilik Statüsünü Sona Erdiren Durumlar  (1) Vatandaşı olduğu ülkenin korumasından kendi isteği ile tekrar yararlanırsa; veya  (2) Vatandaşlığını kaybettikten sonra kendi arzusu ile tekrar kazanırsa;veya  (3) Yeni bir vatandaşlık kazanmışsa ve vatandaşlığını yeni kazandığı ülkenin himayesinden yararlanıyorsa; veya  (4) Kendi arzusu ile terk ettiği veya zulüm korkusu ile dışında bulunduğu ülkeye kendi arzusu ile, tekrar yerleşmek üzere dönmüşse; veya  (5) Mülteci tanınmasını sağlayan koşullar ortadan kalktığı için vatandaşı olduğu ülkenin korumasından yararlanmaktan sakınmaya artık devam edemezse;  (6) Tabiiyetsiz olup da, mülteci tanınmasını yol açan koşullar ortadan kalktığı için, normal ikametgahının bulunduğu ülkeye dönebilecek durumda ise;
  • 11. Geri Göndermeme İlkesi (Non-refoulement)  Madde 33:  "Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.  "Bununla beraber, bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılması yolunda ciddi sebepler bulunan veya özellikle ciddi bir adi suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükümle mahkum olduğu için söz konusu ülkenin halkı açısından bir tehlike oluşturmaya devam eden bir mülteci, işbu hükümden yararlanmayı talep edemez."
  • 12. 1967-Newyork Protokolü  Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü’ne göre mülteci;  Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahıstır.
  • 13. Coğrafi çekince  1951 sözleşmesinin koyduğu; 1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar” ve ”Avrupa’da meydana gelen olaylar” 1967 protokolünde kaldırılmıştır.  Sözleşmenin ilk taraf devletlerinden olan Türkiye, 29 Ağustos 1961 tarihinde bu konudaki deklarasyonunu açıklamış ve başlangıçtaki ibareyi "Avrupa'da meydana gelen olaylar nedeniyle" şeklinde anladığını ve kabul ettiğini ifade etmiştir.  Coğrafi çekinceyi sürdüren 4 ülke bulunmaktadır:  Türkiye  Madagaskar,  Kongo  Monako
  • 14. SIĞINMACI (ASYLUM SEEKER) TERMİNOLOJİ KARMAŞASI MÜLTECİ (REFUGEE) GÖÇMEN IMMIGRANT " Irkı , dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba .mensubiyeti veya siyasi dü şünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönerneyen veya dönmek istemeyen kişi" Sığınmacı, mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişilere denir. Bu terim genellikle, mülteci statüsü almaya yönelik başvurularının hükümet ya da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) tarafından karara bağlanmasını bekleyen kişiler için kullanılır. Statüleri resmi olarak tanınmamış da olsa, sığınmacılar menşei ülkelerine zorla geri gönderilemezler ve haklarının korunması gerekir. Uluslararası düzeyde genel kabul gören bir göçmen tanımı bulunmamaktadır. Göçmen teriminin, “kişisel rahatlık” amacıyla ve dışarıdan herhangi bir zorlama unsuru olmaksızın ilgili kişinin hür iradesiyle göç etmeye karar verdiği durumları kapsadığı kabul edilmektedir.
  • 15. Türk Hukukunda Mülteciler  1994 Yönetmeliği  2006 Yönetmeliği  Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK)  -11 Nisan 2013’te YUKK meclisten geçti  -2014’de yürürlüğe girdi  - Oluşum sürecinde STK temsilcileri ve akademisyenler biraraya geldi.  -Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu  Bu süreçte kanun olmadığından birçok problem çıkmaktaydı. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilendirildiği için AB ve İnsan hakları örgütleri tarafından çok eleştirildi. AMAÇ SİVİLLEŞTİRMEK
  • 16. Mülteci Şartlı Mülteci İkincil Koruma Geçici Koruma YUKK’ta belirlenen uluslararası koruma statüleri Cenevre Sözleşmesi Tanımını ifade eder. (Avrupa’dan gelen şartı) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak, c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, Avrupa dışında meydana gelen olaylar nedeniyle, mülteci tanımındaki şartlara haiz olduğunu iddia ederek, üçüncü ülkelere iltica etmek üzere Türkiye’den uluslararası koruma talebinde bulunan kişidir. kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancılara sağlanan korumayı ifade etmektedir.
