2. Nickolas Muray (1892-1965) was “a man for all seasons.” When
he emigrated from his native Hungary to the United States, at
21 years of age, he brought with him the belief he would make
an indelible contribution. At the time of his death, he seems to
have photographed everyone and everything, from presidents
to pea soup. Most Americans were familiar with his
photographes, if not with their creator. Muray was
internationally renowned as an Olympian champion fencer; he
was a pilot and a lover of women. With his abundance of
talent, personal charm, handsome looks, and boundless
creative powers, he managed to live a self-effacing life.
In August of 1913, armed with $25, a fifty-word English
vocabulary, and unrelenting determination, Miklós Murai
arrived at Ellis Island, where he became Nickolas Muray. By
1920, Nick had moved to 129 MacDougall Street in Greenwich
Village, living in one room and working in the other. An
exhibition in a small art gallery around the corner from his
studio drew attention to his portraits. Soon his photographs
were being published in the New York Tribune, and he was
hired to photograph Broadway star Florence Reed for Harper’s
Bazaar magazine. Overnight, his evocative, soft focus style of
portrait photography became a sensation. He was soon
photographing everybody that was anybody; actors, dancers,
film stars, politicians and writers, His commercial photography
also was in demand: advertising, fashion, and home interiors.
Many of his clients, drawn initially to Nick’s high quality
photography, referred others or returned themselves because
of his winning personality. Nickolas Muray was dashing.
Women were often enamored of him, and men wanted to be
his friend. Nick became arguably the most successful celebrity
and fashion photographer of the 1920s.
Nickolas Muray (1892-1965), “on parmağında on marifet olan
biri”ydi. 21 yaşında, doğduğu Macaristan’dan ABD’ye göç
ettiğinde, unutulmaz izler bırakacağına inanıyordu. Öldüğünde,
devlet başkanlarından bezelye çorbasına, neredeyse herkesin
ve her şeyin fotoğrafını çekmişti. Birçok Amerikalı, çeken kişiyi
bilmese de fotoğraflarını tanıyordu. Muray, dünya çapında
tanınan Olimpiyat şampiyonu bir eskrimciydi; pilottu ve kadın
tutkunu bir erkekti. Büyük yeteneği, çekiciliği, yakışıklılığı ve
sınırsız yaratıcılığına rağmen, mütevazi bir yaşam sürmeyi
başarmıştı.
Miklós Murai, Ağustos 1913’te, 25 dolar, 50 kelimelik İngilizcesi
ve yılmaz bir kararlılıkla Ellis Adası’na ulaştı; adını değiştirerek
Nickolas Muray oldu. 1920’de , Greenwich Village, 129
MacDougall Street’e taşındı; bir odada yaşıyor, diğerinde
çalışıyordu. Stüdyosuna yakın küçük bir galeride açtığı sergi,
fotoğraflarının dikkat çekmesini sağladı. Çok geçmeden
fotoğrafları New York Tribune’de basılmaya başladı ve Harper’s
Bazaar Nick’e, Broadway yıldızı Florence Reed’in fotoğraflarını
ısmarladı. Kısa sürede, Muray’ın portre fotoğrafçılığındaki
etkileyici, flu üslubu büyük ilgi uyandırdı. Çok geçmeden,
aralarında oyuncular, dansçılar, film yıldızları, politikacılar ve
yazarların yer aldığı belli bir ünü olan herkesin fotoğrafını
çekmeye başladı. Reklamcılık, moda ve iç mekânları konu alan
ticari fotoğrafları da revaçtaydı. Başlangıçta nitelikli
fotoğraflarına ilgi gösteren müşterilerinden birçoğu, cazip
kişiliği nedeniyle onu başkalarına tavsiye ediyor ya da
kendisiyle tekrar çalışmak istiyorlardı. Nickolas Muray
gösterişliydi. Kadınlar çoğu zaman ona âşık oluyor, erkekler
arkadaş olmak istiyordu. Nick’in, 1920’li yılların en başarılı
şöhret ve moda fotoğrafçısı olduğu söylenebilir.