  • 17. Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuku Statüsü nedir? Geçici Koruma statüsü
  • 18. Geri kabul anlaşması  “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşma”yı (“GKA”) 16 Aralık 2013’te imzalarken; GKA, 1 Ekim 2014 itibarıyla yürürlüğe girmiştir.  GKA, özünde, karşılıklılık temelindedir.GKA’nın iki niteliği, öne çıkmaktadır: GKA, bir “uluslararası anlaşma”dır ve ülkeden çıkarılma sürecinin “son halkası” dır.
  • 19.  AB’nin diğer bir uluslararası anlaşmasının hükümleri gibi, “o anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren, [Birlik] hukukunun ayrılmaz bir parçasını oluşturur”  Türkiye açısından, GKA, bir uluslararası anlaşma olarak, “kanun hükmünde” sayılıp;6 Türk hukukunun bir parçası hâline gelmiştir.  (Türk mahkemeleri, tıpkı Türkiye’nin diğer uluslararası anlaşmaları gibi, GKA’yı da yorumlayabilir)  GKA, ülkeden çıkarılma sürecinin son halkası olup; özünde,gönderme veya sınır dışı etme kararının tamamlayıcısıdır
  • 20. ü Ülkeden çıkarılma süreci bir devletin ülkesinde hukuka aykırı bulunan bir kişinin varlığını gerektirir. Bu meyanda, hukuka aykırı bulunup bulunmama, ilgili devlet yönünden alakalı hukuk kurallarının ve bu kurallardaki prosedüre ilişkin güvencelerin uygulanmasını müteakip bir gönderme kararı ile belirlenir GKA, aslında, ilgili kişinin “transferi” ve “kabulü” ile ilgili detaylı düzenlemeler getirerek, bir nevi, ülkeden çıkarılma sürecinin bütününün başarısının anahtarı olarak düşünülebilir.
  • 21. AB AÇISINDAN GKA  AB, ortak bir göç politikası geliştirmenin aracı olarak, Amsterdam Antlaşması (1999) ile birlikte geri kabul anlaşmaları bağıtlamak yönünden yetki kazanmış olup; Lizbon Antlaşması (2009) ile birlikte bu yetki daha da netleşmiştir.  Bu geri kabul anlaşmaları, ufak tefek farklılıklar taşısa bile; esas olarak aynı olup; çoğu kez söz gelişi vize kolaylığı anlaşmaları gibi yan araçlar ile desteklenerek yapılabilmiştir.  GKA da, AB açısından,, “üyesi devletlerin ülkeden çıkarmak istediği kişilerin ülkeden çıkartılmasının sağlanmasının ana mekanizması” ve düzensiz göçle mücadele aracı olarak görülüp; ancak AB – Türkiye vize liberalizasyonu diyalogu ve Türkiye ile vizesiz rejime doğru yol haritası eşliğinde bağıtlanabilmiştir.
  • 22.
  • 23. TÜRKİYE AÇISINDAN GKA  Türkiye, geri kabul anlaşmalarına düzensiz göçle mücadelenin bir aracı olarak yaklaşmakta olup; bugüne kadar 12 devlet ve AB ile geri kabul anlaşması akdetmiştir.  GKA da, Türkiye açısından, özellikle kamuoyunda vizesiz Avrupa’nın anahtarı olarak görülmüşse de; resmi metinlere bakılırsa; bir yandan AB ile üyelik sürecinde gerekli bir adım, diğer yandan da düzensiz göçle mücadele aracı olarak ele alınmaktadır.  GKA, Türkiye’nin veya AB üyesi bir devletin ülkesine girme, burada bulunma veya ikamet etme şartlarını taşımayan veya artık taşımayan kişileri kapsamına alır
  • 24.
  • 25. Anlaşma’nın İçeriği  Türkiye ile AB arasında imzalanan GKA,temel olarak, Türkiye’den bir AB üyesi ülkeye ya da AB üyesi bir ülkeden Türkiye’ye giriş yapan ve burada yasal statüde bulunmayan kişilerin karşı tarafa iade edilmesini öngörmektedir.  Anlaşmaya göre AB ülkeleri, sınırlarına yasa dışı yollarla girmiş veya burada bulunmak için yasal koşulları sağlamayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, vatansızların ve üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’ye iadesini isteyebilecektir.  Mütekabiliyet esası uyarınca, AB ülkeleri de Türkiye’de kanunsuz olarak bulunan vatandaşlarını ve kendi toprakları üzerinden Türkiye’ye geçmiş olan düzensiz göçmenleri geri kabul etmek zorunda olacaklardır.  Fakat şimdiye kadar bu yönde kayda değer bir göç dalgası mevcut olmadığından, GKA esasen Türkiye’ye geri kabul yükümlülüğü getiren bir anlaşma olarak yorumlanabilir.
  • 26.  AB üyesi bir ülkenin, Türkiye’den bir kişinin geri kabulünü talep etmek için kişinin AB’ye Türkiye üzerinden geçmiş olduğunu ve kendisine Türkiye makamlarınca vize ya da ikamet izni düzenlemiş olduğunu belgelemesi gerekmektedir (madde 4/1).  Eğer şahsın geçerli bir pasaportu ve Türkiye’ye girmesi için gereken vize, ikamet izni gibi belgeler varsa yazılı bir geri gönderim talebi olmaksızın doğrudan geri gönderilebilecektir (madde 7/3).  Gerçek veya sahte bir belge üzerine Türkiye makamlarınca vurulmuş giriş/çıkış damgası, Türkiye’de düzenlenmiş fatura, kredi kartı fişi, makbuz, bilet, kira sözleşmesi gibi belgeler de geri gönderim için yeterli delil sayılacaktır (Ek 3).  Bu tür delillerin mevcut olmadığı durumlar için ise, talep eden devlet tarafından düzensiz göçmenin sınırı yasa dışı biçimde geçtikten hemen sonra yakalandığına dair beyanları, kişinin kimliği hakkında üçüncü kişilerin vereceği bilgiler ve kişinin kendi beyanları da “kesin olmayan karineler” olarak belirtilmektedir (Ek 4).  Düzensiz göçmenin Türkiye’den AB topraklarına geçtiği yazılı olarak belgelendirilemediğinde bu tür beyan ve ifadeler de kişinin Türkiye’ye geri gönderilmesi için temel teşkil edebilecektir.  Türkiye makamlarının buna itirazı ise, anlaşmada öngörülen süre içerisinde aksi yönde delil göstermek yoluyla mümkün olabilecektir.
  • 27.  AB’ye Türkiye yoluyla geçmiş oldukları ancak “kesin olmayan karineler” ile tespit edilebilen üçüncü ülke vatandaşları ve vatansızların Türkiye’ye iadeleri için beş yıllık bir zaman aşımı süresi mevcuttur.  Dolayısıyla bu kişilerden Türkiye’yi beş yıl ve daha fazla süre önce terk etmiş olanlar için geri kabul talebinde bulunulmayacaktır. Türkiye’den geçtikleri belgelendirilebilenler için ise herhangi bir zaman aşımı söz konusu değildir (madde 2/3).  Üçüncü ülke vatandaşları ve vatansızlardan geri kabul için koşulları haiz kişinin tespiti üzerine geri gönderim yapmak isteyen ülkenin Türkiye makamlarına altı ay içerisinde başvuruda bulunacak, Türkiye makamları bu başvuruya 5 ila 60 gün içinde cevap verecektir (madde 11).  Talebin uygun bulunmasını müteakip, şahsın geri gönderimi üç ay içinde tamamlanacaktır. Öte yandan sınırı yasal olmayan yollarla geçtikten hemen sonra yakalananlar üç günlük hızlandırılmış bir prosedürle geri gönderilebilecektir (madde 7/4).
  • 28.  GKA’ya göre aşağıdaki şartları taşıyan kişiler Türkiye’ye iade edilmeyecektir (madde 4/2):  Türkiye vizesi bulunmayıp Türkiye yolunu yalnızca havaalanı transferi için kullananlar  AB üyesi bir ülkeden vize veya ikamet izni almış olanlar  Kendileri için vize şartı bulunmayan bir AB ülkesine girmiş olanlar  Anlaşma çerçevesinde Türkiye’ye gönderileceklerin Türkiye sınırına kadarki ulaşım masraflarını talep eden devlet karşılayacaktır. Bu kişilerin Türkiye’de barındırılmaları ve -şayet üçüncü ülke vatandaşları iseler- ülkelerine gönderilmeleri için gereken masrafları ise Türkiye üstlenecektir (madde 16).
  • 29.  Türkiye ile AB arasında imzalanan GKA, özgürlük, güvenlik ve adalet alanlarında Lizbon Anlaşması’nın dışında kalmayı tercih eden  Birleşik Krallık,  İrlanda  Danimarka  AB üyesi olmayan Schengen bölgesi ülkelerini (İzlanda, Norveç, İsviçre ve Lihtenştayn) kapsamamaktadır.  Türkiye, vize yol haritasına koyduğu şartlarda, söz konusu ülkeler Türkiye vatandaşlarına vize muafiyeti uyguladıkları takdirde GKA’yı bu ülkelere yönelik de uygulayacağını belirtmiştir.
  • 30.  Türkiye için ise anlaşmanın başlıca iki önemi vardır.  Birincisi, anlaşmanın sınır ve göç yönetimine ilişkin yasal ve kurumsal reformların hızlanması ve uygulamaların uluslararası standartlarda verimli hale getirilmesi için hızlandırıcı bir etkisi bulunmaktadır.  İkincisi GKA’nın vize diyaloğu ile birlikte yürütülmesinden dolayı Türkiye’nin anlaşmayı yürürlüğe koyması sonucunda, AB’nin Türk vatandaşlarına uyguladığı turistik vizelerin kaldırılması mümkün olacaktır. Türkiye’nin bu yöndeki beklentisi, GKA’nın sürat ve ciddiyetle uygulanması için bir teşvik kaynağı olmuştur.
  • 31.  Türkiye, henüz GKA üzerindeki müzakereler devam etmekteyken 11 Nisan 2013 tarihinde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu kabul etmiştir.  Türkiye’deki göçmen ve mültecilerin durumunu düzenleyen bu Kanun’la İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) kurulmuş, böylece göç yönetiminin tek bir kurumsal çatı altında birleştirilmesi için önemli bir adım atılmıştır.  GKA’nın imzalanmasının ardından, 16 Nisan 2014 tarihli ve 2014/6 sayılı Başbakanlık genelgesiyle, ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarından GİGM’e anlaşmanın uygulamaya konması için her türlü desteği vermeleri istenmiştir.  Çeşitli kurumlara bağlı birimlerin GİGM’e devriyle müdürlüğün merkez ve taşra teşkilatı tamamlanmış, yurt dışı teşkilatının da kurulması için çalışmalar başlatılmıştır. Müdürlüğün yasal, idari ve teknik kapasitesinin artırılmasında ve geri gönderme merkezlerinin uluslararası standartlarda yapılandırılmasında IOM ve yabancı fonlardan destek almıştır.
  • 32.  Türkiye’nin GKA kapsamında Avrupa’dan geri gönderilecek kişileri geldikleri ülkelere iade edebilmesi için o ülkelerle arasında ikili geri kabul anlaşmalarının bulunması gerekmektedir.  Türkiye bugüne kadar yalnızca 13 ülkeyle (Suriye, Yunanistan, Kırgızistan, Romanya, Ukrayna, Pakistan, Rusya, Nijerya, Yemen, Moldova, Bosna-Hersek, Belarus ve Karadağ) geri kabul düzenlemeleri imzalamıştır.  Bunlardan Nijerya, Yemen, Karadağ ile olan anlaşmalar henüz onaylanmamış olup diğerleri resmen yürürlüktedir.  Türkiye’nin AB ile GKA imzalamasının ardından özellikle kendi üzerinden Avrupa’ya göç veren ülkelerle ikili GKA’lar imzalaması beklenmekteydi. Fakat Aralık 2013’ten bu yana Türkiye yalnızca iki ülkeyle (Belarus ve Karadağ) GKA imzalamıştır.  Bu ülkeler ise Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden göç güzergahlarının üzerinde yer almamaktadır.
  • 33. Vize Serbestliği  AB’nin Türkiye’den beklentileri:  GKA’nın yürürlüğe konması ve gereğince uygulanması  • Avrupa’ya yönelik yoğun yasa dışı göçlerin olduğu ülkelerle vakit geçirilmeden geri kabul anlaşmaları imzalanması ve bunların yürürlüğe konması  • AB standartlarına uygun olmayan pasaportların kullanımına son verilmesi Sınır kontrollerinin dikkatli uygulanması  • Sınır geçişleri ve sınır görevlilerine ilişkin AB normlarına uygun yeni bir yasa yapılması  • AB’ye fazla yasa dışı göçmenin geldiği ve AB için “yüksek güvenlik riski” teşkil eden ülkelerin vatandaşlarına sınır kapılarında vize verilmemesi ve bunların Türkiye’ye giriş koşullarının gözden geçirilmesi  • Havaalanı aktarmalarında üçüncü ülke vatandaşlarına transit vize uygulanması
  • 34.  • AB üyesi ülke vatandaşlarından Türkiye’ye girişte vize istenmemesi  • Sığınmacı ve mültecilere yönelik düzenleme ve uygulamaların uluslararası normlara uygun duruma getirilmesi ve kurumsallaştırılması  • Mülteci statüsündeki kişilere geçimlerini sağlama, kamu hizmetleri ve sosyal haklardan yararlanma ve Türkiye’ye entegrasyon imkanlarının tanınması  • Göçmenlere ilişkin kanunların AB standartlarına uygun hale getirilmesi, bu konuda verilerin sağlıklı tutulması ve yasa dışı göçlere karşı gerekli tedbirlerin alınması  • Türkiye sınırları içinde kanunsuz olarak bulunan üçüncü ülke vatandaşlarının sınır dışı edilmesi  • Sınır aşan organize suçlar, kaçakçılık, terör ve yolsuzluklarla mücadele edilmesi, bu konulara ilişkin uluslararası sözleşmelerin uygulanması  • AB’nin Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşların, mültecilerin ve vatansızların kimlik bilgilerine erişimine müsaade edilmesi  • Kişisel verilerin muhafazası hakkındaki yasal prosedürlerin AB standartlarına uyumlu hale getirilmesi
  • 35. AB’nin Değerlendirmeleri  Vize serbestliğinin gerçekleşmesi, öncelikle Türkiye’nin vize yol haritasında uygulamayı taahhüt ettiği şartları yerine getirmesine bağlı olduğundan Komisyon, Türkiye’yi yol haritasının uygulanması bakımından düzenli olarak izlemiş ve bu konuda toplam üç rapor yayımlamıştır. Bunun dışında AB kurumlarının başka metinler içinde vize serbestisi sürecine değindikleri de olmuştur.  Vize Yol Haritası 1. Değerlendirme Raporu 20 Ekim 2014  Türkiye’nin birçok şartı karşılama yolunda attığı olumlu adımlar not edilirken özellikle bazı hususlarda henüz gereklilikleri yerine getirmekten uzak olduğu belirtilmiştir
  • 36.  2015 Türkiye-AB İlerleme Raporu 10 Kasım 2015  Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartlara rağmen vize serbestisi yol haritasının öngördüğü koşulları yerine getirme yolunda ilerleme kaydettiği belirtilmiştir. Yine de raporda Türkiye’den bazı noktalarda somut adımlar beklemekte. (Ege kıyıları)  Vize Yol Haritası 2. Değerlendirme Raporu  4 Mart 2016 tarihinde yayımlanmıştır. Raporda Türkiye’nin özellikle 29 Kasım 2015 tarihli zirveden sonra birçok olumlu adımı hızla attığına dikkat çekilmiştir. Buna karşılık, yol haritasında ancak sınırlı bir ilerlemenin sağlandığı, 72 kriterin 19’unun tamamen, 17’sinin neredeyse karşılandığı, kriterin kısmen karşılanıp iyi yönde ilerlemeler sağlandığı, 9 kriterin kısmen karşılandığı, 3 kriterin ise hiç karşılanmadığı kaydedilmiştir.
  • 37.  20 Nisan 2016 Türkiye-AB Mutabakatı Değerlendirme Raporu  Vize serbestisi süreci hakkında da bazı görüşler ortaya koymuştur. Komisyon, Türkiye’nin bütün şartları yerine getirmesi durumunda 4 Mayıs 2016 tarihinde yayımlayacağı üçüncü değerlendirme raporu ile beraber vizelerin kaldırılması yönünde Konsey ve Parlamento’ya teklifte bulunacağını açıklamıştır. Mutabakattan kısa süre sonra 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun TBMM’de kabul edilmesi, Türkiye ile Pakistan arasında daha önce imzalanmış olan GKA’nın onaylanarak yürürlüğe girmesi, Türkiye’nin EUROPOL ile işbirliğini artırması, Avrupa Konseyi Sınırdışı Sözleşmesi’nin ek protokollerini imzalaması ve Yunanistan ile arasındaki geri kabul sözleşmesini hakkıyla uygulaması gibi gelişmelerin olumlu karşılandığı raporda, Türkiye’nin 4 Mayıs tarihine kadar bazı noktalara yoğunlaşması gerektiğini savunur. (eşit haklar gibi)  Vize Yol Haritası 3. Değerlendirme Raporu  AB övgüyle karşılamıştır. Ancak belli şartlar sunmuştur:
  • 38.   GKA’nın gereğince uygulanması: Türkiye, GKA’yı üçüncü ülke vatandaşları için 1 Haziran 2016 tarihinden itibaren uygulamaya koyacaktır.  • AB standartlarına uygun yeni pasaportların kullanıma sunulması: Kısa vadede yukarıda bahsedilen ara formülle çözüm bulunacaktır.  • Yolsuzlukla mücadele: Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) Türkiye’ye ilişkin son raporunda sunmuş olduğu tavsiyelerin yerine getirilmesi istenmektedir. Bu tavsiyeler içerisinde yasama faaliyetlerinde sivil topluma daha fazla danışılması, torba yasa çıkarılmaması, milletvekillerine mali şeffaflık getirilmesi, milletvekillerinin ve yakınlarının ekonomik faaliyetlerde bulunmaması, yolsuzluk şüpheleri karşısında adli kurumların gereğini yerine getirmeleri, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, hakim ve savcıların atama ve etik değerlendirmelerinin AB standartlarında gerçekleştirilmesi gibi yasama ve yargıyı ilgilendiren birçok hususa vurgu yapılmaktadır.
  • 39.   Kişisel verilerin korunması: Bu konudaki yasal düzenlemelerin AB standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi istenmektedir. Özellikle 6698 sayılı Kanun ile kurulan Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun bağımsızlığının ve yasa uygulayıcıların kanunlar çerçevesinde hareket etmesinin altı çizilmektedir.  • EUROPOL ile operasyonel işbirliği: İki taraf arasında bir işbirliği için müzakerelerin başlatılması istenmektedir. Bunun için ise öncelikle kişisel verilerin korunmasına ilişkin değişikliklerin yapılması gerekmektedir.  • AB üyesi ülkelerle ceza yargısı konusunda işbirliğinin artırılması  • Terörle mücadelede insan haklarına uyulması: İlgili kanun ve uygulamaların AB standartlarına uyumlu hale getirilmesi istenmektedir.
  • 40.  Türkiye ise özellikle terörün önemli bir güvenlik tehdidi meydana getirdiği bir dönemde Terörle Mücadele Kanunu’nda herhangi bir değişiklik yapılamayacağını ifade etmektedir.  Bu şartlar altında vize serbestisi, Mart 2016 mutabakatında öngörülen takvime göre hayata geçirilememiştir.
  • 41.
  • 42.
  • 43.
  • 44.
  • 45.  2016 yılı sonu itibarıyla dünyada,  65,6 milyon zorla yerinden edilmiş insan,  22,5 milyon mülteci  40,3 milyon kendi ülkeleri içinde yerinden edilmiş kişi  2,8 milyon sığınmacı UNHCR VERİLERİNE GÖRE;